• Sonuç bulunamadı

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Haziran 2014, No: 96

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Haziran 2014, No: 96"

Copied!
9
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI

Haziran 2014, No: 96

(2)

i Bu sayıda;

Irak Krizi ve Türkiye Ekonomisi Üzerine Olası Etkileri değerlendirilmiştir.

(3)

Hükümetin dış politikası Ekonomi için ciddi riskler yaratıyor...

 AKP Hükümetinin dış politikadaki hataları Türkiye için ciddi bir risk unsuru haline geldi. “Komşularla sıfır sorun” denerek yola çıkıldı, “sorunsuz sıfır komşu” noktasına gelindi. Yakın bölgemizde sorunlu olmadığımız tek komşu kalmadı.

 Kuşkusuz bu gelişmelerin altında Türkiye’yi yöneten iktidarın, ölçüsüz hayallerle Suriye’deki savaşa, Irak’taki çözülmeye, Mısır’daki sosyal huzursuzluklara, Filistin’deki iktidar çekişmelerine taraf olması yatıyor.

 Bu durum ülkemizin bölgedeki ağırlığına, itibarına ve çözüm üretme kapasitesine ciddi zarar verdiği gibi; ülkemize yönelik güvenlik başta olmak üzere ekonomik, politik, sosyal riskleri de her geçen gün artırıyor.

 Bunun son örneği 11 Haziran 2014 tarihinde, Irak’ta Musul Konsolosluğumuzun işgal edilerek, özel harekatçılar ve çocuklar dahil 49 vatandaşımızın IŞİD teröristleri tarafından rehin alınmasıyla yaşandı. Yine 31 TIR şoförümüz de aynı örgütün eline düştü.

 Bu müessif olaylar Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırlarına ve vatandaşlarına yönelik ilk saldırı da değil. İktidarın Suriye sınırımızın perfore sınır haline dönüşmesine, yok olmasına kayıtsız kalmasının bedelini Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları çok ağır bir şekilde ödüyor.

 Geçen yılın Şubat ayında Cilvegözü sınır kapısında gerçekleşen terör saldırısında 4’ü Türk 13 kişi yaşamını yitirdi. Daha bu olayın üstünden iki ay geçmişken bu sefer Hatay’ın Reyhanlı ilçesindeki saldırıda 52 vatandaşımız yaşamını kaybetti.

 Türkiye’nin Güney sınırlarının Peşaver’e dönmesi, ülkemize yönelik risk algısını artırmaya başladı.

 Artan risklerin kısa, orta ve uzun vade de ekonomiye de ilave yükler getireceği anlaşılıyor. Nitekim 11 Haziran 2014’de Musul Konsolosluğumuza saldırılması ve 49 vatandaşımızın rehin alınmasıyla başlayan süreçte Türkiye’deki para ve sermaye piyasaları benzer ekonomilerden hızla ayrıştı.

(4)

Türkiye benzer piyasalardan ayrıştı...

 TL dolar karşısında, 10-18 Haziran arasında, % 2,2 değer yitirdi. Dolar kuru 2,08 TL’lerden 2,15 TL’lere kadar çıktı. Bu satırların kaleme alındığı 20 Haziran’da ise dolar kuru 2,14 seviyelerindeydi.

Kaynak: Bloomberg

 Sadece döviz değil; sermaye piyasası da artan jeopolitik risklerden olumsuz etkilendi. 10-18 Haziran tarihleri arasında Borsa İstanbul % 4,4 değer yitirdi.

Şirketlerin piyasa değeri aynı dönemde 22,5 milyar TL eriyerek 568 milyar TL’ye indi.

Kaynak: Bloomberg

 Ülkelerin risk primindeki artışı gösteren “borç ödeme sigorta primi (CDS)” de Konsolosluğumuza yönelik işgalin ardından önemli bir artış gösterdi. 9-19 Haziran arasında Türkiye’nin “borç ödeme sigorta primi” % 11 arttı.

-0.4

0.1 0.2 0.2

0.8

1.5 1.9 2.2

-1.0 -0.5 0.0 0.5 1.0 1.5 2.0 2.5

NEY AFRİKA

BREZİLYA

POLONYA

MACARİSTAN ŞİLİ

ENDONEZYA

NDİSTAN

RKİYE

Doların Para Birimleri Karşısındaki Değer Kazancı (%, 10-18 Haziran Arasında)

1.1

-0.1 -0.5 -0.8 -1.2 -1.3 -1.5

-5.0 -4.4 -4.0 -3.0 -2.0 -1.0 0.0 1.0 2.0

BREZİLYA

NEY AFRİKA

MACARİSTAN

POLONYA

ENDONEZYA

NDİSTAN ŞİLİ

RKİYE

Borsalardaki Değer Kaybı (%, 10-18 Haziran Arası)

(5)

Kaynak: Bloomberg

 Bunlar konsolosluğumuza yapılan saldırı ve Irak’ta yaşanan gelişmelere Türk piyasalarının verdiği anlık tepkiler. Bir de bölgede artan riskler nedeniyle orta ve uzun vadede karşılaşılacak ekonomik maliyetler var.

 Nitekim petrol fiyatları, Irak’taki gelişmelerin etkisiyle, 8-18 Haziran tarihleri arasında % 5 artarak 114 dolara ulaştı. Brent tipi petrol fiyatı son 9 ayın zirvesine çıktı.

 Oysa Hükümet 2014 ekonomik programını yaparken Brent tipi petrolün varil fiyatını 103,2 dolar olarak öngörmüştü. Dolayısıyla an itibariyle petrol fiyatları öngörülenin 10 dolar üstüne çıktı. Petrol fiyatlarında öngörüleri aşan bu sapma enflasyon ve cari açık üzerinde ilave baskılar yaratacaktır.

 Petrol fiyatlarında her 10 dolarlık artışın enflasyonda ilave 0,4-0,5 puan artış yaratacağı biliniyor. AKP Cumhurbaşkanlığı seçimleri bitene kadar elektrik ve doğal gaz zamlarını ötelemeye çalışsa da Irak’ta yaşanan son gelişmeler zam baskısını artırmış durumda. Nitekim Enerji Bakanı yaptığı son açıklamalarla doğal gaz zammının alt yapısını hazırlamaya başladı bile. Ötelenmiş enerji zamları Cumhurbaşkanlığı seçiminin bitmesini beklerken; enflasyona bir de petrol fiyatlarından ilave 0,5 puanlık baskı geldi.

Dolayısıyla geçmişten biriken enerji zamlarına bir de petrol fiyatından gelecek baskının çarpan etkisi düşünüldüğünde enflasyona önümüzdeki dönemde ilave 1 puanlık baskının gelmesi makul görünüyor.

-6.4 -5.9

-3.1 -1.1

2.0 2.1 2.5 3.6 5.3 6.9 8.3 9.7 10.0 10.9

-8.0-6.0 -4.0-2.00.02.04.06.08.0 10.012.0

Şili Meksika

Tayland Macaristan

ney Kore Brezilya

Malezya ney Afrika

Romanya

Polonya Çin Rusya

Endonezya rkiye

Borç Ödeme Sigorta Primi (% Değişme, 9-19 Haziran Dönemi)

(6)

Kaynak: Turkey Data Monitor

 Musul olayı yaşanmadan Mayıs ayında yapılan anketler piyasanın 2014 yılsonu enflasyon tahmininin % 8,3 olduğunu gösteriyordu. Petrol fiyatlarından gelecek ilave baskılarla yılsonunda enflasyon % 9’un üzerine çıkarsa bu sürpriz olmayacaktır.

Kaynak: TCMB

Enflasyon görünümünde bozulmanın hızlanması TCMB’nin faizleri düşürme kararını da etkileyecektir. Başbakan yüklü bir faiz indirimi beklediğini açıkça belirtti ama anlaşılan yine sınırlı bir faiz indirimiyle yetinmek zorunda kalacak.

Nitekim TCMB Başkanı yaptığı son açıklamalarla faiz de indirim marjını 0,25-0,75 olarak belirledi. Bu Başbakan’ın siyasi hesaplarını ne kadar karşılar ve tatmin eder, onu da ilerleyen günlerde göreceğiz.

(7)

Yükselen enerji faturası cari açığı 4-4,5 milyar dolar artıracak...

 Petrol fiyatlarındaki artış sadece enflasyona değil, cari açığa da ilave yük getirecek. Türkiye’nin geçtiğimiz yıl enerjiye ödediği net fatura 48 milyar dolar civarındaydı. Enerji maliyetinin büyük bölümü ise doğalgaz ve petrol faturasından oluşuyor. Yine doğalgaz sözleşmeleri büyük ölçüde petrol fiyatlarına endekslendiği için petrolün fiyatındaki artış doğalgaz fiyatına da belirli marjlarla yansıyor.

 2014 için ekonomik dengeler hazırlanırken de 45-46 milyar dolar civarında net enerji faturası öngörüldüğü anlaşılıyor. Ancak daha önce de söylediğimiz gibi bu fatura hesaplanırken temel varsayım Brent tipi petrolün varil fiyatının 103,2 dolar olacağı idi. Ancak daha şimdiden petrol fiyatı 114 dolarları aştı.

Petrol fiyatlarında her 10 dolarlık artış 2014’de Türkiye’nin enerji faturasına kabaca 4-4,5 milyar dolar ilave yük getiriyor. Bu da cari açığın GSYH’ya oran olarak, ilave 0,5 puan artması demek.

 Ancak cari açığa gelebilecek yük sadece petrol fiyatlarındaki artıştan kaynaklanmıyor. Irak Türkiye’nin ikinci büyük ticaret ortağı. 2013 itibariyle toplam ihracatımızın % 8’i sadece bu ülkeye yapıldı. Bu yılın ilk dört ayında ise bu ülkeye yapılan toplam ihracat 4,1 milyar dolar civarında.

Normal koşullarda, geçtiğimiz yılın trendleriyle, bu yıl Irak’a 13,6 milyar dolar ihracat yapılabileceği anlaşılıyor. Bu ihraç pazarında yaşanan olaylar nedeniyle ihracatımızda % 10’luk bir kayıp cari açığa ilave 1,4 milyar dolar yani, GSYH’ya oran olarak, 0,2 puan ilave yük gelmesi anlamına geliyor.

 Irak sadece önemli bir ihracat pazarı değil; aynı zamanda, Ortadoğu’daki diğer pazarlara erişim açısından da önemli. Suriye üzerinden Ortadoğu ve Kuzey Afrika’ya erişim imkanını zaten kaybettik. Mısır ile Hükümetin yaşadığı sıkıntılar nakliyecilerimizin Ortadoğu’ya erişiminde Mısır hattının kullanmasını da büyük ölçüde engelliyor.

 Irak’ta yaşanan kriz şu anda ülkenin Kuzeyi ile geniş petrol yataklarının yer aldığı Güney’e sirayet etmemiş durumda. Bu bölgelerin de karışması veya krizin uzaması durumunda sadece Irak pazarı değil, tüm bölgeye yapılan ticaret büyük risk altına girecektir. Bu çerçevede Irak dışında Ortadoğu

(8)

pazarıyla yapılan ticaretin % 10 daralması durumunda da ilave kaybın 1 milyar dolar civarında olacağı anlaşılmaktadır. Bu da cari açığın, GSYH’ ya oran olarak, yaklaşık 0,1 puan artması demek.

 Kuşkusuz bu bölgeye erişimde yaşanacak sıkıntılar sadece mal ticaretini değil, ulaştırma, lojistik ve müteahhitlik sektörlerinde de sıkıntı yaratacaktır.

Nitekim Türkiye’nin karayoluyla toplam ihraç taşımalarının neredeyse yarısı Irak başta olmak üzere Ortadoğu bölgesine yapılmaktadır. Bölgeye yapılan ihracatın gerilemesiyle ulaştırma sektörümüzün olumsuz etkileneceği açıktır.

 Dolayısıyla ulaştırma ve müteahhitlik sektörlerinden gelecek kayıplarla Irak krizi nedeniyle cari açık üzerinde toplam ilave yük GSYH’ya oran olarak 1 puana kadar (8-8,5 milyar dolar) ulaşacaktır. Tabi krizin boyutu daha da artar veya petrol fiyatları 120 dolarların üzerine giderse bu maliyetin çok daha yukarılara çıkması da söz konusu olacaktır.

Kaynak: TÜİK

Tablo: Türkiye'nin Ortadoğu Bölgesi İle Ticareti (Bin USD)

NO ÜLKELER İhracat İthalat İhracat İthalat

1 Mısır 374,522 116,871 3,212,972 1,451,045

2 Lübnan 166,828 30,041 794,290 215,626

3 Suriye 244,060 441,162 1,044,148 163,001

4 Irak - - 10,360,450 127,255

5 İsrail 772,264 526,479 2,456,781 2,061,890

6 Ürdün 111,695 19,727 674,007 77,683

ÜLKE TOPLAMI 1,669,369 1,134,280 18,542,648 4,096,500

2000-2002 2011-2013

Tablo: Türkiye'nin Ortadoğu Bölgesi İle Ticareti (Toplam İçinde Pay, %)

NO ÜLKELER İhracat İthalat İhracat İthalat

1 Mısır 1.18 0.24 2.19 0.60

2 Lübnan 0.53 0.06 0.54 0.09

3 Suriye 0.77 0.90 0.71 0.07

4 Irak - - 7.08 0.05

5 İsrail 2.43 1.07 1.68 0.85

6 Ürdün 0.35 0.04 0.46 0.03

ÜLKE TOPLAMI 5.26 2.31 12.67 1.69

2000-2002 2011-2013

(9)

Kaynak: UND

Hükümetin hatalı politikasının faturası millete ciro edilecek...

 Hükümetin yanlış dış politikası, ekonominin içsel kırılganlıklarıyla birleşince ortaya tehlikeli bir karışım çıktı. Suriye ve Irak’ta yaşanan kriz Türkiye’yi güvenlik, politik, ekonomik ve sosyal boyutlarıyla hâlihazırda rahatsız etmektedir, gelecekte daha da rahatsız edecektir. Hükümetin gelişmeleri doğru okuyamamasının ve bölgedeki her meseleye taraf olmasının Türkiye Cumhuriyetine çıkaracağı yegane maliyetin “değerli yalnızlık” olmadığı giderek daha iyi anlaşılmaktadır.

 Nitekim Hükümet yanlış politikalarının bedelini vatandaşa % 9’ları aşan bir hayat pahalılığı, cari açığa 8-8,5 milyar dolarlık ilave yük ve başta Güneydoğu olmak üzere pek çok ilimizde daha yüksek işsizlik olarak ciro edecektir.

 Ancak işin daha da kötüsü ekonominin dengeleri bu şoku emecek manevra alanına sahip değildir. Hükümet yerel seçimler öncesi izlediği popülist politikalarla bütçede hareket alanı bırakmamıştır. Dolayısıyla kamu maliyesiyle bu şokun telafi edilmesi imkanı kalmamıştır. Yine para politikası da “yüksek enflasyon ve yüksek cari açık” nedeniyle fazla bir hareket alanına sahip değildir.

 Hükümet derhal Ortadoğu’da dar, mezhepçi dış politika anlayışını terk etmeli, taraf değil uzlaştırıcı bir rol oynayarak ülkemizin yumuşak gücünü ön plana çıkarmalıdır. Hükümet bunu yapabilirse ülkemize yönelik risk algısı ve risk primi azalacaktır.

VARIŞ ÜLKESİ IRAK

LÜBNAN MISIR SURİYE ÜRDÜN

5 Ülkeye Giden Araç Sayısı TÜRKİYE GENELİ TOPLAM

Türk Araçlarının Kapılara ve Varış Ülkelerine Göre İhraç Taşımaları

2011 2012 2013

530,053 576,072 597,546

3,787 2,414 1,680

14 1,829 999

83,519 14,247 55,701

13,197 1,610 898

630,570 596,172 656,824

1,191,879 1,168,380 1,243,192 Türk Araçlarının Kapılara ve Varış Ülkelerine Göre İhraç Taşımaları

Referanslar

Benzer Belgeler

Yılın ilk sekiz ayında ortalama enflasyonun, geçen yılın aynı dönemine göre, % 9,7 olduğu dikkate alındığında bu gelir kalemlerinde ciddi reel kayıplar olduğu

Nitekim bu yılın ilk ayında açıklanan dış ticaret verileri de dış açığın umulan hızda yavaşlamadığını bir kez daha gösterdi..  Dış açıktaki

[r]

 Eylül ayında cari açık piyasa beklentilerinin (3 milyar $) altında kalarak 2,7 milyar $ olurken; ilk dokuz aydaki cari açık, geçen yılın aynı dönemine göre, 21,2 milyar $

 Merkez Bankası bir yandan döviz likiditesini artırmak için döviz cinsinden munzam karşılıklarda indirime giderken, diğer yandan ortaya çıkan bu ilave imkânı TL

Özellikle sıcak para girişine bağlı olarak TL’nin hızla değerlendiği yıllarda sıcak paranın dolar cinsinden elde ettiği getiri olağanüstü

Nitekim 2002’de 85,5 milyar dolar olan toplam döviz açık pozisyonu (ülkenin döviz cinsinden finansal varlık ve yükümlülükleri arasındaki fark), 2012’de 420 milyar

 Bu çerçevede kamu maliyesine ilişkin hedeflere baktığımızda, program tanımlı kamu kesimi faiz dışı fazlasında, GSYH’ ya oran olarak, 2011’e göre, 2012’de 0,1