• Sonuç bulunamadı

EREKTIL DİSFONKSİYONA YAKLAŞlM

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "EREKTIL DİSFONKSİYONA YAKLAŞlM "

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

J SSK TEPECiK HOSP TURKEY 1996; 6 (2~3) : 40-43 40

EREKTIL DİSFONKSİYONA YAKLAŞlM

APPROACH TO THE ERECTILE DYSFUNCTION

SUMMARY

Aziz PEKER Osman S EÇ

KİN

In recent years, urologists largely discussed and worked upon eredile dysfı.ıındion. Phys~

iology of eredion is beUer understood, and took great part in this development Text books and educatiorral systems consider this reality more seriously. In this manner, this report shows the summa:ry of the approach to the patients with eredile dysfundion, until the therapy.

(Key Words: Approach, Diagnosis, Eredion, Sexuality)

ÖZET

Erektil disfonksiyon son yıllarda üroloji içinde daha fazla tartışılır, araştırılır olmuştur.

Bunda ereksiyon fizyolojisinin daha iyi aydınlatılmış olmasının rolü vardır. Artık üroloji ki-

taplarında ve eğitiminde bu konuya daha fazla yer verilmektedir. Bu yazıda ereksiyon kusuru olanlarda tedaviye dek yaklaşımın nasıl olması gerektiği kısaca değerlendirilmiştir,

(Anahtar Sözcükler: Cinsellik, Ereksiyon, Yaklaşım)

Ürolojr Kliniği (Op.Dr.A Peker) Psikiyatri Kliniği (Uz.Dr.O Seçkin)

SSK Tepecik Eğitim Hastanesi 35120 IZMiR

Yazışma: Dr,A Peker

(2)

SSK TEPECiK HAST DERG 1996 Vol. 6 No. 1-2

EREKTİL DİSFONKSİYONA

YAKLAŞlM

Cinsel işlev bozukluğu erkeklerde erektil disfonksiyon yada sıklıkla empotans kav~

ramıyla anlatıla gelıni~tir. Potens kavram olarak bir yeterliliği, hazır oluşu, empotans ise yetersizliği, yokluğu dü~ündürür. Oysa cinsel işlev öyle kesinkes ölçülebilir, kıyas­

lanılabilir genellenilebilir son durmnu bil- dirmez. Erkeğin girdiği herhangi bir cinsel

ilişkideki bedensel duyumlarını ve sergile-

diği işlevleri anlatır. Bu anlamda bireye özgü dinamik bir süreçtir. Çünkü potensin ne denli aktif hale geçeceğini organik yapı yanında uyaranlar, eşin özellikleri, istek, he- yecanlanrna düzeyi, ortam, ruhsal iklim, hatta çağın popüler değederi belirler.

TARİHÇE

Antik çağda ve hatta Avrupa'nın ka-

ranlık ortaçağında çıplak beden önemsenip

şehvetli bir yaşam duygusu kaynağı olduğu

kabul edilir, cinsellik üzerinde olumlu

konuşulurken 16. ve 17. yüzyıl da sifilizin

yaygınla~tığı dönemde çıplaklık ilk kez ter- biyesizlik ahlaksızlık olarak kabul edilmeye

ba~lanmı~tır.

Victoria dönemi diye adlandırılan 19.

yüzyıl pek çok kısıtlama ve baskılan da be- raberinde getirmi~tir. Bütün hastalıkların ne- deni masturbasyonda aranmı~, ortaçağda kadınlara uygulanan bekaret kemeri genç erkeklerde masturbasyonu önlemek için demir tokalı eldivenler şeklinde seri olarak

üretilmi~tir. Kimi yerlerde çocukların elleri

yatağa bağlanmı~ hatta dağlama ile cinsel

organların duyarsızlaştmlmasına dek gidil-

miştir.

Bu tutucu, sınırlayıcı döneme karııı ilk kez 20. yüzyıl ba~larıda Freud, Moll, Bloch Berlin' de; Kinsey, Master ve Johnson Ameri- ke'da cinsel töre, tabu ve mitlere karşı tartışınalan başlatmışlar, bireyi ön plana

çıkarıp seksolojinin temelini atmışlardır. Bi- rin.ci dünya savaşı da buna ek olarak m.evcut ahlak değerlerini sarsmış, batıda giderek artan cinsel özgürlüğü sağlamıştır (1).

41

Cinselliğe bakışın sosyal değişimi ya-

nında Androlejide ereksiyon ile ilgili çalış­

malarm yıllar içiı1deki geli:şmesi de Eiöyle

sıralanabilir;

~ Ortaçağda Leonarda da Vinci koitus anatomisi ve cinsel reaksiyonlan mükemmel bir şekilde çizmiştir.

- 1667'de De Graf kadavra pelvik artere su vererek tam ereksiyonu göstermi~ ilk de- neysel çalışmalar ba~latmıştır.

- 19. yüzyıl da 52-4 parasempatiklerin ereksiyanda önemli bir merkez olduğu gösterilıniştir.

- 20. yüzyıl ba:şlarında Conti ko:rpus ka- vemozum venlerinde bulunan yastıkçıkların

venöz dönü~ü durdurarak ereksiyondan so- rumlu olduğu ileri sürmüş, bu teori uzun süre kabul edilıniştir.

-1994'de Ohlmeyer ile başlayan, 1960' larda Karacan ve arkadaf:ılarmda kullanılan

uykudaki ereksiyonun değerlendiril-mesi

prensibine dayanan bir test (NPT-Noktumal Penil Tümesans) ile pisişik ve organik kökenli ereksiyon bozukluğunu ayırmak

büyük ölçüde mümkün olmuş, bu testin yüksek doğruluk oranı devrim yarabmştır (3).

Seksenli yılların başmda uygulanan Int- rakavemöz vazoaktif ajanlar enjeksiyonu ile ereksiyon bozukluğu tanısında önemli aşa­

ma sağlanmıştır (5).

Bundan sonraki günümüze dek artarak ve çeşitlenerek gelen çalışmalar korpus ka- vemozum üzerine yoğunla~mı~tır. Bunlar:

- Kavemöz Cisim Biyopsisi, -Dinamik- Manyetik Rezonans,

- Karporal Kan Parsiyel Oksijen Basıncı

Tayini

-Görsel Cinsel Uyan Testi

- Kavem Cisim Elektrik Aktivitesi Tayini - NörotransmiUeder

Umut veren güncel çalışmalar daha çok kavemozumda açığa çıkan nörotransmit- terler, özellikle Nitrik Oksit, cGMP (siklik guanezin monofosfat), cAMP (siklik adeno-

(3)

J SSK TEPECiK HOSP TURKEY 1996 Vol. 6 No. 1-2

zin monofosfat) üzerine odaklanmıştır (2,4).

Günümüzde ereksiyon fizyolojisi şöyle açıklanmaktadır; uyaranların etkisiyle kor- pus kavenozumda açığa çıkan nörütransmit- terler düz kaslan gevşetmekte böylece arter önündeki direnç azalınca kavemöz sinizoid- ler kanla dolmakta elastikiyetiyle genişie­

rnekte bu arada sınırlı esneme yeteneği olan tunika albuginea altındaki venler sıkışmakta

venöz dönüş azalınca kan birikimi daha

artıp sertlik oluşmaktadır. Detümesans ise sempatik aktivite ile düz kas spazmı ile

sağlanmaktadır (2-3-4).

Bu son gelişmelerden sonra artık ereksi- yon bozukluğunda etkenin %90 psikolojik

olduğu düşünülen yüzyılın ilk yarısındaki

Freudien görüş zayıflamış, 50 yaşın üzerin- de organik nedenin ön planda olduğu bu- nun üzerine psikolojik faktörlerin ekleneceği görüşü güçlenmiştir (6).

Cinsel sorunlara yaklaşım çağın sosyal, ekonomik, kültürel, dinsel değerlerinden et- kilenerek değişmiştir.

TANI

Günümüzde cinsel sorunlar bu birikimle- rin ışığında bireyin bedensel, ruhsal, sosyal

yaşam koşullarıyla bağlantılı bilimsel bü- tünlük içinde ele alınmaktadır. Üroloğun ilk görevi hastayı bütünüyle kavrayıp organik- psikolojik boyutların ağırlıklarını değerlen­

dirmektir. İlk görü~me çok önemlidir. İşe ayrınhh bir öykü ile ba~lanır. İnsanlan çok gizli yönlerinin incelenmesi gerektiğinden görüşme ortamı güven verici, gizliliğe izin veren, karşılıklı konuşmayı kolaylaşhran,

dikkatin kesintiye uğratılmadığı asgari bir konfor içinde olmalıdır. Hekim ise cinsel so- runlar konusunda bilgili ve eğitimli insan

iletişimi konusunda eğitilmiş, kendi cinsel-

liğinde içgörülü, hastayı rahatsız edebilecek tepkilerini, heyecanlarını kontrol edebiien olgun bir tavır sergilemelidir. Kullamlan sözcükler ve örnekler hastanın kültür düze- yine uymalıdır.

Hekim bu temel prensipler içinde bir-

takım özel sorularla sorunun kökeni hak-

kında fikir sahibi olur. İlk değerlendirmeden

sonra birtakım testler, radyolojik ve labora- tuvar tam yöntemleriyle organik ve psikolo- jik boyutlan netle~tirmeye çalışır.

Diabet, hipertansiyon, nikotin en ko- roner arter hastalığı, periferik vasküler has-

talık, alkolizm, ilaçlar, kaygı ve depresyon,

eşle çah~ma, hormonal bozukluklar orta

sıkhkta ereksiyon bozukluğu yapan risk faktörleridir (7). Bu risk faktörlerine yönelik günümüzde en sık yapılan tetkilder şun­

lardır:

1- Kan testleri: Açhk kan şekeri

Serum prolaktin düzeyi Serbest testosteron Kolesterol, trigliserid 2- Damar yapıların anatomik ve fonksi- yonel değerlendirilmesi:

a) Papaverin testi:

Kolay uygulanabilir/ acil giri~imi ge- rektiren "U zamı~ ereksiyon" geli~me

riski vardır. Olumlu sonuç damar pa- tolojisini ekarte eder.

b) Dupleks Sonografi:

Real time ve Doppler ultrasonun

birleştirildiği özel aygıtlarla yapılar.

Arteriyel yapılan ve fonksiyonu

değerlendirmede en değerli

yöntemdir. Venöz akım da

değerlendirilir. Pahalı,

değerlendirmesi deniyim isteyen bir tetkiktir

c) Kavernozometri+Kavernozografi Venöz sistem içi_n en iyi tetkik aracıdır.

Papaverin enjeksiyonu sonrası korpus kavrnozuma belli hızda sıvı verilip ereksiyonun durumu gözlenerek veya kavernöz cisim içi basınç ölçülerek

değerlendirilir. Gerektiğinde venler, opak madde verilerek görüntülenir.

Teknik olanaklar gerektiren bir yöntemdir (8).

3- NPT (Nokturnal Penil Tümesans):

(4)

SSK TEPECIK HAST DERG 1996 Vol. 6 No. 1-2

Uykuda psiııik faktörler kaybolduğu için uykudaki ereksiyonun d~ğerlendirilmesine

dayanan bir testtir. Rigiscan Monitor bu ko- nuda kullanılan en iyi yöntemdir. Perıil tü- mesans ve rijiditeyi birlikte kaydleder; Paha-

lıdır ancak belli merkezlerde kullanılmak­

tadır (3).

4- Ereksiyonda sorumlu duysal ve motor sinirlerin tetkiki:

Sakral ileti zamın tayini:

Bulbo kavemöz refleksin elektrofizyo- lojik ölçülen ııeklidir. Pudendal d uysal ve pudendal motor sinirin

olu~turduğu refleks ark. zamanı

ölçülür (9).

DEGERLENDİRME

Kısmen pahalı ve az sayıda merkezde bu- lunan bu tetkiklerin hepsi yapılmalı mıdır?

Bu yönde iki türlü yaklaşım vardır. Ya tüm tetkikler yapılır sonuçlara göre tedavi tar-

tıııılır, ya da hastanın uygulayabileceği, seçtiği · tedavi ııekline yönelik tetkikler

yapılır (10). Bu ikinci yöntem hastanın ~on­

radan isterneyeceği tedavi için fazla tetkik

yapılmasın,ı önleyen, ekonpmik, daha . akılcı

gözüken bir yoldur. Lue tarafından bildiri-

KAYNAKLAR

1. Lymberopoulos S. Ainletitung. ın Altwein EJ, Ba- ehren W .. Impotenz. v.1 Stuttgart. George Thime Verlag.

198,8; 1-3:

2. Seth E.L, MelmanA., Chirst G.J.A rewiew of erectil Dysfunction: New insights ad more questions. J U rol. 1993;

149: 1246-55. ..·

3. Yaman LS ve ark. Empotan hastaya yaklaşım.

Üroloji 1.Baskı. Ankara: Güneş Kitapevi Yayın/an. 1990;

85-90.

4. Lue TF. MD Physiology of erection and pathophy- siology of impotence, In: Patrick CW et al, Campbell's Uro- logy v.6. Philadelphia. W. B. Saunders Company 1992 ; 709 -25.

5. fünemann Kp. Phannacotesting in ereeti/e dysfunc- tion, In: fonas U, Thon WF, Stief CG, eds Erectile Dysfunc- tion ıı.l. Berlin. Springer Verlag. 1991; 104-14.

43

len bu ikinci yol yaklaııımı biz de benimsi- yor ve . kliniğlınizde uyguluyoruz. Kendi

koııullarıinız içinde ,daha .kolay uygulanf!.Qi-:- lir, ekonomik, çağdaıı bir yaklcıııım. olarak

görülrrı:ektedir.

Sonuçta daha kolay anlaııılabilmesi ned~:

niyle bu ürolojik yaklaııım ııeın:atik olarak

sunulmaktadır (Tablo 1).

T ABL01: Lue'agöre erektil disfonsiyona tanısal yaklaşım (1 O):

Hastanın istediği tedavi şekli

1.0ral tedavi veya vakum 2.1ntrakavernöz Enjeksiyon

(IKE) 3.Penil protez

4.Venöz cerrahi

5.Arteriyel ve/veya venöz cerrahi

önerilen Tetkikler Yok

IKE+EIIe StimOiasyon testi (EST)

(IKE) EST +NPT (Nokturnal Penil

TOm~sans)

IKE+EST Dupleks sonografi Kavernozometri Kavemozografi Venöz cerrahi tatkikieri

Famıakolojik arteiiyogıafi

6. Porst H. Aetiologie der erektilen dysfunktion, In:

Porst Erektile Impotenz v.1: Stuttgart. Ferdinand Enke Verlang 1987; 12-4.

7. Andre T;G. Erectiie dysfunction. Postgradu Med.

1995; 97(4): 123-43.

8.Zorgniotti A W, Lizza FE. Corpora/ veno-occlusive dysfunction diagnosis: Diagnosis. and managem,ent of İmpotence. Pliladelphiıi.B.C. Berer Ine. 1991 ; 85-95.

9. Sevin G, Taşçı T.I. Nörojenik impotans. Knpotiıns

Teşhis ve Tedavisi. 1. Baskı. Istanbul. Gür-Ay matbaası.

1990; 85-90.

10. Lue, TF. Ereeti/e Dysfunction: Problems and Chal- /enges. J Urol. 1993; 149: 1256-7.

Referanslar

Benzer Belgeler

Vit D eksikliği olanlar ve olmayanlar iki gruba ayrıldığında bu iki grup arasında anlamlı klinik ve metabolik fark izlenmedi.. ED şikayetinin ciddiliği ile vit D

Talbot ve arkadaşları (11) 60 epilepsi be 60 kontrol grubunu içeren çalışmalarında, erkek epileptik hasta ve kontrol grubu arasında total testosteron, serbest testosteron ve

Sonuç olarak, son dönem böbrek yetersizlikli hastalar- da erektil disfonksiyon ve Epo’nun bu hastalıktaki rolü ile ilgili yeni ve kapsamlı çalışmalara ihtiyaç

Uluslararası seksüel tıp derneği (ISSM) prematür eja- külasyonu (PE), intravajinal ejakülatuar latens süresinin (IELT) 1 dakika veya daha az olması ve ejakülasyonda

Eğlence amaçlı ED ilaçlarının kullanımı, kulla- nım durumunda erektil fonksiyonlarda oluşan değişiklik- lerle kişideki ‘’normal’’ algısını değiştirerek,

ED’da vakum ekstraksiyon aracının (VEA) PDE5 inhibitör- leri ile kombinasyon tedavisi şeklinde radikal prostatekto- mi, radyasyon tedavisi sonrası penil rehabilitasyon, peyro-

Bir çalışmada, SKT’li olgularda erozyon ve enfeksiyona bağlı olarak olguların %25’inde protezin alındığı belirtilmektedir (154) İnfeksiyon ve doku reaksiyonları

Papaverin + Fentolamin + Prostaglandin E1 kombine tedaviler olarak çok sık bir şekilde erektil disfonksiyon ikinci basamak tedavisinde yer almaktadır. Papaverin + Fentolamin