• Sonuç bulunamadı

ABDULLAH ÖCALAN ÖNDERLİK GERÇEĞİ VE PKK DENEYİMİ. Cilt - I

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "ABDULLAH ÖCALAN ÖNDERLİK GERÇEĞİ VE PKK DENEYİMİ. Cilt - I"

Copied!
378
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

ABDULLAH ÖCALAN ÖNDERLİK GERÇEĞİ

VE PKK DENEYİMİ

Cilt - I

(3)
(4)

ABDULLAH ÖCALAN

ÖNDERLİK GERÇEĞİ VE

PKK DENEYİMİ

Cilt - I

(5)

Abdul lah ÖCA LAN

Önder lik ger çe ği ve PKK dene yi mi Weşanên Serxwebûn: 55

Birin ci baskı: Eylül 1992

Hera us ge ber:

Agri Ver lag

Vogel san ger Str. 286 D-50825 Köln

(6)

İÇİN DE Kİ LER

Kür dis tan ulu sal kur tu luş müca de le sin de

önder lik soru nu ve PKK dene yi mi ... 9

Konu ya iliş kin tarih sel bir yak la şım ... 10

Kür dis tan tari hi açı sın dan önder li ğin duru mu ... 18

PKK ger çek li ği ni iyi kav ra ya lım ve doğru tem sil ede lim ... 26

PKK önder lik ger çe ği, doğu şu ve geli şim sorun la rı ... 37

PKK’de tem si li ni bulan doğru önder lik sel geliş me ... 53

PKK önder li ği ne bağ lı lık ve kanıt la nan PKK önder lik ger çe ği ... 61

Önder leş me yi engel le yen objek tif ve sub jek tif etken ler ... 72

PKK önder lik ger çe ği ne daya tı lan pro le tar ya dı şı sınıf la ra ait eği lim ler ... 78

Mili tan la rın PKK önder lik ger çe ği ne ulaş ma sı nı engel le yen hata lar ve eksik lik ler ... 95

Önder lik ger çe ği nin doğru kav ran ma sı nı engel le yen pro le tar ya ya yaban cı eski top lum özel lik le ri ... 107

Parti ger çe ği ne doğru katı lım nasıl olma lı dır ... 163

Parti hiye rar şi si ve önder lik ... 213

Poli tik önder lik sana tı ... 222

Yeni dönem silah lı dire niş müca de le si ve önder lik ger çe ği ne ulaş ma soru nu ... 226

PKK’de stra te jik ve tak tik önder lik soru nu ... 247

Uygu la ma da orta ya çıkan sorun lar ve görev le ri miz ... 247

Stra te jik önder lik ... 267

Tak tik önder lik ... 271

Yöne tim-yöne til me, üslup, hita bet ve önder li ğe yak la şım ... 334

(7)
(8)

Yayı ne vi notu

Top lum sal müca de le aşa ma la rın da önemi zir ve le şen önder lik, onun sahip oldu ğu yakı cı ger çek li ği nede niy le aynı zaman da ula şıl - ma sı en zor olan bir sanat tır da. Siya si top lum sal hare ket le rin başa - rı sın da önder li ğin kuş ku suz belir le yi ci rolü ve vaz ge çil mez önemi var dır. Önder lik bir yerde zafe rin oldu ğu gibi, yenil gi nin de hazır la - yı cı sı dır. Bu, onun kendi rolü nü oyna yıp oyna ma ma sı na, doğru stra te jik ve tak tik çiz gi de gün ce le ve süreç le re cevap verip vere me - me si ne bağlı bir olay dır. Mil yon lar ca insa nın ses ver di ği bir kurum olan önder lik ola yın da atı la cak her adı mın mut la ka ölçü lüp hesap - lan ma sı, bin düşü nü lüp bir yapıl ma sı tarzı esas tır. Çünkü, kur tu luş iste yen mil yon la rırn ölüm-kalım sava şı mı nın daya nıl ma sı kolay olma yan sorum lu lu ğu söz konu su dur.

Önder lik saha sın da Kür dis tan halkı ben zer le rin den olduk ça fark lı bir konu mu yaşa dı Çağ daş önder li ğin doğuş süre ci ne kadar ki dö- nem de bunca diren me le re rağ men, son nok ta da en kötü sün den bir sömür ge ci sta tü ye mah kum olma sı, onun ger çek bir önder li ğe sahip ola ma yı şın dan ve dola yı sıy la kimi dönem ler de orta ya çıkan tarih sel önem de ki fır sat la rın değer len di ril me yi şin den dola yı dır. Elbet te ki, ger çek önder le rin olma dı ğı koşul lar da sahte önder ler cirit atar ve en aşa ğı lık işbir lik çi poli ti ka lar la ulu sal değer le ri efen di le ri ne peş keş çeker ler.

PKK hare ke ti, çağ daş önder li ğin vaz ge çil mez li ği ni göre rek, hal - kı mı zın olum suz tarih sel ger çek li ği ni ter si ne çevir me nin ve her tür- den sahte önder le ri ala şa ğı ede rek ger çek halk önder le ri ni yarat ma nın aman sız müca de le si ni sür dü rü yor. PKK önder li ği nin doğu şu ve geli şi mi nin hangi koşul lar da nasıl başa rıl dı ğı dik ka te alın dı ğın da, onun öyle kolay kolay tarih sah ne sin den sili ne me ye ce ği ken di li ğin - den anla şı lır. Önder lik soru nu bu nok ta da faz la sıy la çözü me kavuş -

(9)

tu rul muş tur. Ancak bu yet mi yor. Tamam la yı cı esas adım, bu önder - li ği doğru kav ra mak ve uygu la mak tır.

“Önder lik ger çe ği ve PKK dene yi mi” adlı kitap, Abdul lah ÖCA LAN yol da şın Mah sum Kork maz Aka de mi si’nde ger çek leş ti - ri len eği tim dev re le rin de yap tı ğı çözüm le me ler den der len miş tir.

Kitap ta, tari hin fazla tanık olma dı ğı bir çağ dı şı reji me ve her türlü top lum sal has ta lık lı yapı la ra karşı en az bir dona nım la bugün kü önder lik ger çe ği nin nasıl başa rıl dı ğı nın bir pano ra ma sı çizi li yor.

Yüz yıl la rı daha şim di den etki si altı na alan yeni iliş ki ler sis te mi nin, yeni düşün ce ve hare ket tar zı nın hangi çaba lar sonu cu ege men kılın ma ya çalı şıl dı ğı ayrın tı la rıy la akta rı lı yor. Aske ri ve siya si cep - he ler de orta ya çıkan sorun la rın hangi tak tik geliş me ler le çözü me ulaş tı rıl dı ğı, sömür ge ci özel savaş yön tem le ri nin nasıl bir bir boşa çıka rıl dı ğı, en önem li si de, her türlü iç ve dış tas fi ye ci lik le müca de - le de hangi sonuç alıcı yön tem le rin seçil di ği göz ler önüne seri li yor.

Her şey den önce, dostu da, düş ma nı da hay ret ler için de bıra kan PKK’nin geliş me si nin ve yenil mez li ği nin sır rı nın hangi temel ger - çek ler de yat tı ğı anla şı lır bir dille orta ya konu lu yor.

İki cilt halin de yayın la dı ğı mız kita bın başı na, oku yu cu ya pers - pek tif sun ma sı ve kita bın anla şıl ma sın da kolay lık sağ la ma sı açı sın - dan önsöz yeri ne Abdul lah ÖCA LAN yol da şın bir tali ma tı nı koy- duk. Diğer konu la rın dizi li şi tarih sıra la ma sı na göre dir. Çözüm le me ler eği tim ders le rin de yapıl dı ğı ve aynı zaman da gün cel geliş me sorun - la rı na cevap ver me yi de amaç la dı ğı için kısmi tek rar lar kaçı nıl maz olmuş tur. Ancak seçi len konu lar bir bir le ri ni tamam la yan bütün lük - te dir. Dik kat le oku nur ve gerek li ders le rin çıka rıl ma sı esas alı nır sa, sade ce Kür dis tan dev ri mi açı sın dan değil, dünya ve bölge dev rim - le ri açı sın dan da çok yönlü sonuç la rın elde edi le bi le ce ği ne ina nı yo - ruz.

Weşanên Serxwebûn Eylül 1992

(10)

Kür dis tan ulu sal kur tu luş müca de le sin de önder lik soru nu ve PKK dene yi mi

Parti kad ro la rı na tali mat

Ezi len sınıf lar ve halk lar tari hin ken di le ri için hazır la mış oldu ğu karar yıl la rı na, yani dev rim yıl la rı deni len bir döne me gir dik le ri, kendi kader le ri ni kendi elle riy le çiz mek, yiti ri len kişi lik le ri ne yeni - den kavuş mak ve bunu siya sal ikti dar la taç lan dır mak için isyan lar ve ayak lan ma la ra giriş tik le ri zaman, baş lan gıç ta genel lik le çocuk ça ve ama tör ce hare ket eder ler. Böyle hare ket ettik le ri için hiç kimse ken di le ri ni suç la ya maz. Çağı mız dev rim le ri nin büyük usta sı Lenin, Rus Dev ri mi’nin ari fe sin de, tarih sel geliş me nin bu derin kura lı nı tam da bu biçim de ifade eder. Lenin, halk la rın baş lan gıç ta usta bir plan la ma dan ve önce den hazır lan mış plan lar dan yok sun ola rak ayak lan ma la ra giriş tik le ri ni, ilkel bir dona nım la ve belki de sonuç - la rı nı hesap la ma dan tut ku nun, öfke nin ve kinin muaz zam gücü nü hare ke te geçi re rek ayak lan dık la rı nı belir tir. Bunun her büyük tarih - sel geliş me nin hem zorun lu bir koşu lu ve hem de doğal kar şı lan ma - sı gere ken bir biçi mi oldu ğu nu söy ler.

Böy le si dönem ler de başka bir olgu daha orta ya çıkar: Yaşam la rı - nın yeni bir döne mi ne giren ezi len sınıf lar ve halk lar, ken di le ri ne

(11)

önder lik ede cek öncü güç le rin çağ rı la rı na da gerek si nim duyar lar.

Böy le si güç le rin var lı ğı nı ve orta ya çık ma la rı nı dört gözle bek ler - ler. Tarih te bunun sayı sız örnek le ri var dır. Öncü, çeşit li tarih sel dönem ler de bazen büyük komu tan lar, Orta do ğu top lum la rın da ol- du ğu gibi bazen pey gam ber ler veya Çin ve Hin dis tan’da görül dü ğü gibi başka adlar altın da ken di ni gös te rir. Bun lar bu tarih sel geliş me - nin biraz önce sin de bilinç li lik, erdem li lik ve usta lık edin miş, ayağa kalk ma nın amaç la rı nı for mü le etmiş, bunun için gerek li olan kad - ro sal biri ki mi yarat mış ve bu amaç la çaba har ca mış bir güç biçi - min de orta ya çıkar lar. Yine dev ri min büyük usta sı Lenin, öncü nün bilinç li ve örgüt lü çaba sıy la kit le le rin bilinç siz öfke si ve kini nin kay naş ma sı nın dev ri mi başa rı ya götü re ce ği ni vur gu lar. Her iki si nin bile şi mi nin eksik lik le rin den arın mış ve tamam lan mış dev rim ci ha- re ket oldu ğu nu vur gu la ma ya çalı şır. Doğal ola rak, çocuk luk ve ama tör lük aşa ma sın da olan sade ce kit le le rin eyle mi değil dir. Baş - lan gıç ta öncü de böyle bir karak te re sahip tir. Öncü baş lan gıç ta dene yim siz dir; inşa etmiş oldu ğu for mül ler henüz haya ta geçi ril miş ve pra ti ğe otur tul muş değil dir. Bu for mül ler pra tik te sına na cak, faz - la lık la rı varsa gide ri le cek ve eksik lik le ri bulu nu yor sa tamam la na - cak bir nite lik taşı mak ta dır. Dola yı sıy la öncü nün de gide rek olgun - laş ma sı gerek mek te dir.

Konu ya iliş kin tarih sel bir yak la şım

Tarih bu tür geliş me le rin sayı sız örnek le riy le dolu dur. Göz lem - le ye bil di ği miz kada rıy la ilk çağ lar da ki eski Yunan uygar lı ğın da - ki o zaman insan lık henüz kendi geli şi mi nin çocuk luk döne mi ni yaşa mak ta dır- her şey çocuk ça dır, masal sı dır; ama aynı zaman da şiir sel ve çeki ci dir; sanat ta ki geliş me gör kem li dir. Tan rı lar yara tı lır ve ken di le ri ne ola ğa nüs tü bir kud ret bah şe di lir. Kah ra man lar yara - tı lır; tan rı la ra ben ze yen ve yavaş yavaş gök yü zün den yere inen komu tan lar, dev let adam la rı, bil ge ler ve filo zof lar orta ya çıkar.

Bun lar uygar lı ğın şafak vak tin de çeşit li çağ rı lar la gök yü zün den yere iner ler. Kısa ca sı bilin ci ve ruhu nun doğay la ilk iliş ki si döne - min de gök te ki tan rı la ra sığı nan ve din sel düşün ce ye (mito lo ji)

(12)

adım ata rak kur tu luş yolu nu ara yan insan lık, tec rü be si ni biraz daha artı ra rak doğay la haşır neşir olun ca, yavaş yavaş gök te ki tan - rı la rı yere indi rir. Hafı za la ra sığı dı rı la ma yan ve büyük lük le ri ölçü - lüp biçi le me yen tan rı lar, gide rek daha ölçü lü ve hesap lı güç ler hali ne gelir ler.

Kısa ca sı insan ken di si olma ya doğru geli şip güç le nir; ken di si ne duy du ğu güven artar. Doğay la müca de le sin de dene yim kaza nır.

Böy le lik le din den fel se fe ye bir iniş ve fel se fe den poli ti ka ya bir sıç - ra yış baş lar. Zeus Olim pos’a taşı nır; bir dev let adamı ve kuman dan ola rak, orada biçim len me si ni daha da insa ni leş ti rir. Sana tın da ve şiir le rin de tiyat ro la ra ve mey dan la ra taşı nır. Artık insan biraz daha ken di ni bul muş, varo luş tar zı nı biraz daha yaka la mış ve yavaş yavaş büyü ye rek çocuk luk tan deli kan lı lı ğa sıç ra mış tır.

Daha sonra gelen ilkel komü nal top lum düze nin den köle ci top lu - ma geçiş evre si, bir çok top lu lu ğun yaşa mın da ben zer biçim ler al- tın da tek rar la nır. Bunun sayı sız ben zer le ri ne Orta do ğu top lum la rın - da da ras lan mak ta dır. Bura da da din ve dev let adam la rı hemen hemen aynı kişi ler dir. Ham mu ra bi’de ve Mısır fira vun la rın da görül - dü ğü gibi, bun la rın insan lık adına ilk güçlü yürü yü şü ger çek leş tir - me le riy le bir lik te, top lum sal güç le rin doğa ya karşı oldu ğu kadar, bir bir le ri ne karşı sava şı mı da baş lar. İnsan la rın bir bölü mü nün diğer bölü mü nü ege men lik le ri altı na alma ya baş la dık la rı bu dönem de, ezen ile ezi len, sömü ren ile sömü rü len ve yöne ten ile yöne ti len iki - le mi için de orta ya çıkan büyük boğuş ma, doğa ya karşı sür dü rü len boğuş may la iç içe geçer. İnsan lık kendi evre nin de mad de nin en geliş miş bir tarzı ve ürünü ola rak, artık kendi ger çek li ğin den kuş - ku ya düş me ye cek ölçü de ayak la rı nı yere sağ lam bas mak ve yürü - mek duru mun da dır. Hayal ler, masal lar ve efsa ne ler yavaş yavaş yer le ri ni bili me ve pra tik siya sal olgu la ra bıra kır. Ezi len le eze nin, sömü rü len le sömü re nin ve yöne ti len le yöne te nin kural la rı nı oluş - tur du ğu, yasa la rı nı ve yöne ti mi ni yet kin leş tir di ği ve insan soyu nun uygar lık aşa ma sı nın kuru lu şu nu güçlü bir biçim de tamam la ma ya çalış tı ğı bu ilk evre, böy le si ne güçlü bir biçim de orta ya çıkar. İnsan ufku nun hala anla ma ya ve yorum la ma ya çalış tı ğı bir dönem böy le - ce ger çek leş ti ril miş olur.

Bura da da büyük tut ku lar ve ihti ras lar, büyük savaş lar ve ayak -

(13)

lan ma lar, masal ve des tan kah ra man la rı, din büyük le ri, büyük dev- let adam la rı ve komu tan lar var dır. Özel lik le Roma örne ğin de görül dü ğü gibi, Avru pa’nın orta la rın da Afri ka’ya ve İran’a kadar iler le yen Augus tus ve Sezar türün den komu tan lar orta ya çıkar. Bun- lar sade ce Roma’nın değil, aynı zaman da köle lik döne mi nin evren sel komu tan örnek le ri dir. Bun la rın yanı sı ra dev let adam la rı ve sena to - da hatip ler boy gös te rir. Aynı şekil de demok ra si nin ilk nüve si olan köle sahip le ri nin demok ra si si biçim le nir. Top lu mun büyü me si nin bir üst plana yan sı ma sın dan başka bir şey olma yan boğuş ma lar ve iha net ler, böy le si derin bir geliş me nin üst ya pı da ki somut laş ma sı ola rak net lik kaza nır. İlk edebi ve hukuk sal metin ler le aske ri kural - la rın temel le ri hep bu dönem de atı lır. İnsan lık hala bu döne mi araş - tı ra rak sonuç lar çıkar ma ya çalış mak ta; ken di ni tanı mak için temel - le ri nin atıl dı ğı bu döne mi esas almak ta dır. Kuş ku suz bu doğru bir yak la şım dır.

Daha sonra görü len geliş me ler, insan lı ğın uygar lık aşa ma sı nın bu evre si nin deva mı nite li ği ni taşı mak ta dır. Top lum sal geliş me nin bir üst evre si ola rak, insa nın ihti yaç la rı nın daha fazla kar şı lan dı ğı, daha fazla üre te bi len ve insan üze rin de daha geliş miş bir sömü rü top lu mu ola rak biçim le nen feo da lizm çağı baş la dı ğı zaman, ilkel komü nal düze nin ve köle ci li ğin geli şim evre le rin de ki sonuç lar, bura da bir üst evre de adeta yeni den tek rar la nır. Ama bu evre de top- lum biraz daha iler le miş ve biraz daha baş ka la şı ma uğra mış tır.

Kabi le ler, aşi ret ler ve küçük top lu luk la rın acemi din le ri evren sel din ler katı na yük sel miş tir. Küçük site dev let le ri yay gın bir biçim de büyük impa ra tor luk la ra doğru geliş me ye baş la mış tır. Bu aşa ma da din de ki tutu cu luk da biraz daha geliş me gös te rir. İnsan lı ğın orta ya çık tı ğı dönem de insa nın doğay la iliş ki si nin ve dola yı sıy la zayıf lı ğı - nın ilk ürünü ola rak biçim le nen din ler, bu aşa ma da insa nın ken di ne güven me sin de ve üre ti mi ola nak lı hale getir me sin de önem li bir rol oyna sa lar da, ezi len le rin üze rin de bir baskı ve sömü rü ara cı na dönü şür ler. Ezi len le ezen ve sömü rü len le sömü ren iki le mi nin orta - ya çık ma sı, doğa ya karşı tutun ma da önem li bir mane vi güç rolü nü oyna yan din le ri yeni bir rol deği şi mi ne zor lar. Ezen ler ve sömü ren - ler, din le ri kul la na rak ezi len le ri ve sömü rü len le ri aldat ma ya ve bu temel de ken di le ri ni yönet me ye çalı şır lar.

(14)

Ama bura da da siya sal, fel se fi ve ahla ki kural lar bütün lü ğü ola- rak din ler, hala etkin bir rol oyna ma ya devam eder ler. Bu dönem de her şey adeta bir din sel kabuk altın da çıkış yap mak ister.

İnsan lar bura da ne tam dinle ne de ilk çağ lar da ki gibi çocuk su masal lar la yöne ti le bi lir. Bili min kural la rı ve sömü rü yön tem le ri - nin biraz daha yet kin leş ti ği, alt ve üst ya pı sı nın biraz daha geliş ti - ği ve bilim sel kural la rın gide rek daha fazla uygu lan dı ğı bir aşa - ma ya doğru iler le me sağ la nır. Bir son ra ki aşa ma da kapi ta liz me yöne lin di ğin de, bu geliş me çok daha ileri boyut la ra ula şır. Dinin etki sin de ki büyük azal ma ya kar şı lık, fel se fe nin önemi daha da artar. İnsan artık masal lar, hayal ler ve yakış tır ma lar la doğa yı, mad de yi, evre ni ve ken di si ni yorum la ma konu mun dan uzak la şır.

Bili min orta ya çıkar dı ğı geliş me ler esas alı nır; bun la rın sonuç la rı - nın özüm sen me si teme lin de fel se fi bir yorum la ma ya doğru gidi - lir. İnsan man tı ğı ve pra ti ği nin geli şi mi artık fel se fe ye doğru olmak duru mun da dır. Bunun için dinin rolü gide rek aza lır; insan daha ger çek çi olma ya ve kendi pra ti ği nin sonuç la rı nı daha iyi yorum la ma ya baş lar.

Bur ju va zi nin tarih sel rolü işte böyle orta ya çıkar. Röne sans adı veri len bilim, sanat ve ede bi yat ta ki yara tı lış ola yı nın sınıf sal ve top lum sal teme li böy le ce vücut bulur. İnsan lık geliş me için yeni bir evre yi baş lat mak iste mek te dir. Bunun için orta ça ğa ve Roma’ya bakar; orada ken di si için yarar lı olan ne varsa hep si ni alır. Aynı şekil de kendi geli şi mi ni kös tek le yen ne varsa karşı çıkar. Ken di si ni ve ken di siy le bir lik te top lu mu bir üst aşa ma ya ulaş tır ma nın bilim - sel, edebi ve ide o lo jik temel le ri ni hazır la ma ya çalı şır. Önce lik le filo zof lar ve ede bi yat çı lar orta ya çık ma ya baş lar; sanat kar lık döne - mi ola rak adlan dı rı la bi le cek bir dönem biçim le nir.

Ancak eski düze nin sahip le ri, özel lik le sömür me ve yönet me de yüz yıl la rın dene yi mi ne sahip olan ve dev let erki ni elle rin de bulun - du ran siya sal güç ler le neyin nasıl elde edi le bi le ce ği ni iyi bilen ve bunun ordu su na ve yöne ti mi ne sahip olan halk lar, çeşit li gerek çe - ler le yeni sını fın bu yeni ham le si nin önüne engel ler çıka rır lar. Çağ - dı şı din ler ve bütün eski kurum lar la çağ daş fel se fe ye, sana ta ve dine kar şı lık ver me ye çalı şır lar. Siya sal ve aske ri güç le ri ne daya na - rak, azgın bir şid de ti ve işken ce yi daya tır lar. Ama tıpkı top ra ğa

(15)

düşen bir tohu mun top ra ğı ve kaya la rı yara yara kök le ri ni derin lik - le re sal ma sı gibi, insan lı ğın bu yeni top lum sal geliş me si nin kök sal ma sı da engel le ne mez. Açı lan çat lak la rı daha da geniş le te rek yeni geliş me le rin teme lin de otu ran bur ju va zi, eyle miy le her düzey - de kendi öncü le ri ni de orta ya çıka rır. Bur ju va dev rim le ri döne mi, din den fel se fe ye ve eko no mi den aske ri alana kadar her düzey de kendi öncü le ri ni yara tır; yön te mi ni, stra te ji si ni ve bunu uygu la ya - cak önder li ği ni, stra te ji ve tak tik usta la rı nı sah ne ye çıka rır. Bur ju - va zi nin ken di si sürek li ayak lan ma halin de dir ve Fran sız Dev ri - mi’nde bunu doruk nok ta sı na ulaş tı rır. Daha önce başka alan lar da da ihti lal dene yi mi ne giri şir; bu dene yim le rin bazı la rın da kıs men başa rı ya ula şır, bazı la rın da yeni lir ve bazı la rın da ise Fran sız Dev ri - mi’nde görül dü ğü gibi zafer kaza nır. Bur ju va zi bura da müca de le si - ni İngi liz Dev ri mi’nde oldu ğu gibi meş ru ti yet le nok ta la mak iste - mez, daha ile ri ye gider.

Evet, bur ju va zi daha 15’inci yüz yıl dan baş la ya rak, bir kaç yüz yıl boyun ca her düzey de sürek li aya ka lan ma halin de olmuş tur. Bu süreç te dinde reform yap mak tan sanat ve ede bi yat ta ki röne san sa, yeni aske ri düzen le rin kuru lu şun dan mut la ki ye te karşı yeni dev let biçim le ri nin şekil len di ril me si ne ve yeni üre tim tek nik le rin den yöne - ti min çeşit li biçim le ri ne kadar, her düzey de bir ayak lan ma, dire niş ve dev rim döne mi orta ya çıkar. Bun lar ken di le ri ni çok çeşit li biçim - ler de dışa vurur lar. Bu, teme lin de bur ju va önder li ği nin ve bur ju va - zi adına onun akıl lı ve cesur tem sil ci le ri nin oyna dık la rı bir rol dür.

Dante, Leo nar do de Vinci, Des car tes, Robes pi er re, Dan ton ve Napo - le on gibi tarih sel kişi lik ler, bu yeni sını fın önde gelen tem sil ci le ri - dir; hem de her biri eyle min de dev rim ci olan tem sil ci le ri dir. Bura da sını fın öncü düze yin de bir ayak lan ma sı söz konu su değil dir. Sürek li ayak lan ma halin de olan sını fın ken di si dir. Sınıf par la men to da, sokak ta ve kır sal alan lar da, bazen geril la sava şı ve bazen sokak gös te ri le ri biçi min de eylem li lik gös te rir. Kimi sin de kor kunç bir şid det uygu lar, kimi sin de düşün ce de bir ayak lan ma baş la tır. Bunu kili se ler de, savaş mey dan la rın da yapar. Kısa ca sı bur ju va zi, yeni bir top lu mun doğu şu nun ebesi ola rak, yüz yıl la ra sığan geniş bir dev - rim ci hare ket ger çek leş ti rir.

Marx’ın bura dan çıka ra ca ğı sonuç şudur: “Zor yeni bir top lu ma

(16)

gebe olan her eski top lu mun ebe si dir.” Bura da da önder lik belir gin ve vaz ge çil mez dir. Önder lik sade ce aske ri bir özel lik arzet mez.

Önder lik aynı zaman da siya sal ve kül tü rel boyut la rı nı da bir lik te yaşa yan, sınıf la çok sıkı bağ la rı bulu nan, dev ri min o dönem de ki özel lik le riy le sıkı bağ lan tı la rı olan, kendi tari hi ni ve çağı nı derin li - ği ne yorum la yıp kav ra yan, tarih sel temel le ri ni güçlü bir biçim de yorum la ya bi len özel lik le re sahip tir. Kısa ca sı önder lik, her bakım - dan derin bir büyük lü ğe sahip olan ve saygı duyu lan sını fın özgün tem sil ci li ği dir.

Önder ler, sını fın henüz tam ula şa ma dı ğı ama onla rın kişi lik le rin - de ulaş tı ğı, sını fın henüz somut laş tı ra ma dı ğı ama onla rın kişi lik le - rin de somut la şan gele ce ğin top lu mu nun öncü le ri dir. Gele cek te so- mut luk kaza na cak olan top lum, önce lik le onla rın öncü lü ğü ve örgüt - len me le rin de sınan mış, yaşan mış ve başa rı ya ulaş mış tır. Onlar daha sonra mil yon lar ca kişi nin yaşa ya ca ğı yaşa mı ve geliş me le ri kendi kişi lik le rin de yaşa mış lar dır. İler de mil yon lar ca insa nın sahip ola ca ğı fel se fe, siya sal kişi lik, ahlak ve duygu ilkin önder ler ce yaşan mış, prog ram laş tı rıl mış, örgüt len di ril miş ve eyle me geçi ril miş tir. Bu daha sonra mil yon la ra akta rıl mış, bur ju va top lu mu nun çiçek len me si ni ve bur ju va sını fı nın ege men li ği ni sağ la mış tır. Bu konu da bur ju va önder - le rin de her şey son suz gibi dir. Bur ju va zi nin kendi düze ni nin son suz - lu ğu nu ilan etme si gibi, onun önder le ri de oluş tur duk la rı kural la rı, dev let yöne ti mi ni, alt ve üst ya pı yı top lu ma son suz ger çek ler miş gibi daya tır lar. Bun la rı savu nur, korur ve geliş ti rir ler.

Kısa ca sı, öncü daha sonra zafer kaza na cak olan bur ju va top lu - mu nun bir ön biçi mi ola rak orta ya çıkış özel li ği ne ve öncü ler de bu konu da vaz ge çil mez bir role sahip tir. Yeni sını fın her düzey de ki çiçek len me si ve daha son ra ki ege men li ği kesin ola ca ğı na göre, bunun ilk önder le ri de tem sil ettik le ri sını fın kendi kişi lik le rin de gele ce ğe daha güven le bak ma sı için, gele ce ği mut la ka kendi kişi - lik le rin de yarat mak ve somut laş tır mak zorun da dır. Sını fın bun dan aldı ğı cesa ret le eylem le ri ni ve ayak lan ma la rı nı daha yön tem li ce geliş ti re cek ve yenil mez kıla cak tır. İlk ace mi lik le rin den kur tu la cak, baş lan gıç ta ki ama tör lü ğü nün yeri ni sağ lam bir biçim de otur muş bir rota ya ve önder li ğe bağ la ya cak tır. Önder li ğe işte bunun için ihti yaç duyul mak ta dır.

(17)

Napo le on bur ju va zi adına büyük bir aske ri komu tan ola rak orta - ya çık tı ğın da, son dere ce cesur ve usta dır. Mos ko va’dan Mısır’a, İspan ya’dan Alman ya’ya kadar dize getir me di ği bir ülke yok gibi - dir. Napo le on tam bir aske ri deha dır. Daha sonra Napo le on’un ben - zer le ri de orta ya çıkar. Bura da sınıf adına oyna nan önem li bir rol var dır. Ger çek lik kaza nan şey sını fın aske ri deha sı ve kişi li ği dir.

Tıpkı orta çağ da feo da lizm adına Cen giz Han’ın, feo da liz min ve isla mi ye tin doğu şu döne min de Ali’nin oyna dı ğı rol gibi, güçlü komu tan la rın kişi li ği ve rolü yaşa nır. Sınıf buna ihti yaç duy mak ta - dır. Orta çağ lar da Cen giz Han ve Ali gibi komu tan lar olma say dı, aşi ret top lu luk la rı nasıl bir ordu düze ni ne ula şa bi lir ler di? Nasıl sava şa bi lir ler di? Daha son ra ki yüz yıl la rın büyük sal dı rı la rı nı nasıl ger çek leş ti re bi lir ler di? Demek ki komu tan lar kabi le ler, aşi ret ler, sınıf lar ve ezi len halk la rın ikti da ra yürü me le ri nin nes nel (objek tif) koşul la rı nın olgun laş tı ğı dönem ler de sah ne ye çıkan, kit le le rin ru- hu nu, ira de si ni ve özlem le ri ni kendi kişi lik le rin de somut laş tı ran, onla rın gele cek te ki sayı sız zafer le ri ni önce lik le kendi dene yim le - riy le ger çek leş ti ren, böy le ce arka la rın da bulu nan ama henüz potan - si yel bir güç olan kit le le ri hare ke te geçi re cek kural la rı, ahla kı, fel - se fe yi ve örgüt len me yi sağ la yan ve bu temel de ile ri ye yürü me komu tu nu veren amir kişi ler dir. Bunun için dir ki, Ali’ye Emir-ül Mümin’in adı veril miş tir. Yine Cen giz Han’ın yasa la rı son dere ce müt hiş tir. Bu köle ci lik çağın da da böy le dir. Emir ve yasa la rı nın gör kem li li ği ni hala sür dür me si nin nede ni budur. Bur ju va zi nin ve Napo le on’un da böy le si yasa la rı var dır. Bun lar hala okul lar da oku - tu lan ve üze rin de yürü nen kural lar ve yasa lar dır.

Sınıf la rın ve yığın la rın çeşit li neden ler le, her şey den önce üre - tim de ki yer le rin den ve sürek li üre tim le uğraş ma la rın dan dola yı, kendi baş la rı na geliş ti re me dik le ri komu ta ve önder li ği öncü bir kesi min kendi kişi li ğin de somut laş tır ma sı, her tarih sel geliş me döne mi nin vaz ge çil mez bir koşu lu olmak ta dır. Top lum lar ve halk- lar ile ri ye doğru yürü mek isti yor lar sa, önle rin de güçlü ve seç kin bir komu ta kade me si bulun mak zorun da dır. Önder lik, sınıf lar ve halk - la rın eyle mi ni sağ dan ve “sol”dan gele bi le cek teh li ke ler den koru - yan, ace mi lik le ri ve toy luk la rı nın yol aça bi le ce ği teh li ke ler den sa- kı nan, yet kin bir kişi li ğe kavu şan, gele ce ğe güçlü baka bi len, büyük

(18)

bir cesa ret ve feda kar lık örne ği oluş tu ran, yet kin bir örgüt len me yi ve emir-komu ta düze ni ni sağ la yan, böy le lik le ayağa kal ka cak güç - le re sürek li umut aşı la yan, gele ce ği par lak bir biçim de çizen, bunu bir tutku dere ce sin de ve bay ram coş ku suy la ser gi le yen seç kin kişi - ler top lu lu ğu dur. Böy le si bir güç oluş tu ğu zaman, iler le me hak kı na sahip olan her sınıf ona saygı duya cak tır. Ona tut kuy la bağ la na cak ve hiç bir tek nik gücün gös te re me ye ce ği etkin li ği gös te re cek tir.

Bu dönem de yığın la rın başın da bulu nan lar dev let zoru nu en son sis te mi ne kadar geliş tir miş ler dir. Ege men siya sal ve aske ri kuv vet, stra te ji ve tak ti ğin bütün ince lik le ri ni uygu la mak ta dır. Geniş bir sınıf tec rü be si oluş muş tur. İkti dar da ki ler nasıl sava şa cak la rı nı, ezi - len le ri nasıl alda ta cak la rı nı ve nasıl işken ce yapa cak la rı nı iyi bil - mek te dir. Ken di le ri nin mah ke me le ri, zin dan la rı, koru yu cu la rı, gar - ni zon la rı ve muha fız kıta la rı var dır. Yüz yıl la rın derin biri ki miy le, öncü le ri başta olmak üzere, ezi len le rin diren me le ri ne acı ma sız ca sal dı rır. Ezi len le rin kar şı sın da böy le si hazır güç ler var dır. Öncü nün ve arka sın da ki yığın la rın ciddi zayıf lık la rı ve dene yim siz lik le ri nin yanı sı ra, büyük bir tutku ve heye can la ayağa kalk ma gibi avan taj la - rı da mev cut tur. Bun lar kar şı lık lı ola rak çar pı şır lar. Lenin’in deyi - miy le, öncü nün ve arka sın da ki yığın la rın baş lan gıç ta ki hata la rı hem kaçı nıl maz dır, hem de daha geniş bir çıkı şın zorun lu bir koşu lu dur.

Ama bu ne zama na kadar devam ede cek tir? Marx’ın belirt ti ği gibi, bütün ezi len sınıf la rın ordu la rı na ben zer bir biçim de, pro le tar ya - nın ordu su da ilk dene me le rin de yenik düşe bi lir. Ama daha sonra bu yenil gi ler den çıka ra ca ğı ders ler le gele cek te sonu na kadar ayak ta kala cak; dev ril me si zor bir bok sör gibi yum ruk la rı nı sıka cak, bey ni ni çalış tı ra cak ve muaz zam bir dik kat kesi le rek ege men güç le ri devi re - cek tir. Marx, pro le tar ya nın savaş la rı nın bu yüz yıl da ezi len le rin sava - şı mı nın bu derin kura lı nı tek rar la dı ğı nı söy ler. 19’uncu yüz yıl da ki halk hare ket le ri ni ve pro le tar ya nın müca de le si ni değer len di rir ken bu sonu ca varır. Bu pro le tar ya dev ri mi nin ilk örnek le rin den olan 1905 Dev ri mi’nde de tek rar la nır. Dona nım yeter siz li ği, hazır lık sız lık ve henüz saf tut ma mış olma sı yüzün den yenil gi ye uğra ma sı na rağ men, 1905 Dev ri mi’nin, Ekim Dev ri mi’nin bir pro va sı nite li ği ni taşır;

dola yı sıy la Ekim Dev ri mi’nin üze rin de yük sel di ği bir temel dir.

O halde bur ju va zi gibi çağ daş bir sınıf olan pro le tar ya nın da,

(19)

kendi sınıf ger çek li ği ne uygun ola rak, top lu mun bir üst aşa ma ya iler le til me si için fel se fe den asker li ğe kadar bütün konu lar da ben zer bir rol oyna ya ca ğı hemen anla şıl mak ta dır. Kendi kişi li ğin de top lu - mu sömü rü den ve dola yı sıy la her türlü yalan, dema go ji ve baskı biçi min den kur ta ra cak olan pro le tar ya, tarih sel eylem ler döne mi ne girer. Kendi kişi li ği ni bul mak için çok zor koşul lar da üre ten, kendi adına siya set, sanat ve asker lik yap mak için son dere ce zayıf olan bu sınıf, yavaş yavaş şekil len me ye baş la dı ğı zaman bir çok acemi ayak lan ma la ra giri şir. Bu kaçı nıl maz dır. Maki na la rı par ça lar, mez- hep nite li ği taşı yan örgüt len me le re giri şir, sokak kav ga la rı na ve bari kat savaş la rı na baş vu rur. Bunun sonu cun da yenil gi ler alır. Ama pro le tar ya müca de le sin de gide rek yet kin le şir. Kendi öncü sü ne ve önder le ri ne kavu şur. Emper ya liz min bar bar sal dı rı la rı na karşı, Viet - nam’dan Afri ka’nın bir çok ülke si ne kadar her yerde yaman dire niş - ler ser gi le nir. Bir çok dene yi min biçim len dir di ği pro le tar ya önder li - ği, top lum la rın bağım sız lık ve özgür lük çağı nın güç len di ril me sin de ve insan lık tari hi nin sınıf sız top lu ma doğru iler le yi şi nin başa rı kazan ma sın da belir gin rol oynar.

Çağı mı za boşu na pro le ter dev rim le ri ve ulu sal kur tu luş hare ket le - ri çağı denil me mek te; bu temel de emper ya lizm den kopu şun sağ lan - dı ğı çağ adı veril mek te dir. Bun lar yüz yı lı mı zın temel ger çe ği nin birer ifa de si dir. Üze rin de çokça düşü nü len ve tar tı şı lan bu ger çek le ri, önder lik dava sı gibi bir dava ya kal kış mış olan la ra uzun boylu anlat - ma nın fazla bir gere ği yok tur. Onlar bu ger çek le ri düşün ce le ri ve ruh - la rın da özüm se ye rek ve ilk orta ya çık tık la rın da etle tır nak gibi kendi kişi lik le rin de kay naş tı ra rak yola çıkıl ma sı gerek ti ği ni bil mek zorun - da olan kişi ler dir. Bütün çağ daş halk la rın ayağa kalk tık la rı süreç te ser gi le dik le ri bu tutu mun bir örne ği ni, çağı mı zın en unu tu lan halk la - rın dan biri olan Kür dis tan halkı da ser gi le mek le yüküm lü dür.

Kür dis tan tari hi açı sın dan önder li ğin duru mu

Hemen belir te lim ki, dünya halk la rı için geniş bir dene yim biri ki - mi ne sahip olma ve yaşa nan bir ger çek lik duru mun da ki kendi kade ri - ni belir le me ve kendi ken di si nin önde ri olma özel li ği, hal kı mı zın yok-

(20)

sun bıra kıl dı ğı bir olgu dur. Kür dis tan’da bu olay dan uzak kalma ve sürek li ola rak ondan şid det le uzak laş tı rıl ma ger çe ği yaşan mak ta dır.

Kür dis tan halkı önder siz lik der din den oldu ğu kadar, önder tas lak la - rın dan da büyük acı lar çek miş tir. Hiç bir halk Kür dis tan halkı kadar, işbir lik çi önder ler den çek me miş ve önder siz lik ten gör dü ğü zara rı gör - me miş tir. Kür dis tan halkı çeşit li tarih sel, siya sal ve coğ ra fik neden ler - le köle ci top lum düze nin den günü mü ze gelin ce ye kadar, kendi kişi li - ğin den uzak laş ma nın, kendi ken di si nin efen di si ola ma ma nın ve kısa - ca bağım sız lık tan uzak laş tı rıl ma nın acılı tari hi ni yaşa mış tır.

Çokça söy len di ği gibi, coğ raf ya sı nın da bir sonu cu ola rak, Kür - dis tan’ın daha köle ci dönem de bütün köle ci des pot la rın bir savaş alanı olma sı yüzün den, Kürt halkı bir türlü özgür geliş me orta mı na kavu şa maz. Dağ la ra çeki lir; orada küçük aşi ret birim le ri halin de ve adeta dün ya dan soyut lan mış bir biçim de yaşa mak zorun da kalır.

Köle ci lik döne mi boy dan boya bir işgal, isti la ve yıkım döne mi biçi min de geli şir. Halk dağ la ra giz le nir ve dola yı sıy la uygar lık tan uzak laş tık ça uzak la şır. Feo da lizm sade ce bunun bir üst evre de sür - dü rül me si ola na ğı nı verir. Feo dal baskı ve sömü rü yön tem le ri, Kürt aşi ret birim le rin de gide rek daha geniş bir işbir lik çi kesi mi orta ya çıka rır. Ağa ve şeyh le rin de kış kırt tı ğı mez hep ler biçi min de ki bölün - me ler le top lu mun ken di si ne yaban cı laş ma sı, kendi öz yöne ti min - den ve önder li ğin den uzak laş ma sı ve yaban cı lar adına hare ket eden bir işbir lik çi güru hun eline tes lim edil me si döne mi baş lar. Gide rek yet kin le şen uşak laş ma, nere dey se vaz ge çil mez bir uygu la ma ve temel bir yaşam biçi mi hali ne gelir. Özel lik le tutu cu lu ğun ve geri ci - li ğin bu çağ da ki güçlü tem sil ci si olan Osman lı İmpa ra tor lu ğu’nun Kür dis tan üze ri ne yük len di ği döne me gelin di ğin de, İdris-i Bit li - si’nin kişi li ğin de somut la şan din ile ağa lık karı şı mı bir işbir lik çi yöne ti ci tipi sah ne ye çıkar. Bu işbir lik çi aşi ret reis le ri nin, şeyh le rin ve ağa la rın elin de, top lu mun bir yan dan top ra ğa bağ lan ma sı na ve öbür yan dan böyle bir işbir lik çi bağım lı lık teme lin de uygar lık la tema sı nın sağ lan ma sı na, bir başa şa ğı gidiş süre ci nin hız lan ma sı eşlik eder. Serf leş me nin geliş me si ve bunu yaban cı sul tan lar la ortak lık için de ger çek leş ti ren işbir lik çi Kürt bey lik le ri nin geli şi mi üze ri ne, eski nin dağ lar da var lı ğı nı sür dü ren bağım sız ve özgür yaşa mı yeri ni top ra ğa bağ lı lı ğa terk eder.

(21)

19’uncu yüz yı la gelin di ğin de, top lu mun özgür leş me si nin, günün koşul la rın da önün de duru la maz bir akım hali ne gel me si ne kar şı lık, Kür dis tan’daki ve Kürt top lu mun da ki geliş me tam tersi bir yönde olur; bu yüz yıl feo dal leş me nin en işbir lik çi ve en tutu cu bir tarz da kök sal ma sıy la sonuç la nır. Osman lı sul tan la rı ve işbir lik çi le ri, çıkar - la rı elver di ğin ce bu yapı üze rin de her türlü uygu la ma ya giriş mek - ten artık çekin mez hale gel miş ler dir. Bur ju va dev rim le ri nin bütün dün ya yı sar dı ğı, emper ya list-kapi ta liz min yarı sömür ge ve sömür ge ülke le re yap tı ğı meta ve ser ma ye ihra cıy la eski top lu mu altüst etti ği 19’uncu yüz yıl da, özgün bağım lı lı ğı nede niy le, Kürt top lu mu bu genel geliş me ler den sonra gide rek daha fazla tec rit edil miş tir.

Osman lı sul tan la rı nın Batı Avru pa kapi ta liz mi kar şı sın da sıkış ma sı ve bu sıkış ma nın bir sonu cu ola rak Kür dis tan’dan daha fazla asker ve vergi top la ma iste miy le orta ya çık ma sı, bili nen sür tüş me le re, yerel feo dal ler, aşi ret reis le ri ve şeyh le rin Osman lı dev le tiy le çatış - ma ya gir me le ri ne yol açmış tır. Bu çatış ma da kapi ta lizm Osman lı sul tan la rın dan yana çık mış tır; Kürt le ri meta ve ser ma ye dola şı mı - nın gasp çı bir gücü ola rak gör dü ğü için, daha çok hıris ti yan köken li tüc car lar ve komp ra dor la rı ken di si ne temel alma sı nede niy le, hem Osman lı la rın ve hem de kapi ta liz min tem sil ci le ri nin -özel lik le İngi - liz ler- sömür ge ci li ği nin yayıl dı ğı bu alan da, daha acılı bir baskı ve sömü rü döne mi ne giril me si kaçı nıl maz olmuş tur. Kür dis tan’da 20’nci yüz yı la böyle giril miş tir.

Türk ege men sınıf la rı, bu yüz yıl da feo dal elbi se ler yeri ne, dev let fide li ğin de geliş tir di ği bur ju va elbi se ler giy me ye baş lar. Yüz yıl lar - ca dev le te sahip olma nın ve yönet me nin sağ la dı ğı avan taj lar la, İtti - hat ve Terak ki döne min de kapi ta liz mi kendi bün ye si ne akta ra rak ve kema list dönem de bunu yet kin leş ti rip TC biçi min de bir ikti dar la taç lan dı ra rak, kendi lehi ne olan en kes tir me sonu cu alır. Bura da Kür dis tan üze rin de yeni bir baskı ve sömü rü düze ni nin eko no mik ve siya sal temel le ri nin atıl ma sı söz konu su dur. Daha önce ki yüz yıl - la rın deh şe ten giz olum suz luk la rı yet mi yor muş gibi, bu kez de en geri ci bir kapi ta list geliş me yi yukar dan aşa ğı ya doğru yayan ve son dere ce şoven bir ide o lo jiy le donan mış olan Mus ta fa Kemal gibi bir dik ta tö rün kor kunç imha cı niyet le ri ni ense sin de duyan bir halk ger - çek li ği ne ula şı lır. Kür dis tan’da sonu na kadar işbir lik çi olan bey lik -

(22)

ler var dır. Önünü göre me yen, yarı nı nın ne ola ca ğı nı kes ti re me yen, günü bir lik çi, yaban cı ege men le re boyun eğme yi hüner sayan ve yanı ba şın da yük se len her oto ri te ye kolay ca bağ la nan bu bey lik ler, bu yıl lar da top lu mu çok kötü bir biçim de TC’nin ege men li ği ne terk eder ler. Çıkar la rı sar sı lan yerli ege men güç ler den bir kesi mi nin hal- kın öfke ve kini ni bir ayak lan ma için kul lan ma la rı da sonuç suz kalın ca, bu gele nek sel işbir lik çi güç le rin önder li ğin de, adı dahil her şeyi ile Türk ulu sal yapı sı için de erime bir kader gibi benim se nir.

Yerli işbir lik çi kesim ler, tam bir ajan şebe ke si biçi min de, Türk bur - ju va zi si nin tam bir uzan tı sı hali ne gelir ler; onun bütün eko no mik, siya sal, kül tü rel ve ulu sal yayıl ma sı nın bir aracı duru mu na dönü - şür ler. Önce ki işbir lik çi le rin konu mun dan çok daha teh li ke li bir biçim de son dere ce inkar cı, top lu mu sat ma ya hazır, ulu sal ger çek li - ği mi zi yok sayan, ulu sal kişi li ği ni red de den, düş ma nın ulu sal kişi li - ği ni meşru gören ve benim se yen, bunu top lu ma ve halka aşı la yan, ulu sun her türlü eko no mik, siya sal ve kül tü rel hak la rın dan vaz geç - me si ni öne ren ve bunun pro pa gan da sı nı yapan basit bir ajan laş ma süre ci orta ya çıkar.

1940’lar dan günü mü ze kadar yaşa nan bu dönem, son dere ce acı ve acı oldu ğu ölçü de de teh li ke li bir başa şa ğı gidiş döne mi, bir karan lık lar döne mi dir. Ulu sal inkar cı lı ğın ve iha ne tin en teh li ke li biçi mi nin yaşan dı ğı yıl lar bu yıl lar dır. Kürt halkı, tari hin de kendi önder lik le ri nin kor kunç iha ne ti ne tanık olmuş ve bunu yoğun bir biçim de yaşa mış, uygar lık tan sürek li kopar tıl mış, çağ daş geliş me - le rin uza ğın da tutul muş tur. Sonun da kendi ege men sınıf la rı nın teh - li ke li bir ajan isti la sıy la kar şı laş mış tır. Ulus la ra ra sı emper ya liz min en gözü ka ra işbir lik çi ve uşak gücü olan, kendi ege men sınıf la rı nın bütün bar bar, bas kı cı ve talan cı gele nek le ri ni kişi li ğin de somut laş - tı ran ve kusan Türk bur ju va zi si nin elin de, ken di si ni bu denli yitir - miş tir. Pro le tar ya dev rim le ri ve halk la rın kur tu luş savaş la rı çağın - da kendi kade ri ni kendi eliy le çiz mek ten bu denli uzak laş mış tır.

Onun adına konu şan yok tur; ulu sal bağım sız lık iste mi ve top lum - sal çıkar la rı adına konu şan, düşü nen ve eylem yapan yok tur. Tam ter si ne, ulu sal ve top lum sal çıkar la rın ağza dahi alın ma ma sı, tama - men kat mer li bir yaban cı laş ma teme lin de ajan güç le rin türe til me - si, ağa lar, şeyh ler ve aşi ret reis le rin den işbir lik çi bir taba ka nın

(23)

oluş tu rul ma sı, bu taba ka için den çıkan bazı güç le re sözü mo na aydın giy si le ri giy di ril me si ve sade ce birey sel düzey de değil sınıf düze yin de bir işbir lik çi taba ka nın orta ya çıka rıl ma sı, bun la rın özel - lik le kent ler de yoğun laş ma sı sonu cun da top lum da daha derin li ği - ne ve emek çi sınıf la rın saf la rı nı da etki le ye cek bir biçim de dal budak sal ma sı söz konu su dur.

Özel lik le “Kür dis tan’da Dara ğaç la rı, Kışla Kül tü rü ve Dev - rim ci İnti kam Göre vi miz” adlı değer len dir me de de dile geti ril di - ği gibi, henüz çocuk ken hal kın için den alı nan aydın lar ve genç ler okul lar da baş ka la şı ma uğra tı lıp kişi lik siz leş ti ri le rek hal kı mı zın ve daha sonra PKK’nin başı na bela edil miş, bir yaban cı kül tü rel teme - lin ve kişi li ğin sız dı rıl ma sı hare ke ti geliş ti ril miş tir. Üni ver si te ler de bu daha da yet kin leş ti ril miş tir. Sözü mo na aydın olan, ama İdris-i Bit li si gele ne ği ne taş çıkar tır ca sı na top lu mu en kötü bir tarz da karan lı ğa iten, sah te li ğe ve yaban cı laş ma ya sürük le yen bir tip şekil - len miş tir. Bu tip sos ya lizm adına konu şur, ama sah te kar lık adına opor tü nizm bile deni le me ye cek bir man tık man za ra sı ser gi ler. Ey- le mi değil eylem siz li ği savu nur. Modern giy si li olma sı na rağ men, kap ka ra ruhlu biri dir. Süreç için de bu tip ler orta lı ğı sarar. Sömür ge - ci li ğe karşı dire ni le me ye ce ği ni, ulu sal kişi li ği ara ma nın ve top lum - sal özgür lü ğe ulaş ma nın bey hu de ve saçma ola ca ğı nı, yapıl ma sı gere ken en önem li şeyin gemi si ni kur ta ran kap tan örne ği bir maaşa sahip olmak la yetin mek oldu ğu nu ve ken di ni kur tar ma nın insan lı - ğın alfa be si ola rak kabul edil me si gerek ti ği ni öğüt ler. Ne acı dır ki bu tip bütün bun la rı ken di sin de derin bir bilinç siz lik teme lin de geliş ti rir. Neye hiz met etti ği ni bil me den bun la rı konu şur. Ken di si ni söy le di ği yalan la ra bile bile inan dı ra rak, bunun pro pa gan da sı nı yap ma ya devam eder. Top lu mun hemen hemen bütün göze nek le - rin de böy le si yara lar açıl mış tır. Bu göze nek ler bu tür öğe ler tara fın - dan deşil dik çe, acı dık ça acı yan ve sız la dık ça sız la yan bir yara lar top la mı na dönüş müş tür.

Belli ki bunun için teda vi gerek li dir. Ama teda vi ye nere den baş - la mak gere kir? Bey nin den yüre ği ne kadar her yanı yara bere için de kalan, lime lime edil miş bir top lum için nasıl bir teda vi gerek mek - te dir? Kendi öz evlat la rı nın duru mu böy le si ne acık lıy ken, ulu sal ve top lum sal çıkar la rın gerek siz li ği ne bu denli inan mış olan top lu mun

(24)

tem sil ci le ri ve kla sik önder le ri bir kaç kuruş kar şı lı ğın da uşak lık yap ma yı siya set ve mari fet sayar ken, bu top lu mun ken di ne gel me si nasıl müm kün ola cak tır? Kısa ca sı bu denli ken di si olmak tan çıka - rıl mış, kendi kişi li ği ni bul mak tan uzak laş tı rıl mış ve kendi önder li - ğin de kendi kade ri ni çiz mek ten yok sun olan bir halk, ken di si ni her düzey de yeni le ye cek, çağ daş kıla cak, ulu sal ve top lum sal düzey de onu özgür lü ğü ne kavuş tu ra cak, çağın ger çek le ri ne uygun bir stra te ji ve kendi potan si yel gücü nü haya ta geçi re cek bir tak tik nasıl ser gi - le ne cek tir? Bu ken di si ne nasıl veri le cek tir? Kit le sel eylem li li ği nasıl orta ya çıka rı la cak tır? Öncü nün ken di si nasıl yara tı la cak tır?

Günü mü zün en yakı cı sorun la rı hemen her gün biz zat haya tın için- den bu biçim de hay kı rır ca sı na orta ya çık mak ta dır. Bun lar biraz dürüst ve insan lı ğa say gı lı olan her kişi nin rahat lık la tes lim ede ce ği ve kabul le ne ce ği soru lar dır.

Öteki çağ daş top lum lar ve halk lar gibi, Kür dis tan top lu mu için de bir önder lik gerek li dir. Yal nız ca aske ri alan da değil, sanat sal düzey den siya sal düze ye ve ide o lo jik düzey den eko no mik yaşan - tı ya kadar bütün alan lar da her şeye çeki dü zen vere cek, prog ram - laş tı ra cak, örgüt lü lü ğe ve eylem li li ğe kavuş tu ra cak bir komu ta mer ke zi ne, bir genel kur may lı ğa ihti yaç var dır. Sıkça işle di ği miz PKK’nin tarih sel tanı mı, dev re ye gir me si ve geli şi mi bu sorun la - rın ceva bı nite li ğin de dir. PKK, çağın ger çek le ri nin Kür dis tan top - lu muy la kay naş tı rıl ma sı nın ken di si olmak için çaba har ca mış ve bu çaba nın ken di si olmuş tur. Başa şa ğı giden bir tari hi tek rar yük - se ğe çevir mek ve ile ri ye doğru çark ettir mek, bağ la rın en kötü bir tarz da kesil di ği çağla yeni den sağ lam köp rü ler kur mak ve top lu - mu çağ daş kıl mak için, bu soru la rın kar şı lı ğı nite li ğin de ki PKK’nin orta ya çıkı şı ve geli şi mi ola yı nın nasıl ele alın ma sı gerek ti ği ni çeşit li değer len dir me le ri miz de dile getir dik. Sade ce düş man la rı - mı za ve dost la rı mı za değil, par ti mi zin yüre ği ve beyni duru mun da olma la rı gere ken kad ro la rı mı za da, PKK olgu su nun nasıl değer - len dir me le ri gerek ti ği ni ve kendi öz ger çek lik le ri ni nasıl ele ala - bi le cek le ri ni açık la dık. Bu ders le ri hala yoğun bir biçim de ver me - ye çalı şı yo ruz.

Ama tarih hal kı mız adına yola çıkan öncü le rin biraz daha deği - şik li ğe uğra ma la rı nı zorun lu kılı yor. Bu aynı zaman da o kat mer li

(25)

yaban cı laş ma nın doğal bir sonu cu dur. Bir çok der ğer len dir me le ri - miz de, onla rın dire niş le ri nin büyük lük ve kut sal lık dere ce si nin başka ülke le rin örnek le riy le neden aynı biçim de kıyas lan ma ya ca ğı - nı belirt tik. Çağ daş örnek le riy le kar şı laş tı rıl dı ğın da, Kür dis tan’ın özgül koşul la rı için de orta ya çıkan düşün ce den eyle me kadar her türlü baş kal dı rı nın neden daha fark lı ve daha büyük bir anlam içer - di ği ni işle me ye çalış tık. Bütün bun lar dan yola çıka rak, bizde önder - li ğin neden özgün geliş mek zorun da oldu ğu nu, acılı ve işken ce li bir ortam da neden muaz zam bir diren me tut ku su, dik kat, sürek li lik, kesin lik, feda kar lık, vekar ve olgun luk biçi min de bir geliş me kay - det me si gerek ti ği ni izah ettik. Bütün bun la rı orta ya koyar ken, dün - ya da ki bir çok örnek le ezbe re kıyas la ma dan, kit le mi zin ken di ne özgü diren me si nin ne oldu ğu nu ve kendi özgün lü ğü için de nasıl doğru kav ran ma sı gerek ti ği ni açık lı ğa kavuş tur duk. Örne ğin kit le - miz de ki büyük dur gun luk ve aciz li ğin altın da vol kan gibi bir kin ve öfke nin yat tı ğı nı ve bunun adeta hal kı mı zın ulu sal kim li ği gibi sim - ge leş ti ği ni ve somut laş tı ğı nı orta ya koy duk.

Evet, Kür dis tan halkı yara lı dır; görü nür de dur gun, bilinç siz ve örgüt süz dür. Ama daha derin de hiç bir hal kın sahip ola ma ya ca ğı kadar öfke ve kinle dolu olan bir halk tır. Doğa ya, top lu ma ve ken - di si ne bakı şı kin ve öfke saç mak ta dır. Ger gin dir, kuş ku cu dur, alay cı dır, inti kam cı dır, say gı lı ve mer ha met li dir. Yar dım dile nir ve ken di si ne sahip çıkıl ma sı nı ister. İşken ce gör müş ve acı çek - miş tir, çok ezik tir, çare siz dir. Mer ha met dile nir ve dua eder. Halk ger çek li ği miz işte budur. Hal kı mız dost lu ğa bağ lı dır; ken di si ne mer ha ba diyen le re ölüme dek bağlı kala bi lir, bun la ra iyi bir yan- daş ola bi lir; vefa lı ve tut ku lu dur. Halk ger çek li ği miz işte budur.

Diren gen, sabır lı ve arif tir. Yeni bir dönem den geçer ken, daha sayı sız özel li ğiy le ken di si ni dışa vuran halk ger çek li ği miz ve bu ger çek li ğin ken di ne özgü diren me ci kişi li ği böy le dir. Dire nen halk ger çek li ği miz budur. Bu belki güm bür güm bür ayak lan ma - mak ta dır; ama bu alt tan alta sürek li bir ayak lan ma yı yaşa yan, bey nin de karı şık lı ğın hüküm sür dü ğü, ken di si ni rahat sız etme yen bir öfke için de yaşa mı nı sür dü ren ve ken di si ne özgü bir ayak lan - ma yı tut tu ran bir halk ger çek li ği dir. Bu halk iha ne te uğra mış tır, nef ret etmek te dir, affet me mek te dir; ama inti kam da ala ma mak ta -

(26)

dır, düş man la rı na ders vere me mek te dir. Bu böy le si bir ayak lan - ma dır. Bunu bil mek te ve gör mek te, ama eli ula şa ma mak ta dır.

Hal kı mız böy le si bir diren me ci konum da bulun mak ta dır. Sürek li alda tıl mak ta ve üste lik alda tıl dı ğı nı bil mek te dir. Hal kı mız işte böy le si bir alda tıl ma ya karşı diren me için de dir.

Bazı arka daş lar, halk ger çek li ği mi zi derin li ği ne kav ra ya ma ya - cak, onun pasif li ği nin doru ğu altın da ki büyük isya nı fark ede me ye - cek, görü nür de ki yaban cı lık lar altın da yatan diren me ci ve öz kişi li - ği ni göre me ye cek kadar yüzey sel dav ran mak ta dır. Hayır, halk ger - çek li ği mi ze bütün derin li ğiy le yak la şıl ma lı ve bakıl ma lı dır. O zaman orada bir ulu sal kişi lik ve top lum sal isyan ola yı nın bulun du ğu görü - le cek tir. Hal kı mız kendi öncü sü nü ara mak ta dır. İddia edi yo ruz ki, Kür dis tan halkı dün ya nın en diren gen ve en ayak lan ma cı düze ni ni yaşa yan halk la rın dan biri dir. Sınır sız diren me potan si ye li ne sahip olan ve çeşit li göze nek le rin den bunu açığa vur ma nın eşi ği ne gelen bir halk: Bu ger çek lik son dere ce önem li dir. Bunu bütün yön le riy le kav ra ma yan bir öncü nün başa rı şansı yok tur. Dışar dan görü nen durum la bu görün tü nün altın da ki ger çe ği bir bi rin den ayı ra ma yan, pasif olan la diren gen lik arze den tutum ara sın da ki iliş ki ve ayrı mı yapa ma yan bir öncü, elbet te zaval lı bir ama tör duru mu na düş mek - ten kur tu la ma ya cak tır.

O halde Kür dis tan hal kı nın kendi ger çek li ği için de ki yaşa mı nı bir diren me ve ayak lan ma yaşa mı ola rak gör mek gere kir. Bu ayak - lan ma nın en basit ve en geliş me miş biçi mi; yüz yıl lar dan beri ezil- miş, sus tu rul muş, işken ce ye uğra mış, par ça lan mış ve örgüt süz lü ğe ter ke dil miş bir hal kın ayak lan ma biçi mi dir. Bu hal kın açlı ğa ve soğu ğa dayan ma sı bir diren me dir. Ken di si ne yapı lan iha ne te karşı tavrı bir diren me dir. Küfü re, zulü me ve sömü rü ye dayan ma sı bir diren me dir. Bu diren me pasif ve örgüt süz ola bi lir. Ama ne denli kar ma şık ve rota sın dan ne denli çık mış olur sa olsun, bu hal kın çağı mız için de ken di ne özgü bir yaşa mı nın olma sı bile, ken di ne özgü bir diren me sayıl ma lı dır. Acemi, kor kak ça, çare siz ve örgüt - süz bir diren me! Bu da önem li değil dir. Önem li olan, onun dışar da - ki görün tü ler le izah edi le me ye cek kadar derin lik, özgün lük ve kar - ma şık lık arze den, ama yine de bir ger çek olan bu ayak lan ma cı konu mu nun kav ran ma sı dır.

(27)

PKK ger çek li ği ni iyi kav ra ya lım ve doğru tem sil ede lim

PKK öncü lü ğü nün hika ye si biraz daha deği şik tir. Hal kı mız da oldu ğu gibi onun öncü sün de ki ilkel lik de elbet te daha acılı, daha yüzey sel ve hatta daha traji-komik bir biçim de orta ya çıka cak tı Ken di le ri ni unut muş, daha bebek iken asi mi las yo nun ve yaban cı - laş ma nın cen de re sin den geç mi,ş olan bu çocuk lar, öncü lük gibi güçlü bir sanat, ede bi yat, bilim ve fel se fe çalış ma sı iste yen ve ken - di si ne yük len dik çe yük len me yi esas kılan soylu bir mes lek te, baş - lan gıç ta ne yapa bi lir ler di? Tanı ma dık la rı ve tanı mak için çok az ola na ğa sahip olduk la rı bir top lu ma özgün bir önder li ği nasıl otur - ta bi lir ler di? Bu açı dan baş lan gıç ta ki dona nım sız lık, ilkel lik ve ama - tör lük nede niy le hiç kim se yi suç la ma dık. Hal kı mı zı suç la ma dı ğı - mız gibi, bu işe el atan arka daş la rı da suç la mak tan kaçın dık. Neden böy le dir ler diye ken di le ri ne karşı somurt ma dık, ken di le ri ne burun kıvır ma dık. Bu bizim ger çek li ği miz dir.

Bir öncü nün öncü olmak için yapa ca ğı ilk şey, kendi ger çek li ği - ni arif çe ve olgun ca kav ra mak tan geçi yor du. Sava şı mız dona nım sız ve ilkel oldu. Yete rin ce örgüt le ne me dik, eyle mi mi zi tam plan lı yapa ma dık, hal kı mı za güçlü bir stra te ji, tak tik ve siya sal orga ni zas - yon daya ta ma dık; bu yüz den bir çok darbe yedik ve acı la ra uğra dık.

Bu anlam da PKK’de yaşa nan şeyin yüz ler ce yıl lık tari hin bir kesi ti oldu ğu nu ve bir kaç yüz yı lın bir kaç yıla indir gen di ği ni belirt tik.

PKK’nin kuru lu şu nun çeşit li yıl dö nüm le rin de yapı lan değer len dir - me ler, bu süreç le ri çok iyi bir biçim de orta ya koy mak ta dır. Bun lar PKK’den, onun geliş me si nin nasıl yorum lan ma sı gerek ti ğin den söz eden değer len dir me ler dir. Par ti mi zin kuru lu şu nun 7’nci yıl dö nü mü dola yı sıy la yapı lan son değer len dir me ler, bir gaze te ile der gi de yayın lan mış tır. Bu yüz den tek rar la ma nın bir gere ği yok tur.

Ama kısa ca özet ler sek, 1973’ler den beri teo ri de ve pra tik te Kür - dis tan’ın öz ger çek li ği adına geliş ti ril mek iste nen ger çek lik, ulu sal ve top lum sal ger çek li ği mi zin çağın en modern ve en dev rim ci bili mi nin ışı ğın da ve en dev rim ci bir tarz da dile geti ril me si çaba la - rın dan başka bir şey değil dir. Bütün yeter siz lik le ri ne ve ola nak sız -

(28)

lık la ra rağ men, yapı lan şey budur. Pra tik bunun bir somut la nı şı dır.

Hal kı mı zın için de bulun du ğu özel lik ler adım adım öncü de de yan - sı ma sı nı buldu. Hal kı mı zın çeşit li özel lik le ri, hem yaban cı ve hem de işbir lik çi güç le rin ken di si ne zorla dayat tı ğı bu özel lik ler -örgüt - süz lük, yaban cı laş ma, diren me me vb.- ve aynı zaman da kendi için- den çıkan öfke li, diren gen ve çıkış yap mak iste yen kişi lik ler öncü ye de yan sı dı Kimi ilk anlar da tes li mi ye te ve iha ne te yöne lir ken, kimi diren me yi müt hiş boyut la ra kadar götü re bil di. Bun lar ayrı şıp bir bi - riy le savaş tı lar. Bilin di ği gibi PKK saf la rın da yeni bir müca de le geliş ti. Parti saf la rı aydın lan dı “Geliş me Sorun la rı ve Görev le ri - miz” adlı değer len dir me de de iyi dile geti ril di ği gibi, sömür ge ci ege men lik ve işbir lik çi feo dal değer ler den dola yı top lu mun bir türlü ken di ni for mü le ede me yi şi, etki le ri ni PKK için de de gös ter di.

Özgür bir ortam sağ la yan PKK ide o lo ji si, poli ti ka sı ve atmos fe ri, çeşit li sınıf ve taba ka la rın hak ve mevki ara yış la rı na yol açtı Ama pro le tar ya adına yola çıkan PKK önder li ği ve PKK’nin ger çek sahip le ri, en katık sız tes li mi yet çi ler ve en büyük hain ler den en ince işbir lik çi küçük-bur ju va la ra kadar hep ken din den söz eden, mevki peşin de koşan, ken di si ne yer ara yan, PKK’nin omuz la rın da yük sel - mek iste yen, onun orta ya çıkar dı ğı değer le ri kişi sel ve gide rek sınıf sal çıkar la rı için kul lan ma ya çalı şan açık göz tip le rin her türü nü gördü. Ancak öbür kutup ta en feda kar, en gözü ka ra savaş çı la ra kadar dire niş çi tip ler de tanı dı Biz bunu şehit ler de gör dük, dağ lar da ve zin dan lar da gör dük. Bütün ben li ği ni, ruhu nu ve bey ni ni diren - me ye veren ler le bunun çok azını veren le ri veya bunu ken di le rin de giz le yen le ri ve gele ce ğin ince hesap la rı nı yapan la rı gör dük. Ken di - le ri ni hızla değiş ti ren, par ti nin öncü pro le ter özel lik le ri ne hızla adap te eden ler le bunun kar şı sın da ken di le ri ni mas ke le yen ve çok iyi birer PKK’li ola rak sun ma yı mari fet sanan la rı gör dük. Kısa ca sı ulu sal ve top lum sal zemi nin bir savaş biçi min de PKK’ye yan sı tıl - ma sı na tanık olduk. Hal kın en özgü çıkar la rı nın PKK için de ulu sal ve top lum sal kur tu luş ta ifa de si ni bul ma sı na, çizgi düze yin de ve pra tik düzey de mark sizm-leni niz min ezici zafe ri ne tanık olduk.

Bunun yanı sı ra kötü savaş çı lar da gör dük. İyi sava şa ma yan la rı, ide - o lo ji de, poli ti ka da ve eylem de sınıf ve ulus düş man la rı na gerek li yerde ve zaman da cevap vere me yen le ri, iyi plan yapa ma yan la rı ve

(29)

iyi pra tik orta ya koya ma yan la rı gör dük. Önder li ği, yol daş la rı nı ve hal kı nı zor durum da bıra kan yeter siz dev rim ci le ri gör dük. Saf olan ve poli ti ka yapa ma yan zaval lı ama tör le ri gör dük. Hain ler le bir lik te yaman dire niş çi le ri de gör dük. Kısa bir zaman ara lı ğı için de PKK’de bir tari hin altüst olu şu na, hal kı mı zın tarih sel kur tu luş zafe ri nin PKK öncü lü ğün de dile geti ri li şi ne tanık olduk.

Bura sı bun la rı uzun uzun vur gu la ma nın yeri değil dir ve bun lar yapıl mış tır. Tek rar la ma nın da fazla bir anla mı yok tur. Yine de arif ola nın bu söz cük le rin bile neyi anlat tı ğı nı ve kendi konu mu na denk düşen tanı mın ne oldu ğu nu anla ma ma sı için hiç bir neden yok tur.

PKK öncü lü ğü nün ve bu öncü lü ğün önder lik fonk si yo nu nun ide o - lo ji de, poli ti ka da ve asker lik te, ulu sal ve top lum sal alan da, cep he - sel dire niş te, basit bir köy ayak lan ma sın dan bir genel halk ayak lan - ma sı na kadar bütün kit le sel eylem ler de ken di si ni nasıl orta ya koya - ca ğı ve bir önder li ğe doğru nasıl tır man dı rı la ca ğı, bu önder li ği içer- de ve dışar da nasıl daya ta ca ğı, orta çağ dan kalma kalın tı la ra ve sahte mez hep sel, aşi ret sel ve feo dal oto ri te le re karşı bağım sız lık çı oto ri te si ni ve öncü lü ğü nü nasıl öne çıka ra ca ğı açım lan mış tır. “PKK Ger çek li ği ni Doğru Kav ra ya lım ve Uygu la ya lım” adlı değer len - dir me miz de çağ dayat ma mı zın ne anla ma gel di ği, hangi siya sal ve aske ri stra te ji ve tak tik çer çe ve için de örgüt süz lü ğün örgüt lü lü ğe ve eylem siz li ğin eylem li li ğe dönüş tü rü le ce ği, bun la rın hangi mili tan özel lik ler le başa rı la ca ğı vur gu lan mış tır. Bun lar düşün ce de ve pra - tik te çokça yapıl dı, üze rin de çokça düşü nül dü. Dava sı na sami mi - yet le bağlı ve arif olan için işin anla şıl ma ya cak ve anla şı lıp da yürü tül me ye cek pek az bir yanı nın bulun du ğu ve duru mun açık lı ğa kavuş tu rul du ğu kesin dir.

Bütün bun la rın bir sonu cu ola rak, PKK’nin geli şim aşa ma la rı nı dile getir dik. Bu aşa ma la rın ne gibi özel lik le re sahip oldu ğu nu 7’nci kuru luş yıl dö nü mü ne iliş kin değer len dir me le ri miz de olduk ça somut laş tır dık. Gel di ği miz nokta, halk ve parti ger çek li ği miz açı - sın dan, tarih sel bir karar almak tan başka bir biçim de değer len di ri - le mez. Bu hiç bir dema go gun, ken di ni kan dır mış, inanç sız ve yeter - siz hiç bir dev rim ci nin başka türlü gös te re me ye ce ği bir karar dır.

Kendi dava sı na, parti mili ta nı nın bile net bir biçim de bilin ci nin ve yüre ği nin derin lik le ri ne ulaş tı ra ca ğı bir tanım la ma düze yi ne ulaş-

(30)

mış bulu nu yo ruz. Bu aşa ma da, geç miş ten çıka rı la cak ders ler le gele ce ğe nasıl yürü ne ce ği net leş ti ril miş tir. Defa lar ca PKK önder li - ği’nin doğru kav ran ma sı ve uygu lan ma sı gerek ti ği ni vur gu lar ken, bunu edebi bir söz cük geliş tir mek için yap ma dı ğı mız açık tır.

Bütün özlem le ri bas tı rıl mış, işken ce ve sömü rüy le sin di ril miş, ama hep yaşa mak iste miş, tut kuy la top ra ğa ve dağa yapış mış, umu - du nu kes me miş, bunu kendi çocuk la rı na yan sıt mış ve çocuk la rı nı umut la büyüt müş, onlar dan ken di si için hep bir kur tu luş bek le miş, aile ide o lo ji si biçi min de bunu adeta doru ğa ulaş tır mış, tut ku la rı nı ve özlem le ri ni hep gele ce ğe erte le miş, böy le ce büyük le rin den mer - ha met ve ele man dile miş, ama hep kah rol muş ve bunu hiç bir zaman kesin ti ye uğrat ma mış, gide rek adeta bir ezgi ye ve ağıta dönü şen, mah ru mi yet le rin ve acı la rın top la mın dan iba ret olan, ancak yürek çar pın tı sı gibi sürek li çar pan ve kesin ti ye uğra ma yan bir halk ger - çek li ği miz var dır. PKK önder li ği bu akı lal maz acı la rın bir sonu cu ola rak orta ya çıktı. Doğa nın ve top lu mun, yaban cı ege men le rin ve uşak la rı nın o kah ro la sı uygu la ma la rı na ve anla yış la rı na karşı durma, bu uygu la ma la rı kabul etme me, onla ra hal kın yüre ğiy le kar şı lık verme, hal kın öz çıkar la rı nı bilin ce çıkar ma ve böy le ce mil yon la rın bilin ci ni önder li ğin bilin ci hali ne dönüş tür me öncü de dile geldi.

Mil yon la rın yüre ği nin öncü nün yüre ği ne dönüş tü rül me si, tek bir yürek te çar pan mil yon la rın yüre ği ve tek bir beyin de dile geti ri len mil yon la rın çıkar la rı ile düşün ce ve irade bir li ği PKK’de somut laş - tı. PKK saf la rın da bulu nan, üste lik öncü lük ve önder lik iddi a sın da olan bazı kişi le rin kav ra ya ma dık la rı, sözde kav ra mış olsa lar da pra - tik le riy le ser gi le ye me dik le ri ger çe ğin ken di si işte bura da dır. Kema - list ide o lo ji nin anti-demok ra tik, des po tik ve insa nı küçült tük çe küçül ten etki le ri ni yaşa yan ve orta çağ kalın tı la rıy la yüklü olan küçük adam, parti saf la rın da geliş me nin nasıl oldu ğu nu bir türlü kav ra mak iste me mek te dir. Kav ra sa bile bunun örgüt len me ve eyle - me nasıl dönüş tü rü le ce ği ni kes ti re me mek te dir. Bazı dema go jik söz - ler le tari hin karan lı ğı nı uzat ma sev da sı na düş mek te dir. Bu küçük adam, bil me den orta çağ kalın tı la rı nın neden oldu ğu tut sak lık zin ci - ri nin kur ba nı olmak ta dır. Kema liz min türet ti ği bu tipin pra ti ği parti saf la rın da olum suz luk la ra yol açmak ta; küçük adam kendi kişi li ği - ni söz cük le re sığı na rak, bazen önder li ğin ağzı nı kul la na rak, bazen

(31)

kur naz lık la ra baş vu ra rak, bazen sahte eylem ci poz la rı na gire rek, bazen tam bir arif geçi ne rek ört bas etmek iste mek te dir. Hayır, hal- kın ger çek li ği bütün özgün lü ğüy le kav ran mak duru mun da dır;

PKK’de ifa de si ni bulan bu ger çek lik bütün özel lik le riy le dile geti - ril mek, sade ce bunun la da yeti nil me ye rek, yürek ve beyin le kay - naş tı rıl mak zorun da dır. PKK önder li ğin de dire nen her mili tan bey - ni ni ve yüre ği ni bu duru ma geti re mez se, kema liz min ve orta çağ kalın tı la rı nın basit ve teh li ke li bir tipi olmak tan kur tu la ma ya cak tır.

Peki, öncü lük nedir? Öncü lük, köken le ri yüz yıl lar önce si ne uza- nan ve çağın en geri ci mih rak la rı nı esas alan halk düş man la rı nın dağıt ma, par ça la ma, sömür me, kişi lik ten uzak laş tır ma, küçült me ve alçalt ma yön tem le ri ve uygu la ma la rı na karşı hal kın öz çıkar la rı nın savu nu cu su olmak, ama sade ce ilkel ve ama tör bir savu nu cu ol- mak la yetin me mek; düşün ce de incel mek, ahlak ta olgun laş mak, bun la rı stra te ji ve tak tik le bir leş tir mek, stra te jik öngö rü sahi bi olmak ve tak tik sonuç almak demek tir. Öncü lük yeter li kes kin li ğe ve olgun lu ğa ulaş ma yı içe rir. Öncü müsü nüz, PKK’li misi niz? O halde böyle olmak zorun da sı nız. Halka bağlı mısı nız ve hal kı nı zı sevi yor musu nuz? Dürüst ve namus lu kişi ler misi niz? Dev rim ci ahlak sahi bi misi niz? İki yüz lü bir yara tık olmak tan uzak dur mak mı isti yor su nuz? O halde böyle ola cak sı nız. Bunun anla şıl ma ya cak bir yönü yok tur. Peki, böy le si bir geliş me müm kün müdür? Evet, müm - kün dür. Tarih bu tür öncü ler le dolu dur. Tarih, bir hal kın kur tu lu şu - nun öngü nün de orta ya çık mış böy le si gör kem li yürek le re ve beyin - le re sayı sız örnek ler sun mak ta dır.

Peki, hala işle rin bu biçim de ele alın ma ma sı na ve ele alı nıp da uygu lan ma ma sı na ne deme li yiz? Par ti mi ze habi re bu tür sözde dev rim ci lik ler daya tıl mak iste ni yor. Kimi le ri ne bağım sız lık ve özgür lük tut ku sun dan vaz ge çi yor lar, ne de bunun gerek le ri ni ye- rin de ve zama nın da yeri ne geti re bi li yor lar. Ger çek le ri hep bir yıl- lık gecik mey le tek rar la mak isti yor lar. Bu, bir tutu cu nun kafa sı dır.

Bu eski top lum ve düzen le bağ la rı nı tama men kopar ma mış olma - nın bir sonu cu dur. Bu, yüre ği nin atış la rı nı hal kın istem le ri ne ve yürek atış la rı na uydu ra ma ma nın ve hal kın öz çıkar la rı na cevap vere me me nin adı dır. Gecik miş ve yeter siz dev rim ci lik, bunu PKK’de sür dür me gaf le ti, PKK’nin sır tın da kam bur olma ve onun

(32)

özgür hava sı nı bu biçim de kul lan ma dır. Bütün bun lar bir çocu ğun yara maz lık la rı nın ser gi len me si dir. Hemen bir örnek vere lim: Aşırı yara maz bir çocu ğu tek başı na evin bir köşe si ne bıra kır sa nız bağı - rıp çağı ra cak, sırf ana sı nı ve baba sı nı uğraş tır mak için ağla yıp sız - la ya cak ve kıya me ti kopa ra cak tır. Bu tip çocu ğa yara maz çocuk adı veri lir. Bun lar akıl lı çocuk lar değil dir, dövü lür ve ezi lir ler.

Bizde de dev rim ci müca de le nin yaramaz çocuk la rı çokça orta ya çık mak iste mek te dir. Altı nı ve çev re si ni kir let mek te, ardın dan ula- şın diye bağı rıp çağır mak ta dır. İnsan lar da çocuk ça dav ra nış lar çokça görü lür. Evet, bir çocuk karnı ağrı dı ğı ve biraz cık acık tı ğı zaman habi re şika yet te bulu nur, göz ya şı döker, bağı rıp çağı rır.

Ama olgun insan lar ve özel lik le dev rim ci ler, kesin lik le bu tür yön - tem le re iti bar etmez ler. Çocuk luk parti saf la rın da sür dü rü le mez.

Tes li mi yet ken di si ni kamuf le ede bi lir, pro vo kas yon ken di si ni mas - ke le ye bi lir, bir çok yol da şı mız eği tim siz lik nede niy le yar dı ma ihti - yaç duya bi lir; bun lar anla şı lır şey ler dir. Bun la ra karşı müca de le nin nasıl ola ca ğı bel li dir. Ama çocuk luk ta, ama tör lük te ve yara maz lık - ta ısrar etme nin anla şı lır bir yanı yok tur.

Kendi dene yi mi miz den çok iyi görü yor ve anlı yo ruz ki, yüz yıl - la rın olum suz biri kim le ri ni bir has ta lık biçi min de kişi lik le ri ne yan - sı tan lar ve bun lar dan kur tul mak için önder li ği tah rif etme yön te - mi ne sap la nan lar hiç de az değil dir. Örgüt süz mü örgüt süz ve diren me siz mi diren me siz olmak, tarih sel anın görev le ri ni yeri ne getir me mek, bin bir baha ne bula rak görev den kaç ma nın gerek çe le - ri ni sıra la mak, dema go jik yön tem ler le bunu yap mak ve far kın da olma dan ken di si ni buna inan dır mak, işle rin neden iyi git me di ği nin uzma nı kesil mek, önder li ği kızış tır mak, örgü tü ve değer le ri kızış - tı rıp ger gin leş tir mek... Çocuk luk ve yara maz lık işte bu biçim de orta ya çık mak ta dır. Oysa hiç kim se ye böy le si yet ki ler tanı na maz.

Ancak çeşit li neden ler le böyle bir konu ma düşen le rin sayı sı bir hayli faz la dır. Bun lar örgüt ve diren me ter bi ye si ne ve dev rim ci olgun lu ğa ula şa ma mış lar dır. Kema lizm ile orta çağ kalın tı la rı nın küçül tü ğü ada mın zih ni ye ti ni, man tı ğı nı ve ruhu nu taşı mak ta;

demok ra si nin yüce li ğin den ve sos ya list ahla kın gör ke min den uzak bulun mak ta dır. Bir ço ğu nun orta çağ göz lük le ri var dır. Bir ço ğu da kema liz min tüke ti ci ve tah rip çi tipi ni yaşa mak ta dır. Kısa ca sı küçük

Referanslar

Benzer Belgeler

Büyük Yazlık adı ve- rilen odanın duvarında bulunan 1052 ta- rihi, konağın yapımından sonra yazılmış olacağına göre, gerçek yapım tarihi daha eskilere

Sosyal hizmetler bakımından çok ileri durumda olan Almanya'da son yıl- larda klinik, hastane, bakımevleri gibi pek çok sağlık binaları inşa edilmiştir.. Son yıllarda

Encore une scène commentée d’une voix surréaliste; chez le coiffeur où les clients ressemblent aux bêtes des forêts vierges (Aragon, 1926, p.50). La femme, tel que l’amour,

b Veteriner Hekim, Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Veteriner Hekimliği Tarihi ve Deontoloji A.D Doktora Öğrencisi Gönderim Tarihi: 06.10.2018 • Kabul Tarihi:

Kırklareli University, Faculty of Arts and Sciences, Department of Turkish Language and Literature, Kayalı Campus-Kırklareli/TURKEY e-mail: editor@rumelide.com.. “derin bir

particulièrement comme celles de Camus dans lesquelles on trouve des registres ironiques et contrastés. Dans La Chute de Camus, on découvre apparaître son écriture ironique. Mais de

Bu canlılıkta küçük boyut- lu yerel pazarlar daha az etkili; ülkemizdeki iklim çe- şitliliğine bağlı olarak yetişen farklı tarım ürünleri, ül- kenin büyük ve

Lampadion ba ğ stili içinde değerlendirdiğimiz diğer bir kadın başı (No.11) ayn ı bağ stiline sahip gözüken diğer baş ile (No.8) kıyaslanabilir".. Buna göre kad