• Sonuç bulunamadı

İşçiler Açısından Askerlik Hizmeti ve İdarelerin Dikkat Edeceği Hususlar

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "İşçiler Açısından Askerlik Hizmeti ve İdarelerin Dikkat Edeceği Hususlar"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İşçiler Açısından Askerlik Hizmeti ve İdarelerin Dikkat Edeceği Hususlar

Muvazzaf askerlikte kıdem tazminatı, askerlik sürelerinin borçlanılmasında kıdem tazminatı, askerlik nedeniyle fesihlerde ihbar tazminatı, askerlik hizmetinin ücretsiz izin almak suretiyle yerine getirilip getirilemeyeceği, bedelli askerlik hizmetinin yıllık izin kullanarak/kullandırılarak yapılıp yapılamayacağı

Giriş

Bilindiği üzere, 4857 sayılı İş Kanunu’na tabi işçilerin iş sözleşmelerinin aşağıdaki şartların birinin gerçekleşmesi durumunda fesih işleminin gerçekleşmesiyle işçiler kıdem tazminatına hak kazanmaktadırlar.

− Kıdem tazminatı hakkının doğabilmesi için gerekli birinci koşul; 4857 sayılı Kanuna tabi olmak, işçi niteliği taşımak ve sürekli bir işte çalışmak gerekir.

− Kıdem tazminatı hakkının doğabilmesi için gerekli ikinci koşul; işçinin işyerinde en az 1 yıl aynı işverene bağlı olarak iş sözleşmesine göre çalışmış olmasıdır.

− Kıdem tazminatı hakkının doğabilmesi için gerekli üçüncü koşul ise; iş sözleşmesinin kanunda belirtilen hallerden birisi ile sona ermesidir. Kanunda belirtilen bu sona erme hallerinden birisi de muvazzaf askerlik hizmeti dolayısıyla iş sözleşmesinin sona ermesidir.

Bu çalışmamızda 20 Temmuz 2018 tarihli 7146 sayılı Kanunla bedelli askerlik hizmeti ile yapılan değişiklik dikkate alınarak askerlik nedeniyle iş sözleşmesinin feshinin kıdeme etkisi, kıdem tazminatı, askerlik sürelerinin borçlanılmasının kıdeme etkisi, askerlik hizmetinin yıllık izin veya ücretsiz izin kullandırılarak yapılıp yapılamayacağı yargı kararları ışığında irdelenmeye çalışılacaktır.

I- Muvazzaf askerlikte kıdem tazminatı

Mülga 1475 sayılı İş Kanunu’nun yürürlükte bulunan 14’üncü madde hükmüne göre, İş Kanununa tabi işçilerin hizmet akdinin muvazzaf askerlik hizmeti dolayısıyla, feshedilmesi halinde kıdem tazminatı ödenmektedir. Maddede geçen muvazzaf askerlik hizmeti, 1111 sayılı Askerlik Kanunu gereğince askerlik çağına giren erkeklerin yapmakla yükümlü bulunduğu zorunlu askerlik ödevidir. Muvazzaf askerlik, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 31'inci maddesinde belirtilen manevra, tatbikat vb. nedenlerle gidilen askerlikten farklıdır. Bir vatandaşlık ödevi olan muvazzaf askerlik hizmeti yapmaya gidecek işçinin bunu gerekçe göstererek iş sözleşmesini feshetmesi durumunda, Mülga 1475 sayılı Kanunun 14’üncü maddesi gereğince kendisine kıdem tazminatı ödenir.

Muvazzaf askerlik hizmeti nedeniyle kıdem tazminatına hak kazanmada askerliğin yedek subay, kısa veya uzun dönem şeklinde yapılmasında herhangi bir fark bulunmamaktadır. Yargıtay bir kararında; askerliğini 4 ay kısa dönem olarak yapanlar da “muvazzaf askerlik” sayılarak kıdem tazminatına hak kazanılacağına hükmetmiştir.1

1 Yrg. 9. HD., T. 09.06.1983, E.1983/3488, K.1983/5183

(2)

Muvazzaf askerlik hizmeti dolayısıyla iş sözleşmesinin sona ermesi durumunda işçi kıdem tazminatına hak kazanır. Bu durumun işçi tarafından askere alınacağına ilişkin askerlik şubesinden alınacak belge ile ispatlanması gerekir. Ödevli, askerlik hizmeti nedeniyle askere gideceğini bir çağrı kâğıdı ye da başka bir biçimde belgeleyerek sözleşmeyi sona erdiren ve işverenden kıdem tazminatını tahsil eden işçi, uygun ve kabul edilebilir bir süre içinde askere gitmelidir. Örneğin; Yargıtay’ca işyerinden ayrıldıktan 14 ay sonra askere gittiği anlaşılan işçi gibi ayrıldıktan 7 ay sonra askere giden işçinin de ödevli askerlik nedeniyle kıdem tazminatı istemeyeceğini kabul etmiştir. Buna karşın işçinin sözleşmeyi sona erdirip işten ayrıldıktan 1 ay, 3 ay hatta 5,5 ay sonra askere gitmesi durumunda, sözleşmenin ödevli askerlik dolayısıyla sona erdirildiği yine Yargıtay’ca benimsenmiştir. Yargıtay’ın bu konudaki görüşleri şöyledir:

—Ödevli, askerlik nedeniyle ayrılış tarihi ile sevk tarihi arasında haklı bir sürenin olması,

—Bu süre içinde nedensellik bağlantısının kesilmemesi,

—Yine bu süre içinde işçinin bir başka işte çalışmamış olması,

—Haklı sürenin, işçinin sosyo-ekonomik durumu, çevre, gelenek ve görenek özelliklerinin dikkate alınması,

Gerekir.

İşveren işçisinden hoşnut olması ya da işçinin askerlik dönüşü iş bulmanın zorluğu gibi düşüncelerle ödevli askerlik nedeniyle iş sözleşmesini sona erdirmeyebilir. Bu durumda askerlik hizmeti süresince iş sözleşmesi askıda kalır ve kıdem tazminatı ödenmesi gerekmez.

Askerlik dönüşü işçi, işyerinde yeni bir iş sözleşmesi yapılmasına gerek kalmadan çalışmaya başlar. Buna karşılık kıdem tazminatını almadan askere giden, dönüşte işe alınmayan işçi kıdem tazminatına hak kazanır.

II- Askerlik sürelerinin borçlanılmasında kıdem tazminatı

Kıdem süresi belirlenirken ilke olarak askerlikte geçen sürelerin veya borçlanılarak hizmetten sayılan askerlik görevlerinin kıdem süresine ilave edilmemesi gerekmektedir.

Ancak, Mülga 1475 sayılı Kanunun 14’üncü maddesinin dördüncü fıkrasında; “ T.C.

Emekli Sandığı Kanunu ve Sosyal Sigortalar Kanununa veya yalnız Sosyal Sigortalar Kanununa tabi olarak sadece aynı ya da değişik kamu kuruluşlarında geçen hizmet sürelerinin birleştirilmesi suretiyle Sosyal Sigortalar Kanununa göre yaşlılık veya malullük aylığına ya da toptan ödemeye hak kazanan işçiye, bu kamu kuruluşlarında geçirdiği hizmet sürelerinin toplamı üzerinden son kamu kuruluşu işverenince kıdem tazminatı ödenir.” hükmü ile borçlanılan askerlik hizmetinin de kıdemde dikkate alınmasına olanak veren bir istisna getirilmiştir.

Yukarıdaki hüküm gereğince askerlik süresinin kıdeme dâhil edilebilmesi için;

aşağıdaki şartların gerçekleşmesi gerekir:

(3)

− Muvazzaf askerlik görevinin er olarak silâhaltında veya yedek subay okulunda geçmesi,

− 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda öngörüldüğü şartlarla borçlanılması ve borçlanılan tutarların ödenmiş olması,

− 5510 sayılı Kanuna göre yaşlılık veya malullük aylığına ya da toptan ödemeye hak kazanması,

− Sigortalının kamuda çalışması.

Kamu sektöründe çalışan işçilerin dikkate alınan askerlik süresinin işe başlamadan önce veya çalışma süresi içinde geçirilmiş olması önem arz etmemektedir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun denetiminden de geçen kararlılık kazanmış uygulamasına göre Mülga 1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesinin dördüncü fıkrası kapsamına giren işçilerin muvazzaf askerlikte geçen süreleri, ilgili sosyal güvenlik kurumlarına borçlanılması koşuluyla, askerlik ödevinin iş sözleşmesinin kurulduğu dönemden önce veya sonra yerine getirilmiş olmasına bakılmaksızın kıdemine dâhil edilecektir.2 Yeter ki, son işvereninin kamu kurumu niteliğinde bulunduğu anlaşılsın. Böyle bir durumda 1475 sayılı Kanunun 14/4 üncü maddesi çerçevesinde sonuca gitmek gerekir.3

Askerlik döneminde iş sözleşmesi askıda kabul edilmektedir. Askıda geçen süre ise kıdeme dâhil değildir. Özel sektörde çalışan işçinin iş sözleşmesinin feshi halinde, askerlik borçlanması yapmış olsa dahi askerlik süresi kıdemine dâhil edilmez.4Özel sektördeki işyerlerinde çalışan işçilerin ise askerlik borçlanması süresi için kıdem tazminatı ödenmemektedir.

İşçinin kamu kuruluşunda işe başlayarak, askerlik ödevini kamu kuruluşunda çalışırken yerine getirmesi ve askerlik ödevinden sonra kamu kuruluşunda çalışmaya devam etmesi, aynı işçinin özelleştirme nedeniyle işyerinin özel sektöre devredilmesi durumunda çalışmasına devam etmesi ve işyerinden emekli olması durumunda da, emeklilik tarihi özel sektördeki çalışma dönemine rastladığından askerlik borçlanması yapsa dahi kıdemine dâhil edilmeyecektir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu bir kararında; kamu kuruluşlarında çalışan işçilere, ilgili sosyal güvenlik kurumuna borçlandıkları muvazzaf askerlik süreleri için kıdem tazminatı ödenebilmesinin, hizmet akitlerinin 1475 sayılı Kanunun 14/4.maddesi uyarınca, bağlı bulundukları yasayla kurulu kurum veya sandıklardan yaşlılık, emeklilik ve malullük aylığı ya da toptan ödeme almak amacıyla işçi tarafından feshedilmiş olması koşuluna bağlı olduğu, bunun dışında fesih hallerinde bu süreler için kıdem tazminatı ödenemeyeceği belirtilmektedir. Bu duruma göre, askerlik borçlanmasının kıdem tazminatının hesaplanmasında dikkate alınabilmesi, işyerinin kamu kuruluşu olması ve

2 Yrg.9.HD.,T.04.03.1991, E.1990/11898,K.1991/3195

3 Yrg.9.HD.,T.18.02.1998, E.1997/21478,K.1998/1883

4 Yrg.9.HD.,T.02.10.1989, E.3989, K.7508; T.30.05.2000, E.5855, K.7436

(4)

iş sözleşmesinin emeklilik, malullük veya toptan ödeme almak amacıyla feshedilmiş olma koşullarına bağlı bulunmaktadır.5

III- Askerlik nedeniyle fesihlerde ihbar tazminatı

Askerlik nedeniyle yapılan fesihlerde ihbar tazminatının doğmayacağına dair yargı kararları mevcuttur. Yargıtay bir kararında; emeklilik, muvazzaf askerlik, evlilik gibi nedenlerle işçinin iş sözleşmesini feshetmesi durumunda ihbar tazminatı hakkı bulunmadığına6, başka bir kararında ise askerlik nedeniyle yapılan fesihlerin bildirimsiz gerçekleştirileceğine hükmetmiştir.7

IV- Askerlik hizmetinin ücretsiz izin almak suretiyle yerine getirilip getirilemeyeceği

Bilindiği üzere, mülga 1475 sayılı İş Kanunu’nun halen yürürlükte bulunan 14’üncü maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendine göre “muvazzaf askerlik hizmeti dolayısıyla” işçinin hizmet akdinin feshedilmesi durumunda kıdem tazminatı ödenmektedir.

Burada geçen “muvazzaf” kavramı Türk Dil Kurumu’na göre aşağıdaki anlamları içermektedir.

1. isim, askerlik Silahlı Kuvvetlerde görev başında olan subay ve astsubaylarla askerlik hizmetini yapan erler

2. sıfat Bir görev ve hizmetle yükümlü olan (kimse)

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Genel Müdürlüğü’nün Milli Eğitim Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı’na vermiş olduğu 15.08.2012 tarih ve 10325 sayılı görüş yazısında;

“1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendine göre kıdem tazminatına hak kazanma koşullarından biri de, işçinin, hizmet akdini muvazzaf askerlik hizmeti dolayısı ile feshetmiş olmasıdır.

15.12.2011 tarihli Resmi Gazete’ de yayımlanan 6252 sayılı Kanun ile 1111 sayılı Askerlik Kanunu’nun Ek Madde 1’de yer alan 21 gün süreli temel askerlik eğitimine tabi tutulmaları ibaresi kaldırıldığından (1111 sayılı Kanunun Geçici 46’ncı maddesinin birinci fıkrasında: Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte her ne sebeple olursa olsun henüz fiili askerlik hizmetine başlamamış, 31 Aralık 2011 tarihi itibariyle (bu tarih dâhil) 30 yaşından gün almış ve 1076 sayılı Yedek Subaylar ve Yedek Askeri Memurlar Kanunu ile 1111 sayılı Askerlik Kanununa tabi yükümlüler, istekleri halinde, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde askerlik şubelerine

5 YHGK, T. 26.01.1994, E.1993/9‐663, K. 994/15

6 Yrg. 9. HD., E. 2007/41150, K. 2009/6061

7 Yrg. 9. HD., T. 08.03.2004, E. 2003/15708, K. 2004/4284

(5)

başvurmaları ve 30.000 Türk Lirası parayı ödemeleri şartıyla temel askerlik eğitimine tabi tutulmaksızın askerlik hizmetini yerine getirmiş sayılırlar.) bu haktan yararlananların hizmet sözleşmelerini muvazzaf askerlik hizmeti dolayısı ile feshedebilmeleri mümkün olmadığından, bu durumdaki işçilerin kıdem tazminatına hak kazanamayacakları düşünülmektedir.”

Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında bedelli askerlik hizmeti dolayısıyla kıdem tazminatının ödenmesi mümkün bulunmamaktadır.

ANCAK; 26 Temmuz 2018 tarihli 7146 sayılı Askerlik Kanunu ile Diğer Bazı Kanunlarda ve 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunu’nun 2’nci maddesiyle 1111 sayılı Kanuna eklenen Geçici 55’inci maddesiyle yapılan değişiklikle (bu madde 03.08.2018 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir) bedelli askerlik hizmeti yapanlar 21 günlük temel askerlik eğitimine tabi tutulmaları yeniden sağlanmıştır.

1111 sayılı Kanunun 7146 sayılı Kanunla eklenen Geçici 55’inci maddesinin bir ila dördüncü fıkra hükümlerine göre;

“(1) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte her ne sebeple olursa olsun henüz fiilî askerlik hizmetine başlamamış ve 1 Ocak 1994 tarihinden (bu tarih dâhil) önce doğan 1076 sayılı Kanun ile bu Kanuna tabi yükümlüler; istekleri hâlinde, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay içinde askerlik şubelerine veya yurt dışı temsilciliklerine başvurmaları, 15.000 Türk lirası veya Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz satış kuruna göre ödeme tarihindeki karşılığı kadar konvertibl yabancı ülke parasını defaten ödemeleri ve 21 gün temel askerlik eğitimini yerine getirmeleri şartıyla askerlik hizmetini yerine getirmiş sayılırlar.”

“(4) Bu madde hükümlerinden yararlananlar temel askerlik eğitimi süresince çalıştıkları iş yeri, kurum ve kuruluşlar tarafından aylıksız veya ücretsiz izinli sayılırlar.”

Buna göre; diğer şartları sağlamaları durumunda 21 gün temel askerlik eğitimi yerine getirmesi şartıyla askerlik hizmetinin yerine getirilmiş sayılacağı ve bu durumda çalışan işçiler kurumlarından ücretsiz izinli sayılacaktır.

1111 sayılı Kanuna eklenen Geçici 55’inci maddesinin yürürlüğe girdiği 03.08.2018 tarihinden sonra 7146 sayılı Kanunla yapılan bu düzenlemeden yararlanacak olan işçiler açısından iş ve sosyal güvenlik durumları aşağıdaki şekilde gerçekleşecektir:

İşçinin temel askerlik eğitimi süresince çalıştıkları işyerleri tarafından ücretsiz izinli sayılırlar ibaresi aslında bir mutlak zorunluluk değil nispi bir zorunluluktur. İşçi lehine aşağıdaki şekillerde düzenlenebilir.

1- İşçi ücretsiz izinli sayılmayı kabul etmeden kıdem tazminatını çalıştığı kurumdan (işyerinden) talep edebilir. Bu durumda işveren işçinin sigortalı işten ayrılış bildirgesini vererek işten çıkış nedenine askerlik kodunu işaretler. İşçi 21 günlük

(6)

askerlik hizmetinden sonra 4857 sayılı İş Kanunu’nun 31’inci maddesi gereği aynı işyerinde askerlik hizmetinin sona ermesinden itibaren 2 ay içinde çalışmayı talep edebilir. İşveren işçiyi eski işine veya benzeri işlerde boş yer varsa derhal, yoksa boşalacak ilk işe başka isteklilere tercih ederek, o andaki şartlarla işe almak zorundadır.

Aranan şartlar bulunduğu halde işveren iş sözleşmesi yapma yükümlülüğünü yerine getirmezse, işe alınma isteğinde bulunan işçiye 3 aylık ücret tutarında tazminat öder.

İşçi tekrar işe alındığında kıdem tazminatı aldığı süre için tekrar diğer geçen hizmet süreleri için kıdem tazminatı hesaplanmaz, ancak yıllık izin hesabında askerlik süresi hariç işyerinde geçen tüm çalışma süreleri dikkate alınır.

2- İşçi ücretsiz izinli sayılmayı kabul edebilir. Bu durumunda işçi kıdem tazminatı alamaz. İşçi 21 gün ücretsiz izinli olarak işten çıkışı yapılmaz, aylık prim ve hizmet belgesinde eksik gün nedenine uygun kod olarak ücretsiz izin olarak beyan edilir. İşçinin askerlik hizmeti sonrası geçen sürelerde çalışması kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde ise sadece 21 gün ücretsiz izin dönemi kıdemden sayılmaz. Emeklilik nedeniyle işyerinden ayrılan kamuda çalışan işçi 21 günlük süreyi sosyal güvenlik mevzuatı kapsamında borçlanırsa bu süre de kıdem süresinden sayılır ve bu süreye de kıdem tazminatı hesaplanır.

Burada yeri gelmişken, bu açıklanan hususlar bedelli askerlik için geçerli olup, bedelsiz muvazzaf askerlik hizmetleri için geçerli değildir. Şöyle ki, bedelsiz askerlik hizmetlerinde ücretsiz izinli sayılma söz konusu olmayıp işçinin işyerinden çıkışı askerlik nedeniyle feshedilir, kıdem tazminatı talep halinde ödenir, işçi-işveren arasındaki anlaşmaya göre askerlik sonrası işçi işe başlatılır, kıdem tazminatı talep edilmemişse kıdem tazminatı koşulları oluştuğunda askerlik dönemine kadar olan işverence ödenir, ödenmezse 5 yıllık zamanaşımı döneminde ödenir, askerlikte geçen süre kamuda çalışan işçiler için emeklilikte borçlanılırsa bu süreye de kıdem süresi hesap edilerek kıdem tazminatı ödenir.

V- Bedelli askerlik hizmetinin yıllık izin kullanarak/kullandırılarak yapılıp yapılamayacağı

Anayasa’mızın “çalışma şartları ve dinlenme hakkı” başlığını düzenleyen 50’nci maddesinde

“ …Dinlenmek, çalışanların hakkıdır.…” hükmüne yer verilmiştir.

Hangi istihdam şekli (işçi, memur, sözleşmeli vb.) olursa olsun; yıllık izin hakkından vazgeçilemez. Yıllık izin, insan için temel bir gereksinim olduğundan uluslararası hukukta ve Anayasamızda benimsenmiş dinlenme hakkına dayanmaktadır. Yıllık izin hakkı vazgeçilemeyen ve devredilemeyen bir dinlenme hakkıdır. Yıllık izin; çalışanın dinlenmek, ruhsal ve bedeni sağlıklarını, iş verimliğini korumaları ve kazanmaları amacıyla kullandırılmaktadır. Çalışanlara tanınan yıllık izin ÜCRETLİ olup, çalışanın her yıl belirli bir süre gelir endişesi çekmeden dinlenebilmesi amaçlanır. Yıllık iznin amacı, çalışanın çalışmış olduğu bir yıllık sürede yaşadığı yorgunluğu üzerinden atarak dinlenmesidir. Tüm istihdam şekillerinde yıllık izinde çalışanın başka bir işyerinde

(7)

çalışması yasaklanmıştır. Örneğin işçinin dinlenme hakkını kullandığı sırada başka işte çalışması dürüstlük kuralına aykırı bulunduğu için, işverene ödediği izin ücretini geri alma imkânı verilmiştir.

26.07.2018 tarihli 7146 sayılı Kanunla getirilen 21 günlük bedelli askerlik hizmetinin çalışanın YILLIK İZİN alarak/kullanarak veya işyerlerince/kurumlarınca kullandırılarak yerine getirilmesi yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde mümkün görülmemektedir.

Bilakis Kanun koyucu bedelli askerlik hükümlerinden yararlananların temel askerlik eğitimi süresince çalıştıkları iş yeri, kurum ve kuruluşlar tarafından aylıksız veya ücretsiz izinli sayılmalarına imkân tanımıştır.

VI- 7179 Sayılı Kanun ile getirilen Bedelli Askerlik düzenlemesi

Bilindiği gibi, 26 Haziran 2019 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 7179 Sayılı Kanun ile Bedelli Askerlik uygulaması yeniden düzenlenmiş ve kalıcı hale getirilmiştir.

Sözkonusu Kanun’daki ilgili maddeler şöyledir:

“Bedelli askerlik

MADDE 9 – (1) İstekli olanlardan Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyacı dikkate alınarak Bakanlıkça belirlenecek sayıda yükümlü, 240.000 gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak bedel tutarını silahaltına alınmadan önce Bakanlıkça belirlenecek sürede peşin ödemeleri ve bir aylık temel askerlik eğitimini tamamlamaları hâlinde askerlik hizmetini yerine getirmiş sayılırlar.

(2) İstekli sayısının bedelli askerlik için belirlenen sayıdan fazla olması hâlinde, bedelli askerlikten yararlanabilecek olanlar kura ile seçilir. İstekli sayısının yararlandırılacak sayısından az olması durumunda kura çekimi yapılmadan tüm istekliler bedelli askerlik hizmeti için seçilir. Yararlanma şartlarını haiz olanlar yasal erteleme hakları devam ettiği sürece seçime tabi tutulur. Bedelli askerlikten yararlanma hakkı elde edip de vazgeçenlere yeni bir hak verilmez.

(3) Bu uygulama kapsamında tahsil edilen tutarlar genel bütçeye gelir kaydedilmek üzere Bakanlık merkez muhasebe birimi hesabına yatırılır.

(4) Bedel ödenmesi ve uygulamaya ilişkin esaslar Bakanlıkça belirlenir.

(5) Bu madde kapsamında sevke tabi olanlardan katılmayarak bakaya kalanlar ile aynı celpte sevke tabi tutulan emsallerinin terhise hak kazanacağı tarihe kadar katılmayanlar kapsam dışına çıkarılarak bu kişilere erbaş ve er statüsünde askerlik hizmetleri tamamlattırılır. Kapsam dışına çıkartılanlara talepleri hâlinde geri ödeme yapılır.

(8)

(6) Bedelli askerlik hizmetinden; fiilî askerlik hizmetine başlayanlar, bakaya durumunda bulunanlar ve yoklamasının yapıldığı tarihte yoklama kaçağı veya saklı olanlar yararlanamazlar.

(7) Seferberlik ve savaş hâlinde bu madde hükümleri uygulanmaz.”

Buna göre; bedelli askerlik kapsamında olanlar 240.000 gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak bedel tutarını silah altına alınmadan önce peşin ödeyen kişiler, bir aylık temel askerlik eğitimini tamamlamaları hâlinde askerlik hizmetini yerine getirmiş sayılacaklardır.

Bedelli askerlik uygulamasının kalıcı hale getirilmesiyle birlikte, yukarıda yer verdiğimiz bedelli askerlik durumunda geçerli olan mevzuat hükümlerinin son bedelli düzenlemesi kapsamında da geçerli olacağını değerlendiriyoruz.

Sonuç

Muvazzaf askerlik hizmeti dolayısıyla iş sözleşmesinin feshi durumunda işçi kıdem tazminatına hak kazanmaktadır. Temel askerlik hizmetine tabi tutulmadan sadece bedeli ödenmek suretiyle askerlik hizmeti yerine getirilmiş ise bu durumda kıdem tazminatı doğmamaktadır. Kıdem tazminatı işçinin çalışmaları karşılığında alacağı toplam ikramiye olduğu dikkate alındığında sırf bu nedenle kıdem tazminatı hakkının kaybolmasını engellemek amacıyla 7146 sayılı Kanunla yapılan düzenleme ile 21 günlük temel askerlik hizmeti getirilmiştir. Bunun yanında yine aynı Kanunla ücretsiz izinli sayılma imkânı da sağlanmıştır. Sonuç olarak, 03.08.2018 tarihinden geçerli olmak üzere bedelli askerlik hizmetinden yararlanmak isteyen işçi ister bu dönemde ücretsiz izinli sayılır isterse de kıdem tazminatını talep edip işten ayrılışının gerçekleştirilmesini işvereninden talep eder. Askerlik nedeniyle işten ayrılmada ihbar tazminatı doğmaz.

İdareler tarafından normal askerlik veya bedelli askerlik hizmetinin yıllık izin kullandırılarak veya ücretsiz izin verilerek (bedelli askerlik hariç) sağlanması iş mevzuatına uygun olmadığı gibi buna imkan tanıyan ilgili kamu görevlileri hakkında ilgili mevzuat çerçevesinde (örneğin 657 sayılı DMK Madde 125) disiplin cezası uygulanabileceği gibi ceza kanunlarına göre de işlem tesis ettirilmesi söz konusu olabilir. Bu çerçevede, hangi mevzuat olursa olsun gerek işçiler gerekse de idareler kanunlara uygun olarak hareket etmeleri, mevzuata uygun olmayan bir işlem tesis ettirmemeleri gerekir. Aksi takdirde, idari, mali ve cezai sorumlulukların ortaya çıkması kaçınılmazdır.

Referanslar

Benzer Belgeler

Yüksek bir Türk gencine takdimdir. Ey benim pek çok kıymetli canım arkadaşım, kardeşim ve tertibim ve devrem olan arkadaşım! Şu kısa satırlarıma başlarken; önce

7179 sayılı Askeralma Kanununda da 7146 sayılı Kanunda olduğu üzere temel askeri eğitim şartı bulunduğu için her iki Kanun bakımından da temel askerlik eğitimi olan

Y aşar Kemal, konuşmasında bugünkü eğitim sistemimizi eleştirdi ve insanların ‘tüketim toplumu’ndan kurtulması gerektiğini söyledi. Taha

Olağanüstü hal kapsamında bazı tedbirler alınması ve Milli Savunma Üniversitesi kurulması ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair 669 sayılı Kanun

“askerlik çağına giren yükümlüler, askerlik yoklamasında veya askeri hastanelerin sağlık kurullarında, askerliğe elverişli olanlar ve askerliğe elverişli olmayanlar

Kademe ka- deme farklılaşmalar geçiren pluripotent hücreler, hematopoetik kök hücreler, mezenkimal kök hüc- reler ya da organlardaki kök hücreler gibi, daha

Genifl bir ekip içinde, çocuk patolo¤u ve t›bbi biyolog arkadafllar›yla birlikte yeni hastal›klar tan›mlam›fl, özellikleri çok az bilinen hastal›klar› ortaya

Türk geleneği içinde yetişmesine ve akademik bir eğitim görmesine karşın, Zeid'in resimlerinde ilgi­ mizi çeken doğunun parlak, sıcak renkleriyle çağdaş