DÜŞEN ÖDEVLER
«Hiç
bilenlerle, bilmeyenler
bir olur
mu?» Mahmut GÜNDÜZKur’anıKerim.
■
Kitabı,
kütüphaneyi,
halkasevdirmek,
faydahkılmak
—bir kelime ile-—
memlekette,• okuma - öğrenme
zevk vehevesini
geliştirmek, arttır
mak maksadiyle,Türk Kütüphaneciler
DerneğiGenel • Merkezi tarafın
dan
kabul
edilen ve heryılın Kasım ayının
•son
haftasındaçeşitli ilginç törenlerle kutlanan
«Kütüphane Haftası»nınbu
yıl• üçüncüsüne erişmek
teyiz.Bütün imkânsızlılkara
• rağmen, Demeğin,bu yolda,
her•yıl
gittik çe artan
•ve
gelişmelergösteren
faaliyet veçabalarını şükranla,
takdirleanmalıyız.
Bir kahraman •
ortaya
• çıkar, birmilleti,
içindebulunduğu tehlikeler
den, felâketlerden kurtarır.
Bir hekim.
veya• ilim adamı,'
yaptığıkeşifle,
milyonlarcainsan
hayatınınvaktinden
önce yokolmasmınönüne geçer.
Hayırsever bir
zengin,
kesesinin ağzınıaçar,
insanların faydalanmaları için, hastahane,okul
•gibi
bir-müessese
vüdudagetirir.;Bir
avuç insan • bir arayagelir,
çâresizlik veimkânsızlıkları
yenmeyeçalışır, toplum, fertle
rininokumalarını, ilimve irfan •
sahibi olmaları ilkelerini
kendilerineamaç
edinerek,bu
uğurda çabalar gösterir, didinipdururlar. Diyebiliriz ki, bu
yoldaçalışanların
başmdakütüphaneciler
gelmektedir.- Bubakımdan, memleketimizde, kamu
yararınahizmet eden »ve sayılan
•onbinlere varan
demekler •içinde,
Kütüphaneciler Derneği’
ne müstesna bir yervermek
gerekir.Elli yıl kadar önce merhum
Süleyman Nazif:«Yüksel
ki,
yerin bu yer değildir,Dünyaya
.geliş,
hüner değildir.<Bize, ziya
bol,
bol kucakla getir!Düşmek etrafı görmemektendir...»
demişti.
Bir milletin, bütünıstıraplarının
sebepleri, sadece,kötü
•tesadüf-
••
,ler,
bozukkader veya
talihdeğildir. O millet, fikirden, •
ilimve irfandan -
yoksun
bulunuyorsa,çöküntülerdenkurtulamaz. Bir
atasözümüz,«Ya
dev
let
başa, ya kuzgunleşe» der. Yükselmek, ileri
gitmekle devletibaşa
kon
durmak
da,alçalmak,
çöküntüye gitmekle, sonundakuzgunları leşimize mu-
'sallat' 'etmek '
deelimizdedir.
' Bugerçeği anlayınca,
' aktadaha
çök, 'memle
kette,
heryıl kutlanan 'kütüphane
veyakitaphaftalarından'önce, «Vatan
daşları okumaya• '
mecbur
tutan birhafta» koymak gelmektedir.
Okuma yı teşvik
veteşçi
edici, toplantılar,konuşmalar yerine, zorlayıcı tedbirler
almak dahaverimli olabilir. Okuma -
yazmabilip
te,yılda
birkez
olsun eline 'kitap almayan,
hattâgazete bile
okumayanlarımızaz
değüdir.Türkiye
’
de,okumak
ve öğrenmek mecburiyetindeolanlar kadar, okutmak
ve öğretmek durumundaolanlar da suçlu
sayılırlar.Buna, teş
kilâtımızdaki bozukluk ve düzensizlikleri de katarsak,
iş daha
• daacıklı
olur. Bukonuyu biraz
daha deşelim:Günümüzde, milletlerarası literatür
de,
Türkiye,
âz gelişmişülkelerden sayılmaktadır. Açıkçası, Türkiye
geri bir memlekettir.Halkımızın yüzde
altmışındanfazlasının okuma - yazma bilmemesi, bu acı gerçeği
ispateder.
Meselenin daha acmacak yönü ise,okuma
-yazma bilenlerin
büyükkısmının
okuma ilebaşlarının
hoşolma
dığıdır. Bunlar, öğrenmek denen4ve
öğrendikçe, nurlanan
insanın duya cağı
büyük mânevihazdan habersiz
ve nasipsizdirler.Bir
İslâmmütefek
kiri: «Hikmetle uğraşanlar
•ışık, ilimle uğraşanlar
yolgösterici,
öğütçü ler
lâmba,âkiller
diri, cahillerölüdür» buyurmuştur. Bu
•sözdeki derinanlamı
ve Kur’anıKerim’in:
«Deki
.Yarabbi bilgimi
arttır.»emrindeki hikmeti anlamıyanlar
için,söz
söylemek,tedbirler almak da
boşunadır.>
Toprakbakımından
memleketimizinkırkta biri, nüfus
bakımından ise,onda biri kadar bile
olmayan,fakat,
beş tane üniversitesininkapıla
rını,
yetmişe yaklaşanmillete
açan ve okuma-yazma oram
yüzde yüz olan İsrail’i
Türkiye ile kıyaslamakelbette
gülünçolur.
Daha,
1924yılında, Devrimci
önderimiz ATATÜRK:«Dünyada
her şey için, ' medeniyet için,hayat
için, muvaffakiyetiçin
en 'hakiki
mürşit ilimdir, fendir, ilimve fennin
haricinde,mürşit
aramak,gaflettir, cehalet-
•
tir, dalâlettir.»demek
suretiyle, okuma-yazma
'kampanyası
içinilk
işa- ';•'
'reti vermişti.Bilindiği gibi, insanların
hastalıklarının •tedavisi;
ancak,‘ '
• hastalığın
teşhisikonduktan
sonramümkündür. Toplum bünyesini kemi- .'ren
hastalıklarınteşhisi, tedavi
veortadan
kaldırılmasıda,!
'cehalet mik-% robunun
yok
' edilmesiyleolur. Bu hastalığın
tekilâcı
ilimdir. • Bu amaçla,her
yıl, memlekette,kitap ve
kütüphane haftaları tertiplemek,sosyal dâ- '
râlanıpızı
' çözümlemek bakımındaniyi
ve yerinde birdavranıştır.
''Bunu,
^gelenek
halinegetirmeliyiz. Ne
var ki,• bu vesüe ile, her
yılyapılan toplan-
'"itılar, verilen
konferanslar,açılan
sergiler, yazılar, radyo- • konuşmaları, maftanm
'bitimindeunutulup ' gidiyor.
'Bu '
davranış ' vefaaliyetlere
katıl-Jmak
da '
belirli bir topluluğainhisar'etmekten . ilerigidemiyor? Bütün' bun
larla
maksathasıl olur,
• netice elde edilir mi? Buhaftanın,
'gösterilen ça
vdarın
yüzü
suyuhürmetine,
kaç kişi bir kitap ' alır,kaç
'kişi'okumamakkarar .ve inadını .
terkeder ■?., Kaç kişi okuma
.temposuna.biraz,daha
.hız.ve-, rir,.
.kitaba,
. . kütüphaneye/daha.yakın'.;
ilgi'.gösterir?. -Bu,’sorulura;
.olumlu’■ ■■ ' ■karşılık-vermek
,pek
güçtür.. Yapılanistatistik
ve ..incelemelere.göre-,- .Tür-.-■ ■
kiye’
de, 1950.-yılından
.bu
.yana,.nüfusun
' artışına göre.okuma ■
-yazma.
ora- '' ' ' nmda
düşüklük;
görülmektedir, . Bu,.memlekette,■. cehaletin
.• artmakta;.ol duğunu
..—daha .doğrusu—- halkımızda,
.bu. istikamette-biv . eğilim..
bulun-.duğunu
göstermektedir.. Memlekette, ilkokulu
'bitirip
de, aradan birkaç yıl.geçtikten ■
. sonra- .Okumayı.■ unutanlar,
.fakülteden
.sonra,
’ .kitabı
. kapa- . yanlar,battaökümâktaii
tiksinti .ve•
nefret' duyanlar az . değildir. .!
;
: Bütün..bu
gerçeklererağmen,
.yine. de, . insaf . ve itidali. elden
,.bırakma
yalım; ..yapılanları
.—devede
.kulak
. kabilinden, olsa bile—
şükranla:
. karşı-.lamalıyız,
.Unutmamalı
.ki, 25-30..yıl
. kadar . önce, . kütüphane .değersiz
biryer, kütüphanecilik
de, ..basit
. bir .iş
ve .hizmet .sayılırdı. Tarihimizde.oku-
ma-yazmanın.günah
.sayıldığı devirlerinde de bulunduğunu
düşünürsek,.bu günkü durumumuzun
. değeri . daha . çok ..anlaşılır.
. . . ....
Almanların, İl. Dünya Savaşından.
' önce,
her yıl kutladıklar,. bir Ba-.tateş
Günü vardı; 'gelenek
.' haline gelmiş olan
.bu
günde,her.
'Alman,di
ğer,button ihtiyaç ve
.
zevklerindenferagat'eder,
sadece 25 kuruşluk pa- .tates'
. yerdi. Ogünıçin
sarfetmek'.istediği veya
harcamaya.mecbur
.oldu-. ' ğu parasım geri kalanını
da hayır .kuramlarına bağışlardı. .Bu
' vebuna
benzer..<duvrumşların. .sonucudur ki,,.Almanya’da
bugün..
-olcluğği;.gibi, şa- ■
vaştan.önce. de,.fakir
——Kele dilenci— hiç.
görülmemişti, .IL
Dünya.
.Sava- şında .büyükyenilgi
ve .-kayıplarauğrayan
Batı. milletlerininsür
’atle kal-, kuimdaanve
eski . .-refah
.seviyelerini . kat-
.kat. aşmaları,
.halklarının
. feda kârlığı
vehayır
kuramlarının çabaları sayesindeolmuştur. >
..Türk,
milleti
.böyle .fedakârlıklaryapamaz
.mı ?
Yapar!..Akla, gelebi- ./
len . birçok,
şekillerden
birini ele.alalım
:.Müslüman . Türk . milleti, . her.■ yıl.
' bir günnâfile orucu .
tutabilir..Bu
sayede,kamu
yararına .hizmet .
e,densa-
Ayısız
. dernekler . canlanır,.
ihya olunur. ..Akla
.gelebilecek .tedbirlerden
. biriS
de,.. çelenk . işidir. Her yıl, ..cenazeler ve çeşitlitörenler
. için,.kullanılan
. çe- . ."
lenkler onbinleri
aşar.
. . Bunlara . sarfedilen paralar.
işe.milyonları
. . bulur.Maksat, ölünün hayrına . ve
ruhu için
veya tören onura. işe, çelenk,-.para-■ ■ larının
. bir. .kurama
. yatınlmatı dahayerinde.bir hareket.sayılmalıdır.
.Din 7 bakımından
.gerçek
olanı .da
budur.Çelenk
gönderilen -. cenaze. . ile,,. çelenk .gönd^ırürneeyen
diğer . bir cenazenin, musalla.taşlarında. durmaları .kaldı- . nlmalarrbile,
insana birüzüntü
vermektedir,.Aslında, bu
çelenk . gönder- - . me . vekoyma işi,
.bir gösteriş. veözentiden, hattâ ,-yysak ■ saymadan . başka
birşey değildir. Kurulacak
bir«Çelenk Bankası»na . yatırılacak.■ çelenk pa
ralan
.
ile,■
her yıl.birkaç kütüphane
ve okul açmakmümkündür.
.Bu
.saye-, -t
.'
. de, çökmekte..olan
.hayır.
kurumlanda ayakta
.tutulmuş
olur.Bilindiği gi-;
bi(- çiçeklere
verilen paralar,- birkaç
-saat ,-içinde-heba olup
gitmekte, .mil
lî ,şeryet
,de - -
başkalarına- ,
aktarılmaktadır.'
Eskiden,. - Anadolu’da,-
, -ölününhayırla anılması
ve ruhunun istirahati için, gömüldüğünde, kabri başındahelva
dağıtılırdı.Bunun,
Batıtaklitçiliği
olan çelenktehdaha
.fazüetli
birhareket - -
olduğu-
şüphesizdir. '-
îslârhda,*zekât ve fitrenin 'konulmasına se
bep, -yukarda' 'bahsettiğimiz- -fikiiTle'r’teyit'edici ve
destekleyici
mâhiyet tedir.
- Okumak -'- öğrenmek
- Türk’üiı
son''yıllarda
sönmeye ' yüz'tutmuş
ve- yâ üzeri'
küllenmiş'fıtrî '
hâsletlerindendir. 'Okuma
fırsatınıbulamamış ve
ya
'bunda ' iktidarı - 'olmayan '
halkımız/ -okumuşlara,
'bilginlere
'üstün saygı
gösterir ' ve'
onlara' danışmaktan, onları'dinlemekten ' haz
'duyar.' Bilginle re
saygı' -' gösterilmesi'
ve' öneıiıverilmesi
- hakkında'Tanrı. Buyruğu’
nda- ve Hazreti- Muhâmmed'in ' hadîslerinde
' 'kesin
''''bildiriler,
''
hükümlervardır.' Okuma
-'y'zm'-'
bilmeyen -Hazreti
'Muhammet:
«Bilginler,/'peygamberle
rin vârisleridirler.
Allah
’tan korkanlar, ona' hakkıyîe saygıda'bulunanlar, ancak,-
bilginlerdir.»-
-buyurmuşlardır.Bu. hadîste, bügin
sözündekikasıt,
iyiyi,-güzeli,
-doğruyu
gören,-anlayan
ye olduğugibi muhtaç olanlara
ve
rendir.- Bu,mertebeye-
.ermek, -
.ancak; 'okumak
-öğrenmeklemümkündür.
Nitekim,
diğer bir hadîste de: «İlim öğrenmek - kadın-erkek hermüslü- mana farzdır. Bilginin, ilmin
esirgenmesi haramdır» denmektedir.Memleketimizde, - ilme,
.-
ilim- ve irfan
- sahiplerine-karşı,
-gün geçtikçeartan
bir ilgisizlik —hattâsaygısızlık— görülmektedir.
Bunun-
nedenleri <.
- ninbaşında,
aydın-(Münevver)'
diyekabul
ettiğimiz zümreninolumsuz
tutumlâfı gelir. Bunlar,çoğunlukla,
'halkımızın
'dertlerine
deva,güçlükle
rine
yardımcı '
olabilmek'' hasletlerinden
yapıcı ve'önderlik
'ruhundan
yok-■
sun,
ülküşüz,-fikirsiz,okumuşlardır.- Bir - millet, - ortak
bir. -şuur- ve ülküye .-sahip değilse,- •
ileri-
bir,harple -
yapamaz-
ve yaratıcı bir-kudret
kazanamaz.■
Hattâ,
sırasında varlığını•
bile -koruyamaz. Bilindiğigibi, -
tarihîolaylar, sosyal hareketlerden
doğar.O
halde,sosyal
bir toplum için,ülkü
sahibi -i.-,olmak'- -
birzârurettir. ' Mill^<^t;te
'bü 'ülküyü -yaratacak veL '
'gaye'noktasına.,.- -
-ulaştıracak
veonu
besleyecek, yaşatacak olanlarda aydınlardır.
■
Görünüş
' ve ''
gerçek'
şudur'ki; ' aydın
geçinenlerimizin- çoğu,' böyle bir* ülküyü tahakkük ettirmekten, bu-
yolda'
halkımıza' önder -
olmaktan uzak. bulunuyorlar.' '
Köksüz-
'bir''kültüre'
sahip ve 'kendilerini, 'sadece/
'zamanın '
ye?Öİaylârm akımına
terketmiş' olan'bü
'aydınlar,memleket
'için7
birerka-
■"/vipşhattâ'zârârlı-
olmaktan başka
büşey değildirler! Türk - .- halkı,
helejTuik'köylüsü,
' henüz' tarihî, afasâl
' hasletlerini kaybetmiş'sâyllmâz. 'Türk
aİydihlaınmn
çöğu,'-bü
'al'nda,
kendilerine 'düşen -
'ödevleri,
' ihmal'
etmekle'■veünmeyip,
'halka' ve köylüye' cahil damgasını basıp, - onlaruğrunda
fe- .-âkâriıklârâ' katlanmayı göze
' alamıyorlar.'Bü yüzden,
halklaf'aydınlar arasındabüyük
biruçurum
hasıl-
olmuştur. Aydınlaragöre,*
'halk' ve köy-
'‘■tkabahatİiöir. Gerçekte- ise,
iştam
tersinedir.Diğer
- yönden,.Türkiye
’deher
işte■ veya -
teşebbüste•
bir'imkânsızlıklar'edebiyatı ‘
yapılır;■•öysa'kî;
" buimkânsızlıkları yaratan • ve'
âdeta 'bir' allerji haline' getiren
'de
yihe aydın
lardır.
.Bütün bu
veya buna benzer 'sebepler
yüzünden,Türk
'milleti,
bugün,-belki de talihinin hiçbir
devrinde,görülmemiş derecede, maddî
hırslar-,ahlâkî
zaaflar vemânevi
düşkünlükleriçinde kıvranmaktadır. Demokrasi
bir nimettir.Bu - düzenin
meyveleri ancak kültür seviyesinin .'
yükselme
siyleelde edilebilir.
O halde,bütün
buacı
gerçeklerkarşısmda -
millet ola rak'
ne yapmamız gerekir? Türk milleti, ilk önce,Batı
’nm
mahiyetibilin
meyen
veyaşüpheli,
mânevi tasalludundan kurtarılmalıdır.Italyan
diplo
matve ediplerinden
olan'Edmondö
deAmices
’in
1883 yılındafransızcaya tercüme edilen -' (Constantinople)
adlıeserinin 425
-426'ncısayfalarında
ki ifadelerinden şu birkaç
noktayı alalım:1 — -Şanlar ve ' zaferler
peşindekoşan
ve bütündünyayı fethedip, tek
bir devlet'
haline getirmek isteyeneski Türklük
kalmamış, onunulvî .
idealinitemsil eden
Kızıl-
Elmaçürüyüp gitmiş, hareketsiz ve âtıl
bir ce
miyet yetişmiştir.
2
—
Buhareketsizlikle, atalet
' yeni Türk’ün bünyesini bile
bozup•
değiştirdiği için,eski Türk’
ün muhteşem manzarasıartık efsânelere inti
kal etmiştir.
3
—
" Yeni Türk Batı’
nıntaklitçisidir.
Fakat, butaklitçilik,
kıyafete,kötü
âdetlere münhasırdır,ilim
ve fikirle alâkadar değildir.4
— Tanzimat'ın 'vücude
getirdiğiyarım-yamalak değişiklik, eski.
Türk ' seciye
ve■ ahlâkının
' bütün iyiliklerini ortadan.kaldırmıştır. Yeni Türk,
bundan dolayı geleneklerine düşmandır.5
—Tanzimatın yetiştirdiği gençlik ne
Müslümanne ,.
deHristiyan ■
sayılması mümkün olımayan bir zümredir.Aradan
yüzyıla yaklaşan
birzaman
geçmiştir.Bu
yabancının '' söyle
diklerine '
' katacak' veya eksiltecek
'birşey ■bulabilmeye çalışmak
. boşuna-
'olur. Netice
'şudurki;
artık, dinî-'.ve millî
,.geleneklerimize,
'hasletlerimize'yaraşır,
yaratıcı birkuvvet
olmanın şiddetli zaruretikarşısındayız. Bunu sağlayacak ve milleti bu
' hedefe,ulaştırabilecekönderler, .. ancak
'aydınla- nmızolacaktır. Memleketin,
her' şeyden
. önce, sağlamkültürlü,
.ahlâk ku- ' 'rallanna bağlı, taklitçilikten
uzak,■
şaşmaz, teşkilâtçı,' azimli
ve,fedakâr a .bir
'aydın.zümreyeihtiyacı ■
olduğu meydandadır.■
'Kuvvetli
bir.hars, '' bü-
yîik.milliyetçilik
'
fikrindendoğar' ve
onunla yaşar. Aydınlarımızda,' bu .hu--
';'sus'aranmalıdır.
' ■
■ . ..
.: -
•*
'''■•'"■'CdmhUriyetimizin"•ilk'' yıllarmda, Büyük '''
Düşünür,' '
merkum'Ziya
Gökalp şöyle
diyordu:
«FikirdeBirlik, Dilde Birlik, işte Birlik olmadıkça,
bir'
milletin. geleceğinden ■
.emin olunaınaz.»
Bunun -- sağlanması- için, Türk
çocuklarınınyetiştirilmesinde
şuüç
gayeyiileri
sürmüştü:1 —
Türklük gayesi: HerTürk
çocuğukendi millî
dilini,tarih
ve«edebiyatını
tam
bilmelidir.2 — Din.gayesi:
Her
Türk çocuğu,Islâm dini,
tarihive bunlarla, il
gili hususlarda
tam bilgi
sahibiolmalıdır.
3
— Batıuygarlığı gayesi:
HerTürk çocuğu,
Batıdillerinden
biri ni öğrenmeli, onların fen ve
tabii ilimlerini, sanatını■
bilmelidir.Bu
' gaye leri tahakkuk ettiren
milletlerinbaşında Japon
-milleti
gelir.Yüz yıl
için
de,Batı’
dan .her
yeniliğialan Japonya, maddi
ve-mânevi bakımdan,
millîgelenek
ve.inançlarından birşey
kaybetmemiştir. Japon ahlâk vehaslet
lerinin
vârisi olan yeni .kuşak, bugün, uygarlık alanmda
Batıile boy
öl
çüşmekte, ona meydan okumaktadır.Vatan Şairi merhum Mehmet Âkif
Ersoy;
«Dünya
koşuyorken
yolunüstünde
yatılmaz,«Davranmıyacak 'kimse,
bumeydanaatılmaz...»demişti. Günümüzde,
Batıdünyasına, uzaylarbile
dargelirken, düzlüklerde yolunu şaşıran,
gerikalmış
birTürk
milletinidüşünmek ne acıdır?
Bütün
buyoksulluk ve ıstıraplara
çârenedir?
Memlekeete.bilgisizliği yenmek,
-
ilim ve irfanı hâkim kılmaktır!..Bunu sağlamak,
- . milletimizi okutmak hususunda,
ençetin
görevleraydınlarımıza
düşmektedir.Bunun
sonucumutluluktur.
Madde vemen
faatin dışında,, yüksek
bir'şeyvardır
ki, biz ona ülkü (Mefkûre- ideal) diyoruz. O halde, bütün
yüksekdeğerlerin kaynağı - ülküdür.
Ülküsüz mil - let
. yaşayamaz.-' Türkmilletini,
büyükbuhranlardan ülküsüne
bağlılığıkurtarmıştır.
Eski-Türkler, bu
gibi -buhranlı
zamanlara «Aşk,çağı»
der-■
.-leîdi. -.
Bu çağda,Türk,
-bütün değerlerinin biraraya
.geldiğini
-duyar-
ve■ kutsal -
vicdanındançakan
kıvılcımla,-' tehlikelerden kurtulmasını bilirdi.
^Türk’
ün, ülküsüne
bağlılığının enson
örneği- Millî' KurtuluşJSavaşı’
dır.‘
^Biz,
-bu gün
- de, yeni bir kurtuluşsavaşının
eşiğinde., -bulunuyoruz: Bilgi
sizliği
yenme
savaşı!..Bu
savaşta,'
'kütüphanecilerin-'
payı büyük-
olacak- jür.-'ilkin, halkımızın, -
pzelllkle,,gençlerimizin’ - boş
.Samanlaarmdeğerlendi- Tebilenbir ortamve - çözüm
yolu-bulmalıyız. Şu
'acı gerçeği de belirtmeden
.
-geçmiyelim:Okullarımızdan yetişen gençlere .
millet- -ve
-memleket
-yararı-
ve geleceği hususunda,- olumlu
bir fikir(ülkü)
- aşılamaktan -uzak bu-
hı_'^.n- vemillî
-diye nitelediğimiz,
eğitim. . sistemimiz,--
taklitçilik,..-ye
-. düzen-
sizlikten kurtulmadıkça;-''
millet- -
olarak,'1
hayatta,'menfaat,'
'keyif,' -zevk'.-ve
kazançtan -başka
'- -gayesi-
olmayan-
-bir --gençlikten '
-bâşka'siha - 'da '-
-sahip-
ola
mayız.
. -
■'■'
'■•■'"
1-
- '
insanların'
'ihtirasları
- çeşitli -ve-
-sonsuzdur. -
Bunlardan'- - ikisi
' önem lidir: ■ ■ " -
--■ ■'
''• ' '■
v";:
'—
--
-Mal, mülk,servet
' edinmek-ihtirası,-
'' - ; '-
''-
-> * ' ■ ''
BEİS ‘ '.. .... • ■ , ■■■ .• .'■
2
—Öğrenmek,
ilimsahibi olmak ihtirası.
önü, alınmadıkça, zekâtı verilip,
hayra'yönelmedikçe,
, aşırı-derecede- mal,,
mülk veservet
-edinmekinsanı - mahva
götürür- ilmin-
zekâtıda
öğ
retmektir,öğrenenler, -
ilim sahibi olanlar,bu -
servetten muhtaç olanlara, esirgemedenvermelidirler
ki, toplum-
istenilen hedefe .ulaşabilsin!
■i Yeni -
ve -
daha- mutlu -
medeniyetleryaratmak, ancak, 'eskilerin '
iz-
ve-kalıntılarmdah örnek
almak, heyecan' 'duymakla - - 'mümkündür.
' 'Bu
da,. -okumak
ve öğrenmeklegerçekleşir.
Bunu,kitaplar ve çeşitli
koleksiyon- lariyle kollarını açmış, bekleyen 'kütüphaneler sağlar.' -
Hazre’ti' - Muham
med'
«Dünyayı-isteyen
İlme- şanlsın,-ahreti --işteyen'
--
ilme
sarılsın-; -
Hem.dünyayı,
hem
^ahreti-
isteyen.- yine
ilme, -sarılsın.»..buyuruyor.Güneş
nasıl- dünyayı aydınlatırsa,kitap
da,insanları aydınlatır. '
Büyük Fransızedibi
-Victor - -Hugo:
«Kütüphane' 'kurmak,-
mabet'yapmak
'-
kadâr-
-kutsaldır.»der.
İslâmlık, ilim
'sahibi' olmayı,
'-bütün- ibâdetle'rden■'üstühkabul '-' etmek
tedir. .
.■
,...
,. ... ... • .,
, . , ... . „•*
:Dünya,
milletlerinin,
.- iki - muhasım bloka ayrılıp,
--
ölüm-kalım- -
müca
delelerinişiddetlendirdiği
birdevirde, Türk
milleti,-lâyık olduğu
şerefli- mevkii-
neden' bulmasıiı? '-Unutmamalı ki,
-kötüler/ 'dehaletten
'menfâatbek
leyenler,
-
aydınlığı'
-sevmezler.-
Çünkü, aydınlık*'bütün'-ayıpları '-
meydâna - çıkarır. Ohalde,' her- -
çâreye başvurup'karanlıklar'
yeni^l^i^ı^lii^irr'Ökull^ı^ırı^- ' yânı'sıra, ' kütüphaneler;
okumaodaları' -akmak,
'halkı, - gençleri; '
okuma ve- öğrenmeye -teşvik etmek;- hattâ'
-mecbur
'tutmak
'suretiyle', miskinlik, ' 'tür-
1 lü - ahlâksızlık;dedikodu, kumar - yuvaları' ölan kahve
'köşelerinden, salon-'
laldan,- sokaklardan -
'kurtarmak' 'lâzımdır;- Bu'
'hedeflere
varabilmek için.' genelllkle-şmlar
'tavsiye' olunabilir:
'-
-'''
- ‘ - --•'
1 'J .
... 1-
—- , Pkümayı -
teşvik - -edici,--kitap -- sevgisini- aşılayıcı, kütüphanelerel-
devam - ve<ilgiyisağlayıcı-
•tedbirler- almak..
• . . ■,
'.
"t. 2 - •-- - Bütün -
yetki- - ve’
.imkânlan.-
'^-mümkün'olduğu' -
kadar—- -
okuma" ' ve-
öğrenme-seferberliği
.hizmetinde-
kullanmak,-
bu- yolda,
--aydınlara, -ke--
i sinve mecburî -
sorumluluklar-yüklemek,
- •.ohlarda'n-'
azamî-
derecede'fayda- lanma.k--'• -■S-/,'* -
v-Jd
.»/'.-Ş-, '-
•' ■< '
.-.■■3î— 'Okumânm'
hiteliğı
Ve'faydalİMİ,-ökühan
'e&flerfc'cihsi'üe
-oran-'tılıdır. Toplumun ahlâk" ve'düzeni"
için,
■" zararlı-- ve ■ yıkıcı' ‘yayınlara karşı,
uyanıkbulunmak, halkı,
gençleri,körpe
" . dimağları ""■
uyarmak,korumak, gerekiyorsa? Jyâsaklâyicı
"tedbirler almak."
d"■' ’
4
—Memlekette, kitapçılık sanatı
vekütüphaneciliğin gelişme
vekalkıjnmMŞWa!
J4zmet ■ edecek
gelir kaynakları bulmak,■
yardımlar sağla
mak,,. halkı,hu.konuya inandırmak!
Bilindiğigibi,
Türk halkı, birşeyin fayda
■- ve ■
doğruluğunainanırsa, bu uğurda fedakârlıktan
çekinmez.Son yıllarda çeşitli
suiistimallerve kötüdavranışlar
yüzünden,halkımızın
ka mu yararına ■ çalışan burumlara
, karşı■
itimadısarsılmıştır.
5 Haset, kıskançlık, "
"çekememezlik
■■
ve kin■ gibi"
zâaflari■ bir" yana itip
"«Herşey
millet ve" vataniçin» parolası"ile, ■ faydalı olabilecek,
" işgöre-
■ cek ■ "
elemanlan işbaşında"
bulundurmak, ■ ve " onları ■ "korumak.'
•Vatan" sathında,"
her " ilde " '—daha
"doğrusu ‘ her
.köyde— birer kütüp
hane
" açabildiğimiz "ve
"halkımızın"böyle "
bir "ihtiyacı her"şeyden
" ■ önceduy
duğu
gün,
karanlıklarsavaşı sona
"erecek, hapishaneler" kapanacak, yer lerini
"ilim,
irfan,"yuvalarına
"fethedeceklerdir., . . , ■ . ...'
; Böyle"
■ bir toplumda" yâşamak "ne" ■ mutlu!
• •
I
• : - •
: ı •
. î..:
""-
"<
' !' '•
I -:ı-;
'i t•.
>■ .■: e
'•!
ı-
i. : ■ i:,....:,-
• J
■ t
■■1 ! ::; ••
İ‘l.
*1
:•*< : \
r
.I' ft."■ lev’.. ':••• 'I
I i
*