Karaköyde Tünel caddesinde, köşe başında evvelce üç ayrı binadan ibaret olan bu mahalde bir bodrum, 7 kat, bir asma, bir de çekme kattan ibaret olan bina önce imâr durumuna göre iki kat noksaniyle ve köşedeki binanın muvak-katen kullanılması istenildiğinden
dila-tasyon yapılmak suretiyle, iki kısımda yapılmış, bilâhare 24.50 M. gabari müsaa-desi alınarak inşaat devam ederken ilâ-ve iki katla çekme kat yapılmıştır.
Arsanın dar ve uzun olması dolayı siyle büro girişi köşeden düşünülmüş merdiven, asansör, müracaat ve
bodru-ma giriş burada tertiplenmiştir. Bu su-retle zemin katta müstakil olarak mağa-za bırakılmıştır.
Bodrumda kalorifer dairesi ve yakıt deposu, kahve ocağı ile mağazaya ayrı-ca müstakil bir merdivenle irtibatı olan ve .klima ile havalandırılması temin
len depo ve satış kısmı yapılmıştır. Ze-min katta mağaza dahilen asma kat ve birinci kattaki teşhir salonu ile ayrı bir merdivenle irtibatlandırılmış, mağazaya hariçten iki giriş verilmiştir.
Asma katta bir satral odası (50 lik santral) ve umumî merdivenle de irti-batlı asma kat, teşhir ve kısmen de bü-ro olarak tertiplenmiştir. Birinci kat ma-ğazaya ait, dahilî merdivenle de irtibatlı teşhir salonu olarak düşünülmüş, bu kısım aynı zamanda cephede de tebarüz ettirilmiştir.
Normal katlar: 4 kat aynı plân terti-binde olup bürolardan ibarettir. Her katta bir arşiv ve W.C. yapılmıştır.
Müdüriyet katı: Bu kısımda üç mü-dür odası, iki sekreter odası ve bir top-lantı salonundan ibarettir. Moderno mü-essesesi tarafından dekore edilmiştir.
Bina yerinin dar olması, iki kısımda yapılması ve ihzarat yerinin de bulun-maması dolayısiyle inşaat güç şartlar içinde yapılmıştır. Bina betonarme kar-kas, temel radyedir, betonarme hesap-ları Y. Müh. Vamık Cimilli tarafından
yapılmıştır. Duvarlar bodrumda dahilde tuğla, hariçte betonarme perdedir. Kat-larda beton briket kullanılmıştır. Bod-rum kat döşemesi dökme mozaik, zemin kat mermer ve kara mozaik, kat döşe-meleri ve merdivenler Keravin. Müdü-riyet katı yapıştırma parkedir. Diş sı-valar sun'î taş sıva olup kısmen taraklı, kısmen düzdür. Komşu taraflar tecritli çimento sıvadır.
Bina kaloriferle teshin edilmiş olup, Müdüriyet katı ile bodrum katta klima yapılmıştır.
(Baş yazıdan devam)
olduğunu maalesef müşahede edemiyo-ruz.. İmar tatbikat plânları hazır olma-yan bir belediyenin, ayrıca maliyet etüd-leri hazırlayabilmesi kabil değildir.
Çünkü maliyet etüdü, şehircilik plânlarına istinaden yapılabileceğinden, İstanbul'un ise tatbikat plânları henüz mevcut olmadığından belediyemiz için bu varit olamaz!
İmâr hareketinin müsbet ve menfi akislerinin halk arasında, bilhassa basın-da görülmesi tabiîdir. Bütün vatanbasın-daşlar tarafından tasvip ile karşılanan imârın bir çok aksaklıklar gösterdiği de gözden kaçmamaktadır. Evvelâ, imâra çok dağı-nık olarak başlanmıştır. Bu itibarla ya-rmızın baş tarafında da belirttiğimiz gibi, hakikî anlamdaki imâr işi uzun sü-recektir. Bu yüzden yıkılan yerlerin pe-rişanlığı da senelerce devam edebilir. Halbuki, imâr hareketini muayyen böl-gelere teksif etmek ve neticeyi aldıktan sonra, diğer tarafa geçmek daha makûl bir hareket olacaktı.
Dikkat edilecek olursa, Belediye bir seneden beri yalnız yıkma işleri ile uğraşmakta, fakat yeni yapılara ve
di-ğer tesislere başlanamamaktadır.. Bu-nun bir çok sebebi olmakla beraber, baş-lıcası, plânsızlık ve lüzumlu malî fon-ların mevcut olmamasıdır. Bir an için bu faktörlerin mevcut olduğunu kabul etsek bile, yeni bir şehrin doğabilmesi için z a m a n meselesini de unutma-mak lâzımdır.
İstanbul'un imârında, hükümetin Belediyeye bir çok resmî ve iktisadî te-şekküllerin yardımını sağladığını söyle-miştik. Emlâk Kredi Bankası, Emekli Sandığı, Vakıflar İdaresi ve daha bir çok malî müesseselerin iştirâlderi bu meyandadır. Fakat her ne olursa olsun, bu müesseselerin iştirâkleri ne kadar zorlanırsa zorlansın, nihayet bir malî imkân meselesi olduğunu unutmamak lâzımdır.
Meselâ Evkafa ait olan ve Fatih devri mimarî eserlerinden on cami yık-tırılmıştır. Vakıflar İdaresi bunların ye-nilerini acaba kaç senede yerine koya-bilecektir? Emlâk Kredi Bankasının da, durumu aynıdır. Bütün memlekete şa-mil olan inşaat fonundan şehrimize aca-ba ne miktar ayırabilecektir?
Hususî sektörün, yani halicin imâra
iştirakine gelince, bu tarafta da geniş bir iştirak, hattâ bir heves dahi görmü-yoruz. Bunda şüphesiz malzeme yoklu-ğu büyük bir âmil olmakla beraber, ye-ni imâr kanununun bazı maddeleri, hal-kımızı çekingen davranmağa sevketmek-tedir. Kanunun on birinci maddesine göre şehrin, dört senelik imâr progra-mına girmeyen bölgelerinde ancak mu-vakkat inşaat yapılabilmektedir.
Belediyemiz, İstanbul'un dört yıllık imâr programını ilân etmemiş olduğu için, hemşehrilerin inşa ettirecekleri bü-tün binalar muvakkat inşaat kategorisi-ne girmekte, Belediye bunları on sekategorisi-ne içinde bilâbedel yıkabilmektedir. Bu tek taraflı hüküm, şahsın tasarruf hakkını ihlâl ettiği gibi, şüphesiz halkı imâr faaliyetine iştirâkten de menetmektedir.
İmâr mevzuunda yapılan tenkitlere verilecek cevapların teknik ve ilmî esas-lara dayanması gerekir. İmâr dâvasını K r i s t o f K o l o m b'un y u m u r -t a s ı , meselinden daha başka -türlü an-lamak lâzımdır. Mesele, o kadar basit değildir. Yapılacak hataların derin akis-lerini zaman daha iyi gösterecektir.
Zeki fSAYÂR
