• Sonuç bulunamadı

Plak insizyonu ve ven greftlemesi yapılan peyroni hastalarının 10. yılı: Zamanın önemi var mı?

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Plak insizyonu ve ven greftlemesi yapılan peyroni hastalarının 10. yılı: Zamanın önemi var mı?"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Plak insizyonu ve ven greftlemesi yapılan peyroni hastalarının 10. yılı: Zamanın önemi var mı?

Peyronie hastalığı (PH); tunika albugineanın lokal fibrozis ile seyreden bir hastalığıdır. PH’nın doğal seyri akut dönem- de inflamasyona bağlı ağrı, hassasiyet ve şekil bozukluğu şeklinde görülür. Kronik dönemde ise ağrı geçmekle birlikte şekil bozukluğu devam eder. Peniste ereksiyonda meydana gelen şekil bozukluğu penisin penetrasyonunda zorlanma, ilişki sırasında ağrı, penis boyunda kısalma ve erektil dis- fonksiyona sebep olmaktadır. Seçilmiş stabil olgularda uy- gulanan cerrahi tedavi altın standarttır. PH için uygulanan cerrahi teknikler; plikasyon tekniği, plak insizyon tekniği ve penil implant cerrahisidir. Penil implant cerrahisi zayıf veya hiç erektil fonksiyonu olmayan hastalarda uygulanabilir.

Bu çalışmada yazarlar peyronie hastalığı nedeniyle plak insizyonu ve ven greftlemesi yapılan hastaların uzun dönem sonuçlarını araştırmayı amaçlamış ve cerrahi sonrası genel memnuniyetleri üzerine özgeçmiş, yaş, komorbidite ve has- talığın şiddetinin etkisini araştırmışlardır.

Çalışma için seçilen hastaların tamamına plak insizyonu ve dorsal penil ven ve/veya safen ven greftlemesi yapılmış- tır. Yeterli erektil fonksiyonu olan 6 aydan daha uzun süredir stabil PH olan, penil kurvatür derecesinin en az 40 derece olduğu, ilişkiye girmesi imkansız veya dayanılmaz ağrısı olan hastalar seçilmiştir. Hastaların postoperatif takibinde; erekte penisteki eğirilik derecesi, erektil disfonksiyon, penis kısal- ması olup olmaması, seksüel fonksiyonda iyileşme, peyro- nie plak tekrar edip etmemesi, postoperatif hiposensitivite gelişip gelişmemesi ve genel memnuniyet sorgulanmıştır.

Ortalama takip süresi 13 yıldır. Uzun süreli takipte ça- lışmaya dahil olan 30 hastanın 26’sında (%86.7) düz penis olduğu, 4 hastada (%13.3) ise erekte peniste 5 ve 45 dere- ce arası değişen rezidüel kurvatür tespit edilmiştir. Toplam 11 hastada (%36.7) erektil disfonksiyon gelişmiştir. Bu 11 hastanın 6’sı medikal tedaviye (5’i PDE5İ, 1’i intrakaverno- zal PGE1) mükemmel yanıt vermiştir. Seksüel fonksiyonda ortalama iyileşme %69 olarak raporlanmıştır. Yazarlar 13 hastada (%43.3) penis boyunda cerrahi sonrası kısalma ra- Wimpissinger F., Parnham A., Gutjahr G, et al

JSM, 2016:13(1);120–128.

porlamışlardır. Altı hastada Penil/glans hiposensitivitesi be- lirtilirken; bu hastalardan sadece 1’inde diyabet mevcutmuş.

Yedi hastada peyronie hastalığı cerrahi sonrası tekrarlamış, bu hastaların 6 sında yeni plak gelişimi olmuş; ancak sadece 1 tanesinde 45 dereceden fazla kurvatür gelişmiştir. Cerrahi sonrası genel memnuniyet oranı %73 olarak raporlanmıştır.

İstatistiksel olarak yapılan değerlendirmede, çalışmaya dahil eden hastalardan genç olanlarında rekürrens daha sık görülmüş. Cerrahi sonrası erektil disfonksiyon üzerine, eş- lik eden komorbiditelerin (Diyabetes Mellitus, Dupuytren Kontraktürü ve Karpal Tünel Sendromu) belirgin bir etkisinin olmadığı görülmüştür. Hastaların yaşının, kurvatür derecesi- nin, yama sayısının postoperatif erektil disfonksiyon üzerin- de etkisi olmadığı görülmüştür. Ancak 10 yıldan uzun süren takiplerde cerrahi sonuçlar üzerine birçok faktörün etkili ol- duğu tahmin edilmektedir. Erektil disfonksiyon, penis uzun- luğu ve genel memnuniyet zamanla negatif yönde değiş- mekte ve komorbiditeler bunda önemli rol oynamaktadır.

Sonuç olarak 10 yıldan uzun süren takipler sonucu, kro- nik stabil peyroni hastalığı olan, iyi erektil fonksiyonu olan hastalarda plak insizyonu ve otolog ven greftlemesi tekniği güvenilir ve etkin bir cerrahi yöntemdir.

Seçilecek olan cerrahi yöntemi belirlemede hastanın özelliklerine göre karar verilmelidir. Eğrilik derecesi, penis deformitesi, erektil fonksiyon ve komorbiditeler bu seçimde önemlidir. Hastaya beklentileri hakkında danışmanlık yapıl- ması, subjektif parametreler olan penis boyu ve genel mem- nuniyet açısından olumlu etki yapacaktır. Özellikle diyabeti olan ve preoperatif erektil fonksiyonunda azalma olan has- talara eğer kurvatür derecesi 45 dereceden büyükse penil implant cerrahisi uygulanmalıdır.

Çeviri

Dr. Buğra Çetin, Doç. Dr. Memduh Aydın GOP Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Üroloji Kliniği

219

ERKEK CİNSEL SAĞLIĞI

Androloji Bülteni 2016; 18(67): 219

Güncel Makale Özeti

Referanslar

Benzer Belgeler

Ameliyat süreleri değerlendirildiğinde dorsal lumbotomi insizyonu ile ameliyat süresi üst üreter taşları için 30 dakika, piyeloplasti ameliyatı için 25 dakika daha kısa

tarafından yapılan diğer bir çalışmada, Essed-Schröder tunikal plikasyon yöntemi ile cerrahi tedavi uygulanan, ortalama 55° kurvatur olan 50 hastanın

Yakın tarihte (2013) yayınlanan ve 102 hastanın ESWT (51 hasta) ve plasebo (51 hasta) olarak randomize edildiği başka bir çalışmada, ESWT’nin penil kurvatür ve plak bo-

Sural sinir greftlemesi yüksek hacimli kanser için ra- dikal prostatektomi uygulanan potent hastalarda erektil fonksiyonun korunması için seçeneklerden biridir..

Bu petri kutularının bir kısmı test materyali (interferon şüpheli madde) bir kısmı da kontrol virus için kullanılacaktır.... Petri Kutularında

Akut lenfoblastik lösemi tanısı ile izlenen 18 yaşında erkek hastanın aksiyal manyetik rezonans görüntüleme incelemelerinde alt alta aynı yerden geçen kesitlerde, (A, B, D)

I read the article by Gemici (1) with great interest, in which the author illustrated an interesting patient with cerebral venous thrombosis (CVT) in whom

I read with great interest the report by Jain et al., which smartly illustrated the clinical course of a rare patient diagnosed with intracranial hypotension (ICH) syndrome