• Sonuç bulunamadı

ÇIKARDILAR. taslağına göre artık ilköğretim öğrencilerine sadece Atatürk ün ailesi öğretilecek!

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "ÇIKARDILAR. taslağına göre artık ilköğretim öğrencilerine sadece Atatürk ün ailesi öğretilecek!"

Copied!
16
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

KURULUŞ: 1921 6 EYLÜL 2017, ÇARŞAMBA

www.aydinlik.com.tr

VATAN EMEK NAMUS VATAN EMEK NAMUS

FETÖ’cü akademisyenlerin GATA’da doçentliğe yükselmek için geliştirdiği taktik, hazırlanan id- dianamede açığa çıktı. FETÖ, örgüt elemanlarının makalelerini yayımlamak için hakemli dergi kurdu.

Orhan Yücel’in kurduğu Journal of Clinical and Analitical Medicine, “GATA’nın Zaman gazetesi”

olarak tarif edildi. TURANSALCI’nınhaberi8’de

’ı

RIZA ZELYUT

Dilsiz şeytanların cahilliği

4

sayfa

MEHMET AKKAYA

Böyle bir sendikacılık duydunuz mu?

6

sayfa

MEHMET FARAÇ

İzmir köftenin

efsunlu rantı

9

sayfa

SABAHATTİN ÖNKİBAR

Kılıçdaroğlu

koltuğu kurtardı

10

sayfa

İSMET ÖZÇELİK

Halk karar

aşamasında

10

sayfa

SONER POLAT

ABD’nin müdahale yöntemleri-2

11

sayfa

MEHMET YUVA

Suriye: 3

Katar: 1

14

sayfa

Amiral Soner Polat’ın önemli saptaması dikkatinizi çekti mi? Atlantik’e neden elveda? Vatan bütünlüğü niçin Avrasya’da? Ergenekon’daki Atlan- tik-Avrasya savaşı dersleri. Atlantikçilerin yolları niçin kapalı? AKP ve MHP’deki bölünmenin güncel anlamı? Abdullah Gül-Davutoğlu ve Akşe- ner nereye koşuyorlar? Güneş bölünürse Türkiye’ye ne olur? Güneş Ba- tı’dan doğarsa, başımıza neler gelir?

oğu PERİNÇEK

Güneş Batı’dan doğarsa Türkiye bölünür

D

8’de BERLİN’de düzenlenecek Çalıştay,

Potsdam Üniversitesi’nde yapılacak.

Çalıştay’ın açılış ve kapanış konuşma- larını Sabancı Üniversitesi Sosyal Bi- limler Fakültesi Öğretim Görevlisi Hül- ya Adak yapacak. Çalıştay’da Koç, Bilgi, Ankara ve Altınbaş üniversitele- rinden de akademisyenler katılacak.

SADECE SOYKIRIMCILAR

LEPSİUSHAUS Potsdam Enstitüsü, sözde Ermeni Soykırımı konusunda Av- rupa’da çalışmalar yapıyor. Enstitü adını, sözde soykırımı kanıtlamak için çaba sarfeden Johannes Lepsius’den alıyor.

Etkinliğin resmi sitesi ile duyurularında Sabancı Üniversitesi’nin işbirliği açıkça gösteriliyor. 9’da

DÜZENLEYİCİLERİ ARASINDA

AMilliFutbolTakımımız,Ukraynamağlubiyeti sonrası, Hırvatistan’a karşı ‘ya tamam, ya devam’maçınaçıktı.Eskişehir’deoynanan mücadeleyiAy-Yıldızlılarımız,CenkTosun’un golüyle 1-0 kazanarak, Dünya Kupası’na gitmeumutlarınıson2maçataşıdı.

ISSN 2146-2356

Emekli büyükelçilerden CHP’li Onur Öymen, ‘Referandum Barzani’nin hakkı’ diyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan bu sözlerine açıklık getirmesini istedi

İzmit

Körfezi’nde petrol sızıntısı!



Yenidoğan ünitesinde yangın çıktı

MilliEğitimBakanlığınınyenimüfredat taslağınagöreartıkilköğretimöğrencilerine sadeceAtatürk’ünailesiöğretilecek!

Toner’den Astana çıkışı

ÇAĞIRILMADIK

LKOKULDAN

’Ü ÇIKARDILAR

Vatan Partisi’nin anayasa değişikliği teklifi ile ilgili yaptığı ‘tuzak’ açıklamasıyla Aydınlık’ın ısrarlı yayınları, AKP yönetimi ve çevrelerinde karşılık buldu

MEB’e mercek tutuyoruz; sayfalarımızı eğitim uzmanlarına, velilere ve öğrencilere açıyoruz.

Sabancı Üniversitesi’nin desteğiyle bazı kuruluşlar Berlin’de sözde Ermeni Soykırımı Çalıştayı düzenliyor. AİHM’nin ‘1915 olaylarına soykırım denemez’ kararına rağmen düzenlenecek çalıştay tepki çekti

KILIÇDAROĞLU’nun, Kuzey Irak’taki söz- de bağımsızlık referandumuna destek için Türkiye’de kurulan heyete söylediği sözler CHP’de yeni bir tartışma başlattı. Bu sözleri Kılıçdaroğlu’nun bizzat kendi ağzından duymak istediğini belirten Öymen, “Atatürk zamanından beri istisnasız bütün Türk hü- kümetleri ve belli başlı siyasi partiler, Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü savun- muştur” diye konuştu. 11’de

AOÇ tepkisi büyüyor

TURHANÖZLÜ’nünyazıdizisi2’de

FETÖ sicili-3

Kılıçdaroğlu’nun

Zekeriya Öz’e bile kefil oldu

ERGENEKON ve Balyoz tertiplerinde Kılıçdaroğlu yönetiminin sesi çıkmadı.

General ve amirallerin Silivri ve Hasdal cezaevlerine doldurulduğu günlerde Kılıçdaroğlu “Darbeciler yargılansın”

sözleriyle operasyona desteğini açıkla- mıştı. CHP yönetimi, FETÖ’ye yapılan operasyonlarda ise çeteyi cansiperane savundu. Zaman’ın kapısından ayrılmadı.

YENİ DÖNEMİN STRATEJİ VE SİYASETLERİ-6

AYDINLIK’ın henüz taslak halindeyken duyurduğu Milli Eğitim Bakanlığı’nın Ata- türk’ü ve Cumhuriyet’i müfredattan sildiği kitaplar yayımlandı. Bütün eleştirilere rağmen ders kitaplarında Atatürk, Kurtuluş Savaşımız ve Cumhuriyet Devrimleri yok sayıldı. Osmanlı lokumunun bile daha fazla anlatıldığı Sosyal Bilgiler kitabında, Cumhuriyet Devrimleri kendine yer bulamadı. Türbanın ders kitap- larına 1’nci sınıftan girmesi ve türbanlı kadın görselleri kullanılması da dikkat çekti.

ÖZLEMKONURUSTA’nınhaberi4’te

3

Sayfa

6

Sayfa

3

Sayfa

Öymen: Açıklık getirsin Öymen: Açıklık getirsin Öymen: Açıklık getirsin Öymen: Açıklık getirsin Öymen: Açıklık getirsin Öymen: Açıklık getirsin

Büyüleyen parmaklardan ezgiler

Baba sahne Hamlet’le açılıyor

13

Sayfa

13

Sayfa

ÖNCEKİ gün hayatını kaybeden usta ga- zeteci Doğan Yurdakul’u, mücadele arkadaşı Kabil Kocatürk Aydınlık’a anlattı. 1972’de Yurdakul’la beraber yakalandıklarını hatır- latan Kocatürk, yaşamını yitirmeden önce Yurdakul’un kendisine, “Ben Aydınlıkçıyım!

Beni yetiştiren Aydınlık gazetesidir. Eğer Aydınlık olmasaydı ben ne gazeteci ne de yazar olabilirdim” dediğini söyledi. 3’te

‘Beni yetiştiren Aydınlık gazetesi’

‘Beni yetiştiren Aydınlık gazetesi’

YARGITAY Başkanı İsmail Cirit, yargıya güvensizliğin FETÖ kadrolaşmasından kay- naklandığını söyledi. Cirit, hâkimler, sav- cıların 15 Temmuz’a karşı net tavır aldıklarını da belirterek, “Görevimiz, ön yargıyla dav- ranmak değil” dedi. FETÖ’den yargılanan yargı mensuplarına da değinen Cirit, “Yargı yetkisini örgüt amaçları doğrultusunda kullananlara adaletten başka borcumuz bulunmamaktadır” ifadelerini kullandı. 9’da

FETÖ yargıya güveni sarstı

EY SABANCI

REZALETİDURDUR !

1.5 TL

Biz bitti demeden

BRICS Liderler Zirvesi sonunda basın toplantısı düzenleyen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, “Deyrezor operasyonu bittiğinde bu durum, te- röristlerin ciddi bir yenilgiye uğradığı, Esad hükümetinin tartışılmaz bir üstünlük sağladığı anlamına gelecek” dedi. Yol haritasını da açıklayan Putin, “Bundan sonraki adımlarsa ateşkesi güçlendirmek, siyasal süreci başlatmak ve ülke ekonomisini yeniden ayağa kaldırmak olmalı”

ifadelerini kullandı. 14’te

Deyrezor ile durum değişti

Vladimir Putin

16 köylünün katili

ölü ele geçirildi Şubelere delege operasyonu

Kızıl geyiklerden sevindiren haber Kızıl geyiklerden sevindiren haber

Kızıl geyiklerden sevindiren haber Kızıl geyiklerden sevindiren haber Kızıl geyiklerden sevindiren haber

Kızıl geyiklerden sevindiren haber

Aydnlk, 15 Ocak ve 19 Temmuz 2017 tarihlerinde müfredat henüz taslak halindeyken Atatürk’ün adnn silindiini yazmt.

Doğu Perinçek ve Soner Polat Berlin’e gidiyor

YERYÜZÜ üzerinde yaşayan en büyük geyik türlerinden ve Türkiye’nin en büyükkaramemelisindenbiriolankızılgeyiklerinsayısınıartırmakiçinDoğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen çalışmalar sürüyor. Orman ve Su İşleri Bakanlığı ile Uludağ Üniversitesi’nin 2004’te başlattığıçalışmaylaBursa’da10olankızılgeyiksayısı90’aulaştı.4’te Çaltay’da özellikle 5. panelde “Ermenilerin ve Kürtlerin kaderleri arasndaki kenet-

lenme” ileniyor. “Ermeni soykrm” yalan, 1980 sonrasnda Kürdistan’n kurulmas

amac için kullanlmaya baland. Psikolojik savan hedefi ise Türk Ordusu’nun yap- trm gücü kullanmasn engellemek ve Türkiye’yi, vatann savunamaz hale getirmek...

Doan Yurdakul

smail Rütü Cirit

Gülsin Onay Onur Öymen

BİTMEZ BİTMEZ BİTMEZ BİTMEZ BİTMEZ BİTMEZ

1-0

SPOR’da

12 Dev Adam son 16’da

(2)

GENELKURMAY Başkanı Işık Koşaner ve Kuvvet Komutanlarının istifaları Kılıçdaroğlu’na göre “normalleşmenin” bir gereğidir. Silahlı Kuv- vetlerin terfi sistemine yapılan açık müdahaleler ve FETÖ’cü tertipler karşısında Kılıçdaroğlu “Askeri atamalarda tasfiye görüntüsü olmadığını” söyle- miştir. (Aydınlık, 3 Eylül 2011.) “Darbeciler yar- gılanıyor” diye general ve amirallerin Silivri ve Hasdal cezaevlerine doldurulduğu günlerde Kı- lıçdaroğlu “Darbeciler yargılansın” sözleriyle ope- rasyona desteğini açıkladı.

Kılıçdaroğlu, 2012 Ocak ayı başında Orgeneral İlker Başbuğ’un da “görevi kötüye kullanmaktan yargılanmasını” istedi. Başbuğ’un tutuklanmasını da yeterli görmüyordu; “Başbuğ yetmez atayanlar da sorumlu” diyordu. (Habertürk, 8 Ocak 2012.) Önceki genelkurmay başkanı Yaşar Büyükanıt’ın da “yargılanmasını” istiyordu. ( Meclis Grup top- lantısı, 12 Ocak 2012.)

FETÖ’CÜ YARGIYA GÜVENLERİ TAM

Kılıçdaroğlu aynı günlerde The Washington Post’ta çıkan yazısında Ergenekon, Balyoz vb.

davalar için “çok ihtiyaç duyulan katarsis (arınma) için fırsat olabilirdi” demektedir. (Hürriyet, 7 Şubat 2012.) Hükümet tüm muhalifleri komplo içinde gördüğü için bu fırsatı değerlendireme- miştir!

Silivri yargıçlarının “adalet dağıtmadıkları, ada- letin temsilcileri olarak anılmayı hak etmedikleri, Silivri’nin bir toplama kampına benzediği” türden sözler tertiplerin artık çöktüğü süreçte dillendirildi.

CHP içinde ve dışındaki yoğun tepkileri yatıştırma amaçlıydı.

Ama Kılıçdaroğlu bir kez olsun hedef tahta- sındaki Türk ordusunu sahiplenmedi.

Balyoz davası duruşmalarına ve protesto ey- lemlerine katılmadığı için yapılan eleştirilere karşı kendini şöyle savunmuştur: “Bir genel başkan olarak yargıyı etkiliyormuş gibi bir görüntü vermek istemiyorum. Dışarıya karşı bir darbe davasını destekler konuma düşmek istemiyorum.” (Melih Aşık, Milliyet, 18 Temmuz 2013.)

Sanki ortada bir yargılama vardır! Sanki Silivri’de olup biten bir darbe davasıdır! Gazeteci Melih Aşık şöyle yazıyordu: “Balyoz davası bir yargı ve hukuk sorunun ötesinde Silahlı Kuvvetlere yönelik bir tasfiye hareketidir. Bir liderin bu konuda söyleyeceği sözü olmaz mı?” (Agy.)

Tayyip Erdoğan’ın, “Bugün Mısır, yarın belki Türkiye” sözleri üzerine Kılıçdaroğlu şöyle sesle- niyordu: “Korkma Sayın Başbakan, bu ülkede darbeye karşı gerekirse tek başına direnecek CHP var.”

CHP yönetimi, uydurma bir darbeye ve dar- becilere karşı mücadelesinde göğsünü AKP ve FETÖ’ye siper etti. Böylece hem TSK’ya karşı

yapılan darbenin

gizlenmesine hizmet etti; hem de Ergenekon- Balyoz vb. davalara meşruiyet kazandırmaya ça- lıştı.

Balyoz kapsamında 63 üst düzey komutan tutuklandığında Genelkurmay’ın yaptığı, “anla- makta güçlük çekiyoruz” açıklamasına ilk tepki CHP’den geldi. Grup Başkan Vekili Akif Hamzaçebi,

“Aşırı bir hassasiyet. Sonuçta işleyen bir yargı süreci var” diyordu.

Bu sözler yargıda FETÖ’cü Gladyo yapılan- masına karşı Türkiye’nin ayağa kalktığı bir dönemde söylenmektedir.

13 Aralık 2012, 8 Nisan 2013, 5 Ağustos 2013 gibi büyük kitlesel eylemlere de katılan, Silivri duruşmalarını izleyen, bir kısım milletvekilinin tavırlarına karşın CHP yönetiminin tutumu böy- ledir.

‘KİMSE YARGILAMADAN AZADE DEĞİLDİR’

Ergenekon ve Balyoz gibi TSK’ya yönelik büyük tertiplere onay verildi. Kılıçdaroğlu, “kimse yargılamadan azade değildir” diyordu.

“Darbeciler yargılanmalı” ama yargılama “hu- kukun üstünlüğü içinde olmalıdır!” (Habertürk, 15 Mart 2011.)

“Uzun tutukluluk”, “adil yargılanma” gibi eleştiriler tertibe demokrasi örtüsü işlevi görmek- tedir.

Erdoğan, FETÖ ile aralarında sorunlar başladığı andan itibaren Ergenekon- Balyoz vb. kumpas davalara karşı çıkışlar yapmaya başladı. Örneğin 28 Şubat soruşturmalarıyla ilgili art arda tutukla- malara, “Birinci dalga, ikinci dalga, üçüncü dör- düncü dalga filan. Bundan bizler de ciddi manada rahatsızız” diyordu.

Kılıçdaroğlu’nun tutumu yine değişmedi: Er- doğan’ın bu açıklamalarına karşı “Yorum yapmam doğru değil” diyordu.

Gazeteci Melih Aşık şöyle yazmıştır:

“Kemal Bey bu konuda Erdoğan kadar rahatsız değil. Gereksiz tutuklamalara kar- şıyız gibi bir söz dahi çıkmıyor ağzından.”

(Milliyet, 17 Mart 2013.)

Tayyip Erdoğan’ın danışmanı Yalçın Akdoğan’ın “milli orduya kumpas kuruldu”

sözlerinden sonra bile CHP Orduyu sa- hiplenmedi. Kılıçdaroğlu “kumpas halka kuruldu” diyordu.

“Kimseden darbe yapmasını istemi- yoruz” sözleriyle de “darbe tehtidi”nin sürdüğünü söylemiş oluyordu.

Devlet Bahçeli de farklı değildir. 14 Ocak 2013 tarihli Meclis Grup toplantı- sında, “Asıl darbeciler arasına vatanseverleri karıştırıyorlar” dedi.

Tayyip Erdoğan’ların bile bir süredir terk ettiği “darbe” suçlamasını, CHP (ve MHP) liderleri üstlendiler.

CHP yönetiminden tertibin en başından çöküşüne kadar Türk ordusunu sahiplenen tek bir söz duyulmadı.

CHP’nin TESEV’ci milletvekili Binnaz Toprak’ın övgüleri partideki genel iklimi

yansıtıyor: “AKP’nin en önemli başarısı Orduyu siyasetin dışına çekmesidir.” (Kübra Par Habertürk, 21 Nisan 2014.)

O kadar ki, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu CHP yönetimine bir yanıt verme gereği duymuştur: “Ben bunun Türk ordusuna karşı bir hareket olduğuna inanıyorum.

Bu hareketin arkasındaki kişileri kahraman ilân etmeyi reddediyorum.” (Aydınlık, 2 Ocak 2014.) SAVCI ZEKERİYA ÖZ’E BİLE KEFİL

Kılıçdaroğlu işi Ergenekon-Balyoz tertiplerinin 1 numaralı ismi savcı Zekeriya Öz’ü sahiplenmeye kadar vardırdı. Hatta görevinden alındığında kefil oldu: “Uzun yıllar devlete hizmet vermiş bir savcıdır; söyledikleri büyük bir olasılıkla doğrudur”

diyordu. (Bkz. 10 Ocak 2014 tarihli gazeteler.) Türkiye’de bu tertipçi başını Cemaat dahil kimse Kılıçdaroğlu gibi cansiperane savunmadı.

Genelkurmay başkanı dahil, TSK’nın yüzlerce seçkin komutanını, siyasi parti genel başkanı ve onca aydını sahte belgeler, gizli tanıklarla zindanlara doldurma suçu “devlet hizmeti” diye aklandı.

Bir dönem İstanbul milletvekili ve sonrasında Kılıçdaroğlu’nun başdanışmanı Aydın Ayaydın’ın ayyuka çıkan Fetullah irtibatları, Ergenekon-Balyoz vb. tertipleri üzerine düşünceleriyle uyumludur:

“Ergenekon içinde çeteler var, mafyalar var. Yar- gılamaları doğru buluyorum.”

‘İYİ Kİ PARALEL YAPI VARMIŞ’

Cemaat yandaşlığına tepki gösteren Birgül Ayman Güler, Dilek Akagün Yılmaz, Süheyl Batum, Nur Serter, gibi çok sayıda milletvekili de tasfiye edildiler.

Gazeteci ve yazarlar da sürecin tanığıdırlar. Orhan Bursalı, “CHP’nin Silivri davalarında sahtekârlıkların ayyuka çıktığı en civcivli zamanlarda bile Cemaat’i hedef almadığını” ha- tırlatıyordu. (Cumhuriyet, 30 Aralık 2013.)

Daha da ötesinde Kılıçdaroğlu, Cemaat’e kefil olmakta ve adeta sözcüsü gibi davran- maktadır. 17 Aralık öncesinde, daha asıl kasetler

ortaya çıkmadan önce “Tayyip Erdoğan konuş- mamayı tercih ediyor, çünkü yapacağı her açık- lamanın belgeyle yalanlanacağını biliyor” diyordu.

(Milliyet, 1 Aralık 2013.)

Kılıçdaroğlu’nun Cemaat’in elindeki belge ar- şivine de vâkıf olduğu anlaşılıyor. Dahası Cemaat’in

“arşivine” güvenilmektedir: “O belgeler devam ederse hükümetin istifa etmesi lazım” diyordu.

(Milliyet, 4 Aralık 2013.) “İstifa” sözcüğü genel başkanlığından bu yana ilk kez kullanılmıştı.

AKP-Cemaat arasındaki kavganın zirveye çıktığı günlerde; Tayyip Erdoğan’ın, oğlu Bilal Erdoğan’la yaptığı konuşmanın kaseti yayımlandığında Kı- lıçdaroğlu gece MYK’yı topladı. Parti yöneticilerine

“oldukça kesin biçimde” konuştu; “görüntüler de var” dedi. (Utku Çakırözer, Cumhuriyet, 26 Şubat 2014.)

CHP Cemaat’e gövdesiyle de siper oldu.

Manisa Milletvekili Özgür Özel, “Bavulcu” Mehmet Baransu’yu şu sözlerle sahiplendi: “Baransu bir gün cezaevine düşerse ziyaret edecek tek kurum CHP olacaktır.” (Milliyet, 6 Aralık 2013.)

Gürsel Tekin ise Cemaat’e minnettardır:

“Bazen iyi ki paralel yapı varmış diyorum, nasıl öğrenecektik bu yolsuzlukları.” (Melih Aşık, Milliyet, 7 Şubat 2014.)

DOÇ. DR. HÜNER TUNCER AKP Hükümetleri tarafından Cum- huriyet tarihimizin unutturulmaya ça- lışıldığı ve Atatürk Cumhuriyeti’nin du- dak bükülerek “Eski Türkiye” olarak nitelendirildiği günümüz Türkiyesi’nde, Cumhuriyet rejimimize giden yolda te- mel taşları oluşturan olayları bir kez daha hatırlatmada yarar olacağı görü- şündeyim.

DERSİM’DE YOLLAR KESİLİNCE

Erzurum’dan Sivas’a giderken yolda başından geçen ilginç bir olayı Mustafa Kemal, özetle Nutuk’ta şöyle dile ge- tirmektedir: “Erzincan’dan batıya ha- reket ettiğimiz günün sabahı, Erzincan Boğazı girişinde bazı jandarma nefer- lerinin ve subaylarının heyecanlı ve telaşlı bir tarzda otomobillerimizi dur- durduklarını gördük. Vaziyeti izah ettiler:

‘Dersim Kürtleri, Boğaz’ı tutmuşlardır.

Tehlike var. Geçilemez.’ Bir karar ver- mem gerekti. Ben tayin olunan günde Sivas’ta bulunamazsam, şu veya bu se- beple korktuğum ve durduğum Sivas’ta ve her tarafta duyulursa panik başlaya- bilir, işler altüst olabilirdi. Kararım, teh- likeyi göze alıp yola devam etmek oldu.

Ben, evvela Boğaz’ın tutulduğuna

kani olmadım. Bunu, merkezi hükü- metin yandaşı olabileceğini tahmin et- tiğim bazı kimseler tarafından, sırf beni durdurmaya mecbur etmek için uydu- rulmuş bir plân kabul ettim. İkincisi, Dersim Kürtleri Boğaz’ı tutmuşlarsa, bunların alabilecekleri tertibatın uzak tepelerden yola ateş etmekten ibaret kalması, bence çok muhtemel idi. Kı- sacası, yürüdük, Boğaz’ı geçtik ve 2 Eylül 1919 günü Sivas’a ulaştık. Ahalinin şehrin çok uzaklarından başlayan büyük ve parlak tezahüratıyla karşılandık.”

KONGRE BİRLİĞİ SAĞLADI Ulusal Kurtuluş Savaşı’na giden yol- da, Mustafa Kemal Paşa’nın başkanlığı altında 4-11 Eylül 1919 tarihlerinde ya- pılan Sivas Kongresi, Doğu ve Batı il- lerinin ve Trakya’nın, yani bütün yurdun birliğini sağlamak amacını güdüyordu.

Bu kongre ile amaçlanan Türk ulusunu ve yurdunu tek bir kurulla temsil et- mekti.

Mondros Ateşkes Antlaşması’nın imza edildiği tarihte (30 Ekim 1918) ordularımızın bulunduğu sınırlar için- deki vatanın hiçbir şekilde bölünmez bir bütün olduğu ve işgalci güçlere karşı ulusal güçlerimizle vatanın savu- nulacağı, Sivas Kongresi’nde alınan kararların başında geliyordu.

Sivas Kongresi kararlarında Hilafet’in ve Saltanat’ın dokunulmazlığından söz edilmekle birlikte, “ulusal bağımsızlığın sağlanması” ve “ulusal istencin egemen olması” kavramlarına yer verilmesi, yeni bir demokratik rejime doğru gidişi ifade etmekteydi.

Yine Sivas Kongresi kararlarında, ulusların geleceklerini kendilerinin be- lirlemeleri ilkesi (self-determinasyon) vurgulanmak suretiyle, ulusal istence dayanmayan herhangi bir hükümetin kararlarının ulusça kabul edilemeyeceği belirtilmekte; vatanın ve ulusun birliği için kurulan bütün cemiyetlerin, “Ana- dolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Ce- miyeti” olarak isimlendirilmiş olduğu ilân edilmekteydi.

ÜLKEYİ YÖNETME AZMİ Sivas Kongresi kararlarını uygulamak üzere, Kongre tarafından bir “Heyet-i Temsiliye” seçilmişti. Heyet-i Temsiliye, bütün vatanı temsil edecekti. 16 kişilik bu heyete, Kongre’ce alınan kararları yürütmek ve ulusal örgütleri birleştirerek yönetme yetkisi verilmişti. 23 Nisan 1920 tarihinde Büyük Millet Meclisi’nin açılışına değin Mustafa Kemal, “He- yet-i Temsiliye Başkanı” olarak ülke işlerini yönetmekle görevlendirildi.

Sivas Kongresi’nde; Mustafa Ke- mal’in Nutuk’ta yer alan

sözleriyle, “her tür- lü işgal ve mü- dahalenin ve bil- h a s s a Rum- luk ve E r - meni- lik teş- kili gaye- sine yöne- lik hareketlerin reddi hususlarında birlikte müdafaa ve muka-

vemet esası kabul edilmişti.” Yine bu Kongre’de; Osmanlı Hükümeti’nin dev- letlerin baskısı karşısında memleketin herhangi bir parçasını terk ve ihmal et- mek mecburiyetinde kalması durumun- da, geçici idarenin oluşturulması üze- rinde karara varılmıştı.

MANDAYA İSYAN

Sivas Kongresi’nde “Amerikan gü- dümü (mandası)” sorunu da enine bo- yuna tartışılmıştı. Mustafa Kemal Pa- şa’nın arkadaşlarından Bekir Sami Bey,

“tam bağımsızlık” yerine, bütün Osmanlı

ülkesinin bir süre için Amerikan güdümü altına girmesinin daha doğru olacağı gö- rüşünü sa- vunmuş;

Kurtu- luş Sa- v a - şı’na b i z - z a t katıla- cak olan H a l i d e Edip Hanım da, geçici bir Ame- rikan güdümünü yeğlediğini açıklamıştı.

Burada şu noktanın özellikle altını çizmek isterim: Atatürk, kurulacak yeni Türk Devleti’nin kesinlikle “tam ba- ğımsız” olmasını amaçlarken, O’nun çevresindeki en yakın arkadaşları bile böyle bir düşüncenin gerçekleşebilmesini mümkün görememekteydi.

1919 yılı, Türkiye’nin geleceğini ha- zırlayan düşüncelerin ortaya atıldığı bir yıl olmuştu. Dağınık örgütlenmeler, Mustafa Kemal’in önderliğinde ulusal istenç ilkesi doğrultusunda bir araya getirilmiş, Türkiye’nin birliğini sağlama

ve yeni bir devlet biçimi ile yönetilmenin gereği ileri sürülmüştü.

KENDİ GÜCÜMÜZE DAYANDIK

1919 yılında Mustafa Kemal, bir yandan ülkeyi işgal etmiş olan düşman güçlerine karşı savaşımını sürdürürken;

öte yandan da, İtilaf Devletlerinin her isteğine hiçbir direniş göstermeden bo- yun eğen ve ulusal ayaklanmayı isyan olarak kabul eden Osmanlı Hüküme- ti’ne karşı mücadele etmekteydi.

Atatürk’ün görüşleri çerçevesinde ulusal egemenlik; ulusal sınırlarımız içinde öncelikle kendi gücümüze da- yanarak varlığımızı korumak, ulusun ve ülkenin mutluluğuna ve kalkınmasına çalışmak demekti.

Eğer bir devlet öncelikle kendi gü- cüne dayanarak varlığını sürdürmekten vazgeçerse, o devletin tam bağımsız olduğu söylenemez. İç ve dış politi- kasını dış güçlerin istekleri ve buy- rukları doğrultusunda saptayan ve uygulayan hükümetlerin iktidarında ülkemizin tam bağımsızlığından söz edilemez. Türkiye’de bundan böyle iktidara gelecek hükümetlerin, bu hususu göz ardı etmeden, Atatürkçü ilkelerin doğrultusunda ülkemizi yö- netmelerini salık veririm.

6 EYLÜL 2017, ÇARŞAMBA

2

Kılıçdaroğlu işi Ergenekon-Balyoz tertiplerinin 1 numaralı ismi savcı Zekeriya Öz’ü sahiplenmeye kadar vardırdı. Görevinden alındığında, “Uzun yıllar devlete hizmet vermiş bir savcıdır; söyledikleri büyük bir olasılıkla doğrudur” sözleriyle kefil oldu

FETÖ Sicili 3

Turhan ÖZLÜ

Kılıçdaroğlu’nun

ozgurlukmeydani@aydinlikgazete.com HAZIRLAYAN: ERCAN DLAPÇI

MANDACILARIN YENİLDİĞİ KONGRE

Yargıdaki FETÖ’ye kalkan oldular

Yargıdaki FETÖ’ye kalkan oldular

Yargıdaki FETÖ’ye kalkan oldular

Yargıdaki FETÖ’ye kalkan oldular

Yargıdaki FETÖ’ye kalkan oldular

Yargıdaki FETÖ’ye kalkan oldular

Yargıdaki FETÖ’ye kalkan oldular

Yargıdaki FETÖ’ye kalkan oldular

Yargıdaki FETÖ’ye kalkan oldular

CHP Genel Bakan Kemal Klçdarolu, Ergenekon tertibinin savcs

Zekeriya Öz’e de sahip çkt.

Sivas Kongresi 4-11 Eylül 1919

YARIN: FETÖ için hükümetle arabuluculuk.

CHP Genel Bakan Kemal Klçdarolu, 25-26 Nisan 2012 tarihleri arasnda Bosna Hersek’e gitti. FETÖ’nün Sema Eitim

Kurumlar’n da ziyaret etti. Geziyi FETÖ organize etti.

(3)

AYDINLIK / ANKARA ATATÜRK Or- man Çiftliği arazisi- nin ABD Büyükel- çiliği’ne satılmasını protesto etmek için Mimarlar Odası Ankara Şu- besi öncülüğünde yurttaşlar bugün ABD Büyükelçiliğine yürüyüş düzenliyor.

Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatıyla kurulan Atatürk Orman Çiftliği’nin (AOÇ) 37 bin metrekarelik arazisinin ‘yeni bü- yükelçilik binası yapılması’ için ABD’ye sa- tılmasına tepki her geçen gün büyüyor.

Amaç dışı kullanılan bu alana ABD Bü- yükelçiliği binası inşa edilmesine karşı yurt- taşlar harekete geçti. TMMOB Ankara Şu- besi önderliğinde düzenlenecek olan yü- rüyüşe Cumhuriyet Kadınları Derneği, Eği- tim-İş, Atatürkçü Düşünce Derneği ve çok sayıda demokratik kitle örgütü de destek verecek.

Saat 12’de Ankara’daki Konur Sokak’ta buluşacak olan yurttaşlar ABD Büyükelçi- liği’ne bir yürüyüş düzenleyecek. ABD Bü- yükelçiliği önünde sona erecek olan yürü- yüşün ardından bir basın açıklaması yapı- lacak ve ardından da eyleme katılan yurt- taşlar elçilik önüne siyah çelenk bırakacak.

CMYK

KISA

Cilvegözü açıldı dönüş başladı yürüş bugn

KURBAN Bayramı’nı ülkelerinde ya- kınları ile geçirmek için Hatay’ın Reyhanlı İlçesi Cilvegözü Gümrük Kapısı’ndan giden Suriyelilerin dönüşleri başladı.

Bayramlaşmak için 21 Ağustos’ta baş- layan ve 30 Ağustos günü sona eren çı- kışların ardından 5 gün kapalı kalan Cil- vegözü Gümrük Kapısı, dün yeniden tüm giriş ve çıkışlara açıldı. Bayram tatilini tamamlayanlardan gelmek isteyenler, Cilvegözü Gümrük Kapısı’ndaki pasaport veya Geçici Koruma Kimlik Belgelerinde yapılan giriş işlemlerinin ardından, servis araçları ile çıkışa kadar geldi. Kurban Bayramı nedeniyle 33 bin kişi çıkış yap- mıştı.

TIR ÇIKIŞLARI DA BAŞLADI Bu arada çeşitli ürünler taşıyan TIR’ların da çıkışlarına başlandı. TIR’lar Cilveg- özü’nden sonra Suriye Sınır Kapısı Bab- Al Hava arasında bulunan ara bölgede yüklerini indirdikten sonra tekrar Türkiye’ye dönüş yapmaya başladı.

Doğan Yurdakul’un arkadaşı Kabil Kocatürk:

Yurdakul bana ‘Eğer Aydınlık olmasaydı ben ne gazeteci-yazar olabilirdim ne de korkmamayı

öğrenirdim. Ben Aydınlıkçıyım! Ergenekon’da benim tutuklanmam tesadüf değil’dedi

HALİL SADRİ YILMAZ

H

AYATINI kaybeden usta gazeteci Doğan Yurdakul’u, yoldaşı Kabil Ko- catürk Aydınlık’a anlattı. 1972 yılında Yurdakul’la beraber yakalandıklarını hatırlatan Kocatürk, yaşamını yitirmeden önce kendisine şöyle dediğini belirtti: Beni yetiştiren Aydınlık gazetesidir. Eğer Aydınlık olmasaydı ben ne gazeteci ne de yazar olabilirdim.

Başta Aydınlık gazetesi olmak üzere Yenigün, Ulus, Vatan, Evrensel, Cumhuriyet, Siyah- Beyaz, Günaydın gazetele- rinde çalışan Doğan Yur- dakul, 3 Eylül tarihinde Datça’daki evinde hayatını kaybetti. Çarşamba günü (bugün) Ankara’da cenaze töreni yapılacak. Yurda- kul’u, TİİKP Şafak davasında beraber yargılandığı Devrimci Öğrenciler Birliği kurucularından Kabil Kocatürk anlattı.

‘AĞZIMA SİLAH DAYAYIP...’

1972 yılının Nisan sonlarında kendisiyle Söke’nin Avşar Köyü’nde tanıştığını aktaran Kocatürk, şöyle devam etti: “Ben Türkiye İh- tilalci İşçi Köylü Partisi (TİİKP) sorumlusu olarak Güneydoğu’da çalışıyordum. Hasan Güneş kimliğiyle oradaydım. Daşar Karadağ isimli arkadaşım orda Şükrü Doğan Yurdakul’u

‘Çiriş Ali’ olarak tanıttı. Üzerinde köylü kıyafeti, başında kasketi, tarım işçilerinin giydiği kah-

verengi yeşilimsi kadife pantalon, yine ayağında tarım işçilerinin giydiği lastik çizme vardı. Ta- nıştıktan bir süre sonra operasyon başladı.

Söke’de Daşar Karadağ, Ümit Üçok, ben ve Şükrü Doğan Yurdakul olmak üzere dört kişi birlikte yakalandık. Esas aranan ise Genel Başkan Doğu Perinçek’ti. Bizi yakalayan rütbelilerden birisi ağzıma silah dayayıp Doğu Perinçek’in yerini sordu. Hepimiz gözlerimizi kapattık ama hiçbirimiz ağ- zımı açmadık, onlara konuşmadık.”

‘ŞAFAK MI, İLK KEZ DUYUYORUM!’

Sıkıyönetim dönemiydi.

Ağır işkence gördüler. Ko- catürk şunları söyledi: “Do- ğan Yurdakul arkadaşlarını, partiyi, o dönem basılan Şa- fak gazetesinin nerde basıl- dığını, her şeyi biliyordu ama asla ve asla nerede olduklarını söylemedi. ‘Şafak dergisini ilk kez sizden duyuyorum’ cevabını verdi.

Hiçbir şeyi kabul etmedi. Kontrgerilla merkezinde ikimizi karşılıklı iskemleye oturtup sorgulama yaptılar. Benim gözlerim açık, onun gözleri bağlı.

Ona benim üzerimde çıkan kimliği sordular: ‘Hasan Güneş kimdir’ diye.

Tabi biliyor devrimci olduğumu ama dedi ki: ‘O bir tarım işçisi. Doğudan geldi, burda zeytin topluyor.’ Hiçbir bilgi vermedi, sonuna kadar direndi.

Ser verip sır vermeyen partili bir tu-

tum aldı. Sonra bizi tutuk-

layıp Şirinyer Askeri Cezaevi’ne gö- türdüler. Ben orada, mahkemede, adının Şükrü Doğan Yurdakul oldu- ğunu, Ankara Hukuk Fakültesi’ni bi- tirdiğini, Fransa’da da eğitim aldığını, hepsini sonradan öğrendim ve ona daha çok saygı duydum.”

‘KANLI PANTOLON’

DİRENİŞİNİ BAŞLATIYOR Yurdakul’un babası Vali Şekip Yurdakul ile dönemin Başbakanı Ferit Melen’in aile dostu olduğunu belirten Kocatürk, sözlerini şöyle sür-

dürdü: “Yurdakul’un giydiği kahve- rengi pantolon, gördüğü işkenceler sebebiyle boydan boya kurumuş kanla kaplıydı. Annesi Nermin Hanım’a yı- katmak için çamaşırlarını verirken, kanlı pantolonunu da vermiş. Nermin Hanım pantolonu

yıkamadan Fe- rit Melen’e götürüp ma- sasına fır- latmış. Me- len’e ‘Siz reformcu olarak gel- diniz ama Yurdakul’a yaptığınız zulüm masanızda’ demiş.

Melen cezaevine telefon

açıyor ve uyarıyor. Bu kanlı pantolon olayından sonra ülkenin birçok yerinden anneler kanlı pantolon bırakma eylemleri yaptı. Bu büyük bir direniştir.”

‘AYDINLIKÇIYIM’

71 yaşında hayatını kaybeden Yurdakul’u en son bir cenazede gördüğünü dile getiren Kabil Kocatürk, onun Aydınlıkçılığıyla gurur duyduğunu anlattı: “‘Beni yetiştiren Aydınlık gazetesidir. Eğer Aydınlık olma- saydı ben ne gazeteci-yazar olabilirdim ne de korkmamayı öğrenirdim. Ben Aydın- lıkçıyım!’Ergenekon’da benim tutuklanmam tesadüf değil’ dedi. Güle Güle Koca Yürekli Arkadaşım, Işıklar İçinde Uyu.”

Beni yetiştiren Aydınlık’tır

Beni yetiştiren Aydınlık’tır

Beni yetiştiren Aydınlık’tır

Beni yetiştiren Aydınlık’tır

Beni yetiştiren Aydınlık’tır

Beni yetiştiren Aydınlık’tır

D

YARBAKIR’n Lice lçesi krsal kesiminde çatma- da etkisiz hale getirilen PKK’l ‘Dijvar’ kod adl PKK’l te- rörist Mehmet Barkn’n, 16 ki-

inin yaamn yitirdii Dürümlü Köyü’ndeki bomba yüklü kam- yonun infilak ettirilmesi dahil birçok eyleme katld belirtil- di.

Lice lçesi’ne bal Balan Köyü’nde bölücü terör örgütü mensuplarn etkisiz hale getir- mek ve ibirlikçilerini yakalamak amacyla 3-4 Eylül tarihlerinde operasyon düzenlendi. Operas- yon srasnda mühimmat ve teç- hizat ile birlikte Balan Köyü içerisinde ölü ele geçirilen terö- ristin, 1988 rnak doumlu, ‘Dij- var kod adl Mehmet Barkn ol- duunu tespit edildi.

Diyarbakr Valilii’nin açkla- masnda, bu teröristin dier PKK’llarla katld eylemler ile ilgili öyle açkland:



21 Eylül 2015; Dicle lçe merkezindeki Kaymakamlk ko- nutu, lçe Emniyet Müdürlüü Hizmet binas ve zrhl kobra aracna roketatarl saldr,



26 Aralk 2015; Ergani

lçe merkezindeki Kaymakam- lk konutuna roketatarl saldr,



16 Ocak 2016; Kocaköy

lçe Jandarma Komutanlna roketatarl saldr,



5 ubat 2016; Hani lçesi Vezirboaz bölgesindeki Üs bölgesine roketatarl saldr,



18 ubat 2016; Dicle l- çesi Taal Köyü yol ayrmn- daki yol kontrol faaliyetinde görevli personele silahl saldr,



21 ubat 2016; Diyarba- kr-Bingöl Karayolu, Çalbükü Köyü mevkiinde yol kesme ve araç yamalanmas,



1 Mays 2016; Dicle lçe Jandarma Komutanlna patla- yc madde yüklü araçl saldr

neticesinde 1 personelin ehit edilmesi, 36 personelin yara- lanmas,



12 Mays 2016 tarihinde, Diyarbakr ili Sur ilçesi Sarka- m Köyü Dürümlü mezrasnda patlayc yüklü kamyonun in- filak ettirilmesi neticesinde, 16 vatandan ehit edilmesi, 23 vatandan yaralanmas.

16 köylünün katili ölü ele geçirildi

Bombalı aracı patlattılar

PKK’lılar, 12 Mayıs 2016 gecesi karakola saldırmak için hazırladıkları 15 ton bomba yüklü kamyoneti Sur kırsalındaki Dürümlü’de saklamak istediler.

Köylüler kabul etmedi. PKK’lılar silah çekip tehdit etti. Ardından köylüler bomba yüklü aracı takibe aldı. PKK’lılar aracı

bırakıp kaçmak zo- runda kaldı. Köy- lüler aracın yakı- nındayken PKK’lılar kamyoneti havaya uçurdu. 16 köylü hayatını kaybetti.

lay yerinde 5 metre derinliğinde 30 metre genişliğinde çukur oluştu.

Kabil Kocatürk

Hasan Yalçn Doan

Yurdakul

YOLDAŞI KOCATÜRK’ÜN

ANLATIMIYLA YURDAKUL:

(4)

YERYÜZÜ üzerinde yaşayan en büyük geyik türlerinden ve Türkiye’nin en büyük kara memelisinden biri olan kızıl geyiklerin (cervus elaphus) Orman ve Su İşleri Ba- kanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar (DKMP) Genel Müdürlüğü tarafından üreme merkezlerinde sayıları artırıldı.

Uludağ Üniversitesi ve DKMP Genel Müdürlüğü arasında 2004 yılında imza- lanan protokole dayanarak, üniversite yerleşkesi içerisinde oluşturulan merkezde 3 erkek ve 7 dişiyle başlanan kızıl geyik yetiştirme çalışmaları sonucunda 90 bireye ulaşıldı.

Orman ve Su İşleri Bakanlığı’ndan ya- pılan açıklamaya göre, Türkiye’de aşırı avlanma sonucu sayıları giderek azalan ve çoğu eski yayılış alanını yitiren kızıl geyikler, bölgesel olarak yaşıyor. Günü- müzde kızıl geyiklerin yaşam alanı olarak Türkiye’nin Marmara ve Batı Karadeniz bölgelerinde bulunduğu gözleniyor. Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun da

talimatıyla DKMP, sayıları azalan kızıl geyiklerin türünü artırmak için oluşturduğu üretme sahalarında çalışmalarına devam ediyor. Sayıları artan kızıl geyiklerse ‘soy karışımı’ için Türkiye’nin belirli bölgelerine gönderiliyor.

13 YILDA 90 BİREYE ULAŞILDI Tesis edilen yetiştirme merkezlerinden birisi de Uludağ Üniversitesi yerleşkesi içerisinde oluşturulan 72 hektarlık alanda bulunuyor. Bu merkezde, 2004 yılında 3 erkek ve 7 dişi bireyle başlanan kızıl geyik yetiştirme çalışmaları 90 bireye ulaştı. Sa- yıları 13 yıl içerisinde 90’a ulaşan kızıl ge- yikler, tabiatta mevcut yoğunluğunun ar- tırılması, yaban hayatının desteklenmesi amacıyla uygun görülen ormanlık alanlara salınacak. Uludağ Üniversitesi yerleşke- sinde bulunan Geyik Yetiştirme Merke- zi’nde, 200 metrekarelik alanda tamamen ahşap malzemeden tabiatla uyumlu olarak geyik yakalama kapanı da tesis edildi.

6 EYLÜL 2017, ÇARŞAMBA

4

İmsak04:46 Güneş 06:14 Öğle 12:54 İkindi 16:29 Akşam 19:21 Yatsı 20:42 İSTANBUL İmsak04:59 Güneş 06:29 Öğle 13:10 İkindi 16:45 Akşam 19:38 Yatsı 21:00 İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı

ANKARA İZMİR

ozlemkonur@aydinlik.com.tr

ÖZLEM KONUR USTA

Ankara: 26/14

d

İstanbul: 26/18

c

İzmir: 28/20

c

Antalya: 31/25

c

Adana: 37/19

c

Diyarbakır: 37/18

z

Erzurum: 30/12

d

Sivas: 31/9

i

Trabzon: 25/20

i

Zonguldak: 21/17

i

Bursa: 27/13

c

Konya: 28/14

c

05:13 06:38 13:17 16:51 19:43 21:02

Dilsiz şeytanların cahilliği

Rıza ZELYUT

rizazelyut@gmail.com twitter: @r_zelyut

O

rtalıkta zulüm var;

talan var, kuyruklu yalan var.

Yolsuzlukların ses kaydı, gök kubbeyi çınlatıyor.

Ama Türk milletinin başı- na dindar elbisesi giyerek bela olan kart yobazlar bunu görmezden geliyor- lar. Sonra da köşelerinden şöyle buyuruyorlar: “Her Müslüman kardeşinden sorumludur. Haksızlık- lar karşısında susarsa bir Müslüman dilsiz şeytan olur”

Söz doğru, ama söyle- yen adamın ağzı eğri.

Doğru sözün çıktığı eğri ağızın sahibi de Akit(sıkı- şınca Vakit) adlı kışkırtıcı gazetenin yazarı Abdur- rahman Dilipak.

Geçen hafta Gençler- birliği Teknik Direktö- rü Ümit Özat’ın üstün- den yine Alevilere çattı.

Aklını; Ümit Özat’ın “Ben doldurur ben içerim.

Günah benim kime ne?” demesine takmış.

Onun üstünden malumat- furuşluk ederken ne kadar cahil olduğunu da ortaya koydu:

“Ümit Özat’ın meş- rebini bilmem ama,

“Ben doldurur ben içe- rim. Günah benim kime ne’ diye söz var”

diye sözünü ettiği güfte Ali Haydar Timisi’nin

“Kime Ne”si... Ali Hay- dar Timisi Mustafa Ti- misi’nin yeğeni. Divri- ğili, sol gelenekten ge- len bir müzik adamı.

Ali’siz Aleviliğin temsil- cilerinden biri olduğu anlaşılıyor.”

1 GRAM MÜREKKEP YALASA İDİ

Bu adamın Ümit Özat ve Alevi kökenli Timisi’ler üstünden yürüttüğü mez- hep düşmanlığını bir kena- ra bırakıyorum. Ama yo- baz zihniyetin bu ağababa- sı bilgide lise öğrencisi dü- zeyinde bile değil. Ali Haydar Timisi adlı genç sanatçıya mal ettiği

“Kime ne?” ayaklı bu de- yiş, 16. Yüzyıl sonu ile 17. Yüzyıl başlarında yaşa- yan ünlü Alevi ozanların- dan Kul Nesimî’ye aittir.

Kul Nesimi, bu Nesi- mî mahlasını, 1419’da Halep’te derisi yüzülerek şehit edilen büyük Türk ozanı Seyyid İmadeddin Nesimî’ye olan hürmetin- den dolayı olmaştır. Yani Kul Nesimi ile Seyyid Nesimîayrı ayrı ozanlardır.

Seyyid Nesimî’nin şi- irleri Türkçe’nin Azerî ağ- zına yakındır. Söz konusu deyiş ise Anadolu Türkçesi ile yazılmıştır.

Peki kim bu Kul Nesi- mî?

Kul Nesimî,Anadolu Türk Aleviliğinin 7 Ulu Ozandediği ozanlardan bi- risidir. Bunun öğretmeni Kul Himmet’ir. Kul Himmetbugünkü Al- mus’un Varzıl köyünde hakka yürümüştür, kabri de oradadır.

Kul Himmet’in öğret- meni de Pir Sultan Ab- dal’dır. Yaptığımız araştır- malardan, Pir Sultan’ın 1548-1550 yılları arasında Kanuni Sultan Süley- man’ın İran seferi sırasın- da asıldığını tahmin ediyo- ruz. Pir Sultan’ın üstadı ise Şah Hatayî’dir. (Şah İsmail). Şah İsmail, Ha- tayî mahlası ile Türkçe’nin en coşkun şiirlerini yazan çok büyük bir ozandır.

Bu ozanlar, kendilerince

Muhammet-Ali Yolu de- dikleri Türk Aleviliği için- den çıkmış Türkmen ço- cuklarıdır.

Kul Nesimi’nin o deyişi 13. Yüzyıl Anadolu aydın- lanmasının 17. Yüzyıl baş- larında yeniden seslendiril- mesinden başka şey değil- dir.

PADİŞAHLARINIZIN HEPSİ İÇİYORDU

Müslümanlık ve Osman- lılık taslayarak Türk milleti- ni kıçı çıplak Bedevilere çevirmeye kalkışan yobaz takımı kültürsüzdür. Bu Di- lipak türü cahillerin yetiş- tirmesi olan AKP’liler de

“Dünya düzdür!” diye makale yazarlar; o gençlik- ten tıs çıkmaz. Üstelik bu içki düşmanı gözüken ta- kım, çok övündükleri Os- manlı tarihini de bilmezler.

O tarihi, Osmanlı âlimleri- nin yazdığı tarihten okudu- ğunuzda göreceksiniz ki bütün padişahlar içmiştir.

 Osman Bey (Od- man Beg) kımız içilerek bey ilan edilmiştir. Yani Osmanlı Devleti’nin temeli içki (dolu) içilerek atılmıştır.

İnanmayan varsa Münec- cimbaşı Tarihi’ne bak- sın.

 Yıldırım Bayezit’in şarap yüzünden zor du- rumlara düştüğü bütün ta- rihlere yansımıştır.

 Fatih’in babası 2.

Murat, şarabdarını yanın- dan asla ayırmamış; eğlen- celer düzenletmiş ve bura- larda bol bol içmiştir.

*Onun oğlu büyük Fa- tih, şarabı göklere çıkar- mış, yetmemiş kiliseyi bile yüceltmiştir.

 Yavuz Sultan Se- lim’in, en sert oğlancılık kitabını yazdıran padişah olduğunu da biz ortaya koyduk.

 Kanuni Sultan Sü- leyman, gençliğinde şa- raplı eğlenceler düzenlet- miş, köçeklar oynarken o demlenmiştir.

 Sarı Selim, Babası Süleyman’ın yaşlanınca yasakladığı şarap ve rakı ticaretini “Devletin hazi- nesi büyük kayba uğra- dı!” diye serbest bıraktır- mış; bol bol içmiştir.

Dördüncü Murat, içe içe delirmiş; güzel oğ- lanların aşkıyla binlerce in- sanın kellesini vurdurmuş- tur.

 Yobazların çok sevdi- ği Padişah 2. Abdülha- mit, sofrasına şarap koy- durmamış ama şaraptan çok daha sert rom içilme- sine yardım etmiştir(!)

Padişahlar içerlerken de saki olarak 13-14 yaşların- da parlak, güzel oğlanları saki olarak kullanmışlar, başka parlak oğlanları kö- çek yapıp dansöz gibi oy- natmışlardır.

Bu yazdıklarımdan çok daha fazlasını görmek ve öğrenmek isteyen varsa lütfen “OSMANLIDA OĞLANCILIK” adlı bel- gesel kitabımıza (Kaynak Yayınları) baksınlar.



Ne diyordu Mehmet Akifüstad o Osmanlı için:

“Baştanbaşa oğlanla şarap!”

Bu zihniyetin varacağı yer neresidir?

-Ensar yurtları...

Bu milletin erkek çocuk- larına tecavüz edenler kar- şısında susan dilsiz şey- tanların, içki içenlere laf sokuşturması kadar düşük- lük olabilir mi?

T OPLUM

T OPLUM

halklailiskiler@aydinlikgazete.com HAZIRLAYAN: MÜJDE OKTAY

MEB’in tartışmalı Atatürksüz müfredatının ders kitapları yayımlandı. Milli Mücadele’nin kahramanı, Cumhuriyet Devrimi’nin önderi Atatürk, ders kitaplarından çıkarıldı.

Osmanlı lokumunun bile anlatıldığı Sosyal Bilgiler kitabında Cumhuriyet Devrimleri kendine yer bulamadı!

Kızıl geyik sayısı artıyor

M

İLLİ Eğitim Bakanlığının yeni müfredata uygun olarak ha- zırladığı ders kitaplarında Ata- türk ve Kurtuluş Savaşımız yok sayıldı.

Eleştirilere rağmen ilkokuldan liseye Atatürk’le ilgili kazanımları müfredattan çıkartan MEB, ders kitaplarında da hı- zını kesmedi. Yayımlanan kitaplarda Atatürk, Atatürkçülük ve Milli Mücadele konularını inceledik.

5’nci sınıf Sosyal Bilgiler ders kitabından Atatürk’le ilgili bölümler çıkarıldı. Öyle ki, kitapta Atatürk’ün adı yalnızca Anka- ra’nın başkent olması hakkındaki bir me- tinde geçti. Çağdaşlaşan Türkiye başlığında 11 sayfa işlenen Atatürk ve Atatürk’ün il- keleri ile Cumhuriyet Devrimi’nin getirdiği yenilikler ortaokul birinci sınıf öğrencilerine anlatılmayacak. Öğrenciler, saltanat siste- minin yıkılması, siyasi, ekonomik, hukuksal, toplumsal ve eğitim alanlarındaki devrimleri öğrenemeyecek. Ders kitabında, Türkiye Cumhuriyeti’nin temelleri anlatılmazken Anadolu’daki ilk uygarlıklardan Osmanlı’ya tarihi kültürel değerler ile Osmanlı’dan günümüze gelen lokum, Osmanlı’nın işle- meli mendilleri kendine yer buldu. Bilim ve teknolojideki gelişmelerin ele alındığı

“Gerçekleşen Düşler” ünitesindeki, Ata- türk’ün bilime verdiği önem ve Cumhuri- yet’in ilk yıllarında bilimsel alanda atılım da artık derste işlenmeyecek.

“Bir Ülke, Bir Bayrak” adlı 7’nci ünitedeki TBMM’nin kuruluşu, Cumhuriyet’in ilanı ve milli egemenliğimizi kazanmamıza ilişkin konuların da kapsamı daraltıldı. Konu,

“Etkin Vatandaşlık” adlı ünitenin “Ege- menlik ve Bağımsızlık sembollerimiz” başlığı altında yalnızca bayrağımız ve İstiklal Mar-

şımız anlatılarak işlenecek. Kitapta, görev savarcasına Milli Mücadele’nin nasıl kaza- nıldığına ilişkin konuların 4’ncü sınıf Sosyal Bilgiler dersinde işlendiği belirtildi. Oysa 4’ncü sınıf Sosyal Bilgiler ders kitabından da 13 sayfalık “Bir Lider Doğuyor” konusu çıkarıldı. Eski müfredatta Atatürk’ün ha- yatının ve Milli Mücadele’nin anlatıldığı bu bölümün yerine yeni kitapta, “Milli Müca- delemiz” konusu aldı. Milli Mücadele dö- neminde Atatürk’ün rolü ise diğer milli mücadele kahramanlarıyla birlikte ele alındı.

Atatürk’e iki paragraf yer verildi.

EDEBİYATTA YALNIZCA SORULARDA YER BULDU

Türkçe dersinde okuma parçalarıyla hedeflenen Atatürk ve Atatürkçülük ka- zanımları yeni müfredatta kendine yer bu- lamadı. Atatürk’le ilgili konular daraltıldı.

5’nci sınıf Türkçe ders kitabından Atatürk başlığı altında Atatürk’ün kişilik özellikle- rinin anlatıldığı 12 sayfadan oluşan 5 okuma metni kaldırıldı. Bunun yerine getirilen Atatürk ve Milli Mücadele temasında Ata- türk’ün adı sadece Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın

“Mustafa Kemal’in Kağnısı” adlı şiirinde geçti. Ayrıca temanın işlenişi sırasında Dersimiz Atatürk filminin öğrencilere iz- letilmesi istendi. Milli Mücadele temasında, 15 Temmuz darbe girişimi de anlatıldı.

9’ncu sınıf Edebiyat ders kitabında ise Ata- türk’ün adı yalnızca 41 ve 258’nci sayfalar- daki ünite değerlendirme sorularında anıldı.

9’ncu sınıf Tarih dersinde de Ata- türk’ün tarih bilimine verdiği önem ve Atatürk’ün bu konudaki çalışmaları, Türk devletleri ve Türk kimliğiyle ilgili görüşlerini anlatan bölümler değiştirildi.

Yeni kitapta, Atatürk’ün tarih bilimine verdiği önemle ilgili bölüm daraltılırken Türk devletleri ve Türk kimliğiyle ilgili görüşleri ise hiç yer almadı.

Ders kitaplarında Ata’yı tırpanladılar

Türban ders kitabında

TÜRBAN,derskitaplarına1’nci sınıftan girdi. 1’nci sınıf Hayat Bilgisi ders kitabında alışveriş yapan ve çocuğuna şurup içeren kadınlarıntürbanlıgörselikullanıldı.

Böylece ilk kez din dışında bir dersinkitabındatürbanyeraldı.

(5)

TURKCELL, Arife ve Kurban Bayramı’nı kapsayan 1-5 Eylül tarihleri arasında en yoğun dönemlerinden birini yaşadı. Bu süreçte kullanıcılar Turkcell’de şimdiye kadarki en fazla data tüketimine imza attı. Bayram tati- linde mobil internetten yoğun olarak fayda- lanan Turkcell’lilerin bu yılki data kullanımı geçen Kurban Bayramı’na göre 2 kat artarak 17.6 milyon GB ile rekor seviyeye ulaştı. En fazla data kullanımın yapıldığı ilk 10 il ise sı- rasıyla İstanbul, İzmir, Ankara, Antalya, Muğla, Bursa, Mersin, Kocaeli, Hatay ve Ba- lıkesir oldu. Bayram tatili boyunca sevdikleriyle yaklaşık 1.7 milyar dakika konuşan Turkcell müşterileri, 870 milyon adet SMS gönderdi.

Vodafone’un Kurban Bayramı süresince gerçekleşen GSM trafiğine ilişkin açıkladığı verilere göre ise, Vodafone’lular arife günü ve bayramı kapsayan toplam 5 günde yaklaşık 1 milyar dakika konuştu, 620 milyon SMS attı ve 10 milyon GB mobil internet kullandı.

Kurban Bayramı’nda sevdikleriyle hasret gi- deren Vodafone’luların mobil internet kul- lanımı geçen yıla göre 2 kat arttı.

TBMMTarım, Orman ve Köy İşleri Komisyonu Üyesi, CHP Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu, AKP’nin uyguladığı günü birlik ve niteliksiz tarım politikasının Türkiye’yi saman ithalatına mecbur bıraktığını söyledi.

Üretimi planlamayan, üreticiyi düşünmeyen po- litikalar yüzünden trajikomik durumların her geçen gün arttığını kaydeden Gaytancı- oğlu, yazılı açıklamasında, tarım ülkesi Türkiye’nin, Cumhuriyet ta- rihinde ilk kez 5 yıl önce yani AKP döneminde saman ithalatı yapmaya başladığını hatırlattı.

“Saman ithalatı adeta hay- vancılıkta dışa bağımlılığın simgesi olmuştur” diyen Gay- tancıoğlu, şunları kaydetti:

“Şimdilik Bulgaristan’dan ithalatı başlayan ve yakında birçok ülkeden ithal edilecek gibi görülen ithal samanın fiyatı yerli samandan ucuz değildir. Konya’da samanın kilosu 35-40 kuruş iken, Güneydoğu’da 55-60 kuruş olup Bulgaristan’dan ithal edilen saman da aynı fiyattan Türkiye’ye gel- mektedir. Bu durum AKP’nin tarım politikasının iflas ettiğini gösteriyor. Çok uzağa gitmeye gerek yok. Bulgaristan’dan canlı hay- van, koyun, kuzu, saman, ayçiçeği ithal eden Türkiye, bir bakan da ithal edebilir. Ağlanacak halimize güler olduk. İthal samana muhtaç hale getirildik. Bu arada ithal hayvanla, ithal samanla ülkeye birçok hastalığın gireceğini de unutmamak gerekir.”

AYDINLIK / ANKARA BENZİN ve motorin 7 kuruş zamlandı. Zamlar bugünden iti- baren geçerli olacak. Petrol Ürünleri İşverenler Sendikası’ndan (PÜİS) yapılan açıklamada, gece yarı-

sından itibaren motorin ve benzinin pompa satış fiyatlarında 7 kuruş artış yapılacağı duyuruldu. PÜİS açıklamasında, “Rafineri çıkış fi- yatlarında değişiklik beklendiği için 6 Eylül 2017 tarihinden geçerli olmak üzere motorin ve benzinin pompa satış fiyatlarında 7 kuruş

artış beklenmektedir” denildi.

Yapılan son zamdan sonra benzinin ortalama litre fiyatı İs- tanbul’da 5.20 TL’ye, motorinin de 4.49 TL’ye yükseldi. Diğer il- lerde de fiyatların ulaşım mali- yetlerine göre artış göstereceği bildirildi.

HAZIRLAYAN: RECEP ERÇİN halklailiskiler@aydinlikgazete.com

dolar

3.4361  avro 4.0889  cumhuriyet alt›nı BİST - 100

109.100

faiz

11.61

991 TL    $ 53.21 b. petrol 

İnternetten bayramlaştık!

CA KISA

ALÜMİNYUM sektörü İstanbul’da bu- luşacak. Hannover Messe Ankiros Fuarcılık A.Ş. tarafından 5-7 Ekim 2017 tarihleri ara- sında, İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenle- necek ALUEXPO 2017-5. Uluslararası Alü- minyum Teknolojileri, Makina ve Ürünleri İhtisas Fuarı öncesinde sektöre ilişkin geliş- melerin paylaşıldığı bir basın toplantısı dü- zenlendi.

Hannover Messe Ankiros Fuarcılık A.Ş.

Genel Müdürü İbrahim Anıl, Alüminyum Sempozyumu Yürütme Kurulu Üyesi Dr.

Metin Yılmaz’ın da katıldığı toplantıda bir sunum yapan Türkiye Alüminyum Sanayicileri Derneği (TALSAD) Başkanı Ali Kibar, sektöre ilişkin tüm merak edilenlere açıklık getirdi.

Özellikle Avrupa ülkeleriyle yaşanan siyasi gerginliğin fuara ve sektöre yansımaları ko- nusundaki soruları yanıtlayan Kibar, iş dün- yasının siyasi çekişmelerden uzak kalıp, iliş- kilerini kendi platformlarında sürdürerek yol- larına devam etmeleri gerektiğini vurguladı.

Ali Kibar: Siyasi

çekişmelerden uzağız

ÇİN Gümrük İdaresi Başkanı Yu Gu- angzhou, BRICS ülkelerinin gümrük idare başkanları ve temsilcileriyle gümrük işbirliği stratejik çerçeve belgesi imzaladı. Çin Ulus- lararası Radyosu’nun haberine göre, belgede ticaret kolaylığı, güvenlik ve yasama, yeni sektörler, yetenek inşası ve çok taraflı çerçeve kapsamındaki tutumların koordinasyonu gibi alanlar, gelecekteki işbirliğinin başlıca noktaları olarak belirlendi.

Bu belgenin, gelecekte BRICS ülkelerinin gümrük alanındaki işbirliğinin derinleştiril- mesine yön vermesi bekleniyor. Stratejik çer- çeve belgesi, 2016 yılında Hindistan’ın Goa kentinde düzenlenen BRICS ülkeleri gümrük idare başkanları toplantısında Çin Gümrük İdaresi Başkanı Yu Guangzhou’nun ortaya koyduğu öneriyle ortaya getirilmişti.

BRICS’ten Gümrük İşbirliği Anlaşması

EKONOMİ SERVİSİ

T

ÜKETİCİNİN cebini Ağustos’ta ulaş- tırma, eğitim ve düğün sezonu nede- niyle ev eşyasına gelen zamlar yaktı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından dün açıklanan Ağustos ayı enflasyon verilerine göre, tüketici fiyatları geçen ay yüzde 0.52 oranında arttı. Böylece 6 ay sonra Temmuz’da yüzde 9.79 ile tek haneye gerileyen enflasyon Ağustos’ta yüzde 10.68 ile yeniden çift haneye yükseldi.

Geçen ay gerçekleşen yüzde 0.52’lik tü- ketici enflasyonu 2012’den bu yana görülen en yüksek Ağustos ayı enflasyonu oldu.

Yıllık düzeyde baktığımızda da yüzde 10.68’lik Ağustos ayı enflasyonu, TÜİK’in 2003’ten beri kaydını tuttuğu yeni seriye göre 2008’deki yüzde 11.77’lik orandan sonraki en yüksek seviye olarak kayıtlara geçti. Yine yılın ilk 8 ayı itibarıyla bakıldığında da yüzde 6.60’lık oran TÜİK’in veri setindeki en yüksek düzeye işaret etti.

MESELE GIDA DEĞİL...

Söz konusu ayda TÜİK’in sepetinde yer alan 414 maddeden; 62’sinin ortalama fi- yatlarında değişim olmazken, 244 maddenin ortalama fiyatlarında artış, 108 maddenin ortalama fiyatlarında ise düşüş görüldü.

Ağustos’ta enflasyonun beklentilerin üze- rinden gelmesi dikkat çekti. Geçen ay en çok zamlanan ürün ve hizmet gruplarına baktığımızda; yüzde 2.79 ile eğitim başı çe- kerken, bunu yüzde 2.05 ile ulaştırma, yüzde 1.66 ile ev eşyası, yüzde 1.03 ile lokanta ve oteller izledi.

Gıda ve alkolsüz içeceklerde ise yüzde 0.22 düşüş yaşandı. Mutfak enflasyonu Ma- yıs’ta yüzde 0.55, Haziran’da yüzde 1.06 ve Temmuz’da yüzde 0.71 gerilemişti. Gıda fi- yatlarındaki artış yüksek enflasyonun so- rumlusu olarak gösteriliyordu. Ancak son 4 aydaki gerilemeye rağ- men çift haneli yıllık enf- lasyon, tek sorum- lunun gıda olma- dığını ortaya koydu. Ağus- tos’ta en çok ucuz- l a y a n ü r ü n g r u b u ise yüz-

de 3.02 ile giyim ve ayakkabı oldu.

ZİRVEYE YÖNELDİ

Son bir yılda en çok zamlanan ürün ve hizmet grubu ise yüzde 17.38’lik artışla ulaş- tırma olurken, bunu yüzde 11.97 ile gıda ve alkolsüz içecekler, yüzde 11.66 ile sağlık, yüzde 11.19 ile de eğlence ve kültür izledi.

Ağustos’ta bir önceki aya göre en çok zamlanan ürün yüzde 16.85 ile yumurta, en çok ucuzlayan ürün ise yüzde 19.81 ile sivri biber oldu. Mevsimsel değişimlerden en az etkilenen çekirdek enflasyon verilerinin ise çift hanede seyretmesi, yüksek enflasyonda kalıcı bir eğilime işaret etti. Buna ilaveten sonbaharda giyim ve ayakkabı ile gıdaya gelecek zamlar so- nucu enflasyo- nun Nisan’da g ö r d ü ğ ü y ü z d e 11.87’lik zirveyi de a ş m a s ı bekleni- yor.

ENFLASYONDA erken sonbahar

Artan ürün bolluğu sayesinde gıda fiyatları düştü. Enflasyon Temmuz’da tek hane oldu. Ancak bir ay dayandı. Gıdada düşüş sürse de son 5 yılın en zamlı Ağustos’u enflasyonda sonbaharı erken getirdi

Doları yükseltti!

ALNUSYatırımMenkulDeğerlerAraştırmaUzmanı VahapTaştan,enflasyonverisineyönelikdeğerlendirme- sinde,“GıdaKomitesi”haricindeTürkiye’deenflasyonileilgili biryapısalhamleyapılacaksaodakesinliklelokantaveotellerile ilgiliolmalıdır.BununiçindemutlakaözellikleotellerdeTLbazlıfiyat-

lamaolmasıgerektiğigörüşündeyiz”diyekonuştu.Taştan,kalan4 aydaenflasyondaaylıkortalama1.11’inaltındaoranlargörülürseyüzde

10’unaltındabirenflasyonileyılıkapatabileceğimizisöyledi.

Oteller

TL’ye dönmeli! Sadece gıda ile düşürülemez!

AYDINLIK / ANKARA

TÜRKİYE Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, enflas- yondaki kalıcı düşüşün, bütün harcama gruplarında enflasyon gerileterek sağla-

nabileceğini vurgulayan açıklamasında, şunları kaydetti: “Sadece gıdaya odak- lanmak enflasyonu düşürmez. Çünkü, gıda ve alkolsüz içeceklerde yıllık enflasyon sıfıra inse bile, Ağustos ayında yüzde 8.07’lik bir enflasyon olacaktı.”

ENFLASYON verisinin yüksek gelmesi ve yıllık enflasyonun çift haneye çıkması sonucu, bayram sonrası döviz kurlarında hareketlilik yaşandı. 3.43’e kadar çekilen dolar kuru veri sonrası 3.45’e yükseldi.

Verileri yorumlayan Kapital FX Araştırma Müdür Yardımcısı Enver Erkan, yüksek manşet ve gerilemeyen çekirdek enflas- yonun Merkez Bankası’nın sıkı para poli- tikasına devam etmesi gerekliliğini ortaya koyduğunu ifade etti. Enflasyonun Aralık’a kadar çift hanede kalacağını, Aralık’ta ise

tek haneye düşmesini beklediklerini kay- deden Erkan, “TL’nin son 12 ayda dolara karşı yüzde 15 değer kaybetmesi, ithalat fiyatlarını yukarı çekmişti. TL’deki yıllık değer kaybı miktarının önceki aylara göre daha az olmasının çekirdek enflasyonu da bir miktar aşağı çekmesini bekleriz.

Ancak manşet enflasyonda yıllık ortala- manın, önceki tahminlerin üzerinde olacak olması itibarıyla beklenen enflasyonun bir miktar yükseleceğini, bunun reel faiz üze- rinde olumsuz etkisini öngörüyoruz” dedi.

EKONOMİK büyümenin öncü göstergesi olan imalat sanayi per- formansında referans kabul edilen İstanbul Sanayi Odası Türkiye ve İstanbul İmalat PMI (Satın Alma Yöneticileri Endeksi) anketlerinin Ağustos 2017 dönemi sonuçları açıklandı.

6.5 YILIN ZİRVESİNDE Eşik değer olan 50.0 üzerinde ölçülen tüm endekslerin sektörde iyileşmeye işaret ettiği anket so- nuçlarına göre, geçen Temmuz’da 53.6 olarak ölçülen İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat PMI Ağustos ayında 55.3’e yükselerek Türk ima- lat sektörünün faaliyet koşulların- daki genel iyileşmenin güçlü sey- rettiğini gösterdi.

Mart 2011’den beri gözlenen

en yüksek düzeyde ve uzun dönem ortalaması olan 50.8’in belirgin bir şekilde üzerinde kaydedilen PMI değeri ile böylece Türk imalat sek- töründe son altı buçuk yılın en hızlı büyümesi gerçekleşti. Ağustos ayında imalat sektörünün yeni si- parişleri üst üste altıncı ay olacak şekilde arttı. İç piyasalardan alınan yeni siparişler, yeni ihracat sipariş- lerinden daha yüksek hızda geniş- lemeye devam etti. Türk imalat sektörü üretimi üst üste yedinci ay olacak şekilde arttı. Büyüme son dört ayda üçüncü kez olacak şekilde hızlandı ve Mart 2011’den beri gözlenen en güçlü düzeyde ger- çekleşti.

Firmalar, üretimi karşılamak amacıyla kapasitelerini genişletti.

İstihdam artışı Temmuz’a göre hız-

landı. Satın alma faaliyetlerindeki artış, Kasım 2013’den sonraki dö- nemin en yüksek hızında gerçek- leşti. İstihdam artışındaki hızlanmaya rağmen tamamlanmamış işler Ağustosta arttı. Girdi fiyatları en- flasyonu, Aralık 2016’dan beri ilk kez ağustosta yükseldi ve mayıstan beri gözlenen en yüksek değere ulaştı. Nihai ürün fiyatları enflasyonu son yedi ayda ilk kez olacak şekilde artış kaydetti.

İSTANBUL DA HIZLANDI Temmuzda 52.3 olarak gerçek- leşen İstanbul Sanayi Odası İstanbul İmalat PMI da ağustosta 54.2’ye yükselerek imalat sektörünün faa- liyet koşullarında genel anlamda Ocak 2014’ten beri gözlenen en güçlü iyileşmeye işaret etti.

İmalat sanayisi vites yükseltti

Referanslar

Benzer Belgeler

Madde 31 - Merkez, şube, il ve ilçe temsilciliği ile iş yeri temsilciliği organlarına ve delegeliklere, seçme ve seçilme hakkını kazanmış her üye aday olabilir. Bir

2) Verilen hizmetle ilgili ulusal mevzuat ile uluslararası standartlara yönelik teorik ve uygulama eğitim konularını içeren ve SHT OPS 1 Talimati ile ICAO Doc 7192- AN/857 Part

166 Delege ismi bildirecek Fenerbahçe Gelişim S.K.. 167 Heves Bozbağ Giresun

Ankara Şube evsahipliğinde gerçekleşen İç Anad- olu Bölgesi İftarına Eski Gümrük ve Ticaret Bakan Yardımcısı Fatih Çiftçi, ATO Başkanı Gürsel Baran, ASO Başkanı

1) Hava aracı terimi, hava aracına takılı olan veya takılması planlanan komponentleri kapsamaktadır. 2) Yerde buzlanmayı giderici ve buzlanmayı önleyici, temizlik, yakıt ikmali

SHGM Türk Sivil Hava Aracı Sicil Denetimi Kontrol Formu Sayfa 5 / 6 İşletme filosunda yer alan hava araçlarına ilişkin bilgiler. Sıra

SHGM Havacılık Tıp Merkezi (AMC) Denetimi Kontrol Formu Sayfa 8 / 11 Standart?. Bulgu

belirtilen önceden tecrübesi olanlara yönelik teorik ve uygulamalı eğitim programları uygulanır. c) Görev yaptığı işletmenin uçuş harekât biriminde, yine