• Sonuç bulunamadı

Kaynaklardan izole Edilen

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kaynaklardan izole Edilen "

Copied!
11
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

FABAD Farın. Bil. Der.

9, 201 - 211 1984 F ABAD J. Pharm. Sel.

9, 201 - 211 1984

Bakteriosinler ve Değişik

Kaynaklardan izole Edilen

Mikroorganizmaların Bakteriosinle Tiplendirimi

Ahmet AKIN l*J

Özet : Bilindiği gibi. bazı mikroorganizmalar Cbakteriosinojenik

suşlarl kendileri için tamamiyle spesifik olan bakteriosin üretmekte-

dir. Günümüzde bu bakteriosinlerle değişik kaynaklardan izole edi- len mikroorganizmalar tiplendirilmekte ve enfeksiyon kaynağına ula-

şılmaya çalışılmaktadır.

Bu nedenle makalemizde; bakteriosinler. genel özellikleri ve gü- nümüzde uygulanan tiplendirim yöntemleri açıklanmaya çalışılmıştır.

LES BACTERIOCINES et TYPER DES MICRO - ORG'.ANISMES ISOLES DES SOURCES DIFFERENTES A VEC LES BACTERIOCINES

Resunıe : On sait que certains micro ~ organismes lles souchen bacteriocinogeniques) produissent les bacteriocines qui sont tout

a

fait specifiques pour eux. De nos jours. on -type les micro - organis.

mes isoles des sources differentes avec les bacteriocines pbur arriver

a

l'origine de l'infection.

C'est pour cela que. dans notre article. on a traville

a

exliquer leıı

bacteriocines et ses proprietes generales. les metiıodes de typer

a

l'aide des bacteriocines actuellement utilises.

C*l A.Ü. Eczacılık Fakültesi. Mikrobiyoloji Bilim Dalı. Tandoğan - · Ankara.

(2)

GİRİŞ:

Mikroorganizmaların oluştur­ duğu salgınlarla gereği gibi mü- cadele edebilmek için. enfeksiyon etkeninin yanında. kaynağında bu-

lunması ve salgının kaynaktan

kurutulması gerekir. Aksi halde enfeksiyona yakalanan kişi veya

kişilerin tedavisi, ferdi olmak- tan ileri gidemez. örneğin

Staphylococcus aureus'dan ileri gelen bir gıda zehirlenmesi olgusu

düşünelim. Zehirlenen şahısların ay.

doktora gittiğini ve aynı anam nezi verdiğini. aynca zehirlenmede

kaynağın belirli bir pastaneden orijin aldığını varsayalım. Normal- de gıda tüzüğümüze göre yapılma­

gereken ve yapılan ilk işlem

cüzi bir para cezası ile pastanenin belirli bir süre Cki bu süre 15 günü geçmez) kapatılmasıdır. Bu süre- nin sonunda pasta.ne yeniden faali- yete geçecek ve aslında enfeksiyo ·

; nun kaynağı kurutulmadığı için

aynı olgular yeniden cereyan ede cektir. Oysa; burada önemli olan pastanenin belirli bir süre kapatıl·

ması değil, enfeksiyonu çevreye

bulaştıran. gıda zehirlenmesine Y'Jl açan ve pasta yapını.ında çalışan şahsın bulunup tedavisi bitene ka- dar buradan uzaklaştırılmasının te . min edilmesidir. Aynı olguyu ilaç

fabrikaları ile üretimde çalışan

portörler açısından da düşünmek

mümkündür. Şu halde mikrobial enfeksiyonlarla mücadelede ajanm izole ve idantifiye edilmesinin ya-

nında. kaynağın bulunmasının de.

büyük bir önemi vardır. Bugün

Amerika ve gelişmiş çoğu Avrupa ülkesinde. çeşitli hastalık ajanları­

hiçbir belirti göstermeksizin çev- reye bulaştıran portörlerin bulun-

dukları yerler. yapılan taramalar- la saptanmalda ve bunların yer de

ğişimleri <şehir ve semt değişim­

leri bile) devamlı kontrol edilmek tedir.

Enfeksiyon kaynağına ulaşma.

da. başta bakteriofajla tiplendirim olmak üzere bir çok yöntem ku!-

lanılmaktadır. Bu amaçla kullanı­

lan yöntemlerden biri de «Bakte- riosin ile Tiplendirim» dir. Bu yön- tem ilk kez Shigella sonnei'nin na den olduğu bir basilli dizanteri sal-

gınında kullanılmış ve olumlu so- nuç alınmıştır CL2).

Bakteriosinler değişik bakte- ri türleri tarafından salgılanan V9

genellikle aynı türün diğer suşları

üzerine öldürücü etkisi olan an ti. biyotik benzeri maddelerdir (3) . Bakteriosinlerin varlığı. ilk kez

Belçika'lı araştırıcı Andre Gratia

tarafından 1925 yılında ortaya kon-

muştur. Araştırıcı Brüksel Pac.;- teur Enstitüsü'nde kobay ve tav-

şanlar için virulansı yüksek olan E. coli V ile çalışırken. bu suşun diğer E. coli'leri öldüren bir mad- de salgıladığını gözlemiştir. Araş tırmalannı bu olay üzerine yoğun -

laştırdığında bakteriyi öldüren maddenin agarda yayıldığını. klo- roformdan etkilenmediğini ve 120°c de 30 dakika ısıtılmaya dayanıkli olduğunu saptamıştır (4). Sonrala ·

E. coU tarafından salgılanan bu maddeye «Colisin» adı verilıniş. A

(3)

dan V ye kadar harflerle simgele nen 20 den fazla Colisin tipinin mevcut olduğu bildirilmiştir (5.6).

Bu konuda yapılan çalışma·

larla sadece E. coli'nin değil; Kleb- siella pneumoniae CPneumocinel.

Enterobacter aerogenes CAerocinel . Pseudomonas aeruginosa CPyocinel. Vibrio cholorae CVibriocinel, Li-;-

teria omonocytegencs (Monocine), Staphylococcus aureus CStaphylo coccinel. Micrococcus'lar CMicro- coccineJ, Bacillus subtilis CSubtili · cine). Bacillus cereus CCerecinel.

Bacillus megatherium CMegacinel . Mycobacterium tuberculosis (Tu-

berculocine) gibi Gram (-) ve Gram (

+

ı mikroorganizmala.

nnda bakteriosin oluşturduklan.

27 bakteriosin ailesinin bulunduğu

saptanmıştır (7).

Bütün bu gözlemler sonucu

değişik bakteri türleri tarafından salgılanan antibiyotik benzeri bu maddelerin. François jacop. Eli"' Wolman ve Andre Lwof tarafından

·Bakteriosin» anahtar sözcüğü al-

tında toplanması önerilmiş (4l vrı

bu öneri kabul edilmiştir.

Bakteriosinlerin kimyasal ya-

pıları ve etki mekanizmaları üze- rinde yapılan çalışmalar sonucur.·

da, bunların Lipopolisakkarit Pro- tein komplekslerinden oluştukları anlaşılmıştır C7l. Etki şekilleriyle

antibiyotiklere benzetilmişler. an- cak protein yapısınçl.a olmaları. sı nırlı bir antibakterlyel aktiviteleri- nin bulunması, proteolitik enzim- lerle tahrip edilmelerine rağmen.

bakteriosin aktivitelerinin sabit

kalına özelliği. antibakteriyellerden

ayırıcı unsurlar olarak gösterilmiş­

tir (8). Ayrıca duyarlı bakterilerle bakteriosinler karşılaştırıldığında katılan miktar kadar bakterinir.

öldüğü. bir başka deyişle ilave edi- len bakteriosin miktarının da önemli oduğu gözlenmiştir C7l.

Öldürücü dozdaki bakteıio­

sin. kendisine duyarlı bakteriler üzerine etki ederek, onların me

tabolizmasını temelden değiştirir

ve çoğalmalarını inhibe eder. Gide- rek artan bir şekilde DNA ve RNA. protein ve özellikle beta galakto·

sidaz gibi metabolizma için önem- li enzimlerin sentezini durdurur.

Oksijen tüketimini yavaşlatır va enerji metabolizmasını bozar. Olu-

şan bu değişiklikler ise bakterinl'l ölümüne yol açar (9).

Bakteıiosinlerin bu etkilerini.1 3 aşamada olduğu belirlenmiştir.

İlk aşamada. bakteriosin molekfü- leri hücre çeperindeki spesifik re- septörlerle bağlanır. Bu dönem uzarsa hücrenin normal fonksiyon-

ları devam eder. Ortama tripsin

gibi maddeler katılırsa hücre kur·

tarılabilir. İkinci aşamada bakte riosin molekülleri kısmen veya tamamen hücre duvarından sitop·

lazma içine girer. Son aşama.d.c.

ise. bakteriosin ile hücre içi yapl- lar arasındaki biyokimyasal reak- siyonlar başlar. DNA ve RNA tah- rip olur. Protein sentezinde rol oy- nayan ribozomlar etkilenir. bak- terinin enerji metab')lizması bo·

zulur ve bakteri ölür (10.11.12).

(4)

Bakteriosin sentezinin bal~­

terilarde bulunan ekstra kromozo mal elementler CPlazmidl tarafın·

dan kontrol edildiği saptanmıştır.

Bunlara •Col Plazmidleri» adı v:a- ri!mektedir. Bir bakteriden diğeri

ne konjugasyon köprüleri aracılı­

ğıyla transfer yapabilirler. Bu tak- tirde Col plazmidlerini alan yeni bakteri bakteriosinojenik aktivito

kazanır. Kendi kendine transfe~­

yapabilen (Transfer faktörüne sa- hiplerse) bu hücrelere HFCT CHigh -Frenquency Colisinogeny - Trans- fer) adı verilir (5.12.13.14). Bunun- la beraber bakteriosinojenik olma·

yan bir bakterinin mutasyonla bu

özelliğ1i kazanması olanaksızdır . (13).

Bazı kültürler santrifüj edile·

rek' çöküntü elektron mikroskopla

incelendiğinde; .. :;::bakteriosinlerin )>akteriofaj kuyruğuna benze!llele-

ri. bunların defektif bakteriofaj al·

duğu kanısını uyandırmıştır (3.12.

ıs.16.17). Fakat öldürdükleri bak- teri hücresi içinde üreyemeyişleri

ve kapsidlerinin bulunmaması.

bunları bakterifajlardan ayıran

önemli kriterlerdir (13).

Bakteriosinojenik bir · suşun

bakteriosin . sentezleme mekaniz ması fajların oluşumuna benzer- lik gösterir. Böyle bir suş diğer bir

suş için öldürücü olan bakterio- sin meydana getirir. Fakat oluşan

bakteriosine yapıcı hücre bağışık·

tır. Buna karşın fajlar sentezlen- dikten sonra çoğalıp hücreyi tize ederek öldürürler. Yalnız bakte·

riosinler protein karakterinde ve

204

üreme özelliği olmayan maddeley

oldukları halde fajlar biyolojik ün~­

teler olup. belirli bir süre enfekte ettikleri hücre içinde konakçı ile ortak bir yaşam

(18).

sürdürebilirler

· Bakteriosinojenik suşların her·

si bakteriosin üretmezler. Lizoje- nik bir kültürde serbest fajların bulunması gibi. kültürlerde az miktarda bulunabilirler. Bazı et- menlerin (örneğin UV ışını gibi) lizojenik fajları enfeksiyöz fornu geçirmesi gibi, bakteriosinojenik

suşların bakteriosin üretecek for- ma dönüşü kamçılanabilir (19l.

Bakteriosinojenik suşların ba-

özellikleri şu şekilde özetlene.

bilir.

1 - Bu suşlardan salgılanan

bakteriosinlerin karakterleri. etki- leyecek oldukları suşlara göre

farklılık gösterir.

2 - Salgılanan bakteriosinle> · rin jelozda oluşturdukları inhibis- yon zonları. ait olduğu bakteri suş

lannın özelliklerine bağlıdır.

ör-

neğin E. coli suşları 48 saatte jeloz üzerinde 40-50 mm genişlikte bi:

inhibisyon zonu oluştururken. çok

sınırlı inhibisyon zonları oluşturar.

türler de vardır.

3 - J eloz üzerindeki inhibb- yon zonunun gorununıü. sadece;

bakteriosinojenik suşa bağlı olm~­

yıp kullanılan duyarlı suş da bu sonuca etkilidir.

4 - Aynca bakteriosin aram"

denemelerinde kullanılan fiziksel ve kimyasal yöntemlerin reaksiyo·

nun oluşumuna etkileri fazladır.

(5)

Bazen bakteriosinlere direnci'.

mutantlar gözlenebilir. Bu direnç lilik iki şekildedir. Ya bakteri hüc resinin bakteriostn için reseptörleri yoktur ki bu durumda bakteriosin absorbe olmaz. Bu tipe ·Bakterio sin Rezistan• denir. Ya da bakterı

hücresi bakteriosini absorbe eder fakat. sitoplazması bakteriosin ak- tivasyonu için uygun değildir. R-..ı tipe de ·Bakteriosin Toleran• de- nir (3).

Bakteriosinler; tiplendirim dı­

şında antibiyotik benzeri madde- ler oldukları düşünülerek enfeksi- yon hastalıklarının tedavisinde kul·

Jarulmak istenmiş ancak. etkileri- nin spesifik olması ve yüksek doz- da kullanılmalarının organizma için toksik etki yapması kullanım alanını daraltmıştır. Ancak anti- bakteriyellere dirençli suşlann oluşturdu.klan enfeksiyonlarda lo · kal ve sınırlı olarak yararlanma yo.

!una halen gidilmektedir (20).

TİPLENDİRİM YÖNTEMLERİ Salgın hastallklar ve hastane

enfeksiyonlarında. enfeksiyon kay-

nağı bulunduktan sonra gerek~i

önlemler alınarak enfeksiyonun toplum için sorun olması önlenebi- lir (15) - Kaynağın saptanması ça-

lışmalarında hastalardan izole edi- len bakteriler ile enfeksiyon kay·

nağı olabilecek yerlerden izole edi- len bakterilerin aynı olması. sero- tip veya faj tipinin farklı bulun

maması gerekir. Bu noktadan harC'- ketle kaynağın bulunmasında S~·

rotip ve faj tipinin saptanması erı

çok kullanılan yöntemler arasmd:1

bulunmaktadır (21). Bazen serotip tayininin kaynağa ulaşmada ye- terli olmaması, faj tipinin saptan-

masının ise geniş laboratuvar ola-

naklarını gerektirmesi. yeni yön - temler aranmasına yol açmıştı:"

Son yıllarda bu amaca yönelik ola.

rak bakteriosinle tiplendirim yön temleri tatbikata sokulmu5, yapıJan çalışmalar sonucu bir çok B:ıkte­

riosinejenik" ve ·İndikatcr" su1

saptanmıştır.

Bu konuda yapılmış olan ça -

lışma sayısında giderek bir artı~_.

gözlen~ektedir. Ancak yurdumuz da bu güne değin biri Diyarbakır Tıp Fakültesi. diğeri ise A.ü. EczEı­

cılık Fakültesinde olmak üzere sa- dece iki çalışma yapıldığı sapta.na

bilmiştir- Ayrıca yurdumuzda ger-

çekleştirilen bu iki çalışmada da

farklı iki tiplendirim yönteminin

kullanıldığı gözlenmiştir (8.151.

Günümüzde iki tür bakteriosin tiplendirim yönteminden yararla

nılmaktadır.

1 - Katı besiyerinde tiplendı­

rim yöntemi,

2 - Sıvı besiyerinde hazırla­

nan bakteriosinle tiplendirim yö.c- temi.

ı - KA Ti BESİYERİNDE TİPLENDİRİM YÖNTEMİ:

Bu amaçla çapı 9 cm olan Pet- ri kutularında. % 5 koyun kam içe- ren «Tryptone Soya Agar COxoid)»

(22) besiyeri hazırlanır_ Besiyerleri

kullanılmadan önce, şekil 1 de görül-

düğü gibi Petri kutulannm besi - yeri bulunan alt kapağının dış cam

kısmına. Petri kutusu çapında, bi-

(6)

ribirine paralel ve ı cm aralıklı :~

çizgi ile A bölgesi belirlenir. B,l böigenin sağ ve sol taraftaki çiz·

gilerine aralarındaki uzaklık ı.s

cm olacak şekilde biribirine para- lel ve Petri kutusu kenarına ka- dar uzanan dik çizgiler çizilir va

numaralanır. A bölgesi bakteriosin tipi saptanacak bakterinin ekim

alanını. buna dik çizgiler ise indi·

katör suşların ekim alanlarını be- lirlemektedir. Alttan kuvvetli ışık­

la aydınlatılarak yapılan ekimler- de bu çizgiler kolaylıkla görüle- bilmektedir. Bu da ekim sırasınd9.

yapılacak teknik hataları asgariye indirmektedir.

Bakteriosin tipi saptanacak bakterinin agar besiyerindeki ti- pik kolonilerinden steril seruın

fizyolojik ile suspansiyon yapılır.

Bundan Pasteur pipeti ile alınıp

cTryptone Soya Agar• besiyerinm A bölgesine damlatılarak yayılır-

320C lik etüvde 14 saat inkübe edi- lir. Sürenin sonunda üreyen bakte- rilere ait koloniler steril lam yar.

duruyla. besiy.erine zarar vermeden yüzeyden uzaklaştırılır. Petri ku- tusu kapağının içine steril pipeUe 2,5 - 3.0 kloroform CCHCI3l ko- nulur. üzerine besiyeri bulunan

diğer parça kapatılır. 25 dakika kloroform buharına tutulduktan sonra ka1*kta kalan kloroform steril kurutma kağıdı ile toplanır.

Ayrıca Petri kutulan aralanıp 20 dakika oda derecesinde bekletilerek kloroformun tamamen uçması sağ­

lanır. Bu arada

+

4

•c

de sakla.nar.

ve 15 günde bir pasaj yapılarak de- vam ettirilmiş olan indikatör su9-

(7)

!ardan buyyona pasaj yapılır v~

37°C de 4 saat inkübe edilir- Bu kültürlerden öze ile kloroform bu·

han uçurulmuş besiyerine önce- den cam kalemiyle belirlenmiş sı.

ra ve şekilde ekim yapılır. Bu ara- da adi jeloz ve kanlı agar besiyer·

lerine kontrol ekimlerinin yapıl­

ması unutulmamalıdır. Petri ku-

tuları 37°C de

a

saat bekletildik ten sonra incelenir. Kontrol suşu

ile indikatör suşları arasında üre- menin olmadığı bölgeler ve ind:- katör suş numaraları saptanır. Bu- radan kontrol suşunun bakteriosin tipine gidilir (15).

2 - SIVI BESİYERİNDE HA- ZIRLANAN BAKTERİO- SİNLE TİPLENDİRİM

YÖNTEMİ:

Bakteriosin üretimi:

Bu amaçla kullanılan özgii.:1

suşlar. içinde 5 mi PP~ Buyyonu (8) içeren tüplere ekilerek 25°C de 18 saat inkübe edilir. Daha sonr:ı

25°C ye ısıtılmış ve içinde 50 ml PP3 Buyyonu bulunan 250 ml er- lenlere aktarılır. Çalkalayıcılı in·

kübatörde ve 25°C de 1 saat çalkcı·

!anarak inkübe edilir. Bunu taki·

ben Mitomycin C'den 55 mcg (sorı

konsantrasyon 1 mcg/mll ilave edildikten sonra inküba.syon süre- si 24 saate uzatılır. Sürenin biti·

minde her bir kültür. steril sant- rüüj tüplerine aktarılarak 3000 de- virde 20 dakika santrifüj edilir.

Üstteki sıvı kısım steril erlenlere alınır. Her bir er lene 0.5 ml kloro. form ilave edilir ve 5 dakika sal-

!ayarak karıştırılır. Sonra yenideı:

3000 devirde 20 dakika santrifüj edilir. İşlemin sonunda kloroform- dan arınmış steril bakteriosin içe- ren üstteki berrak kısım steril pi· pet ile ağzı vidalı kapaklı şişelere

aktanlarak gerektiğinde kullaml- m.ak üzere

+

4°C de saklanır

(8.23).

Bakteriosinin titrasyonu vtı aktivitesinin ölçülmesi : 5 ml steril PP3 Buyyonu bulu·

nan tüplere indikatör suşlardan ekiın yapılır. 37°C de 7 saat inkü- be edilir. Steril serum fizyolojr~

ile 10-2 oranında. bir başka deyiş . le 106 jerm/ml olacak şekilde su·

landırılır. Kültürler BBHJA besiye rinin (Bile salt-Brain-Heart Infu sion AgarJ (8) yüzeyine yayılır ve kurumaya terkedilir. Daha sonra steril serum fizyolojik ile desimal bir şekilde ıo-4 e kadar sulandırıi· mış olan bakteriosinlerden ster'l

pıipet ile besiyerinin yüzeyine bire:- damla damlatılır. Petri kutuları

37°C de 18 saat inkübe edilir ca.21ı . Her biri dilisyonun tam bir zon oluşturup oluşturmadığı ince·

lenir. Oluşturma.yanlarda bakte- riosin elde edilimi yinelenir. Taın inhibisyon zonu oluşturan bakte . riosinler deneylerde kullanılmaL

üzere

+

4

•c

de muhafaza edilir.

Bakteriosin ile tiplendirlm :

Tanısı konmuş ve türleri tayin

edilmiş suşlar. 5 ml PP3 Buyyonu bulunan tüplere ekilir. 37°C de 7 saat inkübasyona bırakılır. Sürenin sonunda steril serum fizyolojik ile

(8)

Resim ı Tam inhibisyon zonu

Resim 2 Düzensiz çiçek tarlası görünümündeki seyrek üreme.

(9)

ıo-ı oranında sulandırılır. Bundan 2 mi yüzeyi kurumuş BBHIA besi- yerine ekilerek uniform dağılım sağlanır. Fazla kısım steril Pasteur pipeti ile alınır ve besiyerinin yü- zeyinin kuruması beklenir. Sonr"

steril pipet yardımıyla bakteriosin- ler BBHIA besiyerinin yüzeyine bi- rer damla <Resim ll damlatılır.

Petri kutuları son olarak 37°C de 18 saat inkübe edilir (24l.

Zımba ile delinmiş gibi görü- nen tam inhibisyon zonu <Resim

ıı ile düzensiz çiçek tarlası görü- nümünde olan seyrek üremenh

bulunduğu zonlar rnesim 2l pozi- tif olarak değerlendirilir. Elde edi · len veriler daha önce denemeler s0. nucu saptanmış olan inhibisyo 1

örnekleriyle (8.15.23l karşılaştırıla­

rak. kontrol edilen bakterinin bak- teriosin tipi belirlenir.

TARTIŞMA ve SONUÇ

Epidemiyolojik araştırmalard.t kullanılacak olan yöntemin basi•:.

gövenilir. çabuk. tekrarlanabilir ve

değişmez sonuçlar vermesi arzula-

nır. Bu amaçla geliştirilmiş Sero - tip tayini, Bakteriofaj tipi, Resis- totyping ve Dienes (23.25) gibi bi:- çok yöntemin yanında. son yı!la'.·­

da, bakteriosinle tiplendirim yön- temleri geliştirilmiştir. İlk kez Abbott ve Shannon (1) ve Gillies C2l tarafından Shigella sonnei'nin neden olduğu bir dizan.

teri vakasında kullanılan bakterio- sinle t!plendirim yöntemi. son yıl­

larda giderek önem kazanmaya

başlamış ve rutin laboratuvar yön-

temleri arasına (yurdumuzda he- nüz bu aşamaya gelinmemiştirl girmiştir.

Başlangıçta katı besiyerind~

tiplendirim yöntemi ve bu amaçla Nutrient Agar. Mac Conkey Agar.

Tryptone Soya Agar (22) vs. gibi

katı besiyerlerinden yararlanılmış­ tır (1.2.26.27). Hamon C7l isimli bi:

araştırmacı ise bakteriosinlerir.

agarda süratli bir şekilde diffüzı:ı olamadıklarını ileri sürmüştür. Da- ha sonraları sıvı besiyerlerinde el de edilen bakteriosinlerin kullanı­

mının. katı vasatlardakine oranla daha olumlu sonuç verdiği ve bu

şekilde tiplendirilemeyen suşa pek

rastlanılmadığı bildirilmiştir (8.28.

29).

Bakteriosin oluşumunda inkü- basyon süresi, ısısı ve kullanılan be- siyerinin de etkili olduğu gözlenmiş­

tir. Bu amaçla yapılan bir çalışma­

da bakteriosinojenik suşların, Pro- teose pepton No: 3 ve Proteose Pep- tone No: 3 içeren PP3 Buyyon be- siyerlerinde 25°C de 18-24 saat in- kübe edildiğinde. bakteriosin titre- sinin yüksek olduğu. ısı artışının

olumsuz etki yaptığı saptanmıştır

(8l. Ayrıca çalka~ama ve besiyeri- ne Mitomycin C ilavesinin bakte· riosin üretiminde teşvik edici bi:·

etki yaptığı bildirilmiş (23.24.29.

301. Mitomycin C nin yurdumuzda ve çoğu Avrup-9. ülkesinde bulun mayan. pahalı ve güç temin edile- bilen bir madde olmasına rağmer

bakteriosin üretiminde kullanımı­

nın faydalı olduğu sonucuna varıl mıştır (8).

(10)

Sonuç olarak. kaynağa ulaş­

mada kullanılan yöntemlerden bi · rinin de bakteriosinle tiplendirim

olduğunu söyleyebiliriz. Bu amaçla iki yöntem kullanılmaktadır vo bakteriosin üretiminde etkin rol oynayan fakt.örler dikkate alınmai-.

koşuluyla. sıvı besiyerinde elde edi. len bakteriosinle tiplendirim yön ..

temi diğerine oranla dalıa olumlu sonuç vermektedir. Bu nedenle yurdumuzda değişik mikroorganiz·-

maların bakteriosin tiplerinin sap-

tanması ve bu yönteminde özellik- le ilaç fabrikaları ile hastanelerd.3 rutin laboratuvar denemeleri ara-

sına alınması zamanı gelmiştir ve bu konuda fazla da geç kalınma·

malıdır.

CGeliş Tarihi : 14-5.19841

KAYNAKLAR

1. Abbott. J.D. and Shannon. R.:

A Method for Typing Shigella sonnei Using Colicine Produc tion as a Marker. J. Clin. Path.

11: 71_77, 1958.

2- Gillies. R.R.: Colicine Produc·

tion as on Epidemiological Mar- ker of Shigella sonnei. J. Hyg.

London. 62: 1-8. 1964-

3. Nomura. M.: Colicins and Re- lated Bacteriocins. Ann. Rev.

Microb .. 21: 257-279. 1967- 4. Lwoff, A.: Introduction av

Colloque «Becteriocines•. Ann.

Inst. Pasteur 107. Suppl. au No:

5, 5-6. 1964.

5. Arda. M.: Genel Bakterioloji.

A.ü. Vet. Fak. Yay .. 342. Der~

kitabı: 242. A.Ü. Basımevi. An- kara. 1978.

6- Gratia A. et Fredericq. P.: C.R.

Soc. Bioı.. 140. 1032. 1946. «Ref.•

Hamon. Y.: Les Bacteriocines.

Ann. lnst. Pasteur 107. Supp'.

au No: 5, 18-53. 1964·

1. Hamon. Y.: Les Bacteriocines.

Ann. lnst. Pasteur 107. Suppl.

au No: 5. 18-58. 1964-

8. Akın. A., Ankara'da Çeşitli

Kaynaklardan Soyutlanan Pro-

teus'ların Proteosinlerle Tip- lendirimi, Mikrobiol, Bült. 17:

108-118. 1983.

9. Jacob. F.. Siminovitch. L. et Sur la Biosynthese d'une Coli- cine et sur son Mode d'action.

Ann. Inst. Pasteur. 83: 295-31[:

1952-

ıo. Luria. S.E.: Colicins and th.ı

Energetics of Celi Membranes.

Scientific American. 233: 30-37.

1975.

11. Robert. K.P.J.B. and Pugsley.

A.P., Colicin Receptors ano the Mecanisms of Colicin Up.

take. Zbl. Baırt. Hyg. ı. Abt.

Orig. A., 244: 90-104, 1979.

12. Stewart. F.S. and Beswick. T.S.

L.: Bacteriology. Virology and Immunity for Students of Me- dicine. 10 th. Ed .. Bailiere Tin- dal Landon. 1977.

13. Akman. M., Bakteri Genetiği

Teorik-Pratik. Cumhuriyet Üni- versitesi Yay. No: ı. Ayyıldız Matbaası. Ankara. 1977.

14. Aydın. N.:: Plazmidler. Epi- zomlar ve Bunların Kalıtsal

Olarak Antiınikrobial Direnç-

(11)

lilikteki Rolleri. Vet. Hek. Dem.

Derg .. 48: 6-15. 1978.

15. Yumul, Ç.: Diyarbakır'da Hasta- lardan İzole Edilen Pseudomo- nas aeruginosa'lann Pyosin Tip- leri. Mikrobiol. Bült., 14 : 103 - 115,

rnao.

16. Burrows. M .• Moulder. J.

w ..

Lewert. R.M., Rippon. J.W.:

Textbook of Microbiology 19 th.

th. Ed., W. B. Ed., W. B. Soun- ders Company, Philadelphia,

11968.

17. MarjaL E.H. et Ivanoics. G.:

Acta Microb. Acad. Sci. Hung 9. 294. 1962. «Ref.» Hamon. Y.:

Les Basteroiocines. Ann. lnst.

Pasteur 107. Suppl. au No: 5. 18-

53, 1964.

ıs. Frederiq. P.: Colicine et Coli- cinogenie. Ann. Inst. Pasteur 107. Suppl. au No: 5. 7-17. 1964.

19. Davis. B.D. et all.: Microboio- logy. Harper and Row. Mary- land U.S.A.. 1973.

20. Wieu. J.F.: Applications de la Bacteriocinogenie et des Bac- teriocines. Ann. Inst. Pasteuı·

107. Suppl. au No: 5. 93-114. 1961.

21. Perch. B.: Sensitivity of Pro- teus and Providencia to Eight Antibiotic and Sulfathiazole.

Acta Patlı. Micr. Scan .. 35: 278- 286. 1954.

22. Anonim: Difco Manual of Deh- ydrated Culture Media and Rea- gents for Microbiological and Clinical Laboratory Procedures.

9 th. Ed. Difco Laboratories In- coparated. Detroit. Michigan.

U.S.A.. 1977.

23. All - jumailL ı.J.: Bacteriocine Typing of Proteus. J. Clin· Patlı.

28: 784-787. 1975.

24. Al - jumaili I.J.: An Investiga- tion the Factors Affecting Pro- teocine Production by Proteu"

isolates. Zbl. Bakt. Hyg. ı. Abt.

Orig. A.. 236: 113-119. 1976.

25. Kashbur. I.M .. George. RH. and Ayliffo, A.J.: Resistotyping of Proteus mirabilis anda Compa- rison With Other of Typing.

J. Clin· Patlı .. 27: 572-577. 1974.

26. Cotzee. J.N.: Bacteriocinogeny in Strains of Providence and Proteus morganl:i. Nature. 213:

614-616. 1967.

27. Cradck - Watson. J.E., The Pro- duction of Bacteriocines by Proteus Species. Zbl. Bakt. Hyg

J. Abt. Orig. A.. 196: 385-388.

1965.

28. Al _ jumaili. J.j.: An Evalua. tion of Two Methodes of Bac- teriocine Typing of Organisms of the Proteus. J. Clin. Patlı ..

28: 788-792. 1975.

29. George. R.H.: Comparision of Different Media for Bacterioci· ne Typing of Proteus m'irabilis J. cıın. Patlı .. 28: 25-28. 1975- 30. Kagayema. M., Studies of a

Pyocin. ı. Physical and Chemi- cal Properties. J. Biochem .. 55:

49-56. 1964.

Referanslar

Benzer Belgeler

2)Steril deney tüpü alınır, tek elle kapağı açılır ve ağzı bunzen alevinden geçirilir. Öze ile alınan örnek steril tüpte. bulunan besiyerine konulur... Steril Ekim

İklimlendirme sisteminin ödevi, üretim için gerekli olan sıcaklık ve nem oranlarının sağlanmasının yanında, steril alana partikülden arındırılmış hava üflemek ve

Aşağıdakile rden biri olursa, MOLAR SODYUM BİKARBONAT OSEL AMPUL'ü kullanmayı durdurunuz ve DERHAL doktorunuza bildiriniz veya size en yakın hastanenin acil

Klinik öncesi çalışmalar, lodoksamid trometamol tavşan ve maymunlara yüksek oral dozlarda veya topikal uygulama ile uygulandığında önemli toksisitegöstermemiştir. Üç in

Bikarbonat eksikliğinin düzeltilmesi için sodyum bikarbonatın uzun süreli veya yüksek dozda kullanımı sonucunda alkaloz ve/veya hipokalemi gelişmektedir. Serbest iyonize

Orta ve şiddetli böbrek yetmezliği (kreatinin klerensi 15-60 mL/dak) olan hastalarda günlük doz.. %50

İntravenöz yoldan potasyum solüsyonu verilirken infüzyon, kural olarak saatte en çok 20 mEq potasyum girmesini sağlayacak şekilde yavaş yapılmalı, solüsyon litrede 40

Ağırlıklı olarak yönetiminde de bulunan cerrahlar ve sağlık personelleri sebebi ile Ameliyat Steril Setleri, Cerrahi Önlükler, Tulum üretimlerinin yanısıra İş ve