• Sonuç bulunamadı

TÜRKİYE DE TARIMDA SU YÖNETİMİ, SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "TÜRKİYE DE TARIMDA SU YÖNETİMİ, SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ"

Copied!
12
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TÜRKİYE’DE TARIMDA SU YÖNETİMİ, SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Belgin Çakmak Prof. Dr.

Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü

Ankara, Türkiye

Turhan Aküzüm Prof. Dr.

Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü

Ankara, Türkiye

ÖZET

Ülkemizde toplam tarım alanının yaklaşık 1/3’ü ekonomik olarak sulanabilecek potansiyele sahiptir. Resmi kayıtlar bunun şu anda ancak yarısının sulamaya açıldığını ve sulama oranları da dikkate alındığında sulamaya açılan alanların yaklaşık %65’nin fiilen sulandığını göstermektedir.

İzlenmesi gereken sulama politikalarının başında tarımda verimliliğin arttırılması için sulanabilecek alanların tamamının sulanması ve suyun etkin kullanımının sağlanmasıdır.

Bilindiği gibi ülkemizde suyun yaklaşık %70’i tarımsal maçla tüketilmektedir. Önümüzdeki yıllarda sanayi ve hizmetler sektörünün artan su ihtiyacının karşılanabilmesi su yönetiminin önemini daha da arttırmıştır.

Su yönetiminde karşılaşılan sorunlar fiziksel altyapı yetersizliği, su kalitesinin bozulması ve su kirliliği, su iletim ve dağıtım sistemlerinin yetersizliği, aşırı su kayıpları ve organizasyon ve yönetim sorunları olarak sıralanabilir.

Bu amaçla sulamada atık suların kullanımı, yüzey sularının suyun kıt olduğu alanlara yönlendirilmesi, çiftçilerin su tasarrufu sağlayan modern sulama yöntemlerini uygulamalarını teşvik etmek ve çiftçi eğitimleriyle bunun yaygınlaştırılmasını sağlamak gibi çalışmaları kapsayan politikalara önem verilmelidir.

Bu çalışmada, ülkemizde tarımda su kullanımı, sulama politikaları, su yönetiminde karşılaşılan sorunlar irdelenmiştir.

GİRİŞ

Dünyada nüfus artışına paralel olarak artan gıda ihtiyacı tarımsal ürün taleplerini de arttırmaktadır. 2025 yılında dünya nüfusunun 2000 yılına göre %35 oranında artarak 8.3 milyara ulaşacağı tahmin edilmektedir. Ülkemizde de artan nüfusun gıda güvenliğini sağlamak için tarımsal üretimin ve tarımsal üretimde verimliliğin arttırılması gerekmektedir. Üretimi ve

(2)

verimliliği artırmanın en etkin yollarından biri, birim alandan alınan verimin artırılmasıdır. Bu da tarımda yeni teknolojilerin kullanılması ve sulanan alanların arttırılması ile mümkündür.

Türkiye’de 2003 yılının başında yıllık toplam su tüketimi 40,1 km3’dür. Bu suyun % 74’ü (29,6 km3’)’ü sulama; % 15’i (6,2 km3) içme-kullanma, % 11’i (84,3 km3) ise sanayi sektöründe kullanılmıştır. Ülkemizde sektörlere göre kullanılan su miktarı Çizelge 1’de verilmiştir. Çizelge 1’den görüldüğü gibi yıllar itibarıyla su kullanımı incelendiğinde en fazla payı tarım sektörünün aldığı görülmektedir.

Ülkemizde sulamada gereğinden fazla su kullanılmaktadır. Bugün ülkemizde sulama şebekelerinde suyun fazla kullanılmasının başlıca nedenlerinden biri, şebekelerde su kayıplarının çok yüksek olmasıdır. Örneğin, 2004 yılı rakamlarına göre, DSİ’ce işletilen sulamalarda net sulama suyu ihtiyacı 3412 m3/ha olmasına karşın, verilen su 13413 m3/ha’dır.

Bu değerler devredilen sulamalarda sırasıyla, 4475 m3/ha ve 11558 m3/ha’dır. Bu rakamlar, ülkemizde sulamada ihtiyacın iki katından fazla su kullanıldığını göstermektedir. Bu gerçekten hareketle, öncelikle tarımda su tasarrufu sağlayıcı önlemler alınmalıdır. Bu önlemler fiziksel ve yönetsel olarak iki farklı grupta toplanabilir. Fiziksel olarak öncelikle su kayıplarını en aza indirecek su iletim ve dağıtım sistemleri tesis edilmelidir. Bu amaçla, yeni inşa edilecek sulama projelerinde açık kanal-kanalet sistemleri yerine borulu sistemler yapılmalı, tarla sulama sistemlerinde basınçlı sistemler tercih edilmelidir.

Ülkemizde 2004 yılı verilerine gore, DSİ’ce işletilen sulamalarda sulanan alanın %77’de klasik sistem, %22’de kanaletli sistem, %1’de borulu sistem bulunmaktadır. Devredilen sulamalarda ise, %43 klasik, %50 kanaletli ve %7 borulu sistemdir (Şekil 1).

Çizelge 1. Türkiye’de sektörlere göre su kullanımı (1) Sektörel su kullanımı

Sulama İçme-kullanma Sanayi

Yıllar Toplam su tüketimi 106m3

Potansiyel kullanım

(%)

106m %

106m %

106m %

1990 30.600 28 22.016 72 5.141 17 3.443 11

1992 31.600 29 22.939 73 5.195 16 3.446 11

1998 38.900 35 29.200 75 5.700 15 4.000 10

2000 42.000 38 31.500 75 6.400 15 4.100 10

2003 40.100 36 29.600 74 6.200 15 4.300 11

2030 110.000 100 71.500 65 25.300 23 13.200 12

(3)

a) DSİ’ce işletilen sulama şebekelerinde b)Devredilen sulama şebekelerinde Şekil 1. Ülkemizde mevcut sulama sistemleri (2)

Ülkemizde mevcut sulama kanallarının tip ve uzunlukları Çizelge 2’de verilmiştir. Çizelge 2’den görüldüğü gibi son 12 yılda toprak kanal uzunluğu %8.1’den %5.8’e düşerken, kanalet uzunluğu %41.6’dan %42.4’e yükselmiştir. Klasik beton kaplamalı kanal uzunluğu, %46.6 ile aynı düzeyde kalmıştır. Borulu sistemlerin uzunluğu ise %3.7’den %5.2’e yükselmiş olmasına karşın bu artış mevcut koşullara göre yeterli değildir (3).

Ülkemizde 20 milyon hektarın üzerinde bir alan sulanabilir nitelikte olmasına karşın, sulamaya ayrılabilir su kaynakları potansiyeli ile bu alanın tamamının sulanması mümkün görülmemektedir. Mevcut su kaynakları potansiyeli ve uygulanan sulama teknolojileri ile, ancak 8.5 milyon hektar alanın sulanabileceği hesaplanmaktadır. Bunun yanında, ilk aşamada sulanması düşünülebilecek %0-6 eğim grubu içersinde yer alan 13 milyon hektarın üzerindeki sulanabilir alanın % 63’ünde yağmurlama ve damla gibi suyun daha etkin kullanıldığı sulama tekniklerinin uygulanması zorunlu hale gelmiştir. Ancak, sulamaya açılan alanların ancak

%10’u bu tekniklerle sulanmaktadır (4).

Sulu tarım alanlarında toprak-bitki-su ilişkileri ve bunların insan ve çevreye olan etkileri üzerinde çok fazla durulmamaktadır. Bu nedenle üretici yeterince eğitilemediği için aşırı su kullanma eğilimi ortaya çıkmakta, sonuçta drenaj, yüksek taban suyu, tuzluluk ve sodyumluluk gibi birçok problemle karşılaşılmaktadır (5).

Ülkemizde bir yandan yeni alanlar sulamaya açılırken diğer yandan çok büyük yatırımlarla sulama şebekeleri kurulmuş araziler, yanlış tarım ve sulama uygulamaları nedeniyle hızla bozulmakta ve kirlenmektedir. Sulamaya açılan alanların büyük bir bölümü tuzluluk ve sodyumluluk problemi ile karşı karşıyadır. Aşırı ve yanlış gübreleme toprak-bitki-su dengesini nitrit-nitrat kalıntılarıyla toprak yapısını bozmuş, yer altı sularını kirletmiştir.

Kanalet 15957 ha

%22

Borulu 600 ha

%1

Klasik 55817 ha

%77

Klasik 757133 ha

%43 Kanalet

882164 ha

%50 Borulu 128402 ha

%7

(4)

Bilinçsiz sulama uygulamaları da toprağı tuzlulaştırmış ve taban suyu kalitesini düşürmüştür (6).

2. SU YÖNETİMİ İLE İLGİLİ SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Su yönetimi, su kaynaklarının planlı bir şekilde geliştirilmesi, dağıtılması ve kullanılması olarak tanımlanmaktadır. Su kaynaklarının geliştirilerek, insanlığın hizmetine sunulması yönündeki çabalar, binlerce yıl önce başlamış ve günümüze kadar artarak devam etmiştir (7).

Ancak, su kaynaklarının geliştirilmesi amacıyla inşa edilen fiziksel yapıların yetersiz kaldığı görülmüştür. Su potansiyeli ile talebi arasında bir denge kurulabilmesi için fiziksel yapılarla birlikte, su yönetimine kullanıcıların katılımı sağlanarak ekonomik, sosyal ve kurumsal konuları da kapsayacak şekilde yeni su yönetim modelleri oluşturulmaya başlanmıştır.

Su yönetimi ile ilgili sorunlar genel olarak su kaynaklarının geliştirilmesinden suyun tarla düzeyinde kullanılmasına kadar birbirini izleyen aşamalarda görülmektedir.

2.1. Fiziksel Altyapı Yetersizliği ile ilgili sorunlar

• Sulama alanında, arazi toplulaştırma, tesviye ve drenaj gibi tarla içi geliştirme hizmetleri tamamlanamadığı için sürdürülebilir bir su yönetimi gerçekleştirilememektedir.

• Sulama kanalları, kanaletleri, sanat yapıları ve ölçü tesisleri, dış şartlara (sel, yağış, rüzgar, buzlanma, hava sıcaklığı) ve kullanıcıların tahribatına maruz kaldığı için kısa sürede elden çıkmakta, bakım onarıma ihtiyaç göstermektedir (8).

• Yüzey sulama yöntemlerinde bütün tesisler yerüstünde olduğundan, çiftçiler tarafından priz kapaklarına, çek yapılarına, ölçü tesislerine ve diğer tesislere müdahaleler yapılmakta, tesisler zarar görmekte ve işletme hizmetleri aksamaktadır.

• Bazı sulama şebekelerinde sanat yapıları maksimum kapasiteye göre inşa edildiğinden kanallar tam kapasitede çalıştırılmakta bu durum sulamada, su ve enerji israfına neden olmaktadır.

• Su kaynağı yeterli olmayan sulamalarda çiftçilerin kaçak yeraltısuyu kuyularına yönelme eğilimini artırarak sulama randımanının düşmesine neden olmaktadır.

• Kanal şebekelerinin çoğunda ara depolamalar bulunmadığı için özellikle pik dönemler dışında gece sulaması da yapılmadığı için şebekeye verilen sular tahliyeye gitmektedir.

• Rusubat tutucu yapılar (çökeltme havuzu, ızgara, filtre vb.), kafa hendekleri, alt ve üst sel geçitleri gibi sanat yapılarının eksikliğinden ya da fonksiyonel olmamasından dolayı kanallarda aşırı sedimantasyon birikimi ya da tahribatlar olmaktadır. Bu durum trilyonlarca paranın tortu temizliğine ve bakıma-onarıma harcanmasına neden olmaktadır (8).

(5)

2.2. Sulama Sistemlerinin İşletimi ile İlgili Sorunlar

• Türkiye’de sulama suyu fiyatlarının düşük olması tarımda aşırı su kullanımına neden olmaktadır. Mevcut su ücretleri işletme ve bakım masraflarını karşılamaya yeterli değildir.

Su fiyatının gerçek değerinden düşük olması, aşırı su kullanımına ve çevresel sorunlara neden olmaktadır. Ülkemizde suyun fiyatı genellikle sulanan alan ve bitki çeşidine göre belirlenmektedir. Ancak toplanan miktar tahakkuk ettirilenden daha düşük olmaktadır. Bu özellikle DSİ tarafından işletilen sulamalarda, DSİ yasasındaki gecikme cezasının yetersizliğinden kaynaklanmaktadır. Sulama birliklerindeki su ücreti toplama performansı, DSİ sulamalarından daha yüksektir. Bu sulama birliklerindeki su fiyatlandırma ve ceza sisteminin başarısının bir sonucudur (9).

• Bilinçsiz sulama uygulamaları ve sulama şebekelerinin çoğunun eski olması tarımda aşırı su kullanımına yol açmaktadır. Suyun aşırı kullanımı sulama randımanını düşürmekte ve tuzlulaşma, göllenme ile kirlilik gibi çevresel sorunlara neden olmaktadır. Sulama şebekelerinde su kaynağının yetersizliği, yüksek taban suyu, topografik sorunlar, sulama tesislerinin yetersizliği, nadas alanlar, sosyo-ekonomik faktörler gibi nedenlerle sulama alanının tamamı sulanamamaktadır.

• Türkiye’de tarımda su kullanım etkinliği göstergelerinden sulama oranı ve sulama randımanı çok düşüktür. Sulama randımanı genel anlamıyla sulama suyu ihtiyacının kaynaktan sulama için saptırılan suya oranı olarak tanımlanabilir. 2004 yılı verilerine göre DSİ ve devredilen sulamalarda sulama oranı sırasıyla %34 ve %61’dir. Türkiye’de sulama randımanını düşüren en önemli problem tarımda aşırı su kullanımıdır. Sulama randımanı da 2004 yılında DSİ sulamalarında %25, devredilen sulamalarda ise %39 olarak gerçekleşmiş olup devredilen sulamalarda DSİ sulamalarından daha yüksektir(2).

• Bitkilerin optimum gelişebilmeleri için ihtiyaç duydukları miktarda ve zamanda su verilmesi gerekmektedir. Kaynaktan bitkiye ulaşıncaya kadar oluşan dağıtım kayıpları nedeniyle gerçekte sulama suyu olarak saptırılan su, bitki su ihtiyacından fazla olmaktadır (Şekil 2). Şekil 2’de görüldüğü gibi yüksek su kayıpları nedeniyle ihtiyaçtan çok fazla su dağıtılmaktadır. Dağıtılan suyun ihtiyaca oranı 1’den büyüktür. İhtiyacın yaklaşık iki ya da üç katı su verilmektedir. Bunun başlıca nedeni hem şebeke hem de tarla düzeyinde büyük miktarda su kaybı olmasıdır.

• Klasik sulama sistemlerinde, sulama parsellerinin küçük olması, karık veya tava boyutlarının uygun seçilememesi su yönetimi güçleştirmekte, sulama randımanı düşmekte ve tarla içi su kayıplarının da fazla olmasına neden olmaktadır. Tava veya karık sulama yöntemleri kullanıldığında tarla su uygulama randımanı %60 civarında olup, şebekedeki sızma, buharlaşma ve işletme kayıpları da ilave edilirse randıman yaklaşık %50 olmaktadır. Bitkiye ihtiyacı olan 1 m3 suyu verebilmek için 2 m3 su kullanılmaktadır.

(6)

0 5000 10000 15000

1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 Yıllar

Sulama suyu ihtiyacı (m3/ha) Hektara verilen su (m3/ha) a) DSİ sulama şebekeleri

0 2000 4000 6000 8000 10000 12000 14000

1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 Yıllar

Sulama suyu ihtiyacı (m3/ha) Hektara verilen su (m3/ha)

b) Devredilen sulama şebekeleri

Şekil 2. Türkiye’de 1995-2004 yılları için sulama suyu ihtiyacı ve dağıtılan su miktarı

Bu durum hem kıt olan su kaynaklarının israfına neden olmakta hem de dağıtım ve drenaj şebekelerinin daha büyük kapasiteli olarak inşasına, dolayısıyla maliyetin artmasına, sistemde pompaj varsa ilave enerji kullanımına neden olmaktadır. Bütün bunlara bir de kullanılacak suyun pahalı olması ilave edilirse sulamada su tasarrufunun önemi daha da açığa hale gelmektedir (10).

• Klasik sulama yöntemleri yerine yağmurlama ve damla sulama yöntemleri kullanılması durumunda randıman %60 dan sırası ile %80 ve %90’a çıkabilmektedir. Bu da %20 ile

%30’luk bir su tasarrufu demektir.

• Arazi kullanım planlarının bulunmayışı ve tarım dışı arazi kullanımının artışı nedeni ile tarım alanları azalmaktadır. Tarım topraklarının amaç dışı kullanımı Türkiye’de önemli

(7)

boyutlara ulaşmıştır. Çiftçilere tarımı cazip hale getirmek için gelir düzeyini yükselten önlemler alınmalı su ve toprak kaynaklarının geliştirilmesi ile ilgili yatırımlara önem ve öncelik verilmelidir.

• Sulanan alanlarda uygulanan bitki deseni planlanandan büyük farklılıklar göstermektedir.

Çoğunlukla projede öngörülen sulama oranlarının çok altında kalınmaktadır. Öyleki projelerin karlılığı olumsuz yönde etkilenmekte; proje alanındaki üreticiler sulu tarımdan kuru tarıma geçmektedirler. Bu durum, genellikle pazar koşulları, çiftçi gelenekleri, hastalık ve zararlılar ile tarımsal girdilerin fiyatlarındaki dalgalanmalar ve özellikle üretim planlanmasının ülkemizde hala uygulanamamasından kaynaklanmaktadır (10).

• Türkiye'de yeterli düzeyde ve etkin bir çiftçi eğitim servisinin bulunmadığı için çiftçiler eğitilememekte, aşırı su kullanımına yönelmekte, yüzey akış, derine sızma gibi su kayıpları artmaktadır. Bu durum sulama randımanını düşürmekte, arazilerin sulamaya iyi hazırlanmaması, drenaj, yüksek taban suyu, tuzluluk gibi, bir dizi sorunu ortaya çıkarmaktadır.

• Tarla içi sulama uygulamalarında su kayıplarını gösteren en iyi ölçü, sulama performans değerleridir. Bir çok sulama şebekesinde sulama performanslarının oldukça düşük olduğu belirlenmiştir (11). Randımanlı bir sulama programına hemen tüm sulama sistemlerinde ulaşılamamıştır. O nedenle uygulama randımanları düşük, su kayıpları yüksektir (Çizelge 2).

2.3. Su Kirliliği

Su kirliliğinin en önemli nedenlerinden olan evsel ve endüstriyel atık suların arıtılması ülkemizde yeterince dikkate alınmamıştır. Sanayi sektöründe arıtma tesisine sahip işletmelerin oranı %9'dur. 3215 belediyenin bulunduğu ülkemizde 141 belediyede kanalizasyon sistemi vardır, bunun da sadece 43 tanesinde arıtma tesisi bulunmaktadır. KHGM tarafından başlatılan kırsal alanlarda evsel atık suların doğal arıtma sistemi projesi

Çizelge 2. Bölgelere ve Sulama Yöntemlerine Göre Uygulama Randımanları, Ea (%) (11) Bölgeler Damla Sulama Yağmurlama Sulama Yüzey Sulama

Akdeniz 67-84 (Söğüt, 1986) 87-98 (Bilal, 1997)

95-97 (Andırınlıoğlu, 1993)

52-59 (Şimşek, 1992)

Güneydoğu 61 (Oğuzer ve Önder,

1988) 86-94 (tıkalı karık, Kanberve ark., 1996)

60-70 (serbest karık, Kanber ve ark., 1996)

38 (Oğuzer ve Önder, 1988) Orta

Anadolu

33.7 (Şimşek, 1992) 48.7 (Balaban ve Beyribey, 1991) 29-80 (Ertaş, 1980)

37.9 (Şimşek, 1992) 32-77 (Öğretir, 1981) 23-58 (Oykukan, 1970)

Karadeniz 35-94 (Bayrak, 1991)

55-87 (Balçın, ve ark., 2001)

(8)

ile değerlendirilmesi ve tekrar kullanımı sağlanmaya başlanmıştır. Böyle yararlı bir proje ülke genelinde yaygınlaştırılmalıdır. Ülkemizdeki endüstri kuruluşlarının %98'inde arıtma tesisi bulunmamakta, olanların bir kısmı ise yetersiz veya çalışamaz durumdadır.

• Türkiye'de nüfus artışı, kentleşme, sanayileşme ve tarımsal ilaçlar ile gübrelere bağlı olarak akarsu, göl ve denizlerde su kirliliği hızla artmaktadır (12). Fırat ve Dicle Nehirleri'nde henüz nüfus yoğunluğunun düşük olması, sanayileşmenin yaygınlaşmaması ve yoğun tarım yapılmaması nedeniyle bir su kirlenmesi sorunu yoktur. Ancak Güneydoğu Anadolu Projesi'nin gerçekleşmesiyle birlikte ortaya çıkabilecek sorunlar açısından, bu akarsularda su kalitesi gözlemlerinin yoğunlaştırılması büyük önem taşımaktadır.

• GAP ile birlikte pestisit ve gübre kullanımındaki artıştan kaynaklanabilecek su kirliliği ve buna bağlı değişik çevre sorunlarının boyutları da giderek büyüyecektir. Bu tür sorunları giderici önlemlerin başında, uygulayıcıları bilinçlendirme ve doğada kısa sürede parçalanarak zararsız hale gelen pestisit türlerinin kullanılmasının sağlanması gelmektedir (13). Bugün GAP’da 2004 yılı itibarıyle 207 000 ha’a ulaşan sulama alanının 20 000 ha’ında drenaj ve tuzluluk ile ilgili sorunlar görülmektedir. Bölge topraklarının ciddi boyutlarda, tuzlanma ve pestisit kirliliği sorunları ile karşı karşıya kalabileceği düşünülmektedir.

• Yeraltı suyu nükleer ve kimyasal kirlenmeye yüzey suyuna göre daha geç maruz kalır.

"Yeraltı suyunun Kirlenmesi" suyun kullanılamayacak derecede kimyasal ve bakteriyel kirlenmeyle kalitesinin bozulması olarak tanımlanabilir. Önümüzdeki yıllarda çevre sorunlarının giderek büyüyeceği ve buna paralel olarak yüzey sularının daha fazla kirleneceği göz önüne alınırsa yeraltı sularının değeri daha da artacaktır.

2.5. Sulama Şebekelerinde Organizasyon ve Yönetim Sorunları

Ülkemizde su kaynaklarının geliştirilmesi ve kullanımı ile ilgili kuruluşlar, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ), İller Bankası Genel Müdürlüğü, Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğü (EİEİ), Orman Bakanlığı, Çevre Bakanlığı, Özel Çevre Kurumu Başkanlığı, Sağlık Bakanlığı, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Devlet Planlama Teşkilatı (DPT), Maliye Bakanlığı, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı ve Yerel Yönetimler olarak sıralanabilir.

Türkiye'de su kaynaklarının entegre yönetimi için gerekli kurumsal yapı, sadece merkezi hükümet seviyesinde bulunmaktadır. Su kalitesi yönetiminde ise, ilgili kuruluşlar arasında benzeri bir koordinasyon bulunmamaktadır. Su kaynağının "bir bütün" olması gerçeği benimsenerek, ilgili kuruluşlar arasında işbirliği sağlanmalıdır.

Ülkemizde su kaynaklarının tahsisi, kullanımı, korunması ve geliştirilmesinde hala tutarlı, kalıcı ve rasyonel politikalar geliştirilememiş ve bir temele oturtulamamıştır. Su kaynakları yönetimine ilişkin mevcut yasaların tümü, bütün sorumluluğu devlete yüklemekte olup, katılımcılıktan uzaktır. Suyu kullananların hiçbir rolü ve sorumluluğu yoktur.

Ülkemizde kuruluşlar arası görev alanları ve yetki sınırlarında önemli örtüşmeler bulunmakta olup, bu durum koordinasyon eksikliklerine ve hizmetlerin aksamasına neden olmaktadır.

Sulama tesisleri işletmeciliği, bakım ve onarım hizmetlerini üstlenen “Sulama Birlikleri”

İçişleri Bakanlığı “Birlik Tip Tüzüğü”ne göre “1580 sayılı Belediye Kanunu (madde133-

(9)

148),” göre kurularak faaliyet göstermektedir. Ülkemizde kurulan sulama birlikleri ile doğrudan ilgili bir yasa bulunmamaktadır. Bu konuda Su Kullanıcıları Birlikleri adı altında yürütülmekte olan düzenleme çalışmaları devam etmektedir.

Sulama Birlikleri tarafından işletilen şebekelerin büyük çoğunluğunun eski olması (30 yıllık) nedeniyle yıllık bakım, onarım ve yenileme ihtiyaçları da çok fazla olmaktadır. Yıllardır devletin yatırımlarda gittiği kısıtlamalar nedeniyle yıllık bakım-onarım ve yenileme ihtiyaçlarının yarısının karşılanabildiği Sulama Birliklerince işletilen özellikle çok eski tesislerde nakit ihtiyacının sadece sulama suyu ücretleri ile karşılanması yetersiz görülmektedir.

Sulama birliklerinin idari ve sulama işletmeciliği açısından etkin olarak denetlenmelerini sağlayacak ve ilgili kurumlar arasındaki işbirliğini arttıracak düzenlemelere gidilmelidir.

Bugün sulama birliklerinde görev yapan sulama mühendisleri ve su dağıtım teknisyenlerinin eğitimleri ilgili çalışmalar yapılmasına rağmen yetersizdir. Özelikle muhasebe teknikleri ve sulama işletmeciliği ile ilgili uygulamalı eğitime ağrılık verilmelidir.

3. SONUÇ VE ÖNERİLER

Tarımda sürdürülebilir bir su yönetiminin sağlanması için tesviye, toplulaştırma ve drenaj gibi tarla içi geliştirme çalışmaları sulama sistemleri ile birlikte inşa edilmelidir. Sulama projelerinin başarısının fiziksel altyapı proje alanındaki toprak-su-insan ilişkilerinin düzenlenmesine bağlı olduğu unutulmamalıdır.

Türkiye’de su kullanıcı sektörler içerisinde, tarım sektörü en fazla su kullanıcı sektör olarak ilk sırada yer almaktadır. Bu nedenle tarımda etkin su kullanımını sağlayan araç ve tekniklerin kullanımı ülkemizin öncelikli hedefleri arasında yer almalıdır. Gelişmiş sulama teknolojileri ile çevreye zarar vermeden aynı miktarda veya daha fazla ürünü, daha az sulama suyu ve iş gücü ile üretmek mümkün olmaktadır.

Ülkemizde arazilerin özelliklerine göre seçilecek bitki deseni için en uygun sulama yönteminin seçilmesi, projelenmesi ve uygun bir sulama programının uygulanması doğal kaynaklarımızın en iyi şekilde bir sonraki nesillere aktarılmasını sağlayacaktır. Basınçlı sulama sistemlerinin uygulanması, su kayıplarını azaltmakla birlikte aşırı sulamanın çevreye verdiği zararlı etkileri minimize edecektir.

Toprak ve su kaynaklarının geliştirilmesi ile ilgili kanun, tüzük ve yönetmelikler günümüz şartlarına uymamaktadır. Toprak kaynaklarının etkin kullanımı için tarım arazilerinin tarım dışı kullanımını, toprak ve su kaynaklarının kirlenmesini ve kaybını engelleyecek yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Bu nedenle, su kaynaklarını bir doğal kaynak olarak değerlendiren ve ilgili tüm sektörlerin entegrasyonunu amaçlayan "Su Yasası" bir an önce çıkarılmalıdır. Bu yasada özellikle suya ilişkin devlet kuruluşlarının yetki sınırları belirlenmeli; ilgili sektörlerin yetki ve sorumlulukları netleştirilmeli, mevzuattaki dağınıklık giderilmelidir. Yüzey sularının tahsisi, korunması, sektörel ve sektörler arası kullanımının planlanması gibi tüm yasal boşluklar doldurulmalı ve 167 sayılı Yeraltı Suları Yasası günümüzün ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde güncelleştirilmelidir.

(10)

Aşırı sulamanın önüne geçilmesi konusunda, su ücretlerinin belirlenmesinde bitki-alan yerine, su miktarını esas alan yaklaşıma bir an önce geçilmelidir. Drenaj kanallarından sulama yapmanın önüne geçmek için gerekli önlemler alınmalıdır.

Sulama şebekelerinde performansı yükseltmek ve etkin su kullanımını sağlamak için çiftçilerin bilgilendirilmesi, çiftçi örgütlerinin ekonomik açıdan sürdürülebilirliklerinin sağlanması ve güçlü bir mali yapıya kavuşturulması için gerekli yapılandırma ve eğitim çalışmalarına öncelik verilmelidir.

KAYNAKLAR

1. Anonymous, 2004. 1995-2004 50.Yılında DSİ. Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı DSİ Genel Müdürlüğü, DSİ İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı, Basım ve Fotofilm Şb.Md.

84s. Ankara.

2. Anonymous, 2005.2004 yılı DSİ’ce İşletilen ve Devredilen Sulama Tesisleri Değerlendirme Raporu. DSİ Genel Müdürlüğü, İşletme ve Bakım Dairesi Başkanlığı, Ankara.

3. Çakmak,B., Kendirli, B. ve Yildirim, M. 2005. Türkiye’de Sulama Uygulamaları ve Basınçlı Sulama Uygulama Olanakları. II.Ulusal Sulama Sistemleri Sempozyumu 9-11 Kasım 2005, DSİ Gn.Md., s.25-37, Ankara.

4. Öztürk, A., 2004. Tuzluluk ve Sodyumluluğun Oluşumu, Bitki ve Toprağa Etkileri, Sulanan Alanlarda Tuzluluk Yönetimi Sempozyumu Bildirileri, s.1-16, 20-21 Mayıs 2004, Ankara.

5. Kendirli, B. ve Çakmak, B. 2005. Türkiye’de Sulanan Tarım Arazilerinde Sorunlar ve Çözüm Önerileri. Türktarım Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Dergisi. Temmuz-Ağustos 2005, sayı:164, s.28-32, Ankara.

6. Çakmak, B. ve Kendirli, B. 2002. Sürdürülebilir Tarımda Sulama ve Çevre. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Türktarım Dergisi, sayı:145, s.21-23, Ankara.

7. Öztürk, A. ve Çakmak, B. 1996. Tarım Topraklarının Korunması Açısından Sulama Suyu Kalitesinin Önemi. TOPRAKSU 96/3:17-23, Ankara.

8. Koçak, M. ve Zayif, Y.A. 2005.Yüzey ve Basınçlı Sulama Sistemlerinin Karşılaştırılması ve İşletme Hizmetleri Yönünden Değerlendirilmesi. II.Ulusal Sulama Sistemleri Sempozyumu 9-11 Kasım 2005, DSİ Gn.Md., s.193-207, Ankara.

9. Çakmak, B., Beyribey, M. and Kodal, S. 2004. Irrigation Water Pricing in WUAs Turkey.

International Journal of Water Resources Development, Vol: 20, No:1, p.113-124.

10. Kanber, R., M.A. Çullu, B. Kendirli, S. Antepli ve N. Yılmaz, 2005. Sulama, Drenaj ve Tuzluluk. Türkiye Ziraat Mühendisliği VI. Teknik Kongresi Bildirileri, s: 213-251, Milli Kütüphane, Ankara.

(11)

11. Kanber R. Ünlü M. Çakmak E. Tüzün M. 2004. Irrigation Systems Performances. Country Report: Turkey. Wasamed Project Adana 118 s.

12. Yıldırım, M. ve Çakmak, B. 1999.Sulama ve Çevre Kirliliği. 7.Kültürteknik Kongresi, s.253-259, Nevşehir.

13. Aküzüm, T., Çakmak, B. ve Kendirli, B. 2001. GAP Sulamalarının Çevresel Yönden Değerlendirilmesi. 1.Ulusal Sulama Kongresi, s.27-32, Antalya.

(12)

PROBLEMS AND SOLUTION PROPOSALS FOR WATER MANAGEMENT ISSUES IN AGRICULTURE, TURKEY

Belgin Çakmak Professor

University of Ankara Faculty of Agriculture Department of Farm Structures&Irrigation

Ankara, Türkiye

Turhan Aküzüm Professor

University of Ankara Faculty of Agriculture Department of Farm Structures&Irrigation

Ankara, Türkiye

ABSTRACT

About 1/3 of total agricultural lands is available for irrigation in Turkey. Official records indicate that only half of these available lands were opened for irrigation and when the irrigation rates were taken into consideration it is clear that about 65% of it were actively irrigated.

The most important irrigation policies to be followed are to irrigate the whole irrigable lands and provide an effective water utility. As it was known, 70% of water resources are used for agricultural purposes. Together with the need to meet the increasing water demands of industrial and service sectors, issues related to water management are getting more and more important.

The problems arisen in water management can be classified as follows: lack of physical infrastructure, water quality distortions and water pollution, lack of water conveyance and distribution networks, excessive water loses, and the organizational and managerial problems.

That is why, the policies toward waste water utility in irrigation, directing the surface waters to the areas with deficit water resources, encouraging the application of modern water saving irrigation Technologies, farmer training extension services should be emphasized.

In this study, water utility in agriculture, irrigation policies and problems in water management in Turkey were evaluated.

Referanslar

Benzer Belgeler

• Sağlıklı bitki yetiştirmek için bitkiye uygun bir sulama sistemi oluşturulmalı ve drenaj sorunu çözülmelidir.. • Organik tarımda esas bitkiye istediği

Sayısal nivolarda kullanılan barkodlu miralara özgü hatalardır. Bu hatalar aĢağıda özet olarak verilmiĢtir. a)Barkod çizgisinin bölümlendirme hatası: ġu anki üretim

Çalışma da kırsal alanda yaşayan diyabetli bireylerin öz-etkililik düzeylerinin orta düzeyde olduğu ve öz-etkililik ölçek toplam puanında erkeklerin, eğitim durumu

2009: 536). Bu çalışmalar da gösteriyor ki sözlük yapımında en önemli konu hiç şüphesiz sözlüğün amacının belirlenmesi ve bu doğrultuda bir planlama yaparak

in this respect, as an author 'philosophized in being against the stream', it is her mission to investigate and expose these insanities through intercultural

Çakmak (2002), Kızılırmak Havzası sulama birliklerinde su sağlama oranı değerini 1.58 ile 4.81 değerleri arasında belirlemiş; Mengü ve Akkuzu (2010), Gediz

Diğer gelenekler üzerine karşılaştırmalı bir şekil- de çalışmanın, kişinin kendi geleneğinin sınırlılığını daha iyi anlamasına yardımcı olacağını

A- ) Circle the correct alternative. My grandfather, who / whose is dead now, came from Wales. This cupboard, which / who is under the staircase, is so dirty. Monday is the