SANAT TARİHİ ARAŞTIRMALARI
PROF.DR.HAŞİ~ KARPUZ'A ARMAGAN
Editör Mustafa DENKTAŞ
Osman ERA VŞAR
Sanal Tarihi ı\r:ışıımıalan Prof.Dr. Haşim Karpuz'a ı\nııağan
Ediıör:
Musı:ıfa Dcnkıaş-Osman ERAVŞAR
Baskı Enııan Ofscı
Kıvılcım Kitapevi Kayseri
Konya, Şubat 2007
ISBN 975-6667-05·7
1 1111 11 11
9 789756 667057
Kitaptaki makalelerin bilimsel sonımluklan yaı:arlanna aittir.
EDİRNE ÇAKIR AGA CAMİSİ Mustafa ÖZER'
1. Giriş:
Edirne'nin eski ismi Çavuş Bey-Çakır Ağa, şimdiki Yeni Mahalle, Saraçhane mevkiinde, Hükümet Caddesi ile Kışla(lı)lar Sokağı'nın kesiştiği
yerde, Saraçhane (Şehabettin Paşa) Köprüsü'ne giden yolun hemen sağında
yer alan Çakır Ağa Camisi; 51L- IVc pafta, 288 ada, 7 parselde bulunmaktadır.
Tescilli anıt eserler arasında yer alan cami, günümüze kadar ayrıntılı olarak ele
alınıp, incelenmemiştir. Eserin banisi ve Il. Mehmed dönemi subaşılanndan
olan Çakır Ağa'nın, incelediğimiz eseri dışında, İstanbul, Silivri, Bursa ve Osküp'de de vakıfları olduğu bilinmektedir. Bu çalışmamızda Edirne Çakır Ağa
Camisi; plan, mimari, malzeme-teknik ve süsleme açılarından ele alınarak,
Türk Mimarisi içerisindeki yeri ve önemi vurgulanmıştır. H. 887 /M. 1482 tarihli bir vakfiyesi bulunan eserin inşa tarihi ile geçirdiği onarımlar aydınlatılması
gereken konular arasındadır. İlk defa tarafımızdan incelenen eser hakkında kısa bilgiler veren az sayıdaki yayın, ilgili yerlerde belirtilmiştir.
il. Çakır Ağa:
II. Mehmed (Fatih Sultan Mehmed) devrinin önemli devlet adamlarından
olan ve vakfiyesinde Hacı Çakır Ağa ibn-i Abdullah olarak adı kayıtlı olan Çakır Ağa'nın; Bursa'da subaşılık yaptığı, il. Mehmed ile İstanbul'un fethine kaWdığı
ve H. 861/M. 1456'da İstanby.l Subaşılığı'nda bulunduğu bilinmektedir1• Nerede doğduğu ve öldüğü belirlenemeyen Çakır Ağa'nın Silivri'de öldüğü ve buraya defnedildiği ileri sürülmektedir2• Vakfiyesinde de belirtildiği gibi, Hacı Çakır Ağa ibn-i Abdullah olarak anılması, Çakır Ağa'nın sonradan Müslüman
olduğu düşüncesini akla getirmektedir. Bilindiği gibi, Osmanlı Dönemi'nde, sonradan İslamlığı kabul edenler, "ibn-i Abdullah" şeklinde kaydedilmektedir.
Ancak, Çakır Ağa'nın geçmişi ile ilgili elimizde şimdilik bir belge olmadığı
için, bu konuda kesin bir yargıya varmak mümkün olmamaktadır. İleride arşiv belgeleri üzerinde yapılacak araştırmalarla bu konunun açıklığa kavuşturulacağını umut etmekteyiz.
Edime'nin kurucuları arasında yer alan Çakır Ağo.Jnın: Edime'de camisi
dışında bir çifte hamamı ile İstarıbul'da dört camisi ve bir mescidi; Silivri'de cami, imaret ve zaviyeden oluşan bir külliyesi; Bursa'da bir hamamı ve Osküp'te de bir mescidirıirı olduğu kaynak ve yayırılardan öğrenilmektedir3.
111. Çakır Ağa Camisi:
Vakfiyesinde mescid olarak kayıtlı olan, ancak günümüzde minberli hali ile cami fonksiyonunu yerine getiren Çakır Ağa Camisi, geçirmiş olduğu onarımlarla günümüze ulaşmıştır. Yapılan onarımlar sonucu orijinal
halirıi önemli ölçüde kaybeden eser, doğu- batı ve kuzeyden birer duvarla
oluşturulmuş bir bahçe içerisinde yer almaktadır (fot. 1). S. Çetirıtaş tarafından Vakıflar Genel Müdürlüğü adına hazırlanan, Edime'deki vakıf eserlerin durumuna ilişkin 1938 tarihli raporda Çakır Ağa Camisi, üçüncü derecede ve
gerektiğinde yıktırılması uygun görülen eserler arasında gösterilmiştir4.
Kare planlı ve üzeri içten piramidal ahşap bir tavanla, dıştan ise kiremit
kaplı kırma çatıyla örtülü bir harim ile bunun kuzeydoğu köşesinde yer alan minaresi ile sade bir görünüme sahip olan eserin, kuzey duvarına bitişik son cemaat mahalli son yıllarda yapılmıştır (Şekil 1-3).
-315-
Eserde inşa malzemesi olaral<; beden duvarlarında kaba yonu ve moloz
ta~.' minarede ise tuğla ve düzgün kesme taş kullanılmıştır.
Kaba yonu ve moloz taş ile tuğlanın inşa malzemesi olaral< kullanıldığı doğu cephenin kuzey ucunda minare yer almal<tadır (fot. 2). Cephede, altlı ve üstlü olmal< üzere, aynı karal<terde ikişerden dört pencere bulunmal<tadır.
Düşey dikdörtgen formlu pencereler dışında cephede herhangi bir mimari eleman yoktur. Cephenin ortasında, alt sıra pencereleri ile üst sıra pencereleri
arasında ve üst seviyede cepheyi boydan boya kat eden betonarme iki hatıl vardır.
Yapının güney cephesi, gerek malzemesi ve gerekse düzeni itibarıyla, doğu cephe ile aynı özelliklere sahiptir (fot.3).
Tamamen sıvalı ve boyalı olan batı cephe, pencere düzeniyle diğer
cephelerden farldılık gösterir(fot. 4). Cephenin kuzey yansında altlı ve üstlü olmak üzere iki, güney yansında ise üst seviyede bir pencere açıklığı vardır.
Diğer cephelerdekilerle aynı karal<terde olan pencereler dışında bu cephede herhangi bir mimari unsura rastlanmaz. Cephenin güney yarısında, alt seviyede pencere olmamasını, harim mekanındald minberin bu kısma rastlamasıyla açıklayabiliriz.
Kuzey cephe tamamen sıvalı olup, diğer cephelerdekilerle aynı
karakterde ild pencere ile hareketlendirilmiştir. Bu cepheye bitişik ve dikdörtgen planlı son cemaat yerine giriş, batı cephesindeld demir doğrama
bir kapı ile sağlanmal<tadır (fot. 5). Son· cemaat yerinin doğu cephesi tamamen
kapalıdır. Kuzey cephesi ise yal<laşık l ,5m. yükseldiğe kadar ·duvarla, üzeri de demir doğramalı pencerelerle kapatılmıştır. Batı cephedeld kapı açıldığı dışında kalan kısımlar da demir doğrarnalı bir pencere ile kapatılmıştır. Batı
cephedeki kapıyla girilen son cemaat yeri, bir duvarla ild bölüme ayrılmış ve bu ild bölüm bir kapı ile birbirine bağlanmıştır. Üzeri düz ahşap tavanla örtülü son cemaat yerinden harime, caminin kuzey cephesinin batı ucunda yer alan bir kapı ile girilmektedir (fot.6). Eserdeld bütün pencerelerde gibi, alüminyum
doğramaya sahip kapıdan girilen harim kare planlı olup, üzeri yükseldikçe daralan seldzgen planlı piramidal ahşap bir çatı ile örtülüdür(fot. 7). Tepe
noktasında (göbeğinde) sekizgen bir tepeliği bulunan örtü, doğrudan caminin beden duvarlarına oturmaktadır. Harim.in güney duvarı ortasında mihrap,
güneybatı köşesinde minber ve kuzey kanadında da mahfil yer almaktadır.
Zeminden yaklaşık 1, 5m. yüksekliğe kadar ahşap lambri kaplı olan harimin bütün duvarları sıvalı ve boyalıdır. Zemini ahşap kaplı harimi aydınlatan
toplam 13 pencerenin doğramaları alüminY4mdur. Harimin kuzey kanadını
boydan boya kat eden ahşap konstrüksiyonlu mahfil, metal direlderce
taşınmal<tadır(fot. 8-9).
Güney cephe ortasındaki mihrap nişi yarım daire planlı ve yuvarlak kemerli olup, harim mekanına doğru hafıf taşıntılıdır(fot.10). Alınlık ve kemer
köşelilderi dışında kalan kısımlan tamamen fayansla kaplı olan mihrabın
üçgen alınlığında ve kemer köşelilderinde, oldukça basit ve bitkisel karakterli kabartma süslemeler bulunmaktadır. Mihrabın alınlığı kahverengi, kemer
köşelilderi ise yeşil renk boya ile boyanmıştır.
Tamamen kahverengi boya ile boyanmış ahşap minber, mihraba göre daha zengin süslemeye sahiptir(fotl 1). Minberin yan aynalıl<larında, merdiven ve taht kısmının korkululdarında karşımıza çıkan kabartma tekniğinde hazırlanmış bu süslemeler, mihrap süslemeleri ile aynı karakterdedir.
Minberin yan aynalığını tamamen kapatacak şekilde oluşturulmuş beş köşeµ yıldız kompozisyonu ve eşkenar dörtgenler ile merdiven korkuluğunda, mihrabın alınlığındaldlerle ayriı, bitkisel nitelikteld kompozisyonlar dikkati çekmektedir. Taht kısmının korkuluklan ise, ajur tekniğinde oluşturulmuş
bitldsel karakterli kompozisyonlara sahiptir.
Caminin kuzeydoğu köşesinde yer alan minarenin inşasında; düzgün kesme ve kaba yonu taş ile tuğla kullanılmıştır(fot12). Bir sıra düzgün kesme
taş ve iki sıra tuğla ile almaşık teknikte örülmüş kare planlı kaideden sonra gelen prizmatik üçgenlerle oluşturulmuş pabuç kısmı ise düzgün kesme
taşlarla inşa edilmiştir. Pabuç kısmından yanm daire kesitli taş bir bilezik ile geçilen dairesel planlı gövdenin yarısına yakın bir kısmı seldz sıra düzgün kesme taş, kalan kısmı ise tuğla ile örülmüştür. Gövde, yarım daire profilli taş
bir bilezik ile sonlanmal<tadır. Bilezikten sonra bir sıra düzgün kesme taş örgü ve ardından da şerefe gelmektedir. Düzgün kesme taş korkuluklara sahip şerefe altı oldukça sade olup, kademeli bir dolguya sahiptir. Şerefe korkuluklarının
her biri üzerinde, oldukça yüzeysel işlenmiş kaş kemerli bir düzenleme dikkati çekmektedir. Şerefeden sonra gelen dairesel petek kısmı, tamamen tuğla
örgülüdür. Minarenin piramidal külal1ı ise kurşun ile kaplanmıştır.
İnşa ve onarımlarına ilişkin herhangi bir ldtabesi bulunmayan caminin banisi Çakır Ağa'nın, H. 887 /M. 1482 tarihli bir vakfiyesinin olduğunu yukarıda belirtmiştik5. Val<liyede Çakır Ağa'dan, "Hacı Çakır Ağa ibn-i Abdullah" şeklinde bahsedilmesi, yukarida da ifade ettiğimiz gibi, kendisinin, sonradan özgürlüğüne kavuşmuş bir köle veya gayrı müslim olabileceğini
altla getirmektedir. Bu konuda ,kesin bir bilgiye sahip olmamal<la birlikte,
Osmanlı Dönemi'nde, sonradan Müslüman olanların "bin Abdullah" şeklinde
nitelendirilmesi, bu düşüncemizi desteklemektedir. Söz konusu vakfiyeye göre
Çakır Ağa: Edime Saraçlar (Şehabeddin Paşa) Köprüsü yakınlarındald dört
tarafı yol olan 14 dükkanı; etrafı Kurtçu Doğan Bey vakfı, Mevlana Müezzin Ahmed mülkü, Elif binti Mehmed mülkü ve yol ile komşu olan hayvan muhafaza yerini; Edirne Beylerbeyi Sinan Bey Mahallesi'nde olan ve etrafı
Kurtçu Doğan vakfı, Mehmed mülkü ve yol ile çevrili Miskçi dükkanları olarak bilinen boncukçu dükkanlarının tamamını; Edirne Kalesi dışında, Köprü
Kapısı önünde, dört tarafı yol ile çevrili üç dükkanı; sınırları Daye Hatun
vakfı ve yol ile belirlenmiş, Edime Kalesi'ne bitişik ve parülhadis Sultaniye Medresesi karşısındald bal<l<al dükkanını, Edirne'nin Saraçlar Köprüsü
(Şehabeddin Paşa Köprüsü) yakınındaki kendi adıyla bilinen mescidine
vakfetmiştir. Vakfın şartlarına göre, bu akarlardan elde edilen gelir ile Çakır Ağa Mescidi'nin masrafları (yağ, kandil vd.) ve görevlilerin (imam ve müezzin ile vakıf gelirlerini toplayanların) maaşları karşılanacak; geriye kalan gelir ise,
sağ olduğu sürece Çakır Ağa'ya, sonra ise oğullarına ve onların oğullarına
verilecektir6 •
Vakfiyenin tarihi ve Çakır Ağa'nın yaşadığı yüzyıl dikkate alındığında,
eserin XV. yüzyılın ortalarında inşa edilmiş olabileceğini söyleyebiliriz.
Cami'nin ilk yapımından kaldığını düşündüğümüz minare kaidesinin inşa
malzemesi ve tekniği (almaşık duvar örgüsü)7 de, bu görüşümüzü destekler niteliktedir. Çakır Ağa Camisi'nin inşa tarihini; O. Aslanapa H. 1193/M.
17798 , R. Osman H. 857 /M. 14539 , R. Kazancıgil H. 875/M. 147010 ve Edirne
Vakıflar Bölge Müdürlüğü tescil fişinde M. 1179 olarak vermektedir. Herhangi bir belgeye dayanmadan verilen bu tarihler büyük bir olasılıkla, ya eserin banisi Çakır Ağa'nın yaşadığı yüzyıl dikkate alınarak ya da geçirdiği onarıma ilişldn olmalıdır.
-317-
iV. Değerlendirme ve Sonuç:
Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün mülkiyetinde olan ve ibadete açık olan eser, bir çok deprem ve diğer afetlere maruz kalmış ve bunun sonucunda da 1905 ve 1973 yıllarında onarılmıştır. Belirttiğimiz tarihler dışında anarım
görüp- görmediği konusunda ise şimdilik bir bilgiye sahip değiliz. Eserin orijinalde tek kubbeli bir harimi ve iki kubbeli son cemaat yerinin olduğu,
H. 1321/M. 1903'te yıkılarak şimdiki haliyle inşa edildiği genel olaral< kabul edilmektedir11• Rifat Osman 'ın verdiği bilgilere göre, XX. yüzyıl başlarında, üc
tarafı dükkanlarla, bir tarafı da han bahçesi ile çevrili eser, kiremit çatılı ve tek minareliydi12• O. Onur caminin kubbesinin Balkan savaşında yıkıldığını
ve yerine ahşap bir çatı yapıldığını belirtmektedir13• 1973 yılında yapılan onarımlar sırasında ise; yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya olan yapının
beden duvarlarına betonarme hatıllar atılmış, pencerelerin alüminyum
doğramaları ile sıva -boya işlemleri yapılmış ve şimdiki camekanlı son cemaat yeri eklenmiştir. Aynca minber, mihrap, mahfil ve örtü yenilenerek, harim
duvarlarına lambri kaplanmıştır1•1• Duvar dokusu incelendiğinde, minarenin de birkaç kez onarım gördüğü anlaşılmaktadır. Ancak, bu onarımların ne zaman yapıldığını belirleme imkanı olmamıştır. Caminin ilk yapımında, dönem
özelliğine uygun bir şekilde, kaba yonu ve düzgün ~esme taş ile tuğlanın almaşık teknikte kullanıldığı kesin gibidir. Bu durumu, ilk yapımdan kaldığını düşündüğümüz minare kaidesinin duvar dokusu da göstermektedir. Büyük bir ihtimalle minarenin tamamı, almaşık bir duvar örgüsüne sahipti. Şimdiki
halde minarede, üç farklı yapım- onarım dönemine ilişkin izler buluyoruz.
Bu durumu; minarenin kaidesinde, gövdesinde ve petek kıs.mında izlemek mümkündür.
Cami plan bakımından incelendiğinde; kare planlı bir harim ile bunun kuzeyinde dikdörtgen planlı bir son cemaat yeri ve kuzeydoğu köşesindeki
minaresiyle, Erken Osmanlı Mimarisi'nin tipik bir uygulaması olarak karşımıza çıkmaktadır. Çakır Ağa Camisi'ne ilişkin olarak yaptığımız restitüsyon denemesinde; orijinalde, kare planlı harimin tek kubbe ile, son cemaat yerinin ise iki bölümlü ve üzerinin birer kubbe ile örtülü olduğu, gerek yapının mekan
boyutları ve gerekse hakkında bilgi veren yayınlara dayanılarak söylenebilir
(şekil 4- 5). Kuzeydoğu köşesindeki minaresiyle de, Türk Mimarisi'nde yaygın
olan bir şemanın tamamlanmış olduğu görülmektedir. Bu plan şeması,
Edirne başta olmak üzere Bursa, İznik, Amasya, Üsküp gibi önemli Osmanlı
kentlerinde oldukça yaygındır. İncelediğimiz Çakır Ağa Camisi'nin ilk (orijinal) haline plan ve mimari bakımlardan benzeyen örnekler arasında; Edirne Emir Hüseyin Mescidi (XV. yy.)15, Edirne'de Şehabettin Paşa Camisi (M. 1436-37)16, Edirne Selçuk Hatun Camisi (M. 1456)17, Edirne Kadı Bedr~ddin Camisi (M.
1529- 30)18, Edime Hızır Ağa Camisi (XVl. yy. ortalan)19, lstanbul Yavaşca Şahin Mescidi (M. 1470- 71)2°, İstanbul Üç Mihraplı Mescit (M. 1475- 76)21,
Bergama Laleli Camisi (M. XV. yy. ikinci yansı- xvı. yy. başı)22, Boyabat Ak Mescit (M. 1443-61)23, Niş Kaleiçi Camisi (M. 1428-33)24, Üsküp Muslihuddin bin Abdulgani Camisi (M. 1548)25, Novi Pazar (Yeni Pazar) Altun Alem Camisi (M. 1549)26 , Tirepçe Muslihuddin bin Abdulgani Camisi (M. 1550)27, Manastır
Haydar Kadı Camisi (M. 1561- 62)28 ve Kaçanik Sinan Paşa Camisi (M. 1594)29
belirtilebilir. ·
Bütün bu veriler dil<.kate alındığında Edirne Çakır Ağa Camisi; her ne kadar cephe düzeni, örtü sistemi ve son cemaat yeri gibi plan ve mimari özellikleri bakımlarından özgün yapısını kaybetmiş olsa da, mevcut hali dikkate alınarak hazırlanan restitüsyon denemesinde de görüldüğü gibi, başta
Edirne olmak üzere İznik, Bursa, Amasya gibi kentlerdel~i çağdaşı örneklere büyüJc benzerlikler göstermektedir.
KAYNAKÇA
_ Ahmet Badi, Riyaz-ı Belde-i Edi.rne -Edirne Şehri Bahçeleri-(Edirne Şehri
Tarihi), (Çev. R. Kazancıgil), C. I, Istanbul, 2000.
_ Andrejeviç, A., Islamska Monumentalna Umetnost XVI Veka u Yugoslaviji, Kupolne Camije, Beograd, 1984.
_Aslanapa, O., Edirne'de Osmanlı Devri Abideleri, İstanbul, 1949.
_ Ayverdi, E. H., Fatih Devri Sonlarında İstanbul Mahalleleri, Şehrin İskanı ve Nüfusu, Ankara, 1958.
_ Ayverdi, E. H., Osmanlı Mi'IJ?.arisinde Çelebi ve II. Sultan Murad Devri, 806- 855 (1403- 1451), C. Il, Istanbul, 1972.
_ Ayve~di, E. H., Osmanlı Mi'marisinde Fatih Devri, 855-886 (1451- 1481),
c. m,
lstanbul, 1973.- Ayve~di, .E. H., Avrupa'da Osmanlı Mimari Eserleri, Yugoslavya, C. il, 3. Kitab, lstanbul, 1981.
- Barkan_, ö. L.- Ayverdi, E. H., İstanbul Vakıfları Tahrir Defteri, 953(1546) Tarihli, Is tan bul, 1970.
- Batur, A., "Osmanlı Camilerinde Almaşık Duvar Üzerine", Anadolu Sanatı Araştırmaları, S. 2, İstanbul, 1970, s. 135-227.
-Bayrakal, S., Edirne'deki Tek ;Kubbeli Camiler, Ankara, 2001.
- Çakır Ağa ~amisi Dosyası, Edirne Valaflar Bölge Müdürlüğü Arşivi.
- Gökbilgin, M. T., "Edime Şehrinin Kurucuları", Edirne, Edirne'nin 600.
Fethi Yıldönümü Armağan Kitabı, Ankara, 1965, s. 161- 178.
-Ersoy, B., Bergama Camii ve Mescitleri, Ankara, 1989.
- Gökbilgin, M. T.,
xy-
XVI. Asırlarda Edirne ve Paşa Livası, Vakıflar-Mülkler- Mukataalar, lstanbul, 1952.
- Hacı Çakır Ağa ibn-i Abdullah'ın H. 887 /M. 1482 tarihli Vakfiyesi, defter no:610, s. 290, sıra 328, Valaflar Genel Müdürlüğü Arşi~i.
- Kazarıcıgil, R., Edirne Mahalleleri Tarihçesi, 1529- 1990, İstanbul, 1999.
- Kuran, A., The Mosque in Early Ottoman Architecture, Chicago, 1968.
- fı.1ehmed Süreyya, Sicil-i Osmani, Osmanlı Ünlüleri,(Haz. N. Akbayar), C.
2, lstanbul, 1996.
- Meriç, R. M., "Edim~'nin Tarihi ve Mim~ Eserleri Hakkında", Türk San'atı
Tarihi Araştırma ve Incelemeleri, S. 1, lstanbul, 1963, s. 439- 536.
-Onur, O., Türk Mimari Vesikalarından Edirne Minareleri, Edime, 1974.
- Özer, M., "Erken Osmanlı Mimarisi'nin Edirne'de Tipik Bir Örneği:
Bademlik Mescidi", VIII. Ortaçağ ve Türk ~önemi Kazıları ve Sanat Tarihi
Araştırmaları Sempozyumu, (Sakarya Universitesi, 26-28 Nisan 2004
Sakarya),(Baskıda), s. 1- 10.
- Özer, M., Edirne Selçuk Hatun Camisi, Ankara, 2005, (baskıda).
· Özer, M., Üsküp'te Türk Mimarisi (XIV.- XIX. yy.), Ankara, 2006,
(baskıda).
-319-
- Ôzkarcı, M., Candaroğullan Beyliği Mimari Eserleri, C. 1, (A. O. Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayınlanmamış Doktora Tezi), Erzurum, 1992.
---Şehsuvaroğlu, B. N., "Edirne Fatih Devri Eserlerine Kısa Bir Bakış ve Sitti Hatun", Vakıflar Dergisi, S. V, Ankara, 1962, s. 199- 208.
- Tosyavi-zade Rifat Osman, Edirne Evkaf-ı İslamiye Tarihi, Camiler ve Mescidler, C. 1, (Sad. Ü. Ayan Ôzsoy), Ankara, 1999.
Dipnotlar
"Yrd. Doç. Dr., Trakya Üniversitesi, Fen-Edebiyat Faküllesi, Sanat Tarihi Bölümü, Edirne.
' Hacı Çakır Ağa ibn-i Abdullah'ın H. 887 /M. 1482 tarihli Vakfiyesi, VGM Arşivi, defter no:
610, s. 290, sıra 328; Gökbilgin, 1952, 37; Gökbilgin, 1965, 173; Mehmed Süreyya, 1996, 400;
Kazancıgil, 1999, 39.
, Gökbilgin, 1965, 174.
J Gökbilgin, 1952, 37; Ayverdi, 1958, 16- 17; Şehsuvaroğlu, 1962, 20 l; Gökbilgin, ı 965, 174·
Barkan- Ayverdi, 1970, -109- 110; Ayverdi, 1973, 76- 78, 205, 325- 326, 852; Rirat Osman' 1999, 109; Ahmet Badi, 2000, 74. Çakır Ağa'nın Edirne'deki çifte hamamı hakkında kaynak v~
yayınlarda herhangi bir bilgi bulunamamıştır. Çakır Ağa'nın vakfiyesinde de bu konuda bir bilgi yoktur. Ancak, Tahmis (Boyalı) Hamamı'nın Çakır Ağa'nın vakınarı arasında olduğu yönünde ifadeler olmakla birlikte, bunu kanıtlayacak belge ve bilgiden şimdilik mahrumuz.
•Meriç, 1963, 508- 509, 515.
5 Vakfiyenin aslı, Vakınar Genel Müdürlüğü arşivinde 610 numaralı defterin 290. sayfasında, 328
sırasında kayıtlıdır.
G H. 887 /M. 1482 tarihli Hacı Çakır Ağa ibn-i Abdullah Vakfiyesi, VGM arı;ivi, defter no: 610, sayfa: 290, sıra: 328.
7 Osmanlı Mimarisi'nde almaşık duvar örgüsünün uygulandığı yapılar ve dönem hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Batur, 1970, 135-227.
8 Aslanapa, 1949, 180.
9 Rif'at Osman, 1999, 109.
ıo Kazancıgil, 1999, 39.
11 Ayverdi, 1973, 205.
12 Rirat Osman, 1999, 109.
13 Onur, 1974, 49.
••Eserin 1973 yılı onarımına ilişkin olarak bkz. Çakır Ağa Camisi Dosyası, 21. 09. 1973 ve 06. 10.
1973 tarihli raporlar, Edirne Vakıflar Bölge Müdürlüğü Arşivi. Bu çalışmanın hazırlanmasındaki l<atkılanndan dolayı, Edirne Vakınar Bölge Müdürlüğü miman Ahmet Saraç'a çok teşekkür
ederim.
15 özer, 2004, s. 1-9.
16 Kuran, 1968, 42.
17 Ayverdi, 1973, 216- 17; özer, 2005, 5- 12.
18 Aslanapa, 1949, 111- ı 2; Bayrakal, 200 l, 112- 115.
19 Ayverdi, 1972, 395- 96; Bayrakal, 2001, 116- 120.
20 Ayverdi, 1973, 532, şek. 831.
21 Ayverdi, a. g. e., ili, s. 511, şek. 797.
n Ersoy, 1989, 38- 39, şek. 14 ..
23 Ôzkarcı, 1992, 92- 96, şek. 25.
2• Andrejeviç, 1984, 27, 70, Şek. 7, 38a.
25 özer, 2006, 232- 235, şek. 48.
26 Andrejeviç,1984, 32, şek. 12.
27Andrejeviç,1984, 53.
21 Ayverdi, 1981, 98- 99, şek. 1070.
29 Ayverdi, 1981, 7- 74, şek. 985.
o
Şekil 1. Edirne-Merkez Çakır Ağa (C'\
Camisi'nin planı ~
Şekil 2. Edirne-Merkez Çakır Ağa Camisi'nin A-A Kesiti
6
L.. 2 ... . }"-321-
. ... n
CJ ~ 2J
L_
_JL__Şekil 3. Edirne Çakır Ağa Camisi'nin Tavan Planı
~
.
. · i .... ~
, J
~·:·
. · ... -..
-322-
..
Şc~ol ı,. Ed rnc·Mcı~c: Çolor Ago
/ !";
Coımlsl'nin rcs!ılusyon ı:ıanı t~
Şckıl ~. Edırnc·Mcrkcz Çokır Ağo Comisl"nin t .. A Kcsııl
Fot. l: Edime Çakır Ağa
Carnisi'nin kuzeybatıdan
genel görünümü
Fol. 2. Edirne Çakır Ağa Camisi'nin doğu
cephesi
Fot. 4: Edime Çakır Ağa Camisi'nin batı cephesi
Fot. 6. Edime Çakır Ağa Camisi'nin harim giıişi
Fot. 3: Edirne Çakır Ağa Camisi'nin güney cephesi
Fot. 5: Edime Çakır Ağa Camisi'nin son cemaat yeti
-323-
Fot. 7: Edime Çakır Ağa Camisi harim örtüsü
Fot. 8: Edirne Çakır Ağa Camisi hariminin güney duvan
Fot. 9: Edirne Çakır Ağa Camisi hariminin kuzey duvarı
Fot. l 1: Edirne Çakır Ağa Camisi'nin minberi
Fot. 1 O: Edime Çakır Ağa Camisi'nin
mihrabı
Fot. 12: Edirne Çakır Ağa Camisi'nin minaresi