• Sonuç bulunamadı

Bence on köpek, yirmi kedi lazım buraya! Aslında bir tane kaplanımız olsaydı başka hiçbir şeye gerek kalmazdı. Kaplanlar müthiştir!

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Bence on köpek, yirmi kedi lazım buraya! Aslında bir tane kaplanımız olsaydı başka hiçbir şeye gerek kalmazdı. Kaplanlar müthiştir!"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

1

İNANILMAZ BİR HİKÂYE

Bu, çok uslu, çok çalışkan ve de çok cici ol- mayan beş sıradan çocuğun müthiş hikâyesidir.

Bundan tam 15 sene, 8 ay, 2 gün önceydi...

Çok kalabalık bir şehirdeki çok kalabalık bir si- tede yaşayan aileler, çocukların okuldan sonra ders çalışması için bir çocuk kulübü kurdular.

Bu kulüpte; 1B’den Özlem, 3A’dan Kalli, 4B’den Ezgi ve Efe’yle 5A’dan Ozan vardı. Sitenin hiç kullanılmayan toplantı odası bu işe ayrıldı. Ko- caman bir odaydı bu; içinde upuzun bir masa, sandalyeler ve bomboş bir kitaplık vardı. Önce bu kitaplığa kitaplar, resim ve el işi malzemele- ri yerleştirildi. Çocukların rahat edeceği küçük tabureler, renkli minderler de getirilince kulüp odası hazırlanmış oldu. Anne babaların keyfi- ne diyecek yoktu. Çocukları okuldan sonra evin

(2)

yakınında ve güvende olacaklar diye çok mut- luydular. Fakat çocuklar için aynı şeyi söylemek zordu. 1B’den Özlem, 3A’dan Kalli, 4B’den Ezgi ve Efe’yle 5A’dan Ozan birbirlerini tanımıyorlar- dı. Bazen okulda, serviste, bazen de sitenin için- de karşılaşıyorlardı ama biriyle karşılaşmak baş- ka, aynı odada, burun buruna saatler geçirmek başkadır. Bu yüzden beş çocuk, kulüp odasında bir araya geldikleri ilk günün daha ilk dakikasın- da sıkıntıdan oflayıp puflamaya başladılar.

4B’den Ezgi’nin bir kedisi vardı ve en iyi ar- kadaşı oydu. Bir an önce eve gidip kedisiyle oy- namak istiyordu.

“Burası çok sıkıcı” diye mırıldandı. “Keşke bir tanecik kedimiz olsaydı.”

Sınıf arkadaşı Efe, “Bir tanecik kedi yetmez”

dedi, “keşke bir de köpeğimiz olsaydı!”

Diğerleri de lafa karıştı:

“O da yetmez! Burası o kadar sıkıcı ki, keşke üç köpeğimiz, beş kedimiz olsaydı.”

(3)

“Bence on köpek, yirmi kedi lazım buraya!”

“Aslında bir tane kaplanımız olsaydı başka hiçbir şeye gerek kalmazdı. Kaplanlar müthiş- tir!”

“Asıl kim müthiş biliyor musun, ahtapotlar!

Bir ahtapot kavanozların kapağını açabiliyor!”

“O da bi şey mi? Erkek denizatlarının do- ğum yaptığını biliyor musun?”

“Hayır ama ahtapotların üç tane kalbi oldu- ğunu biliyorum!”

Bu konuşmalar uzadı gitti. Konuşma diyor- sam tamamen kibarlığımdan, aslında böğürme- ler, hayvan sesleri ve boğuşmalar demem lazım.

Birkaç dakika önce sıkıntıdan oflayıp puflayan çocuklar, hayvanlardan konuşmaya başlayınca birdenbire yerlerinde duramaz oldular. Kitap- lıktaki el işi malzemeleri ortalığa saçıldı. Kedi, kaplan ve ahtapot taklidi yapanlar masanın üs- tüne fırladı. 4B’den Efe ve 5A’dan Ozan, kaplan maskeleri yapıp suluboyayla boyamışlardı. Di-

(4)

ğerleri de hemen boyalara sarıldı. 3A’dan Kalli çok güzel resim yapıyordu, hemen kendine bir kutup ayısı, 4B’den Ezgi’ye de ahtapot maskesi boyadı. Saat üç buçuk sıralarında kulüp odasın- da bir mavi, bir yeşil kaplan, bir çizgili kutup ayısı, bir de ahtapot vardı. 1B’den Özlem’in tam olarak ne olduğunu söylemek zordu; çünkü kâ- ğıtları kesip maske yapmak yerine suluboyaları olduğu gibi suratına sürüvermişti. Kendisi bi- raz kediye, biraz sincaba benzediğini söylese de daha çok hemen yıkanması gereken bir çocuğa benziyordu. İşte ilk gün böyle geçti.

Ertesi günkü kulüp buluşması biraz gergin başladı. Anne babalar, çocukları karşılarına diz- diler.

“Minderler yerinden kalkmayacak!” dedi bi- rinin annesi. “Tepişmek yok!”

Bir başkası atıldı:

“Bu suluboyalar sadece kâğıtlara sürmek için, kendinize ya da başkasına sürmeyeceksi- niz!”

(5)

Çocuklar tam bitti zannederken, arkada du- ran beyefendi konuşmaya başladı:

“Ayrıca bu tabureler darmadağın edilmeye- cek! Akşama burayı aynen böyle bulacağız yok- sa külahları değişiriz!”

Büyükler çok ciddi olduklarını anlatmak için bazı kaş göz hareketleri yaparak odadan çıktılar. Bu hareketlerin karşıdan ne kadar ko- mik göründüğünü bilseler yine yaparlar mıydı bilmiyorum ama neyse... Anne babalar çıkınca 3A’dan Kalli’nin suratı çoktan asılmıştı.

“Bu yasaklar çok kötü oldu, ben size bugün zürafaları anlatacaktım.”

“Zürafaları çok severim” diye atıldı 1B’den Özlem. Gülümseyen tek çocuk oydu.

5A’dan Ozan homurdanarak, “Ben de geyik- leri anlatacaktım” dedi.

Aslında hepsi hayvanlardan bahsetmek isti- yordu, art arda konuşmaya başladılar:

“Bir şey soracağım, porsuk diye bir hayvan duydunuz mu hiç?”

(6)

“Ben duymadım ama dün babamla bir bel- gesel seyrettik, orada denizanalarını gördüm.”

“Ne olmuş yani, denizanalarını herkes bilir!”

“Ama bunların elektrikleri vardı! Bazıları lamba gibi yanıyordu!”

Böylece her şey baştan başladı. Herkes bir ağızdan konuşurken hızla masanın üstüne çıkıl- dı, tabureler ters döndü, minderler havada uçuş- tu, suluboya yasaklandığı için mecburen keçeli kalemle ellere, yüzlere benekler yapıldı. Ozan, geyiklerin kocaman boynuzlarla nasıl yürüdü- ğünü göstermek için bisküvi tabağını kafasına koymuş, masanın üstünde dört ayak yürümeye çalışıyordu. Efe, bunu görünce suratını buruş- turup dişlerini göstererek masaya tırmandı. En sevdiği hayvanlar büyük yırtıcılardı. Aslanlara, pumalara, leoparlara hayrandı Efe. Şu anda da bir kaplanı taklit ederek geyik Ozan’a yaklaşı- yordu. Suratıyla kollarındaki beneklere bakılır- sa bu kez de bir zürafaya dönüşen 1B’den Öz- lem, herkesten uzun olmak için iki sandalyeyi üst üste koymaya çalışıyordu.

(7)

Referanslar

Benzer Belgeler

Yolcular aras ında korkuya neden olan kazada şans eseri ölen ya da yaralanan olmadı.. Kazada metrobüste ve iki otomobilde büyük ölçüde maddi hasar

Araştırma bulgularımıza göre, köpek ve kedi ısı- rıkları nedeniyle hastanemize başvuran olgular içeri- sinde erkekler ve çocukların daha çok risk altında ol-

(Kullanılacak ilaç/malzemeyi kendisi getiren hastalar için günlük tedavi devamı ücretidir. Malzeme klinik envanterinden karşılanıyorsa, tarifedeki ilgili uygulama

Buradan diğer doku yada organlara metastaz yapar. Metastaz sonucu akciğer ve

KEDİ VE KÖPEK ORİJİNLİ ACİNETOBACTER TÜRLERİNİN İZOLASYONU, İDENTİFİKASYONU VE ANTİBİYOTİK

Yöntemler: Edirne Merkez İlçesi Kedi ve Köpek Evinde yaptığımız çalışmamızda, 37 köpeklerden alınan serumlar İndirekt Floresan Antikor Testi ile leishmaniasis

Hem  Dipylidium  caninum  hem  Taenia  spp  ile  enfekte  iki  köpekten birinin dışkısında tedaviden sonra ikinci gün az  sayıda  olmak  üzere  ilk  iki 

4-Her şekil 5 dondurmayı gösterseydi kaç tane çilekli satılmış olur?... 5-Her şekil 4 dondurmayı gösterseydi kakaolu satışı ne