Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Ahmet Atalık, gün geçtikçe tükenen su kaynaklarının özel sektörün elinde tasarrufa ve verimli kullanıma değil yıkıcı bir tüketim anlayışına teslim edileceğini belirterek, "Tüccar kafasıyla su sorunu çözülmez. Özelleştirmeler su kaynaklarının daha iyi yönetilmesi anlamına gelmeyecek. Özel sektörün sattığı malda tasarruf olmaz" dedi.
Önümüzdeki günlerde TBMM'ye sunulacak yeni düzenleme ile belediyelerin su ve kanalizasyon işletmelerinin de özel sektöre satılmasının gündeme geldiğini ifade eden İzmir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürü İsmet Halim Gürsoy ise, "Bu karamsar susuzluk tablosunu Türkiye'nin bütün sularını satmak için bilerek yarattılar"
iddiasında bulundu.
SUYA ERİŞİM İNSAN HAKKIDIR
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) İstanbul _ube Başkanı Ahmet Atalık ise, kirlenen ve tükenen su
kaynaklarını özelleştirmek isteyen AKP Hükümeti'ni, "Özel sektörün sattığı malda tasarruf olmaz" diyerek eleştirdi. Atalık, su kaynaklarının kirletilmesi, yanlış kullanımı ve küresel ısınma nedeniyle azalıp yok olması karşısında AKP hükümetinin su kaynaklarını özelleştirerek korumak istemesinin akıl ve mantıkla bağdaşmayacağını belirterek, özelleştirmelerin su kaynaklarının daha iyi yönetilmesi anlamına gelmeyeceğini söyledi.
Atalık, Birleşmiş Milletler'in 1977 yılında düzenlediği ilk Su Konferansı'nda içme suyuna erişimin bir insan hakkı olduğu yönünde bir ortak görüşe varıldığını, buna karşın 1990 sonrasında suyu ekonomik bir mal olarak benimseyen yeni politikaların hayata geçirilmeye başlanmasıyla BM'nin 1992 yılında düzenlediği Dublin Konferansı'nda yaşamsal öneme sahip olan suyun ekonomik bir mal olduğu kararının kabul edildiğini anımsattı.
Avrupa Birliği'nin Türkiye'den her fırsatta Dicle ve Fırat nehirlerinin yönetimini ya kendisine ya da uluslararası bir yönetime devretmesini istediğini savunan Atalık, "Su özelleştirmelerinin hangi koşullarda, nasıl yapılacağının
çerçevesi çizildi, bu konuda lobi faaliyetleri yapılıyor. Bu tür çalışmaların doruğa çıktığı Dünya Su Forumu'nun 2009 yılının Mart ayında İstanbul'da yapılacak olması da çok manidar" diye kaydetti. Bir önceki forumun 2003 yılında Meksika'da yapıldığını ve hemen ardından Meksika'nın su kaynaklarının hızlı bir şekilde özelleştirilmesine
başlandığını belirten Atalık, dünyadaki su özelleştirmelerinin büyük bir kısmının da AKP'nin seçim beyannamesinde belirtilen nedenler öne sürülerek gerçekleştirildiğini dile getirdi. Ahmet Atalık sözlerine şöyle devam etti: "Su
hizmetlerinin özelleştirilmesiyle ilgili olarak dünya ilginç örneklerle dolu. Bolivya'nın Cochomamba kentinde su iletim hizmetlerini 1999 yılında Hollandalı Bechtel şirketi satın aldı. Bu şirket sadece 2 hafta sonra su ücretlerini yüzde 200 arttırdı. Yağmur suyunu kullanmak isteyen halka ceza yağdırıldı. Bu sağlıksız koşullar nedeniyle de binlerce insan kolera ve tifüsten öldü."
SUSUZLUK TABLOSU YARATILDI
İzmir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürü İsmet Halim Gürsoy da, "Bu karamsar susuzluk tablosunu Türkiye'nin bütün sularını satmak için bilerek yarattılar" iddiasında bulundu. çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu tarafından yak ında TBMM'ye sunulacak, Su ve Kanalizasyon İdareleri Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun
Taslağı'nda, belediyelerin su ve kanalizasyon işletmelerinin de özel sektöre satılmasının gündeme geleceğini söyleyen Gürsoy, "Eğer bir kentte ulaşım hizmetleri pa-hahlaşırsa, o kentte yaşayan insanın diğer tercihleri gündeme gelir. Gideceği yere yaya olarak gidebilir, bisiklete binebilir. Ama su öyle değildir. Su yerkürede bütün canlılar için
yaşamsal önem taşıyan en temel ihtiyaç. Suyu ulaştırma hizmeti gibi özelleştiremez-siniz. İnsan otobüse binmeyebilir ama 'ben su içmeyeceğim' diyemez. Kimsenin suyu meta haline getirmeyi hakkı olamaz. Bana göre bu karamsar susuzluk tablosunu Türkiye'nin bütün sularını satmak için bilerek yarattılar" diye konuştu.
* * *
Siyanür yerine içme suyu depolanacak
Maden şirketinin altın aramak istediği alanda İzmir'in gelecek yıllardaki su sorununu çözecek bir baraj inşa edileceğini belirten İZSU Genel Müdürü İsmet Halim Gürsoy, "Bütün engeller kaldırıldı. çok yakında ihale aşamasına geleceğiz" dedi. çamlı çayı üzerinde kurulacak ve 21.5 milyon metreküp su depolayarak 250 bin kişinin su gereksinimi
işlendiğini belirten İZSU Genel Müdürü İsmet Halim Gürsoy, "Barajla ilgili eski çED raporu iptal edildi. Bizden yeni çED başvurusunda bulunmamızı istediler. Sanırım bu sorun kısa sürede çözümlenecek ve ihale aşamasına geçeceğiz" diye konuştu.
Mikroplu sudan yıl da 5 milyon kişi ölüyor
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gaye Usluer, dünyada suyla bulaşan hastalıklar nedeniyle her yıl 5 milyondan fazla kişinin öldüğünü söyledi. Prof. Dr. Gaye Usluer, tüm dünyayı etkileyen küresel ısınmaya bağlı olarak yaşanan su kaynaklarındaki azalmanın, bu yaz Türkiye'de de ilk sonuçlarını göstermeye başladığını belirtti. Büyük şehirlerdeki su kesintilerinin ve kısıtlı su kullanımının bazı sağlık sorunlarını beraberinde getirebileceğini ifade eden Prof. Dr. Gaye Usluer, Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) açıklamalarına göre, dünyada suyla bulaşan hastalıklar nedeniyle her yıl 5 milyondan fazla kişi ölmekte olduğunu belirtti.
ENGİN YAVUZ - OZGUR GURLEYEN Birgün/05.09.2007