• Sonuç bulunamadı

of VE BULGULAR SAG

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "of VE BULGULAR SAG"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ARİTMOJENİK

SAG

VENTRİKÜLER DİSPLAZİLİ İKİ

AİLEDE

KLİNİK

VE

GENETİK

BULGULAR

Dr. Bcmd WOLLNİK, Dr. Tijcn DİRİ'", Dr. Oya UYGUNER, Dr. Ercan KARAARSLAN':''\ MSc. Asadotlah GHANBARİ, llrof. Dr. Kamil ADALEr'**, Prof. Dr. Türkan ERTUGRUV:":"~*, Prof. Dr. Mcmnunc YÜKSEL APA K,

Pı·of. Dr.Aygün DİNDAR':":":":'

İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı Enstitüsü, Tıbbi Genetik Bilim Dalı, İstanbul *SSK Güngören Dispanseri, İstanbul.** İNTERMED, Magnetik Rezonans Görüntüleme Merkezi, Nişantaşı, istanbul.

**':'İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi, KardiyoiQji Ana Bilim Dalı, İstanbul.**** İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Pediatrik Kardiyoloji Bilim Dalı, İstanbul

ÖZET

AriTmojenik sağ venTrikiiler displazisi (ARVD) aifevi ilerleyici bir kalp kasıhasTalığıdır. Sağ vemrikiilmiyokardı11m yağ dokusu inftiTrasyonu ile karakterize olup, yaşamı tehdit eden kareliyak aritmi/ere neden olur ve genç erişki11/erde e11 önemli ani öliim nede11ferilldell biridir. Hasta/ığm familya/ katıtum iyi bili11mektedir. Geliellikle aifevi otozoınal domi11a11t ı•eya sporadi k geçiş göstermekTedir. Fakat, Naxos hasra/ığı olarak adlalldmlan. palmoplallfar keraroden11a ve yii11iimsü saçm birlikte gö~le11diği. oTozoma/ resesif se11dromikjonnu da tammlanmıştır. Biz bu çalışmada. ilk ke::. non-se11dromik ARVD 'nin otoz.oma/ res es if geçiş

gösterdiği saptanan iki aile tammladık. Rize ilinden gelmekTe o/a11her iki aifeliili Tüm bireyleri klinik olarak ı11ıwye11e edildikteli so11ra. 12 derivasyon/u elektrokardiyografi (EKC). 24 saatlik Ho/ter monitorizasyomı ve ekokardiyografik illeelemeden geçirildi. Etkitelimiş aile bireylerine kareliyak mag11etik rezona m görii11tiileme (MR!) yöntemi uygulandı. ARVD taliısıuluslararası dii~eyde kabul edile11 kriteriere göre kondıı. Ön moleküler a11alizde. kromozomda ARVD içi11 bilineli fokus/ar ( 1 .. 2 .. 10 .. 14. ve 17. kromozomda) tara11dı ve dışla11dı. Bu so11uç/ar. ARVD ni11 genetik yönelen heterojen bir hasta/tk olduğu11u destekler 11i1elikle bulwıdu. Bunda11 so11raki aşamada. etkitelimiş aile bireylerinili kli11ik takipleri devam edecek ve bu siireçle ARVD '11i11 resesif

formılllllll prognozu ile ilgili daha derili bilgiler elde edillilebilecektir. Türk Kareliyol Dem Arş 2003;31 :88-95 Aıwlıtar kelime/er: Arilmojenik .l'lı,~ ı·ellfrikiil dilpla::.i. o10::.omal re.\e.lif. 1'1!/llrikii/erlaşikardi

SUMMARY

Clinical Findings of two Families with Arrhythmogenic Right Ventricular Dysplasia

Arrlıy!lımogenic riglıt ventricu/ar dysplasia (ARVD) is afamilıal. progressive heartmuscle disease. lt is clıarac1eri:ed byfarty infi/tmtion of the right ventricle. w/ı i c frequently results in life threatening cardiac arrlıytlımias. lt is one oj the importaııt causes of sudden cardiac eleatlı in tlıe young. Familial inlıerimnce of the disease is well known. Tlıe most CO/ll/liOn partem of inlıeritance is alliosomai dominam. A recessive syndromic form oj ARVD associateclıvitlı woolly /ıair and pa/mopla111ar keratodemıcı. refen·ed as Naxos disease, has also been reported. According to o11r knowledge. ıve noıv prese1ıt tlıefirsl ARVD cases oj two jamilies witlı an aııtosomal recessive non-syndromic form of t/ıe disease. Botlı of these families origin(l(e ji'om Rize. Alljanıi/y members consideredfor tlıe study wıderwent elinical examination. 12-/ead e/ectrocardiograplıy (ECC). 24 !-lo/ter

elecrmcardiograplıy and eclıocardiograplıy. Magnetic resonance imaging ıvas done in all a.ffecteclfamily members. The diagnosis

of ARVD was done according to intemational/y established diagnostic criteriafor ARVD. Our initialmolecular s1udies e.rc/11(/ed the known ARVD !oc i on clıromosomes 1. 2. 3. 10. 14 and 17. TlıiJ resnit provides evi de nce for furt/ıer genetic lıeterogeneity of tlıe disease. A.ffected members of these families w il/ be c/inically followed-up and tlıese jwure sflldies ıvill give mo re insights

into rhe progression and prognosis of recessive fonns oj ARVD. Are/ı Turk S oc Cardiol 2003;31 :88-95

K ey ıvords: Arrlıy!lımo~:enic riJ:flll'l!lllricular dy.ıp/asia. ı·entricular laclıycardia. auto.ıonwl rece.uiı:e

Yazışına adresi: Dr. Tıjeıı Diri. Zuhuratbaba cad. Şabanbiber sok. Azinı Apt. No: 1 D:4 Bakırköy-iSTANBUL Tel: iş: (0212} 570 89 06/ (0212} 583 08 82/ Ev: (0212) 570 16 16/ (0212} 570 66 70 1 Fax: (0212) 570 89 06

c-posıa:tijendiri@yahoo.conı

(2)

B Wollnik ve ark.: Aritmojcnik sağ vcnırikliler displazili iki ailcde klinik ve genetik bulgular

Aritmojenik sağ ventriküler displazisi (ARVD), sağ ventrikül miyokardının ilerleyici olarak fibröz-yağ doku ile yer değiştirmesi sonucu, klinik olarak sağ ventrikülden kaynak alan aritınilere neden olabilen

bir hastalıktır. Bu aritmi ler, özellikle genç erişkinlerde ve atletlerde, ani ve genellikle egzersiz sonrası ölüıniere yol açabilınektediı-<1.2>. 1961 yılında, Dalla Volta ve arkadaşları ARVD'nin klinik tanımını ilk

kez yapmışlardıı{3l. 1978 yılında Fontaine, aritınojenik

sağ 1·entrikül displazisi terimini kullanınıştır<4>. Displazi terimi önceleri, sağ ventriki.il ıniyokardının

gelişimsel defektini tanımlamak için kullanılmıştır. Ancak hastalığın morfolojik ve klinik özelliklerinin

zamanla daha iyi anlaşılması sonucu, etyolojide genetik yatkınlık sonucu sağ ventrikül miyokardında

atrofi ile giden, adölesaıı çağda bulgu veren, non-iskemik bir patolojinin rol oynadığı görüşi.i kuvvet kazanmıştır. ARYD. Dünya Kalp Federasyonu'nun Bilimsel Kardiyoıniyopati Konseyi ve Avrupa Kardiyoloji Birliğinin kriterlerine göre kardiyomiyopatiler arası nda değerlendi ri 1 mektedi r (Tablo ı)<S>.

ARVD'nin genel popUlasyondaki sıklığı tam olarak

bilinmemekle birlikte araştırınalar sıklığın 6110.000

ile 4,4110.000 arasında olduğunu göstermektedir.

Özellikle kuzey İtalya'da sıkça görülmesi dikkat

Tablo I: Aritmojenik sa.~ ventrikiiler kardiyomiyopati irilillllll kriterleri5 (Am1pa Kardiyolr!ii Toplulllkil ve U111slamro.V! Kardiyoloji Tiıp/u/11,~11

ı·e Fedemsyonu)

Aile hikayesi

Majör Global ve/veya bölgesel disfonksiyon ve yapısal dcğişikliklcı·* Nckropsi veya cerrahi olarak kanıtlanmış ailesel hastalık

Miııör Majöı·

Ailede 35 yaşın altında şüpheli ARVD'yc bağlı erken ani ölüm Sağ vcntrikül ejeksiyoıı fnıksiyonıında azalma ve ağır dilatasyon hikayesi (sol vcntriklildc azalma olmaksızın veya hafif derecede azalma

Al'itıniler ilc)

Miııör Lokalizc sağ vcntrikül ancvrizınaları (diyastolik bulging ilc

Sol ana dal blok tipi vcntrikülcr taşikardi (sürekli ve süreksiz) beraber akinetik veya diskinetik alanlar) Sağ ventriküliin ağır

(EKG. Holtcr. egzersiz test) segmental dilatasyoııu Sık veııtriküler ekstı~ısistoller (> 1000/24 saat) Dcpolaı·izasyon

ve ileti :uıonnalliklcri

Majöı· Miııör

Epsilon dalgaları veya sağ prckordial derivasyonlarda QRS Hafif global sağ vcntriküler dilatasyon ve/veya nonnal sol ventıiklil kompleksinde lokalizc uzaıııa (>ll Oms) ilc beraber cjeksiyon fnınksiyoııuııda azalma

Miııör Sağ vcııtrikUHin hafif segmental dilatasyoıılu

Geç potansiyeller (sinyal ortalanıalı EKG) Bölgesel sağ vcııtrikliler hipokinezi Repo la rizasyon aııorınalliklcı·i

Miııöı· Duvarların doku karakterleri

Sağ prekordial derivasyonlarda ııcgatifT dalgaları(> 12 yaş: sağ Majöı·

ana dal blok yokluğunda) Endoıııiyokardial biopside miyokardın fibröz-yağ dokusu ilc

değişimi

(3)

Türk Kardiyol Dern Arş 2003;31 :88-95

çekicidir<6>.

Hastalığın etyopatogenezi halen netlik kazanmamıştır(7>. Aile hikayesi, ARVD vakalarının

%30-SO'sinde mevcuttur<S>. Başka bir sistemik bulgunun olmadığı pür ARVD vakalarında kalıtım

şeklinin otozornal dominant olduğu gösterilmiştir<9>. Daha sonraları ARVD'nin otozornal resesif geçişli sendroınik bir forımı da tanımlanmıştır. Kardiyolojik bulgulara ilave olarak deri lezyonları (palınoplantar

keratoderma) ve yünümsü saç bulgularının gözlendi ği

bu hastalık Naxos hastalığı olarak adlandırılınış ve kromozoında 17ql2-q22 bölgesine lokalize

edilınişti<ıo>. Çalışmada, bu bölgede yer alan plakoglobin genindeki hoınozigot 2-bp delesyonun, proteinin erken sonianmasına ve hastalığa neden olduğu gösterilmiştir<11>. 17. kromozomdaki bu !okusun dışında, ARVD ile ilişkili

6 gen

bölgesi daha tanımlanınıştır<ı2>. Bunlar 14. kromozomda (1 4q23-q24 ,·e 14q 12-q22), 1. kromozomda ( 1 q42-q43), 2. kromozomda (2q32.1-q32.2), 3. kromozoında (3p23) ve 1 O. kromozoında (p 12-p 14) yer alan bölgc.lerdir< ı3.ı4,ıs,ı6,ı7>.

Biz bu çalışmada,ARVD'nin ilk kez non-sendromik otozornal resesif formunun saptandığı iki ailedeki dört vakayı sunuyoruz.

MATERYAL VE METOD

Olgular ve klinik inceleme: İstanbul Üniversitesi, istanbul Tıp Fakültesi, Çocuk Etik Komitesi tarafmdan uygunluk alan bu çalışına ailelerin de onayları alınarak gerçekleştirildi. Birer kardeşlerinin ani ölümleri ve

bazı kardiyolojik yakınmaları (göğüs ağrısı, çarpıntı,

halsizlik) nedeni ile İstanbul Üniversitesi, İstanbul

Tıp Fakültesi Pediatrik Kardiyoloji Bölümüne müracaat eden, Rize ilinden gelen ancak birbiri ile herhangi bir akrabalık ilişkisi bulunmayan iki aileden, klinik bulgularına göreARYD olduğu düşünülen dört olgu çalışına için seçildi. ARVD tanısında, Dünya Kalp Federasyonu'nun Bilimsel Kardiyomiyopati

Konseyi ve Avrupa Kardiyoloji Birliğinin kriterleri

esas alındı. Buna göre tanı için, iki majör veya bir majör ve iki ıninör veya farklı gruplardan dört minör kriter gerekmekıedir<5>. Sağ venıriküler morfolojik ve işlevsel anormallikleri gösteren ekokardiyografi,

anjiografi ve magneıik rezonans görüntüleme

yöntemleri, ARVD'nin tanısında majör kriterleri sağlamaktadırlar<ıs.ı9>. Her iki ailenin etkilenmiş tüm

bireyleri, bu bireylerin kardeşleri ve ebeveynleri klinik olarak muayene edilerek, 12 derivasyonlu EKG, 24 saatlik Holter monitorizasyonu ve ekokardiyografi k incelemeden geçirildiler. Klinik muayene sonrası,

aşağıda belirtilen dört olguda kardiyak magnctik

rezonans görüntülernesi (MRI) yapıldı. Manyetik resonans görüntüleme sonuçları, bir kez de, Bonn Üniversitesi Radyoloji bölümünden Radyoloji uzmanı Dr. T. Soınıner tarafından değerlendirildiC20l. İki ayrı uzman merkezin aynı bulguları paylaşınası nedeniyle, histolojik değerlendirme için biyopsi alınınası

düşünülınedi. Bu dört olguya ayrıca sinyal ortalamalı EKG yapıldı. ARVD tanısı alan tüm hastaların,

yukarıda bahsedilen tanı tablosundan (tablo 1) en az

iki ınajor ve iki minör kritere uyduğu belirlendi. Moleküler analizler: ARVD I ailesine ait 18 bireyden 5'er ml lik EDTA'lı periferik kan alınarak DNA

izolasyonları yapıldı. Mikrosatelit analizleri standart protokol !ere göre gerçekleştirildi.

6

ayrı ARVD bölgesi ile Naxos bölgesine ait poliınorfik markörler Gcnethon haritasına göre seçildi. Amplifikasyon ürünleri, yatay elektroforez cihazında, poliakrilamid jel üzerinde (CieanGelhyRes plus-ETC) yürütülerek ayrıldı ve

gümüş boyama ile görüntülendi. İlgili bölgelerin

hastalıkla bağlantılı olup olmadığı bilgisayarlı standarı istatistik programına göre (MLINK) değerlendirildi. Değerlendirmede otozoınal resesif kalıtım ve ıaın penetrans esas alındı. Allel sıklığı eşit kabul edildi.

BULGULAR

Her iki ailede de (ARVD-1 ve ARVD-2) ARVD tanısı

Dünya Kalp Federasyonu'nun Bilimsel

Kardiyoıniyopati Konseyi ve Avrupa Kardiyoloji

Birliğinin kriterlerine göre konuldu (Tablo-2). ARVD 1 ailesinde farklı kuşaklarda birçok etkilenıniş bireyin bulunması, etkilenıniş bireylerin akraba evliliği

ürünleri olması ve ebeveynlerinin klinik olarak sağlıklı bulunması hastalığın otozoınal resesif bir kalıtıınla geçtiğini gösterdi (Şekil lA, B).

Klinik Değerlendirmeler

ARVD

-1

:

Olgu

1:

ARVD-1 ailesinin 13 yaşındaki erkek indeks hastası (Şekil lA; V-10) göğüs ağrısı ve halsizlik şikayeti ile başvurdu. Fizik ımıayenesi normal olan

(4)

B Wollnik ve ark.: Aritınojenik sağ ventriklller displazili iki ailede klinik ve genetik bulgular

Şekil 1 -A ve B: 01o:omal rese.ı"if ARVC /ve ARVC2 aileleriliili pedigrileri (A. 8).

A.

I. 2 ll. ı 2 3 4 s 6 7 8 9 10 ll lll. ı 2 3 4 5 6 7 8 9 10 ll 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 IV.

••

ı 2 3 4 5 6 7 8 9 101112131415 1617181920 212223 24 25 26 27 28 29 3031323334 V.

B.

I. ll. I II. IV. V ı 2 2 3

3 4 5 6 7 8 9

••

10

Bu~ kare ve duireler .\ağlikii erkek ı·e di~i bireyleri. s~ ra/ı /.:are ı•e claireler ARVD 'den etki/enmiş erkek re dişi bireyleri. iistii çapra: çi:ili olan semboller iilmiiş

hireyleti, .\İ_ruh renkli iistii çapra: çi:ili kare semho/17 yaşmda aniden iilen bireyi semboli:e eTmektedir. Şekilclt:ki çift çi:;.:iler akruha evliiiliini gü.\termekredir.

atakları görüldü. 24 saatlik Holter monitorizasyonda

artmış sıklıkla erken ventriküler vurular gözlendi. Ekokardiyografisinde ise sağ ventrikül çıkış yolunda ve sağ ventrikülde anevrizmatik genişleme mevcutttı.

Solvcntrikül morfolojisi ve fonksiyonları normal idi. Kardiyak MRI'da sağ ventrikülde genişleme, sağ

ventrikül miyokardının fibröz-yağ dokusu ile yer

değişimi ve diffüz atrofi tespit edilerek ARVD tanısı ilc takibe alındı (Şekil 2). Hastanın hikayesinden, bir

erkek kardeşinin 14 yaşında, önceden herhangi bir

şikayeti olmamasına rağmen ani olarak öldüğü ve önceden kardiyolojik bir kontrolde veya tedavide

olmadığı öğrenildi (Şekil 1 A; V-9). Bu vakanın yapılan

otopsisinde, sağ ventrikül duvarında incelme olduğu, sağ ventrikUI mi yokardının fibröz yağ dokusu ile yer

değiştirdiği, sol ventrikUI, scptum ve her iki atrium un makroskopik ve histolojik olarak normal olduğu saptanmıştı. Anne ve baba 2 dereceden akraba idiler ve kardiyolojik muayeneleri tamamen normaldi.

Tablo 2: 2-ARVD'/i !wslalan11 kli11ik bulı:uları Hastalar ARVD-1 V-4 V-5 V-10 Ba.şlaugıç yaşı lO 17 ı :ı ECG/Holter bulgulan Vı-V2"de T dalga negaıiniği + . -LBBB . Vcnıriküler ekstmsistoller - + + Ventriküler taşikardi + . + Sinyal oı1alamalı EKG'de geç potansiyeller +

-Ekokardiyogmli bulguları

Sağ ventrikiil dilatasyonu + + Bölgesel sağ ventriküler hipokinczi -

-Sol ventrikültutulunıu -

-MRI bulguları

Sağ vcntrikül dilatasyonu + + + Diffüz sağ vcntrikiil atrolisi + + +

Bölgesel sağ ventrikül hipokinezisi - .

-Tl"de hiperintens sinyaller + + + Sol ventrikiil tutulumu . . -LBBB: Sol c/al bloku. MR/: Manyelik re:mıwıs

(5)

-Türk Kardiyol Derıı Arş 2003;31 :88-95

Ş'ekil2: 0/fiu' 1 iu MR/ ji!lo,~ra(l. Saf:[ relllril.:iil dummıdal.:i !ipi!.:

de.~işmeleri gü.\lernıel.:ledir.

Olgu 2: ARVD-1 ailesinin diğer akrabalarında da ani kareliyak ölünılerin olması nedeniyle yapılan

soruşwnııada, şekil-I A'da IY-6. IY-7, V-3 ile gösterilen

kişilerin sırasıyla 20, 30 ve 18 yaşlarında, otopsi sonuçları olmaksızın, kalp yetersizliği Lanısı ile öldü ki eri öğrenildi .ı O yaşındaki kız olgu 2'nin (Şekil 1 A; Y-4) önceden herhangi bir şi kayeti bulunmuyordu ancak larama esnasında çekilen EKG'sinde, sağ prekordial deri vasyonlarda ters T dalgaları görüldü, epsilan dalgasına rasllanmadı. 24 saatlik Halter monitorizasyonda ventriküler taşikardi atakları

görüldü. Sinyal ortalamalı EKG'de geç potansiyeller

ınevcutLLı. Ekokardiyografiele sağ ventriki.il

dilatasyonu, kareliyak MRI'da ise diffüz sağ

venlriküler atrofi, sağ ventrikül dilatasyonu, T 1 'de hiperintens sinyal (mi yokardı n fibröz-yağ dokusu ile yer değişimini gösteren) bulguları ile ARVD tanısı konularak takibe alındı. Sol ventrikül ınorfolojisi ve fonksiyonları normal di. Anne ve baba 2. derece akraba idiler ve kardiyolojik muayeneleri normal idi. Bu olguda, Elektrofizyolojik Çalışına (EFÇ) yapılmadı ve herhangi bir tedavi planlanınadı ancak yakından takip edilmesi öngörüldü.

Olgu 3: 17 yaşındaki kız olgunun (Şekil lA; Y-5) klinik bir şi kayeli yoklLı. Ancak çekilen EKG'sinde ventri kül er erken vurular saptandı. Ekokardiyografisi norınaldi. Kareliyak MRI'da diffüz sağ vcntrikül

atı·ofisi ile beraber sağ ventrikül dilatasyonu ve Tl 'de hiperintens sinyaller tespit edilerek ARVD tanısı ile takibe alındı.

ARVD-2:

Olgu 4: ARVD-2 ailesinin 14 yaşındaki indeks vakası olan erkek hasta (Şekil IB; V-1) gögüs ağrısı ve

çarpıntı şi kayeti ile kliniğe başvurdu. Anne ve babası

2 dereceden akraba idi. Hastanın öyküsünde,

kendisinden iki yaş büyük olan erkek kardeşinin (Şekil 1 B; V-2) 14 yaşında iken efor sonrası ani olarak

öldüğü öğrenildi. Yakaya otopsi yapılınaınıştı. Aileele 17 yaşında aniden ölen bir erkek daha vardı (Şekil 1 B; 11-4). İndeks vakanın EKG'sinde sık kısa süreli ventriki.iler taşİkardi atakları ve sol dal blok paterni

dışında başka bir anorınalliğe rasllanınadı.

Ekokardiyografisinde sağ ventrikül duvarında hafif hipokinezi ile beraber sağ ventrikül dilaıasyonu ınevcuttLı. 24 saatlik Holter ınonitorizasyonunda cia

sı k süreksiz ventri kül er taş i kareli atakları gözlendi. Elektrofizyolojik çalışınada süreksiz VT saptandı

ancak sürekli VT indükleneınedi. Kareliyak MRI'da ise sağ venlrikül dilatasyonu, sağ ventrikül mi yokardında diffüz atrofi ve fokal fibröz-yağ doku

oluşumu tespit edildi. Sol ventrikül ınorfolojisi ve fonksiyonları normal idi. ARVD tanısı ile takibe alınan hastaya sık erken venlriküler vuruları için sotalol tedavisi başlandı. Bu hasta 2 yıldır sotalol tedavisi ile seınptoınsuz olarak takip edilmektedir. Molekiiler sonuçlar:

Birden fazla etkifenmiş bireyin saptandığı ARVD 1 ailesinele ınakrosatclit ınarkörlcrle yapılan bağlantı analizi çalışması, hastalığa neden olan geniıı ARVD için bilinen bölgeleric bağlantılı olmadığını gösterdi. Bu sonuç, hastalığa neden olan genin genoında bir

başka bölgede lokalize olduğunu gösterdi.

TARTIŞMA

Aritınojenik sağ ventriküler clisplazisi, kareliyak aritmi. kalp yetersizliği ve ani kareliyak ölüme neden olabilen bir kalp kası lıastalığıclır. En dikkat çeken patolojik

özelliği, sağ ventrikülde serbest duvar nı i yokard kaybı ve onun yerini fibröz-yağ dokusunun almasıdır. Bu durum sıklıkla traıısınuralclır ve diafragınatik, apikal ve infundibular bölgelerde anevrizıııal dilatasyonlara neden ol ur.

ARVD'de en sık görülen semptomlar egzersiz sonrası

(6)

B Wollnik ve ark.: Ariııııojenik sağ ventrikiiler displazili iki ailede klinik ve genetik bulgular

bulgu olarak kareliyak "arrest" ile gelebilir ve o zamana kadar klinik bulgu vermeyebil ir. ARVD için tanı yaşı, ortalama 20 ila 50 yaş arasıdır<22·23>. Vakaların sadeec %10'u 20 yaşından önce tanı almaktadır.

Çalışmamızdaki her iki ailede de etkilenen bireylerde

hastalığın 17 yaşından önce başlamış olması ve ani kalp ölüm oranlarının yüksek bulunması ağır klinik

seyri n bir göstergesi olarak kabul edilebilir. Literatürele

yer alan bir çok ARVD olgusu oıozoınal dominant

kalııım göstermektedir. Ancak, bizim aileleriınizdc

ağır klinik tablo ilc seyreden hastalık özellikle birinci

aileele birkaç kuşakta görülmekte ve her iki ailede de

ailenin akraba evliliği yapmamış nesillerinde

cıkilenmiş birey bulunmamaktadır. Ayrıca her iki

aileele de cıkilenmiş bireyler sadece akraba evliliği

ürünlerdir ve bu bireylerin ebeynleri klinik olarak

sağiıki ıdır. Tüm bu bulgular ailelerimizdeki hastalığın

penctransı düşük otozomal dominant kalıtıınla değil otozoınal resesi f kalılı m la geçtiği ni göstermektedir. Bu durumda, nadiren de olsa bazı sporadi k olgularla

ve özellikle birden fazla kardeşin etkilenıniş olduğu durumlarla karşılaşıldığında, düşük pcnetranslı

otozomal dominant kalılını yerine otozoınal resesif

olasılığı göz önünde tutulmalıdır. Hastalığın genetik kökeninin araştırılması anıacıyla,ARVDI ailesindeki bireylerden elde edilen DNA örneklerinde yapılan moleküler analizde ARVD için günümüzde bilinen 7

farklı kromozom bölgesinin dışlanması hastalığa neden olan yeni genlerin araştırılınasına yönelik çalışınaların başlatılmasına temel oluşturmuştur. Bu

araştırmalarda yeni ailelerin katılımı ile olgu

havuzunun genişletilmesi hastalıkla ilgili genlcrin

bulunmasına yönelik çalışmalara büyük hız

kazandıracaktır. Ayrıca, bu konuda yapılacak araştırmalar, resesif geçişli ARVD'nin klinik gidişi üzeri ne de daha fazla ışık tutacaktır.

ARVD'de en sık rastlanan klinik bulgular, sol dal

bloğu morfolojisine sahip ventriküler aritmilcr, EKG 'de özellikle sağ prekordial derivasyon i ara lokalizc depolarizasyon/repolarizasyon değişiklikleri,

sağ ventriküle ait global ve/veya bölgesel disfonksiyonlar ile yapısal değişikliklerdiı<24.25l. Klinik

ve patolojik çalışınalar ARVD'nin ilerleyici karakterde

bir kalp kası hastalığı olduğunu kanıtlaınıştıı<26>. Uzun süreli çalışmalar sağ ventrikülün zamanla yaygın

olarak etkilendiğini hatta sol ventriküllin de etkilenerek

sonuçta biventriküler yetersizliğin geliştiğini

gösterın işti r<27l.

Tedavinin amacı, aritıniye bağlı ani ölümü

engellemektiı-<28>. ARVD'li hastalarda henüz ani ölüm

riskine ait değerlendirmeler tam olarak ortaya

konamadığıııdan, hangi hastanın tedavi ihtiyacı olduğu

ve en iyi tedavi yaklaşımının ne olduğu konusuncia

netlik yoktur. Tedavi seçenekleri

B

blokcrler,

antiaritmi k ilaçlar, kateter ablasyonu ve implantable

karcliyovcrter clefibrilatörclür (ICD)(29l. Farmakolojik tedavi, hayatı tehdit etmeyen vcntrikülcr aritmilerele

ilk seçenektir. Bu hastalar genellikle ampirik olarak

B

blokerler, sınıf I ve IIJ antiaritınik ilaçlarla tedavi edilirler. Çalışmalar, sotalol ya da anıiodaron (tck

başına veya B bloker ile kombine olarak) ilc tedavinin çok düşük proaritıni riski ile en etkili tedavi şekli

olduğunu göstermiştir. Sotalol. hem indüklenebilen.

hem de indükleneıncycn VT'nin tedavisinde sırasıyla

%68 ve %82'1ik etkinlik oranları ilc en etkili antiaritmi k tedavi yöntemidir30. Bununla beraber, ani ölümü engellemedeki etkinliği henüz tam olarak ortaya konamaınıştır.

Ailelerimizdeki ani ölüm vakaları, aileler henüz

kliniğiınize müracaat etmeden önce görtilınüş olup

bu vakaların herhangi bir tıbbi tedavi altıncia olup olmadıkları dair doğru bilgilere ve detaylı EKG gibi kareliyak göstergelere ulaşılamaınıştır. Genel olarak

sotalol tedavisi, semptoın la ra ve EKG bulguları na

göre başlanmalıdır. Eğer bu tedavi ariınıiyi düzeltnıede yetersiz kalırsa, bu durumda !CD iınplantasyonunun

uygun olacağını düşünınekteyiz. Bizim dört

hasıaınızdan, sadece ARV D-2 ailesinin indeks va kas ı iki yıldır sotalol tedavisi ile seınptoınsuz olarak takip edi 1 ınektedi r.

Bilgilerinıize göre ülkemizde de çocukluk yaş grubunda tanı alan ilk hastalardan olan olgularınıız,

ARVD'nin çocukluk yaş grubundaki önemini

vurgulaınaktadır31. Ayrıca akraba evli li ği oranı yliksck

olan ülkemizde genç yaşta ani ölüm öyküsli veren

ailclerde, otozoınal rescsif olabilen ARVD'nin de ön sıralarda hatırlanınası gerektiği unutulnıanıalıdır.

B urada sunulan olguları ınızda hastalığı n seyri ni n takip edilebilmesi için, düzenli kardiyolojik kontrolele

ıutul ması planiandı

KAYNAKLAR

1. CorradoD.ThiencG.NavaA.Rossi L.Pcnnclli N.Sudden

deaılı in young coıııpetitive athlcıes: clinicop:ıthologic cun·claıioııs

(7)

Türk Kardi yol Dcrıı Arş 2003 ;31 :88-95 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9.

Thieııe G, Nava A. Corrado D. Rossi L. Penelli N. Right

venıricular cardionıyopaıhy and sudden deaılı in young people. N Engl J Med 1988;318:129-33

Dalla Vol ta S. Baıtaglia G, Zerbini E.Auricularizaıioıı of right veıııricular press u re curve. Anı Hearı J 1961:61:25-33 Marcus Fl. Fonıaine G. Guiraudon G. et al. Right venıricular dysplasia. Areport of 24 adult cases. Circulatioıı 1982:65:384 -98

Corrado D. Foıııaine G. Marcus Fl. cı al. Arrhyıhınogenic righı

venıricular dysplasia/cardioınyopathy: need for an international registry. Study Group on Arrhythınogenic Right Venıricular Dysplasia/ CardioıııyoJ><1ılıy of the WorkingGroupson Myocardial and Pcıicardial Disease and Arrhythınias of the Europcmı Society of C1rdiology and of the Scicnıifıc Council on Cardioınyopathies of the World Heart Federation. Circulation 2000; 1 O 1: EIOI-6

Ranıpazzo A. Nava A. Danicli GA, et al. The gene for arrhytlınıogenic right vcntricular cardioınyopathy nıaps to dıroınosoınc 14q23-q24. Hum. Mol. Genel. 1994:3:959-62 Basso C. Thiene G. Corrado D, et al. Arrhyıhınogenic righı ventricular cardioınyop,1thy. Dysplasia, dystrophy or ınyocarditis?

Circulation 1996;94:983-91

Mc Kenna WJ. Thiene G, Nava A. el al. Diagnosis of arrlıythınogenic right ventricular dysplasia 1 cardioınyopathy. Br HeartJ 1994:71:215-18

Nava A. Thiene G. Canciani B. et al. Familial occurence of right venıricular dysplasia. A study involviııg n ine fanıilics .

.1 Anı Coll Cardiol 1988: 12: 1222-8

10. Coonar AS. Protonotarios N. Tsaısopoulou A. cı al. Gene for

arrhytlııııogeııic righı venıricular cardionıyopaılıy wiılı diffuse

ııoııepidernıolytic palıııoplantar keratoderına and wolly hair (Naxos disease) ınaps ıo 17q21. Circulaıioıı 1998;97: 2049-58

ll. Protoııoıarios N. Tsatsopoulou A.AnasıasakisA. et al. Geııoıyı>e -plıeııoytpe assessıncnı in autosoınal recessivc arrhytlınıogcnic righı ventricular cardioıııyopathy (Naxos disease) causcd by a deletion in ı>lakoglobin. J Anı Coll Cardiol 2001:38:1 477-84

12. Danieli GA, Ranıpazzo A. Geneıics of arrhythnıogcnic right

vcnıricular cardioınyopathy. Curr Opiıı Cardiol 2002:17:2 18-21

13. Baucc B. NavaA. RaınpazzoA.eı al. Faınilial cffoıt polyıııoıı>hic I'Cntricular arrhytlııııias in arrhythıııogeııic righı venıricular

cardioıııyopaıhy ınap to chroıııosoıııe lq42-43. Anı J Cardiol

2000:85:573-9

14. Ahıııad F. Li D. KaribcA. ct al. Localizatioıı of a gene responsible

for arrhythnıogcııic right veııtricular dysplasia to chroınosoıne 3p23. Circulaıion 1998:98:2791-5

15. Li D, Ahınad F. Gardner MJ. cı al. The locus of a novel gene responsibi e for arrhyıhınogcnic right-venlricular dysplasia characıerized by early oııset and lıigh peııeırancc ınaps to

chronıosoıne 1 Op 12-p 14. Anı J Hum Gene ı 2000:66: 148-56

16. RanıpazzoA. N ava A, Mioriıı M, cı al. ARVD/4. a new locus

for arrlıytlınıogcnic right ventricular cardioıııyopaıhy. ıııaps to chronıosoıne 2 long arın. Gcnoıııics 1997:-l5:259-63 17. Severini GM. Krajinovic M. Pinanıonıi B, et al. A new locus for arrhyıhınogcııic righı vcnıricular dysplasia on the long

arnı of chroınosoıııe 14. Genonıics 1996:31:193-200

18. Yoshioka N. Tsuclıilıashi K. Yudn S, et ni. Elccırocnrdiograplıic :uıd cchocardiograplıic nbnonııalitics in patienıs wiılı aırhyılınıogcnic right vcntricular cnrdiomyopnthy and intheir pedigrccs. Anı

J Cardiol 2000:85:885-9

19. Molinari G. Sardanelli F. Z1ndrino F. cı al. Adiposc rcplaccınenı and wall nıotion abnornıalitics in riglıı vcıııricle arrlıythnıias:

cvaluaıioıı by MR inıagiııg. Rcırospcctive cvaluaıioıı on 124 patienıs. Inı J Card lnıagiııg 2000:16: 105-15

20. SonııııerT. Bierhoff E. cı al. MRI diagnosis of riglıı vcntricıılar

dysplasia. Rofo Forısclır Gcb Ronıgensır Ncucn Bildgeb Verfahr. 1998:169:609-15

21. Rossi P Arrlıyıhınogeııic righı vcıııricular dysplasia. Clinical features. Eıır Hearı J 1989:10:7-9

22. Dalla Vol ta S. Arrlıythnıogenic cardioıııyopaılıy of the riglıt ventriclc. Thoughts in aetiology. Eur Hearı J 1989:10:2-6 23. Dalal P. Fujisic K. Huparı P. Sclıwicızer P. Arrhythınogcnic

righı ventricular dysplasia: A review. C1rdiology

1994:85:361-9

24. N ava A, Canciani D. Buja G. cı al. Elccırocardiographic study

of negativc T-waves on precordiallcads and arrhyıhınogcnic riglıt venıricular dysplasia: rclationship wiılı righı vcııtricular

voluıııes. J. Elecırocardiol 1988:21 :239-45

25. Corrado D. Basso C. Tlıieııe G, cı al. Spectruın of clinicop:ıtlıologic

ınruıifestatioııs of arrhytlıınogcnic ıight vcntıicular cardioınyopnthy/ dysplasia: a ınulıicenter study . .1 Anı Coll Cardiol 1997:30:

1512-20

26. Bloınströın-Lundqvist C. Sabcl CG. Olssoıı SB. A long ıcrın

follow up of 15 patienıs wiılı arrhythınogcnic riglıt vcnıricular dysplasia. Br Heart J 1987:58:477-88

27. Lobo FV. Silver MD. Buıany J. Hcggtvciı HA. Lcfı vcıııricular involveıııcnı in right venıricıılar dysplasia/ cardioınyopaılıy.

Can J Cardiol 1999: 15: 1239-47

28. Coırado D. Basso C. Tlıienc G: C1rdioıııyopathy: Aırhythıııogcnic right venıricular cardioınyopatlıy: diagnosis. prognosis and

treatment. Hcarı 2000:83:588-595

(8)

B Wollnik ve ark.: Aritmojenik sağ ventriküler displazili iki ailede klinik ve genetik bulgular

30. Wichter T, Borggrefe M, Hoverkamp W, et al. Efficacy of antiarrhythmic drugs in patients with arrhythmogenic right ventricular disease. Results in patients with inducible and

noninducible ventricular tachycardia Circulation 1992;86:29-37

31. Atalay S, İmamoglu A, Gumuş H, Gürdal M, Özencı M. Value

of the echocardiographic findings of arrhythmogenic right ventricular dysplasia w ith left ventricular involvement in a child. Pediatr Cardiol 1996;17:40-2

19th European Congress of the

International Society of Non-Invasive Cardiology

8-10 Mayıs 2003, The Mannara, Istanbul

Kongre Eşbaşkanları

Altan Onat J os Roelandt

Konuşmacılar

K. Adalet, TR M. Dolan, USA D. Poldennans. NL

G. Akgün, TR

F.

Duru, CH J Roelandt, NL

A. Aubert, B D. Gibson, UK G. Sambuceti, Italy

K. Aytemir, TR D. Güzelsoy, TR U. Sechtem, D

T.

Bartel, D G. Kamensky, SK J. Shaver, USA

MKBatur, TR H. Kesteloot, B D. Spodick, USA

H. Boudoulas, TR S. Küçükoğlu, TR

T. Sakomoto, Japan

CM. Brandt, F M. Josephson, USA G. Sutherland, B

E Diker, TR A. Oto, TR L. Villanueva, USA

M. Özkan, TR HJJ Wellens, NL

Ana Konular

Ekokardiyografi Kalp Yetersizliği Risk Faktörleri

Aritmi Kardiyomiyopati NükleerTıp

Hipertansiyon Kardiyak Görüntüleme

Kongre Sekreteri: Figür Thrizm:

Tel.: (0212) 221 17 30 Tel.: (0212) 258 60 20

Faks: (0212) 221 17 54 Faks: (0212) 258 60 78

Referanslar

Benzer Belgeler

While a few results have been reported on counting series of unlabeled bipartite graphs [ 1 – 4 ], no closed-form expression is known for the exact number of such graphs in

7 胸腔中有許多人體重要的器官,肺臟是你我每一秒

Dyke-Davidoff Masson Syndrome (DDMS) is a rare syndrome characterized by seizures, facial asymmetry, and contralateral hemiplegia or hemiparesis.. The typical radiological features

Kemal LOKMAN Faai Üye (Executive Member) Dr, Lutfiye EREMTÖZ Yedek Üjel^r (Associate Executive Membersj Dr. Gahide KIRAĞLI.. Dr.

Ateş, karın ağrısı, kusma ve sarılık yakınmaları ile baş- vuran ateşin uzun sürdüğü olgularda Kawasaki hastalığı akla gelmeli ve koroner arter tutulumu açısından

On physical examination, cord-like, skin-colored swelling which was hard and a little painful on palpation was observed in the dorsal coronal sulcus of the penis (Figure 2)..

Soğuk oda, ve erzak depoları, bulaşık yerleri, hasta mutbahı, tabak, bar- dak ve gümüş takımları için ayrı ayrı odaları ihtiva etmek- Personel için bir yemek ve oturma

Castleman’s disease, which is also referred to as giant lymph node hyperplasia, angiofollicular lymph node hyperplasia, lymph node hamartoma, or benign lymph node lymphoma,