• Sonuç bulunamadı

Üriner Sistem Enfeksiyonlar

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Üriner Sistem Enfeksiyonlar"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Sempozyum Dizisi No: 31 • Kas›m 2002; s. 225-232

Üriner Sistem Enfeksiyonlar›

Doç. Dr. Halit Özsüt

Üriner sistem enfeksiyonları hekimlerin en sık karşılaştıkları bakteriyel en- feksiyonlardır. Kadınların yaklaşık %10-35’i yaşamının herhangi bir dönemin- de üriner sistem enfeksiyonu geçirmektedir. Bir kez üriner sistem enfeksiyo- nu geçiren kadınların yaklaşık %50’sinde enfeksiyon yinelemektedir. Yaşlı ka- dınlarda bakteriüri prevalansı %10-15 oranındadır. Gebelikte asemptomatik bakteriüri sıklığı %2-5 kadardır. Asemptomatik bakteürinin gebe kadınlarda pyelonefrit prematüre doğum, düşük doğum tartılı bebek ve yeni doğan sep- sisi gibi olumsuz etkileri olabilir. Erkekler üriner sistem enfeksiyonları açısın- dan kadınlardan daha şanslıdır. 1-50 yaş arası erkeklerde üriner sistem enfek- siyonu görülme sıklığı %1’in altındadır. Yaş ilerledikçe prostat hipertrofisi ve prostat salgısının azalması ile paralel olarak bakteriüri prevalansı artar ve %4- 10’a ulaşır. Sondaya bağlı komplike üriner sistem enfeksiyonu her yaşta ve her iki cinste benzer oranlarda görülür. Üriner sistem enfeksiyonunun ortaya çık- ma riski okul çağındaki kız çocuklarında, cinsel aktif genç kadınlarda, prostat hipertrofisi olan erkeklerde ve 65 yaşın üzerindekilerde daha yüksektir. Ço- cuklarda üriner sistem enfeksiyonu oldukça önemlidir, vezikoüreteral reflü açısından çok dikkatli olmak gerekir. Çocuk ve yaşlılarda üriner enfeksiyon- ları klasik belirti ve bulgularla seyretmeyebilir.

Üriner sistem enfeksiyonu tanısında yalnızca idrar sedimentinde (çoğu kez standardize olmayan) pyüri saptanması yeterli değildir. Tanıda anamnez, fizik muayene ve idrar kültürü birlikte değerlendirilmelidir. Anamnezde özel- likle üriner sistem enfeksiyonunu komplike edici bir faktörün olup olmadığı mutlaka araştırılmalı, kadınlara ayrıca genital akıntıları olup olmadığı sorul- malıdır. Üriner sistem enfeksiyonu düşünülen her hastada mutlaka fizik mu- ayene yapılmalı ve gerektiğinde ayrıca tanıya yardımcı (sistit ile pyelonefrit), basit ucuz, her laboratuvarda yapılabilen sedimentasyon, lökosit sayımı ve CRP tayini yapılmalıdır. Bir hastaya üriner sistemi enfeksiyonu tanısı koyabil- mek için üç parametreye gereksinim vardır: 1. Üriner sistem enfeksiyonuna ait

(2)

klinik belirti ve/ya bulgular; 2. Üriner sistemin bakteriyel invazyonuna karşı ortaya çıkan inflamatuar yanıt (pyüri vd.) /nötropenik hastalar dışında; 3. İd- rar kültüründe bakteriüri saptanması. Bu parametreler çeşitli durumlarda, de- ğişik kombinasyonlarda karşımıza çıkabilir. Örneğin üriner sistem enfeksiyo- nu ve pyüri yanıtı olmaksızın bakteriüri saptanabilir, bu durum kontaminas- yon sonucu olabileceği gibi, bazı durumlarda üriner sistemdeki kolonizasyo- nu da gösterebilir. Her iki durumda da antimikrobik tedavi gereksizdir. Kimi kez de bakteriüriye pyüri de eşlik edebilir, asemptomatik bakteriüri olarak ta- nımlanan bu durumda da bazı gruplar dışında antibiyoterapi gerekli değildir.

Üç parametreninde birlikte olması durumunda ise gerçek semptomatik üriner sistem enfeksiyonu söz konusudur ve tedavi gerektirir.

İdrar örneği, 2000/devir/dakika, 5 dakika santrifüje edilerek, sediment büyük büyütme ile incelendiğinde, her sahada 5’den fazla lökosit görülmesi pyüri karşılığıdır. Bu yöntemin standardizasyonu oldukça güçtür. Santrifüje edilen idrarın hacmi, santrifüj hız ve süresi, sedimentin edildiği hacim dikkat- le tanımlanmalıdır. En iyi ve standart yöntem, taze santrifüje edilmemiş idrar- da kamarada lökosit sayımıdır, mm3’te 10 veya daha fazla lökosit pyüriyi gös- terir. Benzer özgüllük ve duyarlılıkta, fakat sayım yapılamayan bir yöntem, dip stik yöntemi ile idrarda lökosit esteraz aktivitesinin saptanmasıdır.

İdrarda bakteri bulunması bakteriüri olarak adlandırılır. Klinik mikrobiyo- loji laboratuvarlarının çoğu hâlâ idrarın ml’sinde >105koloni oluşturan bakte- ri üremesini anlamlı bakteriüri olarak kabul etmektedir. Üriner sistem enfek- siyonu semptomları ve pyürisi olan bir hastadan elde edilmiş orta akım idra- rının ml’sinde saf kültür halinde üreyen 103kadar Escherichia coli veya Staphy- lococcus saprophyticus kolonisi bile artık üriner sistem enfeksiyonu göstergesi olarak kabul edilmektedir. Üriner sistem enfeksiyonlarında en sık (%60-90) izole edilen bakteri E.coli’dir. Özellikle bahar aylarında, seksüel aktif dönem- deki genç kadınlardan ikinci sıklıkta izole edilen bakteri ise S.saprophyti- cus’tur. Komplike enfeksiyonlarda Pseudomonas aeruginosa, diğer Gram negatif çomaklar ve enterokokların sıklığının artmasına karşın E.coli hakimiyeti sürer.

Bu durum özellikle ampirik tedavide gözönünde bulundurulmalıdır. Üriner sistem enfeksiyonlarının %95’inden fazlasında tek bir bakteri türü sorumlu- dur. Buna karşılık gerek kadınlarda gerekse erkeklerde distal üretra ve deriyi, kadınlarda vajinayı sıkça kolonize eden Staphylococcus epidermidis, difteroidler, laktobasiller, Gardnerella vaginalis ve çeşitli anaeroplar üriner sistem enfeksiyo- nu etyolojisinde rol almazlar. Bu nedenle kültürde birden fazla bakteri türü yada böyle kolonizan bakterilerden biri üretilmişse idrar örneğinin kontami- nasyona uğradığı kabul edilmelidir. İdrar kültüründe hiçbir üreme olmaması- na veya ml’de 1000’den az bakteri üremesine karşın, pyürinin olması durumu steril pyüri olarak adlandırılır. Üriner sistem enfeksiyonu semptomları olmak-

(3)

sızın steril pyüri, Mycoplasma ve Chlamydia üretritlerine, üriner tüberküloza, vajinit ve diğer genital sistem enfeksiyonlarına interstisyel sistite ve diğer pek- çok nedene bağlı olarak görülebilir.

AKUT BAS‹T S‹ST‹T (KADINLARDA)

En sık saptanan klinik formdur. Genellikle kadınlarda görülür. Hasta di- züri, pollaküri, sıkışma hissi ile hekime başvurur. Sistitli hastaların yaklaşık

%10’’unda suprapubik duyarlık vardır, fizik muayenede başka bir bulgu sap- tanmaz. Ateş yüksekliği görülmez. Dizüri en belirgin semptomdur ve cinsel temasla bulaşan patojenlerin neden olduğu vajina ve üretra enfeksiyonların- dan ayırd edilmesi gerekir. Bu hastaların yaklaşık %70’inde enfeksiyon, mesa- ne veya üretra mukozasının üst tabakaları ile sınırlıdır. Geri kalan %30’unda gizli bir böbrek enfeksiyonu da söz konusudur. Basit sistit vakalarında her za- man idrar kültürü gerekli değildir. Semptomları en az 7 günden uzun süre de- vam eden, yakın geçmişte bir üriner sistem enfeksiyonu atağı öyküsü olan ve/ya sosyoekonomik düzeyi düşük hastalarda pyelonefrit riski yüksektir.

Gram-negatif çomaklara etkili ve idrara geçen hemen tüm antimikrobik ajan- lar akut basit sistit tedavisinde etkilidir. Basit sistitlerde günümüzde kabul edilen tedavi süresi 3 gündür. Bu süre betalaktam antibiyotik kullanıldığında 5 gün olmalıdır. Hasta diyabetik ise, semptomların süresi 7 günden uzunsa, yakın geçmişte üriner sistem enfeksiyonu anamnezi varsa, kontrasepsiyon için diyafram kullanılmaktaysa, hasta 65 yaşın üzerinde veya gebeyse tedavi süresi 7 gün olmalıdır. Tek doz tedavi bazı durumlarda uygulanabilir, fakar tek doz tedavi uygulanan gebe kadınlar, diyabetikler, immünosüpresyon al- tındakiler ve üriner sistem anomalisi olanlarda pyelonefritin gözden kaçabile- ceği yada tedaviden sonra gelişebileceği anlaşılmıştır. Kotrimoksazol ve floro- kinolonlar gibi antimikrobik ajanlarla yapılan 3 günlük tedaviler dışkı ve vaji- nadaki üropatojenleri de eradike eder. 3 günlük tedavide istenmeyen etki gö- rülme sıklığı, tek doz tedavide görülenler kadar düşüktür. Gebelerde amoksi- silin, oral sefalosporinler veya nitrofurantoin tercih edilmelidir.

AKUT PYELONEFR‹T (KADINLARDA)

Böbrek parankiminin bakteriyel enfeksiyonudur. Titreme, ateş (39°-40°C), böğür, karın veya bel ağrısı ve kostovertebral açıda duyarlık vardır. Bu bulgu- lara akut sistit semptomları eşlik edebilir. Ateş ve böğür ağrısı pyelonefrit gös- tergesi olan, diğer bir yaklaşımla akut sistit-pyelonefrit ayırıcı tanısında iki önemli bulgudur. Ayrıca sistitten farklı olarak lökositoz, sedimentasyon yük- sekliği ve CRP pozitifliği saptanır. Akut pyelonefrit daha çok 18-40 yaşları ara- sındaki sağlıklı kadınlarda görülür. Vakaların yaklaşık %50’sinde bakteriyemi söz konusudur. Akut pyelonefrit hafif seyirli olabileceği gibi, hasta bir Gram-

(4)

negatif sepsisin tüm belirtileri ile hekimin karşısına gelebilir. Akut pyelonef- ritte sepsis riski çok yüksek oranda olduğundan acilen antibiyoterapiye baş- lanması gerekir. Hafif bir klinik seyir gösteren hastalar, 2 haftalık bir oral kot- rimoksazol veya florokinolon rejimiyle hastaneye yatırılmadan tedavi edilebi- lir. Bununla birlikte sepsis öncü belirti ve bulguları olan hastaların hastaneye yatırılmalı, hemokültür alınmalı ve parenteral antibiyotik başlanmalıdır. İnt- ravenöz antibiyotik rejimi, hasta hastanede 24-48 saat ateşsiz bir dönem geçir- dikten sonra, 2 haftaya tamamlanmak üzere ardışık oral olarak sürdürülebilir.

Pyelonefrit tedavisinde, kotrimoksazol, florokinolonlar, üçüncü kuşak sefalos- porinler, aminoglikozidler ya da beta-laktam + beta-laktamaz inhibitörleri pa- renteral olarak kullanılabilir. Ampirik antibiyotik seçimi Gram preparatına dayandırılmalıdır. Akut pyelonefritte tedavi süresi en az 14 gün olmalıdır. Te- davinin 48. saatinde ve tedaviden 48 saat sonra mutlaka kontrol kültürleri alınmalıdır.

KOMPL‹KE ÜR‹NER S‹STEM ENFEKS‹YONU VE ERKEKLERDE ÜR‹NER S‹STEM ENFEKS‹YONU

Erkeklerde üriner sistem enfeksiyonuna hemen daima böbreğin bakteriyel invazyonunun yanı sıra ürolojik sorunlar (prostat hipertrofisi, prostatit, ürolit- yaz ve/ya mesanede rezidüel idrar kalması) ve/ya immünosüpresyon da eş- lik eder. Bu nedenle sağlıklı kadınlarda basit bir enfeksiyon olan alt üriner sis- tem enfeksiyonu da erkeklerde, tersi kanıtlanmadıkça, komplike bir enfeksi- yon gibi ele alınmalıdır. Son zamanlarda aktif homoseksüel, sünnetsiz veya vajinal E.coli kolonizasyonu olan partneri bulunan erkeklerde sistit-üretrit semptomları ve üretral akıntı ile kendini gösteren basit alt üriner sistem enfek- siyonu olabileceğinden söz edilmektedir. Erkeklerde tedavi öncesi kültür şart- tır. Tedavide seçkin ajanlar kotrimoksazol ve florokinolonlardır, tedavi süresi 14 gündür, enfeksiyonun basit olduğu kesinse 7 günlük tedavi yeterli olabilir.

Tedaviye yanıtta sorun varsa ürolojik inceleme yapılmalıdır.

Kadınlarda komplike üriner sistem enfeksiyonu, çoğunlukla puberte önce- sinde ve menopoza girdikten sonra görülür. Her iki cins ve yaş gruplarında sonda, rezidüel idrar (> 100 ml), obstrüktif üropati, taş, vezikoüreteral reflü, azotemi, böbrek transplantasyonu, ürolojki endoskopi, immünosüpresyon ve yakın geçmişte antibiyotik kullanımı üriner sistem enfeksiyonunu komplike hale getirir. Üriner sistem enfeksiyonlarında komplike eden bir faktörün var- lığı söz konusu ise hasta sistit klinik tablosunda bile olsa daha uzun bir teda- vi süresi gerektirir. Ampirik antibiyotik seçimi, idrar örneğinin Gram boyama incelemelerine ve varsa yakınlarda elde edilmiş idrar kültürü sonuçlarına da- yandırılmalıdır. Hafif ve orta seyirli bulantı ve kusması olmayan hastaların te- davisi 14 gün süreyle oral olarak uygulanan bir florokinolon ile yapılabilir. Et-

(5)

ken biliniyor ve duyarlı ise kotrimoksazol da kullanılabilir. Ağır seyirli, üro- sepsis riski olan hastalar hastaneye yatırılmalı ve ampirik tedavi, Gram prepa- ratına göre, P.aeruginosa veya enterokokları kapsamalıdır. Tedavi mutlaka pa- renteral olmalı ve en az 14 gün sürdürmelidir. Özellikle nozokomiyal enfeksi- yon söz konusu ise hastanenin duyarlık kalıplarına göre karar verilmelidir.

Tedavi altındaki hastaların %90’ından fazlasında kültürler negatifleşse bile, te- davi sonlandırıldıktan sonra enfeksiyonun yineleme riski çok yüksektir. Bu nedenle tedavi sırasında veya tedaviden sonra komplike edici faktörde orta- dan kaldırılmalıdır. Sondalı hastada bakteriüri, hasta sondalı ve asemptoma- tik kaldıkça sistemik antibiyoterapi gerektirmez. Ateş yükselirse önce diğer olası nedenler değerlendirilmeli, ateş üriner sistem enfeksiyonuna bağlanırsa, kültür örneği alındıktan sonra, antibiyoterapi başlanmalıdır. Tedavi komplike üriner sistem enfeksiyonu olarak yapılır. Özellikle sondayla ilişkili enfeksi- yonlarda korunmanın tedaviden önemli olduğu unutulmamalıdır.

ASEMPTOMAT‹K BAKTER‹ÜR‹

Semptomsuz hastalarda pyüri ve bakteriüri (>105 cfu/ml üropatojen) söz konusu ise hasta asemptomatik bakteriüri olarak kabul edilir, fakat tanı en az iki kültürle (en az 24 saat aralıkla yapılmış) doğrulanmalıdır. Gebelerde, ço- cuklarda, obstrüktif üropatisi, kronik böbrek yetmezliği veya renal transplan- tı, diyabeti, nötropenisi olan hastalarda ve ürolojik girişim öncesi ağır sonuç- lar doğurabilir. Nitrofurantoin, amoksisilin ve oral sefalosporinler, gebelikte güvenle kullanılabilir. Dikkatli bir izleme yapılabilecekse, gebelikteki asemp- tomatik bakteriüri tedavisinde 3 günlük bir antibiyoterapiye başvurulabilir.

Hastalar tedavi sona erdikten sonra 2 hafta süreyle izlenmeli, daha sonra ise ayda bir kontrole çağrılmalıdır.

Y‹NELEYEN ÜR‹NER S‹STEM ENFEKS‹YONLARI

Yineleyen üriner sistem enfeksiyonu, antimikrobik tedavinin sonlandırıl- masından sonraki 1-2 hafta içinde ve bir önceki epizoddan sorumlu bakteriye bağlı olarak ortaya çıkarsa rölaps (nüks); ilk altı ay içinde ve başka bir bakte- riye bağlı olarak ortaya çıkarsa reenfeksiyon olarak adlandırılır. Rölaps, çoğu kez renal tutulmayı veya kronik bakteriyel prostatiti ya da komplike eden bir faktörün eşlik ettiğini düşündürür. Rölapslar 2 hafta süreyle tedavi edilmeli, yine rölaps görülürse ve radyolojik incelemeler sonucu cerrahi olarak düzelti- lebilecek bir lezyon da bulunamazsa 6 haftalık tedavi uygulanmalıdır.

Yılda üç kez veya daha fazla sayıda yineleyen akut sistit geçiren kadınla- ra profilaktik tedavi uygulanmalıdır. Aksi taktirde pyelonefrit veya rölaps eği- lim oranı çok sıktır. İntravenöz pyelografisi normal olan çoğu hastada ise en- feksiyon, alt üriner sisteme sınırlı kalır ve sık reenfeksiyonlar görülür. Kulla- nılabilecek üç ayrı rejim vardır: 1. Sürekli düşük doz profilaksi; 2. Postkoital

(6)

tek doz profilaksi; 3. Hastanın kendi kendine 3 günlük tedavi uygulaması. Sü- rekli düşük doz profilaksi için kotrimoksazol, nitrofurantoin, norfloksasin ve diğer florokinolonlar oldukça etkili ajanlardır. Bu antimikrobiklere direnç ge- lişmesi sık değildir ve uzun süre kullanılmaları etkinliklerini azaltmamakta- dır. Uzun süre uygulanan oral beta-laktam antibiyotiklere karşı plazmid ara- cılığıyla direnç gelişimi sıktır ve reenfeksiyonların tedavisi daha güç olabilir.

Yılda üç ve daha fazla sayıda enfeksiyon geçiren kadınlara sürekli profilaksi uygulanmalıdır. Reenfeksiyonlar cinsel temasla ilişkili ise her cinsel temas sonrası cinsel temasla ilişkili değilse en az altı ay süreyle sürekli veya haftada 3 kez (1 tablet kotrimoksazol, 100 mg nitrofurantoin, yarım doz florokinolon) profilaksi yapılmalıdır. Son zamanlarda haftada tek doz 400-800 mg pefloksa- sin’in etkili olduğunu bildirenler vardır. Yılda 2 veya daha az sayıda enfeksi- yon geçiren kadınlar akut basit sistit olarak kabul edilmeli ve 3 günlük tedavi uygulanmalıdır.

ÜR‹NER S‹STEM ENFEKS‹YONLARININ KL‹N‹K ÖZELL‹KLER‹

Akut Basit Sistit (Kad›nlarda)

• Dizüri, pollakiüri, sıkışma hissi, suprapubik duyarlık

• Pyüri (≥ 10/mm3), Bakteriüri (> 103/ml)

• Tedavi süresi 3 gün (Bazı durumlarda tedavi süresi 5-7 güne uzatılma- lı, bkz. metin)

Yineleyen Üriner Sistem Enfeksiyonlar›

Rölaps (Nüks)

2-6 hafta tedavi Reenfeksiyon

≤2 ÜSE/y›l

Hasta akut basit sistit gibi tedavi edilmeli

≥3 ÜSE/y›l

Cinsel temasla

iliflkili de¤il Cinsel temasla iliflkili

Sürekli düflük doz veya haftada 1-3 kez

profilaksi

Postkoital Profilaksi

Kullan›lan ajanlar Kotrimoksazol, Nitrofurantoin, Kinolonlar

fiekil 1. Yineleyen üriner sistem enfeksiyonlar›nda tedavi yaklafl›m›

(7)

Akut Pyelonefrit (Kad›nlarda)

• Ateş, üşüme, titreme, bulantı, kusma ±akut sistit semptomları, kosto- vertebral açıda duyarlık

• Pyüri (≥ 10/mm3), Bakteriüri (≥ 104/ml), lökositoz, CRP pozitifliği, se- dimentasyon yüksekliği

• Hafif-orta seyirli vakalarda ayaktan oral tedavi

Ağır seyirli, ürosepsis riski olan vakalarda hastanede parenteral tedavi Tedavi süresi 14 gün

Komplike Enfeksiyon ve Erkeklerde Üriner Sistem Enfeksiyonu

• Komplike Edici Faktörler: Sonda, rezidüel idrar (> 100 ml), obstrüktif üropati (taş vd.), vezikoüreteral reflü, azotemi, böbrek transplantasyonu, üro- lojik endoskopi, immünosüpresyon, yakın geçmişte antibiyotik kullanımı

• Tedavi süresi 14 gün

• Erkeklerde enfeksiyon, ürolojik sorun nedeniyle genellikle komplike- dir.

Asemptomatik Bakteriüri

• Semptomsuz hasta

• Pyüri (≥ 105/ml üropatojen x 2; > 24 saat)

• Üriner sistemin asemptomatik enfeksiyonu Geçici Mesane Kolonizasyonu

• Gebe ve ürolojik girişim geçirecek olanlar tedavi edilmeli Tedavi süresi 3 gün

Yineleyen Üriner Sistem Enfeksiyonu Rölaps

Enfeksiyon antimikrobik tedavinin sonlandırılmasından sonraki 1-2 hafta içinde ve bir önceki epizoddan sorumlu bakteriyle ortaya çıkar

Reenfeksiyon

Enfeksiyon ilk altı (6) ay içinde ve yeni bir bakteriyle ortaya çıkar.

• ≥ 2 atak yıl: 3 günlük tedavi

• ≥ 3 atak yıl: uzun süreli profilaksi (≥ 6 ay) KAYNAKLAR

1. Akata F. Kadınlarda alt üriner sistem enfeksiyonları. Enfeksiyon Hastal›klar› Serisi 1999; 2:146-53.

2. Brumfitt W. Hamilton-Miller JMT. Prophylactic antibiotics for recurrent urinary tract infections. J Antimicrob Chemother 1990; 25:505-12.

(8)

3. Cramer DA. Recurrent urinary tract infection: new theories and old remedy. Ann Intern Med 1998; 128:333-4.

4. Echols RM, Tosiello RL, Haverstock DC, Tice AD. Demographic, clinical, and treatment parameters influencing the outcome of acute cystitis. Clin Infect Dis 1999; 29:113-9.

5. Faro S, Fenner DE. Urinary tract infections. Clin Obstet Gynecol 1998; 41:744-54.

6. Hamilton-Miller JMT. Urinary tract infections. Curr Opin Infect Dis 1997; 10:66-9.

7. Hooton TM, Stamm WE. Diagnosis and treatment of uncomplicated urinary tract infections. Infect Dis Clin North Am 1997; 11:551-81.

8. Komaroff AL. Acute dysuria in women. N Eng J Med 1984; 310:368-75.

9. Krcmery S, Hromec J, Tvrdikova M, Hassan MN, Gulla D. Newer quinolones in the long term prophylaxis of re- current urinary tract infectinos (UTI). Drugs 1999; Suppl f/c:1-4.

10. Kunin CM. Urinary tract infections in females. Clin Infect Dis 1994; 18:1-12.

11. McCarty JM, Richard G, Huck W, Tucker RM, Tosiello RL, Shan M, Heyd A, Echols RM, and the ciplofloxacin urinary tract infection group. A randomized trial of short-course ciplofloxacin, ofloxacin, or trimethoprim/sul- famethoxazole for the treatment of acute urinary infections in women. Am J Med 1999; 106:292-9.

12. Nicolle LE. Urinary tract infection in adult women. Curr Opin Infect Dis 1994; 7:3-8.

13. Özsüt H. Üriner sistem enfeksiyonları: Genel ilkeler ve tanı yaklaşımı. Klimik Derg 1991; 4:3-7.

14. Özsüt H. Hastane dışı üriner sistem enfeksiyonlarında antimikrobik tedavi. Ankem Derg 1991; 5:255-62.

15. Özsüt H. Yaşlılarda üriner sistem enfeksiyonları. Klimik Derg 1991; 4:58-61.

16. Özsüt H. Gebelikte üriner sistem enfeksiyonları. In: Çalangu S, Eraksoy H, Özsüt H, eds Enfeksiyon Hastalıkla- rı’92. İstanbul: Yüce Yayınları, 1992; 165-9.

17. Özsüt H. Üriner sistem enfeksiyonlarının tanı ve tedavisinde sorunlar. Medikal Magazin 1993 (İnfeksiyon Hasta- lıkları Özel Sayısı); 30-4.

18. Özsüt H. Üriner sistem enfeksiyonlarında antibiyotik tedavisi. In: İstanbul Tıp Fakültesi Antibiyotik Kontrol Ko- mitesi, ed. Antibiyotik Kullanımı ve Antibiyotiklerin İstenmeyen Etkileri. İstanbul: Logos Yayıncılık 1993; 88-97.

19. Rubin RH, Beam TR Jr, Stamm WE. An approach to evaluating antibacterial agents in the treatment of urinary tract infection. Clin Infect Dis 1992; 14(Suppl 2):S246-51.

20. Sanford JP, Gilbert DN, Sande MA. Guide To Antimicrobial Therapy, Dallas: Antimicrobial Therapy Inc;1998.

21. Smith HS, Hughes JP, Hooton TM, Roberts P, Scholes D, Stergachis A, Stapleton A, Stamm W, Antecedent anti- microbial use increases the risk of uncomplicated cystitis in young women. Clin Infect Dis 1997; 25:63-8.

22. Stamm WE, Hooton TM, Johnson JR, Johnson C, Stapleton A, Roberts PL, Moseley SL, Fihn SD. Urinary tract in- fections: from pathogenesis to treatment. J Infect Dis 1989; 159:400-6.

23. Stamm WE, Hooton TM. Management of urinary tract infections in adults. N Engl J Med 1993; 329:1328-34.

24. Warren JW, Abrutyn E, Hebel JR, Johnson JR, Schaeffer AJ, Stamm WE. Guidelines for antimicrobial treatment of acute bacterial cystitis and acute pyelonephritis in women. Clin Infect Dis 1999; 29:745-58.

Referanslar

Benzer Belgeler

Yeni olgularda Tüberkü- loz Kontrol Program›n›n önerdi¤i standart rejim ile tedaviye bafllanmal›, Ç‹D-TB flüphesi yüksek olgularda birinci s›ra ilaçlar için

(17) piyelonefrit, sistit ve asemptomatik bakteriürisi olan hastalardan izole edilen E.coli sularında yaptıkları virülans faktörleri analizinde, hemolizin üretiminde

Yatan ve ayaktan hastalardan izole edilen üriner sistem infeksiyonu etkeni Gram negatif çomaklarda antibiyotiklere direnç.. Katarzyna H, Katarzyna S, Agnieszka S:

‹ki idrar kültüründen ilki al›nmadan yedi gün öncesine dek üriner kateter bulunmayan bir hastada atefl (>38°C), pollaküri, dizüri veya palpasyonla suprapubik

Üstelik bakteriyel enfeksiyon göstergesi olarak da SAA’n›n karaci¤er taraf›ndan üretilen en duyarl› akut faz reaktan› oldu¤u ve CRP’den daha h›zl› kayboldu¤u

Üç çal›flman›n verilerini birlikte de¤erlendirildi¤i zaman US‹ tan›s› koymak için supine klinik stres test ile multikanal ürodinamiyi

Conclusion: A single dose of fosfomycin trometamol is a safe and effective alternative in the treatment of both asymptomatic and symptomatic urinary tract infections in the

Heterotopik gebelik, servikal gebelik ve olgumuzda olduu gibi kornual gebeliklerin insidansının ÜYT ile artabilecei göz önüne alınarak bu yöntemlerle gebe kalan olgularda