• Sonuç bulunamadı

ÇAĞDAŞ TÜRK SERAMİKLERİ 1 9 6 2 MİLLETLERARASI PRAG ÇAĞDAŞ SERAMİK SERGİSİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "ÇAĞDAŞ TÜRK SERAMİKLERİ 1 9 6 2 MİLLETLERARASI PRAG ÇAĞDAŞ SERAMİK SERGİSİ"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ç A Ğ D A Ş T Ü R K S E R A M İ K L E R İ

1 9 6 2 M İ L L E T L E R A R A S I P R A G

Ç A Ğ D A Ş S E R A M İ K S E R G İ S İ

Anadolu İlkel Seramikleri Türk seramik sanatı üzerine yazılmış eserler pek mahdut olduğu için, çağdaş Türk seramik sanatına zengin bir tarihî geleneği olan Anadolu seramiklerinden ve bilhassa Selçuk ve Osmanlı seramikleri üzerinde bir bilgi vermeden başlamak ko-numuzu tamamlıyacak olan zengin kaynak-lardan bizi ıızaklaştırmış olur.

ileride göreceğimiz gibi, esasen çağdaş Türk seramik sanatı Anadolu İlkel Sera-miklerine ve yine Selçuk ve Osmanlı sera-miklerine en abstre sanat anlamı bakımın-dan da bağlıdır. Anadolu ilkel seramik formları, bunlar arasında bilhassa Eti sera-miklerindeki plastik dolgunluk ve kullanışı yerlerinde bugünkü halk seramikleriyle bir benzerliği bulunması ayrı bir önem taşır. Selçuk ve Osmanlı seramiklerine gelince:

Anadolu'da 13 cü yüzyıldan başlıyarak evvelâ Selçuk ve bu sanatın ve kültürün bir devamı ve gelişimi olan Osmanlı sera-mikleri geniş imparatorluk hudutları içinde yapılan mimari eserlerin içinde ve dışında her tarafa yayılmıştır. Türk seramiklerinin sanat değeri, renk ve tonlarda olduğu gibi, kompozisyonlarındaki zarafet ve hususiyet, teknik üstünlüğü ile 18 ci yüzyıl sonuna ka-dar garp ve şarkta erişilmiş en parlak bir endüstri teşkil eder.

Selçuk ve Osmanlı seramik sanat ve endüstrisinde komşu islâm memleketlerinin tesiri olması pek tabiîdir. Bununla beraber islâm dininin tesirleri dışında, bize komşu olan memleketlerin seramik sanatından çok ayrılan Osmanlı seramikleri sanat anlamı bakımından da ayrı bir ifade taşır.

İslâm dininin tesiri Selçuk sanatını mimaride jeometrik kompozisyon ve şekil-lerin içinde fonksiyonel eşyadan ziyade ta-mamiyle monumantal bir sanat tarzına

sok-muştur. Anadolu Selçuk âbidelerinde göze çarpan, mimari formların abstraksiyonıı içinde seramik elemanların iç ve dış mi-maride birbirinden ayrılmazlığı ve yekdi-ğerini en ahenkli bir görünüşle tamamla-masıdır. Selçuk eserleri içinde Konya en mühimlerine sahiptir. Bunlar arasında (Sırçalı Mescit) emaylı tuğlaları ve iç mi-marisindeki pırıl pırıl sırçalı koyu mavi, yeşil ve türkııvaz çinileriyle bu binayı süs-ler ve tamamlar. Karatay Medresesi, Sa-hibi Ata türbesi. İnce Minare Selçuk mi-marisinin ve seramiklerinin birer şaheser-leridir.

13 cü yüzyıldan sonra 1326 yılında Bursa'yı kendilerine hükümet merkezi ya-pan Osmanlılar Selçuklar'da olduğu gibi dinî ve sivil mimaride seramiğe yeniden önem vermişlerdir. Selçuk mimarisinden ve seramiklerinden sonra Bursa'da 14 cü yüz-yıl ortalarına doğru mimaride olduğu gibi seramik sanatında da zengin bir Osmanlı sanat okulunun geliştiğini görürüz.

Selçuk seramiklerinden farklı bir teknik zenginlik bilhassa meşhur İznik Atelyeleri seramiklerinin hamur ve sırlarında, bun-ların strüktüründeki silisli hamurun sırça ile olan bağlanması ve kaynaşmasındadır. Yeşil Türbe'nin uzun yüzyıllar bütün haricî tesirlere dayanıklı duran çinileri bunlar arasındadır. Fatih Mehmet tarafından İs-tanbul'un zaptına kadar devam eden İznik atelyelerinde yapılan seramikler jeometrik ve crnemantal kompozisyonlariyle biraz da Selçuk sanatının bir devamı gibidir.

Osmanlı seramikleri en zengin gelişme-sini teknikte oldujıı kadar bilhassa sanat zevki, hususiyeti ve karakteri bakımından Kanunî (Süleyman le Magnifique) devrin-de yapmıştır. Büyük Türk Mimarı Sinan,

Prof. ismail Hakkı OYGAR

1962 Prag Sergisinde Türkiye Sergi Komiseri ve Milletlerarası Seramik

Akademisi Kongresi Delegesi

onun yanında yetişmiş olan talebeleri İs-tanbul sanat okulunun yapıcılarıdır. Bu de-virde İznik'de 250 seramik atelyesinin sa-raydan gelen siparişler için çalıştığı arşivde bulunan kayıtlardan anlaşılmıştır.

Fatih Mehmet (le conquerant) nın İs-tanbul'da yaptırmış olduğu ve Çinili Köşk ismini taşıyan sarayı Bursa seramik sanatı tarzının sonudur.

İstanbul 16. cı yüzyılda Osmanlı İm-paratorluğunun sanat ve kültür merkezi ola-rak seramik sanatında bütün tesirlerden kurtulmuş, jeometrik ve ornemantal de-korlardan sıyrılarak. Boğaziçi sırtlarını kap-lıyan ve İstanbul bahçelerini süsleyen (Lâle, karanfil, sümbül, gül) gibi çiçeklerin ve baharda açan kiraz dalları bukeleriyle Sul-tanahmet Camiinde gördüğümüz selvi ağaç-larına tırmanan asmaların zevkini tadarak Türk dekoratif sanatında empresyonizm yolunu seçmiştir.

18 inci yüzyıl sonlarına kadar devam eden. tamamen Osmanlı Türkünün sanat zevkini ve hususiyetini bütün zarafeti ve cazibesi ile yine mimari eserlerin ayrılmaz bir unsuru olarak değerlendiren bu nefîs çiniler devrini doldurmuş ve tarihe mal ol-muştur.

Selçuk ve onun bir devamı olarak ka-bul ettiğimiz Osmanlı seramiği bildiğimiz ve czetini yaptığımız endüstriden sonra 19 cıı yüzyılda yeni bir hamle ile modern fayansçılığa ve porselen imaline girişil d iği-ne şahit oluruz.

Boğazın Beykoz denilen kazasında Sul-tan Mecit tarafından iki fabrika kurulmuş-tur. Bunlardan biri (Beykoz) adını taşıyan cam ve kristal fabrikası (1), diğeri ise yine aynı yerde kurulmuş olan Fayans ve por-selen fabrikasıdır. Bu fabrika imalâtı

(2)

altın-Atiilâ Galatalı Üç ahbap Foto Basın - Yayın

da (Eseri İstanbul) damgası vardır. Topkapı Sarayı koleksiyonlarında pek az eser mev-cuttur. Eseri İstanbul Sultan Mecid'in ölü-münden sonra kapanmıştır. Sanata çok meraklı olan Sultan Hamid daha sonraları Yıldız'daki sarayının duvarları içinde Avrıı-pa'daki kraliyet saraylarına bağlı mani-faktürler gibi modern bir porselen fabri-kası kurmuştur (2).

Türk Seramik sanat ve endüstrisinin tarihi üzerine yukarıda yaptığımız özetten sonra, Prag çağdaş seramik sergisine gön-derdiğimiz eserler ve bunlarda görülen abstre sanat araştırmalarını daha kolaylıkla izah edebiliriz.

1962 Milletlerarası Prag Çağdaş Sera-mik Sergisi'nde mimari satıhlar için kom-poze edilmiş olan seramik panolar forum

Alev İlker Arkaik Form

araştırmalarına nazaran daha fazla ilgi top-lamıştır. Bu panoların eskiden de Türk mi-marisinde önem taşıması ve bugün de yine yeni mimarimizde yer almasını kuvvetli bir geleneğin bir devamı gibi kabul edil-miştir.

Formlarda çeşitli denemeler ve arayış-lar vardır. Bunarayış-lar arasında İlkel-Anadolu ve Eti seramik formlarının tesirinde olan-ları, mitolojik forumlar ve dekorlar sında Anadolu tipleri sezilmektedir. Bu ara-da tamamen abstre ve arşitektonik çok mu-vaffak olmuş bazı eserlere rastlamaktayız.

Türk seramiklerinin Cannes'dan sonra sergilendiği Prag Çağdaş Seramik Sergisinde gösterdiği özellik mimarî satıhlar için yapı-lan pano kompozisyonlarındaki abstre sa-nat anlamının üzerinde toplandığını kabul edebiliriz. Bu sergiye iştirak etmiş olan sanatçılar arasında İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi ve İstanbul Tatbikî Güzel Sa-natlar Okulıı'ndan yetişmiş olanlar, formas-yonlarını kendi kendine yapmış olanlarla değişik Avrupa memleketlerinde çalışmış ve sergiler açmış sanatçılar vardır. Sergiye katılan eserler, sanatçıların kendi araların-dan ve mimar, heykeltraş, ressam ayrıca bir kritikdar clarak ve yine kendi seçtikleri bir jürinin süzgecinden sonra kabul edilenler Prag Milletlerarası Çağdaş Seramik Sergi-sin: gönderilmiştir.

Prof. İsmail Hakkı OYGAR

Takdim etmekte olduğumuz Çağdaş Türk Seramikleri. Millî Eğitim ve Dışişleri Bakanlıklarının teşvik ve himayelerinde yapılan işbirliği ile, 1962 yılı Mayıs ayının 13 ünde, Prag'da açılan Milletlerarası Çağ-dağ Seramik Sergisi'ne katılan sanatçıları-mızın eserlerinden meydana gelmiştir.

Milletlerarası Seramik Akademisi 1962 yılında Danimarkalı Profesör Eıırly'nin te-şebbüsü ile meydana gelmiş bir teşekküldür. Bu teşebbüsü ilk destekliyen memleketler arasında, Türkiye bu Akademiye üye ol-muştur. Kısa bir zamanda gelişen ve üye-leri artan Akademi 1955 yılında Fransa-nm Cannes şehrinde Birinci Çağdaş Sera-mik Sergisi ile ilk kongresini yapmağa mu-vaffak olmuştur.

1962 Prag Milletlerarası Çağdaş Sera-mik Sergisi açılışında, Cannes Sergi ve Kongresini bir dostlar toplantısı, Belçika-n Belçika-n OsteBelçika-nde şehriBelçika-nde 1959 yılıBelçika-nda açılaBelçika-n İkinci Çağdaş Seramik Sergisini ise, ilk ham-le olarak belirten Dr. Edgar Pelichet, Mil-letlerarası Seramik Akademisi ikinci Prag Sergisine kadar yapılan çalışmaları küçüm-sememekle beraber, Çek'lerin organize et-tikleri bu büyük ve çok başarılı sergiden sonra, gelecekte bu teşebbüsü yapacaklara, bu kadar mükemmel bir sergi hazırlama-larını temenni ederken, bu sergi karşısında hayranlıklarını ifade edecek kelime bulama-dığını belirtmiş, seramik sanatı, bütün

(3)

plâs-1 Hakkı OYGAR Arslan - Dragon panosundan Fragman

tik sanatlar .gibi, en büyük ölçüde değerini bulmuştur, sonucu ile konuşmasını bitir-miştir. Serginin gayesi, çağdaş seramik sa-natında, sanatçıların her türlü malzeme ve imkânlardan faydalanarak eser vermeleri ve

seramik endüstrisinde yeni imkânlar yarat-maları idi.

Sergi statüsüne göre, eserler, millet-lerarası bir jüri tarafından, üç yönden de-ğerlendirilmiştir :

1 — Sanatçının tek parça eseri. 2 — Mimarî ve iç mimarî satıhlarda plâstik ve dekoratif seramik pano kompo-zisyonları.

3 — Prototip günlük ihtiyaçlarda kul-lanılan eşyalardan mülhem seramik şekilleri.

Prag sergisine 23 sanatçıdan seçilen 76 parça eserle katılmıştır.

1962 Milletlerarası Prag Çağdaş Sera-mik Sergisine katılan 32 memleket sanatçı-larının göndermiş oldukları eser miktarı 2DC0 parçadır.

13 Mayıs 1962 günü açılan Milletlera-rası Seramik Akademisi Kongresinde, bu kongreye iştirak etmiş olan delegelerden seçilen jüri, biri sergiye iştirak etmiş olan memleket seramik koleksiyonuna, diğeri sa-natçıların şahsî eserlerine olmak üzere de-rece ve mükâfat vermeyi kabul etmişti. Bu jürinin iic günlük çalışmasından sonra alman neticeye göre altın madalya

kaza-OYGAR İsmail Hakkı Arkitektonik Form

nan memleketler: Arjantin, Belçika, İtal-ya, Birleşik Amerika, Sovyetler Birliği, Çe-koslovakya.

Gümüş madalya kazanan memleketler: Avusturya, Fransa, Türkiye, Kanada, Finlandiya, Büyük Britanya, Macaristan, Japonya, Batı Almanya, Norveç, Polonya, İsviçre, Venezüella.

Şeref diploması alan memleketler: Danimarka, Doğu Almanya, Ghana, Yunanistan, Madagaskar, Romanya, San Marino, İsveç, Tunus, Yugoslavya.

Böylece 32 memleketten yedisine altın madalya, birinci derece büyük mükâfat, on üç memlekete ikinci derece büyük mükâ-fat, gümüş madalya, diğer memleketlere, cari sergi usulüne uyularak şeref diploması verilmiştir.

Türk Seramik koleksiyonu gümüş ma-dalya aldıktan sonra, sanatçılarımızın ka-zandıkları şahsî mükâfatlar şöyledir:

Oygar İsmail, Koral Füreyya, Has Bin-göl, Ersan Erdoğan, altın madaly-, büyük mükâfat.

Kızılcan Tüzüm, Galatalı Atillâ, Kılıç Meral, İyem Nasip, Güner Güngör, Kara-mam Ayfer, gümüş madalya.

İzet İzzet Hakkı, Karagidioğlu Hakkı, Taylan Ferhan, İlker Alev, Erbek E., Yük-sel Güner, Abasıyanık Melike, şeref diplo-ması.

1962 Mayıs ayında, açılan bu sergiden sonra, 11 Şubat 1963 tarihinde, Sayın Millî

(4)

Eğitim Bakanı Prof. Or. Raşit Hatipoğlu-nun takdimiyle Ankara'da, Güzel Sanatlar Galerisinde büyük ilgi toplayan bu sergi-deki eserlerin çoğu Büyük Millet Meclisi, İmar ve İskân Bakanlığı, İş Bankası ve ay-rıca sanatseverlerin koleksiyonlarında, yer almıştır.

Prag ve Ankara'dan sonra, Akademi-mizin kuruluş yıldönümü 3 Mart

miinase-Vazolar: H. Kılıç ve Ersan Erdoğan

İç mimarîde pano Koral Füreyya

betiyle aynı sergi üçüncü defa İstanbul'da tekrarlanmıştır.

Seramik sanatının bugünkü anlamda memleketimizde gelişmesi ve yayılmasında şüphesiz ki 1930 yılında kurucusu olduğum (Güzel Sanatlar Akademisi Seramik Atel-yesi) nin rolü başta gelmektedir.

(5)

Aııadoluda halk seramik endüstrisi (Gölbaşı, Ankara) Foto

C O N T E M P O R A R Y T U R K I S H C E R A M İ C S

by Prof. ismail Hakkı Oygar («Seminars in Art» Group,

May 13, 1963)

Because there are only a few books vvritten on the Turkish ceramic art, it is impcssible to begin our subject of Turkish ceramic art before giving any information abcut Anatolian ceramics, especially Seljuq and Ottoman which have a rich back-p-cıınd and tradition. This would deprive us of giving a pictııre of rich sources.

As we shall see further on the contem-porary Turkish ceramic art is in fact related to the early Anatolian ceramic and again to Seljuq and Ottcman ceramics regarding the most abstract forms of art. The plastic value and the use cf primitive Anatolian ceramic forms, among these especially

Hittian ceramics bear a vast resemblence to the folk ceramics of today. That is another point of importance. As for the Seljuq and Ottcman ceramics :

The Ottoman ceramics which beginııing from XIIIth century have first been the continuence and development of Seljuqian cultııre and art have spread their dominence cn lhe exterior and inteıior of the archi-tecture within the bounderies of the Empire. The a-tistic value of the Turkish ceramics in color and tones as well as in the elegance and criginality of their compcsition and with their technical superiority make up a highly develcped industry attained until the XVI!Ith century in East and West.

It is quite natural that~the neighbou-ring islamic countries should have an influence on the Ottoman ceramic art and

industry. Hcwever, apart from the influence cf islamic religion the Ottoman ceramics which greatly differ from chose of neigh-bouring ccuntries have a distinguished artistic meaning.

The influence of islamic religion has put the architecture of Seljuqian art, a mcnumental form of art, rather than functicnal element within the geometric compositicns and figures. What is most striking is the Anatolian Seljuqian monu-ment is the unity and the harmony of the ceramic elements in the interior and exterior architecture within the abstraction of archi-tectural forms of the Seljuqian works in Konya possesses the most important ones. Arncng these «Sırçalı Mescit» is given a lust touch with its glazed brik and lustered dark blue, green and turquoise tiles in the interior

(6)

architecture. Karatay Medresesi, Sahibi Ata Türbesi, ince Minare are the masterpieces of Se!juqian architecture and ceramics.

After XIIIth century when Ottomans made Bursa their capital in 1326 they also gave importance to ceramics in religious and secular architecture. After Seljuqian architecture and ceramics we see a rich artistic Ottoman school of ceramics tovvards the middle of XIVth century in Bursa.

The technical variety of the ceramics of the well-known iznik ateliers which are so far different from the Seljuqian ceramics is due to the material and glaze of the ceramics and the blending of silicon mixture with glaze in the structure. Among these are the tiles of Yeşil Türbe which have stood against the exterior influence of centuries. The ceramics of the iznik ateliers which were at work until the conquering of istanbul by Fatih Sultan Mehmed seems like the continuation of Seljtıqian art in their gecmetric and ornamental composition. The Ottoman ceramics have shown the mest notable development in technic and especially artistic taste, originality and characteristics in the time of Süleyman the Magnificent. The great Turkish arehiteet Sinan and his apprentices are the creators of İstanbul art school. We learn from the inventcries that in this period 250 ceramic ateliers in iznik had been receiving orders from the Palace.

The Çinili Köşk which was built by the order of Mehmed the Conqueror is the last produet of Bursa ceramic art.

istanbul in the XVIth century as cultııral and artistic center of the Ottoman

Empire has freed itself from ali the influence concerning the ceramic arts and has left behind the geometric and orna-mental decorations, taking great pleasure in tıılips, carnations, hyacinths, and roses vvhich cover the hills cf the Bosphorous, and eherry branehes vvhich bloom in the spn'113 and vines which eling to the cypress trees shows the chosen path of impression in the Turkish decorative arts.

These wonderful tiles vvhich reflect the artistic taste and characteristic of the Otîcman Turk vvith ali its elegance and rmıgnificence as an inseparatable factor of the architectural ferms of art ccntinued unti'. the end cf XVIIIth century. It has become a part cf history now.

After Seljuqian, Ottoman ceramics as its continuation we see in XIXth century an attempt for modern ceramic tiles and preduetion of porcelain.

Two factories were established in Beykoz cn the Bosphorous by Sultan Mecit. One cf them is called (Beykoz) and it is a factory for the produetion of glass and

crystal [ I ] , the other factory is for the produetion of faience and porcelain. The produetions of this factory bear the stamp (Made in istanbul) at their base. There are only a few produetions in the collections of Topkapı Palace. The second factory ceased vvorking after the death of Sultan Mecit. In the later years Sultan Hamid, who was extremely interested in art, estab-lished a modern factory of porcelain within the palace walls in Yıldız, just like the factories attached to the royal palaces in Europe [2],

After this short summary about the history of the Turkish ceramic art and industry, we can more easily explain the produetions which we sent to Prague Contemporary Ceramic Exhibition and the rescarch on the abstract composition of art in these produetions.

The ceramic panels composed for the architectural façades obtained more interest than the form investigatioııs. The importance used to bear in Turkish architecture and the fact that they stili take place in the contemporary Turkish architecture shows the continuence of a deeply founded tradition.

There are various researehes in the forms. Amcngst these those which have been under the influence of the primitive Anatolian and Hittite forms" and among the

mythological forms and decorations, those of the Anatolian types can be discerned. On the other hand we find some very successful produetions which are very completely abstract and architectural.

Turkish ceramics vvere exhibited in Cannes before the Prague Contemporary Exhibition. In this latter one the ceramic characteristic is the abstract artistic meuning in the panel compositions made for the architectural facades. Among the artists who participated in this exhibition are the graduates of the Fine Arts Academy( Gü-zel. Sanatlar Akademisi), and (istanbul Tatbikî Güzel Sanatlar Okulu), and also people who developed their artistic talent by themselves, and artists who worked in various Europian countries and exhibited their vvorks. The jury ineluded the repre-sentatives among the artists themselves: arehiteets, sculpturers, and painters. This jury, vvho was eleeted by the artist as a critic of fine arts, examined closely and strictly ali the vvorks and seleeted those vvhich should be sent to Prague International Contemporary Ceramic Exhibition.

[ 1 ] İş Bankası, Şişe ve Cam Fabrikası. [2] Sümerbank Pilot Porselen Fab-rikası:

Referanslar

Benzer Belgeler

However, the significant interactive effect involving the components of work family interface obtained in the current study is an indication that the independent effects of

65 While the Turkish delegation emphasized Turkey’s disappointment with the decision of the Council regarding Turkey’s application, the EP delegation, again, focused on the

Biz ise bu çalışmamızda, 1866-1869 yılları arasını kapsayan yıllarda Girit Meselesi’ ve Osmanlın Devleti’nin Girit politikasını Namık Kemal’in

Anca · k Stendhal'ın romanına Julien -adı­ nı verebi'lmesi Julien'in romanda ne denli önemli rol oynadığını gösterir.. Romanda kırmızı renk, devrim ve

(Cyclooxygenase-2,COX-2) 表現分子機轉中所扮演的角色。結果顯示在 RAW 264.7 巨噬細胞中,給予 anacardic acid ( HAT 抑制劑) 可抑制 lipopolysaccharide (LPS)

Vefa Bey, kitapta son yılların barlarından köşe taşı niteliğinde olan Divan Bar'a ve dolayısıyla rahmetli Orhan Kutbay'a, geçenlerde yitirdiğimiz Mösyö George'un

Özgün işleyişin umudu etki- lediği (Rego ve ark., 2014), umut düzeyinin duygulanım üzerinde belirleyici olduğu (Uzun Özer ve Tezer, 2008) ve ayrı ayrı çalışmalarda

Hakan EPİK danışmanlığında, Dokuz Eylül Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Medikal Fizik Yüksek Lisans öğrencisi Sema Pir tarafından hazırlanan