• Sonuç bulunamadı

SOCIAL SCIENCES STUDIES JOURNAL Open Access Refereed E-Journal & Indexed & Publishing

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "SOCIAL SCIENCES STUDIES JOURNAL Open Access Refereed E-Journal & Indexed & Publishing"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

International

e-ISSN:2587-1587

SOCIAL SCIENCES STUDIES JOURNAL

Open Access Refereed E-Journal & Indexed & Publishing

Article Arrival : 30/10/2020 Published : 17.12.2020

Doi Number http://dx.doi.org/10.26449/sssj.2786

Reference Agitoğlu, N. (2020). “Din Kardeşliğini ve Birliği Tavsiye Eden Hadislerin Değerlendirilmesi “Buhârî’nin Kitâbü’l-Edeb’i Örneğinde”” International Social Sciences Studies Journal, (e-ISSN:2587-1587) Vol:6, Issue:74; pp:5392-5398

DİN KARDEŞLİĞİNİ VE BİRLİĞİ TAVSİYE EDEN HADİSLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ “BUHÂRÎ’NİN KİTÂBÜ’L-EDEB’İ ÖRNEĞİNDE” 

Evaluation Of Hadiths That Recommend Religious Brotherhood And Union “In The Example Of The Adab Part Of Bukhari”

Doç. Dr. Nurullah AGİTOĞLU

Şırnak Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi, Hadis Anabilim Dalı, Şırnak/TÜRKİYE ORCID: https://orcid.org/0000-0002-4507-5300

ÖZET

Sosyal ve medeni bir varlık olan insan, başkalarından etkilenerek ve onları etkileyerek yaşamını sürdürür. Bu etki neticesinde yarar veya zarar gördüğü gibi, sosyalleşme noktasında da mesafe kat ettiğini fark eder.

İnsanın sosyalliğine ve toplum hayatına çok önem veren İslam dini, Müslüman ferdin topluma karşı hak ve ödevlerini düzenlemekten geri durmamıştır. Zira hayatın her alanında söz sahibi olan bir dinin böyle olması kaçınılmazdır. Müslümanların dini anlamda temel iki kaynağından ikincisi olan hadislerde de Müslümanın toplumla ilişkisini sağlamlaştırmaya yönelik ilke ve prensiplerin işlendiğini görmekteyiz. Bu bağlamda Müslümanlar arasında kardeşliği ve Müslüman toplumdaki birlikteliği tavsiye eden rivayetlerin olması her konuda ümmetine örneklik teşkil eden ve üsve-i hasene olan Hz. Peygamber’in (sas) bu konulara verdiği ehemmiyeti tüm açıklığıyla göstermektedir. Bu konudaki hadis rivayetlerine bakıldığında, Sahîh-i Buhârî diye meşhur olan İmam Buhârî’nin el-Câmiu’s-sahîh’inde özellikle Kitâbü’l-edeb (Edeb Bölümü) içerisinde bazılarının öne çıktığı görülecektir. Bu makalede ilgili hadis rivayetleri söz konusu Kitâbü’l-edeb örneğinde ele alınacaktır. Hadisler ele alınırken öncelikle bir bütünlük içerisinde incelenecek, İmam Buhârî’nin el-Câmiu’s- sahîh’i üzerinde yapılmış olan meşhur şerhlerin ışığında, günümüze yön verecek bazı noktalar ve takip edilecek bazı yöntemler tespit edilmeye çalışılacaktır. Zira Müslümanlar olarak dayanışma ruhu ile hareket edip, birlik ve kardeşliği sağlayacak yolları takip etmeliyiz.

Birlik ve kardeşlik ruhunu yakalayan toplumların başarılı olmaması ve ileri gitmemesi düşünülemez.

Anahtar Kelimeler: Müslümanlar, Hadis, Kardeşlik, Birlik.

ABSTRACT

Being a social and civilized being, human beings survive by influencing and influencing others. As a result of this effect, he sees that he has benefited or harmed, as well as making a distance at the point of socialization. Islam, which attaches great importance to the sociability and social life of people, did not hesitate to regulate the rights and duties of the Muslim individual against the society.

Because it is inevitable for a religion that has a say in every aspect of life. In the hadiths, which are the second of the two main sources of Muslims in terms of religion, we see that the principles and principles aimed at strengthening the relationship of the Muslim with the society are employed. In this context, there are rumors recommending brotherhood among Muslims and unity in the Muslim community. It clearly shows the importance given to these issues by the Prophet (PBUH). When we look at the hadith narrations on this subject, it will be seen that some of them stand out especially in the Kitab al- adab (Department of Adab) in the al-Jamiu's-sahîh of Imam Bukhari, who is famous as Sahîh-i Bukhari. In this article, the relevant hadith narrations will be discussed in the example of Kitab al-adab. While dealing with hadiths, first of all, it will be examined in integrity, and in the light of the famous commentaries made on Imam Bukhari's al- Jamiu's-sahîh, some points that will guide the present day and some methods to be followed will be determined.

Because, as Muslims, we must act with the spirit of solidarity and follow the paths that will ensure unity and brotherhood. It is unthinkable that societies that capture the spirit of unity and brotherhood will not succeed or advance.

Keywords: Muslims, Hadith, Brotherhood, Unity.

Review Article

(2)

1.GİRİŞ

Yaratılışı icabı, mutluluğu arayan bir varlık olan insan, bu gayeye erişmek için toplumsal yaşama muhtaçtır. Tercihten çok bir zorunluluk olan sosyal hayatın, mutluluğu sağlayabilmesi için insanın kendisinin de aynı özelliklere sahip olması bir gerekliliktir. İnsan hayatını düzenleme iddiasında bulunan İslam’ın bu denli önemli bir konuya duyarsız kalacağını düşünmek de imkansızdır. Nitekim İslam dini, kardeşlik ve birlik olma hususunu bu noktada temel faktörlerden biri olarak görmektedir (Sancar, 2013: 22;

Akdoğan, 2013: 265).

Yüce kitabımız Kur’ân, “Ey insanlar! Sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık. Birbirinizi tanımanız için sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah yanında en değerli olanınız, O'ndan en çok sakınanızdır…” (el-Hucurât, 49/13) buyurarak insanın bir topluluğa mensup olarak dünyaya geldiğine işaret eder. Burada dikkat çeken nokta, Allah’ın kendi katında en değerli olma ölçüsü ile toplum olarak yaşamanın en önemli gerekçesini iyi insan ve iyi toplum olma hedefine bağlamasıdır. Toplumsal hayatın temelinde ise, bireylerin birbirlerini tanımaları, dayanışma ve ilişkiler içinde olmaları, güven esasına dayalı bir zeminde hayatı paylaşmaları yatmaktadır (Baş: 2017: 134).

Önceki ümmetlerin tefrikaları ve ortaya çıkardığı sonuçları konusunda Müslümanları ikaz eden Kur’ân, tarihi tecrübeden de ibret almak suretiyle onları birlik olmaya davet etmiştir. Üzerinde ısrarla durarak birliği tavsiye etmiş ve bu durumu “kardeş” kavramı ile tanımlamıştır (Rençber, 2017: 98).

Kardeşlik ve birlik olma hususunda Hz. Peygamber’in (sas) hareket tarzına bakmak gerekir. Zira Allah’ın Müslümanlara mükemmel rol-model olarak gösterdiği Resûlullah, bütün Müslümanların örnek alacağı

“Müslüman”dır. O’nun sünnetine uymayı hayat prensibi haline getirenler, dini daha doğru yaşayacaklardır.

Böyle bir çaba, sonuçta aynı gayreti gösteren fertlerin ahlak, mizaç, kültür, düşünce yapısı gibi hususlarda birbirlerine benzemelerine ve özdeşleşmelerine vesile olacaktır. Bir yönüyle bu, zirvede bulunan Hz.

Peygamber’e en çok benzeme yarışıdır. İşte bu benzeme yarışı, en çok kardeşlik ve birlik ruhunu besleyecektir (Yılmaz, 2013: 121).

Şu husus unutulmamalıdır ki, dünya tarihinde gerçek kardeşliğin ilk tohumu, Mekke’de Kâbe civarında atılmış, Medine’de İslam kardeşliği bahçesinde yetişmiş ve oradan da dünyanın dört bir yanına yayılmıştır.

Hz. Peygamber (sas) bir yandan Allah'ın varlığını, birliğini gönüllere nakşederken diğer yandan bu inanç etrafında toplanan ve fakat ırkları, ülkeleri, renk ve dilleri ayrı olan fertleri “Din kardeşliği” adı altında birleştirip kaynaştırmıştır (Yıldırım, 1975: 268).

Aynı zamanda büyük bir ruh mimarı olan Hz. Peygamber, geçmişin derinliklerine uzanan kin ateşini söndürmüş ve getirdiği kardeşlik anlayışıyla Habeşli köle ile Kureyşli soyluyu kucaklaştırmıştır. Böylelikle Mekkeli muhacirlerle Medineli ensarı kopmayacak şekilde birbirine bağlamış, kalpleri adeta tek bir kalp haline getirmeyi başarmıştır (Yıldırım, 1975: 268). Böylelikle o, İslam kardeşliği müessesesini en sağlam temeller üzerinde inşa etmiştir.

İslam kardeşliği kavramı, derin bir bakış açısını ve davranış tarzını ifade eder. Zira İslam dini, kendisine inananları kardeşler olarak tanımlamakta (el-Hucurât, 49/10) ve diğer insanlara karşı da hak, hukuk ve insan muamelesi yapılmasını bir ölçü olarak (en-Nisâ, 4/58) öngörmektedir. İşte yüce dinimiz, insana insan olmasından ve Allah’ın yarattığı varlıklar içerisinde en üstün bir konumda bulunmasından dolayı saygı duyulmasını öğütler (Akdoğan, 2013: 267).

Müslümanlar kendi içinde kardeşliği ve hukukunu koruyacakları gibi diğer dinden ve kültürden olan insanlara karşı da ahlaki davranmak durumundadırlar. Zira her şeyden önce insana insan olduğundan dolayı saygı duymak ve değer vermek gerekir. Ayrıca Müslümanlık değerleri yaratılmışı yaratanından dolayı sevmeyi öğütlemektedir. Bu duygu ve düşüncelerle hareket etmek, onların Müslümanlara bakışı üzerinde de olumlu etki meydana getirebilir (Akdoğan, 2013: 279).

2.BUHÂRÎ VE el-CÂMİU’S-SAHÎH’İ

Ebû Abdillâh Muhammed b. İsmâîl b. İbrâhîm el-Cu‘fî el-Buhârî (ö. 256/870) hadis kaynakları içinde en güvenilir kitap kabul edilen el-Câmiu’s-sahîh adlı eseriyle tanınmış büyük bir muhaddistir. 194/810 tarihinde Buhârâ’da doğan Buhârî, on yaşına doğru Buhârâlı muhaddislerden hadis öğrenmeye başlamıştır. On bir yaşlarında iken başkalarının rivayet sırasında yaptıkları bazı hataları tashih

(3)

daha sonra da bu maksatla ilim yolculukları yapmıştır. Meşhur talebesi Firebrî, el-Câmiu’s-sahîh’i Buhârî’den 90.000 talebenin dinlediğini söylemektedir. En tanınmış diğer talebeleri ise İmam Müslim, Tirmizî, Ebû Hâtim, Ebû Zür‘a er-Râzî gibi muhaddislerdir. Buhârî’nin çok iyi bir hâfıza gücüne ve geniş bir hadis kültürüne sahip olduğunu birçok âlim kabul etmiştir (Zehebî, 2001: XII, 391; Sezgin, 1956: 47 vd.; A’zamî, 1992: 368).

Buhârî’nin (ö. 256/870) Kitabü’l-edeb’i çerçevesinde konuyu ele alacağımız eserinin tam adı el-Câmiu’l- müsnedü’s-sahîhü’l-muhtasar min umûri Resûlillâh sallallahü aleyhi ve sellem ve sünenihî ve eyyâmih şeklindedir. Fakat eser Sahîhu’l-Buhârî diye meşhur olmuştur. Zehebî’nin Kur’ân-ı Kerîm’den sonra Müslümanların elindeki kitapların en üstünü olduğunu söylediği el-Câmiu’s-sahîh, yalnız sahih hadisleri toplayan ilk eserdir. Buhârî çalışmasını tamamladıktan sonra onu Ahmed b. Hanbel, Yahyâ b. Maîn ve Ali b. Medînî gibi hadis otoritelerine sunmuştur. Kitabın, müellifinin vefatından en az yirmi üç yıl önce tamamlandığı tahmin edilmektedir (Kandemir, 1993: 116).

Bugün elimizdeki Sahih-i Buhâri, Ali b. Muhammed el-Yûninî (v. 701/1302) tarafından hazırlanan ve el- Câmiu’s-sahih’i Buhârî'den biri 248/862’de Firebr’de, diğeri 252/866'da Buhârâ’da olmak üzere iki kere sema eden Muhammed b. Yusuf el-Firebrî’nin (ö. 320/932) nüshasına dayanan metindir. Sahih-i Buhâri'nin öne çıkan dört nüshası içinde tam ve en meşhur olan el-Firebrî nüshasıdır. Diğer nüshalar ise Hammad b.

Şakir en-Nesevî (ö. 290/902), İbrahim b. Ma’kıl en-Nesefî (ö. 295/908) ve Mansur b. Muhammed el- Bezdevî (ö. 329/940) rivayetlerinden oluşmaktadır. Bir de eksik ve hatalı bulunduğundan pek itibar görmeyen el-Mehâmilî (ö. 330/941) nüshası vardır. el-Câmiu’s-sahih’te yüze yakın kitap (bölüm), dört bine yakın bab (konu) ve mükerrerleriyle birlikte 7275 hadis bulunmaktadır. 1341 muallak rivayet ile 344 mütabeatın bu rakama eklenmesi halinde, hadislerin toplamı 9082'ye ulaşmaktadır. Bu rakama mevkuf ve maktu hadisler dahil değildir. Mükerrerler hariç 4000 merfu hadis bulunduğu ifade edilmektedir (Katip Çelebi, Trs.: I, 541 vd.; Kandemir, 1993: VII, 116; Güler, 2015: 13.). Buhârî toplamış olduğu 600 bin kadar hadisten, daha ziyade isnadı muttasıl, ricalinde adalet ve zabt şartları hâkim olanları ayırmış ve bu iş üzerinde 16 sene çalışmıştır (Koçyiğit, 1971: 20).

Sahîh-i Buhârî’de geniş bir kitab (bölüm) olan Edeb bölümü çerçevesinde konuyu ele alacağız. Şüphesiz diğer bölümlerde de birliği ve kardeşliği tavsiye eden çok sayıda hadis bulmak mümkündür. Bir makalenin sınırlarını çok aşmamak gayesi ile ve ele aldığı konular göz önüne alınarak Kitabu’l-edeb tercih edilmiştir.

Zira bu bölüm içerisinde genellikle iyilik, yardımlaşma, anne-baba hakkı, kardeşler arası hukuk, sıla-i rahim, yetimlere, fakirlere ve kimsesizlere yardım etme, komşuluk hakları, güzel söz söyleme, yumuşak huylu olma, güzel muamele sahibi olma, Allah için sevme, kibir, münafıklık ve koğuculuk gibi hasletlerin kötülüğü ve zararı, hayâ sahibi olmanın güzelliği ve gazaptan uzak durma vb. ferd ve toplum hayatına dair birçok konuda hadislerin olduğunu görmekteyiz.

3.SAHÎH-İ BUHÂRÎ’NİN KİTABÜ’L-EDEB’İ ÇERÇEVESİNDE BİRLİK VE KARDEŞLİĞİ TAVSİYE EDEN HADİS RİVAYETLERİ VE DEĞERLENDİRİLMESİ

لوقي يرشب نب نامعنلا تعسم لوقي هتعسم لاق رماع نع ءياركز انثدح ميعن وبأ انثدح اعتو مهداوتو مهحمارت في يننمؤلما ىرت ( ملس و هيلع الله ىلص الله لوسر لاق : ) ىملحاو رهسلبا هدسج رئاس هل ىعادت اوضع ىكتشا اذإ دسلجا لثمك مهفط

1- Hz. Peygamber buyurdu ki: “Müminler, birbirlerini sevmede, birbirlerine acımada, birbirlerini korumada bir beden gibidir: Nasıl ki bedenin bir uzvu rahatsız olsa, hastalansa, diğer uzuvları da bundan rahatsız olur, uykusuz kalır, ateşler içinde yanarsa, bir mü’mine bir dert, bir keder, bir musibet geldiğinde de diğer mü’minler, onun derdiyle dertlenir, onun kederiyle kederlenir, onun acısını paylaşırlar” (Buhârî, Edeb 27;

Müslim, Birr 66).

Burada geçen terâhum’un, iman sebebiyle birbirine merhamet etme şeklinde açıklanabileceği; tevadüd’ün, ziyaretleşme ve hediyeleşme anlamında olduğu ve teâtuf’un da birbirini güçlendirme ve korumak için yardımlaşma manasına geldiği söylenmiştir (İbn Hacer, 1993: XII/52).

Bu hadisten açıkça anlaşılmaktadır ki yardımlaşma ve dayanışma hususunda bir bedenin uzuvları gibi olunması bilinci taze tutuldukça müminler arasında birlik ve kardeşlik hep diri olacaktır.

( لاق ملس و هيلع الله ىلص بينلا نع : الله دبع نب ريرج تعسم لاق بهو نب ديز نيثدح لاق شمعلأا انثدح بيأ انثدح صفح نب رمع انثدح ) محري لا محري لا نم

(4)

2-Hz. Peygamber, “Merhamet etmeyen kimseye merhamet olunmaz” buyurmuştur (Buhârî, Edeb 27).

Bu rivayette de vurgulandığı üzere toplumda merhamet bağlarının güçlü tutulması elzemdir. Nitekim birbirlerine merhamet eden, acıyan, şefkat gösteren bir toplumda birliğin zayıflaması düşünülemez.

ح شايع نب يلع انثدح قدص فورعم لك ( لاق ملس و هيلع الله ىلص بينلا نع : امهنع الله يضر الله دبع نب رباج نع ردكنلما نب دممح نيثدح لاق ناسغ وبأ انثد

) ة

3- Hz. Peygamber şöyle buyurdu: “Her ma’rûf (yânî her iyilik) sadakadır” (Buhârî, Edeb 33).

Maruf, iyiliktir. Şeriatın ve aklın beraberce güzel gördüğü her şeye denir (İbn Hacer, 1993: XII/62).

İyilikleri yaygınlaştıran ve hayatın her alanına teşmil eden bir anlayış Müslümanların vahdetine elbette katkı sağlayacaktır.

دع نع ةمثيخ نع ورمع نيبرخأ لاق ةبعش انثدح ديلولا وبأ انثدح لاق تماح نب ي

ثم كشأ لاف ينترم امأ ةبعش لاق ههجوب حاشأو اهنم ذوعتف رانلا ركذ ثم ههجوب حاشأو اهنم ذوعتف رانلا ملس و هيلع الله ىلص بينلا ركذ : ولو رانلا اوقتا ( لاق

) ةبيط ةملكبف دتج لم نإف ةرتم قشب

4- Adiyy b. Hatim şöyle demiştir: Hz. Peygamber ateşi zikretti de ondan Allah’a sığındı ve yüzünü ondan çevirdi. Sonra yine ateşi yani cehennemi zikretti, ondan sığındı ve yüzünü döndürüp çevirdi. -Râvî Şu’be:

İki kere böyle yaptığından şüphe etmiyorum, ama üçüncüsünden şüphe ediyorum, demiştir.- Bundan sonra Resûlullah, “Sizler tek hurmanın yarısı ile bunu da bulamayan güzel bir sözle de olsa ateşten korunsun”

buyurdu (Buhârî, Edeb 34).

Burada da kardeşlik ve birliğin pekiştirilmesi yolunda güzel söz söylemeye bir teşvik vardır. Öte yandan bunu yapmanın insanı cehennem azabından koruyacağı ve ufak bile olsa iyilik yapmaktan geri durulmaması tavsiye edilmektedir.

يلع الله ىلص بينلا نع : ىسوم بيأ هيبأ نع ةدرب وبأ يدج نيبرخأ لاق ةدرب بيأ نب ديرب ةدرب بيأ نع نايفس انثدح فسوي نب دممح انثدح لاق ملس و ه

نمؤملل نمؤلما (

. هعباصأ ينب كبش ثم . ) اضعب هضعب دشي ناينبلاك 5- Hz. Peygamber bir hutbesinde şöyle buyurmuştur: “Müminin mümine bağlılığı, taşları birbirine kenetlenmiş duvar gibidir.” Sonra iki elinin parmaklarını birbirine geçirmiştir (Buhârî, Edeb 36).

Bu hadiste birbirine kenetlenme için yapılmış güzel bir teşbih bulunmaktadır. Müminlerin yardımlaşması ve kenetlenmesinin ahirete yönelik işlerde yani ibadet ve salih amellerde olabileceği gibi mübah olan dünyevi işlerde de gerçekleştirilebileceği söylenmiştir (İbn Hacer, 1993: XII/65). Kenetlenmeye ve birliğe bu kadar önem veren Hz. Peygamber’in çizgisinden ayrılmadıkları sürece Müslümanların kardeşliği hep güçlü olacaktır.

لاق قورسم نع قيقش نيثدح لاق شمعلأا انثدح بيأ انثدح صفح نب ورمع انثدح مكرايخ نإ ( لوقي ناك هنإو اشحفتم لاو اشحاف ملس و هيلع الله ىلص الله لوسر نكي لم لاق ذإ انثديح ورمع نب الله دبع عم اسولج انك :

) اقلاخأ مكنساحأ

6- Mesrûk şöyle demiştir: Bizler Abdullah b. Amr’ın yanında oturuyor, o da bize hadîs aktarıyordu. Hz.

Peygamber aşırılık yapıcı seciyede değildi, aşırılık yapıcı da olmamıştır. Muhakkak olan şu ki, O “Sizin en hayırlı olanlarınız, ahlâkı en güzel olanlarınızdır” buyururdu, dedi (Buhârî, Edeb 39).

Güzel ahlaklı bireylerin oluşturduğu bir toplumda kardeşliği zedeleyecek yollara tevessül edilmesi ve kötü davranışların yayılması ihtimali çok düşüktür.

يضر رمع نبا نع هيبأ نع ديز نب دممح نب مصاع نابرخأ نوراه نب ديزي انثدح نىثلما نب دممح نيثدح يأ نوردتأ ( نىبم ملس و هيلع الله ىلص بينلا لاق : لاق امهنع الله

نوردتأ مارح دلب ( لاق ملعأ هلوسرو الله اولاق . ) اذه دلب يأ نوردتفأ مارح موي اذه نإف ( لاق ملعأ هلوسرو الله اولاق . ) اذه موي

ملعأ هلوسرو الله اولاق . ) اذه رهش يأ

الله نإف لاق مارح رهش ( لاق

) اذه مكدلب في اذه مكرهش في اذه مكموي ةمرحك مكضارعأو مكلاومأو مكءامد مكيلع مرح

7- Abdullah b. Ömer şöyle dedi: Hz. Peygamber Minâ’da hutbe verip, “Bugün hangi gündür biliyor musunuz?” diye sordu. Sahâbîler: “Allah ve Rasûlü daha iyi bilir” dediler. Hz. Peygamber: “Şüphesiz bu haram bir gündür” (Allah'ın kıtali haram kıldığı bir gündür) “Bu belde hangi beldedir biliyor musunuz?"

buyurdu. Sahâbîler, “Allah ve Rasûlü daha iyi bilir” dediler. Hz. Peygamber: “Bu haram kılınmış olan

(5)

beldenizde, bugününüzün harâmlığı gibi kanlarınızı, mallarınızı ve ırzlarınızı bir birlerinize karşı haram kılmıştır!” buyurdu (Buhârî, Edeb 43).

Kanları, malları ve ırzları birbirine haram kılınmış bir ümmetin fertleri olarak birbirimize karşı vazifelerimizi iyi kavramalı ve aramızdaki tevhid duygusunu ve kardeşlik hukukunu çok iyi korumalıyız.

لما بابس ( ملس و هيلع الله ىلص الله لوسر لاق : لاق الله دبع نع ثديح لئاو باأ تعسم لاق روصنم نع ةبعش انثدح برح نب ناميلس انثدح قوسف ملس

) رفك هلاتقو

8- “Müslümana sövmek fâsıklık, onunla kıtal etmek küfürdür (Buhârî, Edeb 44).”

Hadisi, “Müslümana sövmek fâsıkların, müslüman ile kıtâle tutuşmak da kâfirlerin işidir, onlara yakışır.

Binaenaleyh böyle bir yola sapanların fısk ve küfür bataklığına düşmelerinden korkulur," şeklinde anlamak ve yorumlamak da mümkündür

(http://www.islamdahayat.com/riyaz/sovme266.html Erişim: 17.04.2016). Fasıklara ve kâfirlere yakışan bu fena hasletlerden ne kadar uzak durmayı başarabilirsek tevhid ve kardeşliğimizin o kadar pekiştiğini göreceğiz.

الله ىلص بينلا لاق : لاق هنع الله يضر ةريره بيأ نع لحاص وبأ انثدح شمعلأا انثدح بيأ انثدح صفح نب رمع انثدح دنع ةمايقلا موي سانلا رارش نم دتج ( ملس و هيلع

) هجوب ءلاؤهو هجوب ءلاؤه تييأ يذلا ينهجولا اذ الله 9- Hz. Peygamber, “Kıyamet günü Allah katında insanların en şerlilerinden bir çeşidini, (iki sınıf halk arasında) şunlara bir yüzle, bunlara bir yüzle gelmekte olan ikiyüzlü (münafık kimse) bulursun” buyurdu (Buhârî, Edeb 52).

Münafıklık ve ikiyüzlülüğün birlik ve beraberliği ne kadar sarsan kötü davranışlar olduğu gayet açıktır.

Ancak böyle bir davranış iki kişinin veya grubun arasını ıslah etmeye yönelik olursa bunun münafıklık sayılmayacağı hatta iyi olacağı söylenmiştir (İbn Hacer, 1993: XII/95).

نظلاو مكياإ ( لاق ملس و هيلع الله ىلص بينلا نع : ةريره بيأ نع هبنم نب ماهم نع رمعم نابرخأ الله دبع نابرخأ دممح نب رشب انثدح ت لاو ثيدلحا بذكأ نظلا نإف

اوسس

) نااوخإ الله دابع اونوكو اوضغابت لاو اوربادت لاو اودسات لاو اوسستج لاو 10- Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: “Zandan sakının. Çünkü zanla söylenen sözler, yalanı çok olandır.

Birbirinizin eksikliğini görmeye ve işitmeye çalışmayınız, hususi ve mahrem hayatınızı da araştırmayınız.

Birbirinize haset etmeyiniz, birbirinize arkanızı çevirip küsmeyiniz, birbirinize buğz ve düşmanlık da etmeyiniz. Ey Allah'ın kulları, birbirinizle kardeşler olunuz” (Buhârî, Edeb 57)

Yukarıdaki hadiste bir ta’lil durumu bulunmaktadır. Yani, sayılan şeylerden sakınırsanız ve uzak durursanız Allah’ın kardeş kullarından olursunuz, ama sakınmaz ve yaparsanız birbirinize düşmanlar olursunuz, demektir (İbn Hacer, 1993: XII/105). Kardeşlik ve birliğe önem veren bir toplumda küslüklerin, dargınlıkların olması Müslümanlara asla yakışmayacak bir durumdur.

لس و هيلع الله ىلص الله لوسر نأ : يراصنلأا بويأ بيأ نع يثيللا ديزي نب ءاطع نع باهش نبا نع كلام نابرخأ فسوي نب الله دبع انثدح رل ليح لا ( لاق م

نأ لج

) ملاسلبا أدبي يذلا اهميرخو اذه ضرعيو اذه ضرعيف نايقتلي لايل ثلاث قوف هاخأ رجهي 11- Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: “Bir kimsenin din kardeşini üç geceden fazla küs bırakması helal olmaz. Öyle bir küslük ki, iki mümin birbirine kavuştukları zaman birisi yüzünü şu tarafa çevirir, diğeri öteki tarafa çevirir. Hâlbuki iki müminin hayırlısı, önce selâm vermeye başlayandır” (Buhârî, Edeb 62) Anlık bir kızgınlıkla kalp kırmak ve küsmek bir yere kadar doğal karşılansa da bunun devam ettirilmemesi ve özellikle kızgınlık geçtikten sonra hatanın veya karşı tarafa küserek verilen eziyetin farkına varılıp hemen selam verilerek barışmaya teşebbüs edilmesi teşvik edilmiştir. Kardeşlik ve birliğe önem veren bir toplumda küslüklerin, dargınlıkların olması Müslümanlara asla yakışmayacak bir durumdur.

لس و هيلع الله ىلص الله لوسر نأ : هنع الله يضر ةريره بيأ نع بيسلما نب ديعس نع باهش نبا نع كلام نابرخأ فسوي نب الله دبع انثدح ةعرصلبا ديدشلا سيل لاق م

بضغلا دنع هسفن كليم يذلا ديدشلا انمإ 12- Hz. Peygamber buyurdu ki: “Çok kuvvetli pehlivan, birçok güreşçileri yere serip galip olan değildir.

Asıl kuvvetli pehlivan, öfkelendiği sırada nefsine sahip (ve iradesine hâkim) olan kimsedir” (Buhârî, Edeb 76).

(6)

نب ديعس نع ةبعش نابرخأ رضنلا انثدح قحسإ نيثدح ارسعت لاو ارسي ( امله لاق لبج نب ذاعمو ملس و هيلع الله ىلص الله لوسر هثعب الم : لاق هدج نع هيبأ نع ةدرب بيأ

) اعواطتو ارفنت لاو ارشب 13- Hz. Peygamber, “Kolaylaştırın, zorlaştırmayın; müjdeleyin, nefret ettirmeyin ve işlerde uygunluk gösterin” buyurdu (Buhârî, Edeb 80).

نع : امهنع الله يضر رمع نبا نع بيأ تعسم ديز نب دممح نب دقاو نع ةبعش انثدح ثرالحا نب دلاخ انثدح باهولا دبع نب الله دبع انثدح ملس و هيلع الله ىلص بينلا

مكيحو وأ مكليو ( لاق -

وه كش ةبعش لاق -

) ضعب باقر مكضعب برضي ارافك يدعب اوعجرت لا

14- Hz. Peygamber şöyle buyurdu: “Benden sonra birbirlerinin boyunlarını vuran kâfirlere dönmeyiniz (Buhârî, Edeb 95 ).”

Hadiste geçen “küfür” ile ilgili olarak âlimler çeşitli açıklamalar yapmışlardır. Ancak hadisi şöyle anlamak mümkündür: “Benden sonra fitneye düşüp birbirinizin boynunu vurursanız kâfirler yakışan bir iş yapmış olacaksınız (http://www.ilimdunyasi.com/mucemus-sagir/peygamberimizin-ummetini-ikazi/?wap2 Erişim:17.04.2016).”

4. SONUÇ

Hz. Peygamber’in kardeşlik için ortaya koyduğu prensiplerden kısaca şu esaslar çıkarılabilir. Mümin kardeşinin ihtiyaçlarını giderme hususunda ona yardımcı olmak, onu her zaman ve zeminde her türlü kötülüklerden korumak, ona hıyânet etmemek, yalan söylememek, onu düşmanlara terk etmemek, Müslümanın, haksız yere ırzına, malına ve canına tecavüz etmemek, Müslüman kardeşini tahkir etmemek, suizanda bulunmamak, kardeşinin gizliliklerini araştırmamak, tecessüs etmemek, birbirine haset etmemek, birbirine kin beslememek, dünyalık hususlarda yarışmamak, kardeşine sırt çevirmemek, pazarlığı kızıştırmamak, akrabayı görüp gözetmeyi kesmemek, kardeşinin talip olduğu bir kadına, talip olduğu kadınla evleninceye veya istemenin son bulmasına kadar talip olmamak, kardeşinin müşteri olduğu bir mala talip olmamak, gıyabında dua etmek, kardeşini Allah için ziyaret etmek, ona nasihatte bulunmak, iyiliği tavsiye edip kötülüğüne engel olmaya çalışmak, mazlum ise yardım etmek, zalim ise zulmüne engel olmak, kardeşine en küçük şey de olsa yardımcı olmaya çalışmak, onun yüzüne tebessüm etmek, kendisini sevdiğini kardeşine bildirmek, iyi işlerde rehber olmak, onda bulunan fıtrî ya da sonradan olan bir kusurundan dolayı onu ayıplamamak, kusurlarını örtmek, üç günden fazla küs durmamak, kendisi için arzu ettiğini onun için de arzu etmek, hasta olduğunda ziyaret etmek, bir musibete uğradığında onu teselli etmek ve sıkıntılarının giderilmesinde yardımcı olmak, onun iffetini ve namusunu korumak (Dölek, 2012: 567).

Tevhide dayalı birlik ve kardeşliğin yerleştirilmesinde âlemlere rahmet olarak gönderilen Hz.

Peygamber’in rolü büyüktür. Onun ashabı da Kur’ân’a ve onun sünnetine uymak suretiyle vahdetin en güzel örneklerini göstermişlerdir. Son dönemlerde yaşanan tefrikalardan, mezhep çatışmalarından, paramparça olmuş bir ümmet coğrafyasından sonra İslâm’ın istediği tevhide dayalı bir kardeşlikten bahsetmek zordur. Ancak her şeye rağmen, rehavete düşmeden, yine Kur’an ve Sünnetin rehberliğinde bu birlik ve beraberliğe dayalı kardeşliği yeniden elde etmenin mümkün olduğuna dair inancımızı korumalıyız (Erul, 2016: 45). Müslüman toplumun bireyleri, ayrılığın, parçalanmanın, İslâm’da oldukça olumsuz bir karşılığının olduğunu (Âl-i İmran, 3/103-105) bilir ve ona göre davranışta bulunur. Müslümanlar, Kitab’a sımsıkı sarılıp Hz. Peygamberin örnekliğinde yaşamanın önemini bilmek durumundadırlar. Mü’minler parçaları birbirini tamamlayan bina gibi olup, birbirlerine kanları, malları ve namusları haram olduğu gibi, kardeşlerini kıskanmayan, aldatmayan, birbirine dargın durmayan, yüz çevirmeyen kardeşler olup birbirlerine zulmetmez, hor bakmaz, birbirlerini yardımsız bırakmazlar. Müslümanlar, tevhid temelinde bir kardeşliği oluşturmak için bu prensiplere riayet etmek zorundadırlar.

Çalışmamızda Sahîh-i Buhârî’nin Edeb bölümü çerçevesinde ele aldığımız hadislerde de açıkça gördük ki, birlik ve kardeşliğe giden yolda Hz. Peygamber’in emir ve tavsiyelerine her zamankinden fazla sarılmalıyız. Günümüz dünyasında meydana gelen birçok problemin ve felaketin temelinde de birlik ve kardeşliği zedeleyen davranışların olduğunu görmekteyiz. Bir yaşam tarzı olarak sünnete sarıldığımızda ve temel prensipler olarak hadisleri takip ettiğimizde Müslümanların birliği, beraberliği ve kardeşliği noktasında çok ileri gideceğimizi görmek mümkün olacaktır.

(7)

KAYNAKÇA

Akdoğan, A. (2013). “İslam Kardeşliğinin Ahlaki Temellerinin İki Dinamiği: Sevgi Ve Saygı”, Hz.Peygamber Kardeşlik Ahlakı Ve Kardeşlik Hukuku” Sempozyumu (21-22 Nisan 2012) Bildiriler Kitabı, Ankara, 265.

A‘zamî , M. (1992). “Buhârî”, DİA, İstanbul.

Baş, M. (2017). “Güven Toplumu Oluşturmanın Temel İlkeleri (Samimiyet, Kardeşlik, Adalet ve Müsavat)”, Edebali İslâmiyat Dergisi, cilt: I, sayı: 1, 133-147.

Buhârî, M. (1987). el-Câmiu’s-sahîh, I-VI, Beyrut: Daru İbn Kesir.

Dölek, A. (2013). “Ayrımcılığa ve Şiddete Karşı Kardeşlik”, Kutlu Doğum Haftası “Hz. Peygamber Kardeşlik Ahlakı ve Kardeşlik Hukuku” Sempozyumu (21-22 Nisan 2012), 547-570.

Erul, B. (2016). “Hz. Muhammed: Tevhid ve Vahdet”, Hz. Peygamber Tevhid Ve Vahdet, Ankara: DİB Yayınları.

Güler, Z. (2015). “Buhari ve el-Câmiu's-Sahih'i Üzerine”, Bülent Ecevit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt 2, Sayı 1, 1-24.

İbn Hacer, A. (1993). Fethu’l-bârî bişerhi Sahîhi’l-Buhârî, I-XV, Beyrut: Daru’l-fikr.

Kandemir, M. (1993). “el-Câmiu’s-sahîh”, DİA, İstanbul.

Kâtip Ç. (Trs.), Keşfu’z-Zunûn an esâmî’l-kütübi ve’l-fünûn, I-II, Beyrut: Dâru İhyâi’t-Türâsi’l-Arabî.

Koçyiğit, T. (1971). “İmam Buhârî ve el-Câmiu’s-Sahih’i”, Diyanet Dergisi, Cilt: 10, Yıl: 9, 19-23.

Tirmizî, M. (Trs.). Sünen, I-V, Tahk. Ahmed Muhammed Şakir, Beyrut: Daru İhyai’t-türâsi’l-Arabî.

Müslim (Trs.). el-Câmiu’s-sahîh, I-V, Tahk. M. Fuad Abdulbaki, Beyrut: Daru İhyai’t-türâsi’l-Arabî.

Okumuş, E. (2016). “Tevhid ’den Vahdete İslam Toplumunda Birlik”, Hz. Peygamber Tevhid Ve Vahdet, Ankara: DİB Yay., 118-119.

Rençber, F. (2017). “İslam Birliği İnşâsında Bir Engel Olarak Mezhep-Cemaat Taassubu ve Çözüm Yolları” e-Makâlât Mezhep Araştırmaları, cilt: X, sayı: 1, 77-102.

Sancar, F. (2013). Toplumsal Birliğin İnşasında Anahtar Kavram “Kardeşlik”: Gazali Örneği, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, sayı: 4, 21-41.

Sezgin, F. (1956). Buhârî’nin Kaynakları Hakkında Araştırmalar, İstanbul.

Yıldırım, C. (1975). “Din Kardeşliği”, Diyanet Dergisi, Cilt: XIV, Sayı: 5, 267-276.

Zehebî, Ş. (2001). Siyeru A’lâmi’n-Nübelâ, I-XXVIII, Beyrut: Müessesetü’r-risale.

http://www.islamdahayat.com/riyaz/sovme266.html Erişim: 17.04.2016

http://www.ilimdunyasi.com/mucemus-sagir/peygamberimizin-ummetini-ikazi/?wap2 Erişim: 17.04.2016

Referanslar

Benzer Belgeler

Sosyal Bilgiler Öğretmen Adaylarının Fakültelerinde Öğretmenlik Uygulaması Dersi İçin Hazırladıkları Staj Raporlarına Yönelik Metaforlarına İlişkin Bulgular..

Sonuçta; Beden Eğitimi Spor Yüksekokulu öğrencilerinin “İnsan Kaynaklı Liderlik Tarzı”nı benimsediği, ölçeğe ortalamanın üstünde puan verdiği,

İlkokul öğrencilerinin matematik derslerinde öğrendikleri kavramları, bilgileri ve matematiksel dili günlük yaşamlarında kullanma durumlarını belirlemek amacıyla yapılan

Abdurresul Hayyampur’un 1948 yılında Sadıkî Kitabdar, Tezkire-i Mecma’ al-Havass be zebani Turkî-yi Çagata’î adıyla neşrettiği eseri tanıtmak, eseri neşrederken

Erdem ve Soylu (2013) ilköğretim matematik öğretmen adaylarının KPSS ve alan sınavı hakkındaki görüşleri almışlardır. Fakat yaptıkları çalışmada

Kurum kültürü konulu tezlerin büyük oranda İstanbul ilinde, İşletme Ana bilim dalında, 100-200 sayfa aralığında, yüksek lisans türünde, Sosyal Bilimler

Genellikle tıbbi ve aromatik bitki olarak kullanılan bu doğal bitki türlerinin kentsel tasarımlarda kullanımı oldukça sınırlıdır.. Oysa iklim değişiklikleri, su

Bu önlemler, kent içinde veya yakın çevresinde doğal, tarihi ve kültürel değeri yüksek olan alanların korunan alanlar başlığı altında bir takım