Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Yayınları
ULUSLARARASI MERV'DEN SÖÔÜT'E TÜRK TARİHİ, KÜLTÜR
VE MEDENİYETİ SEMPOZYUMU
INTERNATIONAL SYMPOSIUM ON "FROM MERV TO SOGUT TURKISH HISTORY, CULTURE AND
CIVILIZATION"
(11-12 Eylül
2014-BİLECİK)Editörler Kurulu/ Editorial Board
Prof. Dr. Abdulhalik BAKIR Doç. Dr. Bülent YILMAZ Yrd. Doç. Dr. Ahmet ALTUNGÖK
BİLECİK-2015
lvfenldm Siiğıit'e Tiirk Tarihi, Kiiltiir ı~ Medmiyeti 335
KEMAL
TAHİR'İN''DEVLET
ANA''ROMANINDA
ŞEYH EDEBALİ
ÖZET
SHEIK.H EDEBALi iN KEMAL TAHIR'S NOVEL NAMED "DEVLET ANA"
Sabanur YILMAZ: Özlem ÖZTOI<~
Devlet Ana, Osmanlı İmparatorluğunun kuruluş dönemini roman telaıiği ile aktaran önemli metinlerden birisictir. Kemal Tabir, tarihsel romanlarından biri olan Devlet Ana'da Osmanlı İınparatorluğu'nun aşiretten devlet haline geçiş sürecini, toplumun yapısı, yaşam tarzı, gelenek- göreneklerine de değinerek destansı bir biçimde anlatır. Romanda İmparatorluğun Söğüt'teki yaşam tarzı aktarılır, ahilik
teşkilatı hakkında da bilgilere yer verilir.
Kemal Tahir, şahıs kadrosunu tarihsel romanın inandırıcılığını artıracak ve XTII. yüzyıl Osmanlı Beyliği'ni kolaylıkla okurun zihninde canlandırabilecek şekilde kurmuş, kahramanlarının büyük çoğunluğunu Ertuğrul Bey, Osman Bey, Orhan Bey, Şeyh Edebali, Akçakoca, Yunus Emre gibi tarihi şahsiyetlerden seçmiştir. Romandaki çatışma unsuru da saydığımız kişiler başta olmak üzere tarihi
kişiliklerin temsil ettikleri değerler üzerinden verilmiştir.
Romanda tarihi kişilikler arasından Şeyh Edebali mercek altına alındığında
görülür ki bilgeliği ve erdemi ile Osmanlı Beyliği'ni yönlendiren Şeyh Edebali'dir.
Savaş ve barışta yol göstericidir. Ertuğrul Bey, Osman Bey ve Orhan Bey'in saygı
• Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Türk Dili Okutmanı ve Osmangazi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Doktora Öğrencisi.
•• MEB Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni ve Osmangazi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Doktora Öğrencisi.
\ ·,
336 Mtnldw Söğiilt Tiirk. Tarihi, Kıiltiir ı~ Medet1ijtti
duydukları ve akıl danıştıkları bir şeyhtir. Osmanlı Beyliği'nin aşiretten devlet haline geçmesinde önemli görevler üstlellir.
Bu çalışmanın amacı Devlet Ana romanının zengin şahıs kadrosu içerisinde
Şeyh Edebali karakterinin ele alınış biçimini değerlendirmek ve onun simgesel
değerini ortaya çıkarmaktır. Aynca, romanda Şeyh Edebali'nin Osmanlı'nın dönüşümüne nasıl katkıda bulunduğu ve hangi değerleri temsil ettiği ortaya konacak; tarihsel· bağlamda Anadolu halkının algısında yer alan Şeyh Edebali ile romanda yarattlan Şeyh Edebali karakterinin uyumu sorgulanacaktır.
Anahtar Kelimeler: Erdem, Devlet Ana, Osmanlı Beyliği, Şeyh Edebali, Tarihsel Roman
ABSTRACT
Kemal Tabir expresses the period of Ottoman's transition from tribe to state with touching on the structure, living style and traditions of the society in Devlet Ana in an epic way. The living style of the Empire in Söğüt is expressed in the novel and the novel also contains information about ahi community.
Kemal Tabir builds the characters of the novel in a way that increases the persuasiveness of tbe historical novel and easily revives the Ottoman Seigniory of XIIIth century in the mind of the reader, chooses the most of the character from historical personalities like Ertuğrul Bey, Osman Bey, Orhan Bey, Sheikh Edebali, Akçakoca, Yunus Emre. The conflict in the novel is explained by the values these historical characters represent, especially the mentioned ones.
When Sheikh Edebali is looked closer through the historical characters in the novel, it can be seen that Sheikh Edebali is the one who directs the Ottoman Seigniory with his wisdom and merit. He is a guiding light in war and peace. He is a sheikh who Ertuğrul Bey, Osman Bey ve Orhan Bey respect and ask for advice.
He undertakes significaıit duties in Ottoman Seigniory's transition from tribe to state.
The aim of this paper is to evaluate the way of taking into consideration of Sheikh Edebali through the crowded characters and find out the symbolic value of this character in the novel named Devlet Ana. In addition, it will have been found out what is the contribution of Sheikh Edebali to transition period of Ottoman and the which values be sembolizes; the convenience between tbe Sheikh Edebali in the understanding of Anatolian people historically and the Sheikh Edebali created in novel.
Keywords: Devlet Ana, Historical Roman, Ottoman Seigniory, Sheikh Edebali, Wisdom.
Mm/dm Söjlİl't T1İrk. Tarihi, Klilh7r •~ MedenfJ·eti 33 7
1. Beylikten Devlete Giden Yolda Şeyh Edebali
Osmanlı İmparatorluğu'nun manevi kurucularından biri olarak tarihimizde yerini alan Şeyh Edebali kaynaklarda "latalara hükmedecek bir dünya devletinin kurucusu olan Osman Gazi'yi aklıyla, fikriyle, bilgisiyle 'beylikt.en devlete' giden yolda yetiştiren kişi"1 olarak geçmektedir.
İmparatorluğun manevi temelini daha iyi ifade edebilmek için kuruluş \ dönemini inşa eden sosyo-kültürel yapıya yakından bakmak gerekirse bu
dönemde Edebali'nin de içerisinde bulunduğu tasavvuf ehli, ilim ve irfan sahibi şahsiyetlerin ne kadar etkin bir rol oynadıkları görülür:
Osmanlıların bir uç beyliği olarak Söğüt civarına yerleşmesiyle ve Selçukluların devrini tamamlamasıyla birlikte İslam alimleri hizmet için
Osmanlı'ya katılmış ve tek güç olarak Osmanlıları kabul etmişlerdir. Bu alimlerin temsilcisi olduğu ve nesillere aktardığı tasavvufi kurumlar;
kuruluş devrinde devlet ve toplum hayatının merkezine oturmuş; yeni kurulacak köklü medeniyetin oluşmasına büyük katkılar sağlamıştır.
Osman Gazi, babasının ölümüyle beyliğin başına geçmiş ve etrafında
yer alan Şeyh Edebali, Şeyh Mahmud, Ahi Şemsüddin, Dursun Fakih,
Kasım Karahisari, Şeyh Muhlis Karamani, Aşık Paşa, Elvan Çelebi gibi önemli zatlarla devleti manevi bir temel üzerine inşa etmeye çalışmıştır. 2
Dolayısıyla~ Şeyh Edebali Osmanlı'nın kuruluş döneminde önemi
yadsınamayacak bir isimdir.
Şeyh Edebali'nin doğduğu ve ilim tahsil ettiği yerler hakkında tarihi kaynaklarda birbirini tutmayan bilgiler yer almaktadır. Kaynaklara göre
Şeyh Edebali "Horasan-Merv'de, Suriye-Şam 'da veya Karamanoğullarz 'nın topraklarında doğmuş ve buralarda eğitim görmüş olabilir. Ama pek çok
<ilimden fikzh, tefsir, hadfs vb. ilimleri tahsil ettiği, tasavvuf yoluna girip manevf olgunluğa kavuştuğu konusunda bütün kaynaklar hemfikirdir. "3
İmparatorluğun mimarlarından Osman Gazi ile Şeyh Edebali'nin
nasıl tanıştığı noktasına gelindiğinde ise ŞeyhinOsman Gazi ile Bilecik'te tanıştığı bilinmektedir. Şeyh, Bilecik'te bir zaviye yaptırmıştır ve ''Alim ve
1Ebul Faruk Önal- Osman Doğari, Osmanlı 'mn Manevi Önderlerinden Şeyh Edebtilf ve Türbesi, Çamlıca Yayınları, İstanbul, 2012, s.6.
2Önal-Doğan, a.g.e., s. 5.
3 Önal-Doğan, a. g. e,. s. 13.
338 Mm/tim S/Jliit't Türk Tarihi, Kiiltiir ı~ Mtdt11fJ•li
su.fi/eri çok seven Osman Gazi, mübarek günlerde şeyhin zaviyesine giderek dinf ve idarf konularda her zaman onun görüşlerine başvurur. "4
Prof Dr. Bünyamin Duran, Şeyh Edebali hakkında farklı
kaynaklarda geçen bilgileri şu şekilde aktarmaktadır: ''Menakıb-ı Ebü'l Vefa tercümesinde Horasan'ın Merv şehrinde doğduğu, daha sonra Türkmen kafileleri ile Anadolu'ya geldiği, ilk olarak Adana'da iJcamet ettiği daha sonra da K.araman'a yerleştiği yazılıdır. Şakaik-ı Numaniye ve Zeyilleri adlı
eserde verilen bilgilen.len ise Karam'da doğduğu anlaşılmaktadır. Rahmetle
Uzunçarşılı da bu rivayeti esas alarak Şeyhin Karaman doğumlu olduğunu
iddia eder. Mecdi Mehmet Efendi'nin Şekaik-ı Numaniye'sinde Ede Balı hakkında şu bilgilere rastlıyoruz: Üstadın asıl doğum yeri Karaman'dır. İlk tahsilini Karaman'da yapmış, Karaman'ın değerli ilim adamlarından çeşitli
ilimler öğrenmiş ve buradan ilmini daha da artırmak ve derinleştirmek için o
çağda uluslararası ilim merkezi olan Şam'a hicret etmiştir. Şam'da birçok ilim disiplininin muhtevalarını, bunların metedolojisini öğrenmiş, bu arada tefsir, fıkıh ve hadis ilimleri alanında seçkin bir uzman olmuştur. Öte yandan tahsil süresince sadece bilgisini artırmamış, aynı zamanda ahlak ve
takvasını da geliştirerek zamanının en seçkin ve en faziletlisi olmuştur. Hem
çeşitli bilgi disiplinleriyle hem de ahlak ve faziletle donatılmış olarak memleketine geri dönmüş, ancak bu defa K.araman'a değil, o gün serhat şehri olan Eskişehir civarlarında bulunan İtburnu denilen köye yerleşmiştir. "5
Şeyh Edebali, tarih sahnesinde iki önemli rolüyle ön plana çıkar:
"mutasavvıf olmasının -yanında ilk Osmanlı kadısı ve müftüsüdür. Dönemin birçok fakihi ile görüşmüş ve onlardan ders almış, çok sayıda talebe yetiştirmiştir. Önde gelen öğrencilerinden aynı zamanda damadı Dursun Fakih, Edebali'den sonra Osmanlı Devleti'nin ikinci müftüsü ve kadısı
olmuştur. "6 Toplum hayatında oynadığı diğer bir rol ise ahilik teşkilatı üzerinedir: "Şeyh Edebali ahi teşkilatının reisidir. Ahi şeyhliğinin
Edebali'den sonra kime geçtiği bilinmemektedir; ancak daha sonra
4K.amil Şahin, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, "Edebali" maddesi, İstanbul:
Türkiye Diyanet Vakfı İslam Araştınnalan Merkezi, 1994, c.10, s.393.
5 Prof Dr. Bünyamin Duran, Şeyh Edebalı ve Çağımıza Mesajı, Bilecik Valiliği Yayınlan, s. 7.
6Şahin, a.g.m., s.393.
Muv'dm Söğiit't Tiirk Torilıi, /(ji/tiir 11< MedeııfJ•Iİ 339
I.Murat'a intikal etmiştir. "1
2. Devlet Ana
Tarihsel romanlarda tarihi bir dönem ele alınırken bu dönemde
yaşamış şahsiyetler roman karakteri olarak metnin içine dahil edilebilir. \ Tarihi şahsiyetlerin ayniyle tarihte geçtiği gibi çizilip çizilmeyeceği ise
tamamen yazarın inisiyatifine kalır. Roman türü söz konusu olduğunda her ne kadar kaynağını tarihten de alsa olay ve karakterlerin kurgusu yazarın
hayal dünyasının ürünüdür. Söz konusu Devlet Ana8romanı da Kemal Tahir'in 1967 yılında yazdığı tarihsel bir romandır. Romanda henüz küçük bir toprak parçasına sahip olan Ertuğrul Bey'in son zamanları ve
Osmanlı'nın büyümeye başladığı ilk yıllar konu edilir. Anadolu'nun 13.
yüzyıldaki tarihsel, sosyal ve siyasi ilişkilerini yalın bir dille ele alarak okura sunar. Modem Ruhbilimde, bir insanın karakterini çözümlemek için onun çocukluğuna inilmesi gibi Kemal Tahir de Devlet Ana romanında Osmanlı Devleti'nin yapısını çözümlemek adına bu devletin çocukluk
yıllarına, hatta doğuş öncesine gitmekte, onu oluşturan koşulları incelemek- tedir. Yeni devleti kurma amacını edinen topluluğun özelliklerini,
topluluğun ortaya çıkardığı önder tipinin niteliklerini belirlemekte, Osmanlı halkı ve önder tipinin etkilenmelerinden, Osmanlı Devleti'nin doğuş
öyküsünü örneklendirmektedir. 9 Romanda Türİcleriıı ABya 'dan getirdikleri tecrübe, inanç ve karakterleri hala içlerinde yaşatmaları ve neler yapabilecekleri anlatılmak istenmiştir. Roman kurgusu ise şöyledir:
Şövalye Notüs Gladyüs, Issızhan'da -Mavro ve ablası Liya'nın işlettiği bir handa- konaklar. Şövalye'nin amacı toprak ele geçirmektir.
Liya'ya göz koyan Şövalye, arkadaşı Türkopol Uranha ile birlikte Moğol kılığına girerek hırsızlık yaptıkları sırada Liya ve nişanlısı Ertuğrul Bey' in
savaş atı terbiyecisi Demircan'ı göıiirler. Demircan'ı arkadan vurarak öldürürler. Liya'ya ise tecavüz ederek, onun da canına son verirler. Ölülerin
bulunmasıyla Demircan'ın annesi Bacıbey, molla olma yolundaki oğlu
Kerim Çelebi'yi savaşçı olması için zorlar. Adını Kerim Can olarıı.k
7 Şahin, a.g.m., s.393.
8 Kema!Tahir, Devlet Ana, Bilgi Yayınevi, An.lrara, 1967.
9Halit Refiğ, Gerçeğin Değişkenliği Kemal Tahir, Ufuk Kitapları, İstanbul, 2000, s.137.
340 Mtrv'dm S iiğiil't Tiirlc Tarihi, Kıi/lıir ı• MedmiJ·eli
değiştirir ve zor durumda olan Mavro'ya da sahip çıkar. Bu sırada Ertuğrul
Bey'in ölümüyle Osman Bey başa gelir. Babasının vasiyetiyle Şeyh
Edebali'ye gider. Gezgin ozan Yunus Emre'nin gördüğü rüyayla devletin
gelişeceği, başarılara koşacağı anlatılır. Şeyh Edebali kızının Osman Bey ile evlenmesine izin verir. Lotüs Hanım'ın zorla evlendirilmek istenmes~ bu olayda da Şövalye Notüs Gladyüs ve Uranha'nın olduğunun öğrenilmesiyle
olay büyür. Deı:nircan ve Liya'nın intikamı alınırken Orhan Bey Lotüs
Hanım'a, Kerim Can Aslıhan'a kavuşur. Kerim Can'a tekrar mollalık yolu
açılır.
İlber Ortaylı, Halit Re:fiğ'in kitabında yer alan Bir Siyasi Hikaye Olarak Devlet Ana yazısında Kemal Tahir'in, Türk toplumunun tarihsel
gelişim çizgisinin Batı toplumlarından ayrı şekilde incelenmesi gerektiğini
savunan yazarlarımızdan olduğunu söyler. O; Devlet Ana'da kişilerin
karakter ve benliğinde, kurumların ileri sürüldüğünü belirtir. Keşiş Benito,
Şövalye Notüs Gladyüs Batı toplum düzenini, Alişar Bey yıkılan Selçuklu düzenini, Çudaroğlu Moğol yağmacılığını, Osman Bey ile Şeyh Edebali küçük bir toplumdaki dayanışmayı anlatır.1° Kemal Tahir, aslında romanda
dünyanın insana sunduğu nimetler ile onu araç olarak gören mana dünyası arasındaki bağı kurmaya çalışmıştır. Şövalye Notüs Gladyüs, Uranha, Keşiş
Benito, Osman Bey'in amcası Dündar Alp, Alışar Bey, Hop Hop Kadı gibi isimler dünyaya kendini kaptırıp nefsinin esiri olan karakterlerdir. Mana
dünyasına iniş ise Kerim Can'ın mollalığa duyduğu yakınlık ve Şeyh
Edebali'nin karakterinde gizlidir. Bu dünya görüşüyle manaya iniş Osmanlı'nın cihan devleti olma yolundaki özüdür. Temeller hoşgörü, yardımseverlik, barış ve adalet üzerine kuruludur. Bu temeller Osmanlı'nın
henüz var olma yıllarındıı mevcuttur. Romanda molla olup Şeyh Edebali'nın dergfilıına gitmek isteyen Kerim Can karakteri bunu gösterir. Kemal Tahir kitaba başladığında "Kerim Can 'nzn dramını" yazdığını söyler. 11 Roman onun üzerinden yürüyecektir ancak roman ilerledikçe farklı kahramanlar
çıkmış; olaylar bireyin değil toplumun dramı haline gelmiştir. Kerim Can toplumla aynı dönüşüm içindeki bir nokta olarak kalır. O, toplumun dramına karışmış; Osmanlı Beyliği ile kabuk değiştirmiş; adeta dönüşmüştür.
Osmanlı'nın portresini sunan Devlet Ana, toplumda savaşçılar ve
ıo Refiğ, a.g.e., s. 155.
11 İsmet Bozdağ, Kemal Tahir'in Sohbetleri, Emre Yayınlan, İstanbul, 2006, s. 102.
Merv'dm Söğiit'e Tiirk Tarihi, Kü/Jiir ve Meden!Jeti 341
mollalar olmak üzere iki önemli ayrım olduğunu gösterir. Söğüt'te bütün
delikanlılar savaşçı olmak istediklerinden hocanın sadece üç öğrencisi vardır. Onlar da sakatlıkları yüzünden istemeyerek mollalığı seçmişlerdir . . Bacıbey ''Molla oğul istemem, analık hakkımı bağışlamam" diye diretmiştir.
Kerim okumasını Ertuğrul Bey'e borçludur. O, "İşi uzattın Bacıbey ve de
tadını kaçırdın. Bize okumuş da lazım. On yiğide bedel Demircan oğlun
yetmez mi senin Bacıbeyliğine ve de rahmetli Rüstem Pelvan yoldaşımın
ocağını yakmaya.12" .. deyip izin alır. Eğer· hastalığı artmasaydı kendisini bu yıl İtburnu'na Şeyh. Edebali'ye gönderecektir. Görüldüğü gibi toplumda
savaşçı olmaya eğilim olsa da bilgeliğin önemi bilinir. Kerim Çelebi'nin abisi Demircan'ın ölümü üzerine ise Bacıbey fikir değiştirerek kılıç kuşanmasını ister. İsmi artık Kerim Can'dır. Romanın sonunda tekrar
mollalığa dönecek olan Kerim Can'ın bu dönüşümü Osmanlı'nın da
dönüşümüdür. O, gerekirse at sırtında bilek gücüyle vatanı için savaşan;
bilgi, inanç, saygı, hoşgörü ve yardımseverliği de kalbinde taşıyabilen Osmanlı'nın yapısının fiziksel timsali haline gelir. Dışta göçebe, savaşçı
olan Osmanlı içyapıda şeyhe danışan, bilgiye önem veren, hırslarına kapılmayan bir devlet olma yolundadır. Bu, Osmanlı'nın milli kimlik kazanma sürecidir. Süreç, Kerim Çelebi'nin Kerim Can olup tekrar molla yoluna girebilmesiyle somutlandırılabilir. Kerim Çelebi'nin başarısı annesi
Bacıbey ve nişanlısı Aslıhan'ın karşında durabilecek güce ulaşabildiğinde
ortaya çıkar. Onu olgunluğa/mollalığa ulaştırır. Şeyh Edebali'nin dergahına
hak kazanır. Bu olay romanın sonunda şöyle anlatılır:
"Yumuşa Bacıbey! Yumuşa ki bir şey hasıl olabilsin.
Yumuş atamadın mı, yumuşatırzm seni... Babam rahmetli gibi ...
Kırbacı iki kez şaklatt1: - hadi bakalım aşevine! Bir eksik görmeliyim ki sofrada ben size sormalıyım!
Oğlunun adam olduğuna, babasının ocağını yakacağına, Bacıbey
ancak kırbacı elinden çekip karşısına dikilince inanmıştı. Aslıhan
bunu sezemediŞinden sesindeki kasıntılı mutluluğun sebebini anlayamamıştı. 1 "
3. Rüya'dan Doğan Devlet
Osmanlı'nın dönüşümü, Ertuğrul Bey'in ölümüyle başlar. İlk belirti
12 Tahir, a.g.e., s. 98.
13 Tahir, a.g.e., s. 623.
\ ..
342 Mm/dm SôJ/iı'e Türk Tarihi, J(ji/tiir ıY MedmfJ•ti
romandaki rüya motifidir. Farklı kaynaklarda rüyanın Osman Gazi
tarafından Edebali'nin zaviyesinde misafir olarak kaldığı zamanda görüldüğü belirtilir. "Aşıkpaşazade 'nin, Osman Gazi 'nin imamı İshak Fakih'in oğlu Yahşı Fakih ve Edebali'nin oğlu Mahmud Paşa'nın rivayet- lerine dayanarak anlattığına göre Osman Gazi Edebali 'nin zaviyesinde kaldığı bir gece bir rüya görür. "14
Osman Bey'in misafir olarak kaldığı bu gecede gördüğü rüya ise
şöyle anlatılır:
"Tarihler, Osman Gazi 'nin istirahat edeceği odada bir Mushaf-ı Şerif asılı olduğu için sabaha kadar ayakta beklediğini ve o gece uyku ile uyanıklık arasında bir rüya gördüğünü yazarlar. Osman Gazi, rüyasında Şeyh Edebali 'nin koynundan bir ayın doğup kendi koynuna girdiğini, ardından da kendi göbeğinden büyük bir ağacın
yükselerek, bütün alemi kapladığını, gölgesinde ise nice dağların
bulunup, nehirlerin aktığını ve birçok ir.ışanın kfıynaştığını
görmüştür. "15
Osman Bey, rüyasını Şeyh Edebali'ye anlatır. Şeyh Edebali ise
rüyayı şöyle yorumlar:
"Müjdeler olsun ey Osman! Hak Teala sana ve senin evladına
saltanat ihsan etti. Bütün dünya, evladının himayesinde olacak, kızım
Mal Hatun da sana eş olacak. " demiştir. 16
Ancak Oruç · b. Adil, Tevarfh-i Ali Osman adlı eserinde Osman Bey'in gördüğü rüyayı, Osman Gazi değil de babası Ertuğrul Gazi'nin
gördüğünü ve Şeyhin. Osman Gazi ile evlenen kızının adının Rabia Hatun olduğunu yazar. 17
Devlet Ana romanında ise rüyayı Yunus Emre görmekte ve
anlatmaktadır:
"İtburnunda Şeyh Edebali efendimizin mübarek katında hayzrlz
perşembeyi hayırlz cumaya bağlayan gece bir düş gördüm. Şeyh
14Şahin,a.g.m., s.393.
15 .. ~
Ünal- Dogan, a. g. e,. s. 13.
16Önal-Doğan, a. g. e,. s. 13.
17Şahin, a.g.m.; s.393.
l\-Itrv'dm Söğılt'e Tiirk Tarihi, Kıiltiir ve MedeıtİJ'tfİ 343
Edebali Efendimizin mübarek kucaklarından bir ay doğdu, parıltısı karanlığı çalkaladı çıktı, yükseldi, orak biçimindeyken dola dola sini değirmisine döndü. Dünyayı nura boğdu. Öyle ki gözler kamaşıp bakmıya güç yelesi kalmadı. Baktım ki sizin Osman Beyiniz de iki dizi üstünde sağ yanımdadır ve de tesbihe girmiştir. Gökleri bezeyen ay,· inip geldi, göğsüne yaslandı, gövdesine karıştı. Aman nedir ne hikmettir dememize kalmadı ayın gömüldüğü yerde bir fidan belirdi,
yeşerip büyüdü, göklere dal budak saldı, toprağın denizlerin yüzünü
kapladı. Kaf Dağlarının ve de Toros Dağlarının ve de Atlas
Dağlarının ve Hasma Dağlarının doruklarını gölgesine aldı. Fırat Irmağını Dicle 'yi, Mübarek Nili, Firenk içindeki coşkun Tuna 'yı kavradı. Uçsuz bucaksız çöller, bozkırlar, çayırlı çemenli ovalar, sahralar, yedi denizler ve de ağaç denizinden nişan verirderin ormanlar, uzakların parlak gümüş kubbeli, göke baş çekmiş kuleli, Firavun çağından kalma nice nice anıtlı nice nice kentler geldi, hep bu ağacın altına sokuldu. Bize hayret elverdi. Neyin nesi demeye kalmadan bir esinti çıktı, yürekten sıkıntıyı, vesveseyi sürüp çıkaran
yedi cennet yeli ... Kendime geldim sabaha kadar düşündüm, yazdım,
çizdim. Sabah namazından sonra Şeyh Edebali hazretlerine düşümü açıp danışayım dedim, elini kaldırıp susturdu. Gerekmez sana açılan
bize de göründü. Tanrı işaretidir buyurdu. Beyinize büyük devlettir ve de büyük müjdedir. "18
Hammer, Büyük Osmanlı Tarihi başlıklı
eserinde büyük
padişahların doğumlarındanevvel istikbalde nail
olacaklarıkudrete delalet etmek için böyle
rüyalarınnaklinin
Şarktarihçilerinin bilinen bir
sanatı olduğunuifade ettikten sonra bu adetin sadece
Şarktarihçilerinde
değilGarp tarihçilerinde
de görüldüğünüifade eder.
19Kemal Tahir de tarihi kaynaklarda da kimin
gördüğüne
dair
farklıbilgilerin yer
aldığıbu
rüyayıromanda yaratmak
istediği
atmosfere uygun bir
şekilde kurgulamıştır.Devlet Ana'nın
kurgusuna göresözü edilen bu rüya üzerine daha önce
babasınınhaberi olmadan
ŞeyhEdebali'nin
kızınıisteyip olumsuz sonuç alan Osman Bey için umut
doğar. ŞeyhEdebali
"Böylece muratkapısı açıldı, mutlu saat gelip çattı. Bir daha istesin! Yoksun kalmayacaktır.
18Talıir, a.g.e., s. 214-215.
19 Baron Joseph Von Hammer Purgstall, Büyük Osmanlı Tarihi, İstanbul: Üçdal Neşriyat, 2. baskı, c.l, s. 67.
\
344 Mtrıltlm Sii/jı't Tiirk. Tarihi, Kiilh"ir"' MttknfJth"
Bizden haberini ulaştırmak. " diyerek kızını tekrar isteyebileceği mesajını
yollar.20" Yunus Emre, Edebali'den gelen mesajı Kaplan Çavuş ile Osman Bey'e iletir ve"Aç geleni doyursun, yalıncak geleni giydirsin. Attan aygır,
deveden tülü, koyundan koç boğaz/atsın! Ala çadırını yeryüzüne diktirsin, beyleri yiğitleri sofrasına biriktirsin/"21 diyerek müjdeli haber vasıtasıyla
öğütler de verir.
Rüyanın yor göstericiliğinde Şeyh Edebali, Osman Bey' in artık daha
sağlıklı kararlar verip amacına ulaşabileceğini kavram.ıştır. Rüyanın Yunus Emre ve Şeyh Edebali tarafından görülmesi, inandırıcılık boyutunu arttırır
ve devletin büyüyerek Osman Bey'in başarıya ulaşacağının simgesel
kanıtıdır. Kızı Bal Hatun'u Osman Bey'e verir. Dönüşüm sürecinde sürekli ona yol göstericidir. Aslında Şeyh Edebali'nin danışmanlığı Ertuğrul Bey'in ölümüyle başlar. Ertuğrul Bey ölmeden önce Osman Bey'e vasiyette bulunarak Şeyh Edebali'ye gitmesini ister:
"-Vasiyetleri nedir Ertuğrul Bey kardeşimizin ve de bize
ısmarladıkları nedir?
-Gerektiğinde destur verirseniz, koşup gelip zorluklarımızı danışacağız. Yol göstereceksiniz. Paraya bunalırsak ...
Osman Bey yere bakarak sustu.
-Evet gelirsin istersin. Hazırda varsa verilir, yoksa bulunur
buluştuntlur! Çeldnme hiçi Kesene borçlanmakta değilsin çünkü, beyliğe borçlanmalµasm ! "22
Ertuğrul Bey yukarıda da görüldüğü gibi oğlunun dara düştüğünde yanında olacağına inandığı kişi olarak Şeyh Edebali'yi görür. Buradaki amaç hem tecrübesizliğine yenile düşmemesi hem de Şeyh Edebali'nin toplum üzerindeki dini etkisini kullanmaktır. Onun çevresinde değer bulmasının etkisiyle vasiyetlerine barışın korunmasını da ekler:
"-Gelelim vasiyetlerine?
-Vasiyetleri. .. barışın korunması ...
20 Tahir, a.g.e., s. 214-215.
21 Tahir, a.g.e., s. 216.
22 Tahir,a.g.e., s. 176.
Mm/dm Si/,iiı't Tiirlo Tarihi, Kır/tiir vt Mukniytti 345
-Doğrudur. Barışı korumak gerektir. Buna çabaladık bunca zaman, Allah 'ın izniyle de başardık. 23"
Osman Beyde babası Ertuğrul Gazi gibi, Şeyh Edebali'nin dua gücü ve yol göstericiliğine inanır. İşlerinde hayır duasını alır: "Karacahisar üstüne .yürüsek gerektir Şeyh baba ... Fatihasını çekseniz gerektir ... ne zaman? Duanız gücüyle bu gece yola çıkarız, koca Tanrının iziyle bahtımızı
deneriz.24
Yola çıkarken, savaşa hazırlanırken onun sözünü yerine getirmeye
çalışır:
"Osman Bey Fatiha 'nın bitmesini, gözleri yerde, sabırsız
bekledi. Amin derdemez fırladı kalktı. Yıllardır güçsüzlük, yoksulluk içinde beklediği fırsatın gelmesi yüzünü birden değiştirmiş; bakışları
ürkütücü bir keskinlik vermişti. Kayın babasının elini Ö/Jtü: -destur verirseniz toplıyalım savaşçıları. .. Yola çıkalım hemen!" 5
Siyasi işler için de Osman Bey Şeyh Edebali'ye danışır:
"Nedir amacın? Konya olmayınca, tasarlayıp bozulmasından korktuğun iş, nedir?
-Anadolu 'yu bırakacağım şimdilik. .. benim gördüğüm tez vakitte gidicidir Moğol... çünkü Moğol 'un düzeniyle de uyuşamaz bizim Anadolu toprağı. Eski Yunan 'ın Roma 'nın düzeniyle de uyuşama
mıştır çünkü ... rahatça gülümsedi. Bizim gazi beylikler çabalasın bakalım, Konyayı ele geçirmek için. Boğuşun/ar birbiriyle, güçten düşürsünler kendilerini boş yere. İşimi kolaylaştırsınlar... Verimli topraklara sahip olana yarar Anadolu... Tükenmez insan kaynağıdır, insanın zanaatı da. göründüğü gibi, köylülük değil, devlet ku rucu ugu ur. l wd 2611
23 Tahir, a.g.e., s. 177.
24 Tahir, a.g.e., s. 479.
2s Tahir, ag.e., s. 480.
M Tahir, a.g.e., s. 183.
\ '
346 Mm/dm Söğiilt Tiirk Tarihi, Kı7/liir tY Afolm!Jtli
4. Şeyh Edebali ve Ahilik
Şeyh Edebali, Osmanlı devletinin milli kimlik kazanmasında etkin bir role sahiptir. Devlet Ana roman kurgusu içerinde Yunus Emre'nin Şeyh
Edebali'ye uğraması onun birleştirici ve hoşgörülü yanma vurgudur.
Toplumun temeli dinsel liderlerle şekillenir. Böylece Anadolu'daki ahilik
teşkilat yapısllllil. önemine de değinilir. Ahilik teşkilatıyla önemsiz gibi görülen bir topluluğiın, toplumu biraraya getirme ve barış içinde tutma gibi önemli işlevleriyle temel oluşturduğu anlatılır.
13. yüzyıl esnasında diğer Türk memleketlerinde olduğu gibi Anadolu'da da ahilik adı altında önemli bir yapılanma bulunmaktaydı.
Ahiler Osmanlı'nın ilk zamanlarında mühim görevlerde bulunmuşlardı.27 Fuat Köprülü ''Ahilik teşkilatı herhangi esnaf topluluğu değil, o teşkilat
üzerinde istinad eden, kaidelerini o vasıta ile yayan bir tarikat sayılabilir. "28der.
Osmanlının fikir babasıdır Şeyh Edebal~ ahilerin de başıdır. Mehmet Kaplan, Ahi tipini anlatırken ahilerin Anadolu Türk kültür ve medeniyetinde gazi, veli, alimler kadar öneme sahip insanlar olduklarını; bazı yönleriyle gazilere benzeseler de gayelerinin savaş değil. barış olması onları diğer
lerinden ayırdığını söyler.29 Ahiler bulundukları çevreyi iç ve dış tehlikelerden korurlar. Esnafı, halkı savunmuşlar, insanları doğru yola
solaııayı amaç edinmişlerdir. Mehmet Kaplan, Burgazi'nin Fütüvvetname
adlı eserinde gezdiği yerlerde önemli bilgiler edindiğini ve ahilik teşkilatının
dünya görüşlerini açıklamak için iyi bir örnek olduğunu belirtir.30 Burgazi'nin kitabında ahiliğin inanç ve davranışlarıyla ilgili önemli gördügu
bazı noktalara ise şöyle değinir:
1. Ahilikte yiğitlik, ahilik, şeyhlik olmak üzere üç mertebe bulunur.
Yiğitlik niyet gösterip istekli hale gelmek, ahilik başlamak, şeyh ise tamam
kılmaktır. "Yiğitlik heves eylemekdür, ahilik başlamakdur, şeyh tamam
kılmakdur." Şeyh ahilik yolunda en yaşlı, en tecrübeli kişidir. Sakalı gelen
27 Fuat, Köprülü, Tiirk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar, Diyanet İşleri Başkanlığı
Yayınlan, Ankara, 1981, s. 211.
28 Köprülü, a.g.e., s.213.
29 Mehmet Kaplan, Tiirk Edebiyatı Üzerine Araştırmalar 3, Dergah Yayınlan, İstanbul, 2003, s.119.
30 Kaplan, a.g.e., s.124.
Mm/dtıı Sôjiit'e Tiirk Tarihi, Kiilltlr •• MedmfJtli 347
her genç bir şeyhe bağlanır ve onun terbiyesi altında yetişir.31 Dolayısıyla ahilik bir terbiye sistemidir. İnanç, yeme-içme, giyinme gibi her türlü
davranış biçiminin terbiyesidir.
2. Ahilikte cömertlik, fakirlere yardım esastır.32
3.Ahi dini yükümlülüklerini yerine getiren ancak dünya ile ilgisini \ tamamen kesmemelidir. 33
Devlet Ana romanında Anadolu kültüıiinde önemli bir işleve sahip
ahilik
teşkilatınagüven sonsuzdur.
"Bir ülkede düzen bozulursa her şeybozulur. Buralarda düzeni güçlü sultanlar tutar. Eskiden halifeler, sultanlar da ahi şalvarı giyermiş... Çıraklar da ahi sofrasında yermiş. "34 cümleleri bunu en iyi ifade edenlerdir. Çocukların oyun olarak ahiliğe kabul edilişi
seçmeleri oldukça dikkat çekicidir. Kuralların ve ahilerin görevlerinin bilinmesi halkta güven dolayısıyla adalet duygusunu güçlendirmektedir.
Özellikle Şeyh Edebali'nin ünü geniş kitlelere yayılmıştır. Ahi teşkilatında zamanla bozulmalar yaşansa da Şeyh Edebali toplumda onlardan farklı bir yana konur.
"Duyduğum doğruysa pek umursayan yokmuş ahi baba töresini,
şurda hurda... Şeyh Edebali başkadır. Tuttuğu uzar tutamak olur,
bastığı, düzelir basamak olurdu. Ben görmedim kerameti söylenir.
Herifin biri simyaczlzkta altın yapma tutkusuna düşmüş, baba
mirasını ve de kendi kazandığını harcayıp saçıp savurup hasır
üstünde çıplak kalmakla Şeyh Edebali ye gidip sadaka istemiş. Şeyh
yerden bir tutam toprak alıp 'kimya öyle olmaz böyle olur derbeder' diye uzatmakla toprak o saat altun olmuş; şaşkın herifin aklı sıçrayıp
hazreti şeyhin eteğine yapışmış ... "35
Şeyh Edebali, toplumca değer verildiği kadar çekinilen bir dini önderdir. Alışar Bey 'in Şeyh Edebali 'nin kızını kaçırtmak istemesi ve bunun için Çudaroğlu 'na danışılması üzerine; Çudaroğlu çekinerek Pervane Subaşı ya şunları söyler:
"Ne demektir Şeyh Edebali ye değmek, hemi de kızını sürmek!
31 Kaplan, a.g.e., s. 124.
32 Kaplan, a.g.e., s.125.
33 Kaplan, a.g.e., s.126.
34 Tahir, a.g.e., s. 54.
35 Tahir, a.g.e., s. 54.
348 Mm/dm Söğrll'e Tiirk Tarihi, K.iiltrir ır Mtdt11!J·ıli
Nolur bakalım? Neler gelir adamın başına! ... Önden gök yıkılır tepene... soluk/andığın hava, yudumladığın su kesilir bu dünyada ...
Bilmem artık öte dünyada rezillik nasıldır!
-Yıldın! Hani yiğit/endin... "biz Ezrail peygambere elense çekmekteyiz günde üç kez" diye şişindiklerin?
-Ezrail peygambere kurban olayım!
-Daha mi kötü yatalak Şeyh Edebali?
-Ahileri napalım? Tüm ahiler sırtımıza binince toprağı nerde
bulacaksın da mezarını kazıp içine gireceksin! Yok arkadaş! Bu kez
yanlış geldin ve de gelmek de ayıp ettin! Çudar, evet az biraz avanaktır ama, sizin umduğunuz kadar değildir. "36
Şeyh
Edebali, kendine duyulan güveni hiçbir
zaman boşa çıkarmamıştır. Barışı sağlamak,
beyler
arasında düşmalığıengellemek için kendi
kızı
bile söz konusu
olduğundaaceleci
vekindar davranmaz.
Akıllıve
ölçülüdür. Durumuher yönüyle
değerlendirme niyetjyleharelçet eder.
Balkızı
istemek için
gönderdiğidünür
AlışarBey'in
kızı kaçırmak istemesini OsmanBey'in
duymasınıistemez.
Şöyleder:
"Bu işin içinde aklınızın ermeyeceği noktalar vardır. Yolladığı dünürün kendisine hile yaptığınıOsman Beyimiz bilmesin. Irz meselesinde serttir. Bugünlerde sancak Beyiyle Uç beyinin çatışması hiç doğru olmaz. Sonu çok kötüye varır. Ben gereğini
yapacağım. "37 Edebali'nin Alışar Bey'in Hop Hop Kadı'ya
inamp kendini dünya heveslerine
kaptırması ve işlerinden uzaklaşması adına düşünceleri şöyledir: "Evet, ölenin .arandığı çağ değil ... canımı sıkan, bunca çabaladık, çatışmayı önleyemedik! Suç bizim mi? Suç ... suç kimde olursa olsun, hüner, barışı korumaktı. İçini çeker gibi soluklandı: Hünerimizi gösteremedik!"38Ortaçağ
devletleri
güçsüzlüğündenotoriteyi korku unsuruyla
sağlamaya çalışmış, Batı
feodel
senyörlere yaslanmış,biz de
isemerkezi
otorite ahi örgütüyle sağlanmıştır.Ahilik örgütü merkezi otoritesini devletin
varlığı
için, onun
adına kullanmış, yollarınve
şehirlerin güvenliğini sağlamıştır.Ahiler
devamlılıklarıiçin devletin güçlenmesi
gerektiğini,beylik ise güçlenmeleri için bu sosyal
örgüte dayanmaları gerektiğinibiliyordu. Osmanlı Beyliği kuruluşta bu nokta üzerinde durmuş, ilk
düzenli
36 Tahir, a.g.e., s. 252.
37 Tahir, a.g.e., s. 332
38 Tahir, a.g.e., s. 385
Mm/ılın Söğiile Tiirk Tarihi, JVi/ılir ı~ Mtdt11iytli 349
ordunun askeri
"ahi keçe külahı" giymiştir.Bu duruma Osman Bey ve ahi lideri
ŞeyhEdebali'nin
yakınlığı en iyi örnektir.Osman Bey
düşünceve eylemiyle duyurmadan bu
dinselve informel lideri etki
altınaalmaya
başlamış ve nüfuzundan faydalaııınıştır.39Osman Bey devlet
adamı olma vetoplumun güvenini
kazanma yolunda ŞeyhEdebali'nin
öğütlerine güvenmiş;kulak
vermişancak
son kararıyine kendisi vermesi
taraftarı olmuştur:"İlerde kullanacağı önemli bir yardımcının halk üzerindeki büyük etkisini zedelemeden, kendisine tepeden bakmasını, tecrübesiz sayarak her işte öğüt vermeye kalkmasını, şimdiden önleyip ilerde faydasız çekişmelere meydan vermemekti.40 Osman Bey "Çocuktan deliden, düşmandan, hatta karılardan bile öğüt almalı ama gene de aklının kestiğini işlemeliydi. 41" diye düşünür.
SONUÇ
Ertuğrul Gazi'nin "Beni kır; Şeyh Edebalı'yı kırma,
O bizim boyumuzun
ışığıdır.. ..
"diyerek vasiyet
ettiği oğluOsman Gazi için
ŞeyhEdebali
bir
yol göstericidir, başı sıkıştığında akıl danışabileceği kişidir.Dolayısıyla, Şeyh Edebali, imparatorluğa giden yolda Osmanlı
için önemli bir yerde
durmaktadır. Osmanlı'nınille
Osmanlı kadısıve müftüsüdür.
Osmanlı'nın
manevi
mimarlarındanbiridir.
Kemal Tahir,
Devlet Ana başlığını taşıyantarihi
romanında OsmanlıDevleti'nin
kuruluş yıllarını anlatırken ŞeyhEdebali'ye
hak ettiği değeri vermiş; onu akıl danışılan,bilge bir
kişilikolarak
anlatmıştır.Tarihi
kaynaklarda geçen bilgilerle uyum göstermeyen kısımise rüya meselesidir.
Osmanlı
Devleti'nin
kurulacağınımüjdeleyen
rüyayıtarihi kaynaklarda
verilen bilgilerden. farklıolarak romanda
Yunus Emregörmektedir.
Romanın ille sayfalarında
da Yunus Emre'nin
Şeyh Edebali'yi ziyaretegittiğini
okuruz. Romanda
Şeyh Edebali'ninisminin ille defa Yunus Emre
tarafından zikredilmesi de önemlidir.
Romandatarihimizde
önemli bir yeriolan bu iki karakteri
ilişkilendirerekKemal Tahir siyasi, sosyal ve ekonomik
39 Refığ, a.g.e., s. 158
40 Tahir, a.g.e., s. 184
41
Tahir, a.g.e., s. 184
\ 1
350 Mtrv'dt11 Söğiit'e Tiirk Tarihi, Kii/hlr t~ Medeniyeti
şartların yam sıra Osmanlı Devleti'nin kuruluşunda rol oynayan manevi
değerlere de dikkat çekmek istemektedir. Osmanlı Devleti'nin temellerinin dini bir liderle şekillendirilmesi, bu lidere duyulan saygıyla gelen barış,
güven duygusu, adalet, hoşgöıü Osmanlı'yı uzun süreli kılmıştır.
Osmanlı toplumu kitaptada belirtildiği gibi savaşçı ve molla olmak üzere iki temel yapıdan oluşur. Savaşçılara yön veren ise mollalardır. Şeyh
Edebali romanda· da molla olma yolundaki gençlere yol gösterici, ahi
teşkilatının başı, devlet yönetimi hakkında !?_ilgi sahibi ve yönlendirici, barış
tutucu, düzen kurucu işlevleriye okur karşısına çıkmaktadır.
Devlet Ana romanında bazı noktalarda anakronizmden söz edilebilse de genel anlamda tarihi kaynaklara bağlı kalınmıştır. Bu durum romanda çizilen Şeyh Edebali karakteri için de geçerlidir. Şeyh Edebali tarihte
yansıtıldığından farklı yöleriyle ele alınmamıştır. O, romanda daOsmanlı kimliğini oluşturmada önemli bir yere sahiptir. Hoşgöıü çatısı altında, farklı
inanç ve kültür sistemine sahip insanları ötekileştirmeden topluma ait kılabilmekiedir. Osman Bey ile Şeyh Edebali arasındaki bu ilişkfaltı yüzyıl sürecek olan dayanışma ve höşgörü toplumunun çekirdeğini oluşturmaktadır.
KAYNAKLAR
BOZDAG, İsmet, Kemal Tahir'in Sohbetleri, Emre Yayınlan, İstanbul, 2006.
DURAN, Prof. Dr. Bünyamin, Şeyh Edebalı ve Çağımıza Mesajı, Bilecik
Valiliği Yayınlan, Bilecik.·
KAPLAN, Mehmet,Türk Edebiyatı Üzerine Araştırmalar 3, Dergah Yayınları,·
İstanbul, 2003.
KÖPRÜLÜ, Fuat,Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, Ankara, 1981.
ÖNAL, Ebu! Faruk ve Osman Doğan, Osmanlı 'nzn Manevi Önderlerinden Şeyh Edebalf ve Türbesi, Çamlıca Yayınları İstanbul, 2012.
PURGSTALL, Baron Joseph Von Hammer, Büyük Osmanlı Tarihi, İstanbul:
Üçdal Neşriyat, 2. basla, c.1.
REFİG, Halit, Gerçeğin Değişkenliği, Ufuk Yayınlan, İstanbul, 2000.
ŞAHİN, Kamil, Türkiye Diyanet Vakfi İslam Ansiklopedisi, "Edebali" maddesi, İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Araştırmaları Merkezi, 1994, c.10, s.393- 394.
TAHİR, Kemal, Devlet Ana, Bilgi Yayınevi,1. Basım 1967, Ankara.