• Sonuç bulunamadı

Kamu bilişim alımlarına yetki belgesi sistemi geliyor

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Kamu bilişim alımlarına yetki belgesi sistemi geliyor"

Copied!
28
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Makine Sanayi Dijital Dönüşüm Derneği kuruldu

GÜNDEM 3 TELEKOM 10 BİLİŞİM DÜNYASI 16

Fiber altyapı öncelik

olmalı E-ticarette büyüme

frene bastı

Makine Sanayi Dijital Dönüşüm

Derneği, ilk genel kurulunu yaptı. TELKODER, Telekomünikasyon Sektörü Düzenlemelerine Yönelik Değerlendirmeler Raporu’nu paylaştı.

E-ticarette büyüme devam etse de pandemi dönemine göre yavaşladığı görülüyor.

1 8 - 2 4 T E M M U Z 2 0 2 2 S A Y I : 1 3 6 2

GÜNDEM 7

5

w w w . b t h a b e r . c o m . t r

Perakende dijitalleşme ile evriliyor

GOOINN, perakende sektörünün gelişimi için bir rapor yayınladı.

BİLİŞİM DÜNYASI 13

Kamu bilişim alımlarına yetki

belgesi sistemi geliyor

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, kamu bilişim projelerinde yer alacak firmalar için yetkilendirme sistemini hayata geçiriyor. ‘Kamu Bilişim Hizmet Alımı Kapsamında Katılımcıların Yetkilendirilmesi Hakkında Yönetmelik’ de Resmi Gazete’de yayımlandı. Sistem ile kamunun bilişim alımlarına kalite getirilmesi ve başarı performansının artırılması hedefleniyor. Sistem, yerli bilişim ekosisteminin gelişimine de katkı sağlayacak.

M2M abone sayısı 7,9 milyonu aştı Tüketiciler, ödeme yeniliklerini benimsemeye hazır

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, BTK tarafından hazırlanan ‘Türkiye Elektronik Haberleşme Sektörü 3 Aylık Pazar Verileri Raporu’

hakkında bilgi verdi. Sektörde faaliyet gösteren işletmecilerin birinci çeyrekte net satış gelirleri geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 21 artarak 25,5 milyar liraya yükseldi.

Mastercard’ın EEMEA (Doğu Avrupa, Orta Doğu ve Afrika) Bölgesinde yer alan dokuz pazarın yakından incelendiği araştırmaya göre; nakit, özellikle küçük işlemlerde en popüler ödeme biçimlerinden biri olmaya devam ediyor ve ankete katılanların yüzde 66'sı geçen yıl nakit ödeme yaptığını açıklıyor.

E-TOPLUM 4 BİLİŞİM DÜNYASI 7

(2)

Bilgi için:

man@m2s.com.tr

M S M

M

Ü

Ü Ü

Ü Ü Ü

Ü Ü

Ü Ü Ü Ü

Ü

Ü Ü

Ü

Ü Ü

Ü

Ü Ş

Ş

Ş

Ş T

T

E

T E

R R

İ

P

P P

P

P

A

R A

R R

A A

A R A

Z T

T

T

C

C

C İ

İ

C C

C

C C

C

C

A A

A

Ü

Ü C

A A A A

C C

C C

C C

C

C C

C

C C

Z

Z Z

C Z

Z

Z Z Z

Z C C

C Z C

Z C C

C C

C C C C

B

B B B

B B B

B B

B

B

B

B

B B

Ö Ö Ö Ö Ö

Ö

Ö

Ö Ö

Ö Ö

Ö Ö Ö

Ö

Ç Ç

Ö

Ö Ö

V

V V V

Buyrun, bizi aramışsınız..

(3)

GÜ N DE M

www.bthaber.com.tr

18 - 24 TEMMUZ 2022

3

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, kamu bilişim projelerinde yer alacak firmalar için yetkilendirme sistemini hayata geçiriyor. ‘Kamu Bilişim Hizmet Alımı Kapsamında Katılımcıların Yetkilendirilmesi Hakkında Yönetmelik’ de Resmi Gazete’de yayımlandı. Sistem ile kamunun bilişim alımlarına kalite getirilmesi ve başarı performansının artırılması hedefleniyor. Sistem, yerli bilişim ekosisteminin gelişimine de katkı sağlayacak. Bakanlık tarafından verilecek yetki belgeleri, KİK tarafından yapılacak düzenleme sonrasında, yaklaşık bir yıl gibi

bir süre içinde kamu ihalelerinde zorunlu hale getirilecek.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hazırlanan ‘Kamu Bilişim Hizmet Alımı Kapsamında Katılımcıların Yetkilendirilmesi Hakkında Yönetmelik’ kamu idarelerinin bilişim hizmet alımı projelerinde görev alacak bilişim firmalarının yetkinliklerini tespit edecek. Bu amaç doğrultusunda bilişim firmalarına yetki belgesi verilmeye başlanacak. Düzenlenecek yetkinlik belgeleri, Kamu İhale Kurumu’nun (KİK) ilgili

mevzuatında yapacağı düzenleme sonrasında kamu ihalelerinde aranmaya başlayacak. KİK’in Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından düzenlenecek yetki belgelerini kamu ihalelerinde zorunlu hale getirecek düzenlemeyi önümüzdeki günlerde yayımlaması bekleniyor.

KİK tarafından yapılacak düzenlemenin uygulamaya alınması için ise bir yıl gibi bir süre öngörülüyor. Bu sayede bilişim firmalarının gerekli hazırlıkları yaparak belgelerini almaları için yeterli süre tanınmış olacak.

Bilişim firmalarının kalite belgelerinin masraflarını KOSGEB sağlayacak

Kamu bilişim alımlarında, yetki belgesi sistemi ile projeleri üstlenecek firmaların belli nitelikleri taşımasının sağlanması;

bu sayede kamunun bilişim projelerinde başarı oranının ve sürdürülebilirliğin artırılması hedefleniyor. Yönetmelikte belirlenen kalite belgeleri ile yerli

bilişim firmalarının da kurumsal gelişimi tetiklenmiş olacak.

Bakanlık, bilişim firmalarının gerekli kalite belgelerini temin etmek için yapacakları masrafları da KOSGEB vasıtası ile destekleyecek. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, ilk aşamada 3 tip belge düzenleyecek.

Bunlar tüm bilişim hizmet alımlarında dikkate alınacak temel yetkinliği gösteren ‘Kamu Bilişim Yetki Belgesi’, yazılım projelerine yönelik olan ‘Yazılım Yetki Belgesi’ ve sızma testi hizmetlerine yönelik olan ‘Sızma Testi Yetki Belgesi’ şeklinde olacak. Bakanlık uygulamanın ilerleyen safhalarında diğer bilişim konuları için de belge düzenleyebilecek. Bakanlık yetki belgesi başvurularını almaya 3 ay içinde başlayacak.

Bakanlık tarafından verilecek yetki belgeleri ise KİK tarafından yapılacak düzenleme sonrasında, yaklaşık bir yıl gibi bir süre içinde kamu ihalelerinde zorunlu hale getirilecek.

Kamu bilişim

alımlarına yetki belgesi sistemi geliyor

Makine Sanayi Dijital Dönüşüm Derneği, 18 Haziran’da ilk genel kurulunu yaparak, resmen kuruldu.

Genel kurulda, yönetim ve denetim kurulları seçildi. Kurucu başkan Prof.

Dr. Erhan Budak’ın öncülüğünde kurulan derneğin başkan yardımcısı ise ABD Bilimler Akademisi Üyesi

Prof. Dr. Yusuf Altıntaş oldu. Resmi olarak faaliyetlerine başlayan dernek; 4. Sanayi Devrimi ile birlikte Türkiye’de makine sanayisini atağa geçirmeyi hedefliyor. Makine Sanayi Dijital Dönüşüm Derneği Başkanı Prof. Dr. Erhan Budak, “Ülkemizde makine sanayisin dünya ile rekabet edebilecek ve yüksek teknolojiye sahip ve yüksek katma değerli ürünleri üretebilecek seviyelere gelebilmesi için üniversite–sanayi iş birliği gerekiyor. Bu çerçevede çeşitli çalışmalar yapmak, sektör önceliklerini belirlemek, ilgili kurum ve kuruluşlara tekliflerde bulunmak amacıyla bir araya geldik” dedi.

Makine Sanayi Dijital Dönüşüm Derneği’nin faaliyet alanları şöyle sıralanıyor; yapay zeka uygulamaları, akıllı sistemler, artırılmış gerçeklik, dijital ikiz, mobil uygulamalar ve online

durum izleme, bulut bilişim, IoT platformları, endüstriyel internet, takım tezgahları, süreç modelleme, robotlar ve insansı robotlar, endüstriyel siber güvenlik, 3D katmanlı yazıcılar, insan makine sistemleri, CNC.

Derneğin yönetim ve denetim kurulları şu isimlerden oluşuyor:

Yönetim kurulu: Başkan Prof. Dr.

Erhan Budak (Maxima), Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Yusuf Altıntaş (Mal Inc.), Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Onur Tunçer (Melina Aeoro), Yönetim Kurulu Üyesi Dr.

Uğur Şimşir (Usel Makine), Yönetim Kurulu Üyesi Ali Fazıl Böyet (Akım Metal).

Denetim kurulu: Dr. Barış Doğan (BCD Teknik), Hüseyin Mail (Interjet), A. Emre Teksan (Teksan).

Makine Sanayi Dijital Dönüşüm Derneği kuruldu

(4)

E- TO PL U M

4

www.bthaber.com.tr 18 - 24 TEMMUZ 2022

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından hazırlanan ‘Türkiye Elektronik Haberleşme Sektörü 3 Aylık Pazar Verileri Raporu’

hakkında bilgi verdi. Sektörde faaliyet gösteren işletmecilerin birinci çeyrekte net satış gelirlerinin geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 21 artarak 25,5 milyar liraya yükseldiğini ifade eden Karaismailoğlu, mobil abone sayısının 87,4 milyona ulaştığının altını çizdi.

Bakan Karaismailoğlu, bu yılın birinci çeyreğinde haberleşme sektöründeki büyümenin devam ettiğini aktararak ilk üç aylık dönem itibarıyla BTK tarafından yetkilendirilen 444 şirketin 801 yetki belgesi bulunduğunu kaydetti. Sektörde faaliyet gösteren işletmecilerin birinci çeyrekte net satış gelirlerinin geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 21 artarak 25,5 milyar liraya yükseldiğini duyuran

Karaismailoğlu, mobil abone sayısının 87,4 milyona ulaştığını belirtti. Karaismailoğlu, bu yılın ilk çeyreğinde toplam mobil trafik miktarının 76 milyar dakika olduğunu vurgulayarak “Mobil abone yaygınlığı yüzde 103,2 seviyesinde gerçekleşti.

Mobil abonelerin 81,3 milyonunun 2016 yılında hizmete başlayan 4.5G aboneliğini tercih ettiği ve 4,5G hizmetinin toplam abonelerin yüzde 93’ünü oluşturduğu görülüyor. Makineler arası iletişim (M2M) abone sayısı 7,9 milyonu aştı. Taşınan toplam mobil numara sayısı 160 milyona ulaşırken, sabit hatlarda ise toplamda 2,4 milyon numara taşıma işlemi gerçekleştirildi” dedi.

Genişbant internet abone sayısının 88,8 milyona çıktı

70,5 milyonu mobil olmak üzere toplam genişbant internet abone sayısının 88,8 milyona çıktığının altını çizen

Karaismailoğlu, abone sayısının geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6 arttığını ifade etti. Karaismailoğlu, “Geçen yılın aynı dönemine göre en yüksek artış yaklaşık yüzde 70 ile kablosuz-telsiz sabit internet hizmeti abone sayısında yaşandı. 2022 yılı birinci çeyreğinde 478 bin kilometre fiber altyapısına ulaştık. Fiber internet abone sayısı da yıllık bazda yüzde 21 artışla 5 milyonu geçti. Genişbant internet abonelerin kullanımları da 2022 yılı birinci çeyreğinde önemli ölçüde artış gösterdi.

Sabit genişbant internet abonelerinin aylık ortalama kullanımı 229 GByte seviyesinde, mobil genişbant internet abonelerinin aylık ortalama kullanımı ise 12,6 GByte olarak gerçekleşti. Bir önceki üç aylık döneme göre; sabit genişbant internet abonelerinin aylık ortalama kullanımında yüzde 12 ve mobil genişbant internet abonelerinin aylık ortalama kullanımında ise yüzde 15 civarında artış oldu” açıklamasını yaptı.

Togg, Trugo ile 81 ilde 600’ün üzerinde lokasyonda 1000 yüksek performanslı şarj cihazı (DC) kurma hedefiyle çıktığı yolda şarj ağı işletmeci lisansını aldı. EPDK’nın yayınladığı "Şarj Hizmeti Yönetmeliği"

kapsamında yaptığı lisans başvurusu kabul edilen Togg, ‘Trugo’ markasıyla sektöre giriyor. Trugo’nun şarj cihazlarıyla ortalama bir bataryanın doluluk oranı 25 dakika içinde yüzde 80’e ulaşabilecek. Trugo, trafik yoğunluğu yüksek güzergahlarda 25,

az yoğunlukta bölgelerde 50 kilometrede bir şarj cihazlarıyla yer alacak. Her bir cihaz üzerinde iki soket yer aldığı için 2000 soketle hizmet verecek olan Trugo, trafiğin yoğun olduğu noktalarda da istasyon sayısını artıracak. Cihazlarda yüzde 100 yenilenebilir enerji kaynağı sertifikalı hizmet sağlanacak. Togg CEO’su M. Gürcan Karakaş, şunları söyledi:

“EPDK’ya yaptığımız başvuru sonuçlandı.

Bu regülasyonun Türkiye’nin şarj

altyapısının gelişimi için bir mihenk taşı olduğunu düşünüyoruz. Önümüzdeki yıl ortasına kadar 81 ilimizde 600’ün üzerinde noktada, toplam 2 bin soketi olan 1000 adet hızlı şarj cihazının

kurulumunu yapacağız. Bu pozisyonumuzu yapacağımız yatırımlarla sürdürmeye kararlıyız. Homologasyon sürecinin tamamlanmasının ardından 2023 yılının ilk çeyreğinde ilk akıllı cihazımız C-SUV pazara çıkacak.”

M2M abone sayısı 7,9 milyonu aştı

Togg, EPDK lisans ile yaygınlık sağlayacak

İşitme engelliler için teknik işaret dili ve dijital

öğrenme içerikleri geliştirildi

Ankara Sanayi Odası’nın Avrupa Birliği Erasmus+ Programı

kapsamında, Hacettepe Üniversitesi ve Türk Traktör iş birliğinde, metal sektöründe çalışan işitme engelli çalışanlar için teknik işaret dili ve dijital öğrenme içerikleri geliştirmeyi amaçlayan ‘Bir İşaretin Yeter’

projesinin bilgilendirme ve kapanış toplantısı, 1 Temmuz tarihinde

ASO’da gerçekleştirildi.

Toplantıya ASO Genel Sekreter Yardımcısı Oktay Yaman, Türkiye Sağırlar Konfederasyonu Başkanı Orkun Utsukarcı, Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyeleri Şener Karabulut ve Doç. Dr. Ayşe Şirin Akyavuz, Türk Traktör Proje Geliştirme Yürütme Uzmanı Gürkan Höke ve çok sayıda sanayici katıldı.

Oktay Yaman yaptığı konuşmada, Ankara sanayisinin çevreye duyarlı biçimde yüksek katma değer üretmesine, verimliliğin ve rekabet gücünün artırılmasına katkı sağlamak ve ülkenin ekonomik, teknolojik, sosyal ve kültürel gelişiminde öncü ve yol gösterici olmak üzere çalışmalarını sürdürdüklerine dikkat çekti. ‘Bir İşaretin Yeter’ projesinin 2020 yılında başladığını dile getiren Yaman,

“Proje kapsamında metal sektöründe

çalışan işitme engelliler için teknik işaret dili ve dijital öğrenme içerikleri geliştirildi. Proje ortaklarıyla literatür taraması ve sorun analizini içeren araştırma dokümanlarının yanı sıra işitme engelliler için teknik işaret dili sözlüğü, kılavuz ve müfredatı ile Artırılmış Gerçeklik (AR) teknolojisiyle mobil uygulama eğitim içerikleri hazırlandı” açıklamasını yaptı.

Şener Karabulut ve Doç. Dr. Ayşe Şirin Akyavuz projede yaptıkları çalışmaları ve sonuçlarını paylaştılar.

(5)

GÜ VE N Lİ K

5

www.bthaber.com.tr 18 - 24 TEMMUZ 2022

Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi, Kamu-Firma Görüşmeleri (B2G) etkinliğinde üye firmalarıyla kamu kurum ve kuruluşlarını, 20 Haziran tarihinde buluşturdu. Kamu temsilcilerine;

etkinlikte dinledikleri üye firmaları kurumlarına davet ederek daha fazla fırsat

tanımaları çağrısında bulunuldu.

Diğer yandan uzun vadeli bir stratejik ortaklık kurulmasının beklenildiği, hedeflerin küresel ve milli olduğu vurgulandı.

Siber Küme, SSB Nuri Demirağ Salonunda düzenlediği etkinlikte;

kamuda yerli ve milli ürünlerin yaygınlaştırılması amacıyla üye firmalarıyla kamu kurumlarını bir araya getirdi. Etkinlik;

Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi Başkanlığı Başkan Yardımcısı Mustafa Murat Şeker ve Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkan Yardımcısı Yavuz Emir Beyribey’in açılış konuşmalarıyla başladı. Şeker, ülkemiz yerli siber güvenlik ekosisteminde yer alan ürünlerin yabancı muadilleriyle yarışabilir olgunluk seviyelerine eriştiğini, yurt dışı pazarlarda satış başarıları yakalayabileceğini gözlemlediklerini paylaştı ve ürün olgunluklarının daha da iyileştirilmesi için, teknolojik yetkinliklerin ve güvenlik kapasitemizin artırılması için yapılan çalışmalardan söz etti.

Yerli siber güvenlik ürünlerine olan güveni artırmak için TR-TEST A.Ş. ile birlikte yapılan test ve

sertifikasyon projesini anlatan Şeker, toplam 11 ürün grubunda 19 adet sertifika verildiğini kaydetti. Bu sayede firmalar tarafından üretilen ürünlerin, test ve sertifikasyon süreçlerinden geçerek hem rüştünü ispatlamış olduğunu hem de hangi alanda ne gibi iyileştirmeler yapılması gerektiğine ilişkin çıkarımlarda bulunabilindiğini aktardı ve

“Bununla ürünlerimizin kamuda ve özel sektörde kullanımını artırmayı hedefliyoruz. Ayrıca bu projeyle yerli ürünlerin de başarılı olabildikleri ve yabancı muadillerle rekabet edebildikleri kanıtlanabilir hale geliyor”

ifadesini kullandı.

“ SSB olarak alım tarafında olduğu gibi ürünlerin gelişimi için gerekli adımları atıyoruz”

Şeker, Küme ofisinin içerisinde yer alacak Türkiye Ulusal Siber Gösterim Merkezi (TUSGM) projesini hayata geçireceklerini vurgulayarak bu projeyle örnek senaryolar üzerinden uçtan uca yerli ve milli ürünler için PoC ortamı oluşturacaklarının, ürünlerin nasıl çalıştığını görmek isteyen kamu kurumlarının canlı bir şekilde gözlem yapabiliyor olacaklarının altını çizdi ve bu sayede PoC gösterimlerinin bu merkezde yapılmasıyla satın alma süreçlerini de hızlandırmayı hedeflediklerini sözlerine ekledi. Şeker konuşmasında şunları kaydetti: “Yerli siber güvenlik ürünlerimizin kullanım oranlarında eskiye nazaran

bir artış gözlemliyor olsak da bu artıştan daha fazlasını yapabileceğimize inanıyoruz.

Bu aşamada, Savunma Sanayi Başkanlığı olarak bizler de alım tarafında olduğu gibi diğer yandan da ürünlerin teknik anlamda gelişimi/olgunlaşması için gerekli adımları atıyoruz.

Projelerimizle, çalışmalarımızla savunma sanayi tarafında yakaladığımız başarının bir benzerini, birlikte hareket ederek siber güvenlik alanında da yakalayabiliriz. İşte bu aşamada, kamu kurumları olarak sizlere ve bizlere bu alandaki firmalara destek olma noktasında kritik sorumluluklar düşmekte.”

Şeker, tüm kamu temsilcilerine, bu etkinlikte dinledikleri üye firmaları kurumlarına davet ederek daha fazla fırsat tanımaları çağrısında bulundu.

Uluslararası arenada siber güç nasıl olunur?

Yavuz Emir Beyribey, ‘Dijital Türkiye’ hedefi doğrultusunda dijital dönüşümün

ayrılmaz bir parçası olan siber güvenlik alanında ekosistemin geliştirilmesinin ve iyileştirilmesinin Dijital Dönüşüm Ofisinin en önemli görevlerinden biri olduğunu ifade ederek siber güvenlik kapasitesinin inşa edilmesi hususunda gerekli koordinasyon çalışmalarında bulunduklarını vurguladı. Beyribey, “Biz siber tehditlerle nasıl mücadele edilir diye sormuyoruz artık.

Buraları çoktan çözümledik. Biz uluslararası arenada siber güç nasıl olunur, nasıl daha caydırıcı oluruz gibi soruların peşindeyiz”

şeklinde konuştu. Beyribey, kamu kurumu temsilcilerine seslenerek bu etkinlikte uzun vadeli bir stratejik ortaklık kurulmasını beklediklerini kaydederek hedeflerinin küresel ve milli olduğunu vurguladı.

DEİK altında Dijital Teknolojiler İş Konseyi kuruldu

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) altında Dijital Teknolojiler

İş Konseyi kurduklarını ve bu sayede firmaların küresel pazarda daha etkin olacaklarını dile getiren Beyribey firmalara şöyle seslendi: “Artık birbirinizle değil, yabancılarla yarışmanızı istiyoruz.

İç pazarda sıkışmak istemiyoruz.

2025 yılı ihracat hedefimiz 221 milyar dolar. Sektörün dış pazara açılması, teşvik yöntemleri, yurt dışı satışlar, yatırımcılarla üye firmaların bir araya gelebilmesi ve kredi ihtiyaçları için mesai harcamaktayız. Birçok ülke ile iş forumu düzenlenmesi hususunda temaslarda bulunuyoruz.”

12 kamu kurumuyla beraber kamuda yerli siber güvenlik ürünlerinin yaygınlaştırılması amacıyla başlattıkları çalışmalara da değinen Yavuz Emir Beyribey, hedeflerini küresel olarak güncellediklerinin ve aynı kararlılıkla çalışmalarına devam ettiklerinin altını çizdi.

DDO siber güvenlik yönetişim çerçevesini oluşturacak

Yapılacak bütçe düzenlemeleriyle, kamuda, yerli ürün tercih

edenlerin daha yüksek, yabancı tercih edenlerin ise daha düşük bütçe alabileceği bir yapı oluşturacaklarına dikkat çeken Beyribey, Dijital Dönüşüm Ofisi olarak yakın zamanda ulusal seviyede siber güvenlik yönetişim çerçevesini oluşturmak maksadıyla bir çalıştay düzenleyeceklerinin haberini paylaştı. Beyribey, oyunun izleyicisi değil; oyunun kurucusu olunması gerektiğinin altını çizerek “Gelin, oyunu hep birlikte kuralım” ifadesini kullandı ve yakın zamanda daha çok Türk unicorn şirketlerinin çıkacağına inancının tam olduğunu dile getirdi. Konuşmaların ardından davet edilen 29 kamu kurumu ile 49 üye firma bir araya geldi ve toplamda 500’ü aşkın görüşme gerçekleştirildi. Firmalar, 15’er dakikalık görüşmelerinde, bir araya geldikleri kamu kurum ve kuruluşlarıyla detaylı bilgi paylaşımında bulundular.

Türkiye Ulusal Siber Gösterim Merkezi (TUSGM) projesi hayata

geçiriliyor

(6)

eİ N SA N A DA İR

6

www.bthaber.com.tr 18 - 24 TEMMUZ 2022

Seneler önce, üzerine çok çalışılan ve çok önemli bir proje lansman gecesi çalışmadı. Sabaha kadar ne yapıldı ne edildiyse sorun çözülemedi ve proje başarısızlıkla sonuçlandı. Projenin o gece çalışması çok önemliydi sorun bir gün sonra çözülse bile artık müşteriler kaybedildiği için yaşanan sorunun telafisi de olmadı. O gecenin sabahında üst düzey bir yöneticimiz o güne kadar çok başarılı projeler yönetmiş ve gerçekten başarılı bir proje yöneticisi arkadaşıma herkesin önünde;

- Yaaa işte böyledir bu işler 100 tane başarılı proje yaparsın hatırlanmaz ama 1 tane yaptığın başarısız proje ile hatırlanırsın

demişti. Üstüne üstlük o gece lanse olan bir başka projede çalışıyordum ve sabahında arkadaşıma edilmiş bu sözden çok etkilenmiştim, hala da aklımdadır. Bir gün benim de mutlaka başarısız bir projem olacaktı ve o güne kadar ne yapmış olursam olayım aynı kaderi ben de paylaşacaktım.

İş hayatı ne kadar da acımasızdı böyle.

Yıllar sonra bir dergide ecnebi bir ülkede yaşanmış şu olayı okudum; bir pilot savaş uçağı uçururken bakımları eksik yapıldığı için uçak havada arıza yapıyor. Arıza yaptığı anlaşıldığında pilot ile yer arasında kısa bir değerlendirme sonucu yer pilotun uçaktan ayrılmasını ve kendisini kurtarmasını öğütlüyor. Pilot uçağı kurtarabileceğine inanıyor ve çok riskli olsa da uçağı yere indirmeyi başarıyor.

İner inmez uçağın bakımını kimin yaptığını soruyor ve öğrendikten sonra büyük bir hışımla hangara doğru yürüyor. İlgili teknisyen zaten olaydan haberdar korku içerisinde hangarda beklerken pilot ve arkasında kalabalık bir grubun kendisine yaklaştığını görüyor. Teknisyen de yaşanan sorunun kendisinden kaynaklandığını bildiği için cezasına razı bekliyor. Başını öne eğiyor ve dayak yeme ihtimali dahil kovulacağına kesin gözüyle bakıyor. Pilot yaklaşıyor, yaklaşıyor ve teknisyenin tam önünde duruyor.

Elini kaldırıyor tam vuracağı düşünülürken teknisyenin omzuna eline koyuyor ve;

- Evlat bugün beni öldürüyordun biliyorsun değil mi?

- Biliyorum efendim

- O zaman bundan sonra benim uçağımın tüm

bakımlarını sana emanet ediyorum (etrafta müthiş bir şaşkınlık oluyor tabii teknisyen de şaşırıyor)

- Ama efendim ben sizin ölümünüze neden oluyordum - İyi ya işte, artık hangi hatayı yapmayacağını biliyorsun

hayatımı sana emanet edebilirim.

Hangardaki herkes ve o hikayeyi o an okuyan ben hep bir ağızdan “hadiii cannnnnıııımmmm” diyoruz ama bizi ne pilot ne de teknisyen duyuyor, inanmamış gibi denir mi öyle? Ayıp bi kere C. Her şeyden önce bu öğretici ortamla dalga geçilemez.

Açıkçası yukarıdaki hikaye bana çok abartılı geldi. Olamaz mı elbette olur ama bizim kültürümüze çok uygun

gelmediği için benim aklım almakta biraz zorlandıC. Olayı abartılı bulsam da mesajı aldım “insan hata yapabilir”.

Yapılan araştırmalara göre yetişkin bir insan günde 35.000 karar alıyor (Robert Wesleyan Enstitüsü Yönetim ve Liderlik Araştırmaları Profesörü Dr. Joel Hoomans 2015). Sizce bu kadar kararın ne kadarını doğru veriyoruzdur? Araştırdım bulamadım ama yine bir zamanlar okuduğum bir kaynakta ortalama 10 kararımızın 8 tanesi hatalı diyordu.

Sizden yola çıkalım, düşünün şu yaşınıza kadar aldığınız tüm kararlar doğru muydu? Hiç mi hata yapmadınız? Hadi biraz daha rahatsız edeyim sizi C hayatınıza yön veren çok önemli kararlarınızı düşünün, hepsi doğru mu? Sizin hiç keşkeniz yok mu? Hem de hayatınızın dönüm noktalarında.

İçinizde kalsın cevabınız ama siz hata yapıyorsanız başkası da yapamaz mı?

Hatasız olma baskısı hata yaptırır. Bu cümlemi lütfen yanlış anlamayın benim söylemeye çalıştığım şey “ooohhh nasılsa hata yapacağım bari yaptığım işi iyi yapmaya çalışmayım da o kadar da yorulmayım” değil. Siz yaptığınız işi en doğru şekilde yapmaya çalışın, daha iyisini yapmak için elinizden geleni yapın ama hata yaparsanız da karalar bağlamayın.

Hata yapma fobisinin kan kardeşi de yanlış bir şey söyleme fobisidir. Topluluk içerisinde çok sık düşeriz bu tuzağa.

Bir toplantı yapılıyordur, kalabalıktır, üzerine üst düzey yöneticiler de toplantıdadır. Aklınıza söyleyecek bir şey gelir ama acaba;

- Ya söylediğim şey yanlışsa - Ya bana gülerlerse

- Ya yöneticim “ne kadar saçma bir şey söyledi” diye düşünürse

Bunları ve benzeri şeyleri düşündüğünüz oluyor mu? Ben söyleyeyim bu yazıyı okuyan sizlerin tamamını tanımıyorum (keşke tanısam) ama çoğumuz bunları düşünüyoruzC. Hiç dikkat ettiniz mi kalabalık bir ortamda sunum ya da sahnedeki kişinin konuşması bitip “sorunuz var mı”

dendiğinde ilk soruyu soran olmaktan çekinilir. O neden olur biliyor musunuz? Yukarıda bahsettiğim “ya …” lı çekincelerden. İşte o çekinceler şu aşağıdaki cümleleri kurdurur insanaC

- Dur şimdi başkası sorsun ona bir şey olmuyorsa ben de sorarım

Sorusu olan yok mu arkadaşlar?

- Kimse de sormuyor, sorsam mı acaba? Boşver ya çok da önemli bir soru değil aslında

Hiç mi soru yok arkadaşlar?

- Hiç kimse de sormuyor. Demek bir tek ben anlamamışım, neyse şimdi geri zekalı gibi görünmeyim.

Hatalıysam Ara

Devrim Zımba devrimzimba@yahoo.com

a

(7)

Bİ Lİ Şİ M D Ü N YA SI

7

www.bthaber.com.tr 18 - 24 TEMMUZ 2022

Mastercard’ın EEMEA (Doğu Avrupa, Orta Doğu ve Afrika) Bölgesinde yer alan dokuz pazarın yakından incelendiği araştırmaya göre; nakit, özellikle küçük işlemlerde en popüler ödeme biçimlerinden biri olmaya devam ediyor ve ankete katılanların yüzde 66'sı geçen yıl nakit ödeme yaptığını açıklıyor. Genel olarak, ankete katılanların yüzde 35'i geçen yıl daha az nakit kullandığını, dörtte birinden biraz fazlası ise daha fazla kullandığını söylüyor. Elektronik ticaret işletmeleri her geçen gün artıyor. Yenilikçi ödeme sistemleri, gelişmiş bankacılık altyapısı, dijital ve mobil ödemeler, adaptasyonu yüksek genç nüfus sayesinde her sektörde kemikleşmeye başladı.

Önümüzdeki 3 yıl içinde her iki işlemden birinin online ortamda yapılacağı öngörülüyor. Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri, Nijerya, Suudi Arabistan, Kenya, Mısır, Güney Afrika, Pakistan ve Fas’ı kapsayan EMEA Bölgesi’nde gerçekleştirilen araştırmaya göre dijital ödeme kullanımının her geçen gün arttığı, önümüzdeki dönemde de artmaya devam edeceği belirtiliyor.

Mastercard’ın dünya genelinde 35 binden fazla kişinin katıldığı araştırmada tüketicilere kripto, Şimdi al Sonra Öde (BNPL), dijital ödemelerin momentumu, biyometride güvenlik ve kolaylık, günlük finans olmak üzere beş odak alanında anketler gerçekleştirildi. Araştırmaya göre,

2021 yılında insanların yüzde 85'i en az bir yeni ödeme yöntemi kullandığı ortaya çıktı. Tüketicilerin yüzde 71'i parmak izi tanıma sistemi, yüzde 63'ü ise ödeme yapmak için yüz tanıma sistemini kullandı. Tüketicilerin yüzde 65'i BNPL taksit planını büyük veya acil bir satın alma için kullanmayı tercih ederken, yüzde 35'i küçük, günlük bir satın alma için de kullanmayı tercih ediyor.

BNPL kullanımı daha da artacak Araştırmaya göre; biyometrik ödemeler kolay ve güvenilir olsa da kullanıcılarda veri erişimine ilişkin endişelerin olduğu görülüyor. Hesaplar/

uygulamalar veya mobil satın almalar için kimlik doğrulaması, günümüzde biyometrinin en sık kullanıldığı alanların olduğu saptandı. Biyometrinin en az kullanıldığı alan ise mağaza içi satın alma olarak belirtiliyor. Buy Now Pay Latter (BNPL) çözümü, yani Şimdi Al Sonra Öde; yüksek ödemeler gerektiren harcamalarda kredi kartı limitini bloke

ettirmek istemeyen kullanıcılar ya da kredi kartı limitini aşan harcamalar için kullanışlı bir sistem olmasına rağmen,

kullanıcıların bankalardan gelen taksit önerilerini daha çok tercih ettiği ortaya çıktı. BNPL 2021’te global e-ticaret işlemlerinin yüzde 9’unu oluştururken, 2026’da yaklaşık yüzde 24’ünü oluşturması bekleniyor.

Tüketicilerin yüzde 41'i geçtiğimiz yıl içinde kriptoyla ilgili en az bir faaliyette bulundu.

Bitcoin'in piyasaya sürülmesinden on yıldan fazla bir süre

sonra, kripto para birimi hala çoğunlukla bir yatırım aracı olarak görülüyor. Araştırmaya göre tüketicilerin yüzde 11'i dijital bir varlık kullanarak bir satın alma işlemi gerçekleştirdiğini ve yüzde 36'sı ise önümüzdeki dönemde kripto ile ödemenin gerçekleştirebileceğini belirtiyor.

Kripto paranın değerindeki son düşüşten önce yapılan araştırmada tüketiciler sektörde daha fazla istikrar görmek istiyor. Yüzde 59'u kriptonun saygın bir kuruluş tarafından verildiğini veya desteklendiğini bilseler kripto konusunda daha güvende hissedeceklerini kabul ediyor. Yüzde 63'ü ise hükümetin kripto para birimini ve sabit para sektörünü düzenlemesi gerektiği konusunda hemfikir.

Tüketiciler, ödeme yeniliklerini

benimsemeye hazır

Böyle biten toplantılara mutlaka denk gelmişsinizdirC.

Şimdi diyelim ki süper bir gücünüz var ve herkesin aklından geçeni okuyorsunuz, toplantı katılımcılarının yarısının yukarıdaki 3 satırı aklından geçirdiğini düşünerek tekrar okur musunuz? Komik oluyor değil mi? C

Elbette soranlar da oluyor hatta az da değil ama çoğunluğun aklından yukarıdaki endişeler geçtiğine eminim.

Çalışan için ödevlerimiz var;

• Korkma arkadaşım konuş yahu bir şey olmaz, saçmalasan bile şu dünyada tek saçmalayan sen olmayacaksın

• Mükemmel-miş gibi davranmaktan vazgeç, fark ediliyor C doğal ol, inan böylesi daha güzel

• Nasılsa herkes hata yapıyor diye işleri bırakma, en iyisini yapmaya çalış ama hata yapabileceğini de bil

• Kendine güven, takımına güven, pozitif ol

Burada çalışan için ödevler var evet ancak madalyonun diğer yüzünde yöneticiler için de önemli ödevler var.

Pek sevgili yöneticim;

• Ben hata yapmamak için özen gösteririm ama lütfen hata yaparsam idare et ve arkamda dur (yöneticinin dilimizde eş anlamlısı boşuna idareci değildir)

• Lütfen benim söylediklerim sana saçma gelse bile beni kötü hissettirecek bir şey söyleme (belki saçma bir şey söylememişimdir bir de böyle düşün)

• Bir şey söylemek için cesarete ihtiyacım olabilir lütfen herkes için rahat konuşulacak bir ortam yarat

• Mevkin sana her şeyi bilme ve başarma yükü yüklemiyor, rahat ol, bizi de rahat ettir

• Günümüzde tek başına kahramanlıklar yok, biz iş

arkadaşıyız, beni kazanırsan oyunu kazanırsın

Bu noktada bir şeyin yanlış anlaşılmasını istemem, elbette

yöneticilere iyi bir takım kurmak, yaratılacak güven ortamı, düzeltilmesi gereken süreçler gibi birçok görev düşüyor ancak diğer tüm çalışanlarda da zehirli davranışlardan uzak durmak, iyi niyeti korumak, doğru ve düzgün çalışmak yükümlülüğü var. Bütün düşüncelerimi bu temelin üzerine kuruyorum aksi durumda yöneticinin görevi tüm olumsuz davranışları görmezden gelip gerçek dışı bir Pollyanna’cılıkla “her şey çok güzel, hepiniz şahanesiniz, canlarım benim, hepinizi alkışlıyorum şimdi herkes de beni alkışlasın” şeklinde kelebeklerin arkasından koşmak değil. Yöneticiler kadar takımdaki herkese düşen görevler elbette var.

Ve pek sevgili yöneticim sana çok yüklendim ve seni çok sevdiğimden radyodan senin için bir istek yaptım.

Orhan Gencebay’dan sana geliyor…

“Hatasız kul olmaaaaz Hatamla sev beniii”

Son olarak; yazıyı buraya kadar okuyan sevgili okurum; bu yazı için

“Hatalıysam ara 0 5** *** ** ** ”

CCC

a

(8)

Bİ Lİ Şİ M D Ü N YA SI

8

www.bthaber.com.tr 18 - 24 TEMMUZ 2022

Son döneme kadar dijital bankacılık ve finans konularına yoğunlaşan sektör yapay zeka, makine öğrenmesi, doğal dil işleme ve bulut teknolojileriyle birlikte veri temelli akıllı ve otonom finansal hizmetler geliştirmeye ağırlık verdi. Temel amaç ise banka müşterileriyle etkileşime geçmek. Bu konular ve daha fazlası, Dell Technologies’in tema sponsoru olduğu BTvizyon Dijital’in “Finansta Akıllı Servisler”

etkinliğinde uçtan uca ele alındı.

“Finans Hizmetlerden Dijital Platformlara Evrim” başlıklı sunumuyla EY Ortadoğu, Güneydoğu Avrupa ve Orta Asya (CESA) Bölgesi Dijital ve Teknoloji Lideri Onur Doğan etkinliğin açılışını yaptı. Özellikle 2000’li yıllardan itibaren 10 yıllık bir büyüme, sonraki 10 yıl Onur Doğan’ın tabiriyle çok önemli bir optimizasyon süreci yaşandı.

Herkes verimliliği ve performansı artırmaya yönelik aksiyonlar aldı. Onur Doğan’a göre, gerçek anlamda çok önemli yatırımlar yapıldı hem Türkiye’de hem globalde. Önümüzdeki 10 yıllık dönemde, EY olarak sanallaşma dalgası gördüklerini vurgulayan Onur Doğan’ın belirttiği gibi,

sanallaşma dalgasında en önde gelen oyuncu finans sektörü.

“Teknoloji yatırımlarında neredeyse 5 trilyon dolara varan bir teknoloji yatırımının tüm dünyada üçte birini tek başına finansal hizmetler, sermaye piyasa kuruluşları yapıyor” diyen Onur Doğan’a göre, bu yatırımlar da bizi geleceğe hazırlıyor. Sektör odağı dışına da çıkmaya başlayan bir dalgaya dikkat çeken Onur Doğan, detayları şöyle anlattı:

“Finansal hizmetler dediğimiz yapı bir platformlaşma noktasına gidiyor. Akıllı servisler de orada karşımıza çıkıyor. Gelecekte sanallaşma ile beraber bu platformlaşmayı göreceğiz ve bu platform içerisinde biz nasıl yer alabiliriz, bu platformda müşterinin ve paydaşların ilgisini nasıl çekebiliriz bunlar çok önemli.

Akıllı hizmetleri, akıllı servisleri dışarı vermeden önce yapılması gereken önemli konulardan bir tanesi yeni vizyon ortaya koymak. Daha merkeziyetsiz bir yapılaşma, daha sanallaşma, daha fazla entegrasyonun olduğu bir döneme giriyoruz.

Bu entegrasyonlar da çok kesintisiz, çok akışkan ve çok rahat olmak durumunda. Ama

bunları yaparken, özellikle bazı noktalarda içerde de yapılması gereken birçok konu çıkıyor.

Önümüzdeki 5 yıl içerisinde özellikle operasyonlar tarafında finansal hizmetlerin yaklaşık yüzde 75’inin insansız yapıldığı bir dünya olacağını öngörüyoruz.”

Dijital varlıklar çeşitlenecek Gelişim paralelinde Onur Doğan’ın dikkat çektiği gibi, Türkiye’de yer alan ve finansal hizmet sunan bir şirket, yarın globalde de kendi çok rahat müşteri kazanımını yapabilecek. Sektörel olarak da coğrafi olarak da çok önemli bir genişlemenin olacağı öngörülüyor.

Bu platformlaşma çerçevesinde yüzde 75 civarında insansız operasyonlar öne çıkarken, Onur Doğan’a göre, teknoloji yatırımları bundan sonra donanım ve yazılım gibi bildiğimiz alanlara değil, çoğunluk olarak yeni yatırımlara ve yeni teknolojilere akacak. Hatta işbirliğinin çok yüksek bir düzeyde olacağı da öngörülüyor. Öne çıkan bazı konuları Onur Doğan şöyle anlattı:

“Türkiye’de nerdeyse 4.5 milyona ulaşmış bir kripto kullanıcı sayısından bahsetmek mümkün.

Sermaye piyasalarının diğer tarafına, borsa tarafına baktığımız zaman 2.5 milyon kullanıcısı olan bir yapıdan bahsediyoruz. Bu bize yol haritasında bazı ipuçları veriyor. Bunlardan bir tanesi merkezsizleştirme konusu, bir diğeri de böyle bir platform ortaya çıktığı zaman bunun içerisine koyacağımız dijital varlıklar.

Artık bunlar ürünler olmayacak.

Vadeli mevduattan ya da sigorta poliçesinden bahsetmeyeceğiz.

Tamamen yeni akıllı servisler, kişisel kullanımımıza özel servisler olacak. Bir diğeri dijital topluluklar. Çünkü herkes belli topluluklar içerisinde hareket etme, NFT yapısı ya da başka yapılarla beraber belli

topluluklara dahil olma ilgisi içerisinde. Sanal dünyada bunu görüyoruz. Finansal hizmetlerde de bu hareketler bir servisten diğer servise akış, yeni bir servise adaptasyon konuları özellikle dijital topluluklar üzerinde çok önemli bir görev doğuruyor.”

Büyümenin temel taşı güvenlik

Onur Doğan, güvenlik ve siber yatırımlara da sunumunda değindi. Çünkü Doğan’ın belirttiği gibi, bu kadar platformlaştığımız, akıllı servisleri ön plana

koyduğumuz noktada metaverse ile beraber hayatımıza gelecek bir dijital ID konusu söz konusu.

Burada dijital kimlikler, çok fazla ön plana çıkacak. Onur Doğan’a göre, burada temel nokta şu: Kişisel verilerimizi korurken öyle güvenli bir ortamda da paylaşmamız gerekiyor ki, servisler arasında akışkan bir şekilde hareket edebilelim.

Onur Doğan, bu nedenle siber güvenlik tarafındaki yatırımların da özellikle akıllı servislerin büyümesinde çok belirleyici olacağını öngörüyor. “Önümüzde birkaç tane bariyer de var”

gerçeğini paylaşan Onur Doğan, devam etti:

“Bu bariyerlerden bir tanesi, yetkinlik ve insan kaynağı.

Bir yandan insansızlaşmayı öngörürken, kaynağı da Türkiye’de iyi değerlendirmemiz gerek. Diğer teknolojilerle beraber alanlar da büyüyor, ama finansal hizmetlerdeki yetkinliği, yeteneği büyütmek, içerde tutmak çok önemli. Bir diğer konu da diğer sektörlerle entegrasyondaki liderlerin değişimi. Yapmış olduğumuz görüşmelerde, müşterilerimizle yapmış olduğumuz projelerde yeni liderlerin çok daha farklı vizyonlarla geldiğini görüyoruz.

Birçoğu arkadaşımız ve onlarla

Teknoloji ve müşteriler bir

sektörü yeniden tanımlıyor

Bir zamanların ‘alternatif’ olarak tanımlanan bankacılık

uygulamaları, artık birincil kanal ve sektörün ismi de ‘dijital

bankacılık’. Teknoloji kullanımı, fintech işbirlikleri ve banka içi

inovasyon yetkinlikleri ise bundan daha fazlasının olacağının

göstergesi.

(9)

Bİ Lİ Şİ M D Ü N YA SI

9

www.bthaber.com.tr 18 - 24 TEMMUZ 2022

konuştuğumuz zaman çok farklı fikirler denenmeye başlandı.

Tasarım stüdyoları kuruluyor.

İnovasyon seansları yapılıyor.

İnovasyon ekipleri kuruluyor.

Yeni ve farklı noktalarda sanal mimari ekipler de oluşmaya başladı. Bu çok sevindirici, çünkü yeni teknolojiler için yetkinlik Türkiye’nin önündeki en önemli konulardan birisi.”

Kızışan rekabet ve regülasyonlar

“Finansal Servislerin Geleceği: BT Dönüşümü ve Siber Dayanıklılık”

başlıklı sunumuyla Dell Technologies Kıdemli Çözüm Mimarı Ergün Çelik, finansal hizmetlerin dönüşümünden ve teknolojilerle birlikte değer önerilerinden bahsetti.

Araştırmalardan yola çıkan Ergün Çelik, “Mevduat toplama, toplanan mevduat üzerinden kredi verme, kredi kartı harcamaları, para transferleri gibi geleneksel bankacılığın, bugün geldiğimiz noktada müşterilerin ihtiyaçlarına cevap vermediği ve kurumları hedeflenen kârlılıklarından uzaklaştırdığı söyleniyor” dedi.

İkinci önemli konu ise bu iş modelini dönüştürmek için finans kurumlarının üzerinde etkin olan baskı. Bu baskıyı, pandemi ile öne çıkan yeni startup’lar, yeni iş modelleri olarak gösteren Ergün Çelik’in belirttiği gibi, farklı kategorilerde bankaların yaptığı işlere alternatif ve

müşterilerin bugünkü ihtiyaçlarını karşılayabilecek farklı inovatif çözümlerle pazarda olan rakipler var. Regülasyonlar ise bir tarafta müşterileri korurken, bankacılık tarafında ciddi bir yatırım, ciddi bir düzenleme, hatta bazı durumlarda yavaşlık da getiriyor. Ergün Çelik’in belirttiği gibi, bu da bir baskı. Çelik’e göre, bunları aşmak için yeni hizmetlerle birlikte yeni dijital kanallar üzerinden geliştirilmiş yeni servislerle birlikte gelir artışı planlanıyor. İkincisi müşteri deneyimini artırmak. Hızlı geçişin önüne geçmek için müşterilerin ihtiyaçlarına cevap verebilecek platformların geliştirilmesi, beraberinde maliyet azaltma ve ileri düzey bir dayanıklılık hedefleri var. Yeni dönemde bankacılığın önünde duran başlıkları böyle tanımlayan Ergün Çelik, detayları şöyle anlattı:

Uçtan uca bir döngü hedef

“Bankacılık sisteminin ulaşmak istediği zirve dijital bankacılık.

Geleneksel bankacılıktan platform bankacılığına doğru bir geçiş var. Müşterinin ihtiyacı olan bütün finansal servisleri, gelenekselin dışında sadece ev kredisi değil, o evi aldıktan sonra mobilyalarının da alınması ya da evin dekorasyonu ile ilgili gerekli maliyetlerin bir şekilde finanse edildiği uçtan uca bir yaşam döngüsü sunma planı var bankaların. Burada da dijital kanallar ön plana çıkıyor. Yeni servisler geliştiriliyor. Veri çok önemli hale geliyor. Yapay zeka, makine öğrenmesi ya da robotik operasyonlarla bu veriden anlam üreterek, kişiye özel servisler sunmaya daha da ağırlık veriliyor.

Bankalar ve finans sektörü açısından siber güvenlik diğer sektörlere göre çok daha önemli bir başlık. Teknoloji tarafında kategorileri temelde 4 başlığa ayırıyoruz. Birincisi uygulamaların olduğu yer, ikincisi verinin olduğu yer, üçüncüsü bunların tüketim modeli on-prem gelişen veri merkezleri, son olarak da bu üç ana başlığı sarmalayan güvenlik ve siber dayanıklılık."

Bankalarda üç temel uygulama kullanılıyor: Dijital kanallar, ana bankacılık, ödeme sistemleri.

Ergün Çelik’e göre, bunlar daha çok değişime kapalı sistemler.

Kurumlarda tasarımlardan mikro servislere, konteynırlara daha çevik altyapılara doğru bir dönüşüm var. Bankalar özellikle ana bankacılık ödeme sistemleri ya da standart uygulamaları ISP’ler liderliğinde modernize ediyor. Ama diğer tarafta dijital kanalların modernizasyonu bankalar tarafından yürütülüyor. “Türkiye bu noktada hem bölgesel olarak bağlı olduğumuz bölgede hem de Avrupa’da çok ciddi geliştirici yazılımcıya sahip. Bankacılıkta da özellikle bölgemizde ve Avrupa’nın üzerinde olduğumuzu söyleyebilirim” vurgusunu paylaşan Ergün Çelik, gözlemlerini ve beklentilerini şöyle anlattı:

Açık bankacılık güç kazanıyor

“Dışardan kaynak kullanmak yerine Türkiye’de özellikle inhouse geliştirme ciddi anlamda destekleniyor.

Burada da alternatif modeller yaratılmaya çalışılıyor. Dell

olarak biz uygulama geliştirme konusunda müşterilerimize bir platform sağlıyoruz.

Monolotik uygulamaların yeniden tasarlanması, dönüştürülmesi noktasında danışmanlık ekiplerimizle birlikte müşterilerimizle çalışıyoruz. Bu modernize olmuş uygulamaların çalışacağı platformları,

teknolojiden bağımsız referans mimarilerle ve en ideal

tasarımlarla bankalara sunuyoruz.

Burada bir platform sağlayıcı olarak veri merkezinin içerisinde yer aldığımızı söyleyebilirim.

Bunun otomasyonu, güvenliği gibi bütün konularda müşterilerimizin yanında oluyoruz. İkincisi veri konusu. Geldiğimiz noktada açık bankacılık platformu ve fintek entegrasyonları ile birlikte bu verinin açılması, sadece kurumun elinde olan kıymetli bir varlık olmaktan çıkıp, gerektiği durumda başka yerlerde de kullanılabilecek hale dönüştürülmesi gerekiyor.

Yapay zeka, makine öğrenmesi dediğimiz teknolojiler de bu verinin üzerinde kurumlara ve müşterilere ciddi değer yaratıyor.

Nerelerde kullanılıyor derseniz, açık bankacılıktan bahsettim, ödemelerde, yeni ürün ve hizmetlerin geliştirilmesinde, risk ve suç azaltmada bu kavramın kullanıldığını gözlemliyoruz.

Dell olarak ‘birden fazla veri setiniz olabilir ve bunların merkezileştirildiği bir kurumsal veri merkezi kurmalısınız’

diyoruz. Merkezileştirilmiş bir veri havuzu stratejisini güdüyoruz. Bunu yaparken de endüstride bilinen bütün üreticilerle entegrasyonumuz var. Bulut konusunda Türkiye’de regülasyon var ve ‘bulut işletim modeli’ diyoruz. Hem altyapı tarafında hem operasyon tarafında dönüşümler yaşanıyor.

Bunun servis olarak sunulması

için hem kültürel dönüşüm kurumlarda yaşanıyor hem de BT tarafında bir dönüşüm yaşanıyor. Bulutun sunduğu self servis portal yeteneklerini kendi veri merkezlerinde oluşturabileceklerini söylüyoruz.

Son başlığımız siber güvenlik.

Burada veri çok değerli ve biz burada bir metodoloji takip ediyoruz. Tanımlamadan başlayıp, koruma, tespit etme ve müdahaleye kadar birçok çözümümüz var. Asıl fark yarattığımız yer de kurtarma kısmında. Dell olarak finans sektöründe teknolojik dönüşümü üç ana başlık, bir de çevreleyici başlıkla değerlendiriyoruz.”

Dijital etkinlik, “Finansal Servisler” başlıklı panelle tamamlandı. KPMG Türkiye Bilgi Sistemleri Risk Yönetimi Bölüm Başkanı Sinem Cantürk’ün yönettiği panelin katılımcıları ise Dell Technologies Kıdemli Çözüm Mimarı Ergün Çelik, Akbank Teknoloji Yönetimi ve Veri Teknolojileri Bölüm Başkanı Filiz Yeter, AlbarakaTech Global, Strateji ve İş Geliştirmeden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Hasan Laçin ve Fibabanka Risk Analitiği ve Kredi Politikaları Direktörü Nil Duran oldu.

Bankacılık sektörünün evrimine odaklanan katılımcılar, geleneksel iş modellerinin yerini yeni yapılara bıraktığı konusunda hemfikir olurken, sektörde büyük ve kapsamlı kavram değişikliklerinin olduğuna işaret edildi. Şubelerden yürütülen ve alışılagelen bankacılık, alternatif şekline dönüştü. Çok büyük bir kavram değişikliği kapsamında teknoloji tüm bu değişimin önünü açan esas unsur. İkinci neden ise özellikle pandemi dönemiyle artan müşteri beklentileri ve finans kuruluşlarının müşteri deneyimini geliştirme çabası.

(10)

TE LE KO M

10

www.bthaber.com.tr 18 - 24 TEMMUZ 2022

Bu yıl 20. yaşını kutlayan Serbest Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği (TELKODER), 2021 yılı Telekomünikasyon Sektörü Düzenlemelerine Yönelik Değerlendirmeler Raporu’nu sektör ve kamuoyuyla paylaştı.

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) verilerine göre, 2021’de telekomünikasyon sektörü toplam gelirleri 92,37 milyar TL oldu. Yıllık ortalama dolar kuru ile hesaplandığında pazar büyüklüğü 10,41 milyar dolar. Son 5 yılın verilerine bakıldığında; 2016’da 15,06 milyar dolar, 2017’de 14,01 milyar dolar, 2018’de 12,25 milyar dolar, 2019’da 11,74 milyar dolar, 2020’de 10,98 milyar dolar ve 2021’de 10,41 milyar dolar büyüklüğü olan ve dolar bazında sürekli düşen bir pazar geliri ortaya çıkıyor. TÜİK enflasyon verileri kullanılarak yapılan diğer bir hesaplamaya göre enflasyon etkisinden arındırılmış pazar büyüklüğü ise 13,45 milyar TL oldu.

Telekomünikasyon sektörünün Türkiye için kritik rolünün pandemi sürecinde bir kez daha net biçimde görüldüğünü ve 2003 yılından beri sektörde dikkat çekecek seviyede bir büyüme olmadığını söyleyen TELKODER Yönetim Kurulu Başkanı Halil Nadir Teberci, “2003 yılında 14,98 milyar TL olan enflasyondan arındırılmış elektronik

haberleşme gelirinin 2021 yılında 13,45 milyar TL olduğu ortaya çıkıyor. Artık sektörümüzün fiber altyapı gibi önemli bazı sorunları ve çözüm hedefleri Cumhurbaşkanı nezdinde dile getiriliyor. Bu yaklaşımlar umarız ki sektörün büyümesinde yaşanan tüm sorunların dikkatle değerlendirilmesini ve sorunların çözülmesini sağlar. Hem karar vericileri hem sektör paydaşlarını gerçek rekabet ortamını

destekleyecek yaklaşımları göstermeye çağırıyoruz. Zira, telekomünikasyon tüm alt alanlarıyla iş dünyasından eğitime kadar birçok sektörün altyapısı niteliğinde ve özellikle fiber altyapı başta olmak üzere

telekomünikasyon sektörünün gücü Türkiye’nin ekonomik gücünü destekleyecek” dedi.

Alternatif

işletmecilere destek önem taşıyor

Raporda geçmişten bugüne pazarda bulunan büyük cirolu işletmeciler dışında, sonradan kurulan ve yenilikçi yaklaşımlarla tüketicilere hizmet sunmaya odaklanan alternatif işletmecilerin 2021 toplam gelirlerinin

9,52 milyar TL olduğu, 2002 yılında başlayan serbestleşme hareketinden bugüne kadar geçen 20 yılda alternatif işletmecilerin toplam sektör gelirleri içerisindeki payının beklenen büyüklüğe ulaşmadığı ve sadece %10,3’lerde kalmış olduğu görülüyor.

BTK tarafından Kasım 2011’de alınan fiber düzenleme muafiyet kararının uygulama döneminde, Türk Telekom’un yatırımlarında önemli miktarda artış

yaşanmadığı dikkat çekerken, fiber kararının uygulamada olduğu dönemler olan 2011- 2016 arasında Türk Telekom’un yatırımlarında sadece %6’lık bir artış olduğu ortaya çıkıyor. 2021 yılında Türk Telekom’un 4,8 Milyar TL yatırım yaptığı görülürken, alternatif işletmecilerin yatırım miktarı 6,8 milyar TL olarak kayıtlara geçiyor. TELKODER;

“Ülkemizde altyapı yatırımları yapılmasının önündeki engellere rağmen alternatif işletmecilerin yatırım iştahının oldukça fazla olduğu, söz

konusu engellerin kaldırılması durumunda çok daha büyük yatırımlara hazır oldukları açıkça görülüyor”

diyor.

Sabit ses trafiğinde keskin düşüş Sabit ses trafiğine ilişkin verilere bakıldığında, 2010 yılından itibaren toplam ses trafiği içerisinde sabit ses trafiğinin çok ciddi oranda düşmeye başladığı gözden kaçmıyor. Bu durum raporda şöyle özetleniyor: “Tüm dünyada genel olarak sabit ses

trafiğinin düşme eğilimi içinde olduğu bilinmekle beraber ülkemizde düşüşün çok daha büyük olduğu görülüyor. Örneğin;

Türkiye’de toplam trafiğin %1,6’sı sabit, %98,4’ü mobil trafik iken, İngiltere’de sabit trafik %19,14, mobil trafik %80,86 ve Avrupa Birliği’nde ise sabit trafik %20 ,37 mobil trafik %79,63’dür.

Türkiye’de sabit trafikteki çok hızlı düşüşün temel sebebinin pazardaki rekabet eksikliği olduğunu söylemek gerekiyor.

Zira rekabetin gelişmediği pazarlarda, pazara yeni giren işletmecilerin fiyat ve kalite üzerindeki rekabetçi baskılarının sınırlı olması yerleşik işletmecinin Ar-Ge, yatırım ve tarife gibi sektörü büyütecek kararlarını olumsuz yönde etkiliyor”.

2020 yılında 82,4 milyon olan toplam genişbant abone sayısının 2021 yılında 88,1 Milyona ulaştığı açıklanmıştı.

Ancak rapora bakıldığında, 2013 yılından sonra fiber abone sayısındaki artış hızının ciddi ölçüde yavaşladığı görülüyor.

2021 yılı sonuna gelindiğinde artış hızının %5,8’e düşmesi dikkat çekiyor. TELKODER, fiber abone sayısının kayda değer oranda arttırılabilmesi için, fiber şebekenin hızla yaygınlaşması ve bu kapsamda, yerli ve yabancı yatırımcıların fiber altyapı kurma çalışmalarının önündeki engellerin kaldırılması gerektiğini değerlendiriyor.

Toplam sabit genişbant aboneliği içinde fiber abone sayısının oranı incelendiğinde, 2021 sonunda bu oranın %26 olduğu ortaya çıkıyor.

OECD verilerine göre ise bu oran Kore’de %85, Litvanya’da %77, İspanya’da %76, Finlandiya’da

%58, Estonya’da %43, Fransa’da

%40 olarak tespit ediliyor.

Türkiye mevcut durumda %32

olan OECD ortalamasının da altında kalıyor.

Fiber uzunluklarına bakıldığında ise 2012 yılından sonra Türk Telekom’un fiber km artış oranının yavaşlamış olduğu açıkça görülüyor. 2009- 2021 yılları arasında yani 12 yılda Türk Telekom fiber şebekesi %185,7 büyürken alternatif işletmecilerin fiber şebekelerinin %512,97 büyümesi raporda oldukça şaşırtıcı bir tespit olarak nitelendiriliyor.

Düzenleyici tedbirlere ve ekonomik avantajlara rağmen Türk Telekom’un fiber şebekesinin yeteri kadar büyüme göstermediğine vurgu yapılan raporda düzenlemelerin uygulanmasının etkisiz kalması nedeniyle alternatif işletmecilerin istedikleri yatırımları

yapamadıkları ifade ediliyor. Yeni yatırımların önünün açılmasının ve fiber yatırımlarının teşvik edilmesinin ülkemize global rekabette büyük güç katacağı belirtiliyor.

Potansiyel uydu

haberleşmesinde öne çıkıyor TELKODER Raporu, 2021 yılsonu itibariyle 15.163 uydu haberleşme hizmetleri abonesi bulunduğunu ortaya koyuyor. Türkiye

üzerindeki uydu kapasitesi dikkate alındığında abone sayısının geçtiğimiz yıllardaki gibi hala çok düşük olması dikkat çekiyor. Çalışmada ayrıca, uydu sektörümüz ve onunla birlikte TÜRKSAT’ın iç ve dış piyasadaki fırsatları kaçırdığı da aktarılıyor.

Bu doğrultuda, uydu haberleşme sektörünün önünde imkânlara karşılık ihtiyaçların da bulunduğu bir ortamda, gerekli adımların atılamadığı vurgulanıyor.

Geçtiğimiz yılki raporda olduğu gibi 2021 raporunda da Dünya

Fiber altyapı öncelik olmalı

a

K

urumsal yapıda yer alan veri türleri ve ilgili düzenlemelere uyum başta olmak üzere farklı başlıklarda veri tabanının yetkinliğine odaklanılan dijital etkinlikte, uçtan uca veri tabanı güvenliği ve IBM Security Guardium mimarisinin fark yaratan özellikleri ele alındı. Exclusive Networks Türkiye CTO’su Veysel Gündoğdu ve Exclusive Networks Türkiye Kıdemli Sistem Mühendisi Adem Çeltik, IBM Security Guardium ürünü hakkında detaylı bir sunum ve demo uygulamasını katılımcılarla paylaştı.

IBM Security Guardium yapısını müşterileri ile 2007 yılından beri anahtar teslim bir çözüm olarak buluşturan Exclusive Netwoks Türkiye, böylece Türkiye’de regülasyonların gelişim

döneminde önemli bir adım attı. IBM’in 2009 yılında Guardium ürününü satın alması ile Exclusive Networks de distribütörlüğü aşarak

‘katma değerli iş ortaklığı’ modelini hayata geçirdi. 2002 yılında kurulmuş bir startup olan Guardium, sadece veritabanı güvenliğine odaklanan

bir çözüm. Farklı veri tabanlarına desteği ile Guardium, küresel bazda finans, sigorta ve perakende başta olmak üzere birçok farklı sektörün önde gelen büyük ölçekli şirketlerinde kullanılıyor. Türkiye’de de benzer bir kullanım söz konusu. Buna göre, Türkiye’de 4 operatörde ve 35’ten fazla bankada, 2 e-ticaret, 2 enerji, 4 sigorta şirketi ve ilgili kamu kuruluşlarında bu çözüm aktif biçimde çalışıyor.

Çünkü gelişen kurumsal dinamikler ve ihtiyaçlar, çeşitlenen risklere karşılık güvenliğin önemi, kurumsal devamlılık kurumsal verinin korunmasını daha da önemli hale getiriyor. Ana mimariden kullanıcı yapılarına ve uç noktalara uzanan güvenlik mimarisi ve kontrol mekanizmasına karşılık, veritabanı sunucularına güvensiz bir şekilde direkt erişen bir grup, yani şirket çalışanları da var. Buradaki birinci ihtiyaç veritabanına kontrolsüz bir şekilde erişen kullanıcıların ne yaptığını bilebilmek. İkinci önemli konu ise regülasyonlar ve uyumluluk. Her ülkede her sektörde farklı regülasyonlara uyum gerekliliği var. Bu noktada dikkat edilmesi gerekense net: Veritabanı sunucularına gerçek kullanıcılar bağlandığı zaman, yapılan işlemleri kayıt altına alınıyor mu ve kayıt altına alınan işlemlerin değişmezliği garanti edilebiliyor mu? Kritik veri tespit ediliyor

Bu gerekliliklerle ilgilenirken ikinci problem, söz konusu adımları atarken görevler ayrılığı ilkesini gözetmek. Görevler ayrılığı; temelde yetkiyi veren kişiyle yetkiyi kullanan kişi ve grupların ayrılması anlamına geliyor ve bağımsızlık esas. Guardium ise bu temel problemlere net çözüm sağlıyor. Öncelikle Guardium veritabanı üzerinde yapılan veri erişim değişiklikleri gerçek zamanlı olarak kayıt altına alınıyor. Guardium dahili izleme mekanizmasına ihtiyaç duymadan bunu yaptığı için de görevler ayrılığı ilkesini karşılıyor. Böylece sistemi izleme yapısı da hayat buluyor.

Bu işlemleri gerçek zamanlı yaparken Guardium, arka tarafta kullanıcı davranışını da analiz ediyor. Hatta belli bir makine öğrenme sürecinden sonra bir kullanıcının risk haritasını çıkarıyor. Kritik

verilerin yönetimini Guardium kolaylaştırıyor. Dahili bir veri sınıflandırma modülü sayesinde hassas veriler hangi tabloda hangi sütunda geçiyorsa rahatlıkla tespit ediliyor. Böylece özellikle KVKK, GDPR gibi regülasyonların ihtiyaçları doğrudan karşılanıyor. Kritik veriyi tespitte Guardium veri sınıflandırma modülü önemli fayda sağlıyor. Guardium keşif yetkinliği de özellikle karma bir veritabanı kullanımı durumunda, ekiplere kolaylık sağlıyor.

Kritik verileri keşif kolaylığı

Exclusive Networks Türkiye Kıdemli Sistem Mühendisi Adem Çeltik: “Guardium’un içerisinde gelen base lisansla öne çıkan özelliklerden biri veritabanı keşfi.

Network’lerinizde bulunan veritabanları hangileri, hangi portlardan çalışıyor, bunun keşfini Guardium ile sağlayabiliyorsunuz.

Bir özelliğimiz de Data Classification. Bu, özellikle KVKK’nın hayatımıza girmesinden sonra tüm Guardium kullanan kurumlarda çok popüler hale gelen bir prosesimiz. Bu sayede kritik verileriniz veritabanınızın neresinde tutuluyorsa, bunların keşfini sağlayabiliyorsunuz. Guardium içerisinde gelen hazır şablonlarda kurallar bütünü mevcut. Exclusive Networks Türkiye olarak KVKK’ya tabi verilerin keşfini sağlayacak kendi politikalarımızı da gerçekleştirdik ve bunları, bizden hizmet alan kurumlara ücretsiz bir şekilde sağlıyoruz. Bu sayede sizden habersiz yeni bir uygulama geliştirici ya da yeni bir tablo oluşturup, tabloyu klonlayıp, farklı bir isimle, farklı bir yerde saklamaya başlarsa, Guardium bunu

otomatik keşfederek kendi grupları içerisinde yönetiyor. Yine bu tablolar içerisindeki kolonlar üzerindeki aktiviteleri size otomatik alarmlarla ya da düzenli raporlarla iletiyor.

Diğer bir modülümüz olan zafiyet test modülü, veritabanı üzerinde konfigürasyon, test seviyesi gibi farklı alanlarda taramalar gerçekleştirerek veritabanı güvenliğinin keşfini sağlıyor. Bu tarafta 22 farklı veritabanı için Guardium’un desteği mevcut.”

Görünürlüğü ortaya koyan yapı

Exclusive Networks Türkiye Kıdemli Sistem Mühendisi Veysel Gündoğdu: “Guardium ile veritabanındaki herhangi bir durumun kontrolünü sağlayabiliyorsunuz. Guardium 12 farklı veritabanı tipi için hazır yetki sorgularını kendi içerisinde barındırıyor. Bunların dışında kalanlar için ise farklı platformlardan SQL’ler bulup, kendi taramalarınızı yazabiliyorsunuz. Guardium’u güçlü kılan yanlarından bir tanesi de izleme esnasında yazabildiğiniz detaylı politika tanımları. Bu tarafta aklınıza gelebilecek tüm senaryolar için alarm kuralları ya da farklı alınacak aksiyonlar için kurallar gerçekleştirebiliyorsunuz. Farklı senaryolarda sadece son kullanıcıların yaptığı aktiviteleri analiz ederek bunlardan istenmeyen aktivitelerin bloklanmasını sağlayabiliyorsunuz. Farklı görevlerdeki kullanıcılara farklı tipte raporlar oluşturarak onların düzenli bir şekilde bunları incelemesini sağlayabiliyorsunuz. Guardium projelerinde fazlandırma çalışmalarımız görünürlüğü ortaya koymakla başlıyor. Sonra, yapılan bu bağlantılar doğrultusunda neleri alarm olarak belirlemek gerektiğini müşterilerimizle saptıyoruz. Son olgunluk safhasında da gerçekten kritik kabul edilebilecek ya da kullanıcının yetkisi olsa dahi çalıştırılmaması gereken aktiviteler varsa bunların

engellenmesi doğrultusunda ilgili politika kurallarını sisteme entegre ediyoruz.”

Exclusive Networks Türkiye, Haziran ayında “IBM Security Guardium ile Kritik Verileri Keşfet, İzle, Koru…” başlıklı webinarı katılımcılarla buluşturdu.

Odak noktası ‘veritabanı güvenliği’

EXCLUSİVE NETWORKS BİLİŞİM A.Ş. Kayışdağı Cad. Karaman Çiftliği Yolu Kar Plaza No: 47/1

İçerenköy - Ataşehir / İSTANBUL Tel: (216) 464 04 90

Web: www.exclusive-networks.com/tr E-posta: info.tr@exclusive-networks.com

(11)

K

urumsal yapıda yer alan veri türleri ve ilgili düzenlemelere uyum başta olmak üzere farklı başlıklarda veri tabanının yetkinliğine odaklanılan dijital etkinlikte, uçtan uca veri tabanı güvenliği ve IBM Security Guardium mimarisinin fark yaratan özellikleri ele alındı. Exclusive Networks Türkiye CTO’su Veysel Gündoğdu ve Exclusive Networks Türkiye Kıdemli Sistem Mühendisi Adem Çeltik, IBM Security Guardium ürünü hakkında detaylı bir sunum ve demo uygulamasını katılımcılarla paylaştı.

IBM Security Guardium yapısını müşterileri ile 2007 yılından beri anahtar teslim bir çözüm olarak buluşturan Exclusive Netwoks Türkiye, böylece Türkiye’de regülasyonların gelişim

döneminde önemli bir adım attı. IBM’in 2009 yılında Guardium ürününü satın alması ile Exclusive Networks de distribütörlüğü aşarak

‘katma değerli iş ortaklığı’ modelini hayata geçirdi.

2002 yılında kurulmuş bir startup olan Guardium, sadece veritabanı güvenliğine odaklanan

bir çözüm. Farklı veri tabanlarına desteği ile Guardium, küresel bazda finans, sigorta ve perakende başta olmak üzere birçok farklı sektörün önde gelen büyük ölçekli şirketlerinde kullanılıyor. Türkiye’de de benzer bir kullanım söz konusu. Buna göre, Türkiye’de 4 operatörde ve 35’ten fazla bankada, 2 e-ticaret, 2 enerji, 4 sigorta şirketi ve ilgili kamu kuruluşlarında bu çözüm aktif biçimde çalışıyor.

Çünkü gelişen kurumsal dinamikler ve ihtiyaçlar, çeşitlenen risklere karşılık güvenliğin önemi, kurumsal devamlılık kurumsal verinin korunmasını daha da önemli hale getiriyor. Ana mimariden kullanıcı yapılarına ve uç noktalara uzanan güvenlik mimarisi ve kontrol mekanizmasına karşılık, veritabanı sunucularına güvensiz bir şekilde direkt erişen bir grup, yani şirket çalışanları da var. Buradaki birinci ihtiyaç veritabanına kontrolsüz bir şekilde erişen kullanıcıların ne yaptığını bilebilmek. İkinci önemli konu ise regülasyonlar ve uyumluluk. Her ülkede her sektörde farklı regülasyonlara uyum gerekliliği var. Bu noktada dikkat edilmesi gerekense net: Veritabanı sunucularına gerçek kullanıcılar bağlandığı zaman, yapılan işlemleri kayıt altına alınıyor mu ve kayıt altına alınan işlemlerin değişmezliği garanti edilebiliyor mu?

Kritik veri tespit ediliyor

Bu gerekliliklerle ilgilenirken ikinci problem, söz konusu adımları atarken görevler ayrılığı ilkesini gözetmek. Görevler ayrılığı; temelde yetkiyi veren kişiyle yetkiyi kullanan kişi ve grupların ayrılması anlamına geliyor ve bağımsızlık esas.

Guardium ise bu temel problemlere net çözüm sağlıyor. Öncelikle Guardium veritabanı üzerinde yapılan veri erişim değişiklikleri gerçek zamanlı olarak kayıt altına alınıyor. Guardium dahili izleme mekanizmasına ihtiyaç duymadan bunu yaptığı için de görevler ayrılığı ilkesini karşılıyor. Böylece sistemi izleme yapısı da hayat buluyor.

Bu işlemleri gerçek zamanlı yaparken Guardium, arka tarafta kullanıcı davranışını da analiz ediyor.

Hatta belli bir makine öğrenme sürecinden sonra bir kullanıcının risk haritasını çıkarıyor. Kritik

verilerin yönetimini Guardium kolaylaştırıyor.

Dahili bir veri sınıflandırma modülü sayesinde hassas veriler hangi tabloda hangi sütunda geçiyorsa rahatlıkla tespit ediliyor. Böylece özellikle KVKK, GDPR gibi regülasyonların ihtiyaçları doğrudan karşılanıyor. Kritik veriyi tespitte Guardium veri sınıflandırma modülü önemli fayda sağlıyor. Guardium keşif yetkinliği de özellikle karma bir veritabanı kullanımı durumunda, ekiplere kolaylık sağlıyor.

Kritik verileri keşif kolaylığı

Exclusive Networks Türkiye Kıdemli Sistem Mühendisi Adem Çeltik: “Guardium’un içerisinde gelen base lisansla öne çıkan özelliklerden biri veritabanı keşfi.

Network’lerinizde bulunan veritabanları hangileri, hangi portlardan çalışıyor, bunun keşfini Guardium ile sağlayabiliyorsunuz.

Bir özelliğimiz de Data Classification. Bu, özellikle KVKK’nın hayatımıza girmesinden sonra tüm Guardium kullanan kurumlarda çok popüler hale gelen bir prosesimiz. Bu sayede kritik verileriniz veritabanınızın neresinde tutuluyorsa, bunların keşfini sağlayabiliyorsunuz. Guardium içerisinde gelen hazır şablonlarda kurallar bütünü mevcut. Exclusive Networks Türkiye olarak KVKK’ya tabi verilerin keşfini sağlayacak kendi politikalarımızı da gerçekleştirdik ve bunları, bizden hizmet alan kurumlara ücretsiz bir şekilde sağlıyoruz. Bu sayede sizden habersiz yeni bir uygulama geliştirici ya da yeni bir tablo oluşturup, tabloyu klonlayıp, farklı bir isimle, farklı bir yerde saklamaya başlarsa, Guardium bunu

otomatik keşfederek kendi grupları içerisinde yönetiyor. Yine bu tablolar içerisindeki kolonlar üzerindeki aktiviteleri size otomatik alarmlarla ya da düzenli raporlarla iletiyor.

Diğer bir modülümüz olan zafiyet test modülü, veritabanı üzerinde konfigürasyon, test seviyesi gibi farklı alanlarda taramalar gerçekleştirerek veritabanı güvenliğinin keşfini sağlıyor. Bu tarafta 22 farklı veritabanı için Guardium’un desteği mevcut.”

Görünürlüğü ortaya koyan yapı

Exclusive Networks Türkiye Kıdemli Sistem Mühendisi Veysel Gündoğdu: “Guardium ile veritabanındaki herhangi bir durumun kontrolünü sağlayabiliyorsunuz. Guardium 12 farklı veritabanı tipi için hazır yetki sorgularını kendi içerisinde barındırıyor. Bunların dışında kalanlar için ise farklı platformlardan SQL’ler bulup, kendi taramalarınızı yazabiliyorsunuz.

Guardium’u güçlü kılan yanlarından bir tanesi de izleme esnasında yazabildiğiniz detaylı politika tanımları. Bu tarafta aklınıza gelebilecek tüm senaryolar için alarm kuralları ya da farklı alınacak aksiyonlar için kurallar gerçekleştirebiliyorsunuz. Farklı senaryolarda sadece son kullanıcıların yaptığı aktiviteleri analiz ederek bunlardan istenmeyen aktivitelerin bloklanmasını sağlayabiliyorsunuz. Farklı görevlerdeki kullanıcılara farklı tipte raporlar oluşturarak onların düzenli bir şekilde bunları incelemesini sağlayabiliyorsunuz. Guardium projelerinde fazlandırma çalışmalarımız görünürlüğü ortaya koymakla başlıyor. Sonra, yapılan bu bağlantılar doğrultusunda neleri alarm olarak belirlemek gerektiğini müşterilerimizle saptıyoruz. Son olgunluk safhasında da gerçekten kritik kabul edilebilecek ya da kullanıcının yetkisi olsa dahi çalıştırılmaması gereken aktiviteler varsa bunların

engellenmesi doğrultusunda ilgili politika kurallarını sisteme entegre ediyoruz.”

Exclusive Networks Türkiye, Haziran ayında “IBM Security Guardium ile Kritik Verileri Keşfet, İzle, Koru…” başlıklı webinarı katılımcılarla buluşturdu.

Odak noktası ‘veritabanı güvenliği’

EXCLUSİVE NETWORKS BİLİŞİM A.Ş.

Kayışdağı Cad. Karaman Çiftliği Yolu Kar Plaza No: 47/1

İçerenköy - Ataşehir / İSTANBUL Tel: (216) 464 04 90

Web: www.exclusive-networks.com/tr E-posta: info.tr@exclusive-networks.com

Referanslar

Benzer Belgeler

Bankaların bir süredir ödeme alamadığı ve kredinin tamamının ödenmesinden ümidini kesip gözden çıkardığı miktar kadar provizyon ayırması gereken kredi verilerini

ile 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu hükümlerini gözetmek, Üniversitenin bilgi yönetim sistemlerinden sadece kurumun tanımlanmış hizmetlerinin

1 Tüm teknik ekip, sporcular ve yardımcı personel antrenman ve müsabaka süreleri içerisinde aşağıdaki belirtilen prosedür ve koşullara tabiidir. a) İki doz aşısını

Satılmaya hazır finansal varlıklar vadesine kadar elde tutulacak finansal varlık olmayan veya gerçeğe uygun değer farkı kar veya zarara yansıtılan finansal varlıklar

Ücretsiz izne ayrılıp nakdi ücret desteğinden yararlanan işçinin işveren tarafından çalıştırıldığı tespit edilirse, işverene bu şekilde çalıştırdığı her işçi ve her

Bunun yanı sıra, tapu maliki kendi taşınmazının bilgilerini görebilmekte ve resmi geçerliliği bulunan tapu senedi, ipotek belgesi ve tapu kayıt örneğini tapu

Farklı alım türü ihtiva eden büyük ölçekli bilişim projelerinde tedarikçi firmaların uzmanlık alanlarının yapım, tedarik, bakım-işletme (hizmet) olarak

Ýl Saðlýk Müdürlüðüne baðlý 805 Yataklý Hitit Üniversitesi Erol Olçok Eðitim ve Araþtýrma Hastanesine tahsisli taþýnmaz üzerindeki hastane Acil Servis önü