• Sonuç bulunamadı

ÜNİTE. SOSYAL HİZMET KURAM VE YAKLAŞIMLARI Prof. Dr. Veli Duyan İÇİNDEKİLER HEDEFLER GÜÇLENDİRME YAKLAŞIMI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "ÜNİTE. SOSYAL HİZMET KURAM VE YAKLAŞIMLARI Prof. Dr. Veli Duyan İÇİNDEKİLER HEDEFLER GÜÇLENDİRME YAKLAŞIMI"

Copied!
25
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

©Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve dağıtımı yapılamaz.

HEDE FL ER

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;

• Güçlendirme Yaklaşımı'nı hazırlayan etmenleri öğrenebilecek,

• Güçlendirme ilkelerini kavrayabilecek,

• Güçlendirme sürecinde sosyal hizmet uzmanlarının görevlerini bilebilecek,

• Güçlendirme tutumlarını anlayabilecek,

• Güçlendirmenin boyutlarını öğrenebilecek,

• Güçlendirme uygulamasının unsurları ile güçlendirme müdahalesini

bütünleştirebileceksiniz.

ÜNİTE

3

İÇİ NDEKİLE R • Güçlendirme Yaklaşımı'nı

Hazırlayan Etmenler

• Güçlendirme İlkeleri

• Güçlendirme Sürecinde Sosyal Hizmet Uzmanlarının Görevleri

• Güçlendirme Tutumları

• Güçlendirmenin Boyutları

• Güçlendirme Uygulamasının Unsurları

• Güçlendirme Müdahalesi

GÜÇLENDİRME YAKLAŞIMI

SOSYAL HİZMET KURAM

VE YAKLAŞIMLARI

Prof. Dr. Veli Duyan

(2)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2

GÜÇ LE NDİRME Y AKLAŞIM I

GÜÇLENDİRME YAKLAŞIMI'NI HAZIRLAYAN ETMENLER

GÜÇLENDİRME İLKELERİ

GÜÇLENDİRME SÜRECİNDE

SOSYAL HİZMET UZMANLARININ GÖREVLERİ

GÜÇLENDİRME TUTUMLARI

GÜÇLENDİRMENİN BOYUTLARI

GÜÇLENDİRME UYGULAMASININ UNSURLARI

GÜÇLENDİRME MÜDAHALESİ

(3)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3 Güçlendirme, daha az

güçlü bireylerin ve grupların güç ilişkilerindeki farklılıkları, güçlendirme yoluyla

azaltmak için bir süreç/işlem ve çıktıdır.

Güçlendirme, sözcük olarak güç kökünden

gelmektedir.

GİRİŞ

Güç, bireylerin bir şeyi bağımsız olarak yapabilmesini veya başkaları üzerinde kontrol ve etkilemeye olanak sağlayan kaynaklara sahip olmak şeklinde

tanımlanmaktadır [1]. Sosyal hizmet uzmanları bireylerin, ailelerin ve toplumların birçoğunun yaşamlarında değişim yaratmak için sahip oldukları güçleri fark etmediğini belirtmektedir. Sosyal hizmet uzmanları, genellikle müracaatçıları güçlendirmesi gereken profesyoneller olarak görülmektedir. Sosyal hizmet

uygulamasında güçlendirme, müracaatçıların güçlerini fark etmesi ve kullanmasına yardımcı olmak için, hem bir süreç hem de bir çıktıdır [2].

Güçlendirme, sözcük olarak güç kökünden gelmektedir. Sözcük anlamı itibariyle var olan bir şeyi, durumu daha güçlü hâle getirmek anlamına gelen bu kavram, sosyal bilimlerde daha derin ve karmaşık bir anlama bürünmektedir.

Güçlendirme Yaklaşımı 1960’lı yıllarda eğitim, sosyal hizmet, psikoloji gibi bilimlerde ve mesleklerde ortaya çıkmıştır. Bu kavram aynı zamanda feminist hareketlerde, toplum kalkınmasında ve kalkınma örgütlerinde de sıklıkla

kullanılmıştır [3]. Sosyal hizmet uygulamasında sıklıkla kullanılan bir yaklaşım olan güçlendirme, insanların, örgütlerin veya toplumların kendi yaşamları üzerinde kontrol yetisine sahip olabilmesi olarak tanımlanabilir [4].

Güçlendirme, daha az güçlü bireylerin ve grupların güç ilişkilerindeki farklılıkları, güçlendirme yoluyla azaltmak için bir süreç/işlem ve çıktıdır [5].

Güçlendirme; bireylere, gruplara, ailelere ve toplumlara kendi içlerindeki ve çevrelerindeki kaynakları keşfetmelerine ve kullanmalarına yardımcı olma isteğini ve yardım etme sürecini ifade etmektedir [6]. Benzer şekilde, güçlendirme bir süreç olarak değerlendirilmektedir [1]. Güçlendirme; bireylerin, ailelerin, grupların ve toplumun sahip oldukları kişisel, kişilerarası, sosyoekonomik ve politik gücü artırmaları için yardım etme sürecidir. Bir süreç olarak güçlendirme ile sosyal hizmet uzmanları, müracaatçılara yaşamlarında değişiklik yaratmaları için onların sahip olduğu güçleri kullandırmak suretiyle yardımcı olur [2].

GÜÇLENDİRME YAKLAŞIM’INI HAZIRLAYAN ETMENLER

Doğrudan hizmet kurumlarında sosyal hizmet uzmanları tarafından görülen müracaatçıların pek çoğu baskı, yoksulluk ve diğer zararlı yaşam deneyimlerinin vurduğu insanlardır. Bu insanlar kendileri ve aileleri için daha iyi yaşam ister, ancak kendilerini gerekli değişiklikleri yapacak kadar güçlü hissetmez. Bazı

müracaatçıların yaygın bir başarısızlık hissi vardır ve bu müracaatçılar, kendilerini diğer insanlardan farklı ve onlar tarafından reddedilmiş hisseder. Müracaatçıların olumsuz duygularını ve kendilerini sınırlayan algılarını değiştirmek ve bunlarla mücadele etmek için, sosyal hizmet uzmanları ve sosyal kurumlar, bu tür

müracaatçılarla çalışırken güçlendirme üzerine vurgu yapmalıdır. Güçlendirmenin

(4)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4 Güçlendirme

Yaklaşımı’nın ilk olarak klinik sosyal hizmet

uygulamalarında kullanılmaya başlandığı

bilinmektedir.

sözlük anlamı; “Başkasına güç vermek, yetkiler edindirmek veya belli bir gücü uygulaması için onay vermek”tir. Sosyal hizmette güçlendirme terimi, insanların yaşamlarının kontrolünü almaları için gereksinim duydukları kişisel, kişilerarası ve politik güce sahip olmalarına yardımcı olmak ve onların yaşamlarını olumsuz yönde etkileyen politikalar, kurumlar ve toplumsal tutumlarda değişiklikler yapacak tarzda müracaatçılarla çalışma tarzıdır. Başarı, güç ve kontrolle tanıştıkça kendilerini güçsüz hisseden müracaatçılar kendileriyle ilgili varsayımları ve kendi durumlarını yeniden değerlendirmeye başlar. Harcadıkları çabaların sonucunda başarıyı yaşayan müracaatçılar, değişimin mümkün olduğunu ve yaptıklarıyla kendi yaşamlarını şekillendirme kapasitelerinin olduğunu açık bir şekilde fark eder. Bu nedenle Güçlendirme Yaklaşımı, müracaatçıların başarıyı yaşamalarına olanak veren aktiviteler içinde yer almalarına yardımcı olmaya çalışır [7].

Güçlendirme bireylerin, ailelerin, grupların, organizasyonların ve toplumun var olan güçlerini ve olumlu özelliklerini vurgulama, bunları artırma, geliştirme, destekleme ve kendi kararlarını kendileri vererek yaşamları üzerindeki güç ve denetimlerini artırma ile eş anlamlı olarak kullanılabilir. Güçlendirmeyi benimseyen sosyal hizmet uzmanları, her düzeydeki müracaatçı sistemi ile sosyal hizmet

uygulamalarını gerçekleştirirken, müracaatçı sistemlerinde neyin yanlış olduğu ya da neyin yanlış olmadığı ile ilgilenmez. Tam tersine, güçlendirme, bu sistemlerde var olanlar ile ilgilenir ve müracaatçı sistemlerinin yaşadığı sorunları ve bu sorunların çözümünde kullanabileceği kaynakları fark etmesine ve sahip olduğu güçleri ortaya çıkarabilmesine yardımcı olur.

Güçlendirme, yüzyıldan daha uzun süredir sosyal hizmet uygulamaları için uygun bir tema olarak varlığını sürdürmektedir. 1800’lerin sonlarında, refah üzerinde odaklanmak, büyük ölçeklerde meydana gelen göç ve ekonomik buhran var olan yardım kurumlarının karşılayamayacağı büyük toplumsal gereksinimleri artırmıştır. Bu koşullara tepkiler sosyal reformları ortaya çıkarmış ve çocuk koruma hizmetleri için somut yardımlara ilave olarak sosyal hizmet yöntemlerinin gelişimini sağlamıştır. Bunlar, yoksulların sosyal kontrolü odağından kendi kararını verme ve güçlendirme vurgusuna değişim gibi, bakış açısında farklılıkları beraberinde getirmiştir [8].

Resim 3.1. Güçlendirme Yaklaşımı [9]

(5)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5 Sosyal hizmet

uygulamalarında bireylerin, ailelerin,

grupların, organizasyonların ve

toplumun güçlendirilmesi için belli

ilkeler çerçevesinde hareket edilmesi

gereklidir.

Müracaatçının güçlendirilmesinin amacı onun hayatının kontrolünü kendisinin sürdürdüğü inancını ve

güç hissini geliştirmesine yardımcı

olmaktır.

Güçlendirme Yaklaşımı’nın ilk olarak klinik sosyal hizmet uygulamalarında kullanılmaya başlandığı bilinmektedir. Özellikle sorun odaklı yaklaşımlara alternatif olarak sıklıkla kullanılmaya başlanan Güçlendirme Yaklaşımı’nın temel taşı;

bireylerin uygulamaya daha aktif katılımını sağlamak, bireylerin güçlü yönlerinin farkına varmasına ve sorunun çözümüne katkıda bulunmasına yardımcı olmaktır.

Güçlendirme Yaklaşımı’nı Sorun Odaklı Yaklaşım’dan ayıran birçok özellik bulunmaktadır. Ayırt edici bu özellikler, Güçlendirme Yaklaşımı’nın da özünü oluşturmaktadır. Bu özelliklerin güçlendirme temelli sosyal hizmet uygulamasının her aşamasında dikkate alınması gerekmektedir [10].

Güçlendirmeyi hedef alan çalışmalar sosyal hizmet uygulamasını belirgin biçimde etkilemektedir. Öncelikle sosyal hizmet uzmanları, Ekolojik Yaklaşım’ı, Sistem Yaklaşımı’nı ve güçler perspektifini uygulama sürecinin odağına yerleştirmektedir; yani sosyal hizmet uzmanı, müracaatçının durumunu içinde bulunduğu bağlamı gözeterek ele almakta, müracaatçının kaynaklarını ve güçlerini araştırmakta ve gereksinimlerini sabit sorunlar olarak değil, geçici konular olarak görmektedir. İkincisi, yaklaşımı kullanan sosyal hizmet uzmanları farklı

düzeylerdeki sosyal sistemlerle çalışmakta, sorunların çözümü için bu sistemler arasındaki bağlantılara da odaklanmaktadır. Bu noktada, güçlendirici bir yaklaşım çaresizlikler üzerine değil, zorlukları yenme gücüne vurgu yapmaktadır.

Güçlendirme temelli uygulama yapan sosyal hizmet uzmanları, müracaatçılarına ortak olmakta ve değişim sürecinde müracaatçının deneyimlerine ve katılımına önem vermektedir. Sonuç olarak, sosyal hizmet uzmanları müracaatçının

güçlendirilmesiyle toplumsal değişim arasındaki karşılıklı bağlantının farkındadır ve hem bireysel hem de toplumsal değişim için müracaatçının güçlendirilmesi ilkesini uygulamalarının her düzeyine yansıtmaktadır [11].

GÜÇLENDİRME İLKELERİ

Günlük yaşamın zorlu süreçlerine ek olarak, dünya genelinde de adaletsizlik, yoksulluk ve yoksunlukla ilgili sorunların çeşitlenerek artması herkes için zaman zaman güçsüzlük duygusu yaratabilmektedir. Öte yandan, kısaca yaşam denetimi şeklinde ifade edilen, yaşadıklarını kontrol edebilme ve yönlendirebilme yetisine sahip olmayı hissetmek, yaşamın temel bir psikolojik boyutudur [8]. Dolayısıyla bireyin kendi yaşamı üzerinde kontrol gücü olduğunu hissetmesi, ruh sağlığının ön koşulu sayılmaktadır. Bu nedenle güç ve güç kaybı bireyin yaşamında her zaman önemli bir konu olagelmiştir. Dolayısıyla müracaatçının güçlendirilmesinin amacı onun hayatının kontrolünü kendisinin sürdürdüğü inancını ve güç hissini

geliştirmesine yardımcı olmaktır [7].

Bir sosyal hizmet uzmanı güçlendirme becerilerini nasıl

işlevselleştireceklerini anlamaları için sıkça müracaatçılara yardım etme

gereksinimi duyar. Herhangi bir güçlendirme eyleminin meydana gelebilmesi için,

(6)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6 Sosyal hizmet uzmanları

müracaatçıların değersizlik duygusuna

sahip olduğu durumlarla daha sık

karşılaşmaktadır.

bir rehbere gereksinim bulunmaktadır [2] ve sosyal hizmet uygulamalarında bireylerin, ailelerin, grupların, organizasyonların ve toplumun güçlendirilmesi için belli ilkeler çerçevesinde hareket edilmesi gereklidir [13]. Bu bağlamda,

müracaatçıların güçlendirilmesi için sosyal hizmet uzmanlarına yol gösterici olabilecek dokuz ilke önermiştir. Bu ilkeler aşağıda sıralanmıştır.

• Programları, müracaatçıların ve toplum üyelerinin ifade ettikleri tercihlere ve ortaya koydukları gereksinimlerine göre şekillendir.

• Program ve hizmetlerin müracaatçılar ve toplum için en üst düzeyde uygun olmasını, müracaatçıların ve toplumun onlardan

yararlanmasını sağla.

• Müracaatçıların kendi kendine sorun çözebilmesi yaklaşımını benimse.

• Müracaatçıların ve toplumun güçlerini gündeme getir ve onları bu yönden yapılandır.

• En tercih edilen müdahale yöntemini uygulamak yerine, müdahaleyi müracaatçının veya müracaatçı gruplarının kendine özgü taleplerine, sorunlarına ve gereksinimlerine uygun olarak düzenle ve yeniden tanımla.

• Uygulamanın ve politika geliştirmenin önceliklerini belirlemek için liderlik yapmalarını sağla.

• Güçlendirme dikkate değer bir zaman ve sürekli bir çaba gerektirdiği için sabırlı ol.

• Sosyal hizmet uzmanlarının işteki kendi güçsüzlüğü ve gücünü sürekli olarak dikkate al.

• Genel iyilik durumuna katkı vermek için yerel bilgiyi kullan.

Güçlendirme ile ilgili olarak önerilen birinci ilke, “Müracaatçıların ve toplum üyelerinin gereksinimleri ve tercihleri üzerine inşa etmek için, sosyal hizmet uzmanlarının programların kendine yararından çok, ondan yararlanan müracaatçılar için iş görmesi gerektiği” önermesine dayanmaktadır. Bunun sağlanabilmesi için bir tek müracaatçı üzerinden değil de toplum perspektifinden müdahale üzerinde odaklaşmak çok daha uygun olabilir. İkinci ilkeyi

gerçekleştirmek için, kurumun bulunduğu yer ve bu yere toplu taşıma araçlarıyla ulaşılabilmesi müracaatçılar açısından çok önemlidir ve bu kolaylık kurumun müracaatçılara saygısını ve onları güçlendirmeye adanmışlığını göstermenin bir yoludur. Üçüncü ilke çerçevesinde, müracaatçıların sahip oldukları sorun çözme becerileri, sosyal hizmet uygulamalarında öne çıkarılması gereken bir durumdur ve müracaatçıların sahip oldukları beceriler yoluyla karşılaştıkları sorunların

(7)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7 çözümünde sorumluluk almalarını istemek, onlar adına sorun çözmekten daha yararlı olacaktır. Dördüncü ilke ile ilgili olarak, müracaatçıların sahip olduğu güçleri gündeme getirme ve onları inşa etme öne çıkmaktadır. Bu çerçevede,

müracaatçıların sahip olduğu güçler, güçlendirmenin temel yapıtaşıdır ve sosyal hizmet uzmanları müracaatçıların güçleriyle birlikte hareket etmezse, meydana gelen değişme kalıcı olmayacaktır. Beşinci ilkenin gerçekleştirilmesi için sosyal hizmet müdahale yöntemlerinin ve tekniklerinin öne çıkarılmaması gerekmektedir.

Öncelik müracaatçılardadır ve tek bir müdahale biçimini gerçekleştirmek, müracaatçının gereksinim duyabileceği farklı yöntemlerin uygulanmasına izin vermeyebileceği için uygun olmayacaktır. Şöyle ki; müracaatçılara yardımcı olabilmek için, güçlendirici sosyal hizmet uzmanlarının belirli bir müracaatçıya ve karşılaştığı sorunların çözümüne yardımcı olma konusunda farklı müdahaleleri uygulamaya koyması gerekir. Altıncı ilke, müracaatçıların katılımı bakımından büyük önem arz etmektedir. Bu durum belirlenen değil, hissedilen gereksinimlerin belirlenmesine katkı verecektir. Uygulamada ve politika oluşturmada liderlik geliştirmenin sürekli bir öncelik hâline getirilmesi sonucu, müracaatçılarımızın ve toplumun onları çevreleyen durumda değişiklik yapmaları için kendi becerilerini ve yöntemlerini geliştirmelerine yardımcı olabiliriz. Yedinci ilke, güçlendirmenin zaman gerektiren bir işlem olduğuna vurgu yapmaktadır. Bununla birlikte, bir şeylerin değişmesini beklemek olası değildir. İnsanların kendi kendilerine değişiklik yaptıkları zaman daha başarılı olduklarının farkında olmak önemlidir.

Müracaatçıların kendi kendilerine güçlenmelerine yardımcı olurken sabırlı olan sosyal hizmet uzmanları, bu müracaatçıların kendi güçlerini temel alarak değişimi gerçekleştirdikleri zaman ödüllendirilmiş olacaktır. Sekizinci ilke, sosyal hizmet uzmanlarının kendileriyle ilgili bir durumu ifade etmektedir. Bilindiği üzere sosyal hizmet uzmanları süpermen değildir ve ellerinde sihirli değneği yoktur. Sosyal hizmet uzmanları olarak fiziksel, zihinsel, duygusal ve sosyal açılardan sınırlarımızı bilmek, gücümüzü ve güçsüzlüğümüzü tanımak durumundayız. Bu bağlamda, müracaatçılardan kendimizin ulaşamadığı şeyleri yapmasını beklemememiz gerekir. Müracaatçılarımızın güçlendirme ile mücadelesini en iyi şekilde

anlayabilmek için, sadece kendimizin mücadele ettiği değil; aynı zamanda başarılı olduğumuz şeyleri anlamamız gereklidir. Son olarak, politik durumlar için yerel bilginin kullanılması ve anlaşılması durumunda sosyal hizmet uzmanları müracaatçılar için değişim ortamı yaratabilirler.

Bu ilkeler sosyal hizmet uzmanlarının güçlendirme aktivitelerini

gerçekleştirmesine yardımcı olacaktır. Bununla birlikte, sosyal hizmet uzmanlarının bir müracaatçıyı güçlendirmesi için bu ilkeleri uygulanmasından çok daha fazlasına gereksinimi bulunmaktadır. Sosyal hizmet uzmanları, müracaatçıların ve

toplumların güçlerini ve becerilerini kullanabildikleri durumları daha az

deneyimlemektedir. Bundan daha öte, müracaatçıların değersizlik duygusuna sahip olduğu durumlarla daha sık karşılaşmaktadır. Toplumdaki bu bireyler sorunlu bir

(8)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8 Güçlendirme, sosyal

hizmet uzmanının uygulama yaklaşımının

temelini oluşturur.

Her müracaatçı hayalleri ve emelleri

olan ve bu hayal ve emelleri gerçekleştirebilecek

bireyler olarak görülmek ister.

durumun üstesinden nasıl gelineceğini anlamalıdır, çünkü bireyler bu anlayışı kazanmazsa, örgütlenmiş bir grup olarak kendi güçlerini ve becerilerini kullanamayacak, yoksulluk, istismar ve diğer zarar verici yaşam deneyimleri yaşayacaklardır [7].

GÜÇLENDİRME SÜRECİNDE SOSYAL HİZMET UZMANLARININ GÖREVLERİ

Sosyal hizmet uzmanlarının müracaatçıların kendi becerilerini

kullanabilmeleri için güçler perspektifinin temeli olarak da görülen şu beş ilkeyi yerine getirmeleri gerekir [6]:

• Her bir birey, grup, aile ve toplumun güçleri vardır.

• Travma ve istismar, hastalık ve bunlarla mücadele etme

örseleyicidir, ancak bunlar birer meydan okuma ve fırsat kaynağı da olabilir.

• Büyüme ve değişme kapasitesinin üst sınırlarını bilmediğinizi varsayın ve bireylerin, grupların ve toplumun emellerini ciddi bir şekilde dikkate alın.

• Müracaatçılara en iyi hizmet, onlarla iş birliği yapılarak verilebilir.

• Her çevre kaynaklarla doludur.

Resim 3.2. Sosyal Hizmet Uzmanı Güçlendirir [14]

Sosyal hizmet uzmanlarının yukarıda belirtilen beş ilke çerçevesinde yerine getirmesi gereken görevler dikkate alındığı zaman, ilk görevle ilgili olarak her zaman görünür olmasa bile, herkesin güçleri olduğunu anımsamak gerekir.

Bununla birlikte, sosyal hizmet uzmanları olarak kendimizin ve başkalarının

(9)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9 Müracaatçılara inanma

uygulamaya giren herkesin öğrenmesi

gereken kritik bir beceridir.

güçlerini belirlemede güçlük yaşarız. Bazen işe en başından başlamak gerekebilir.

Müracaatçınızın size başvurması, yardım araması ve yardım alabileceği bir ortama ulaşması onun güçlü yanlarını göstermektedir.

Müracaatçılarımızı tanıdıkça onların diğer güçlü yönlerini belirleyebiliriz.

İkinci ilke göz önünde bulundurulduğunda zorlu bir durumun nasıl güç ve fırsat yaratacağını anlamak zordur. Bununla birlikte geçmişte mücadele ettiğimiz zorlu durumlara baktığımızda bu mücadeleden bir şeyler kazandığımızı görmemek imkânsızdır. Bu kazançlar olaylar hakkında yeni düşünme yollarını öğrenmek, kendimiz hakkında içgörü kazanmak ve yeni beceriler öğrenmek olarak

sıralanabilir. Bu güçler sıklıkla yaşamımızda karşılaşacağımız diğer zorlu durumlarda belirginleşecektir. Üçüncü görev ile ilgili olarak, çok sık müracaatçılarımızın neyi yapabileceği ya da yapamayacağı konusunda bir dizi görüş oluştururuz.

Yaşamlarında başarı çok fazla olsa bile başarılarını sıklıkla göz ardı ederiz. Her müracaatçı hayalleri ve emelleri olan ve bu hayal ve emelleri gerçekleştirebilecek bireyler olarak görülmek ister. Sosyal hizmet uzmanları olarak rolümüz; onları durdurmak değil, gelişimlerini desteklemek için yeni yollar bulmalarına yardımcı olmaktır. Dördüncü görev çerçevesinde, sosyal hizmet uygulamasını

gerçekleştirirken, çoğunlukla müracatçılarımızla iş birliğine girmeyi arzu ederiz, ancak bu iş birliğini, sorunu kendi başımıza çözmenin daha kolay olması ya da müracaatçının istekleriyle aynı fikirde olmamamız nedeniyle yapmayız. İş birliğine girme, uygulamanın önemli ve etik bir boyutudur. İş birliğini teşvik etmediğimiz ve desteklemediğimiz her durum, müracaatçımızı desteklemediğimiz ve teşvik etmediğimiz durum anlamına gelir. Son görev ile ilgili olarak aklımızda tutmamız gereken şey, belirli ortamlarda diğer ortamlara göre daha az kaynağın olmasına rağmen, yine de belli kaynakların her zaman var olduğu ile ilgilidir. İçinde bulunulan durum düşük gelir, hastalık ve suçluluk ile ilgili olsa bile her durumda kaynaklar (ve güçler) vardır. Sıralanan görevleri ve ilkeleri uygulamaya aktarma becerisi, sosyal hizmet uzmanlarının sahip olması gereken önemli bir beceridir.

Güçler perspektifi aracılığıyla uygulama yapmak, sahip olduğumuz güçlerin müracaatçımızın güçlendirilmesine yardımcı olması anlamına gelir. Güçler perspektifi ile uygulama yapmak demek, müracaatçılarımızın güçlü yönlerini fark etmek ve bunları görüşme formuna yazmak demek değildir. Güçlendirme, sosyal hizmet uzmanının uygulama yaklaşımının temelini oluşturur [2].

Sosyal hizmet uzmanlarının güçlendirme çerçevesinde yerine getirmesi gereken görevler sırasıyla;

• Müracaatçılara yönelik olumsuz damgaları ortadan kaldırmak,

• Ailelerdeki, kurumlardaki ve toplumdaki kaynaklara bireylerin farkındalığını artırmak,

(10)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10

• Müracaatçıların kendilerini güçlü ve değişimi gerçekleştirebilir olarak görmelerine yardımcı olacak zihin yapısını oluşturmalarını sağlamak,

• İnsanlara ve onların güçlerine, kaynaklarına, becerilerine ve hayallerine inanmak ve

• Müracaatçıların kendi güçlerini görmelerini engelleyecek korumacı görüşleri reddetmekle ilgilidir [6].

Müracaatçılara yönelik olumsuz damgaları ortadan kaldırmak güçlendirme açısından çok önemlidir. Şöyle ki, müracaatçıları damgaladığımız zaman onları oldukları gibi göremeyiz. Sözcükler ve ifadeler, insanlara verdiğimiz en güçlü mesajlardır, “depresif” gibi olumsuz etiketlemeleri kullandığımız zaman

müracaatçıların ve diğerlerinin onların güçlerini ve becerilerini görmeyi zorlaştırırız.

Ailelerdeki, kurumlardaki ve toplumdaki kaynaklara yönelik bireylerin farkındalığını artırmak gerekir; aksi durumda tüm alanlardaki kaynak bilgisi olmadığı zaman müracaatçılar durumlarını umutsuz olarak görecektir. Girişimlerimize başkalarının katılması, umut ve destek duygusu yaratacaktır. Müracaatçılar sağlanan umut ve destek ile yalnız olmadıklarını bildikleri için ileriye doğru hareket edeceklerdir.

Müracaatçıların kendilerini güçlü ve değişimi gerçekleştirebilir olarak görmelerine yardımcı olacak zihin yapısını oluşturmalarını sağlamak, güçlendirme sürecinde, sosyal hizmet uzmanlarının yerine getirmesi gereken bir başka görevdir. Bir müracaatçıyı zayıf ve değişimi gerçekleştiremez olarak etiketlemek, müracaatçının kendini başarısız olmaya kurgulamasına yardımcı olacaktır. Olumsuz damgaların kullanımında ifade edildiği gibi, müracaatçılar kendilerini ve kapasitelerini o şekilde göreceklerdir. İnsanlara ve onların güçlerine, kaynaklarına, becerilerine ve

hayallerine inanmak, sosyal hizmet uzmanlarının müracaatçılara nasıl baktığına ilişkin bir göstergedir. Müracaatçılara inanma uygulamaya giren herkesin öğrenmesi gereken kritik bir beceridir. Müracaatçılar başkalarının kendilerini nasıl gördüklerine göre kendilerini görürler. Müracaatçıların sahip olduğu tüm güçleri ve kaynakları görebilme becerisi, müracaatçıların amaçlarına ulaşabilmeleri için hareket etmelerine yardımcı olabilmeye olanak sağlar.

Müracaatçılar, seslerini karar vericilere ilettiklerinde, çevresindeki organizasyonları ve sistemleri etkileyebildiklerini ve kamuoyunu

şekillendirebildiklerini keşfettiklerinde, güçlü oldukları hissini yaşar. İnsanlar, görüşleri diğerleri (sosyal hizmet uzmanları, kurum yöneticileri, hükümet temsilcileri, politikacılar gibi) tarafından ciddiye alınmadıkça değişiklik yapma yönünde hareket etmezler. İnsanlara, kendilerini değişimin zor süreci içine koymadan önce, karşılaştıkları sorunların tanımlanması ve endişeleriyle ilgili çözümlerin seçimi için sorumluluk verilmelidir. Buna ek olarak bu çözümlerin uygulanmasında önemli gördükleri kaynaklara ulaşmalılardır. Temelde güçlendirme

(11)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11 Güçler perspektifinden,

müraacatçıların kendi kararlarını verebilme

becerisi, onların tedavisinde önemli bir

role sahiptir.

Müracaatçıların kendi güçlerini görmesini engelleyecek korumacı

görüşler reddedilmelidir.

stratejisi, sosyal hizmet uzmanları ve kurumların müracaatçıların kendi kaderini tayin etme ilkesini ciddiye almalarını, müracaatçılarla iş birliği içinde çalışmalarını ve onlarla güç ve sorumluluğu paylaşma yollarını bulmalarını gerektirir [7] .

GÜÇLENDİRME TUTUMLARI

Müracaatçıların kendi güçlerini görmesini engelleyecek korumacı görüşleri reddetmek, sosyal hizmet uzmanlarının yerine getirmesi gereken bir başka görevdir. Ruh sağlığı alanındaki sosyal hizmet uzmanları için bir dizi güçlendirme tutumu önerilmektedir [15].

• Bir damga veya tanıyla değil, bir kişiyle ilişki kurduğunu düşün.

• Bireyin kendi kararını kendisinin vermesi hakkına saygı duy.

• Bireyin yaşam kalitesini ve çevresel faktörleri dikkate almak suretiyle bireye karşı bir bütün olarak sorumlu ol.

• Değerlendirme ve uygulama için, eksiklikleri gören modeller yerine, güçler perspektifini temel al.

• Müracaatçıların ilişkiye getirdiği farklı beceri ve bilgilere saygı duy.

• Müracaatçıların öğrenme ve yaşamlarını yönetmeleri için içsel motivasyonlarına güven.

• Müracaatçıların size, diğer müracaatçılara, kuruma ve topluma katkı verme becerisine ve hakkına saygı duy.

• İnsanların bireyselliklerini kabul et, her bir bireyin kendine özgü özelliklerine, değerlerine ve gereksinimlerine saygı duy.

Birinci tutum ile ilgili olarak sosyal hizmet alanının bir müracaatçıyı ele alma yolu olarak etiketlemeyi ve tanı koymayı çok uzun zamandan beri tartıştığını ifade etmektedir. Tanı koyma sistemini kullanmak için çok sayıda neden olmasına rağmen, güçlendirme bakış açısına göre bu uygun değildir. Güçlendirme Yaklaşımı’na göre, müracatçıları kişilerarası perspektiften tanımak gerekir.

Müracaatçıları birer birey olarak tanımak suretiyle sosyal hizmet uzmanları güçlerin belirmesi ve ortaya çıkması için güvenli bir ortam sağlar. Ayrıca

Bireysel Etkinlik

•Güçlendirme tutumlarına sahip olup olmadıklarını belirlemek üzere yaşadığınız kentte istihdam edilmiş en az beş sosyal hizmet uzmanı ile görüşme yapınız ve bir rapor hazırlayınız.

(12)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12 Sosyal hizmet

uzmanlarının müracaatçıların güçlerini dikkate alması

son derece önemlidir.

müracaatçısını tanıyan sosyal hizmet uzmanı onun güçlerini fark etmesini ve/veya kullanmasını engelleyen koşulları da daha iyi anlayabilir. Kişilerarası ilişkiler, sosyal hizmet uzmanlarına ve müracatçıya rehberlik edecek bir harita sağlar. İkinci tutumla ilgili olarak, müracaatçıları tanıma sürecinde, sosyal hizmet uzmanı onların görüşlerine ve kararlarına saygı duyar. Güçler perspektifinden, müraacatçıların kendi kararlarını verebilme becerisi onların tedavisinde önemli bir role sahiptir.

Kendi kaderini tayin etme, müracaatçıların kendilerine inandıkları ve kendi kararlarını verebildiği bir eylem türüdür. Üçüncü ilke çerçevesinde, sosyal hizmet uzmanları bireyle çalıştığı zaman, müracaatçının yaşamının tüm bağlamını göz önünde bulundurmalıdır. Müracaatçıları içsel perspektiften dikkate almak, onların çevresinde olan bitenleri ve çevrenin müracaatçının güçleri üzerindeki etkisini inkâr etmek anlamına gelir. Dördüncü tutum değerlendirme ve uygulamada bireyin yaşamında yanlış olanı ve işlemeyen şeyi inceleyen eksiklik modeli ile ilgili olup, bu olumsuz bakış açısı, müracaatçının ilgisini güçlü yönleri ve başarılarından

uzaklaştırır. Güçlendirme Yaklaşım’ını benimseyen sosyal hizmet uzmanları, müracaatçıların amaçlarına ulaşması için, müracaatçıları yardım ilişkisinin gelişmesine katkı vermesi için destekler. Beşinci tutum, müracaatçıların yaşamlarının uzmanı olmaya izin verip vermemenin sonuçları ile ilgilidir.

Müracaatçıların yaşamlarının uzmanı olmaya izin verme, sosyal hizmet uzmanlarının haklı olma gereksiniminin önüne bir engel koymaktadır.

Müracaatçılara müdahaleyi yönetmelerine izin vererek, uygulayıcılar

müracaatçıların olumlu yönde gelişmesini destekler. Sosyal hizmet uzmanı ve müracaatçı değişimi gerçekleştirmek için birlikte çalışırsa, müdahale; iş birliği sürecinin bir parçası hâline gelir. Altıncı tutumla sosyal hizmet uzmanları, müracaatçılarının yaşam kalitelerini artırmak ve kendileri için en iyi olanı belirlemek için içsel arzularının olduğuna inandığını gösterir. Yedinci tutum çerçevesinde uygulayıcıların müracaatçıların yaşadıkları sorun nedeniyle yaşamın diğer alanlarına katkı veremeyeceklerine inandıkları ortaya konulmaktadır. Esas olarak, müracacaatçıların sorunları, onların diğer alanlardaki gücünü azaltan olumsuz bir hâle olarak görülür. Son olarak, genel bir kural olarak, sosyal hizmet uzmanları müracaatçılarının bireyselliğinin farkındadır. Sosyal hizmet

uzmanlarında, aynı zamanda, belli bir tanı ya da benzer bir sorun gibi bazı

özellikleri taşımaları nedeniyle insanları aynı kefeye koyma ya da gruplama eğilimi de vardır. Bu gruplama müracaatçıların haklarını ve gereksinimlerini dikkate alan bireyselleştirmenin altını oymaktadır [2].

Güçlendirme Yaklaşımı’nda, bireyin geleceği üzerinde kontrol (yaşam denetimi) ve belirleme gücü olduğu kabul edildiğinden, bu gücün kullanılmasıyla bireyin kendini iyi hissetmesi sağlanmaktadır [10]. Güçlendirme Yaklaşımı’nda, bireylerin doğal olarak sahip olduklarına inanılan güç ve potansiyeli en üst düzeyde gerçekleştirebilmeleri için bireylere destek olunması amaçlanmaktadır. Dolayısıyla

(13)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13 Bir kavram olarak

güçlendirmenin kişisel, kişilerarası ve sosyo- politik olmak üzere üç

alt boyutu bulunmaktadır.

Güçlendirmenin boyutları bir kavram olarak güçlendirme ve

bir süreç olarak güçlendirme olmak üzere iki ana başlıkta

ele alınmaktadır.

bireyde zaten var olan güçlerin harekete geçirilmesi söz konusudur. Bu harekete geçirme süreci kişisel, kişilerarası ve toplumsal düzeyde ele alınarak; öz-etkinliği artırmak, grup bilincini geliştirmek, kendini suçlamayı azaltmak ve değişim için sorumluluk almak olarak adlandırılmaktadır. Dolayısıyla bireyin kendine olan inancını geliştirdikten sonra başkalarıyla hareket etmesi ve toplumsal değişim için güç kazanması söz konusu olabilmektedir. Güçlendirme süreci, bireyden başlayarak önce kişilerarası sonra da toplumsal düzeyde gerçekleşen bir güçlenme hareketidir.

GÜÇLENDİRMENİN BOYUTLARI

Sosyal hizmet uzmanlarının müracaatçıların güçlerini dikkate alması son derece önemlidir. Sosyal hizmet uzmanları, müracaatçıların güçlerine ve kaynaklarına odaklanarak müracaatçıların karşı karşıya kaldığı zorlukların üstesinden gelmelerine yardımcı olur. Müracaatçının güçlerini etkili biçimde harekete geçirmek için sosyal hizmet uzmanları öncelikle bu güçleri tanımlamalıdır.

Bu bakımdan güçleri odak alan bir değerlendirmenin yapılması son derece önem taşımaktadır. Müracaatçının güçlerini öne çıkarmak onların benlik saygısının da yükselmesini sağlayacaktır. Birçok müracaatçı değersizlik, yetersizlik, başarısızlık duygusu ve düşük kendine saygı duygularını yaşamaktadır ve bu duyguların bazı sapma davranışlarına neden olabileceği de bilinmektedir. Müracaatçıların kendilerini daha olumlu değerlendirebilmesi için öncelikle güçlü yanlarının ve yeterliliklerinin ön plana çıkarılması gerekir. Güçler perspektifi, “güçlendirme”

kavramıyla yakından ilişkilidir. Güçler Yaklaşımı, yaşam döngüsü boyunca ve yardım sürecinin değerlendirme, müdahale ve son değerlendirme aşamalarında

kullanılabilir. Yaklaşım, insanların yeteneklerine, değerlerine, ilgilerine, inançlarına, kaynaklarına ve isteklerine önem verir [16].

Güçlendirmenin boyutları bir kavram olarak güçlendirme ve bir süreç olarak güçlendirme olmak üzere iki ana başlıkta ele alınmaktadır. Buna ilişkin bilgiler aşağıda verilmiştir [11].

Bir kavram olarak güçlendirmenin kişisel, kişilerarası ve sosyo-politik olmak üzere üç alt boyutu bulunmaktadır:

• Kişisel güç, insanların yetkinlik, ustalık, denetim (kontrol) duygusu, öz saygı ve iyi olma durumu ile ilgilidir.

• Kişilerarası güç, karşılıklı bağımlılık, etkileme gücü, ortaklık, sosyal destek, saygın bir statü (tanınma) ile ilişkilidir.

• Sosyo-politik güç ise, tanınma (imtiyaz), vatandaşlık hakları, kaynakların kontrolü, olanaklara erişme ve sosyal adalet ile ilgilidir.

Kişisel güç, insanların tamamen kendisi ve kendisini nasıl algıladığı ile

ilgilidir. Kişisel güç kapsamında, insanların kendilerini yetkin ve usta bir birey olarak

(14)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14 Güçlendirme sürecinde

iş birliği ve ortaklık büyük bir öneme

sahiptir.

görmeleri, yaşamları üzerinde kontrol duygusuna sahip olmaları, kendilerini değerli ve aranan, istenen bireyler olarak görmeleri ve kendilerini “iyi” olarak

tanımlamaları çok önemlidir.

Kişilerarası güç, insanların diğer insanlarla girmiş olduğu etkileşim ve

ilişkilerindeki statüsünü belirleme bakımından önem arz etmektedir. İnsanlar olarak varlığımızın değerli olabilmesi ve bir anlam kazanabilmesi için, bir başkasının varlığı gereklidir. Bir anlamda bizim varlığımız başkasının varlığı ve tersinde de başkasının varlığı bizim varlığımız ile ilişkilidir. Bu durum karşılıklı bağımlılık durumunu ortaya çıkarmaktadır. Karşılıklı bağımlılık ilişkisi içinde diğerleri üzerinde etkileme

gücümüzün olması, onlarla ilişkilerimizin niteliğini belirleyen bir unsurdur. Karşılıklı olarak etkileme ve etkilenme sürecinde diğer insanlarla kurmuş olduğumuz

ortaklıklar, yaşamımızı olumlu yönde etkilemekte ve varlığımıza değer katmaktadır.

İnsanların karşılaştıkları zor durumlarda kişilerarası ilişkilerin önemi bir kez daha karşımıza çıkmaktadır. İnsanların sahip olduğu sosyal destek, bu süreci nasıl yaşayacağını etkilemektedir. Sosyal desteğin varlığı tanınma ile de ilişkili olup, zor durumlarda sorunları ortaklaşa çözme konusunda kolaylaştırıcı bir etmen olarak görünmektedir.

Sosyo-politik güç, sözcük olarak, iki ana sözcükten oluşmaktadır. Bunlardan birincisi sosyal olanla, yani toplumsal olanla; diğeri de politik olanla yani siyasal olanla ilişkilidir. İnsanların kaynaklara ulaşabilmelerinin ve sosyal işlevselliklerini sürdürebilmelerinin önünde, kimi güç engelleri bulunmaktadır. Bunlar; insanların kaynaklara ulaşmasını, teknolojik ve kişilerarası beceriler edinmesini ve toplumda değerli bir statüye sahip olmasını engellemektedir [11].

Sosyo-politik güç kapsamında güçsüzlük, baskı ve kurbanı suçlama kavramları öne çıkmaktadır. Bu kavramlar aşağıda açıklanmıştır.

Güçsüzlük

Kişinin kendisini suçlamasını, genelleştirilmiş bir güvensizliği ve toplumsal etki için kaynaklardan yabancılaşma duygusunu, oy hakkına sahip olmamayı, ekonomik kırılganlığı ve sosyo-politik mücadelede umutsuzluk duygusunu ifade eden çok boyutlu bir kavramdır.

Baskı

Bireyler arasında, gruplar ve sınıflar içinde ve arasında, daha da geniş

kapsamda toplumlar arasında ve içinde ekonomik, sosyal ve psikolojik hâkimiyet ve sömürü ile ilişkili olup insanların adaletsizlikler yaşaması, işsizlik, yoksulluk, evsizlik, eğitimsizlik, tıbbi bakıma ulaşamaması sonuçlarını doğurmaktadır. Irkçılık, sınıfçılık, yapabilircilik, karşıcinselcilik, bölgecilik, cinsiyetçilik, benmerkezcilik ve yaşçılık;

baskı, sömürü ve adaletsizliğe neden olmaktadır.

(15)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15 Sosyal hizmetin temel

değerleri ve etik ilkeleri, güçlendirme uygulaması için çok

önemlidir.

Kurbanı Suçlama

Sosyo-politik güce ulaşmanın önündeki bir diğer faktör kurbanı suçlamadır ve sinsi bir baskı türüdür. Değersiz, genetik olarak özürlü ya da uygunsuz olarak tanımlama ve çevresel koşulları öne sürme, kurbanı suçlamanın farklı biçimleridir.

Sıralanan her iki durum da insanların topluma aktif ve üretken bireyler olarak katılmasının önünde bir engeldir ve insanları sinsice baskılamaktadır.

Süreç olarak güçlendirme, uygulayıcının işini nasıl yapacağını

tanımlamaktadır. Buna göre; kendini gerçekleştirme, kendi olmasını sağlama, iş birliğine girme, saygı duyma, bilinç artırma, keşfetme, onaylama, destekleme, güçlendirme, geliştirme, etkinleştirme, bağlantılandırma, yaratıcı olma, inşa etme, genişletme ve bütünleştirme sosyal hizmet uzmanlarının süreç olarak güçlendirme kapsamında müracaatçılarında meydana getireceği değişimleri ifade etmektedir.

Güçlendirme sürecinde iş birliği ve ortaklık büyük bir öneme sahiptir. Güçleri ve güçlendirmeyi temel alan uygulamada, sosyal hizmet uzmanlarının

müracaatçılarla ilişkisini iş birliği ve ortaklık temeline göre yeniden tanımlaması gerekmektedir. Ortaklık, müracaatçılar için bir güç kaynağıdır. Sosyal hizmet uzmanları sahip oldukları gücü müracaatçılarla paylaştıkları zaman, müracaatçılar kendi güçlerini de kullanabilir ve profesyonel ilişki içindeki iş birliğinin bizatihi kendisi, yeni bir güç kaynağı hâline gelir. İş birliği güçlendirmenin kalite işaretidir.

Güçlendirmeyi temel alan sosyal hizmet uzmanı müracaatçı ilişkisinin kişisel, kişilerarası ve sosyo-politik unsurları bulunmaktadır.

Sosyal hizmet uzmanlarının müracaatçılarıyla çalışmalarında kişisel, kişilerarası ve sosyo-politik güçlendirmeyi kolaylaştırmak için bir rehber olması amacıyla; aşağıdaki ilkelerin sosyal hizmet uygulaması için benimsenmesini önermektedir [11]:

• İnsanları, bireysel ya da kolektif olarak sorun çözme ve başetme kapasitelerini daha etkili kullanabilmeleri için güçlendir.

• Bireyleri ve toplumu meydana gelen sorunlardan koruyabilmek için sosyal ve ekonomik politika geliştirilmesini destekle.

• Sosyal hizmet uygulamasının her boyutunda mesleğin bütünlüğünü koru.

• İleri düzeyde sosyal işlevsellik ve yaşam kalitesinin artırılması için insanlar ve toplumsal kaynaklar arasında bağlantı oluştur.

• Kurumsal kaynak sistemi içinde iş birliğine dayalı ilişkiler geliştir.

• Sağlık ve insani hizmet gereksinimlerini karşılayabilmek için kurumsal kaynak sisteminin işleyişini kolaylaştır.

(16)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16 Güçlendirme

uygulaması için onay farklı kaynaklardan

gelmektedir.

• Her insanın toplumsal yaşama tümüyle katılımını arttırabilmek için sosyal adalet ve eşitliği geliştir.

• Araştırma ve değerlendirme yoluyla sosyal hizmet mesleği için bilgi geliştirilmesine katkı ver.

• Hem sorunların hem de kaynak fırsatlarının üretildiği kurumsal sistemlerde bilgi alışverişini destekle.

• Farklılıkları göz önünde bulunduran, etik olarak duyarlı ve cinsiyetçi olmayan sosyal hizmet uygulaması yoluyla iletişimi güçlendir.

• Sorunların önlenmesi ve çözümlenmesi için eğitim stratejileri geliştir.

• İnsani meseleler ve sorunların çözümü için bir dünya görüşü benimse.

GÜÇLENDİRME UYGULAMASININ UNSURLARI

Güçlendirme uygulaması sosyal hizmet ve sağlık eğitimi, toplum kalkınması, toplum psikolojisi gibi disiplinlerce kullanılmaktadır. Bir uygulama modeli olarak güçlendirme değer temeli, müdahale için onay, uygulamaya rehberlik edecek kuramsal temel, müracaatçı sosyal hizmet uzmanı ilişkisi için rehberlik ve yardım etme aktivitelerini organize etmek için çerçeve olmak üzere bir dizi unsura sahiptir.

Uygulama modelinin ilk unsuru olan değer temeli göz önünde

bulundurulduğunda güçlendirme uygulamasının sosyal hizmetin temel değerlerini ve ilkelerini benimsediği görülür. Sosyal hizmetin temel değerleri ve etik ilkeleri, güçlendirme uygulaması için çok önemlidir. İlk olarak, müracaatçılar ve sosyal hizmet uzmanları, insan gereksinimlerini karşılamaya uygun bir çevrenin

yaratılması için etkili bir şekilde ilişki kurmalıdır. Bu ilişki ve uyum sosyal hizmetin temel değerleri ve etik ilkelerinde sosyal adaletin geliştirilmesi olarak yansımasını bulmaktadır. Ayrıca kendi kararını verme ve kendini gerçekleştirmeye yönelik olarak profesyonel bağlılık, güçlendirmede önemli rol oynamaktadır. Son olarak, müracaatçı sisteminin planlama sürecine mümkün olan en üst düzeyde katılımı ve müracaatçıların yaşamlarını kontrol etmelerine fırsat verilmesi, onların yaşam döngüsü boyunca kendilerini en üst düzeyde geliştirmelerine de olanak sağlayacaktır [8].

Güçlendirme uygulaması için onay farklı kaynaklardan gelmektedir. Sosyal hizmetin profesonel değer temeli, yasalar, kurallar, kurumların düzenlemeleri ve müracaatçıların talepleri bu kaynaklardan bazılarıdır. Bu kaynaklar öncelik almak için sıklıkla birbiriyle yarışırlar. Sosyal hizmet uzmanları, kurum kuralları ya da düzenlemeleri nedeniyle belirli kaynakları kullanabilme ya da çalışmaları yapabilme konusunda onay eksikliği ile de karşı karşıya gelebilir. Örneğin; bazı kurumlar sosyal hizmet uzmanlarının toplumsal değişim için lobicilik yapmasına izin vermez.

Kurumlar tarafından sağlanan onay oldukça karmaşıktır. Sosyal hizmet uzmanları

(17)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17 Değerlendirme

çerçevesi sorunun kişisel kaynaklarından başlar ve dışsal çevreye

doğru genişleyerek bu çevredeki sorun

kaynaklarını dikkate alır.

gerçekleştirdiği çalışmalarla ilgili olarak kurumsal desteğin gücünü mutlaka değerlendirmelidir. Sıklıkla sosyal hizmet uzmanları ve müracaatçılar güçlendirme uygulamasının değerlerini desteklemeyen kurum kuralları ile karşı karşıya gelir.

Maliyet etkililik temeline dayalı kurum düzenlemeleri; müracaatçıların gereksinimleri, sosyal hizmetin değerleri ve güçlendirme ilkeleri ile çatışabilir.

Herhangi bir çatışma durumunda sosyal hizmet uzmanlarının etik sorumluluğu müracaatçıların ve toplumun genel refahını yükseltmektir. Bu nedenle sosyal hizmet uzmanlarının etik kurallara ve güçlendirmenin değer temeline uygun uygulama yapmaları gerekmektedir [8].

GÜÇLENDİRME MÜDAHALESİ

Değerlendirme, sorunun tüm boyutlarıyla ilgili olarak eleştirel bilinç artırma sürecinde müracaatçı ile birlikte yapılan bir eylemdir. Bilinç düzeyini artırmak yansıtmayı ve eylem yapmayı gerektirir ve müdahale boyunca devam eder.

Güçlendirme uygulaması karşılaşılan sorunun kişisel, kişilerarası ve politik boyutları ile ilgili faktörleri dikkate alarak yürütülür. Uygulama sürecinde bu faktörler üzerindeki odak değişebilir, ancak bu faktörlerin tamamı güçlendirme sürecinde önemlidir ve her birinin her bir sorun çözme durumunda kapsamlı olarak analiz edilmesi gerekir. Aşağıda güçlendirme uygulamasının dört boyutuna ilişkin bilgiler verilmiştir. Bu boyutlarla ilgili aktiviteler bireyden sosyo-politik düzeye olmak üzere müracaatçı sistemleri üzerinde odaklaşır.

Güçlendirme uygulamasında müracaatçı ve sosyal hizmet uzmanı bir araya gelir, eldeki veriyi, sorunu ve sorunun bağlamının içsel ve dışsal unsurlarını değerlendirir. Değerlendirme çerçevesi sorunun kişisel kaynaklarından başlar ve dışsal çevreye doğru genişleyerek bu çevredeki sorun kaynaklarını dikkate alır.

Sosyal hizmet uzmanları sorunun bireysel kaynakları kadar, çevresel kaynaklarını da göz önünde bulundurur. Güçlendirme uygulamasında müracaatçı ve sosyal hizmet uzmanı diyalektik bir sürece girer ve bu süreçte sorunu formüle etmek, sorunu daha iyi anlamak için yapılacak eylemleri gözden geçirmek ve stratejileri planlamak için bir ortak gibi hareket eder. Sosyal hizmet uzmanları, soruna etki eden mikro sistemleri (birey, aile, akran grubu) ve makro sistemleri (hizmet sunumu, politik kurumlar ve yapılar) çözümler [8].

Birinci boyut temelde kendileri başvuran ya da uzmanlar tarafından yardıma gereksinimleri olduğu belirlenen bireylerle yürütülen çalışmaları kapsar.

Karşılaşılan sorun kaynak eksikliği, kişilerarası çatışmalar, spesifik olarak tanımlanabilecek çevresel sorunlar ya da müracaatçının herhangi bir başka meselesi ile ilgili olabilir. Sosyal hizmet uzmanları, müracaatçılar ile birlikte, bir çalışma ilişkisi oluşturmalı, gereksinimleri ve kaynakları değerlendirmelidir. Bu süreç yardım etme ilişkisinin ilk basamağıdır. Bir kişi bu aşamada müracaatçının gereksinimlerini ve amaçlarını belirlemek için ilk değerlendirmeyi yapmak

(18)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18 Başarılı bir güçlendirme

müdahalesi için bireylerin değişme potansiyeli olduğuna

inanılması gerekir.

zorundadır. Bu noktada, içinde bulunulan durumun küresel boyutları ve sonuçları ile ilgili olarak müracaatçının bilinç düzeyi oldukça sınırlanmış veya kritik kaynaklar gerektiren acil sorunlar nedeniyle bilinç düzeyi kaybolmuş olabilir. Değerlendirme, müracaatçının sorunu nasıl gördüğünü ve kendisi ve ailesi için bu soruna ilişkin farkındalığını da kapsar. Değerlendirme, aynı zamanda sorunu yönetebilmek için müracaatçıların algılanan güveninin olup olmadığını da kapsar. İkinci boyuttaki müdahaleler; yaşam dönemlerindeki geçişler, gelişimsel sorunlar ya da daha özel konularla ilgili bilgi sağlamak ve beceri kazandırmak için tasarımlanır. İkinci boyut kapsamında konferans, çalıştay, kurs düzenleme, küçük grup kurma, gazetelere yazı yazma, telefon görüşmeleri yapma ve video hazırlama gibi etkinlikler

gerçekleştirilebilir. Küçük gruplar destek ağı oluşturmaya yardımcı olabilir, bireyler grupta güçlü yönlerini keşfedebilir, diğerleri ile paylaşım ve eğitim içeriğinin tartışılması yoluyla algılamalarını ve deneyimlerini gözden geçirebilir, bunların geçerli ve doğru olup olmadığını değerlendirme fırsatı bulabilir. Eğitim

programlarının ve materyallerin yetişkinlerin öğrenme tarzlarını dikkate almalı ve bunlar müracaatçıların arzuları ve istekleri doğrultusunda düzenlenmelidir. İkinci boyut müdahaleler büyük sistemlerin güç dinamiklerinin değerlendirilmesini kapsar. Müracaatçılar, sahip oldukları sorunların başkalarında da olduğunu anladıkları için, bu sorunları daha geniş kapsamda değerlendirebilir. Ortak sorun anlayışı, bazen kendine yardım etmeye ya da ortak eylem yapmaya dönüşebilir. Bu boyutta, sorunun toplumsal bağlamına ve nedenlerine ilişkin politik doğası

kavranabilir.

Üçüncü boyut müdahaleler yakın çevrede değişme ve arabuluculuk yapma üzerinedir. Sosyal hizmetler ve tıbbi bakım kaynakları ile bu kaynaklara nasıl ulaşılacağını öğrenme ana eylemlerdir. Bu boyut, müracaatçı ve uzmanın kişisel sorunlar üzerinde çevrenin etkisini keşfetmeleri yoluyla bilinç kazanma

durumundan kaynağını alır. Örneğin iş arayan tek ebeveyn konumunda olan bir kişi destek gruplarına katılabilir ve iş bulabilmek için girişimlerde bulunabilir ve bu

Ör ne k

•Ebeveyn kaybı nedeniyle korunmaya muhtaç durumda olan çocuğa yönelik uygulanan sosyal hizmet müdahale süreçleri ele alınmıştır. Çalışma yapılan vaka M.O. yedi yaşında olup ilköğretim birinci sınıf öğrencisidir. Annesinin cinnet geçirmesi sonucu babasını ve kardeşini öldürdükten sonra intihar etmesine şahit olmuş ve kendisi de olaydan yaralı olarak kurtarılmıştır. Olay sonrası tedavi altına alınan M.O. ile hastane ortamında görüşülmüş; yaşadığı travmanın etkisinin en aza indirilmesi ve normal yaşama dönmesi için birey, aile, örgüt ve toplum düzeyinde neler yapılabileceği üzerinde durulmuştur [17] .

(19)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19 sırada üçüncü boyut kapsamında cinsiyet ayrımını keşfedebilir. Üçüncü boyutun aktiviteleri, önemli bir odak olarak profesyonel yardımcıları tanımayı ve onlarla nasıl etkili iletişim kurulabileceğini öğrenmeyi de kapsar. Dördüncü boyut müdahaleleri, sorunların politik boyutu ile ilgilidir. Bireysel sorunlara katkı veren çevresel güçlere etki etmek için sosyal eylem yapmayı ve diğer ortak girişimleri kapsar. Bu boyuttaki bilgi temeli ulusal sosyal eylem grupları ve akademik kurumlar gibi formal bilgi kaynakları ve katılımcıların ortak zekâsını kapsamaktadır.

Başarılı bir güçlendirme müdahalesi için uzmanların öncelikle, bireylerin değişme potansiyeli olduğuna ve birlikte çalışma sürecinde arzu edilen veya beklenen sosyal ve politik değişimleri gerçekleştirebileceklerine inanmaları gerekir.

Böylelikle müracaatçı, sadece değerli bir birey olmaktan öte, sosyal ve politik eylemlere olası aktif katılımıyla başkaları için kaynak olma konumunda görülür.

Başkaları için bir şeyler üretebilme duygusu, müracaatçının öz güvenini besleyecektir. Mesleki etkileşimde uzmanın yönlendirici konumda olup, müracaatçısında “Yaşamım ve koşullarım üzerinde gerçek uzman benim.”

duygusunu hissettirebilmesine önem verilmelidir. Bu durumda müracaatçı, uzmanla etkileşimini, iş birliğiyle sorun çözme süreci olarak tanımlayacak ve fikirlerini geliştirirken uzmanın bilgi, beceri ve deneyimini temel alacaktır.

Müracaatçının öz güveninin ve kendisine olan saygısının desteklenmesi, güçlendirme sürecinin olmazsa olmaz boyutlarıdır. Desteklenmesi gereken bir başka boyut, iyi veya kötü sonuçları göze alarak müracaatçının karar alabilmesini sağlamaya çalışmaktır. Risklerin göze alınıp sınırların zorlanması, bireylerin, bu konuda yalnız olmadıklarını hissetmelerine, pek çok kişinin benzer mücadeleler içinde olduklarını anlamalarına yardımcı olmaktadır. Sosyal hizmet uzmanları, müracaatçıların kendilerini güçsüz hissetmesine neden olan faktörleri

değerlendirebilmesine, bu doğrultuda öğrenme seçeneklerini geliştirmesine ve gücünü kazanmaya yarayacak kaynakları keşfedebilmesine de yardımcı olmalıdır.

Tüm bu çabalar müracaatçıların çaresiz olmadığını düşünmesini kolaylaştırır, hatta müracaatçılar, sahip olduğu gücü hissetmeye başlar. Müracaatçıların gücünü, planlı ve sistematik bir biçimde beklenen değişimi yaratma doğrultusuna yöneltebilmesi, yine sosyal hizmet uzmanlarının desteğini gerektirmektedir. Burada ele alınan unsurlar, her ortamda ve her müracaatçı grubuyla yapılacak çalışmada kullanılabilecek niteliktedir. Uygulama ortamı ve müracaatçıların gereksinim düzeyindeki farklılıklar, çalışmanın ağırlık noktalarını değiştirebilecektir [12]. Son olarak, sosyal hizmet uzmanları olarak kendimizi de güçlendirmemiz kritik bir durumdur. Müracaatçılar, sosyal hizmet uzmanlarına bir model olarak bakar ve sosyal hizmet uzmanlarının söylediği şeylere büyük önem verir. Sosyal hizmet uzmanları, kendi gücünü kullanmadan, müracaatçılar için savunuculuk yapamaz ve onlara kendi güçlerini kullanmalarını öğretemez. Müracaatçıları güçlendirme kendi güçlerini fark etme ve kullandırma onların sorunların çözümü için hareket

etmesine ve kendi kendilerine yardımcı olmasına olanak sağlayacaktır.

(20)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20

Ö ze t

•GÜÇLENDİRME YAKLAŞIMI

•Daha az güçlü bireylerin ve grupların güç ilişkilerindeki farklılıkları, güçlendirme yoluyla azaltmak için kullanılan bir işlem olan güçlendirme, sosyal hizmette insanların, örgütlerin veya toplumların kendi yaşamları üzerinde kontrol yetisine sahip

olabilmeleri olarak tanımlanmaktadır. Güçlendirme; bireylere, gruplara, ailelere ve toplumlara kendi içlerindeki ve çevrelerindeki kaynakları keşfetmelerine ve kullanmalarına yardım etme sürecini ifade etmektedir. Güçlendirme Yaklaşımı'nın temel taşı; bireylerin uygulamaya daha aktif katılımını sağlamak, bireylerin güçlü yönlerinin farkına varmasına ve sorunun çözümüne katkıda bulunmasına yardımcı olmaktır.

•Müracaatçıların güçlendirilmesi için sosyal hizmet uzmanlarına yol gösterici olan güçlendirme ilkeleri şu şekildedir; 1) Programları, müracaatçıların ve toplum üyelerinin ifade ettikleri tercihlere ve ortaya koydukları gereksinimlerine göre şekillendir. 2) Program ve hizmetlerin müracaatçılar ve toplum için en üst düzeyde uygun olmasını, müracaatçıların ve toplumun onlardan yararlanmasını sağla. 3) Müracaatçıların kendi kendine sorun çözebilmesi yaklaşımını benimse. 4)

Müracaatçıların ve toplumun güçlerini gündeme getir ve onları bu yönden yapılandır.

5) En tercih edilen müdahale yöntemini uygulamak yerine, müdahaleyi müracaatçının veya müracaatçı gruplarının kendine özgü taleplerine, sorunlarına ve gereksinimlerine uygun olarak düzenle ve yeniden tanımla. 6) Uygulamanın ve politika geliştirmenin önceliklerini belirlemek için liderlik yapmalarını sağla. 7) Güçlendirme dikkate değer bir zaman ve sürekli bir çaba gerektirdiği için sabırlı ol. 8) Sosyal hizmet uzmanlarının işteki kendi güçsüzlüğü ve gücünü sürekli olarak dikkate al. 9) Genel iyilik durumuna katkı vermek için yerel bilgiyi kullan.

•Sosyal hizmet uzmanlarının güçlendirme çerçevesinde yerine getirmeleri gereken görevler sırasıyla; müracaatçılara yönelik olumsuz damgaları ortadan kaldırmak, ailelerdeki, kurumlardaki ve toplumdaki kaynaklar konusunda bireylerin farkındalığını artırmak, müracaatçıların kendilerini güçlü ve değişimi gerçekleştirebilir olarak görmelerine yardımcı olmak, insanlara ve onların güçlerine, kaynaklarına, becerilerine ve hayallerine inanmak ve müracaatçıların kendi güçlerini görmelerini engelleyecek korumacı görüşleri reddetmekle ilgilidir.

•Müracaatçıların kendi güçlerini görmesini engelleyecek korumacı görüşleri reddetmek konusunda sosyal hizmet uzmanlarının yerine getirmesi gereken bir dizi güçlendirme tutumu söz konusudur. Ayrıca, güçlendirme uygulamasının doğru bir şekilde uygulanması sosyal hizmet uzmanlarının belli ölçütlere bağlı kalmasını gerektirir.

•Bir kavram olarak güçlendirmenin kişisel güç, kişilerarası güç ve sosyo-politik güç olmak üzere üç alt boyutu vardır. Kişisel güç, insanların yetkinlik, ustalık, denetim duygusu, öz saygı ve iyi olma durumu ile ilgilidir. Kişilerarası güç, karşılıklı bağımlılık, etkilenme gücü, ortaklık, sosyal destek, saygın bir statü ile ilişkilidir. Sosyo- politik güç ise, tanınma, vatandaşlık hakları, kaynakların kontrolü, olanaklara erişme ve sosyal adaletle ilgilidir.

•Güçlendirme uygulaması, sosyal hizmet ve sağlık eğitimi, toplum kalkınması, toplum psikolojisi gibi disiplinlerce kullanılmaktadır. Bir uygulama modeli olarak güçlendirme değer temelli, müracaatçı için onay, uygulamaya rehberlik edecek kuramsal temel, müracaatçı sosyal hizmet uzmanı ilişkisi için rehberlik ve yardım etme aktivitelerini organize etmek için çerçeve olmak üzere bir dizi unsura sahiptir.

(21)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21

DEĞERLENDİRME SORULARI

1. Aşağıdakilerden hangisi güçlendirme ilkelerinden biri değildir?

a) Müracaatçıların kendi kendilerine sorun çözme becerilerini geliştir.

b) Genel iyilik durumuna katkı vermek için yerel bilgiyi kullan.

c) Sosyal hizmet uzmanının işteki kendi güçsüzlüğü ve gücünü sürekli olarak dikkate al.

d) Müracaatçıların ve toplumun güçlerini gündeme getir ve onları bu yönden yapılandır.

e) Bireyin sorunlarını çözmek için güçlendirme süreci çok hızlı gerçekleştir.

2. Aşağıdakilerden hangisi güçlendirme sürecinde sosyal hizmet uzmanlarının görevlerinden biri değildir?

a) Müracaatçılara yönelik olumsuz damgalamaları ortadan kaldırmak b) İnsanlara ve onların güçlerine inanmak

c) Müracaatçıların güçlü yönlerini görmelerini engelleyecek korumacı güçleri engellemek

d) İnsanların güçlerini toplumun güçlerinden üstün tutmak e) Ailelerdeki, bireylerdeki ve toplumdaki kaynaklara bireylerin

farklındalığını artırmak

3. Aşağıdakilerden hangisi güçlendirme boyutlarından biridir?

a) Kişilerarası güç b) Ekonomik güç c) Siyasi güç d) Sosyal güç

e) Sosyo- ekonomik güç

4. Aşağıdakilerden hangisi güçlendirme uygulama modelinin unsurlarından biri değildir?

a) Değer temeli b) Onay

c) Sorun d) İlişki

e) Kuram temeli

(22)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 22 5. İnsanların yetkinlik, ustalık, denetim duygusu, öz saygı ve iyi olma durumu

ile ilgili olan güce ne ad verilir?

a) Kişilerarası güç b) Toplum gücü c) Kişisel güç d) Bireysel güç e) Sosyo-politik güç

6. Bir sosyal sorun yoluyla uygulamayı organize ederken aşağıdakilerden hangisine gerek yoktur?

a) Amaç oluşturma b) Roller üstlenme c) Değerlendirme

d) Güçlü yönlerin belirlenmesi

e) Sorunun tanımlanıp değerlendirilmesi

7. Aşağıdakilerden hangisi değerlendirme unsurlarındaki süreçlerden biri değildir?

a) Veri toplama b) Planlama c) Bilinç artırma d) Stratejiler oluşturma e) Öğrenme

8. Güçlendirme Yaklaşımı hangi yaklaşıma altarnetif olarak ortaya çıkmıştır?

a) Sorun Odaklı Yaklaşım b) Ekolojik Yaklaşım c) Transaksiyonel Analiz d) Sistem Yaklaşımı e) Gerçeklik Kuramı

9. Güçlendirme Yaklaşımı hangi sistemler ile birlikte kullanılmaktadır?

a) Sistem Kuramı

b) Ekolojik Sistem Kuramı c) Transaksiyonel Analiz

d) Sistem ve Ekolojik Sistem Kuramı e) Tansaksiyonal Analiz ve Sistem Kuramı

(23)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 23 10. Güçlendirme Yaklaşımı hangi düzeylerde uygulanır?

a) Mikro b) Mezzo c) Makro

d) Mikro, mezzo, makro e) Mikro ve makro

Cevap Anahtarı 1.e, 2.d, 3.a, 4.e, 5.c, 6.d, 7.b, 8.a, 9.d, 10.d

(24)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 24

YARARLANILAN KAYNAKLAR

[1] Barker R. (1999). Social work dictionary. Washington, DC: NASW.

[2] Boyle S.W., Hull G.H, Mather J.H., Smith L.L. ve Farley O.W. (2006). Direct practice in social work. Pearson.

[3] Zoe O. ve Baden S. (1997). Gender and Empowerment: Definitions, Approaches and Implications for Policy, UK, Bridge Development. Gender Report

Number: 40.

[4] Anuradha K. (2004). Empowering families with mentally ill members: A strengths perspective. International Journal for the Advancement of Counseling, 26 (4), 383-391.

[5] Boehm E. ve Staples L.H. (2002). The functions of the social worker in empowering: The voices of consumers and professionals. Social Work, 47 (4), 449-460.

[6] Saleebey D. (1997). The Strengths Perspective in Social Work Practice. 2nd ed.

New York: Longman.

[7] Sheafor B. W. ve Horejsi C. R. (2003). Techniques and guidelines for social work practice. (6th ed.) Boston: Allyn & Bacon.

[8] Parsons R.J., Gutierrez L.M. ve Cox E.O. (1998). A model for empowerment practice. (İçinde) Empowerment in social work practice: A sourcebook. (Ed.:

Gutierrez L.M., R.J. Parsons ve E.O.Cox) ss. 1-23. Pacific Grove, CA:

Brooks/Cole Publishing Company.

[9] Güçlendirme Yaklaşımı. 10.Ağustos.2018 tarihinde

https://yandex.com.tr/gorsel/search?p=1&text=G%C3%BC%C3%A7lendirme

%20Yakla%C5%9F%C4%B1m%C4%B1&img_url=https%3A%2F%2Fwww.foru monem.com%2Fattachments%2Fpsikoloji-kisisel-gelisim-

21336d1350405051%2Fde-erler-sosyalle-me-ve-sosyal- sapma.jpg&pos=61&rpt=simage adresinden erişilmiştir.

[10] Duyan V. (2010). Sosyal Hizmet: Temelleri, Yaklaşımları, Müdahale Yöntemleri. Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği Yayın No: 16. Ankara.

[11] Miley K.K., O’Melia M. ve DuBois B. (1998). Generalist Social Work Practice Empowering Approach. Boston: Allyn Bacon.

[12] İl S. (2003). HIV/AIDS’le yaşayan bireylere yönelik güçlendirme yaklaşımı. Türk HIV/AIDS Dergis., 6 (1) 17-23.

[13] Simon B. (1994). The empowerment tradition in American social work: a history. New York: Columbia University Press.

[14] Sosyal Hizmet Uzmanı Güçlendirir. 10.Ağustos.2018 tarihinde

https://yandex.com.tr/gorsel/search?text=empowerment%20social%20wor ker&img_url=https%3A%2F%2Fi.ytimg.com%2Fvi%2FTMlIMOXaals%2Fmaxr esdefault.jpg&pos=9&rpt=simage adresinden erişilmiştir.

[15] Manning, S. (1998). Empowerment in mental health programs: Listening to the voices. In L. Gutierrez, R. Parsons, ve E.Cox (Eds.), Empowerment in

(25)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 25 social work practice: A source book (ss.89–109). Pacific Grove, CA:

Brooks/Cole Publishing.

[16] Zastrow C.H. (1999). The Practice of Social Work. CA: Brooks/Cole Publishing Co.

[17] Karataş Z (2013). İntihar sonucu ebeveyn kaybı yaşayan çocuğa yönelik sosyal hizmet müdahalesi: bir vaka sunumu. Toplum ve Sosyal Hizmet. 24 (2) 253- 68.

Referanslar

Benzer Belgeler

Alternatif akım devrelerinde voltaj ve akım senkronize olmadığı için reaktif güç oluşur ve sadece AC sistemler için tanımlanmıştır. Reaktif güç bobinli ve kondansatörlü

“Resim, evleri dekore etmek için yapılmaz, vahşete ve karanlığa karşı bir savaş aracıdır” sözü Guernica’nın sanatta bir politik söylem olarak yerini

A) Yalnız I.. Yüz yüze iletişimde sözel ifadeler yanında, ses özellikleri ve vücudun duruşu, jest ve mimikler, el kol hareketleri, göz teması, dokunma, susma, muhatapla

• Diplomasinin en başat öğesi olan devlet ve kurumları yumuşak güç ve kamu diplomasisi açısından da hem koordine edici hem de başat aktör olarak çok önemli bir

Güç elektroniği ile ilgili temel kavramların ve güç yarı iletkenlerin öğretilmesi, güç elektroniği devrelerinin çalışma

• Bu üç güç tipini karşılaştırdığımızda yapılan çalışmalar sonucunda,uzmanlık ve özdeşlik güçlerinin daha etkili olduğu ancak uzmanlık. gücünün etkisinin daha

Yumuşak gücün kaynakları olan kültür, politik değerler ve meşruiyet kazandırılmış politika (Nye, 2008:94-110) olması sebebiyle bir dış politika aracı olarak

Güç elektroniği, herhangi bir kaynaktan alınan elektrik enerjisinin, elektronik yöntemlerle kontrol edilerek (dönüştürülerek veya işlenerek) kontrollü olarak yüke