• Sonuç bulunamadı

BEYKOZ 2019 SEMPOZYUMU TEBLİĞLER KİTABI. BEYKOZ 2019 SEMPOZYUMU tebliğler kitabı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "BEYKOZ 2019 SEMPOZYUMU TEBLİĞLER KİTABI. BEYKOZ 2019 SEMPOZYUMU tebliğler kitabı"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

1

BEYKOZ 2019 SEMPOZYUMU tebliğler kitabı

BEYKOZ 2019 SEMPOZYUMU

T E B L İ Ğ L E R K İ T A B I

(2)

Beykoz 2019 Sempozyumu

- T E B L İ Ğ L E R K İ T A B I -

(3)

Beykoz Kitaplığı: 3 Sempozyum: 2

Beykoz 2019 Sempozyumu Tebliğler Kitabı Yayın Koordinasyon

Bünyamin Korkmaz Basri Akdemir Yayın Yönetmeni İsmail Coşkun Yayın Hazırlık Muzaffer Topçu Hasan Otman Editör Şefik Memiş Düzelti

A. Beyza Kıvanç Tasarım Murat Arslan Yapım

[0216] 557 82 87

ISBN 978-605-83251-9-7 Baskı - Cilt

Seçil Ofset Sertifika No: 44903 [0212] 629 06 15 1. Baskı, Mayıs 2020

Beykoz Belediyesi Kültür Yayınları: 35

(4)

223

BEYKOZ 2019 SEMPOZYUMU tebliğler kitabı

İbranî Mitolojisinden Semavi Dinlere

Beykoz’da Hz. Yûşa

Olgay SÖYLEr

1

Öz

Milattan sonra 1 veya 2. yüzyılda yaşadığı sanılan Byzantionlu Dionysios’un eserinde Herakles Yatağı olarak anılan kült merkezinin, Beşiktaşlı Yahya Efendi tarafından bulunulduğuna inanılan ve Hz. Yuşa’ya ait olduğu öne sürülen türbe- si, bugün İstanbul’un en çok ziyaret edilen dini mekânlarından birine dönüşmüş durumdadır. İlgili kayıtlara ilkin Tevrat ile ulaşılsa da İbrani mitolojisi içinde de çeşitli anlatılarda adına rastlanılan, Kur’an’da ondan hiç bahsedilmemesine rağ- men, iki yerde kendisine atıfta bulunulduğu düşünülen Hz. Yuşa’ya İstanbul’da yüzyıllar içinde eksilmeyen bir ilgi oluştuğu gibi, yabancı konuklar ve seyyahlar da neredeyse onu anlatmadan İstanbul’a dair eserlerini tamamlamadılar.

İlk defa İsrailoğullarının Mısır’dan çıkışı sırasında Yahudi kutsal kitabında gördüğümüz İbranî mitleri içinde de geçen bazı olayların ona atfedilmesi ni- hayetinde Beykoz sırtlarındaki türbesinin eski dev anlatıları ve dağ kültü bağ- lamında çözülebilecek makamının hikâyesi, semavi dinler ile kutsal kitapların ışığında aktarmaya gayret edilecek; mitoloji, seyyahların gözlemleri ve yöre insanının folklorik kültüründen derlenen malzeme de sözlü kültür ve dinler tarihi bağlamında incelenecektir. Musa’dan sonra İsrailoğullarının liderliğine yükselen Yûşa’nın etrafında şekillenen anlatıları, savaşları nihayetinde 110 ya- şında Efraim Dağı’nda hayatını kaybettiği güne kadar dini kitaplara yansıyan;

sonunda Beykoz’da dev bir türbede bittiğine inanılan, zamandan ve gerçek mekânından koparılmış hayatını doğru bir zeminde incelemek amacıyla son veriler ve araştırmalar sunulmaya çalışılacaktır.

Anahtar Kelimeler: Beykoz, Yûşa, Tevrat, Mitoloji, İbranî 1 Araştırmacı/Tarihçi, olgaysoyler@gmail.com

(5)

224 BEYKOZ 2019 SEMPOZYUMU tebliğler kitabı

İstanbul Müslümanlar için siyasi olduğu kadar sosyal, kültürel ve dini neden- lerle de Türkiye’nin en önemli kentlerinden biridir. Yaşayış tarzlarından bani- si oldukları yapılara, bıraktıkları yazılı eserlerden söylencelere ve menkıbelere konu olmuş şahsiyetlerin türbe ve makamlarının yoğun şekilde bulunması bu kenttin önemini oldukça artırmıştır. Bu nedenlerle İstanbul cami, medrese, türbe ve tekkeleriyle sadece Türkiye’nin değil dünyanın en önde gelen inanç turiz- mi şehirlerinden biridir ve birçok ziyaret mekânını da içinde barındırmaktadır.

Müslüman ahali şehirde en çok türbe, cami, tekke ve medreseleri ziyaret eder- ken içlerinde sağlık, toplumsal, sosyal ve kültürel nedenlerle türbe ziyaretleri oldukça öne çıkmaktadır ki Anadolu’da asırlardır İslam cilası altında, ata ve me- zar kültü biçiminde yaşayan eski inanç kalıntılarının bariz etkilerini de barındır.

Türbe kelimesinin kökü, toprak anlamındaki ‘türab’ kelimesidir. Türbe veliler ile özdeşleştirilse de padişah, vezir gibi abidevi şahsiyetlerin mezarları için de kullanılmaktadır. Halk inanışlarına göre türbelerde yatan kişiler, geçmişten bu- güne tarihsel gerçekliğine bakılmaksızın maneviyatla ilişkili kişiler olmuştur.2 İstanbul’da Allah dostu olarak anılan velilerin yattığı türbelerin başında gelen dört tanesi Boğaz’ın manevi bekçileri olarak tanınmakta ve en çok ziyaret alan türbeleri oluşturmaktadır. Bu inanca göre, Beykoz’da Hz. Yûşa İstanbul’un ma- nevi bekçilerinden biridir. Diğerleri Aziz Mahmud Hüdayî, Yahya Efendi ve Telli Baba’dır. Genellikle türbeler kimlikleri belli olan sahabe ve velilerin yat- tığı türbeler ile hayali türbeler olarak ikiye ayrılır. Hayali veya gerçek mezarı Anadolu’da olmayan velilere ait bu türbeler çoğu zaman makam olarak anılır.

Sadece Anadolu’da 12 farklı il ve ilçede Sarı Saltık’a ait türbe (makamın olması) durumu açıklamaya yetmektedir. Kimlikleri ve tarihi şahsiyetlerin sabit olduğu türbelerde genelde Kur’an okuma ve dua etme gibi ibadetler yapılırken özel- likle kimliği tanımlanamayan çoğu türbede engellileri sağaltma, bez bağlama, türbe etrafında dönme, türbe etrafında yatma, mum yakma, ekmek kırma, kilit açma gibi geçmiş inanç tortularının rahatlıkla müşahede edilebileceği birtakım ritüeller uygulanmaktadır. Ziyaretlerin temel amacı kutsal abidevi bir şahsın şe- faatinden yararlanmak olabileceği gibi çoğu zaman dilek dileme, sağlık bulma, sıkıntılara, geçimsizliğe, parasızlığa ve kısmetsizliğe çare bulma ümidiyle ger- çekleştirilir. Yüzyıllardır ziyaret mekânı olmuş birçok seyyahın anlatımına konu olan Beykoz’da Hz. Yûşa en çok ziyaret edilen bu türbe-makamlardan birisidir.

Üstü açık yapısıyla farklılık arz eden, 17 metrelik demir parmaklılarla çevrili dev bir mezarda yattığına inanılan Hz. Yûşa, Hz. Musa’dan sonra İsrailoğul- larının başına geçen ve Eski Ahit’te Neviim olarak kaydedilen bölümün ilk peygamberidir.

Torah (Yasa), Neviim (Peygamberler) ve Ketuvim (Yazılar) olarak üç bölüm- den oluşan Eski Ahit’in Peygamberler bölümünün ilk anlatısı olan Yûşa (Yeşu) ilk defa, İsrailoğullarının Mısır’dan çıkışı sonrası Sin Çölü’ndeki Refidim’e gelmeleri sırasında tarih sahnesinde görülür. Refidim’de İsrailoğulları ile sa- vaşan Amelek’e karşı Hz. Musa’nın görevlendirdiği Yeşu bu savaştan zaferle ayrıldıktan sonra artık sık sık Hz. Musa ile anılmaktadır.

Kırk yıllık bir çöl hayatından sonra Musa, Tanrı’nın emriyle Yeşu’yu kendi- sinden sonra İsrailoğullarının lideri olarak seçer.

(6)

225

BEYKOZ 2019 SEMPOZYUMU tebliğler kitabı

Kenan topraklarına bir dizi akın yapan Yeşu, Hz. Musa tarafından arz-ı mev’ud’un ele geçirilip İsrailoğulları arasında paylaştırılması görevi almıştır ve Fatih Yeşu adıyla anılmaya başlamıştır. Musa’nın ölümü sonrası vaad edi- len diyarlara Yeşu’nun yardımı ile girileceğini müjdeleyen Tanrı ona, “kulum Musa’nın sana emrettiği şeriatın tamamını yerine getirmeye dikkat et. Gittiğin her yerde başarılı olmak istiyorsan bu şeriattan ayrılma, sağa sola sapma. Şe- riat kitabında yazılanları dilinden düşürme ve tamamını yerine getirmek için gece gündüz onu düşün” demiştir.

Arz-ı mev’uda giren ve Kenanlıların gücünü kıran Yeşu mucizeler de göster- miş Amorilere karşı yapılan savaşın her türlü eylemin yasaklandığı cumartesi günü başlamadan bitmesi için duasıyla güneşin düşman yenilinceye kadar batmamasını sağlamıştır. Musa’nın halkını denizden geçirdiği gibi Yeşu da Şeria Nehri’nden kavmini geçirmiş, arz-ı mev’ûdu fethedip İsrailoğulları ara- sında paylaştırmıştır.

Tevrat’ta kendisinden hem peygamber hem askeri lider olarak bahsedilen Yeşu, Musa gibi Rabb’in kulu olarak nitelenmiş, Rabb Musa gibi ona da ses- lenmiştir. Ebal Dağı’nda sunak inşa etmesi, Tevrat’ı yetmiş dilde taşlara kaz- dırması ve şeriatı kavmine tebliğ etmesi onun da Musa gibi peygamber oldu- ğunun işaretleri olarak görülür ve Musa’dan sonra peygamberliğin ona geçtiği kabul edilir. Kutsal kitap ile beraber Yeşu, Yahudi anlatılarında Musa’nın yar- dımcısı olarak geçer ve Musa sonrası üzülen kavmi savaştırarak vaad edilen topraklara sokar; o hem peygamber hem fatihtir.

Kur’an’da Yûşa adının geçmediği bilinmektedir ancak ona işarette bulunul- duğu genel olarak kabul edilir. Musa ve Hızır kıssasında da Musa’nın genç yardımcısı diye bahsedilen kişinin Yûşa olduğu ifade edilmektedir.

195 rakımı ile Yûşa Tepesi’nin tarihin eski devirlerinden beri çeşitli inançlara bağlı bir çizgisi vardır ve kutsal kabul edildiği bilinir. Hıristiyanlık boyunca da devam eden bu süreç kentin İslamlaşmasıyla devam etmiş, dev bir mezara dönüşmüş yatır olarak sürekli ziyaret almıştır.

Eskiden beri dağların zirve noktalarında yaşayan “devlere” dair inancın ve

“dağ” kültlerinin birleşmesiyle oluşan anlatıların Yûşa ile İslam inancına ev- rildiği artık fark edilmektedir. Batılıların “dev” dağı yahut yukarıda andığımız

“Herkül Yatağı” ismi ile andıkları tepeye Yûşa adının neden verildiği ise tam olarak anlaşılamamaktadır.

Dağ kültü ile genel çerçevede bir aktarım yapmaya çalışıldığında, birkaç du- rum ortaya çıkar. Türkler kendi atalarının evvela kutsal olarak seçilmiş dağ- larda yaşadığına veya ilk o dağ kütlesi üstünde atalarının ortaya çıktığına da inanmıştır. Nitekim orman olarak anılmasına alıştığımız Ötüken’in bir dağ olduğu bilinmektedir. Ergenekon ilk akla gelen anlatılardan olmakta, yine bir dağ içinden zorlukları aşarak çıktığımız devirlerin öyküsü önemli milli destan parçalarımızdan birisini oluşturmaktadır.

Dikeyliğin güçlü simgesi, ormanlarla kaplı, ulaşılmaz ve gizemli, dorukları göklere varan ve dolayısıyla göğü alttan destekleyen ve evrenin merkezinde bulunan dağ, Türk ve Moğol efsanelerinde önemli bir rol oynamıştır. Yeryüzü

(7)

226 BEYKOZ 2019 SEMPOZYUMU tebliğler kitabı

çekirdeğinden göğe doğru bir yükselişi temsil eder ve tırmanarak onu tanrıya yaklaştıran bir tür erişmeyi simgeler. Dualar oradan daha iyi işitilir; ölüler de sonsuz ikametgâhlarından, özellikle onu bulamadıkları zaman, daha az uzak- laşmış olurlar.3

İlkel insanın yaygın fikri olan, hava durumunu ve özellikle de yağmuru kont- rol eden tanrının en iyi şekilde bulutların toplandığı dağ tepelerinde yatış- tırılacağıdır. Dağların ikincil özelliği, İslam ve Hıristiyanların ortak olarak paylaştığı, münzevilere meskenlik etmesidir. Bundan epey bağımsız olan, bir dağın veya dağ doruğunun bir devin mezarı olarak dünyevi “folklorik” kav- ramsallaştırılmasıdır; ilk bakışta “kara” bir figür olarak düşünülse de yuka- rıda ileri sürülmüş çağrışımların dini etkileri altında insanüstü oranlarda bir azize dönüşür.4

Bir dağ tepesinde taş yığını, mezara benzeyen etrafı taşlarla çevrili yer veya mezarı çağrıştıran doğal oluşumların aziz veya evliyanın mezarı olarak kabul edildiğine birçok bölgede şahit olmaktayız. Üstelik bu dev mezarlara yahut makamlara Anadolu’da çeşitli yerlerde rastlanmakta ve hepsi yine tepelerde bulunmakta, dev anlatılarının kahraman gazilere dönüşmüş İslam öykülerine evrilmiş mezarlar olduğuna da tanıklık etmekteyiz. Beş buçuk metrelik meza- rı ile Battal Gazi, Üçler Tepesi’ne inşa edilen külliyesinde yatarken o tepenin antik Herakles kültüne ait bir mabet olduğu bilinmektedir. Bahçede sıralanmış devşirme malzemelerin eski mabedin kalıntılarına ait olduğu hemen fark edi- lecektir. İznik’te şehre hâkim bir tepe üstünde makamı bulunan ve normal bir insandan kat be kat uzunluğa sahip mezarda yattığına inanılan Abdulvahap Gazi’ye ait makam (gerçekte burada mezarı yoktur) yine bu anlatılara örnek olarak verilebilecek türdendir.

Belirli olan bir husus, Boğaz’ın en yüksek tepesinin her devirde ve her inançta kutsal bir değer aldığı, bu yüzden de orada tarihin karanlıklarından beri bir su- nak, bir mabed, bir kilise ve bir tekke ile caminin birbirlerini takip ettikleridir.5 Beşiktaşlı Yahya Efendi’nin bulduğuna inanılan türbeden ilk olarak 17. yüz- yılda Evliya Çelebi bahsetmiş, Yûşa nebiyi ziyaret ettiğini seyahatnamesinde belirtmiştir. Galland, Hammer gibi birçok yazar ve gezginin seyahatname, anı ve tarih kitaplarında Yoros Kalesi ile birlikte Yûşa peygamber de kendine yer bulmuştur. Bu ziyaretgâhın Tevrat ve Yahudi literatüründe adı geçen Yûşa ol- madığı, aslında kendisine ait beş makam daha olduğu, onun 110 yaşında öldü- ğü ve Efraim Dağı’nda Timnatserah’a defnedildiği artık kabul edilen gerçektir.

Sonuç olarak eski dev anlatıları, kahramanlık söylencelerinin İslam ile savaşçı gazi inancının kaynaştırılmasından oluşan bu kabrin adının neden Yûşa oldu- ğu kesinlikle bugün bilinmemektedir. Mevcut tekke ve mescid Yirmisekizçele- bizâde Sadrazam Mehmed Said Paşa tarafından 1755-56’da yaptırılmış, kabrin etrafı duvarla çevrilmiş, tekke çevresinde odalar inşa edilerek buraya postni- şin atanmıştır. Büyük bir yangın geçiren mescid ve tekke Sultan Abdülaziz zamanında tekrar inşa edilmiş ve zamanımıza kadar gelmiştir.

(8)

227

BEYKOZ 2019 SEMPOZYUMU tebliğler kitabı Dipnotlar

2 Ali köse- Ali Ayten, Antik Çağ’dan XXı. Yüzyıla Büyük İstanbul Tarihi, Cilt V, İBB kültür A.Ş.

Yayınları,2015.

3 roux, Jean-Paul, Türklerin ve Moğolların Eski Dini, çev. Aykut kazancıgil, İstanbul: kabalcı Yayınları,2011.

4 Hasluck, f.W. Sultanlar Zamanında Hıristiyanlık ve İslam ı. Çev. Timuçin Binder. İstanbul:

Ayrıntı Yayınları, 2012.

5 Eyice, Semavi. Bizans Devrinde Boğaziçi, İstanbul: Yeditepe Yayınları, 2007.

Kaynakça

Billion, G., Gruson, P., (2018), Eski Ahit’i Okumak İçin Birinci Ahit’i Açıklayan Metinler, (P. Pom- merol), İstanbul: Kitabı Mukaddes Şirketi.

Eyice, Semavi, (2007), Bizans Devrinde Boğaziçi, İstanbul: Yeditepe Yayınları.

Graves, R.- Patai, R., (2013), İbrani Mitleri (Tekvin-Yaratılış Kitabı), (Uğur Akpur çev.) İstanbul:

Say Yayınları.

Hasluck, F.W., (2012), Sultanlar Zamanında Hıristiyanlık ve İslam I., (T. Binder, çev.) İstanbul:

Ayrıntı Yayınları.

Köse, A., Ayten A., (2015), Antik Çağ’dan XXI. Yüzyıla Büyük İstanbul Tarihi, Cilt V, İstanbul:

İBB Kültür A.Ş. Yayınları.

Kutsal Kitap (Tevrat-Zebur-İncil), İstanbul: Kitabı Mukaddes Şirketi, 2014 Ömer Faruk Harman, Yûşa, (2013) TDV İslam Ansiklopedisi, c. XLIV, ss.43-45.

Roux, Jean-Paul, (2011) Türklerin ve Moğolların Eski Dini, (A. Kazancıgil, çev.), İstanbul: Ka- balcı Yayınları.

Referanslar

Benzer Belgeler

Pan’ın aşk hayatına dair en çok adı geçen kadının Ekho oluşu da (Grimal, 2012, s. 584), yine doğa olarak Pan’ın, bahsi geçen Bir ve Çok yüzlerini aynı anda

Table 6 provides estimation results for regressions of labor productivity per person (Geary Khamis PPPs). All privatization indicators have statistically significant coefficients

Horizontal göz hareketlerinin düzenlendiği inferior pons tegmentumundaki paramedyan pontin retiküler formasyon, mediyal longitidunal fasikül ve altıncı kraniyal sinir nükleusu

YARIYIL SONU SINAVI SONUÇLARININ OİS'e GİRİLMESİ İÇİN SON TARİH 24 Ocak 2020 Cuma MEZUNİYET TEK DERS SINAVI / NOT ORTALAMASI YÜKSELTME SINAVI. BAŞVURULARI 27 Ocak - 04

1 Kırıkkale Üniversitesi Veteriner Fakültesi Hayvan Besleme ve Beslenme Hastalıkları Anabilim Dalı, Kırıkkale.. Süt sığırcılığında temel hedef her inekten yılda

(2017) “Green synthesis and characterization of gold and silver nanoparticles using Mussaenda glabrata leaf extract and their environmental applications to dye

Aynı zamanda bu yayın sayısı 2016 yılında yapılmış toplam yayın sayısının yaklaşık onbinde 2,5’luk ünü oluşturmuştur ve yapılmış en yüksek

Çin'de bulunan ve 125 milyon yıldan daha yaşlı ol- duğu tahmin edilen fosil çiçeğin renkli taç yaprakları bulunmuyor.. Bugüne kadar bilinen en eski çiçek fosili