• Sonuç bulunamadı

5911 SAYILI KANUN ĠLE 4458 SAYILI GÜMRÜK KANUN ve YÖNETMELĠĞĠNDE GETĠRĠLEN YENĠLĠKLER

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "5911 SAYILI KANUN ĠLE 4458 SAYILI GÜMRÜK KANUN ve YÖNETMELĠĞĠNDE GETĠRĠLEN YENĠLĠKLER"

Copied!
12
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

1 5911 SAYILI KANUN ĠLE 4458

SAYILI GÜMRÜK KANUN ve YÖNETMELĠĞĠNDE YAPILAN DEĞĠġĠKLĠKLER VE

GETĠRĠLEN YENĠLĠKLER

Ayhan KIRDAR

Gümrük BaĢkontrolörü

6 Mart 1995 tarihinde kabul edilen 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı ile Türkiye ve Avrupa Birliği arasında gümrük birliği kurulmuştur. Gümrük birliği kararına paralel olarak, bu Kararın yürürlüğe girdiği tarihte Topluluk Gümrük Kodunu oluşturan (EEC) 2312/92 sayılı 12 Ekim 1992 tarihli Konsey Tüzüğü ve bu Tüzüğün uygulama hükümlerini belirleyen (EEC) 2454/93 sayılı 2 Temmuz 1993 tarihli Komisyon Yönetmeliği esas alınarak hazırlanan 4458 sayılı 27.10.1999 tarihli Gümrük Kanunu 05.02.2000 tarihi itibarıyla yürürlüğe girmiştir.

4458 sayılı Gümrük Kanunu; gümrük formalitelerinin asgariye indirilmesi, dış ticaret işlem maliyetlerinin düşürülmesi ve ihracata dayalı sanayi için girdi niteliğindeki malların ekonomiye zamanında kazandırılması açısından çağdaş nitelikli hükümler ihtiva etmesine karşın, Topluluk Gümrük Kodunun zaman içerisinde değişikliklere uğramış olması (2700/2000 sayılı Konsey Tüzüğü ve daha sonra 648/2005 sayılı AB Konsey ve Parlamentosu Tüzüğü ile yapılan değişiklikler) nedeniyle, Gümrük Kanunu‟nda değişiklikler yapılması gereği hasıl olmuştur.

Bu çerçevede, daha önceki yıllarda bir çok taslak ve tasarı hazırlanmış ancak, kanunlaşamamıştır. Bu yıl içerisinde söz konusu tasarı ve taslaklar yeniden ele alınmış ve nihayetinde, 7 Temmuz 2009

tarihli 27281 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5911 sayılı Gümrük Kanunu ve Bazı Kanun ve Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile söz konusu değişiklikler hayata geçirilebilmiştir.

5911 sayılı Kanun 8 Ekim 2009 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, aynı tarih itibarıyla;

5911 sayılı Kanundaki yenilik ve değişiklikler de göz önünde bulundurularak hazırlanan ve oldukça sadeleştirilen Gümrük Yönetmeliği ve Gümrük Kanununun Bazı Maddelerinin Uygulanmasına İlişkin 2009/15481 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı da Resmi Gazetede yayımlanarak mer‟i mevzuatımıza eklenmiştir.

8 Ekim 2009 tarihinde yürürlüğe giren mevzuat bir bütün halinde ele alındığında, öncesine göre önemli bir çok değişiklik ve yenilik içermektedir. Bu yazımızda, Gümrük Kanunu ve Gümrük Yönetmeliği bağlamında getirilen yenilikler ve düzenlemeler hakkında genel bir değerlendirme yapılmış, 2009/15481 sayılı Karar ile yapılan değişiklik ve yeniliklere ise kısmen değinilmiştir.

YAPILAN DEĞĠġĠKLĠKLER VE GETĠRĠLEN YENĠLĠKLER

Tanımlar

Hepimizin malumu olduğu üzere, 4458 sayılı Gümrük Kanunu‟nun bir çok maddesinde yazım hataları, bazı maddelerinde de anlatım bozuklukları bulunmaktaydı. Yapılan değişiklikler ile Kanun metninde yer alan bu tür hatalı yazımlar ve anlatım bozuklukları giderilmeye çalışılırken aynı zamanda yönetmelik ve kanun metnine yeni kavramlar eklenmiştir.

Bu kapsamda;

(2)

2 -„Giriş Gümrük İdaresi‟, „İthalat Gümrük İdaresi‟, „İhracat Gümrük İdaresi‟, „Çıkış Gümrük İdaresi‟ tanımları yapılmış, -„Serbest dolaşımda bulunan eşya‟

deyiminin tanımı yeniden yapılarak Avrupa Birliği mevzuatına uygun hale getirilmiş,

- Kanun metninde önceden de yer almakla birlikte tanımı yapılmamış olan „gümrük yükümlülüğü‟ tanımı Kanuna eklenmiş, -„Gümrük vergileri‟ tanımı yeniden yapılarak ifade bozukluğu giderilmek suretiyle „ithalat ve ihracat vergileri‟

tanımlarına uyumlu hale getirilmiş,

-Kanun metinlerinde yer alan „Gümrük denetimi‟ ifadesi „Gümrük kontrolü‟

ifadesiyle değiştirilmiş ve „Risk ve risk yönetimi‟ kavramları tanımlanmış,

bulunmaktadır.

Ayrıca, Gümrük Yönetmeliği‟ne yapılan ilavelerle „‟Ertelenmiş Kontrol‟, „Gümrük İşlemlerinin Bitirilmesi‟, „Ticaret Politikası Önlemleri‟ kavramları tanımlanmıştır.

YetkilendirilmiĢ Yükümlü

Gümrük Kanunu‟na eklenen 5/A maddesi ile Avrupa Birliği mevzuatında olmasına karşın, bugüne kadar mevzuatımızda yer almayan „yetkilendirilmiş yükümlü‟

müessesesi benimsenmiştir.

Yetkilendirilmiş yükümlü; gümrük mevzuatının öngördüğü basitleştirilmiş uygulamalardan veya kolaylaştırılmış emniyet ve güvenlikle ilgili gümrük kontrollerinden veyahut da her ikisinden yararlanılmak amacıyla düzenlenmektedir.

Söz konusu sistemin özü, yetkilendirilmiş yükümlü statüsü tanınan kişilere, diğer yükümlülere göre daha az muayene ve belge kontrolüne tabi tutulma imkanının tanınmasıdır.

Gümrük Yönetmeliğinin 4 ila 21 inci maddeleri arasında, yetkilendirilmiş

yükümlülere ilişkin; sistemin işleyişi, başvuru koşulları, değerlendirme, sertifikanın düzenlenmesi, kullanılması ve iptaline ilişkin hükümler düzenlenmiştir.

Bunlar arasında en çok dikkat çekenleri;

yetkilendirilmiş yükümlü sertifikalarının geçerlik süresinin sınırsız olması ve bu sertifikaların ilgili Gümrük ve Muhafaza Başmüdürlüklerince verilmesidir.

Yetki Maddesi

Değişikliğe uğramadan önce de Gümrük Kanunu‟nun 10 uncu maddesi, gümrük işlemlerinin yapılması konusunda gerekli kolaylaştırıcı önlemlerin alınması amacıyla gümrük teşkilatına yetki veren bir maddeydi. Şimdi de aynı vasfı daha da genişleyerek taşımaktadır.

YetkilendirilmiĢ Gümrük MüĢavirleri Gümrük Kanunu‟nun 10‟uncu maddesine yapılan ilave ile eşyanın gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutulmasına ilişkin gerekli görülen bir kısım tespit işlemlerinin, belirlenecek niteliklere sahip gümrük müşavirleri eliyle yürütülmesine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesi hususlarında Gümrük Müsteşarlığı yetkili kılınmıştır.

Bu şekilde, 19.01.2008 tarihli Gümrük Genel Tebliği (Gümrük İşlemleri Seri No:

60) ile mevzuatımıza dahil edilmiş olan Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirliği sisteminin kanuni dayanağı oluşturulmuştur.

Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirliği sisteminin; tanımı, sorumlulukları ve yetkilendirilmiş gümrük müşaviri olabilme şartları da Gümrük Yönetmeliği‟nin 574 ila 578 inci maddeleri arasında düzenlenmiştir.

Risk Kavramı ve Risk Yönetimi

(3)

3 Gümrük idarelerinin personel sayısı ile gümrük işlemlerinin nicelik ve niteliği karşılaştırıldığında, herhangi bir risk değerlendirmesi yapılmadan, yapılacak denetim ve kontrollerin „samanlıkta iğne aramaktan‟ farklı olmayacağı tüm gümrük camiasınca kabul görecek olan bir değerlendirmedir. 2008 yılına kadar Müsteşarlığımızda planlı ve programlı bir risk analizinin yapılabildiğini, risk analizi için kaynak oluşturan veri bankalarının bir çatı altında bulunduğunu söylemek mümkün değildi. Her ne kadar bu amaçla Müsteşarlığımız içerisinde Risk Yönetimi ve Stratejik Değerlendirme Birimi kurulmuş ise de bu birimin kanuni dayanağının bulunmadığı da aşikardı.

Bugün ise, Gümrük Kanunu‟na ilave edilen 10/A maddesi ile Gümrük Müsteşarlığı‟na; risk yönetimi çerçevesini oluşturma ve risk kriterleri ile öncelikli kontrol alanlarını belirleme ve bu amaçla, risk kriterlerinin tespitine yönelik olarak gümrük işlemleri, gümrük kabahatleri ve kaçakçılık fiillerine ilişkin verileri toplama, saklama ve işleme hususlarında yetki tanınmıştır. Bu şekilde, Risk Yönetimi çerçevesinde risk analizi teknikleri kullanılarak, seçiciliğin sağlanması amaçlanmıştır.

Yine kanun maddesinde, ani ve rastgele yapılanlar dışındaki gümrük kontrollerinin;

risklerin tespiti ve risk derecesinin ölçülmesi ile ulusal ve gerekli görüldüğü takdirde uluslararası düzeyde riskleri değerlendirerek gerekli önlemleri oluşturmak amacıyla bilgisayarlı veri işleme tekniklerini kullanan risk analizinin esas alınarak yapılacağı ve uluslararası bir anlaşmanın öngörmesi halinde, mevzuatın doğru bir şekilde uygulanmasına yönelik gümrük kontrollerinin başka bir ülkede de yürütülebileceği belirtilmiş, bu amaçla, ulusal ve uluslar arası düzeyde bilgi paylaşımına olanak sağlanmıştır.

MenĢe ġahadetnamesi

Menşe şahadetnamesi, tercihsiz menşede kullanılan bir menşe ispat belgesidir.

Gümrük Yönetmeliği‟nin 38 inci maddesinde, menşe esaslı ticaret politikası önlemlerine tabi eşyanın serbest dolaşıma girişinde önlemin uygulanmaması için eşyanın önlem uygulanan ülke menşeli olmadığını veya başka bir ülkede gördüğü değişiklik ve işlemler dolayısıyla o ülke menşeli sayılmaması gerektiğini tevsik etmek üzere, menşe ülkenin yetkili makamlarınca düzenlenmiş olan menşe şahadetnamesinin ibraz edilmesinin gerektiği açıkça belirtilmiştir.

Bu şekilde, değişiklikten önceki „menşe belgesinin ibrazının ihtiyari olduğu‟

şeklindeki kanun metninin yaratmış olduğu tereddütler bertaraf edilmek istenmiş ve hatta menşe şahadetnamesinin ibrazına rağmen ciddi bir şüphe durumunda, ek kanıtları isteme konusunda gümrük idarelerinin yetkili olduğuna ilişkin kanuna ek fıkra konulmuştur.

Özet Beyan Hükümleri

Gümrük Kanununa 35/A-C olarak yapılan ilaveler ile Türkiye Gümrük Bölgesine gelen eşya için özet beyanın, eşyanın Türkiye Gümrük Bölgesine gelişinden önce giriş gümrük idaresine verilmesi öngörülmüş ve bu şekilde risk değerlendirilmesi süreci öne çekilmiştir.

Böylece, gümrük işlemlerinin daha çabuk tamamlanması amaçlanmıştır.

Kanun ve yönetmelik maddelerine yapılan ilavelerde ayrıca, özet beyanın verilmesinde veri işleme tekniği kullanılmasının esas olduğu ve istisnai durumlarda yazılı olarak da kabul edilebileceği belirtilerek, özet beyanın;

hangi hallerde kimler tarafından verileceği, hangi hallerde verilmeyeceği, her taşıma türüne göre özet beyan verme süreleri, özet beyan kapsamında yapılacak risk analizleri, özet beyanda kayıtlı bilgilerin

(4)

4 hangi durumlarda değiştirilemeyeceği ile özet beyan verme süresi sona ermeden önce gümrük beyannamesi verilen eşya için özet beyan verilmesinden vazgeçilebileceğine ilişkin hükümler düzenlenmiştir.

EĢyanın Gümrüğe Sunulması

Eski uygulamada, eşyanın gümrüğe sunulmasından sonra özet beyanın verilmesi öngörülmüştü. Yapılan değişikliklerden sonra ise, eşyanın gümrüğe sunulmasından önce özet beyan verilmesi gerektiğinden, özet beyan verildikten sonra eşya gümrüğe sunulmaktadır. Kanunun 39 uncu maddesinde yapılan değişiklik ile Türkiye Gümrük Bölgesine gelen eşya için, getiren kişi ya da duruma göre eşyanın gelişinden sonra taşıma sorumluluğunu üstlenen kişi tarafından gümrüğe sunma ve eşyayı daha önce ibraz olunan özet beyan ya da gümrük beyannamesi ile ilişkilendirme yükümlülüğü getirilmiştir.

Ancak, Gümrük Yönetmeliği‟nin Geçici 2 inci maddesine konulan hüküm ile özet beyan hükümlerinin uygulamasına 01.04.2010 tarihinde başlanacak olduğundan, eşyanın gümrüğe sunulmasına ilişkin hükümler de bu tarihten sonra uygulanabilecektir.

Fikri ve Sınai Mülkiyet Hakları

Kanunun 57 inci maddesinde yapılan düzenlemeler ile Avrupa Birliği mevzuatına uyum sağlanmıştır. Yapılan değişiklik ile hak sahibinin yetkilerine tecavüz eder mahiyetteki eşyanın alıkonulması veya gümrük işlemlerinin durdurulması hak sahibinin veya temsilcisinin talebi üzerine gümrük idareleri tarafından gerçekleştirilecektir.

Değişiklikten önce; söz konusu eşyanın sahte markalı ya da telif hakkına tabi taklit mal tarifine uyduğuna ilişkin açık deliller

olması halinde gümrük idarelerine tanınan res‟en durdurma hakkı, yeni düzenlemede yer almamıştır. Bunun yerine, gümrük idaresine hak sahibine başvuruda bulunabilmesi amacıyla üç iş günlük re‟sen alıkoyma veya gümrük işlemlerini durdurma hakkı tanınmıştır. Ancak, gümrük idaresince alınan durdurma veya alıkoyma kararının hak sahibine tebliğinden itibaren çabuk bozulabilir eşya için üç iş günü, diğer eşya için on iş günü içinde hak sahibinin ihtiyati tedbir kararı alması gerekmektedir. Bu süreler içerisinde mahkemelerden ihtiyari tedbir kararı alınamaması durumunda, eşya hakkında beyan sahibinin talepte bulunduğu gümrük rejimi hükümlerine göre işlem yapılacağı belirtilmiştir.

Normal Usulde Beyan

Ülkemizde gümrük işlemlerinin % 99 u BİLGE sistemi üzerinden bilgisayar ortamında yapılmaktadır. Bu uygulamada, öncelikle veriler elektronik ortamda BİLGE sistemine girilmekte, yükümlüsünce beyannamenin onayı aşamasında beyannameye eklenmesi gereken diğer belgeler kağıt ortamında gümrük idaresine sunulmaktadır. Kanunun 60 ıncı maddesinin 2/b fıkrasına yapılan ilave ile gümrük beyanının bilgisayar veri işleme tekniği yoluyla yapıldığı durumlarda gümrük idaresine, beyannameye eklenmesi gereken belgelerin, beyanname ile birlikte ibrazını

“istememesi” konusunda takdir yetkisi tanınmıştır. Bu durumda, söz konusu belgelerin gümrük idaresi istediğinde ibraz edilmek üzere beyan sahibince muhafaza edilmesi gerekmektedir.

Ancak, gümrük idarelerinde beyanname tescil ettirerek işlemlerini yaptırmış pek çok firmanın hiçbir iz bırakmadan kaybolabildiği bir ülkede yaşadığımız düşünülür ise, bu imkanın her yükümlüye tanınmaması, sadece yetkilendirilmiş yükümlü statü sertifikasına veya

(5)

5 onaylanmış kişi statü belgesine sahip kişilere tanınmasının gerektiği düşünülmektedir.

Tescil ĠĢlemi

Gümrük işlemlerinin tamamına yakınının bilgisayar ortamında yapıldığı dikkate alınarak Kanunun 61 inci maddesi yeniden tanımlanmış ve tescil işleminin, bilgisayar üzerinden yapılan işlemlerde, beyana ilişkin bilgilerin yerel alan ağı veya geniş alan ağı üzerinden gümrük bilgisayar sistemine girilerek sistem tarafından tescil tarihi ve sayısı verilmesini ifade edeceği belirtilmiştir.

Beyannamede Düzeltme

Değişiklikten önceki sistemde;

beyannamelerin tescilden sonra düzeltilmemesi esas olup, tescilden sonra beyannamede yapılabilecek değişiklikler, eşyanın cins, nevi ve niteliği ile marka ve numaraları dışında beyannamede yer alan ağırlık, adet, ölçü yahut kıymet yönlerinden bir veya daha fazla bilginin düzeltilmesine ilişkindi. Yeni düzenleme ile başka bir eşyanın beyanı sonucunu doğurmaması kaydıyla, beyan sahibinin talebi üzerine beyannamede yer alan bir veya daha fazla bilginin düzeltilmesine, gümrük idarelerince izin verilmektedir.

Buradaki kısıtlayıcı unsur, yapılan düzeltmenin başka bir eşyanın beyanı sonucunu doğurmamasıdır ki, Gümrük Yönetmeliği‟nin 121 inci maddesinde 'başka bir eşya' ifadesinden; tarife alt pozisyonu değişen, değişmemesi durumunda ise her türlü vergi ile ek mali yükümlülüğün ad valorem usulde oran veya spesifik usulde miktarında ve/veya ticaret politikası önleminde, faydalanılacak hak ve menfaatlerde farklılık yaratacak eşyanın anlaşılması gerektiği belirtilmiştir.

Bunun dışında; beyan sahibine eşyanın muayene edileceğinin bildirilmesinden, söz

konusu bilgilerin yanlış olduğunun tespit edilmesinden ve Kanunun 73 üncü maddesi hükümleri saklı kalmak üzere, eşyanın teslim edilmesinden sonra beyannamede düzeltme yapılmasına izin verilmeyeceğine ilişkin hükümler aynen muhafaza edilmiştir.

Transit Rejimi

Transit taşımacılığı konu alan ve tüm Avrupa ülkelerini kapsayan Ortak Transit olarak adlandırılan taşıma sistemine dahil olma yönünde ülkemizin çalışmaları devam etmektedir. Kanunun 85 inci maddesinde yapılan değişiklik ile tüm Avrupa ülkelerinde yapılacak nakliyatta tek bir transit belgesinin ve tek bir teminat sisteminin geçerli olması esasına dayanan bu sistemin hukuki alt yapısı oluşturulmaya çalışılmıştır. Yine aynı maddede, transit rejiminde bireysel teminat ve kapsamlı teminat uygulamalarına, güvenirlilik standartlarına sahip olan kişilere indirilmiş tutarda kapsamlı teminat uygulamasına ve teminattan vazgeçme iznine ilişkin koşullar düzenlenmiştir. Bu şekilde, transit rejiminde maliyeti azaltıcı basitleştirici uygulamalar getirilmiştir.

Gümrük Yönetmeliği‟nde de bireysel ve kapsamlı teminata, özel tipte mühür kullanımına, izinli gönderici ve izinli alıcı statülerine ilişkin ayrıntılı hükümler düzenlenmiştir.

Kanunun 86 ıncı maddesinde de asıl sorumlu kavramı tanımlanarak, asıl sorumlunun; eşyayı öngörülen süre içerisinde ve gümrük idareleri tarafından eşyanın ayniyetinin tespiti amacıyla alınan önlemlere uymak suretiyle, varış gümrük idaresine sağlam ve noksansız olarak sunmak ve transit rejimine ilişkin hükümlere uymakla yükümlü kişi olduğu belirtilmiş ve Gümrük Yönetmeliği‟nin 214 üncü maddesinde asıl sorumlunun sorumluluk ve yükümlülükleri ayrıntılı olarak açıklanmıştır.

(6)

6 Antrepo Rejimi

Antrepo açma yetkisi yine Gümrük Müsteşarlığına verilmiş, ancak bu izin esnasında „antrepo işletilmemesi ya da mevcut antrepoların yeterli olmaması‟

koşulu kaldırılmıştır. Antrepo izinlerinin geçici veya sürekli geri alınmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenmiş, özel antrepo statüsündeki Gümrüksüz Satış Mağazalarına ilişkin düzenlemeler de yönetmelik ile yapılmıştır. Ayrıca, gümrük antrepolarının atıl kullanımının önüne geçmek amacıyla, gümrük antrepo rejimine tabi tutulmamakla birlikte, antrepoya konulan serbest dolaşımdaki eşyaya uygulanacak hükümlere açıklık getirilmiştir.

Dahilde ĠĢleme Rejimi

Yapılan değişiklikler ile, başta dahilde işleme rejimi olmak üzere tüm ekonomik etkili gümrük rejimleri kullanım izinlerinin ekonomik koşullar incelenmeden verilmeyeceği vurgulanmıştır.

İzin verilmesi esnasında, ülke kaynaklarının kullanımının ekonomik açıdan mümkün olmadığının, ayrıntıları yönetmeliğin 57 nolu ekinde yer alan;

-Yapılacak işleme faaliyeti için ithal edilecek eşya ile aynı kalite ve teknik özelliklere sahip eşyanın ülke içi üretiminin olmaması,

-İthal edilecek eşya ile ülke içinde üretilen eşya arasındaki fiyat farklılıklarının olması,

- Sözleşmeden doğan yükümlülükler bulunması,

gibi özel kriterler esas alınarak belirlenmesi gerekmektedir. Bu şekilde, izin verilmesi için gerekli olan „Verilecek iznin, Türkiye Gümrük Bölgesindeki üreticilerin temel ekonomik çıkarlarını olumsuz etkilememesi‟ hususunda somut belirlemeler yapılmıştır.

Ancak, yapılan değişiklikler ile Avrupa Birliği mevzuatına uyumun tam olarak sağlandığını söyleyememekteyiz. Çünkü, AB sisteminde; ekonomik koşullar dikkate alınarak, ekonomik etkili rejimler konusunda karar merci gümrük idareleri iken, dahilde işleme rejimi konusunda ülkemizdeki iki başlılık bugün itibarıyla halen devam etmektedir. Her ne kadar 5911 sayılı Kanunun gerekçesinde;

“…01.01.2010 tarihi itibarıyla Topluluk mevzuatına uygun olarak ekonomik etkili gümrük rejimlerinin kullanım izni konusunda gümrük idarelerinin yetkili kılındığı…” belirtilmekte ise de 2009 yılının son ayına girdiğimiz bu günlerde bu konuda herhangi bir düzenlemenin yapılmadığı da görülmektedir. Bu durumda, dahilde işleme rejimindeki iki başlı uygulamanın bir süre daha devam edeceğini söylemek durumundayız.

Ayrıca, dahilde işleme, gümrük kontrolü altında işleme ve geçici ithalat rejimlerinde verilen süreler içerisinde rejimin gerektirdiği işlemlerin bitirilememesi, eşyanın yeniden ihraç edilememesi veya gümrükçe onaylanmış bir işlem ve kullanıma tabi tutulamaması durumlarında, hemen rejim ihlalinden söz edilmemekte, işlemlerin bitirilmesi hususunda azami iki aylık bir süre daha tanınmaktadır. Dahilde işleme rejiminde tanınan sürelerin bir ay veya iki ay aşılarak rejimin öngördüğü işlemlerin bitirilmesi durumunda, kademeli olarak Gümrük Kanunu‟nun 241 inci maddesindeki usulsüzlük cezalarının 2 ve 4 kat olarak uygulanacağı öngörülmüştür. Bu süreler içerisinde dahi işlemlerin bitirilmemesi veya bu durumlar dışında kalan hallerde, rejim ihlalinin işlendiği öngörülerek, gümrük vergilerinin iki katı para cezasının uygulanacağı belirtilmiştir.

Bunun haricinde, dahilde işleme rejimine, gümrük kontrolü altında işleme rejimine ve geçici ithalat rejimlerine tabi tutulan eşyanın beyanı ile muayenesi veya denetimi veya sonradan kontrolü

(7)

7 sonucunda, 234 üncü maddenin bir ve ikinci fıkralarındaki farklılıkların çıkması durumunda, farka karşılık gelen vergi farkının teminata bağlanacağı ve bu farklılıklara ilişkin olarak da anılan fıkralardaki cezaların yarısının tatbik edileceği öngörülmüştür. Ancak, yükümlüsünce eşyanın serbest dolaşıma girmesinin talep edilmesi halinde cezalar tam olarak uygulanacaktır.

Hariçte ĠĢleme Rejimi

Hariçte işleme rejiminde işlem görmüş ürünlerin ithalat vergileri, işlem görmüş ürünlere ait ithalat vergileri tutarından, en son işleme faaliyetine tabi tutulduğu ülkeden aynı tarihte geçici ihracat eşyasının ithal edilmesi durumunda uygulanacak ithalat vergileri tutarının indirilmesi suretiyle hesaplanmaktaydı.

Yapılan değişiklik ile Gümrük Kanunu‟nun 141 inci maddesine beşinci fıkra eklenmiş ve bu şekilde, hariçte işleme rejimi kapsamında yeniden ithal edilen eşyaya ilişkin hükümlere istisna olarak anılan rejimi müteakip, serbest dolaşıma giriş rejiminin uygulanacağı durumlar ve buna ilişkin özel şartların Bakanlar Kurulu‟nca belirleneceği öngörülmüştür.

Söz konusu hükme istinaden, 2009/15481 sayılı Karar‟ın 129 uncu maddesinde yapılan düzenlemeyle; hariçte işleme rejimi kapsamında işlem görmüş ürünün serbest dolaşıma girişinde geçici ihracat eşyasına uygulanacak vergi oranının sıfır olması veya geçici ihraç eşyasına ilişkin ithalat vergilerinin işlem görmüş ürüne ilişkin ithalat vergilerinden daha yüksek ve/veya eşit olması durumlarında, işlem görmüş ürünün vergilendirilmesinde kıymet farkının esas alınması suretiyle ithalat vergilerinin hesaplanacağı, bir başka ifadeyle eşyanın vergilendirilmesinde rejim kapsamında yapılan işleme maliyetinin esas alınacağı belirtilmiştir.

Türkiye Gümrük Bölgesinden Çıkan EĢya

Gümrük Kanunu‟na 165/A-B-C ve D fıkraları ilave edilmek suretiyle, Türkiye Gümrük Bölgesinden çıkan eşyaya uygulanacak hükümler düzenlenmiştir:

Kanunun 165/A maddesinde; Türkiye Gümrük Bölgesinin kara suları veya hava sahasından gümrük bölgesi içinde durmaksızın geçen taşıt araçları ile taşınan eşya hariç olmak üzere, Türkiye Gümrük Bölgesinden çıkacak eşya için gümrük beyannamesi ya da gümrük beyannamesi verilmesinin gerekmediği durumda özet beyan verileceğine,

Kanunun 165/B maddesinde; Türkiye Gümrük Bölgesini terk eden eşyanın gümrük beyannamesi verilmesini gerektiren gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutulması halinde, eşyanın Türkiye Gümrük Bölgesini terk etmesinden önce ihracat gümrük idaresine beyanname verileceğine,

Kanunun 165/C maddesinde; Türkiye Gümrük Bölgesini terk eden eşyanın gümrük beyannamesi verilmesini gerektirmeyen gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutulması halinde, eşyanın Türkiye Gümrük Bölgesini terk etmesinden önce çıkış gümrük idaresine özet beyan verileceğine, Kanunun 165/D maddesinde de özet beyanın kim tarafından verileceği ve hangi hallerde özet beyanda düzeltme yapılabileceğine,

ilişkin hükümler yer almaktadır.

Gümrük Vergilerinden Muafiyet ve Ġstisna

Türkiye ile AT Ortaklık Konseyi tarafından kabul edilen Gümrük Birliğinin Uygulama Esaslarını Belirleyen Karar

(8)

8 gereğince, Avrupa Birliği‟nde uygulanan muafiyet ve istisnalara ilişkin hükümler ile mevzuatımızın uyumlu hale getirilmesi gerekmekteydi. Yapılan değişiklikler ile AB mevzuatına uyum sağlanmış ve bu şekilde trafik sapmalarının önüne geçilmiştir. Söz konusu değişiklikler ele alındığında;

-Değişiklikten önce; Milli Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı‟na, Emniyet Genel Müdürlüğüne ve Gümrükler Muhafaza Genel Müdürlüğüne asli görevleri ile ilgili eşya, yedek parça ve diğer malzemeleri ithal hakkı tanınmış iken, artık Genelkurmay Başkanlığı, Kuvvet Komutanlıkları, Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğüne münhasıran asli görevleri ile ilgili Gümrük Müsteşarlığına ise kaçakçılıkla mücadele görevi ile ilgili olarak söz konusu eşyaları ithal hakkı tanınmıştır.

-Türkiye Gümrük Bölgesindeki bir kişiye posta ya da hızlı kargo taşımacılığı yoluyla gelen, ticari miktar ve mahiyette olmayan ve gümrük kıymeti gönderim başına toplam 150 Avro‟yu geçmeyen eşyaya muafiyet uygulanacağı belirtilerek, muafiyet sınırı 100 Avro‟dan 150 Avro‟ya çıkartılmıştır.

- Gerçek kişiler tarafından serbest dolaşıma sokulacak şahsi eşyaya ilişkin olarak;

-- Yerleşim yerlerini Türkiye Gümrük Bölgesine nakleden gerçek kişilere ait, alındığı tarihte üç yaşından büyük olmayan kullanılmış motorlu veya motorsuz özel nakil vasıtalarına muafiyet hakkı tanınmak suretiyle, eski mevzuatta sadece kara nakil vasıtalarına tanınan bu hak AB muafiyet hükümlerine paralel olarak tüm nakil vasıtalarına tanınmıştır.

-- AB muafiyet hükümlerine paralel olarak;

yerleşim yeri Türkiye dışında olan gerçek

kişilerin Türkiye‟de satın aldıkları veya en az iki yıl süreyle kiraladıkları konutlarında kullanılmak üzere geçici veya kesin olarak getirdikleri kullanılmış ev eşyasına muafiyet hakkı tanınmıştır. Söz konusu maddenin, son yıllarda AB vatandaşı olup ülkemizde mülk edinmiş yabancı uyruklu kişilerin sayısının azımsanmayacak ölçüde arttığı dikkate alındığında, önemli bir boşluğu doldurduğu görülecektir.

-- Yine, yolculara 2000/15481 sayılı Kararın 9 nolu ekinde yer alan listede kayıtlı kişisel eşyaları muaf olarak yurda sokma imkanı tanınmıştır.

- Transit yolcular hariç olmak üzere, yolcu beraberinde getirilip serbest dolaşıma sokulan gayri ticari nitelikteki, kişisel ve ailevi kullanıma mahsus veya hediye edilmek üzere getirilen eşyaya uygulanan 300 Avro‟luk muafiyet hükmü AB muafiyet hükümlerine paralel olarak 430 Avro‟ya çıkartılmıştır.

- Bakanlar Kurulunca belirlenecek kişi, kurum ve kuruluşlar tarafından ticari gaye güdülmemek ve amacı doğrultusunda kullanılmak üzere ithal edilen eşyaya ilişkin olarak Kanun‟da sadece kapsam belirtilmiş, bu kapsama girecek eşyanın geliş süreleri dahil tanımlanması, cins, nev‟i ve miktarının belirlenmesi hususlarında düzenlemeler 2009/15481 sayılı Karar‟da yapılmıştır. Yine, değişiklikten önceki kanun hükümlerinden farklı olarak, ulusal araştırma geliştirme kurumları tarafından yürütülen veya desteklenen araştırma ve geliştirme faaliyetlerinde kullanılmak üzere de ithal edilen eşyaya muafiyet hakkı tanınmıştır.

- Değişiklikten önce, doğal afetlerden zarar görenlere gönderilen eşyaya tanınan muafiyet, „tabiî afetler, tehlikeli ve salgın hastalıklar, büyük yangınlar, radyasyon ve hava kirliliği gibi önemli nitelikteki kimyasal ve teknolojik olaylar ile büyük nüfus hareketleri gibi kriz hallerinden zarar

(9)

9 görenlere gönderilen eşyayı‟ kapsayacak şekilde genişletilmiştir.

Tasfiye ĠĢlemleri

Gümrük Kanunu‟nun 177 inci maddesinde yer alan yazım hataları giderilmiş ve maddeye yapılan ilave ile diğer mevzuatla Gümrük Kanununa göre tasfiyesi öngörülen eşyaların da tasfiyesine imkan tanınmıştır. Yine, tasfiye yöntemleri arasına „özel yolla tasfiye‟ eklenmiştir.

Kanunun 179 uncu maddesinde yapılan değişiklikler ile; ihale yoluyla tasfiye edilecek eşyanın serbest dolaşıma giriş rejimine tabi tutulmasına ilişkin düzenleme, diğer gümrük rejimlerini ve perakende yoluyla tasfiye edilecek eşyayı da kapsayacak şekilde genişletilmiştir.

Burada, gümrük gözetimi altındaki eşya tasfiyelik hale gelse de tasarruf yetkisinin öncelikle sahibine verilmesi amaçlanmıştır.

Dikkat çeken bir diğer husus da Kanunun 240 ıncı maddesinde yer alan CIF kıymetin

% 1 i oranında ceza uygulamasının bu madde içerisinde düzenlenmiş olmasıdır.

Bu şekilde, CIF değerin % 1 i oranında tahsil edilecek tutarların cezai müeyyide olmaktan çıkartılarak, bir yükümlülük haline getirildiği görülmektedir.

Gümrük Yükümlülüğü

Kanunun 181 inci maddesinde yapılan değişiklik ile dolaylı temsilde bulunan temsilcinin yükümlülüğü; “… beyanda kullanılan verilerin yanlış olduğunu bildiği veya mesleği icabı ve mutat olarak bilmesi gerektiği…” durumlarda gümrük vergilerinden sorumlu tutulabileceği şeklinde sınırlandırılmıştır.

Ayrıca, Kanuna 191/A olarak eklenen madde ile iyi niyetli yükümlüleri koruyacak düzenlemeler yapılmıştır.

Yapılan düzenlemeyle; eşyanın mahiyeti ya da nihai kullanım nedeniyle tercihli

tarife uygulaması veya ithalat veya ihracat vergilerinden muafiyetin mümkün olduğu durumlarda, gümrük yükümlülüğünün doğduğu hallerde; yükümlünün hileli bir davranışının ve ihmalinin bulunmaması ve gerekli diğer şartların yerine getirildiğinin ispat edilmesi halinde, tercihli tarife ve muafiyetin uygulanmasına imkan tanınmıştır.

Yine, Kanunun 193 üncü maddesinin 3 üncü fıkrasında yapılan değişiklik ile eksik alınan veya hiç alınmayan gümrük vergilerine, gümrük yükümlülüğünün başladığı tarih ile vergilerin kesinleştiği tarih arasındaki süre için 6183 sayılı Kanuna göre gecikme zammı oranında faiz uygulanması imkanı getirilmiştir. Gecikme zammı oranında faiz uygulaması önceki düzenlemede de yer almakla birlikte, itiraz edilerek ihtilaf yaratılan tarih ile amme alacağının kesinleştiği tarih arasındaki süre için faiz uygulanmaktaydı. Yeni düzenlemede ise, gecikme zammı oranında faiz uygulamasının başlangıcını gümrük yükümlülüğünün başladığı tarihe kadar geriye götürme imkanına kavuşulmuştur.

Kanunun 194 üncü maddesine ilave edilen 5 inci fıkra ile de daha önce mevzuatımızda olmayan mahsuplaşma işlemi, dahilde işleme rejimi kapsamında yapılan ihracat esnasında ödenmesi gereken vergiler konusunda getirilmiştir.

Vergilerin Tebliği, Ödenmesi ve ZamanaĢımı Süreleri

Burada dikkati çeken ilk husus; düzeltme müessesesinin kanun metninden çıkarılıp, ödeme süresine ilişkin onbeş günlük sürenin verilmiş olduğudur. Yine, itiraz müessesesinin kullanılmasının veya idari yargı mercilerine başvurulmasının ödeme süresini keseceği Kanunun 198 inci maddesinde açıkça belirtilmiştir.

Kanunun 198 inci maddesinin 4 üncü fıkrasında yer alan yeni bir düzenlemeyle;

(10)

10 tercihli tarife uygulamasında kullanılan dolaşım belgelerinin karşı ülke idaresince yanlışlıkla onaylandığının tespit edildiği, ancak yükümlünün, gümrük mevzuatının gerektirdiği yükümlülüklerin yerine getirilmesinde tüm özeni gösterdiği durumlara ilişkin olarak, tercihli tarife uygulanması nedeniyle tahakkuk ettirilmeyen vergilerin sonradan istenemeyeceği belirtilmiştir.

Ayrıca, Kanunun 197 inci maddesinin 4 üncü fıkrasında yapılan değişiklik ile gümrük vergileri alacakları için Türk Ceza Kanunu‟ndaki dava ve ceza zamanaşımı sürelerinin uygulanabilmesi için ceza davasının açılmış olması şartı getirilmiştir.

Teminat ve Gecikme Zammı Uygulamaları

Yapılan düzenlemeler ile, gümrük idarelerince alınacak teminatın gümrük vergilerinin yanında diğer kamu alacaklarının da ödenmesini sağlamak üzere vergiler tutarının % 20 fazlasıyla alınacağı belirtilmiştir.

Gecikme zammı konusunda yapılan değişiklikler ile şartlı muafiyet düzenlemesi kapsamında eşyanın indirimli teminattan yararlandığı durumlarda gecikme zammının, teminatın nakit verilen kısmı dışında kalan kısmı ile teminat verilmeyen kısmın tamamı için uygulanacağı belirtilerek, uygulamada yaşanan sıkıntılar konusunda açıklık getirilmiştir.

Geri Verme ve Kaldırma

Bu alanda yapılan en önemli değişiklik, gümrük vergileri için uygulanan geri verme ve kaldırma işlemlerinin artık para cezalarına ilişkin olarak da uygulanabilecek olmasıdır. Diğer taraftan, mülga Gümrük Yönetmeliği‟nde 500.000 TL‟nin üzerinde geri verme veya kaldırma kararını vermeye yetkili birimin Gümrük

Kontrol Genel Müdürlüğü olduğu açıkça belirtilmiş iken, yürürlükteki Gümrük Yönetmeliği‟nde 500.000 TL‟nin üzerindeki geri verme veya kaldırma kararını vermeye yetkili birimin Müsteşarlık olacağı belirtilmektedir.

Fazla ÇalıĢma Ücretleri

Fazla çalışma ücretleri konusunda yapılan düzenlemeler, Gümrük Müsteşarlığı personelinin beklentilerine cevap vermemiştir. Buna karşın, fazla çalışma saat ücretleri indirilmek suretiyle iş dünyasının beklentilerinin karşılandığını söyleyebilmekteyiz.

Gümrüklerde ĠĢ Takibi

Yapılan değişiklikler ile iki alanda gümrüklerde iş takibi konusunda dikkat çekici düzenlemeler yapılmıştır.

Bunlardan ilki; geçerli bir vekaletnameye istinaden ticari miktar ve mahiyet arz etmeyen eşyanın ve özel kullanıma mahsus taşıt araçlarının gümrük işlemlerinin yapılması konusunda gerçek kişilere yetki verilmiş olmasıdır. Bu şekilde, bugüne kadar fiilen gümrüklerde iş takibi yapan yetkisiz kişiler, sınırlı da olsa hukuki bir zeminde iş yapma imkanına kavuşmuştur.

Diğeri de; posta yolu veya hızlı kargo taşımacılığı kapsamında gelen ya da gönderilen miktar ve değeri Bakanlar Kurulunca belirlenecek eşyanın, gümrükçe onaylanmış işlem ve kullanıma tabi tutulması hususunda posta idareleri veya hızlı kargo şirketlerinin dolaylı temsilci olarak yetkili kılınmasıdır.

Yapılan önemli bir değişiklik de; Kanunun gümrük müşavir yardımcısı olabilme şartlarını düzenleyen 227 inci maddesindeki staj ve sınava ilişkin koşullar haricindeki diğer koşullarının, özel hukuk tüzel kişilerinin doğrudan temsil yoluyla

(11)

11 gümrük idarelerinde iş takibi yapacak personeli için de aranması olmuştur. Bu değişiklik ile gümrük idarelerinin muhatap olduğu kitlenin niteliğinin artırılmaya çalışıldığını söylemek mümkün olmakla birlikte, bu hükmün uygulamasının pek çok sıkıntı ve sızlanmayı da beraberinde getireceği düşünülmektedir.

Doğrudan ve dolaylı temsilcilerin bu Kanunda öngörülen faaliyetleri yapmalarına engel bir vücut ve akıl hastalığının bulunmaması, tereddüt halinde Müsteşarlık tarafından tam teşekküllü resmi sağlık kurumlarından sağlık raporu talep edileceği hususu, Kanunun 225 inci maddesine eklenmiştir.

Ayrıca, gümrük müşavirlerinin kuracağı tüzel kişiliklere, gümrük müşavir yardımcılarının da ortak olabileceği Kanunun 229 uncu maddesinde belirtilmek suretiyle, fiili durum ile yasal mevzuatın uyumu sağlanmıştır.

Ceza Uygulamaları

Bu bölümde dikkat çeken ilk husus;

Kanunun 231 inci maddesindeki; „KMK da tanımlanan fiillerin ancak taksirle işlenmeleri durumunda, bu kanun hükümlerine göre idari para cezası verileceği‟ hükmü ile Gümrük Yönetmeliğinin 579 uncu maddesinde yer alan „Soruşturma veya kovuşturma sonucunda kanunda tayin edilen cezalardan daha ağır bir para cezasına karar verildiği ve bu karar kesinleştiği takdirde hükmolunan paranın tahsili şartıyla kanuna göre verilmiş olan ceza kaldırılır ve alınmış olan para geri verilir‟ hükmünün uygulamasında yeterli bir açıklığın bulunmaması olmaktadır. Şöyle ki;

Fiilin, Kaçakçılıkla Mücadele Kanununa temas eder yönünün bulunmadığına kanaat getirildiği durumlarda; Gümrük Kanunu hükümlerine göre idari para cezası

tahakkuk ve tahsil edileceği hususunda tereddüt bulunmamaktadır.

Ancak fiilin, Kaçakçılıkla Mücadele Kanununa temas ettiği kanaatine varıldığında ise; Gümrük Kanununa göre para cezası uygulanıp uygulanmayacağı noktasında tereddütler yaşanmaktadır.

Bir yanda; aynı kabahat fiili için hem KMK hem de Gümrük Kanununda yer alan idari para cezasını öngören madde hükümleri uyarınca Kabahatler Kanununa göre takibat yapılamayacağı görüşü, diğer yanda da; fiil için Gümrük Yönetmeliğinin 579 uncu madde hükmü uygulamasının ancak para cezasının tahakkuk ve tahsili ile mümkün olabileceği görüşü yer almaktadır.

Kanaatimizce; konuya ilişkin yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar, fiilin kaçakçılıkla mücadele kanununa temas ettiği durumlarda hem kaçakçılık kanununa hem de gümrük kanununun para cezalarını öngören madde hükümlerine göre işlem yapılması gerekmektedir.

Bu bölümde yapılan bir başka değişiklik de Gümrük Yönetmeliğinde yapılan düzenlemeyle, gümrük idare amiri yanında gümrük müdür yardımcılarının da para ceza kararlarını verebilmesi olmuştur.

Kanunun 232 inci maddesinde yapılan düzenlemede; gümrük vergileri ile birlikte alınması gereken tüm para cezalarının bu vergiler ile eş zamanlı olarak karara bağlanarak tebliğ edileceği ve aynı zamanda ödeneceği benimsenmiştir.

Kanunun 233 üncü maddesinde sadece muhbir ikramiyesinin ödeneceği vurgulanarak, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu ile uygulaması kalmayan maddeye kısmen de olsa işlerlik kazandırılmıştır.

Kanunun 234 üncü maddesinde yapılan düzenlemeler ile belirli gümrük rejimlerine

(12)

12 ilişkin olarak yapılan beyan ile muayene veya denetleme veya teslimden sonra kontrol sonucunda tespit edilen aykırılıklara ilişkin cezai hükümler tespit edilmiştir. Burada rejimlerin özellikleri göz önünde bulundurularak para cezaları açısından kademeli bir ayrıma gidilmiştir.

Dahilde işleme rejimi, gümrük kontrolü altında işleme rejimi ve geçici ithalat rejimlerinde beyan ve muayene arasında saptanacak farklılıklara ilişkin olarak da cezai hüküm uygulanacağı açıkça belirtilmiştir. Yükümlünün cezai durumu kendiliğinden bildirmesi durumunda, öngörülen cezaların yarısının tatbik edileceği belirtilmiştir.

Kanunun 237 inci maddesine ilave edilen 5 inci fıkra ile eşya miktarının gümrük idaresince belirlenmediği ve rejim beyanının belgelerine göre yapıldığı durumlarda tespit edilecek miktar farklılıklarının özet beyan eksiklik ve fazlalığı olarak değerlendirileceği ifade edilmiştir. Yapılan özet beyan eksiklik/fazlalık takibatı sonucunda miktar farklılığı nedeniyle cezai durumun ortaya çıkması halinde ise, özet beyan eksiklik/

fazlalık hükümlerine göre işlem yapılacağı belirtilmiştir. Bu şekilde, serbest dolaşıma giriş rejim beyanından sonra özet beyan hükümleri takibatı yapılmasına ilişkin uygulama mevzuatımıza girmiştir.

Kanunun 238 inci maddesinin uygulamasında, Kanunun 241 inci maddesinin ilgili fıkralarında belirtilen ve usulsüzlük cezasının uygulanması öngörülen durumlar dışında rejim ihlalinin söz konusu olduğu belirtilmiştir.

Kanunun 241 inci maddesinin 1 inci fıkrasında yapılan düzenleme ile bu kanunda ayrı bir ceza tayin edilmiş haller saklı kalmak üzere, bu kanuna ve bu kanunda tanınan yetkilere dayanılarak çıkarılan ikincil düzenlemelerle getirilen hükümlere aykırı hareket edenlere söz konusu düzenlemelerde açıkça öngörülmüş

olması kaydıyla “60 TL” usulsüzlük cezası uygulanacağı belirtilmiştir. Gümrük Yönetmeliğinin 584 üncü maddesinde ise, Müsteşarlıkça yayımlanan diğer Yönetmelik ve Tebliğlerde açıkça belirlenen fiillerle birlikte, Yönetmeliğin 82 nolu ekinde yer alan listedeki fiilleri işleyenlere, Kanunun 241 inci maddesinin birinci fıkrası hükmü uyarınca “60 TL”

usulsüzlük cezası uygulanacağı belirtilmiştir.

Ġtiraz Müessesesi

Kanunun 242 inci maddesinde, yükümlülerin kendilerine tebliğ edilen gümrük vergileri, cezalar ve idari kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren “onbeş gün”

içinde bir üst makama, üst makam yoksa aynı makama verecekleri bir dilekçe ile itiraz edebileceği belirtilmiş, önceki düzenlemede yer alan ve beklenen faydayı sağlamayan düzeltme talebi uygulamasından vazgeçilmiştir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu para cezaları ilgilisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde işletmecinin gelir veya kurumlar vergisi yönünden bağlı olduğu vergi dairesine ödenir,

MADDE 18- 1/2/2018 tarihli ve 7076 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul

MADDE 55- 1. Aksine hüküm bulunmadıkça; niteliğine, miktarına, menşeine, yükleme veya varış ülkesine bakılmaksızın, bir eşya, belirlenmiş şartlar altında

bulunulması gerektiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde bulunmayan kişiler, gümrük vergilerinden sorumludur. ilgili diğer bilgileri görmek için tıklayınızMADDE 190-

2) 3 üncü maddenin son fıkrasının birinci cümlesi hükmüne aykırı hareket edilmesi, 3) Teknik müşavirlik kuruluşuna son bir yıl içinde üç defa idari para

MADDE 18- 3194 sayılı Kanunun Ek-2 nci maddesine son fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir. İmar planlarının tanziminde, planlanan beldenin

2) Bu Kanunun 75 inci maddesinin ikinci fıkrasının (5) numaralı bendinde yazılı menkul sermaye iratlarından (Hazine tarafından yurt dışında ihraç edilen menkul

MADDE 36 – 25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun geçici 30 uncu maddesinin madde başlığında yer alan “ve stratejik” ibaresi