• Sonuç bulunamadı

Mevlid-i Nebevî münâsebetiyle Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'e milyarlarca salât toplama bid'atı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Mevlid-i Nebevî münâsebetiyle Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'e milyarlarca salât toplama bid'atı"

Copied!
9
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Mevlid-i Nebevî münâsebetiyle Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'e milyarlarca salât toplama bid'atı

ﻮﺒﺠ ﻮﻟﻤ ﺔﺒﺳﺎﻨﻤﺑ ﷲ ﻮﺳ ﻟﺒ ﻼﺼﻟ ﻦﻣ ﺎﻴﻠﻣ ﻊﻴﻤﺗﺠ ﺔﻋﺪﺑ ﴿

[ Türkçe – Turkish – ﻛﻲﺮﺗ ]

Muhammed Salih el-Muneccid

Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

2010 - 1431

(2)

ﻮﺒﺠ ﻮﻟﻤ ﺔﺒﺳﺎﻨﻤﺑ ﷲ ﻮﺳ ﻟﺒ ﻼﺼﻟ ﻦﻣ ﺎﻴﻠﻣ ﻊﻴﻤﺗﺠ ﺔﻋﺪﺑ ﴿

 ﺔﻐﻠﻟﺎﺑ » ﺔﻴ+ﺘﺮ ﻟ «

ﺪﻤﻣﺤ ﺪﺠﻨﻟﻤ ﺢﻟﺎﺻ

ﺔﺟﻤﺮﺗ ﺪﻤﻣﺤ :

ﻴﻦﻫﺎﺷ ﻢﻠﺴﻣ

ﺔﻌﺟﺮﻣ ﻴﻦﻫﺎﺷ ﺎﺿ ﻠﻲﻋ :

2010 - 1431

(3)

Soru:

Ben, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'e salât konusunda "Katılım yoluyla Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'e salâtta bulunma" yolunun meşrû olup- olmadığını öğrenmek istiyorum.

Buna göre her şahıs, tanıdığı kişilerden, belirli bir sayıda Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'e salâtta bulunmasını istemekte, sonra da tanıdığı kişilerden, arkadaşlarından ve âilesinden katılım yoluyla topladığı sayıyı, bu sayfada biraraya getirmesi için buraya koymaktadır.

Örneğin öğrencilerden birisi,bulunduğu semt veya mahallesindeki insanların evlerine giderek tek tek kapılarını çalmakta, her âileden,Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'e 1000 veya daha fazla salâtta bulunmasını istemekte ve onlara: 'Salât konusunda son ulaştığınız sayıyı bana vermeniz için bir hafta sonra size tekrar döneceğim" demektedir. Bu insanlardan kimisi 1000, kimisi daha fazla salâtta bulunmaktadır. Bu şekilde Peygamber - sallallahu aleyhi ve sellem-'e yaklaşık olarak 1.500.000 salât toplamaktadır.

Başka bir öğrenci de okulundaki her öğrenciye, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'e 500 defa salâtta bulunmasını isteyerek böylelikle 3.000.000 (üç milyon) salât toplamaktadır.

Siz de internette üye olduğunuz forumlarda bu konuyu yazabilirsiniz, Peygamber - sallallahu aleyhi ve sellem-'e belirli bir sayıda salâtta bulunmaları için foruma katılanlardan size katılmalarını isteyebilirsiniz ve bu katılımı forumda kısaca takdim edebilirsiniz.

Allah Teâlâ'dan size güzel muvaffakiyetler dilerim.

Cevap:

Hamd, yalnızca Allah'adır.

Sünneti ve onun ahkâmını bilen, sünnetin nuruyla aydınlanan, onun gölgesinde gölgelenen, şeriata ve sünnete uymanın güzel kokusunu koklayan herkes, soruda gelen bütün bu amellerin, sapık bir bid'at olduğunu ve müslümanın, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'i sevmenin böyle olmadığını çok iyi bilir.

Eğer böyle olmasaydı, Ebu Bekir ve diğer sahâbe -Allah onlardan râzı olsun- bu gibi amelleri niçin bizden önce yapmadılar?

Saîd b. el-Museyyib ve diğer tâbiîn -Allah onlara rahmet etsin-, bu gibi amelleri

(4)

Dört mezhep imamı ve diğer İslâm âlimleri, bu gibi amelleri niçin bizden önce yapmadılar?

Bu kimselerden hiçbirisi bunun gibi veya buna yakın hiçbir davranışta bulunmuş değildir.

Evet... Allah Teâlâ, Peygamberi Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'e salâtta bulunmayı bize emretmiş ve Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- de bizi buna teşvik etmiştir. Fakat Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'i gerçekten sevenler ve büyük ecirler kazanmak isteyenler, bunun gibi veya buna yakın hiçbir davranışta bulunmamışlardır.

Bu iş için çizelge ve tablolar yaparak vakit kaybetmek, bu çizelgeleri okullara, evlere ve internetteki forumlara dağıtmak, bütün bunların hiçbir faydası yoktur ve ömrü boşa tüketmektir.Hatta bu davranış; dînde çıkarılan bir sapıklık ve akılsızlıktır!!

Bu davranışta bulunan kimseler, şayet Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'e uymanın anlamını bilmiş olsalardı, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in eşlerine olan davranışındaki sünnetini, nasıl abdest alınması ve nasıl namaz kılınması gerektiğini insanlara öğretmek, onları, fâizi bırakmaya, cemaat namazını, hatta namazı tamamen terketmemeye teşvik etmek ve kadınları, açılıp-saçılmaktan uyarıp sakındırmak gibi, bu gayret ve çalışmaları; Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in sünnetini bilmeyen ve dosdoğru yoldan sapan birçok tâife ve cemaatlere, İslâm mesajının ulaşmasında büyük etkisi olabilecek insanlara faydalı işlerde kılmaları mümkün olabilirdi. Fakat Peygamber - sallallahu aleyhi ve sellem-'in gerçek sünnetine uymaya alaylı gözle bakan ve onu dînin emrettiği şekilde seven kimseleri tanımaz bir şekilde bakan bid'at ehli, bu gibi çok kıymetli amellere nasıl muvaffak olabilir ki

Yukarıdaki soruda zikredilen davranışlarda bulunan kimseler, bu fiilleriyle birçok bid'atlara veya birçok yönden bid'atlara düşmüşlerdir.

Bunlardan bazıları şunlardır:

Birincisi:

Bu kimseler, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'e getirdikleri salâtı, bir bayram hâline getirmişlerdir. Bu bayram ise, bid'at bir münâsebet olan Mevlid-i Nebevî'dir.

İkincisi:

Bu kimseler, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'e getirdikleri salâtı, belirli bir sayıyla sınırlı tutmuşlar, bu hesaplama işini de kendilerine ve insanlara yüklemişlerdir. Bu fiil, Allah Teâlâ'nın emretmediği bir davranıştır. Oysa müslüman, -soruda gelen hadiste olduğu gibi, ki bu hadisin sahih olup-olmadığı konusunda âlimler arasında görüş ayrılığı vardır-, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'e 10 defa salâtta bulunabilir.10 defadan

(5)

fazla salâtta bulunursa, kendisinin lehinedir. Müslümanın, belirli sayıda olması gereken bir zikri, mutlak (sınırsız) kılma hakkı yoktur. Aynı şekilde mutlak olan bir zikri, kendi yanından belirli bir sayı ile sınırlandırma hakkı da yoktur.

Böyle yapan kimselerle onlardan önceki bid'atçılar, Abdullah b. Mes'ud'un -Allah ondan râzı olsun- şu sözüne ne kadar da lâyıktırlar:

...)) ْﻢُﻜِﺗﺎ َﺌِّﻴَﺳ Gُّﺪُﻌَﻓ ٌL ْ َ J

n ْﻢُﻜِﺗﺎَﻨ َﺴَﺣ ْﻦِﻣ َﻊﻴ ِﻀَﻳ َ ﻻ R ْ َ

S ٌﻦِﻣﺎ َﺿ ﺎَﻧ َ ﺄ َ

((.

ﻪﻨﻨﺳ ﺔﻣﺪﻘﻣ ﻓﻲ ﻣﻲ ]G ] [

""""... Siz, k... Siz, k... Siz, k... Siz, kötülüklerinizi ötülüklerinizi ötülüklerinizi ötülüklerinizi (günahlarınızı) sayısayısayın! Zirâ ben,sayın! Zirâ ben,n! Zirâ ben,n! Zirâ ben, iyilikleriniyilikleriniyilikleriniyiliklerinizizizizden hiçbir şeyin zden hiçbir şeyin zden hiçbir şeyin zâden hiçbir şeyin zâââyi yi yi yi edi

ediedi

edilmeyeceğine dlmeyeceğine dlmeyeceğine dlmeyeceğine dââââir ir ir ir sizesizesizesize güvence vergüvence vergüvence vergüvence veririmirimirimirim....(Yani iyilikleri saymaya gerek yoktur. Çünkü iyiliklerin karşılığını Allah Teâlâ mutlaka verecektir.Fakat siz günahlarınızı sayın. Çünkü siz, günahlarınızdan hesaba çekileceksiniz)."."."."1111

(Hadisin tamamı Dârimî'de şöyledir:

ِ^َﺎَﺒُﻤ ْ ))

ﻟ ُﻦْﻧ ُﻢَﻜَ ْ

ﻟﺤ ﺎَﻧَ َﺒﺮْﺧ َ

َ S

ﺎc َ

ﻗ َﻴﻰcْ َ

ﻳﺤ ُﻦْﻧ Gُﺮْﻤَﻗ ﺎَﻧَ َﺒﺮ ْ ﺧ َ

S ِh :

َ

S ُ ﺖ ْ

ﻌ ِﻤc َ ﺳ

َ ﺎ َ

ﻗ ِﻪﻴِﻧ َ

S ْﻦ ﻗ َ ُ j ﺪ ِّ َ ُ ﻳﺤ ِﺪ ْﺒَﻗ ِkﺎَﺑ َ َ :

ﻟﺒ ُﺲِﻠ ْ َﻧﺠ ﺎnﻨُﻛ ِ َ ِﷲ

ﻼc َﺻ َ ﻞc ْ ﺒ َ

ﻗ ٍsﻮ ُﻌc ْﺴَﻣ ِﻦc ْﺑ

ِ َ ﺪ َ

ﻐ ْ t ﻟ

ْ ﻟ َ

ﻟﻰِv ُﻪَﻌَﻣ ﺎَﻨْﻴ َﺸَﻣ َxَﺮَﺧ َyِﺈَﻓ ِﺪ ِﺠ ْ

ﺴ َ t ﻤ

َ ﺎc َ ﻘ َ

ﻓ ُِّﺮ َﻌْﺷ َ ْ

ﻷ َ

nﻮُﻣ ﻮُﺑ َ S ﺎ َ

ﻧَLﺎ َﺠ َ : ﻓ

ُﺪْﻌَﻧ ِﻦ َ ْﺣﻤnﺮﻟ ِﺪْﺒَﻗ ﻮُﺑ َ

S ْﻢُﻜْ َ

~ِv َxَﺮَﺧ َ S ﺎ َ ﻨ ْ 

ﻠ ُ ﻗ :

َ

t ﻻ َxَﺮcَﺧ nkَﺣ ﺎَﻨَﻌَﻣ َﺲ َ

ﻠ َﺠ َ ﻓ ﺎc n .

َ

ﻠ َ ﻓ

َ x َ ﺮ َ t ﺧ ﺎ ً

ﻌﻴِ َ

ﺟﻤ ِﻪ ْ َ~ِv ﺎَﻨْﻤ ُ t ﻗ

َ nﻮ ُ ﻣ ﻮُﺑ َ

S ُ َ

‚ َ

ﺎ َ ﻘ َ : ﻓ

ِﻦ َ ْﺣﻤnﺮcﻟ ِﺪcْﺒَﻗ ﺎcَﺑ َ S ﺎَﻳ ِ ﻓﻲ ُ !

ﺖc ْ ﻳ

َ

S َ



ِّ

kِv

ُﻪُﺗْﺮَﻜ ْ ﻧ َ S ًﺮْﻣ َ

S ﺎ ً

ﻔِﻧ† ِﺪ ِﺠ ْﺴَﻤْﻟ

ُﺪْﻤَ ْ t

ﻟﺤَG َ َ S ْﻢ َ ِ ِ ﻟَG

ً ﻴﺮ ْ ﺧ َ n ﷲ ﻻِv .

َ ﺎ َ

: ﻗ َﻮc ُ

ﻫ ﺎ ﻤ َ َ

 ﻓ

َ ﺎc َ ﻘ َ : ﻓ

ُ]َ َ ﺘﺮ َﺴ َ

ﻓ ﺖ َ ْ ﺸِﻋ ْ

Rِv .

َ ﺎ َ

: ﻗ َ َ

ﻼ nﺼﻟ َ

RGُﺮ ِﻈ َﺘْﻨَﻳ ﺎًﺳﻮُﻠُﺟ ﺎًﻘَﻠِﺣ ﺎًﻣْﻮَﻗ ِﺪِﺠْﺴَﻤ ْ

ﻟ ِﻓﻲ ُﺖْﻳ َ t Sَ

ﻛﻞ ِﻓﻲ ِّ ُ ً ‹َﺣ ْﻢِﻬﻳِﺪ ْﻳ َ

S ِ َG ٌﻞُﺟَ ٍﺔَﻘ ْ ﻠَﺣ t

ُ ﻮc ُ ﻘَﻴ َ : ﻓ

ً ﺔc َ

ﺋﺎِﻣ Gُ ِّﺒﺮc َ t ﻛ

ً ﺔc َ

ﺋﺎِﻣ RGُ ِّﺒﺮc َ َ ﻜُﻴ َ . ﻓ

ُ ﻮ ُ ﻘَﻴ َ : ﻓ

ً ﺔ َ

ﺋﺎِﻣ ﻮ ُ ﻠ ِّ

ﻠ َ t ﻫ

ﺔ َ ﺋﺎِﻣ َ

Rﻮ ُ ﻠ ِّ

ﻠ ﻬ َ ُ ﻴ َ t ﻓ

ُ ﻮ ُ ﻘَﻳَG

ً : ﺔ َ

ﺋﺎِﻣ ﻮ ُ ﺤ ِّ

ﺒ ﺳ َ t

ً ﺔ َ

ﺋﺎِﻣ َ Rﻮ ُ

ﺤ ِّ

ﺒ َﺴ ُ ﻴ َ . ﻓ

َ ﺎ َ

: ﻗ

ْﻢُﻬ َ ﻟ َﺖ ْ

ﻠ ُ ﻗ  َ

yﺎَﻤ َ ﻓ



َ ﺎ َ

: ﻗ

َ ﻚِﻳ ْ

Sَ َﺎ َﻈِﺘ ْ ﻧ ﺎًﺌْﻴ َ

ﺷ ْﻢُﻬ َ ﻟ ُﺖ ْ

ﻠ ُ ﻗ ﺎَﻣ

َ t

^ِﺮ ْ ﻣ َ

S َﺎ َ ﻈِﺘ ْ . ﻧَG

َ ﺎ َ

: ﻗ

َ ﻼ َ

َ

S

ْﻢِﻬِﺗﺎ َﻨ َﺴَﺣ ْﻦِﻣ َﻊﻴ ِﻀَﻳ َﻻ ْR َ S ْﻢُﻬ َ

ﻟ َﺖْﻨِﻤ َﺿَG ْﻢِﻬِﺗﺎَﺌِّﻴَﺳ Gُّﺪُﻌَﻓ ْR َ

S ْﻢُﻬَﻳْﺮَﻣ َ S c َ t

• َ

ﻣ n ﻢc ُ

(6)

َ ﻠِ ْ ﻟﺤ َ

ﻚ ْ

ﻠِﺗ ْﻦِﻣ ً ﺔ َ

ﻘ ْ ﻠَﺣ َ

— َ

S nk َﺣ ُﻪَﻌَﻣ ﺎَﻨْﻴ َﻀَﻣَG ِﻖ

ْﻢِﻬ ْﻴcَﻠَﻋ َﻒَﻗَﻮَﻓ t

ﺎc َ t ﻘ َ : ﻓ  َ

ﺬc َ ﻫ ﺎc َ

َ Rﻮُﻌَﻨ ْﺼَﺗ ْﻢُﻛَ َ

S ِ n

œ

ِﻦ َ ْﺣﻤnﺮcﻟ ِﺪcْﺒَﻗ ﺎَﺑ َ  S ﺎَﻳ ﻮ ُ

ﻟﺎ َ

! ﻗ c ً

‹ َ

t ﺣ َﻴﺮcِﺒ ْ

ﻜnﻛﺤ ِﻪcِﺑ ُّﺪcُﻌَﻏ

َﺢﻴِﺒ ْﺴnﺘﻟَG َﻞﻴِﻠْﻬnﻛﺤَG .

َ ﺎ َ

: ﻗ ْﻢُﻜِﺗﺎ َﺌِّﻴcَﺳ Gُّﺪcُﻌَﻓ ْﻦcِﻣ َﻊﻴc ِﻀَﻳ َ J

ﻻ R ْ َ

S ٌﻦِﻣﺎc َﺿ ﺎcَﻧ َ ﺄ َ

ِﺗﺎ َ ﻨ َ

ﺴ َ ٌL ْ َ ﺣ

n ﻢ ْ ُ ﻜ ٍﺪnﻤ َ ُ ﻣﺤ َ .

ﺔnﻣ ُ

S ﺎَﻳ ْﻢُﻜَ ْ ﻳﺤَG ْﻢُﻜَﺘ َ !

ﻜ َ

ﻠَﻫ َ¡َ ْﺳﺮ َ S ﺎَﻣ

ُ !

ﺔَﺑﺎ َﺤc َﺻ ِL َ ﻻ ﺆ ُ ﻫ َ

n ﻠﻰ َﺻ ْﻢ ُ ﻜِّﻴِﺒ َ ُﷲ ﻧ

َ RGُﺮِﻓَﻮcَﺘُﻣ َﻢnﻠَﺳَG ِﻪْﻴَﻠَﻋ

َ t

ﻞcْﺒَﻳ ْﻢc َ

ﻟ ُﻪcُﺑﺎَﻴِﻋ ِ] ِﺬc َﻫَG ْﻢc َ t

ﻟ ُﻪcُﺘَﻴِﻧ†َG

ﺴﺮ ْ َ ْ ﻜ ُ t ﺗ

َ ﻠﻰَﻌ َ

ﻟ ْﻢُﻜnﻧِv ِ]ِﺪَﻴِﻧ ِnْﻔَﻏ ِ n ٍﺪc nﻤَ ُﻣﺤ ِﺔcnﻠِﻣ ْﻦcِﻣ §َﺪcْﻫ َ œَG

S َ ِ ﻫﻲ ٍﺔc n ﻠِﻣ

ْ t G

َ

S

ٍﺔ َ ﻟ َ

ﻼ َ

ﺿ ِkﺎ َﺑ ﻮُﺤِﺘَﺘْﻔُﻣ

ﻮ ُ . ﻟﺎ َ : ﻗ ِﷲ َG ِﻦ َ ْﺣﻤnﺮﻟ ِﺪْﺒَﻗ ﺎَﺑ َ

S ﺎَﻳ َ ْ !

ﻴﺮcَ ْ ﻟﺨ n

ﻻِv ﺎc َ ﻧ ْ

sَ َ S ﺎ ﻣ َ .

َ ﺎc َ

: ﻗ

ُﻪَﺒﻴ ِﺼُﻳ ْﻦ َ

ﻟ ِ ْﻴﺮَﺨْﻠِﻟ ٍﺪﻳِﺮُﻣ ْﻦِﻣ ْﻢ َ +َG

َ !

ﻮ ُﺳَ n ِﷲ Rِv

 n ﻠﻰ َﺻ ِﻪ ْ ُﷲ

ﻴ َ ﻠ َ n ﻋ

R َ S ﺎَﻨ َ

ﻋ nﺪَﺣ َﻢ n ﻠ َﺳَG

َR†ْﺮ ُ ﻘ ْ

ﻟ َRGُLَﺮ ْ ﻘ َ

ﻓ ﺎًﻣْﻮ َ t ﻗ

ْﻢُﻬَﻴِﻗَﺮc َﺗ ُ« ِGﺎc َ ُﻳﺠ َﻻ

َ t

 G

ُ ﻢc ْ ِﷲ ﻓ ْﻢُﻫَ َ !

ﺜﺮc ْ ﻛ َ

S ﻞcَﻌ n َ

ﻟ ِ ْs َ S ﺎcَﻣ

ْ ﻢ ُ ﻜ ْ

ﻨِﻣ

ْ t ﻢ ُ

ﻬ ْ ﻨ َ

ﻗ n

¯ ﻮ َ َ ﺗ n

ﻢ ُ ﻋ

َ t ﺔَﻤ َ

ﻠc َﺳ ُﻦcْﻧ Gُﺮ ﻤ ْ َ ﻗ َ

ﺎ َ ﻘ َ : ﻓ

ِﻖc َ ﻠِ ْ

ﻟﺤ َ ﻚcِ َ

ﺤG ُ S َ

ﺔc ﻣ n ﺨ ﺎc َ َ ﻨ ْ ﻓ َ

Sَ

َﻳ ﺎ َ ﻧﻮ ُ

ﻨِﻋﺎ َﻄُﻓ ِxِ َﻮَ ْ

ﻟﺨ َﻊَﻣ ِRَGَﺮ ﻬnﺠ َ³ْﻮ ْ ((.

ﻪﻨﻨﺳ ﺔﻣﺪﻘﻣ ﻓﻲ ﻣﻲ ]G ]

[

""""BizeBizeBizeBize,,,, elelelel----Hakem Hakem Hakem b. eHakem b. eb. eb. ellll----Mübârek haber verip Mübârek haber verip Mübârek haber verip Mübârek haber verip (dedi ki): BBBBize Amr b. Yahya haber verip ize Amr b. Yahya haber verip ize Amr b. Yahya haber verip ize Amr b. Yahya haber verip dedi ki

dedi kidedi ki

dedi ki: B: B: B: Babamı, babasından şöyle rivayet ederken abamı, babasından şöyle rivayet ederken abamı, babasından şöyle rivayet ederken işittimabamı, babasından şöyle rivayet ederken işittimişittimişittim::::

(Babam) dedi kidedi kidedi ki: dedi ki: : :

---- Biz, sBiz, sBiz, sabah namazındanBiz, sabah namazındanabah namazındanabah namazından öööönce Abdullah b. Mes'ûd'un kapısının önünde otururduk. nce Abdullah b. Mes'ûd'un kapısının önünde otururduk. nce Abdullah b. Mes'ûd'un kapısının önünde otururduk. O nce Abdullah b. Mes'ûd'un kapısının önünde otururduk. O O O dışarı ç

dışarı çdışarı ç

dışarı çıktığında, onunla beraber mescide giderdik. Derken bir günıktığında, onunla beraber mescide giderdik. Derken bir günıktığında, onunla beraber mescide giderdik. Derken bir gün,,,, Ebû Musa elıktığında, onunla beraber mescide giderdik. Derken bir gün Ebû Musa elEbû Musa elEbû Musa el----Eş'arî Eş'arî Eş'arî Eş'arî yanımıza geldi ve:

yanımıza geldi ve:yanımıza geldi ve:

yanımıza geldi ve:

---- Ebû Abdurrahman Ebû Abdurrahman Ebû Abdurrahman Ebû Abdurrahman (yani Abdullah b. Mesûd) hâlâ yanınıza çıkmadı mı? dhâlâ yanınıza çıkmadı mı? dhâlâ yanınıza çıkmadı mı? dhâlâ yanınıza çıkmadı mı? diye sorduiye sorduiye sordu.... iye sordu Bunun

Bunun Bunun

Bunun üzeriüzeriüzeriüzerine bne bne bne biz:iz:iz:iz:

---- HayırHayırHayırHayır,,,, dededeyince,deyince,yince,yince, o da bizimle beraber oturdu. o da bizimle beraber oturdu. o da bizimle beraber oturdu. o da bizimle beraber oturdu. Nihayet Nihayet Nihayet Nihayet (Abdullah b. Mes'ûd) dışarı dışarı dışarı dışarı çık

çıkçık

çıkınca toptan ona ayağınca toptan ona ayağınca toptan ona ayağınca toptan ona ayağa kalktık. a kalktık. a kalktık. Sonra Ebû Musa ona şöyle dedi: a kalktık. Sonra Ebû Musa ona şöyle dedi: Sonra Ebû Musa ona şöyle dedi: Sonra Ebû Musa ona şöyle dedi:

---- Ebû AbdEbû AbdEbû AbdEbû Abduuuurrahman! Biraz önce mescidderrahman! Biraz önce mescidderrahman! Biraz önce mescidde (Mescid-i Nebevî'de) yadırgadığım bir rrahman! Biraz önce mescidde yadırgadığım bir yadırgadığım bir yadırgadığım bir durum gördüm.

durum gördüm. durum gördüm.

durum gördüm. FakatFakatFakat yiFakatyiyiyine de, Allah'a ne de, Allah'a ne de, Allah'a ne de, Allah'a hamd olsunhamd olsunhamd olsunhamd olsun, hayırdan başka bir şey görm, hayırdan başka bir şey görm, hayırdan başka bir şey görm, hayırdan başka bir şey görmedimedimedimedim. . . . (Abdullah b. Mes'ûd)::::

---- O O O gördüğün şey nO gördüğün şey ngördüğün şey ngördüğün şey nedir?edir?edir?edir? diye sordu. diye sordu. diye sordu. diye sordu.

(7)

Ebû Musa:

Ebû Musa:

Ebû Musa:

Ebû Musa:

---- Yaşarsan birazdan göreceksinYaşarsan birazdan göreceksinYaşarsan birazdan göreceksin,,,, dedi Yaşarsan birazdan göreceksin dedi dedi (ve) şöyle devam etti: dedi şöyle devam etti: şöyle devam etti: şöyle devam etti:

---- Mescidde halkalar halindeMescidde halkalar halindeMescidde halkalar halinde oturmuş, namazı bMescidde halkalar halinde oturmuş, namazı boturmuş, namazı boturmuş, namazı bekleyen bir topluluekleyen bir topluluekleyen bir topluluekleyen bir topluluk gördüm. k gördüm. k gördüm. Her k gördüm. Her Her Her halkada

halkada halkada

halkada (onu idâre eden) bir adam, bir adam, bir adam, (halkada bulunanların) ellerinde de çakıl taşları bir adam, ellerinde de çakıl taşları ellerinde de çakıl taşları ellerinde de çakıl taşları var

varvar

varddddıııı.... (Halkayı idâre eden)::::

----Yüz defa Allahu Yüz defa Allahu Yüz defa Allahu Yüz defa Allahu EEEEkber deyinkber deyinkber deyin,,,, diyor, onlar da yüz defa Allahu Ekber diyorlarkber deyin diyor, onlar da yüz defa Allahu Ekber diyorlardiyor, onlar da yüz defa Allahu Ekber diyorlarddiyor, onlar da yüz defa Allahu Ekber diyorlardddıııı. . . . Sonra, yüz defa Lâ İlahe İllallah, deyin

Sonra, yüz defa Lâ İlahe İllallah, deyinSonra, yüz defa Lâ İlahe İllallah, deyin

Sonra, yüz defa Lâ İlahe İllallah, deyin,,,, diyor,diyor,diyor, onlar da yüz defa Lâ ilahe İllallah diyor, onlar da yüz defa Lâ ilahe İllallah onlar da yüz defa Lâ ilahe İllallah onlar da yüz defa Lâ ilahe İllallah diyorlar

diyorlardiyorlar

diyorlardddıııı. Yüz defa Sübhanallah deyind. Yüz defa Sübhanallah deyin. Yüz defa Sübhanallah deyin,,,, diyor, onlar da yüz defa Sübhanallah diyorlar. Yüz defa Sübhanallah deyin diyor, onlar da yüz defa Sübhanallah diyorlardiyor, onlar da yüz defa Sübhanallah diyorlardiyor, onlar da yüz defa Sübhanallah diyorlardddıııı.... d (Abdullah b. Mes'ûd)::::

---- Peki onlara ne dedin?Peki onlara ne dedin?Peki onlara ne dedin? DPeki onlara ne dedin?DDDiye sorduiye sorduiye sorduiye sordu....

Ebû Musa:

Ebû Musa:

Ebû Musa:

Ebû Musa:

----Senin Senin Senin Senin bu konudaki bu konudaki bu konudaki bu konudaki görüşünü ve emrini bekleyerekgörüşünü ve emrini bekleyerekgörüşünü ve emrini bekleyerek onlara bir şegörüşünü ve emrini bekleyerekonlara bir şeonlara bir şeonlara bir şey söylemedimy söylemedimy söylemedim, y söylemedim, , , dedi. dedi. dedi. dedi.

(Abdullah b. Mes'ûd) deddeddedi kidedi kii ki:::: i ki

---- OOOnlara kötülüklerini Onlara kötülüklerini nlara kötülüklerini (günahlarını) saynlara kötülüklerini saysaymalarsaymalarmalarmalarınıınıınıını emretseydin ve iyiliklerinden hiçbir emretseydin ve iyiliklerinden hiçbir emretseydin ve iyiliklerinden hiçbir emretseydin ve iyiliklerinden hiçbir şeyin z

şeyin zşeyin z

şeyin zââââyi edilmeyeceğine dyi edilmeyeceğine dyi edilmeyeceğine dyi edilmeyeceğine dâir onlara güvence verseydin ya!âir onlara güvence verseydin ya!âir onlara güvence verseydin ya!âir onlara güvence verseydin ya! dedi.dedi.dedi.dedi.

Sonra Sonra Sonra

Sonra (Abdullah b. Mes'ûd oraya) gitti, biz de onunlagitti, biz de onunlagitti, biz de onunlagitti, biz de onunla beraber gittikberaber gittikberaber gittikberaber gittik.... Nihayet o, bu Nihayet o, bu Nihayet o, bu Nihayet o, bu halkalardan birine geldi, başlarında durdu ve:

halkalardan birine geldi, başlarında durdu ve: halkalardan birine geldi, başlarında durdu ve:

halkalardan birine geldi, başlarında durdu ve:

----Bu, yapBu, yapBu, yapBu, yapmakta olduğunuzu makta olduğunuzu makta olduğunuzu makta olduğunuzu gördüğüm gördüğüm gördüğüm gördüğüm şey şey şey şey nedir? Dnedir? Dnedir? Dnedir? Diye sordu.iye sordu.iye sordu. iye sordu.

Onlar:

Onlar:

Onlar:

Onlar:

---- Ey Ey Ey Ebû AbdEy Ebû AbdEbû AbdEbû Abduuuurrahman! rrahman! rrahman! rrahman! (Bunlar) çakıl taşlarıçakıl taşlarıçakıl taşlarıçakıl taşlarıdırdırdır. dır. . . Onlarla Onlarla Onlarla AOnlarla AAAllahu Ekber, Lâ ilahe İllallah llahu Ekber, Lâ ilahe İllallah llahu Ekber, Lâ ilahe İllallah llahu Ekber, Lâ ilahe İllallah ve Sübhanallah deyişleri

ve Sübhanallah deyişlerive Sübhanallah deyişleri

ve Sübhanallah deyişleri sasasayıyoruzsayıyoruzyıyoruzyıyoruz, dediler., dediler., dediler., dediler.

Bunun üzerine Abdullah b. Mes'ûd Bunun üzerine Abdullah b. Mes'ûd Bunun üzerine Abdullah b. Mes'ûd

Bunun üzerine Abdullah b. Mes'ûd onlara onlara onlara dedi kionlara dedi kidedi kidedi ki::::

---- Siz, kSiz, kSiz, kötülüklerinizi Siz, kötülüklerinizi ötülüklerinizi ötülüklerinizi (günahlarınızı) sayısayısayısayın! Zirâ ben,n! Zirâ ben,n! Zirâ ben,n! Zirâ ben, iyilikleriniyilikleriniyilikleriniziyiliklerinizizizden hiçbir şeyin zden hiçbir şeyin zden hiçbir şeyin zâden hiçbir şeyin zâââyi yi yi yi edilmeyeceğine d

edilmeyeceğine dedilmeyeceğine d

edilmeyeceğine dââââir ir ir ir sizesizesizesize güvence vergüvence vergüvence vergüvence veririmirimirimirim....(Yani iyilikleri saymaya gerek yoktur. Çünkü iyiliklerin karşılığını Allah Teâlâ mutlaka verecektir.Fakat siz günahlarınızı sayın. Çünkü siz, günahlarınızdan hesaba çekileceksiniz).... Yazıklar olsun size ey Muhammed Ümmeti! Yazıklar olsun size ey Muhammed Ümmeti! Yazıklar olsun size ey Muhammed Ümmeti! Yazıklar olsun size ey Muhammed Ümmeti! Ne Ne Ne Ne çabuk helak oldunuz! Oysa Peygamberiniz

çabuk helak oldunuz! Oysa Peygamberiniz çabuk helak oldunuz! Oysa Peygamberiniz

çabuk helak oldunuz! Oysa Peygamberiniz ----salallahu aleyhi ve sellemsalallahu aleyhi ve sellemsalallahu aleyhi ve sellemsalallahu aleyhi ve sellem----'in'in'in'in şu ashâbşu ashâbşu ashâbıııı hâlşu ashâb hâlhâlhâlâ â â â aran

aranaran

aranıııızda bolca bulunmaktadzda bolca bulunmaktadzda bolca bulunmaktadırırırır. İşte onun elbiseleri henüz eskimemiş, kapları henüz zda bolca bulunmaktad . İşte onun elbiseleri henüz eskimemiş, kapları henüz . İşte onun elbiseleri henüz eskimemiş, kapları henüz . İşte onun elbiseleri henüz eskimemiş, kapları henüz kırılmamış durumdad

kırılmamış durumdadkırılmamış durumdad

kırılmamış durumdadır. Nefsimır. Nefsimır. Nefsim elinde olan Allah'a yemin olsun ki, siz ya Muhammed'in ır. Nefsim elinde olan Allah'a yemin olsun ki, siz ya Muhammed'in elinde olan Allah'a yemin olsun ki, siz ya Muhammed'in elinde olan Allah'a yemin olsun ki, siz ya Muhammed'in dininden daha doğru olan ba

dininden daha doğru olan badininden daha doğru olan ba

dininden daha doğru olan başka şka şka şka bir dîn üzerbir dîn üzerbir dîn üzerebir dîn üzereeesiniz siniz siniz (ki bu imkânsızdır) ya da siniz ya da ya da ya da siz siz siz siz bir bir bir bir dal

daldal

dalâlet/sapıklık kapısı açâlet/sapıklık kapısı açâlet/sapıklık kapısı açâlet/sapıklık kapısı açanlaranlaranlarsınız.anlarsınız.sınız. sınız.

Onlar Onlar Onlar Onlar::::

(8)

---- Allah'a yemîn olsun ki,Allah'a yemîn olsun ki,Allah'a yemîn olsun ki, Ebû AbdAllah'a yemîn olsun ki,Ebû AbdEbû AbdEbû Abduuuurrahman, biz, rrahman, biz, rrahman, biz, rrahman, biz, hayırdan başka bir şeyi elde etmeyi hayırdan başka bir şeyi elde etmeyi hayırdan başka bir şeyi elde etmeyi hayırdan başka bir şeyi elde etmeyi istemedik, dediler.

istemedik, dediler.istemedik, dediler.

istemedik, dediler.

Bunun üzerine Abdullah b. Mes'ud Bunun üzerine Abdullah b. Mes'ud Bunun üzerine Abdullah b. Mes'ud

Bunun üzerine Abdullah b. Mes'ud onlara onlara onlara şöyle karşılık verdionlara şöyle karşılık verdişöyle karşılık verdişöyle karşılık verdi::::

---- Hayrı elde etmek isteyen niceHayrı elde etmek isteyen niceHayrı elde etmek isteyen nice kimseler Hayrı elde etmek isteyen nice kimseler kimseler vardır kimseler vardır vardır vardır ki onu hiç elde edemeki onu hiç elde edemeki onu hiç elde edemeki onu hiç elde edemezzzzlerlerlerler.Çünkü .Çünkü .Çünkü .Çünkü R

RR

Rasûlullahasûlullahasûlullahasûlullah ----salallahu aleyhi ve sellemsalallahu aleyhi ve sellemsalallahu aleyhi ve sellemsalallahu aleyhi ve sellem----: ': ': 'Kur'an'ı okuyacak: 'Kur'an'ı okuyacakKur'an'ı okuyacakKur'an'ı okuyacak, fakat , fakat , fakat , fakat (bu okuyuşları sadece dilde kalacak olan ve) onların köprücük kemiklerinonların köprücük kemiklerinonların köprücük kemiklerindenonların köprücük kemiklerindendenden ileriye geçmeyecek olan bir ileriye geçmeyecek olan bir ileriye geçmeyecek olan bir ileriye geçmeyecek olan bir topluluğu

topluluğutopluluğu

topluluğu bizebizebizebize haber vermişti. Allah'a yemîn olsun kihaber vermişti. Allah'a yemîn olsun kihaber vermişti. Allah'a yemîn olsun kihaber vermişti. Allah'a yemîn olsun ki, bilmiyorum, belki onların çoğu , bilmiyorum, belki onların çoğu , bilmiyorum, belki onların çoğu , bilmiyorum, belki onların çoğu sizdendir

sizdendirsizdendir sizdendir....

Sonra Sonra Sonra

Sonra Abdullah b. Mes'udAbdullah b. Mes'udAbdullah b. Mes'ud onlardan Abdullah b. Mes'udonlardan onlardan onlardan uzaklaşıp gittiuzaklaşıp gittiuzaklaşıp gittiuzaklaşıp gitti....

(Amr b. Yahya'nın dedesi) Amr b. SelAmr b. SelAmr b. SelAmr b. Selemeemeemeeme sonra şöyle dedi: sonra şöyle dedi: sonra şöyle dedi: sonra şöyle dedi:

---- Bu halkalardaki Bu halkalardaki Bu halkalardaki (insanların) genelinin, Bu halkalardaki genelinin, genelinin, genelinin, Nehrevân Nehrevân Nehrevân Nehrevân savaşındasavaşındasavaşındasavaşında HHHHaricîlerin yaaricîlerin yaaricîlerin yaaricîlerin yanınnınnınnında da da da (safında) bize karşı bize karşı bize karşı bize karşı vuruşurkenvuruşurkenvuruşurkenvuruşurken (savaşırken) gördük."gördük."gördük."gördük."1111

Üçüncüsü:

Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'e salâtta bulunmak, cemaatle yapılan umumi zikirlerden değildir. Aksine salât, kul ile Rabbi arasındaki özel bir zikirdir.

Nitekim İbn-i Kayyim -Allah ona rahmet etsin- bu konuda şöyle demiştir:

""""Rasûlullah Rasûlullah Rasûlullah Rasûlullah ----sallallahu aleyhi ve sellemsallallahu aleyhi ve sellemsallallahu aleyhi ve sellemsallallahu aleyhi ve sellem----'e salâtta bulunmak, en fazîletli ve Allah 'e salâtta bulunmak, en fazîletli ve Allah 'e salâtta bulunmak, en fazîletli ve Allah 'e salâtta bulunmak, en fazîletli ve Allah Teâlâ'ya en sevimli amellerden olmakla birlikte, her zikrin kendine has bir yeri vardır. O Teâlâ'ya en sevimli amellerden olmakla birlikte, her zikrin kendine has bir yeri vardır. O Teâlâ'ya en sevimli amellerden olmakla birlikte, her zikrin kendine has bir yeri vardır. O Teâlâ'ya en sevimli amellerden olmakla birlikte, her zikrin kendine has bir yeri vardır. O zikrin yerine başka bir zikir geçmez.

zikrin yerine başka bir zikir geçmez.zikrin yerine başka bir zikir geçmez.

zikrin yerine başka bir zikir geçmez.

Denildi ki: Bundan d Denildi ki: Bundan d Denildi ki: Bundan d

Denildi ki: Bundan dolayıdır ki olayıdır ki olayıdır ki (namazda) rükûda iken, rükûdan doğrulduktan sonra olayıdır ki rükûda iken, rükûdan doğrulduktan sonra rükûda iken, rükûdan doğrulduktan sonra rükûda iken, rükûdan doğrulduktan sonra kıyamda iken ve secdede iken,

kıyamda iken ve secdede iken, kıyamda iken ve secdede iken,

kıyamda iken ve secdede iken, Peygamber Peygamber Peygamber Peygamber ----sallallahu aleyhi ve sellemsallallahu aleyhi ve sellemsallallahu aleyhi ve sellemsallallahu aleyhi ve sellem----'e salâtta 'e salâtta 'e salâtta 'e salâtta bulunmak meşrû değildir."

bulunmak meşrû değildir."bulunmak meşrû değildir."

bulunmak meşrû değildir."2222

Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'e salât konusunda bu yolu icat eden kimsenin bu bid'atından tevbe etmesi ve insanları bu işe katılmaya çağırmaktan vazgeçmesi gerekir. Bu davranışın bid'at oluşunu öğrenen herkesin, insanların bu işe katılmalarına veya aldanıp da bu işe dâvet edenlerin çağrılarına engel olması ve onları bu işten nehyetmesi gerekir.

Aklı başında olan birisi, böyle söylemekle, insanları, Rabbânî emre icâbet ederek ve Nebevî teşviki gerçekleştirmek için Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'e salâtta bulunmalarına engel olduğumuzu sanmasın. Çünkü bu veya başka bid'at yollarla Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'e salâtta bulunarak Allah Teâlâ'nın rızâsına yakın olunmaz.

1 Sünen-i Dârimî; Delilsiz olarak bir görüşü almanın mekruhluğu, hadis no: 204.

(9)

Allah Teâlâ'dan bu cevapları faydalı kılmasını ve yolunu sapıtmış müslümanları, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in sünnetine uymaya iletmesini dileriz.

Allah Teâlâ en iyi bilendir.

 

                     

Referanslar

Benzer Belgeler

Gerek Kur’an-ı Kerîm’in resmetmiş olduğu Hazreti Muhammed (aleyhi elfü elfi salâtin ve selam) tablosu, gerekse O Fahr-i Kainat Efendimiz’in mübarek beyanları olan

özellikle de Hazreti Adem, Hazreti İdris, Hazreti Nuh, Hazreti Hûd, Hazreti Salih, Hazreti İbrahim, Hazreti Lût, Zebîhullah Hazreti İsmail, Hazreti İshak, Hazreti

İki Cihan Güneşi Efendimiz her türlü yokluk, çile ve ıstıraplara göğüs geren fedakâr dadısı Ümmü Eymen (r.anhâ)’yı yalnız bırakmak istemedi.. Birgün

Bunun üzerine Peygamber ----sallallahu aleyhi ve sellem sallallahu aleyhi ve sellem sallallahu aleyhi ve sellem---- azı dişleri görülünceye kadar sallallahu aleyhi ve sellem

Uydu veya anten kanalıyla yayın yapan televizyon kanallarının müdürlerine, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in hayatı hakkında özel programlar hazırlamalarını

İmam Buhari ve Müslim, Ebu Hureyre'den -Allah ondan râzı olsun- şöyle bir hadis-i şerif rivayet etmişlerdir: "Allah Rasûlü - sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu

Âmir -Allah ondan râzı olsun-, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ile aralarında geçeni şöyle anlatır:.. "Bir gün Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve

Muaz bin Cebel –Allah ondan râzı olsun-, Allah Rasûlü - sallallahu aleyhi ve sellem-'in şöyle buyurduğunu rivayet etti:.. "Laneti gerektiren şu üç şeyden