• Sonuç bulunamadı

İ ProjeKent 2012 B Sentetik Molekül Otoimmün Hastalıklara Çare mi? A Bidona Şutla

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İ ProjeKent 2012 B Sentetik Molekül Otoimmün Hastalıklara Çare mi? A Bidona Şutla"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Bidona Şutla

Alp Akoğlu

A

BD’de NASA JPL (Jet İtki Laboratuva-rı) mühendislerinin düzenlediği, lise öğrencilerine de açık olan Invention Chal-lenge yarışmasının ABD dışındaki tek örne-ği Buluş Şenliörne-ği yarışmasının sekizincisi 10 Aralık Cumartesi günü İstanbul’da Yeditepe Üniversitesi Mühendislik Fakültesi avlusun-da yapıldı.

Yarışmaya bu yıl yurdun dört bir yanın-dan 36 okul ve 16 bireysel yarışmacı katıldı. Bu yılın yarışma teması “Bidona Şutla” (Kick

Into the Can) olarak belirlenmişti.

Yarışma-cılardan bir Amerikan futbol topunu arada 2 metre yükseklikte bir engelin bulunduğu, 5 metre mesafedeki bir çöp bidonuna şutlaya-cak bir cihaz icat etmeleri istendi.

Gençlere bilimin aslında zevkli ve eğlen-celi bir uğraşı olduğunu gösterip yaratıcılık-larını teşvik etmeyi, bir icat yapma duygusu ve zevkini tattırmayı amaçlayan bu çok özel yarışmada birinciyi jüri değil, buluşların performansı belirledi.

Yarışma kuralları, katılımcı listesi, dere-ceye giren yarışmacılar, fotoğraflar, geçmiş yıllardaki yarışmalar ve geniş bilgi için: www.bulus.ws.

Sentetik Molekül

Otoimmün

Hastalıklara

Çare mi?

Özlem Ak İkinci

B

ilindiği gibi Kron, romatoid artrit gibi otoimmün hastalıklar bağışıklık siste-minin vücut hücrelerine saldırması sonucu gelişiyor. Pek çok kişinin hayatını etkile-yen bu duruma çözüm arayan Weizmann Enstitüsü’nden bilim insanlarının, farenin bağışıklık sisteminin vücut hücrelerine sal-dırma sürecinde rol oynayan MMP9 en-zimiyle ilgili çalışmaları Nature Medicine dergisinde yayımlandı. Metalloproteinaz (MMP) enzim ailesi hücrelerin çoğalma-sında, yaraların iyileşmesinde önemli rol oynayan kollajen gibi destek malzemelerini parçalıyor. Bu enzim ailesinden MMP9’un kontrol edilemediği durumlar otoimmün hastalıkların ve kanser metastazının ge-lişmesini tetikliyor ve yardımcı oluyor. Bu proteinlerin engellenebilmesiyle ise pek çok hastalığın etkin olarak tedavi edilebileceği düşünülüyor.

Biyolojik Düzenleme Bölümü’nden Prof. Irit Sagi ve araştırma ekibi MMP enzim ailesini doğrudan hedef alan sentetik bir molekül tasarlamış. Bağışıklık sisteminin MMP9’a karşı kendi doğal antikorlarını üretmesini sağlayacak bu molekül ile vücuda bağışıklık kazandırılması planlanmış. Canlı olmayan virüs ile yani aşı ile kazandırılan ba-ğışıklıkta bağışıklık sistemi canlı virüse karşı antikor üretiyor. MMP enzim ailesine karşı geliştirilecek bağışıklık ile vücudun kendi antikorları ile bu enzimlerin etkin bölgeleri-nin bloke edilmesi planlanmış.

Araştırma ekibi Organik Kimya Bölümü’nden Prof. Abraham Shanzer’in yardımıyla MMP9’un etkin bölgesine uygun yapay bir çinko-histidin bileşiği üretmiş. Küçük sentetik molekülleri fare-ye enjekte etmişler ve daha sonra farenin

kanında MMP proteinlerine karşı bir ba-ğışıklık etkinliğine dair bir belirti araştır-mışlar. Tespit ettikleri antikorların vücu-dun MMP’lere karşı doğal olarak ürettiği antikor olan TIMPS’a benzer ama aynı ol-madığını görmüşler. Üretilen antikorların atomik yapılarını incelemek üzere yapılan detaylı analizlerde antikorun enzimin etkin bölgesine ulaşarak doğal antikorun çalışma mekanizmasına benzer bir şekilde çalıştığı görülmüş. Yapay olarak üretilen antikorun özellikle MMP enzim ailesinden MMP2 ve MMP9 için seçici olduğu ve hem fare, hem de insanda üretilen enzimlere sıkıca bağ-landığı görülmüş.

Farede Kron hastalığını oluşturan araştır-macılar üretilen yapay antikorla hastalık be-lirtilerini önlemiş. Kron hastalığı için görü-len bu umut verici sonuçtan sonra bu yakla-şımın kullanılmasıyla başka pek çok hastalık için yeni tedavi yöntemlerinin geliştirileceği düşünülüyor.

ProjeKent 2012

Özlem Kılıç Ekici

İ

stanbul Teknik Üniversitesi IEEE Öğren-ci Kolu tarafından bu yıl 4.sü düzenlenen Projekent 2012’nin ilk bölümü olan Proje Yarışması başladı. Toplamda 25.000 TL ödü-lün verileceği proje yarışmasında öğrenciler-den 4 farklı firmadan 4 farklı projenin Ar-Ge problemlerine çözüm üretmeleri isteniyor.

Haberler

(2)

Bu yıl 5-7 Nisan 2012 tarihlerinde düzen-lenecek olan ProjeKent 2012, özellikle ülke-mizde Araştırma Geliştirme (Ar-Ge) çalış-maları sürdüren üniversitelerin ve firçalış-maların uygulama ve teori alanında yaklaşımlarının, yöntemlerinin ve proje sonuçlarının payla-şıldığı, öğrencilerin Ar-Ge’yi tanıdığı, öğ-renci-üniversite-sanayi üçlüsünün aynı plat-formda buluştuğu, proje yarışmalarıyla yete-nekli üniversite öğrencilerinin ve firmaların bir araya geldiği bir organizasyon niteliğinde.

Bu proje yarışması ile üniversite-öğren-ci-sanayinin bir araya gelmesi sağlanarak yeni olanakların ve fikirlerin ortaya çıkarıl-ması, proje yarışmalarıyla öğrencilerin yara-tıcılıklarını uygulamaya dökmelerinin sağ-lanması, Türkiye’de öğrenim gören 2 milyon üniversite öğrencisine ulaşılıp Ar-Ge çalış-malarına teşvik edilmeleri, üniversite öğ-rencilerinin laboratuvarda daha fazla vakit geçirmelerinin sağlanması amaçlanıyor.

Projekent 2012 yarışmasına katılmak için öğrencilerin www.projekent.org sitesini ziyaret ederek 28 Şubat 2012 tarihine kadar başvuruda bulunmaları gerekiyor.

Lovejoy

Kuyrukluyıldızı

Alp Akoğlu

G

üney yarıküredeki gözlemciler için 2011 yıllı çok güzel bir gösteriyle son-landı. Lovejoy Kuyrukluyıldızı nere-deyse Venüs’ün parlaklığına ulaştı ve yılın son günleri şafak sökmeden önce ufukta belirdi.

Lovejoy Kuyrukluyıldızı’nı Avust-ralyalı bir amatör gökbilimci olan Terry Lovejoy 27 Kasım 2011’de keş-fetti. Kuyrukluyıldızın Güneş’e çok ya-kın geçeceğinin anlaşılmasıyla dikkat-ler bir anda bu gökcismine odaklandı. Lovejoy’un Güneş yüzeyine yaklaşık 140.000 km uzaklıktan geçeceği ve bu geçişin ardından geriye bir şey kalma-yacağı düşünülüyordu. Çünkü bu me-safe Güneş’in çok seyrek ama çok sı-cak olan taç katmanının içinde kalıyor.

Uzaydaki SOHO Güneş Gözlemevi bu yakınlaşmayı dikkatle izledi. Kuyrukluyıl-dız beklenenin tersine bu yakınlaşmadan sağ olarak kurtuldu. Önceden çapının 100 ila 200 km olduğu düşünülen kuyrukluyıl-dızın bundan daha büyük, yaklaşık 500 km çapında olduğu tahmin ediliyor ve bu saye-de Güneş’in gazabından kurtulduğu sanılı-yor. Yakınlaşmanın etkisiyle kuyruğu iyice

b e l i r g i n l e ş e n kuyrukluyıldız 21 Aralık’ta çıplak gözle rahatça gö-rülebilecek kadar parlak hale geldi. Lovejoy Kuyruk-luyıldızı bu sırada Uluslararası Uzay İstasyonu’ndan ve Avrupa Güney Gözlemevi’nden (ESO) çekilen birbirinden güzel fotoğraflara konu oldu.

Bilim ve Teknik Ocak 2012

Referanslar

Benzer Belgeler

1 saat liç sonrası yüksek oranda Fe giderimi düşük aktivasyon enerjisi ve yüzeyde hızlı mikropor çap büyümesi nedeniyle olup, 1 saatin üzerinde liç işleminde

Şekil 6.19’da 1.5 pH 1200 sn süre 20 mA akım sabit tutularak 0,15 ve 0,30 gr BDA olmak üzere iki farklı borondimetilamin miktarları kullanılarak üretilmiş kaplamaların

II nolu grupta UK/çimento oranı kontrol karıĢımıyla aynı olacak Ģekilde (1,20) çimento+uçucu kül yerine vollastonit kullanıldığı için SV16 minerali

o Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Polikliniği o Kadın Hastalıkları ve Doğum Polikliniği o Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Polikliniği o Ruh Sağlığı ve Hastalıkları

• Sütteki psikrotrof bakterilerle çiğ sütün doğal mikroflorasının da fosfataz enzimleri ürettiği ve bu bakterilerin pastörizasyon işlemiyle öldürülmesine

• En az iki farklı doğal lifin bir araya getirilmesi ile elde edilen karışık kumaşlar dışında, doğal lifler ile sentetik liflerin bir araya getirilmesi ile elde edilen

T1 ve T2 grubu serum protein sonuçları kendi aralarında karşılaştırıldığında, albumin, α-globulin ve β-globulin miktarları bakımından farkın önemsiz

Bu oran bazı yayınlarda 5 sene sonrası için %81, bazı yayınlarda 8 sene sonrası için %68.9 olarak bulunmuştur( 16,17) Başka bir yayında asemptomatik dönemdeki hastalarda