• Sonuç bulunamadı

Suda çözünebilen p-sülfonato-kaliks[4]aren'in sentezi ve naproksenin çözünürlüğünün artırılmasında kullanılması

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Suda çözünebilen p-sülfonato-kaliks[4]aren'in sentezi ve naproksenin çözünürlüğünün artırılmasında kullanılması"

Copied!
67
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

KĐMYA ANABĐLĐM DALI

SUDA ÇÖZÜNEN p-SULFONATO- KALĐKS[4]AREN’ĐN SENTEZĐ VE NAPROKSEN'ĐN ÇÖZÜNÜRLÜĞÜ'NÜN

ARTIRILMASINDA KULLANILMASI

M. Serhat ÇOBAN YÜKSEK LĐSANS TEZĐ KĐMYA ANABĐLĐM DALI

(2)

ii

T.C.

SELÇUK ÜNĐVERSĐTESĐ FEN BĐLĐMLERĐ ENSTĐTÜSÜ

KĐMYA ANABĐLĐM DALI

SUDA ÇÖZÜNEN p-SULFONATO-KALĐKS[4]AREN’ĐN

SENTEZĐ VE NAPROKSEN'ĐN ÇÖZÜNÜRLÜĞÜ'NÜN

ARTIRILMASINDA KULLANILMASI

MUSTAFA SERHAT ÇOBAN

YÜKSEK LĐSANS TEZĐ

KĐMYA ANABĐLĐM DALI

(3)

iii

ÖZET

YÜKSEK LĐSANS TEZĐ

SUDA ÇÖZÜNEN p-SULFONATO-KALĐKS[4]AREN’ĐN SENTEZĐ VE NAPROKSEN'ĐN ÇÖZÜNÜRLÜĞÜ'NÜN

ARTIRILMASINDA KULLANILMASI

M. Serhat ÇOBAN

Selçuk Üniversitesi

Fen Bilimleri Enstitüsü, Kimya Anabilim Dalı, 2007 Danışman : Prof. Dr. Dinçer BEDÜK

2007, 58 sayfa Jüri

Prof. Dr. Dinçer BEDÜK Prof. Dr. Mustafa YILMAZ

Yrd. Doç. Dr. Şeref ERTUL

Bu çalışmada; suda oldukça az çözünen ve çözünürlüğünü artırmak için ilaç sanayisinde, sodyum tuzu olarak pazarlanan, non-steroid yapıda bulunan, IUPAC’a göre adlandırılması (+)-(S)-2-(6-methoxynaphthalen-2-yl)propanoic acid olan Naproksen’in, suda çözünürlüğünü artırmak amaçlanmıştır.

Yapılan deneylerin ilk kısmında; β-siklodekstrin ile Naproksen; pH’ları 2.5, 3.5 ve 4.5 olan su içinde oda sıcaklığında etkileştirilerek elde edilen çözeltilerin UV-visible ve IR spektrumları alınmıştır. Alınan spektrumlardan β-siklodekstrin’in, Naproksen ile kompleks oluşturduğu, Naproksenin çözünürlüğünü, çözücünün pH’ına bağlı olarak 2.1 ile 3.1 kat arasında arttığı gözlemlenmiştir.

Đkinci kısımda; p-tert-bütilkaliks[4]aren sentezlenerek, p-tert-bütil grupları literatürlerde belirtilen metodlarla giderildikten sonra elde edilen kaliks[4]aren

(4)

iv

p-sülfonatokaliks[4]aren ile Naproksen; oda sıcaklığında, pH’ları 2.5, 3.5, 4.5 olan

sulu çözeltide 2 saat, etkileştirilmiş ve elde edilen çözeltilerin UV-visible ve IR spektrumlarından faydalanarak, Naproksen’in p-sülfonatokaliks[4]aren ile kompleks yaptığı ve Naproksen’in çözünürlüğünün pH:2.5’da18.4 kat, pH:3.5’ta 21.6 kat, pH:4.5’da 12.4 kat arttığı gözlemlendi.

Anahtar Kelimeler: Kaliksaren, Kaliks[4]aren, Naproksen, Naproksen’in çözünürlüğü,

(5)

v

ABSTRACT

Ms.D. Thesis

SYNTHESIS OF p-SULPHONATOCALIX[4]ARENE AND ITS USING FOR ENHANCEMENT OF SOLUBILITY OF NAPROXEN IN WATER

M. Serhat ÇOBAN

Selcuk University Faculty of Science and Arts

Department of Chemistry

Supervisor: Prof. Dr. Dinçer BEDÜK 2007, page: 58

Jury:

Prof. Dr. Dinçer BEDÜK Prof. Dr. Mustafa YILMAZ

Yrd. Doç. Dr. Şeref ERTUL

In this study it was purposed that water solubility of Naproxen; which dissolves quiet little amount in water and is marketed as sodium salt in medicine industry for increasing its solubility, is existed non-steroid structure, is named (+)-(S)-2-(6-methoxynaphthalen-2-yl)propanoic acid according to IUPAC, is increased.

In the first step of experiments; UV-visible spectum of solution which was obtained to sympathize with β-cyclodextrin and naproxen in distiled water at various pH (2.5, 3.5, 4.5) at room temperature. It was observed that β-cyclodextrin has composed complex with naproxen and solubility of naproxen has changed between 2.1 and 3.1.

(6)

vi

In the second step; p-sulphonatocalix[4]arene was obtained after

p-tert-butylcalix[4]aren was synthesized, p-tert-butyl groups were resolved with the

methods specifying in the literatures. Obtained p-sulphonatocalix[4]arene was sympathized with Naproxen about 2 hours in water at various pH (2.5,3.5,4.5) at room temperature and it was observed that Naproxen produced complex with

p-sulphonatocalix[4]arene and solubility of Naproxen increased 18.5 times at pH:2.5,

21.6 times at pH:3.5 , 12.4 times at pH:4.5.

(7)

vii

ÖNSÖZ

Bu çalışma, Selçuk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. A. Dinçer BEDÜK yönetiminde yapılarak Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü’ ne Yüksek Lisans Tezi olarak sunulmuştur.

Bu çalışmanın seçim aşamasından yazım aşamasına kadar her safhada, desteklerini hiçbir zaman esirgemeyen, danışman hocam Sayın Prof. Dr. A. Dinçer BEDÜK ve Prof. Dr. Mustafa YILMAZ’a şükranlarımı sunarım.

Ayrıca çalışmalarım boyunca ilgi ve desteklerini gördüğüm, başta Eşim Mürüvvet ÇOBAN’a ve aileme olmak üzere, Selçuk Üniversitesi Organik Araştırma 1,2 ve 3’de çalışma yapan arkadaşlarıma, Yrd. Doç. Dr. Aydan YILMAZ ve Yrd. Doç. Dr. Mustafa TABAKCI’ya, Arş. Gör. Begüm TABAKCI ve Arş. Gör. Ezgi AKCEYLAN’a, adını sayamadığım tüm Arş. Gör. ve Yüksek Lisans öğrencilerine ve bu tezi hazırlamam için gereken zamanı ayırmamda yardımcı olan çalışma arkadaşlarıma teşekkür ederim.

M.Serhat ÇOBAN

(8)

viii ĐÇĐNDEKĐLER ÖZET...iii ABSTRACT... v ÖNSÖZ... vii 1. GĐRĐŞ ... 1 1.1. Kaliksarenler... 2 1.1.1. Kaliksarenlerin isimlendirilmesi ... 4

1.1.2. Kaliksarenlerin reaksiyon mekanizması... 5

1.1.3. Kaliksarenlerin konformasyonları ... 7

1.1.4. Kaliksarenlerin fonksiyonlandırılmaları... 9

1.1.5. Kaliksarenlerin bazı özellikleri ... 12

1.1.6. Kaliksarenlerin kullanım alanları ... 13

1.1.6.1. Kaliksarenlerin molekül taşıyıcı olarak kullanımları ... 13

1.1.6.2. Kaliksarelerin enzim mimik olarak kullanılması ... 17

1.1.6.3. Sensör ve membran tekniklerinde kaliksarenlerin kullanılması... 17

1.1.6.4. Çevresel atıklardan ağır ve değerli metallerin geri kazanılmasındakaliksarenlerin kullanımı ... 18

1.1.6.5. Kaliksarenlerin faz transfer katalizörü olarak kullanılması... 19

1.1.6.6. Enantiomerlerin ayrılmasında kaliksarenlerin kullanılması... 19

1.1.7. Suda çözünen kaliksarenler ... 20

1.1.8. Kaliksarenlerin toksikliği ... 21

1.1.9. Kaliksarenlerin farmakolojide kullanımı... 22

1.2. Siklodekstrinler ... 25

1.2.1 Siklodekstrinler ile kaliksarenlerin karşılaştırılması ... 30

1.3 Naproksen ... 30 2. KAYNAK ARAŞTIRMASI ... 32 3. DENEYSEL KISIM... 37 3.1 Enstrümental Teknikler... 37 3.2 p-tert-bütilkaliks[4]aren sentezi (1)... 37 3.3 Kaliks[4]aren sentezi (2)... 38 3.4 p-sülfonatokaliks[4]aren sentezi (3)... 39

(9)

ix

3.5 Naproksen’in Çözünürlüğünü Artırmak Đçin Yapılan Çalışmalar... 39

4. SONUÇ VE TARTIŞMA... 41

4.1. Deneysel Kısım 1’den Elde Edilen Sonuçlar Ve Spektrumlar ... 41

4.2 Deneysel Kısım 2’den Elde Edilen Sonuçlar Ve Spektrumlar ... 42

4.3 Deneysel Kısım 3’den Elde Edilen Sonuçlar Ve Spektrumlar ... 46

(10)

1. GĐRĐŞ

Supramoleküler kimyada, siklodekstrinlerin organik molekülleri, crown eterlerin ise metalleri ve iyonları tutabilme özelliklerinin yanı sıra, son yıllarda fenol ile formaldehitin kondensasyon reaksiyonu ürünleri olan kaliksarenler, halkalı yapıya sahip olmaları, kolay elde edilebilmeleri ve türevlendirilebilmeleri molekül büyüklüklerinde düzenli değişim gözlenmesi ve gerek organik molekülleri gerekse metalleri ve iyonları tutabilme yeteneklerinden dolayı, crown eterler ve siklodekstrinlerden sonra üçüncü jenerasyon supramoleküller olarak kabul edilmiştir (Gutsche 1989).

Crown eterler, etilen birimlerinden, siklodekstrinler, glikoz birimlerinden kaliksarenler ise fenol ve metilen birimlerinden oluşur (Şekil 1.1).

Şekil 1.1. Siklodekstrinler, Crown Eterler ve Kaliksarenlerin yapıları.

(11)

1.1. Kaliksarenler

1900’lü yılların başında Leo Hendrick Baekeland fenol-formaldehit reaksiyonu sonucu bakalit olarak bilinen plastiği elde etmeyi başarmıştır. Bu plastiğin; polimerik yapıda, çok sert, yüksek molekül ağırlığına sahip olması, ve suda çözünmemesi, araştırmacıların dikkatini bu moleküller üzerine çekmeyi başarmıştır. Bir başka araştırmada Zinke bakalitteki zincir uzamasın durdurmak amacıyla, para sübstitüe fenol ile formaldehiti reaksiyona sokarak elde ettiği ürünün, halkalı, tetrametrik yapıda olduğunu ve saf olarak elde ettiğini açıklamıştır (Zinke 1944). Cornforth ve arkadaşları daha sonrada Gutsche ve arkadaşları Zinke’nin elde ettiği ürünlerin saf tetrametrik olmayıp, bir ürün karışımı olduğunu açıklamışlardır (Cornforth 1955, Gutsche 1978).

Gutsche ve arkadaşları yaptıkları çalışmalarda; p-tert-bütil fenol ile formaldehitin kondensasyon reaksiyonu sonucunda tetramer, hekzamer ve oktomeri (Şekil 1.2, 1.3, 1.4) ayrı ayrı yüksek verimle, saf olarak elde etmeyi başarmıştır (Gutsche,1990).

Cornforth ve arkadaşları ise p-tert-bütil fenol ile sulu formaldehitin reaksiyonu sonucu kimyasal formülleri (C11H140)4 olan bir tanesi yüksek diğeri düşük sıcaklıkta eriyen iki ürün elde ederek kaliks[4]aren’lerin iki konformasyonda bulunabileceğini ileri sürmüştür.

(12)

Şekil 1.3: p-tert-bütilkaliks[n]arenlerin model yapıları (n=4,6,8)

(13)

1.1.1. Kaliksarenlerin isimlendirilmesi

Kaliksarenler farklı araştırmacılar tarafından değişik şekillerde isimlendirilmişlerdir. Bu bileşikleri ilk kez sentezleyen Zinke ve grubu (1952); ‘’Cyclischen Mehrkernmethylenephenol verbindungen’’ şeklinde, Hayes ve Hunter (1958) ‘’Cyclictetranuclear novalaks’’ şeklinde, Cornforth ve arkadaşları(1955); ‘’tetrahidroxycyclotetra-m-benznes’’şeklinde, Patric ve Egan (1977) ise ’’metacyclophans’’ olarak isimlendirdiler.

IUPAC’a göre yapılan isimlendirme uzun ve karışık olduğu için daha pratik bir isimlendirmeye ihtiyaç duyulmuştur. Örneğin; p-alkilkaliks[4]aren IUPAC’a göre, 5,11,17,23–tetra-alkil-25-26-27-28-tetra-hidroksi-kaliks[4]aren şeklinde isimlendi- rilirken Gutsche, bu oligomerlere Yunancada taç anlamına gelen ‘’Chalice’’, organik kimyada aromatik halkayı tanımlayan ‘’arene’’, ve yapıdaki fenolik birim sayısını belirleyen ‘’n’’ i kullanarak ‘’Calix[n]arenes’’ adını vermiş (Gutsche, 1978) ve sistem IUPAC tarafından kabul edilmiştir.

Kaliksarenlerin üzerinde yapılan çalışmaların artmasıyla birlikte elde edilen ürünlerin sistematik olarak isimlendirilmesi için numaralandırma sistemi (Şekil 1.5) uygulanmaya başlanmıştır.

(14)

1.1.2. Kaliksarenlerin reaksiyon mekanizması

Fenol ile formaldehit’in bazik ortamdaki kondensasyon reaksiyonunda; p-sübstitüe fenol bazik ortamda bir porton kaybederek nükleofilik özellik gösteren, fenoksit iyonuna dönüşür ve formaldehit ile kolalıkla reaksiyona girerler. Uygun koşullarda reaksiyon bu basamakta durdurularak ürünler izole edilebilir (Şekil 1.6) (Gutsche 1989).

Şekil 1.6. Hidroksimetil fenol oluşumu

Hidroksi metilasyon işleminden sonra, reaksiyonda; hidroksimetil fenol, bazik ortamda o-kinon metile dönüşürken, o-kinon metile fenoksit iyonunun atağı ile reaksiyona devam ederek lineer oligomerleri oluşturur (Şekil 1.7).

Şekil 1.7. Diarilmetil oluşumu

(15)

Lineer oligomerler molekül içi hidrojen bağlarının oluşumu ile siklik oligomerlere dönüşürler ve hemi kaliksarenleri oluştururlar. Hemi kaliksarenlerden su ve formaldehit’in ayrılması ile kaliksarenler oluşur (Şekil 1.8).

Şekil 1.8. Hemi kaliks[6]aren’in kaliks[6]arene dönüşümü

p-tert-bütil fenol, formaldehit ve baz oranı, oluşacak ürünün belirlenmesinde

etkin rol oynar. Bu üç kimyasaldan sırasıyla p-tert-bütil fenol’den: 1, formaldehit’ den: 1.5, baz:0.05, eşdeğer-gram oranında alınarak ksilen içinde 4 saat karıştırılırsa, %90 oranında siklik oktomere dönüşüm gözlenir. Ham ürünün tekrar kristallendirilmesi ile % 45–50 oranında, p-tert-bütilkaliks[8]aren elde edilir(Gutsche 1990). Oran 1:2:0.50 olarak ayarlanırsa çıkış maddesine oranla %85 siklik hekzamer elde edilir. Ham ürün kristallendirildiğinde ise %60’ın üzerinde yüksek saflıkta

p-tert-bütilkaliks[6]aren sentezlenir (Gutsche 1990).

Kaliks[4]aren’i sentezlenmesi için bazın optimum miktarda kullanılması gerekir. Baz, 0.03–0.04 eşdeğer miktarda kullanıldığında ürün verimi maksimuma ulaşır, 0.03–0.04 eşdeğer aralığının her iki tarafından da aralığın aşılması ürün konsantrasyonunda azalmaya sebep olur (Gutsche, Dhawan, Muthukrishnan 1981).

(16)

1.1.3. Kaliksarenlerin konformasyonları

Kaliks[4]arenlerin konformasyon çeşitliliğinin Cornforth tarafından 1955’te ispat edilmesinin ardından, Gutsche ve arkadaşları ise 1983 yılında yaptığı çalışma ile kaliksarenlerin farklı konformasyonlarını tespit etmişlerdir. Buna göre; kaliks[4]arenler, aril halkalarının aşağı ve yukarı yönelmesinden dolayı 4 farklı konformasyon izomerinde bulunurlar. Bu izomerler; “koni”, “kısmi koni”, “1-2 karşılıklı”, “1-3 karşılıklı” olarak adlandırılırlar.

Yukarıda da belirtildiği gibi kaliks[4]arenlerin 4 adet, kaliks[6]arenlerin 8 adet, kaliks[8]arenlerin 16 adet konformasyon izomeri bulunmaktadır (Şekil 1.9).

Şekil 1.9. Kaliks[4]arenlerin farklı konformasyon izomerleri

Sentezlenen kaliks[4]arenlerin hangi konformasyonda olduğu; yapılarında bulunan Ar-CH2-Ar protonlarının farklı delokalizasyonları nedeniyle, 1H-NMR spektrumlarında meydana gelen piklerin değişiminden ayırt edilebilir (Şekil 1.10) (Çizelge 1.1.).

(17)

Şekil 1.10. konformasyon değişimi ile spektrumda meydana gelen farklar.

Çizelge 1.1. konformasyon değişimi ile spektrumda meydana gelen farklar. Konformasyon Ar-CH2-Ar protonları

Koni Bir çift dublet.

Kısmi Koni Đki çift dublet (1:1) veya bir çift dublet ve bir singlet (1 :1) 1,2-Karşılıklı Bir singlet ve iki dublet (1:1)

1,3-Karşılıklı Bir singlet

Fenolik –OH grubu fonksiyonlandırılmamış kaliks[4]arenlerin, oda sıcaklığında ve çözelti içinde konformasyonları değişkendir. Kristal yapıları,

(18)

incelendiğinde hidroksil gruplarının molekül içi hidrojen bağı yapmalarından ve hidrojen bağlarının yapıya kararlılık kazandırmasından dolayı koni şeklindedir.

Kloroform, toluen, brom benzil, karbondisülfür gibi apolar organik çözücülerin, kaliksarenlerle kompleks yaparak konformasyon dönüşüm serbest enerjisini yükseltmesi, konformasyon dönüşüm hızını azaltır. Aseton, piridin, asetonitril gibi polar çözücüler ise; molekül içi hidrojen bağlarının bozulmasına neden oldukları için konformasyon dönüşüm hızı artırırlar.

Aromatik halkalar arasındaki metilen hidrojenleri, düşük sıcaklıkta bir çift dublet pik verirken; yüksek sıcaklıklarda singlet pik verirler. Bu durum kaliks[4]arenlerin, sıcaklık değişimi ile konformasyonlarının değiştiğini göstermektedir (Gutsche 1989).

Fenolik-O yada fenolik-O’ne göre p-pozisyonuna, hacimli grupların bağlaması (Gutsche 1985) veya her bir aril halkasına molekül içi köprüler kurulması (Arnaud-Neu 1992) ile konformasyon dönüşüm hızı azaltılabilir.

1.1.4. Kaliksarenlerin fonksiyonlandırılmaları

Kaliksarenler, fenolik –OH gruplarının bulunduğu “lower rim” üzerinden veya aril halkalarının bulunduğu, “upper rim” üzerinden fonksiyonlandırılabilirler (Şekil 1.11).

(19)

Fenolik -OH gruplarına; eter, ester, amin, amit, keton, imin, oksim gibi fonksiyonel gruplar kolaylıkla bağlanabilir. Daha öncede vurgulandığı gibi hareketli konformasyona sahip olan kaliksarenlere bu grupların bağlanması ile konformasyon dönüşümü durur ve rijit yapılar oluştururlar.

Kaliksarenlerin eter türevleri, ‘Williamson eter sentezi’ne göre; alkil halojenürler ile reaksiyonu sonucu elde edilirken, keton, ester, amit, gibi türevleri α-halokarbonil bileşikleri ile reaksiyonları sonucu elde edilirler (Gutsche, 1989; Arduini, 1986; Arnoud-Neu,1991).

Kaliksarenler reaksiyon koşullarının değiştirilmesi ile seçimli olarak fenolik-O üzerinden fonksiyonlandırılabililirler. Örneğin: mono eter türevleri CH3CN çözücü ortamında K2CO3 veya DMF ortamında CsF kullanılarak elde edilebilir (Reinhoudt, 1991).

Toluen /AlCl3 ortamında ise fenolik-O’ne göre p-pozisyonunda olan tert-bütil gruplarının kolaylıkla dealkilasyon reaksiyonunu (Şekil 1.12) vermesi, bu reaksiyonun yüksek verimle meydana gelmesi ve reaksiyon sonunda tek ürün oluşması kaliksaren sentezinde çıkış maddesi olarak p-tert-bütil fenol’ün kullanılmasındaki en önemli avantajdır (Gutsche, 1985).

Şekil 1.12: Dealkilasyon reaksiyonu

Kaliksarenin yapısını oluşturan fenolik birimlerin, para konumundaki

tert-bütil gruplarının giderilmesinden sonra, kaliksarenler kolaylıkla elektrofilik

sübstütisyon reaksiyonu verebilirler. Dealkilasyon reaksiyonundan sonra kaliksarenler üzerinde yapılabilen reaksiyonlar bazıları şunlardır; Halojenasyon (Conner, 1990), Sülfolama (Shinkai, 1987), klorsülfolama (Reinhoudt, 1993), klor metilasyon (Almi, 1989).

(20)

Çok fonksiyonlu kaliksarenleri sentezlemek için kullanılan p-Claisen çevrilmesinde; kaliks[4]arenlerin bazik ortamdaki alil bromür ile reaksiyona girmeleri sonucu ara ürün olarak, kaliks[4]aren-tetra-alil eter oluşur. Ara ürünün, fenolik oksijeninden para pozisyonuna fonksiyonel grupların transferi ile çevrim tamamladır (Gutsche, 1985).

Kaliksarenlerdeki tert-bütil grupları yerine seçimli olarak farklı gruplar bağlanacaksa; öncelikle kaliksarenlerde bulunan –OH gruplarının esterleştirme yada eterleştirme metotlarından biri ile korunması gerekir. Esterlerin ve eterlerin yönlendirme etkisinin, –OH grubunun yönlendirme etkisinden daha düşük olmasından dolayı, korunmayan –OH gruplarının bulunduğu fenolik birimlerinin para konumları, kolaylıkla fonksiyonlandır (Van Loon 1992).

Yukarıda bahsi geçen tüm fonksiyonlandırmalar şekilde sistematik olarak gösterilmiştir (Şekil 1.13).

Şekil 1.13. p-tert-bütilkaliksarenlerin fonksiyonlandırılması

(21)

1.1.5. Kaliksarenlerin bazı özellikleri

Kaliksarenlerin erime noktaları molekül büyüklükleri ile doğru orantılı

olarak artar. Erime noktaları p-tert-bütilkaliks[4]aren’in 342-3440C,

p-tert-bütilkaliks[6]aren’in 380-381 0C, p-tert-bütilkaliks[8]aren’in 411-412 0C’dir. Bazı kaliksarenler kloroform, piridin gibi çözücülerde yeterli miktarda çözünebilmelerine rağmen, kaliksarenlerin organik çözücülerdeki çözünürlükleri

azdır. Ester, sülfonat, amino gibi suda çözünürlüğü arttırıcı fonksiyonel gurupların kaliksaren yapısına katılması ile suda çözünürlükleri arttırılabilir.

Kaliksarenlerin spektroskopik özellikleri incelendiğinde 280nm civarında absorban olduğu gözlenir. IR spektrumlarında parmak izi bölgesinde verdikleri pikler aynıdır. Fenolik –OH gruplarına ait pikler ise 3150-3300 cm-1 de görülür ancak; molekülde meydana gelen molekül içi hidrojen bağlarından dolayı pikler yayvandır.

X-ray kristalografisi, kaliksaren yapısının kesin ispatını sağlar. Bunun ilk örneği 1979’da Đtalya Parma Üniversitesi’ndeki Andretti ve arkadaşları tarafından yayınlanan kaliks[4]arenin tek kristal verileri ile ortaya çıkmıştır (Andreetti 1979). Kütle spektroskopisi ise kaliksarenlerin molekül ağırlığını tayin etmede başarılı bir şekilde kullanılmıştır. X-ray kristalografisi ve NMR spektroskopisi yapısal detayı ortaya koyamamasına rağmen kaliksarenlerin host-guest özelliklerini inceleyebilmiştir (Cram 1988). Ayrıca; floresans spektroskopisi de kaliksarenlerin kompleksleşme ve kaliksaren komplekslerinin mikro-çevrelerini anlamada kullanışlı bir araç olmuştur.

Yukarıda da vurgulandığı gibi kaliksarenlerin yapılarının tespitinde oldukça yaygın kullanılan bir yöntemde 1H-NMR’dir. 1H-NMR değerlerine bakıldığında; fenolik –OH grubuna ait 10 ppm’de bulunması gereken pikin molekül içi hidrojen bağlarının, perdeleme etkisi sebebi ile aşağı alana kaydığı ve singlet bir pik verdiği gözlenir. Metilen köprülerinin pikleri konformasyona göre değişmekle birlikte 3.0-4.5 ppm aralığındadır. tert-bütil grupları yüksek sıcaklıklarda singlet pik verirken düşük sıcaklıklarda 2 tane dublet pik veririler. Bu durum kaliksarenlerin sıcaklık değişmesi ile konformasyonlarının değiştiğini gösterir (Gutsche 1989).

(22)

Siklik yada lineer fenol formaldehit oligomerleri absorbsiyon oranı, kaliksarendeki halka sayısı ile değişmekle birlikte maksimum absorbsiyonu 280-288 nm’de verirler(Gutsche 1989)(Çizelge 1.2).

Çizelge 1.2. 280 ve 288 nm dalga boyunda bazı p-tert-bütilkaliksarenlerin absorbsiyon katsayıları.

Kaliksarenlerin molekül ağırlıklarının tayininde kütle spektrofotometresinden de yararlanılır. Kütle spektrofotometresinde siklik tetrametrik yapı için m/e oranı 656 da, siklik hegzamerik yapıda 648 de, siklik oktomerik yapıda ise 1872 ve 936 da sinyal gözlenir, bu da oktomerik yapının iki eşit iyona parçalandığını göstermektedir (Gutsche, 1990).

1.1.6. Kaliksarenlerin kullanım alanları

1.1.6.1. Kaliksarenlerin molekül taşıyıcı olarak kullanımları

Farklı sayıda fenolik birim taşıyan kaliksarenlerin kolaylıkla sentezlenebilmesi, sentezlenen kaliksarenlerin; çeşitli çaptaki anyonik, katyonik ve nötral moleküllerle kompleks oluşturabilmesi nedeniyle yaygın bir molekül taşıma aracı olarak kullanılmaktadır (Asfari 2001). Kaliksarenler guest moleküllerle tersinir endo- ve

ekzo- tipi kompleksler oluşturur (Şekil 1.14).

Halka

Sayısı 280 nm 288nm Çözücü

4 9800 7700 CHCI3

5 15500 17040 CHCI3

(23)

Şekil 1.14. kaliksarenlerin kompleks yapıları

Polar ve apolar bölgeler ihtiva eden kaliksarenlerin polarfenolik-O’leri (lower

rim) üzerinden fonksiyonlandırma yapılarak elde edilen; amit, alkol, ester, eter gibi kaliksaren türevlerinin fonksiyonel gruplarının taşıdıkları oksijenleri arasında, metal bağlayabilen boşluklar meydana gelir. Bu boşluklara bağlanma yüksek seçicilikte olur. Kaliksarenlerin metal iyonları ile yaptığı kompleksleşmeleri ilk inceleyen Izatt ve arkadaşlarıdır (1983).

Kaliksarenlerde genelde görülen kompleksleşme mekanizması, şelat ve donör grupların iyon değişimi yada iyon çifti oluşturarak bir molekül içinde birleştirilmesidir. Kaliksarenlere; şelat grupları bağlanarak, makrosiklik ve şelat etkiler birleştirilebilir. Ancak; şelat, grupları ligand esnekliğini artırması dolayısıyla bağlanma seçiciliğinin azalmasına neden olur.

Kaliksarenlerin iyon seçiciliğinde konformasyon ve halka büyüklüğünün etkisi çok önemlidir (Iwamoto 1992). Örneğin kaliks[4]aren türevlerinin koni konformasyonun Na+ seçici, diğer konformasyonlarının K+ seçici olduğu bulunmuştur (Shinkai,1992).

Kaliksarenler genellikle alkali metaller, toprak alkali metaller, geçiş metalleri ve lantanitlerle kompleks yaparlar.

OH R OH R OH OH R R OH R OH R OH OH R R OH R OH R OH OH R R N ötr Guest (K onuk) Iyonik Guest (K onuk) Host (Konak Molekül) Veya Endo-kom pleks Ekzo-kompleks

+

(24)

Kaliksarenlerin hangi gruplarla fonksiyonlandırıldığı da seçicilikte önem taşır. Örneğin: ester ve keton türevleri genellikle toprak alkali metalleri tutarken karboksilik asit türevlerinin toprak alkali metalleri tutuğu bulunmuştur (Böhmer, 1995). Başka bir örnekte soft metal atomu taşıyan (S gibi) kaliksaren türevleri Ag+ iyonu ile seçimli kompleksler yaparlar (Şekil 1.15).

Şekil 1.15. Gümüş iyonu taşıyan kaliksaren türevi

Kaliksarenlerin amid türevleri genellikle anyon reseptör olarak kullanılır. Bunlar guest moleküllerle hidrojen bağı yaparak anyonlarla etkileşimde bulunur (Beer 1995). Kaliksarenler, levis bazı özelliği gösteren anyonlarla daha kolay kompleks yaparlar (Memon 2001).

Buda ve arkadaşları; 1-3 karşılıklı konformasyonda kaliksarenlerin üre türevlerini sentezleyerek halojenür iyonları ile kaliksarenlerin üre türevlerinin 1:1 oranında kompleksleştiklerini bulmuşlardır (Şekil 1.16).

Kaliksarenlerin tersinir olarak kloroform, toluen, anisol, ksilen gibi çözücülerle kompleks oluşturması (şekil 1.17) ve oluşan komplekslerin 250oC’nin üzerindeki sıcaklıklarda bile bozulmaması sağlam kompleksler oluştuğunun kanıtıdır. Kaliksarenler, zayıf asidik karakterde olan fenolik –OH grupları sayesinde aminlere proton vererek kompleks oluşturabilirler (Gutsche, 1987).

(25)

Şekil 1.16. Anyonlar ile kaliksarenlerin üre türevlerinin kompleks mekanizması

Şekil 1.17. Kaliks[4]aren-toluen kompleksi

(26)

1.1.6.2. Kaliksarelerin enzim mimik olarak kullanılması

Kaliksarenlerin, uygun şekilde fonksiyonlandırılarak yapılarının siklodekstrinlere benzetilmesi ile kaliksarenler enzim mimik aktivite gösterebilirler (Gutsche 1983). Enzim ile substrat arasında anahtar kilit uyumu vardır. Başka bir değişle; enzimler substrat’a özeldir. Kaliksarenler uygun şekilde fonksiyonlandırıldıklarında enzimlerin aktif bölgelerini oluşturabilirler ve kaliksaren boşluğu aktif merkez olarak görev yaparak, substratla burada etkileşmesini sağlar (şekil 1.18). Fakat; enzim mimik olarak kullanılan kaliksarenlerin kiral yapıda olması ve katalizin gerçekleşmesi için kaliksarenin suda çözünebilmesi gerekir.

Şekil 1.18. Kaliksarenlerin substratlarla etkileşmeleri

1.1.6.3. Sensör ve membran tekniklerinde kaliksarenlerin kullanılması

Yapısında hidrofilik bileşenler barındıran kaliksarenler, sulu fazda tabaka oluşturma özelliğinden yararlanarak, çapraz bağlanma reaksiyonu sonucu tek veya çok tabakalı olarak kararlı hale gelirler. Langmuir-Blodgett tekniğinden faydalanılarak uygun taşıyıcılara dönerler (Markowitz, 1988,1989, Brake 1993,Conner, 1993). Çok tabakalı polimerik kaliksarenlerin kararlı yapılarından membranlar elde edilir, elde edilen membranların gözenek büyüklükleri ayarlanarak, kontrollü gaz geçişi sağlanabilir (Brake 1993,Conner, 1993, Dedek, 1994).

(27)

1.1.6.4. Çevresel atıklardan ağır ve değerli metallerin geri kazanılmasında

kaliksarenlerin kullanımı

Su ve toprağı barındırdığı kirleticilerden arındırmak için genelde makrosiklik bileşikler kullanılır.

En yaygın metot çözücü ekstrasyonu olmasına rağmen; aktif karbon absorbsiyonu, iyon değiştirici reçinelerin kullanımı ve çöktürme gibi metotlar da kullanılmaktadır. Çözücü ekstrasyonu metodunda organik faz olarak genelde kaliksarenleri iyi çözen CH2Cl2 yada CHCl3 kullanılır. Ekstrasyonda ki diğer faz yani metallerin bulunduğu faz sudur. Sulu fazda metaller, metal tuzları halinde bulunur. Kaliksaren çatısına çeşitli fonksiyonel grupların bağlanması ile elde edilen farklı kaliksaren türevleri ile metallerin kompleksleşmesi ve kaliksaren boşluğunda tutulmaları ile metal ligand etkileşimi sağlanır. Kaliksarenlerin çatısına crown, azocrown yada biscrown gibi halkalar bağlanarak boşluk sayısında artış sağlanır ve sulu fazda tuz halinde bulunan metal ile anyon farklı boşluklarda tutulabilir (Şekil 1.19). Böylece hem metal, hemde anyon ekstrasyonu sağlanmış olur (Memon, 2001).

Şekil 1.19: Kaliksaren bazlı bifonksiyonel reseptör

(28)

1.1.6.5. Kaliksarenlerin faz transfer katalizörü olarak kullanılması

Kaliksarenlerin fenolik hidroksil bulunan uçlarına oksijen içeren ligandların (örneğin: esterler, amidler, eterler gibi) bağlanması ile faz transfer reaksiyonlarında katalizör olarak kullanılan kaliksarenler elde edilir. Kaliks[4]aren’in hegzamerik analoğu, sentezlenerek (Taniguchi, 1988) faz transfer reaksiyonunda ilk kez kullanılmıştır. Analoglar suda çözünen metal tuzundan ayrılan metal iyonu ile reaksiyona girerek kompleks oluşturur. Analog, metali organik faza çekerken beraberindeki anyonu da organik faza çeker (Şekil 1.20).

Şekil 1.20. Faz transfer reaksiyonu katalizörü kaliksaren türevi

1.1.6.6. Enantiomerlerin ayrılmasında kaliksarenlerin kullanılması

Kiral moleküller, asimetrik Host (konak) moleküllerle kompleks yaparak enantiomer molekülleri ayrılabilirler (Şekil 1.21). Enantiomerlerin ayrılması farmakolojik açıdan büyük önem taşır, çünkü kiral moleküllerin enantiomerlerinden biri tedavi amaçlı kullanılabilirken diğeri toksik veya farmakolojik değeri olmayabilir.

(29)

1.1.7. Suda çözünen kaliksarenler

Sübstitüe olamamış kaliksarenlerin çözücülerdeki çözünürlüğü oldukça azdır. Bu nedenle; kaliksarenlerin çözünürlüğü üzerine birçok araştırma yapılmıştır.

Kaliksarenlerin, dekstrinlere benzer yapıda olmaları ve dekstrinlerin suda kolaylıkla çözünerek, suda çözünmeyen maddeler ile host-guest türü kompleksler kurarak çeşitli uygulama alanları bulmalarından esinlenen araştımacılar, kaliksarenlerin suda çözünürlüğünü artırmak amacıyla kaliksarenleri, nitro, amin, karboksilik asit gibi suda çözünmeye yardımcı fonksiyonel grup taşıyan moleküllerle türevlendirmişlerdir (Şekil 1.22).

Şekil 1.21. Fenol’ün enantiomerlerini ayıran kaliksaren türevi

(30)

Kaliksarenlerin pKa değerleri kendilerini meydana getiren monomerlerden daha düşüktür.

Kaliksarenlerin çözünebilen türlerinden olan sülfonatokaliksarenler, suda 0.1M (Gutsche, 1989) den daha fazla çözündükleri için suda çözünmeyen moleküller ile kompleks oluşturularak moleküllerin çözünür hale getirilmesinde yaygın olarak kullanılırlar (Şekil 1.23).

Şekil 1.23. p-sülfonatokaliks[4]aren

1.1.8. Kaliksarenlerin toksikliği

2000’li yıllara kadar kaliksarenlerin tosikliği hakkında fazla bir araştırma yapılmamasına rağmen; Gutsche 1985 yılında yaptığı ames test’le (ames test kimyasal maddelerin mutajenik özelliklerinin bakteriler üzerinde araştırıldığı testtir.) kaliksarenlerin toksik aktivite göstermediğini açıkladı.

Perret ve arkadaşları 2000 yılında; kaliksarenlerin fosfonat türevlerinin bağ dokusu hücrelerinin gelişimine etkisinin olmadığını ve kaliks[4]arenlerin fosfonat türevlerinin büyük kistlerde, kist zarlarıyla birleşerek kist hücrelerinin ölümüne yol açtığını buldular ( Perret, 2000).

Da Silva ve arkadaşları 50 mM den daha küçük dozlarda süfokaliks[4]aren’in hemoliz etkisinin olmadığını ancak 50mM’den büyük konsantrasyonlarda hemolitik etkinin meydana geldiğini ortaya çıkardılar.

(31)

Da Silva p-sülfonatokaliks[4, 6 ve 8]arenleri farelere enjekte ederek yaptığı deneylerde bu kaliksarenlerin güçlü bir toksik etkisinin bulunmadığını ortaya çıkarmıştır (Da Silva, 2004).

1.1.9. Kaliksarenlerin farmakolojide kullanımı

1990’lı yılların ortalarından günümüze kadar kaliksarenlerin farmakolojik özellikleri hakkında araştırmalar yapan araştırmacılar, kaliksarenlerin çeşitli biyokimyasal özelliklerini ortaya çıkarmışlardır.

Bu özelliklerin bazıları: anti-tüberkiloz (Hart, 1996), anti-viral (Hwang, 1995), anti-thrombotik (kanın pıhtılaşmasını önleyici) (Hwang, 1995), enzim inhibitörü (Humes, 1998), ve protein ve nükleositler üzerine etkileridir. (Casnatia, 2003; Da Silva ve Coleman, 2003; Da Silva, 2004; Da Silva, 2003; Gualbert, , 2003; Iwanek, 1998; Kobayashi, 1992; Lin ve Hamilton, 2002; Lin, 1998; Menimi,., 2001; Shi ve Schneider, 1999).

Bu araştırmalar dışında p-sülfonatokaliks[4]arenlerin çeşitli aminoasit ve peptitlere etkisi üzerine yalpan çalışmalarda (Arena, G, 1999; Da Silva, 2004; Douteau-Guevel, 1998; Douteau-Guevel, 2002; Kalchenko, 2001) Çizelge 1.3’de özetlenmiştir.

Çizelge 1.3. çözelti içinde amino asitler ile p-sülfonatokaliks[4]arenlerin etkileşimi Host Guest pH Spektroskopik çalışma stokiyometrisKompleks

i Kassoc(M-1) n = 4 L-arginine (R) 8 Kalorimetri 1:1 1.5xl03 5 1H NMR 1:1 1.7xl03 1 1H NMR 1:1 2xl02 1 Kalorimetri 1:1 2.8xl03 L-lysine(K) 8 Kalorimetri 1:1 7.4xl02

(32)

Çizelge 1.3’ün devamı 5 1H NMR 1:1 6x1 02 1 1H NMR 1:1 1xl02 1 Kalorimetri 1:1 1.4xl03 Lys-Lys (KK) 8 1H NMR 1:1 3.4xl03 8 Kalorimetri 1:1 3.8xl03 Lys-Lys-Lys (KK K) 8 1H NMR 1:1 3.0xl04 8 Kalorimetri 1:1 3.0xl04 Arg-Arg (RR) 8 1H NMR 1:1 7xl03 8 Kalorimetri 1:1 7.7xl03 Arg-Arg- Arg (RRR) 8 'H NMR 1:1 3.3xl04 8 Kalorimetri 1:1 3.5xl04 Lys-Arg (KR) 8 1H NMR 1:1 3.7xl03 8 Kalorimetri 1:1 3.7xl03 Arg-Lys (RK) 8 1H NMR 1:1 3.9xl03 8 Kalorimetri 1:1 4.3xl03 L-valine (V) 7.3 1H NMR 1:1 1.6x10 L-leucine (L) 7.3 1H NMR 1:1 5x10 L- phenylalanine (F) 7.3 1H NMR 1:1 6.3x10 L-histdine (H) 7.3 1H NMR 1:1 2x10 L-tryptophane (W) 7.3 1H NMR 1:1 2.5x10 L-lysine (K) 2 RP-HPLC 1:1 1.2xl03 L-arginine 2 RP-HPLC 1:1 l.lxl03 L-histdine 2 RP-HPLC 1:1 5.4xl02 L-tryptophane 2 RP-HPLC 1:1 2.8xl02 2 RP-HPLC 1:1 1.5xl03

(33)

Çizelge 1.3’ün devamı L-proline (P) 2 RP-HPLC 1:1 2.8xl02 2 RP-HPLC 1:1 l.lxl03 L-aspartic acid (D) 2 RP-HPLC 1:1 1.7xl02 L-aspartic acid (D) 2 RP-HPLC 1:1 l.lxl02 n = 6 L-arginine (R) 8 Kalorimetri 1:1 l.5xl02 1 Kalorimetri 1:1 4.5x10 L-lysine (K) 8 Kalorimetri 1:1 9.4x10 1 Kalorimetri 1:1 1.8x10 Lys-Lys (KK) 8 Kalorimetri 1:1 2.3xl03 8 Kalorimetri 1:2 7xl02 Lys-Lys-Lys (KKK) 8 Kalorimetri 1:1 3.1xl03 8 Kalorimetri 1:2 3.4xl03 Arg-Arg (RR) 8 Kalorimetri 1:1 1.2xl03 8 Kalorimetri 1:2 1.2xl03 Arg-Arg-Arg (RRR) 8 Kalorimetri 1:1 1.6xl03 8 Kalorimetri 1:2 l.lxl04 Lys-Arg (KR) 8 Kalorimetri 1:1 1.6xl03 8 Kalorimetri 1:2 7.3xl02 n = 8 L-arginine(R) 8 Kalorimetri 1:1 3.5xl02 1:2 4.1x10 1 Kalorimetri 1:1 7.3x10 1:2 4.9x10 L-lysine (K) 8 Kalorimetri 1:1 4xl02 1:2 2.3x10 1 Kalorimetri 1:1 1.4xl02 1:2 2.7x10

Bu çalışmalar dışında nonsteroid ilaçlardan olan nifedipin’in çözünürlüğünün arttırılması için yine Wenzhan Yang ve arkadaşları sülfonatokaliksarelerden faydalanmışlardır. (Yang, 2004).

(34)

1.2. Siklodekstrinler

Host-guest kimyasında kaliksarenlerden önce kullanılmaya başlanılan siklodekstrinler 1980’lerde Basilus Macerans bakterisinin nişastayı parçalaması sonucu elde edilmiştir. Siklodekstrinler α-siklodekstrin, β-siklodekstrin ve γ-siklodekstrin olmak üzere 3 tipte bulunurlar. Bu moleküllerin farkları molekülde taşıdıkları glukopiranoz halkalarının sayılarının çeşitliliğinden kaynaklanmaktadır. α-siklodekstrinlerde 6, β-siklodekstrinlerde 7 ve γ-siklodekstrinlerde 8 adet glukopiranoz halkası bulunur. Glukopiranoz halkaları birbirlerine α-(1,4) glukopiranoz bağları ile bağlanırlar (Şekil 1.24).

Şekil 1.24. Siklodekstrin

Siklodekstrinler koni yapısında bulunurlar (Şekil 1.25), bu koninin dış yüzeyi hidrofilikdir ve merkezde bir hidrofob boşluğu bulunur. Siklodekstrinlerin her üç türevi de aynı koni yüksekliğine sahip iken Kaliksarenlerde olduğu gibi bu moleküllerinde yapılarında bulunan boşlukların farklı ebatlarda olması guest moleküllere karşı seçicilik sağlar. Örneğin; yapısında 8 adet glukopiranoz halkası taşıyan γ-siklodekstrinler makrosiklik ve steroidler gibi büyük moleküller ile kompleks yaparken, yapısında 7 adet glukopiranoz halkası taşıyan β-siklodekstrinler heterosiklik ve aromatik bileşikler ile kompleks yapabilirler.

O O O H O OH OH O O OH OH O H O O OH OH O H O O H O H OH O O O H O O H OH O OH O H OH n

(35)

Şekil 1.25. Siklodekstin’in koni gösterimi

Şekil 1.26. Siklodekstrinlerin iç boşlukları ve yapıları

O H O C H2O H n O H O

(36)

Çizelge 1.4. Siklodekstrinlerin özellikleri Siklodekstrinlerin

özellikleri α-siklodekstrin β-siklodekstrin γ-siklodekstrin Halkadaki glukopiranoz sayısı 6 7 8 Moleküler ağırlık (g/mol ) 972 1135 1297 25oC’deki sudaki çözünürlük 14.5 1.85 23.2 Dış çapı (A˚) 14.6 15.4 17.5

Boşluk çapı (A˚) 4.7-5.3 6.0-6.5 7.5-8.3

Kafes uzunluğu (A˚) 7.9 7.9 7.9

Boşluk hacmi (A3) 174 262 427

Siklodekstrinlerin hidrofilik dış yüzeyleri ve hidrofolbik boşlukları dolayısıyla aldehitler, ketonlar, alkoller, organik asitler, yağ asitleri, aromatikler, gazlar ve polar bileşikler gibi bir çok molekülle kompleks oluşturabilirler.

Siklodekstrinler, kozmetik, bakım, tuvalet malzemelerinde, gıda, tarım ve kimyasal endüstride, yapıştırıcı ve kaplamalarda, Katalitik etkide, Paketleme ve tekstil endüstrisinde ve farmakolojide kullanılırlar.

Çalışmamızın amacını oluşturan farmakolojik bir molekül olan Naproksen’in çözünürlüğü, Junco ve arkadaşları (2002) tarafından, β-siklodekstrinle kompleks yaparak artırılmıştır.

β-siklodekstrinler suda az çözünen ilaç moleküllerinin çözünürlüğünü artırmanın yanı sıra bazı ilaçların yan etkilerini azaltır ve tahriş ediciliğini düşürür. Ayrıca ilaç moleküllerinin tatlarını ve kokularını maskeler.

(37)

Çizelge 1.5. Piyasada bulunan siklodekstrin içerikli farmakolojik ilaçlar.

Çizelge 1.4’ün devamı

Çizelge 1.5’in devamı

(38)

Çizelge 1.5’in devamı

(39)

1.2.1 Siklodekstrinler ile kaliksarenlerin karşılaştırılması

Makrosiklik bileşikler grubunun üyeleri olan kaliksarenler ve siklodekstrinler molekül yapılarında hidrofilik ve hidrofolbik kısımlar bulundurur. Siklodekstrinlerin yapısını kovalent bağlarla bağlanmış oligosakkarit birimleri oluştururken, kaliksarenlerin yapısını; birbirine metilen köprüleri ile bağlı fenolik birimler oluşturur. Kaliksarenler UV dalgalarına absorban (Gutsche, 1989) oldukları halde, Siklodekstrinle UV bölgede absorban değillerdir (Çizelge 1.6).

Çizelge 1.6 Kaliksarenler ile siklodekstrinlerin karşılaştırması

Kaliksarenler Siklodekstrinler Monomer birimleri Fenolik birimler Oligosakkaritler Boşluk iç çapı (Ǻ);

monomer birimlerinin sayısı 3.0; dört 7.6; altı 11.7; sekiz 5.7; altı 7.8; yedi 9.5; sekiz Boşluk özellikleri Esnek, heterojen Esnek değil (rijit),

homojen

Çözünürlük Suda çözünmez Suda çözünür

Spektroskopik özellikleri UV-absorblar UV-geçirir

Türevlendirme Kolay Zor

Doğal kirallık Yok Var

1.3 Naproksen

Naproksen ilk kez 1976'da, reçete ilacı olarak Naprosyn adıyla satılmaya başlanmıştır. Naproksen, ağrı kesici, ateş düşürücü ve iltihap giderici olarak, çeşitli ticari isimler altında ülkemizde de yaygın olarak kullanılan bir ilaç etken maddesidir. (örneğin: Apranax, Aprol, Aprowell, Naprosyn, Apradol, Kapnax, Apraljin, Aleve, Synax, Oprax) Başlıca, nöroloji, jinekoloji, diş hekimliği, cerrahi ve travmatolojide,

(40)

kas-iskelet sistemi hastalıklarında, enfeksiyöz hastalıklarda ve romatizmal hastalıklarda tablet, fitil ve yarı katı jel olarak kullanılmaktadır.

Naproksen nonsteroidal antiinflamatuar ilaçların (NSAĐĐ) aril asetik asit

ailesinin bir üyesidir (Şekil 1.27). Beyaz kristalize bir madde olan Naproksenin moleküler ağırlığı 230.2628'dir. Kokusuzdur. Ayrıca Naproksen lipitlerde çözünür; pratik anlamda düşük pH’lardaki (pH 4'ten düşük) suda çözünmez. pH seviyesi 6 veya daha yüksek olan suda çözünebilir. Erime noktası 153°C’dır. Suda çözünürlüğü oldukça az olan ve bu nedenle kullanımında kısıtlamalar olan Naproksen’ in molekül formülü C14H14O3 olup, Kimyasal adlandırılması ise (+)-(S)-2-(6-metoksinaftalin-2-yl)propiyonik asit’tir.

Şekil 1.27. Naproksen

Naproksen genel olarak baş ağrısı, eklem ve sırt ağrıları, diş ağrısı, kas ağrıları, nezle, yüksek ateş, eklem iltihabı gibi şikâyetlerde kullanılır (FDA Alert 12/23/04).

Naproksen, suda az çözünmesi ve kısa yarılanma süresine sahip olması nedeniyle gastroentestinal sistem üzerinde zararlı etkilere sahiptir (Mura 1995). Bu nedenle Naproksenin kullanımında kısıtlamalar vardır.

Food and Drug Administration’un (FDA) uyarılarında Naproksenin kardiyovasküler, renal, gastroentestinal sistem hastalarının hipertansiyon ve damar tıkanıklığı olanların kullanmamaları gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca; ilacın ciddi alerjik reaksiyonlar, karaciğer hasarı, böbrek sorunları, kalp yetmezliği veya yüksek tansiyon gibi rahatsızlıklara neden olabileceği de yine FDA tarafından belirtilmiştir (FDA Alert 12/23/04).

Yukarıda sayılan olumsuz yan etkileri gidermek için non-steroid ilaçlar üzerinde bir çok çalışma yapılarak bu yan etkilerin giderilmesine çalışılmaktadır.

(41)

2. KAYNAK ARAŞTIRMASI

Naproksen’i host guest kimyası araştırmacıları genel olarak β-siklodekstrinle kompleks oluşturarak yan etkilerini gidermeye çalışmaktadır. Bu çalışmalara örnek olarak junco’nun 2002’de yaptığı çalışmalar gösterilebilir.

Junko yaptığı çalışmada; Naproksen ile β-siklodekstrinle geleneksel metodlar ve süperkritik akışkan metodlarını kullanarak host guest türü kompleks oluşumunu sağlamış ve ilacın çözünürlüğünü artırmanın yanı sıra gastroentestinal sistem üzerine etkilerini azaltmıştır.

Hector L. Ramirez ve arkadaşları ise 2005 yılında; Dextran, Karboksimetilselüloz ve mannan’ı β-siklodekstrinle modifiye ederek, naproksen için taşıyıcı moleküller elde etmiştir. Naproksen’in bu polimerle kompleks oluşumunu sağlayarak Naproksen’in daha öncede belirttiğimiz yan etkilerini azaltmaya ve yarılanma ömrünü uzatmaya, sudaki çözünürlüğünü artırmaya çalışmıştır. Naproksen taşıyıcı olarak hazırladıkları polimerlerin β-siklodekstrin içerikleri şekil 2.1’de gösterilmiştir.

(42)

Bu içeriklerde hazırlanan taşıyıcı Naproksen komplekslerinin oedema virüsünü inhibe etme başka bir değişle Naproksen’in etkinliğindeki değişme şekil 2.2 de gösterilmiştir.

Şekil 2.2. Naproksen’in taşıyıcıya bağlı olarak değişe aktivite oranları

Carolina P. Mora ve Fleming Martinez (2007) naproksen’in çeşitli çözücülerde ve farklı sıcaklıklarda çözünürlüğünü tayin etmek amacıyla deneyler yaparak aşağıdaki sonuçları elde etmişlerdir (Çizelge 2.1).

Naproksenin siklodekstrinler yardımı ile çözünürlüğün arttırılmasını konu alan başka bir çalışmada 2006 yılanda M. Valero ve arkadaşlarının yaptığı çalışmadır. Bu çalışmada 0 ile 0.15 M. aralığında farklı miktarlarda KI içeren çözeltilere, 4.0× 10−5 M Naproksen ve 12×10−3 M α-siklodekstrin, 12×10−3 M hidroksipropil-α-siklodekstrin; son olarak da 100×10−3 M β-siklodekstrin eklenerek elde edilen çözeltiler 25 0C’da 24 saat etkileştirilerek aşağıdaki verileri elde etmiştir.

Şekil 2.3. Farklı siklodekstrin ortamlarında Naproksenin çözünürlüğünde meydana gelen değişimler

(43)

Çizelge 2.1. Naproksenin farklı çözücülerdeki çözünürlüğü Mol L-1 Çözücü 293.15 K 298.15 K 303.15 K 308.15 K 313.15 K oktanol 0.0848 (0.0006) 0.1095 (0.0004) 0.1267 (0.0010) 0.1555 (0.0015) 0.1826 (0.0016) Su/Oktanol 0.1163 (0.0016) 0.1450 (0.0011) 0.1598 (0.0026) 0.1943 (0.0024) 0.226 (0.0004) Đzopropil tetradekanoik asit esteri 1.801(0.026) x10-2 2.14 (0.03) x10-2 2.404(0.008) x10-2 2.88 (0.04) x10-2 3.273(0.029) x10-2 Su/Đzopropil tetradekanoik asit esteri 2.066(0.026) x10-2 2.44 (0.04) x10-2 2.740 0.017) x10-2 3.08 (0.03) x10-2 3.533(0.023) x10-2 Kloroform 0.238 (0.004) 0.288 (0.005) 0.321 (0.006) 0.3827 (0.0005) 0.4392 (0.0026) Su/Klorofrom 0.2452 (0.0016) 0.289 (0.005) 0.318 (0.003) 0.376 (0.003) 0.440 (0.007) Siklohegzan 3.28 (0.04)x10-4 5.394 (0.005)x10-4 7.69 (0.07)x10-4 1.075 (0.022)x10-3 1.479 (0.009)x10-3 Đdeal 3.527x10-2 4.098x10-2 4.748x10-2 5.489x10-2 6.330x10-2

Daha öncede belirtildiği gibi Wenzhan Yang ve arkadaşları 2004 yılında Naproksen gibi suda oldukça az çözünen Nifedipin’in çözünürlüğünü, kaliksarenler ile kompleksler oluşturarak artırmaya çalışmıştır.

Bunun için p-sülfonatokaliks[4]aren hidrat(C28H24O16S4·9H2O), p-sülfonatokaliks[6]aren hidrat (C28H24O16S4·9H2O) ve p-sülfonatokaliks[8]aren

hidrat (C28H24O16S4·9H2O) molekülleri ile Nifedipin’i çeşitli pH’larda etkileştirerek aşağıdaki verileri elde etmiştir.

(44)

Şekil 2.4. 30 0C’de Nifedipin’in çözünürlüğünün, çeşitli pH’larda 4-sülfokaliks[4]aren konsantrasyonuna göre değişimi

Şekil 2.5. 30 0C’de Nifedipin’in çözünürlüğünün, çeşitli pH’larda 4-sülfokaliks[6]aren konsantrasyonuna göre değişimi

(45)

Şekil 2.6. 30 0C’de Nifedipin’in çözünürlüğünün, çeşitli pH’larda 4-sülfokaliks[8]aren konsantrasyonuna göre değişimi

Şekil 2.7. Nifedipin’in çözünürlüğünün, kompleks türüne göre çeşitli pH’larda değişimi

(46)

3. DENEYSEL KISIM

3.1 Enstrümental Teknikler

Erime noktası Gallenkamp marka erime noktası tayin cihazı ile yapıldı. 1H NMR spektrumları CDCl3 içinde Bruker 250 MHz spektrofotometre ile alındı ve standart olarak TMS kullanıldı. IR spektrumları KBr diskleri halinde Perkin Elmer 1605 FTIR spektrofotometresinden alındı. UV-Vis. ölçümlerinde Shimadzu 160A UV-visible spektrofotometresi kullanıldı.

Analitik TLC’ler silika jel tabakasıyla (SiO2 , Merck 60 F254) kaplanmış aluminyum plakalar kullanılarak yapıldı.Tüm sulu çözeltiler, Millipore Milli-Q Plus su saflaştırma cihazıyla saflaştırılan saf su ile hazırlandı.

3.2 p-tert-bütilkaliks[4]aren sentezi (1)

1 lt’lik üç boyunlu balon içine 100 g (0.665 mol) p-tert-bütil fenol, 62 ml (0.83 mol) %37’lik formaldehit ve 1.2 g (0.03 mol) NaOH ilave edilerek, 110-120 oC sıcaklıkta 2 saat ısıtıldı. Reaksiyon karışımı; önce viskoz haldeyken, daha sonra berraklaştı, bir süre daha ısıtıldığında portakal sarısına, ardından sarı bir kütleye dönüştü. Karışım sarı bir kütleye döndükten sonra balon soğutuldu, içindeki kütle küçük parçalara bölünerek 800-1000 ml’lik ılık difenil eter ile süspanse edildilerek 1 saat karıştırıldı. Daha sonra karışım karıştırıcı takılmış 3 lt’lik balona alınarak geri soğutucu altında 1.5-2 saat azot atmosferinde kaynatıldı. Karışım oda sıcaklığına soğutulduktan sonra 1.5 lt etil asetat ilave edilerek 15-30 dakika karıştırılıp süzüldü, süzüntü bir kez 100 ml etil asetat ile, iki kez 200 ml asetik asit ve son olarak da 100 ml su ile yıkandıktan sonra beyaz toz halindeki ürün toluen’de kristallendirildi (şekil 3.1). Verim 66gr (%61); en:340 0C (lit. 344-346 0C).

(47)

Şekil 3.1. p-tert-bütilkaliks[4]aren sentez mekanizması

3.3 Kaliks[4]aren sentezi (2)

500 ml’ lik balona 13.3 g (0.02 mol) p-tert-bütilkaliks[4]aren, 9.02 g (0.096 mol) fenol ve 1 gr (0.015 mol) AlCl3, 125 ml toluen içinde inert atmosfer ve oda sıcaklığında 1 saat karıştırılır. Karışıma yavaş yavaş 0.2N, 250 ml HCl asit ilave edilerek organik faz ayrılır. Toluen’in bir kısmı distillendikten sonra metil alkol ilave edilerek çöktürülür. Çökelek süzülerek kurutuldukta sonra 7.54 g ham ürün, önce CH3OH - CHCl3 de daha sonrada asetonda kristallendirilir (şekil 3.2). Verim: 6,77 g (%78); en 312 0C (lit 313-315 0C ).

(48)

3.4 p-sülfonatokaliks[4]aren sentezi (3)

100’ml balona 3 gr kaliks[4]aren ve 24 ml %96lık H2SO4 eklenerek sıcaklık 80 0C de 2 saat karıştırılır. Daha sonra karışım oda sıcaklığına soğutulduktan sonra üzerine 150 ml distile su eklenir ve karışımda kabarcık kalmayana kadar BaCO3 eklenir ve bir süre karıştırıldıktan sonra süzülerek süzüntü pH’ı 8-9 aralığına gelinceye dek Na2CO3 ilave edilir, Na2CO3 eklendikten sonra çözeltiden BaSO4 kristalleri çöker, BaSO4 süzülerek ayrılır, sonra süzüntü renginin giderilmesi ve çökmeyen BaSO4 ve BaCO3 ün tutulması için aktif karbon eklenerek karışım tekrar

süzülür. Süzüntü 10 ml’ye deriştirildikten sonra üzerine etanol eklenerek

p-sülfokaliks[4]arenlerin çökmesi sağlandı. Şekil 3.3’te reaksiyon şematik olarak

gösterilmiştir. Verim:3.68g (%70); en:312 oC (lit:314oC)

Şekil 3.3. p-sülfonatokaliks[4]aren

3.5 Naproksen’in Çözünürlüğünü Artırmak Đçin Yapılan Çalışmalar.

Naproksenin çözünürlüğünü artırmak için yaptığımız çalışmalarda çeşitli pH aralıklarında yaptığımız denemeler den sonra çalışma aralığımızı pH:2.5-4.5 olarak belirledik ve pH:2.5, 3.5, 4.5 olacak şekilde distile suyun HCl yardımıyla pH’ları ayarladıktan sonra çalışmalarımızı 3 kısımda sürdürdük.

1. Kısımda; 50 ml’lik beherler içine 25 mg Naproksen ve 10 ml hazırlanan pH’lardaki asit çözeltileri ile 1’er saat oda sıcaklığında karıştırılması sonucu elde edilen çözeltilerin UV-vis. spektrumları alındı.

2. Kısımda: 50 ml’lik beherler içine hazırlanan pH’lardaki çözeltilerin 10’ar ml’lik hacimlerinin üzerine 25 mg Naproksen ve 10 mg β-siklodekstrin ilave edilerek

(49)

karışımın 2 saat oda sıcaklığında karıştırılması ile elde edilen çözeltilerin UV-vis. spektrumları alındı.

3. Kısımda: 50 ml’lik beherler içine pH’lardaki çözeltilerin 10’ar ml’lik hacimlerinin üzerine 25 mg Naproksen ve 10 mg p-sülfonatokaliks[4]aren ilave edilerek karışımın 2 saat oda sıcaklığında karıştırılması ve süzülmesinden sonra elde edilen çözeltilerin UV-vis. spektrumları alındı.

(50)

4. SONUÇ VE TARTIŞMA

4.1. Deneysel Kısım 1’den Elde Edilen Sonuçlar Ve Spektrumlar

Bu kısımda pH:2.5, 3.5, 4.5 olarak ayarlanan distile sulardan 10 ml’lik kısımlarının içine 25’er mg Naproksen eklenerek 1 saat karıştırılması sonucu elde edilen çözeltilerin UV-Vis. spektrumları:

Şekil 4.1.10 ml pH:2.5 çözücü+25 mg Naproksen' den elde edilen UV-Vis. spektrumu.

Şekil 4.2. 10 ml pH:3.5 çözücü+25 mg Naproksen’den elde edilen UV-Vis. spektrumu

(51)

4.2 Deneysel Kısım 2’den Elde Edilen Sonuçlar Ve Spektrumlar

Bu kısımda pH:2.5, 3.5, 4.5 olarak ayarlanan distile sulardan 10 ml’lik kısımlarının içine 25 mg Naproksen ve 10 mg β-siklodekstrin ilave edilerek karışımın 2 saat oda sıcaklığında karıştırılması ile elde edilen UV-Visible spektrumları;

Şekil 4.3. 10 ml pH:4.5 çözücü+25 mg Naproksen’den elde edilen UV-Vis. spektrumu

Şekil 4.4. 10 ml pH:2.5 çözücü+25 mg Naproksen+10 mg β-siklodekstrin’den elde edilen UV-Vis. spektrumu

(52)

Şekil 4.5. 10 ml pH:3.5 çözücü+25 mg Naproksen+10 mg β-siklodekstrin’den elde edilen UV-Vis. spektrumu

Şekil 4.6. 10 ml pH:4.5 çözücü+25 mg naproksen+10 mg β-siklodekstrin’den elde edilen UV-Vis. spektrumu

(53)

Çizelge 4.1. λ :330 nm’de absorbans değerleri

pH 2.5 3.5 4.5

Naproksen 0.134 0.114 0.200

Kompleks 0.333 0.343 0.405

Şekil 4.7. 10 ml pH:4.5 çözücü+10 mg β-siklodekstrin’den elde edilen UV-Vis. spektrumu

(54)

Şekil 4.9. β-siklodekstrin-Naproksen kompleksinin IR spektrumu

(55)

4.3 Deneysel Kısım 3’den Elde Edilen Sonuçlar Ve Spektrumlar

Bu kısımda pH:2.5, 3.5, 4.5 olarak ayarlanan distile sulardan 10 ml’lik kısımlarının içine 25 mg Naproksen ve 10 mg p-sülfonatokaliks[4]aren ilave edilerek karışımın 2 saat oda sıcaklığında karıştırılması ve süzülmesi ile elde edilen UV-Visible spektrumları:

Şekil 4.11.10 ml pH:2.5 çözücü+25 mg Naproksen+10 mg

p-sülfokaliks[4]aren’den elde edilen UV-Vis. spektrumu

Şekil 4.12. 10 ml pH:3.5 çözücü+25 mg Naproksen+10 mg p-sülfokaliks[4]aren’den elde edilen UV-Vis. spektrumu

(56)

Şekil 4.13. 10 ml pH:4.5 çözücü+25 mg Naproksen+10 mg p-sülfokaliks[4]aren’den elde edilen UV-Vis. spektrumu

(57)

Şekil 4.15. p-sülfokaliks[4]aren+Naproxen kompleksinin IR spektrumu

Şekil 4.16. p-sülfokaliks[4]aren+Naproxen kompleksi ile naproksen’in karşılaştırmalı IR spektrumları

(58)

Çizelge 4.2 : λ :330 nm’de absorbans değerleri pH 2.5 3.5 4.5 Naproksen 0.134 0.114 0.200 Kompleks 2.458 2.457 2.479 pH:2.5 pH:3.5 pH:4.5 0 500 1000 1500 2000 2500 Naproksen komplex Nap.+calix komplex Nap.+S.dextrin

Grafik 4.1. Naproksen ve Naproksen komplekslerinin absorbansa karşılık pH grafiği

Elde ettiğimiz verilere göre Naproksen’in pH:2.5, 3.5 ve 4.5 olan çözeltilerde kaliksaren ve dekstrinle kompleks oluşturması sonucu 330 nm’de meydana gelen absorbans değişimi toplu olarak Çizelge:4.3 de verilmiştir.

UV-vis spektrometresinde λ: 330 nm’de yaptığımız ölçümlerden elde ettiğimiz absorbans değerlerini lc lc A A ∈ ∈

= denklemine uyarlayarak elde ettiğimiz

(59)

Çizelge 4.3. moleküllerin λ:330 nm’de absorbans değerleri pH 2.5 3.5 4.5 Naproxen 0.134 0.114 0.200 Kompleks (p-sülfonatokaliks[4]aren+Naproksen) 2.468 2.467 2.467 Kompleks (β-siklodekstrin+Naproksen) 0.333 0.343 0.405

Çizelge 4.4. CKompleks/CNaproksen değerleri

Çizelge 4.4’te ki verilere göre suda oldukça az çözünen non-steroid yapıda olan Naproksenin p-sülfonatokaliks[4]aren ile yaptığı kompleks sayesinde çözünürlüğünün kayda değer şekilde arttığı görülmektedir.

Yapılan çalışmada sonuç olarak:

 Spektrumlardan β-siklodekstrin’in, Naproksen ile kompleks oluşturduğu, Naproksenin çözünürlüğünün, çözücünün pH’ına bağlı olarak 2.1 ile 3.1 kat arasında arttığı gözlemlenmiştir.

pH 2.5 3.5 4.5 CKompleks/CNaproksen (Kompleks:p-sülfonatokaliks[4]aren+Naproksen) 18.417 21.640 12.335 CKompleks/CNaproksen (Kompleks:β-siklodekstrin+Naproksen) 2.485 3.008 2.075

(60)

 Elde edilen p-sülfonatonatokaliks[4]aren ile Naproksen; oda sıcaklığında, pH’ları 2.5, 3.5, 4.5 olan sulu çözeltide 2 saat, etkileştirilmiş ve elde edilen

çözeltilerin UV-visible ve IR spektrumlarından Naproksen’in

p-sülfonatonatokaliks[4]aren ile kompleks yaptığı ve Naproksen’in

çözünürlüğünün pH:2.5’da 18.4 kat, pH:3.5’ta 21.6 kat, pH:4.5’da 12.3 kat arttığı gözlemlendi.

 Bu sonuçlardan Naproksenin sudaki çözünürlüğü üzerine

p-sülfonatonatokaliks[4]aren’ in β-siklodekstrin’den daha fazla etki ettiği

gözlendi.

(61)

5. KAYNAKLAR

Gutsche C.D.,1990 ‘’p-ter-butylCalix[4]arene’’, Organic Syntheses, 68, 237-7

Shinkai, S., Kawaguchi, H., and Manabe, O., 1988 ‘’selective Adsorption of U+2 to a polymer Resin Immobbilizing Calixarene-Based Uranophiles’’ j. of Pol.Sci., Part C, Polymer Letters, 26, 391-6

Shinkai, S.; Mori, S.; Koreishi, H.; Tsubaki, T.; Manabe, O. j. Am. Chem. Soc. 1986, 108,2409.

Araki, K., Yanagi, A., Shinkai, S., 1993, " Optimization of Phase Transfer Catalysts Designed from Calix[4]arene ", Tetrahedron, 49, 6763.

Almi, M., Arduini, A. Casnatu A. Pochini, A. and Ungaro, R., 1989, "Choloromethylation of Calixarenes and Synthesis of New Water Soluble Macrocyclic Hosts". Tetrahedron,45,2177.

Arena, G; Cali, R.; Lombardo, G; Rizzarelli, E.; Sciotto, D.; Ungaro, R.; Casnati, A. Water-soluble calix[4]arenes. A thermodynamic investigation of proton complex formation. Supramol. Chem. 1992, l (1 , 19-24).

Arena, G.; Contino, A.; Gulino, F. G.; Magri, A.; Sansone, F.; Sciotto, D.; Ungaro, R. Complexation of native L-amino acids by water soluble calix[4]arenes. Tetrahedron Lett. 1999, 40(8), 1597-1600.

Arena, G; Contino, A.; Gulino, F. G; Magri, A.; Sciotto, D.; Ungaro, R. Complexation of small neutral organic molecules by water soluble calix[4]arenes. Tetrahedron Lett. 2000, 41 (48), 9327-9330.

Arduini, A., Domiano, L., Pochini, A., Secchi, A., Ungaro, R., Ugozzoli, F., Struck,O., Verboom, W., Reinhoudt, D. N., 1997, " Synthesis of 1,2-Bridged Calix[4]arene-biscrown in the 1,2-Alternate Conformation ", Tetrahedron, 53(10),3767.

(62)

Arimura, T., Kawabata, H., Matsuda, T., Muramatsu, T., Satoh, H., Fujio, K., Manabe, O., Shinkai, S., 1991, " New Water-Soluble Host Calixarenes Bearing Chiral Substituents ", J. Org. Chem., 56, 301.

Arnaud-Neu, F., et al., 1989, "Synthesis, X-ray Structures and Cation Binding Properties of Alkyl Calixaryl Ester and Ketones, a New Family of Macrocyclic Molecular Receptors", J.Am.Chem.Soc., Ill, 8681-91

Arnaud-Neu, F., Collins, E. M., Deasy, M., Ferguson, G., Harris, S. J., Kaitner, B., Sewart, E. M., 1989, J. Am. Chem., Soc., III, 8681.

Asfari, Z., Bressot, C., Vicens, J., Hill, C., Dozol, J. F., Rouquette, H., Lamare, V., Tournols, B., 1995, " Doubly Crowned Calix[4]arenes in the 1,3-Alternate Conformation as Cesium-Selective Carriers in Supported Liquid Membranes ", Anal. Chem., 67, 3133.

Asfari, Z., Lamare, V, Dozol, J. F., Vicens, J., 1999, " A Tribenzo Modified 1,3-Calix[4]-bis-crown-6: A Highly Selective Receptor for Cesium ", Tetrahedron Letters, 40, 691.

Asfari, Z., Naumann, C., Kaufmann, G and Vicens, J., 1998, " Molecular Modelling and Chemical Synthesis of Molecular 'Mappemondes' Designed from a Calix[4]-bis-crown ", Tetrahedron Letters, 37 (19), 325.

Asfari, Z., Naumann, C., Kaufmann, G and Vicens, J., 1996, " Synthesis of a Molecular Mill Designed from a Calix[4]-bis-crown ", Tetrahedron Letters, 39, 9007.

Asfari, Z., Thuery, P., Nierlich, M., Vicens, J., 1999, " Unsymmetrical Calix[4]-bis-crowns-6 with Unequivalent Crown Loops ", Tetrahedron Letters, 40, 499.

Beer, P. D., Gale, P. A., Hasek, D., 1995, " A Neutral Upper to Lower Rim Linked Bis-Calix[4]arene Receptor that Recognises Anionic Guest Species ", Tetrahedron Letters, 36(5), 767.

Beer, P. D., Hasek, D., Hodacova, J., Stokes, S. E., 1992, J. Chem. Soc., Chem. Commun, 270.

Bohmer, V., 1995, " Calixarenes, Macrocycles with Unlimited possibilities ", Angew. Chem. Int. Ed. Engl., 34, 713.

(63)

Casnatia, A.; Sansone, R; Ungaro, R. Peptido- and glycocalixarenes: playing with hydrogen bonds around hydrophobic cavities. Acc. Chem. Res. 2003, 36 (4), 246-254.

Casnatia, A.; Sciotto, D.; Arena, G. Water Soluble Calixarenes. in Calixarenes 2001', Asfari, Z.; Böhmer, V.; Harrowfield, J.; Vicens, J. Eds.; Kluwer Academic Publishers: London, 2001; pp 100-150.

Conner, M., Janout, V., Kudelka, I., Dedek, P., Zhu, J., Regen, S. L,, 1993a, " Perforated Monolayers-Fabrication of Calix[6]arene-Based Composite Membranes that Function as Molecular-Sieves", Langmuir, 9, 2389.

Conner, M., Janout, V., Regen, S.L., 1993b/'Molecular-Sieving by A Perforated Langmuir-Blodgett-Film", J. Am. Chem. Soc., 115, 1178.

Da Silva, E.; Coleman, A. W. Synthesis and complexation properties towards amino acids of mono-substituted p-sulphonatocalix[n]arenes. Tetrahedron, 2003, 59 (37), 7357-7364.

Da Silva, E.; Lazar, A. N.; Coleman, A. W. Biopharmaceutical applications of calixarenes. J, DrugDel. Sci. Tech. 2004 (a), 14 (1), 3-20.

Da Silva, E.; Shahgaldian, P.; Coleman, A. W. Haemolytic properties of some water-solublepara-sulphonato-calix[n]arenes. Int. J. Pharm. 2004 (b), 273 (1-2), 57-62.

Da Silva, E.; Valmalle, C.; Becchi, M.; Cuilleron, C. Y.; Coleman, A. W. The use of Electrospray Mass Spectrometry (ES/MS) for the differential detection of some steroids as calix[n]arene sulphonate complexes. J. Inclu. Phenom. Macro. Chem. 2003, 46(1-2), 65-69.

Droogman, G.; Maertens, C.; Prenen, J.; Nilius, B. Sulphonic acid derivatives as probes of pore properties of volume-regulated anion channels in endothelial cells. Br. J. Pharmacol. 1999,128 (1), 35-40.

Dedek, P., Webber, A. S., Janout, V., Hendel, R. A., Regen, S. L., 1994, " Probing The Pore Structure of Calix[n]arene-Based Langmuir-BIodgett-Film By Gas Permeation Selectivity", Langmuir, 10, 3943.

(64)

Gutsche, C. D.; Dhawan, B.; No, K. H.; Muthukrishnan, R., 1981, " Calixarenes. 4. The Synthesis, Characterization and Properties of the Calixarenes from p- tert-Butylphenol", J. Am. Chem. Soc., 103, 3782-92. Idem, ibid., 1984, 106, 1891.

Gutsche, C. D., 19S3,"Calixarenes" , Ace. Chem. Res., 16, 161.

Gutsche, C. D., Bauer, L. J., 1985, "Calixarenes. 14. The Conformational Properties of The Ethers and Esters of The Calix[6]arene and The Calix[8]arene", J. Am. Chem. Soc., 107,6059.

Gutsche, C. D., Iqbal, M, Stewart, D., 1986, "Calixarenes. 18. Synthesis Procedures for tert-Butylcalix[4]arene" J. Org. Chem. 51, 742.

Gutsche, C.D. and Nam, K.C., 1988, "Calixarenes. 22. Synthesis, Properties and Metal Complexation of Aminocalixarenes", J. Am. Chem. Soc., 110, 6153

Gutsche, C. D., See, K. A., 1992, " Synthesis, Characterization and Complexation Studies of Double-Cavity Calix[4]arenes ", J. Org. Chem., 4527.

Gutsche, C. D., 1989, " Calixarenes ", Royal. Soc. Chem, Chambridge. Gutsche, C. D. and Iqbal, M., 1990, Org. Synt., 68, 234.

Gutsche, C. D., 1989, " Monograph in Supramolecular Chemistry; Calixarenes ", Royal Society of London.

Gutsche, C. D. and Mumukrishnan, R., 1978, " Calixarenes. 1. Analysis of the Product Mixtures Produce by the Base-Catalyzed Condensation of Formaldehyde with;p-Substitued Phenols ", J. Org. Chem., 47, 4905.

Gutsche, C. D., Dhawan, B., No, K. H., Muthukrishnan, R., 1981, " The Synthesis, Characterization and Properties of the Calixarenes from p-ter-butylphenol ", J. Am. Chem. Soc., 103,3782.

Hart, P. D.; Armstrong, J. A.; Brodaty, E. Calixarenes with host-mediated potency in experimental tuberculosis: further evidence that macrophage lipids are involved in their mechanism of action. Infection andlmmunity. 1996, 64 (4), 1491-1493.

(65)

Hector L. Ramırez, ‘’Cyclodextrin-grafted polysaccharides as supramolecular carrier systems for naproxen’’ Bioorganic & Medicinal Chemistry Letters 16 (2006) 1499–1501

Hwang, G. T. and Kim, B. H., 2000, " Cyclophane-type Bis-calix[4]arenes: Efficient Synthesis via Quadruple Cycloadditive Macrocyclization and Conformational Study ", Tetrahedron Letters, 41, 10055.

Izatt, R. M., Bradshaw, J. S., Nielsen, S. A., Lamb, J. D., Christensen, J. J., 1985, Chem. Rev., 85,271.

Izatt, R. M., Bradshaw, L S., Pawlak, K., Bruening, R. I., Tarbet, B. L, 1992, "Thermodynamic And Kinetic Data For Macrocycle Interaction With Neutral Molecules", Chem. Rev. 92 (6) 1261-1354.

Iwanek, W.; Frohlich, R.; Urbaniak, M.; Nather, C.; Mattay, J. The complexes oftetramethylresorc[4]arene with amines, amino alcohols and pyridine. Tetrahedron. 1998, 54(46), 14031-14040.

Kalchenko, O. L; Perret, F.; Morel-Desrosiers, N.; Coleman, A. W. A comparative study of the determination of the stability constants of inclusion complexes of p-sulfonatocalix[4]arene with amino acids by RP-HPLC and !H NMR. J. Chem. Soc. Perkin Trans. 2: Phys. Org. Chem. 2001, 3, 258-263.

Kimura, K., Tatsumi, K., Yokoyama, M., Ouchi, M., Mocerino, M., 1999, "Remarkable Thallium (I) Selectivity for Ion Sensors Based on Coordination of Calix[4]arene Neutral Carriers ", Anal. Commun., 36, 229.

Lin, Q.; Hamilton, A. D. Design and synthesis of multiple-loop receptors based on a calix[4]arene scaffold for protein surface recognition. C. R. Chim. 2002, 5 (5), 441-450.

Lin, Q.; Park, H. S.; Hamuro, Y; Lee, C. S.; Hamilton, A. D. Protein surface recognition by synthetic agents: design and structural requirements of a family of artificial receptors that bind to cytochrome C. Biopolym. 1998, 47 (4), 285-297.

Memon, S., Yilmaz, M., 2001, " A Complimentary Study of Calixarene Based Bifunctional Receptors for Alkali or Transition Metal Cations and Cr2O7 " Anions ", Journal of Molecular Structure, 595, 101.

Şekil

Şekil 1.3: p-tert-bütilkaliks[n]arenlerin model yapıları  (n=4,6,8)
Şekil 1.5: Kaliks[n]arenlerin numaralandırılması (n=4,6,8)
Şekil 1.6. Hidroksimetil fenol oluşumu
Şekil 1.8. Hemi kaliks[6]aren’in kaliks[6]arene dönüşümü
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Suda, 10 tona kadar kullanım ücreti ve faturalardaki gecikme faizini almaması, belediye çalışanlarına yüzde 50 indirimle su vermesi suçlamalar ıyla yargılanan Özgüven,

The number of business actors, especially UMKM, who are conventional business actors in Indonesia, do not take advantage of digital marketing, which is an opportunity to

K: Milk without homogenization, HTK: Single stage homogenization of milk at 150 bar pressure, HÇK: Two stage homogenization of milk at 150/50 bar pressure , US90:

TRT repertuvarında yer alan Bolu türkülerindeki söz unsuruna baktığımızda ise giyim kuşam unsurlarından fistan; meslek adlarından öşürcü ve hekim; akraba olarak ana,

thickness,PI,RI and development of embryo among groups have no significant difference.The pregnancy rate of group A was significantly lower than that of group B(P<0.05) and

Suların sertliği, suyun için- de iyon halinde çözünmüş halde bulunan magnezyum, kalsiyum, de- mir gibi maddelerden kaynaklanan bir özelliktir.. Kalsiyum ve

çünkü bugün Allianoi’yi savunmak elimizden alınan doğanın; uygarlığın; tarihin; halkların ve kültürlerin binlerce y ıldır kardeşçe yaşadığı tarihin

E¤er folklor sadece yaz›l› kültürün farkl› bir formuysa Cindrella gi- bi masallar rahatl›kla Shakespeare’in Kral Lear’›n›n yerine veya onun yan›nda incelenebilir, ki