• Sonuç bulunamadı

Türk minyatür tekniği ile çizgi roman tasarımı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türk minyatür tekniği ile çizgi roman tasarımı"

Copied!
139
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TÜRK MİNYATÜR TEKNİĞİ İLE ÇİZGİ ROMAN TASARIMI

(Yüksek Lisans Tezi)

M.Semih ÖZŞAHİN

(2)

T.C.

DUMLUPINAR ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

Grafik Anabilim Dalı

Yüksek Lisans Tezi

TÜRK MİNYATÜR TEKNİĞİ İLE

ÇİZGİ ROMAN TASARIMI

Danışman:

Yrd. Doç. Dr. Nazik ÇELİK YILMAZ

Hazırlayan: M.Semih ÖZŞAHİN

(3)

Kabul ve Onay

M.Semih ÖZŞAHİN’in hazırladığı “Türk Minyatür Tekniği İle Çizgi Roman Tasarımı” başlıklı Yüksek Lisans tez çalışması, jüri tarafından lisansüstü yönetmeliğinin ilgili maddelerine göre değerlendirilip oybirliği ile kabul edilmiştir.

.../.../2017

Tez Jürisi İmza

Kabul Red

Yrd. Doç. Dr. Nazik ÇELİK YILMAZ (Danışman) Yrd. Doç. Dr. Handan BÜLBÜL

Yrd. Doç. Selma ŞAHİN

Doç. Dr. Fatih KIRIŞIK Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü

(4)

Yemin Metni

Yüksek lisans tezi olarak sunduğum “Türk Minyatür Tekniği İle Çizgi Roman Tasarımı” adlı çalışmamın, tarafımdan bilimsel ahlak ve geleneklere aykırı düşecek bir yardıma başvurmaksızın yazıldığını ve yararlandığım kaynakların kaynakçada gösterilenlerden oluştuğunu, bunlara atıf yapılarak yararlanılmış olduğunu belirtir ve bunu onurumla doğrularım.

…/…./2017 M.Semih ÖZŞAHİN

(5)

Özgeçmiş

5 Ocak 1992 tarihinde Kahramanmaraş’ta doğdu. Öğretim hayatına Kahramanmaraş ilkokulunda başladı. 2006 yılında Malatya Güzel Sanatlar Lisesini kazandı. 2010 yılında ise Dumlupınar Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Çizgi film-Animasyon bölümünü kazandı. 2014’de Ratem’in düzenlediği ‘Korsanla Mücadele’ konulu yarışmada kısa film dalında 2.lik ödülü almıştır. 2014 yılında henüz mezun olmadan illüstratör olarak çeşitli iş deneyimleri yaşadı, mezuniyet sonrasında ise 1 yıl İstanbul’da çalıştı. 2015 yılında Dumlupınar Üniversitesi’nde Grafik Anabilim Dalında yüksek lisans eğitimine başladı. Yüksek lisans eğitimi sırasında 3 karma sergiye katılıp bir de kişisel sergi açtı. 2017’de Fabisad tarafından düzenlenen Gio ödüllerinde illüstrasyon kategorisinde eseri ödüle layık görülmüştür. Freelance olarak çalışmalarına devam etmektedir.

(6)

ÖZET

TÜRK MİNYATÜR TEKNİĞİ İLE ÇİZGİ ROMAN TASARIMI ÖZŞAHİN, Semih

Yüksek Lisans Tezi, Grafik Ana Bilim Dalı Tez Danışmanı: Yrd.Doç.Dr. Nazik ÇELİK YILMAZ

Aralık, 2017, 123 sayfa

Minyatür; zengin tarihe ve kültüre, kendine has teknik ve özelliklere sahiptir. Geçmişten günümüze gelişen, kalıcı ve sağlam temeli olan bir değerdir. Yüzyıllar boyunca resim sanatının önemli bir parçası olmuştur. Minyatür günümüze kadar gelmiş ve Türk kültürünü yansıtmaktadır. Günümüzde, geleneksel yöntemlerden sıyrılmadan nitelikli eser üreten minyatür sanatçısı oldukça azdır. Minyatür sanatçıları minyatürde farklı tarz ve alanlarda yeni uygulamalar denemişlerdir. Bu denemeler Türk minyatürünün, özünü kaybetmeden, yenilenerek dünyaya açılmasını sağlamıştır.

Çizgi roman art arda gelen çok resimli kareler, gerçekçi, fantastik, destansı,

ironik öyküleri anlatan metinler, olayı destekleyen konuşma balonları ile akıcı ve güçlü

bir anlatım şeklidir. Çizgi romanın gelişmesi baskı tekniklerinin ilerlemesiyle doğru orantılı olduğundan günümüzde ulaşması ve bu sanattan faydalanması daha kolaydır.

Bu araştırmanın konusu: “Türk Minyatür Tekniği İle Çizgi Roman Tasarımı”dır. Bu konu kapsamında, Türk minyatür sanatı incelenmiş ve bu sanat tarzı kullanılarak, yeni bir çizgi roman tekniği yapılması hedeflenmiştir. Bu araştırmanın ürünü olarak hazırlanan çizgi romanda, bir Osmanlı efsanesi “Osmanlı Robotu Alamet” in öyküsü yer almaktadır. Araştırmacı bu öyküdeki metni, kompozisyonu ve kurguyu kendi hayal gücüne dayanarak detaylandırmış ve tasarlamıştır.

Araştırmacı “Osmanlı Robotu Alamet” adlı çizgi romanında Osmanlı tarihine ait bir efsaneyi yeniden canlandırmış ve araştırma konusu doğrultusunda Türk minyatür sanatını güncel sanat anlayışına uyarlayarak gelecek kuşaklara hem yazılı hem görsel bir bilimsel kaynak bırakmıştır.

(7)

ABSTRACT

COMIC BOOK DESIGN USING TURKISH MINIATURE TECHNIQUE

ÖZŞAHİN, Semih

Postgraduate Thesis, Department of Graphic Design Thesis Advisor: Asst. Professor Nazik ÇELİK YILMAZ

December, 2017, 123 pages

Miniature art has its own unique rich history, culture and technical features. It is a value with a permanent and solid basis that hails back from the past to the present. For centuries it has become an important part of the art of painting. Miniature art has survived until today and reflects our own culture. Nowadays, there are very few miniature artists who produce quality work without removing them from traditional methods. Miniature artists have tried new applications in miniature with different styles and in various areas. These experiments have allowed the Turkish miniature product to be modernized and globalized without losing its essence.

Comic book is a form of fluent and powerful expression using a series of multi-picture panels, texts describing realistic, fantastic, epic, ironic stories with events supported by speech bubbles. Since the development of comic books is directly proportional to the progress of the printing techniques, it is easier to access and benefit from this art nowadays.

The subject of this research is “Comic Book Design Using Turkish Miniature Technique”. Within the scope of this subject, the Turkish miniature art was examined and it is aimed to formulate a new comic book technique using this art. In the comic book prepared as product of this research, unfolds a story of an Ottoman legend “Alamet the Ottoman Robot”. The researcher elaborated and designed the text, composition, and fiction based on his imagination without disturbing the essence of the story.

In the comic book “Alamet the Ottoman Robot”, the researcher revived a legend of our ancestors and by adapting Turkish miniature art to the contemporary art concept in relation to the subject of the research, has hand down both written and visual scientific data to future generations.

(8)

İÇİNDEKİLER Sayfa ÖZET ... v ABSTRACT ... vi İÇİNDEKİLER ... vii RESİMLER LİSTESİ ... ix GİRİŞ ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM MİNYATÜR SANATI 1.1. MİNYATÜR SANATI ... 4

1.1.1. Tanım Olarak Minyatür... 4

1.1.2. Minyatür Sanatında Kullanılan Teknik Ve Malzemeler ... 5

1.1.3. Minyatür Sanatının Özellikleri ... 6

1.2. MİNYATÜR SANATININ DOĞUŞU VE TARİHSEL GELİŞİMİ ... 7

1.2.1. İslam Öncesi Resim Sanatı ... 10

1.2.1.1. İran’da Part ve Sasani Resim Sanatı ... 10

1.2.1.2. Bizans Resmi ... 10

1.2.1.3. Orta Asya Resmi ... 14

1.2.1.3.1. Doğu Türkistan ... 15

1.2.1.3.2. Batı Türkistan ... 15

1.2.1.4. Uzak Doğu Resmi ... 16

1.2.2. İslam’da Minyatür Sanatı ... 16

1.2.2.1. İslam’da Tasvir Yasağı ... 16

1.2.2.2. Türk-İslam Minyatürü ... 17

1.2.2.2.1. Selçuklu Devri Minyatürü ... 17

1.2.2.2.2. Osmanlı Devri Minyatürü ... 21

1.3. GÜNÜMÜZ MİNYATÜR SANATI ... 41 1.3.1. Taner Alakuş ... 41 1.3.2. Nusret Çolpan ... 44 1.3.3. Gülçin Anmaç ... 46 1.3.4. Günseli Kato ... 48 1.3.5. Gülbün Mesara ... 50 İKİNCİ BÖLÜM ÇİZGİ ROMAN SANATI 2.1. ÇİZGİ ROMAN SANATI ... 53

2.1.1. Tanım Olarak Çizgi Roman ... 53

(9)

2.2. ÇİZGİ ROMAN SANATININ DOĞUŞU VE TARİHSEL GELİŞİMİ ... 53

2.2.1. Çizgi Romanın Doğuşu ... 53

2.2.2. Çizgi Romanın Tarihsel Gelişimi... 55

2.2.3. Türkiye’de Çizgi Roman ... 71

2.3. GÜNÜMÜZDE ÇİZGİ ROMAN ... 76

2.3.1. Günümüz Çizgi Romanı ... 76

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM OSMANLI ROBOTU ALAMET’İN ÇİZGİ ROMAN TASARIM VE UYGULAMASI 3.1. OSMANLI ROBOTU ALAMET’İN ÇİZGİ ROMAN TASARIM VE UYGULAMASI ... 79

3.1.1. Osmanlı Robotu Alamet’in Araştırma ve Tasarım Süreci ... 79

3.1.1.1. Osmanlı Robotu Alametin Hikâyesi ... 79

3.1.1.2. Osmanlı Robotu Alamet Karakterinin Tasarımı ... 80

3.1.2. Osmanlı Robotu Alamet Çizgi Romanının Tasarım Süreci ... 83

3.1.2.1. Minyatür Tekniğinin Çizgi Roman Tarzına Uyarlanma Süreci ... 83

3.1.3. Osmanlı Robotu Alamet Çizgi Romanının Uygulama Süreci ... 89

SONUÇ VE ÖNERİLER ... 92

EKLER ... 94

KAYNAKÇA ... 113

(10)

RESİMLER LİSTESİ

Sayfa

Resim 1.1: Muhammed ve Abû Bakr'ı Gizleyen Mağaranın Girişinde Yükselen Ağaç .. 6

Resim 1.2: Hannad ibn Ömer’in Bağlılığına Söz Vererek Muhammed’in Elini Öpmesi. ... 7

Resim 1.3: Anana Papirüsü, Firavun Leti’ nin Başyazmanı ve Arkadaşı, M.Ö.3500 ... 8

Resim 1.4: Manici Rahipler, Karahoca, Tarım Havzası ... 9

Resim 1.5: Kalenderhane Camisi, Meryem ve Çocuk İsa Mozaği, 8-9. yy. ... 11

Resim 1.6: Dioscorides, Juliana Anicia Mandrake Kökü Alır, 6. yy. ... 12

Resim 1.7: Hristiyan Topografyası, 7. yy... 13

Resim 1.8: Ayasofya, İstanbul, Görkemli Bizans Mimarisinin Birçok Özelliğini Gösterir ... 14

Resim 1.9: Mani’nin Ölüm Yıldönümü Merasimini Tasvir Eden Uygur Varağı, Koça Alfa Tapınağı, 8-9. yy. ... 15

Resim 1.10: Pencikent Fresk, Türkistan, 6.-8. yy. ... 16

Resim 1.11: Kelile ve Dimne (doğrunun ve dürüstlüğün simgesi Kelile, yanlışın ve yalanın simgesi Dimne) Yapıtından Bir Minyatür, Paris Bibl. Nat. Arabe 3465, 12-14. yy... 18

Resim 1.12: Harıri el’Makamat, Paris Bibl. Nat. Arabe 3929, 13. yy. ... 18

Resim 1.13: Bir Aşk Öyküsünü Dile Getiren Varka İle Gülşah Mesnevisi, Türklerin İlk Resimli Romanı, 13. yy. ... 19

Resim 1.14: Firdevsi’nin Şehname’siyle İlgili Bir Minyatür, 10.yy. ... 20

Resim 1.15: El-Sufi’nin Suvar El-Kevakib El Sabita Yapıtından Bir Minyatür, 1450-1520. ... 21

Resim 1.16: Gentille Bellini’ ye ait Fatih Sultan Mehmed’in Portresi, Victoria and Albert Müzesi Londra,1480. ... 22

Resim 1.17: Nakkaş Sinan Bey Tarafından Yapılan II. Mehmet Resmi, 1480. ... 23

Resim 1.18: Ameliyat veya Cerrahi Müdahale Tekniğini Gösteren Minyatürler, Cerrahiye-i İlhaniye, 1465... 24

(11)

Resim 1.20: Cebrail’in Hz. Adem ile Hz. İsa’ya Yemek Getirmesi, Emir Husrev

Dehlevi, Külliyat, 16yy. ... 25

Resim 1.21: Arifî'ye ait Guy-u Çevgan, Osmanlı Minyatürü, 16.yy. ... 26

Resim 1.22: Şükri Tarafından Hazırlanan Selimname, Çaldıran Muhaberesi, 1525. .... 26

Resim 1.23: Nasuh el Silahi, Beyan-ı Menazili Seferi Irakeyn Adlı Eserinin İlk Tasvirinde Yer Alan Tafsilatlı Bir İstanbul Minyatürü, 16.yy. ... 27

Resim 1.24: Matrakçı Nasuh’un Külliyatlı Eseri Süleymannâme’nin 1542-43 Yılları Arasındaki Bölümü. ... 28

Resim 1.25: Piri Reis Tarafından Çizilmiş Marmaris ve Rodos Haritası, 16yy. ... 29

Resim 1.26: Kanuni Sultan Süleyman İki Hasodalıyla Birlikte, Nigari, 1560-65. ... 30

Resim 1.27: Sultan II. Selim Ok Atarken, Nigari... 30

Resim 1.28: Peştemalciler Loncasının Geçişi 1582 Tarihli Minyatür, Surname-i Hümayun. ... 31

Resim 1.29: Mohaç Savaşı’na Katılan Süvari Birlikleri, Nakkaş Osman, Hünername, 1588. ... 32

Resim 1.30: Kanuni Sultan Süleyman’ın Kırım Hanını Kabulü, Nakkaş Osman, Hünername, 1588. ... 33

Resim 1.31: 3. Ahmed’in Portresi, Levni, Topkapı Sarayı Müzesi Ktp. No. A 3109’da Bulunan Silsilname. ... 34

Resim 1.32: Surname-i Vehbi, Levni, 18.yy. ... 35

Resim 1.33: Testi Taşıyan Kadın, Levni ... 36

Resim 1.34: Müzisyen Kadınlar, Levni, Topkapı Sarayı Müzesi. ... 37

Resim 1.35: Uzanan Kadın, Levni, Topkapı Sarayı Müzesi. ... 37

Resim 1.36: Dans eden rakkase, Levni, Topkapı Sarayı Müzesi. ... 38

Resim 1.37: Hamamda Yıkanan Kadın, Abdullah Buhari, Topkapı Sarayı Müzesi. ... 39

Resim 1.38: Abdullah Buhari’nin Çiçek Minyatürleri, 18.yy. ... 39

Resim 1.39: Elinde Yay Tutan Kadın, Ressamı Rafael, 1747 ... 40

Resim 1.40: Taner Alakuş Minyatürü ... 42

Resim 1.41: Taner Alakuş Minyatürü, Şaman Dervişler. ... 43

Resim 1.42: Taner Alakuş Minyatürleri. ... 43

Resim 1.43: Nusret Çolpan, İstanbul Minyatürleri. ... 44

(12)

Resim 1.45: Çolpan, Bu Minyatüründe, Anadolu Hisarı’nı Betimlemiştir. ... 45

Resim 1.46: Yedi Semazen ve Sembolize Edilen Nefsin Yedi Mertebesi, Gülçin Anmaç. ... 46

Resim 1.47: Tuz İşçileri, Gülçin Anmaç ... 47

Resim 1.48: Mesnevi, Gülçin Anmaç. ... 47

Resim 1.49: Günseli Kato, Minyatür Ayaklanması Sergisi, İstanbul... 48

Resim 1.50: Günseli Kato, Minyatür Ayaklanması Sergisi, İstanbul... 49

Resim 1.51: Günseli Kato Minyatürü ... 49

Resim 1.52: Gülbün Mesara Minyatürü ... 50

Resim 1.53: Gülbün Mesara Minyatürü ... 51

Resim 2.1: “The Yellow Kid” karakteri, Rudolps Dirks, 1986. ... 54

Resim 2.2: The Katzenjammer Kids’den Bir Kare, Rudolps Dirks. ... 54

Resim 2.3: E.C. Segar, Popeye, 1934. ... 55

Resim 2.4: Walt Disney ve Mickey Mouse Karakteri, 1930. ... 56

Resim 2.5: Walt Disney, Donald Duck, 1935/36. ... 56

Resim 2.6: İlk Superman Karakteri, Siegel, 1932. ... 57

Resim 2.7: Siegel ve Shuster, Superman Karakteri, 1933. ... 58

Resim 2.8: Action Comics, 1938. ... 58

Resim 2.9: Batman Karakteri, Bob Kane, 1939. ... 59

Resim 2.10: Milton Caniff', Male Call, 1942, ABD. ... 60

Resim 2.11: Le Temeraire, 1943-44, Fransa. ... 60

Resim 2.12: Herge (Georges Remi), “Tin Tin”. ... 61

Resim 2.13: Maurice de Bauere, Lucky Luke(Red Kit), 1946. ... 61

Resim 2.14: Eerie Comics 1, Avon Tarafından Yayınlanan İlk Çıkışlı Çizgi Roman, 1947. ... 62

Resim 2.15: Jack Kirby, Fanastic Four (Fantastik Dörtlü), 1961. ... 63

Resim 2.16: Jack Kirby ve Stan Lee, Örümcek Adam, 1962. ... 63

Resim 2.17: Stan Lee ve Jack Kirby, “Journey into Mystery” Çizgi Romanının 83.Sayısından Thor, 1962... 64

Resim 2.18: Marvel Comics’in Yayınladığı İron Man (Demir Adam), 2008. ... 65

Resim 2.19: Captain America: First Avenger Sinama Filmi, 2011. ... 65

(13)

Resim 2.21: Charles Wirgman, “Rantoone”, Japan Punch Dergisi, 1869. ... 67

Resim 2.22: Tagawa Suiho’nun Popüler Serisi “Black Stray(Norakuro)”, Boys Club Çocuk Dergisi, 1931. ... 68

Resim 2.23: Shirato Sanpei, Ninja Bungeicho (Ninja'nın Uzakdoğu Dövüş Sanatları), 8 Ciltlik Kiralık Dergi, 1959-62. ... 69

Resim 2.24: Kazuo Koike ve Goseki Kojima, "Lone Wolf and Cub", Dönemin En Önemli Samuray Mangası, 1970-76... 70

Resim 2.25: "Japan Inc. : A Manga Introduction to the Japanese Economy", Shotaro Ishinomori, 1986. ... 70

Resim 2.26: Naoko Takeuchi, Sailor Moon (Ay Savaşçısı), 1992. ... 71

Resim 2.27: Lee Falk’ın 1936’da Yarattığı Phantom (Kızılmaske), 1939 Türkiye’de Yayınlanması. ... 71

Resim 2.28: Karaoğlan, Suat Yalaz, 1963. ... 72

Resim 2.29: Sezgin Burak, Tarkan, 1966. ... 73

Resim 2.30: Kara Murat, Rahmi Turan, 1971. ... 73

Resim 2.31: Gırgır Dergisi Kapağı, Oğuz Aral, 1973. ... 74

Resim 2.32: Limon Dergisi Kapağı, 1985-1991. ... 75

Resim 2.33: Uykusuz Dergisi Cilt 1, 2007. ... 75

Resim 2.34: Marvel, Star Wars Çizgi Romanı ve Sinema Filminden Bir Sahne. ... 77

Resim 3.1: Saat Sanatkârı Derviş Musa, Robot Alamet, 1889. ... 80

Resim 3.2: Osmanlı Robotu Alamet Karakterinin Eskizi. ... 81

Resim 3.3: Osmanlı Robotu Alamet Karakterinin Dijital Çizimi. ... 82

Resim 3.4: Araştırmacının Minyatür Çalışmaları. ... 83

Resim 3.5: Osmanlı Robotu Alamet Çizgi Romanının Senaryo Çalışmaları. ... 84

Resim 3.6: Osmanlı Robotu Alamet Çizgi Romanının Senaryo Çalışmaları. ... 85

Resim 3.7: Osmanlı Robotu Alamet Çizgi Romanının Senaryo Çalışmaları. ... 85

Resim 3.8: Osmanlı Robotu Alamet Çizgi Romanının Kapak Çerçevesi. ... 86

Resim 3.9: Osmanlı Robotu Alamet Çizgi Romanının Kapak Tasarım Süreci ... 87

Resim 3.10: Osmanlı Robotu Alamet Çizgi Romanından, s.3. ... 88

Resim 3.11: Osmanlı Robotu Alamet Çizgi Romanından, Kullanılan ‘XXII Arabian-one’ Fontunun Photoshop CS6 ile İşlem Sürecinden, s.14. ... 89

(14)

Resim 3.12: Osmanlı Robotu Alamet Çizgi Romanının Kapağının Photoshop CS6 ile

Eskiz ve Boyama Süreci. ... 90

(15)
(16)

GİRİŞ Araştırmanın Problemi

Türk resim sanatının önemli değerlerinden biri olan minyatür sanatı; tarihi çok eskilere dayanan, bir anlatım şekli ve sanat dalıdır. Türk minyatürü geçmişten bugüne farklı kültürlerde, farklı sanatçı ellerinde değişmiş ve gelişmiştir. Ancak söz konusu gelişme, minyatürün özünün bozulması ve unutulması korkusuyla belirli sınırlar çerçevesinde olmuştur. Minyatür sanatçıları gelişen teknolojiden faydalanmaya çalışsa da minyatür tekniği her zaman ilk yapıldığı teknikteki gibi eserler ortaya koymaya devam etmiştir. Minyatürcülerin bu çekingen yaklaşımı günümüzdeki genç sanatçıların, eski yöntemlerle yapılan minyatürü tek bir kalıp halinde görmelerine neden olmuştur ve ne yazık ki minyatürün sadece geçmişten gelen ve değiştirilmeye uygun olmayan bir resim tekniği olduğu düşünülmüştür.

Yapılan bu çalışma; minyatürün günümüz sanatına uyarlanmasına ve yeniliklere açık olduğu kanısının tanıtılmasına yöneliktir. Fotoğrafla belgeleme ve elde edilen dökümanlar vasıtasıyla bilgilendirme amaçlı ve uygulama destekli çizgi roman hazırlanmasıyla probleme katkı sağlanması hedeflenmiştir.

Araştırmanın Amacı

Bu araştırma temeli sağlam ve güçlü bir tekniğe sahip olan Türk minyatür tekniğini; günümüze hitap eden ve popüler bir sanat dalı olan çizgi roman sanatı yöntemi ve tasarımının desteğiyle yapılmış olan bir Osmanlı efsanesi “Osmanlı Robotu Alamet” adlı çizgi roman ile belgelemeyi ve tanıtmayı amaçlamaktadır. Bu yolla Türk minyatürünün çeşitli sanat alanlarına uyarlanabilmesi, ilerleyen teknoloji ve güncel sanattan olabildiğince faydalanması ve gelecek nesillere daha güçlü bir sanat olarak aktarılması gerektiği düşünülmektedir. Bunun yanı sıra gelecekteki minyatürcüler ve çizgi roman sanatçılarına katkı sağlayıp, kaynak olacak bu tarzın önünü açmak amaçlanmıştır.

Araştırmanın Sınırlılıkları

Minyatür sanatı ve çizgi roman sanatının tarihi, sanatçıları, eserleri, görsel örnekleri ve Türk Minyatür tekniği ile “Osmanlı Robotu Alamet” öyküsünün uygulaması sunulan araştırmanın sınırlılığını oluşturmaktadır.

(17)

Araştırmanın Yöntemi

Araştırmada literatür tarama yönteminden yararlanılmıştır. Bu bağlamda araştırmacı tarafından uzman kişilerin yayınları araştırılmış ve kaynaklar belirtilerek tezde kullanılmıştır.

Araştırma kapsamında serbest teknik ile elde çizilen ve bilgisayar ortamında şekillendirilen uygulama çalışmasına yer verilmiştir.

Verilerin Toplanması Ve Analizi

Araştırmanın uygulama aşamasında aşağıdaki donanım ve programlar kullanılmıştır:

 Apple Macbook Pro  Adobe Indesign CS6

 Samsung 23.6 inc led monitör  Adobe Photoshop CS6

 Wacom intuos 4 wireless graphic tablet  Adobe Illustrator CS6

Uygulama aşamasında, yapılan kaynak taraması ile elde edilen bilgiler ışığında minyatür sanatı incelenmiş ve günümüz minyatürcülerinden Günseli Kato’nun konferansına katılıp, kişisel bir görüşme yapılmıştır. Yapılan görüşmede edinilen bilgilerin ve yine günümüz minyatürcülerinden Nusret Çolpan’ın öğrencisi Nesrin Şarlıgil’in katkılarıyla minyatür tekniği öğrenilmiş ve çizgi roman sanatına nasıl uyarlanması gerektiği tespit edilmiştir. Her iki sanatında somut örneklerine ulaşıp gözden geçirilmiş ve eserler hakkında bilgi edinilmiştir. Elde edilen bilgi ve beceriler doğrultusunda uygulama yapılmış ve uygulama sonucu ortaya koyulan eser gerekli işlemlerden geçirilip düzenlenmiştir. Araştırmada bu eserin yapım aşamasına ait görsellere ve eser hakkında yapılan yorumlara yer verilmiştir. Ayrıca yapılan uygulamanın benzer örnekleri incelenmiş ve ilgili görseler de araştırmaya eklenmiştir.

(18)

BİRİNCİ BÖLÜM MİNYATÜR SANATI

(19)

1.1. MİNYATÜR SANATI 1.1.1. Tanım Olarak Minyatür

İnsanoğlu resmetme becerisini; kimi zaman ihtiyaçlarını karşılamak adına, kimi zaman ulaşamadıklarına sahip olmak için, kimi zaman belki de sadece kendini ve yaşadığı doğayı ifade edebilmek için ve evrendeki güzellikleri taklit etmesiyle kazanmıştır.

Resmi, bireyin kendisini ifade etme yollarından biri olarak değerlendirsek bile, sanatın bir dalı olan minyatürü, sadece kendini ifade etme ya da iletişim aracı olarak betimleyemeyiz. Resim iletişim aracı olmasının yanısıra; resmin sanat olarak değer bulması, bir medeniyet göstergesidir (Özdemir, 2012: 5).

Medeniyetlerin var olması; yaşayışını, kültürünü geleceğe taşıyabilmesi sanatı gerekli hale getirmiştir diyebiliriz. Binlerce yıl önce kayalardaki ve hayvan postlarındaki resimler, taşlar kabartılarak yapılmış nakışlar ve damgalar, metal üzerindeki resimler ve sütun üzerine yapılan nakışlar… Hepsi de geleceğe kaynak niteliğindedir ve resmetme sanatını günümüze taşımaktadır. Minyatür sanatının ortaya çıkışı ve gelişimi bu şekilde tebeyyün etmiştir.

Minyatür sanatı; çok ince bir biçimde işlenmiş ve küçük boyutlu resimlerdir, yazma eserlerde anlatılan olayları görselleştirmek üzere yapılan kitap resimlerine denir (Mahir, 2004: 15). Önceleri salt el yazması küçük boyutlu kitap resimlerini belirtmek için kullanılan minyatür kavramı; sonradan küçük boyutlu eşyanın, madalyon ve kutuların üstündeki süsleyici nitelikteki resimleri belirtmek için de kullanılmıştır (Gökçöl, 1993: 2777). El yazmalarının yapıldığı atölyelerde uygulanan bu sanatta çeşitli süsleme türlerine yer veriliyordu: geometrik, bitki ya da hayvan biçimli motifler, cilt kapaklarının zeminlerini, bölüm başlıklarını, figürlü minyatürlerin çerçevelerini donatıyordu. Minyatürler daha çok süsleyecekleri metni resimlemeyi amaçlar (Benk, 1986: 8208) ve metni açıklayıcı ve destekleyici olarak yapılır.

Minyatür, Ortaçağ Avrupasında yazma kitapların bölüm başlarına yapılan süslemelerde kullanılmış, kırmızı boya minium’dan türetilmiştir ve süslemeleri tanımlamak için kullanılmıştır. Minyatür ismi, Türkçeye Batı dillerinden girmiştir.

(20)

Osmanlı döneminde “minyatür” yerine nakış veya tasvir sözcükleri kullanılmıştır ve bunları yapanlara da nakkaş denilmiştir (Mahir, 2004: 16).

1.1.2. Minyatür Sanatında Kullanılan Teknik ve Malzemeler

Minyatürde resim sanatının birçok kuralı uygulanmamıştır: örneğin oran-orantı, perspektif, anatomi, ışık-gölge gibi unsurlardan vazgeçilmiştir. Bunların yerine resimde ayrıntı, incelik, renklerin ahengi, boyaların dayanıklılığı ve parlaklığı gibi özellikler minyatürde uygulanmıştır (Bageri, 2004: 11).

Minyatürün kitap sanatı olması, onun yakından seyredilmesini gerektirir. Nakkaşlar Avrupai anlamdaki perspektifi bilmediklerinden değil, dar alanda figürlerin küçüleceği, renklerin ve çizgilerin anlaşılamayacağı endişesiyle minyatüre özgü perspektif kullanmayı yeğlemişlerdir. Minyatürde kullanılan perspektif, geometrinin temellerinden Altın Oran, Altın Dikdörtgen içindedir. Dikine Perspektif veya Yığma Perspektif olarak da adlandırılır (Ersoy, 2006: 27).

Minyatürün kendine has özellikleri vardır. Bunlardan bazıları şöyledir: Figürlerin birbirini kapatmayacak biçimde kompozisyona yerleştirilmesi, figürlerin boyutunu konudaki önemine göre irileştirmek veya küçültmek, manzaranın özelliklerini renklerle belirtmek, en ince ayrıntıyı dahi işlemek, renkleri ışık gölge etkisi yaratmadan kullanmak bu özelliklerin başlıcalarıdır (Binark, 1978: 272).

Minyatür yapılırken renklerin birbirine karışmaması için toprak boyalar su ile inceltilip kullanılmıştır. XIV ve XVIII. Yüzyıllarda bu boyanın sabitlenmesi için yumurta sarısı, üzüm suyu, pekmez, tutkal gibi malzemeler ile boya belirli işlemlerden geçirilerek kullanılmıştır (Mahir, 2004: 16).

Minyatür yapımı için belirli işlemlerden geçmiş ve özel birçok malzeme kullanılmıştır; üç aylık beyaz kedi yavrusunun gıdı tüyünden yapılmış çok ince kıllı fırçalar, yumurtalı veya aharlı kağıtlar... Bu malzemeler minyatürün daha parlak görünmesi için özeldir ve daha nice işlemlerden geçerek kullanılmaya hazır hale getirilir (Mahir, 2004: 16).

(21)

1.1.3. Minyatür Sanatının Özellikleri

Minyatürün en büyük özelliği perspektifin kullanılmaması nedeniyle resimdeki unsurların birbirini kapatmayacak şekilde yerleştirilmesi ve konunun bir sayfaya sığabilir şekilde verilmesidir. Kompozisyonda vurgulancak olan konu bir karede anlatılabilir (www.gorselsanatlar.org, 2017).

Resim 1.1: Muhammed ve Abû Bakr'ı Gizleyen Mağaranın Girişinde Yükselen Ağaç

(22)

Resim 1.2: Hannad ibn Ömer’in Bağlılığına Söz Vererek Muhammed’in Elini Öpmesi.

Kaynak: www.digitalcollections.nypl.org (16.01.2017)

1.2. MİNYATÜR SANATININ DOĞUŞU VE TARİHSEL GELİŞİMİ

MÖ 2. Yüzyılda papirüs, parşömen ve fildişi üzerine yapılan resimler en eski minyatür örneği denilebilir (Resim 1.3). Bu minyatürlerden malzemeler nedeniyle ve korunamadığı için günümüze fazla örnek kalmamıştır.

(23)

Resim 1.3: Anana Papirüsü, Firavun Leti’ nin Başyazmanı ve Arkadaşı, M.Ö.3500

Kaynak: www.bakimliyiz.com (18.01.2017)

Yunan ve Roma uygarlıklarında deri üzerine resim yapmışlardır. Yapılan arkeolojik kazılarda, milattan birkaç yüzyıl öncesine ait minyatürlü el yazma resimler Orta Asya’da ortaya çıkarılmış, M.S. 2.yy’da yayılmıştır. Uygur zamanından kalan minyatürler dini ve dünyevi sahnelerin betimlemesidir ve bu minyatürler, İslam minyatürünün de kaynağı olmuştur (www.cigdemkabadayi.com, 2017).

(24)

Resim 1.4: Manici Rahipler, Karahoca, Tarım Havzası

Kaynak: wikipedia.org (18.01.2017)

Türk İslam minyatür sanatı, İslam resim sanatının bir kolunu oluşturur ve bunun kaynaklarını araştırmak İslam resim sanatının ve daha genel anlamda da, İslam sanatının kaynaklarına inmek demektir (İnal, 1995: 1). İslam sanatının kaynaklarını incelemeden önce, bu kaynakları oluşturan temeli yani esasen minyatürün İslam sanatına ulaşana kadar geçtiği evreleri gözden geçirmekte yarar vardır. Bu aşamada minyatür başlangıcı olan evreler incelenirken, “minyatür” olarak adlandırmak yerine, minyatür adını almadan önce onun köklerini taşıyan ifade olan “resim sanatı” olarak adlandırılacaktır. Bunun nedeni; en eski ve ilk minyatür örnekleri olarak kabul gören resimlerin o dönemlerde minyatür olarak adlandırılmamasıdır.

(25)

1.2.1. İslam Öncesi Resim Sanatı

Roman sanatı ve Gotik sanat tüm Avrupa’yı kapsamıştır. Ancak, İslam ve Bizans sanatları kökenleri bakımından Avrupa’ya aykırıdırlar (Ülkü, 1983:243).

1.2.1.1. İran’da Part ve Sasani Resim Sanatı

İran’da yapılmış en eski resim sanatı örnekleri Part devrinden (İ.Ö. 250-224) gelmektedir. Part sanatının en önemli özelliği İskender’den sonra İran’da Selefkoslarla hakim olan Hellenistik kültür ve sanata bir reaksiyon olarak yakın doğunun yerli kültürüne dönülmesidir. Part devrinden gelen resim sanatı örnekleri duvar resimlerinden oluşur.

“Sasani resim sanatı örnekleri zamanımıza pek az gelebilmiştir. Arkeolojik belge olarak elimizde bulunan tek şey Bişapur zemin mozaikleridir. Bişapur şehrindeki sanat eserlerinin tarzları nedeni ile Hellenistik geleneğin devamı olduğunu işaret eder. Sasaniler devrinde zengin bir resim sanatı bulunduğunu ve erken İslam devrinde bu eserlerin tanındığını bize bildiren bir takım yazalı kaynaklar da vardır. Erken İslam devrinde bu örneklerden bazılarının da mevcut olduğu açıktır” (İnal, 1995: 2-4).

1.2.1.2. Bizans Resmi

Bizans döneminde resim sanatı, Hristiyanlığı anlatabilmek için bir araç haline gelmiştir. Fresk ve mozaik tekniğiyle yapılmış resimlerden başka ikonlar, minyatürler ve kumaş resimleri de vardır. Konular genellikle dini içeriklidir. Erken Bizans döneminde (5-6. yüzyıl) Roma geleneklerini izleyen ancak daha çok Hristiyanlık ile ilgili konuların ağırlık kazandığı mozaiklerin yapıldığı görülmüştür.

Bizans anıtları, mozaik ve freskleri İslam medeniyetlerince tanınmıştı. Aynı zamanda Bizans’ta resimli yazmaların ve belgelerin varlığı da biliniyordu (kisacames.blogspot.com, 2015).

İstanbul’daki Ayasofya, Aya İrini ve Küçük Ayasofya gibi kiliselerin içi; İsa ve Meryem’in hayatından sahneler, havari, aziz ve melek resimleri ile süslenmiştir. Ancak İstanbul’da bulunan resimlerin çoğu 8-9. yüzyılda yaşanan tasvir yasağı, döneminde zarar görmesi nedeniyle günümüze kadar gelememiştir. İstanbul Kalenderhane Camisinde yapılan kazılar sırasında, bu döneme ait Meryem ve Çocuk İsa’yı betimleyen mozaik bir resim bulunmuştur (www.academia.edu, 2017).

(26)

Resim 1.5: Kalenderhane Camisi, Meryem ve Çocuk İsa Mozaği, 8-9. yy.

Kaynak: www.ayasofyamuzesi.gov (11.02.2017)

Bizans minyatürünün en önemli eserlerinden biri Viyana Dioskoridesi’dir. Eser İ.S. 2. yüzyılda Dioskorides adlı Kililkyalı bir hekim tarafından yazılmıştır. İstanbul’da yapıldığı tahmin edilen bu eserde Juliana Anicia (Senatör Filavius Anicius’un kızı)’yı tasvir eden açılış sayfası minyatürü, Hellenistik portresi ve alegoriler daha sonra İslam resmini etkilemiş ve İslam minyatürüne geçmiştir (İnal, 1995: 4-5).

(27)

Resim 1.6: Dioscorides, Juliana Anicia Mandrake Kökü Alır, 6. yy.

Kaynak: www.wikipedia.org, (10.02.2017)

Bizans minyatürünün diğer önemli bir eseri Kosmas İndikopleustes’in Hristiyan Topografyasıdır. Vatikan kitaplığında bulunan bir 7. yüzyıl kopyasının minyatürleri İskenderiye resim üslubunu temsil etmesi bakımından önemlidir. Bu eserlerde, erken İslam minyatürüyle aralarında bir akrabalık görülür ve Hellenistik üsluptan gelmedir (İnal, 1995: 5).

(28)

Resim 1.7: Hristiyan Topografyası, 7. yy.

Kaynak: www. kosmosmacerasi.com, (10.02.2017)

Bizans sanatı, İslam sanatına temel kaynak olmuştur. Bizans etkileri Kudüs'te 691 tarihli Kubbet-üs-Sahra da, Şam'da 709-15 tarihli Emevi Camii’nde görülebilir (ww.wikipedia.org,2017)

(29)

Resim 1.8: Ayasofya, İstanbul, Görkemli Bizans Mimarisinin Birçok Özelliğini

Gösterir

Kaynak: www.wikipedia.org, (11.02.2017).

1.2.1.3. Orta Asya Resmi

Uygur sanatı Türk resim ve heykel sanatlarının erken dönemlerdeki en zengin ürünlerini kapsamaktadır. MS 4-5. Yüzyıllarda Doğu Türkistan ve bütün Orta Asya’da gelişen eklektik bir resim tarzından sonra, 6-7. Yüzyıllar arasında Türklerle yakından ilişkili bir resim üslubu çıkmıştı. Ardından MS. 8.yüzyıldan itibaren Uygurların Doğu Türkistan’a iyice nüfuz etmeleriyle, Türk sanat tarihi için daha önemli olan Uygur duvar resimleri devri başlamıştır. Böylece ortaya çıkan Uygur resim üslubu zamanla bütün Orta Asya ülkelerinde etkili hale gelmiştir (Çoruhlu, 2007: 259).

Türk sanatının kaynakları, Orta ve İç Asya’da tarih öncesi devirlerden itibaren meydana çıkan sanat unsurlarının yer aldığı ve çeşitli isimlerle anılan kültürlere dayanır (Çoruhlu, 1998: 17). Orta Asya’da ipek yolunun yoğunluğu nedeniyle şehirler ve kültürler tam bir kültür bütünlüğü göstermezler. Bu bölge ikiye ayrılabilir: Doğu Türkistan, Batı Türkistan; Orta Asya resim sanatının örneklerini taşıyan zengin merkezlerdi (İnal, 1995:6)

(30)

1.2.1.3.1. Doğu Türkistan

Doğu Türkistan’da resim ve heykel sanatlarının geliştiği merkezlerin daha çok İpek Yolu’nun geçtiği bölgelerde yer aldığı dikkati çekmektedir. Bu merkezlerdeki resim örnekleri normal mabetlerin yanı sıra mağara tapınaklarında da karşımıza çıkmaktadır (Çoruhlu, 2007:260).

Resim 1.9: Mani’nin Ölüm Yıldönümü Merasimini Tasvir Eden Uygur Varağı, Koça

Alfa Tapınağı, 8-9. yy.

Kaynak: (Alakuş, 2013: 18)

1.2.1.3.2. Batı Türkistan

Bu bölgede ortaya çıkarılan resim sanatı eserleri birtakım destan ve efsaneleri tasvir ederler. İşret aleminde bazı kişiler ve atlıları, alay sahneleri ve Kelile Dimne masalları, Şehname maceraları... Bu eserlerlerde görülen özellikler İslam resim tarzından farklıdır. Bu bölgedeki eserler Şehnamenin mevcut ilk tasvirlerini içerdiği için önemlidir (İnal, 1995: 8-9).

(31)

Resim 1.10: Pencikent Fresk, Türkistan, 6.-8. yy.

Kaynak: www.turkcetarih.com, (18.02.2017).

1.2.1.4. Uzak Doğu Resmi

Birtakım Arap coğrafyaların ve seyyahların kulaktan duyma veya Uzak Doğu seyahatlerinden verdikleri bilgilerin nakli ya da Uzak Doğu-İslam arasındaki ilişkilerde Talas savaşında Araplar tarafından esir alınan Çinlilerin ipekli kumaş dokumada, altın işçiliğinde ve resimlemede çalıştırılması (Kelile ve Dimne’nin Çinli ressamlar tarafından resimlenmesi) gibi olaylar Çin-İslam kaynaşması olduğunu ortaya koyuyor. Bütün bu yukarıda sözü geçen sanat devirleri İslam resimlerinin bir kaynağı olmuş ve İslam resmini etkilemiştir.

1.2.2. İslam’da Minyatür Sanatı 1.2.2.1. İslam’da Tasvir Yasağı

İslam dininde, resim yapanlar ve resmi evinde bulunduranlar; puta tapan, Kur-an’dan habersiz putperesttir inancı ile resim (tasvir) yasağını ortaya koymuştur. Bu inanç, İslam dünyasında resim sanatının gelişmesini engellemiştir (İpşiroğlu, 1985: 30).

(32)

Birçok dinde (Hristiyan, Yahudi ve İslam dinleri) görülen tasvir yasağı, İslam resim sanatı bakımından çok önemli bir problemdir. İslam’da bu yasak dinin (Peygamber dini olan) oluşumundan sonra ortaya çıkmıştır. İlk anıtsal İslam yapılarında; ilk zamanlar bitki, insan, hayvan figürlü tasvirler içermesi (661-721) ancak daha sonraları (750 civarları) sadece bitkisel süslemelerin görülmesi bu yasağın bir etkisidir ve arkeolojik belge ve kaynaklar gösterir ki yasak Erken İslam devrinden sonra ortaya çıkmıştır. Erken İslam devrinde yapılan tasvirler kapatılmış ve yenilerinin yapılması yasaklanmıştır (kisacames.blogspot.com, 2015).

İslam’ın ana kitabı olan Kur-an’da açıkça bir tasvir yasağı olmamasına karşın yasağın olduğuna dair tartışmalar vuku bulmuş ve bir takım hadisler ortaya çıkmıştır. İslam sanatında batı anlamında gerçeğe, dış aleme yönelmiş bir tasvir sanatı hiçbir zaman gerçekleşmemiş aynı zamanda tasvirlere karşı tutum milletten millete ve devirden devire de değişmiştir. Örneğin Selçuklular tasvir taraftarı oldukları halde, Osmanlılar soyut şekilleri yeğlediler. Cami de tasvir olmamasına karşılık, saray ve profan binalar ve profan kitaplar tasvirlerle süslendi. Fakat bunlar hep yüzeysel ve süsleyici bir karakterde kalıp anıtsal bir sanat karakterini kazanamadılar (İnal, 1995: 13).

1.2.2.2. Türk-İslam Minyatürü

İslam sanatında minyatür tasvir olarak, minyatür sanatçısı da musavvir olarak adlandırılmıştır. İslam sanatında görülen en eski minyatürler XI. yüzyıldadır. Bunların yaygınlaşması ise XII. yüzyılda gerçekleşmiştir (Benk, 1986: 8208).

Bilindiği üzere İran, Mezopotamya ve Anadolu’da, Selçuklu Türkleri hakimdi. İlk İslam minyatür mektebini açan Selçuklu Türkleridir. Bu mektebin minyatürleri, Selçuklu nakkaşları tarafından geliştirilmiştir (Bektaşoğlu, 2009: 48).

1.2.2.2.1. Selçuklu Devri Minyatürü

11. yüzyılın başlarında Horasan’da devlet kuran Selçuklular döneminden günümüze ulaşan en eski örneklerinden biri Dioskorides’in şifalı otlar hakkındaki “Kitabü’l Haşa’iş” adlı eseridir (Alakuş, 2013: 19).

(33)

Resim 1.11: Kelile ve Dimne (doğrunun ve dürüstlüğün simgesi Kelile, yanlışın ve

yalanın simgesi Dimne) Yapıtından Bir Minyatür, Paris Bibl. Nat. Arabe 3465, 12-14. yy.

Kaynak: www.doganaydin.net, (18.02.2017).

Resim 1.12: Harıri el’Makamat, Paris Bibl. Nat. Arabe 3929, 13. yy.

(34)

Varka ve Gülşah adlı mesnevide yer alan figürler Selçuklu resim tarzını yansıtmaktadır(Alakuş, 2013: 19).

Resim 1.13: Bir Aşk Öyküsünü Dile Getiren Varka İle Gülşah Mesnevisi, Türklerin İlk

Resimli Romanı, 13. yy.

Kaynak: www.turkcetarih.com, (18.02.2017).

1220, Moğol istilası sonrası İslam minyatür sanatı yeni bir tarzı ortaya çıkarmıştır (www.islamansiklopedisi.info, 2017).

Bu dönemde en çok resimlenen kitap, Şehname olmuştur. Firdevsi’nin bu ünlü yapıtı, Türk-Moğol çizgisinin en belirgin özelliklerinden kaynaklanan resimlerle süslenmiştir. İran’ın ulusal kahramanlık destanı sayabileceğimiz Şehname geleneği bu ülkede destansı şiirin yanı sıra, yeni bir sanat türü olarak destansı resmin de doğmasını sağlamıştır. Bu resim tarzı, XIV. yy. İslam kitap ressamlığında da yeni bir çığırın temelini atmıştır (Gökçöl, 1993:2779).

(35)

Resim 1.14: Firdevsi’nin Şehname’siyle İlgili Bir Minyatür, 10.yy.

Kaynak: www.automaticturk.wordpress.com, (19.02.2017).

Selçuklu döneminden önemli bir minyatür yapıtı olan “Suvar El-Kevakib El Sabit” astronomi kitabı el-Sufi tarafından yazılmıştır.

Anadolu Selçuklu döneminden sonra, beylikler döneminde minyatür sanatına ait fazla bilgi yoktur (İbrahimgil, 2012: 91).

(36)

Resim 1.15: El-Sufi, Suvar El-Kevakib El Sabita Yapıtından Bir Minyatür, 1450-1520.

Kaynak: www.onaltiyildiz.com, (20.02.2017).

1.2.2.2.2. Osmanlı Devri Minyatürü

Osmanlı Devleti’nde ancak İstanbul’un fethinden sonraki döneme ait minyatürler günümüze ulaşabilmiştir (Alakuş, 2013: 21).

Osmanlı tarihi kaynaklarında minyatüre “nakış”, ustasına da “nakkaş” adı verilmekteydi. Sarayda aynı zamanda bir okul görevi gören nakkaşhane adlı atölyeler kurulmuş ve bu atölyelerde birçok sanatçı birlikte çalışmıştır (Şimşek, 2016: 9).

Osmanlı minyatürleri, Lale devrine kadar İran ve Selçuklu tarzında devam etmiştir. Osmanlılar ilk devirlerde daha çok tezhibe, hüsnühatta ve tezyini nakşa önem vererek, insan sureti yapmaktan kaçınmışlardı. Osmanlılarda resmin ve minyatürün gelişmesi İstanbul’un fethinden sonradır (Bektaşoğlu, 2009: 51).

Erken Dönem: İstanbul’un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmet (1451-81),

İstanbul’u bir kültür ve sanat merkezine dönüştürmüştür. Fatih Sultan Mehmet’in Avrupa’dan getirttiği ressamlara yaptırdığı resimler, sarayın minyatür ustalarını da etkilemiştir. Sarayda oluşturduğu Nakkaşhane 19. yy’a kadar etkinliğini sürdürmüştür.

(37)

Fatih döneminde toplanmış birçok minyatür, resim ve Avrupa kökenli gravür bugün Topkapı Sarayı’nda ve İstanbul Üniversitesi Kitaplığı’ndaki albümlerde yer almaktadır. Fatih’in coğrafya, tıp, edebiyat gibi alanların yanında Avrupa resim sanatına duyduğu ilgi Osmanlı Minyatür sanatının oluşumu ve gelişiminde büyük rol oynamıştır (Renda, 2001:7). Fatih Sultan Mehmed Avrupa’dan birçok ressam getirterek resimlerini yaptırmıştır (İbrahimgil, 2012: 91).

Resim 1.16: Gentille Bellini’ ye ait Fatih Sultan Mehmed’in Portresi, Victoria and

Albert Müzesi Londra,1480.

Kaynak: www.gundemturkiye.com, (23.02.2017).

Bu dönemin yerli ustaları içinde ise en ünlüsü Nakkaş Sinan Beydir. Sinan Bey 15. yüzyılda yaşamış Türk minyatür sanatçısıdır. Nakkaş Sinan Bey İtalya’da Maestro Paolo’nun yanında çalışmıştır ve döndüğünde İtalyan resim sanatı etkisi ile Fatih’in gül

(38)

koklayan portresini yapmıştır. Bu eser, Türk resminde Batı etkisinin ilk örneklerindendir (www.turkcebilgi.com, 2017).

Resim 1.17: Nakkaş Sinan Bey, II. Mehmet Resmi, 1480.

Kaynak: www.wikipedia.org, (22.02.2017).

Fatih Sultan Mehmet zamanından kalan en eski minyatürlü yazmalardan bir diğeri de 1455-56 tarihli Beduiddin-i Tebrizi’nin yapıtı olan Dilsuzname adlı kitaptır.

Cerrahlık üzerine minyatürler içeren Cerrahiye-i İlhaniye (1465) adlı yapıt da bu döneme önemli bir örnektir (İbrahimgil, 2012: 92).

(39)

Resim 1.18: Ameliyat veya Cerrahi Müdahale Tekniğini Gösteren Minyatürler,

Cerrahiye-i İlhaniye, 1465.

Kaynak: www.muslimheritage.com, (09.05.2017).

Batı ile kültür ilişkileri Fatih’i izleyen II. Bayezid döneminde yağunluğunu kaybetmiştir. Dönemin resim sanatında doğu İslam geleneği daha egemendir. Bundan sonra Osmanlı İmparatorluğu’nun doğu sınırlarını genişletmesiyle saray atölyelerine katılacak Doğulu sanatçıların sayısı da artmıştır (Bageri, 2004: 43).

Klasik Dönem: Yavuz Sultan Selim’in Doğu seferlerinden sonra saraya

hizmet veren nakkaşlar topluluğunun yapısında değişme artmıştır. Yavuz’un aldığı Safevi başkenti Tebriz’den gelen yüzlerce sanatçının içinde nakkaşların da olduğu belgelerden anlaşılmaktadır. Osmanlı sarayında çok farklı kökenli sanatçılar birarada çalışmaya başlamış, saray atölyelerinin bu heterojen yapısı, imparatorluğun en geniş sınırlarına ulaştığı Kanuni döneminde de (1520-66) sürdürülmüştür (Eczacıbaşı, 1997: 1267).

I.Selim (1512-20) döneminden iki minyatürlü yazma kalmıştır. Bunlardan biri Mantıkü’t-Tayr adlı eserdir.

(40)

Resim 1.19: Feridü’d-din Attar, Mantıkü’t-Tayr (Kuş Dili), 1515.

Kaynak: www.724kultursanat.com, (25.04.2017).

Bir diğer minyatürlü yazma da Emir Husrev-i Dehlevi’nin Külliyat’ıdır.

Resim 1.20: Cebrail’in Hz. Adem ile Hz. İsa’ya Yemek Getirmesi, Emir Husrev

Dehlevi, Külliyat, 16yy.

Kaynak: Osmanlı Tasvir Sanatları – Minyatür, ss.40.

Bu dönemde; Osmanlı minyatür sanatının gelişimini, saraya ganimet yoluyla ulaşan el yazmaları da, etkilemiştir (www.tarihtarih.com, 2017).

(41)

Resim 1.21: Arifî'ye ait Guy-u Çevgan, Osmanlı Minyatürü, 16.yy.

Kaynak: www.wikipedia.org, (07.04.2017).

Kanuni Sultan Süleyman döneminde Osmanlı minyatürcülüğü en önemli devrini yaşamıştır. Bunlardan ilki Selimname; Yavuz Sultan Selim’in fetihlerini anlatan minyatürdür (Aslanapa, 1993: 372).

Resim 1.22: Şükri Tarafından Hazırlanan Selimname, Çaldıran Muhaberesi, 1525.

(42)

Osmanlı nakkaşları, figür kullanmadan olayların geçtiği yerleri, kent, kale ve liman manzaralarının topografik görüntülerini çizmişlerdir. Bu minyatürler harita özelliği niteliğindedir ve önemli detaylar içerir.

Kanuni Sultan Süleyman döneminde kent resimleriyle yeni bir tarz yaratan Matrakçı Nasuh’un en önemli minyatürlerinden biri “Beyan-ı Menazili Seferi Irakeyn” diyebiliriz (www.onedio.com, 2016).

Resim 1.23: Nasuh el Silahi, Beyan-ı Menazili Seferi Irakeyn Adlı Eserinin İlk

Tasvirinde Yer Alan Tafsilatlı Bir İstanbul Minyatürü, 16.yy.

Kaynak: www.yedikita.com, (07.04.2017).

Matrakçı’nın metnini yazıp, minyatürlerini yaptığı başka bir yazma ise Süleymanname’dir. Bu eserde Osmanlı kaleleri, limanları, donanmaları ve Macaristan seferi ile ilgili olaylar yer almaktadır.

(43)

Resim 1.24: Matrakçı Nasuh’un Külliyatlı Eseri Süleymannâme’nin 1542-43 Yılları

Arasındaki Bölümü.

Kaynak: www.yedikita.com, (25.04.2017)

Matrakçı’nın kent görünümünlerindeki yaklaşımına benzeyen resimlere Osmanlı haritacılarının eserlerinde rastlıyoruz. Kanuni’nin Akdeniz’de güttüğü genişleme politikasıyla haritacılık büyük önem kazanmıştır. Osmanlı haritacılık çığırını aşan Piri Reis’in Kanuni’ye sunduğu Kitab-ı Bahriye’si haritalar içeren bir el kitabı olmaktan öte, liman tasvirleriyle de önem taşır.

(44)

Resim 1.25: Piri Reis Tarafından Çizilmiş Marmaris ve Rodos Haritası, 16yy.

Kaynak: www.wikipedia.org, (25.04.2017).

16. yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı sanatında realist bir akımın başladığını söyleyebiliriz. Önce kitap sanatları ile başlayan bu gelişme, giderek bütün sanat dallarına yansır. Sultanların savaşlarını, zaferlerini, düğün, sünnet gibi önemli olayları anlatan sahneler büyük bir sadakatle resmedilmiş, ayrıca minyatür sanatında tabiat sahneleri, kent tasvirleri ve portreler de önemli bir konu repartuarı oluşturmuştur. Osmanlı sanatında bu sözü edilen değişiklikler, yorum farkları, realizm gibi akımlar, gene de sınırı belirli kompozisyon şemaları içinde uygulanabilmişlerdir (Ölçer, 2002: 234).

Bu evrede önemli bir portre ressamı Nigari mahlaslı Haydar Reis’tir (1494-1572). Osmanlı portreciliğinde seçkin bir yeri olan Barbaros Hayreddin Paşa’nın profilden portresini yapmıştır. Bundan başka Kanuni Sultan Süleyman ve II. Selim’in portrelerini de yapmıştır. Bu resimler bugün Topkapı Sarayı müzesindedir. Bu ressamın Londra müzesinde de iki ayrı eseri vardır (Arseven, 1983:1423).

(45)

Resim 1.26: Kanuni Sultan Süleyman İki Hasodalıyla Birlikte, Nigari, 1560-65.

Kaynak: www.e-marineeducation.com, 2012.

Resim 1.27: Sultan II. Selim Ok Atarken, Nigari.

(46)

Kanuni Sultan Süleyman zamanındaki meşhur ressamlardan biri de nakkaş Osman’dır. En velud sanatkarlardan biri olan bu üstadın sarayda 600 parçadan fazla resmi bulunmuştur. Şehnameci Seyid Lokman’ın 1579’da yazdığı Hünername’nin resimlerini yapan da bu üstad Osman’dır (Arseven, 1983:1423).

Resim 1.28: Peştemalciler Loncasının Geçişi 1582 Tarihli Minyatür, Surname-i

Hümayun.

Kaynak: (Sözen, 1983:278)

Kanuni Döneminde minyatüre klasik bir üslup kazandıran Nakkaş Osman olmuştur. Belgelere ve kimi 16.yy kaynaklarına göre II. Selim döneminden (1566-74) başlayarak etkin olduğu anlaşılan Nakkaş Osman, yüzyılın ikinci yarısında minyatürlenmiş bütün önemli yazmalarda görev almıştır (Kaya ve Yeğin, 2012: 22).

İslam resim geleneğinde en fazla dini minyatür Osmanlılar’da bulunmaktadır. Ama Osmanlılar dini konulara da tarih yazıcılığı açısından bakmışlardır. Örneğin, Seyyid Lokman’ın 1583’te yazdığı, Nakkaş Osman’nın minyatürlediği, Zübdet-üt-Tevarih (İTİEM, 1973), Adem ile Havva’dan başlayıp bütün peygamber öykülerini ve

(47)

İslam tarihinin ana noktalarını anlatarak Osmanlı padişahlarının soyağacını verir (Eczacıbaşı, 2008:1075).

Osmanlı minyatüründe tarihî konulu kitaplarda oldukça önemli bir yere sahiptir (Binark, 1978).

Resim 1.29: Mohaç Savaşı’na Katılan Süvari Birlikleri, Nakkaş Osman, Hünername,

1588.

(48)

Resim 1.30: Kanuni Sultan Süleyman’ın Kırım Hanını Kabulü, Nakkaş Osman,

Hünername, 1588.

Kaynak: www.unutulmussanatlar.com, 2012.

Geç Dönem: 18. yy’ın ilk yarısında minyatür sanatının yeni bir atılım

dönemine girdiği, Lale Devri (1718-30) minyatür sanatı için bir canlanma ve yenilenme dönemi olmuştur. 18.yy Osmanlı İmparatorluğu’nda yeni bir sanat ortamının oluştuğu önemli bir dönemdir. Dönemin toplumsal yapısına ışık tutan ünlü nakkaş Levni, minyatür sanatını farklı noktalara taşımıştır (Eczacıbaşı, 2008:1076).

Levni Abdülcelil Çelebi, hem nakkaş hem de şairdir; sanatsal kişiliğini, resimlerinin görselliğinde ortaya koyarken, şiirlerin ritmine dökmeyi de ihmal etmemiştir. Osmanlı sanatında yeni bir anlayışı gerçekleştiren Levni, hiçbir zaman Batı sanatından etkilenmemiş, tam aksine Osmanlı resim sanatını canlandırmaya çalışmıştır (İrepoğlu, 1999:11). Levni, minyatür sanatında daha doğal renklerle derin bir etki yaratmıştır. Lale Devri etkisiyle de, minyatürlerinde daha çok eğlence sahneleri işlemiştir. Levni’nin resmi, figürlerin gerçekteki kişisel özelliklerini taşımasıyla ve kompozisyon uyumuyla Osmanlı minyatür sanatında önemli bir yere sahiptir (www.turkedebiyati.org, 2017). Klasik gelenek içinde yetişen Levni önce tezhip sanatında ustalaşmış, sonra bir ressam için en büyük başarı sayılan portreciliği

(49)

öğrenmiştir. 1700’lü tarihlerde hazırlanan, sultanların portrelerini içeren Silsilname’de (sultan portreleriyle her birinin özelliklerini belirten yazılar içeren album) Levni’nin resimleri bulunmaktadır (Atıl, 1999:33).

Resim 1.31: 3. Ahmed’in Portresi, Levni, Topkapı Sarayı Müzesi Ktp. No. A 3109’da

Bulunan Silsilname.

Kaynak: www.kunfeyekun.org, 2013.

Levni’nin bir diğer yapıtı; ikinci ve son kitap Surname-i Vehbi’dir (www.nalanyilmaz. blogspot.com, 2008).

(50)

Resim 1.32: Surname-i Vehbi, Levni, 18.yy.

Kaynak: www.pinterest.com, 2017

Nakkaş Levni “1710-1720 yılları arasında Osmanlı giysilerini anlatan çizimler yapmıştır” (Ünver,1951:5). Çeşitli kesimlere mensup farklı kıyafetli kadın ve erkek kıyafetlerinden oluşan minyatürler, bu dönemin en yaygın türünü oluşturur. Lale devri modasına uygun giysiler içinde, kadın ve erkek figürleri zarif duruşları ile dikkati çeker (Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi, 1997:1077).

(51)

Resim 1.33: Testi Taşıyan Kadın, Levni

Kaynak: www.turkislamsanatlari.com, 2014.

Levni’nin minyatürlerinde kadın önem kazanmıştır; bu eserlerde, kadın figürler çoğunluktadır ve önceden yüzleri peçeli ve çekingen kadın figürleri yerine kadın müzisyenler, dans eden genç kızlar, çekici kıyafetlerle uzanan ve rahat bir hava içerisindeki kadın figürlü minyatürler görülür (Yel ve Küçükaşçı, 2003).

(52)

Resim 1.34: Müzisyen Kadınlar, Levni, Topkapı Sarayı Müzesi.

Kaynak: www.uludag.edu.tr, 2015.

Resim 1.35: Uzanan Kadın, Levni, Topkapı Sarayı Müzesi.

(53)

Resim 1.36: Dans eden rakkase, Levni, Topkapı Sarayı Müzesi.

Kaynak: www.minyatursanati.tumblr.com, 2015.

Levni’nin yapıtları Türk yaşam tarzını yansıtan ve tarihimizi belgeleyen büyük niteliktedir. Levni’nin getirdiği bakış açısı ve özellikleri, Osmanlı minyatür sanatı tarihini yönlendirmiş ve kendisinden sonraki sanatçıları da büyük ölçüde etkilemiştir (yalpturk.blogcu.com, 2007).

1728-45 arasında eserler veren, son Osmanlı nakkaşlarından Abdullah Buhari: Dönemin kadın ve erkek tiplerini yansıtan figür çalışmaları, Levni’ninkilerden daha hacimlidir. Buhari rahat bir mekana yerleştirdiği hacimli figürlerini geleneksel kalıplardan sıyırıp; hamamda yıkanan bir çıplak kadını resimlerken, vücut hatlarını belirginleştirmiş, tenin pembeliğini bile yansıtmaya çalışmıştır. Bu yaklaşım İslam minyatür geleneği için cesaretli bir deneme olmuştur (Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi, 1997:1077).

Lale Devri’nde çiçek resimleri oldukça yaygınlaşmış ve her yerde çiçek motifleri kullanılmıştır. Buhari de çiçek resimlerinde, Batılı tarzda gerçek bir resim üslubunu benimsemiştir (www.os-ar.com, 2001).

(54)

Resim 1.37: Hamamda Yıkanan Kadın, Abdullah Buhari, Topkapı Sarayı Müzesi.

Kaynak: www.cornucopia.net, 2015.

Resim 1.38: Abdullah Buhari’nin Çiçek Minyatürleri, 18.yy.

(55)

Batılılaşma Dönemi: Batı anlayışına göre resim yapma çabaları sonucu Lale

Devri minyatürü özünü bozarak farklı bir biçimde gelişmiştir. Türk resminde yeni bir dönem başlamıştır ve geleneksel minyatür tekniği unutulmaya yüz tutmuştur. Yerine batı tarzında resimler yapılmaya başlanmıştır (www.unutulmussanatlar.com, 2012).

Bu dönemde Avrupa’da eğitim gören Türk ressamları Batı anlayışını kavrayıp, resimlerinde uygulamışlardır. Nitekim, saray koleksiyonlarındaki albümlerde Rafael, Konstantin, İstrati gibi imzaların bulunduğu tek figür çalışmalarına rastlanır (www.kisacames.blogspot.com, 2015).

Resim 1.39: Elinde Yay Tutan Kadın, Ressamı Rafael, 1747 .

(56)

1.3. GÜNÜMÜZ MİNYATÜR SANATI

“Gelişen süreçte minyatür sanatı, yerini batı tarzı realist resme bıraksa da Cumhuriyet döneminde bireysel çalışmalar doğrultusunda yeniden canlandırılmış ve yeni dönem üslubunu oluşturma çabası içerisindedir.

Ülkemizde geleneksel bir sanat olarak varlığını sürdüren minyatür, birkaç yüzyıllık kesintiden sonra Prof.Dr. Süheyl Ünver’in çabalarıyla tekrar gün yüzüne çıkmıştır. Cumhuriyet döneminde Süheyl Ünver’in çabaları ile kurulan atölyede büyük bir özveri ile malzeme, teknik ve üslup açısından tanımlanmaya çalışan Osmanlı minyatür sanatı, röprodüksiyon ve orijinal çalışmalara konu edilmiştir. Bu süreçte tohumları atılan cumhuriyet dönemi Türk minyatür sanatı günümüze kadar gelişerek belirli bir üslup oluşturmuş; güzel sanatlar fakülteleri, halk eğitim müdürlükleri, belediye kursları, sanat atölyeleri, vb. kurum kuruluş ve bireysel atölyelerde yürütülen eğitim öğretim faaliyetleri doğrultusunda bir kimlik oluşturma aşamasına ulaşmıştır. Türk minyatür sanatına hizmet ederek Selçukludan Osmanlıya, Osmanlıdan Türkiye’ye gelişen süreçte akademik eğitim alarak geleneği doğru algılayıp, minyatür sanatının tasarım ilkeleri ve estetik anlayışını doğru yorumlayan sanatçıların sayısı oldukça azdır. Ancak sayıları az olmakla birlikte, bu sanatçıların gelecek zamanlarda günümüz Türk minyatür sanatının doğru anlaşılmasında büyük role sahip olacakları da bir gerçektir” (Konak, 2015:294).

Geleneksel yöntemlerle yapılan minyatürler, günümüze gelindiğinde teknik materyallerin gelişmesi ve dijital teknolojinin de etkisiyle; yapım aşaması kolaylaşmış, üretim artmış ve daha çeşitli alanlara yayılmıştır. Yani minyatür eskiden sadece kağıt üzerine toprak boyalardan yapılırken; günümüzde bu boyaların yerine yağlı boya, sulu boya, akrilik vb. boyalar kullanılmaya başlanmış ve dijital yöntemlerle yapılıp her alan da yer alabilmiştir.

Günümüzde minyatür sanatçıları eskiden olduğu kadar çok olmasa da minyatürü çok iyi yerlere getirip farklı alanlarda geliştirmişler ve dünyaya tanıtmışlardır. Taner Alakuş, Nusret Çolpan, Gülçin Anmaç, Günseli Kato günümüzün önemli minyatür sanatçılarıdır.

1.3.1. Taner Alakuş

Sanatçının esas dalı tezhiptir. Ancak okul zamanında Mimar Sinan Üniversitesi öğretim üyelerinden Yakup Cem hocasından minyatür dersleri almış ve bu sanat dalında ilerlemiştir. Hala aynı üniversitede öğretim görevlisi olarak ders vermektedir ve

(57)

çalışmalarını İstanbul’da açtığı “Taner Alakuş Minyatür Atölyesi”nde sürdürmektedir (www.taneralakus.com, 2013).

Taner Alakuş, günümüzdeki en önemli minyatür sanatçılarından biridir. Minyatür dersleri vererek bu sanatı insanlara ulaştırma çabasındadır. “Günümüzde hızla kalabalıklaşan, şiddete daha da meyilli olan bir toplum için en önemli doktrin maneviyattır. Maneviyatla doğru orantılı olarak geleneksel Türk sanatlarımızın gelişmesi toplum sağlığı için çok önemlidir” sözü ile Taner Alakuş Türk sanatına verdiği önemi belirtmiştir (www.ismek.ist/blog, 2015).

Resim 1.40: Taner Alakuş Minyatürü

(58)

Resim 1.41: Taner Alakuş Minyatürü, Şaman Dervişler.

Kaynak: www.pinterest.com.

Resim 1.42: Taner Alakuş Minyatürleri.

(59)

1.3.2. Nusret Çolpan

Prof. Dr. A.Süheyl Ünver Türk Süsleme Sanatları ve minyatür sanatına yönelmiştir. Matrakçı Nasuh resim üslubundan etkilenmiştir. Kendine has bir çizgisi ve rengi vardır. Sanatçı yurt içinde ve dışında sergiler açmış, sanatçının koleksiyonlarda 300 eseri bulunmaktadır (www.nusretcolpan.com, 2017).

Eserlerinde kendine has çizgi ve renk kullanan Çolpan, minyatüre grafik boyutu getiren, minyatürü çağdaşlaştıran bir sanatçıdır (www.leblebitozu.com, 2017).

Nusret Çolpan “Türk sanatçıların hepsinin, merhum Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver Hoca’nın öğrencisi ya da öğrencisinin öğrencisidir. İstanbul’un kadim şehir kültürünün yeni nesillere aktarılmasında, uzun yıllar verdiği dersler ve yetiştirdiği yüzlerce öğrenciyle minyatür, tezhip, hat ve ebru gibi geleneksel sanatların günümüze ulaşmasında Süheyl Ünver’in büyük emekleri vardır (www.haber7.com, 2005).

Resim 1.43: Nusret Çolpan, İstanbul Minyatürleri.

(60)

Resim 1.44: Nusret Çolpan, İstanbul Minyatürleri.

Kaynak: www.nusretcolpan.com, 2017.

Resim 1.45: Çolpan, Bu Minyatüründe, Anadolu Hisarı’nı Betimlemiştir.

(61)

1.3.3. Gülçin Anmaç

Gülçin Anmaç, Bediuddin- i Tebrizi’ den, Matrakçı Nasuh’ a; Nakkaş Osman’ dan, Seyyid Lokman’ a, hatta Budizm ve Maniheizm dinlerinin etkisinde kalan Uygur yapıtı minyatürlere kadar zamanın kalbinden günümüze tüm renkleri ve çizgileri getirmiş bir sanatçıdır (Sarı, 2013).

Anmaç, 1995 Üniversite eğitimi sırasında Cahide Keskiner hocasının atölyesinde tezhip ve minyatür çalışmaları yaparak minyatürle tanışmıştır. Minyatür çalışmalarına, Prof. Dr. A. Süheyl Ünver nakışhanesinde ve Nusret Çolpan’ın 2008 vefatına kadar hocanın atölyesinde devam etti. Yurtiçi ve yurtdışı sergilere ve sanat festivallerine katılmış, her alanda sanat projelerine minyatür çalışmaları ve desen tasarımları yapmıştır ve çalışmalarına devam etmektedir. TRT belgesellerine minyatürler yapmaktadır (www.perabulvari.com, 2017).

Gülçin Anmaç “Giderek ilginin arttığı minyatür sanatı, tarihimizden gelen, bize ait kültürümüzü yansıtan ve kendimizi başka kültürlere en iyi ve güçlü bir şekilde anlatabileceğimiz bir sanatımızdır.” demiştir (Sarı, 2013).

Resim 1.46: Yedi Semazen ve Sembolize Edilen Nefsin Yedi Mertebesi, Gülçin

Anmaç.

(62)

Resim 1.47: Tuz İşçileri, Gülçin Anmaç

Kaynak: tr.pinterest.com, 2017.

Resim 1.48: Mesnevi, Gülçin Anmaç.

(63)

1.3.4. Günseli Kato

İlk eğitimini Süheyl Ünver’den alan ve 2 yıllık eğitim için gittiği Japonya’da 20 yıl kalan, orada edindiği eğitimle Türk tekniğini sentezleyen sanatçımız; minyatürü alışagelmiş tarzdan farklı bir üslupta icra etmektedir. Aynı zamanda yaptığı performanslarla minyatürü üç boyutlu hale getirmiştir (www.ismek.ist, 2015).

Osmanlı minyatürleri ve tezhipleri, Bizans sanatı ve Japon esintilerini bir arada sanatına yansıtan Kato, geleneksel minyatürü kendine özgü bir üslupla çağdaş sanata yakışan bir biçimde uyarlamıştır.

Topkapı Sarayı Müzesini Sevenler Derneği’nin başkanı, AÇEV (Anne ve Çocuk Eğitimi Vakfı) bağışçısı, Eğitim Gönüllüleri Vakfı’nın da faal üyesi olan Kato, Bahçeşehir İletişim Fakültesi’nde “vizyon” konusunda verdiği derslerle, gençleri sanatla buluşturuyor. Günde 18 saat çalışıyor. 2012 yılında Almanya’daki Düsseldorf Müzesi’nde “geleneğin şimdiki yorumunu yapan bir Türk sanatçısı olarak” eserleri sergilenmiştir (www.posta.com.tr, 2011) ve daha birçok yerde ve alanda faaliyet gösteren üretken sanatçımız minyatür sanatını ezber bozan üslubu ile dünyaya tanıtmaktadır.

Resim 1.49: Günseli Kato, Minyatür Ayaklanması Sergisi, İstanbul.

(64)

Resim 1.50: Günseli Kato, Minyatür Ayaklanması Sergisi, İstanbul.

Kaynak: tr.pinterest.com, 2017.

Resim 1.51: Günseli Kato Minyatürü

(65)

1.3.5. Gülbün Mesara

Prof. Dr. Süheyl Ünver’in kızıdır. Süheyl Ünver’in Geleneksel Türk Sanatı seminerlerinde uzun yıllar babasıyla beraber çalışmıştır. Tezhip ve minyatür eğitmenliği yapmış, yurtiçi ve yurtdışında birçok sergi açmıştır. Süheyl Ünver Nakışhanesi’nde uzun yıllar başkanlık yapmış (1987-2008) ve öğrenci yetiştirmiştir (www.istanbulunustalari.com, 2017).

Resim 1.52: Gülbün Mesara Minyatürü

(66)

Resim 1.53: Gülbün Mesara Minyatürü

Kaynak: tr.pinterest.com, 2017.

Örnek verilen minyatürün 21.yüzyıl temsilcileri ve eserleri günümüzde minyatür sanatının geldiği noktayı göstermektedir.

Nusret Çolpan “Günümüzde minyatür sanatı sadece kitaplara sıkışıp kalmamıştır. Minyatürün görsel boyutunu, grafik işleri, renk uyumu ve kullanımı insanları etkilemektedir. 20 yıldır İstanbul’u çalışıyorum. Eserlerimin büyük bir bölümü yurt dışında bulunuyor. Hedefim, günümüz insanının alıştığı ve kolay hazmedebileceği renk ve duyarlılıkta ürettiği minyatürü, genç kuşakların algılaması ve tüm yeteneklerini kullanarak minyatürde yeni kapılar açabilmeleri.” demiştir (www.haber7.com, 2005).

(67)

İKİNCİ BÖLÜM ÇİZGİ ROMAN SANATI

(68)

2.1. ÇİZGİ ROMAN SANATI 2.1.1. Tanım Olarak Çizgi Roman

Gazete, dergi, kitap gibi yayın organları aracılığıyla ve daha çok çizimlerle anlatılan öykülere çizgi roman denmektedir. Yazı kısmında ise kısa açıklamalar, konuşma ve düşünme balonları yer alır. Ayrıca ünlem sözcük ve imleri de kullanılır, ifadenin ağırlığı çizgilerde toplanmıştır. Resimle yazının bir bütün oluşturduğu anlatım şeklidir (www.nedir.com, 2016).

Çizgi romanda şekil ve resimler artarda sıralanan karelerden meydana gelir ve bu karaler öyküyü betimlemek amacıyla yazılan açıklamalar ile tamamlanır (Alsaç, 1994).

2.1.2. Çizgi Romanda Kullanılan Teknik ve Malzemeler

Çizgi roman yapılırken öncelikle üslup ve ekol (Amerikan, İtalyan, Japon ya da Belçika-Fransa ekolü) belirlenmeli, hikâye yazılıp senaryo oluşturulmalıdır. Konuya uygun karakter yaratma sürecinin ardından sinematik aşamaları hazırlanır ve eskizler yapılır. Çizim aşaması tamamlandıktan sonra anlatımda, hikâyenin akıcılığını sağlayan ve sahne geçişlerini rahatlatan güçlü ve vurucu teknikler kullanılmalıdır. Çizgi romandaki yazılar, fontlar, konuşma ve düşünme balonları, ses efektleri belirli kural ve yöntemlere uyularak yapılır. Çizgi roman gerekli baskı uygulamalarından sonra yayınlanabilir (Kunter, 2015).

2.2. ÇİZGİ ROMAN SANATININ DOĞUŞU VE TARİHSEL GELİŞİMİ 2.2.1. Çizgi Romanın Doğuşu

Günümüzdeki biçimini ABD’den alan çizgi romanın aslı Avrupa’ya dayanır. İngiliz karikatüründe gelişen konuşma balonu, Fransız gravürcü Dore’nin eserleri, İsviçreli öğretmen Rodolphe Töffer’in (1799-1846) öğrencileri için hazırladığı çizilmiş öyküler ve Alman gülmececi Wilhelm Busch’un karikatürleri çizgi romanın temellerini oluşturur. 1986’da New Yorker Wörld gazetesinin Pazar ekindeki “The Yellow Kid” adlı karikatür çizgi romana ilk örnek olmuştur. Bundan bir yıl sonra ise çizer Rudolps

(69)

Dirks, New York Journal gazetesi için tam anlamıyla gerçek bir çizgi roman olan The Katzenjammer Kids’i yapmıştır (www.filozof.net, 2017).

Resim 2.1: “The Yellow Kid” karakteri, Rudolps Dirks, 1986.

Kaynak: www.cizgiroman.com, 2014.

Resim 2.2: The Katzenjammer Kids’den Bir Kare, Rudolps Dirks.

(70)

2.2.2. Çizgi Romanın Tarihsel Gelişimi

Çizgi roman ilkleriyle dünyaya yayılırken; Avrupa’da Alain Saint Oga tarafından yapılan Zig ve Puce adlı tipleme (1925), ilk kez gerçekçi çizgilerin kullanıldığı Harold R. Foster’ ın çizdiği Tarzan (1929), Elzie Segar’ın eseri Popeye (Temel Reis), Walt Disney’in 1930 yapımlı Mickey mouse (Miki Fare) ve Donald Duck (Vakvak Kardeş) mizah çizgi romanları arasında birbirini takip etmiştir (www.nedir.com, 2016).

Resim 2.3: E.C. Segar, Popeye, 1934.

(71)

Resim 2.4: Walt Disney ve Mickey Mouse Karakteri, 1930.

Kaynak: www.gregcantyfuzion.com, 2015.

Resim 2.5: Walt Disney, Donald Duck, 1935/36.

Referanslar

Benzer Belgeler

Ayrıca ilk Abbâsî halifesi hakkında bilgi verirken biat işlemleri, Ebu‟l-Abbâs‟ın hutbesi, icraatları, Emevî ailesine karşı intikam siyaseti ve veliaht

Vefa Bey, kitapta son yılların barlarından köşe taşı niteliğinde olan Divan Bar'a ve dolayısıyla rahmetli Orhan Kutbay'a, geçenlerde yitirdiğimiz Mösyö George'un

L’un de ses plus importants ouvrages et celui intitulé «Mo­ numents Turcs d'Anatolie», groupés en trois tomes avec ses «Voyages archéologiques dans la Turquie

Bazen daha çok meyve vermeleri için yani verim- liliklerinin artırılması için, bazen kuraklığa dayanmaları için, bazen de bitki hastalık ve zararlılarına karşı

Küme- nin yo¤un merkezinde nötron y›ld›zlar› ve beyaz cüce içerenlerin d›fl›nda, normal y›ld›zlar›n olufltu8rdu¤u ikili sitemler de var.. Ancak bunlar›n

«İki Kemal» başlıklı fıkrayı kı­ saca hatırlatayım: 1922 martının birinde malî yıl vesilesile Gazi Mustafa Kemal Paşa çok mühim ve tarihî nutkunu

Karaciğer Sağlıklı portörler Hepatitin kronik şekli Hepatosellüler Kanser %50 persistan infeksi yonlar ı Karaciğer Sağlıklı portörler ı ı 40-45 mn küresel 27 mn kor