• Sonuç bulunamadı

Sıçanlarda Yanık Yara Iyileşmesinde Topikal Olarak Uygulanan Sığla Yağının Etkileri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Sıçanlarda Yanık Yara Iyileşmesinde Topikal Olarak Uygulanan Sığla Yağının Etkileri"

Copied!
20
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

NKUBAP.00.20.AR.14.10 nolu proje SIÇANLARDA YANIK YARA İYİLEŞMESİNDE

TOPİKAL OLARAK UYGULANAN SIĞLA YAĞININ ETKİLERİ

Yürütücü:

Doç. Dr. Bahadır KUMRAL Araştırmacılar:

Yrd. Doç. Dr. Mehmet Emine YANIK Doç. Dr. Ramazan UYGUR

Doç. Dr. Cevat AKTAġ Yrd. Doç. Dr. Seyfi EMĠR Yrd. Doç. Dr. Ümit ġENER

Doç. Dr. Murat AYDIN Yrd. Doç. Dr. Mustafa ERBOĞA Yrd. Doç. Dr. Abdullah Erkan ORHAN

AraĢ. Gör. Ahsen YILMAZ AraĢ. Gör. Emine UYGUR Prof. Dr. Mustafa KULAÇ

2015

(2)

TÜRKİYE CUMHURİYETİ NAMIK KEMAL ÜNİVERSİTESİ

BİLİMSEL ARAŞTIRMA PROJELERİ BİRİMİ

SIÇANLARDA YANIK YARA İYİLEŞMESİNDE TOPİKAL OLARAK UYGULANAN

SIĞLA YAĞININ ETKİLERİ

ARAŞTIRMA PROJESİ

Yürütücü:

Doç. Dr. Bahadır KUMRAL

Araştırmacılar:

Yrd. Doç. Dr. Mehmet Emine YANIK Doç. Dr. Ramazan UYGUR

Doç. Dr. Cevat AKTAġ Yrd. Doç. Dr. Seyfi EMĠR Yrd. Doç. Dr. Ümit ġENER

Doç. Dr. Murat AYDIN Yrd. Doç. Dr. Mustafa ERBOĞA Yrd. Doç. Dr. Abdullah Erkan ORHAN

AraĢ. Gör. Ahsen YILMAZ AraĢ. Gör. Emine UYGUR Prof. Dr. Mustafa KULAÇ

Proje No: NKUBAP.00.20.AR.14.10

2015 – TEKİRDAĞ

(3)

ÖNSÖZ

ÇalıĢmamız sıçanlarda yanık yara iyileĢmesi üzerine antimikrobiyal özellikleri bulunan sığla yağının faydalı etkilerinin araĢtırılması amacıyla yapıldı. ÇalıĢmamız Namık Kemal Üniversitesi Bilimsel AraĢtırma Projeleri Birimi tarafından desteklendi (Proje No: NKUBAP.00.20.AR.14.10). Projemizin amacı doğrultusunda gerekli makine-teçhizat ve sarf malzemeler proje bütçesinden alınarak çalıĢmamız tamamlandı.

ÇalıĢmamızda 54 adet erkek sıçan dokuz gruba ayrıldı; 1) Yanık sonrası 4.gün grubu (Y), 2) Yanık sonrası 4.gün grubu+GümüĢ sülfadiazin uygulanan grup (Y+GS), 3) Yanık sonrası 4.gün+Sığla yağı uygulanan grup (Y+SY), 4) Yanık sonrası 8.gün grubu, 5) Yanık sonrası 8.gün grubu GümüĢ sülfadiazin uygulanan grup, 6) Yanık sonrası 8.gün+Sığla yağı uygulanan grup, 7) Yanık sonrası 12.gün grubu, 8) Yanık sonrası 12.gün grubu +GümüĢ sülfadiazin uygulanan grup, 9) Yanık sonrası 12.gün+Sığla yağı uygulanan grup. Deney sonunda sıçanlar sakrifiye edildi ve yanık bölgesi deri dokuları alınarak histopatolojik ve biyokimyasal incelemelerde kullanıldı.

Rutin doku takibi yapılan 5 μm kalınlığındaki deri kesitlerine mason trikrom boyaması ve proliferatif hücre çekirdek antijeni (PCNA) immünboyaması yapıldı. Biyokimyasal olarak hidroksiprolin düzeyleri belirlendi.

ÇalıĢmamızda histopatolojik değerlendirmelerde yara iyileĢmesinin aĢamaları olan inflamasyon, kollajen birikimi, anjiogenezis, granülasyon dokusunun oluĢumu ve epitelizasyon gibi parametrelerin Y+GS ve Y+SY gruplarında yanık gruplarına göre arttığı, Y+GS ve Y+SY gruplarının ise birbirine benzer olduğu gözlendi. PCNA immünboyaması sonucunda Y+GS ve Y+SY gruplarında yanık grubuna göre daha hızlı epidermal büyüme, kutikular tabakada daha çok kalınlaĢma ve daha belirgin yara iyileĢmesi olduğu gözlendi. Hidroksiprolin düzeylerinde grupların 4. gün alt grupları arasında fark gözlenmedi. 8. ve 12. günlerde Y+GS ve Y+SY alt gruplarında hidroksiprolin seviyeleri benzer bulunurken yanık alt gruplarına göre arttığı tespit edildi.

Sonuç olarak, sığla yağının topikal olarak yanık yara bölgesine uygulanması neticesinde elde edilen bulgular sığla yağının yanık yara iyileĢmesi üzerine olumlu etkileri olduğunu ve bu ajanın yanık tedavisinde alternatif olarak kullanılabileceğini göstermektedir.

Projemiz ile yapmıĢ olduğumuz çalıĢmanın verileri 26-28.ġubat.2015 tarihinde Gaziantep’de yapılan olan Anatomi Günleri 2015’te poster bildiri olarak sunuldu.

Ayrıca çalıĢmamızdan elde ettiğimiz sonuçların yazıldığı makale SCI kapsamında bir dergi olan “Analytical and Quantitative Cytopathology and Histopathology” tarafından yayınlanmak üzere kabul edildi.

(4)

İÇİNDEKİLER

Sayfa

Önsöz…...……….………. 3

Özet……...……….………. 8

Abstract………...

1.GiriĢ………..………...

9 10 2.Materyal Metod………...………...

3.Bulgular………...

11 14

4.TartıĢma.……….… 18

5.Kaynaklar…………..………..… 19

(5)

RESİMLER

Sayfa

Resim 3.1. Grupların deri kesitlerinin Masson trikrom boyamaları……… 14

Resim 3.2. Grupların deri kesitlerinin PCNA immunboyamaları ….………….. 16

(6)

TABLOLAR

Sayfa Tablo 2.1. Epitelizasyon, anjiogenezis, granulasyon dokusunun oluĢumu,

kollajen birikimi ve inflamasyonun histopatolojik skorlaması………. 12

Tablo 3.1. Epitelizasyon (E), anjiogenezis (A), granulasyon dokusunun oluĢumu (GDO), kollajen birikimi (KK) ve inflamatuar hücrelerin (IH) histopatolojik skorlaması……….………... 15

(7)

GRAFİKLER

Sayfa

Grafik 3.1. Grupların hidroksiprolin düzeyleri.………... 16

(8)

ÖZET Amaç

Organizmanın bölgesel olarak ateĢ, buhar, sıcak cisimler vs. ile karĢılaĢması sonucu geliĢen doku harabiyetine “yanık” denir. Sığla yağı (Styrax Liquidus), Liquidambar orientalis (Sığla (günlük) ağacı) gövdesinin yaralanmasıyla oluĢan bir üründür.

Geleneksel Türk tıbbında sığla yağı dudak çatlakları, yanıklar ve yaralara karĢı kullanılmaktadır. ÇalıĢmamızda sıçanlarda deneysel olarak oluĢturulan yanık yara modelinde sığla yağının yanık yara iyileĢmesi üzerine etkinlerinin araĢtırılması amaçlandı.

Gereç ve Yöntem

ÇalıĢmamızda Sprague Dawley cinsi 54 adet sıçan 3 ana gruba ayrıldı; Yanık, Yanık+GümüĢ sülfadiazin (Y+GS) ve Yanık+Sığla yağı (Y+SY). Her grup da kendi içinde 4, 8 ve 12 günlük tedavi grupları Ģeklinde 3’er alt gruba ayrıldı. Yanık yara modeli literatüre uygun olarak sıçanların sırt bölgelerinde oluĢturuldu. Deneyin sonunda yanık oluĢturulan bölgelerden alınan deri dokularında mason trikrom boyaması ve proliferatif hücre çekirdek antijeni (PCNA) immünboyaması yapıldı ve hidroksiprolin düzeyleri incelendi. Verilerin istatistiksel analizi ve gruplar arası karĢılaĢtırmalar yapıldı.

Bulgular

Histopatolojik değerlendirmelerde yara iyileĢmesinin aĢamaları olan inflamasyon, kollajen birikimi, anjiogenezis, granülasyon dokusunun oluĢumu ve epitelizasyon gibi parametrelerin Y+GS ve Y+SY gruplarında yanık gruplarına göre arttığı, Y+GS ve Y+SY gruplarının ise birbirine benzer olduğu gözlendi. PCNA immünboyaması sonucunda Y+GS ve Y+SY gruplarında yanık grubuna göre daha hızlı epidermal büyüme, kutikular tabakada daha çok kalınlaĢma ve daha belirgin yara iyileĢmesi olduğu gözlendi. Hidroksiprolin düzeylerinde grupların 4. gün alt grupları arasında fark gözlenmedi. 8. ve 12. günlerde Y+GS ve Y+SY alt gruplarında hidroksiprolin seviyeleri benzer bulunurken yanık alt gruplarına göre arttığı tespit edildi.

Sonuç

Sığla yağının topikal olarak yanık yara bölgesine uygulanması neticesinde elde edilen bulgular sığla yağının yanık yara iyileĢmesi üzerine olumlu etkileri olduğunu ve bu ajanın yanık tedavisinde alternatif olarak kullanılabileceğini göstermektedir.

Anahtar Kelimeler: Yanık yara, Sığla yağı, Sıçan, PCNA, Hidroksiprolin.

(9)

ABSTRACT

The Effects of Topical Treatment with Styrax Balsam on Burn Wound Healing in Rats

Objective

Region of organism encounter with fire, stream, hot objects etc. as a result developing tissue damage is called burned. Styrax oil (Styrax Liquidus) is a product of the body Liquidambar orientalis (Sweetgum (daily) tree) caused by injury. Styrax oil is used against lip cracks, burns and wounds in traditional Turkish medicine. The aim of the present study was to evaluate the effect of styrax oil on burn wound healing in experimental burn wound model rats.

Material and Method

In our study, fifty four Sprague Dawley rats were randomly divided into three experimental groups; Burn, Burn+Silver sulfadiazine (B+SS) and Burn+Styrax oil (B+SO) and all groups include subgroups 4th, 8th and 12th day (post burn). Burn wounds were made on the back of rat according to the literature. At the end of the study, the wound tissues were removed and stained with Masson trichrom and anti- proliferating cell nuclear antigen (PCNA) antibody as well as the determination of hydroxyproline levels.

Results

B+SS and B+SO groups was better than the Burn groups which involves steps that include inflammation, collagen deposition, angiogenesis, development of granulation tissue, and the repair of epithelium although these parameters were found similar between B+SS and B+SO groups. The expression of PCNA revealed a faster rate of epidermis growth, a greater thickness of the cuticular layer and wound healing in B+SS and B+SO treated wounds. There were no differences hydroxyproline levels among subgroups of burn group on the 4th post burn. Hydroxyproline levels were found similar among subgroup of B+SS and B+SO on the 8th and 12th post burn, although hydroxyproline levels were elevated in subgroups of burn group.

Conclusion

Our results indicate that the beneficial effects of the topical application of Styrax oil in the acceleration of wound healing in rats and the agent may alternatively be used in the treatment of burns.

Keywords: Burn wound, Styrax oil, Rat, PCNA, Hydroxyproline.

(10)

1. GİRİŞ

Organizmanın bölgesel olarak ateĢ, buhar, sıcak cisimler vb. ile karĢılaĢması sonucu geliĢen doku harabiyetine “yanık” denir. Doku harabiyeti proteinin denatüre olmasına bağlıdır; karĢılaĢmanın süresi ve Ģiddeti ile ilgili olarak çok değiĢik derinlik ve geniĢlikte görülür. Yanık hemen her zaman deri ve deri katlarını içeren, bazen de vücudun diğer organlarını hasara uğratan bir yaralanma türüdür. Hastaların tedavisi çok disiplinli bir yaklaĢım gerektirir. Yanık yaralanması ile baĢlayan ve yanık Ģiddetine göre aylar sürebilecek tedavi sürecinde, genel cerrahi, yoğun bakım, plastik ve rekonstrüktif cerrahi, fizik tedavi ve rehabilitasyon ve psikiyatri gibi birçok bilim dalının ortak çabası gerekir (Kulac ve ark., 2013).

Anadolu sığla ağacı (Liquidambar orientalis), Altingiaceae familyasından dünyada yalnızca Türkiye'de Fethiye ve Muğla civarında yetiĢen endemik sığla ağacı türüdür.

Ağaç 20 metreye kadar boylanabilir, görünüĢ olarak çınara benzer. Karaçamlarla karıĢık ormanlar oluĢturur. Uzun ömürlü bir ağaçtır. Sığla yağı iyi bir antiseptiktir.

Eczacılıkta, parfümeride ve ayrıca buhur olarak kilise vb. yerlerde kullanılır. Kuru yongaları çeĢitli ayinlerinde tütsü olarak kullanıldığından ağaca "günlük ağacı" denir.

Ağacın kabuğunun yaralanmasıyla, özünden elde edilen bir çeĢit balsam olan "Sığla yağı" özellikle parfüm sanayinde kullanılan önemli bir hammaddedir. Ağacın önemi, elde edilen bu yağdan kaynaklanmaktadır. Eskiden Türkiye'de 20 ton dolaylarında sığla yağı elde edilirken, günümüzde ormanların azalmasıyla yılda ancak 3-4 ton sığla yağı elde edilebilmektedir. Yağa, yurtiçinden ve yurtdıĢından yoğun talep olmakla berbaber, yeterli miktarda üretim olmadığı için bu talep karĢılanamamaktadır.

2000'li yıllarla birlikte artık parfümeri sanayinde sentetik fiksatörler kullanıldığından eskiden olan talepler azalmıĢ ve sığla yağı üretimi 1 tona kadar düĢmüĢtür (Gurbuz ve ark., 2013; Karadeniz ve ark., 2013).

Sığla yağının antioksidan ve antibakteriyel etkilerinin invitro tekniklerle gösterilmiĢtir (Andrikopoulos ve ark., 2003; Sagdic ve ark., 2005; Topal ve ark., 2007). Ayrıca yapılan bir çalıĢma sığla yağının çeĢitli patojen mikroorganizmalara karĢı geniĢ spektrumlu antimikrobiyal etkisini göstermiĢtir (Bayazit, 2009). Yara iyileĢmesi ve dokuların oksidatif hasardan korunması için antioksidan içeren bileĢenlerin topikal uygulanmasının faydalı olacağı yapılan çalıĢmalarla gösterilmiĢtir (Kumar ve ark., 2007). Bakteriyel kolonizasyon yara iyileĢmesini olumsuz etkiler.

Yanık yaralarında ölümlerin yaklaĢık %75’i enfeksiyonlara bağlı gerçekleĢmektedir (Vindenes ve ark., 1995). Ayrıca yapılan çalıĢmalar sığla yağının mide ülseri geliĢimini de önlediği gösterilmiĢtir. Antioksidan ve antimikrobiyal etkileri nedeniyle sığla yağının yara iyileĢmesini hızlandırıcı etki göstereceği düĢünülmektedir.

Literatür taramalarında benzer bir çalıĢmaya rastlamadığımızdan, Sığla yağı’nın antimikrobiyal özelliklerinden ötürü yanık yara iyileĢmesi üzerinde de etkinliği olabileceği düĢünüldü. Bu amaçla deneysel olarak ratlarda oluĢturulacak yanık yara modelinde Sığla yağı’nın yanık yara iyileĢmesi üzerine etkinlerinin biyokimyasal ve histopatolojik olarak araĢtırılması ve bu etkilerin yanık yara tedavisinde kullanılan gümüĢ sülfadiazin ile karĢılaĢtırılması planlandı.

(11)

2. MATERYAL METOD

AraĢtırmamız Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Hayvan Deneyleri Etik Kurulu tarafından onaylanmıĢtır ve çalıĢma süresince etik kurallara uygun olarak çalıĢılmıĢtır (Sayı: B.30.2.ÇAÜ.0.05.06-050.04-11 Tarih: 14.02.2014).

2.1. Deney Hayvanlarının Bakımı

ÇalıĢmamızda Kobay Deney Hayvanları Laboratuvarında üretilmiĢ ve standart laboratuvar koĢullarında (22±1 0C, 12 saat aydınlık/karanlık siklusunda) tutulan 54 adet Sprague-Dawley türü sıçanın ağırlıkları birbirine yakın olanları (325±25 g) aynı grupta olacak Ģekilde dokuz grup oluĢturuldu. Deneklerin gruplandırılması aĢağıdaki Ģekilde yapıldı;

Grup 1: Yanık (Y) sonrası 4. gün grubu (n=6)

Grup 2: Yanık sonrası 4. gün grubu+GümüĢ sülfadiazin (GS) uygulanan grup (n=6) Grup 3: Yanık sonrası 4. gün+Sığla yağı (SY) uygulanan grup (n=6)

Grup 4: Yanık sonrası 8. gün grubu (n=6)

Grup 5: Yanık sonrası 8. gün grubu GümüĢ sülfadiazin uygulanan grup (n=6) Grup 6: Yanık sonrası 8. gün+Sığla yağı uygulanan grup (n=6)

Grup 7: Yanık sonrası 12. gün grubu (n=6)

Grup 8: Yanık sonrası 12. gün grubu +GümüĢ sülfadiazin uygulanan grup (n=6) Grup 9: Yanık sonrası 12. gün+Sığla yağı uygulanan grup (n=6)

1, 4 ve 7.grupların kontrol grubu olarak deneye alınması planlandı. 2, 5 ve 8. grup deneklerde yanık oluĢturulması ve gümüĢ sülfadiazin%1 pomat topikal olarak yanık yara üzerine uygulanması; 3, 6 ve 9. grup deneklerde yanık oluĢturulması ve yara üzerini kaplıyacak Ģekilde sığla yağının yanık yara üzerine uygulanması planlandı.

Yanık yara modeli; sırt bölgeleri temizlenen sıçanlara 100 oC’de kaynatılan su içinde tutulan metal çubukların deriye 30 saniye süre ile temas ettirilerekoluĢturulması planlandı (Kim ve ark. 2001; Light ve ark. 2004; Meyerholz ve ark. 2009; Kulac ve ark. 2013). Deneyin sonunda intraperitoneal olarak uygulanacak 90 mg/kg ketamin+10 mg/kg xylazin anestezisi altında, deri biyopsi materyallerinin alınarak histopatolojik ve biyokimyasal incelemeler için rutin iĢlemlere tabi tutulması planlandı.

2.2. Işık Mikroskobik İnceleme

IĢık mikroskobik incelemeler için deri dokuları iĢlemlendirildi. Bu amaçla deri dokuları Bouin fiksatöründe 4 gün fikse edildikten sonra yıkama iĢlemine geçildi. Dokular 2 gün %70’lik alkolde yıkanarak, dehidratasyon iĢlemine geçildi. Dokular artan alkol serilerinde (%70, 90, 96, 100) 1’er saat tutuldu. Dehidratasyon aĢamasından sonra saydamlaĢtırma basamağı için dokular 3 seri 15’er dk toluol ile muamele edildi.

Gömme iĢleminden önce dokular yumuĢak parafinde 1 gece tutuldu. Bir sonraki gün deri dokuları yumuĢak parafinden alınarak 1 saat sıvı sert parafinde tutularak

(12)

bloklandı. Bu bloklardan Leica RM-2245 silindirli mikrotom kullanılarak 6 μm (mikrometre) kalınlığındaki kesitler alındı. Derideki histolojik yapı değiĢikliklerini ortaya koyabilmek amacıyla alınan kesitler Masson trikrom ile boyandı. IĢık mikroskobunda (Olympus CX41-Japan) incelenerek, bulguların fotoğrafları çekildi.

Histopatolojik olarak yara iyileĢmesinin aĢamaları olan inflamasyon, kollajen birikimi, anjiogenezis, granülasyon dokusunun oluĢumu ve epitelizasyon gibi parametreler değerlendirildi (Tablo 2.1).

Tablo 2.1. Epitelizasyon, anjiogenezis, granulasyon dokusunun oluĢumu, kollajen birikimi ve inflamasyonun histopatolojik skorlaması.

Tanımlama Skor

0 1 2 3

Epitelizasyon Yok Kısmen Ġnce Kalın

Anjiogenezis Yok Minimum Orta Belirgin

Granulasyon

dokusu oluĢumu Yok Minimum Orta Belirgin

Kollajen birikimi Yok Minimum Orta Çok

Ġnflamasyon Yok Minimum Orta ġiddetli

2.3. İmmünohistokimyasal inceleme (PCNA)

Ġmmünohistokimyasal incelemeler Hsu ve ark. (1981) tarafından açıklanan metoda göre yapıldı. Ġmmünohistokimyasal inceleme için deri dokusundan 5 μm kalınlığında kesitler alındı ve deparafinizasyon iĢlemini takiben kesitler suya indirildi. Suya indirilen kesitler antijen retrival içinde mikrodalga fırında 20 dk kaynatıldı. Oda ısısında 20 dk soğumaya bırakıldıktan sonra kesitler Fosfat Buffer Solüsyonu (PBS;

pH 7.6) ile yıkandı. Bu aĢamadan sonra hidrojen peroksidaz aktivitesinin giderilmesi için metanolde hazırlanan % 3’lük hidrojen peroksit (H2O2) ile 20 dk muamele edildi.

Distile su içinde çalkalanarak kesitler PBS ile yıkandı. Özgül olmayan antikor bağlanmalarını bloklamak üzere kesitlere % 1 preimmün rabbit serum (Ultra V Block, LabVision, TA-015-UB) uygulandı. Daha sonra kesitler nemli chamber içinde 1/100 oranında sulandırılmıĢ primer antikor (Mouse monoclonal anti-PCNA antibody, MS- 106-B, Thermo LabVision, USA) ile 1 saat süre ile inkübe edildi. Kesitler 3 kez PBS ile yıkama sonrasında 20 dk sekonder antikor solüsyonunda (Biotinylated Goat Anti- Mouse, LabVision, TM-015-BN) tutuldu. 3 kez PBS’de yıkanan kesitlere 20 dk streptavidin peroksidaz solüsyonu (Streptavidin Peroxidase, LabVision, TS-015-HR) uygulandı. Kesitlere 3 kez PBS ile yıkama sonrasında 10 dk 3-amino 9 etil karbazol kromojen solüsyonu (LabVision, TA-002-HAC) uygulaması yapıldı. Kesitler distile su ile yıkandıktan sonra 5 dk Mayer hematoksilen uygulanarak zıt boyama yapıldı.

Akarsuda 5 dk yıkanan kesitler kapatma solüsyonu (Mounting Medium, LabVision, TA-060-UG) konarak lamel ile kapatıldı ve ıĢık mikroskobunda (Nikon Optiphot 2, Nikon, Tokyo, Japan) değerlendirmeye alınarak, bulguların fotoğrafları çekildi.

(13)

2.4. Biyokimyasal Ölçümler 2.4.1. Dokuların Saklanması

Biyokimyasal analizler için alınan deri dokusu örnekleri öncelikle soğuk (+4 ºC) PBS (phosphate buffered saline) ile yıkandı ve kurutma kağıdı ile kurutuldu. Daha sonra alüminyum folyo içerisine sarılarak numaralandırıldı ve -25 °C’de muhafaza edildi.

2.4.2. Hidroksiprolin Seviyelerinin Belirlenmesi

Hidroksiprolin ölçümü deri örneklerindeki kollajen miktarını belirlemek için Bergman ve Loxley’in metodlarının (1963) modifikasyonuyla gerçekleĢtirildi. Deri dokusu 7M HCl ile 6 saat boyunca 110°C de inkübe edildi. Hidrolizat 4000g de santrifüj edildikten sonra 1ml supernatant 4 ml 4.8w / v% LiOH ve 0,1ml 7M HCl (37,5 mg doku/ml 7M HCL) ile nötralize edilip temiz tüplere aktarıldı. 1ml isopropanol ve 0,5 ml chloramin T solusyonu her örnek ve standart tüpüne eklenerek vortekslendi. Dört dakika sonra 1 ml Ehrlich reaktifi eklenip 60°C’de 20 dk inkübe edildi. Oda sıcaklığına geldiğinde 256 nm’de reaktif körüne karĢı okundu. Standart olarak hidroksiprolin kullanıldı.

2.5. İstatistiksel Analiz

Verilerin istatiksel olarak değerlendirilmesinde “PASW® Statistics 18 for Windows”

(SPSS Inc., Chicago, IL, USA) istatistik paket programı kullanıldı. Grupların dağılımı Shapiro-Wilk testi ile değerlendirildi. Veriler normal dağılım gösterdiği için parametrik olarak kabul edildi. Gruplar arası ikili karĢılaĢtırmalar independent sample t testi ile yapıldı. Elde edilen “p” değerinin <0,05 olması istatistiksel olarak anlamlılık ifadesi olarak kabul edildi. Elde edilen sayısal değerler ortalama ± standart deviasyon (SD) olarak tabloya geçirildi.

(14)

3. BULGULAR

3.1. Işık Mikroskopik Bulgular

Histopatolojik değerlendirmelerde yara iyileĢmesinin aĢamaları olan inflamasyon, kollajen birikimi, anjiogenezis, granülasyon dokusunun oluĢumu ve epitelizasyon gibi parametrelerin Y+GS ve Y+SY gruplarında yanık gruplarına göre arttığı, Y+GS ve Y+SY gruplarının ise birbirine benzer olduğu gözlendi (Resim 3.1, Tablo 3.1).

Resim 3.1. Grupların deri kesitlerinin Masson trikrom boyamaları.

(15)

Tablo 3.1. Epitelizasyon (E), anjiogenezis (A), granulasyon dokusunun oluĢumu (GDO), kollajen birikimi (KK) ve inflamatuar hücrelerin (IH) histopatolojik skorlaması. (GS: GümüĢ sülfadiazin, SY: Sığla yağı).

Gruplar Alt gruplar

Skor

IH KK A GDO E

Yanık-4

Yanık 1.00 (1.00-2.00) 1.00 (0.00-1.00) 0.00 (0.00-1.00) 0.50 (0.00-1.00) 0.00 (0.00-0.00) Yanık +GS 3.00 (2.00-3.00)a 2.00 (1.00-2.00)a 1.00 (1.00-2.00)a 1.00 (1.00-2.00)b 1.00 (0.00-2.00)a Yanık +SY 2.50 (1.00-3.00)b,e 2.00 (1.00-2.00)b,e 1.00 (0.00-2.00)b,e 1.50 (1.00-2.00)b,e 2.50 (1.00-3.00)b,e

Yanık -8

Yanık 1.00 (0.00-2.00) 1.50 (1.00-3.00) 1.00 (0.00-2.00) 1.00 (0.00-2.00) 1.00 (0.00-1.00) Yanık +GS 2.50 (2.00-3.00)c 3.00 (2.00-3.00)c 2.00 (1.00-3.00)c 2.00 (1.00-3.00)c 2.00 (1.00-3.00)c Yanık +SY 2.00 (2.00-3.00)c,e 3.00 (2.00-3.00)c,e 2.00 (1.00-3.00)c,e 2.00 (1.00-2.00)c,e 2.00 (1.00-2.00)c,e

Yanık - 12

Yanık 0.50 (0.00-1.00) 2.00 (1.00-3.00) 2.00 (1.00-3.00) 2.00 (1.00-2.00) 2.00 (1.00-2.00) Yanık +GS 1.50 (1.00-2.00)d 3.00 (2.00-3.00)d 3.00 (2.00-3.00)d 3.00 (2.00-3.00)d 2.50 (2.00-3.00)d Yanık +SY 0.50 (0.00-1.00)d,e 2.00 (1.00-3.00)d,e 2.00 (1.00-3.00)d,e 2.00 (1.00-2.00)d,e 2.50 (2.00-3.00)d,e

ap<0.01 Yanık-4+GS grubu Yanık-4 grubu ile karĢılaĢtırıldığında

bp<0.05 Yanık-4+GS grubu Yanık-4 grubu ile karĢılaĢtırıldığında

bp<0.05 Yanık-4+SY grubu Yanık-4 grubu ile karĢılaĢtırıldığında

cp<0.05 Yanık-8+GS ve Yanık-8+SY grupları Yanık-8 grubu ile karĢılaĢtırıldığında

dp<0.05 Yanık-12+GS ve Yanık-12+SY grupları Yanık-12 grubu ile karĢılaĢtırıldığında

ens: Yanık+SY grubu Yanık+GS grubu ile karĢılaĢtırıldığında

(16)

3.2. PCNA Bulguları

PCNA immünboyaması sonucunda Y+GS ve Y+SY gruplarında yanık grubuna göre daha hızlı epidermal büyüme, kutikular tabakada daha çok kalınlaĢma ve daha belirgin yara iyileĢmesi olduğu gözlendi (Resim 3.2).

Resim 3.2. Grupların deri kesitlerinin PCNA immunboyamaları.

(17)

3.3. Hidroksiprolin Düzeyleri

Hidroksiprolin düzeylerinde grupların 4. gün alt grupları arasında fark gözlenmedi. 8.

ve 12. günlerde Y+GS ve Y+SY alt gruplarında hidroksiprolin seviyeleri benzer bulunurken yanık alt gruplarına göre arttığı tespit edildi (Grafik 3.1).

Grafik 3.1. Grupların hidroksiprolin düzeyleri.

* p<0,001 Yanık-8 grubu ile karĢılaĢtırıldığında

** p<0,05 Yanık-12 grubu ile karĢılaĢtırıldığında

(18)

4. TARTIŞMA

ÇalıĢmamızda yanık yara iyileĢmesinde sığla yağının etkileri incelendi.

Sıcak cisim veya ortam ile temas sonucu deri ve deri altı dokularda hasar meydana gelmesi termal yanık olarak isimlendirilir. Sadece ABD de her yıl yaklaĢık 500000 kiĢi yanık nedeniyle tedavi görmektedir. Her yıl yanık nedeniyle yaklaĢık 4000 kiĢi ölmektedir. Bunların çoğu kaza sırasında veya hastane yolunda ölmektedir.

(Papini ve ark., 1995; Latenser ve ark., 2007) Hastaneye ulaĢabilenlerin en önemli ölüm nedeni ise enfeksiyonlardır. Yanık yara tedavisinde kullanılan ajanlar hem yara iyileĢmesini hızlandırmalı hem de enfeksiyon riskini minimuma indirmelidir. Tüm dünyada yanık tedavisinde en sık kullanılan ajan gümüĢ sülfadiazindir (Demling ve ark., 2002). GümüĢ sülfadiazinin epitelizasyonu hızlandırıcı (Atiyeh ve ark., 2007) ve bakteriyel kolonizasyonu artırıcı (Muller ve ark., 2002) etkileri olmakla birlikte ne yazık ki lökopeni, hepatik toksisite ve renal toksisite gibi yan etkileri vardır (Papini ve ark., 1995; Fraser ve ark., 2004;Chaby ve ark., 2005).

Yanık yara iyileĢmesinde değiĢik metodlar ve ilaçlar kullanılmaktadır. Bu yöntemlerin dıĢında yanık tedavisinde bitkisel ilaçların kullanıldığı pek çok çalıĢma bulunmaktadır (Kulac ve ark., 2013; Fatemi ve ark., 2014; Akbari ve ark., 2015).

Sığla ağacı Hamamelidaceae ailesine ait Türkiye'de yetiĢen endemik bir türdür (Davis, 1982). Sığla yağı (Styrax liqiuds; SL), sığla ağacının kabuğunda meydana gelen yaralanmalar sonucu elde edilen macun kıvamında bir maddedir. Bölge halkı tarafından antiseptik, topikal parazitisit, ekspektoran ve bazı cilt ve solunum yolu hastalıklarının tedavisinde kullanılmaktadır (Fernandez, 2005; Lee ve ark., 2009).Yapılan çalıĢmalar Sığla yağının antibakteriyel, anti-ulcerogenic ve yara iyileĢmesini hızlandırıcı etkileri göstermiĢtir (Lee ve ark., 2009; Gurbuz ve ark., 2013;

Hua ve ark., 2014; Suzek ve ark., 2015).

Bu çalıĢmada sıçanlarda deneysel olarak oluĢturulan yanık yara modelinde sığla yağının yanık yara iyileĢmesi üzerine etkinleri gümüĢ sülfadiazine ile karĢılaĢtırmalı olarak araĢtırıldı.

Elde edilen sonuçlara göre sığla yağının yanık yara iyileĢmesini önemli ölçüde hızlandırdığı ve olumlu etkileri olduğu bulundu. Bu durum sığla yağının yanık yara iyileĢmesinde alternatif bir tedavi olabileceğini göstermiĢ ve bu konuda literatüre önemli katkılar sağlamıĢtır.

(19)

5. KAYNAKLAR

Akbari H, Fatemi MJ, Iranpour M, Khodarahmi A, Baghaee M, Pedram MS, et al.

(2015). The healing effect of nettle extract on second degree burn wounds. World J Plast Surg. 4(1):23-8.

Andrikopoulos N, Kaliora AC, Assimopoulou AN, Papapeorgiou VP. (2003).

Biological activities of some naturally occurring resins, gums, and pigments against in vitro LDL oxidation. Phytotherapy Research. 17:501-507.

Atiyeh BS, Costagliola M, Hayek SN, Dibo SA. (2007). Effect of silver on burn wound infection control and healing: review of the literature. Burns. 33:139-48.

Bayazit V. (2009). Effects of Sweet Gum (Liquidambar orientalis), Mulberry leaves (Morus alba) and the larval ganglion extracts of Silkworm (Bombyx mori) on stroke parameters (hemoglobin, strokin, cortexin, frontalin, temporalin, parietalin, occipitalin, brain ventriculin, hemorrhagic clot) in rabbits (Lepus capensis). Journal of Animal and Veterinary Advances. 8:2164-2170.

Bergman I, Loxley R. (1963). Two improved and simplified methods for the spectrophotometric determination of hydroxyproline. Anal Chem. 35:1961-5.

Chaby G, Viseux V, Poulain JF, De Cagny B, Denoeux JP, Lok C. (2005). Topical silver sulfadiazine‑induced acute renal failure. Ann Dermatol Venereol. 132:891-3.

Davis PH. (1982). Flora of Turkey and the East Aegean Islands, Vol. 4. Edinburgh University Press: Edinburgh.

Demling RH, Leslie DeSanti MD. (2002). The rate of re-epithelialization across meshed skin grafts is increased with exposure to silver. Burns. 28:264-6.

Fatemi MJ, Nikoomaram B, Rahimi AA, Talayi D, Taghavi S, Ghavami Y. (2014).

Effect of green tea on the second degree burn wounds in rats. Indian J Plast Surg.

47(3):370-4.

Fernandez X. (2005). Chemical composition of the essential oils from Turkish and Honduras Styrax. Flavour and Fragrance Journal. 20:70-3.

Fraser JF, Cuttle L, Kempf M, Kimble RM. (2004). Cytotoxicity of topical antimicrobial agents used in burn wounds in Australasia. ANZ J Surg. 74:139-42.

Gurbuz I, Yesilada E, Demirci B, Sezik E, Demirci F, Baser KH. (2013).

Characterization of volatiles and anti-ulcerogenic effect of Turkish sweetgum balsam (Styrax liquidus). J Ethnopharmacol. 148(1):332-6.

Hsu SM, Raine L, Fanger H. (1981) Use of Avidinbiotin-Peroxidase Complex (ABC) in Immunperoxidase Techniques: A Comparison Between ABC and Unlabeled Antibody (Pap) Procedures. J Histochem Cytochem. 29:577-80.

Hua KF, Yang TJ, Chiu HW, Ho CL. (2014). Essential oil from leaves of Liquidambar formosana ameliorates inflammatory response in lipopolysaccharide- activated mouse macrophages. Nat Prod Commun. 9(6):869-72.

Karadeniz B, Ulker Z, Alpsoy L. (2011). Genotoxic and cytotoxic effects of storax in vitro. Toxicology and Industrial Health. 29(2):181-186.

(20)

Kim DE, Phillips TM, Jeng JC et al. (2001). Microvascularassessment of burn depth conversion during varying resuscitationconditions. J Burn Care Rehabil. 22:406–416.

Kulac M, Aktas C, Tulubas F, Uygur R, Kanter M, Erboga M, Ceber M, Topcu M, Ozen OA. (2013). The Effects of Topical Treatment with Curcumin on Burn Wound Healing in Rats. J Mol Histol. 44(1):83-90.

Kumar B, Vijayakumar M, Govindarajan R, Pushpangadan P. (2007). Ethnopharm acological approaches to wound healing:Exploring medicinal plants of India. Journal of Ethnopharmacology, 114: 103–113.

Latenser BA, Miller SF, Bessey PQ, Browning SM, Caruso DM, Gomez M, et al.

(2007). National Burn Repository 2006: a ten-year review. J Burn Care Res.

28(5):635-58.

Lee YS, Kim J, Lee SG, Oh E, Shin SC, Park K. (2009). Effects of plant essential oils and components from Oriental sweetgum (Liquidambar orientalis) on growth and morphogenesis of three phytopathogenic fungi. Pesticide Biochemistry and Physiology. 93:138-143.

Light TD, Jeng JC, Jain AK et al. (2004). Real-time metabolicmonitors, ischemia- reperfusion, titration endpoints and ultrapreciseburn resuscitation. J Burn Care Rehabil. 25:33–44.

Meyerholz DK, Piester TL, Sokolich JC, Zamba GKD, Light TD. (2009).

Morphological parameters for assessment of burn severity in an acute burn injury rat model. Int J Exp Path. 90:26–33.

Muller MJ, Hollyoak MA, Moaveni Z, Brown TL, Herndon DN, Heggers JP. (2003).

Retardation of wound healing by silver sulfadiazine is reversed by Aloe vera and nystatin. Burns. 29:834-6.

Papini RP, Wilson AP, Steer JA, McGrouther DA, ParkhouseN. (1995). Wound management in burn centres in the United Kingdom. Br J Surg. 82:505-9.

Sagdic O, Özkan G, Özcan M, Özcelik S. (2005). A study on inhibitory effect of sığla tree (Liquidambar orientalis Mill. var. orientalis) storax against several bacteria.

Phytotherapy Research. 19:549-551.

Suzek H, Celik I, Dogan A, Yildirim S. (2015). Protective effect and antioxidant role of sweetgum (Liquidambar orientalis) oil against carbon tetrachloride-induced hepatotoxicity and oxidative stress in rats. Pharm Biol. 16:1-7.

Topal U, Sasaki M, Goto M, Otles S. (2007). Chemical compositions and antioxidant properties of essential oils from nine species of Turkish plants obtained by supercritical carbon dioxide extraction and steam distillation. International Journal of Food Sciences and Nutrition. 59:619-634.

Vindenes H, Bjerknes R. (1995). Microbial colonization of large wounds. Burns.

21:575-9.

Referanslar

Benzer Belgeler

[r]

Bilateral Obstetric Palsy of Brachial Plexus - A Case Report Bilateral Do¤umsal Brakiyal Pleksus Felci.. Su um mm ma

ve 8.günlerde yapılan yara yü- zey alanı ölçümlerinde tedavi grupların- daki yaraların kontrol grubuna göre an- lamlı olarak daha hızlı iyileştiği görüldü.. gün-

Orta ve Doğu Karadeniz Bölgesi, Türkiye fındık üretiminin yaklaşık olarak % 65’ini sağlamakta ve aynı zamanda Karadeniz Bölgesinin en önemli tarım- sal

 Dokuların uzun süre basınç altında kalmasına bağlı olarak gelişen ve daha çok vücudun kemik çıkıntılarının üzerinde gözlenen iskemik doku kaybı bası

Yaralanmalar, deri bütünlüğünün bozulduğu açık yara özelliğinde olabileceği gibi vücut üzerinde gözle görülür herhangi bir belirti göstermeden künt yaralanma şeklinde

Yukarıda bahsedilen biyolojik olarak üretken alanların, Şekil 7’de ifade edilen insan tüketimi için kaynak oluşturacak kısmı biyokapasite olarak

“Rodop Rüzgârı” 12 Kasım 1999 tarihinde yayın hayatına gazete olarak başlamış ancak 2007 yılının Temmuz ayında Batı Trakya Türklerinin geçmişine ışık tutmak;