• Sonuç bulunamadı

AORT KAPAK HASTALIÐI VE SUBAORTÝK STENOZ OLGULARINDA ALTERNATÝF "LESS INVASIVE" YAKLAÞIM: SAÐ ANTERÝORSUBMAMMARYAN MÝNÝTORAKOTOMÝ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "AORT KAPAK HASTALIÐI VE SUBAORTÝK STENOZ OLGULARINDA ALTERNATÝF "LESS INVASIVE" YAKLAÞIM: SAÐ ANTERÝORSUBMAMMARYAN MÝNÝTORAKOTOMÝ"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

771

AORT KAPAK HASTALIÐI VE SUBAORTÝK STENOZ OLGULARINDA

ALTERNATÝF "LESS INVASIVE" YAKLAÞIM: SAÐ ANTERÝOR

SUBMAMMARYAN MÝNÝTORAKOTOMÝ

ALTERNATIVE LESS INVASIVE APPROACH FOR PATIENTS WITH AORTIC VALVE

DISEASE AND SUBAORTIC STENOSIS: RIGHT ANTERIOR SUBMAMMARIAN

MINITHORACOTOMY

Dr. Tayyar SARIOÐLU, Dr. Ersin EREK, Dr. Barbaros KINOÐLU, Numan Ali AYDEMÝR,

Dr. Ayþe SARIOÐLU, Dr. Vedat SANSOY

Ýstanbul Memorial Týp Merkezi Okmeydaný Ýstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü Haseki, ÝSTANBUL

Adres: Dr. Tayyar SARIOÐLU, Genel Direktör Ýstanbul Memorial Týp Merkezi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölümü Baþkaný / ÝSTANBUL

Özet

"Less invasive" aort kapak yaklaþýmlarýnda, özellikle bayanlarda kozmetik açýdan daha iyi olduðunu düþündüðümüz sað anterior submammaryan minitorakotomi yaklaþýmý sunul-maktadýr. Aort stenozu bulunan 5, subaortik stenoz bulunan 3 hasta olmak üzere toplam 8 hastaya bu yöntem uygulandý. Ýnsizyonun boyu 7-12 cm idi ve subpektoral yaklaþýmla 3. interkostal aralýktan toraksa girildi. Prosedür boyunca sadece konvansiyonel aletler kullanýldý ve kanülasyonlarýn tümü torakotomi insizyonundan yapýldý. Ayný insizyonla, fakat 4. interkostal aralýktan girilerek mitral kapak patolojileri ve bazý konjenital kalp operasyonlarý da yapýla-bilmektedir.

Anahtar kelimeler: Minimal invaziv kardiyak cerrahi, minitorakotomi, submammarya insizyon

Summary

Right anterior submammarian minithoracotomy approach in "less invasive" aortic valvular procedures, which we believe is superior cosmetically especially in female patients, is presented. This approach was applied to 8 patients among which 5 had aortic stenosis and 3 had subaortic stenosis. Lenght of the incisions were 7 to 12 cm, and the thoracotomies were performed at the 3rd intercostal space by subpectoral approach. Conventional surgical equipment were used throughout the procedures and all cannulations were done through the thoracotomies. Mitral valvular procedures and some congenital cardiac operations can be conducted through the same incision but by entering the thorax through the 4th intercostal space.

Keywords: Minimally invasive cardiac surgery, minithoracotomy, submammarian incision

Giriþ

“Less invasive” giriþimler, daha az cerrahi travma oluþturmasý, hastane süresinin kýsalmasý ve kozmetik açýdan hastalar tarafýndan tercih ediliyor olmasý gibi avantajlarý nedeniyle son yýllarda kalp cerrahisinde gittikçe artan bir popülarite kazanmaktadýr. Ýlk kez Cosgrove ve arkadaþlarýnýn [1] geliþtirdiði sað parasternal insizyonla yapýlan “less invasive” aort kapak operasyonlarýndan sonra deðiþik yazarlar tarafýndan ministernotomi, J sternotomi, minitorakotomi gibi farklý insizyonlarla yapýlan “less invasive” aort kapak operasyonlarý

bildirilmiþtir [2-5]. Henüz bir standarda kavuþmamýþ olan bu yöntemlerin birçoðunun femoral kanülasyon gerektirmesi, özel dizayn edilmiþ cihazlara ihtiyaç duyulmasý veya insizyonun yeterince kozmetik olmamasý gibi bazý dezavantajlarý olduðu söylenebilir.

Bu makalede kliniðimizde aort kapak ve subaortik stenoz operasyonlarýnda kullandýðýmýz, femoral kanülasyona gerek olmadan, tamamen konvansiyonel alet ve yöntemlerle gerçekleþtirilebilen ve özellikle bayanlarda kozmetik açýdan çok daha iyi olduðunu düþündüðümüz sað anterior submammaryan minitorakotomi yaklaþýmýmýzý sunmak istiyoruz.

Materyal ve Metod

Kliniðimizde Nisan 1997 - Mart 1998 tarihleri arasýnda, aort stenozu ve/veya subaortik stenoz tanýlarý alan 8 hastaya, sað anterior submammaryan minitorakotomi yaklaþýmý ile açýk kalp cerrahisi uygulandý. Hastalarýn yaþlarý 6 ile 75 (ortalama 23.5 yýl) arasýnda deðiþmekteydi. Hastalardan 3’ ü erkek, 5’ i kadýndý. Aðýrlýklarý 16 ile 56 (ortalama 43 kg) arasýnda idi. Hastalarýn tümünde yüksek doz fentanil anestezisi uygulandý ve sað kol yukarýda olacak þekilde, 30º sað oblik pozisyon verildi. Olasý bir femoral kanülasyon veya sternotomi ihtimaline karþý, her iki femoral bölge ve sternum açýkta kalacak þekilde hastalar örtüldü. Ýnsizyon sternal kenara 1-1.5 cm uzaktan baþlatýlýp, submammaryan olarak, 6. kostanýn altýnda kalacak ve ön aksiller çizgiye uzanacak þek-ilde yapýldý. Ýnsizyonun boyu hastanýn yaþýna ve kilosuna göre 7 ile 12 cm arasýnda deðiþmekte idi (Resim 1). (15 yaþ ve altýnda olan 3 hastada 7-10 cm, diðerlerinde 10-12 cm). Üstte muskulokutanöz bir flep oluþturulacak þekilde subpektoral bölge serbestleþtirildi ve 3. interkostal aralýktan toraksa girildi. Üçüncü kostosternal bileþkede lüksasyon oluþturuldu. Hastalarýn 5’ inde sað internal torasik arter (ÝTA) korunurken, 3 hastada yeterli görüþ alaný elde etmek için sað ÝTA divize edilmek zorunda kalýndý. Pediatrik hastalarda timusun sað lobu çýkarýldý. Perikard, frenik sinirin 1 cm anteriorundan açýldý. Perikardiyal aský dikiþleri ile kanülasyon esnasýnda sað akciðerin uzaklaþtýrýlmasý ve kalp ile büyük damarlarýn insizy-on yerine yaklaþtýrýlmasý saðlandý. Bütün hastalarda kanülasyonlarýn tümü torakotomi insizyonundan yapýldý. Arteriyel kanül assandan aortanýn innominate arter ayrýmýn-dan 1.5 cm proksimaline ve anterolateral duvarýna konuldu. Bu esnada aortanýn bir klemp yardýmýyla adventisyasýndan tutularak sabitleþmesi ve insizyona yaklaþtýrýlmasýnýn yanýsýra

Turkish J Thorac and Cardiovasc Surg 2000;8:771-3

(2)

772

Dr. Sarýoðlu ve Arkadaþlarý Sað Arterior Minitoraktomi

Türk Göðüs Kalp Damar Cer Derg 2000;8:771-3

aort kanülü de ayrý bir klemple tutularak aortaya yerleþtirildi. Venöz kanülasyon ise sað atriyum appendiksinden yerleþtirilen “two-stage” kanül ile yapýldý. Sað üst pulmoner venden sol atriyal vet konuldu. Tüm hastalarda 28ºC orta derecede genel hipotermi uygulandý. Aort klempi sonrasý izotermik kan kardiyoplejisi kullanýlarak antegrad yoldan kardiyoplejik arrest oluþturuldu.

Aort kapak stenozu bulunan 4 hastadan 3’üne aortik komissürotomi uygulanýrken, 75 yaþýndaki kalsifik aort stenozu bulunan bayan hastaya 19 no Carbomedics kapak kul-lanýlarak aort kapak replasmaný yapýldý. Üç hastada subaortik stenoz tanýsýyla, subaortik fibromuskuler band rezeksiyonu yapýldý. Bir hastada ise subaortik stenoz ile birlikte aort kapak stenozu mevcuttu. Bu hastada da subaortik bölgedeki fibro-muskuler bandlarýn rezeksiyonuna ilaveten 21 no St Jude kapak kullanýlarak aort kapak replasmaný yapýldý.

Hastalarýn ortalama kardiyopulmoner bypass zamaný 76.7 ± 52.7 dak, ortalama aort klemp zamaný ise 48 ± 38 dak. idi. Prosedür sonunda kalpten hava çýkarmak için önce kalp dolduruldu, penset veya aspiratör ucu yardýmý ile kalp boþluklarý içindeki havanýn harekete geçirilmesi saðlandý. Daha sonra Fowler pozisyonu ile havanýn çýkan aortada toplan-masý saðlanarak kardiyopleji kanülü ile aort kökündan aspire edildi. Hastalarýn çoðunda kalp spontan sinüs ritminde çalýþtý. Defibrilasyon gerektiðinde ise, infantlarda kullanýlan küçük defibrilatör kaþýklarý kullanýldý. Geçici pacemaker telleri kardiyopulmoner bypasstan çýkmadan ve kalp doldurulmadan sað ventrikül ön duvarýna konuldu. Kanama kontrolünü takiben perikard, 2-3 adet tek tek absorbe olabilen dikiþ materyali kullanýlarak gevþek olarak kapatýldý. Toraksa bir adet göðüs tüpü ve büyük göðüslü bayan hastalarda pektoral kasýn altýna bir adet redon dren konuldu. Ýnterkostal aralýk 3 adet 2 no dikiþ materyali kullanýlarak yaklaþtýrýldý. Ciltaltý 2/0, cilt ise 3/0 absorbe dikiþle devamlý intrakütan dikiþ tekniði kullanýlarak kapatýldý. Hiçbir hastada femoral kanülasyon gerekmedi ve tüm hastalarda sadece konvansiyonel aletler kullanýldý.

Bulgular

Mortalite olmadý. Hiçbir hastada torakotomiyi geniþletmeye, sternotomiye ya da femoral kanülasyona yol açacak intraoperatif komplikasyon geliþmedi. Ortalama 10 saat sonra

bütün hastalar respiratör desteðinden ayrýldý. Hastalarýn postoperatif drenaj miktarlarý 100 cc ile 950 cc arasýnda (ortalama 280 cc) idi. Hiçbir hastada kanama nedeniyle revizyon yapýlmadý. Postoperatif 1. gün servise verilen hastalar, ortalama 6 günlük hastane kalýþ süresinden sonra taburcu edildiler. Aort kapak replasmaný ile birlikte subaortik stenoz rezeksiyonu yapýlan 17 yaþýndaki erkek hastada postoperatif 3. gün perikard effüzyonu saptandý. Aort kapak replasmaný yapýlan 75 yaþýndaki bayan hastada ise postoperatif 3. gün atriyal fibrillasyon geliþti. Her iki hasta da medikal tedavi ile düzeldiler.

Tartýþma

Açýk kalp cerrahisinde standart yaklaþým olan median sternotomi insizyonu cerrah için konforlu bir görüþ alaný saðla-maktadýr [6]. Fakat býraktýðý büyük skar nedeniyle bazen, özel-likle genç bayanlarda psikolojik problemlere neden olabilmektedir [7]. Brom’un 1956’da tarif ettiði bilateral transsternal submammaryan insizyondan sonra özellikle son yýllarda kalp cerrahisinde kozmetik insizyonlar açýsýndan önemli bir yol katedilmiþtir. “Less invasive” veya minimal invaziv olarak adlandýrýlan bu prosedürlerin kozmetik avantajlarýnýn dýþýnda, postoperatif aðrýnýn, kanamanýn, infeksiyon geliþiminin daha az olmasý, iyileþme sürecinin kýsalmasý ve dolayýsýyla hospitalizasyon süresinin azaltýlmasý gibi avantajlarý da mevcuttur [2].

Cosgrove’ýn [1] sað parasternal insizyon ve 3-4. kostal kartilajlarý çýkararak uyguladýðý minimal invasive aort kapak operasyonlarýndan sonra, bu prosedürün dezavantajlarý olarak kabul edilebilecek sað internal torasik arterin baðlanmasý, femoral arter ve ven kanülasyonu, kostal kartilajlarýn çýkarýlarak göðüs kafesi bütünlüðünün bozulmasý gibi sorunlar farklý yaklaþýmlarla giderilmeye çalýþýlmýþtýr.

J sternotomi, ministernotomi, minitorakotomi ve torakoskopik yöntemlerle uygulanan prosedürler bunlara örnek olarak verilebilir [2-5]. Bu prosedürlerin çoðunda femoral kanülasyon gerekmektedir. Bunun ayrý bir infeksiyon riski taþý-masý, retrograd disseksiyona yol açabilmesi ve özellikle çocuk-larda uygulandýðýnda ileride stenoz oluþturma olasýlýðý bulun-masý nedeniyle prosedür esnasýnda femoral kanülasyondan kaçýnmak bir avantaj olarak kabul edilebilir. Bizim yöntemimizde bütün kanülasyonlar tüm hastalarda torakotomi insizyonundan yapýlabilmiþtir. Parasternal insizyonlarla yapýldýðýnda genellikle baðlanmak zorunda kalý-nan sað internal torasik arter bizim yöntemimizle 5 hastada korunmuþtur. Ayrýca diðer yaklaþýmlarda insizyon skarlarý, median sternotomiyle kýyaslandýðýnda daha kýsa olmalarýna raðmen yine göðüsün orta hattýnda veya üst kýsým-larýnda bulunmaktadýr. Oysa sað submammaryan minitorakotomi insizyonun tamamen meme altýnda kalan insizyon hattýnýn, özellikle bayan hastalarda kozmetik açýdan daha üstün olduðunu söyleyebiliriz.

Sað anterior minitorakotomi yaklaþýmýmýzda, tamamen konvansiyonel aletler ve yöntemler kullanýlmýþtýr. Subaortik bölgeye uygulanan giriþimlerde bile, bu yaklaþýmla yeterli bir görüþ ve manüplasyon alaný elde edilebilmiþtir (Resim 2). Operasyon süresi uzamamaktadýr. Bunlarýn dýþýnda, ileride gerekebilecek reoperasyonda sternum altýnýn serbest ve kolaylýkla açýlabilecek olmasý, ayrýca özel dizayn edilmiþ aletlere ihtiyaç olmamasý, bunlarýn getirebileceði mali yük ve belki de komplikasyonlardan uzak kalýnmýþ olmasý da birer avantaj olarak söylenebilir.

(3)

773 Minimal invaziv yöntemlerin sakýncalarýndan biri görüþ alanýnýn kýsýtlý olmasýndan dolayý, hava çýkarma ve defibrilasyon iþlemlerindeki zorluklardýr. Hava çýkarma iþle-minde transözefagiyal ekokardiyografinin kullanýlmasý [3] ve disposible external defibrilatör pedleriyle [4] bu zorluklar aþýl-maya çalýþýlmýþtýr. Bizim yöntemimizde hava çýkarma iþlemi standart tekniklerle yapýlabilmiþ ve defibrilasyon gerektiðinde de, yenidoðanlarda kullanýlan küçük boy internal defibrilatör kaþýklarýyla kolaylýkla uygulanabilmiþtir.

Anterolateral veya posterolateral torakotomi insizyonlarýnýn bazý komplikasyonlarýndan bahsedilmektedir. Kaslarýn innervasyonunun yukarýdan aþaðýya doðru olmasý nedeniyle, kesilen kaslarýn alt kýsýmlarýnda atrofi oluþabilir. Bu ise özellikle çocuklarda ileride meme geliþimi ile ilgili önemli bozukluklara yol açabilmektedir. Ayrýca, meme dokusunun 6-7. kostalara kadar uzandýðý söylenmekte ve meme dokusuna zarar vermemek için insizyona bu seviyenin altýndan baþlanmasý, pektoral kasýn ise divize edilmeden subpektoral yaklaþýmla toraksa girilmesi önerilmektedir [8]. Eriþkin bayanlarda lateral torasik sinire verilecek bir hasar meme baþý innervasyonunu etkilemekte ve emzirme ile ilgili sorunlara yol açabilmektedir. Sað torakotomi uygulanan bayanlarda transpektoral ve subpektoral yaklaþýmlarýn karþýlaþtýrýldýðý bir çalýþmada, transpektoral yaklaþým uygulanan hastalarýn %7.4’ünde göðüs asimetrisi, %38.8’inde sað areolada hissizlik saptanýrken, subpektoral yaklaþým uygulanan hastalarda göðüs asimetrisi oluþmamýþ, sað areolada %12.5 oranýnda hissizlik geliþtiði görülmüþtür [9].

Kiew-Kong Pau ve arkadaþlarýnýn [5] tarif ettiði "pocket AVR" yönteminde yaklaþýk 7.5 cm uzunluðundaki insizyon doðrudan 2. interkostal aralýk üzerinden yapýlmýþ ve yine femoral kanülasyon kullanýlmadan yalnýz konvansiyonel aletlerle operasyon gerçekleþtirilmiþtir. Bu yöntemde görüþ alanýnýn daha az disseksiyonla daha rahat saðlanabiliyor olmasý bir avantaj gibi görünse de, insizyon skarýnýn yeri ve transpektoral yaklaþýmýn daha önce sayýlan kozmetik dezavantajlarý gözönüne alýndýðýnda, özellikle bayan hastalarda ve pediyatrik hastalarda bu yöntemin kullanýmý kýsýtlý kalmaktadýr. Kliniðimizde, bu hastalarýn dýþýnda atriyal septal defekt, ventriküler septal defekt, parsiyel pulmoner venöz dönüþ anomalisi, parsiyel atriyoventriküler septal defekt ve mitral hastalýðý gibi çeþitli patolojileri bulunan 13 hastaya da yine ayný yöntem kullanýlarak, minimal invaziv açýk kalp cerrahisi

baþarýyla uygulanmýþtýr.

Sonuç olarak, minimal invaziv aort kapak operasyonlarý için yeni ve kozmetik açýdan benzerlerinden daha üstün olduðunu düþündüðümüz sað anterior submammaryan minitorakotomi insizyonuyla aort kapak ve subaortik bölgenin cerrahisi dýþýn-da mitral kapak patolojileri ve bazý konjenital operasyonlar dýþýn-da güvenli ve etkin olarak yapýlabilmektedir. Bu yöntemin, hasta psikolojisi ve kozmetik nedenlerden dolayý tercih edilmesi gereken bir yöntem olduðu kabul edilebilir.

Kaynaklar

1. Cosgrove DM, Sabik JF. Minimally invasive approach for aortic valve operations . Ann Thorac Surg 1996;62:596-7.

2. Kasegawa H, Shimokawa T, Matsushita Y, et al. Right-sided partial sternotomy for minimally invasive valve operation: "Open door method". Ann Thorac Surg 1998;65:569-70.

3. Robert KWT, Almeida MB. Minimally invasive aortic valve replacement via partial sternotomy. Ann Thorac Surg 1998;65:275-6.

4. Minale C, Reifschneider HJ, Schmitz E, et al. Single access for minimally invasive aortic valve replacement. Ann

Thorac Surg 1997;64:120-3.

5. Kiew -Kong Pau, Yakub A, Awang Y. Minimally invasive aortic valve surgery : Pocket AVR. J Thorac Cardiovasc Surg 1998;115:255.

6. Lytle BW. Minimally invasive cardiac surgery. J Thorac Cardiovasc Surg 1996;111:554-5.

7. Massetti M, Babatasi G, Rossi A, et al. Operation for atrial septal defect through a right anterolateral thoracotomy: Current outcome. Ann Thorac Surg 1996; 62:1100-3.

8. Cherup LL, Siewers RD, Futrell JW. Breast and pectoral muscle maldevelopment after anterolateral and posterolat eral thoracotomies in children. Ann Thorac Surg 1986; 41:492-7.

9. Diehl CA, Torres AR, Favaloro RG. Right submammarian thoracotomy in female patients with atrial septal defects and anomalous pulmonary venous connec-tions: Comparison between the transpectoral and subpectoral

a p p r o a c h e s .

J Thorac Cardiovasc Surg 1992;104:723-7. Resim 2: Sað anterior submammaryan minitorakotomi

yak-laþýmý ile aortotomi sonrasý aort kapaðýnýn görüntüsü

Turkish J Thorac and Cardiovasc Surg 2000;8:771-3

Referanslar

Benzer Belgeler

yüksek olan hastalarda daha düşük frekanslı kalp kapak sesi elde edildi; yani vücut kütle indeksi ile mekanik kapak sesinden duyulan rahatsızlık arasında ters

(A) İkiboyutlu ve (B) üçboyutlu transtorasik ekokardiyografi ile diyastolde kısa eksen görüntüde ve transözofageal ekokardiyografi ile (C) diyastolde ve (D) sistolde aort kapağa

Antibiyoterapiye rağmen yüksek ateşin devam etmesi üzerine, iki gün sonra yapılan transözofageal ekokardiyografide (TÖE) aort kapağının biküspit olduğu ve sağ

Sonuç: Asandan aortas›, aort kapak patolojisine veya mevcut bulunan ba¤ dokusu hastal›¤› zemininde cerrahi manüpülasyonun da etkisiyle etkilenmifl hastalarda aort

The pseudoaneurysm developed after the ascending aort replacement due to suture line dehiscence and it was re-operated successfully with no need to replace the graft.. This

Saðlam aort kapaðýna sahip olan bu kalpler (Grup A) üzerinde testler gerçekleþtirdikten sonra, ayný kalpler üzerinde iyatrojenik olarak aort kapak yetersizliði oluþturuldu (Grup

Konduit olarak dondurulmuş pulmoner homogreft kullanılan bir olgu postoperatif birinci gün anlamlı derecede aort yetmezliği nedeniyle yeniden ameliyata alındı ve bu olguya

Bu olgu sunumunda β-talasemi major tanısı ile takip edilmekte olan ciddi aort stenozlu genç hastada başa- rılı aort kapak replasmanı operasyonunun sunulması