• Sonuç bulunamadı

RAPOR. #GönüllülükHerYerde

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "RAPOR. #GönüllülükHerYerde"

Copied!
14
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

RAPOR

(2)

İÇİNDEKİLER

HAKKIMIZDA

SosyalBen Vakfı . . . . 2

Sabancı Üniversitesi Toplumsal Duyarlılık Projeleri Ofisi . . . . 2

e-GÖNÜLLÜLÜK ZİRVESİ

PROGRAM . . . . 3

KONUŞMACILAR . . . . 4

SUNUŞ . . . . 5

AMAÇ . . . . 5

KAPSAM . . . . 5

DÜNYA’DA GÖNÜLLÜLÜK

MEVCUT DURUM ANALİZİ . . . . 6

SORUN VE ÇÖZÜM TESPİTLERİ . . . . 7

İYİLİĞİN e-HALİ

MEVCUT DURUM ANALİZİ . . . . 8

SORUN VE ÇÖZÜM TESPİTLERİ . . . . 9

DİJİTALLEŞEN DÜNYA’DA 3.SEKTÖR

GÜÇLÜ YÖNLER . . . . 10

ZAYIF YÖNLER . . . . 10

TEHDİTLER . . . . 11

FIRSATLAR . . . . 11

SORUN TESPİTLERİ . . . . 11

ÇÖZÜM ÖNERİLERİ . . . . 11

KAYNAKÇA

(3)

SosyalBen Vakfı, dezavantajlı bölgelerde yaşayan 7-13 yaş arası çocukların yeteneklerini keşfetmelerini ve geliştir- melerini amaçlayan; bu amaç doğrultusunda kişisel gelişimlerine katkı yapacak ulusal ve uluslararası düzeyde saha ve eğitim çalışmaları gerçekleştiren; çocuk ve gençlerin yaşadıkları dünyadan sorumlu yetişkinler olarak yetişmeleri için sosyal sorumluluk, girişimcilik ve gönüllülük bilinçlerini ve becerilerini güçlendirmeyi amaçlayan bir Sivil Toplum Kuruluşudur.

SosyalBen Vakfı; saha çalışmaları boyunca resim, müzik, dans, oyun, yaratıcı yazarlık, kısa film ve fotoğrafçılık, spor, icat olmak üzere 8 temel atölye çalışmalarıyla çocukların yeteneklerinin keşfedilmesi, geliştirilmesi ve yönlendir- ilmesine katkı sağlamaktadır.

Dünyada 11 ülkede, Türkiye’de ise 73 ilde 45 bini aşkın SosyalBen Çocuğunun yeteneklerini keşfetmel- eri ve geliştirmeleri için 581 topluluk gönüllümüz ve dijital ortamda SosyalBen çalışmalarına ortak olan 332 e-Gönüllümüz olmak üzere toplamda 913 SosyalBen Gönüllüsü ile çalışmalarını sürdürmektedir.

Sabancı Üniversitesi Toplumsal Duyarlılık Projeleri Ofisi

Toplumsal Duyarlılık Projeleri 1999 yılından bu yana Sabancı Üniversitesi eğitim programı dahilinde tüm öğrencilerin almakla yükümlü olduğu bir derstir. Bununla birlikte Sabancı Üniversitesi dışındaki üniversite öğrencilerinin de katılabileceği projeler düzenler. Toplumsal Duyarlılık Projeleri katılımcı demokrasinin bireylerce öğrenilmesini ve uygulanmasını amaçlayan bir eğitim programıdır. Bireylerin yaşadıkları topluma karşı sorumluluklarını bir takım çalışması içerisinde ve aynı zamanda bireysel inisiyatiflerini de ele alarak gerçekleştirmelerini amaçlamaktadır.

Toplumsal Duyarlılık Projeleri’nden bugüne kadar direk fayda sağlayan kişi sayısı 70.970’dir. Toplumsal Duyarlılık Projeleri kapsamında 1329 sosyal sorumluluk projesi gerçekleşmiş ve 6.440 üniversite öğrencisine gönüllülük yapma olanağı sağlanmıştır.

Toplumsal Duyarlılık Projeleri, akademik yıl içerisinde devam eden projelerin yanı sıra yarıyıl ve yaz tatillerinde İstanbul dışında Kendini Keşfet adıyla projeler de yürütmektedir. Kendini Keşfet Projeleri 2000 yılından bu yana Sabancı Üniversitesi’nden ve diğer üniversitelerden öğrencilerin gönüllü katılımıyla devam etmektedir. Sivil

toplum alanındaki kariyer imkanlarını üniversite öğrencilerinin tanıması amacıyla başlattığı STK Staj Programı ile de birçok üniversite öğrencisine sivil alanla tanışma fırsatı sağlamıştır.[

SosyalBen Vakfı

HAKKIMIZDA

(4)

Gelişen ve değişen dünya çerçevesinde, gönüllülüğün de geniş ve farklı bir perspektifte değerlendirilmesi noktasında yeni neslin Sivil Toplum Kuruluşu SosyalBen 2020’nin Mart ayında e-Gönüllülük hareketini başlattı.

e-Gönüllülük evde veya başka bir yerde erişilebilir ve web üzerinden erişimi olan bir bilgisayarda gönüllü olarak İnternet üzerinden yapılan işlerdir.[2] Bu faaliyetler sanal gerçeklikte yapılsa da sonuçları gerçek dünya için dikkate değer bir niteliktedir. İnternet üzerinden yapılabileceklerin ise sınırı yoktur. Bu kapsamda e-Gönüllülük kapasite güçlendirmeden, bilgi teknolojilerine, tasarımdan kaynak geliştirmeye yönelik önemli bir faaliyet alanıdır.

İnternet, dünyayı daha iyi bir hale getirmek isteyen herkes için uzmanlığını faydaya dönüştürmek için bir araç olabilir. Bu sanal aktiviteler mekân ve zamanın önündeki engelleri aşar, böylece fırsat eşitliği için de çok önemli bir rol oynamaktadır.

Gönüllülük, bireylerin toplumsal sorumluluk anlayışıyla, bir karşılık gözetmeksizin bilgi, zaman, beceri, deneyim ve kaynaklarını kendi özgür iradeleriyle bir amaç doğrultusunda kullanmasıdır. Dijital süreçte e-Gönüllülük diğer insanlara yardım etme isteğine, çevreleyen alanın iyileştirilmesine ve zamanımızı ve becerilerimizi özverili bir şekilde kullanmaya hazır olma sürecini ifade etmektedir.

Bu çerçevede içerisinde bulunduğumuz sosyal izolasyon sürecinde, özellikle gençlerin toplumsal fayda

sağlama çabası ve gönüllülüğün dijital dünyada da sürdürülebilirliği adına, Avrupa Parlamentosu’nun da iki yıldır gündeminde olan ve uluslararası alanda örnekleri bulunan e-gönüllülüğün Türkiye’de uygulanmasına öncülük etmek için, yeni neslin Sivil Toplum Kuruluşu SosyalBen Vakfı harekete geçti ve 20 yıldır gönüllülük alanında önemli çalışmalara imza atan Sabancı Üniversitesi Toplumsal Duyarlılık Projeleri birimiyle güçlerini birleştirdi.

Bu süreçte Türkiye’de yeni gelişmekte olan e-gönüllülük kavramını, SosyalBen Vakfı ve Sabancı Üniversitesi - Toplumsal Duyarlılık Projeleri işbirliğiyle gerçekleştirilen e-Gönüllülük Zirvesi’yle daha büyük kitlelere ulaştırarak konu hakkında farkındalık yaratmak amaçlanmıştır.

25 Kasım 2020 tarihinde gerçekleştirilen e-Gönüllülük zirvesinin program akışı aşağıdaki gibidir;

PROGRAM

13 .00-13 .20 AÇILIŞ KONUŞMALARI

Fuat Keyman – Sabancı Üniversitesi Rektör Yardımcısı Ece Çiftçi – SosyalBen Vakfı Kurucusu

Zeynep Bahar Çelik – Sabancı Üniversitesi Toplumsal Duyarlılık Projeleri Yöneticisi 13 .20-13 .50 DÜNYA’DA GÖNÜLLÜLÜK

Moderatör: Sibel Karaduman - SosyalBen Vakfı Nil Memişoğlu – UNV Türkiye Temsilcisi 13 .50-14 .00 Çay-Kahve Molası

14 .00-15 .00 İYİLİĞİN e-HALİ

Moderatör: Zeynep Bahar Çelik – Sabancı Üniversitesi Toplumsal Duyarlılık Projeleri Yöneticisi Ece Çiftçi – SosyalBen Vakfı Kurucusu

Ali Ercan Özgür – IDEMA Kurucusu 15 .00-15 .10 Çay-Kahve Molası

15 .10-16 .10 DİJİTALLEŞEN DÜNYA’DA 3.SEKTÖR Moderatör: Tuğçe Yavuz - SosyalBen Vakfı

Jülide Erdoğan – Yenibirlider Derneği Genel Müdürü İsmail Metin – Habitat Derneği Genel Sekreteri 16 .10- 16 .30 UMUT VADEDEN SOSYAL GİRİŞİMLER

Moderatör: Aslı Acar Geliş - Sabancı Üniversitesi Toplumsal Duyarlılık Projeleri Özlem Ülker – Abilitypool Kurucu Ortağı

16 .30- 16 .40 Çay-Kahve Molası

16 .40-17:10 ATÖLYE ÇALIŞMALARI (Paralel Oturumlar) Dünya’da Gönüllülük /İyiliğin e-Hali/Dijitalleşen Düyada 3.Sektör

e-GÖNÜLLÜLÜK ZİRVESİ

(5)

KONUŞMACILAR

FUAT KEYMAN

Sabancı Üniversitesi Rektör Yardımcısı

ZEYNEP BAHAR ÇELİK Sabancı Üniversitesi Toplumsal

Duyarlılık Projeleri Yöneticisi

ECE ÇİFTÇİ

SosyalBen Vakfı Kurucusu

NİL MEMİŞOĞLU UNV Türkiye Temsilcisi

ALİ ERCAN ÖZGÜR IDEMA Kurucusu

JÜLİDE ERDOĞAN

Yenibirlider Derneği Genel Müdürü

İSMAİL METİN

Habitat Derneği Genel Sekreteri

ÖZLEM ÜLKER Abilitypool Kurucu Ortağı

(6)

AMAÇ KAPSAM

Salgın dönemindeki süreç kapsamında iyiliğin e-halini, dijitaldeki gönüllüğün anlatılması, zamandan ve mekândan bağımsız gönüllülük faaliyetlerinin örneklerinin paylaşılması ve başlatılan

e-Gönüllülük hareketi kapsamında gündemde yaşanan dijital dönüşümü ve dünyadaki gönüllülük

algısının içselleştirilmesi üzerine mevcut durumun tartışılması, bu konu hakkındaki görüşlerin ifade edilmesi ve çözüm önerilerinin paylaşılması amacıyla

e-Gönüllülük Zirvesi gerçekleştirilmiştir.

25 Kasım 2020’de gerçekleştirilen e-Gönüllülük Zirvesine Türkiye’nin 34 farklı ilinden Dünya’nın 4 farklı

ülkesinden 106 genç katılım sağlamıştır.

Katılımcı gençlerin %80’i üniversite , %20’si ise lise öğrenimi gören öğrencilerden oluşmaktadır.

Katılımcılar 3 başlık kapsamında mevcut durum, sorun analizleri ve çözüm önerileri kapsamında uzman konukların moderatörler eşliğinde dinlenmesi ve ardından gençlerin atölye çalışması gerçekleştirmesi

ile sonlandırılmıştır.

SUNUŞ

Sanayi devriminin her aşaması, üretim süreci ile birlikte istihdam ve çalışma yaşamını değiştirmektedir. Bugün eylemlerimizi de geçmişten oldukça farklı süreçlerle gerçekleştirirken, iş, meslek ve öğrencilik tanımları

değişmekte, yepyeni işler, meslekler ve çalışma biçimleri ortaya çıkmaktadır. Diğer yandan, yapay zekâ ve giderek artan robotik teknolojiler de bu gelişim süreci hem daha ileriye götürmekte hem farklı kılmaktadır.

Dijitalleşen dünya, çalışma ilişkilerini kökten değiştirecek potansiyeller hayata geçirmektedir. Teknolojik gelişmeler sonucu sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçiş, insanlık tarihindeki değişimin bir başka evresini oluşturmaktadır. Bilgi toplumuna geçiş süreci aynı zamanda, terim olarak literatüre bu dönemde giren

“küreselleşme” olgusunun da tüm dünyada yaygınlaşmasına hız kazandırmıştır. Yeni normal dönem sonrasında internetin kullanılabilirliği ve diğer iletişim ve ulaşım araçlarının köklü bir şekilde yaygınlaşması birçok değişikliği de beraberinde getirmiştir.

Bu değişikliklerden birisi de gönüllülüğün dijitale evrilmesi neticesinde ortaya çıkmıştır.

Avrupa Parlamentosu’nun da iki yıldır gündeminde olan ve uluslararası alanda örnekleri bulunan e-Gönüllülüğün Türkiye’de uygulanmasına öncülük etmek için, yeni neslin Sivil Toplum Kuruluşu SosyalBen Vakfı olarak harekete geçtik ve 20 yıldır gönüllülük alanında önemli çalışmalara imza atan Sabancı Üniversitesi Toplumsal Duyarlılık Projeleri birimiyle güçlerimizi birleştirerek gençlerin yaşadıkları toplumdan ve dünyadan sorumlu olmaları adına uzmanlıklarını faydaya dönüştürmelerine ve dijital serüvenin sivil toplum alanında başlangıç noktası olan e-Gönüllülük zirvesini gerçekleştirdik.

Dünyayı bugünden daha iyi bir yer haline getirecek olan gençlerimize…

Sevgilerimizle,

SosyalBen Vakfı & Sabancı Üniversitesi Toplumsal Duyarlılık Projeleri Ofisi

(7)

SosyalBen Vakfı önderliğinde düzenlenen e-Gönüllülük Zirvesi’nin “Dünyada Gönüllülük” oturumunda

Birleşmiş Milletler Gönüllüleri (UNV) Türkiye Koordinatörü Nil Memişoğlu’nun konuşması dinlendi. Nil Memişoğlu konuşmasında gönüllü olmanın anlamına, yollarına ve dünyadaki gönüllülük oranlarına değindi. Dünya genelinde süregelen salgının etkilerinin hala devam etmesi sebebiyle saha çalışmalarına ara vermek zorunda kalan Sivil Toplum Kuruluşlarının bu süreçten nasıl etkilendikleri ve uyguladıkları yeni yöntemlere dikkat çekti. Diğer oturumlar da sonlandıktan sonra zirveye katılım sağlayan gençler ile birlikte atölye çalışması yapıldı. Dünya’da Gönüllülük atölyesinde Nil Hanım’ın konuşmasından yola çıkılarak aşağıdaki başlıklar hakkında konuşuldu.

1. Dünya’da Gönüllülük Sivil Toplum Çalışmalarının Durumu?

2. Türkiye’deki Gönüllü Çalışmalar ve Gönüllü Katılım Oranı?

3. Sivil Toplum Çalışmalarında Gönüllü Katılımı Nedir?

4. Dünya’dan İyi Ülke Örnekleri

Atölyeye katılan katılımcılar yukarıdaki konu başlıklarından hareketle, mevcut durum göz önüne alınarak dünyadaki sivil alan çalışmalarını arttırmak için nasıl yollara başvurulması gerektiği ve halihazırda aktif olarak çalışmalar yapan Sivil Toplum Kuruluşlarına olan katılımın nasıl arttırılabileceği üzerine fikir alışverişi yaptılar.

MEVCUT DURUM ANALİZİ

Nil Memişoğlu konuşmasında gönüllülük kavramını, “kendi özgür iradenle maddi bir kaygı içerisinde olmadan aile ya da yakın çevre dışındaki canlılara ayırdığın vakit” olarak tanımladı. Gönüllü olmanın pek çok farklı yolu bulunmaktadır. Gönüllü faaliyetler, toplumların temel taşlarından biridir, nitekim gönüllülük beraberinde topluma dayanışma ve refah getirdiği gibi aynı zamanda ülkelerin ekonomisine de ciddi katkıda bulunur. Gönüllü olmak isteyen her birey, bunu kişi veya kuruluşlara bağlı olarak gerçekleştirebileceği gibi, bunlardan bağımsız kendi rotasında da gerçekleştirebilir. Gönüllü yapılan projeler kişinin kendi isteğiyle yönlendiği alanlar bütününde olacağı için (örneğin, çocuklar veya yaşlılarla ilgili nasıl bir projeye dahil olmak istediğine kişinin kendi karar vermesi) hayatına yön vermek ve anlamını bulmak için iyi bir fener görevi de görmektedir.

Toplumsal faydalarla birlikte bireylerin kariyerlerinde de sosyal sorumluluk geçmişlerinin olması her zaman artı faktördür. Sosyal sorumluluk projelerinde yer almış bireylerin liderlik, iletişim becerileri, empati ve ekip çalışması gibi özelliklerinin ciddi bir gelişme göstermesiyle birlikte işverenleri için de projelere katılım göstermiş olmaları bu özellikleri bulundurduklarına dair iyi bir referans olmaktadır.

Gönüllülük, toplumda her zaman var olan fakat zaman içerisinde şekillenen ve hâlâ da şekillenmeye devam eden bir kavramdır. Gönüllülük,resmi kaynaklara göre uzun bir geçmişe dayanmaktadır. 1755

yılında Fransa’da “gönüllülük” kelimesi askerler için kullanılmakta ve “askeri hizmet için kendini sunan” anlamına gelmekteydi.

Zaman geçtikçe “gönüllülük” kavramı olgunlaştı ve günümüzdeki anlamını kazandı. Bu olgunlaşma süreci günümüzde de olduğu gibi toplumsal olaylarla harmanlanmıştır.

Başka bir deyişle tarihteki büyük savaşlar (I. ve II. Dünya Savaşı) gönüllülük kavramının önünü açmış ve pek çok Sivil Toplum Kuruluşunun kurulmasına öncülük etmiştir;

UNESCO, Avrupa Konseyi ve Uluslararası Sivil Hizmet bunlara verilebilecek bazı

örneklerdir. Bu durumu günümüz koşullarında incelediğimizde içerisinde bulunduğumuz salgın durumu saha çalışmalarını süresiz olarak kısıtlamış olsa bile gönüllülük oranlarında hem sayısal bir artış hem de demografik bir çeşitlenme görülmektedir.

Zamanın getirdiği yeni şartlar dolayısıyla gönüllülük faaliyetleri duruma ayak uydurarak çevrim içi hale gelmiştir.

“Dünyada 1 milyar kayıtlı gönüllü bulunmakla birlikte 109

milyon aktif gönüllü bulunmaktadır”

Dünya’da Gönüllülük oturumunu izlemek için tıklayın.

DÜNYA’DA GÖNÜLLÜLÜK

(8)

DÜNYA’DA GÖNÜLLÜLÜK

biri ortak bir kriz durumunda insanların yardım etme isteğinin doğması ve önceden gönüllü olmak isteyip de vakit veya motivasyon bulamayan insanların karantina sürecinde bu fikre daha istekli yaklaşmasıdır. Örneğin, İngiltere göz önüne alındığında 4 milyon 182 bin 856 gönüllü bulunmaktadır ve bu gönüllülerin %60’ını 65 yaş üstü insanlar oluşturmaktadır. Salgın sonrasında elde edilen verilere göre gönüllü sayısı artmış olmakla birlikte demografik

olarak bakıldığında artışın ana sebebi gençlerin de gönüllü olmaya başlamasıdır. Aynı zamanda Sivil Toplum Kuruluşları çevrim içi projeler geliştirerek gönüllülerin ülke sınırları dışına çıkmasına olanak sağlamış ve uluslararası projeler yapmaya başlamıştır. Örneğin, UNV bünyesinde yapılan bir projede farklı ülkelerde yaşayan insanlar gönüllü çalışmalarla diğer ülkelerdeki insanlarla ve onların Sağlık Bakanlıklarıyla iletişime geçerek köprü görevi görmüşlerdir. Bu açıdan bakıldığında Covid-19 salgını dünyaya dayanışmanın ve birlikteliğin önemini anlatmak ile birlikte her büyük dünya krizinin bir getirisi olarak dünyada gönüllülük oranını da arttırmıştır. Buna bir diğer örnek ise yakın zamanda meydana gelen İzmir depremi sonrasında gönüllülük çalışmalarının çok hızlı bir şekilde organize edilerek, ülke çapında yardım hareketlerinin başlatılmasıdır. Aynı zamanda İzmir depreminin yaralarının sarılmasında kuşkusuz ana kahramanlardan olan AFAD, depremden kısa süre sonra sadece iki günde 13 bin başvuru aldıklarını açıklamıştır. Bu da gösteriyor ki bireyler, toplumsal olaylarda dayanışma içerisinde olmaya ihtiyaç duyuyor ve bu zamanlarda gönüllülük kavramı önem kazanmakla beraber gelişmektedir.

“Covid-19 salgını dünyaya dayanışma ve birlikteliğin önemini

anlatmak ile birlikte dünyada gönüllülük oranını da arttırmıştır.”

SORUN VE ÇÖZÜM TESPİTLERİ

Oturumları ardından düzenlenen atölye etkinlikleri sırasında genç katılımcıların büyük bir çoğunluğu, Türkiye’de var olan aktif gönüllü sayısının düşük olduğunu belirtti. Bu düşünce İstanbul Bilgi Üniversitesi Sivil Toplum

Çalışmaları Merkezi tarafından yapılan bir araştırma sonucunda da Türk halkının %9’unun gönüllülük çalışmalarında yer aldığı bilgisiyle örtüşmektedir.

Bunun yanı sıra katılımcıların büyük bir kısmı da gönüllülüğe teşviğin yeterli olmadığından bahsetti. Buna çözüm olarak okullarda ve özellikle lise yıllarında bu teşviğin sağlanması gerektiği, sağlandığı takdirde Türkiye’deki aktif gönüllülük sayısında büyük bir artış olacağı savunuldu. Gönüllülüğün kulaktan kulağa da yayıldığı, gönüllünün yaptığı çalışmadan memnun kalması sonucu çevresindekileri de gönüllü çalışmalara teşvik ettiğini eklediler.

Bazı katılımcılar ise Sivil Toplum Kuruluşlarının iş ilanlarında aradıkları profillerin halkın yüksek kısmına hitap ettiğini ve dünyanın sürekli değişmesi durumundan dolayı daha az özellik aranması gerektiğini belirtti. Bu durumun bir yabancılaştırma oluşturduğunun ve alt tabakadaki halka ulaşmayı engellediğini dile getirdiler. Ayrıca, Sivil Toplum Kuruluşlarına alınan iş alanlarının sadece belirli meslek gruplarından oluşmasının büyük bir eksiklik olduğunun, birçok farklı meslekten insanın işe alınması gerektiğinin altını çizdiler.

Sivil Toplum Kuruluşlarıyla ilgili olarak katılımcılar tarafından, devlet tarafından maddi destek sağlanılması gerektiğini çünkü sponsorun sponsorluğunu iptal etmesi durumunda buna bağlı olan kuruluşlarda gelir kaygısı yaşanabileceğinin konusu üzerinde duruldu. Eğer devlet tarafından bir destek sağlanırsa gönüllülük sayısında da büyük bir artış gözlemlenebileceği konusunda fikirler öne sürüldü.

Katılımcıların çoğunluğu günümüzde Türk halkının büyük bir kısmını Sivil Toplum Kuruluşlarına katılmaktan geri tutan en etkili nedenlerden birinin de politik söylemler ve politik duruş olduğunu belirti. Bu düşüncenin devamında da AFAD’ın tüm aktivitelerini sosyal medyada paylaşmasının katılımcı ve kuruluş arasında bir şeffaflık yarattığı örneğini verdiler. Devamında da tüm Sivil Toplum Kuruluşlarının aktif ve potansiyel katılımcıları ile şeffaflık temelli bir ilişkide bulunmaları gerektiğini önerdiler.

Buna ek olarak, genç katılımcılar gelecek kaygısının da Sivil Toplum Kuruluşlarının bir kariyer olarak tercih edilmeme nedeni olarak sundu.

Hazır çevrim içi döneme geçiş yapılmışken, erişimi zor olan yerleri hedef alan projelerin geliştirilmesi ve devletin maddi desteği ile gerçekleştirilmesi gerektiğini öne sürdüler.

Katılımcılar son olarak çevrim içi gerçekleştirilen saha çalışmalarının, özellikle çocuk odaklı olan saha

çalışmalarının, her ne kadar yüz yüze gerçekleştirilen haliyle aynı derecede etkili olmasa da kısmen bir temasın var olması bile çocuklara bir destek olduğunu söylediler. Çevrim içi verilen eğitim çalışmalarının da aile desteği ile sürdürüldüğü, ilk önce aileye eğitimin verildiği ardından da çocuklara eğitim verilirken aileden de destek alındığını dile getirdiler.

(9)

“İyiliğin e-Hali” oturumunda SosyalBen Vakfı Kurucusu Ece Çiftçi ve IDEMA Kurucusu Ali Ercan Özgür,

gönüllülüğün dijital ortamda gerçekleşmesi üzerine düşüncelerini ve deneyimlerini paylaştı. Salgın döneminde hızla gerçekleşen dijitalleşme karşındaki adaptasyon süreçleri, toplumun gönüllülük algısının zaman içindeki değişimi ve bu değişime salgının etkisi konuları detaylı bir şekilde konuşuldu. Geçmişten bugüne gönüllülüğün evrimi incelendi.

Dijitalleşmenin de etkisiyle gönüllülerin demografik yapısının değiştiği ve gönüllü hareketlerin görünürlüğünün farklı bir noktaya geldiği belirtildi. Sosyal medyanın sağladığı iletişim ve görünürlükle birlikte saha çalışmalarında artış gözlendiği ve sosyal girişimciliğin kariyer anlamında tercih edildiği konuşuldu. Teknolojinin ve dönemsel yaşanan olayların getirmiş olduğu dijitalleşmenin, gönüllülüğü kolaylaştırdığı vurgulandı. Ece Hanım’ın ve Ali Ercan Bey’in konuşmaları doğrultusunda gerçekleştirilen atölyede, aşağıdaki başlıklar üzerinde duruldu.

1. Gençler Dijital Dönüşümden Ne Anlıyor?

2. Dijital Dönüşümde Gönüllülük Ne Durumda?

3. Dijital Dönüşümle Gönüllülük Katılımı Nasıl Arttırılabilir

İyiliğin e-Hali oturumunu izlemek için tıklayın.

Bu sorular ışığında gerçekleştirilen atölyede, dijitalleşme ve gönüllülük arasındaki bağlantı incelendi ve katılım oranının artması için çözüm önerileri getirildi.

MEVCUT DURUM ANALİZİ

Ece Çiftçi ve Ali Ercan Özgür, gönüllülüğün dijitale taşınmasının vakit ve nakit sorununu en kolay şekilde çözdüğünden bahsetti. Kurumlar açısından bakıldığında, bir etkinliğin gerçekleşmesi için gerekli mekân ve malzemelerin temin edilmesi bakımından ihtiyaç duyulan zaman ve maddi güç gereksinimi azalmıştır. Gönüllü bireyler tarafından ise durum yine aynı sonucu vermektedir. Bu sayede bireyler farklı aktivitelere daha rahat ulaşmaya ve bu aktivitelere daha fazla zaman ayırmaya başladı. Toplumdaki genç bireylerin dijitale yaklaşımı ise benzer bir anlam taşıyor.

Fiziksel olarak yapılması beklenen görevlerin ya da etkinliklerin dijitale aktarılması, katılımın artmasını sağlayan bir faktör olarak görülüyor. En önemli örneklerinden biri uzakta ikamet eden bir bireyin dijital ortam vasıtasıyla etkinliklere katılım göstermesidir. Bir diğer kavram ise dönüşüme ayak uydurmak

amacıyla meydana çıkan dijital saha konseptidir. Eğitim içerikli aktivitelerin yanı sıra, bireylerin fiziksel olarak gerçekleştirebileceği çalışmaları uzaktan ve dijital ortam kullanarak gerçekleştirmesi, iyiliğin e-halinin temellerini oluşturmuştur.

Dijitalleşme, saha çalışmaları gerçekleşirken eş zamanlı olarak arka planda

tamamlanması gereken, fiziksel ortam ihtiyacı saha çalışmalarına göre daha az olan projelere ilgiyi ve gönüllülüğü arttırması sebebiyle, özellikle Sivil Toplum Kuruluşları için daha faydalı bir noktaya ulaşmıştır. Aynı zamanda X kuşağının bu dönüşüme ayak

uydurma konusunda Y ve Z kuşağına göre daha fazla zorlandığı gözlemlenmektedir. Gerçekleştirilen projelerin X kuşağını dijitalleşmeye dahil edilerek planlanması, gönüllülük demografisinin değişmesini ve gönüllü yaş aralığının genişlemesine katkı sağlayacağı düşünülmektedir.

Diğer taraftan, kuruluşların gönüllüleri özne konumuna getirmesi, sorumluluk ve inisiyatif almaları konusunda teşvik etmesi de ilginin artmasını ve dolayısıyla katılımın artmasını etkileyen bir faktördür. Bireyin kuruma karşı hissettiği aidiyet duygusunun güçlenmesi açısından önemli bir nokta olduğu düşünülmektedir. Kurumun bireye katabileceği kazanımlar ve bireyin tatmin seviyesinin vurgulanması, gönüllülüğün fark edilmesini sağlamak için

“Gönüllülüğün dijitale taşınması vakit ve nakit

sorununu en kolay şekilde çözdü.”

İYİLİĞİN e-HALİ

(10)

İYİLİĞİN e-HALİ

yaygınlaştığı belirtildi. Yapılan projelerin, etkinliklerin sosyal medyada ya da ulaşabildiğimiz her kanal üzerinden paylaşılmasının, duyurulmasının yani görünürlüğün olabildiğince artırılmasının yararları konuşuldu. İyiliğin de reklamının yapılması gerektiği iyiliğin de paylaşarak artacağı üzerinde duruldu.

Dijital dünyaya geçişle beraber daha çok kişiye daha kolay bir şekilde ve daha az masrafla, limit olmadan ulaşılabildiği ve bunun inanılmaz fayda getirebileceği konuşuldu. Yönelmemiz gereken asıl konunun teknolojiye erişimi zor olan, sosyo-ekonomik açıdan dezavantajlı bölgede bulunan kişilere nasıl ulaşılabileceğinden ve bunun öneminden bahsedildi.

“Teknolojiye ulaşması zor olan, sosyo- ekonomik açıdan dezavantajlı bölgede

bulunan kişilere nasıl ulaşılabileceği düşünülmesi gerekn bir konu”

SORUN VE ÇÖZÜM TESPİTLERİ

Dijital dünyada gönüllülüğün önemi ve dijitalleşmenin sunduğu faydaların yanısıra, gönüllü katılımının artırılması ve Sivil Toplum Kuruluşlarının vizyonu ve misyonunun kamuoyuna doğru ve açık bir şekilde aktarılması

gerektiğinden özellikle bahsedildi.

Günümüz dünyasında iyi bir vatandaş olma algısı iyi bir dijital vatandaş olma yolunda hızla ilerlemektedir. Bu algı doğrultusunda, teknolojinin doğru kullanımı, iletişim ve bilgi aktarımının açık bir şekilde gerçekleşmesi, iyiliğin e-hali teması kapsamındaki temel sorunun önemli bir çözümü olarak ele alınabilmektedir.

Bilginin teknolojik araçlar ve sosyal medya üzerinden aktarıldığı sanal ortamda bilinçli, güvenli ve etkin hareket etmek, dijitalleşmenin bir sonucu olarak dijital vatandaş olarak tanımlanan kitlenin dikkatini çekmek ve güvenini kazanarak katılımını sağlamak, belirlenen sorun için bir çözüm olarak önerildi. Buna örnek olarak Türkiye’de çevrecilik alanında faaliyet gösteren Sivil Toplum Kuruluşlarının dijital aktivizm faaliyetleri incelendiğinde, iletişim teknolojilerinin kullanımının harcanan maliyeti düşürmesinin yanında hızlı iletişimi mümkün kıldığı da gözlemlenmiştir.

Basılı el broşürleri, pankartlar, ilanlar yerine toplu e-posta gönderimi, blog içerikler üretme, sosyal ağlardan hesap açarak paylaşımlar yapma gibi düşük maliyetli ve çevreye zararı olmayan bu uygulamaların daha pratik ve kurumların amacına uygun olduğu düşünülmektedir. Ana akım medyanın desteği olmadan alternatif internet ortamları sayesinde kamuoyunun ilgi ve dikkatinin toplanabildiği belirtilmektedir.

Sivil Toplum Kuruluşlarının, teknolojik gelişmelerle birlikte bilinç ve farkındalık yaratma amacıyla sosyal medya araçlarını tercih ettiği bilinmektedir. Bu sayede sosyal medyanın enformasyon imkanı sağladığı, gönüllüleri davet etme ve eyleme geçirmeye yardımcı olduğu, gönüllüler ve üyeler arası iletişim- etkileşim olanağı sunduğu, STK’lar arasında iletişim bağı kurduğu, fon toplama ve kaynak oluşturmayı güçlendirdiği bilinmektedir (Binark ve Löker, 2011).

(11)

Zirvenin son oturumu olan “Dijitalleşen Dünya’da 3.sektör”de Yenibirlider Derneği Genel Müdürü Jülide Erdoğan ve Habitat Derneği Genel Sekreter Yardımcısı İsmail Metin’in, Sivil Toplum Kuruluşlarının özellikle de salgın sayesinde dijitalleşme sürecine nasıl uyum sağladıklarını konuşuldu. 3. sektör, kar beklentisi olmayan ve gönüllü olarak yürütülen Sivil Toplum Kuruluşları olarak tanımlanabilir.

Devlet ve ekonomiden bağımsız olan 3. sektör, sivil toplumun önemli bir parçasıdır (Akboğa & Arık, 2018). Katılımcılarımız Erdoğan ve Metin’in de ortak görüşü, dijitalleşmeye her durumda adapte olması gereken 3. sektörün, mevcut salgın süreci sebebiyle, adaptasyonun hızlı olmak zorunda olduğu yönündeydi.

Başta Sivil Toplum Kuruluşları olmak üzere tüm sektörler mekândan bağımsız ve zamanlama olarak paralel ilerlediği sürece devamlılığını sürdürebilecekleri konuşuldu. Dijitalleşmenin saha çalışmalarını kısıtladığı görüşü her ne kadar doğru olsa da konuşmacılarımızın da ortak görüşü kalıcılığın anahtarının ‘dijitalleşen dünyaya ayak uydurmak’ olduğuydu.

1. Mesafe engelinin kalkmasıyla birlikte mekandan bağımsız çalışmalar yapılmaya başladı dolayısıyla fırsat eşitsizliği azaldı.

2. Sertifikalarda dahi dijital belgelere başvurulması hem dijitale dönüş olarak hem de çevrecilik anlamında pozitif bir durum yarattı.

3. Dijitalleşmeyle ihtiyaç olabilecek verilere ulaşım kolaylaştı.

4. Dijitalleşmeyle vakit ve nakit problemleri de çözüldü.

5. Özel kuruluşlar ve Sivil Toplum Kuruluşları işbirliği yapıyor ve bu durum iki tarafı da karşılıklı güçlendiriyor.

Sivil toplum kuruluşları, özel sektörü prestij ve halkla ilişkiler alanlarında beslerken, özel kuruluşlar da sivil toplum kuruluşlarına kaynak ve fon desteği sunuyor.

6. Dijital sistemlerdeki Sivil Toplum Kuruluşları ve etkinlikleri, 21.yüzyılın en büyük gerekliliklerinden olan

“örgülenim” (networking) geliştirmek için bir fırsat oluşturuyor.

7. Dijital platformlardan biri olan sosyal medya kanalları, Sivil Toplum Kuruluşlarıyla karşılıklı bir kazanç durumu içindedir. (Onat, 2010)

8. Salgın sebebiyle birçok sektörde küçülme görülürken, dijitalleşmenin katkısıyla birlikte Sivil Toplum Kuruluşlarında büyüme gözlemleniyor.

GÜÇLÜ YÖNLER

Dijitalleşen Dünya’da 3.Sektör oturumunu izlemek için tıklayın.

1. Hibe ve fon ile çalışan projeler sekteye uğradı.

2. Dijital zorunluluk sosyal problemlere yol açtı.

3. Sahada çalışan sivil toplum kuruluşları için büyük zorluklar oluşmaya başladı.

4. Dijitalleşen sivil toplum çalışmaları henüz toplumun her yaş kesimine değil, daha çok genç kuşağa hitap ediyor. Kuşak yaşı arttıkça, sivil toplum çalışmalarını anlatmak da zorlaşıyor.

5. Sivil Toplum Kuruluşlarının tamamı henüz dijitalleşmeyle ilgili gerekli donanım ve bilginin hepsine sahip değil.

6. Dijital olarak yapılan gönüllülük çalışmaları ve sivil toplum etkinlikleri henüz sürdürülebilir bir akış

ZAYIF YÖNLER

DİJİTALLEŞEN DÜNYA’DA 3.SEKTÖR

(12)

DİJİTALLEŞEN DÜNYA’DA 3.SEKTÖR

1. Dijitalleşmeye ayak uyduramayan kurum ve kuruluşlar, yavaşça etkisini ve varlığını kaybetme tehlikesiyle karşılaşıyor.

2. Çok ani gerçekleşen bu dijital dönüşüm bir panik yarattı. Bu yaşanan paniğin etkisi negatif olarak hissediliyor.

TEHDİTLER

1. Mekân bağımsızlığının yarattığı fırsat eşitsizliğinin kalkmasıyla birlikte mesafe ve mekan fark etmeksizin paralel çalışmalar yürütülebilir, dolayısıyla Sivil Toplum Kuruluşlarının etkisi daha da yaygınlaşabilir.

2. Gönüllülük kavramı, dijitalleşmenin de yardımıyla birlikte, popüler bir kavram olarak karşımıza çıkıyor.

1980ler ve öncesinde var olan önyargıların aşılmasının yanı sıra, gönüllülük, dijital mecralarda bir paylaşım ve etkileşim sebebine dönüştü. Bu sebeple de gönüllülüğe ve dolayısıyla Sivil Toplum Kuruluşlarına olan ilgi aynı motivasyonla devam ettirilirse daha da yüksek bir popülariteye ulaşabilir.

3. Özel sektör, Sivil Toplum Kuruluşlarını “halkla ilişkiler” stratejisi olarak kullanmaya başlıyor.

4. Sosyal yatırımcılık profili gelecek vaat eden bir alan olmaya başladı.

5. “Yüz yüze olmanın yerini dijital platformların asla alamayacağı” algısının yıkılması, sivil toplumların da etkinliklerini oluşturabilmesi için umut oldu.

6. Salgın ile birlikte, dijitalleşme beyaz yakadan halka indi denilebilir.

7. Salgın dönemi, dijitalleşme aşamalarını olumlu bir şekilde hızlandırıyor.

FIRSATLAR

SORUN TESPİTLERİ

ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Dinamik ve genç Sivil Toplum Kuruluşlarıyla karşılaştırıldığında, daha eski ve yerel Sivil Toplum Kuruluşları, dijitalleşme sürecini henüz yakalayabilmiş değil. Bu soruna kuşaklar arası farklılıklar da sebep olabiliyor, dijital dünyaya doğmuş genç bireyler adaptasyon sürecini daha rahat geçirebiliyorlar.

• Sürdürülebilir kalkınma hedefleriyle birlikte açlık, eşitsizlik, sağlık sıkıntılarının veya bu konulara bağlı gelecekte yaşanma ihtimali olan problemlerin çözülmesinde Sivil Toplum Kuruluşlarının yol göstericiliği ve katkısı büyük olacaktır.

• Sivil Toplum Kuruluşları, sorunların görünürlüğünü arttırmada da sorumluluk sahibidir/sahibi olmalıdır.

• Zorunlu olarak yaşadığımız dijitalleşme sürecinden maksimum fayda sağlanmaya çalışılmalı.

• Sivil Toplum Kuruluşları dijital olarak kendilerini geliştirebilmeli, dijital dünyada ayakta kalabilmeli.

• Dijitalleşmeyle birlikte kalkan mesafe engelinin yokluğundan faydalanarak, Sivil Toplum Kuruluşları etki alanlarını ve üye çeşitliliğini büyütmelidir.

• Türkiye’de Gönüllülük Sürecinin Güçlendirilmesi Çalıştayı’nın 2019 yılında yaptığı atölye çalışmalarına göre gönüllüğün sürdürülebilirliği için en önemli unsurlardan biri gönüllülüğe motivasyon sağlayan bir ortamın oluşturulmasıdır. Dolayısıyla dijital platformlar teşvik unsuru olarak gösterilebilir.

(13)

Zirvenin tamamını izlemek için tıklayın.

Organizasyon Ekibi

• Zeynep Bahar Çelik

• Tuğçe Yavuz

• Sibel Karaduman

• Gizem Köseoğlu

• Aslı Acar Geliş

Atölye Yürütücüleri

• Ayşegül Özmen

• Elif Yılmaz

• Meltem Dereli

• Ülkü Nur Piroğlu

• Yalım Aysal

e-Gönüllülük Zirvesi,

25 Kasım 2020

(14)

KAYNAKÇA

Atölye Raporu: “Kamu-STK iş birliği ”Türkiye’de Gönüllülük Süreçlerinin Geliştirilmesi Çalıştayı’’, 17 Ekim 2019, Ankara,

Abban, Burcu. “Gönüllü kuruluşlarda gençlerin gönüllülük düzeyleri ve beklentileri”. Yalova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, 2016. Erişim tarihi: 2 Mayıs 2019.

Akboğa, S., & Arık, E. (2018). Türkiye’de Sivil Toplum Kuruluşlarının Medyada Görünürlüğü. Human & Society / İnsan ve Toplum, 8(1), 37–65. https://icproxy.sabanciuniv.edu:2092/10.12658/M0224

“Çalışma Ziyareti Raporu – AB Ülkelerinde Sivil Toplum”, Kamu STK İş Birliği Projesi. Mayıs 2019

Gümüş, Niyazi; Ağaçci, Leyla, “Sivil Toplum Örgütlerinin Pazarlama İletişiminde Sosyal Medya Kullanımı: Kızılay ve Yeşilay Üzerinde Bir Araştırma”, Third Sector Social Economic Review; Ankara Vol. 53, Iss (2018): 637-661.

DOI:10.15659/3.sektor-sosyal-ekonomi.18.07.939

Onat, F., (2010). Bir halkla ilişkiler uygulama alanı olarak sosyal medya kullanımı: Sivil toplum örgütleri üzerine bir inceleme. İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi, 31, 103-121.

“Türkiye’de Gönüllülük Araştırması”, İstanbul Bilgi Üniversitesi Sivil Toplum Çalışmaları Merkezi(BİLGİ STÇM), Aralık 2019.

Tanı, Esra; Taşkıran, Hatun, “Çevreci Sivil Toplum Kuruluşlarının Dijital Aktivizm Uygulamalarına Yönelik Bir Araştırma”, İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi, 47, (2018).

Referanslar

Benzer Belgeler

Allianoi ve Hasankeyf'in yanında aktif tavır almalıyız" diyen girişim yasaya ayk ırı olan karardan dönülmesini, Allianoi ile ilgili dosyanın Koruma Yüksek Kurulu'ndan,

Avrupa Parlamentosu Başkanı Pottering, Başbakan Erdoğan'a yazdığı mektupta, "Allianoi'yi sular altında bırakarak sonsuza kadar kaybetmemiz anlam ına gelecek su

Öte yandan olayların ardından konuya ilişkin bir açıklama yapan Öğretmenler Sendikası Yönetim Kurulu üyesi Panayotis Cirigotis, polisin eylem boyunca “provokasyonlarda

Onlar Yeşil Devrim'in ortaya çıkarttığı yeraltı ve yerüstü sular ının kirletilmesi, toprağın özelliğini kaybetmesi, toprak erozyonu, küresel ısınmadaki tarımın katkısı

“Bugün, motorlu araçların hegemonyasındaki şe- hirlerimizde bisikletliler ve yayalar olarak kendimi- ze yer edinmekte çok güçlük çekiyoruz” diyen Özer, şöyle devam

TKB üyesi olan farkl› ölçekteki yerleflmelerden A¤›rnas beldesi, Osmangazi ilçesi, Sivas ili ve Gaziantep Büyükflehir Belediyesi’nde yap›lan bütüncül

Inadequate or improper protective equipment / Yetersiz veya yanlış koruyucu ekipman. Yönetsel iş bilgisinin yetersizliği 47 Inadequate supervisory

Ancak Magna Carta’nın ortaya çıkışı ve mutlak monarşinin güç kaybetme sürecinin anlaşılabilmesi için o dönemde İngiltere’de var olan feodal sistemin