• Sonuç bulunamadı

içerisinde rüzgar enerjisi en gelişmiş olan ve

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "içerisinde rüzgar enerjisi en gelişmiş olan ve "

Copied!
16
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

RÜZGAR ENERJİSİ

Dünyada yenilenebilir enerji kaynakları

içerisinde rüzgar enerjisi en gelişmiş olan ve

ticari anlamda en elverişli enerji türüdür

(Albostan vd., 2009). Bu gelişmeye paralel

olarak dünyada rüzgar enerjisine bağlı olan

kurulu güç 2014 yılı sonunda 369.553 MW’a

ulaşmıştır. Rüzgar gücünden elektrik enerjisi

üretiminde Çin son yıllarda göstermiş olduğu

gelişme ile ilk sırada yer almakta; ABD,

Almanya ve İspanya bu ülkeyi takip

etmektedir (GWEC, 2015).

(2)

Rüzgar, insanların yararlandığı ilk enerji kaynakları

arasında yer almaktadır. Tarihin başladığı

dönemden beri itici gücünden yararlanılan rüzgar

enerjisi ilk olarak Mısır ve Çin’de milattan önceki

dönemlerde sulamada, suyun pompalanmasında,

yelkenli gemilerin hareket ettirilmesinde, İran’da

ise değirmenlerin çarkının döndürülmesinde

kullanılmıştır. Yel değirmenleri, ilk olarak

İskenderiye yakınlarında kurulmuştur. Türklerin ve

İranlıların ilk yel değirmenlerini M.S. 7. Yüzyılda

kullanmaya başlamalarına karşın, Avrupalılar yel

değirmenlerini ilk olarak Haçlı seferleri sırasında

görmüşlerdir. Fransa ve İngiltere'de yel

değirmenlerin kullanılmaya başlanması 12.yüzyılda

olmuştur.

(3)

Ancak fosil yakıtların kullanımının hızlı bir şekilde yaygınlaşması ve artması, diğer alternatif enerji kaynaklarında olduğu gibi rüzgar enerjisi ile ilgili yapılan çalışmaları da durma noktasına getirmiştir. Fakat dünyanın 1970’li yılların başında yaşadığı enerji krizi, durma noktasına gelen bu alternatif enerji ile ilgili yapılan çalışmalara büyük bir ivme kazandırmıştır. Bu çalışmaların hızlanmasının diğer bir nedeni de dünya fosil enerji kaynaklarının tükenmekte olması ve bu kaynakların çevre üzerindeki olumsuz etkileridir. Eski bir enerji kaynağı olarak rüzgardan ilk üreten ülke 1890’ların başında Danimarka’da gerçekleştirilmiştir.

Daha sonra 1931’de Rusya 1940’larda ABD bu ülkeleri izlemiştir. İkinci Dünya

savaşı sonrası bu alandaki çalışmalara İngiltere, Fransa, Almanya, İsviçre,

Avusturya ve İtalya katılmıştır.

(4)

Çevresel avantajları açısından da pek çok ülke, resmi teşviklerle rüzgar enerjisini desteklemektedirler. Tüm bunların amacı, pazarı harekete geçirmek, maliyetleri düşürmek ve resmi teşviklerle şu an fosil yakıtların sahip olduğu haksız üstünlüğü ortadan kaldırmaktır. Çeşitli ülkelerde pazarı harekete geçirmeye yönelik farklı politikalar izlenilmektedir. Rüzgar teknolojisinin araştırma ve geliştirme girişimlerine verilecek destek bu teknolojinin elektrik enerjisi pazarında adil olarak rekabet edebilmesi ve son yıllardaki

Dünyada rüzgar santrallerinin kurulu gücü hızlı bir artış göstermektedir. 1995-2001 yıllan arasında rüzgar türbini satışlarında yıllık %40'lık bir büyüme gerçekleşmiştir.

1990 yılında dünyanın enerjisi kurulu günü 2160 MW iken 1994 yılında 3488 MW'a,

1995 yılında 4778 MW'a, 1996 yılında 6.070 MW'a, 1997 yılında 7.636 MW'a, 1998

yılında 10.153 MW'a, 1999 yılında 13.932 MW'a ve 2000 yılında 18.449 MW'a, 2005

yılında ise 59.091 MW’a yükselmiştir. 2010 yılında 197.956 MW, 2016 yılı sonunda

ise 486.749 MW’a ulaşmıştır.

(5)

Dünya’da rüzgâr enerjisi kurulu güç kapasitesi (MW)

Dünya’da yıllık eklenen rüzgâr enerjisi kurulu gücü (MW)

(6)

Ülkeler Kurulu Güç (MW)

Çin 168.690

ABD 82.184

Almanya 50.018

Hindistan 28.700

İspanya 23.074

İngiltere 14.543

Franda 12.066

Rüzgar Enerjisi Kurulu Güç'te Önde gelen ülkeler

(7)

RÜZGAR ENERJİSİ’NİN AVANTAJLARI

•Temiz ve bedava bir enerji kaynağıdır

•Küresel ısınma sorunu için önemli bir çözüm yoludur

•Karbon emisyonu yoktur ve hava kirliliği sorununu azaltır

•Enerji güvenliği sağlar ve Enerji arzını çeşitlendirir

•Yakıt ithalini önler ve bütçe açığını önlemek adına önemli bir kaynaktır

•Kırsal bölgelerde enerji ağının gelişmesine neden olur

•İstihdam ve bölgesel kalkınma sağlar

•Modülerdir ve çabuk kurulur

•Kaynak tükenmesi yok – küresel rüzgar kaynağı küresel enerji talebinden daha büyük

•Uygulama esnekliği – büyük ölçekli ticari santraller veya ev tipi

uygulamalar mümkün

(8)

Rüzgar enerjisinin olumsuz etkilerinin tartışıldığı makaleye aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/33/2229/23137.pdf RÜZGAR ENERJİSİ’NİN DEZAVANTAJLARI

(9)

Türkiye’de Rüzgar Enerjisi

Türkiye’de rüzgâr enerjisinin ilk ticari örnekleri dünyadaki gelişmelere göre daha geç bir tarih sayılabilecek 1990’lı yılların sonlarına rastlamaktadır. 1998 yılında Alaçatı Germiyan köyünde otoprodüktör lisansı ile çalışmaya başlayan 1,5 MW güce sahip ARES rüzgar enerji santrali 3 türbinden oluşan ilk tesistir.

1998-2005 yılları arasında yenilenebilir enerjiye dair herhangi bir yasa

yönetmelik olmadan toplam dört santral kurulmuş ve işletilmiştir. 2005 yılında

yürürlüğe giren Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi

Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun ile üretilen elektriğe alım garantisinin

getirilmesi ve türbin teknolojisinin belli bir olgunluğa ulaşmasıyla ilintili olarak

sektörel ilgi ve rüzgar enerjisi kurulu gücü hızla artmaya başlamıştır. 2005

yılına kadar 20,1 MW olan kurulu güç bu tarihten sonra ivme kazanarak 2017

Temmuz ayına gelindiğinde yaklaşık 322 katlık bir artışla 6483,9 MW’ye

ulaşmıştır. 2017 yılı ilk altı aylık veriler itibariyle işletmede 158 rüzgâr enerji

santral sahası bulunmaktadır (TÜREB,2017).

(10)

Türkiye’nin rüzgar enerjisi kurulu güç gelişimi (2002-2017)

(11)

REPA’ya göre Ege ve Marmara sahilleri Türkiye’nin en iyi rüzgar

potansiyeline sahip olan alanlarıdır (Güler, 2009). Bu çalışmada yerden 30

m, 50 m,70 m ve 100 m yükseklikteki rüzgar hızlarının gösterildiği

haritalar hazırlanmıştır. Yerleşim alanları dışında yerden Türkiye’nin

Enerji Kaynakları 371 50 m yükseklikteki rüzgar hızları Marmara, Batı

Karadeniz, Doğu Akdeniz kıyılarında 6.0-7.0 m/sn, iç kesimlerde ise 5.5-

6.5 m/sn civarındadır. Batı Akdeniz kıyılarında 5,0-6,0 m/sn iç

kesimlerinde 4,5-5,5 m/sn, Kuzeybatı Ege kıyılarında 7,0-8,5 m/sn, iç

kesimlerde ise 6,5-7,0 m/sn’dir (Çağlar, vd. 2008). Özellikle, Ege denizi

kuzeydoğusu rüzgar potansiyeli yönünden oldukça iyi durumdadır. Ayrıca

İç Anadolu Bölgesi’nin doğusu, Orta Toroslar ve Doğu Akdeniz’de

ortalama rüzgar hızı değerleri yönünden enerji üretimi için oldukça

elverişlidir. Orta şiddete sahip ve elektrik enerjisi üretimi açısından uygun

olmayan alanlar Türkiye’de geniş yer kaplamaktadır.

(12)

Türkiye Yıllık Ortalama Rüzgar Hızı, 50 m

(13)

Türkiye yüzölçümü itibariyle geniş bir alana sahiptir. Ayrıca iklim özellikleri nedeniyle de önemli bir rüzgar potansiyeli barındırmaktadır (Erdoğdu, 2009). Türkiye’deki rüzgar enerjisi potansiyeli; rüzgar hızına ve rüzgarın sürekliliğine bağlı olarak bölgeler ölçeğinde farklılık göstermektedir.

Elektrik İşleri Etüt İdaresi (EİE) tarafından Türkiye’nin rüzgar potansiyelini belirlemek amacıyla bir çalışma yapılmış ve bunun sonucu 2006 yılında Türkiye Rüzgar Potansiyeli Atlası (REPA) hazırlanmıştır. Bu atlas Türkiye’de orta ölçekli sayısal hava tahmin modeli ve mikro ölçekli rüzgar akış modeli kullanılarak üretilen rüzgar kaynak bilgileri verilmektedir. Bu çalışmalar ışığında Türkiye’de elektrik üretilebilecek rüzgar enerjisi potansiyeli rüzgar hızı 7,0 m/sn üzeri değerlere göre hesaplandığında 10.463 MW deniz, 37.386 MW kara olmak üzere toplam 47.849 MW olarak belirlenmiştir

 

(14)

Dünyada rüzgardan enerji kaynağı olarak

yararlanma konusundaki gelişmelerin 1980

yılından sonra ortaya çıktığı ve hızla yayıldığı

görülmektedir. Ülkemizde ise rüzgar enerjisinin

öneminin anlaşılması, 1990’lı yılların ortalarına

rastlamaktadır. 1980’li yıllarda klimatik amaçlı

rüzgar enerji ölçümleri yapılmakla birlikte bu

ölçümler istasyonların yerleşim yerlerine yakınlığı

nedeniyle gerçek rüzgâr enerji potansiyelini

yansıtır nitelikte olmamıştır. Ayrıca 1986 yılında

İzmir Çeşme’deki turistik bir tesiste başlanan

55kW güç kapasiteli rüzgar enerjisi üretimi dışında

bu yıllarda uluslararası nitelikte bir ticari rüzgâr

enerji sistemi bulunmamaktaydı. 1990’lı yıllara

gelindiği zaman EİE önceki yıllara ait birikimleri de

dikkate alarak araştırma ve geliştirme çalışmaları

hız kazanmıştır.

(15)

Konu ile ilgili daha geniş bilgi yukarıdaki makalede bulunmaktadır.

http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/47/1924/20179.pdf

(16)

Kaynakça:

Akova, İ. 2008. Yenilenebilir Enerji Kaynakları, Nobel Yayınları No:1229, Ankara.

Albostan, A., Çekiç, Y. ve Eren, L. 2009. Rüzgar Enerjisinin Türkiye’nin Arz Güvenliğine Etkisi, Gazi Üniversitesi Müh. Mim.

Fak. Dergisi, 24 (4): 641-649.

Çağlar, Ü., Ceniz, C., Çakam, E., Onan, M. ve Kocaoğlu, Ş. 2008. Türkiye’nin Atıl Enerji Kaynağı: Rüzgar Enerjisi, 2. Ulusal İktisat Kongresi, 1-16,20–22 Şubat 2008, İzmir.

Güler, Ö. 2009. Wind energy status in electrical energy production of Turkey, Renewable and Sustainable Energy Reviews, (13): 473–478.

Karabulut, Y. 2000. Türkiye Enerji Kaynakları, Ankara Üniversitesi Basımevi, Ankara. Koçak, A. 2001.

Yılmaz, M. 2012. Türkiye’nin Enerji Potansiyeli ve Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Açısından Önemi, Ankara Üniversitesi Çevrebilimleri Dergisi, Cilt:4, sayı:2, 33-54.

Yılmaz, M., Kılıç, Ç. , Sarı, R. (2017) Rüzgâr Enerji Sistemlerinin Sosyal Kabul Dinamiklerini Anlamak Coğrafi bilimler Dergisi 15 (2), 135- 156 (2017)

TÜREB, 2017, Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği, http://www.tureb.com.tr/

Referanslar

Benzer Belgeler

2010- Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına Dair Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (6094 sayılı Kanun) Bu kanun,

Ayrıca “Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun” da belirtildiği üzere; yenilenebilir enerji

Nehir Tipi Santrallerde akarsuyun üzerine yapılan bir regülatör (düzenleyici) ile su seviyesi bir miktar kabartılır (Şekil 3.19). Böylece debilerin su alma

Lisanssız üretim faaliyeti kapsamındaki tesisler için on yıllık sürenin bitiminden itibaren lisans süresi boyunca elektrik piyasasında oluşan saatlik piyasa

The obtained results of the testing regarding the effectiveness of blended learning in improving graduate students cognitive domain until level 5 (synthesis) on

Hiyerarşik düşünme seviyesinde yer alan öğretmen adaylarının, dörtgenlerin kritik ve kritik olmayan özelliklerini ayırt edebildiği ve sınıflandırma yaparken

The main purpose of the study is to analyze whether there is a significant distinction among the students’ attitudes to English as a foreign language in terms of

17.05.2005 yılında çıkartılan “5346 Sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun” ülkemizdeki