• Sonuç bulunamadı

KURUMLAR VERGİSİ UYGULAMASINDA ÖZELLİK ARZ EDEN HUSUSLAR

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "KURUMLAR VERGİSİ UYGULAMASINDA ÖZELLİK ARZ EDEN HUSUSLAR"

Copied!
40
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

KURUMLAR VERGİSİ

UYGULAMASINDA

ÖZELLİK ARZ EDEN

HUSUSLAR

(2)

SORU:

İş ortaklığı faaliyetinin 2014 yılı içinde sonlandığı durumda iş ortaklığı kazancına ait kurumlar vergisi beyannamesi ne zaman verilecektir?

CEVAP: Faaliyeti 2014 yılı içinde sona eren iş

ortaklığının 2014 yılı içinde elde ettiği kazançların 01-

25 Nisan 2015 döneminde verilecek olan kurumlar

vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir.

(3)

SORU: İş ortaklığından doğan zarar kurum kazancından indirilebilir mi?

CEVAP: Kurumlar vergisi mükelleflerinin

zararlarının, bu mükelleflerin ortaklarınca

indirilebilmesi mümkün olmayıp aynı durum

kurumlar vergisi mükellefi iş ortaklarının

zararları için de geçerlidir.

(4)

SORU:

İş ortaklığının tasfiyesinin tamamlanması ve faaliyetinin zararla sonuçlanması halinde, tasfiye sonucu oluşan zarar kurum kazancından indirim konusu yapılabilir mi?

CEVAP: İş ortaklığının tasfiyesinin tamamlanması ve

faaliyetinin zararla sonuçlanması halinde tasfiye

sonucu zararın kurum kazancının tespitinde indirim

konusu yapılması mümkün değildir.

(5)

SORU: Kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunan bir şirketin Türkiye'de bulunan limited şirketteki hisselerinin satışından elde edeceği kazancın vergilendirilmesi nasıl olacaktır?

CEVAP: Kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunan bir

şirketin Türkiye'de bulunan limited şirketteki

hisselerinin satışından elde edeceği kazanç, değer artış

kazancı mahiyetinde olup bu kazancın özel beyana

ilişkin hükümlere göre vergilendirilmesi gerekecektir.

(6)

SORU: Üyelerin konut ihtiyacını karşılamak amacıyla kurulan konut yapı kooperatifinin almış olduğu arsayı, amaca ulaşılamayacağının anlaşılması üzerine satması ve satış bedelinin ortaklara dağıtılması halinde vergilendirme nasıl olacaktır?

CEVAP: Üyelerin konut ihtiyacını karşılamak amacıyla kurulan kooperatifin bu amaca ulaşamaması nedeniyle kooperatife ait arsanın satışı, KVK’nın 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde belirtilen şartlardan

“sadece ortaklarla iş görülmesi” şartını ihlal anlamına geleceğinden; bu satış işleminin gerçekleştiği tarihten itibaren kurumlar vergisi mükellefiyetinin tesis edilmesi gerekmektedir.

Ayrıca taşınmazın kooperatifin aktifinde iki yıldan fazla bulunması ve KVK’nın 5/1-e maddesinde yer alan diğer şartların da sağlanması halinde taşınmaz satışından elde edilecek kazancın % 75'inin kurumlar vergisinden istisna edilmesi mümkün bulunmakla beraber söz konusu arsanın satışından elde edilen kazanç ile bu kazançların değerlendirilerek nemalandırılmasından elde edilen gelirlerin ortaklara dağıtılması durumunda GVK’nın 94’üncü maddesinin 6/b-i bendine göre %15 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmektedir.

(7)

SORU: 31/12/2002 tarihi itibarıyla faaliyetini sonlandıran Şirketin atıl olan fabrika arazisi ve binasını 01/01/2003 tarihiyle kiralama suretiyle değerlendirdiği taşınmazın satılmasından elde edilen kazanç istisna kapsamında mıdır?

CEVAP: Şirket aktifinde iki tam yıl süre ile yer alan ancak Şirketin faaliyetini durdurmuş olduğundan 01/01/2003 tarihinden itibaren kiraya verilen fabrika arazisi ve binasını bugüne kadar geçen süre zarfında kiralama suretiyle değerlendirmesi taşınmaz kiralamasıyla uğraşıldığına karine teşkil edeceğinden KVK 5/1-e kapsamında istisna hükümlerinden yararlanılamayacaktır.

(8)

SORU: Şirket aktifinde iki tam yıldan fazla kayıtlı bulunan 14 pafta, 1 ve 2 parsel no.da kayıtlı toplam 105.320 m² taşınmazını satmayı planlayan Şirket, alıcı firmanın 135 dönüm tek parsel arazi istemesi nedeniyle 14 pafta, 3 ve 4 parsel no.da kayıtlı toplam 40.860 m² büyüklüğündeki taşınmazı da satın alarak şirket aktifinde kayıtlı arazi ile tek tapu halinde birleştirilen bu taşınmazın bir yıl sonra satışından elde edilen kazanç için istisnadan faydalanabilir mi?

CEVAP: Satış kazancının 105.320 m²’lik bu taşınmaza tekabül eden kısmıyla sınırlı olmak üzere taşınmaz satış kazancı istisnasından yararlanması mümkün bulunmaktadır. Ancak, Şirket tarafından alıcı firmaya devredilmek üzere satın alınan 40.860 m²’lik taşınmazın satışından elde edilen kazanç bu istisnaya konu edilemeyecektir.

(9)

SORU: Ana faaliyet konusu

taşınmaz ticareti olarak değiştirilen şirketin, değişiklikten önce aktifine kaydettiği gayrimenkulleri, değişiklikten sonra satması durumunda kurumlar vergisi uygulaması nasıl olur?

CEVAP: Söz konusu gayrimenkullerin

satışının yapıldığı tarihte

şirketin ana sözleşmesinde yer alan faaliyet konuları arasında

taşınmaz ticareti bulunduğundan, söz konusu gayrimenkullerin

satışında elde edilen kazancın, 5520 sayılı KVK’nın 5/1-e

maddesinde yer alan istisnadan faydalanması mümkün

değildir.

(10)

SORU: Kaba inşaatı bitmiş ve henüz kullanılmaya hazır olmayan binanın satışından elde edilen kazanç ne şekilde vergilendirilecektir?

CEVAP: 5/1-e maddesinde belirtilen şartların yerine getirilmesi durumunda, sadece bina arsasının satış kazancına tekabül eden kısmı için istisna hükmünden yararlanılabilmesi mümkün bulunmaktadır.

(11)

SORU: Kooperatif aktifinde kayıtlı taşınmazın (arsanın) bir kısmının TOKİ tarafından istimlâk edilmesi sonucu elde edilen kazanç ne şekilde vergilendirilecektir?

CEVAP: Kooperatif aktifinde kayıtlı taşınmazın (arsanın) bir kısmının TOKİ tarafından istimlâk edilmesi sonucu elde edilen kazancın ortaklara dağıtılmayarak kooperatif amaçları doğrultusunda harcanması halinde bu işlem, ortak dışı işlem sayılmayacak ve kurumlar vergisi muafiyetini etkilemeyecektir.

Muafiyet şartlarının sağlanamaması nedeniyle kurumlar vergisi mükellefi olunması durumunda ise söz konusu taşınmazın istimlâk edilmesi neticesinde elde edilen kazancın özel bir fon hesabında tutulması, hiç bir şekilde ortaklara dağıtılmayarak kooperatif amaçları doğrultusunda kullanılması şartıyla %75'lık kısmı, Kanun’un 5/1-e maddesi çerçevesinde kurumlar vergisinden istisna tutulacaktır.

(12)

SORU:

Yurt dışında verilen kontrol ve danışmanlık hizmetleri karşılığında elde edilecek kazanç için istisna hükümlerinden yararlanılır mı?

CEVAP:

Kontrol ve danışmanlık hizmetinin teknik hizmet

olarak kabul edilmesi mümkün olup, söz konusu işin

yurt dışında bulunan iş yeri veya daimi temsilci

aracılığıyla yapılması şartıyla, bu işlerden elde edilerek

Türkiye’deki genel netice hesaplarına intikal ettirilecek

olan kazancın, istisna edilmesi mümkün

bulunmaktadır.

(13)

SORU: Tam mükellef bir tüzel kişi ile iş ortaklığı kuran şirketin yurt dışında yapacağı inşaat işi dolayısıyla elde ettiği kazanç KVK'nın 5’ inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca kurumlar vergisinden istisna mıdır?

CEVAP: Söz konusu kazançlar KVK'nın 5’inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca kurumlar vergisinden istisna edilebilecektir.

Öte yandan, söz konusu inşaat işinin, bir iş ortaklığı kurulmaksızın adi ortaklık şeklinde gerçekleştirilmesi halinde de adi ortaklığın kurumlar vergisi mükellefi ortakları, ortaklık faaliyetinden kendi paylarına düşen kârlarını geçici ve yıllık kurumlar vergisi beyannamesine dahil ederek kurumlar vergisi istisnasından

yararlanabileceklerdir.

(14)

CEVAP: Söz konusu hizmetler, tek başına teknik hizmet olarak değerlendirilmeyeceğinden söz konusu hizmetlerden elde edilerek Türkiye’deki genel netice hesaplarına intikal ettirilecek olan kazançların, KVK'nın 5'inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendine göre istisna edilmesi mümkün bulunmamaktadır

SORU: Demir ve kalıp işlerini yürüten işçilerin yönetilmesi, ekibe liderlik edilmesi ve işin yürütülmesi ile ilgili teknik müşavirlik hizmetlerinden doğan kazanç ne şekilde vergilendirilecektir?

(15)

SORU: Eğitim kazançlarına ilişkin 5/1-ı maddesinde belirtilen istisna uygulaması ile ilgili olarak Maliye Bakanlığına başvurunun faaliyete geçtikten bir yıl sonra yapılması durumunda eğitim öğretim kazanç istisnasından ne şekilde yararlanılacaktır?

CEVAP: İstisna uygulaması uygun görüldüğü takdirde, geçmiş dönem için de istisnadan yararlanılması gerekmektedir.

Kurumlar vergisinden istisna edilen söz konusu kazançlara ilişkin giderlerin veya istisna kapsamındaki faaliyetlerden doğan zararların, istisna dışı kurum kazancından indirilmesi mümkün olmadığından, istisna uygulaması için bir yıl sonra başvurulsa dahi ilk yılda oluşan zararların diğer kazançlardan indirimi mümkün değildir.

(16)

SORU: TUGS’a kayıtlı geminin hurdaya ayrılarak satılması karşılığında elde edilen kazancın istisna kapsamında değerlendirilmesi mümkün mü?

CEVAP: Madde gerekçesinde, vergilendirmeye ilişkin bu madde ile özel siciline tescil edilen gemi ve yatların işletilmesinden ve işletilip işletilmediğine bakılmaksızın aynı sicile bir başkası adına tescil edilmek üzere devrinden doğan kazançların gelir ve kurumlar vergisinden istisna olacağı açık olarak belirtilmiştir. Buna göre, TUGS’a kayıtlı geminin hurdaya ayrılarak satılması karşılığında elde edilen kazancın kurumlar vergisinden istisna edilmesi mümkün bulunmamaktadır.

(17)

SORU: Serbest bölgede faaliyet gösteren bir şirketin devri halinde devralan şirket, 3218 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanabilir mi?

CEVAP: Serbest bölgede faaliyet gösteren bir şirketin, Türk Ticaret Kanunu’nun ilgili maddeleri ile KVK'nın 18’inci maddesiyle 19’uncu maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında düzenlenmiş bulunan birleşme ve devir hallerinde infisah eden kurum adına düzenlenmiş bulunan faaliyet ruhsatının, Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından devralan kurum adına yenilenmesi ve yenileme işlemi sonrası da devralan şirketin bölgede faaliyet gösteriyor olması durumunda, devralan şirket 3218 sayılı Kanun’un geçici 3’üncü maddesi hükmünden yararlanabilecektir.

(18)

SORU: Uluslararası taşımacılık faaliyetinin bir sonraki döneme sarkması halinde taşımacılık bedeli, hangi dönem kazancına dahil edilecektir?

CEVAP: Ticari bir faaliyet olan uluslararası taşımacılık işlemlerinde Gelir Vergisi Kanunu yönünden vergiyi doğuran olayın faaliyetin tamamlandığı, yani taşınan malların fiilen adrese teslim edildiği tarihte meydana gelmesi ve alacak hakkının da bu tarihte doğması nedeniyle gelir bu tarih itibarıyla tahakkuk edecektir.

(19)

Buna göre, ticari kazanç tahakkuk esasına

göre belirlendiğinden uluslararası taşımacılık

işlemlerinde, taşınan malların fiilen adrese teslim

edildiği tarihte alacağın kesinleşmesi nedeniyle

gelir bu tarihte tahakkuk etmiş sayılacağından

gelirin bu dönem kazancı ile ilişkilendirilmesi

gerekmektedir.

(20)

SORU: Müşterilere ait olan banknot, altın, madeni para gibi kıymetlerin nakliyesi hizmetinin ifasında çalınan veya kaybolan kıymetler kurum kazancının tespitinde dikkate alınır mı?

CEVAP: Çalınan veya kaybolan bu gibi kıymetlerin gider yazılması mümkün olmadığı gibi para taşımacılığı ve dağıtım hizmetlerinde kaybolan veya çalınan kıymetlere ilişkin tutarların karşı tarafa tazmin edilmesi nedeniyle yapılan ödemelerin de kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır.

Bununla birlikte, çalınan kıymetler ile ilgili olarak sigortadan alınan tazminatların emtianın değerini aşan kısmının gelir olarak dikkate alınması gerekmektedir.

(21)

SORU: Şirketin aktifinde kayıtlı taşınmazın üzerine intifa hakkı tesis ettirilmesi suretiyle bedeli peşin tahsil edilerek 5 yıl süreyle başkasının kullanımına bırakmasında vergileme nasıl olacaktır?

CEVAP: Şirketin aktifinde kayıtlı taşınmazın üzerine intifa hakkı tesis ettirilmesi suretiyle 5 yıllığına başkasına kullandırılması işleminin kiralama olarak değerlendirilmesi, söz konusu intifa hakkı tesisi işlemi karşılığında peşin olarak tahsil edilen bedellerin ise tahakkuk ve dönemsellik ilkeleri çerçevesinde kira süresine bölünmek suretiyle kurum kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir. Ancak, kiracı tarafından yapılan ödemenin doğrudan bir gayrimenkulün kiralanması karşılığında yapılmayıp inkişaf (yenileme ve geliştirme) bedeli niteliği arz etmesi halinde şirketinize ödenen tutarın tamamı tahakkuk ettiği hesap dönemi kurum kazancına dahil edilecektir.

(22)

SORU: Kamu İhale Kanunu kapsamında ihale başvurusu için verilen geçici teminatın, başvurunun iptal edilmesi nedeniyle ilgili idare tarafından paraya çevrilmesi durumunda gider olarak indirim konusu yapılabilir mi?

CEVAP: Kamu İhale Kanununa aykırı olarak başvurulması

sebebiyle nakde çevrilerek, İdare tarafından irat

kaydedilen geçici teminat tutarının KVK’nın 11 inci

maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca kurum

kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması

mümkün bulunmamaktadır.

(23)

SORU: 2012 yılında zararın bulunmasına rağmen 2013 hesap döneminde oluşan kârdan bu zararın mahsup edilmemesi halinde 2012 yılı zararının 2014 hesap dönem beyannamesi üzerinden mahsubu yapılabilir mi?

CEVAP: 2013 hesap dönemine ilişkin kurum

beyannamesinde indirim imkanı olduğu halde

indirilmeyen 2012 yılı zararının, 2014 hesap dönemi

matrahının tespitinde indirim konusu yapılması

mümkün olmayıp 2013 hesap dönemi beyannamesinin

düzeltilmesi yoluyla da indirimi mümkün değildir.

(24)

SORU: 2012 hesap döneminde ve 2013 hesap döneminde zarar eden, 2013 hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinde 2012 hesap dönemi zararını göstermemesi, 2014 hesap döneminde kar beyan etmesi durumunda 2012 yılı zararının 2014 hesap dönem beyannamesi üzerinden indirimi yapılabilir mi?

CEVAP: 2013 hesap dönemine ilişkin olarak verilen beyannamede kar beyan edilmediğinden, 2013 hesap dönemi için düzeltme beyannamesi verilmesi suretiyle 2012 hesap dönemi zarar tutarının 2013 yılı beyannamesinde ayrıca gösterilmesi şartıyla bu zarar tutarının 2014 yılı beyannamesinde indirim konusu yapılması mümkündür.

(25)

SORU: Hibe destek tutarlarının ilgili hesap döneminde tam olarak tespit edilememesi durumunda kurumlar vergisi hesabında Ar-Ge indirimi tutarı nasıl belirlenecektir?

CEVAP: Hibe olarak verilecek destek tutarlarının, verildiği tarihte özel bir fon hesabına alınması gerekmekte olup bu hesapta yer alan tutarların kurum kazancına dahil edilmemesi ve bu tutardan yapılan Ar-Ge harcamalarının da Ar-Ge indirimine konu edilmemesi gerekmektedir.

- Hibe olarak verilecek destek tutarlarının ilgili yılın kurumlar vergisi beyanname verme süresi geçmeden belirlenmesi halinde, hibe tutarını aşan Ar-Ge harcamalarının Ar-Ge indirimine konu edilmesi mümkün bulunmaktadır.

- Hibe olarak verilecek destek tutarlarının ilgili yılın kurumlar vergisi beyanname verme süresi geçtikten sonra belirlenmesi halinde ise hibe tutarını aşan Ar-Ge harcamalarının ilgili dönemde Ar-Ge indirimine konu edilmemiş olması şartıyla, düzeltme beyannamesi verilerek Ar-Ge indirimine konu edilmesi mümkün olabilecektir.

- Ar-Ge indirimine konu edilecek harcamaların Ar-Ge harcaması olması ve desteklenen Ar-Ge projesiyle ilgili olması gerektiği ise tabiidir.

(26)

SORU:

Ar-ge projesinden vazgeçilmesi veya projenin tamamlanmasına imkan kalmaması hallerinde, gayrimaddi hakka yönelik olarak yapılan ve aktifleştirilen harcamalar ne şekilde vergilendirilir?

CEVAP:

Ar-ge projesinin bitiminde gayrimaddi hakkın patente

bağlanmasıyla ilgili bir talep bulunulmasa da, yalnızca Ar-Ge

projesinden vazgeçilmesi veya projenin tamamlanmasına

imkan kalmaması hallerinde, gayrimaddi hakka yönelik olarak

yapılan ve aktifleştirilen harcamaların doğrudan gider

yazılması mümkündür.

(27)

CEVAP: Dernek tarafından çekilecek belgesel için gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerince yapılacak bağış ve yardımların, söz konusu derneğin kamuya yararlı demeklerden olması ya da söz konusu belgeselin Kültür ve Turizm Bakanlığınca desteklenmesi veya desteklenmesinin uygun görülmesi halinde, Gelir Vergisi Kanunu’nun 89’uncu maddesi ve Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10’uncu maddesinde belirtilen şartlar dahilinde gelir ve kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirim konusu yapılabilmesi mümkün bulunmakta olup bu şartların bulunmaması halinde ise söz konusu bağışların gelir ve kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılması mümkün olmayacaktır.

SORU: Dernek tarafından çekilecek belgesel için yapılan bağış ve yardımlar indirim konusu yapılabilir mi?

(28)

CEVAP: Genel bütçe içerisinde yer alan Mili Eğitim Bakanlığına bağlı ilköğretim okulunun öğretmenler odasının mobilya ve mefruşat vb.

gibi donanımı ile yine milli eğitim bakanlığı bünyesindeki liselere alınacak akıllı yazı tahtasının mevcut okulun faaliyetini devam ettirebilmesi amacıyla yapılacak bağış ve yardımlar olarak kabul edilerek tamamının, belgelendirilmesi kaydıyla; kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.

SORU: Milli Eğitim Bakanlığı bünyesindeki liselere akıllı yazı tahtası ve ilköğretim okulunun öğretmenler odasında kullanılmak üzere mobilya ve mefruşat bağışlanması halinde bu bağışlar indirim konusu yapılabilir mi?

(29)

CEVAP: Söz konusu dernek veya vakıf ile bağışın yapılacağı kamu kurumu arasında düzenlenen protokol çerçevesinde inşa edilecek okulun, okul inşaatının tamamlanmasından sonra ilgili kurum ve kuruluşa devredilmesi ve söz konusu inşaatın yapımında toplanan yardımların, dernek veya vakfın gelir ve giderleri ile ilişkilendirilmeksizin, yapılması planlanan okul adına bankada açılacak bir hesapta toplanması ve banka tarafından verilecek makbuz veya dekontta "Okul inşasında veya mevcut okulun bakım, onarım tamir- tadilat ve yeniden yapımında kullanılmak üzere" açıklamasına yer verilmesi halinde, yapılan bağışlar gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerince beyan edilecek gelirden indirim konusu yapılabilecektir.

SORU: Okul inşa ederek bağışlayacak olan dernek veya vakfa, bu amaç doğrultusunda yapılan bağış ve yardımlar indirim konusu yapılabilir mi?

(30)

CEVAP: Bağışın yapılacağı kamu kurumu tarafından temin edilen arsa üzerine yapılacak hastane, okul, vb. inşaatına ilişkin yapılan harcamaların, harcamanın yapıldığı dönemde indirim konusu yapılması mümkündür. Ancak, arsanın bağışı yapan kişi veya kurum tarafından temin edilmesi halinde, söz konusu binanın inşasına ilişkin harcamalar, inşaatın tamamlanıp ilgili kamu kurumuna teslim edildiği dönemde indirim konusu yapılabilecektir.

SORU: Bağışlanmak üzere yaptırılan okul, hastane vb.

inşaatına ilişkin harcamalar hangi dönemde indirim konusu yapılacaktır?

(31)

SORU: Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri tarafından cami ve Kur'an kursunun elektrik, su, doğalgaz, telefon, gıda, temizlik, maaş, SGK, vergi vb. giderlerinde kullanılmak üzere Derneğe yapılan bağış ve yardımlar beyanname üzerinde indirim konusu yapılır mı?

CEVAP: Cami ve kuran kursunun elektrik, su, doğalgaz, telefon, gıda, temizlik, maaş, SGK, vergi vb. giderleri için yapılan yardım ve bağışların, bu tesislerin faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için yapılan bağış ve yardım kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.

Bu itibarla, Derneğin uhdesinde bulunan cami ve kuran kursunun Diyanet İşleri Başkanlığının denetiminde yaygın din eğitimi verilen tesisler kapsamında değerlendirilmesi şartıyla, bu tesislerin faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince Derneğe makbuz mukabili yapılan ya da açtırılan banka hesabına yatırılan bağış ve yardımların, GVK'nın (89/1-5) maddesi ile KVK'nın (10/1-ç) maddesi gereğince gelir veya kurumlar vergisi beyannameleri üzerinde ayrıca gösterilmek üzere beyan edilen gelir veya kurum kazancından indirim konusu yapılması mümkündür.

(32)

SORU:

31.12.2008 tarihinde tasfiyeye girmiş, 27/01/2010 tarihinde tasfiyesi sonuçlanmış

mükellefin 2009 hesap dönemi beyannamesi ne zaman verilecektir?

CEVAP: 01/01/2009–31/12/2009 tasfiye dönemine ait tasfiye beyannamesini 2010 yılının Nisan ayı içerisinde verilmesi gerekmektedir.

Ancak tasfiyenin, beyanname verme süresinden önce yani 27/01/2010 tarihinde sonuçlanması nedeniyle, bu beyannamenin tasfiye sonu beyannamesi ile birlikte yani tasfiyenin bitim tarihinden itibaren otuz gün içinde verilmesi gerekmektedir. Diğer bir ifadeyle, tasfiye 27/01/2010 tarihinde sonuçlandığından, tasfiye dönemi beyannamesi ile tasfiye sonu beyannamesinin 26/02/2010 tarihine kadar verilmesi gerekmektedir.

(33)

SORU:

Tasfiyeye giren şirketler tasfiye öncesi kıst döneme ilişkin beyannamede gösterilen zararı tasfiye döneminde verilen beyannamelerde indirebilirler mi?

CEVAP:

Kıst döneme ilişkin olarak verilen beyannamede gösterilen

zarar tutarı, 1’nci tasfiye dönemi beyannamesinden itibaren geçmiş

yıl zararı olarak gösterilmek suretiyle indirim konusu yapılabilecektir.

(34)

SORU: Tek bir

şirkete ait iştirak hisselerinin iki ayrı şirkete ayni sermaye olarak konulması suretiyle kısmi bölünmeye tabi tutulması mümkün müdür?

CEVAP:

Şirketin aktifinde yer alan ve iki yıldan uzun süredir elde tutulan iştirak hisselerinin mevcut veya yeni kurulacak iki ayrı şirkete ayni sermaye olarak konulması mümkün bulunmakla birlikte, söz konusu iştirak hisselerinin tek bir şirkete ait olması halinde, bu iştirak hisselerinin bir bütün halinde kısmi bölünme işlemine tabi tutulması gerekmektedir.

Bu nedenle, şirketin aktifinde iki yıldan uzun süredir yer almakta

olan bir adet iştirake ait hisselerin parça parça kısmi bölünme

işlemine tabi tutulması mümkün değildir.

(35)

SORU:

Adi ortaklık payı kısmi bölünme işlemine konu edilebilir mi?

CEVAP:

Şirketin aktifinde en az iki tam yıl süreyle tutulan ve iştirak

hissesi kapsamında bulunan adi ortaklık payının Kurumlar Vergisi

Kanununun 19 uncu maddesinde yer alan şartların sağlanması

kaydıyla kısmi bölünme işlemine konu edilmesi mümkün

bulunmaktadır.

(36)

SORU: 2 tanesi proje aşamasında 1’i tamamlanmış 3 adet hidroelektrik santrali lisansının bulunduğu durumda tamamlanan santral kısmi bölünmeye konu olabilir mi?

CEVAP: Tek üretim işletmesi bulunması durumunda söz konusu üretim işletmesi kısmi bölünmeye konu olmaz.

(37)

SORU: Kurumlar vergisi beyannamesinde geçici vergi ve tevkif yoluyla ödenen verginin bulunması halinde beyanname üzerinden mahsup sıralaması ve mahsup sonrası kalan tutarın olması halinde iade işlemi nasıl olmalıdır?

CEVAP: Mükelleflerin hesap dönemi içinde ödeyerek kurumlar vergisi beyannamelerinde mahsup konusu yaptıkları kesinti yoluyla ödenen vergiler, nakden ödenen geçici vergiler ve KDV iade alacaklarından mahsup edilerek ödenen geçici vergilerin kurumlar vergisi beyannameleri üzerinde mahsubundan sonra nakden iadesinin talep edilmesi halinde, hesaplanan kurumlar vergisinden sırasıyla kesinti yoluyla ödenen vergiler daha sonra nakden ödenen geçici vergiler ve daha sonra da KDV iade alacaklarından mahsup edilerek ödenen geçici vergilerin mahsup edilmesi gerekmekte olup, nakden iade işlemlerinin gerçekleştirilmesi sırasında söz konusu mahsup sırasının takip edilerek iadesi gereken geçici vergi tutarlarının ayrıştırılması gerekmektedir.

(38)

SORU: Şirket tarafından yurt dışı mukimi firmaya borç para kullandırılarak faiz geliri elde edilmesi ile bu gelirlere ilişkin ilgili ülke mevzuatı gereğince %15 oranında yapılan kesintinin kurumlar vergisinden mahsubu için apostil edilmiş form yeterli midir?

CEVAP: Şirket tarafından yurt dışı mukimi firmaya borç para kullandırılarak faiz geliri elde edilmesi ve faiz gelirlerine ilişkin yapılan kesintinin kurumlar vergisinden mahsup edilebilmesi için apostil edilmiş form yeterlidir. Apostil, bir belgenin gerçekliğinin tasdik edilerek başka bir ülkede yasal olarak kullanılmasını sağlayan bir belge onay sistemidir. Apostil’in kuralları 5 Ekim 1961 tarihli Lahey Konferansıyla kararlaştırılan “Yabancı Resmi Belgelerin Tasdiki Mecburiyetinin Kaldırılması Sözleşmesi (APOSTİLLE)” ile tespit edilmiş ve bu sözleşme, Türkiye bakımından 29/09/1985 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Apostil tasdik şerhi taşıyan bir belge, Lahey Konferansının tüm üye ve taraf devletlerinde geçerli bir belge olarak kabul edilmiştir.

Apostil Belgesinin şekli anılan sözleşmede belirlenmiştir.

Yurt dışı mukim ülke tarafından verilen ve “Yabancı Resmi Belgelerin Tasdiki Mecburiyetinin Kaldırılması Sözleşmesi (APOSTİLLE)” hükümlerine göre düzenlenen belgelerin konsolosluk tasdiki aranılmadan 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 33’üncü maddesine göre Türkiye’de mahsuba konu edilmesi mümkün bulunmaktadır.

(39)

SORU: İş ortaklığınca kesinti yoluyla ödenen verginin kurumlar vergisine mahsubundan sonra kalan kısmının iş ortaklığını oluşturan şirketlerin vergi borcuna mahsubu mümkün müdür?

CEVAP: İş ortaklığına ait tevkif yoluyla kesilen vergilerin kurumlar vergisi beyannamesinden mahsubu sonucu kalan iade alacağının öncelikle iş ortaklığının muaccel hale gelmiş vergi borçlarına mahsup edilmesi, vergi borcunun bulunmaması halinde muvafakat alınması şartıyla ortaklığı oluşturan diğer şirketlerin vergi borcuna mahsubu, nakden iade aşamasına gelmiş olması halinde 252 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde yapılan açıklamalar çerçevesinde mümkün bulunmaktadır.

(40)

TE ŞEKKÜRLER…

Referanslar

Benzer Belgeler

Kilit denetim konuları, mesleki muhakememize göre cari döneme ait finansal tabloların bağımsız denetiminde en çok önem arz eden konulardır. Kilit denetim konuları,

fıkralarına uygun bir şekilde devralınmış bulunan şirket adına (devir/bölünme işleminin tescil edildiği tarih itibarıy- la) verilen kurumlar vergisi beyannamesinde yer

Bu yöntemde borç tutarı değil finansman gideri esas alınmakta olup, içinde bulunulan hesap dönemi dahil, son beş hesap dönemi içinde aktife giren kıymetlerin maliyet veya

11- Pay sahipleri dışından seçilen yönetim kurulu üyelerinin kimliğine, vatandaşlığına, yerleşim yerlerine ilişkin yazılı beyan ile görevi kabul ettiklerine

Belediyemiz Meclisinin 2015 yılı Nisan ayı Meclis Toplantısında Gündem dışı olarak görüşülmesi kabul edilen İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün 07.04.2015 tarih

Madde 17- 13/7/1956 tarihli ve 6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun 29 uncu maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine “ikramiyeleri” ibaresinden sonra gelmek üzere

Ar-Ge indirimi uygulamasında, henüz tamamlanmamış bir Ar-Ge projesinin başka bir kuruma satılması durumunda, Ar-Ge projesini devralan kurumun bu projeye ilişkin olarak

D) Düzeltme yoluyla tarh E) Beyana dayalı tarh.. Vergi sorumluluğu, başkasının borcundan doğan sorumluluktur. Vergi sorumluluğu kanundan doğar ve başkasına devredilemez.