• Sonuç bulunamadı

Japonya’da korkulan radyoaktif çekirdekler

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Japonya’da korkulan radyoaktif çekirdekler"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

Çevresel radyasyon

Japonya’da

korkulan

radyoaktif

çekirdekler

Sezyum-137, İyot-131 ve Radyoaktivite

Sezyum, çekirdeğinde 55 protonu olan bir ele-ment. Çekirdeğinde 55 protonu ve 78 nötronu olan 133 (55+78) atom ağırlığındaki sezyum atomuna, sezyum-133 izotopu deniliyor. Sezyum-133 karar-lı, yani atom çekirdeğindeki proton ve nötron sayı-sı muhafaza ediliyor ve zaman içinde bozulmuyor. Buna karşın çekirdeğinde 55 protonu ve fazladan 4 nötronu daha olan yani 82 nötronlu sezyum-137 (55+82) izotopu, kararsız. Atom çekirdeği radyas-yon yayıyor ve içeriği değişiyor, bir diğer değişle sez-yum-137, sezyumun radyoaktif bir izotopu. Periyo-dik tabloda gördüğümüz birçok elementin, birden çok izotopu var ve bu izotoplardan bazıları kararlı, bazıları radyoaktif. Toplam sayıları 39 olan sezyum izotoplarından kararlı olan sadece sezyum-133. Do-ğada çeşitli minerallerde bulunan sezyum-133’ten yerkabuğunda kilogram başına 1,9 miligram var. Killi topraklarda bu oran yükselirken deniz suyun-da 0,5 mikrograma kasuyun-dar düşüyor. Dünya’suyun-da radyo-aktif sezyum olmasının tek sebebi ise eskiden yapılan nükleer silah denemeleri ve nükleer kazalar. Neyse ki miktarı çoğu yerde 1 kilogram toprakta 0,3 nanog-ramı (bir gnanog-ramın milyarda biri) geçmiyor. Nükleer

reaktörlerde tehlikeli bir durum olduğunda korku-lan elementlerin başında sezyum-137 geliyor. Çün-kü nükleer reaktörlerde kullanılan uranyum ve plü-tonyum atomlarının her ikisi de nötron yakalaya-rak nükleer fisyona uğruyor, yan ürün olayakalaya-rak da sez-yum-137 ortaya çıkıyor. Üstelik sezsez-yum-137’nin ya-rılanma süresi 30 yıl. Yani eldeki sezyum-137 mikta-rının yarılanması için 30 yıl geçmesi gerekiyor. Eli-nizdeki bir kilo sezyum-137 30 yıl sonra 500 grama, bir 30 yıl daha sonra 250 grama düşüyor. On yarı-lanma süresi sonunda, yani 300 yıl sonra elinizde 2 gram kadar sezyum-137 kalıyor. Peki sezyum-137 nasıl yarılanıyor? Sezyum-137 önce beta, arkasından da gama ışıması yaparak baryum-137’ye dönüşüyor. Sezyum-137 çekirdeğindeki nötron protona dönü-şüyor ve çekirdekten elektron (eksi elektrik yüklü) ve elektron tipi nötrino salınıyor. Bazı radyoaktif atom-larda ise proton nötrona dönüşüyor ve çekirdekten karşı-elektron (pozitron: elektron ile aynı kütlede, ancak artı elektrik yüklü parçacık) yayılıyor. Salınan elektron ya da karşı-elektrona beta ışıması deniyor. 55 protonlu sezyum çekirdeğindeki nötronlardan bi-rinin protona dönüşmesi sonucu, 56 protonlu bar-yum elementi ortaya çıkıyor.

Dr, Bilimsel Programlar Uzmanı, TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi

(3)

Elektronların atom çekirdeği etra-fında belli yörüngelerde bulunma-sı gibi, nötronlar ve protonlar da atom çekirdeğinde belli kuantum enerji seviyelerinde bulunuyor. Sezyumdan baryuma dönüşümle-rin yarısından fazlasında, baryum çekirdeği yüksek enerjili bir kuan-tum seviyesinde bulunuyor ve dü-şük enerjili seviyeye inerken fazla enerjisini gama ışınımı olarak salı-yor. Bazı zamanlarda ise enerji faz-lası, çekirdeğin iç yörüngelerdeki elektronlarla etkileşip elektronlar-dan birinin yörünge dışına fırlatıl-masıyla atılıyor. Gerek beta parça-cığı gerek gama ışınımı, madde ile etkileşebildikleri ve elektronları yö-rüngelerinden koparıp atomu iyon-laştıracak kadar kuvvetli enerji-ye sahip oldukları için iyonlaştırıcı radyasyon kategorisine giriyor. Be-ta ışınımının enerjisi birkaç yüz bin elektronVolt’tan (eV) birkaç mil-yon elektronVolt’a (MeV) kadar de-ğişebiliyor. Çekirdekten hızla fırla-tılan elektronlar olan beta parça-cıkları, tamamen soğurulana kadar havada bir metre kadar, plastik ya da alüminyum gibi hafif metaller içinde ise birkaç milimetre yol ala-biliyor. Yüksek enerjili elektroman-yetik dalgalar olan gama ışınları-nın enerji aralığı ise çok daha ge-niş. Birkaç bin eV’luk enerjiye sa-hip düşük enerjili olanlarını dur-durmak için bir alüminyum folyo yeterli iken yüksek enerjili olanla-rı durdurmak için çok daha ağır bir metal olan kurşundan birkaç santi-metre kalınlığında bir duvar gere-kiyor.

Günlük hayatta, televizyon ve radyo dalgalarından Güneş’ten ge-len mor ötesi ışınlara kadar, çeşit-li elektromanyetik ışınlara maruz kalıyoruz. Ancak görünür ışık da-hil tüm bu ışınların enerjisi, atom-larımızdan elektron koparacak ka-dar yüksek enerjili olmadığından, iyonlaştırıcı olmayan radyasyon tü-rüne giriyor.

Diğer radyoaktif elementler gibi, bir insanın yüksek dozda sezyum-137’ye maruz kalması yanıkla-ra, akut radyasyon sendromuna ve ölüme neden oluyor. Sezyum-137 sindirim ya da solunum yoluyla vü-cuda alınırsa genellikle kaslarda bi-rikiyor, kemik ve yağ dokusunda da yerleşebiliyor. Baryuma dönüşümü sırasında ortaya çıkan beta ve ga-ma ışınları bu dokular tarafından soğuruluyor ve kanser riski artıyor. Toprağa karışması durumunda ise -yarı ömrü 30 yıl olduğu için- ye-tişen ürünlerden otlaklardan otla-yan çiftlik hayvanlarına kadar her şey etkileniyor.

Fukushima Dai-ichi’ deki (Fuku-şima 1 numaralı santral) patlama-nın ardından yakıt çubukları ısınıp içinde bulundukları kaplamayla et-kileşince ortaya çıkan sezyum-137 ve iyot-131, reaktör çevresinde-ki havada da tespit edildi. Neyse çevresinde-ki iyot-131’in yarı ömrü 8 gün ve iki ay gibi bir sürede çevre radyoaktif iyottan temizleniyor. Çernobil ka-zası sonucu sezyum-137’nin sağlık etkisi tam tespit edilemedi -belki de yeterli veri toplanamadığınd an-cak iyot-131 kaynaklı tiroit kanseri vakaları biliniyor. İyot-131 beta par-çacığı salarak ksenon-131’e dönüşü-yor. İyot-131 sindirim ya da

solu-Japonya 11 Mart 2011’de

II. Dünya Savaşı’nda yaşadığı

Hiroşima ve Nagasaki

faciasından sonraki en büyük

felaketini yaşadı. Depremin

ardından tsunamiyle birlikte

gelen nükleer tehlike halen

atlatılmış değil. Neyse ki

Japonya’dan açıklanan

radyasyon dozu değerleri,

durumun 1986 Çernobil faciası

ve sonrasında yaşananlara

benzeyeceği korkusunu azalttı.

Radyoaktif bir maddenin zaman

içinde son atomuna kadar

nasıl davranacağı çok iyi

bilinse de nükleer bir tehlike

durumunda aynı kesinlikle

konuşmak mümkün değil.

Peki bu kadar korkuya sebep

olan radyoaktif elementler

hangileri? Radyasyon sızıntısı

Dünya’da nasıl ilerliyor?

Japonya ne gibi önlemler alıyor?

Hangi radyasyon dozu değerleri

problem teşkil etmiyor?

Günlük hayatta nerelerden,

hangi dozda radyasyona

maruz kalıyoruz?

“Lütfen dışarı çıkmayın.

Evlerinizde kalın.

Kapıları ve pencereleri sıkıca

kapatın. Havalandırmayı

açmayın. Çamaşırlarınızı

evlerinizin içerisinde kurutun”.

Bunlar 14 Mart 2011’de

Japonya hükümet sözcüsü

Yukio Edano’nun Fukuşima

çevre halkına yaptığı uyarılar.

Bu uyarıların başlıca sebepleri

Sezyum-137 ve İyot-131.

Bilim ve Teknik Nisan 2011 >>> Nötron sayısı N Z 126 82 50 28 14 6 6 14 28 50 82 Bozunma türü β+ β -α++ Fisyon Nötron Proton Kararlı Çekirdek Proton Sayısı Atomlar ve izotopları

(4)

num yoluyla vücuda girince tiroit dokusunda yerle-şiyor ve beta parçacıkları DNA’nın yapısını bozarak tiroit kanserine sebep oluyor. Çernobil kazası son-rası iyot-131 bulaşmış süt içen birçok çocukta tiro-it kanseri tesptiro-it edilmiş. Radyasyona maruz kalın-masının ardından 24 saat içerisinde kararlı iyot izo-topu vücuda alınırsa, vücut bu iyotu kullanıyor ve radyasyonlu izotopun emilimi engellenmiş oluyor. Vücut tarafından kullanılmayan iyot fazlası da vü-cuttan atılıyor. Bu önlem Çernobil sonrası uygulan-mamış, ancak şimdilerde Japonya’da uygulanıyor.

Alfa parçacığı, nötron ve X-ışınları, beta parça-cıkları ve gama ışını dışındaki diğer iyonlaştırıcı radyasyon türleri. İki proton ve iki nötrondan olu-şan helyum çekirdeği olan alfa parçacıkları, proton numarası 82’den büyük izotopların radyoaktif bo-zunmasında ortaya çıkıyor. Alfa parçacıkları milyar elektronVolt (GeV) seviyesinde çok yüksek enerji-ye sahip olsalar da bir nötrona veya beta parçacığına kıyasla çok daha büyük kütleli oldukları için havada ancak birkaç santim ilerleyebiliyor ya da bir kâğıtla durdurulabiliyor. Kısacası vücudu uygun giysiler-le örtmek gibi basit yöntemgiysiler-lergiysiler-le alfa ve beta cıklarından korunmak mümkün. Ancak bu parça-cıkların vücut içine alınması durumunda etkilerinin

önüne geçilemiyor. İyonize radyasyon türüne giren bir diğer parçacık da nötron. Nötronlar genellikle nükleer fisyon olayında, nükleer reaktörlerde atom-ların parçalanması sırasında ortaya çıkıyor. Serbest nötronlar hidrojen gibi hafif elementler tarafından durdurulabiliyor. Enerjisi yüz ile yüz bin eV ara-sında değişen X-ışınları da iyonlaştırıcı radyasyon, ancak diğerlerinden farklı olarak kaynağı atom çe-kirdeği değil. Elektronların vakum tüpü içerisinde elektrik alan uygulanarak hızlandırılmasıyla ya da elektronların büyük atom numaralı atom çekirdek-lerinden saçılması sırasında elde ediliyor.

Alınan Radyasyon Dozu ve

Japonya’daki Radyasyon Yayılımı

Bir malzeme tarafından soğurulan iyonlaştırıcı radyasyon dozunun ölçü birimi Gray. 1 Gray (Gy) 1 kilo maddede depolanan 1 joule’lük enerji olarak ta-nımlanıyor. Ancak Gray cinsinden verilen değer, alı-nan radyasyon dozunun biyolojik etkisini belirlemi-yor. Her bir iyonlaştırıcı radyasyon türünün vücuda etkisi farklı. Soğurulan radyasyon miktarının biyolo-jik etkisini ortaya çıkarmak için, soğurulan doz o rad-yasyon türüne özgü bir katsayıyla çarpılıyor. Bulunan doz eşdeğerinin birimi Sievert (Sv). 1 Sievert oldukça büyük bir değer. Zira vücutlarına 1 Sievertlik radyas-yon alan kişilerin bir kısmında baş dönmesi ve kusma başlıyor. 4 Sievert’te ölüm oranı % 50. 8 Sievert’te ise kurtulma şansı yok.

Alınan radyasyon söz konusu olduğunda radyas-yonun miktarı kadar, hatta ondan da önemli olan nokta, bu miktarın hangi sürede alındığı. Bir yılda alı-nan 2 mSv’lik (miliSievert) radyasyonun vücudumu-za hiçbir olumsuz etkisi yokken, aynı doz bir dakika içerisinde alınırsa insanı hasta edebiliyor. Dünya Sağ-lık Örgütü tarafından belirlenen yılSağ-lık etkin doz eş-değeri 2,4 mSv. Japonya, nükleer reaktörlerde meyda-na gelen patlamalardan bu yameyda-na çevrede tespit edilen en yüksek doz eşdeğerini saatte 400 mSv olarak açık-ladı. Bu doz nükleer reaktörlerde ve uranyum ma-denlerinde çalışan kişiler için Dünya Nükleer Birliği (World Nuclear Association, WNA) tarafından belir-lenen yıllık limitten 20 kat fazla. Yine WNA raporla-rına göre bir bölgede yılda en az 100 miliSievert’e ma-ruz kalmak kansere sebep olabiliyor.

Çernobil felaketi sonrasında reaktöre 15 km me-safelik bir bölgede bulunan 24.000 kişi iki gün için-de tahliye ediliyor. Tahliye sonrası yapılan yon ölçümleri, kişilerin ortalama 450 mSv radyas-yon aldığını gösteriyor. Tabii kaza sırasında santral-de bulunan 134 kişinin aldığı radyasyon bu miktarla

Sezyum-137 Beta (elektron) Baryum-137 Gama Nötrino

α

++

β

0

n

0

Plastik Kurşun Beton

Gama ve X ışınları Alfa Beta

(5)

Bilim ve Teknik Nisan 2011 >>>

kıyaslanamayacak kadar yüksek. 800 ile 16.000 mSv arasında bir radyasyona maruz kalıyorlar, bu kişile-rin 28’i akut radyasyon sendromu sonucu ilk üç ay içinde hayatını kaybediyor. Japonya hükümeti reak-tördeki patlamanın ardından Fukuşima 1 numara-lı santrale 20 km’lik mesafede oturan 200.000 kişiyi

tahliye ederken en güvenli bölgenin 30 km’lik alan dışındaki bölgeler olduğunu duyurdu. 18 Mart 2011 itibariyle reaktöre yakın çevrede ölçülen en yüksek doz değeri saatte 100mSv olarak belirlendi. Böl-geden uzaklaştıkça radyasyon miktarı düştüğü ve rüzgâr radyasyonu Pasifik Okyanusu’na yönlendir-diği için 17 Mart itibariyle Tokyo’da belirlenen doz saatte 0,44 mSv.

Viyana’daki Meteoroloji ve Jeodinamik Merkez Enstitüsü belli aralıklarla Japonya’dan yayılan radyas-yonun haritasını çıkarıyor. En son 20 Mayıs 2011 ta-rihli haritada, sızıntının en fazla olduğu 25x25 km2’lik

(haritada çok küçük olduğu için göremediğimiz) tu-runcu E bölgesinde doz eşdeğeri saatte 10mSv. Mor renkle belirtilen A bölgesinde ise saatte 0,4 μSv (mik-roSievert).

AKW_FUKUSHIMA-I-131

20110320-120000 AKW_FUKUSHIMA-I-131 20110320-120000

ALAN A ALAN B ALAN C ALAN D ALAN E ALAN A ALAN B ALAN C ALAN D ALAN E

I-131 I-131 Radyasyon Kaynakları Besin ve su %11 Toprak ve Binalar %18 Kozmik Işınlar %14 Tıp %14 Radon %42 Nükleer endüstri %1 Dünya Nükleer Birliği verilerine göre oluşturulmuştur

%85 l %14 l %1 l %18 l %14 l %42 l %11 Doğal Radyasyon

Radon: Yerkabuğunda bulunan radon, alfa parçacıkları salan elementlere

bozunuyor ve soluduğumuz havaya karışıyor. Bir çok volkanik kaya türü ve uranyum madenlerinden çıkan radon gazı, soluduğumuz havadaki radon miktarını artırıyor. Radon gazı yoluyla maruz kalınan radyasyon yılda 0,2 mSv ile 3 mSv arasında değişiyor. Bodrum katlarında ve havalandırılma-yan kapalı mekânlarda radon gazı miktarı daha yüksek. Türkiye’de hava yoluyla aldığımız radyasyon miktarı şehirden şehre ufak değişiklikler gös-terse de ortalama yılda 1 mSv civarında.

Nükleer tıp ve ilaçlar: Bilgisayar tomografisi, kanser tedavisinde

kulla-nılan radyoterapi, plütonyum içeren kalp pili, diş hekimliğinde kullakulla-nılan bazı tıbbi malzemeler. Dünya’da insan başına tıbbi radyolojik cihazlar yoluyla alınan radyasyon miktarı 0,5 mSv olsa da bu değer radyoterapi görmüş bir kişi için 100 katına çıkabiliyor.

Binalar ve toprak: Toprak ve kayalarda Dünya’nın oluşumundan beri var

olan radyoaktif izotoplardan ortalama yılda 0,3 mSv radyasyon alıyoruz. Türkiye’de topraktan alınan radyasyon dozu ise saatte 15 ile 80 nanoGray (1 Gray’in milyarda biri) arasında değişiyor. Tuğladan ve taştan yapılan evler tahta evlere göre daha fazla radyasyon içeriyor. Birleşmiş Milletler’in atomik radyasyonun etkileri üzerine çalışan bilimsel komitesinin (United Nations Scientific Committee on the Effects of Atomic Radiation, UNSCE-AR) 2008 yılı raporunda da yer alan bilgiye göre Türkiye’de bina dışında yapılan ölçümler topraktan alınan radyasyonun 15 ile 80 nanoGray ara-sında değiştiğini gösteriyor.

Kozmik: Kozmik radyasyon ile atmosfer dışından gelen ışınlar kast

edi-liyor. Bazı bilim adamları kozmik ışınların tanımını uzaydan gelen atom çekirdekleriyle sınırlıyor. Bu tanıma göre kozmik ışınların % 90’ını proton-lar (hidrojen çekirdeği), % 9’unu alfa parçacıkproton-ları (helyum çekirdeği) ve % 1’ini diğer elementler oluşturuyor. Atmosfer dışından gelen, enerjisi en az X-ışınları kadar olan tüm elektromanyetik dalgaları kozmik ışın tanımına katanlar da var.

Deniz seviyesinde yaşayan bir insan için yılda 0,3 mSv olan radyasyon dozu rakım yükseldikçe değiştiğinden, en yüksek doz artışını uçak yolcu-luklarında yaşıyoruz. UNSCEAR’ın 2008 raporuna da girmiş bilgiye göre, ülkemizde kozmik ışın radyasyonunun dozu saatte 8,4 ile 35,6 nanoGray arasında değişiyor.

Besin ve su: Besinlerde bulunan radyoaktif çekirdeklerin başında potas-

yum-40 ve radyum-226 geliyor. Muzda 130, havuçta ve patateste 126, kırmızı ette 111 Becquerellik radyasyon var. Bir yıl içinde her gün bir muz yiyerek aldığımız radyoaktivite dozu 0,036 mSV.

(6)

250 mSv/yıl 35 mSv/yıl 20-50 mSv/yıl 13 mSv/yıl 7 mSv/sefer 4,9 mSv/yıl 4 mSv/gün 2,4 mSv/yıl 0,5 mSv 0,6 mSv/sefer 0,438 mSv/yıl 0,1 mSv/sefer 0,05 mSv/sefer 0,05 mSv/yıl

Acil durumlarda izin verilen radyasyon dozu üst sınırı

Brezilya’da, Sudan’da ve Hindistan’daki bazı bölgelerdeki (Kerela, Madras) doğal radyasyon dozu

Bilgisayarla göğüs tomografisi sırasında tek seferde alınan doz

Mide bağırsak röntgeni sırasında tek seferde alınan doz Çernobil nedeniyle Türk halkının aldığı

kişisel doz ortalaması

Fukuşima reaktörünün yakınında yaşayan bir kimsenin aldığı doz

Göğüs röntgeni sırasında tek seferde alınan doz

Çizimler: Emel Sungur Özen

Basınçlı hafif su reaktörü çevresindeki radyasyon doz sınırı (Dünya’daki nükleer reaktörler çevresindeki radyasyon bu sınırın altında ~0,0002 mSv) Radyasyona maruz kalma riski olan işçiler için konulan radyasyon dozu aralığı (ülkeden ülkeye değişiyor)

Günde 1,5 paket sigara içen bir insanın sigaranın içerdiği kurşun-210 ve polonyum-210 sebebiyle aldığı radyasyon dozu

Kozlu, Karadan, Üzülmez kömür ocaklarında işçilerin maruz kaldığı ortalama doz

Doğal radyasyon dozu (Dünya ortalaması) Dünya Sağlık Örgütü

tarafından belirlenen doğal radyasyon kaynaklı yıllık etkin doz

17 Mart 2011 itibariyle Tokyo’da belirlenen doz

(7)

Bilim ve Teknik Nisan 2011 <<<

Havadaki radyasyonun Japonya’ya uzak ülkele-re ulaşması ve bir risk oluşturması şimdilik söz ko-nusu değil. Ancak örneğin Japonya’ya yakın Rusya ve Amerika’nın batı kıyılarında radyasyon miktarın-da artış hâlihazırmiktarın-da tespit edildi. Tabii endişe uyan-dıran ve ülkelerin önlem aldığı bir diğer husus da Japonya’dan ithal edilen tarım ve sanayi ürünleri. Ül-kemizde de 11 Mart 2011’den itibaren ithal edilen tüm gıda ürünleri insan, hayvan ve bitki sağlığına yönelik kontrollerden ve Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’nun (TAEK) radyasyon güvenliği kontrollerinden geçiyor. Mart 2011 sonu itibariyle Japonya’da radyasyon dozu en yüksek iki gıda ürünü süt ve ıspanak. Japonya Ta-rım, Orman ve Balıkçılık Bakanlığı’nın açıklamasına göre Japonya dışarıya çok az süt ihraç ederken hemen hemen hiç ıspanak ihraç etmiyor.

Renssealaer Politeknik Enstitüsü’den sağlık fizik-çisi Peter Caracappa Japonya’daki süt ve ıspanakta-ki sezyum-137 ve iyot-131 seviyelerini incelemiş. Yi-yeceklerdeki radyasyon genelde belli miktardaki mal-zemede bir saniyede bozunan radyoaktif çekirdek miktarı olan Becquerel cinsinden ifade ediliyor. Ya-ni Becquerel, Sievert gibi radyasyonun biyolojik etsini içermiyor. Japonya’nın İbaraki bölgesinde bir ki-lo ıspanakta 54.000 Becquerel seviyesinde iyot-131 kaynaklı radyasyon tespit edilmiş, ki bu yasal sınırla-rın 27 kat üstünde. Ispanağın radyasyonlu gıda ürün-leri listesinin başında yer almasının sebebi olarak da, geniş yapraklı olduğu için üzerinde çok toz birikme-si gösteriliyor. Caracappa bir kişinin ıspanaktan,

nük-leer reaktörde çalışan işçiler için belirlenen yıllık rad-yasyon dozu kadar radrad-yasyon alması için, 19 kilo ka-dar ıspanak yemesi gerektiğini belirtiyor. 1 Sievert-lik radyasyon alımı kanser riskini % 4 artırırken bu miktar 20 milyon bequerele karşılık geliyor. Bu da an-cak yılda her gün bir kilo radyasyonlu ıspanak yiye-rek oluşabilecek bir durum. Fukuşima bölgesindeki sütlerdeki radyasyon miktarı ise son açıklamaya gö-re normal sınırın 17 kat üstünde. Caracappa’nın he-saplarına göre, içilen sütün de kanser riskini % 4 art-tırması için bir kişinin toplam 58.000 su bardağı (200 mililitrelik) süt içmesi gerekiyor, ki her gün bir bar-dak süt içse bu 160 yıl sürüyor. Japon hükümeti rad-yasyonlu sütün az miktarda içilebileceğini açıklarken ıspanak yenmemesini öneriyor.

İçme suyuna gelince, şimdiye kadar Tokyo, To-kaimura ve Hitachi dahil olmak üzere bir çok şe-hirde yapılan ölçümlerde elde edilen en yüksek de-ğer 200 Becquerel. Sınır doz dede-ğeri ise 1 yaş altı be-bekler için 100, yetişkinler için 300 Becquerel.

Tabii tüm bu rakamlar aynı kalmıyor, zaman zaman yükselen değerler sızıntının durdurulması durumunda zamanla azalarak bir süre sonra nor-mal değerlere dönebilir. Ümit edilen de bu. Aslın-da hepimiz günlük hayatımızAslın-da suAslın-dan, topraktan, besinlerden ve kozmik ışınlardan, kısaca doğadan radyasyon alıyoruz. Ancak doğal kaynaklı radyas-yonun tamamı insanoğlu için sınır radyasyon dozu değerinin çok çok altında olduğu için endişe duy-madan hayatımıza devam edebiliyoruz.

ABD 0.88 mSv/yıl Brezilya 35 mSv/yıl Danimarka 0.45 Sv/yıl Almanya 3.8 mSv/yıl İran (Ramsar) 260 mSv/yıl Hindistan (Kerela) 35 mSv/yıl Japonya 1.26 mSv/yıl Çin 3 mSv/yıl

Doğal Radyasyon Dünya Haritası Doğa kaynaklı radyasyonun Dünya’da en yüksek olduğu yer İran’ın kuzeyinde bulunan Ramsar şehri. Bunun temel sebebi olarak bu bölgede bulunan radyum-226 izotopunun sıcak su kaynaklarıyla yeryüzüne taşınması ve radyumun -içinde çözünmüş oksijen oranı çok düşük olan- anoksit sularda çözünebilmesi gösteriliyor.

Kaynaklar

Türkiye Atom Enerjisi Kurumu: http://www.taek.gov.tr UNSCREAR 2008 Raporu: Sources and Effects of Ionizing radiation

http://www.unscear.org/ docs/reports/2008/0986753_ Report_2008_Annex_B.pdf Radiation Effects research foundation: http://www.rerf.jp/ index_e.html http://www.newscientist.com/ special/japanquake http://wap.npr.org/news/ Health/134746912?page=1

Referanslar

Benzer Belgeler

Siscovick DS, Schwartz SM, Corey L et al: Chlamydia pneumoniae, Herpes simplex virus type 1, and Cytomegalovirus and incident myocardial infarction and coronary heart disease death

teþvik etmeyi dilerlerse, onlarý özgür- lükleri içinde yaþamaya ve öðrenmeye býrakmalýdýrlar.&#34; Yetiþmekte olan bir insana, kendi arzularýný gerçek- leþtirmek,

Bunu herkes bilir ama herkesin bilmediği, yerkürenin üst katmanlarındaki kayaçlarda (kabaca taşlarda, Şekil 1) başlangıçtan beri bulunan doğal radyoaktif uranyum, toryum

Çok kuvvetli bir öldürücü olan polonyum 210 az miktarda tütün dumanında da bulunuyor.Tütündeki doğal radyoaktif polonyumun, tütün kullananların kanser riskini

Kozmik ışınlar da, özellikle yüksek yerleşim yerlerinde oturanlarda ve uçak yolculuklarında daha fazla radyasyon dozu oluşturuyor ve bunun da değişim aralığının

Dünya genelinde doğal ve yapay radyasyon kaynaklarından alınan dozların oranı (Kaynak TAEK).... • Radyasyonun canlıların üzerindeki etki derecesi doz denilen birim

Arı, bir emre boyun eğdiği için kanatlanır da, sen onca emri hiçe saydığın için kalka- mazsın yerinden, adım atamazsın bir türlü. Oysa en çok sana gönderil- mişken kitap

Risk skoru için kesme değeri belirlemede tanı tarama testleri (duyarlılık, özgüllük, pozitif ve negatif belirleyici değer) ve ROC Curve analizi kullanıldı.. Ayrıca sınır