• Sonuç bulunamadı

Son iki y

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Son iki y"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Son iki yıldır AKP hükümetinin gündeminde gitgide ön sıralara yükselen nükleer enerji meselesi, 2006 sonunda “nükleer yasa tasarısı”nın ilgili meclis komisyonuna inmesinin ardından özellikle nükleer karşıtları ve elbette kamuoyunun geneli açısından da aciliyet kazandı.

Nükleer santrala karşı yaz aylarında toplanan onbinlerce imzanın TBMM’ye Kasım’da iletilmesine rağmen herhangi bir resmi tepki alınmış değil. Hükümet nükleer karşıtlığını görmezden geliyor. Ciddiyetle muhatap alınmayı bekleyen nükleer karşıtı hareket dahilinde çeşitli eylem ve etkinlikler ise sürdürülmekte. Bu kapsamda son olarak 14 Aralık 2006 günü Sinop’ta 54 bileşeni bulunan Nükleer Karştı Platform (NKP) gelişmelerle ilgili bir basın açıklaması yaptı. Basın açıklaması, kent merkezinde bulunan NKP bürosu önünde yaklaşık 250 kişilik bir katılımcı ve eylemci grup tarafından izlendi. Buraya kadar herşey olması gerektiği gibiydi. Zira diktatörlük ya da baskı rejimi ile yönetilmeyen ülkelerde herhalde yurttaşların demokratik haklarını kullanarak bir konu hakkında kendilerini ifade etmek istemeleri kadar doğal bir şey olamaz.

Türkiye’de kamuoyunun enerji teknolojileri arasında “en tehlikelisi” olarak algıladığı bizzat TAEK raporları (*) ile tespit edilen nükleer santrallara karşı bazı yurttaşların demokratik haklarını kullanarak karşı çıkması da bu doğallıkla kolayca kabul edilebilir. AB ülkelerinin parkları ya da meydanlarında yapılsa ilgiyle izlenilecek, gayet medeni bir etkinlik ülkemizde cezaya tabi bir kabahat olarak tanımlanıverdi; hem de resmi evrak yoluyla!

Nasıl mı?

Ön saflardaki eylemcilerden biri olan Emrah Bilgiç’in ifadesine göre o gün olaylar şöyle cereyan etti:

“….basın açıklamasının başladığı sırada, güvenlik şube amiri , yolun trafiğe açılmasını istemiş, gelen tepkiler üzerine : “ yol zaten dar, 10 dakika sonra basın açıklaması bitecek” denilerek basın açıklamasına başlanmıştır. Tam bu sırada, güvenlik şube amiri, büyük bir kamyonu üzerimize sürdürmüş ve yolun trafiğe açılmasını sağlamak istemiştir.

Kamyonun önünde durarak, yolu trafiğe açmak istemeyen ve basın açıklamasına devam edilmesini isteyen, nükleer karşıtları alkış ve ıslıklarıyla birlikte “zafer direnen Sinoplunun olacak, direne direne kazanacağız, nükleere inat, yaşasın hayat, nükleer santral istemiyoruz! “ sloganlarını atarak, polise karşı tepkilerini dile getirmiştir. Kamyon şoförü, daha sonradan, öğrendiğimiz AKP Sinop ilçe yöneticisiymiş. Basın açıklaması devam ederken, kamyonun motorunu susturmaması üzerine artan tepkiler, şoförün şu açıklamasını yapmaya zorlamıştır : marş basmıyor, kontak çevrilmiyor, o yüzden kapatamıyorum” yine bunun üzerine tepkiler devam ederken, kamyon geri geri giderek, başka bir yola girmiştir. Tüm bunlar yaşanırken, Sinop emniyet güçleri, nükleer karşıtlarına, müdahale etmiş ve küçük çaplı bir arbede yaşanmıştır. …Olay sırasında, Güvenlik Şube Müdürü, ‘dağılın’ uyarısında bulunsa bile, yüksek sesle ve megafon aracılığı ile bu duyuruyu yapmadığı icin, ben ‘dağılın’ uyarısını duymadım.Uyarı yapmadığı ya da

duyulmadığı halde, üstümüze kamyonu sürdürmekle, kasten adam yaralamak ve kasten adam öldürme teşebbüsünde bulunmuştur. ”

Herhangi bir olay yaşanması beklenmediği halde tamamen polisin ortamı germesi sonucu çıkan iti ş kakış arasında, rahatsız bir biçimde basın bildirisinin okunmasının ardından o gün kalabalık dağılmış ama Polis’in indinde konu kapanmamıştır. Yumruğunu sıkan ve masaya vuran “Devletin Polisi”, vatandaşa haddini bildirmekten elbette ki geri duracak değildi.

Ahmet İnsel’in 20 Ağustos 206 tarihli Radikal 2 ekinde çıkan yazısının başlığı olan Polis Devletinin Sıradan İşlerini yürütmek üzere kolları sıvayan Sinop Emniyet Amirliği o gün orada bulunan eylemci ve katılımcılara tek tek isim isim tebligat göndermiş ve medeni bir şekilde sesini duyurmaya çalışan insanlara “emre aykırı davranış” tan ceza yağdırmıştır.

Polise göre vatandaş yaşadığı topraklarda ölüm saçan nükleer santral istemediğini alenen ilan etmekle “kabahat” işlemiştir: Emirlere uymalı, susup oturmalıdır!

Yaklaşık 100-150 Sinoplu nükleer karşıtına gönderilmiş olan tebligatın içeriği şöyle :

“…..Kabahat Fiili : Emre Aykırı davranışİhlal Edilen kanun/karar sayısı: 5326 sayılı Kabahatler Kanunu 32. maddesi geregince 756 ( 15.12.2006 tarih ve 756, valilik olur karar sayısı) Kabahatin İşlendiği yer/tarih saat : Sinop merkez Tersane, Kurtulus Cad. NKP bürosu önü, 14.12.2006 13.00 sıralarıDeliller ve Olay Özeti : NKP önünde yapılan basın açıklamasında Sinop Valiliği’nin 2004/1 sayili ve 22.08.2004 tarih ve 25561 sayılı Resmi Gazetede (ekte

(2)

tutanakları, basın açıklaması kayitlari,İdari Para Cezasi 100 YTL.”

Şimdi, bizler bu icraatı Polis Devletinin Sıradan İşleri diye “lahavle” çekip kenara mı koyacağız, bir sonraki garabetin nereden ve nasıl geleceğini “izlemeye devam” mı edeceğiz yoksa aktif olarak bu konuda bir iki şey yapıp gerçekten utanıp sıkılması gereken kabahatlilerin kimler olduğunu mu ortaya koyacağız?

TC’nin güvenlik güçlerinin söz konusu etkinlik karşısında takındığı yersiz ve yakışıksız tutum, ironik bir şekilde olayı neredeyse bir sosyo politik, sosyo psikolojik incelemede vaka çalışması olarak kullanılabilecek kıvama getirdi. Teknoloji seçenekleri karşısında risk algısını analiz edebildigimiz ülkemizdeki “farklı sosyo ekonomik gruplar”ın, polis devleti uygulamaları karşısındaki risk algısı da muhakkak ki ayrıca kapsamlı bir anketi hak ediyor. Ancak bu çalışmayı TAEK’e değil medyamızın güçlü kalemlerine havale etmekle işe başlamak daha doğru olacak herhalde. Belki ulusal basında Sinop nükleer karşıtı basın bildirisi metni yer bulmadı ama ardından gelen bu gelişmeler manşete çıkarılmayı hak edecek nitelikte. Projektörleri bu noktaya çekmeyi başarmak için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurmaya falan gerek yok herhalde? Bu konuyla ilgilenirken bir yandan da eline tebligat ulaşan yurttaşlara, hukuki ve insani haklarını savunmada yol gösterici destekler vermek ve bu ayıbı bertaraf etmek için hareketlenmek gerekecek. Oya Koca

www.sinopbizim.org 24.12.2006

Referanslar

Benzer Belgeler

Akkurt, bütün dünyanın ÇED raporu olmaması nedeniyle eleştirdiği ve Avrupa ülkelerinin kredi desteğini geri çektiği Il ısu projesinin doğaya ve tarihe ne kadar

Kızılırmak'tan su getirmek için 400'e yakın iş makinasının 20 ayrı hat üzerinde çalışma yaptığı bilgisini veren ve yılbaşında projeyi tamamlamak istediklerini

MTM MEDYA TAKİP MERKEZİ Sıra Tarih Yay ın İl Tiraj Başlık Sayfa Kupürler 1 20.02.2007 SOK İstanbul 59.449. HER FATURA KESEN TELEKOM BAY İİ DEĞİL 5 Kupürler 2

[r]

[r]

Gazetecileri Koruma Komitesi'nin (CPJ) "Türkiye'nin Basın Özgürlüğü Krizi" başlıklı, "Gazetecilerin Hapsedildiği ve Muhalefetin Suç Say ıldığı

Hareket Becerisi: Uzun adım koşu/ Leaping Hareket Kavramı: Kişisel/genel boşluk, yön, Sınıf:3/4 Süre: 80 dakika Araç-gereç: Çember, saplı top, tebeşir, ip

Materials and Methods: This prospective observational study was performed with 101 patients who were admitted to the hospital emergency department with primary headache accompanied