Yanlış anlaşılmasın, Mehmet(!)cik derken ‘’Atatürkçü’’ Memet benzetmesi
yaptığım sanılmasın. O artık eli
kanlı bir katil olan MEHMET AĞAR’ın Mehmetciğidir
. Siz ‘’tosun(cuk) da diyebilirsiniz. Atatürk’e kurban olsun.
Doğru Yol Partisi Mersin il başkanı yardımcısı olduğunu ortaya çıkarttığımız günden beri çırpınıp duruyor.
Nebil blogu’nu kullanarak her gün birkaç satır birşeyler yazıyor. Yazıyor ama Dogru Yol Partisi üyeliği ve il başkanı yardımcısı oldugundan hiç bahsetmiyor(!). Aklınca olayları başka yöne çekmeye çalışıyor.
Polis ifadesini nasıl ele geçirdiğimize ve yayınladığımıza çok bozulmuş, habire bu ifadeyi bize ulaştıran kişiyi arıyor. Hatta bulmuş(!) bile. Suç duyurusunda bulunacakmış ve kesinleşene kadar da kim oldugunu söylemeyecek(!)miş. ‘’Kolay gelsin Memedim’’ demekten başka yapacak birşey yok.
Mehmet’i okudukca aklıma Haydar KILIÇ’ın Mihrac URAl için söylediği söz geldi. ‘’Betona sıçmış cırmalıyor’’
Evet, tıpkı Mihrac URAL gibi Ağar’cı Mehmet YAVUZ’da ‘’ betona sıçmış cırmalıyor…’’
Nebil blogu’unda her gün birşeyler yazıyor ama ifadesinde söylediği sözlerden hiç bahsetmiyor.
Bahsedemiyor. Bahsedemez de..
2006-2007 yıllarında MERSİN İl’inde Doğru YOL PARTİSİ İL BAŞKANI YARDIMCILIĞI yaptığını ve halen bu partinin üyesi olduğundan bahsetmiyor. Havanda su döğüyor ve tam bir biçare misali çırpınıp duruyor.
Çırpınışlarını yakından takip ediyorum.
Son günlerde yazdığı yazıların başlıklarını sizlerle paylaşayım da görün.
‘’devrimcilik, provakatör, ispiyon, havada kalan çamurlar, haydi Erkan ve ispiyoncuyu buldum’’
Bu yazıların hepsinin satır aralarında ağladıgını farkediyorsunuz. MEHMET AĞAR’ın İL BAŞKANI MEHMET YAVUZ’a yazık oldu demeyeceğim. Beter olsun.
Hem DYP üyesi ve yöneticisi olacaksın hem ACİLCİ…Bununla da kalmayacak, ‘’BİZ ACİLCİLER
‘’diye bildiri yazıp yayınlayacaksın.. Böyle bir ‘’adam’’ın kim oldugunu araştırıp bulup da teşhir etmeyecek miyiz?.. Salak... Herkesi Mihrac Ural gibi aptal sanıyor.
Mehmet AĞAR’ın il başkanı yardımcısı Mehmet Yavuz’un kontrolünde olan Nebil bloguna girin ve bu adamın, ‘’Yeri gelmişken çok önemsediğim bir bildiriden bahsedeyim.’’ diye referas olarak gösterdiği ve ‘’
Yeni Başlayanlar İçin Devrimci Yöntemler
‘’(!) başlığıyla yayınlanan bir yazıdan aldığı paragrafı okuyun.
Olduğu gibi aktarıyorum. İbret-i alem için okuyun.
‘’..Polis teşkilatı ile polisi bir tutma. Polis düşmanı olma. Polis toplumun en sömürülen, en horlanan, en ezilen gruplarından biridir. Polisler berbat suçlar işleyen tehlikeli insanlarla, hayatlarını riske atarak mücadele ederler. Kritik anlarda her zaman doğru kararı veremezler Ayrıca solculara karşı katıksız bir nefret eğitiminden geçmişlerdir. Tıpkı senin onlardan katıksız nefret etmek üzere eğitilmen gibi. Belki de bu bir oyundur. Belki de dayak atan da, yiyen de bu oyundaki piyonlardır. Belki de siz kardeşsiniz. Bir düşün bunu. İyi düşün .’’
Evet Mehmet AĞAR’cı Mehmet YAVUZ aynen bunları yazıyor ve bu soysuz adam MİHRAC URAL’ın kadim dostu 40 yıllık yoldaşı olduğunu söylüyor.
Mihrac Ural susuyor( !) Fırtınanın dinmesini bekliyor. Kadim dostu Mehmet YAVUZ’un, Mehmet AĞAR özel ekip’inden olduğu ortaya çıktıgı günden beri sesi soluğu çıkmıyor.
Mihrac Ural’ın eline iki ucu boklu bir değnek verdik. Bu değneğin adı Mehmet YAVUZ’dur.
Neresinde tutarsa tutsun…
‘’Bilmiyordum’’ diyemez. Biliyordu.
Biliyordum da diyemez. O zaman adama sorarlar, kırk yıllık ‘’kadim dostun yoldaşın’’ ve demokrasi kahramanı ilan ettiğin bir pisliği ‘’kahraman ‘’olarak ilan edecek kadar
pervasızlaştıgına göre, MEHMET AĞAR için ne düşünüyorsun ? diye sorarlar.
Acilciler tarihini kirlettiler.
Bu tarihi HANEFİ AVCI ve MEHMET AĞAR’lara peşkeş çektiler.
THKP-C ACİLCİLER örgütümüzü ‘’polis akademisi’’ne dönüştürdüler.
Bütün bu namussuzlukları yetmezmiş gibi bu örgütün ne kadar militanı varsa hepsini ‘’polis’’(!) olmakla suçlayarak kendilerini gizlemeye çalıştılar.
Daha önce yazdım. Şerif’in, yani BEŞİR KANMAZ’ın kim oldugunu yazdım. Kandırılmış ve ucuza kapatılmış oldugunu yazdım.
SİLİFKE OPERASYONU sırasında Recep GÜREĞEN ve Recep GÜRGEN’in katledildiği operasyondan bir gün sonra, aranmaya başladığını duyar duymaz, Antakya’dan Mersin’e
’ı yazdım.
İnkar edebildi mi ?
Edemedi ve kabul etti.
‘’Arkadaşlarla konuştuk ve teslim olmaya karar verdim’’ dedi.
Hangi arkadaşlarında konuştun ? diye sordum. Cevap veremedi.
BEŞİR KANMAZ’ın, Hanefi AVCI’nın adamı olduğunu yazdım.
HANEFİ AVCI’nın Suriye’de, Mihrac Ural ve Beşir Kanmaz’la birlikte Suriye’nın LAZKİYE kentinde
toplantı yaptıklarını, bu toplantıda,
PKK Genel Başkanı ABDULLAH ÖCALAN’
a karşı hain bir tuzak kurduklarını da yakında tanıklarıyla açıklayacağımızın haberini veriyorum.
Hanefi AVCI’nın adamı BEŞİR KANMAZ ve şimdi de Mehmet AĞAR’ın adamı Mehmet YAVUZ..
Bu soysuz, bu arsız ve bu ne idüğü artık iyice belli olan ‘’adam’’lar, hala ‘’devrimci’( !)’
söylemlerle devrimcilere kuyruk sallıyorlar.
Beşir Kanmaz’ın ihanetini açığa çıkarttık ve Recep GÜREGEN, Recep Gürgen yoldaşların huzur içersinde yatmalarını sagladık.
Aynı şeyi Nebil Rahuma yoldaş için’de yaptık. Mehmet YAVUZ adlı bir DYP yöneticisi pislik adamın Nebil yoldaş’ın adına sığınarak içimizde dolaşmasının önüne barikat kurduk ve Nebil yoldaşın huzur içersinde yatmasına da vesile olduk.
Bunlar Ortalık Oğlanları’dır. Bunlara fırsat vermeyeceğiz.
Mehmet YAVUZ’un ‘’yavuz hırsız’’olduğunu daha önce yazmıştım. Ortalık oğlanı olduğunu da yeni ögrendik. Tam isabet...
Şimdi Erkan’a yalvarıyor. ‘’kurtar beni’’ diyor. Öte yandan da,
‘’ispiyoncuyu buldum’’(!) diye bağırıyor.
İspiyoncu(!) ne yapmış peki ?
Mehmet YAVUZ’un, devrimci değil, Devrimcilerin katili Mehmet AĞAR’ın genel başkanı oldugu dönemde bu partide (DYP) Mersin il başkanı yardımcısı ve millet vekili adayı olduğunu belgeleyen polis ifadesini bize ulaştırmış.
Yani, devrimcilerin içerisinde dolaşan bir namussuz derin devlet kuklası, yada, ‘’ergenekon’’
hayranının teşhir edilmesini sağlamış.
Arsız Mehmet YAVUZ, devrimciyi devrimcilere ‘’ispiyoncu’(!)’olarak şikayet ediyor. Özürü kabahatinden büyük.
Dedik ya, ‘’betona sıçmış cıymalıyor’’ ve pisliğini yüzüne gözüne bulaştırıyor.
Devrimciyi devrimcilere şikayet(!) eden Mehmet AĞAR’cı Mehmet YAVUZ’dan gelen pis kokuların esbabı mucizesi bundandır.
Mehmet Yavuz’u bir günde çırılçıplak ettik, donuna kadar soyduk ve Mehmet AĞAR gibi, devrimcilerin yeminli düşmanı bir katil’e ‘’emrin olur başkanım’’ diyen bu pisliğin aşağılık ilişkilerinin sorgulanması için yeterli zemini yarattık.
Bitmedi. Devrimcilere vermesi gereken bir hesabı var. Bu hesabın bedeline de katlanacaktır. BE KLESİN…
