HEKİMİN HASTA SEÇME HAKKI
Hekimin mesleki özerkliğinin bir sonucu olarak hekime özel durumlarda hastayı seçme hakkı
tanınmıştır.
Hasta Hakları Yönetmeliği ile tanınmış bulunan hekim seçme özgürlüğü hekimler bakımından da kıyasen kabul edilmelidir. Ancak bu özgürlük acil durumlar dışında özel bir sağlık kuruluşunda çalışan hekimler açısından mutlak iken; kamu kuruluşlarında çalışan hekimler sadece acil hallerde değil, onun
dışında da bir kamu görevlisi olmaları dolayısıyla hastaya bakmakla yükümlüdürler. Ancak bu
yükümlülük, hekimin bazı haklı görülebilir
nedenlerle hastayı ret hakkına engel değildir.
Ret hakkının kullanılabilmesi için hekim bakımından haklı
görülebilecek nedenlerin bulunması ve hastaya aynı
kurumda gerekli standartta tıbbi müdahalenin garanti altına
alınmış olması gerekmektedir.
Mevzuatımızda hekimin hastayı seçme veya ret hakkı; hastanın
hekimi seçme hakkından farklı
olarak açıkça düzenlenmemiştir.
Esasen hastanın hekimi seçme hakkının da aynı doğrultuda söz
konusu olabileceğine şüphe yoktur.
Hasta ancak fiilen birden fazla hekimin görevli olduğu
bir yerde hekimi seçebilir ve bunun için seçmek istediği
hekimin daha önceden
belirlenmiş randevu sistemine uyması gerekmektedir.
Haklı nedenler çok çeşitli olabilir.
Örnek, daha önce hekimi ile tartışmış veya hatta hekime fiili saldırıda
bulunmuş bir hastayı, acil bir durum olmadığı ve başka bir hekimin de
tedaviyi üstlenmesinin mümkün
olduğu durumlarda, hekimin başka bir hekime göndermesi mümkündür.
Uygulamada önceki ceza kanunumuz döneminde,
Yargıtay, annesiyle tartıştığı için hasta çocuğu muayene etmeyen hekim hakkında
keyfi muamele nedeniyle ceza verilmesini öngörmüştür.
Askeri Yargıtay da kamu görevlisi olan
askeri hekimin hastayı ret hakkı olmadığına
karar vermiştir.
Yürürlükteki mevzuata göre, hekimin hastasını seçme hakkı sadece özel hastaneler ve
muayenehanelerde ve acil haller dışında kabul edilmekte, onun
dışında sağlık çalışanına
«hizmetten çekilme hakkı»
tanınmaktadır.