• Sonuç bulunamadı

Sevdiklerinizle beraber güzel zamanlar geçirmeniz dileğiyle, bayramınız kutlu ve mutlu olsun.

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Sevdiklerinizle beraber güzel zamanlar geçirmeniz dileğiyle, bayramınız kutlu ve mutlu olsun."

Copied!
15
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Sevdiklerinizle beraber

güzel zamanlar geçirmeniz dileğiyle , bayramınız

kutlu ve mutlu olsun….

(2)

Sahibi:

İzmir SMMMO adına Feyzullah TOPÇU

Sorumlu:

Yazı İşleri Müdürü Müfit YILDIRIM

Yayın Kurulu:

Aslı TENGİZ Lütfi DEMİR Hatice ÖZTEKİN

Fatma KİRKİT Yakup SÖNMEZ

Grafik Tasarım:

Yusuf ALABAĞ

(3)

15 Eylül 2015 Salı günü Oda Binamız Seminer Salonunda yapılan Törene 49 yeni Meslek Men- subumuz aramıza katıldı , Meslek Mensuplarımı- za yapılan Ruhsat Töreni

Oda Başkanımız Feyzullah TOPÇU ’nun açılış ko- nuşması ile başladı ,

Meslek Mensuplarına Ruhsatlarını Kurul Üyeleri-

nin yanı sıra Oda üyemiz olan aile yakınlarıda

ruhsat verip hatıra fotoğraf çekildiler. Katılımın

yüksek olduğu tören sonunda düzenlenen kokteyl

ile son buldu.

(4)
(5)
(6)
(7)
(8)
(9)
(10)

Danışma Meclisi Toplantısı

17 Eylül 2015 Perşembe günü oda

binamız Danışma Meclisi Toplantı

Salonunda yapıldı.

(11)
(12)
(13)
(14)

31.07.2015 - 06.08.2015 ELBRUZ DAĞI (5642 MT) FAALİYET RAPORU

31.07.2015 Perşembe gecesi uykum olduğu halde bir türlü uyuyama- dım, saatler ilerledikçe uykum daha da kaçtı ve yatmamakta direndim ama nasıl olduysa bir ara kısa bir süre dalmışım. Telefonumun alarmı çalar çalmaz fırladım, elimi yüzümü yıkadıktan sonra Adnan Menderes Havalimanı’nın yolunu tuttum.

Saat 07.00 uçağıyla Sabiha Gökçen Havalimanı’na hareket ettim, aynı günün gecesi Rusya’nın Mineralnye Vody şehrine uçacaktım ancak uça- ğım saat 23.30 daydı ve sabahın sekizinden gecenin onbirine kadar zaman nasıl geçecek bilmiyordum . İstanbul Kadıköy’de dayımın oğluyla buluştum. Kahvaltıydı sohbetti derken saat 15.00 olmuş, biraz dışarı çıkmak istedim. İstanbul’ u biraz gezdikten sonra saat 19.00 civarında, beni Rusya’ya gitme heyecanı sarmaya başladı. Sanki bedenim orada ama ruhum uçaktaydı; saat 21.00 civarı Elbruz faaliyetini gerçekleştire- ceğimiz diğer arkadaşlarımla buluştuktan sonra sırt çantalarımızı ver- mek için Pegasus Havayolları’nın dış hatlar terminaline yaklaştık. Zaman hızla akıp gidiyordu ve bizler kuyrukta bekliyorduk, çok kalabalıktı. Uçak saatimiz yaklaştıkça stresim daha da arttı ama Pegasus görevlileri

“Mineralnye Vody’e gidecekler ön tarafa yaklaşsın” deyince biraz rahat- ladım. Çantaları teslim ettikten sonra pasaport kontrolünden geçip uça- ğın kalkacağı kapıya doğru ilerlemeye başladık . Aklımda bir anda acaba çantaları uçağa teslim edecekler mi sorusu belirdi, acaba indiğimizde çantalarımız gelecek miydi ? Bu sorular başımın etini yerken uçağa bin- miş hareket etmesini bekliyorduk. Sorular hala zihnimi meşgul ediyor bir türlü aklımdan gitmiyordu . Bu sırada bir anons yapıldı; yoğunluk nede- niyle beklememiz gerektiği söylendi. Hemen hemen bir saate yakın uça- ğın içinde gergin bekledikten sonra hareket ettik ve böylece biraz olsun rahatladım.

Uçakta bizimle beraber bir kaç dağcı grup daha mevcuttu; 01.08.2015 saat 03.00 civarında Rusya’nın Mineralnye Vody Havalimanı’ndaydık;

küçük bir havalimanıydı ve şimdi en önemli konu sırt çantalarımızı al- maktı. Gözümüz bantta huzursuz bir şekilde çantalarımızı beklerken ilk olarak benim 70 lik çantam göründü. O an yaşadığım rahatlamayı anla- tabilmem mümkün değil.

Şimdi aklımda Rusya sorusu vardı; acaba ne olacak nasıl olacaktı? Ekip arkadaşlarım Yücel Kısa (Giresun) ve Yakut Öztürk (Balıkesir) ile seyaha- timizin bundan sonraki bölümüyle ilgili konuşmaya başladık. Türki- ye’den aynı uçakla gelen diğer dağcılar ile toplam 9 kişi Mine-

ralnye Vody’den Elbruz Dağı’na yakın Asau Köyü’ne kadar bir dolmuşa bindik. Yolculuğumuz 2.5-3 saat sürdü ve yolda sadece bir kez ihtiyaç molası için küçük bir yerleşim yerinde durduk.

Asau’ya geldiğimizde karnımız aç ve son derece yorgunduk. Dolmuşta beraber geldiğimiz grubun kalacağı otelde biz de kahvaltı yapmaya karar verdik. Yakut resepsiyon görevlisiyle İngilizce konuşup kahvaltı için kişi başı 11 TL’ye (1 TL=21 ruble) anlaştı böylece güzelce karnımızı doyur- duk. Kahvaltıda reçel, çeşitli peynirler, tereyağ, omlet ve krep vardı.

Yukarıya çıkmadan önce alışveriş yapmamız gerekiyordu ama marketle- rin 09.00’dan önce açılmadığı söylendiği için etrafta biraz gezinerek vakit geçirdik. Yüksek tepeler ve dağlarla çevrili Asau Yaylası, tertemiz serin havasıyla büyüleyiciydi. Saat dokuz civarında Asau Köyü’nden biraz daha büyük olan ve aşağı yukarı 4-5 km geride yeralan Terskol’ a gidip Türkiye’den getirdiğimiz dolarları rubleye çevirdik . Terskol’e gitmek için bir dolmuşa bindik bizden 5 $ istedi,tabii ki verdik (1 $=60 ruble). Ters- kol’daki döviz bürosu kapalı olduğu için 2 km uzaklıkta ki Çeget’e geçtik ve hemen girişte otelin içindeki döviz bürosunda kişi başı 100’er dolar- dan toplam 300 $ bozdurduk. Alışverişimizi tamamlayıp Asau Köyü’ne geri döndüğümüzde saat 12.00 olmuştu.

(15)

Dağa tırmanmak için Asau’dan bindiğimiz teleferik bizi 3700 metreye kadar götürdü; sonra sırt çantalarımızla biraz yürüdükten sonra saat 13.30 civarı çadırlarımızı kuracağımız Variller Kamp Alanı’na vardık. Tam çadırımızı kurmuştuk ki yağmur yağmaya başladı. Hepimiz yorgun ve aç hissediyorduk ayrıca bol bol su içmeye ihtiyacımız vardı; su ısıtıp makarna ve çay yapmaya karar verdik. Yemeğimizi yedikten ve sıcak birer çay içtikten sonra yorgunluğun verdiği mahmurluk üzerimize çökmeye başladı . Öğleden sonra havanın bozacağını bildiğimiz için dışarıda yapılması gereken işleri halledip çadıra girdik; bu arada yağmur da iyice hızlanmıştı.

Biraz uyuduktan sonra yağmurun durmuş havanın açılmış olduğunu görüp çadırdan çıktık ve daha iyi aklimatize olmak için 4000 metreye kadar yürümeye karar verdik. 1 saat yürümenin ardından yağmur ve dolu şiddetini iyice attırmıştı; hızlı adımlarla ilerlerken varillerden birinde kalan görevlilerin çağırması üzerine koşarak içeri girdik. Çat pat İngilizce biliyorlardı, sağ olsunlar bizlere çay ikram ettiler. Sıcak çay ve hoş sohbetle zaman hızla ilerlemişti, akşam çadırımızda yine müthiş bir yağmur, şimşek ve dolu ile uyuduk ancak hem irtifa farkı hem de yorgunluktan dolayı, sabahın nasıl olduğunu anlayamamıştık.

Sabah uyandığımızda (02.08.2015) hava açmıştı ama öğleden sonra yine bozacağını biliyorduk;

bir an önce kahvaltımızı yapıp 4200-4500 metrelere aklimatize yürüyüşü yapmamız gerekiyor- du. 4200 metrede, Elbruz tırmanışlarında hayatını kaybedenlerin resimleri, isimleri ve tarihlerini yazan bir anıt yapmışlardı . O anıtın yanında biraz oturduktan sonra kötü havaya denk gelme- mek için bir an önce aşağıya inmeye karar verdik. Akşam üstü nitekim hava bozdu, kar dolu yağmur derken sonunda çadırımıza vardık. Ertesi gün büyük gün olacaktı ve hepimiz stresliydik;

kendi aramızda konuşuyorduk : Acaba zirve yapabilecek miydik ve zirve yapıp geldikten sonra şimdiki gibi salim sağlıklı olabilecek miydik?

Geceden çantalarımızı hazırlayıp zirve için almamız gereken eşyaların tamamını koyduk. Sabah giyeceklerimizin hepsini de ayarlayıp uyku ile uyanıklık arasında saatin 01.00 olmasını bekleye- rek uzandık.

Saat 02.00’de hepimiz heyecanlı bir şekilde yola çıkmaya hazırdık. Zirve yolunda hareket etmeye başladık, hava gerçekten epey soğuktu; kaz tüyü montlarımızı ve salopetlerimizi giymiş, bir an önce sabahın olması güneşin çıkması ve içimizi ısıtması için dua etmeye başlamıştık . Yürümeye devam ediyorduk, gün ağardığında Elbruz’un doğu ve batı zirvesi arasında yeralan “eyer” deni- len yeri geçmiş, eğimin daha yüksek olduğu ve ip hattının döşeli olduğu mevkiye gelmiştik.

Burada kısa bir mola verip çantalarımızdaki sıcak su, çerez ve kumanyalarımızdan yedikten son- ra tırmanışa devam ettik. İp hattına gelene kadar eğimin gayet dik olmasından dolayı epey yo- rulmuş, tırmanış esnasında kısa kısa molalar veriyorduk . Birinci ipte emniyete girip tehlikeli bölgeyi geçmeye çalıştık, daha sonra sıra ikinci ipe geldi. İkinci ipten önce biraz daha sıvı takvi- yesi aldık; bu arada sırt çantamızda yeralan sular donduğundan kullanılamaz durumdaydı mec- buren sadece termoslarımızdaki suları içebiliyorduk.

İkinci ipe de emniyetli bir şekilde girdik ve bittiği yerde 5 dakikalik mola verdik; bu noktadan itibaren zirveye 20-25 dakika mesafe kalmıştı. Aylardır bunun için hazırlanmıştık. Hem Rusya’nın hem de Avrupa’nın en yüksek dağı olan Elbruz’a çıkmaya çok yakındık. Yavaş yavaş ilerliyorduk ve zirve görünmüş durumdaydı. Hepimiz artık güçlerimizin sonuna gelmiştik ve son 15-20 daki- ka sanki bitmek bilmiyordu. Bunun en büyük nedeni de yükseklik, basınç ve tabii ki yorgunluktu.

Saat 09.30 itibarıyla sonunda zirveye ulaştık; ekip arkadaşlarım Yücel Kısa, Yakut Öztürk ve ben Selbilet Yıldırım, 5642 metrede Avrupa’nın en yüksek dağı olan Elbruz’un zirvesindeydik. Yücel video çekiyordu, şansımıza rüzgar esmiyor denecek kadar azdı; bir süre fotoğraf çekip manzara- nın tadına vardıktan sonra emniyetli bir şekilde inişe geçtik. Öğleden sonra yine havanın boza- cağını biliyorduk, kar dolu yağmur hemen hemen her gün saat 12.00’den itibaren başlıyordu.

Emniyetli bir şekilde ip hattının yer aldığı tehlikeli bölgeyi geçip 5000 metreye ulaştıktan sonra artık mutlu ve tabii ki gururluyduk.

Saat 12.30 gibi beklediğimiz kar, dolu ve fırtına yolumuzu kesti ama artık dönüş yolunda olduğu- muzdan sorun yoktu. Saat 14.00’de inişi tamamlamış, üçümüz de sağ salim kamp alanına ulaş- mıştık. Artık tek istediğimiz dinlenmek ve kaybettiğimiz gücü tekrar toparlamak için bir şeyler yemekti. Son bir gayretle eşyalarımızı toplayıp çantalarımızı sırtımıza vurup tekrar aşağıya, 2350 metrede yeralan Asau Yaylası’na indik.

Yorgunluğumuzu anlatacak kelime bulmak gerçekten zor ama en çok aklımızda kalan azim, ka- rarlılık ve “Izdırap” diye tarif edilebilecek bu mücadele karşılığında elde edilen mutluluk ve gu- rur... Bu mutluluğu ifade etmek gerçekten imkansız, sadece yaşamak gerekiyor. Ve tabii bir de bu sporu destekleyecek büyüklerimizin olması…

Referanslar

Benzer Belgeler

Bü tün mü ba rek gün ler hicrî tak vim esas alý na rak kut la- nýr. Ra ma zan ayý ve bay ra mýn dan son ra Þev val ayý için- de “al tý gün oru cu” adýy la bi li nen oru

Tüm velilerimizin gerek 4-6 Haziran 2018 tarihleri arasında okul kayıtlarını yenileme süresine, gerekse 01-30 Haziran 2018 tarihleri arasında servis kaydını yenileme

Bu nedenlerle, istihsan, daha doğrusu; kıyasi istihsan ve zaruret istihsanı şer’î delil olmaz, Allah ve Resulü ne hüküm vermişlerse o güzeldir ve uygulanır. Akıl değil

(Gıda ürünleri, tütün ürünleri ve mobil operatör TL yüklemeleri hariçtir.) Fiyatlar 16 Temmuz 2014 tarihinden itibaren geçerlidir.. Basım hatalarından

Yeni Liderlerin Yetişme- sine Imkân Sağlayacak Yine GSB desteğiyle ger- çekleşen Gençlik Liderli- ği Eğitimi Projesi gençler için çok önemli bir imkân sunuyor.. Bu projeden

Aristoteles, şöyle bir varsayımla yola devam eder: Her sanatın nesnesi, her mimetik obje insandır. Bu varsayımın nedeni, sanatya da taklit olarak düşünülen

63 Aquinas’a göre meydana getirilecek sanat eserinin ideası sanatçının zihninde imge olarak vardır ve sanatçı bu örnek for- mu taklit etme yoluyla bir şey üretir.. Yalnız

Her biri 45 dakika süren iki devre halinde yapılan maçta 20 dakika mola