• Sonuç bulunamadı

Tüm dünyada ve hissetti

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Tüm dünyada ve hissetti"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Tüm dünyada ve hissettiğimiz yer Türkiye’de gezegene karşı bir savaş yürütülüyor. Bu sefer ki başka. Bu sefer nefesimize kadar girdiler, yaşam kaynaklarımızı istiyorlar. Tarımsızlaştırma politikaları, köy okullarının kapatılması, konulan kotalar ve diğer piyasa ekonomisi yanlısı yaptırımlarla, kapıyı çalmaya bile gerek duymadan evimizin içine dek girmişlerdi zaten. Şimdi bizi evimizden, toprağımızdan atmak, suyumuzu almak, havayı solunmaz hale sokmak istiyorlar. Gerektiğinde yılan gibi kıvrılıp –sadaka&para teklifleriyle kandırmaya çalışarak-, gerektiğinde “acil kamulaştırma” adıyla evleri tahliye ederek, hiç biri işe yaramazsa kolluk güçlerini toplayıp üstümüze yürüyerek, bizi birebir yaşamımızdan etmek istiyorlar. Kölelikle özgürlük arasında bir seçim bu, açgözlülükle değer bilme, göz bürüyen hırsla farkındalık, nefsle tevhit arasında bir seçim. Öte yanda başımıza geleceklere, insanlığın elindeki gücün neye mal olabileceğinin bilincine, toprağa, suya, havaya göbek bağıyla bağlı olduğumuza uyanan insanlar var,

coğrafyaya dağılmış. Onlar ki sanki bu vadilere bekçi tayin edilmişler, bilmenin sorumluluğunu damarlarında hissedip yaşam alanlarını korumak için benliklerinin sınırlarından aşıp harekete geçenler.

Bu onların hikâyesi...

Yer: Sinop_Gerze Saldıran: Anadolu Grubu Saldırı Biçimi: Termik Santral

Direnen: Yaykıl Köylüsü &Gerze Halkı

"O köy bizim köyümüzdür. Gaz yesek de cop yesek de o köy bizim köyümüzdür"

Türkiye, Gerze’nin sesini 5 Eylülde yaşanan, iç savaşı hatırlatan termik santral direnişi görüntüleriyle duydu. Santral kurulması için ilk adım olan sondaj makinesinin köye girmesi, Gerze halkı, santralin yapılmasının planlandığı Yaykıl köyü halkı ve desteğe gelenlerin direnişiyle, biber gazları, gaz bombaları, cop ve plastik mermilere rağmen engellendi. Direniş, saat gece 1 civarında, gece baskınıyla gelen makinenin önüne köyden dokuz kadının yatmasıyla başladı. Ve yaklaşık 14 saat bilfiil sürdü. Çocukların, desteğe gelmiş 70lik, 80lik ninelerin uzakta durmasına rağmen saldırıya uğradığı, jandarmanın yolları kazarak barikatlar kurduğu, atılan gaz bombalarının ormanda yangın çıkardığı, kolluk kuvvetlerinin dikkat dağıtmak için tarlaları ateşe verdiği, ambulanslarla ‘’emniyet’’ güçlerinin içeriye gaz takviyesi sokmaya çalıştığı, emniyet amirinin ‘’ezin geçin halkı’’ diye emir verdiği, çevre illerden otobüs otobüs getirilen çevik kuvvet, jandarma, panzer ve tazyikli kimyasal su araçlarının önüne düşerek sondaj makinesini köyden ne pahasına olursa olsun içeri sokmaya kararlı olduğu bir gündü 5 eylül. Fakat tüm bunlar, Gerzeliler’in kararlılıklarını artırmaktan başka bir işe yaramadı. Köylünün fendi, termik santral planlarıyla ellerini ovuşturan Anadolu Grubu’nu hukuksuzca koruyan kolluk kuvvetlerini yendi. Bu ise Gerze için bir ilk değildi. Daha önce bebeklerin de olduğu kapalı alanda yoğun biber gazına maruz kalmalarına karşın yine şirketin düzenlediği ÇED (Çevre Etki Değerlendirme) toplantısını ve jandarma baskısıyla karşılaşmalarına rağmen iki defa daha sondajı engellemişlerdi. Sadece, şirket bu defa tüm gücünü toparlayıp saldırarak, ‘’orantısız’’ ne kelime, dünya karıncaya karşı misali halkı ezip geçeceğini sanmıştı. Ama Anadolu Grubu ve suça azmettirdiklerinin bilmediği, bilemeyeceği, hesaplayamayacağı başka bir güç vardı Gerze halkında. Halktan birinin mitingdeki konuşması gibi ‘’Sanki toprak Gerzeliler’e ait değil. Gerzeliler toprağa aitler. O yüzden bu kadar güçlüler.’’ O gün orada ayağa kalkan tüm saldırı altındaki canlıların sesiydi; aktı, yolunu 3 senedir aralıksız mücadele etmekte olan halkın sesinde, yumruğunda, gövdesinde buldu.

Peki bu noktaya nasıl gelindi?

"Devlet bizi almayi artık almayii!..’’/’’Dedemin mezarından kömür külleri süpürmek istemiyorum’’/’’Gerze Halkı Kül Yutmayacak"

Gerze, Sinop’un sakin bir kıyı ilçesi. 1. dereceden arkeolojik SİT alanına sahip, Türkiye’de tutulan 600 bin ton balığın 450 bin tonunun geldiği, Sinop’un içme suyu ihtiyacının % 51’ini karşılayan su havzasını barındıran, ormanın denize vardığı, köylünün ağırlıklı geçimini tarımdan ve balıkçılıktan sağladığı Gerze’de köylü ne ekersen oluyor diyor. Bu sakinlik hali, 3 yıl önce 2009’da Anadolu Grubu’nun EPDK’dan (Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu) bölgeye yapmayı planladığı 1200 MW gücünde-2000 kilometrekare çevresini birebir etkileyecek olan- termik santral için ön izin almasıyla bozuldu. Şirket, “ÇED gerekli değildir”, ya da “ÇED olumlu” raporu almadan doğrudan üretim lisansı alarak termik santral kurmaya girişmek istedi. Bunu duyan Gerzeliler anında yürütmeyi durdurma davası açıyor ve kazanıyorlar. Şirket buna itiraz ediyor fakat Danıştay tarafından reddediliyor. 21 Aralık 2009’da şirket bu sefer hiçbir

(2)

şey olmamış gibi ÇED başvurusunda bulunuyor. Buna karşılık mücadeleyi büyütme gerekliliğini gören Gerze

halkından ilk tepki verenler bir platform kurmaya karar veriyor. Daha önce Sinop’ta düzenlenen ilk nükleer mitingine Sinop’un iki katı kitleyle katılım gösteren Gerze, bu sefer destekçilikten kendi mücadelesini örgütlemeye doğru evrilmeye başlıyor. Uzmanlar ve akademisyenlerden raporlar isteniyor, SİT alanları, araziler tescilleniyor. Her ev geziliyor, broşürler dağıtılıyor, paneller yapılıyor, her Cuma kurulan pazarda köylülerle konuşuluyor. Köy kahvelerinde gece toplantıları düzenleniyor. En önemlisi, daha önce termik santral yapılmış yerlere –

Afşin/Elbistan&Yatağan- 15 muhtarla beraber gezi düzenliyor, geziyi kaydedip döndüklerinde halka gösteriyorlar. Platform, hızlıca tek başına bir yapı olmaktan çıkıp, örgütlenmesi şeffaf, halkın büyük desteğini alan bir çekim

merkezine dönüşüyor. 3 senelik mücadelede çok şey öğreniyor Gerzeliler; partiler üstü bir örgütlenmeyi başarıyor, en önemlisi ideallerine tutunarak kişisel çatışmaların önüne geçiyorlar. Dönem sözcüsü Şengül Şahin’in deyimiyle ‘’Bir orkestra gibi ses çıkarmayı, bir araba gibi işlemeyi öğrendik. Herkesin bir işlevi var ve önem farkımız olmadan hepimizin birbirimize ihtiyacı var.’’ Doğanın işleyişine eş bir uyum yakalıyorlar. Şirketin 30Mart’ta hukuk dışı bir şekilde sondaja geldiğini gören köylü, onu defedip hemen ardından iki kilit noktaya çadır kuruyor ve 24 saat dönüşümlü nöbet tutmaya başlıyor. Gerzeliler yazın çay bahçesi&köy kahvesi buluşmalarını direniş ateşinin etrafına taşıyorlar. İmece usulü odun taşınıyor, yemekler pişiyor, köylüler geleneksel ritüellerini taşıyor buraya, direnişin içinde bir kültür tekrar canlanıyor. ‘’Her gün en az 300-500 kişiydik.’’, diyor Gerze’den Nurcan Hanım. ‘’Ve sondaj makinesi beklenmeye başlandığında bu sayı beş yüz-bini bulmaya başladı.’’ Kendine has bir ‘’demokrasi deneyimine beşiklik ediyor’’ direniş alanı. Gerzeliyle köylünün fizik ve ruh olarak kaynaştığı bir yer haline geliyor. "Bize bir avuç insan dedi. Bakalım avucuna sığdırabilecek mi?"

Yaykıl’dan Melek Teyze’nin sözleri mitingde böyle yankılandı. Gerze, 5 Eylül zaferinden sonra 26 Kasım’da bir miting düzenledi ve on bin nüfuslu ilçeye on bin kişi topladı. Direniş nöbeti devam ediyor. Şimdi herkes şirketin başvuru süresinin biteceği, tutuklu yargılanan 21 yaşındaki Volkan Özcan’ın davasının görüleceği 21 Aralık’ı bekliyor. Öte yandan Anadolu Grubu’na uygulanan boykot sürüyor; şirketin mcdonalds, coca cola, efes pilsen, faber castell, samsung, doğadan gibi diğer pek çok ürününe de yurt çapında boykot çağrısı yapılıyor. Kırda kendi üretimini yapan, hala kendi kendine yetebilen toprak insanlarıyla, maliyetlerini düşürmek ve daha fazla kar etmek uğruna dünyayı dümdüz etmeye hazırlanan şirketlerin mücadelesi kaçınılmaz şekilde keskinleşiyor. Türkiye’nin birçok yerinde, Tortum’da, Solaklı’da, İkizdere’de, Kargı Çayı’nda, Giresun’da, Bartın’da, Hopa’da, Alakır’da, Kaz Dağları’nda, Bodrum Gümüşlük’te ve sayamadığım daha pek çok noktada HESler (hidroelektrik santral), termik, nükleer santraller, altın madenleri, taş ocaklarına karşı mücadele edenler, ruhlarını&ellerini&güçlerini birleştirdikçe onları birleştiren varoluşun farkına varıyor, sese ses katıyor, Birlik’in güzelliğini ve gücünü kendi elleriyle tekrar yaratıyorlar.

Ve bir kere dediler mi : İsrafil surunu urur

mahlukat yerinden durur», toprağın nabzı başlar onun nabızlarında atmağa. Ne kendi nefsini korur, ne düşmanı kayırır, Dağları yırtıp ayırır,

kayaları kesip yol eyler âb-ı hayat akıtmağa... *

* Nazım Hikmet Ran’ın “Türk Köylüsü” şiirinden.

- Durumu takip etmek isteyenler YEGEP’in (Yeşil Gerze Çevre Platformu) facebook sayfasını, Gerze Gündem ve Gerze Olay’ın internet sitelerini takip edebilirler.

- 5 Eylül’deki direnişi izlemek isteyenler http://www.dailymotion.com/video/xkxj4c_gerzede-yapylan-destansy-savunma-35-dk_news adresinden görüntülerin bir kısmına ulaşabilir.

- Boykot etmek isteyenler için malum şirketin diğer ürünleri : lada, honda, adel, kia, gusta, miller, ısuzu, damla su ve tüm diğer coca cola _kills_ ürünleri.

Referanslar

Benzer Belgeler

Örneğin Türkiye’deki Coca Cola markaları; Burn, Cappy, Coca Cola, Coca Cola Light, Coca Cola Zero, Diet Nestea, Nestea Light, Fanta, Nestea, Powerade ve Sprite

Bu nedenle de Summers’in adaylıktan çekilmesi kısa vadede piyasalar açısından olumlu bir haber olmakla birlikte FED’in bugün başlayıp yarın sona erecek olan faiz

(1) Elit Ligi müsabakalarına katılan kulüpler U17 ve U19 yaş grubu için en az UEFA A ve Gelişim Ligleri Çalıştırıcısı Sertifikası’na sahip birer teknik

Bölgesi Coca-Cola Akademi Ligi kapsamında yapacağı müsabakalar, futbol eğitimleri ve katılmaya hak kazanılması durumunda Coca-Cola Coca-Cola Akademi Ligleri Türkiye

2. 3) Rızaya Dayalı Tahakküm ya da İdeolojik Hegemonya: İtalyan düşünür Antonio Gramsci’nin nitelikli ve öznel anlamda hegemonya ifa- desi, yöneten erkine sahip bir

Kolonyalist söylemde hakim olan ‘öteki’ hallerinin yerli halk üzerinden ele alındığı reklam filminde, beyaz kurtarıcıya gönderme yapılmaktadır.. Yerli halk, Noel

TFRS 11, "Müşterek Düzenlemeler"; 1 Ocak 2013 tarihinde veya bu tarihten sonra başlayan yıllık raporlama dönemlerinde geçerlidir. Standart, ortak

Yönetim kurulu üyelerinin şirket dışında aldığı görevler genel kurul toplantısında pay sahiplerinin bilgisine sunulmuşturX. Şirketimizce, Yönetim Kurulu üyelerinin Şirket