• Sonuç bulunamadı

RÜŞVET VE İRTİKAP SUÇLARI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "RÜŞVET VE İRTİKAP SUÇLARI"

Copied!
155
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU HUKUKU ANABİLİM DALI

RÜŞVET VE İRTİKAP SUÇLARI

Yüksek Lisans Tezi

Eda ÇELİK

Ankara-2010

(2)

T.C.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU HUKUKU ANABİLİM DALI

RÜŞVET VE İRTİKAP SUÇLARI

Yüksek Lisans Tezi

Eda ÇELİK

Tez Danışmanı Prof. Dr. Muharrem ÖZEN

Ankara-2010

 

(3)
(4)

İÇİNDEKİLER

İÇİNDEKİLER ...I KISALTMA CETVELİ... V

GİRİŞ ... 1

BİRİNCİ BÖLÜM CEZA HUKUKU BAKIMINDAN KAMU İDARESİ VE KAMU GÖREVLİSİ KAVRAMLARI ... 2

I. CEZA HUKUKU BAKIMINDAN KAMU İDARESİ KAVRAMI... 2

II. KAMU GÖREVLİSİ KAVRAMI... 6

1. GENEL OLARAK... 6

2. CEZA HUKUKU BAKIMINDAN KAMU GÖREVLİSİ KAVRAMI... 12

A.765 SAYILI TÜRK CEZA KANUNU BAKIMINDAN MEMUR KAVRAMI... 12

B. 5237 SAYILI TÜRK CEZA KANUNU BAKIMINDAN KAMU GÖREVLİSİ KAVRAMI ... 19

a. Bir Ölçüt Olarak Kamusal Faaliyet Kavramı ... 20

b. Kamu Görevlisi Kavramının Sınırlandırılması Zorunluluğu ... 26

C. ÖZEL YASALAR AÇISINDAN KAMU GÖREVLİSİ... 29

D. KAMU GÖREVLİLERİNİN YARGILANMA USULÜ ... 32

İKİNCİ BÖLÜM RÜŞVET SUÇU... 36

I. GENEL OLARAK ... 36

II. HUKUKİ KONU ... 47

III. MADDİ KONU... 50

IV. FAİL... 56

1. RÜŞVET ALMA EYLEMİ BAKIMINDAN FAİL... 56

(5)

2. RÜŞVET VERME EYLEMİ BAKIMINDAN FAİL... 58

V. SUÇUN UNSURLARI... 60

1. SUÇUN ÖNŞARTI: YAPILMASI VEYA YAPILMAMASI İSTENEN İŞİN KAMU GÖREVLİSİNİN GÖREVİ KAPSAMINDA OLMASI... 60

2. MADDİ UNSUR ... 64

A. RÜŞVET ANLAŞMASI ... 64

B. RÜŞVET ALMA EYLEMİ... 71

C. RÜŞVET VERME EYLEMİ ... 72

D. SUÇUN TAMAMLANMA ANI ... 72

E. HUKUKA UYGUNLUK NEDENLERİNİN BULUNMAMASI... 75

VI. MANEVİ UNSUR ... 77

VII. SUÇUN ORTAYA ÇIKIŞ BİÇİMLERİ ... 78

1. SUÇA VE CEZAYA ETKİ EDEN NEDENLER ... 78

A. CEZAYI AĞIRLAŞTIRAN NEDEN ... 78

B. CEZAYI ORTADAN KALDIRAN NEDEN ... 81

a) Genel Olarak... 81

b) Rüşvet Alanın Etkin Pişmanlığı... 86

c) Rüşvet Verenin Etkin Pişmanlığı ... 89

d) Rüşvet Suçuna İştirak Edenin Etkin Pişmanlığı... 89

2. TEŞEBBÜS ... 90

A. RÜŞVET ALMA EYLEMİ BAKIMINDAN TEŞEBBÜS ... 91

B. RÜŞVET VERME EYLEMİ BAKIMINDAN TEŞEBBÜS ... 91

3. İÇTİMA ... 94

4. İŞTİRAK... 96

VIII. MÜEYYİDE... 98

IX. USUL ... 99

(6)

X. RÜŞVET SUÇUNUN DİĞER SUÇLARLA İLİŞKİSİ... 101

1. İRTİKAP ve RÜŞVET SUÇLARI ... 101

2. YETKİLİ OLMADIĞI BİR İŞ İÇİN YARAR SAĞLAMA ve RÜŞVET SUÇLARI ... 101

3. GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA ve RÜŞVET SUÇLARI... 102

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM İRTİKAP SUÇU... 103

I. GENEL OLARAK ... 103

II. HUKUKİ KONU ... 105

III. MADDİ KONU... 106

IV. FAİL... 107

V. MAĞDUR ... 108

VI. MADDİ UNSUR... 108

1. ÖNŞART: GÖREVİNİN SAĞLADIĞI NÜFUZU VEYA GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMAK ... 108

2. İRTİKAP SUÇUNUN MADDİ UNSURUNU OLUŞTURAN FİİLLER ... 110

A. İCBAR... 111

B. İKNA ... 114

C. HATADAN YARARLANMA... 115

3. YARARIN SAĞLANMASI VEYA VAAD OLUNMASI ... 116

4. SUÇUN TAMAMLANMA ANI... 117

5. HUKUKA UYGUNLUK NEDENLERİNİN BULUNMAMASI... 117

VII. MANEVİ UNSUR ... 118

VIII. SUÇUN ORTAYA ÇIKIŞ BİÇİMLERİ ... 118

1. TEŞEBBÜS ... 118

2. İŞTİRAK... 120

(7)

3. İÇTİMA ... 120

IX. MÜEYYİDE ... 122

X. USUL... 123

XI. İRTİKAP SUÇUNUN DİĞER SUÇLARLA İLİŞKİSİ ... 124

1. DOLANDIRICILIK VE İRTİKAP SUÇLARI ... 124

2. ZİMMET VE İRTİKAP SUÇLARI ... 125

3. GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA ve İRTİKAP SUÇLARI ... 126

4. YAĞMA ve İRTİKAP SUÇLARI... 126

5. RÜŞVET ve İRTİKAP SUÇLARI ... 127

SONUÇ... 130

KAYNAKÇA ... 137

ÖZET... 145

ABSTRACT... 146

(8)

KISALTMA CETVELİ

Ad.D. : Adalet Dergisi

Adl. Cer. : Adliye Ceridesi

A.İ.D. : Amme İdaresi Dergisi

AÜHFD : Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi

b. : Bent

Bkz. : Bakınız

c. : Cilt

CD : Ceza Dairesi

CGK : Ceza Genel Kurulu

CMK : Ceza Muhakemesi Kanunu

dn. : Dipnot

DMK. : Devlet Memurları Kanunu

E. : Esas

f. : Fıkra

İHFM : İstanbul Hukuk Fakültesi Mecmuası

İBD : İstanbul Barosu Dergisi

K. : Karar

(9)

m. : Madde

MHAD : Mukayeseli Hukuk Araştırmaları Dergisi MH : Mali Hukuk

s. : Sayfa

SBOD : Siyasal Bilgiler Okulu Dergisi ss. : Sayfalar

sy. : Sayı

T. : Tarih

TCK : Türk Ceza Kanunu

T. id. D. : Türk İdare Dergisi TL : Türk Lirası

vd. : Ve devamı

YD. : Yargıtay Dergisi YTL : Yeni Türk Lirası

(10)

GİRİŞ

Genel olarak bir kamu görevlisinin konumundan yararlanarak kendisine yada başkalarına haksız yararlar sağlaması olarak tanımlanabilen1 yolsuzluk günümüzde ülkeler arası işbirliğini de gerektiren bir boyut kazanmıştır.2 Hukuk devleti, demokrasi ve insan hakları için büyük bir tehdit oluşturan, ekonomik gelişmeyi olumsuz yönde etkileyen yolsuzluk konusu eylemler çok çeşitlidir .3

Rüşvet ve irtikap suçları yolsuzluğun değişik biçimleri olarak 5237 sayılı yürürlükteki TCK’nın ikinci kitabının “Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler” başlıklı dördüncü kısmının “Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar” başlıklı birinci bölümünün, 250’nci ve 252 ila 254’üncü maddeleri arasında yerini almıştır.

Bu çalışmada 5237 sayılı yürürlükteki TCK’ da düzenlenen rüşvet ve irtikap suçları üç bölüm halinde incelenmiştir. Birinci bölümde, kamu idaresi ve kamu görevlisi kavramları tanımlanarak sınırları çizilmeye çalışılmıştır. İkinci bölüm, 5237 sayılı yürürlükteki TCK’ da düzenlenen rüşvet suçunun yapısını ve unsurlarını belirlemek amacıyla hazırlanmış, üçüncü bölümde ise, 5237 sayılı yürürlükteki TCK’ da düzenlenen irtikap suçunun yapısı, unsurları açıklanmış ve ayrıca irtikap suçunun rüşvet suçuyla karşılaştırılması yapılmıştır.

      

1 TÜRK: “Rüşvet ve Yolsuzlukla Mücadelede Uluslararası İşbirliği”, Ad.D., yıl: 2001, sy. 6, ss.

1-8, s. 1.

2 TÜRK: “Rüşvet ve Yolsuzlukla Mücadelede Uluslararası İşbirliği”, s.4.

3 TÜRK: “Rüşvet ve Yolsuzlukla Mücadelede Uluslararası İşbirliği”, s.3.

(11)

BİRİNCİ BÖLÜM

CEZA HUKUKU BAKIMINDAN KAMU İDARESİ VE KAMU GÖREVLİSİ KAVRAMLARI

I. CEZA HUKUKU BAKIMINDAN KAMU İDARESİ KAVRAMI

İdare hukukunun konusunu oluşturan kamu idaresinin (=devlet idaresi, amme idaresi) organik (=yapısal) ve fonksiyonel (=işlevsel, görevsel) olmak üzere iki farklı anlamı bulunmaktadır.4 Organik anlamda idare kavramı (=idare organı) idarenin organını, bir başka deyişle kuruluşunu, personelini ve teşkilatını;fonksiyonel anlamda idare (=idare fonksiyonu) ise idarenin faaliyetlerini, bir başka deyişle eylem ve işlemlerini ifade etmektedir.5

Organik anlamda kamu idaresi yasama ve yargı organları dışında kalan ve başında hükumeti oluşturan bakanların bulunduğu Devlet tüzel kişiliğini temsil eden merkezi idare ile merkezi idareden tamamen bağımsız olmayan birtakım yörelerin yöresel ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan mahalli idareler ile birtakım idari hizmetleri karşılamak üzere kurulan kamu tüzel kişilerini kapsayan bir anlama sahiptir.6

      

4 GÜNDAY: İdare Hukuku, 9’uncu baskı, Ankara 2004, s. 3 vd.;GÖZLER: İdare Hukuku Dersleri, 5'inci baskı, Bursa 2007, s. 9 vd.;OKUYUCU ERGÜN: Türk Ceza Hukukunda Zimmet Suçu, Ankara 2008, s. 3 vd.

5 GÜNDAY: İdare Hukuku, s. 3 vd., GÖZLER: İdare Hukuku Dersleri, s. 10 vd.;OKUYUCU ERGÜN: Türk Ceza Hukukunda Zimmet Suçu, s. 3 vd.

6 GÜNDAY: İdare Hukuku, s.10.İdarenin yasama organından ayırt edilmesinde herhangi bir güçlük bulunmamaktadır. Zira yasama organını 550 milletvekilinden oluşan Türkiye Büyük Millet Meclisi oluşturmaktadır.(GÜNDAY: İdare Hukuku, s. 4-5 ; GÖZLER: İdare Hukuku Dersleri, s.11).İdarenin yargı organından ayırt edilmesinde de herhangi bir sorun bulunmamaktadır. Zira Anayasanın 9'uncu maddesinde yargı yetkisinin bağımsız mahkemelerce kullanılacağı belirtilmiştir. Yargı organı yasama organının aksine tek bir organdan ibaret olmayıp birçok mahkemeden oluşan bir “organlar topluluğu” dur.(GÜNDAY: İdare Hukuku, s. 5-7.; GÖZLER:

İdare Hukuku Dersleri, s.11).İdareyi yürütme organından ayırmak ise pek kolay

(12)

Fonksiyonel anlamda kamu idaresi ise yasama ve yargı fonksiyonları ile yürütme organının salt siyasi nitelikli faaliyetleri dışında kalan ve Devletin toplumun günlük gereksinimlerini karşılamak ve gündelik yaşamını sürdürülebilmesini sağlamak maksadıyla yürüttüğü tüm kamusal iş ve faaliyetlerden oluşmaktadır.7

Kamu idaresi kavramının8 ceza hukukunda sahip olduğu anlam ise idare ve anayasa hukukunda sahip olduğu anlamdan daha geniştir.9 Zira ceza hukukunda kamu idaresi kavramı devletin yasama, yürütme ve yargı fonksiyonları kapsamında yürüttüğü tüm faaliyetleri kapsayan geniş bir anlama sahiptir.10

Ceza hukuku bakımından kamu idaresi, esasen, 5237 sayılı TCK' nın 2.

kitabının 4. kısmının 1. bölümünde yer alan “Kamu İdaresinin Güvenilirliğine Ve İşleyişine Karşı Suçlar” başlıklı normlarla korunmaktadır.11 5237 sayılı TCK' nın         görünmemektedir. Anayasada yürütme Cumhurbaşkanı, Bakanlar Kurulu ve İdareden meydana gelen bir yapıya sahiptir.(GÜNDAY: İdare Hukuku, s. 7.; GÖZLER: İdare Hukuku Dersleri, s.

12-13 ; OKUYUCU ERGÜN: Türk Ceza Hukukunda Zimmet Suçu, s. 4).Bakanlar Kurulu, başbakan ve bakanlardan oluşmakta olup Cumhurbaşkanı,Bakanlar Kurulu, başbakan ve bakanlar birçok bakımdan “idare” ile yakın ilişkiye sahip ve yer yer de idare kavramına dahildirler.

(GÖZLER: İdare Hukuku Dersleri, s.13.)

7 GÜNDAY: İdare Hukuku, s. 14. ; OKUYUCU ERGÜN: Türk Ceza Hukukunda Zimmet Suçu, s.

3-4.

8 765 sayılı mülga TCK' da yer alan bölüm başlığı “Devlet İdaresi Aleyhinde İşlenen Cürümler”

iken 5237 sayılı yürürlükteki TCK' da yer alan bölüm başlığı “Kamu İdaresinin Güvenilirliğine Ve İşleyişine Karşı Suçlar” olarak değiştirilmiştir.( NUHOĞLU : “Yeni Ceza Kanunu İle Kamu İdaresi Aleyhinde Cürümlerde Getirilen Değişiklikler”, Doç. Dr. Mehmet SOMER'in Anısına ARMAĞAN, yıl:2006, ss. 985-994, s.986).765 sayılı mülga TCK' nın yürürlükte olduğu dönemde ceza kanununda “Devlet idaresi” kavramının anlamı belirtilmemişti. (YARSUVAT: “Devlet İdaresi Aleyhine İşlenen Cürümlerin Genel Prensipleri”, İÜHFM, yıl:1964, c. XXX, sy. 1-2, ss.

665-690, s. 668. ). 765 sayılı mülga TCK' nın memuru tanımlayan ilgili hükmünde yer alan

“Devlet veya diğer her türlü amme müesseseleri...” tabirinden “Devletin yanında diğer her türlü kamu tüzel kişilerinin” de devlet idaresi adı altında toplanmak istendiği ifade edilmiştir.( Bkz.

YARSUVAT: “Devlet İdaresi Aleyhine İşlenen Cürümlerin Genel Prensipleri”, s. 668. ; Bkz.

YARSUVAT : “Ceza Kanununun Uygulamasında Memur-İktisadi Devlet Teşekkülleri-Hizmet Sebebiyle Emniyeti Suistimal Ve Zimmet “, İÜHFM, yıl: 1970, c. XXXV, sy. 1-4, ss. 525-542, s. 529-530.). 5237 sayılı yürürlükteki TCK' da “kamu idaresi” kavramının tanımı yapılmamıştır. ( ARTUK-GÖKCEN-YENİDÜNYA : Ceza Hukuku Özel Hükümler, 9. Bası, Ankara 2008, s. 738.

9 OKUYUCU ERGÜN: Türk Ceza Hukukunda Zimmet Suçu, s.6.

10 OKUYUCU ERGÜN: Türk Ceza Hukukunda Zimmet Suçu, s.6.

11 OKUYUCU ERGÜN: Türk Ceza Hukukunda Zimmet Suçu, s.7.

(13)

diğer kısımlarında yer alan farklı ceza normlarının konusunu oluşturan faaliyetler (örneğin Adliyeye Karşı Suçlar) de kamu idaresinin geniş anlayışını savunan ceza hukuku açısından kamu idaresinin kapsamı dahilindedir. Ancak, bu suçları düzenleyen normlar, kamu idaresine karşı suçları düzenleyen normların koruduğu menfaatlerin dışında başka menfaatleri de korumaktadırlar.12

“Kamu İdaresinin Güvenilirliğine Ve İşleyişine Karşı Suçlar” başlığı altında yer alan suçları öngören normlarla ise ya kamusal kurumların düzenli işleyişi ve itibarına veya idari faaliyetleri yerine getiren kişilerin özgürlüğüne, itibarına, dürüstlüğüne, sadakatine ve tarafsızlığına yada idarenin topluma sunduğu hizmetlere veya idarenin hedeflerine ulaşmak için kullandığı şeylere ilişkin ve devlete ait menfaatler korunmaktadır.13

Kamu idaresine karşı suçlar ya kamu görevlileri tarafından yada herkes tarafından işlenebilen suçlardır.14 Kamu görevlisi olmak 15 bazı suçlarda failin sahip olması gereken bir nitelik iken bir bölümünde mağdurun veya davranışın maddi konusunun sahip olması gereken bir niteliktir. Örneğin rüşvet ve irtikap suçlarında kamu görevlisi olmak failin sahip olması gereken bir nitelik iken; görevi

      

12 OKUYUCU ERGÜN: Türk Ceza Hukukunda Zimmet Suçu, s.7.

13 EREM/TOROSLU: Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, 7. Baskı, Ankara 1999, s.143;

TOROSLU: Ceza Hukuku, Özel Kısım, 3. Baskı, Ankara 2008, s.272.

14 GÖZÜBÜYÜK: “Devlet İdaresine Karşı İşlenen Cürümler”, Adl. Cer., yıl: 1943, ss. 546-557, s.546., TOROSLU: Ceza Hukuku Özel Kısım, s.272.

15 Doktrinde kimi yazarlarca kamu görevlilerince işlenen suçlar “gerçek görev suçları” ve “gerçek olmayan görev suçları” biçiminde bir ayrıma tabi tutulmuştur. Bu ayrıma göre gerçek görev suçlarında failin kamu görevlisi sıfatına sahip olması o suçun unsuru olarak kabul edilirken, gerçek olmayan görev suçlarında failin kamu görevlisi sıfatına sahip olması sadece suçun niteliğinin değişmesine yol açmaktadır. (TEZCAN/ERDEM/ÖNOK:Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, 6’ncı Bası, Ankara 2008, s.730).

(14)

yaptırmamak için direnme suçunda kamu görevlisi olmak davranışın maddi konusunun sahip olması gereken bir niteliktir.16

Failin yada mağdurun kamu görevlisi olması ise bazen ağırlatıcı sebep olarak düzenlenmiştir.17 Gerçekten kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret edilmesi durumunda mağdurun kamu görevlisi olması ağırlaştırıcı sebep olarak düzenlenmiştir.18

Failin veya mağdurun kamu görevlisi olmasının ağırlaştırıcı bir sebep sayılmasının nedeni, bireyleri kamu görevlilerinin suiistimallerine, keyfi ve yetki dışı davranışlarına karşı korumak veya kamu görevlilerine halkın tecavüzlerine karşı daha özel bir koruma sağlamak, neticede de devlet idare ve mekanizmasını korumaktır.19

      

16 OKUYUCU ERGÜN:Türk Ceza Hukukunda Zimmet Suçu, s. 9.

17 ERMAN : “Ceza Tatbikat Ve Takibatında Memur “, SBOD, yıl: 1947, c. II, sy. 1-2, ss. 235- 276, s. 236-237 ; OKUYUCU ERGÜN:Türk Ceza Hukukunda Zimmet Suçu, s. 9.

18 Ancak 765 sayılı TCK' nın aksine 5237 sayılı TCK' da kamu görevlisi sıfatı her suça uygulanabilen genel nitelikli bir hal olarak düzenlenmemiştir. Zira 765 sayılı TCK' nın 251.

maddesinde “bir memur vazife sırasında bir kimse aleyhine cürüm işlerse kanunda yazılı olmayan hallerde o cürme kanunen terettüp eden ceza üçte bir miktar artırılır.” denilmek suretiyle suç failinin memur olması bütün cürümleri kapsayan genel bir ağırlatıcı neden olarak öngörülmüştü .(Bkz. ÖZEN-TOZMAN: “Türk Ceza Hukukunda Kamu Görevlisi Kavramı “, AİD, c. 42, sy. 4, Aralık 2009'dan ayrı bası, ss. 25-57, s. 34 ). Ancak eğer kanun memurluk niteliğini suç tipinde unsur ya da ağırlaştırıcı bir neden olarak öngörmüşse söz konusu ağırlaştırıcı neden uygulanmayacaktır. ( ÖNDER: Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, 1. Bası, İstanbul 1985, s. 93. ) Nitekim Yargıtay bir kararında, “ görev sırasında meşru müdafaa durumunda bulunan fakat bunun sınırını aşmış olması sebebiyle sanık hakkında 50. madde uygulanarak ceza tayin edildiği ahvalde, tayin edilen bu cezanın 251. maddeye göre artırılamayacağına karar vermiş ve gerekçe olarak aksi halde “kanunda yazılı olmayan haller” ifadesinin gözetilmemiş olacağını belirtmiştir.” ( ÖNDER: Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, s. 93.) Benzer bir biçimde 765 sayılı TCK' da mağdurun memur olması durumu genel bir ağırlatıcı sebep sayılmıştır. Nitekim 765 sayılı TCK' nın 273. maddesi, “Kanunun ahkam-ı mahsusa ile tasrih eylediği ahvalin haricinde, her kim veya diğer devlet memurlarından biri aleyhine sıfat veya hizmetlerinden dolayı bir cürüm işlerse, o cürüm için kanunen muayyen olan ceza altıda birden üçte bire kadar artırılır” biçiminde düzenlenmiş olup, 5237 sayılı TCK' da böyle bir düzenleme öngörülmemiştir..( Bkz. ÖZEN- TOZMAN: “Türk Ceza Hukukunda Kamu Görevlisi Kavramı”, s.34. )

19 ERMAN: “Ceza Tatbikat ve Takibatında Memur”, s.236-237; OKUYUCU ERGÜN:Türk Ceza Hukukunda Zimmet Suçu, s. 9.; ÖZEN-TOZMAN: “Türk Ceza Hukukunda Kamu Görevlisi Kavramı”, s. 34-35.

(15)

Bu çalışmanın konusunu oluşturan irtikap suçunun ancak kamu görevlisi yada kamu görevlisi sayılan kişiler tarafından işlenmesi; aynı şekilde rüşvet suçunun bir kamu görevlisi ile herhangi bir kişi arasında gerçekleştirilen bir anlaşma olması sebebi ile öncelikle rüşvet anlaşmasının taraflarından birini oluşturan kamu görevlisi kavramının açıklığa kavuşturulması, rüşvet ve irtikap suçlarının faillerini belirlemek açısından zorunlu hale gelmiştir.

II. KAMU GÖREVLİSİ KAVRAMI

1. GENEL OLARAK

İdare hukuku bakımından, idarenin insan öğesini, idarede görev yapan kişiler oluşturmakta olup kendilerine “kamu görevlileri”, ”kamu personeli” ya da

“kamu hizmeti görevlileri”(1982 Anayasasının 33/7. maddesinde kullanılan ifade ile) denilmektedir.20

Kamu görevlisi kavramının geniş ve dar olmak üzere iki farklı anlamı bulunmaktadır.21 Geniş anlamda kamu görevlisi, kamu kesiminde ve devletin bütün organlarında görev yapan herkesi kapsayan bir anlama sahiptir;dar anlamda kamu görevlisi ise devletin siyasal yapısını meydana getiren organlardaki görevlilerle, özel hukuk hükümlerine tabi olarak çalışan görevliler dışında kalan kamu görevlilerini ifade eden bir anlama sahiptir. Nitekim idare hukukunun konusunu da dar anlamda kamu görevlileri oluşturmaktadır.22

      

20 GÜNDAY: İdare Hukuku, s.515.

21 GÜNDAY: İdare Hukuku, s.515 ; GİRİTLİ-BİLGEN-AKGÜNER : İdare Hukuku, İstanbul 2008, Üçüncü Bası, s.523.

22 GÜNDAY: İdare Hukuku, s. 516.

(16)

Kamu görevlileri ile ilgili temel ilkeler, 1982 Anayasasının 128/1.

maddesinde düzenlenmiştir.23 Söz konusu madde, ”Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ile diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına24 göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle yürütülür.” biçiminde düzenlenmiştir.

Maddeden anlaşılacağı üzere kamu kesiminde idare hukuku kurallarına tabi olarak istihdam edilen personel memurlar ile diğer kamu görevlileridir.25

Anayasanın 128. maddesinin 2. fıkrasına göre ise, “ Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir.”

Anayasanın 2. fıkrasında, kamu görevlisi ile onu istihdam eden idare arasında statü ilişkisinin bulunduğu ve söz konusu ilişkinin içeriği ile kapsamının genel, nesnel ve kişilik dışı olarak kanunla belirleneceği belirtilmektedir.26

      

23 1876 tarihli Kanuni Esasi'nin yürürlükte bulunduğu dönemde kanunları yorumlama yetkisi bulunan Danıştay' ın 27/08/1918 tarihli bir kararında memur niteliğinin belirlenmesinde rol oynayan faktörün görevlinin görevlendiriliş biçiminden öte gördüğü kamusal görev olduğu belirtilmiştir. (Bkz. AKTARAN : ÖZEN-TOZMAN: “Türk Ceza Hukukunda Kamu Görevlisi Kavramı “, s. 27) . 1924 Anayasasında memur tanımı yapılmamış, memurların özlük haklarının kanunla düzenleneceği belirtilmiştir. (Bkz. ÖZEN-TOZMAN: “Türk Ceza Hukukunda Kamu Görevlisi Kavramı”, s. 27 ) . 1961 Anayasasında memur kavramının tanımı yapılmamıştır. Memur kavramından ziyade hizmetin tanımı yapılmıştır. Zira 1961 Anayasasının 117. maddesinin 1.

fıkrasında “Devletin ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerin memurlar eliyle görüleceği” belirtilmiştir. (Bkz. AKTARAN: ŞEKERCİOĞLU: Ceza Hukukumuzda Memur Kavramı Ve Suç Faili Olarak Başlıca Sorunları, İstanbul 1974, s. 11 ; ÖZEN-TOZMAN:“Türk Ceza Hukukunda Kamu Görevlisi Kavramı”, s. 27 - 28 ) .

24 Genel idare esaslarından anlaşılması gereken, kamu hukuku rejimi ve kamusal yönetim usulleridir yani kamu gücü kullanılarak tek yanlı idari işlemler tesis etmek ve idari kararlar almaktır. (Bkz.

GÜNDAY: İdare Hukuku, s. 518 )

25 GÜNDAY:, İdare Hukuku s.517.

26 GÜNDAY:, İdare Hukuku s.519.

(17)

Görüldüğü üzere memur kavramının 1982 Anayasasında da tanımı yapılmamıştır.27

Zira “memur” kavramını tanımlamak çok zordur.28 Halk dilinde29, idare hukukunda30 ve ceza hukukunda birbirinden farklı anlamlar taşıyan31 “memur”

kavramının, idare hukuku alanında tanımlandığı yasaların en önemlisi, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunudur.32

      

27 ÖZEN-TOZMAN: “Türk Ceza Hukukunda Kamu Görevlisi Kavramı”, s. 28.

28 KEYMAN : “Memurin Muhakematı Kanunu”, AÜHFD, yıl: 1962, c. XIX, sy.1-4, ss.173-200, s. 183 ; YARSUVAT : “Devlet İdaresi Aleyhine İşlenen Cürümlerin Genel Prensipleri”, s. 680 ; DURMUŞ : “Görevi Genel Kötüye Kullanma Suçu”, İBD, yıl: 2004, c.78, sy. 4, ss. 1517-1554, s. 1520.;GİRİTLİ-BİLGEN-AKGÜNER : İdare Hukuku, s. 534.;ŞEKERCİOĞLU: Ceza Hukukumuzda Memur Kavramı Ve Suç Faili Olarak Başlıca Sorunları, s. 6.

29 Halk arasında memur, Devlet veya diğer kamu müessesesinden ücret alan kişi olarak tanımlanmaktadır. ( Bkz. DONAY : “Türk Hukukunda Zimmet”, MHAD, yıl:1968, sy. 3, ss. 23- 52, s. 29. ; YARSUVAT : “Devlet İdaresi Aleyhine İşlenen Cürümlerin Genel Prensipleri”, s.

680.)

30 İdare hukukunda memur, kendisine kamu hizmeti verilen ve idarenin devamlı, sabit ve olağan kamu hizmetleri kadrosuna giren ve bu kadronun dereceleri içinde kaynaşmış olan kişi olarak tanımlanmaktadır. (Bkz. ONAR: İdare Hukukunun Umumi Esasları, İstanbul 1952, s. 783-786 ; DONAY : “Türk Hukukunda Zimmet”, s.29 ; YARSUVAT : “Devlet İdaresi Aleyhine İşlenen Cürümlerin Genel Prensipleri”, s.680 ;ÇAĞLAYAN: “Ceza Kovuşturmasında Memur Kavramı, Memurları Yargılama Usulu Kanunu Ve Uygulamalarımız”, Ad.D, yıl:1976, sy. 1-2, ss. 33-49, s. 35. ; SELÇUK : “İdare Ve Ceza Hukuklarında Memur Kavramı”, YD, yıl: 1997, c. 23, sy. 1-2, ss. 21-45, s.27. ;UTKU : “Ceza Hukukunda Memur ”, Ad.D., yıl:2001, sy. 8, ss. 163-178, s.

166).

31 YARSUVAT : “Devlet İdaresi Aleyhine İşlenen Cürümlerin Genel Prensipleri”, s. 680.

32 PINAR : 4483 Sayılı Kanuna Göre Memur Suçlarında İdari Ve Adli Soruşturma Usulleri, Ankara 2003, s.56.

(18)

657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4. maddesinde ise memurların yanı sıra sözleşmeli personel33, geçici personel34 ve işçiler 35olmak üzere toplam 4 çeşit istihdam biçimi öngörülmektedir.36

657 sayılı Kanunun 4. maddesinin A bendinde, memur kavramının tanımı yapılmıştır. Söz konusu 4. maddeye göre, mevcut kuruluş biçimlerine bakılmaksızın, Devlet ve öteki kamu tüzel kişilerince genel idare esaslarına göre yürütülen asli ve sürekli kamu hizmetlerini yerine getirmekle görevlendirilen kişiler memur sayılırlar.37 O halde 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre, bir kişinin memur olarak kabul edilebilmesi için, devlette veya öteki kamu tüzel kişiliklerinde ya da bunların denetim ve gözetimi altında kurulup çalışan bir yerde, genel idare esaslarına göre ve ayrıca asli, sürekli kamu hizmetlerini yürütmek için görevlendirilmiş olması gerekir.38

      

33 Sözleşmeli personel, kalkınma planı ve yıllık programlar ile iş programlarında yer alan önemli projelerin hazırlanması, yerine getirilmesi, işletilmesi ve işbirliği için gerekli olan ve özel mesleki bilgi ve uzmanlık gerektiren geçici işlerde sözleşme ile çalıştırılan ve işçi sayılmayan kamu hizmeti görevlilerini ifade etmektedir. (Bkz. GÜNDAY: İdare hukuku, s. 520-521 )

34 Geçici personel, bir yıldan kısa süreli ya da mevsimlik görevlerde sözleşme ile çalıştırılan ve işçi sayılmayan görevlileri ifade etmektedir. (Bkz. GÜNDAY: İdare hukuku, s. 521. ) Memurun icra ettiği görevin asli olması ve süreklilik taşıması onun sözleşmeli ve geçici personelden ayrılan yönleridir. Zira; sözleşmeli veya geçici personelin yerine getireceği görevler arızi nitelikte bulunduğundan bir kadroya bağlanmamıştır. (Bkz. GÜNDAY: İdare hukuku, s. 521.) Hem sözleşmeli personelin hem de geçici personelin idare ile olan ilişkisinin kapsamı ve boyutları yasa ile belirlenmemiş olup personel ile idare arasındaki ilişki bir sözleşme ilişkisidir. Bu yüzden de 657 sayılı yasada işçi sayılmayan üç personel öngörülmüşse de gerek sözleşmeli gerekse geçici personel memurluktan farklı olup bu personel Anayasanın 128/1. fıkrası anlamında kamu görevlisi de değildir.(Bkz. GÜNDAY: İdare hukuku, s. 521.) Ancak “geçici personel” ile “sözleşmeli personel” in Anayasanın 128. maddesinde öngörülen “diğer kamu görevlileri “ kategorisinde olduğu yönündeki görüş için bkz. AKTARAN : ÖZEN-TOZMAN : “Türk Ceza Hukukunda Kamu Görevlisi Kavramı“, s. 30.

35 İşçiler hizmet sözleşmesine bağlı ve özel hukuk kurallarına tabi olarak çalışırlar.(Bkz. GÜNDAY:

İdare hukuku, s. 521.)

36 GÜNDAY: İdare hukuku s.520.

37 GÜNDAY: İdare hukuku s.520.

38 GİRİTLİ-BİLGEN-AKGÜNER : İdare Hukuku, s. 530.

(19)

Ceza hukuku bakımından kamu görevlisi anlayışı ile Anayasa hukuku ve idare hukuku bakımından kamu görevlisi anlayışının birbiriyle örtüşüp örtüşmediği, mülga TCK' nın yürürlükte olduğu dönemde de tartışma konusu idi. Bir görüşe göre, Ceza Kanunu uygulaması bakımından “memur” veya “hizmetli” kavramları ile idare hukuku bakımından “memur” veya “hizmetli” kavramları arasında herhangi bir benzerlik veya bağlantı bulunmamaktadır.39 Bir başka deyişle, ceza kanunu alanındaki “memur” veya “hizmetli” kavramları, idare hukukundaki anlam ve niteliğe sahip değildir.40 Bir başka görüşe göre, Ceza kanunu uygulaması bakımından memur veya hizmetli kavramları, alan ve kapsam bakımından, idare hukukundaki memur ve hizmetli kavramlarından çok daha dar bir anlama sahiptir.41 Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 1969 tarihli bir kararında, “Ceza Kanununun uygulanmasında kimlerin memur olduğu 279 uncu maddenin birinci fıkrasında gösterilmiştir. T. C. K. nun 279.maddesinin birinci fıkrası İtalya 1930 Ceza Kanununun 357. maddesinden aynen alınmak suretiyle tanzim edilmiştir. Ceza Kanunu uygulaması bakımından memur kavramı ile İdare Hukuku alanındaki memur kavramı arasında her hangi bir benzerlik ve bağıntı bahse konu değildir. Bu itibarla Ceza Kanunu bakımından kimlerin memur olduğunu araştırma ve buna teşebbüs hususlarında 1961 Anayasamızın 117 ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4. maddesindeki tariflerden yaralanmak mümkün değildir. Nitekim Ceza uygulamasındaki memur kavramı, alan ve kapsam bakımlarından, idare hukukundaki memur kavramından çok daha dar ve anlam ve niteliktedir. Bütün       

39 GÖZÜBÜYÜK : “Ceza Hukukunda Memur Ve Hizmetli Kavramları”, Ad. D, yıl: 1970, sy. 1, ss. 5-12, s. 7 ; KÜÇÜKBAYRAK : “Memur Kavramı Ve C. Y. U. Y. nın 154. Maddesi Üzerine Bir İnceleme”, MH, yıl: 1986, sy. 6, ss. 46-53, s.47.

40 GÖZÜBÜYÜK : “Ceza Hukukunda Memur Ve Hizmetli Kavramları”, s. 7 .

41 KÜÇÜKBAYRAK : “Memur Kavramı Ve C. Y. U. Y. nın 154. Maddesi Üzerine Bir İnceleme”, s.46. ; UTKU : “Ceza Hukukunda Memur”, s. 167.

(20)

devlet görevlilerini ceza kanunu alanında memur olarak kabul, ceza kanunun güttüğü hedef ve taşıdığı mahiyetine aykırı olur. Ceza Kanunu bakımından memur, kamu görevini yerine getiren kimsedir. Halbuki imam, hatip, vaiz gibi din hizmetlilerinin yaptıkları vazifeler kamu görevi mahiyetinde olmadığından, bunların ceza kanunu uygulamasında memur kabulüne imkan ...” olmadığı belirtilmiştir.42

Bir diğer görüşe göre ise, ceza hukukundaki memur kavramı, idare hukukundaki memur kavramından daha geniş bir anlama sahiptir.43

Her iki görüşün de ortak noktası, ceza hukuku ile idare hukukunun kamu görevlisi anlayışlarının birbirinden farklı olduğudur. Gerçekten, Anayasa Mahkemesi vermiş olduğu 1994 tarihli bir kararında, 765 sayılı mülga TCK' ndaki memur kavramı ile idare hukuku alanındaki memur kavramlarının kapsam itibariyle birbirinden farklı nitelikte olduklarını belirtmiştir.44 Anayasa ise, kamu görevlisi kavramını daha çok idare hukukunun gereklerine yönelik olarak düzenlemiştir.45

      

42 Söz konusu karar için bkz. ÇETİN:Ceza Hukukunda Ve Özel Yasalarda Memur Memurlar Ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanma Usulü Ve Memur Suçları, s. 18.

43 DONAY : “Türk Hukukunda Zimmet”, s. 30-31.

44 OKUYUCU ERGÜN:Türk Ceza Hukukunda Zimmet Suçu, s. 35. Anayasa Mahkemesinin 1994 tarihli kararına göre ise ; Anayasanın ” 128. maddesinde kamu hizmetlerinin memurlar yanında memur sayılmayan “diğer kamu görevlileri” eliyle de yürütüleceği belirtilmiş, gerekçesinde de, tüm hukuk dallarında bağlayıcı bir memur tanımı yapılmasından kaçınıldığı ve kamu görevlileri ile ilgili genel bir düzenleme yoluna gidildiği açıklanmıştır. ... Bu nedenle, Türk Ceza Yasası'nın memurun tanımını içeren 279. maddesinin Anayasa'nın 128. ve 129. maddelerine bir aykırılığı bulunmamaktadır. Kaldı ki, sadece Türk Ceza Yasası'nın 279. maddesinde değil, 657 sayılı Devlet Memurları Yasasının 4, 1632 sayılı Askeri Ceza Yasası'nın 13. Maddelerinde de memur tanımına yer verilmiştir. Çeşitli yasalar ile yapılan memur tanımları sadece o yasanın uygulanması bakımından geçerli olup, Türk Ceza Yasası uygulamasında bağlayıcı bir niteliği yoktur. Türk Ceza Yasası uygulaması yönünden kimlerin memur sayılacağı Yasa'nın 279.

maddesinde gösterilmiş olup, bu Yasa'daki memur kavramı ile idare hukuku alanındaki memur kavramı arasında bir aynılık da söz konusu değildir. Ceza uygulamasındaki memur kavramı, kapsam bakımından idare hukukundaki memur kavramından farklı niteliktedir.” ( AYMK. E.

1994/47, K. 1994/70, T. 20.09.1994, RG. 14. 09. 1995, sy. 22374 ) (OKUYUCU ERGÜN:Türk Ceza Hukukunda Zimmet Suçu, s. 35.)

45 OKUYUCU ERGÜN:Türk Ceza Hukukunda Zimmet Suçu, s. 34.

(21)

Dolayısıyla Anayasanın kamu görevlisi anlayışı da, 765 sayılı mülga TCK' nın kamu görevlisi anlayışı ile örtüşmemiştir.46

2. CEZA HUKUKU BAKIMINDAN KAMU GÖREVLİSİ KAVRAMI

A.765 SAYILI TÜRK CEZA KANUNU BAKIMINDAN MEMUR KAVRAMI

Ceza hukuku bakımından, kamu görevlisi (“Kamu Menfaati İçin Görevlendirilmiş Şahıslar”)47 kavramının anlamını araştırmadan ve kamu görevlilerinin kimliğini belirlemeden, Devlet idaresi aleyhine işlenen suçların içeriğini incelemeye başlamak mümkün görünmemektedir. Çünkü Devlet idaresi aleyhine işlenen suçların büyük bir bölümü bu şahıslar tarafından ya da bu şahıslara karşı işlenmektedir.48

765 sayılı mülga TCK' nın 279. maddesinin 1. fıkrasında ceza kanununun tatbikatında memur sayılacak kişiler tanımlanmaktaydı. Söz konusu fıkraya göre,

”Ceza kanununun tatbikatında: 1- Devamlı veya muvakkat surette teşrii, idari veya adli bir amme vazifesi gören Devlet veya diğer her türlü amme müesseseleri memur, müstahdemleri” ; 2- Devamlı veya muvakkat, ücretsiz veya ücretli, ihtiyari veya mecburi olarak teşrii, idari veya adli bir amme vazifesi gören diğer kimseler, memur sayılır. “

      

46 OKUYUCU ERGÜN:Türk Ceza Hukukunda Zimmet Suçu, s. 34-35.

47 SOYASLAN : “Ceza Hukukunda Memur Kavramı ( Kamu Menfaati İçin Görevlendirilmiş Şahıslar )”, AÜHFD, yıl:1996, c. 45, sy. 1-4, ss. 41-53, s.41.

48 SOYASLAN : “Ceza Hukukunda Memur Kavramı ( Kamu Menfaati İçin Görevlendirilmiş Şahıslar )”, s.41.

(22)

765 sayılı mülga TCK' nın 279. maddesinin 2. fıkrasında ise ceza kanununun tatbikatında amme hizmeti gören diğer kimseler tanımlanmaktaydı. Söz konusu fıkraya göre, ”Ceza kanununun tatbikatında amme hizmeti görmekle muvazzaf olanlar: 1- Devamlı veya muvakkat surette bir amme hizmeti gören Devlet veya diğer amme müesseseleri memur ve müstahdemleri; 2- Devamlı veya muvakkat, ücretli veya ücretsiz, ihtiyari veya mecburi surette bir amme hizmeti gören diğer kimselerdir.”

Görüldüğü üzere, 765 sayılı mülga TCK' da, “memur” ve “kamu hizmeti ile görevli kişiler” olmak üzere iki tür kamu ajanı yer almaktaydı.49 Bu iki ajanı birbirinden ayıran en önemli kıstas da yürütülen işin mahiyeti idi. Gerçekten, ajanlardan biri “amme vazifesi” görür ve bu yüzden “memur”dur, 50 diğeri “amme hizmeti” görür ve bu yüzden “amme hizmeti görmekle muvazzaf” olan kimsedir.51 Ayrıca söz konusu madde incelendiğinde, maddenin her iki fıkrasının I numaralı       

49 OKUYUCU ERGÜN:Türk Ceza Hukukunda Zimmet Suçu, s. 11.

50 Yargıtayın ceza yasası yönünden memuru kamu görevi yapan kimse olarak tanımladığı kararları bulunmaktadır. Örneğin, “ Ceza Kanunu bakımından memur, kamu görevini yerine getiren kimsedir. Orman İşletme Müdürlüğünde şoför olan sanığın 657 Sayılı Yasaya tabi olduğu belirtilmişse de sıfatı ve ifa ettiği görevin niteliği itibariyle Ceza Kanunu uygulamasında memur sayılmasına olanak bulunmadığından görevinden doğan ve görevini yerine getirdiği sırada işlediği suçlardan dolayı M.M.H.K. hükümlerine tabi değildir.” ( C.G.K. 29.5.1995 YYB 155-177 ) ., ”Orman saha bekçileri olan mağdurların yaptıklar iş kamu görevi niteliğinde olmadığından ceza yasası uygulamasında memur sayılmayacakları ve bu nedenle sanıkların eyleminde görevliye (memura) etkin direnme suçu öğelerinin oluşmayacağı gözetilmeden hüküm kurulması yasaya aykırıdır.” (4. C.D. 6.5.1998 3023-4723)., “ Yaptığı iş kamu görevi olduğu için TCY. nın 279.

maddesinin 1. fıkrasının 2. bendi uyarınca ceza yasası uygulamasında memur sayılan tanığın dinlenildiği sırada, olay yerine gelen sanıkların ona saldırarak 5 gün iş ve gücünden kalacak derecede yaralama eylemlerinin TCY. nın 456/4. ve 271. maddelerine uyacağı gözetilmeden, yazılı biçimde hüküm kurulması yasaya aykırıdır. (4. C.D. 1.12.1997 10008-10540)., “Adliye hizmetlisi olan sanığın, gördüğü işin niteliğine göre TCY. nın 279. maddesi açısından memur sayılmadığı gibi, izinsiz olarak işe gelmemekten ibaret eyleminin disiplin cezasını gerektirdiği ve bu nedenlerle görevi savsama suçu öğelerinin oluşmadığı gözetilmeden, hükümlülüğüne karar verilmesi yasaya aykındır.” ( 4. C.D. 27.3.1997 1753-2384 )., “ Adliye lojmanı kalorifercisi olan sanığın yaptığı hizmetin kamu görevi niteliği taşımadığı, bu itibarla ceza uygulamasında memur sayılmayacağı gözetilmeden, hükmedilen cezanın TCY. nın 251. maddesiyle artırılması yasaya aykırıdır.(4.C. D. 11.11.1996 7502-8341 ). Söz konusu kararlar için bkz. ÇETİN: Ceza Hukukunda Ve Özel Yasalarda Memur Memurlar Ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanma Usulü Ve Memur Suçları, 2000, s.17-21.

51 ERMAN : “Ceza Tatbikat Ve Takibatında Memur “, s. 242.

(23)

bentlerinde memur ya da amme hizmeti ile muvazzaf kişiler ile Devlet veya bir amme müessesesi arasında istihdam ilişkisi bulunan kişilerden bahsedilmiş, II numaralı betlerinde ise “diğer kimseler” öngörülmüş ve söz konusu tabirden, Devletle veya herhangi bir amme müessesesi ile arasında istihdam ilişkisi bulunmayan memur veya amme hizmeti ile muvazzaf kişiler anlatılmak istenmiştir.

O halde bir kişinin memur ya da amme hizmeti ile muvazzaf kişi olarak kabül edilebilmesi, onun sübjektif durumundan (müstahdem olup olmaması) ziyade, amme vazifesi veya hizmeti görüp görmemesi ile ilgilidir. Bir başka deyimle, kanun amme vazifesini ve amme hizmetini objektif bir biçimde korumaktadır.52 Nitekim, kanun iki tür kamu ajanı53 tarif ederken bu iki ajan türünü birbirinden ayırmada ajanların yürüttükleri faaliyetin niteliğini esas almıştır.54 Sonuç olarak maddede iki tür kamu ajanı öngörüldüğüne ve bu iki tür kamu ajanını birbirinden ayırmak için amme vazifesi ve amme hizmeti olmak üzere farklı kriterler öngörüldüğüne göre maddede amme hizmeti ve amme vazifesinin farklı anlamlarda kullanıldığı açıktır.55 Bu konuda kamu görevi ile kamu hizmeti kavramları arasında bir farkın olmadığı belki derece farkı olduğu ancak ikisinin de kamu görevi olduğu savunulmuştur.56 Ayrıca Yargıtayın kamu görevi ile kamu hizmetini eş anlamlı kabul ettiğini gösteren       

52 ERMAN : “Ceza Tatbikat Ve Takibatında Memur “, s. 242-243.

53 Anayasa Mahkemesi 1994 tarihli bir kararında kamu görevi ve kamu hizmeti kavramına değinerek bu iki kavramın iki ayrı grup kamu personelini ifade ettiğini belirtmiştir. (DURMUŞ : “Görevi Genel Kötüye Kullanma Suçu”, s.1524. ) Söz konusu karara göre, “...TCY' nın 279. maddesinin birinci fıkrasında Ceza Yasası uygulaması bakımından kimlerin “memur” sayılacağının belirlenmesine karşılık, ikinci fıkrasında, Yine Ceza Yasası uygulamasında kimlerin “kamu hizmeti ile görevli kimse” sayılacağı açıklanmıştır. Bu nedenle, maddede memurlarla, kamu hizmetiyle görevli kimseler birbirlerinden ayrılmakta, iki farklı kamu görevlisi tanımı yapılmaktadır. Öğretideki ağırlıklı görüş de bu sonucu doğrulamıştır.” (AYM. T. 20/9/1994, E.

1994/47, K. 1994/70, AMKD., 1996, S.:31, s. 441.)(DURMUŞ :”Görevi Genel Kötüye Kullanma Suçu”, s.1524. )

54 ERMAN : “Ceza Tatbikat Ve Takibatında Memur “, s. 243.

55 ERMAN : “Ceza Tatbikat Ve Takibatında Memur “, s. 243.

56 SOYASLAN: “Ceza Hukukunda Memur Kavramı (Kamu Menfaati İçin Görevlendirilmiş Şahıslar)”, s.49.

(24)

kararları da bulunmaktadır.57 Ancak eğer kamu görevi ile kamu hizmeti kavramlarının aynı anlamda kullanıldığını kabul edersek yasa koyucunun iki aynı konuyu neden yineleme ( totoloji) ihtiyacı duyduğu sorusu cevapsız kalacaktır.58 Ayrıca bu görüşün kabul edilmesi kamu kurumlarında çalışan herkesin kamu görevlisi olarak benimsenmesine yol açacağı gibi onlara karşı işlenen yada onların işledikleri suçların cezalarının artmasına sebebiyet verecektir.59 Diğer taraftan bu durumda kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlar hakkında uygulanan Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkındaki Kanun hükümlerinin uygulanma alanı genişleyerek birçok insanın olağan yargıdan kurtulmasına sebep olacaktır.60

765 sayılı mülga TCK' nın 279. maddesinde yer alan“amme vazifesi” ve

“amme hizmeti” kavramlarının tanımı yapılmamış61 ve kamu görevi ile kamu hizmetini birbirinden ayırmak için doktrinde bir çok teori geliştirilmiştir.62

Söz konusu teorilerden sübjektif teori, yapılan işin kamu görevi olup olmadığını tespit etmek için belirleyici unsurun kişinin bir kamu kurumu ile istihdam ilişkisi içinde çalışıyor olmasını öngörmüştür.63

Objektif teoriye göre ise bir işin kamu görevi niteliğine sahip olup olmaması, kişinin devletle ya da kamu tüzel kişisi ile arasındaki bağ ne olursa olsun somut

      

57 KUNTER : “Ceza tatbikatında amme vazifesi ve amme hizmeti tefriki ve avukatların durumu”

İÜHFM, yıl: 1947, c. XIII, ss. 755-772, s. 762 .

58 SELÇUK: “İdare Ve Ceza Hukuklarında Memur Kavramı”, s. 33.

59 SELÇUK: ”İdare ve Ceza Hukuklarında Memur Kavramı ”, s.33.

60 ERMAN: “Ceza Tatbikat ve Takibatında Memur” s.255 ; SELÇUK: “İdare ve Ceza Hukuklarında Memur Kavramı”, s.33.

61 ERMAN: “Ceza Tatbikat ve Takibatında Memur” s.243.

62 ÖZEN-TOZMAN : “Türk Ceza Hukukunda Kamu Görevlisi Kavramı “, s. 37.

63 OKUYUCU ERGÜN:Türk Ceza Hukukunda Zimmet Suçu, s. 17.

(25)

olarak yerine getirdiği görevin niteliğine bağlı olarak değişecektir.64 Ancak bu teorinin tek başına kullanılması halinde kamu görevlisi kavramının kapsamının çok genişleyecek olması sebebiyle bu teori de eleştirilmiştir.65

Kamu görevinin az çok fikri bir faaliyeti gerektirmesine karşın kamu hizmetinin bedeni faaliyeti gerektirdiğini savunan bir diğer teori de66 söz konusu fikri ve bedeni faaliyet ayrımının soyut ve belirsiz oluşu nedeniyle eleştirilmiştir.67 Zira söz konusu teori benimsendiğinde, görevinin sadece gelen mektupları kaydedip dosyalarına koymak olan evrak memurunun yaptığı işi kamu görevi, yetkili merci tarafından verilmiş olan tutuklama müzekkeresi gereğince şüpheliyi zorla yakalayarak tutuk evine zorla götüren kolluk görevlisinin yaptığı işi kamu hizmeti olarak kabul etmek gerekecektir.68

Gaye teorisi, devletin amaçlarını esaslı olan ve olmayan şeklinde iki bölüme ayırarak; esaslı nitelikte olan amaçları gerçekleştirmek üzere yürütülen faaliyetlerin kamu görevi, esaslı nitelikte olmayan (tali) amaçların gerçekleştirilmesi için yürütülen faaliyetlerin ise kamu hizmeti kapsamında olması gerektiğini kabul eder.69 Bir başka deyişle, kamu görevi devlet tarafından kamu yararı için gerçekleştirilmesi zorunlu görülen faaliyetler olup devletin bu görevi yerine getirmesi zorunludur. Oysa kamu hizmeti devletin devlet olarak gerçekleştirmeye zorunlu olmadığı, özel kişilere

      

64 OKUYUCU ERGÜN:Türk Ceza Hukukunda Zimmet Suçu, s. 18.

65 OKUYUCU ERGÜN:Türk Ceza Hukukunda Zimmet Suçu, s. 18.

66 ERMAN: “Ceza Tatbikat ve Takibatında Memur”, s.247. ; OKUYUCU ERGÜN:Türk Ceza Hukukunda Zimmet Suçu, s. 24.

67 ERMAN: “Ceza Tatbikat ve Takibatında Memur”, s.249. ; OKUYUCU ERGÜN:Türk Ceza Hukukunda Zimmet Suçu, s. 24.

68 ERMAN: “Ceza Tatbikat ve Takibatında Memur”, s.249. ; OKUYUCU ERGÜN:Türk Ceza Hukukunda Zimmet Suçu, s. 24.

69 ERMAN: “Ceza Tatbikat ve Takibatında Memur”, s.243.

(26)

de bırakabildiği hizmetlerdir.70 Ancak devletin asli amaçlarını asli olmayan amaçlarından ayırmak kolay değildir. Bu nedenle söz konusu teori kamu görevini belirlemek bakımından elverişli değildir.71 Ayrıca asli olan ve olmayan gaye teorisi, siyasal bir ayrım olup, çeşitli görüşlere göre değişmektedir.72 Her ne kadar yargıtay, uzun yıllar boyunca kamu görevi ve kamu hizmeti görenlerin kimlerden oluştuğu konusunda istikrarlı bir çözüme gidemese de genel itibariyle gaye teorisini benimsediğini73 gösteren bir çok kararı vardır.74

      

70 ŞEKERCİOĞLU:Ceza Hukukumuzda Memur Kavramı Ve Suç Faili Olarak Başlıca Sorunları, s.15.;ÇETİN: Ceza Hukukunda Ve Özel Yasalarda Memur Memurlar Ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanma Usulü Ve Memur Suçları, s.9 ; ÖZEN-TOZMAN : “Türk Ceza Hukukunda Kamu Görevlisi Kavramı “, s. 37.

71 ERMAN: “Ceza Tatbikat ve Takibatında Memur”, s.245-246. ; OKUYUCU ERGÜN:Türk Ceza Hukukunda Zimmet Suçu, s. 23.

72 ÖZEN-TOZMAN : “Türk Ceza Hukukunda Kamu Görevlisi Kavramı “, s. 37.

73 ŞEKERCİOĞLU:Ceza Hukukumuzda Memur Kavramı Ve Suç Faili Olarak Başlıca Sorunları, s.16.

74 “ Amme vazifesi, devlet tarafından amme menfaatleri için tahakkuk ettirilmesi zaruri görülen faaliyetlerdir. Devletin devlet olarak tahakkuk ettirmek mecburiyetinde olduğu işlere taalluk etmeyen ve bunlara fer'i olarak da bağlı bulunmayan faaliyetler amme hizmeti olarak kabul edilmiştir. Amme vazifesi devletin nüvesini teşkil eder. En bariz vasfı zaruri oluşu yani devletin bu vazifeyi zaruri olarak yerine getirmek mecburiyetinde bulunmasıdır. Amme hizmetleri ise, devlet tarafından ihtiyari olarak kendi faaliyet sahasına alınan işlerdir. Bunlarda öbürlerinde mevcut olan zaruret vasfı yoktur. Devlet bunları cemiyetin refahı için kendi sahasına alır. Devletin faraza eğitim, sağlık, ulaştırma, posta ve telgraf bakımlarından sarfettiği faaliyetler amme vazifesi zümresine dahildir. Devletin amme hizmetine misal olarak yetimlere fakirlere yardım için vücuda getirdiği teşkilat, Resmi iş bulma teşkilatı, tımarhaneler ve talebe yurtları gösterilebilir. Amme vazifesine veya hizmetine taalluk eden faaliyetler hususi teşekküller tarafından da devletin nezaret ve mürakabesi altında görülebilir. Maarif cemiyetinin memleketimizde kurduğu okullar, Maarif idaresinin mürakabesi altında amme vazifesi gören müesseselerdir. Kezalik hastahane işleten hususi teşekküller de amme hizmeti görmektedirler.“ ( Hususi Daire 4.3.1947 tarih ve E. 173-116 sayılı kararı) Karar için bkz. YAŞAR: “Ceza Kanunu Uygulamasında Memur Kavramı Ve Memuriyet Görevini İhmal Ve Kötüye Kullanma Suçlarının Tahlili Ve Tatbiki”, Ad.D., yıl: 1966, sy. 11, ss. 793-818, s. 814-815 ) . “...devlete ait bu tür kuruluşlarda (Milli Piyango İdaresi) çalışanların ceza yasası uygulamasında memur sayılabilmesi için öncelikle bu kuruluşun devletin gayesi gereği yerine getirmek zorunluluğunda olduğu bir işi (kamu görevi) yapması gerekir. ...

Milli Piyango İdaresi kamu görevi yapan bir kuruluş olmadığından personeli memur sayılmaz.”

(4.C.D. 28/06/1993 3652/5219), “... kamu görevi, devletin devlet olarak gerçekleştirmesi zorunlu bulunan işlerdir. Memur, kamu görevi yapan kimsedir. ...Kamu hizmeti devletin devlet olarak kamu yararına yapmak zorunluluğunda olduğu işler dışındaki herkesin yararına yaptıkları işlerdir ki bu hizmetlerin devlet tarafından yapılması zorunluluğu yoktur.” ( 5.C.D. 3.2.1982 3889/232 ).

Kararlar için bkz. ÇETİN: Ceza Hukukunda Ve Özel Yasalarda Memur Memurlar Ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanma Usulü Ve Memur Suçları, s. 9.

(27)

İdari işletme teorisine göre ise devlet idaresi üstünlük hakkı tanır, diğer işlemler ise basit bir işletme tasarrufundan farksız olup birincisinin görevlileri memur, ikincisinin görevlileri ise kamu hizmetlisidir.75 Üstün iradenin oluşumuna katılan kişiler kamu fonksiyonu ifa ederler ve memurdurlar. Fakat bu gibi yetkilerden mahrum bulunup da üstün ve hakim devlet idaresinin oluşması bakımından aktif bir rol oynamayan kişiler ise kamu hizmeti görürler ve bu kişiler de kamu hizmeti yürüten kişilerdir.76

Kamu görevi ile kamu hizmetini ayırmada belirtilen teorilerin yanında münhasır yetki teorisi ile irade ve temsil teorilerinin yanı sıra kamu hukukuna tabi olma ölçütü ve tasdik etme yetkisi ölçütü de savunulmuştur.77 Ancak kamu görevi ile kamu hizmetini birbirinden ayırmak için kullanılan ölçütlerden hiçbiri tek başına kamu görevini belirlemek için yeterli bulunmamakla78 birlikte bizce de kişinin hukuki tasarruf veya fiilde bulunmak suretiyle hukuki bir yetki veya iktidar kullanması veya bunların ifasına kamu hukukuna uygun bir biçimde katılması durumunda kamu görevinin, bu şartların oluşmaması durumunda ise kamu hizmetinin oluştuğunu kabul etmek gerekecektir.79

      

75 AKTARAN : ŞEKERCİOĞLU:Ceza Hukukumuzda Memur Kavramı Ve Suç Faili Olarak Başlıca Sorunları, s.15., AKTARAN : ÖZEN-TOZMAN : “Türk Ceza Hukukunda Kamu Görevlisi Kavramı”, s. 38.

76 ERMAN: “Ceza Tatbikat ve Takibatında Memur”, s.248. ; ÖZEN-TOZMAN : “Türk Ceza Hukukunda Kamu Görevlisi Kavramı”, s. 38.

77 OKUYUCU ERGÜN:Türk Ceza Hukukunda Zimmet Suçu, s. 18-26.

78 OKUYUCU ERGÜN:Türk Ceza Hukukunda Zimmet Suçu, s. 27.

79 ERMAN: “Ceza Tatbikat ve Takibatında Memur”, s.251 ; OKUYUCU: “Türk Ceza Hukukunda Kamusal Faaliyet Ve Kamu Görevlisi”, Prof. Dr. Köksal BAYRAKTAR' a Armağan, İstanbul 2010, c. III, ss. 527-542, s. 536 ; ÖZEN-TOZMAN : “Türk Ceza Hukukunda Kamu Görevlisi Kavramı”, s. 40.

(28)

B. 5237 SAYILI TÜRK CEZA KANUNU BAKIMINDAN KAMU GÖREVLİSİ KAVRAMI

5237 sayılı yürürlükteki TCK, 765 sayılı mülga TCK’ da öngörülen

“memur” ve “kamu hizmeti ile görevli kişiler” olarak adlandırılan ayrımı terk ederek onun yerine “kamu görevlisi” kavramını tercih etmiştir.80 5237 sayılı TCK’ nın

“Tanımlar” başlıklı 6’ ncı maddesinin 1’inci fıkrasının c bendinde, kamu görevlisi kavramı tanımlanmıştır. Buna göre “Ceza Kanunlarının uygulanmasında81; ...Kamu görevlisi deyiminden; kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla yada herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi...” anlaşılır.82 Tanıma göre bir kimsenin kamu görevlisi sayılması için kamusal faaliyetin yürütülmesine katılması yeterli olacaktır. Ayrıca yürürlükteki 5237 sayılı TCK kamu görevlisini “ kamusal faaliyetin yürütülmesine herhangi bir biçimde katılan kişi

“olarak tanımlayarak, kişinin devletle yada herhangi bir kamu tüzel kişisiyle istihdam ilişkisi içinde bulunmasından çok yaptığı işin niteliğine vurgu yaparak, yapılan işin kamusal faaliyet niteliğinde olması halinde kişiyi kamu görevlisi saymıştır.83 Ancak yeni TCK' nın getirdiği tanım da yeni tartışmalara neden olmuştur.

Yukarıda kısaca belirttiğimiz eski TCK döneminde sürdürülen “kamu görevi nedir?”,       

80 OKUYUCU ERGÜN:Türk Ceza Hukukunda Zimmet Suçu, s. 12.

81 “Tanımlar” başlıklı 6. maddenin 1. fıkrasında yer alan “Ceza kanunlarının uygulanmasında”

ibaresinden hem ceza hukukunda hem de idare hukukunda olmak üzere iki farklı kamu görevlisi anlayışının bulunduğu ve Kamu İdaresinin Güvenilirliğine Ve İşleyişine Karşı Suçlarla ilgili olsa da kamu görevlisi tanımının tüm ceza hukuku bakımından geçerli olabilecek bir kamu görevlisi anlayışında olduğu vurgulanmak istenmiştir. (OKUYUCU ERGÜN: Türk Ceza Hukukunda Zimmet Suçu, s.10). Gerçekten de 5237 sayılı yürürlükteki TCK' da 765 sayılı mülga TCK' nın aksine kamu görevlisi tanımı genel kısımda yer almış ve 5237 sayılı yürürlükteki TCK' nın 5.

maddesinde genel hükümlerin özel ceza kanunları bakımından da uygulanacağı belirtilmiştir. Ve fakat söz konusu tanımın ceza hukuku bakımından geçerliliği söz konusu olup bütün hukuk düzenleri bakımından böyle bir geçerliliği söz konusu değildir. OKUYUCU ERGÜN: Türk Ceza Hukukunda Zimmet Suçu, s.10-11.

82 OKUYUCU ERGÜN:Türk Ceza Hukukunda Zimmet Suçu, s.10.

83 OKUYUCU ERGÜN: Türk Ceza Hukukunda Zimmet Suçu, s.12.

(29)

“kamu hizmeti nedir?” ya da “kimler memurdur” tartışmaları yerini “kamusal faaliyet nedir?” ve “kamu görevlisi kimdir?” tartışmalarına bırakmıştır.84 Gerçekten kamu görevlisi, “kamusal faaliyetin yürütülmesine herhangi bir biçimde katılan kişi”

olarak tanımlandığından kamu görevlisi kavramını tanımlamak için öncelikle kamusal faaliyet kavramının anlamının ne olduğunu açıklığa kavuşturmak gerekmektedir. 85

a. Bir Ölçüt Olarak Kamusal Faaliyet Kavramı

Faaliyet kavramı, sözlükte “işleyiş, çalışma” kavramlarıyla tanımlanmaktadır.86 Ayrıca “etkinlik” kelimesiyle eş anlamlı olduğu da savunulmuştur.87 Aslında kamusal faaliyet kavramı idare hukukunda kullanılan bir kavram değildir.88 İdare Hukukunda “kamu hizmeti”, “kamu fonksiyonu” ve “kamu yararı” gibi kavramlar kullanılmaktadır.89

Kamusal faaliyet kavramının ne anlam ifade ettiği, yürürlükteki 5237 sayılı TCK' nın 6.maddesinin gerekçesinde açıklanmıştır. Gerekçede şöyle denmektedir : “ 765 sayılı Türk Ceza Kanunundaki “memur” tanımının doğurduğu sakıncaları aynen devam ettirecek nitelikte olan tanım, Tasarı metninden çıkarılarak ; memur kavramını da kapsayan “kamu görevlisi” tanımına yer verilmiştir. Yapılan yeni

      

84 YAŞAR-GÖKCAN-ARTUÇ : Yorumlu-Uygulamalı Türk Ceza Kanunu, c. 1, Ankara 2010, s.97.

85 OKUYUCU ERGÜN: Türk Ceza Hukukunda Zimmet Suçu, s.13.

86 YILMAZ : Hukuk Sözlüğü, 5. baskı, Ankara 1996, s. 252

87 YAŞAR-GÖKCAN-ARTUÇ : Yorumlu-Uygulamalı Türk Ceza Kanunu, s. 97.

88 TEZCAN/ERDEM/ÖNOK:Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, s. 735; GÖKCAN: “Görevi Kötüye Kullanma, Zimmet, Banka Zimmeti, İrtikap, Rüşvet Suçları Ve Kamu İdaresine Karşı İşlenen Suçlar”, Ankara 2008, s.33.

89 GÖKCAN: “Görevi Kötüye Kullanma, Zimmet, Banka Zimmeti, İrtikap, Rüşvet Suçları Ve Kamu İdaresine Karşı İşlenen Suçlar”, s.33. ; YAŞAR-GÖKCAN-ARTUÇ : Yorumlu- Uygulamalı Türk Ceza Kanunu, s. 97.

(30)

tanıma göre, kişinin kamu görevlisi sayılması için aranacak yegane ölçüt, gördüğü işin bir kamusal faaliyet olmasıdır.

Bilindiği üzere, kamusal faaliyet, Anayasa ve kanunlarda belirlenmiş olan usullere göre verilmiş olan bir siyasal kararla, bir hizmetin kamu adına yürütülmesidir. Bu faaliyetin yürütülmesine katılan kişilerin maaş, ücret veya sair bir maddi karşılık alıp almamalarının, bu işi sürekli, süreli veya geçici olarak yapmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Bu bakımdan, örneğin mesleklerinin icrası bağlamında avukat veya noterin kamu görevlisi olduğu hususunda bir tereddüt bulunmamaktadır. Keza kişi, bilirkişilik, tercümanlık ve tanıklık faaliyetinin icrası kapsamında bir kamu görevlisidir. Askerlik görevi yapan kişiler de kamu görevlisidirler. Bu bakımdan örneğin bir suç vakıasına müdahil olan, bir tutuklu veya hükümlünün naklini gerçekleştiren jandarma subay veya erleri de, kamu görevlisidirler.

Buna karşılık, kamusal bir faaliyetin yürütülmesinin ihaleye dayalı olarak özel hukuk kişilerince üstlenilmesi durumunda, bu kişilerin kamu görevlisi sayılmayacağı açıktır.”90

Öncelikle belirtmek gerekirse gerekçe kanun metnine dahil olmayıp, hiçbir bağlayıcılığı bulunmamaktadır.91 Bu nedenle gerekçe ancak “yol gösterici”

olabilmektedir.92

      

90 ÖZGENÇ : Türk Ceza Kanunu Gazi Şerhi, 3. bası, Ocak 2006, s. 96.; OKUYUCU ERGÜN: Türk Ceza Hukukunda Zimmet Suçu, s. 30-31. ; ÖZEN-TOZMAN : “Türk Ceza Hukukunda Kamu Görevlisi Kavramı“, s. 40-41.

91 OKUYUCU ERGÜN: Türk Ceza Hukukunda Zimmet Suçu, s. 32-33. ; OKUYUCU: “Türk Ceza Hukukunda Kamusal Faaliyet Ve Kamu Görevlisi”, Prof. Dr. Köksal BAYRAKTAR' a Armağan, s. 538.

92 OKUYUCU: “Türk Ceza Hukukunda Kamusal Faaliyet Ve Kamu Görevlisi”, Prof. Dr. Köksal BAYRAKTAR' a Armağan, s. 538.

(31)

Gerekçede 5237 sayılı TCK ile düzenlenen kamu görevlisi kavramının memur kavramını da kapsadığı belirtilmiş olup, bu anlatımdan kamu hizmeti ile görevli kimselerin kamu görevlisi kavramına dahil olmadığı anlamı ortaya çıkmaktadır.93

Kamusal faaliyet ve kamu görevlisi kavramlarından ne anlaşılması gerektiği konusunda öğretide farklı görüşler ileri sürülmüştür :

Artuk-Gökcen-Yenidünya' ya göre, 765 sayılı TCK' nın yürürlükte bulunduğu dönemde kamu görevi ve kamu hizmeti ayrımında kullanılan kriterlerden, 5237 sayılı TCK' nın kamu görevlisini tanımlamak için kullandığı genel idare esaslarına göre ( kamu hukuku esaslarına göre ) hizmetin ifası hususunun açıklanması bakımından yararlanılabilecektir.94

Soyaslan' a göre kamusal faaliyet, Anayasa ve kanunlarda belirlenmiş olan usullere göre kamu adına gerçekleştirilen her türlü hizmettir. 95Kamu görevlisi ise devletin üç temel organı adına çalışan ve görevini yerine getirmeye mecbur olan kişidir. Söz konusu göreve atanma, seçilme, çağrılma yada başka herhangi bir surette gelinebilir. Ayrıca söz konusu görev sürekli, geçici yada süreli olabileceği gibi paralı yada parasız, isteğe bağlı yada mecburi olabilir.96 Ayrıca Soyaslan'a göre ceza hukukundaki kamu görevlisi kavramı idare hukukundaki kamu görevlisi kavramından daha geniş olup ücretli veya ücretsiz, geçici veya sürekli, ihtiyari veya mecburi olarak kamu görevi gören kimsedir. Bu nedenle de artık Devlet veya kamu       

93 OKUYUCU ERGÜN: Türk Ceza Hukukunda Zimmet Suçu, s. 32.

94 ARTUK-GÖKCEN-YENİDÜNYA: Ceza Hukuku Özel Hükümler, s. 743. ; ÖZEN-TOZMAN :

“Türk Ceza Hukukunda Kamu Görevlisi Kavramı”, s. 41.

95 SOYASLAN: Ceza Hukuku Özel Hükümler, 6. Baskı, Ankara 2006, s. 493 ; ÖZEN : İrtikap Ve Rüşvet Suçları, Ankara 2010, s. 18.

96 SOYASLAN: Ceza Hukuku Özel Hükümler, s. 494.

Referanslar

Benzer Belgeler

Sonuç olarak; hastaların palyatif bakıma zamanında geçiş oranının artırılması, yoğun bakım süreçlerinin uzamasına bağlı mortalite oranlarının artmasına

2) Aradığımız sayının bulunduğu kutuda 10 sayısı yoktur. Bu sayı bulunduğu kutunun son üç sayısından birisidir. Bu sayı bulunduğu kutunun son üç sayısından

Her satır ve sütunda sadece iki sayı olacak şekilde 1-8 rakamlarını tabloya yerleştirin.. Her bir rakam sadece bir kez kullanılacak ve

While the main effects of ideal self- congruity and prior experience on intention have a significant difference on tourist’s intention to visit Turkey, the

Araştırmamızda, ağrı problemi için masaj uygulama girişimi ile hemşirelerin çalıştıkları kurum ve eğitim durumları arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki

• Türkiye'deki kamusal alan kavramı tarihsel olarak geri döndürülmesi mümkün olmayan burjuva kamusal. alan modeli ve teorisinin

5018 Sayılı KMYK’nın genel gerekçesinde bütçe hazırlama ve uygulama sürecinde etkinliğin arttırılması, mali yönetimde şeffaflığın sağlanması, sağlıklı

Çevre, sağlık, bilgi ve enformasyon, barış ve güvenlik gibi fonksiyonları gerçekleştirmeye yönelik bu sınıflandırma, malların hangi sektörlere yönelik fayda