• Sonuç bulunamadı

Deniz kaplumbağa (Caretta caretta (L., 1758)) yuva yerlerinin değiştirme yöntemiyle korunması

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2023

Share "Deniz kaplumbağa (Caretta caretta (L., 1758)) yuva yerlerinin değiştirme yöntemiyle korunması"

Copied!
90
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

DENİZ KAPLUMBAĞA (Caretta caretta (L., 1758)) YUVA YERLERİNİN DEĞİŞTİRME YÖNTEMİYLE

KORUNMASI

Eyup BAŞKALE

Yüksek Lisans Tezi

DENİZLİ-2003

(2)

DENİZ KAPLUMBAĞA (Caretta caretta (L., 1758)) YUVA YERLERİNİN DEĞİŞTİRME YÖNTEMİYLE

KORUNMASI

Pamukkale Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarafından Kabul Edilen

Biyoloji Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi

Eyup BAŞKALE

Tez Savunma Tarihi: 18. 04. 2003

DENİZLİ-2003

(3)

TEŞEKKÜR

Bu araştırmanın yapılmasında, her konuda benden yardımlarını esirgemeyen değerli hocam Yard. Doç. Dr. Yakup KASKA’ya, Fethiye Kumsalı’nda kalacak yer temin eden Ali İhsan EMRE’ye, Dokuz Eylül Üniversitesi ve Viyana Üniversitesi’ndeki değerli hocalarıma ve öğrencilerine, Dalyan Kumsalı’nda çalışma için gerekli olan şartların hazırlanmasında yardımcı olan Ö.Ç.K.K.’nda çalışan Mehmet MENENGİÇ’e ve Ahmet ERYİĞİT’e, Dalaman Kumsalı’nda kalacak yer temin eden Ortaca Belediyesine ve maddi destek sağlayan Çevre Bakanlığı’na, arazi çalışmalarında ve tezin yazılmasında bana her türlü maddi ve manevi desteği veren başta Bölüm Başkanımız Doç. Dr. Alaattin ŞEN’e ve diğer hocalarıma, çalışma arkadaşım Arş. Gör.

Yusuf KATILMIŞ’a, desteklerinden dolayı diğer Araştırma Görevlisi arkadaşlarıma ve arazi çalışmalarında yardımcı olan öğrenci arkadaşlarıma sonsuz teşekkürlerimi borç bilirim.

Eyup BAŞKALE

(4)

ÖZET

Deniz kaplumbağa kafesleme ve yuvalarının yer değiştirme yöntemiyle korunması çalışması 2000-2002 yılları arasında deniz kaplumbağaları üreme sezonunda Fethiye, Dalyan ve Dalaman Kumsalları’nda yapılmıştır. Fethiye Kumsalı’nda, deniz kaplumbağası yuvalarını kum üstü kafes yerleştirerek koruma yöntemi kapsamında toplam 72 yuvadan 12 tanesi koruma altına alınmış ve bu yuvalarda yavru çıkış başarısı ortalama %77 iken, kontrol yuvalarında bu oran % 68,5 olarak bulunmuştur. Dalyan Kumsalı’nda inceleme altına alınan 77 yuvadan 37 tanesi doğal ortamlarından alınarak kuluçka alanına taşınmış ve bu yuvalarda ortalama yavru çıkış başarısı % 85 olarak hesaplanmıştır. Kontrol gurubu yuvalardan 29 tanesi predasyona maruz kalırken, 3 tanesi su altında kalmıştır. Bu 40 yuvadaki toplam 2829 yumurtadan ancak 550 (%19,4) yavru çıkıştır. Ayrıca Fethiye Kumsalı’nda 5 yuvanın ve Dalaman Kumsalı’nda 6 yuvanın denize çok yakın olmaları nedeniyle yerleri değiştirilmiş ve yavru çıkış başarıları sırasıyla %88,9 ve %71,2 olarak hesaplanmıştır. Bu iki kumsalda doğal ortamlarında kalan yuvalardaki yavru çıkış başarısı ise sırasıyla, %68,5 ve %64,5’dür.

Dalaman Kumsalı’nda 103 yuva incelenmiş ve bu yuvaların 54 tanesi predasyona karşı kum altı tel kafes ile koruma altına alınmıştır. Kum altı kafes yerleştirilen yuvalarda yavru çıkış başarısı %74,4 iken kontrol gurubu 49 yuvada bu oran %53,9’dur. Kum altı tel kafes yerleştirilen yuvalarda yumurtalara yönelik predasyon meydana gelmezken, kontrol yuvalarında 13 yuva tamamen, 20 yuva kısmen predasyona uğramış ve toplam 888 (%24,7) yumurta tahrip olmuştur. Bu sonuçlar ışığında, denize yakın yuvaların taşınması, predasyona maruz kalan yuvalara kum altı tel kafes yerleştirilmesi ve halkın yoğun olduğu bölgelerde kum üstü kafesler kullanılması önerilmiştir. Ayrıca predasyonun yüksek olduğu kumsallarda yuvaların tek tek kafeslenmesi yerine tel örgü ile çevrili bir alana (kuluçka alanı) taşınmasında uyulması gereken hususlar belirtilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Caretta caretta, kuluçka alanı, kum üstü kafesleme, kum altı kafesleme, yuva yeri değiştirme

(5)

ABSTRACT

The relocation, fencing and screening of sea turtle nests were studied on Fethiye, Dalyan and Dalaman beaches during the nesting seasons of 2000-2002. On Fethiye beach, 12 out of 72 nests were fenced and the mean hatching success were 77% in these fenced nests and 68.5% in controls. On Dalyan beach, 37 nests relocated to a hatchery site and 40 nests left as a controls. The hatching success were 85% in these relocated nests. From the control nests, 29 of them entirely predated and 3 of them inundated.

Only 550 (19.4%) hatchlings were emerged from 2829 eggs in these control nests.

Furthermore 5 nests on Fethiye beach and 6 nests on Dalaman beach were relocated due to risk of inundation. The hatching success of these nests were 88.9% and 71.2%

respectively. Whereas, this value for the controls were 68.5% and 64.5% respectively.

On Dalaman beach, a total of 103 nests were studied and 54 of them were screened against predation. The hatching success were 74.4% in screened nests and 53.9% in control nests. No predation has occurred on screened nests but 888 (24.7%)eggs in control nests were damaged as a result of entirely predation of 13 nests and partially predation of 20 nests. The relocation of nests under risk of inundation, screening of nests against predation and fencing of nests in areas of heavy public traffics were suggested. Instead of screening the single nest on beaches with heavy predation, the guidelines for relocating these nests to a fenced area (hatchery site) were also mentioned.

Key Words: Caretta caretta, hatchery, screening, fencing, relocation

(6)

İÇİNDEKİLER DİZİNİ

İçindekiler...VII Şekiller Dizini...X Çizelgeler Dizini...XI

Birinci Bölüm GİRİŞ

1. 1. Deniz Kaplumbağalarının Genel Özellikleri...2

1. 1. 1. Deniz Kaplumbağalarının Sistematiği...2

1. 1. 2. Deniz Kaplumbağalarının Hayat Devreleri...2

1. 2. Deniz Kaplumbağa Türleri...4

1. 3. Deniz Kaplumbağalarının Nesillerini Tehlikeye Sokan Faktörler...7

1. 4. Deniz Kaplumbağalarının Akdeniz Ülkelerindeki Durumu...8

1. 5. Deniz Kaplumbağalarının Türkiye’deki Durumu...8

1. 6. Türkiye Kumsallarında Yapılan Çalışmalar...12

1. 6. 1. Literatür Özeti...12

1. 6. 2. Akademik Çalışmalar...13

1.7. Amaç...14

İkinci Bölüm MATERYAL VE METOT

2. 1. Çalışma Alanlarının Tanıtımı...16

2. 1. 1. Fethiye Kumsalı...16

2. 1. 2. Dalyan Kumsalı...19

2. 1. 3. Dalaman Kumsalı...21

(7)

2. 2. Araştırma Yöntemleri...23

2. 2. 1. Yuvaların Yerinde Korunması...23

2. 2. 2. Yuvaların Taşınarak Korunması...24

2. 2. 2. 1. Kuluçka Alanı Kurulacak Sahil ve Alanın Seçimi...25

2. 2. 2. 2. Kafesli Alanın Hazırlanması...26

2. 2. 3. Gece Çalışmaları...27

2. 2. 4 Gündüz Çalışmaları...28

2. 2. 5. Yuva Bilgilerinin Kaydedilmesi...29

2. 2. 6. Yavru Çıkışı ve Yavruların Serbest Bırakılması...30

2. 2. 7. Yuva Kontrol Açışları...31

Üçüncü Bölüm BULGULAR

3. 1. Yuvaların Aylara Göre Dağılımı...33

3. 2. Yuvaların Denize Uzaklıklarına Göre Dağılımı...35

3. 3. Yuvaların Taşınarak Korunması...37

3. 4. Su Baskınları...39

3. 5. Predasyonlar...41

3. 6. Yavru Çıkış Başarılarının Karşılaştırılması...43

3. 7. Yavru Çıkış Sürelerinin Karşılaştırılması...46

3. 8. Kuluçka Süreleri...47

3. 9 Yuva Derinlikleri...49

Dördüncü Bölüm DEĞERLENDİRME VE SONUÇ

4. 1. Çalışma Yapılan Kumsalların Önemi...50

4. 2 Yuvaların Aylara Göre Dağılımı...51

4. 3. Yuvaların Denize Uzaklıkları...51

(8)

4. 4. Koruma Yöntemlerinin Değerlendirilmesi...53

4. 4. 1. Kum Üstü Tel Kafesleme Yöntemi...54

4. 4. 2. Kum Altı Tel Kafesleme Yöntemi...54

4. 4. 3. Yuvaların Taşınarak Korunması...55

4. 5. Yuva Derinlikleri ve Kuluçka Süreleri...58

4. 6. Koruma ve Tedbirleri...60

Beşinci Bölüm

KAYNAKLAR

(9)

ŞEKİLLER DİZİNİ

Şekil 1. 1 : Deniz kaplumbağalarının hayat devreleri…...4

Şekil 1. 2 : Türkiye’deki önemli deniz kaplumbağası yuvalama yerleri...9

Şekil 2. 1 : Fethiye Kumsalı’nın genel görünüşü...18

Şekil 2. 2 : Dalyan Kumsalı’nın genel görünüşü...20

Şekil 2. 3 : Dalaman Kumsalı’nın genel görünüşü...22

Şekil 2. 4 : Kum altı tel kafes...23

Şekil 2. 5 : Kum üstü tel kafes (a), yavru çıkış dönemi kum üstü tel kafes (b) ...24

Şekil 2. 6 : Kuluçka alanı (a), Kuluçka alanı içinde yuvaların yerleşimi (b) ...27

Şekil 2. 7 : Deniz kaplumbağası yumurtalarının taşınma işlemi...30

Şekil 3. 1 : Fethiye (a), Dalyan (b) ve Dalaman (c) Kumsalları’nda deney ve kontrol yuvalarının aylara göre dağılımı...34

Şekil 3. 2 : Fethiye (a), Dalyan (b) ve Dalaman (c) Kumsalları’nda deney ve kontrol yuvalarının denize uzaklıkları...36

Şekil 3. 3 : Dalyan Kumsalı’nda dalgaların ıslattığı alan...40

Şekil 3. 4 : Yengeç predasyonuna uğramış bir yavru...42

Şekil 3. 5 : Tilki predasyonuna uğramış bir yuva...42

Şekil 3. 6 : Fethiye, Dalyan ve Dalaman Kumsalları’nda yeri değiştirilen yuvalarda yavruların günlere göre çıkışları...46

Şekil 3. 7 : Fethiye, Dalyan ve Dalaman Kumsalları’nda doğal yuvalarda (a) ve taşınan yuvalarda (b) kuluçka süreleri...48

(10)

ÇİZELGELER DİZİNİ

Çizelge 1. 1 : Türkiye kumsallarındaki kaplumbağa populasyonunun genel durumu...11 Çizelge 3. 1 : Fethiye, Dalyan ve Dalaman Kumsalları’nda 2000-2002 yıllarında

incelenen yuva sayıları...32 Çizelge 3. 2 : Taşınan yuvalarla ilgili bilgiler...38 Çizelge 3. 3 : Fethiye, Dalyan ve Dalaman Kumsalları’nda yuva başarıları…...45

(11)

BİRİNCİ BÖLÜM

GİRİŞ

Dünyada 8 tür deniz kaplumbağası yaşamaktadır. Bunlar, Dermochelys coriacea (Vandelli, 1761), Chelonia mydas (Linnaeus., 1758), Chelonia agassizii (Bocourt, 1868), Caretta caretta (Linnaeus, 1758), Ertmochelys imbricata (Linnaeus, 1766), Lepidochelys olivace (Eschscholtz, 1829), Lepidochelys kempii (Garman, 1880) ve Natator depressus (Garman, 1880)’dur (Lutz ve Musick, 1997). Bu türlerden ikisi (C.

caretta ve C. mydas) Türkiye kumsallarına yuva yapmaktadır. Türkiye’de Akdeniz sahil şeridi boyunca 17 yuvalama kumsalı tespit edilmiştir (Baran ve Kasparek, 1989). Bern Sözleşmesi ve CITES (Conservation on International Trade in Endangered species of Wild Fauna and Flora) ile koruma altına alınan bu iki tür IUCN (International Union for Conservation of Nature and Natural Resources) tarafından tehlike altındaki türler (EN=Endangered) (Red List) listesinde yer almaktadır. Milyonlarca yıldır yaşamlarını sürdüren deniz kaplumbağalarının nesilleri her geçen gün biraz daha tehlikeye girmektedir. Bu tehlikelerin başında zararlı insan faaliyetleri, düzensiz bir şekilde gelişen turizm, bu turizmle birlikte ortaya çıkan binalaşma ve ışıklı alanların artması, kumsalların yanlış kullanımı, zararlı balıkçılık faaliyetleri ve parçalayıcı hayvanların zararları gelmektedir. Bunun yanı sıra cinsiyeti sıcaklıkla belirlenen kaplumbağalarda küresel ısınma sonucu meydana gelen yavruların neredeyse hepsi dişi olmakta ve denizlerin yükselmesi sonucu kumsalların yok olması ile birlikte deniz kaplumbağalarının nesilleri yok olma tehlikesi ile karşı karşıya gelmektedir. Bu türlerin nesillerinin devamı, öncelikle üremek için kullandıkları kumsalların ve bununla birlikte çiftleşme, beslenme, kışlama ve göç alanlarının doğal olarak kullanılabilmesine bağlıdır.

Bu durumda deniz kaplumbağalarını koruma, yalın bir tür koruması olmaktan çıkmakta ve deniz kaplumbağalarının korunması kara ve deniz habitatlarının kesiştiği kıyı ekosisteminin korunmasıyla mümkün olabilmektedir. Daha önceki yıllarda gerek araştırma sahasında ve gerekse diğer alanlarda yapılan çalışmalarda deniz kaplumbağaları yuvalarının doğal ortamlarında korunması yapıldığı gibi bu alanlarda yuva yeri değiştirilmesi ve kuluçkalıklar kullanılarak yuvaların korunması

(12)

önerilmektedir (Canbolat, 1999; Ilgaz ve Baran, 2001; Kaska, 1993; Moody, 1996;

Swimmer, 1994; Türkozan ve Baran, 1996; Wyneken ve diğ., 1988).

1. 1. Deniz Kaplumbağalarının Genel Özellikleri

1. 1. 1. Deniz Kaplumbağalarının Sistematiği

Deniz kaplumbağaları yüz milyon yıldan daha uzun süredir yeryüzünde yaşamlarını devam ettiren canlılardır. Bu geçen süre içinde çok fazla değişime uğramamışlardır. Her ne kadar kertenkeleye benzer sürüngenlerin nesli tükenmiş bir koluna ait olduklarına ilişkin kanıtlar varsa da, kökenleri tam olarak bilinmemektedir. Deniz kaplumbağalarına ait bulunan ilk fosil 150 milyon yıl öncesine dayanmakta ve bu fosil günümüz kaplumbağalarına benzemektedir. Bu fosil kanıt, bunların bataklıkta yaşayan türlerden evrimleşmiş olabileceğini işaret etmektedir. Mesozoik çağın Kretese döneminin sonlarında (yaklaşık 65-135 milyon yıl önce), deniz kaplumbağaları Toxochelidae, Protostegidae, Cheloniidae ve Dermochelyidae familyalarından ortaya çıkmış ve tüm dünyadaki okyanuslara dağılmıştır. Bu dört familyadan sadece Cheloniidae ve Dermochelyidae familyaları günümüze kadar nesillerini devam ettirmiştir. Günümüz deniz kaplumbağaları, (birkaç deniz yılanı hariç) atalarından ve yaşamlarını denizde geçiren diğer sürüngen gruplarının yaşam tarzlarından fazla farklılıklar göstermemektedir (Ripple, 1996).

Regnum : Animalia Phylum: : Chordata Classis : Reptilia Ordo : Testudinata

1. 1. 2. Deniz Kaplumbağalarının Hayat Devreleri

Deniz kaplumbağaları hayatlarının çok kısa bir dönemini karaya bağımlı olarak sürdürürler. Anaç kaplumbağa yumurtalarını yuvalama sahiline bıraktıktan sonra denize

(13)

geri döner. Eğer kaplumbağa tekrar yumurtlayacaksa yuvalama sahilinin yakınlarında dolaşır. Sahile bırakılan yumurtalardan türe göre değişen kuluçka süresini tamamlayan yavrular, yuvadan çıkarak denize ulaşırlar. Denize ulaşmaları esnasında bir dizi tehlikelere maruz kalırlar. Denize ulaşan yavruların erginleşip tekrar yuvalama sahiline dönmesine kadar geçen süre “kayıp yıllar” olarak bilinir. Bu süre zarfında sürekli olarak göç davranışı içindedirler. Denize ulaşan yavrular 1-2 gün denizlerin yüzeysel kısımlarında yüzerek, hem kendilerine güvenli bir ortam arar, hem de beslenebilecekleri alanları bulmaya çalışırlar. Gelişen vücutlarına göre artan besin ihtiyaçlarını karşılamak için okyanuslara doğru göç eğilimindedirler. Erginleşip fertil bireyler haline gelmeleri Mendonca (1981)’ya göre 10-15 yıl, Zug ve diğ. (1983)’ne göre 14-19 yıl, Frazer (1983)’a göre 22 yıl, Frazer ve Ehrhart (1985)’a göre daha önceki yıllardan elde edilen bilgilerle 12-30 yıl arasında tahmin edilmektedir. Kışın su sıcaklığı 150C’nin altına düştüğünde, deniz kaplumbağalarının çoğunun hareketi yavaşlar ve sıcak sulara göç eder veya bir sığınakta çamurun içinde kış uykusuna yatar. 50C’nin altında bir sıcaklıkta olan suda 12 saatten fazla kalmaları genellikle ölümlere sebep olur. Düşük sıcaklıklarda olduğu gibi aşırı yüksek sıcaklıklar da deniz kaplumbağaları için öldürücü nitelik taşır.

Güneş ışığı ergin bir deniz kaplumbağasının vücut ısısında 100C’lik bir artışa sebep olabilir. Yuvalama sahilinin yakınlarında çiftleştikten sonra erkek birey tekrar beslenme alanına göç ederken dişi birey 10-15 günlük aradan sonra yuvalama sahiline çıkarak yumurtlar. Dişi birey yumurtlarını bıraktıktan sonra beslenme ortamına geri döner (Şekil 1. 1). Dişi ve erkek bireylerin bir sezondaki üreme sayıları türe göre değişmektedir. Ayrıca erkek ve dişi bireylerin her sezon üreme yetenekleri birbirinden farklıdır. Erkek bireyler genellikle her üreme sezonunda üreme yeteneğine sahipken, dişi bireyler 2-5 senede bir üreme yeteneğine sahiptir.

(14)

Şekil 1. 1: Deniz kaplumbağalarının hayat devreleri (Lutz ve Musick, 1997’den değiştirilerek alınmıştır)

1. 2. Deniz Kaplumbağa Türleri

Yakın zamana kadar yedi tür ile temsil edilen deniz kaplumbağaları, C. agassizii’ nin de yeni tür kabul edilmesi ile birlikte sekiz tür olarak kabul edilmektedir (Lutz ve Musick, 1997). Bu türleri kısaca tanıtacak olursak;

C. caretta, kabuk boyu 1 m kadar olabilen büyük deniz kaplumbağasıdır. İri kafası ve çok kuvvetli çenesi vardır. Sırt taraf genellikle kırmızımsı-kahverengidir. Karın taraf beyazımsı veya açık sarı renktedir. Dünyanın her tarafında yayılış gösterdiklerinden dolayı Deniz Kaplumbağası olarak adlandırılır. Asimetrik yürüyüş şekli vardır. Ön bacaklar ardışık hareket eder, arka bacaklar birlikte veya ardışık olabilir. Kafada iki çift

(15)

praefrontal plak vardır. Karapas da 5 çift costal plak ve 5 neural plak mevcuttur. Costal plakların ilk çifti nuchal plak ile temas halindedir. Genellikle delik içermeyen 3 çift inframarjinal plağı mevcuttur. Yüzmeye yarayan kürek şeklindeki bacakların dış kenarlarında en fazla 2 tırnak bulunur (Brand, 1999).

C. mydas (Çorba Kaplumbağası), kabuk uzunluğu 140 cm olabilen büyük deniz kaplumbağasıdır. Bazı yerlerde eti yenmesi nedeniyle Çorba Kaplumbağası adını almıştır. Karapasları gri kahverengi ve genellikle sarımsı veya kahverengimsi lekelidir.

Karın tarafı beyazımsı veya açık sarıdır. Kafada bir çift praefrontal, sırt kabuğunda da 4 çift costal plak bulunur (Bustard, 1972; Hughes, 1974; Pritchard, 1979). Yüzgeç şeklini almış bacakları genellikle bir tırnaklıdır. Simetrik yürüyüşe sahip olan bu canlılar ön ve arka bacaklarını aynı anda peşpeşe hareket ettirirler (Brand, 1999).

D. coriacea (Deri Sırtlı Deniz Kaplumbağası), kabuk boyu 150-220 cm olabilen en büyük deniz kaplumbağası türüdür. Sırtları deri ile kaplı ve sert kabukları yoktur.

Renkleri siyah zemin üzerine beyaz benekler şeklindedir. Simetrik yürüyüşe sahip olan bu canlılar ön ve arka bacaklarını aynı anda peşpeşe hareket ettirirler (Brand, 1999).

E. imbricata (Atmaca Gagalı Deniz Kaplumbağası), kabuk boyları 80-90 cm olabilen deniz kaplumbağasıdır. Gagalarının atmaca gagasına benzemesinden dolayı bu ismi almışlardır. 5 neural plak, 4 çift costal plak bulunur. Costal plakların ilk çifti nuchal plak ile temas halinde değildir. Karapas plakları kiremit gibi birbiri üzerine binmiştir. Yüzgeç şeklini almış bacaklarının her birinde 2 tane tırnak mevcuttur.

Kafalarında 2 çift praefrontal plak vardır. Karapas rengi, kahverengi lekeli veya bu lekeler siyah, kırmızı veya sarıdır. Karın tarafı açık renkli lekeler ile birlikte kahverengimsi renge sahiptir (Brand, 1999).

L. kempii (Gündüz Yuvalayan Deniz Kaplumbağası), En küçük deniz kaplumbağalarından birisidir. Erginlerinde düz karapas boyu 76 cm kadardır. Genellikle gündüz yuvalamalarından dolayı bu isim verilmiştir. Karapaslarında 5 çift costal plak ve 5 neural plak vardır. Costal plakların ilk çifti nuchal plakla temas halindedir. Ön bacakları 1 tırnaklı, arka bacakları 1 veya 2 tırnaklıdır (Brand, 1999). Kabukları gri-

(16)

siyah renklidir. Arribada denen toplu yuvalama çıkışları vardır. Asimetrik yürüyüş şekli vardır. Ön bacaklar ardışık hareket eder, arka bacaklar birlikte veya ardışık olabilir (Brand, 1999).

L. olivacea (Zeytin Yeşili Deniz Kaplumbağası), kabuk boyu 75 cm olabilen deniz kaplumbağasıdır. Karapaslarının rengi zeytin yeşili olması nedeniyle bu ismi almışlardır. Karapasda genellikle 5-8, nadiren 5-9 çift costal plak bulunur ve bunların ilk çifti nuchal plakla temas halindedir. Başlarında 2 çift praefrontal plak bulunur. Ön ve arka bacaklarında 1-2 tane tırnak bulunur. Karapaslarının üst yüzeyi zeytin yeşili-gri, alt yüzeyleri beyazımsıdır. Asimetrik yürüyüş şekli vardır. Ön bacaklar ardışık hareket eder. Arka bacaklar birlikte veya ardışık hareket edebilir (Brand, 1999).

N. depressus (Düz Kabuklu Deniz Kaplumbağası), kabuk boyu 97 cm kadar olabilen deniz kaplumbağasıdır. Düz kabuklu oldukları için bu ismi almışlardır. Karapaslarında 5 neural plak ve 4 çift costal plak bulunur. Costal plakların ilk çifti nuchal plak ile temas halinde değildir. Bacaklarının hepsinde birer tane tırnak bulunur. Kabukları donuk zeytin yeşili veya sarı-gri renklidir. Simetrik yürüyüşe sahip olan bu canlılar ön ve arka bacaklarını aynı anda peşpeşe hareket ettirirler. Sadece Avustralya’da bulunan endemik bir türdür (Brand, 1999).

C. agassizii (Siyah Kaplumbağa), kabuk boyu 1 m olabilen büyük deniz kaplumbağasıdır. C. mydas agassizii ismi ile alttür olarak da kabul edilmektedir (Carr, 1952). Diğer taraftan C. agassizii tür olarak da kabul edilmektedir (Bocourt, 1868).

Halen bu tür üzerinde tür-alttür tartışması devam etmektedir (Bowen ve diğ., 1993;

Caldwell, 1962; Mrosovsky, 1983; Parham ve Zug, 1996; Pritchard, 1983). Ancak Lutz ve Musick (1997)’de C. agassizii tür olarak da kabul edildiğinden bu çalışmada da tür olarak incelenmiştir. C. mydas türünden siyah olan karapas rengi ve karapaslarının daha yüksek ve dar olması ile ayrılır. Simetrik yürüyüşe sahip olan bu canlılar ön ve arka bacaklarını aynı anda peşpeşe hareket ettirirler. Dağılışları Doğu Pasifik’in Kaliforniya körfezine sınırlanmıştır (Brand, 1999).

(17)

1. 3. Deniz Kaplumbağalarının Nesillerini Tehlikeye Sokan Faktörler

Geçen son 500 yıl içinde, deniz kaplumbağalarının eti, yumurtaları, kabukları, yağı ve derisinin insanlar tarafından tüketilmesi, bu türlerin nesillerinin yok olması tehlikesiyle karşı karşıya bırakmıştır. Binlerce deniz kaplumbağası her yıl karides ağları, tirol ağları ve çengelli oltalar nedeniyle boğulmaktadır (Ripple, 1996). Özellikle yarı saydam plastik artıkların deniz anasına benzemesi nedeniyle deniz kaplumbağaları tarafından yenilmesi ölümlere veya yaralanmalara sebep olmaktadır. Eğer bu plastik parçalar yeterince büyüklerse iç organlara takılarak ölümlere sebep vermekte veya bağırsaklarda besinlerinin emilimlerini güçleştirerek sağlıklarını bozmaktadır (Gramentz, 1988). Ham petrolün neden olduğu kirliliğin deniz kaplumbağalarında çok önemli bir tehlike teşkil etmediği tespit edilmiştir (Gramentz, 1986). Ayrıca bot çarpmaları da ergin ve genç deniz kaplumbağalarının ölümlerine sebep olmaktadır.

Ergin deniz kaplumbağalarını karada yaşadığı problemlerin başında zararlı insan aktiviteleri, düzensiz bir şekilde gelişen turizm ve bu turizmle birlikte ortaya çıkan binalaşma ve ışıklı alanların artması sonucu kumsalların yanlış kullanımı gelmektedir.

Ergin deniz kaplumbağalarının denizde yaşadığı problemler karaya nazaran daha azdır.

Denizdeki balıkçılık faaliyetleri esnasında denize bırakılan ağlar ergin deniz kaplumbağaları için sorun teşkil etmektedir. Sürat motorları veya buna benzer araçlar denizde ilerlerken kaza sonucu deniz kaplumbağalarına çarpmakta ve kaplumbağaların ölümüne veya yaralanmasına sebep olmaktadır.

Yavru deniz kaplumbağalarının karada yaşadığı problemlerin başında tilki (Vulpes vulpes), porsuk (Meles meles), köpek (Canis lupus familiaris), rakun (Procyon lator), leş kargası (Corvus corone) ve hayalet yengeci (Ocypode cursor) gibi parçalayıcı hayvanların tahribatı gelmektedir. Bu predatörlerin faaliyetleri sonucu hem yavru kaplumbağalar, hem de yumurtalar zarar görmektedir. Ayrıca çevreden gelen aydınlatma ışıklarının etkisi ile yavru kaplumbağalar yollarını şaşırmakta ve denizi bulamadan ölmektedir. Denize yakın olan yuvalar su baskını tehlikesiyle karşı karşıya gelebilmekte ve bunun sonucunda da yavru kaplumbağalar, embriyonik gelişimini

(18)

tamamlayamadan ölmektedir. Kaplumbağa yuvalarını etkileyen diğer bir faktör de yuvaları istila eden böceklerin faaliyetleridir. Yavru deniz kaplumbağalarının denizde yaşadığı problemler hakkında ayrıntılı bir bilgi yoktur. Ancak, yavrular denize ulaştıkları andan itibaren onları birçok tehlike beklemektedir. Bunların başında balıklar, kuşlar ve ağla balık avlayan balıkçılar gelmektedir.

1. 4. Deniz Kaplumbağalarının Akdeniz Ülkelerindeki Durumu

Daha önceki yıllarda yapılan çalışmalarda Akdeniz’de 5 deniz kaplumbağa türünün (C. caretta, C. mydas, E. imbricata, D. coriacea ve L. kempii), bulunduğu tespit edilmiştir (Başoğlu, 1973; Groombridge, 1990). Bunlardan sadece C. caretta ve C.

mydas ülkemizde yuvalama yapmaktadır (Baran, 1990; Baran ve diğ., 1992; Baran ve Kasperek, 1989; Başoğlu, 1973; Canbolat, 1991; Geldiay, 1983, 1984; Geldiay ve Koray, 1982; Groombridge, 1988; Hathaway, 1972). Diğer türlerden de D. coriacea’nin sahillerimizde ölü olarak bulunduğu tespit edilmiştir (Baran ve diğ., 1998; Taşkavak ve diğ., 1998).

Türkiye’nin yanı sıra Yunanistan sahillerinde de yuvalama yoğun olarak gerçekleşmektedir (Atatür, 1992; Baran ve Kasparek, 1989; Groombridge, 1988, 1990;

Margaritoulis, 1982, 1989; Margaritoulis ve Dimopoulos, 1994; Sutherland, 1985;

Warren ve Antonopoulou, 1990). Bu iki ülkenin dışında Kıbrıs, Suriye, Mısır, İsrail, Libya, Lübnan, Tunus ve İtalya sahilleri yuvalama yoğunluğu bakımından ikinci derecede öneme sahiptir (Atatür, 1992; Baran ve Kasparek, 1989; Broderick ve Godley, 1994, 1996; Broderick ve diğ., 2002; Groombridge, 1988, 1990; Kaska, 1998;

Kasparek, 1993, 1995; Laurent ve diğ., 1995; Newbury ve diğ., 2002).

1. 5. Deniz Kaplumbağalarının Türkiye’deki Durumu

Türkiye kumsallarına Akdeniz’de bulunan türlerden C. mydas ve C. caretta yuvalamak için sahillerimize çıkarken, D. coriacea, E. imbricata ve L. kempii ise Akdeniz sularına beslenmek için gelir (Nelson, 1988; Kaska, 1998). Ülkemize yuvalamak için gelen deniz kaplumbağalarından C. mydas ülkemiz sahillerinin sadece

(19)

güney-doğusuna (Samandağı, Akyatan, Kazanlı, Göksu Deltası Kızılot ve Kumluca) C.

caretta ise güney sahillerimize (Ekincik, Dalyan, Dalaman, Fethiye, Patara, Kale, Kumluca, Çıralı, Tekirova, Belek, Kızılot, Demirtaş, Gazipaşa, Anamur, Göksu Deltası, Alata, Kazanlı) yuva yapmaktadırlar. Bu yuvalama kumsalları (Şekil 1. 2) ve bu kumsallarda tespit edilen en az ve en çok yuva sayıları Çizelge 1. 1’de verilmiştir.

Şekil 1. 2: Türkiye’deki önemli deniz kaplumbağası yuvalama yerleri

Ekincik Kumsalı, Muğla ili Köyceğiz ilçesine bağlı, 0,9 km uzunluğundadır. C.

caretta için yuvalama kumsalıdır ve yuva yoğunluğu 22,2 km/yuva’dır. Dalyan Kumsalı, Muğla ili Ortaca ilçesine bağlı ve uzunluğu 4,5 km olup, yuvalama yoğunluğu bakımından en önemli kumsallardan biridir. C. caretta için yuvalama kumsalıdır.

Kumsaldaki yuva yoğunluğu 30-89 km/yuva’dır. Ayrıca bu kumsal koruma statüsü bakımından Türkiye’nin en iyi korunan kumsalıdır. Dalaman Kumsalı, Muğla ili Dalaman ilçesine bağlı olup, 10,3 km uzunluğundadır. C. caretta için yuvalama kumsalıdır ve yuva yoğunluğu 6,8-14,6 km/yuva arasında değişmektedir. Fethiye Kumsalı, Muğla ili Fethiye ilçesine bağlı olup, 8 km uzunluğundadır. C. caretta için yuvalama kumsalıdır ve yuva yoğunluğu 12,5-25 km/yuva arasında değişmektedir.

Patara Kumsalı, Antalya ili Kaş ilçesine bağlı ve uzunluğu 12 km olup, C. caretta için yuvalama kumsalıdır. Yuva yoğunluğu 5,8-12,5 km/yuva arasında değişmektedir. Kale (Demre) Kumsalı, Antalya ili Kale ilçesine bağlı ve uzunluğu 8,5 km olup, C. caretta

(20)

için yuvalama kumsalıdır. Yuva yoğunluğu 15-25 km/yuva arasında değişmektedir.

Kumluca Kumsalı, Antalya ili Kumluca ilçesine bağlı ve uzunluğu 20,5 km olup, C.

caretta ve C. mydas için yuvalama kumsalıdır. Yuva yoğunluğu 7,3-12,2 km/yuva arasında değişmektedir. Tekirova Kumsalı, Antalya ili Kemer ilçesine bağlı ve uzunluğu 3,7 km olup, C. caretta için yuvalama kumsalıdır. Yuva yoğunluğu 8,1 km/yuva civarındadır. Belek Kumsalı, Antalya ili Serik ilçesine bağlı ve uzunluğu 25 km olup, C. caretta ve C. mydas için yuvalama kumsalıdır. Yuva yoğunluğu 8-24 km/yuva arasında değişmektedir. Kızılot Kumsalı, Antalya ili Manavgat ilçesine bağlı ve uzunluğu 16,2 km olup, C. caretta ve C. mydas için yuvalama kumsalıdır. Yuva yoğunluğu 6,7-12,2 km/yuva arasında değişmektedir. Demirtaş Kumsalı, Antalya ili, Alanya ilçesine bağlı ve uzunluğu 7,4 km olup, C. caretta için yuvalama kumsalıdır.

Yuva yoğunluğu 5,4 km/yuva civarındadır. Gazipaşa Kumsalı, Antalya ili Gazipaşa ilçesine bağlı ve uzunluğu 6,8 km olup, C. caretta için yuvalama kumsalıdır. Yuva yoğunluğu 2,9-7,3 km/yuva arasında değişmektedir. Anamur Kumsalı, Mersin ili Anamur ilçesine bağlı ve uzunluğu 12 km olup, C. caretta ve C. mydas için yuvalama kumsalıdır. Yuva yoğunluğu 6,6-16,6 km/yuva arasında değişmektedir. Göksu Deltası, Mersin ili Silifke ilçesine bağlı ve uzunluğu 42 km olup, C. caretta ve C. mydas için yuvalama kumsalıdır. Yuva yoğunluğu C. caretta’lar için 1,1-2,3 km/yuva arasında C.

mydas’lar için 1,1-3,6 km/yuva arasında değişmektedir. Kazanlı Kumsalı, Mersin iline bağlı ve uzunluğu 4,5 km olup, C. caretta ve C. mydas için yuvalama kumsalıdır. Yuva yoğunluğu C. caretta’lar için 2,2-6,6 km/yuva arasında, C. mydas’lar için, 55,5-88,8 arasında değişmektedir. Akyatan Kumsalı, Adana ilinin Karataş ilçesine bağlı ve uzunluğu 21,7 km olup, C. mydas için yuvalama kumsalıdır. Yuva yoğunluğu 4,97-23,2 km/yuva arasında değişmektedir. Samandağ Kumsalı, Hatay ili Samandağ ilçesine bağlı ve uzunluğu 10,3 km olup, C. mydas için yuvalama kumsalıdır. Yuva yoğunluğu 2,03- 12,23 km/yuva arasında değişmektedir.

Son zamanlarda yuva yoğunluğu bakımında iki yeni (Alata ve Çıralı) kumsal önem kazanmaktadır. Bunlardan Alata kumsalı Mersin ili Erdemli ilçesine bağlı ve uzunluğu 3,5 km olup, C. caretta için yuvalama kumsalıdır. Yuva yoğunluğu 5,71-42,85 km/yuva arasında değişmektedir. Çıralı Kumsalı ise Antalya ili Kemer ilçesine bağlı ve 3,2 km

(21)

olup, C. caretta için yuvalama kumsalıdır. Bu kumsaldaki yuva yoğunluğu 7,2-19 km/yuva arasında değişmektedir.

Çizelge 1. 1: Türkiye kumsallarındaki kaplumbağa populasyonunun genel durumu

KUMSAL UZUNLUK

(Km) YUVA SAYISI

C. caretta C. mydas KAYNAKLAR

Dalyan 4,5 135-400 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10 , 14, 16, 18, 32, 33

Dalaman 10,3 70-150 2, 5, 14, 18, 32

Fethiye 8 100-200 2, 3, 4, 5, 14, 18, 28, 29, 30, 32, 33

Patara 12 70-150 2 2, 3, 4, 5, 8, 9, 13, 14, 17, 18, 25, 26, 31, 32, 33

Kale 8,5 30-50 2, 5, 14, 18, 32

Kumluca 20,5 150-250 7 2, 5, 14, 18, 32

Belek 30 250-600 4-8 2, 3, 5, 14, 18, 22 23, 32, 33 A. F. Canbolat (Basılmamış veri)

Kızılot 16,2 100-250 3 2, 4, 5, 14, 17, 18, 28, 29, 32

Gazipaşa 6,8 20-50 2, 5, 14, 18, 32

Anamur 12 80-200 2, 5, 14, 18, 32

Göksu Deltası 42 50-100 50-150 2, 5, 14, 18, 20, 21, 32, 33 Kazanlı 4,5 10-30 74-216 1, 2, 5, 12, 14, 18, 32

Akyatan 21,7 108-504 2, 5, 14, 18, 32

Samandağ 10,3 21-126 2, 5, 11, 12, 14, 18, 24, 32, 33

Ekincik 0,9 20 2, 5, 14, 18

Demirtaş 7,4 40 2, 5, 14, 18

Çıralı 3,2 23-61 15, 19, 27, 32

Tekirova 3,7 30 2, 5, 14, 18

Alata 3,5 20 150 Y. Kaska (Kişisel Gözlemler) C. Aymak (Basılmamış Veri)

Küçük Kumsallar

25 25 18

TOPLAM 251 1223-2626 419-1166

Çizelge 1. 1’de kullanılan kaynaklar (Kronolojik sıraya göre): 1) Baran ve diğ., 1991;

2) Baran ve diğ., 1992; 3) Baran ve diğ., 1996; 4) Baran ve diğ., 2001a; 5) Baran ve Kasparek, 1989; 6) Canbolat, 1990; 7) Canbolat, 1991; 8) Canbolat, 1998; 9) Canbolat, 1999; 10) Canbolat, 2001; 11)Coley ve Smart, 1992; 12) Durmuş, 1998 13) Erdoğan ve diğ., 2001; 14) Geldiay ve diğ., 1982; 15) Godfrey ve diğ., 1998; 16) Ilgaz ve Baran, 2001; 17) Kaska, 1993; 18) Kaska ve diğ., 2001d; 19) Oruç, 1999; 20) Peters ve Verhoeven, 1992; 21) van Piggelen ve Strijbosch, 1992; 22) Sak, 1998; 23) Sak ve Baran, 2001; 24) Smart ve Coley, 1990; 25) Taşkın, 1998; 26) Taşkın ve Baran, 2001;

27) Toker ve Demirayak, 1996; 28) Turkozan, 1998; 29) Turkozan, 2000; 30) Türkozan ve Baran, 1996; 31) Yerli, 1990; 32) Yerli ve Demirayak, 1996; 33) Yerli ve Canbolat, 1998.

(22)

Bu sayılara göre Türkiye sahillerine 1223-2626 arasında C. caretta ile 419-1166 arasında C. mydas yuvası yapılmaktadır. Bir üreme sezonunda her bir dişi üç yuva yaptığına göre (Groombridge, 1990), tahmini olarak bir sezonda 407-876 arasında C.

caretta ve 140-389 arasında C. mydas yuva yapmaktadır. Akdeniz’de toplam 2000 C.

caretta ve 300-500 C. mydas dişisi olduğu kabul edilir ve Akdeniz’deki toplam populasyonun % 25-50, C. caretta ile %70-80 arasında dişi C. mydas Türkiye sahillerine yuva yapmaktadır (Broderick ve diğ., 2002; Kaska ve diğ., 2001d).

1. 6. Türkiye Kumsallarında Yapılan Çalışmalar

1. 6. 1. Literatür Özeti

Türkiye kumsallarında deniz kaplumbağaları ile ilgili ilk çalışma Hathaway (1972) tarafından yapılmış ve C. caretta ve C. mydas’ın büyük olasılıkla Türkiye’yi ziyaret ettikleri belirtilmiştir. Daha sonra, Başoğlu (1973) tarafından yapılan çalışmada, İzmir bölgesinden iki ve Köyceğizden bir sırt kabuğu bulunmuş ve bunların C. caretta’ya ait oldukları saptanmıştır. Başoğlu ve Baran (1982) ise Ege Üniversitesi Sistematik Zooloji Kürsüsü koleksiyonlarında bulunan C. caretta’lar hakkında genel bilgi vermektedir.

Deniz kaplumbağaları üzerine yapılan ilk çalışmalar arasında Geldiay ve Koray (1982), Geldiay ve diğ. (1982), Geldiay (1983, 1984) yer almakta ve bu çalışmalar Türkiye’nin Ege ve Akdeniz kıyılarında yaşayan C. caretta ve C. mydas deniz kaplumbağalarının populasyonları ve bu kaplumbağaların korunmaları ile ilgili araştırmaları kapsamaktadır. Baran ve Kasparek (1989) ve Baran ve diğ., (1992) ise deniz kaplumbağalarının Türkiye kıyılarındaki önemli yuva yapma yerlerini ve bu bölgelerdeki sorunları saptamış, ve bu çalışmalarda Ülkemiz sahillerinde yuvalama yoğunluğu açısından önemli 17 bölge tespit edilmiştir. Ayrıca bu kumsallardan 13 tanesinin birinci derece öneme sahip olduğu belirtilmektedir. Türkiye kumsallarında yapılan diğer populasyon çalışmaları Çizelge 1. 1’de verilmiştir.

Baran ve diğ. (2001b) Deniz kaplumbağaları yavru ve yumurtalarına etki eden bazı invertabratlar üzerine incelemeler yapmıştır. Oruç (2001), Doğu Akdeniz’de ağ ile balık avının deniz kaplumbağaları üzerine etkisi üzerine incelemelerde bulunmuştur.

(23)

Türkozan ve diğ. (2001), deniz kaplumbağaların karapas plak varyasyonları üzerine araştırmalar yapmışlardır. Kaska ve Furness (2001) Akdeniz’deki deniz kaplumbağası yumurta ve yavrularında ağır metalleri araştırmışlardır. Türkozan ve Durmuş, (2000), çorba kaplumbağalarının beslenme alanları ile ilgili araştırmalar yapmıştır.

Embriyolojik çalışmalar olarak Türkozan ve Durmuş (2001) Türkiye’de albino C.

caretta ve C. mydas yavrular üzerine incelemelerde bulunmuştur. Kaska ve Downie (1999), C. caretta ve C. mydas’ların Akdeniz’de embriyolojik gelişimleri üzerine araştırmalar yapmışlardır.

Sıcaklık ve cinsiyet tahminleri üzerine yapılan çalışmalar olarak, Kaska ve diğ.

(1998), Doğu Akdeniz’deki C. caretta ve C. mydas yuvalarındaki doğal sıcaklık rejimlerini, yine Kaska (2000a), C. caretta ve C. mydas yuvalarındaki predasyonlar ve bunların cinsiyete etkisini araştırmıştır. Kaska ve diğ. (2001c), deniz kaplumbağalarında sıcaklığa bağlı cinsiyet tayinleri yapmıştır. Casale ve diğ. (2000), Akyatan Kumsalı’nda C. mydas türüne ait cinsiyet oranları üzerinde çalışmalarda bulunmuştur.

Genetik çalışmalar olarak, Kaska (2000b) Akdeniz deniz kaplumbağa populasyonlarının genetik yapısı hakkında çalışmalar yapmıştır. Kaska ve diğ. (2001a), deniz kaplumbağalarının genetik materyallerini toplayıp PCR ile kopyalamışlardır.

Bu çalışmalarla ilgili bir çok sempozyumda bildirilerde bulunmaktadır (Kaska ve diğ. 2001c ve Baran ve diğ., 2001a gibi).

1. 6. 2. Akademik Çalışmalar

Deniz kaplumbağaları üzerine ülkemizde ilk yüksek lisans tezi Göde (1988) tarafından yapılmıştır. Bu yüksek lisans tezinde Dalyanköy’de deniz kaplumbağalarının yumurta verimliliği üzerine araştırma yapılmıştır. Canbolat (1990) yüksek lisans tezinde Dalyan kumsalına yuva yapan deniz kaplumbağaları üzerine incelemeler yapılmıştır.

Kaska (1993) tarafından Kızılot ve Patara Kumsalları’nda yapılan yüksek lisans tezinde C. caretta üzerine populasyon çalışması yapılmıştır. Türkozan (1994) Fethiye

(24)

Kumsalı’ndaki deniz kaplumbağaları populasyonlarının dağılımları üzerine araştırmalar yapmıştır. Ilgaz (1998) ise Kuzey Karpaz ve Dalyan Kumsalları’nda gerçekleştirdiği yüksek lisans çalışmasında deniz kaplumbağaları populasyonları ile yavru çıkışına etki eden ekolojik şartlar üzerine araştırma yapmıştır. Çıtak (1998), yüksek lisans tezinde farklı ekolojik şartların deniz kaplumbağa türlerinin embriyolojik gelişimleri üzerine etkilerini araştırmıştır. Bu tezleri takip eden bir diğer yüksek lisans tezi ise Taşkın (1998) tarafından gerçekleşmiş ve Patara Kumsalı’nda yaptığı çalışmada deniz kaplumbağası populasyonunun embriyolojik gelişimi üzerine çalışmalar yapmıştır. Sak, (1998) tarafından yapılan çalışma da Belek Kumsalı’nda deniz kaplumbağalarının populasyonu üzerine incelemelerde bulunmuştur. Türkiye kumsallarında yapılan son yüksek lisans çalışması ise Turpçulu (2001) tarafından Fethiye-Yanıklar Kumsalı’nda yapılmış olup, deniz kaplumbağa yavruları gelişimine sıcaklığın etkisi ve yavru morfolojisi üzerine araştırmalar yapılmıştır.

Ülkemiz kumsallarında yapılan doktora çalışmaları ise Kaska (1998), Canbolat (1997), Durmuş (1998) ve Türkozan (1998) tarafından gerçekleştirilmiştir. Kaska (1998), Kuzey Kıbrıs Kumsalları’nda deniz kaplumbağaları embriyolojileri, ekolojileri, evrimsel gelişimleri ve cinsiyet değişimleri üzerine, Canbolat (1997), Dalyan ve Patara Kumsalları’nda C. caretta populasyonlarının biyolojisi üzerine, Türkozan (1998), Fethiye ve Kızılot Kumsalları’nda deniz kaplumbağaları populasyonları üzerine, Durmuş, (l998) ise Kazanlı ve Samandağ Kumsalları’nda deniz kaplumbağası populasyonlarının biyoloji ve ekolojileri üzerine araştırmalar yapmıştır.

1.7. Amaç

Teknolojik bakımdan gelişen dünyamızda artan çevre sorunları, canlıların yaşama ortamlarını ve dolayısıyla bazı canlıların nesillerinin devamını tehlikeye sokmaktadır.

Bu nedenle yaşama alanlarında doğal olarak çoğalan ve hayatlarını devam ettiren canlıları koruma altına almak gerekmektedir. Özellikle deniz kaplumbağaları gibi nesli tükenmekte olan canlıların üreme sahillerinin turizm gibi faktörlerden dolayı doğal özelliklerini kaybetmesi sonucu hem üreme alanlarının tahrip olması, hem de

(25)

populasyon sayılarında azalma meydana gelmiştir. Predasyon ve ıslak alanda kalma gibi faktörlerde yuvaların zarar görmesine neden olmaktadır. Bu faktörlerden dolayı deniz kaplumbağa yuvalarının korunması ve yavru çıkış başarısının artırılması için, yuvaların kum üstü kafesleme, kum altı kafesleme ve tel örgü ile çevrili bir alana taşınması yöntemlerinin başarı durumları karşılaştırılmıştır.

(26)

İKİNCİ BÖLÜM

MATERYAL VE METOT

2. 1. Çalışma Alanlarının Tanıtımı

Deniz kaplumbağa yuvalarının korunması çalışması Muğla iline ait Fethiye, Dalyan ve Dalaman Kumsalları’nda yapılmıştır. Dalyan Kumsalı’nda diğer iki kumsaldan farklı olarak tilki predasyonu fazla olduğu için tel örgü ile çevrilmiş bir kuluçka alanı inşa edilmiş diğer kumsallarda kum altı ve kum üstü kafesler kullanılmıştır.

2. 1. 1. Fethiye Kumsalı

Fethiye sahili, Muğla ili sınırları içine yerleşmiş, yaklaşık 8 km uzunluğunda deniz kaplumbağalarının yuvalamak için geldiği önemli kumsallarımızdan biridir. Yuvalama sezonu boyunca incelenen Fethiye kumsalı, Akgöl sahili, Yanıklar sahili ve Çalış sahili olmak üzere üç alt bölgeden oluşur (Şekil 2. 1).

Birinci bölge olan Akgöl sahili, kuzeyde İnceburun ile başlar ve güneyde Kargı çayı ile sonlanır. Uzunluğu yaklaşık 1,2 km olan bu sahilin genişliği ortalama 50 metredir.

Sahilin alçak bölgeleri çapı 2 cm kadar olan çakıl taşları içerir. Bu alanın 300-400 metrelik bir kısmı taşlık bir alana sahip olduğundan yuvalama sahili olarak fazla tercih edilmez. İnceburun mevkisinde bir adet kafeterya mevcut olup gündüzleri faal durumdadır. Kumsalın orta kısmında binalar yapılmaktadır. Kumsalın arka bölgesinde sahile paralel uzanan stabilize yol vardır. Yolun arka kısmında ise tarım alanları mevcuttur. Tarım alanları genellikle meyve bahçelerinden oluşmuştur.

İkinci bölge olarak bilinen Yanıklar sahili Kargı çayının denize birleştiği noktadan başlar ve Çalış Tepe’ye kadar uzanır. Uzunluğu yaklaşık 4 km kadar olan bu sahilin genişliği 50 ile 80 metre arasında değişir. Sahilin başlangıç kısmında kamp alanları bulunmaktadır. Sahilin birinci kilometresinde Tuana Tatil Köyü ve Botanik Otel bulunmaktadır. Kumsalın hemen arka kısmı, genellikle kızıl çam (Pinus brutia) ve

(27)

sığala (Liquidambar orientalis) ağaçlarından oluşmuş ormanla kaplıdır. Orman, içerisinde vahşi hayata ait canlıları barındırmaktadır. Ormanlık alanın sonunda geniş kumluk alan bulunmaktadır. Kumsalda son yıllarda dalgaların yükselmesi ile birlikte taşlık alan artmıştır. Kumsalın son kısmında Gençlik Kampı yer alır. Kumsalın turistik bakımdan kullanımı yaygın değildir. Yabancı turistlerden ziyade yerli turistler yüzmek için ve balık avlamak için kullanmaktadırlar. Ayrıca bu bölgede surat motorları, su kayağı, jet ski ve sörf yapmak oldukça yaygındır. Kumsalın sonlarına doğru bulunan küçük bir dere sahili ikiye bölmektedir. Ayrıca tüm sahil boyunca tek yıllık bitkiler sahili kaplamaktadır. Bunlar arasında kum zambakları (Pancratium maritimum) ve sütleğenler (Euphorbia sp.) baskın tür olarak göze çarpmaktadır. Sahilin son kısmında bulunan Çalış Tepe içerisinde iki küçük kumsal bulunmaktadır.

Üçüncü alt bölge olan Çalış sahili, Çalış Tepe ile başlar ve sahilin sonundaki anayola kadar uzanır. Uzunluğu yaklaşık 2,6 km kadar olan sahilin genişliği 17-19 m arasında değişir. Bu sahil iki bölümde incelenir. Birinci bölüm turizmin fazla gelişmediği ve genellikle taşlık bölgeden oluşan kısımdır. Bu bölgede yabancı turistlerden ziyade yerli turistler bulunmaktadır. Bu bölgenin arka kısmından stabilize bir yol geçer. Bu yolun arka tarafında meyve bahçelerinden oluşmuş tarım alanları, evler ve küçük pansiyonlar bulunur. Ayrıca bu bölgede ağaçlandırma çalışmaları yapılmıştır. Bu bölümün son kısmında dolmuş durağı bulunur. Devam eden kıyı boyunca turizm açısından gelişmiş, kumul alandan oluşan ikinci bölüm vardır. Bu bölüm üzerinde şezlonglar ve güneş şemsiyeleri vardır ve gün boyunca turizm açısından aktiftir. Her ne kadar geceleri sahile girmek yasak olsa da insanlara rastlanmaktadır. Kumsalın arka bölümünde yürüme yolu ve bu yürüme yolunun arkasında da oteller ve restaurantlardan oluşmuş bir kordon vardır. Gündüzleri yerli ve yabancı turistlerin denize girmesi, geceleri binalardan gelen ışık ve gürültüler sahili olumsuz etkilemektedir.

(28)

Şekil 2. 1: Fethiye Kumsalı’nın genel görünüşü

(29)

2. 1. 2. Dalyan Kumsalı

Dalyan Kumsalı, batıda Ekincik, doğuda Dalaman Kumsalları arasında yer alır. Yuva yoğunluğu bakımından ise birinci derece öneme sahip kumsallarımızdan birisidir (Şekil 2. 2). Bu bölge genel olarak tektonik kökenli ve 55 km2’lik bir alana sahip Köyceğiz Gölü ile bu gölü denize bağlayan 10 km uzunluğundaki kanal, kanalın denize yaklaştığı yerde deltaik bölge ve bunun önünde yer alan kumsaldan oluşmuştur (Canbolat, 1999).

Dalyan halkının geçim kaynağı tarım ve turizm sektörüne bağlıdır. Ayrıca bu bölgeye Fethiye, Ekincik, Marmaris, Göcek, Ortaca ve Sarıgerme bölgelerinden günübirlik turlarla ziyaretler gerçekleşmektedir. Kırsal kesimdeki tarım sektörünün başında pamukçuluk gelmektedir. Buna ilaveten balıkçılık ve arıcılık da önemli geçim kaynaklarından biridir. Ayrıca Küçük Dalyan mevkisinde yer alan Balık Üretme Çiftliği (DALKO) faaliyetlerini sürdürmekte ve bölgeye ek bir gelir getirmektedir. Kumsalın her iki uç bölgesinde sabah 800 akşam 800 saatleri arasında çalışan ve turistlerin günü birlik olarak ziyaret ettikleri büfeler bulunmaktadır. Bu büfelere günlük ortalama 3000 civarında turist ziyaret etmektedir. Dalyan kumsalının uzunluğu 4,5 km’dir. İztuzu sahili büfesinin doğusunda çam (Pinus brutia) ağaçlarıyla kaplı dağ yükselmektedir.

Büfe ile kazıkların bulunduğu bölgede yoğun bir şekilde şemsiye ve güneş yatakları bulunmaktadır. Kazıklar ile deniz arasındaki faaliyetler yasaklanmış olup, nemli alan bir ip vasıtasıyla ayrılmıştır. Bu büfenin önü devamlı olarak nemli olduğu için yuva başarısının düşmesine sebep olmaktadır. Boğaz bölgesindeki büfenin güneyinde deniz kuzeyinde de Dalyan lagünü bulunmaktadır. Dişi kaplumbağalar yuvalamak için denizden geldiği gibi, lagünün bulunduğu taraftan da sahile çıkabilmektedirler. Büfenin batısında bulunan boğaz, deniz ile lagünü birbirine bağlamaktadır. Dalyan lagünü sahil boyunca İnceburun mevkisine kadar devam etmektedir. İztuzu mevkisinde yüksek ve dik kayalıklardan oluşan İnceburun Tepesi başlar. Bu tepenin kuzeyinde Sülüngür Gölü, güneyinde ise İztuzu Gölü bulunur. Ayrıca sahil boyunca çakılan numaralandırılmış kazıklar yuvaların tespitinde ve yuva yerlerinin belirlenmesinde de kullanılmaktadır.

Boğaz bölgesinden başlamak üzere her 10 metreye kazık çakıldığı için metin içindeki yuva yerleri ve kumsal bölgeleri bu kazık sistemindeki numaralara göre tanımlanmıştır.

(30)

Şekil 2. 2: Dalyan Kumsalı’nın genel görünüşü

(31)

2. 1. 3. Dalaman Kumsalı

Dalaman kumsalı Muğla ili Dalaman ilçesi sınırları içerinde bulunmakta ve 10,3 km uzunluğundadır. Deniz kaplumbağalarının yuvalama sahili olarak seçtikleri bu kumsal batıdan doğuya doğru dört bölge olarak incelenmektedir. Bu bölgeler, otellerin yoğun olarak bulunduğu Sarıgerme Kumsalı, Sarısu ile Dalaman Çayı arasındaki ikinci bölge, Dalaman Çayı ile Tersakan Çayı’nın arasında kalan üçüncü bölge ve son olarak Tersakan Çayı ile Hodul Tepesi arasında kalan dördüncü bölgeden ibarettir (Şekil 2. 3).

Sarıgerme Çevre Eğitim Derneği (SARÇED) ve otellerin bulunduğu kumsal 1800 m uzunluğunda ve turizm açısından oldukça ilerlemiş olan bölgedir. Bu kumsalda bulunan Aldiana, Magic Life ve İber Otelleri ve su sporları kulübü ile birlikte deniz kaplumbağalarının nesillerini tehdit eden binalar bulunmaktadır. Bu binaların arka kısmında çam ağaçları ile dağlar bulunmaktadır. Geceleri her 200 m aralıklarla dikilmiş projektörler ve otellerin ışıkları sayesinde sahil devamlı olarak aydınlıktır. Ayrıca sahilin kumları her sabah saat 0600 - 0700 arasında düzlendiği için deniz kaplumbağalarının izlerinin tespiti zorlaşmaktadır. Bunun yanı sıra haftada bir sahilin kumu 30 cm derinliğe kadar tırmıklama ve eleklerden geçirilerek temizlenmektedir.

Ortaca Belediyesi Dinlenme Tesisleri’nin bulunduğu Sarısu ile Dalaman Çayı arasında kalan alan 1900 m uzunluğundadır. Kumsalın 100-800 metreleri arasında dinlenme tesisi ve çadır kampı bulunmaktadır. Kumsalın kalan kısmı ise çam ağaçları ve makiden oluşmuş geniş arazi ile çevrelenmiştir. Bu alanın gerisinde tarım alanları mevcuttur.

Sahilin kullanımının yoğun olduğu bölge çadır kampının bulunduğu alandır. Bu kumsal Dalaman Çayı’nın denizle birleştiği bölgede sonlanır. Üçüncü bölge ise Dalaman Çayı ile başlayan ve Tersakan Çayı ile sonlanan 4.5 km uzunluğundaki kumsaldır. Kumsalın arka kısmı sulak alan olduğu için sazlıklarla kaplı olup, 3. km’de bulunan dalgakıran ile ikiye bölünmüştür. Dalgakıran ile Tersakan Çayı arasında Dalaman Havaalanı bulunmaktadır. Diğer bölge ise Tersakan Çayı ile başlayıp Hodul Tepesine kadar devam eden 2100 m uzunluktaki kumsaldır. Bu kumsalın arka kısmı sazlıklarla kaplı olup, Kükürtlü Gölü bulunmaktadır.

(32)

Şekil 2. 3: Dalaman Kumsalı’nın genel görünüşü

(33)

2. 2. Araştırma Yöntemleri

Bu çalışma, Muğla İli sınırları içerisinde yer alan ve Fethiye, Dalyan ve Dalaman Kumsalları’nda 2000, 2001 ve 2002 üreme sezonlarında yapılmıştır. Yapılan populasyon çalışmalarının yanı sıra deniz kaplumbağalarını koruma amaçlı 3 farklı yöntem kullanılmıştır. Bu yöntemler, kum altına tel kafes yerleştirilerek yuvaların korunması, kum üstü tel kafes konularak yuvaların korunması ve yuvalardaki yumurtaların taşınarak korunmasıdır. Bu çalışmalar farklı sahillerde ortalama 8-10 kişiden oluşan araştırmacıların yardımıyla yürütülmüş ve deniz kaplumbağalarının sahildeki faaliyetleri incelenmiş, yuvalama ile sonuçlanan çıkışlarda yuvalar koruma altına alınmıştır.

2. 2. 1. Yuvaların Yerinde Korunması

İki farklı yöntemle deniz kaplumbağaları yuvaları korunmuştur.

2. 2. 1. 1. Kum Altı Tel Kafes Yerleştirilerek Yuvaların Korunması

Bu yöntem, Dalaman Kumsalı’nda uygulanmıştır. Kum altı tel kafesler yumurta çemberi bulunduktan sonra yuvanın merkezi kafesin ortasında kalacak ve yüzeyden 15 cm derine, 72x72 cm ebatlarında ve göz aralıkları 9x9cm olan tel kafesler yumurtlamadan hemen sonra yerleştirilmiştir (Şekil 2. 4). Predatörlerin, kafesin yerini değiştirmemesi için, kafesleri kenarlarından tahta kazıklar vasıtasıyla kuma sabitlenmiştir.

Şekil 2. 4: Kum altı tel kafes

(34)

2. 2. 1. 2. Kum Üstü Kafes Yerleştirilerek Yuvaların Korunması

Bu yöntem, Fethiye Kumsalı’nın Çalış sahilinde uygulanmıştır. Yuvalamadan hemen sonra yumurta çemberi bulunarak ölçüleri alındıktan sonra yumurta çemberinin üzerine 100 cm yüksekliğinde ve 70x70 cm boyutlarında kum üstü kafesler yerleştirilmiştir (Şekil 2. 5a). Yavru çıkış sezonunda yuvaların 40. gününden itibaren bu kafeslerin çevreleri plastik telle kaplanarak yavruların çevreye dağılmaları engellenmiştir (Şekil 2.

5b).

Şekil 2. 5: Kum üstü tel kafes(a), yavru çıkış dönemi kum üstü tel kafes (b) 2. 2. 2. Yuvaların Taşınarak Korunması

Fethiye, Dalyan ve Dalaman Kumsalları’nda yuvaların taşınarak korunması çalışması uygulanmıştır. Ancak üç sahildeki koruma yöntemi birbirinden farklıdır. Fethiye ve Dalaman Kumsalları’nda yumurtalar doğal yuvalarından alınarak dalgaların ulaşamayacağı bir alana taşınırken Dalyan Kumsalı’nda yuvalar, etrafı tel kafesle çevrili alana taşınmıştır.

(35)

2. 2. 2. 1. Kuluçka Alanı Kurulacak Sahil ve Alanın Seçimi

Dalyan Kumsalı’nda predasyon oranı türün devamını tehlikeye sokacak büyüklüktedir. Özellikle 1991 yılında 271 yuvanın 129 (%47,6)’u, 1992 yılında 217 yuvanın 112 (%51,61)’si, 1993 yılında 235 yuvanın 87 (%37,02)’si (Canbolat, 1997), 1999 yılında 276 yuvanın 152 (%55,07)’si (Canbolat, 1999) predasyona uğramıştır.

Dalyan Kumsalı’nda kum hareketleri, yuva yerlerinin kaybolmasına veya taşınmasına neden olacak büyüklüktedir. Dalyan Kumsalı’nda sahilin eğimi bazı bölgelerde azdır ve buna bağlı olarak yuvalar su baskınına maruz kalacak yerlerde bulunmaktadır. Ayrıca kumsalın tamamı turistik aktivitelere açıktır ve turizmle gelen olumsuz etkilerden direk olarak etkilenmektedir. Bu nedenlerden dolayı Dalyan Kumsalı kuluçka alanı kurulacak sahil olarak seçilmiştir.

Kuluçka alanı kurulacak sahil seçildikten sonra kurulacak olan bölge de dikkatle seçilmiştir. Özellikle seçilen bölgenin embriyo gelişimi için elverişli olması, yumurtalardan yavru çıkış başarısının yüksek olduğu, ulaşımın ve kontrolün kolay olduğu alan olması hususları göz önünde bulundurulmuştur. Bununla beraber seçilen alan, yuvadan çıkan yavruların cinsiyet oranlarını doğal oranda tutacak sıcaklığa sahip bir alandır. Bunun için daha önceki senelerde çıkarılan sıcaklık profillerinden yararlanılmıştır. Embriyonun kolaylıkla gaz alışverişi ve nem alışverişi yapabileceği bir alan seçilmiştir. Bunu anlamak için daha önceki senelerde yavru çıkış başarısının yüksek olduğu alanlar tespit edilmiş ve diğer etmenlere uyan en uygun bölge seçilmiştir.

Alanın seçiminde, yakınlarında veya üzerinde bitki vejetasyonu olmamasına dikkat edilmiş ve bitki vejetasyonundan uzak olan bölgede kuluçka alanı inşa edilmiştir.

Başarılı yavru çıkışı gözlenen yuvaların niteliklerine bakılarak ideal bir yuvanın profili çıkarılmış ve kum tane büyüklüğü gibi buna en yakın değerde olan bölge seçilmiştir.

Seçilen alanın eğimi ve denize olan uzaklığı bakımından herhangi bir su baskınına maruz kalmayacak bir bölgede olmasına dikkat edilmiştir.

Yukarda bahsedilen faktörlerin hepsi göz önünde bulundurularak kuluçka alanı Dalyan Kumsalı’nda kampın önüne (Boğaz-İztuzu istikametinde 2300. metreye) inşa

(36)

edilmiştir. Böylece Dalyan Kumsalı’nda kurulan kuluçkalık, sahili ortadan ikiye ayırdığından, her iki bölgenin kontrolü daha kolaylaşmıştır.

2. 2. 2. 2. Kafesli Alanın Hazırlanması

Kafesli bölgenin alana taşınacak yuvaların sayısına uygun büyüklükte olması düşünülerek ilk planda 100 yuvaya hizmet verecek şekilde 10x15 m boyutlarında hazırlanmıştır (Şekil 2. 6a). Yuvalar arasında herhangi bir etkileşimin olmaması için her bir yuva arasındaki mesafe en az 1 metre olarak ayarlanmıştır (Şekil 2. 6b). Özellikle insanların ve predatör canlıların bu bölgeye girişini engellemek için, bu alan tel örgüyle çevrilmiştir ve günlük kontrollerin yapabilmesi için bir köşesine kapı yapılmıştır. Çukur kazan predatörlerin kafesli alana ulaşabilecekleri düşünülerek, tel kafes yarım (0,5 m) metre derinliğe ve bazı predatörlerin ise üstten atlayarak girebilecekleri düşünülerek 2 metre yüksekliğe kadar yükseltilerek tilki, köpek veya porsuk gibi hayvanların içeriye girmeleri engellenmiştir.

Telin gözenek büyüklüğü de bu çerçevede küçük (2-3 cm) olarak seçilmiştir. Kafesli alandaki yuvaların üzerinde yürünmemesi ve yuvalara zarar verilmemesi için önlemler alınmıştır. Düzenli olarak gelen ziyaretçilerin (öğrenci, araştırıcı, gönüllü vb.) kapalı alan içerisinde önceden belirlenmiş bir yoldan yürümeleri sağlanmıştır. Yavru çıkış esnasında yuvalar, sık sık kontrol edilmiştir ve çıkan yavruların denize kumsalın değişik yerlerinden, özellikle yuvanın orijinal yerinden veya yakın bölgelerinden ulaşmaları sağlanmıştır. Yavru çıkışı olabilecek yuvanın etrafı 40. günden itibaren karton kutularla çevrilmiş ve yavruların etrafa dağılmaları engellenmiştir.

(37)

(a)

(b)

Şekil 2. 6: Kuluçka alanı (a), Kuluçka alanı içinde yuvaların yerleşimi (b) 2. 2. 3. Gece Çalışmaları

Kumsallarda gece çalışmaları 2100’de başlamış ve saat 0400’ de sona ermiştir. Fethiye Kumsalı’nda gece çalışmaları ikişer kişilik gruplarla, 8-10 kişilik bir ekiple yapılmıştır.

Yapılan devriyeler esnasında mevcut yuvalar kontrol edilerek, yuvalama ile sonuçlanan çıkışlarda yuva yerleri bulunarak işaretlenmiştir. Yuva dalgaların ulaşabileceği bir alanda ise daha güvenli bir bölgeye taşınmıştır. Turistik faaliyetlerin yoğun olduğu bölgelerde yapılan yuvalara kum üstü tel kafes yerleştirilmiştir.

(38)

Dalyan Kumsalı’nda gece çalışmalarına başlamadan önce kuluçka alanının dış kenarları 2 m eninde düz bir tahta parçasıyla silinmiş, gece boyunca gelebilecek predatörlerin ayak izlerinin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Yuvalama ile sonuçlanan çıkışların denizden uzaklığı, yuvanın yapıldığı bölge, yuva derinliği ve yumurta sayısı not edilmiştir. Yuvalama ile sonuçlanan çıkışlarda yuva su baskını, predasyon gibi tehlikelere maruz kalabilecek durumda ise yumurtalar doğal yuvalarından alınarak kuluçka alanına taşınmıştır. Taşıma esnasında plastik kovalar kullanılmıştır. Yumurta çemberi bulunduktan sonra yumurtaların bulunduğu alan dikkatli bir şekilde ortaya çıkarılmış, taban kısmı kumla kaplanmış plastik kovaya yerleştirilmiştir. Isı kaybının olmaması için plastik kovanın üst yüzeyi kumla kaplanmıştır. Yumurtalar sarsılmadan kuluçka alanına taşınmıştır. Yumurtalar, doğal yuva ile aynı ölçüde inşa edilmiş olan yeni yuvasına nakledilmiştir. Yuvanın ön tarafında bulunan tabelaya yuvalama tarihi, yumurta sayısı ve yuva no’su yazılmıştır. Ayrıca gece çalışmaları esnasında doğal ortamında bulunan yuvalar da kontrol edilerek, predasyona uğrayıp uğramadıkları saptanmıştır.

Dalaman Kumsalı’nda gece çalışmaları ikişer kişilik gruplarla, 8-10 kişilik bir ekiple yapılmıştır. Yapılan çalışmalar esnasında mevcut yuvalar kontrol edilerek, yuvalama ile sonuçlanan çıkışlarda yuva yerleri tespit edilerek, kum altı tel kafes yerleştirilmiştir.

Denize çok yakın yuvalar dalgaların ulaşamayacağı alana taşınmıştır. Yuvadan çıkan yavruların güvenli bir şekilde denize ulaşmaları sağlanmıştır.

2. 2. 4 Gündüz Çalışmaları

Gündüz çalışmaları Fethiye Kumsalı’nda saat 600’da başlamıştır. İki kişiden oluşan 3 grup, sahilde mevcut yuvaların yerlerini kontrol etmek suretiyle anaç ve yavru çıkışları kontrol edilmiştir. Yeni yuva var ise yuvanın durumuna bakılarak, gerekli koruma işlemleri yapılmıştır. Yavru çıkış döneminde yuvadan çıkan yavruların izleri takip edilerek yuvadan çıkan yavru sayısı belirlenmiştir. Ayrıca denize ulaşan ve ulaşamayan yavrular belirlenerek, denize ulaşma nedenleri saptanmıştır. Turistik faaliyetlerin olduğu bölgelerdeki yuvalar gün boyunca takip edilerek yuvaların zarar görmesi engellenmiştir.

(39)

Gündüz çalışmaları Dalyan Kumsalı’nda sabah 05 00’de başlamış ve bütün sahil iki kişilik bir grupla kontrol edilmiştir. Gündüz çalışmaları boyunca sahilde bulunan mevcut yuvaların korunması ve yuvaların taşındığı alana ziyarete gelen turistleri bilgilendirme çalışmaları yapılmıştır. Kafesli alana taşınan yuvalar tüm gün boyunca kontrol altında tutulup herhangi bir tehlikeye maruz kalmaması için bütün önlemler alınmıştır. Kafesli alanın duvarlarına Türkçe ve İngilizce olmak üzere kısa bilgiler yazarak kuluçka alanının yanından geçen turistlerin bilgilenmesi sağlanmıştır. Dalyan Boğazı’nın batısında bulunan Küçük Kumsala kontroller Özel Çevre Koruma Kurumu’nun Projede kullanılmak amacıyla tahsis ettiği ‘ÇEVRE KORUMA 1’

teknesiyle günlük olarak gerçekleşmiştir. Ayrıca bu tekne yardımıyla kaçak tekneler uyarılarak geceleri bölgeyi terk etmeleri sağlanmıştır.

Dalaman Kumsalı’nda gündüz çalışmaları saat 0530’da başlamıştır. İki kişiden oluşan üç grupla tüm sahil kontrol edilmiştir. Gece çalışmaları esnasında gözden kaçan yuvalar gündüz çalışmaları esnasında tespit edilerek yuva bilgileri not edilmiştir. Sahili ziyarete gelen yerli ve yabancı turistlere bilgilendirme çalışmaları yapılmıştır.

2. 2. 5. Yuva Bilgilerinin Kaydedilmesi

Yuvaların bulunması, gece ve gündüz araştırmaları esnasında anaç kaplumbağaların izlerinden yuva yerleri bulunmuştur. Yuvaların sabit en az iki noktadan ölçüsü alınmıştır. Daha sonra taş veya küçük kazıklarla yuva yerine belirtici işaretler konmuştur. Yavru çıkışı tamamlandıktan sonra, yuva kontrol kazımı yapılırken yüzeyden yuvanın en alttaki noktasına kadar mezuro yardımı ile ölçülen kısım yuva derinliği olarak kaydedilmiştir. Taşınan yuvalarda ise yuva derinlik ölçülerinin alınması, yumurtaların doğal yerlerinden toplanması esnasında gerçekleşmiştir.

Kafesli alana taşınan yuvalarda yumurtaların toplanma işlemleri için yumurtalar yuvadan taşındığı zaman yumurta sayısı, yuva derinliği gibi yuva yapısı ile ilgili bilgiler not edilmiştir. Yumurtalar yumurtlama işleminden sonra en fazla 24 saat içinde yeni

(40)

yuva yerlerine taşınmıştır. Ancak, kısmi predasyon durumunda en az 20 günlük veya daha fazla olan yuvalar taşınmıştır.

Yumurtaların taşınması esnasında yumurtaların zarar görmemesine özen gösterilmiştir. Yumurtalar sert taşıyıcılarla taşındığı zaman hasar görebileceğinden, taşınma esnasında plastik bir kovanın dibine 5 cm ve ısı kaybının en aza indirilmesi için kovanın üst yüzeyine 5 cm kum yerleştirilerek taşıma işlemi gerçekleştirilmiştir (Şekil 2. 7). Aynı gecede taşınan yuvalardaki yumurtalar birbirleriyle karıştırılmamıştır.

Yumurtaları elle tutarken ve yuvaya yerleştirirken dikkatli olunarak herhangi bir hasar görmemesine özen gösterilmiştir.

Şekil 2. 7: Deniz kaplumbağası yumurtalarının taşınma işlemi

Doğal bir yuvadaki yumurtaların arasında kum miktarı azdır. Bu nedenle suni yuva yapısında da yumurtalar arasında kum olmamasına özen gösterilmiştir. Yuvanın üst kısmı ince kum ile doldurularak kum sıkı bir şekilde preslenmiştir.

2. 2. 6. Yavru Çıkışı ve Yavruların Serbest Bırakılması

Genellikle yuva yüzeyinde yavru çıkışından 2-3 gün önce çöküntü olur. Yavrular yumurtadan çıkarken yumurta kabuğunun içine kum girdiğinden dolayı yumurta çemberi çöker ve yüzeye doğru bir yol açılır. Kum yüzeyinin gece soğumasıyla yavrular yüzeye çıkmaya başlar. Yavruların çoğu, yuvadan ilk gecede çıkarlar. Yavrular, daha sonraki günlerde yavaş yavaş çıkmaya devam eder ve çıkışın tamamlanması bir haftayı bulmaktadır.

Referanslar

Benzer Belgeler

Üstün zekâ, çoklu zekâ, üstün yetenek, özel yetenek, üstün potansiyel gibi kavramlarla ilgili ifade ve tanım karmaşası günümüz Türkiye’sinde de devam etmektedir..

The designed PFAG gate full adder is then cascaded together to form the multiplier circuit, which consists of 8 full adder, 4 half adder and 16 AND gates.Eventhough the number

2013 年北醫大宜蘭區校友會記盛 臺北醫學大學宜蘭校友聯誼會每年三月第一週日定期歡聚,今 年為配合校方行程,特別調整為 3 月

針對本次年會的主題,特別邀請了中央選 舉委員會主任委員張博雅擔任主持人,中 央研究院副院長陳建仁擔任引言人,並進 行

吳立偉醫師表示,電燒的成功與否取決於腫瘤是否得以清除乾淨,利用多極電燒的

Göcek Liman Başkanlığı yetkilileri de 10 gündür gözle görülür şekilde yaşanan çekilmeye ilk kez tanık olduklarını, benzerinin Göcek'te de görüldüğünü söyledi..

(2009) Türkiye’nin batı ve doğu Akdeniz kıyılarında tespit edilen haplotiplerle Kalabriya (İtalya)’dan tespit edilen haplotipleri karşılaştırmış ve Kalabriya ile