Uygarlıklar
Ulusların, uygarlıkların hayatı, psişik veya dinsel tutumlar, aslında görünüşte daha az bir değişmezliğe sahiptirler, ama insan kuşakları birbirlerini izlerken, onlar da fazlasıyla değişmektedirler.
Uygarlık kelimesi, hem manevi hem de maddi değerleri işaret etmektedir.
«Maneviyat insanlığın tüm kazanımlarıdır.»
«Uygarlık, bilim, sanat, düzen ve erdemlerin minimumudur.»
Uygarlık bugün bütün uygarlıkların aslında eşitsiz bir şekilde paylaştıkları ortak varlık, insanın artık hiç unutmadığı şeydir. Ateş, yazı, hesap vb.
hepsi uygarlığın ortak malları haline gelmişlerdir.
Uygarlıkların geçmişi, kendi özgünlüklerini ve özerkliklerini
kaybetmeksizin, birbirleriyle yıllar boyunca olan sürekli alış verişlerin tarihinden ibarettir.
Uygarlıkların gerçekliklerinin esas bölümü, onların coğrafi yerleşimlerinin zorlama veya avantajlarına bağımlıdır.
Her uygarlık, sınırları aşağı yukarı sabit bir mekana, buna bağlı olarak da kendine özgü bir coğrafyaya bağlıdır.
Her uygarlık kültür varlıkları ithal ve ihraç eder.
Bir uygarlık, tıpkı bir ayna gibi, gerilim ve çabaları kaydeden bir makine gibidir.
Kent uygarlık katları boyunca çoğalır, kültürler düzeyinde ancak taslak halindedir.
İlkel toplumlar bir uygarlığın ortasındaki gerçek kültürlerdir.
Her toplum, her uygarlık; ekonomik, teknolojik, nüfussal verilere bağımlıdır.
Uygarlıklar ortak zihniyetlerdir.
Kadının toplumdaki yeri, her zaman uygarlığın bir yapısını ortaya koymaktadır.
Uygarlıklar sürekliliklerdir, bitme tükenmez tarihsel sürekliliklerdir.