• Sonuç bulunamadı

KURUMLAR VERGİSİ MATRAHININ TESPİTİ ve BEYANI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "KURUMLAR VERGİSİ MATRAHININ TESPİTİ ve BEYANI"

Copied!
20
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

raporu MAKALELER

sayı: 187 • ni san 2015

KURUMLAR VERGİSİ

MATRAHININ TESPİTİ ve BEYANI

DETERMINATION OF CORPORATE TAX BASE AND ITS DECLARATION

Onur G Ö K()

OZ

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun Vinci maddesinde, kurumlar vergisinin konusunu, Kanu­

nun Vinci maddesinde sayılan kurumlarca elde edilen kurum kazancının oluşturduğu ifade edilmiştir.

Kanunun 14'üncü maddesinde de kurumlar vergisinin, mükellefin veya vergi sorumlusunun beyanı üzerine tarh olunacağı hüküm altına alınmıştır. Mükellefler tarafından verilen beyannameler, ilgili bulunduğu hesap döneminin sonuçlarını içerecek şekilde, hesap döneminin kapandığı ayı izleyen dördüncü ayın birinci gününden yirmi beşinci günü akşamına mükellefin bağlı olduğu vergi dairesine verilecektir. Bu çalışmamızda kurumlar vergisi matrahının tespiti ve beyanına ilişkin yukarıda yer ve­

rilen hususlar konuya ilişkin kapsamlı bir örnek üzerinden ele alınmıştır.

Anahtar Kelimeler: Beyan, kurum kazancı, gelirin toplanması

ABSTRACT

According to Article 1 of Corporate Tax Law, no. 5520, income of corporates mentioned in the same Article is subject to corporate taxation. On the other hand, according to Article 14 of the same law, corporate tax is computed upon taxpayers' or liable persons' declaration. Tax returns must be submitted to tax offices where taxpayer or liable person is registered, between the first day and twentieth day of the fourth month of the fiscal year until 5:00 pm, including all results of the related accounting period. This article tries to explain the determination and declaration of corporate tax base through a comprehensive example.

Keywords: Declaration, corporate income, gathering of income elements

(,) Vergi Müfettişi

(2)

1- GİRİŞ

Bilineceği üzere Türk Vergi Sisteminde beyan esası geçerlidir. Mükellefler muhtelif kaynaklardan elde ettikleri kazanç ve iratları bir araya getirmek suretiyle tespit edilen gelirlerini bağlı bulundukları vergi dairesine beyan etmekte ve beyan edilen gelir üzerinden vergi dairesi tarafından tarh ve tahakkuk işlemleri gerçekleştirilmektedir.

Kurumlar Vergisi Kanununun 14'üncü maddesine göre; kurumlar vergisi, mükellefin veya vergi sorumlusunun beyanı üzerine tarh olunmaktadır. Mükellefler tarafından verilen beyannameler ilgili bulunduğu hesap döneminin sonuçlarını içerecek şekilde hesap döneminin kapandığı ayı izleyen dördüncü ayın birinci gününden yirmi beşinci günü akşamına mükellefin bağlı olduğu vergi dairesine verilecektir. Yine mezkur madde uyarınca her mükellef vergiye tâbi kazancının tamamı için bir be­

yanname verecektir. Ancak, tüzel kişiliği bulunmayan iktisadî kamu kuruluşları ile dernek ve vakıflara ait iktisadî işletmelerden her biri için, bunların bağlı olduğu kamu tüzel kişileri ile dernek ve vakıflar tarafından ayrı beyanname verilir.

2- KURUMLAR VERGİSİ MATRAHININ TESPİTİ ve BEYANINA İLİŞKİN ÖRNEK

İstanbul Büyük Mükellefler Vergi Dairesinin 111 222 3344 vergi kimlik numaralı mükellefi AĞA- TORUNU İNŞAAT, MÜHENDİSLİK, MİMARLIK VE TAAHHÜT ANO NİM ŞİRKETİ (izleyen bölümde kısaca mükellef kurum olarak bahsedilecektir.) yurtiçi ve yurtdışında inşaat, onarım, montaj işleri ve teknik hizmetler faaliyetinde bulunmaktadır. Mükellef kurumun kanuni merkezi Maslak/İstanbul'dadır.

Mükellef kurumun 2014 hesap dönemine ilişkin işlemleri aşağıdaki gibidir.

1- Mükellef kurumun ticari bilanço karı 425.000.000 TL'dir.

2- Mükellef kuruma yıllara yaygın inşaat ve onarım işi kapsamında gerçekleştirmekte olduğu baraj inşaatı dolayısıyla DSİ Genel Müdürlüğü Barajlar ve HES Dairesi Başkanlığı tarafından 25.02.2014 tarihinde net 11.640.000 TL hakediş ödemesi yapılmıştır.(Baraj inşaatı devam et­

mekte olup planlanan bitiş tarihi Aralık/2020'dir.) Mükellef kurum kendisine ödenen bu tutarın 5.000.000 TL kısmını Türkiye Halk Bankası Maslak şubesinde bulunan vadeli mevduat hesabı­

na 1 yıl vadeli olarak 01.03.2014 tarihinde yatırmıştır. Vade sonunda tahsil edilecek faiz geliri 750.000 TL'dir. Bankalar tarafından vadeli mevduat hesaplarından elde edilen faiz gelirleri üze­

rinden yapılan tevkifat oranı yüzde 15'tir. Mükellef kurum hakediş ödemesi ile dönem sonunda tahakkuk eden faiz gelirini genel sonuç hesaplarına intikal ettirmemiştir.

3- Mükellef kurum İstanbul trafiğinde geçen zaman kaybını önlemek amacıyla Şubat/2014 tarihin­

de 10.000.000 TL bedel ile 2010 model Agusta A109E Power model bir helikopter satın almış ve aktifine kaydetmiştir. Mükellef kurum aktifine kaydettiği bu helikopter için ayırdığı amor­

tisman ile 100.000 TL motorlu taşıtlar vergisini gider hesaplarına intikal ettirmiştir. (Mükellef kurum normal amortisman yöntemini kullanmakta olup, 333 seri numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde uçak ve helikopter için faydalı ömür 10 yıl olarak belirlenmiştir.)

4- Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından düzenlenecek olan ihaleye girmemesi için aynı sektör­

de faaliyet gösteren TAŞDUVAR YAPI İNŞAAT A.Ş.'ye 1.000.000 TL tutarında ödeme yapılmış ve söz konusu tutar gider hesaplarına intikal ettirilmiştir.

5- Mükellef kurum Ege Serbest Bölgesinde faaliyet gösteren, kanuni ve iş merkezi Türkiye'de bu­

lunan EXPORT A.Ş.'nin hisselerinin yüzde 5'ine sahiptir. EXPORT A.Ş. 2013 hesap döneminde elde ettiği karın tamamını ortaklarına dağıtma kararı almış olup, söz konusu kardan mükellef

(3)

raporu MAKALELER

sayı: 187 • ni san 2015

kurumun hissesine isabet eden tutar 1.000.000 TL'dir. Bu tutar 15.05.2014 tarihinde mükellef kurumun banka hesabına yatırılmıştır.

6- Mükellef kurumun İstanbul'da Anadolu ve Avrupa yakasında olmak üzere iki ayrı idari binası bulunmaktadır. Anadolu yakasında bulunan ve 05.05.1999 tarihinde 15.000.000 TL bedel ile ik­

tisap edilen ve aktife kaydedilen binanın şirketin ihtiyaçlarını karşılamada yeterli olmadığı gerek­

çesiyle satılmasına karar verilmiştir. Söz konusu bina satılarak bağlı değerlerin ekonomik faali­

yetlerde daha etkin kullanılması amaçlanmaktadır. Satış işlemi 01.05.2014 tarihinde 20.000.000

$ bedel karşılığında gerçekleştirilmiştir. Satış işlemine ilişkin ödeme planı ise şu şekildedir:

Ödeme Tarihi Ödeme Tutarı($)

01.05.2014 5.000.000

01.05.2015 5.000.000

01.05.2016 5.000.000

01.05.2017 5.000.000

Satış işleminin gerçekleştiği tarihte kur 2,3 TL, 31.12.2014 tarihinde ise kur 2,5 TL'dir. Mükellef kurum satış tarihi itibariyle satış kazancının yüzde 75'ine tekabül eden kısmını pasifte özel bir fon he­

sabına almıştır. Ayrıca dönem sonunda kurdaki artış dolayısıyla ortaya çıkan farkın yüzde 75'lik kısmı da mükellef kurum tarafından bu satış işlemi ile ilgili olduğu gerekçesiyle fon hesabına eklenmiştir.

7- Mükellef kurum 02.02.2012 tarihinde İstanbul ilinde 15.000.000 TL peşin bedel ile bir ar­

sa satın almıştır. Söz konusu arsa aynı tarihte tapuda mükellef kurum adına tescil edilmiş ve 05.05.2012 tarihinde aktife kaydedilmiştir. 2012 yılında mükellef kurum tarafından söz konusu arsaya her birisi 10 katlı olmak üzere 50 bloktan oluşacak bir konut projesinin yapılması ka­

rarlaştırılmıştır. Projenin hayata geçirilmesi için gerekli başvurular yapılmış ancak arsaya yakın bir mesafede askeri havaalanı olması nedeniyle en fazla 3 kata izin verilmiştir. Bunun üzerine mükellef kurum konut projesinden vazgeçmiş ve arsayı satışa çıkarmıştır. Arsa 05.06.2014 tari­

hinde 12.000.000 TL bedel ile peşin olarak satılmıştır.

8- Mükellef kurumun gerçekleştirdiği yeni proje için yürüttüğü reklam kampanyası aynı sektörde faaliyet gösteren diğer firmalar tarafından rekabet kurallarını ihlal ettiği gerekçesi ile Rekabet Kurumu'na şikayet edilmiştir. Söz konusu şikâyeti inceleyen Rekabet Kurumu mükellef kuru­

mun yürüttüğü reklam kampanyasının rekabet kurallarını ihlal ettiği sonucuna varmış ve mükel­

lef kurumun 750.000 TL para cezası ödemesine hükmetmiştir. Mükellef kurum bu tutarı 2014 hesap dönemi içerisinde ödemiş ve gider hesaplarına intikal ettirmiştir.

9- Mükellef kurum Almanya'da 2 adet alışveriş merkezinin yapım işini üstlenmiştir. Söz konusu yapım işleri 10.01.2014 tarihi itibariyle başlamış ve 11.11.2014 tarihi itibariyle sona ermiştir.

Söz konusu yapım işi karşılığında mükellef kurum 10.000.000 Euro kazanç elde etmiştir. Bu tutar Türkiye'ye getirilmemiş ancak 15.11.2014 tarihi itibariyle genel sonuç hesaplarına intikal ettirilmiştir. Söz konusu kazanç dolayısıyla ilgili ülkede 1.500.000 Euro vergi tahakkuk etmiş ve ödenmiştir.(Kazancın genel sonuç hesaplarına intikal ettirildiği tarihte 1 Euro=2,2 TL'dir.) 10- Mükellef kurum Beşiktaş Futbol Kulübünün sponsorlarından olup, 2014 yılında gerçekleştirdi­

ği sponsorluk kapsamındaki harcama tutarı 3.000.000 TL'dir. Bu tutar mükellef kurum tarafın­

dan gider hesaplarına intikal ettirilmiştir.

(4)

11- Mükellef kurum, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü­

nün m illi sınırlarımız dışında kalan korunması gerekli taşınmaz kültür varlıklarının bakım ve onarımlarını sağlayıcı tedbirleri almak üzere yürüttüğü çalışmalar çerçevesinde "Moğolistan Türk Eserlerinin Bakım ve Onarımı Göktürk Abideleri ve Khoso Tsaidam'da Bulunan Binanın Orhun Müzesi Haline Getirilmesi" projesini üstlenmiş ve bu çerçevede 2014 hesap dönemin­

de 750.000 TL harcamada bulunmuş ve gider hesaplarına intikal ettirmiştir.

12- Mükellef kurum Sağlık Bakanlığına bağışlanmak üzere idare tarafından temin edilen arsa üze­

rine 300 yatak kapasiteli hastane inşaatı işine 2013 hesap döneminde başlamıştır. Bu inşaat ile ilgili olarak 2014 hesap döneminde 500.000 TL harcamada bulunmuş ve bu tutarı gider he­

saplarına intikal ettirmiştir. Sağlık Bakanlığı ile yapılan protokol gereğince söz konusu hastane inşaatı 2017 yılında tamamlanarak Sağlık Bakanlığına teslim edilecektir.

13- Mükellef kurum 2013 hesap döneminde 300.000 TL kıdem tazminatı karşılığı ayırmış ve bu tutarı 2013 hesap döneminde kurum kazancının tespitinde kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate almıştır. Mükellef kurum kıdem tazminatı karşılığı olarak ayrılan bu tutarın ta­

mamını 2014 hesap döneminde işten ayrılan personellerine ödemiştir.

14- Mükellef kurum 2012 ve 2013 hesap dönemlerinde tahakkuk eden ve aşağıdaki tabloda tutar­

ları belirtilen sigorta primlerini Sosyal Güvenlik Kurumuna ödememiştir. İlgili yıllarda tahak­

kuk eden bu primler ile bunlara ait gecikme zamlarının ödenmesi için Halk Bankası Maslak Şubesi'nden 03.03.2014 tarihinde 6 ay vadeli 1.000.000 TL tutarlı kredi kullanmıştır. Söz ko­

nusu krediye ilişkin ödenecek faiz 50.000 TL'dir. Mükellef kurum bankadan kullanmış olduğu kredi ile aşağıdaki tabloda belirtilen tutarların hepsini ödemiş olup, bu tutarlar ile kredi faizini kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate almıştır.

Dönemi Tahakkuk Eden Tutar (TL) Gecikme Zammı (TL)

2012 400.000 100.000

2013 450.000 50.000

Toplam 850.000 150.000

15- Yönetim Kurulu 15.03.2014 tarih ve 24 sayılı karar ile şirket sermayesinin 100.000.000 TL'den 125.000.000 TL'ye çıkarılmasına ve hisse senetlerinin %50 primli olarak Halk Bankası aracı­

lığıyla ihraç edilmesine karar vermiştir. İhraç işlemleri tamamlanmış olup mükellef kurum bu işlemi aşağıdaki şekilde muhasebeleştirmiştir.

501 ÖDENMEMİŞ SERMAYE 500 SERMAYE

25.000.000

25.000.000

102 BANKALAR 37.500.000

501 ÖDENMİŞ SERMAYE 25.000.000

520 HİSSE SENEDİ İHRAÇ PRİMLERİ 12.500.000

(5)

raporu MAKALELER

sayı: 187 • ni san 2015

16- Mükellef kurumun 2011 ve 2012 hesap dönemine ait defter ve belgeleri üzerinde Vergi Müfet­

tişi Bumin Kağan Göktürk tarafından yapılan inceleme neticesinde yurt dışında mukim ortaktan kullanılan kredilere ilişkin düzenlenen kredi sözleşmesinde yer alan bedel üzerinden damga vergisi hesaplanmadığı ve bazı satışların kayıt ve beyan dışı bırakıldığı tespit edilmiştir. Yapılan inceleme neticesinde 05.05.2014 tarihli Vergi İnceleme Tutanağı mükellef kurum temsilcileri nezdinde düzenlenmiş ve mükellef kurum temsilcileri tarhiyat öncesi uzlaşma talep etmiştir.

07/07/2014 tarihinde aşağıdaki tabloda belirtilen tutarlar üzerinde uzlaşma vaki olmuştur. Mü­

kellef kurum üzerinde uzlaşılan vergi ve cezaları 25.07.2014 tarihinde ödemiş ve 2014 hesap dönemi hesaplarına gider olarak intikal ettirmiştir.

Verginin Nevi Vergi Aslı Vergi Zıyaı Cezası

Kurumlar Vergisi 750.000 250.000

Damga Vergisi 1.500.000 500.000

17- Şirketin İstanbul'da devam eden gökdelen projesinin inşaatı esnasında asansör kazası yaşan­

mış ve bu kaza neticesinde 3 işçi hayatını kaybetmiştir. Hayatını kaybeden işçilerin yakınları mükellef kurum hakkında davacı olmuşturlar. Mahkeme Teknik Bilirkişi atamış ve bilirkişi yap­

tığı incelemeler sonucunda düzenlediği raporunda mükellef kurumun %50 kusurlu olduğunu ifade etmiştir. Bunun üzerine İş Mahkemesi bu orana tekabül etmek üzere mükellef kurumun hayatını kaybeden işçilerin ailelerine toplam 3.000.000 TL tazminat ödemesine hükmetmiştir.

Mükellef kurum bu tazminatları 15.09.2014 tarihinde ödemiş ve kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate almıştır.

18- Mükellef kurum 2014 hesap dönemi karından 12.000.000 TL girişim sermayesi fonu ayrılması­

na karar vermiş ve bu tutarı 02.02.2015 tarihinde pasifte fon hesabına kaydetmiştir. (Mükellef kurumun öz sermayesi 75.000.000 TL olup, önceki yıllarda girişim sermayesi olarak ayrılan tutar 12.000.000 TL'dir.)

19- Mükellef kurumun, Gelir Vergisi Kanununun mülga 19'uncu maddesi kapsamına giren yatırımı nedeniyle 2014 yılına devreden yatırım indiriminin endekslenmiş tutarı 5.000.000 TL'dir.

20- Mükellef kurumun 2013 hesap döneminden devreden geçmiş yıl zararı 27.000.000 TL'dir.

21- Yıl içerisinde kesinti suretiyle ödenen vergiler toplamı 15.000.000 TL'dir. Ayrıca 2014 hesap döneminde 45.000.000 TL geçici vergi ödenmiştir.

ÇÖZÜM:

1- Mükellefiyete İlişkin Tespitler

Kurumlar vergisinin konusu, Kanunun 1'inci maddesinde sayılan kurumlarca elde edilen kurum kazancıdır. Buna göre, sermaye şirketleri, kooperatifler, iktisadi kamu kuruluşları, dernek veya vakıf­

lara ait iktisadi işletmeler ile iş ortaklıklarının kazançları kurumlar vergisine tabidir ve kurum kazancı, gelir vergisinin konusuna giren gelir unsurlarından oluşmaktadır.

Kurumlar vergisi mükelleflerinin büyük çoğunluğunu, ortakların koydukları sermaye ile sınırlı so­

rumlulukları bulunan sermaye şirketleri oluşturmakta olup 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümle­

(6)

rine göre kurulmuş olan ve bir sermaye şirketi olan anonim şirketlerin kazancının tamamı kurumlar vergisine tabidir.

Kanunun 1'inci maddesinde sayılan kurumlar, kanuni veya iş merkezlerinin Türkiye'de bulunup bulunmadığına göre tam mükellefiyet veya dar mükellefiyet esasında vergilendirilecektir.

Bu çerçevede kanuni merkezi İstanbul'da bulunan AĞATORUNU İNŞAAT, MÜHENDİSLİK, M İ­

MARLIK VE TAAHHÜT ANO NİM ŞİRKETİ tam mükellefiyet esasında vergilendirilecek ve gerek Türkiye içinde gerekse Türkiye dışında elde ettiği kazançların tamamı kurumlar vergisine tabi olacaktır.

2- a) Birden Fazla Takvim Yılına Sirayet Eden İnşaat ve Onarma İşlerinden Elde Edilen Hakedişler ile Bu Hakedişler Üzerinden Yapılan Tevkifatlar

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 42'nci maddesinin birinci fıkrasında, birden fazla takvim yı­

lına sirayet eden inşaat (dekapaj işleri de inşaat işi sayılır) ve onarma işlerinde kar veya zararın işin bittiği yıl kati olarak tespit edileceği ve tamamının o yılın geliri sayılarak, mezkur yıl beyannamesinde gösterileceği; 44'üncü maddesinde ise inşaat ve onarma işlerinde geçici ve kesin kabul usulüne tabi olan hallerde geçici kabulün yapıldığını gösteren tutanağın idarece onaylandığı tarihin, diğer hallerde işin fiilen tamamlandığı veya fiilen bırakıldığı tarihin işin bitim tarihi olarak kabul edileceği hükme bağlanmıştır.

Bir işin Gelir Vergisi Kanununun 42'nci maddesi kapsamında değerlendirilebilmesi için;

- Faaliyet konusunun inşaat ve onarma işi olması,

- İnşaat ve onarma işinin birden fazla takvim yılına sirayet etmesi,

- İnşaat ve onarma işinin taahhüde bağlı olarak yapılması şartlarının bir arada aranılması gerek­

mektedir.

Öte yandan, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 15'inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, Gelir Vergisi Kanunu'nda belirtilen esaslara göre birden fazla takvim yılına yaygın inşaat ve onarım işleri ile uğraşan kurumlara bu işleri ile ilgili olarak yapılan hak ediş ödemeleri üzerinden kurumlar vergisi kesintisi yapılacağı hüküm altına alınmış olup söz konusu kesinti oranı 2009/14594 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile %3 olarak belirlenmiştir.

Gelir Vergisi Kanununun yukarıda yer verilen hükümleri çerçevesinde mükellef kurum tarafından birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat ve onarma işi dolayısıyla hak kazanılan brüt 12.000.000 TL(11.640.000/0,97) hakediş ödemesi, işin bittiği yılın geliri sayılarak tamamı mezkur yıl beyannamesi ile beyan edilecektir. Bu nedenle mükellef kurumun bu hakediş ödemesini gelir hesaplarına intikal ettirmemesi doğrudur. Burada dikkat edilmesi gereken bir diğer hususta, söz konusu hakediş ödemesi üzerinden Kurumlar Vergisi Kanununun 15'inci maddesi gereğince tevkif edilen verginin işin bittiği yıl mahsup edileceğidir.

2-b) Hakediş Ödemelerinin Bankalarda Değerlendirilmesi Sonucu Elde Edilen Mevduat Faizleri Hakediş ödemesinin bankalarda değerlendirilmesi sonucunda elde edilen mevduat faizlerinin yıl­

lara sari inşaat işinden elde edilen gelirlerden ayrı değerlendirilmesi ve söz konusu inşaat işinin bitimi beklenilmeksizin, ilgili dönemler itibarıyla yıllık olarak vergilendirilmesi gerekmektedir. Halk Bankası Maslak Şubesinde yer alan vadeli mevduat hesabına yatırılan 5.000.000 TL'den elde edilecek faiz

(7)

raporu MAKALELER

sayı: 187 • ni san 2015

gelirinin 01.03.2014 - 31.12.2014 tarihleri arasına tekabül edecek kısmı, 31.12.2014 tarihi itibariyle tahakkuk edecek ve 2014 hesap döneminin geliri sayılacaktır. Bu nedenle mükellef tarafından genel sonuç hesaplarına intikal ettirilmeyen ve söz konusu döneme isabet eden 625.000 TL'nin 2014 hesap döneminin geliri sayılarak ilgili hesaplara intikal ettirilmesi gerekmektedir.

2- c) Mevduat Faizi Üzerinden Tevkif Edilen Vergilerin Mahsup Edileceği Dönem

Mükellef kurum tarafından bankaya açtırılan vadeli mevduat hesabı sonucu elde edilecek faiz ge­

lirinin 625.000 TL kısmı 2014 hesap dönemi, 125.000 TL tutarındaki kısmı ise 2015 hesap dönemine ilişkin kurum kazancının tespitinde dikkate alınacaktır.Vadeli mevduat hesabı üzerinden 31.12.2014 tarihi itibariyle tahakkuk edecek ve kurum kazancına ilave edilecek 625.000 TL üzerinden bu tarih itibariyle banka tarafından tevkifat yapılmayacaktır. Banka tarafından vade sonu itibariye 750.000 TL faiz bedelinin tamamı üzerinden %15 tevkifat yapılacaktır.

Dikkat edilecek olursa banka tarafından tevkifatın tamamı 2015 yılında yapılacak olsa da üzerin­

den tevkifat yapılan kazancın 625.000 TL kısmı 2014 hesap döneminin, 125.000 TL kısmı ise 2015 hesap döneminin kazancıdır. Bu durum tevkif edilen verginin hangi yılın kazancından mahsup edile­

ceği hususunu ortaya çıkarmaktadır.

1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin "34.8. Değerleme işlemlerinden doğan kazanca isabet eden vergi kesintilerinin mahsubu" başlıklı bölümü aşağıdaki gibidir:

"Vadesi değerleme gününden sonra olan repo ve ters repo işlemleri ile vadeli mevduat hesaplarına ilişkin olarak, değerleme gününe kadar tahakkuk eden ve kurum kazancının tespitinde gelir olarak dikkate alınan faiz tutarları üzerinden, ilgili dönem beyannamesinin verilmesi gereken sürenin sonuna kadar kesinti suretiyle ödenmiş olan verginin, beyannameye dahil edilen gelire isabet eden kısmı he­

saplanan vergiden mahsup edilebilecektir."

Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, mükellef tarafından bankaya yatırılan paraya ilişkin vade 2014 hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarih olan 25.04.2015 tarihinden önce sona ereceğinden, 31.12.2014 tarihi itibariyle tahakkuk ettirilen ve 2014 hesap dönemi kazancına ilave edilen 625.000 TL 'ye tekabül eden 93.750 TL vergi (625.000x0,15) Ku­

rumlar Vergisi Kanununun 34'üncü maddesi hükmü ile 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği'nde yapılan açıklamalar çerçevesinde hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilecektir.

3- Envantere Kayıtlı Helikopter İçin Ayrılan Amortismanlar

Kurumlar Vergisi Kanununun 6'ncı maddesinde, kurumlar vergisinin mükelleflerin bir hesap döne­

mi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitin­

de, Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

Gelir Vergisi Kanununun 40'ıncı maddesinin (7) numaralı bendinde ise Vergi Usul Kanunu hüküm­

lerine göre ayrılan amortismanların safi kurum kazancının tespitinde indirilecek gider olarak kabul edileceği hükme bağlanmıştır.

Aynı Kanunun "Kabul edilmeyen indirimler" başlıklı 11'inci maddesinin birinci fıkrasının (f) ben­

dinde ise kiralama yoluyla edinilen veya işletmede kayıtlı olan; yat, kotra, tekne, sürat teknesi gibi mo­

torlu deniz taşıtları ile uçak, helikopter gibi hava taşıtlarından işletmenin esas faaliyet konusu ile ilgili

(8)

olmayanların giderleri ve bu taşıtlara ilişkin amortismanların safi kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılamayacağı hükmüne yer verilmiştir.

Öte yandan, 197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun 14'üncü maddesinde "Bu Kanuna bağlı (I) ve (IV) sayılı tarifelerde yer alan taşıtlardan (Ticari maksatla kullanılan uçak ve helikopterler ile taşıt kiralama faaliyeti ile uğraşan işletmelerin bu amaçla kiraya verdikleri taşıtlar hariç) alınan vergi ve cezalar ile gecikme zamları Gelir ve Kurumlar Vergisi matrahlarının tespitinde gider olarak kabul edilmez." hükmü bulunmaktadır.

Bu hüküm ve açıklamalara göre; yurtiçi ve yurtdışında inşaat, onarım, montaj işleri ve teknik hiz­

metler faaliyeti ile uğraşan mükellef kurumun satın alarak aktifine kaydettiği uçak için hesap dönemi sonu itibariyle hesapladığı ve genel sonuç hesaplarına intikal ettirdiği 1.000.000 TL (10.000.000 x 0,10) amortisman tutarı ile söz konusu hava taşıtı için ödediği 100.000 TL motorlu taşıtlar vergisinin kurum kazancının tespitinde gider olarak indirilmesi mümkün değildir. Bu nedenle toplam 1.100.000 TL tutarın kanunen kabul edilmeyen gider olarak kurum kazancına ilave edilmesi gerekmektedir.

4- Rakip Firmaya İhaleye Katılmaması İçin Ödenen Bedeller

3 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinde; kanunen yasaklanmış fiiller nedeniyle katlanılan giderlerin ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili giderler niteliğinde olmadığı bu nedenle de bu giderlerin gelir ve kurum kazancından indirilmesinin mümkün olmadığı ifade edilmiş­

tir. Danıştay tarafından muhtelif zamanlarda verilen kararlarda da gayrimeşru nitelikteki ödemelerin gider olarak dikkate alınamayacağı belirtilmiştir.1

5237 sayılı Türk Ceza Kanununun İhaleye Fesat Karıştırma Başlıklı 235'inci maddesinde ; "Kamu ku­

rum veya kuruluşları adına yapılan mal veya hizmet alım veya satımlarına ya da kiralamalara ilişkin iha­

leler ile yapım ihalelerine fesat karıştıran kişi, beş yıldan on iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır"

denilmiş ve aynı maddenin 2'nci fıkrasında, cebir veya tehdit kullanmak suretiyle ya da hukuka aykırı diğer davranışlarla, ihaleye katılma yeterliğine veya koşullarına sahip olan kişilerin ihaleye, ihale süre­

cindeki işlemlere katılmalarını engellemenin ihaleye fesat karıştırma sayılacağı hüküm altına alınmıştır.

3 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinde yer alan açıklamalar ve Danıştay kararları çerçeve­

sinde mükellef kurumun TAŞDUVAR YAPI İNŞAAT A.Ş.'ye ihaleye katılmaması karşılığında ödediği bedelin kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün değildir.

5- İştirak Kazançları İstisnası

Kurumlar Vergisi Kanununun 5'inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde iştirak kazançları istisnası düzenlenmiştir. Buna göre kurumların;

1) Tam mükellefiyete tabi başka bir kurumun sermayesine katılımlarından elde ettikleri kazançlar, 2) Tam mükellefiyete tabi başka bir kurumun kârına katılma imkanı veren kurucu senetleri ile di­

ğer intifa senetlerinden elde ettikleri kâr payları,

3) Tam mükellefiyete tabi girişim sermayesi yatırım fonu katılma payları ile girişim sermayesi ya­

tırım ortaklıklarının hisse senetlerinden elde ettikleri kâr payları kurumlar vergisinden istisna edilmiştir.

1 Danıştay 4. Daire , 10.02.1970 tarih , Esas No:1968/4311, Karar No:1970/718 Danıştay 13. Daire, 13.11.1979 tarih, Esas No:1979/1084,Karar No:1979/3424

(9)

raporu______________ MAKALELER_________

Bu maddedeki düzenleme, yalnızca tam mükellefiyete tabi kurumların sermayelerine iştirak edil­

mesi suretiyle kurumlarca elde edilen kâr paylarını kapsamaktadır. Kâr payını alan kurumun tam veya dar mükellefiyete tabi olmasının istisnanın uygulanmasında bir önemi bulunmamaktadır.

Tam mükellef bir kurumdan elde edilen iştirak kazancının, bu kurumda genel vergi rejimi uyarınca vergilenmiş veya kurumlar vergisinden istisna edilmiş kazançlardan oluşması veya kâr dağıtımına bağlı vergi kesintisinin kapsamı dışında bırakılmış veya düşük oranda vergi kesintisi yapılmış olması, istisna uygulamasına engel teşkil etmeyecektir.

İştirak kazançları istisnası uygulaması açısından, kurumlar vergisi mükelleflerinin iştirak ettikleri tam mükellef kuruma hangi oranda iştirak ettiklerinin bir önemi de bulunmamaktadır. İştirak oranına bakılmaksızın tam mükellef kurumlardan elde edilen kâr paylarının tamamı kurumlar vergisinden is­

tisna edilecektir. Ayrıca, kâr payını elde eden kurumun tam mükellef kuruma belli bir süre iştirak etme şartı da aranılmamaktadır.

Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde; mükellef kurumun Ege Serbest Bölgesi'nde faaliyet gösteren, kanuni ve iş merkezi Türkiye'de bulunan EXPORT A.Ş.'nin sermayesine iştirak etmesi do­

layısıyla elde ettiği 1.000.000 TL, Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 5/1(a) hükmü gereğince kurumlar vergisinden istisna edilmiştir.

6- Taşınmaz Satış Kazancı

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun istisnaları düzenleyen 5'inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde, kurumların en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançların %75'lik kısmının kurumlar vergisinden müstesna olduğu, bu istisnanın satışın yapıldığı dönemde uygulanacağı ve satış kazancının istisnadan yararlanan kısmının satışın yapıldığı yılı izleyen beşinci yılın sonuna kadar pasifte özel bir fon hesabında tutulmasının ve satış bedelinin satışın ya­

pıldığı yılı izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar tahsil edilmesinin şart olduğu, bu sürede tahsil edilmeyen satış bedeline isabet eden istisna nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergilerin ziyaa uğramış sayılacağı, aynı şekilde istisna edilen kazançtan beş yıl içinde sermayeye ilave dışında herhangi bir şekilde başka bir hesaba nakledilen veya işletmeden çekilen kısmına uygulanan istisna dolayısıyla zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergilerin de ziyaa uğramış sayılacağı, menkul kıymet veya taşınmaz ticareti ve kiralanmasıyla uğraşan kurumların bu amaçla ellerinde bulundurdukları değerlerin satışından elde ettikleri kazançların istisna kapsamı dışında olduğu hükme bağlanmıştır.

Diğer taraftan, 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin "5.62.3.4. Menkul kıymet veya ta­

şınmaz ticareti ile uğraşılmaması " başlıklı bölümünde; menkul kıymet ve taşınmaz ticareti ve kiralan­

masıyla uğraşan kurumların bu amaçla ellerinde bulundurdukları istisna kapsamındaki değerlerin sa­

tışından elde ettikleri kazançların istisna kapsamı dışında kaldığı, istisna uygulamasının esas itibarıyla bütün kurumlar için geçerli olduğu, ancak, faaliyet konusu menkul kıymet veya taşınmaz ticareti veya kiralanması olan kurumların bu amaçla iktisap ettikleri ve ellerinde tuttukları kıymetlerin satışından elde ettikleri kazançlar için istisnadan yararlanmalarının mümkün olmadığı belirtilmiştir.

Ancak, taşınmaz ticareti ile uğraşan mükelleflerin faaliyetlerinin yürütülmesine tahsis ettikleri taşınmazların satışından elde ettikleri kazançlara istisna uygulanabilecek; taşınmaz ticaretine konu

(10)

edilen veya kiralama ya da başka surette değerlendirilen taşınmazların satış kazancı ise istisnaya konu edilmeyecektir.

Yapılan bu açıklamalar çerçevesinde mükellef kurum tarafından satışı gerçekleştirilen bina idari işlerde kullanılan, taşınmaz ticaretine konu edilmeyen bir gayrimenkul olduğundan kanunda belirtilen diğer şartlarında sağlanması halinde istisnadan yararlanabilecektir.

Ancak mükellef kurum tarafından satış hasılatının tamamı satışın yapıldığı yılı izleyen ikinci yılın so­

nuna kadar tahsil edilemeyeceğinden dolayı satış kazancının yüzde 75'ine tekabül eden kısmın tama­

mı için istisnadan faydalanılamayacaktır. Tahsil edilemeyen tutarın toplam hasılat içerisindeki payının, toplam istisna tutarına tekabül eden kısmı için istisna uygulamasından yararlanılması mümkün değildir.

1 Satış bedeli

(2,3 x 20.000.000 $) 46.000.000

2 İktisap Bedeli 15.000.000

3 Kazanç

(2 - 1) 31.000.000

4 İstisnadan Yararlanabilecek Toplam Tutar

(3x 0,75) 23.250.000

5 Satışın yapıldığı ikinci yılın sonuna kadar tahsil edilemeyen kısım (2,3 x 5.000.000 $)

11.500.000

6 Tahsil edilemeyen tutarın satış hasılatı içerisindeki oranı

(5/1) 0,25

7 İstisnadan Yararlanamayacak Tutar

(4 x 6) 5.812.500

8 Mükellefin İstisnadan Yararlanabileceği Toplam Tutar

(4 - 7) 17.437.500

Soruda belirtildiği üzere mükellef kurum satış tarihi itibariyle satış kazancının yüzde 75'ine tekabül eden kısmı fon hesabına almış ve bu tutar satışın yapıldığı dönemin genel sonuç hesaplarına intikal ettirilmemiştir. Bu nedenle öncelikle mükellef kurum tarafından fon hesabına alınan 23.250.000 TL'nin dönem karına eklenmesi gerekmektedir. Daha sonra bu tutarın tamamı değil yukarıdaki tabloda da be­

lirtildiği üzere istisnadan yararlanabileceği 17.437.500 TL'nin beyanname üzerinde indirim konusu ya­

pılması ve satışın yapıldığı yılı izleyen hesap döneminin başından itibaren kazancın beyan edildiği dö­

neme ait kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği tarihe kadar fon hesabına alınması gerekmektedir.

Konuya ilişkin özellikli bir diğer hususta satış tarihinden sonra ortaya çıkan kur farklarının istisna­

dan yararlanıp yararlanamayacağı hususudur. Bu konuya ilişkin açıklamalara 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinde yer verilmiştir. Buna göre satış kazancı, satış işlemi ile birlikte oluşacağın­

dan istisna, satışın yapıldığı dönemde uygulanacaktır. İstisna kapsamındaki değerlerin satışından kay­

naklanan alacaklar için alınan faiz, komisyon ve benzeri gelirler, istisna kazancın tespitinde dikkate

(11)

raporu______________ MAKALELER_________

alınmayacaktır. Aynı şekilde, satış bedelinin döviz cinsinden belirlenmesi durumunda ortaya çıkan kur farklarının da istisna kazancın tespitinde dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır. Döviz üze­

rinden veya vadeli olarak gerçekleşen satışlarda, yabancı paraların ya da alacakların değerlemesinden kaynaklanan unsurlar vergi matrahının tespitinde gelir veya gider unsuru olarak dikkate alınacaktır.

Konuya ilişkin tebliğde yapılan belirlemeler nettir.Bu nedenle mükellef kurum tarafından dönem so­

nunda yabancı para cinsinden mevcutların ve alacakların değerlenmesi sonucu ortaya çıkan kur fark­

larının istisna uygulamasından yararlanması mümkün olmadığından, fon hesabına alınan 3.000.000 TL [ (2,5-2,3) x 20.000.000 x 0,75] tutarın bu hesaptan çıkarılarak kurum kazancına ilave edilmesi gerekmektedir.

7- Taşınmaz Satış Zararı

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 5/1(e) maddesine ilişkin düzenlemelere "6" numaralı baş­

lıkta değinmiştik. Mezkur kanunun 5'inci maddesinin 3'üncü fıkrasında da iştirak hisseleri alımıyla ilgili finansman giderleri hariç olmak üzere, kurumların kurumlar vergisinden istisna edilen kazanç­

larına ilişkin giderlerinin veya istisna kapsamındaki faaliyetlerinden doğan zararlarının, istisna dışı kurum kazancından indirilmesinin kabul edilmeyeceği hüküm altına alınmıştır.

02.02.2012 tarihinde 15.000.000 TL peşin bedel ile satın alınan ve 05.05.2012 tarihinde aktife kaydedilen arsa mükellefin faaliyetinin yürütülmesine tahsis ettiği bir taşınmaz değil, taşınmaz ticareti ve kiralanmasıyla uğraşan mükellef kurumun yine bu amaçla iktisap ettiği bir arsadır. Bu nedenle bu arsanın satışı dolayısıyla elde edilecek kazanç veya zararın Kurumlar Vergisi Kanununun 5'inci mad­

desinin 1'inci fıkrasının e bendi ve yine aynı maddenin 3'üncü fıkrası ile ilişkilendirilmemesi gerek­

mektedir. Dolayısıyla mükellef kurumun söz konusu arsayı elden çıkarması dolayısıyla ortaya çıkan 3.000.000 TL satış zararının kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınmasında hukuken bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

8- Rekabet Kurulu Tarafından Verilen Para Cezası

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun "Kabul edilmeyen indirimler" başlıklı 11'inci maddesinin 1'inci fıkrasının (d) bendinde; bu Kanuna göre hesaplanan kurumlar vergisi ile her türlü para cezaları, vergi cezaları, 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hüküm­

lerine göre ödenen cezalar, gecikme zamları ve faizler ile Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ödenen gecikme faizlerinin kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılamayacağı hüküm altına alınmıştır.

Bu çerçevede rekabet kurallarının ihlal edildiği gerekçesiyle Rekabet Kurulu tarafından verilen ve mükellef kurum tarafından da gider hesaplarına intikal ettirilen 750.000 TL para cezasının kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün değildir. Bu tutarın kanunen kabul edil­

meyen gider olarak kurum kazancına ilave edilmesi gerekmektedir.

9- Yurt Dışında Yapılan İnşaat, Onarım, Montaj İşleri ile Teknik Hizmetlerden Sağlanan Kazançlar 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 3'üncü maddesinde; "Kanunun 1'inci maddesinde sayılı kurumlardan kanuni veya iş merkezi Türkiye'de bulunanlar, gerek Türkiye içinde gerekse Türkiye dışın­

da elde ettikleri kazançların tamamı üzerinden vergilendirilirler." hükmü yer almaktadır.

(12)

Aynı Kanunun "İstisnalar" başlıklı 5'inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendinde, yurt dışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanarak Türkiye'de genel sonuç hesap­

larına intikal ettirilen kazançların kurumlar vergisinden müstesna olduğu hükme bağlanmıştır.

Konu ile ilgili olarak yayımlanan, 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin "Yurt Dışında Yapılan İnşaat, Onarım, Montaj İşleri İle Teknik Hizmetlerden Sağlanan Kazançlarda İstisna" başlıklı 5.9'uncu bölümünde;

"Kurumlar Vergisi Kanununun 5'inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi ile yurt dışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanarak Türkiye'de genel sonuç hesaplarına aktarılan kazançlar, herhangi bir koşula bağlanmaksızın kurumlar vergisinden istisna edilmiştir.

Benzer şekilde, anılan fıkranın (h) bendi ile de yurt dışında bulunan işyerleri veya daimi temsilcileri aracılığıyla yapılan ve yurt dışında vergilendirilen inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanan kazançların (vergi yükü oranına bakılmaksızın), ayrıca yurt içinde de vergilendirilmesinin önüne geçilmesi amacıyla bu kazançlar kurumlar vergisinden istisna edilmiştir

Bu istisnanın uygulanması açısından, yurt dışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanan kazançların Türkiye'ye getirilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır. Söz konusu kazançların Türkiye'de genel sonuç hesaplarına intikal ettirilmesi istisnadan yararlanılması için yeter- lidir." açıklamalarına yer verilmiştir.

Bu itibarla, mükellef kurum tarafından Almanya'da yapılmakta olan alışveriş merkezi inşaatı dola­

yısıyla elde edilen ve Türkiye'de genel netice hesaplarına intikal ettirilen 22.000.000 TL (10.000.000 Euro x 2,2,) kazanç Kurumlar Vergisi Kanununun 5'inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendine göre kurumlar vergisinden istisna edilmiştir.

Kurumlar Vergisi Kanununun 33'üncü maddesine göre , yurt dışında elde edilip de Türkiye'de ver­

gilendirilecek kazançlar için daha önce mahallinde ödenen vergiler, Türkiye'de bu kazançlar nedeniy­

le hesaplanacak kurumlar vergisinden mahsup edilecektir. Ancak yurt dışında elde edilen kazançların kurumlar vergisinden istisna edilmiş olması halinde, bu kazançlar üzerinden yurt dışında ödenen vergilerin yurt içinde hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilmesi mümkün değildir.

10- Sponsorluk Harcamaları

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 10'uncu maddesine göre; 3289 sayılı Gençlik ve Spor Ge­

nel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile 3813 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun kapsamında yapılan sponsorluk harcamalarının; sözü edilen kanunlar uyarınca tespit edilen amatör spor dalları için tamamı, profesyonel spor dalları için %50'si kurumlar vergisi matrahının tespitinde, beyan edilen kurum kazancından indirilebilecektir.

Sponsorluk harcamaları, ticari kazancın elde edilmesi ile doğrudan ilişkili olmayan veya ilişkisi öl- çülemeyen, sosyal amacı öne çıkan harcamalar olup ticari kazancın elde edilmesi ile doğrudan ilişkili olan reklam harcamalarından farklılık arz etmektedir. Bu nedenle hesap dönemi içerisinde sponsorluk kapsamında gerçekleştirilen harcamalar kurum kazancının tespitinde kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınmakta ve yapılan bu harcamalar kazancın yeterli olması halinde beyanname üze­

rinden indirim konusu yapılmaktadır.

Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, mükellef kurum tarafından sponsorluk sözleşmesi çer­

çevesinde gerçekleştirilen ve gider hesaplarına intikal ettirilen 3.000.000 TL'nin kurum kazancının

(13)

raporu______________ MAKALELER_________

tespitinde kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınması ve mükellef kurum tarafından veri­

lecek beyannamede kazancın yeterli olması halinde indirim konusu yapılması gerekmektedir. Burada dikkat edilmesi gereken diğer önemli husus , futbolun profesyonel spor dalı sayılması hasebiyle mü­

kellef kurum tarafından yapılan harcamanın tamamının değil sadece yarısının indirim olarak dikkate alınabileceğidir.

11- Yurtdışında Yapılan Restorasyon Çalışmaları

Genel ve özel bütçeli kamu idareleri, il özel idareleri, belediyeler ve köyler, Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflar ve kamu yararına çalışan dernekler ile bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetinde bulunan kurum ve kuruluşlar tarafından yapılan veya Kültür ve Turizm Bakanlığınca des­

teklenen ya da desteklenmesi uygun görülen; 21/7/1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıkla­

rını Koruma Kanunu kapsamındaki taşınmaz kültür varlıklarının bakımı, onarımı, yaşatılması, rölöve, restorasyon, restitüsyon projeleri yapılması ve nakil işlerine ilişkin harcamalar ile makbuz karşılığı yapılan bağış ve yardımların %100'ü kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirilebilecektir.

Bu çerçevede yapılacak harcamalar kurumlar vergisi beyannamesinde ayrıca gösterilmek sure­

tiyle indirim konusu yapılabilecektir. Ancak mükellef kurum yaptığı harcamaları dönem kazancının tespitinde gider olarak dikkate almıştır. Bu nedenle öncelikle bu tutarın kurum kazancının tespitinde kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınması ve kurumlar vergisi beyannamesinde ayrıca gösterilerek, kazancın yeterli olması halinde indirim konusu yapılması gerekmektedir.

12- Sağlık Bakanlığına Bağışlanmak Üzeri İnşa Edilen Hastane İçin Yapılan Harcamalar 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun "Diğer İndirimler" başlıklı 10'uncu maddesinde,

"(1) Kurumlar vergisi matrahının tespitinde; kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösteril­

mek şartıyla, kurum kazancından sırasıyla aşağıdaki indirimler yapılır:

c) Genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere, Bakanlar Ku­

rulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflara ve kamu yararına çalışan dernekler ile bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetinde bulunan kurum ve kuruluşlara makbuz karşılığında yapılan bağış ve yardımların toplamının o yıla ait kurum kazancının % 5'ine kadar olan kısmı.

ç) (c) bendinde sayılan kamu kurum ve kuruluşlarına bağışlanan okul, sağlık tesisi, 100 yatak (kal­

kınmada öncelikli yörelerde 50 yatak) kapasitesinden az olmamak kaydıyla öğrenci yurdu ile çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi ve bakım ve rehabilitasyon merkezi inşası dolayısıyla yapılan har­

camalar veya bu tesislerin inşası için bu kuruluşlara yapılan her türlü bağış ve yardımlar ile mevcut tesislerin faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için yapılan her türlü nakdi ve ayni bağış ve yardımların tamamı

(2) Bağış ve yardımların nakden yapılmaması halinde, bağışlanan veya yardımın konusunu oluş­

turan mal veya hakkın maliyet bedeli veya kayıtlı değeri, bu değer mevcut değilse Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre takdir komisyonlarınca tespit edilecek değeri esas alınır." hükmüne yer verilmiştir.

Konu ile ilgili olarak, 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin "10.3.2 Bağış ve yardım­

lar" başlıklı bölümünde ayrıntılı açıklamalarda bulunulmuştur. Tebliğin "10.3.2.2.4 Bağış ve Yardımla­

rın Belgelendirilmesi" başlıklı bölümünün son paragrafında "Kamu kurum ve kuruluşları ile imzalanan

(14)

protokol gereğince kamu arazisi üzerine okul yaptırılması halinde, söz konusu okul inşasına ilişkin olarak yapılan harcamalar, harcamanın yapıldığı yıla ilişkin kazancın tespitinde indirim konusu yapıla­

bilecektir." açıklamalarına yer verilmiştir.

Tebliğin "10.3.2.2.4" bölümünde yapılan açıklama kamu arazisi üzerine yaptırılan hastane inşasını da kapsamakta olup önemli olan husus inşa edilen tesisin kamu arazisi mi yoksa mükellefin kendi arazisi üzerine mi yapıldığıdır. Zira, mükellefler tarafından kendi arazileri üzerine inşa edilen tesisler için yapılan harcamalar, tesisin tamamlanıp ilgili kamu kurumuna teslim edildiği yılın kazancından indirilebilmektedir.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, mükellef kurumca idare tarafından temin edilen arsa üzerinde inşa edilerek Sağlık Bakanlığına bağışlanacak hastane binası inşaatı için yapılan harcamalar öncelikle kurum kazancının tespitinde kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınacaktır.Daha sonra bu harcamalar, yapıldığı yıla ilişkin kazancın tespitinde indirim konusu yapılabilecektir. Ancak, bağışın yapıldığı dönemde faaliyetinizin zararla sonuçlanmış olması veya kurum kazancınızın yetersiz olması durumunda indirilemeyen bağış tutarının daha sonraki yıllarda indirim konusu yapılması veya zarar olarak devretmesi mümkün değildir.

13- Kıdem Tazminatları

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 40'ıncı maddesinin 3'üncü bendinde, işle ilgili olmak şartıyla, mukavelenameye veya ilama veya kanun emrine istinaden ödenen zarar, ziyan ve tazminatların safi kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınabileceği hüküm altına alınmıştır. Hizmet erbabına işten ayrılmaları dolayısıyla ödenen kıdem tazminatlarının kurum kazancının tespitinde gider olarak dikka­

te alınmasının kanuni dayanağı da Gelir Vergisi Kanununun bu maddesidir.

Vergi uygulamaları bakımından kıdem tazminatları karşılığının kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün değildir. Çünkü başta 213 sayılı Vergi Usul Kanunu olmak vergi kanunlarımızda hangi durumlarda karşılık ayrılabileceği hüküm altına alınmıştır. Ancak vergi kanun­

larımızda kıdem tazminatlarına karşılık ayrılmasına müsaade eden bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle mükellef kurum tarafından önceki hesap döneminde ayrılan kıdem tazminatı karşılıklarının kazancın tespitinde kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınması doğrudur.

2014 hesap dönemi içerisinde işten ayrılan hizmet erbabına ödenen kıdem tazminatınım kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınmasında hukuken bir isabetsizlik yoktur. Burada dikkat edilmesi gereken husus, hizmet erbabına işten ayrılmaları dolayısıyla ödenen bu kıdem tazminat­

larının kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde diğer indirim ve istisnalar satırında indirim konusu yapılacağıdır.

14- Sosyal Güvenlik Kurumuna Ödenen Sigorta Primleri

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 40'ıncı maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendinde hizmetli ve işçilerin iş yerinde veya iş yerinin müştemilatında iaşe ve ibate giderleri, tedavi ve ilaç giderleri, sigorta primleri ve emekli aidatı (Bu primlerin ve aidatın istirdat edilmemek üzere Türkiye'de kain sigorta şirketlerine veya emekli ve yardım sandıklarına ödenmiş olması ve emekli ve yardım sandıklarının tüzel kişiliği haiz bulunmaları şartıyla), 27'nci maddede yazılı giyim giderlerinin safi kazancın tespitinde gider olarak indirilebileceği hükmü yer almaktadır.

(15)

raporu MAKALELER

sayı: 187 • ni san 2015

31.05.2006 tarih ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun "Prim Bel­

geleri ve Primlerin Ödenmesi" başlıklı ikinci bölümünde sigorta primlerinin ödenmesine ilişkin çeşitli hükümlere yer verilmiş olup, anılan bölümün "Primlerin ödenmesi" başlıklı 88'inci maddesinin on birinci fıkrasında, kuruma fiilen ödenmeyen prim tutarlarının, gelir vergisi ve kurumlar vergisi uygula­

masında gider yazılamayacağı belirtilmiştir.

174 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği'nin "SSK primlerinin Gelir ve Kurumlar Vergisi Yönünden Gider Yazılması" başlıklı ( C ) bölümünde ise ; "SSKpriminin gider olarak dikkate alınabilmesi için, bu primlerin Sosyal Sigortalar Kurumuna fiilen ödenmiş olması gerekmektedir. Bu nedenle, sigorta primle­

ri, dönemine ve ait olduğu yıla bakılmaksızın fiilen ödendiği tarihte gider yazılacaktır. Ancak, 506 sayılı Kanunun 80 inci maddesi gereğince bir aya ait sigorta primleri ertesi ayın sonuna kadar ödenebilece­

ğinden, Aralık ayına ait olan sigorta primlerinin ertesi yılın Ocak ayı içinde ödenmesi durumunda bu primler Aralık ayının gideri olarak dikkate alınabilecektir." denilmiştir.

Diğer taraftan, 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinde söz konusu sosyal güvenlik primleri­

ne ilişkin gecikme cezaları veya gecikme zamlarının kazancın tespitinde gider olarak indirilebilmesi- nin mümkün bulunmadığı hüküm altına alınmıştır.

Yapılan bu açıklamalar çerçevesinde mükellef kurumun 2012 ve 2013 hesap dönemlerine ait olup, 2014 hesap döneminde ödenen 850.000 TL tutarındaki sigorta primlerinin kurum kazancının tespi­

tinde gider olarak dikkate alınmasında hukuken bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak bu primlere ilişkin 150.000 TL tutarındaki gecikme zammının 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Kanunu Genel Tebli­

ğinde yer alan açıklamalar çerçevesinde kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün olmayıp, bu tutarın kanunen kabul edilmeyen gider olarak kurum kazancına ilave edilmesi gerekmektedir.

Ayrıca soruda dikkat edileceği üzere mükellef kurum sigorta primleri ile bunlara ait gecikme zam­

larını ödemek için kredi kullanmış ve bu krediye tahakkuk eden faizi de kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate almıştır. Bankadan sigorta primlerinin ödenmesi için çekilen bu kredi dolayısıyla katlanılan faizler işletme için bir faaliyet gideridir ve Gelir Vergisi Kanunu'nun 40/1'inci maddesi uyarınca gider yazılmasında sakınca yoktur. Ancak burada tartışma konusu olan husus gecikme zam­

mına tekabül eden faiz tutarıdır. Şöyle ki gecikme zammının kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması Kurumlar Vergisi Kanununun 11'inci maddesi ve 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinde yapılan açıklamalar çerçevesinde mümkün değildir. Dolayısıyla kanunen kabul edilmeyen bir giderin finansmanı dolayısıyla katlanılan faiz giderinin de kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınıp alınamayacağı hususu tartışmalıdır. Ancak çekilen kredinin bir bütün olarak değerlen­

dirilerek, kanunen kabul edilmeyen bir giderin finansmanında kullanılsa dahi bu husus faaliyet gideri olduğu gerçeğini değiştirmeyeceğinden kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınmasında herhangi bir sakınca yoktur.2

2 Kanunen kabul edilmeyen giderlerin finansmanı dolayısıyla katlanılan faizlerin kurum kazancının tespitinde gider yazılıp yazılmayacağı hakkında vergi mevzuatımızda net bir düzenleme yoktur. Bu nedenle bu faizleri kurum kazan­

cının tespitinde gider olarak dikkate alan veya almayan yaklaşımlara mutlak doğru veya mutlak yanlış demek mümkün değildir.

(16)

15- Emisyon Primi İstisnası

Kurumlar Vergisi Kanununun 5'inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi ile anonim şirketlerin gerek kuruluşlarında gerekse sermayelerini artırdıkları sırada çıkardıkları payların, itibari değerin üze­

rinde bir bedelle elden çıkarılması halinde oluşan kazançlar kurumlar vergisinden istisna edilmektedir.

Emisyon primi istisnası olarak ifade edilen bu istisnadan yararlanılabilmesi için öncelikle anonim şirketler tarafından ihraç edilen payların itibari değerini aşan kısmının gelir hesaplarına intikal etti­

rilmesi gerekmektedir. Bu nedenle mükellef kurum tarafından ihraç edilen hisse senetlerinin itibari değeri aşan ve 520 Hisse Senedi İhraç Primleri hesabına kaydedilen 12.500.000 TL'nin öncelikle gelir hesaplarına intikal ettirilmek suretiyle dönem kazancının tespitinde dikkate alınması ve beyanname üzerinde indirim konusu yapılması gerekmektedir.

16- Vergi İncelemesi Sonucunda Tarh Edilen Vergiler ve Kesilen Cezalar3

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun "Kabul Edilmeyen İndirimler" başlıklı 11'inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde; "Bu Kanuna göre hesaplanan kurumlar vergisi ile her türlü para ceza­

ları, vergi cezaları, 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre ödenen cezalar, gecikme zamları ve faizler ile Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ödenen gecikme faizleri" nin kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılamayacağı hükme bağlanmıştır.

Bu çerçevede; uzlaşma sonucu tarh edilen ve 2014 hesap döneminde ödenen kurumlar vergisi ve bu vergiye ait vergi zıyaı cezasının kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması müm­

kün değildir.

Öte yandan, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 40'ıncı maddesinde indirim konusu yapılacak giderler sayılmış olup maddenin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinde de, işletme ile ilgili olmak şartıyla; bina, arazi, gider, istihlak, damga, belediye vergileri, harçlar ve kaydiyeler gibi ayni vergi, resim ve harçların safi kazancın tespitinde gider olarak indirilebileceği belirtilmiştir.

Yukarıda yer verilen kanun metninde söz konusu ayni vergi resim ve harçlar için ödenme şartı aranmaz iken idare muhtelif tarihlerde verdiği özelgelerde damga vergisinin kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınabilmesi için ödenmesi gerektiğini ifade etmiştir. Ayrıca damga vergisinin tahakkuk ettiği dönemde değil ödendiği tarihte kazancın tespitinde dikkate alınabileceği de yine mezkur özel­

gelerde ifade edilmiştir.

Buna göre, mükellef kurumun yurt dışında mukim ortağından kullandığı kredilere ilişkin düzen­

lenen kredi sözleşmesinde yer alan bedel üzerinden hesaplanan ve uzlaşma sonucunda kesinle­

şen damga vergisi tutarının, ödendiği yılın kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.

Ayrıca, uzlaşma sonucu ödenen vergi cezaları ile gecikme faizlerin de kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılamayacağı tabiidir.

3 15.11.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.99.16.02-GVK-40/1-148 sayılı özelge 22.08.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.16.16.01-KV-10-60-178 sayılı özelge 11.05.2010 tarih ve B.07.1.GİB.4.27.15.01-10-515-38-5 sayılı özelge 11.05.2010 tarih ve B.07.1.GİB.4.27.15.01-10-515-32-4 sayılı özelge 16.01.2013 tarih ve 64597866-125[6-2013]-2 sayılı özelge

(17)

raporu MAKALELER

sayı: 187 • ni san 2015

17- İş Kazası Sonucu Hayatını Kaybeden İşçilerin Ailelerine Ödenen Tazminatlar

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun "Kabul Edilmeyen İndirimler" başlıklı 11'inci maddesi­

nin birinci fıkrasının (g) bendinde, sözleşmelerde ceza şartı olarak konulan tazminatlar hariç olmak üzere kurumun kendisinin, ortaklarının, yöneticilerinin ve çalışanlarının suçlarından doğan maddi ve manevi zarar tazminat giderlerinin kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınamayacağı hüküm altına alınmıştır.

Bir tazminatın kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınabilmesi için, işle ilgili olması ve sözleşmeye, ilama veya kanun emrine bağlı bulunması şarttır. Ancak, kurumlarca işle ilgili ödenen tazminatlar, sözleşmeye, ilama veya kanun emrine bağlı bulunsa dahi, kurumların, ortaklarının, yöne­

ticilerinin ve çalışanlarının kusurundan kaynaklanması halinde gider olarak dikkate alınamamaktadır.

Gökdelen inşaatı esnasında asansörün düşmesi sonucu hayatını kaybeden işçilerin aileleri tara­

fından açılan davada mahkeme tarafından tayin edilen Bilirkişi, Teknik Bilirkişi Raporu'nda şirketin

%50 oranında kusurlu olduğunu tespit etmiş ve mahkemede bu kusur oranını dikkate almak suretiyle mükellef kurumun toplam 3.000.000 TL tazminat ödemesine hükmetmiştir.

Bu çerçevede, işyerinde gerçekleşen iş kazası sonucu ölen işçilerin ailelerine, mahkeme kararına göre ödemek zorunda kalınan tazminatın, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 11'inci madde­

sinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak indirim konusu yapılmasına imkan bulunmamaktadır.

18- Girişim Sermayesi Fonu

6322 sayılı Kanunla Kurumlar Vergisi Kanununun 10'uncu maddesine eklenen (g) bendi ile de Vergi Usul Kanunu'nun 325/A maddesine göre girişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutarlar kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla kurum kazancından indirim konusu yapılabilecektir.

Girişim sermayesi fonunun indirim konusu yapılabilmesi için;

- İlgili yılda ayrılan fon tutarının beyan edilen gelirin %10'unu, toplam fon tutarının ise öz serma­

yenin %20'sini aşmaması (İki şartın birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.),

- Fonun ayrıldığı yılın sonuna kadar Türkiye'de kurulmuş veya kurulacak olan ve Sermaye Piyasası Kurulunun düzenleme ve denetimine tabi girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına veya fonlarına yatırım yapılması,

- Ayrılan fon tutarının ilgili yılın kurumlar vergisi beyannamesinde ayrıca gösterilmesi gerekmektedir.

İndirim tutarının tespitinde beyan edilen gelir olarak ticari bilanço kâr veya zararına kanunen ka­

bul edilmeyen giderler eklenmek ve geçmiş yıl zararları ile varsa tüm indirim ve istisnalar düşülmek suretiyle bulunan tutar [Ticari bilanço kârı (zararı) + kanunen kabul edilmeyen giderler - geçmiş yıl zararları - tüm indirim ve istisnalar] dikkate alınacaktır.

Mükellef kurumun yukarıdaki formülden hareketle girişim sermayesi olarak ayırabileceği tutarın üst sınırı 38.513.750 TL'dir. ( [461.375.000+11.750.000-27.000.000-60.987.500]x 0,10 ) Soruda ve­

rildiği üzere mükellef kurumun öz sermayesi 75.000.000 TL ve önceki yıllarda girişim sermayesi fonu olarak ayırdığı tutar 12.000.000 TL'dir. Mükellef kurum tarafından ayrılacak toplam fon miktarı öz sermayesinin %20'si olan 15.000.000 TL'yi aşamayacaktır. Bu nedenle geçmiş yıllarda girişim serma­

yesi fonu olarak ayrılan 12.000.000 TL dikkate alındığında mükellef kurum tarafından 2014 kurumlar vergisi beyannamesinde dikkate alınabilecek girişim sermayesi fonunun azami tutarı 3.000.000 TL'dir.

(18)

Vergi Usul Kanununun 325/A maddesine göre girişim sermayesi fonu ilgili dönem kazancından ayrılacağından, pasifte özel bir fon hesabına alınacak tutar hesap dönemi sonu itibarıyla tespit edile­

bilecektir. Bu çerçevede, fon hesabına alınma işleminin, izleyen hesap döneminin başından itibaren kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği tarihe kadar yapılması gerekmektedir. Bu şekilde, indirim konusu yapılacak olan kazanç tutarı, ilgili dönemin genel sonuç hesaplarına yansıyacak olup kurum­

lar vergisi beyannamesinin ilgili satırında gösterilmek suretiyle de indirimden yararlanılabilecektir.

19- Kurumlar Vergisi Beyannamesi

Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde mükellef kurumun 2014 hesap dönemine ilişkin ku­

rumlar vergisi beyannamesi aşağıdaki şekilde olacaktır.

1 Ticari Bilanço Karı 461.375.000

425.000.000

Faiz geliri 625.000

Fon hesabına alınan tutar 23.250.000

Emisyon Primi 12.500.000

2 Ticari Bilanço Zararı -

3 Kurum Kazancı 461.375.000

4 Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler 11.750.000

Helikopter için ayrılan amortisman ve MTV bedeli 1.100.000 Rakip firmaya ihaleye katılmaması için ödenen bedel 1.000.000

Para Cezası 750.000

Sponsorluk harcaması 3.000.000

Restorasyon Harcaması 750.000

Hastane inşaatı 500.000

Gecikme Zammı 150.000

KV Vergisi/KV-DV Vergi Ziyaı Cezası 1.500.000

Tazminat 3.000.000

5 İştirak Kazançları 1.000.000

6 Emisyon Primi Kazancı 12.500.000

7 Taşınmaz Satış Kazancı 17.437.500

8 Yurtdışı İnşaat ve Onarma İşlerinden Sağlanan Kazançlar 22.000.000

9 Diğer İndirim ve İstisnalar 300.000

10 Zarar Dahi Olsa İndirilecek İndirim ve İstisnalar 53.237.500 11

( 3+4) Kar ve İlaveler Toplamı 473.125.000

(19)

raporu MAKALELER

sayı: 187 • ni san 2015

12

(5+6+7+8+9) Cari Yıla Ait Zarar,İndirim ve İstisnalar Toplamı 53.237.500

13 Zarar 0,00

14

(11 - 12) Kar 419.887.500

15 Diğer Geçmiş Yıl Zararı 27.000.000

16 İstisnadan Kaynaklanan Geçmiş Yıl Zararı -

17

(15+16) Mahsup Edilecek Toplam Geçmiş Yıl Zararı 27.000.000

18

(14-17) İndirime Esas Tutar 392.887.500

19 Sponsorluk Harcamaları 1.500.000

20 Bağış ve Yardımlar 500.000

21 Kültür ve Turizm Amaçlı Bağış ve Yardımlar 750.000

22 Girişim Sermayesi Fonu 3.000.000

23 Yatırım İndirimi 5.000.000

24 Dönem Safi Kurum Kazancı 382.137.500

25 Kurumlar Vergisi Matrahı 382.137.500

26 Hesaplanan Kurumlar Vergisi 76.427.500

27 Yabancı Ülkelerde Ödenen Vergiden Mahsup Edilecek Kısım 0,00

28 Yıl İçinde Kesinti Yoluyla Ödenen Vergiler 15.093.750

29 Geçici Vergi 45.000.000

30 Mahsup Edilecek Vergiler Toplamı 60.093.750

31 Ödenmesi Gereken Kurumlar Vergisi 16.333.750

İstanbul Büyük Mükellefler Vergi Dairesinin 111 222 3344 vergi kimlik numaralı mükellefi AĞA- TORUNU İNŞAAT, MÜHENDİSLİK, MİMARLIK VE TAAHHÜT ANO NİM ŞİRKETİ, 2014 hesap dönemi sonuçlarını içeren kurumlar vergisi beyannamesini hesap döneminin kapandığı ayı izleyen dördüncü ayın birinci gününden yirmi beşinci günü akşamına kadar ( 01.04.2015 - 25.04.2015 ) bağlı olduğu vergi dairesine 340 ve 346 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğlerinde yer alan usul ve esaslar doğrultusunda elektronik ortamda gönderecektir.

3- SONUÇ

Çalışmamızın giriş bölümünde de ifade ettiğimiz üzere Türk Vergi Sisteminde beyan esası geçer- lidir. Bu çerçevede 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 2'nci maddesinde belirtilen mükellefler bir hesap döneminin sonuçlarını içeren kurumlar vergisi beyannamesini hesap döneminin kapandığı

(20)

ayı izleyen dördüncü ayın birinci gününden yirmi beşinci günü akşamına kadar bağlı bulunduğu vergi dairesine vereceklerdir.

Mükellefler kanuni süresi geçtiği halde beyannamelerini vermez veyahut beyannamelerini kanuni ve ek süreler içerisinde vermek ile beraber beyannamede vergi matrahına ilişkin bilgiler gösterilmemiş olursa dönem matrahları 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 30'uncu maddesinin 2'nci fıkrasının (a) ve (b) bentleri uyarınca re'sen takdir edilecektir.Yine beyannamenin kanuni süresinde verilmemesi veyahut hiç verilmemesi halinde vergi zıyaına da sebebiyet verileceğinden dolayı adlarına re'sen tarh edilen vergi üzerinden yine mezkur kanunun 344'üncü maddesi uyarınca vergi zıyaı cezası ile mu­

hatap kalacaklardır.Ayrıca beyanname verilmemesi fiilinin mükerrer 355'inci madde uyarınca özel usulsüzlük cezasını gerektirdiği de unutulmamalıdır.

Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde mükellefler cezalı tarhiyatlarla muhatap olmamak için vergi kanunlarında yer alan usul ve esaslar çerçevesinde mali karını tespit etmeli ve süresi içerisinde bağlı bulunduğu vergi dairesine beyan etmelidir.

KAYNAKÇA

• 213 sayılı Vergi Usul Kanunu

• 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu

• 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu

• 197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu

• 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun

• 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu

• 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu

• 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu

• 3289 sayılı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun

• 3813 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun

• 2863 Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu

• 340 no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği

• 346 no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği

• 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği

• 3 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği

• 7 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği

• 180 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği

• 174 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği

• 333 seri no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği

• 15.11.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.99.16.02-GVK-40/1-148 sayılı özelge

• 22.08.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.16.16.01-KV-10-60-178 sayılı özelge

• 11.05.2010 tarih ve B.07.1.GİB.4.27.15.01-10-515-38-5 sayılı özelge

• 11.05.2010 tarih ve B.07.1.GİB.4.27.15.01-10-515-32-4 sayılı özelge

• 16.01.2013 tarih ve 64597866-125[6-2013]-2 sayılı özelge

• Danıştay 4.Daire, 10.02.1970 tarih, Esas No:1968/4311,Karar No:1970/718

• Danıştay 13. Daire, 13.11.1979 tarih, Esas No:1979/1084,Karar No:1979/3424

Referanslar

Benzer Belgeler

Hem alandaki hem de başka arkeolojik alana ait buluntuların sergilendiği müzeler; arkeolojik kalıntı üzerine inşa edilmiş farklı arkeolojik alanlardan çıkarılan çömlek,

16: Edirne belediye binası birinci kat meclis salonu genel görünümü (E. Kolay) Yığma kargir teknikle inşa edilmiş olan Edirne belediye binası, sahip olduğu cephe tasarımı

VZA’nın birden fazla girdi ve çıktısı olan KB’nin değiĢik boyutlarını kombine ederek bir tek verimlilik ölçütüne indirgemeye imkân vermesi; girdi ve

MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, içme suyu temin edilen veya temin edilmesi (Değişik ibare:RG-24/9/2021-31608) planlanan yerüstü ve yeraltı sularının kalite kategorisi,

Nato Yüksek şahsiyetlerinden biri Brüksel sergisini gezerken Türk paviyonunda gördüğü bir mozaik pano- nun Paristeki daimî merkeze taşınarak kurulması fikrini

Bir bodrum, iki kattan mürekkep olan bu yazlık ev Hindli mevkiinde, İndos yolu üzerinde çok meyil- li bir arazi üzerinde inşa edilmiştir.. Sokağın seviyesi binanın üst

Ze- min katta satış mağazası ile mamulât ve tıız de- poları, bodrumda sığmak ile şarap kavı, birinci katta idare odaları, üst katta ise evvelce düşünü- len hademe ve

Onun her aydınlık baş- lı ferdi bilmeli ki; bizim zaten bütün davamız, ter temiz ve asri bir yurt kurmak olduğu, yeni.. işimiz içtimaî mimarlık, edebî mimarlık, sıhlıî