• Sonuç bulunamadı

CEZA HUKUKUNUN TARİHÇESİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "CEZA HUKUKUNUN TARİHÇESİ"

Copied!
40
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

CEZA

HUKUKUNUN TARİHÇESİ

Özgür Küçüktaşdemir

(2)

CEZA HUKUKUNUN KISA TARİHÇESİ

Özgür Küçüktaşdemir 2

(3)

ESKİ ÇAĞLARDA CEZA HUKUKU

Kabile olarak yaşanan dönemlerde, kabile reisi tarafından kurban edilmek, dinsel törenlerden veya kabileden

dışlanmak gibi cezalar uygulanırdı.

Kabileler arasında veya insanlar arasında öç almak yaygındı.

Bunun bir sınırı yoktu ve kan davalarına neden oluyordu.

Paranın bulunuşuyla beraber diyet de ödenmeye başlamıştır.

Zamanla kısasa kısas anlayışı gelişti.

(4)

Özgür Küçüktaşdemir 4

(5)

Kısas, bu çağlarda ceza hukuku anlayışında önemli bir dönüşümü simgeler.

Hammurabi Kanunlarında, Roma’nın 12 Levha Kanunlarında, Dinsel Kurallarda rastlanır.

Kısasla cezaları belirli bir orana bağlamak ve şahsileştirmek o dönem için olanaklı olmuştur.

Kısas yanında diyet de uygulanırdım. Fail ile mağdurun ailesi uzlaşır ve tazminatla olay kapanırdı.

Dinsel hukuk düzenlerinin gelişimiyle beraber suçun( o dönem için günahın) kefaretini ödemek düşüncesi de oluşmuş ve

cezalar ağırlaştırılıp, seyirlik vücudun uzuvlarına yönelik cezalara dönüştürülmüştür.

Özgür Küçüktaşdemir

ESKİ ÇAĞLARDA

5

(6)

ROMA CEZA HUKUKU DÖNEMİ

KRALLIK DÖNEMİ

Hala özel hukuk yönü ağır

basmaktadır.

Kısas ve diyet uygulanmaktadır.

CUMHURİYET DÖNEMİ

Kamusal yön artık ağır basmaktadır.

Bazı suçlar ve

cezalar saptanmış, jürili ceza

mahkemeleri kurulmuştur.

İMPARATORLUK DÖNEMİ

Ceza hukuku, kamu hukuku karakteri kazanmıştır.

Kast (dolus), meşru müdafaa gibi

kavram ve kurumlar ilkel de olsa ortaya çıkmıştır.

Özgür Küçüktaşdemir

6

(7)
(8)

KANONİK HUKUK DÖNEMİ (KİLİSE HUKUK)

ENGİZİSYON

Bu dönemde tahkik sistemi, işkence ve bedene yönelik cezalar görülmektedir.

Katolik Kilisesi ilahi düzen yaratma hedefi içinde suç kavramını iki yönüyle ele almıştır:

Tanrının gönderdiği ahlak yasalarının ihlali

Kişilerin menfaatlerinin ihlali

Sorumluluğun saptanmasında objektif sorumluluk (neticeye dayalı) geçerlidir.

Özgür Küçüktaşdemir 8

(9)
(10)

MÜŞTEREK HUKUK DÖNEMİ

12. Yüzyılda Roma Hukuku yeniden incelenmeye başlanır

ve yeniden Avrupa’da yayılması söz konusu olur.

Roma ve yaşayan Avrupa hukukun sentezinden oluşan hukuka

müşterek hukuk denir.

Cezanın kamusal karakteri tam olarak ortaya çıkmıştır.

Suç ve cezalar kanunlarda yer almakta ve

sınıflandırılmaktadır.

Hala yaşama ve bedene yönelik cezalar, öngörülen

cezaların çok büyük çoğunluğu oluşturur.

Netice sorumluluğunun yerini kusur sorumluluğu almıştır.

Taksir kavramı yeni yeni ortaya çıkmaya başlamış,

tartışılır olmuştur.

Her suç açısından teşebbüs, iştirak durumlarının da cezalandırılması kabul

edilmiştir.

Özgür Küçüktaşdemir

10

(11)

Kalıcı olamamış, XVI. yüzyılın ikinci yarısından itibaren meydana gelen karışıklıklar nedeniyle 18.yüzyıl Aydınlanmaya kadar olan dönemde, işkence, şiddet ve keyfilik tüm kurumsallaşmaya yönelik gelişmelere rağmen egemen olmuştur.

Suç genel teorisinde ciddi bir sıçramaya işaret eden bir dönemdir.

Suçlar ve cezalar kanunlara bağlanarak, kıyas kabul edilmeyerek,

hakimlerin seçimi sıkı kurallara bağlanarak yargıçların keyfiliği önlenmeye çalışılmıştır.

Özgür Küçüktaşdemir

MÜŞTEREK HUKUK DÖNEMİ

(12)

İSLAM-OSMANLI CEZA HUKUKU

Özgür Küçüktaşdemir 12

(13)

İSLAM HUKUKU

İslam Hukuku, Anglosakson İçtihat Hukuku ve Avrupa Kıta Hukuku ile birlikte dünyadaki üç büyük hukuk sisteminden biridir.

Bu nedenle, 1935 yılında Amerika Birleşik Devletleri Anayasa Mahkemesi, Peygamber Hz.

Muhammed'i insanlık tarihindeki 18 büyük tarihi kanun koyucundan biri olarak saymıştır

Tüm kendine has yapısı ve uzun geçmişine karşın İslam ceza hukukunda bir suç genel teorisi oluşamamış, suçun unsurları münhasıran tek tek suç temelli incelenmiş ve

dolayısıyla incelenen müesseseler arasında herhangi bir sistem, ilişki ve ahenk

kurulamamıştır. Günümüzde bu yönde çalışmalar olsa da modern ceza hukukunun kavram ve sisteminden yararlanılmaktadır.

Yukarıdaki durumun nedeni, kendine has şartlarının yanı sıra İslam dünyasında içtihat yolunun kapanmış ve kapanana kadar geçen sürede de nadiren başvurulan bir yol olmuş olması olabilir.

Özgür Küçüktaşdemir

(14)

Özgür Küçüktaşdemir 14

(15)

İSLAM HUKUKU

İslam hukukunun İslami terminolojideki asıl adı fıkıhtır.

Kaynaklarını, Kuran, sünnet, icma ve kıyas oluşturur.

Bir analize göre, Kuran'da toplamda 225 ayete ulaşan, 70 tane aile ve medeni hukuka ilişkin, on tane esas

teşkilatlanmaya ilişkin, 30 tane ceza hukukuna ilişkin, 13 tane yargılamaya ve usule ilişkin, ekonomi ve

finansa ilişkinse 10 ve uluslararası ilişkilere ilişkin olabilecek 25 tane ayet içermektedir.

Özgür Küçüktaşdemir

(16)

İSLAM CEZA HUKUKU

İslam hukukunun "itikat-ibadet-muamelat- ukubat" sınıflandırması içinde ukubatı ifade eden İslam ceza hukuku, bu sınıflandırmada önemli bir kısım teşkil etmektedir.

İslam hukukunda suça "cerime" denmiş ve cerime klasik İslam hukukçuları tarafından

"Allah Teâla’nın had ve tazir cezalarıyla

işlenmesini yasakladığı hukuka aykırı fiiller"

olarak tanımlanmıştır.

Özgür Küçüktaşdemir 16

(17)

HADD CEZASINI GEREKTİREN SUÇLAR

Allah hakkına karşı gerçekleştirilen eylemlerdir.

Bu suçlar hırsızlık(sirkat), zina, zina iftirası (kazf), yol kesme (haraba), sarhoşluk (hamr), dinden dönme (ridde), isyandır (bağy).

KISAS CEZASINI GEREKTİREN SUÇLAR

Kul hakkına karşı gerçekleştirilen eylemlerdir

Kısas cezası gerektiren kişilere karşı suçlarsa, iki grup altında ele alınabilir: adam öldürme suçları ve yaralama suçları.

Kısas cezaları da cana karşı ve uzva karşı olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.

Kısas öngörülen suçların kovuşturulması kişilerin şikâyetine bağlıdır.

Yani, kısas cezaları afla diyete çevrilebileceği gibi, uzuvlar arasında uygunluk bulunmadığı hallerde de diyete çevrilebilir ve uzuvların diyetine erş adı verilmiştir

TAZİR CEZASINI GEREKTİREN SUÇLAR

Siyasi otoritenin menfaatlerine karşı gerçekleştirilen eylemlerdir.

Tazir cezaları ihtardan idama geniş bir yelpazeyi oluşturmaktadır

Özgür Küçüktaşdemir

17

(18)

İslam ceza hukukunda cezalar uygulanma şekilleri

açısından dört kategoriye ayrılabilir: bedeni cezalar(ölüm, el kesme, celde, recm cezaları), hürriyeti bağlayıcı

cezalar(sürgün veya hapis), para cezaları, adli tevbih

İslam ceza hukuku, özel hukukunun bir dalı veyahut da aparatı gibi işlev görmektedir. Çünkü İslam Ceza

Hukuku, önemli ölçüde mağdurun zararının giderimine yöneliktir.

Cezalandırma toplumsal açıdan sadece hadd cezası gerektiren suçlar açısından söz konusu olmakta ve mağdura verilen zararın kamusal yönü sadece bu suçlar açısından ele alınmaktadır.

Özgür Küçüktaşdemir

İSLAM CEZA HUKUKU

18

(19)

İSLAM-OSMANLI CEZA HUKUKU

Osmanlı'da ise modern öncesi dönemde Fatih ve Kanuni Kararnameleri ile had ve kısas gerektiren suçların farklı biçimlerde düzenlenmiş olduğu

görülebilir.

Bu açıdan her ne kadar Osmanlı son kertede teokratik bir devlet olsa da, İslam devletleri arasında herhalde en yoğun bir şekilde dünyevileşenidir.

Modernleşmeyle beraber, Osmanlı’nın son

dönemlerinden beri İslam ülkelerinin büyük çoğunluğu, hadd ve kısas cezası gerektiren fiillere dokunmadan, ceza kanunlarını Avrupa ceza kanunlarından

resepsiyonla oluşturmuştur

Özgür Küçüktaşdemir

(20)

Özgür Küçüktaşdemir 20

(21)

Osmanlı’nın çöküşüne karşı önlem olaraksa kanunlardaki ilk değişiklikler ticaret hukuku ile ceza hukuku alanında olmuştur.

Devlet görevlilerini terbiye etmek kanunnamelerin asli amacı olmuştur.

Osmanlı'da hukuk alanındaki yenilikler II. Mahmut ile başlar ve ilk olarak müsadere yöntemi kaldırılır.

1838 yılında memurlar ve ulema için ceza kanunnamesi çıkarılır.

Böylece, ilk defa belirli iki sınıf vatandaş kanunda yazan metinden başka bir suçla itham edilemeyecek ve kamu görevlileri için "siyaset katl" korkusu tarihe karışacaktır

Özgür Küçüktaşdemir

İSLAM-OSMANLI CEZA HUKUKU

(22)

TANZİMAT FERMANI

Tanzimat Fermanında, kimsenin yargılamasız cezalandırılamayacağı, herkesin kanun önünde eşit şekilde cezalandırılacağı, müsadere yönteminin kesinlikle kalkacağı belirtilmiş; kanunsuz ve yargılamasız suç ve ceza olmaz ilkeleri Osmanlı Hukukuna girmeye başlamıştır.

Tanzimat Fermanın okunmasından yedi ay sonra 1840 yılında yeni bir Ceza Nizamnamesi (Ceza Kanunname-i Hümayunu) ihdas edilmiştir.

Suçlar sistematik bir şekilde sınıflandırılmamış, kanun yapım teknik ve sisteminden uzak kalınmıştır.

Özgür Küçüktaşdemir

İSLAM-OSMANLI CEZA HUKUKU

22

(23)
(24)

İSLAM-OSMANLI CEZA HUKUKU

1851 yılında yeni bir ceza kanunu (Kanuni Cedit) yürürlüğe girer. Bu Kanun, 1840 tarihli Ceza Kanununun eksikliklerini gidermek

amacıyla yürürlüğe konulmuştur.

Bu Kanunun ayırt edici özellikleri, tekerrürle, iştirake ilişkin hükümler barındırması, kısas gerektiren fiilleri kamusallaştırması ve kısas suçlarının affedilmesinin devletçe bağlayıcı olmamasıdır.

Böylelikle örfi hukukla şerri hukuk arasındaki ayrımdan sapılmıştır

Özgür Küçüktaşdemir

24

(25)
(26)

ISLAHAT FERMANI

Islahat Fermanı’na dayanılarak 1858'de bugünkü hukuk anlayışıyla oluşturulmuş 1810 tarihli Fransız Ceza Kanunu Türkçeye çevrilir.

1879 yılındaysa 1808 tarihli Fransız Ceza

Yargılaması Kanunu alınarak, savcılık kurumu Osmanlı hukuk sistemine girmiştir.

Özgür Küçüktaşdemir

İSLAM-OSMANLI CEZA HUKUKU

26

(27)

Tanzimat ve sonrası dönemde bir yandan 1858 yılında Fransız Ceza Kanunu

çevrilerek resepsiyon hareketiyle alınıp kimi değişikliklerle yürürlüğe koyulurken, diğer yandan da İslam Hukukunun

kodifikasyonu yoluna gidilmiş ve

«Mecelle-i Ahkam-ı Adliye» çıkartılmıştır.

Bu dönemde, ham kaynağı ilahi irade olan

Şeri hukuk ve şeri mahkemeler, hem de

kaynağı beşeri irade olan nizami hukuk ve

nizami mahkemeler yürürlük kazanmıştır.

(28)

AYDINLANMA VE CEZA HUKUKU

Özgür Küçüktaşdemir

“Aydınlanma , insanın kendi suçu ile düşmüş olduğu bir ergin olmama durumundan kurtulmasıdır” KANT

28

(29)

Ceza sorumluluğunun, faile mi fiile mi dayandığı, devletin hangi fiilleri, hangi yollarla cezalandırma yoluna gittiği, cezalandırmanın ne şekilde yapıldığı, hukuki konular olmanın yanı sıra, aynı zamanda siyasi tercihlerdir.

Doğal Hukuk Teorisi, Aydınlanma düşünürlerinin siyaset felsefelerinin

yorumlanmasında çok önemli bir rol oynamakta, yani aydınlanmanın siyasi ilkelerini içinde

barındırmaktadır.

(30)

Aydınlanma düşünürleriyse, insan aklını temel alarak, sorumluluk sahibi, otonom bir varlık olarak insanı, felsefi antropolojinin öznesi yapmışlar ve akliliği, ilahi ve

kozmolojik doğal hukuk anlayışlarının önüne geçirip,

rasyonel bir doğal hukuk yaratarak, Roma'dan sonra laik/seküler bir hukuk düzeninin temelleri atmışlardır.

Akli hukuk düzenleri, aynı zamanda günlük hayatın

akılcılıkla örgütlendiği laik/seküler bir toplumsal düzeni de yansıtmaktadır.

30 Özgür Küçüktaşdemir

(31)

İnsan aklına ve hürriyetine verilen bu önem; hukuk yapısında, insanın ilahi kaynaklı hiyerarşik düzenli gruplara dahil olan, hakları kısıtlı, ilahi bir iradenin yönetiminde değersiz bir varlık olarak görüldüğü statü hukukundan; insanın, doğuştan ve dolayısıyla doğadan gelen aklıyla(ve iradesiyle) tam ve eşit haklara sahip özgür bir varlık, yani birey olarak görüldüğü sözleşme hukukuna geçişin yaşanmasına neden olmuştur

Özgür Küçüktaşdemir

(32)

Aydınlanmanın siyasi ilkelerini Amerikan ve Fransız Devrimlerinde gözlemleyebiliriz.

Aydınlanma Çağında, tüm bu politik prensiplerin önündeyse siyasi olarak eski rejimler ve iktidarlarının mutlak gücü durmuştur.

Aydınlanma Felsefesinin teokrasiye ve mutlakıyetçi

rejimlere karşı ciddi siyasi eleştiriler de içerdiği ve bu eleştirilerin hayata geçirilmesinde başarılı olunduğu

söylenebilir

32 Özgür Küçüktaşdemir

(33)

AMERİKAN DEVRİMİ

Locke'un yaşam, özgürlük ve mülkiyet haklarının doğuştan geldiği ve bunlara

dokunulamayacağı düşüncesinin yansıması, Virginia

Beyannamesi'ne (1788),

insanların yaşmak, özgürlük ve mutluluk üçlemesinin

yazılmasında görülmektedir.

Amerikan Devrimi vasıtasıyla ilk anayasa ortaya çıkmış, kuvvetler ayrılığı ve insan hakları bu Anayasa ile

kuramsal alandan pratiğe dökülmüştür.

Özgür Küçüktaşdemir

(34)

FRANSIZ DEVRİMİ

Fransız Devrimi'nin babalarıysa, Montesquieu, Rousseau ve Voltaire olarak kabul

edilmektedir. Bu düşünürlerden ilk ikisi hukuk ve devlet teorisi bağlamında yeni düşünceler

ortaya koymuştur. 1789 Fransız Devrimi,

yukarıdaki bahsi geçen üç filozofun ektisinde, Aydınlanma idealleriyle kaleme alınmıştır.

Devrimin ardından Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi(1789) ilan edilmiştir.

34 Özgür Küçüktaşdemir

(35)

Aydınlanmanın siyasi ilkelerinin gerçekleşmesiyle birlikte suç dünyevi bir fenomen haline gelmiş ve suçun önlenmesi açısından artık ilahi amaçlar

aranmamış, sosyal amaçlar ağır basmıştır.

Suçun dünyevi bir olgu haline gelmesi, insana ve aklına verilen değer, ceza hukukunda reform

yapılmasını savunan Aydınlanmacı düşünürlerin etkinliğini arttırmıştır. 1762 ile 1789 yılları arası bu düşünürlerin ciddi anlamda düşün dünyasında

hakim ve ektin oldukları dönemdir. Bu

düşünürlerden en ünlüsü, hümanist, laik ve eşitlikçi "Suçlar ve Cezalar Hakkında" adlı

eseriyle modern ceza hukukun kurucusu, Cesare Beccaria'dır

Özgür Küçüktaşdemir

(36)

CUMHURİYET DÖNEMİ

(TÜRKİYE)

«Her şey kanun yapmaktan ibaret değildir. Aksine her şey o kanunları uygulamak ve uygulattırmaktan ibarettir. Uygulayan, yerine getiren, daima karar verenden daha kuvvetlidir.» Mustafa Kemal Atatürk- 1920

Özgür Küçüktaşdemir 36

(37)

TÜRKİYE DEVLETİ CEZA HUKUKU

«1921 Anayasası ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.» diyerek, devletin zorunlu bir unsuru olan ‘egemenlik erkinin’ meşru kaynağını mutlak surette ‘beşeri irade’ olduğunu kabul etmiştir.

Anadolu topraklarında, ilk kez, ulusal, tam

bağımsızlık savaşı veren, laik bir toplum, hukuk ve devlet düzeninin temelleri atılmış olmaktadır.»

Hafızoğulları/Özen

1924 Anayasası doğal hukuk düşüncesinden esinlenmiştir.

Özgür Küçüktaşdemir

(38)

TÜRKİYE DEVLETİ CEZA HUKUKU

İtalyan Zanerdelli Ceza Kanunu ve Alman Ceza Muhakemesi Usulü Kanunu bazı değişikliklerle alınmıştır. Böylelikle Anayasa’nın ortaya

koyduğu değerler teminat altına alınmıştır.

1926 tarih ve 765 sayılı Türk Ceza Kanunu ve 1929 tarih ve 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu yürürlüğe girmiştir.

Özgür Küçüktaşdemir

38

(39)

TÜRKİYE DEVLETİ CEZA HUKUKU

1930 SONRASI DÖNEM

«Ferdi devlete feda etmek pahasına, Ceza Kanunu üzerine yapılan 1930 Rocco Kanunu aşısı, büyük ölçüde, hem kanunun niteliğini bozmuş, hem de temel harcında tabii hukuk düşüncesi olan ceza hukuku düzenini

faşizan unsurlar taşıyan bir hukuk düzeni haline getirmiştir.» H/Ö

2. DÜNYA SAVAŞI VE SONRASI 1950 VE SONRASI

1960 İHTİLALİ VE SONRASI 1980 İHTİLALİ VE SONRASI

Özgür Küçüktaşdemir

(40)

KAYNAKÇA

HAFIZOĞULLARI/ÖZEN

Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, US-A Y

DEMİRBAŞ, Timur, Ceza Hukuku Genel Hükümler

CENTEL/ZAFER/ÇAKMUT, Türk Ceza Hukukuna Giriş

Özgür Küçüktaşdemir 40

Referanslar

Benzer Belgeler

Madde 101 – (1) Soruşturma evresinde şüphelinin tutuklanmasına Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi tarafından, kovuşturma evresinde sanığın

hususunda, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi tarafından 100 üncü madde hükümleri göz önünde bulundurularak, şüpheli veya müdafii dinlenilmek

Madde 101 – (1) Soruşturma evresinde şüphelinin tutuklanmasına Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi tarafından, kovuşturma evresinde

Madde 101 – (1) Soruşturma evresinde şüphelinin tutuklanmasına Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi tarafından, kovuşturma evresinde

Madde 101 – (1) Soruşturma evresinde şüphelinin tutuklanmasına Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi tarafından, kovuşturma evresinde sanığın

Madde 101 – (1) Soruşturma evresinde şüphelinin tutuklanmasına Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi tarafından, kovuşturma evresinde

Türk Ceza Kanunu düzenleyici eylemlerin ortaya çıkış biçimleri açısından incelendiğinde Tablo 2 de verilen sınıflarnave yapılar ortaya çıkmaktadır.Bu tabloda ayrıca

(Değişik: 21/5/1985 - 3206/73 md.) Ceza Kanununun 36 ncı maddesi ile diğer maddelerine ve hususi kanunlar hükmüne göre belirli eşyanın müsaderesi veya imhası