• Sonuç bulunamadı

DENEYSEL TASARIM

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "DENEYSEL TASARIM"

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

DENEYSEL TASARIM

(2)

Giyilebilir Sanat

Modanın sanat ile olan yakın hali giysi tasarımı ile moda tasarımının farklı olup olmadığını düşündürür. Giysi tasarımı bahsedilen geleneksel duyuş ve algılayışın ötesinde bireysel bir seziş, duyumsama ile biricik giysi yaratma duygusu içerebilir.

Tek başına giyilecek gündelik bir giysiden öte estetik haz ve duyuş ile hazırlanmış bir giysi, sanat düzeyinde duyumsanabilir. Giyilebilir sanatta, giysi hayata başka bir anlam katan ayrıca giyene de zevk veren, insan bedenini adeta “heykel” yapar gibi irdeleyen çok çeşitli malzeme ve tekstil tekniği, doku, renk, biçim ve form ilişkileri içinde kulanma olanağı sağlayan mevsimlik moda eğilimlerinin dışındadır.

(3)

Giyilebilir sanat eserleri üreten bir sanatçı, gelenekten, kültürden, doğadan esinlenir ve bu giysiyi giyen kişi ile bütünleşmesini hedefler. Giyilebilir sanat çalışmalarında tasarımcı gelenekten de beslenebilir çağdaş sanattan da etkilenebilir.

Biçim ve form arayışlarında form dışılığı savunabilir, bu nedenle aform yapılara başvurabilir. Güzellik algısını yıkabilir ve bedeni güzel göstermek kaygısından tümüyle uzaklaşabilir. Yaratıcı, şaşırtıcı ve şok edici renk, biçim- form içeren değişik önermelerde bulunabilir. Sanat akımlarından, stil tarihinin konularından, folklordan, edebiyattan esinlenebilir. Yerel kumaşlardan veya hiç kullanılmayacakmış gibi olan malzemelerden ve geleneksel tekniklerden tek başına ya da bütünleşik olarak yararlanabilirler. Algıda yerleşen biçim ve formlardan uzaklaşabilirler.

(4)

Giysi tasarımının (giyimin) bu haliyle kurumsallaşmış moda sisteminin içinde olduğu düşünülmemelidir. Endüstrileşme sonrası Batıda, sanat ve zanaat arasında yaşanan mücadelenin ürünü olan lif sanatının bir alt dalı olarak kabul edilebileceğimiz giyilebilir sanat, moda ile yakın ilişki içinde bulunmakta; ancak sanat olarak kabul edilmek adına modadan bağımsız davranmaktadır. Sanatsal giyimin kökeni Sanat ve Zanaat (Arts& Crafts) Hareketi, Art Nouveau, Bauhaus gibi sanatla zanaatı birleştiren akım ve düşünce okullarına dayanmaktadır. 19. yüzyıldaki gelişmeler bireyselliğin ön plana çıktığı bir zemin hazırlamıştır. Bu dönem, geleneksel giyim kuşam anlayışından modaya geçişin olduğu dönemdir. Özgürlük isteği sanatçıların kendilerini ifade etme biçimlerinde de kendisini göstermiştir.

(5)

Sanat akımları ve moda tasarımı bölümünde belirtildiği gibi 19.

yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başı, yeni sanat akımlarının giysi tasarımı üzerine etkisinin yoğun hissedildiği bir dönemdir. Sanat akımlarının yanı sıra Doğu kültürleri de Batı sanatında etkili olmuştur. İşlevsel el sanatları ile işlevsiz güzel sanatlar arasında tartışmaların yaşandığı bu dönemde artistik giysi bir alan olarak ortaya çıkmıştır.

(6)

“Giyilebilir Sanat” moda sistemi dahilinde değerlendirilmemektedir.

Yeni sanat hareketleri ile gelişen lif sanatının başvurduğu pek çok teknik, giyilebilir sanat örneklerinde kullanılmıştır. Lif sanatı ile olan yakın ilişkisi nedeniyle, moda endüstrisine karşı bir “hareket” gibi gelişen giyilebilir sanat, lif sanatı kapsamında değerlendirilmektedir. Bu nedenle belirgin bir biçimde sanat anlayışı içerisinde üretilen eserler ile ticari moda endüstrisinde üretilen giysiler arasında önemli bir fark vardır. Giyilebilir sanat alanı bir sanat akımı değildir. Ancak giyilebilir sanat çalışan bir tasarımcı herhangi bir sanat akımının etkisinde çalışmalarını yapabilir.

(7)

Giyilebilir sanat çalışması olan bir giysi hem onu izleyeni hem de giyeni etkisi altına alabilir. Giyilebilir sanat örnekleri giyen kişiyi de performatif bir an içine dahil edebilir. Giysi ve tamamlayıcılarının giyen kişi üzerindeki duruşu ve yarattığı etki ile giysinin kendisi ve onu taşıyan beden etkili bir kinetik heykele dönüşebilir. Bu nedenle giyilebilir sanat eserleri sadece vücudu değil aynı zamanda insan ruhunu da giydiren giysiler olarak tanımlamaktadır. Bu sanatın sanatçıları; sadece kendileri ve kendilerinin giymesini istediği kişiler için giysi üretme fikrinden yola çıkmaktadır.

(8)

Giyilebilir sanat başlığı altında tanımlanabilecek giysi önermesi, “bir stil/ tarz” önermesidir. Bu haliyle sanatçıları etkilemiş ve etkilemeye de devam etmektedir. Çünkü modanın bu alanında yüksek sanatçı duyarlılığı, tasarım duygusu ve zanaatsal beceri ve bilgiye gereksinim vardır.

Giyilebilir sanat örnekleri incelendiğinde bunlarda bulunan estetik haz derinden hissedilir.

(9)

Giyilebilir sanat (Artwear, Wear- able Art, Art to Wear) hareketi her ne kadar 20.

yüzyıl başındaki gelişmelerle ilk örneklerini göstermiş olsa da 1960’lı yılların özgürlükçü ortamında daha özgün bir biçimde gelişmiştir. Bu dönemde el üretimi işler ve zanaatsal becerinin önemi yeniden artmış ve giyilebilir sanat hareketi için ortam oluşmuştur. Giyilebilir sanat ilk olarak 1960’ların sonlarında 1970’lerin başında New York ve San Francisco’da ortaya çıkmıştır. 1960’ların başında oluşan genç ve çalışan sınıfın sokak stili, Fransız moda akımlarını zayıflatmış ve yeni bir alternatif oluşturmuştur. El yapımı ve ikinci giysilerin kullanımı gündeme gelmiştir. Etnik kültürlerin izlerini de yansıtan bu giysiler kısa sürede yaygınlaşmış ve yine moda sisteminin içine dahil olmuştur.

(10)

Giyilebilir sanat örnekleri kavramsal sanatla farklı bir boyuta ulaşmıştır. Ancak bu yine de hazır giyim modasının yerini alamamıştır. Zaten böyle bir amacı da olmayan giyilebilir sanat, 1970’li ve 1980’li yıllarda, Japon moda tasarımcıları Rei Kawakubo (Commo Des Garçons), Issey Mıyake ve Yohji Yamamoto ile ileri bir boyuta taşınmıştır. Bu tasarımcılar, moda tasarımında kalıplaşmış bütün fikirleri alt üst etmişlerdir. Issey Miyake eserlerini önemli bir bilgi dağarcığı ile sunarken, “giyilebilir sanat” ve

“kavramsal giysi“ gibi kavramların yapılanmasına katkı vermiştir. 1990’larda Belçikalı moda tasarımcıları olan Dries Von Noten, Martin Margiela, Ann Demeulemeester’in tasarımları duygu olarak çok kıymetli, düşünce olarak titiz hesaplanmış ve benzersizdir. Modada bugüne kadar görülmemiş biçimde ezber bozan bu tasarımlar her bir sanatçının kendi üslubundadır. Bunlar; bohem, romantik ve farklı kültürleri harmanlayan bir anlayışa sahip koleksiyonlardır ve müşterileri bu koleksiyonları “giyilebilir sanat” eseri olarak görmektedir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Sonuç olarak, bu çalışma, tasarım fakültelerinde yer alan atölye mekanlarının önerilen tasarım kriterleri ile birlikte yeni normal süreçte en az risk ile yüz

20.yy.’ın başlarında, alışılmış anlatım biçimlerini dışlayarak yeni bir sanatsal dil oluşturmak amacında olan sanatçılar tarafından kullanılan deneysel

“Fikirler sanatı” olarak da tanımlanan kavramsal sanatı Kosuth ise tanımlama konusunda, “tanımlamak zorunda olmadığıma memnunum, artık sadece sanat var ve

Yaratıcılık, özgün bir şeyi hayal edebilme becerisi olduğu kadar yeni fikirler geliştirebilme de bir şeyi herkesten farklı yollarla yapabilme yeteneğidir.. Aynı zamanda

Türk Dil Kurumunda proje “değişik alanlarda önceden plan ve programa alınmış, maliyeti hesaplanmış, kurum ve kuruluşların yönetim organları tarafından onaylanmış,

Tasarım alanlarında eskiz çizimleri, yeni tasarım bilgisi ve tasarım düşüncesi türetme eylemlerinin gerçekleşmesinde bir aktarım aracından fazlasıdır..

Canlandırmanın gelişim süreçlerine baktığımız zaman, canlandırma üretiminin tarih boyunca teknoloji ile aynı paralelde evrim geçirdiği görülmüştür. Bu

TRIPS Anlaşması: TRIPS Anlaşmasının coğrafi işaretlere ilişkin Madde 22, 23 ve 24 olmak üzere 3 maddesi bulunmaktadır. Madde 22 coğrafi işaretlerin tanımına ilişkin