• Sonuç bulunamadı

TÜRKİYE’DE OKUL ÖNCESİ EĞİTİM

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "TÜRKİYE’DE OKUL ÖNCESİ EĞİTİM"

Copied!
19
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TÜRKİYE’DE OKUL ÖNCESİ EĞİTİM

(2)

OKUL ÖNCESİ EĞİTİM

Çocukların doğumundan, ilkokula başladıkları güne kadar geçirdikleri yılları kapsayan, tüm gelişimlerini, toplumun kültürel değerleri doğrultusunda

gerçekleştirmeye çalışan, algılama gücünü

arttırarak akıl yürütme sürecinde çocuklara yardımcı olan ve yaratıcılıklarını geliştiren, milli, manevi,

ahlaki, kültürel ve insani değerlere bağlılığını

sağlayan kendini ifade etmesine, öz denetimlerini sağlayabilmesine ve bağımsızlık kazanmasına olanak sağlayan sistemli bir eğitim sürecidir.

(3)

Osmanlı’da kurumsal okul öncesi eğitimin ilk uygulaması olarak, Fatih Sultan Mehmet

zamanında vakıflara bağlı olarak kurulan Sıbyan Mektepleri gösterilebilir. Sıbyan mekteplerinde, 5-6 yaş çocuklarına yazı yazma, dua okuma gibi

eğitimler verilmekteydi.

(4)

Meslek kazandırmaya yönelik kurulan

ıslahanelerde ise savaş ve isyanlar sonucu kimsesiz kalan çocukların barınma

ihtiyaçları karşılanmakta ve onlara eğitim verilmekteydi. Ancak o devirde dini bilgileri esas alan bu eğitimin cumhuriyet sonrası modern ve laik anlamda ele alınan okul öncesi eğitiminden farklı olduğu

anlaşılmaktadır.

(5)

II. Meşrutiyet döneminden önce bazı illerde özel ana mektepleri, Balkan Savaşları’ndan (1912-1913) sonra ise resmi ana mektepleri açılmıştır.

(6)

1913 yılında çıkarılan İlköğretim Geçici Kanunu ile anaokulları, ilkokulların bir

basamağı sayılmış ve bu okulların yurdun her yerinde açılması hükmü getirilmiştir.

(7)

1915 yılında Ana Mektepleri Nizamnamesi yayınlanarak yürürlüğe konulmuştur.

Cumhuriyet dönemindeki ilk yasal

düzenleme olarak 1923’te "Gebe Kadınların ve Emzikli Annelerin Çalıştırılması

Nizamnamesi" çıkarılmıştır. Bu durum ana mekteplerine talebi arttırmıştır.

(8)

Cumhuriyetin ilk yıllarında 38 ilde 80’e yakın anaokulu bulunuyordu ve bu anaokullarında toplam olarak 5880 öğrenci öğrenim

görmekteydi.

(9)

Okul öncesi eğitim ile ilgili önemli gelişmeler 1960 yılından sonra dikkati çekmekte ve kurumsal eğitim bakımından kademe kademe önemli hareketlerin başladığı görülmektedir. Uygulamada istenilen seviyeye ulaşılamamış olmakla birlikte, çocuğun korunmasını ve halkın eğitimini zorunlu kılan 1961 Anayasası’nı takip eden devrede, okul öncesi

eğitim konusunda çeşitli çalışmalar yapılmış, konu çeşitli beş yıllık kalkınma planlarında ele alınmış, fakat istenilen hedeflere tam olarak

ulaşılamamıştır.

(10)

Ocak 1962’de toplanan Yedinci Milli Eğitim Şurası, okul öncesi eğitimin önemini etkin bir şekilde

gündeme getirmiş ve bu konuda verilmesi gereken hizmeti belirlemiştir.

Haziran 1962’de ilk “Anaokulları ve Anasınıfları Yönetmeliği” yayınlanmıştır. Bu yönetmeliğin

uygulanmasından sonra Türkiye’de resmi ve özel kuruluşlarca, yuva ve anaokulları yaygınlaşmış ve hizmet verilen çocuk sayılarında önemli bir artış görülmüştür.

(11)

1973 yılında çıkarılan “Milli Eğitim Temel Kanunu”

tüm öğretim kademelerini bütün olarak ele alan bir kanun olup, bu kanunda “Milli eğitim amaçları

yalnız resmi ve özel eğitim kurumlarında değil, aynı zamanda evde, çevrede, iş yerinde, her yerde ve her fırsatta gerçekleştirilmeye çalışılır” denilerek

“Her yerde eğitim” ilkesi vurgulanmaya çalışılmıştır.

Bu kanunda okul öncesi eğitim zorunlu öğretim çağına gelmemiş çocukların eğitimi olarak ele alınmış, amaç ve görevleri açıkça belirtilmiştir.

(12)

1977 yılında İlköğretim Genel Müdürlüğü

bünyesinde bir “Okul Öncesi Şubesi” kurulmuş;

öncelikle ilkokullar bünyesinde anasınıfları

açılması, okul öncesi için öğretmen yetiştirilmesi ve gerekli araç-gereç hazırlanması çalışmaları

hızlandırılmıştır.

(13)

1980 yılından itibaren, gerek anaokulları gerekse anasınıfları açısından genelde bir artış

gözlenmiştir. Ülkemizde, okul öncesi eğitim için hizmet veren kurumlar bir süre Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Sağlık ve Sosyal Yardım

Bakanlığı’nın denetimi altında olmuştur.

(14)

Bu kurumlar; ilkokula bağlı olarak açılan hazırlık sınıfları,

resmi bağımsız anaokulları, özel kişi ve kuruluşlar tarafından açılan özel anaokulları, kız meslek liseleri; kız teknik yüksek öğretmen okulları ve üniversitelerin çocuk gelişimi ve eğitimi bölümlerine bağlı olarak açılan uygulama anaokulları, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı tarafından açılan ve 0-6 yaş

arasında korunmaya muhtaç çocukların bakım ve eğitimini üstlenen çocuk bakım yurtları, Sosyal Hizmetler Genel

Müdürlüğü ve Çocuk Esirgeme Kurumu ve benzeri sosyal yardım kurumlarının açtıkları yatılı ve gündüzlü bakımevi ve yuvalar ile kamu ve özel işyerlerinin kendi personelinin

çocukları için açmış olduğu kreş ve yuvalardır.

(15)

Okul öncesi eğitim kurumları 1989 yılında Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı yerine Başbakanlığa bağlanmıştır.

(16)

1992 yılına kadar Milli Eğitim Bakanlığı’nda Okul Öncesi Eğitim Hizmetleri; İlköğretim Genel Müdürlüğü, Kız Teknik Öğretim Genel Müdürlüğü, Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü ile Özel Eğitim ve Rehberlik Dairesi Bakanlığı’nca yürütülmüştür. 1992 yılında çıkan kanunla, Merkez Teşkilatı bünyesinde yeni bir birim olarak “Okul Öncesi Eğitimi Genel Müdürlüğü” kurulmuştur. Günümüzde, okul öncesi eğitimle ilgili hizmetler; MEB başta olmak üzere değişik bakanlık ve kuruluşlarca bakım ya da eğitim amaçlı olarak, MEB

tarafından açılan anaokulu, anasınıfı, uygulama sınıfları ile diğer kurum ve kurulularca açılan kreş, yuva, gündüz

bakımevi, çocuk bakımevi ve çocuk bakım yurtlarında verilmektedir.

(17)

Anasınıfının 2012-2013 Eğitim Öğretim Yılı’nda zorunlu eğitim kapsamına girmesi ile ilgili kanun gereği 2011 yılında Okul Öncesi Eğitim Genel Müdürlüğü ve İlköğretim Genel Müdürlüğü

birleştirilerek “Temel Eğitim Genel Müdürlüğü”

kurulmuştur ve okul öncesi dönemde özellikle

anasınıfında öğrenim gören çocukların sayılarının artması beklenmekteydi.

(18)

Anasınıflarının zorunlu hale gelmesi ile ilgili alınan karar 2012 yılında iptal edilmiş (60-66 aylık çocukların isteğe bağlı

olarak) ve 66 aylıktan itibaren çocukların ilköğretim 1. sınıfa kayıt yaptırmaları yasalaştırılmıştır. Bu durumun aynı sınıfta bulunan hem küçük yaş grubu hem de büyük yaş grubu

çocuklar üzerinde olumsuz etkileri olacağı tahmin edilerek yetkililere açıklanmışsa da durum değiştirilmemiştir. Şu anki durum yıllar önce birleştirilmiş sınıflarda öğrenim gören

çocukların durumuna benzemektedir. Fakat şimdiki durum daha vahimdir çünkü şimdiki öğretmenler bu konuda hiçbir eğitim almamışlardır. Bu çocuklar ile ilgili olumsuz durumlar çeşitli şekillerde yetkililere iletilmektedir fakat hiçbir değişiklik yapılmamış, yapılması da planlanmamaktadır.

(19)

2013’de 66 ay olan okula başlama yaşında geri adım atılıp 69 ay olarak değiştirilmiştir ve güncelliğini korumaktadır. Bu durum

konusunda eğitimcilerin çekinceleri devam etmektedir.

Referanslar

Benzer Belgeler

bilgileri broşür veya metin haline getirip sınıf veya okul panosuna asabilecekleri söylenir ve etkinlikle ilgili düşüncelerini sınıfla paylaşmaları istenir..

Çocukların travmatik olaya verdikleri tepkiler olaydan hemen sonra ve- rilen tepkiler ve bir süre sonra verilen tepkiler olarak sınıflanabilir. Travmatik olaydan sonra anıları

MATBAA TEKNOLOJİSİ 86 Baskı Öncesi 87 Baskı Sonrası 88 Dijital Baskı 89 Flesko Baskı 90 Ofset Baskı 91 Serigrafi Baskı 92 Tampon Baskı 93 Tifdruk Baskı.. 24

Hazırlayanlar Sündüz BÜKEL / Didem GÜLSARAN Cevriye GÜLEBAĞLAN / Hicran

5.28 Hakemler tarafından güvensiz olduğu tespit edilen herhangi bir uygulama veya davranış, (maksimum tavan yüksekliğinin üzerinde uçmak, uçuş alanı dışında

Kolçaklı ahşap Öğrenci sandalyesi (2 adet) Öğrenci etkinlik masası ( 1 Modüler Masa- 2..

f) İlkokul, ortaokul ve ortaöğretim okullarında öğrenim gören öğrencilerin velileri/vasileri, eğitim ve öğretim desteği için e-Okul üzerinden

Kursiyer, sınav süresince (60 dakika) sınav salonunu terk etmeyecektir. Salon görevlileri kursiyerlere soru kitapçıklarını ve fotoğraflı cevap kâğıtlarını kontrol ederek