Demir
Demir
Kimyasal Sembolü: Fe
Yetişkin bir bireyin vücudunda 45 mg/kg demir bulunur. Toplam demir miktarı 3-5 gramdır.
Toplam demirin: 2/3’ü kanda, kalanı
karaciğer, dalak, kemik iliğinde depo
edilmektedir.
Organizmada metabolik faaliyet gösteren türleri:
• Hemoglobin: Vücut demirinin büyük kısmı (%70), kırmızı kan hücrelerinde
(eritrositlerde) hemoglobinin yapısındaki hemde bulunur.
• Miyoglobin: Toplam vücut demirinin %5’i
kasın bileşeni olan miyoglobinin yapısında
bulunur.
En fonksiyonel demir “hem”in yapısında bulunandır.
• Hemoglobin: Dört hem sub unitten
oluşmuştur. Kimyasal yapısından dolayı kolayca oksijen yüklenip boşalabilir.
• Miyoglobin: Yapı olarak Hb’e benzer ancak bir hem, bir de globin zincirinden
oluşmuştur. Miyoglobin de oksijen taşır, gerektiğinde kullanılmak üzere kasta
depolar.
Hemoglobin Miyoglobin
Hem grubu
• Transport demir (transferrin):
Plazmada taşıyıcı proteine (ß-globulin) bağlı çok az demir bulunur.
Erkekler…………..80-180 mcg/dL
Kadınlar…………..60-160 mcg/dL
• Depo demir: Toplam vücut demirinin
%20’sidir.
Demir vücutta ferritin formunda,
Fazla demir ise hemosiderin formunda depo edilir.
Esas depo organları:
Karaciğer
Dalak
Kemik iliği
• Doku hücrelerindeki demir: Toplam
demirin %5’i enerji üretiminde, oksidatif enzim sistemlerinin ana bileşeni olarak
tüm hücrelere dağılmıştır.
Demirin Fonksiyonları
• Başlıca işlevi oksijen taşınması ile ilgilidir.
AKCİĞERLER HÜCRELER
O2 CO2
Demirin oksidasyon ve redüksiyon özelliğinden dolayı oksijen ve karbondioksit taşınmasında rolü vardır.
• Demir okside ve redükte olma
özelliğinden dolayı alınan oksijenin
tepkimeler sonunda açığa çıkan hidrojen ile birleşmesini sağlar.
• Böylece hücrelerin çalışması için gerekli
enerji ATP şeklinde sentezlenir.
Demir immun sistem için (bağışıklık sistemi için) gereklidir.
• Demir içeren transferrin ve laktoferrin proteinlerinin enfeksiyonlara karşı koruyucu etkisi vardır.
• Demir fazlalığında demire gereksinmesi olan bakterilerin artması sonucu enfeksiyon riski artar.
Bilişsel performans için gereklidir.
• Her yaş grubunda beyinin normal fonksiyonu için beyin hücreleri tarafından kullanılır
• Nörotransmitterlerin sentezi ve fonksiyonunda rolü vardır
• Demir içeren Sitokrom P-450 sistemi ilaç ve bileşiklerin suda çözünerek
vücuttan atılması için gereklidir.
• Katalazlar ve Peroksidazlar hem içeren enzimlerdir. Yapılarındaki demir
sayesinde hidrojen peroksiti (H O ) ₂ ₂
oksijen ve suya yıkarlar.
(H O birikimi biyolojik aktif ₂ ₂ moleküllere zarar verebilir)• Demir ve sülfür metalloproteinlerin oksidatif metabolizmasında rol oynar.
• Demir içeren triptofan pirolaz
triptofanın oksidasyonu için gereklidir.
• Diyetin demir içeriği
• Diyet demirinin biyoyararlılığı
• Demir depolarının miktarı
• Eritrosit oluşum hızından etkilenmektedir.
DEMİRİN EMİLİMİ
DEMİRİN EMİLİMİ
• Demir incebağırsakların üst kısmından (duedonum, jejunumun üst kısmı) emilir.
• Demir besinlerde hem ve nonhem (hem olmayan) olmak üzere iki şekilde bulunur.
Demirin biyoyararlılığı emilimine
bağlıdır
.Diyet demiri
Hem (az oranda) Nonhem (çok oranda)
Besin Kaynakları Bitkisel kaynaklarda
bulunmaz Tüm bitkisel kaynaklı demir
Hayvansal kaynaklı
demirin %40’ı Hayvansal kaynaklı demirin %60’ı
Emilim Hızı Hızlı; Kayba uğramadan
emilim ve taşınma Yavaş; Organik
moleküller ile sıkıca bağlanmış
• Hem: Hayvansal kaynaklı besinlerdeki (etler) formu.
• Nonhem: Tahıllar ve sebzelerdeki demirin
tamamı ile hayvansal kaynaklı demirin 3/5’i bu formdadır.
Diyetsel demirin sadece %5-10’u hem demirdir.
Nonhem demirin %5’i, hem demirin ise %25’i
emilir.
EMİLİMİN ETKİNLİĞİ
• Normal Hb düzeyine sahip yetişkinlerde yiyeceklerdeki demirin %5-15’i emilir.
(ort. %10)
• Demir yetersizliğinde bu oran %50’ye ulaşır.
• Sebzelerdeki demirin %2-10’u emilir.
• Hayvansal proteinlerdeki demirin %10-
30’u emilir.
Demirin mukozal hücrelerden genel dolaşıma salınma hızı transferrin miktarı ve doymuşluğuna bağlıdır.
Transferrin saturasyonu
sağlıklı bireylerde
%30-35
Transferrin demir bağlama kapasitesi (TIBC) azalırsa (%15) emilim hücrelerinin, demirin bazolateral
kana çıkışını uyarır
TIBC %40- 50 olursa demir daha
az emilir
DEMİR EMİLİMİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER
Olumlu etkileyenler
• Mide asit salgısının yeterli olması
• Askorbik asit (vitamin C)
(en az 25 mg/öğün)• Sitrik asit
• MFP faktör (Meat Fish Poultry)
• Protein (lizin,histidin,sistein,metionin,amino asit)
• Gereksinmenin artması (anemi,gebelik vb)
(emilim %50)
Olumsuz etkileyenler
• Fitatlar (tahıllar)
• Oksalik asit
• Tanenler (çay, kahve). Fenolik gruplar demiri bağlar. (non hem demir)
• Karbonat, fosfat
• Yüksek Posa (bağırsak hareketlerinin artması)
• Diğer metal iyonlar (Ca, Cu, Zn, Cd,
Mn,Pb, Al, teneke vb)
Olumsuz etkileyenler
• Parazitler
• Protein yetersizliği
• Enfeksiyon hastalıkları
• Emilim bozuklukları
• Doku doygunluğu
• Kalsiyum ????? (hem+nonhem demiri etkileyebilir)
– Yeterli Ca varlığında; fosfat, oksalat ve fitat gibi diğer ögelerin etkisini önler
– Kalsiyum suplemantasyonu; demir ile bağlanarak emilimi inhibe eder.
• Uzun süre yüksek ısıda pişirme (hem demir
nonhem demire dönüşür)
DEMİRİN DEPOLANMASI
• Vücutta 200-1500 mg demir depolanır.
Bunun; %30’u karaciğer, %30’u kemik iliği
kalanı dalak ve kaslarda depolanır.
Depo şekli; Ferritin, Hemosiderin
Hemosiderin:
Uzun dönem yüksek düzeyde demir alınması veya sık olarak kan
transfüzyonu demirin karaciğerde
anormal şekilde birikmesine neden olur.
Hemosiderin ferritine benzer ancak daha çok demir içerir ve daha
çözünmezdir.
DEMİR DEPOLAMA HASTALIKLARI
• Hemosideroz: Anormal derecede fazla demir tüketen veya genetik olarak böyle bir defekti olanlarda aşırı demir emilimi sonucu görülür.
• Hemokromatoz: Hemosideroz sonucu doku hasarı oluşumuna denir. Eklemlerde, deride, pankreas, karaciğer depoları dolar ve
organlar normal fonksiyonlarını yapamazlar.
Hemokromatoz
• Serbest radikallerin oluşum miktarı artar
• Karaciğerde anormal demir birikimi
• Aşırı serum ferritin düzeyi
• LDL kolesterol oksidasyonu
• Kardiyovasküler komplikasyonlar
DEMİRİN ATIMI
Günlük bazal demir atımı:
• Aktif olarak bağırsak(gaita) (+ besinler ile emilmeyen)
• İdrar ile kayıp çok azdır (<0.1 mg/gün)
• Deri, bağırsak, idrar yolu ve solunum sistemi gibi vücudun iç kısmındaki epitel dokudan dökülen
hücreler yolu ile kayıplar oluşur.
• Özellikle sıcak ve nemli havalarda ter ile kayıp
oluştuğu düşünülmekteydi. Fakat şimdilerde
bunun çok önemsiz miktarda olduğu yapılan
çalışmalarda gösterilmiştir.
DEMİRİN ATIMI
• Günlük kayıp yetişkinlerde yaklaşık 14 mcg/kg’dır.
(gaita+idrar+ter)• Menstrüasyon dönemindeki 55 kg
ağırlığındaki bir kadında 0.8 mg/gün, 70 kg ağırlığındaki erkekte kayıp 1 mg/gün’dür.
• Kayıplar ± %15 bireysel ayrıcalık göstermektedir.
Human Vitamin and Mineral Requirements FAO/WHO, 2001
• Hamilelikte 350-450 mg demir bebeğe geçer.
• Laktasyonda 1-2 mg/gün süte geçer.
Sütteki demir miktarı düşüktür. Ancak,
“laktoferrin” biyoyararlılığı artırır.
Normal koşullarda kayıp çok azdır. Esas
kayıp menstrüal siklus, doğum, ameliyat,
akut ve kronik kanamalarda oluşur.
• Fazla aspirin ve salisilatların kullanılması
• Barsak parazitleri
• Görünmeyen kanamalar
Demir kaybedilir
Plazma demir
Depo demir
İDRAR, TER, SAFRA, FEÇES (0.5-1 mg/gün)
KEMİK İLİĞİ
HEMOGLOBİN 2.5-3.0 mg
HEMOGLOBİN KATABOLİZMASI
Hemoraji
idrarda RBC kaybı Menstrüal kayıp ort.:0.5-1 mg/gün
PUL PUL DÖKÜLEN HÜCRELER
HÜCRELERÖLÜ TÜM SOLUNUM
HÜCRELERİ 300 mg KASLARDA MİYOGLOBİN
100-150 mg Fe+2
12-15 mg
Besin Fe Hergün
0,6-1,5 mg emilim
GEREKSİNME
Gereksinme vücuttan kaybedilen demir kadardır.
Gebelik Emziklilik
Büyüme çağındaki çocuklarda ve
adölesanlarda vücut ölçüsü ve enerji alımına bağlı olarak gereksinme daha fazladır.
Toplam demir gereksinmesi=Büyüme+bazal
kayıplar+menstrüel kayıp
Toplam demir gereksinmesi=Büyüme+bazal kayıplar+menstrüel kayıp
a
a
WHO, 2004
DEMİRİN YETERSİZLİĞİ
Demir yetersizliği anemisi görülür (hipokromik mikrositik anemi)
• Kırmızı kan hücrelerinin sayısı azalır ve küçülürler
• Kırmızı kan hücrelerindeki Hb miktarı düşer, renkleri açılır
• Serum ferritin düzeyi azalır
• Serum demiri azalır
• Transferrin doymuşluk oranı düşer
• Transferrin demir bağlama kapasitesi artar
• Transferrin artar
Klinik Belirtileri
• Kansızlık
• Baş dönmesi
• Yorgunluk
• İştahsızlık
• Sindirim sistemi bozuklukları
• Tırnakların incelmesi
• Kısa nefes alıp verme
Klinik Belirtileri
• Üşüme hissi
• Dikkat azalır
• Fiziksel iş kapasitesi azalır
• İş verimliliği düşer
• Kil, toprak, buz yeme (Pika)
• Kaşık tırnak
• Keylozis
• Glossitis
ANEMİNİN NEDENLERİ
Beslenme Kaynaklı:
• Malnütrisyon
• Demirin yetersiz tüketilmesi
Demirden zengin besinlerin tüketilmemesi
Demirden zengin besinlerin
yanlış besinler ile tüketilmesi
• Yetersiz emilim
• Yetersiz kullanım
• Gereksinimin artması
• Atımın artması
• Demir depolarının salınımında defekt
ANEMİNİN NEDENLERİ
Beslenme Dışında:
• Kan kaybı (ülser, menstrüasyon, ameliyat, aspirin kullanımı vs)
• Sağlık ve temizlik kurallarına uyulmaması sonucu paraziter enfeksiyonlar
• Alüminyum içeren antasit ve katkı
öğelerinin kullanılması
ANEMİNİN GÖRÜLME ORANI
Kırsal Alan
• Gebe-Emzikli Kadın %40-68
• Gebe Olmayan Kadın %10-40 Ulusal Düzey
• 0-5 yaş çocuk %50
• 5 yaş üzeri çocuk %28
• 13-19 yaş %21 kadın, %19,7erkek
• Gebe Kadın %52
ÖNLEMLER?????
ÖNLEMLER
• Halkın Bilinçlendirilmesi (beslenme, hijyen vb.
konularda)
• Besin zenginleştirmesi (Fe/Zn oranı unutulmamalı)
• Mayalandırılmış tahılların kullanılması
(Fitatları parçalamak)
• Hayvansal besinlerin sınırlı olduğu
diyetlerde C vitamininin yeterli alınması
Çay-Kahve Tüketimi
Çay ve kahve
yemeklerden en az 45 dk önce veya sonra
içilmelidir.
TOKSİSİTE
• Demirin fazla alınması toksik etkide bulunur.
• Normalde demirin fazlası, ihtiyaç yoksa intestinal sistem hücreleri tarafından
engellenir. İntestinal hasar durumunda (ör:
alkoliklerde, sürekli laksatif kullananlarda vb) vücut aşırı demir alımı ile zehirlenmeye duyarlıdır.
• Gerekli olmadıkça demir suplementasyonu
yapılmamalıdır.
DEMİRİN KAYNAKLARI
• Etler
(en iyi kaynak) (kırmızı etlerin demir içeriği beyaz etlere göre daha yüksektir)• Organ etleri
(Karaciğer, dalak vb.)• Yumurta
• Tüm saflaştırılmamış tahıllar
• Kurubaklagiller
• Yağlı Tohumlar
• Koyu Yeşil Yapraklı Sebzeler
• Kuru meyveler
Kimyasal sembolü: Cu
İlk olarak 1875 yılında kanın normal bileşeni olarak tanımlanmıştır.
BAKIR
• Vücutta toplam 80 mg (50-120 mg) bakır bulunur
• Bunun; %40’ı kaslarda
%15’i karaciğerde %10’u beyinde
%6’sı kanda bulunur
Tüm vücuda yaygın bir şekilde dağılmıştır ve metalloprotein enzimler gibi organik
kompleksler ile birleşmiştir.
FONKSİYONLARI
Birçok enzimin yapısında yer aldığından ;
• Mitokondrial (oksidasyon sitokrom zincirinde) enerji oluşumunda
• İskelet ve kan hücrelerindeki kollajen
dokularda, kompleks proteinlerin sentezinde
• Nörotransmitterlerin sentezinde
• Oksidanlardan (serbest radikallerden) korunmada
• Melanin ve katekolaminlerin sentezinde rolü
vardır
Memelilerde Kuproenzim Aktiviteleri (O’ Dell 1990)
Sitokrom C oksidaz Oksidatif fosforilasyon Süperoksit dismutaz Sitozolik antioksidant
2O₂+H₂O→H₂O₂+O₂
Dopamin-ß-hidroksilaz Adrenalin ve noradrenalin sentezi
Tirozinaz Tirozin → dopa → dopaquinon
Urikaz Renal ve hepatik ürik asit
metab.
Amin oksidaz Plazma ve konnektif dokular
BAKIRIN EMİLİMİ
-METABOLİZMASI -ATIMI
• Günlük ortalama diyetle 2-5 mg Cu alınmaktadır
• Bakırın %35-70’i emilir. Bir kısmı
mideden emilmekle beraber en fazla emilim ince bağırsaklardan olur.
• İnce bağırsaklarda emilim aktif veya
pasif transport ile olur.
• Bakır lümenden düşük molekül ağırlıklı bileşikler ile kompleks yapmış şekilde emilir.
• Bakırın sülfat ve nitrat formları hemen emilir.
• Bakır karbonatın emilebilmesi için gastrik
asit ile çözünür hale gelmesi gereklidir.
Emilimi azaltan faktörler:
• Posa
• Fitatlar
• Bazı mineraller (çinko, demir, kadmiyum vb. )
• Yüksek askorbik asit alımı (1500 mg/gün)
– Kırmızı kan hücresi oluşumunda seruloplazminin rolünü azaltarak, kan bakır konsantrasyonunu azaltır
Emilimi arttıran faktörler
• Protein
• Diyetle bakır alımının azaltılması
Normalde serumda 90-150 mcg/100 mL bakır bulunur.
Plazmada bakırın;
%90’ı seruloplazmine
%10’u transkuprein, albümin,
aminoasitlere bağlıdır
ATIMI
• Günlük safra ile 0,5-1,5 mg Cu atılır.
Vücut; safra salınımını değiştirerek,
dolaşımdaki Cu konsantrasyonunu kontrol eder.
• Az miktarda bakır; idrar, ter ve
menstrüel kan ile atılır.
BAKIR YETERSİZLİĞİ
Normalde yetersizliğine fazla rastlanmaz.
Diyet gereksinmeyi karşılar.
• Malnütrisyonlu çocuklar
• Çok düşük doğum ağırlıklı prematüre bebekler
• Parenteral beslenmedeki solüsyonlar yeterli Cu sağlayamayabilir
• Nefrotik sendrom
• Malabsorpsiyon hastalıklarında (şupru, çölyak vb.)
görülür
YETERSİZLİĞİ
• Serum bakır, seruloplazmin düzeyi azalır
• Demir emiliminde yetersizlik oluşur
(mikrositik hemokromik anemi görülür)
• Saç ve deri depigmentasyonu
• Nötropeni ve özellikle demineralizasyon gibi iskelet anormallikleri
• Çocuklarda nötropeni ve lökopeni bakır
yetersizliğinin erken indikatörüdür
TOKSİSİTE
Fazla alınan bakır toksiktir.
Akut toksisite: Kusma ve Diyare oluşur Kronik toksisite: Bakır karaciğerde
birikir, hepatik nekroz ve siroz oluşur.
Bu durum karaciğer yetmezliğine neden
olur.
Menkes hastalığı cinsiyete bağlı resesif defekttir.
• Bakır emiliminde bozukluk, idrar atımı artar
• İntrasellüler bakır transportunda bozukluk
• Kemik ve sinir sisteminde bozukluk
• İlerleyen mental bozukluk
• Bebeklerde büyüme geriliği
• Organ ve hücrelerde bakırın anormal dağılımı
• Saçlarda bozukluk, keratinizasyon, pigmentasyon
• Hipotermi görülür
Wilson’s hastalığı: Bu hastalıkta genetik olarak karaciğerde seruloplazmin
yapılamadığı için vücut dokularında aşırı miktarda bakır birikir.
• İnce bağırsaklardan emilim artar
• Karaciğerde, beyin, böbrekte birikim artar
• Kandaki bakır düzeyi azalır, idrarda atım artar
• Sinir sistemi bozuklukları ve karaciğer
sirozu oluşur.
• Sebze ve meyveler, düşük bakır
içerdiğinden dolayı sıkı vejeteryan diyet
bu hastalarda yararlıdır
BAKIRIN KAYNAKLARI
En iyi kaynaklar
• Organ etleri (karaciğer, böbrek vb.)
• Kabuklu deniz ürünleri
• Yağlı tohumlar (fındık, fıstık vb.)
• Kurubaklagiller
• Pekmez
• Etler (tavuk eti, balık vb.)
• Çikolata, kakao
• Kurutulmuş meyveler
• Yeşil sebzeler
Orta derecede kaynak:
• Tam taneli tahıllar, diğer sebzeler Fakir kaynaklar:
• Süt, taze meyveler
İnek sütü……….0,015-0,18 mg/L
Anne sütü………0,15-1,05 mg/L (iyi emilir)
(İçmek için kullanılan musluk suyundan –sert sulardan-günde 0.1 mg bakır alınır)
Kimyasal sembolü: I
Yetişkin insan vücudunda 20-30 mg iyot bulunur.
Bunun; %75’i troid bezinde
%25’i meme bezlerinde, mide mukozasında, kan ve diğer dokularda bulunur.
İyot
FONKSİYONU
Troid bezinden salgılanan triiodotironin (T ) ve ₃ tiroksin (T ) hormonlarının ₄
yapısında bulunur.
İyot + tirozin T , T → ₃ ₄
Bu hormonların kandaki düzeyi hipofiz
bezinden salgılanan TSH=Troid Stimule
Eden Hormon tarafından düzenlenir.
Tiroksin (T₄)
Triiodotironin (T₃)
İyot elzem eser bir elementtir
• Tiroid hormonlarının önemli bir bileşenidir.
• Bazal metabolik hızın düzenlenmesinde rolü vardır.
• Normal büyüme ve gelişme için elzemdir.
• Beyin ve vücut işlevleri için gereklidir
Emilim ve Atım
• Yiyecek ve içeceklerle vücuda alınan iyod ince barsaklardan kana emilir.
• Dolaşımda serbest veya proteine bağlı olarak bulunur.
• Tiroit bezinde depolanır. Burada T
3, T
4sentezinde kullanılır.
• Hormon hedef hücreler ve karaciğerde
yıkılır.
• Kana emilen iyodun ortalama %30'u tiroid bezi tarafından alınarak
"tiroglobulin" olarak depolanır.
• Kalanı idrarla, çok az miktarı da gaita ile
dışarı atılır.
Zeka puanında (IQ)ortalama 13.5 puan düşüş
İyod Yetersizliği Hastalıkları 1
•
Anne karnında/ bebek: Düşük,ölü doğum, bebek ölümü,
kretenizm (sağırlık, dilsizlik, şaşılık, cücelik, zeka geriliği), doğumsal anomaliler
•
Çocuk ve adölesan: guatr,jüvenil hipotiroidizm, büyüme
geriliği, mental işlev bozukluğu,
okul başarısında düşme (öğrenme
ve algılama güçlüğü)
İyod Yetersizliği Hastalıkları 2
• Yetişkin: guatr,
hipotiroidizm (iyot eksikliği), mental işlev bozukluğu, verim düşüklüğü
• Tüm yaşlar:
Radyasyona
duyarlılık ve tiroid
kanseri riski
• Hamilelik sırasında ve erken postnatal büyüme sırasında şiddetli iyot
yetersizliği Kretinizm denen hastalığa
neden olur
Kretinizm:
• İyodu yetersiz olan annelerden doğan çocuklarda görülen bir hastalıktır.
"Nörolojik”
"miksödemik“
Nörolojik kretinizm
• Mental yetersizlik,
• Spastik motor bozukluğu,
• Kas erimesi,
• Sağırlık,
• Dilsizlik,
• Konuşma güçlüğü
• Öğrenme zorluklarıdır.
Miksödemik Kretinizm
• Mental (zihin) işlevleri daha iyidir,
• Sağırlık ve dilsizlik yoktur
• Tembellik,
• İsteksizlik,
• Kilo almaya meyil
• Öğrenme güçlüğü
Guatr
İYH saptanması
• Klinik Yöntemler;
Palpasyon
Ultrason
• Biyokimyasal Yöntemler
İdrarla iyot atımı
Kanda T
4, TSH…
Guatr sınıflaması
Derece Bulgu
0A Tiroid bezi ele gelmez, Gelse bile normalden büyük değil 0B Tiroid bezi ele gelir, Ancak baş düzken veya gerginken
görülmez
1 Tiroid bezi kolayca ele gelir, Baş düzken veya geriye doğruyken gözle farkedilir. Tiroid yaygın olarak büyük olmasa bile tiroidde ayrı bir nodül ele geliyorsa bu sınıfa alınır
2 Boyunda büyümüş, tiroid kabartısı rahatça farkedilir 3 Uzaktan bile hastanın guatrlı olduğu farkedilir
4 İri guatrlıdır
İdrarla atılan iyot miktarının değerlendirilmesi
İyot miktarı (mcg/g kreatinin)
Değerlendirme
<25 Yetersiz
25-49 Düşük
>50 Kabul edilir
• Guatrojenler; doğal olarak besinlerde
bulunur ve iyodun kullanımına engel olurlar
• Lahana
• Turp Pişirme ile inaktif hale
• Kolza tohumu gelirler
• Soya fasulyesi
• Kasava
• Tatlı patates
• Guatr, ülkemiz için önemli bir sağlık sorunudur
• Kadınlarda erkeklerden yüksek
orandadır ve yaşlılarda sık görülür.
Son yapılan araştırmalara göre nüfusumuzun
yaklaşık %30 unda guatr görülmektedir.
İyod Kaynakları
• Su ve yiyeceklerde bulunur.
• En iyi kaynak deniz ürünleridir
• Suyun iyot miktarı farklılık gösterir.
tuzlu su balıkları ……300-3000 mcg/kg
tatlı su balıkları ………20-40 mcg/kg iyod içerir.