• Sonuç bulunamadı

KARA KUTU KİTAPLARI TEST 2 ÇÖZÜMLER

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "KARA KUTU KİTAPLARI TEST 2 ÇÖZÜMLER"

Copied!
38
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

KARA KUTU KİTAPLARI

Bölüm 1

İNFORMAL YAYINLARIKARA KUTU YAYIN İNFORMAL YAYINLARIKARA KUTU YAYIN

CÜMLEDE ANLAM - AYNI YA DA YAKIN ANLAMLI CÜMLELER

TEST – 1

ÇÖZÜMLER

1. İnsanlar olarak duygularımızı, düşüncelerimizi anlatırken farklı sözcükler kullanabiliriz. Eğitim durumumuza bağlı olarak aynı şeyleri değişik şekillerde anlata- rak da aynı aynı ya da yakın an- lamlı cümleleri meydana getiririz.

“Klasik eserleri okumaya en çok, kendi yazdıklarımı tekrar ettiğimi hissettiğim zamanlarda ihtiyaç duyarım.” öncül cümlemize anlam açısından en yakın cümle de E seçeneğinde verilmiştir: “Çağını aşmış eserleri okuma, yaratıcılığı besleyen bir etkinliktir.”

Cevap E 2. Bilimle ilgili bir öncülümüz var:

“Bilimin, gelecekteki yaşamı na- sıl değiştireceği ancak bir tahmin meselesidir; kesin olarak bilinen ise toplumsal yaşam üzerinde şimdiye kadar bıraktığı etkilerdir.”

Bu cümlede bilimle ilgili kesin ola- rak anlatılmak istenen de yaptık- larıyla ilgilidir: “Etkisine dair kesin olan, toplumda oynayacağı değil oynadığı roldür.” ifadesidir.

Cevap C 3. Numaralanmış cümlelerden mey- dana gelen ve “empati” kavramı hakkında bilgiler veren bir öncülü- müz var. Öncülün dördüncü cüm- lesinde empati ortamında büyü- yen çocukların ileride akranlarına oranla daha fazla empati kurabil- dikleri anlatılıyor. Altıncı cümlede de küçükken empati kurmayı de- ğer olarak kuranların insanlarla ilişkilerinde empatik davranmayı davranış kalıbı olarak özümseme- leri anlatıldığına göre bu iki cümle aynı düşünceyi anlatmaktadır.

Cevap E 4. Kültür seviyemiz ya da yaşam biçimimize göre değişik sözcük- ler kullanırız ancak anlattığımız şeyler çoğunlukla aynıdır. Aynı şeyi değişik sözcüklerle anlatarak aynı ya da yakın anlamlı cümle- leri meydana getiririz. Öncüldeki cümlede kötü koşulların sıradan bir kişiyi lider yapabildiği belirtili- yor. Belirtilen bu yargıya en yakın yargı da D seçeneğinde verilmiş- tir: “Kötü koşulları yönetmeyi ba- şarabilen insanlar lider olur.”

Cevap D

5. Beş adet cümle numaralandırı- larak verilmiş. Bu cümlelerden anlamca birbirine yakın olanları bulmamız gerekiyor. Bir eleşti- ri gibi verilen iki ve üç numaralı cümlelerimiz anlamca birbirine en yakındır. Bu iki cümlede de günü- müz sanatçılarının daha önceki sanatçıları yok saymaları hatta şiirin, romanın kendileriyle başla- dığını düşündükleri anlatılıyor.

Cevap B 6. Öncüldeki uzun cümlede fantastik

durumları değil de gerçeğe uy- gun durumları anlatan eserlerin okuyucuların ilgisini çekebilece- ğinden söz edilmektedir. D seçe- neğindeki cümlede de olağanüstü durumları anlatan eserleri bir ço- cuğun bile severek okumayacağı dile getirilmiştir. Bu cümle öncülde anlatılanları desteklemektedir.

Cevap D

TEST – 2

ÇÖZÜMLER

1. İngiliz şair ve tiyatro yazarı Sha- kespeare hakkında bir cümle verilmiş. “Hamlet’i zaman zaman tekrar okuyup tepkimizi kâğıda dökmek, yaşam öykümüzü yaz- mak olur çünkü biz yaşamı ya- kından tanıdıkça Shakespeare, bildiklerimiz üstüne farklı yorum- lar getirir.” cümlesiyle anlatılmak istenen de deneyimlerle ilgilidir:

“Bireysel tecrübeler arttıkça oku- malardan çıkarılan anlamların çe- şitlendiği” Farklı yorumlar bizi an- lamların çeşitlenmesine götürür.

Cevap B 2. “Eserlerimde, her sabah hayata

yeniden başlamaya karakterle- re yer veririm.” diyen bir yazarın karakterlerinin temel özelliğinin ne olduğu öncülde soruluyor. Bu öncülü değerlendirdiğimiz zaman karakterlerin her sabah hayata yeniden başlamalarından yaşama sevincini korudukları sonucuna varacağız.

Cevap B 3. Yüz yüze iletişimle ilgili öncül

cümlemizde aktarılan bilgilerin büyük kısmının sözsüz mesajlar olduğu dile getiriliyor. Aynı şeyi değişik sözcüklerle anlatarak aynı ya da yakın anlamlı cümle- leri meydana getiririz. Öncüldeki cümleye anlamca en yakın cümle

de D seçeneğinde verilen “İleti- şimde anlamın oluşmasında söz dışındaki unsurlar daha fazla rol oynar.”dır.

Cevap D 4. Öncüldeki cümlede yazarın kah- ramanlarının davranışlarını ha- tırlaması konusu ele alınıyor. Bu şart cümlesinde yazarın karakteri- nin davranışını hatırlaması, onun eserindeki kahramanın yazarın hayatından izler taşıdığının kanı- tıdır.

Cevap A 5. İnsanların kötülüklerle mücade- le etmeleri gerektiği öncüldeki cümlede vurgulanıyor: “Kötülüğün galip gelmesi için iyi insanın kılını kıpırdatmaması yeterlidir.” Çekim- serlik de renk belli etmemek, tepki vermemektir. Kötülüğe karşı kılını kıpırdatmamak da çekimser kal- mak olarak yorumlanabileceği için E seçeneği cevabımız olur: “Kötü- lüğün zaferinde, çekimser kalan iyilerin yardımı büyüktür.”

Cevap E 6. Duyguların değil de aklın duygu- larla mücadelesinin önemini öne çıkaran bir cümle verilmiş: “İnsan düşüncesi güçlü ürünlerini; hisle- riyle güneşli bir havada yürürken değil, onlarla kıyasıya savaştığı uğultulu bayırlarda verir.” Bu cüm- lede anlatılmak istenen de “Akıl;

ruh ve duygularla çeliştiğinde sağlam düşünceler üretir.”

Cevap C 7. Ressam Picasso ve yaptıkları ko- nulu uzun bir öncül parçamız var.

Bu parçadaki “Halktan biri, kralın yaptığını yapabiliyorsa soylulu- ğun ne anlamı var?” ile anlatılmak istenen de A seçeneğinde veril- miştir: “Tekrar edilebilir sanatsal üretimin ayrıcalıklı kabul edilmesi beklenemez.”

Cevap A 8. Mal ya da hizmet için takas dışın- da bir değer olarak arpayı tarihte ilk kez Sümerlerin kullandığını öncüldeki metin ele alıyor. Bu öncülde geçen: “kolektif imgelem ve varsayımın icatlarına inanma- nın getirdiği konfor ve iktidarı ar- zuladı.” ile anlatılmak istenen de A seçeneğinde verilmiştir: “Birer toplumsal sözleşmeye dönüşen buluşların insana bağışladığı dü- şünülen güç ve rahatlık” olur.

Cevap A

(2)

KARA KUTU KİTAPLARI

Bölüm 1

İNFORMAL YAYINLARIKARA KUTU YAYIN İNFORMAL YAYINLARIKARA KUTU YAYIN

CÜMLEDE ANLAM - AYNI YA DA YAKIN ANLAMLI CÜMLELER

TEST – 3

ÇÖZÜMLER

1. Beş değişik cümle numaralandırı- larak verilmiş ve bunların en ya- kın anlamlı olanlarını bulacağız.

Yakın anlamlı cümleler birbirine

“çünkü” bağlacıyla bağlanabilir.

İkinci cümlede çağına sorumlu olan sanatçının gerçeği dile getir- mekle yetinmeyerek onu yeniden biçimlendirme amacı güttüğü dile getirilmiş. Dördüncü cümlede de toplumcu dünya görüşüne sahip sanatın dünyanın değişebilece- ğini göstermesi ve değişmesine yardımcı olması ifade edilmiş.

Buna göre bu iki cümlede de top- lum için sanat anlayışı savunul- maktadır.

Cevap B 2. Kültür seviyemiz ya da yaşam bi- çimimize göre değişik sözcükler kullanırız cümlelerimizde ancak anlattığımız şeyler çoğunlukla ay- nıdır. Aynı şeyi değişik sözcükler- le anlatarak aynı ya da yakın an- lamlı cümleleri meydana getiririz.

Aynı ya da yakın anlamlı cümle- lerde öncül cümleyle seçeneklerin arasına “çünkü” bağlacını getire- rek okuruz. Mantıklı olan cümle cevap olur. Öncüldeki cümlede sanatçının yerellikten evrenselliğe ulaşmasıyla kalıcı olacağı anlatılı- yor. A seçeneğindeki: “Sanatçının yaşarlığını koruması yaratıların- da evrensel değerleri işlemesine bağlıdır.” denerek yakın anlamlılık ortaya konmuştur.

Cevap A 3. Öncülde numaralanmış olarak

verilen beş cümle var ve biz bun- ların en yakın anlamlılarını bula- cağız. Eğitim seviyemiz, kültür yapımız veya yaşam tarzımıza göre değişik sözcükler kullanırız ancak anlattığımız şeyler çoğun- lukla aynıdır. Aynı şeyi değişik sözcüklerle anlatarak aynı ya da yakın anlamlı cümleleri meydana getiririz. Aynı ya da yakın anlamlı cümlelerde öncül cümleyle seçe- neklerin arasına “çünkü” bağlacı- nı getirerek okuruz. Mantıklı olan cümle cevap olur. İkinci ve dör- düncü cümlelerde anılan şairlerin kendilerini yenileme (arayış) için- de olmalarına rağmen okurlarının beklentilerine uygun davrandıkları dile getirilmiştir.

Cevap C

4. Turgut Uyar’ın “Şiir çıkmazdan beslenir.” sözüne dayalı bir ön- cül parça var. Bu parçada geçen

“Şiir çıkmazdan beslenir.” sözüne anlamca en yakın cümleyi bu- lacağız. Çıkmaz olduğuna göre çözümsüz kimi sorunlar, olaylar ya da durumlar söz konusudur.

Buna göre C seçeneğindeki: “Çö- zümsüz durumlar şiire kaynaklık eder.” cümlesi cevap olur.

Cevap C 5. Sembolist şair Paul Valery’nin:

“Küçük dergiler; edebiyatın, şiirin laboratuvarıdır.” sözüyle küçük dergilerin “ilk yapıtlara ve yenilik- lere yer verme” özellikleri belirtil- mek istenmiştir.

Cevap C 6. Öncüldeki cümlede Alman psiko- log Spranger’in en önemli eseri- nin İngilizceye çevrilmediği belir- tiliyor. Buna göre yazarın birden fazla eseri vardır ve bu eserlerden biri diğerlerinin önüne geçmiştir.

Cevap E 7. “Çocukluk, şiirin toprağıdır.” öncül

cümlesinde şiirin çocuklukla ilgili olarak “o dönemdeki yaşantılar- dan beslenerek üretildiği” belirtil- mek istenmiştir. Çünkü beslenme merkezi, kaynağı topraktır.

Cevap C 8. 2011 yılında gösterime giren bir

filmden öncülde söz ediliyor. An- cak bu filmde geleneksel sinema tekniklerine bağlı kalınmadığı da belirtiliyor. Buna göre belirtilen filmde yeni çekim yöntemlerine başvurulduğu kesindir.

Cevap B 9. Öncüldeki parçada kişiyi ortaya

koyan “mal, cinsiyet, sınıf, etnik yapı” gibi kimi özellikler olduğu dile getiriliyor. Ardından da “Bir yaşamın ayrıcalığı her kimsen o olmaktır.” deniyor. Denen bu sözle de A seçeneğindeki: “Kim- liği belirleyen özellikler, kişinin yaşamını benzersizleştirir ve ona değer katar.” cümle arasında ilişki söz konusudur.

Cevap A 10. Kitapların yazılış amacının sayfa- larca bilgi aktarımı değil de araya serpiştirilen ve açıkça verilmeyen sözler olduğu öncülde belirtiliyor.

Buna göre bu yazarın söylemesi gereken de: “Bir kitap, yazarın

iletmeye çalıştığı kimi mesajların hatırına yazılır.” cümlesidir.

Cevap B 11. Kaktüslerin su ihtiyaçlarının dile

getirildiği bir öncül cümle var kar- şımızda. Öncüldeki bu cümleye anlamca en yakın cümle (Kültür seviyemiz ya da yaşam biçimimi- ze göre değişik sözcükler kullanı- rız ancak anlattığımız şeyler ço- ğunlukla aynıdır. Aynı şeyi değişik sözcüklerle anlatarak aynı ya da yakın anlamlı cümleleri meydana getiririz.) C seçeneğinde verilmiş- tir: “Kaktüsler ihtiyaçları olan az miktardaki suyu, topraktan karşı- lamazlar.)

Cevap C 12. İnsanlar arasındaki düşünce bir- liğinden söz ediliyor verilen cüm- lede ama bu bağın da her an sö- necek bir kandil (pamuk ipliğinden biraz daha sağlam bağ) gibi zayıf olduğu belirtiliyor. Bu sözlerle an- latılmak istenen de insanlar ara- sındaki fikir birliğinin çok değişken ve kırılgan olduğu yargısıdır.

Cevap C

TEST – 4

ÇÖZÜMLER

1. Öncüldeki parçada kendini tekrar- lamak istemeyen, tekrarlayacak- sa yazmayacağını söyleyen bir şairden söz ediliyor. Bu durumda E seçeneğindeki “Kendini yinele- meye başlarsa yazmaktan vazge- çeceğini” sözü cevap olur.

Cevap E 2. Öncülde: “Şair, geleneğin sürüp

giden hazır düşünme kalıplarını parçaladığı zaman gerçek pa- rıltıyı yani iyi şiiri elde edebilir.”

cümlesi var. Bu cümleyle anlatıl- mak istenen de B seçeneğindedir:

“Bir şair için nitelikli ürünler ortaya koymanın yolu, alışılmışın dışına çıkmaktır.” Çünkü hazır kalıpları yıkacaktır.

Cevap B 3. Öncül olarak “Çocuklar, göreme- yeceğimiz bir zamana gönderdiği- miz canlı mesajlardır.” cümlesi ve- rilmiş. Bu cümleyle vurgulanmak istenen düşünce de “İnsanlığa ait bilgi ve deneyimleri geleceğe taşırlar.” cümlesi olur. Çünkü çok ileri geleceği biz göremeyeceğiz.

Cevap D

(3)

KARA KUTU KİTAPLARI

Bölüm 1

İNFORMAL YAYINLARIKARA KUTU YAYIN İNFORMAL YAYINLARIKARA KUTU YAYIN

4. Yazarın yazdığı eserin okurun eline ulaşmasıyla artık yazara ait olma durumunun ortadan kalktığı öncülde anlatılıyor. A, B, C, D se- çeneklerinde bu cümleyi destekler açıklamalar vardır ancak E seçe- neğinde “Yazar, kitabını yazarken okurun isteklerini gözetmelidir.”

cümlesi bu anlamı içermez.

Cevap E 5. İlkokul öğretmenliğinin çok önemli

olduğu bir gerçektir. Öncüldeki cümlede de oyunculukla 8 yaşın- daki bir çocuğun öğretmeni olma- nın aynı şey olduğu belirtiliyor.

Buna göre “İlkokul öğretmenliği en az oyunculuk kadar önemlidir.”

cümlesi cevap olur.

Cevap C 6. “Mavi göğün ve denizin rengi ol- duğu için değil, deniz ve gök mavi olduğu için güzeldir. Yeşil, ağaç- ların rengi olduğu için değil, ağaç yeşil olduğu için güzeldir.” öncül parçasında bunu diyen ressamın doğayı renklerin güzelleştirdiğini anlattığı söylenebilir.

Cevap D 7. Dört değişik cümle numaralandı- rılarak verilmiş ve bunların en ya- kın anlamlı olanlarını bulacağız.

Yakın anlamlı cümleler birbirine

“çünkü” bağlacıyla bağlanabilir.

İlk cümlede insanların eskiden yaptığı sanat eserlerine bakarak toplum hakkında bilgi edinilebile- ceği anlatılıyor. Üçüncü cümlede de edebiyat eserlerinin toplumun tutanağı olma durumları anlatılı- yor. Yani bu eserler toplumu yan- sıtmaktadır.

Cevap B 8. Beş değişik cümle numaralandırı- larak verilmiş ve bunların en ya- kın anlamlı olanlarını bulacağız.

Yakın anlamlı cümleler birbirine

“çünkü” bağlacıyla bağlanabilir.

İlk cümlede geleneklere yazarın, o yıllara özgü bakış açısıyla bak- ması anlatılıyor. Dördüncü cüm- lede de “onları kendi döneminin gerçekliğinin süzgecinden geçiri- yor.” denerek bu iki cümle en ya- kın anlamlı kullanılıyor.

Cevap B 9. Öncül olarak verilen cümlede fi- lozofların dünyayı yorumladıkları ama asıl sorunun dünyayı değiş- tirmek olduğu dile getiriliyor. Bu cümleden yola çıkarak A seçe-

neğindeki “Filozoflar dünyayı ye- niden biçimlendirmekte yeterince başarılı olamamışlardır.” yargısını çıkarabiliriz.

Cevap A 10. Öncülde Mevlânâ ve Neyzen

Tevfik’in “ney” ile ilgili yaptıkları anlatılıyor. Mevlânâ’nın dergâha sokması, Neyzen’in de halkın ayağına götürmesiyle ikisinin vurgulanan yönleri: “aynı amaçla farklı kitlelere seslenmeleri” olur.

Cevap D 11. Öncül olarak verilen: “Bir toplu- mun, yaşayan bir edebiyatı yoksa kendi edebiyatının geçmişinden de giderek kopar.” cümlesiyle geleneksel edebiyatın günümüz edebiyatı için önemi dile getiril- miştir. (Bugünkü edebiyatın var- lığı sayesinde edebiyat tarihi ile bağ kurmak mümkündür.)

Cevap C 12. Öykünün yazardaki edebî karşı- lığının önceliğinin anlam olduğu konulu bir öncül var. Öncülde geçen “Gösteriş ve esnaflık sa- yarım.” cümlesiyle anlatılmak is- tenen A seçeneğinde verilmiştir.

Gösterişle beğenilme, esnaflık kavramını da yarar umma olarak değerlendirmemiz mümkündür.

Cevap A

TEST – 5

ÇÖZÜMLER

1. Numaralanmış olarak verilen cümlelerde geçen “Sanatçı kendi içinden geçen bir yolun yolcusu- dur.” sözüyle parçaya göre anla- tılmak istenen sanatçılığın Tanrı vergisi olduğudur.

Cevap A 2. Pakistan asıllı bir yazarla konuş- malardan söz edilen İmparator- luk, İsyan ve Direniş adlı eserde geçen “Tarih yok olup hiçliğe ka- rışmayı reddeder.” cümlesiyle an- latılmak istenen sorulmakta bize.

Bu cümlede anlatılmak istenen de B seçeneğinde verilmiştir: “Tarihî gerçekler, yok saymakla etkisini yitirmez.

Cevap B 3. Descartes ve hayal gücü konu- lu bir öncül verilmiş. Bu öncülde geçen “Son basamağı hep ilk basamak yapmak ve yukarıya,

daha yukarıya yükselmek ister.”

cümlesiyle hayal gücünün sanata kazandırdıklarından “ideali arama arzusunda olma” vurgulanmakta- dır. (Hep yukarıya)

Cevap B 4. Numaralanmış olarak verilen 6

cümleden meydana gelen bir öncülümüz var. Öncülde somon balıkları hakkında bilgiler verildik- ten sonra beşinci cümlede kuzey Amerika’daki ormanların somon balıklarındaki azotla gübrelendiği belirtiliyor. Bu cümlenin açıkla- ması da altıncı cümlede verilmiş:

“Çok yağış alan bu ormanların normalde azot yönünden fakir ol- ması gerektiğini fakat somonları avlayıp yiyen kuş ve memelilerin dışkılarıyla azotun ormana yayıl- dığını söylüyorlar.”

Cevap E 5. Kültür seviyemiz ya da yaşam bi- çimimize göre değişik sözcükler kullanırız cümlelerimizde ancak anlattığımız şeyler çoğunlukla aynıdır. Aynı şeyi değişik sözcük- lerle anlatarak aynı ya da yakın anlamlı cümleleri meydana ge- tiririz. Aynı ya da yakın anlamlı cümlelerde öncül cümleyle seçe- neklerin arasına “çünkü” bağlacı- nı getirerek okuruz. Mantıklı olan cümle cevap olur. Bir konuyu an- latmamak için süresinin az oldu- ğunu söyleyen birinin aslında bilgi eksikliği yaşadığının dile getirildi- ği öncüldeki cümleye anlamca en yakın olan cümle C seçeneğinde verilmiştir: “Bir konuyu ayrıntıla- rıyla bilen insan, o konuyu kısa zamanda başkalarına aktarabilir.”

Cevap C 6. Eğitim seviyemiz, kültür yapımız

veya yaşam tarzımıza göre de- ğişik sözcükler kullanırız ancak anlattığımız şeyler çoğunlukla ay- nıdır. Aynı şeyi değişik sözcükler- le anlatarak aynı ya da yakın an- lamlı cümleleri meydana getiririz.

Aynı ya da yakın anlamlı cümle- lerde öncül cümleyle seçeneklerin arasına “çünkü” bağlacını getire- rek okuruz. Mantıklı olan cümle cevap olur. Öncülün ilk cümle- sinde insanların sanal ortamlarda dikkatli olmaları gerektiği, dikkatli olunmaması durumunda sıkıntılar yaşanabileceği belirtiliyor. Hemen dördüncü cümlede de “İnternet kullanımıyla ortaya çıkabilecek tehlikelere karşı dikkatli olunma- CÜMLEDE ANLAM - AYNI YA DA YAKIN ANLAMLI CÜMLELER

(4)

KARA KUTU KİTAPLARI

Bölüm 1

İNFORMAL YAYINLARIKARA KUTU YAYIN İNFORMAL YAYINLARIKARA KUTU YAYIN

ması, kişileri zor durumda bıraka- bilir.” denerek ilk cümleye anlam- ca yakınlık ortaya konmaktadır.

Cevap A 7. Öğüt niteliğinde bir söz veriliyor ve

bu sözde insan yetiştirmenin öne- mine vurgu yapılıyor: “Bir sene sonrasını düşünüyorsan tohum ek, on sene sonrasını düşünüyor- san ağaç dik, yüz sene sonrasını düşünüyorsan insan yetiştir.” Bu cümlede asıl anlatılmak istenen de bireylere yapılan yatırımın ka- lıcı sonuçlarının olacağıdır.

Cevap D 8. Bize öncül olarak verilen parça

bir tiyatrocunun annesinin hatı- ralarından söz etmesiyle ilgilidir.

Kişinin annesiyle diyalogunda ge- çen: “Hatıralar, ihtiyar beyinlerin bastonudur.” cümlesiyle “Yaşlı in- sanların, geçmişteki güzel günleri hatırlayarak yaşama tutundukları”

anlatılmaktadır. Burada baston önemli bir sözcüktür. Çünkü bas- ton yaşlı ya da rahatsızlığı olan- ların yürümeleri için bir destektir.

Cevap C 9. “Geçen gün arabanın lastiklerini

değiştirmeye gittiğimde lastikleri söken kir pas içindeki çırak ta- rafından duvara yazıldığını san- dığım bir yazı gördüm: El emeği teşekkürle ödenmez.” öncülüyle müşterilere D seçeneğinde oldu- ğu gibi “bahşiş ilave edilmesi” ge- rektiği dile getirilmektedir.

Cevap D 10. Bir kemancının konser sonunda

bir hayranıyla olan diyalogu ön- cülde veriliyor. Kemancının: “Ben verdim.” sözüyle başarılı olabil- mek için çok fazla çalıştığı ifade edilmektedir.

Cevap B 11. “Dönemeci olmayan yol uzun

gözükür.” cümlesiyle anlatılmak istenen bir şeyi ya da durumu apaçık ve görüldüğü gibi değer- lendirmenin yanlış olabileceğidir.

Bu durum da A seçeneğinde be- lirtilmiştir.

Cevap A

TEST – 6

ÇÖZÜMLER

1. “Ekolojik tarımda amaç, sadece sağlıklı ürün elde etmek değil;

aynı zamanda doğal kaynakların verimli kullanılmasını sağlamak ve biyolojik çeşitliliğin azalmasını engellemektir.” öncül cümlesinde doğal hayatın devamı öne çıkarıl- maktadır. Bu da: “Ekolojik tarım;

doğayı etkili kullanmayı, canlı tür- lerini korumayı ve sağlığa yararlı üretim yapmayı hedefler.” cümle- si ile anlamca yakınlık olarak ce- vabına bizi götürür.

Cevap C 2. Bir ofisin duvarına yazılı olan:

“Saat 17.15’ten sonra bilgisayar kullananlar, kendilerini o günün son kullanıcısı olarak kabul ede- bilirler.” cümlesiyle anlatılmak is- tenen günlük çalışmaların sonuna gelindiği için herkesin bilgisayarı- nı kapatması gerektiği düşüncesi- dir. Çünkü ofis 17.30’da kapana- caktır.

Cevap C 3. Öncül olarak verilen cümlemiz:

“Geleneksel felsefe, tutarlı insan kavramı oluşturmada yetersiz kaldığı için yaşanan tarihsel anın içinde bireyin bütünselliğini ve- rebilme işini roman üstlenmiştir.”

olup bu cümlede romanla ilgili olarak anlatılmak istenen de: “Fel- sefeye kıyasla bireyi anlatmada daha başarılıdır.” olur. Çünkü bu işi roman üstlenmiştir.

Cevap A 4. Öncülde “Gitmeye değer yerlerin

kestirmesi yoktur.” cümlesi var.

Kestirme, daha kısa olan seçe- nektir. Bu cümle de bizi kolaycı- lıktan uzak tutma anlamı vardır çünkü kolay şeylerin başarısız olabileceğidir. Bazı zorluklara kat- lanmak bizi başarıya götürür.

Cevap B 5. “Tarihî olgular bize hiçbir zaman

saf bir şekilde, olduğu gibi gel- mez; aktaran kişinin kimliği, fikir- leri ve ideolojisiyle harmanlanarak geleceğe taşınır.” cümlesi öncül olarak verilmiş. Bu cümleyle vur- gulanmak istenen de olayların ta- rihçilerin değerlendirmeleri, bakış açılarıyla okura ulaşacağıdır.

Cevap B

6. Boks sporunda zil başlangıç ve maçın bitişi demektir. “Boksör düştüğünde (yumruk yiyerek yı- kıldığında) değil, kalkamadığında (aldığı darbeyle maçın bittiğinde) yenilir.” cümlesiyle vazgeçmeme- nin önemi vurgulanmaktadır.

Cevap E 7. Albert Camus konulu öncülümüz

var. Bu öncülde “yani deneyim- lerimiz bize gerçekliğin eksik bir portresini sunsaydı” sözünün altı çizilmiş. Bu sözle anlatılmak iste- nen de “kısaca yaşantılar hakikati tam olarak yansıtamasaydı” olur.

Çünkü hakikat gerçekliktir.

Cevap A 8. “Doğayla savaş hâlindeyiz, eğer kazanırsak kaybedeceğiz.” cüm- lesi öncülümüz. Doğa bizim ve çocuklarımız için çok önemli. Do- ğaya zarar vererek kaybediyoruz.

(Doğadaki insan kaynaklı tahriba- tın geri döndürülemez boyutlara ulaşabileceği)

Cevap E 9. Başarı ve çalışmak konulu bir ön- cül cümle verilmiş: “Başarı, sade- ce sözlüklerde çalışmaktan önce gelir.” Bu cümleyle anlatılmak is- tenen de mutlaka çalışmanın her şeyden önce geldiği ve başarının çalışmakla sağlanacağıdır. Bu da C seçeneğinde verilmiştir: “Ba- şarıya giden yolda ilerleyebilmek için çalışmak gerekir.”

Cevap C 10. Tanınmış bir tarihçi olan Michel

de Certeau ile ilgili bir öncül parça var. Bu parçada ”bizi doğru san- dığımız yolumuzdan döndürür, farklı yollara götürür.” sözü ile anlatılmak istenen sorulmaktadır.

Bu söz yerine C seçeneğindeki

“okurlarına hâlihazırda sahip ol- duklarının dışında yeni bakış açı- ları kazandırır” ifadesi getirildiğin- de anlamda bir değişiklik olmaz.

(farklı yollara götürür = yeni bakış açıları kazandırır.)

Cevap C CÜMLEDE ANLAM - AYNI YA DA YAKIN ANLAMLI CÜMLELER

(5)

KARA KUTU KİTAPLARI

Bölüm 1

İNFORMAL YAYINLARIKARA KUTU YAYIN İNFORMAL YAYINLARIKARA KUTU YAYIN

CÜMLE TAMAMLAMA VE CÜMLE OLUŞTURMA

TEST – 1

ÇÖZÜMLER

1. Karışık olarak verilen sözlerden anlamlı ve kurallı bir cümle mey- dana getirip bu sözlerden hangisi- nin dördüncü olacağını bulacağız.

İçinde yüklem olduğu için II numa- ralı öncül (arasındaki tezatlıkları başarıyla kullanır) altıncı sırada olur. Buna göre sıralamamız “I-III- V-VI-V-II” olur. (Yazar, donmuş görüntülerin yığınına gömülmüş insanla geleceği düşleyen ve ça- resizliğin en uç noktasından oku- runa seslenen şimdiyi geleceğin başlangıcı veya henüz biçimlendi- rilmemiş olanaklar dağarcığı ola- rak duyumsayan insan arasındaki tezatlıkları başarıyla kullanır.)

Cevap E 2. Karışık olarak verilen sözlerden

anlamlı ve kurallı bir cümle mey- dana getirip bu sözlerden hangisi- nin dördüncü olacağını bulacağız.

İçinde yüklem olduğu için VI nu- maralı öncül (değişimlerle ilişkisi olduğu izlenimini doğurmuştur.) altıncı sırada olur. II numaralı öncül ilk, IV numaralı öncül iki, III numaralı öncül üç, V numara- lı öncül dört, I numaralı öncül de beşinci sırada olur. (Postmodern kavramının entelektüel gündeme mimarlık alanında yürütülen biçim tartışmaları aracılığıyla girmesi ve ardından sinema, resim ve ede- biyat dallarında gelişen yeni uy- gulama ve eleştiriler ile yaygınlık kazanması bu kavramın daha çok kültür merkezli değişimlerle ilişkisi olduğu izlenimini doğurmuştur.)

Cevap E 3. Öncüldeki tamamlanacak cüm- lemizin boş bırakılan sözcükleri yerine uygun sözcükleri bulaca- ğız. Buna göre dünya bir makine olarak algılanmaya başlanacak ve insanlar da onun daha iyi çalış- ması için bir şeyler deneyecektir.

Cevap A 4. Birkaç yıldır hemen her sınavda iki ayrı cümle veriliyor ve bu cüm- leleri tek cümle olarak birleştirme sorusu soruluyor. Belli ki bu iki cümle arasında anlamca bir bağ var. Öncüldeki ilk cümlemizde tekstil ürünlerinin yalnızca ko- yun yününden elde edildiği algısı dile getiriliyor. İkinci cümledeyse keçi ve develerin de liflerinden

elde edilerek ipek hâline getirilen ürünlerin tekstilde kullanıldığı be- lirtiliyor. Buna göre baktığımızda A seçeneğindeki: “Keçi ve deve liflerinden iplik üretilip tekstil sa- nayisinde kullanılmasına rağmen pek çoğumuz tekstil ürünlerinde sadece koyun yünü kullanıldığını sanıyoruz.” bu cümle cevabımız olur.

Cevap A 5. Kimi cümlelerde bazı sözcükler

silinerek öncüller veriliyor ve akı- şa göre bu cümleleri tamamlama- mız isteniyor. Sözcükler gelişigü- zel buluşarak cümleyi meydana getiremez. Cümledeki sözcükler anlam ve dil bağıyla bir araya gel- miştir. Hegel ile ilgili öncüldeki ilik boşluğa “önceki” sözcüğü gelme- lidir çünkü “farklı olarak” ifadesi vardır. Bu da bizi C seçeneğine götürür.

Cevap C 6. Sözcükler gelişigüzel buluşarak

cümleyi meydana getiremez.

Cümledeki sözcükler anlam ve dil bağıyla bir araya gelmiştir. Sınav- larda sık sık bazı cümlelerde bazı sözcükler silinerek öncüller veri- liyor ve akışa göre bu cümleleri tamamlamamız isteniyor. Öncül- deki sorumuzda da bu durum söz konusudur. “Yıldızların oluşumu sırasında gerçekleşen süreçlerin tamamen” şeklinde başlayan ön- cülümüzde ilk boşluğa cümleye göre anlaşılmama durumunu an- latan “anlaşıldığı” sözcüğü gelir.

Sonda da “fikir sahibi olmamıza”

dendiğine göre “yardımcı oluyor”

ifadesi de buraya gelir.

Cevap C 7. Son yıllarda sınavlarda kimi cüm- lelerde bazı sözcükler silinerek öncüller veriliyor ve akışa göre bu cümleleri tamamlamamız isteni- yor. “Sanatın dünyayı düpedüz . . . . . ve hatta onu dönüştürdüğünü

” şeklinde başlayan öncül cümle- mizde ilk boşluğa “taklit etmediği”

sözü gelir çünkü devamında “dö- nüştürdüğü” ifadesi vardır. Katı cisimlere şekil veren de çekiç ol- duğundan cevabımız ortaya çıkar.

Cevap A 8. Birleşik Arap Emirlikleri sıcak bir

ülke. Öncüldeki cümlede de sı- cakla mücadeleden söz edildiğine göre “Birleşik Arap Emirlikleri’nde . . . . “ şeklindeki öncüldeki ilk boş-

luğa “mücadele etmek” sözcüğü gelir. Anlam akışına göre diğer boşluğa da “izin verecek” sözü gelmelidir.

Cevap B 9. Son yıllarda girilen hemen her

düzeydeki sınavda iki ayrı cümle veriliyor ve bu cümleleri tek cümle olarak birleştirme sorusu sorulu- yor. Belli ki bu iki cümle arasında anlamca bir bağ var. Öncüldeki ilk cümlemizde eleştiri sözcüğünün insanlarda olumsuzluk çağrıştır- dığı dile getiriliyor. İkinci cümle- mizdeyse eleştirinin gerçekte ne olduğu (iyi veya kötü yanlarını) ortaya konuyor. Bu tür sorularda yüklemlerden biri genelde fiilimsi- ye dönüştürülerek cümle birleşti- rilir. A seçeneğinde de “Eleştiri, bir işin iyi veya kötü yanlarını ta- rafsızca değerlendirme anlamına gelmekle birlikte pek çok insa- nın zihninde olumsuz bir izlenim uyandırır.” şeklinde bu iki cümle birleştirilmiştir.

Cevap A 10. “Birbirinden farklı müzik anlayış- larının . . . olan, yan yana dü- şünemeyeceğimiz birçok solist ve topluluk, remiks . . . . bugün;

birbirlerinin şarkılarına yeni dü- zenlemeler için verimli birliktelik- ler kurabiliyor.” şeklindeki öncülü- müzün ilk boşluğuna “yorumcusu”

sözcüğü güçlü bir çeldiricidir. Bu boşluğa “temsilcisi” sözcüğü gelir, ikinci boşluğa da “zemininde bulu- şabiliyor” sözü gelir.

Cevap A 11. “Modern bilimin ortaya çıkışın- dan bu yana bilim insanlarının . . . . akıllardaki soruların bir kısmını . . . . yeni soruları da beraberin- de getirdi.” şeklindeki öncülün ilk boşluğuna “açıklamaları”, ikinci boşluğuna da “çözüme kavuştu- rurken” sözü gelir. Çünkü sözcük- ler gelişigüzel buluşarak cümleyi meydana getiremez. Cümledeki sözcükler anlam ve dil bağıyla bir araya gelmiştir.

Cevap D 12. Türkçe cümle yapısında sözcük- ler gelişigüzel buluşarak cüm- leyi meydana getiremez. Genel anlamda başta özne, sonda da yüklem bulunur cümlelerimizde.

Cümledeki sözcükler anlam ve dil bağıyla bir araya gelmiştir.

Mektup insanlara haber, sıcaklık,

(6)

KARA KUTU KİTAPLARI

Bölüm 1

İNFORMAL YAYINLARIKARA KUTU YAYIN İNFORMAL YAYINLARIKARA KUTU YAYIN

CÜMLE TAMAMLAMA VE CÜMLE OLUŞTURMA

özlem taşır. Mektup konulu öncül cümlemizde de bu nedenle ilk boşluğa “taşıyıcısı” sözcüğü gelir.

Günümüz şartlarında unutulmaz anıları bırakan mektup da “nostal- jik” olmuştur.

Cevap E 13. Mizahtan söz edilen bir öncül

cümle var ve bu cümlede iki söz- cüğün yeri boş bırakılmış durum- da. Sözcükler gelişigüzel buluşa- rak cümleyi meydana getiremez.

Cümledeki sözcükler anlam ve dil bağıyla bir araya gelmiştir. Bu nedenle cümledeki boşlukları dol- dururken dil ve anlam bağları öne çıkar. İlk boşluktan sonra “acıyı, yokluğu” ifadeleri olduğu için “di- renç” sözcüğü gelir. Küçültme, dönüştürme de olduğuna göre

“baş edilebilir” sözü de diğer boş- luğa gelir.

Cevap C

TEST – 2

ÇÖZÜMLER

1. Sözcükler gelişigüzel buluşarak cümleyi meydana getiremez.

Cümledeki sözcükler anlam ve dil bağıyla bir araya gelmiştir. Yahya Kemal Beyatlı ve onun eseri olan

“Kendi Gök Kubbemiz” konulu öncülde kitabın adının kaynağı sorulmakta. “Yahya Kemal’in şiir- lerini bir araya . . . Kendi Gök Kubbemiz, adını bir şiirin başlı- ğından değil, bir mısradan . . .. .

“ şeklindeki bu cümlenin sonuna

“alıyor” sözcüğü gelir. Bu da bizi C seçeneğine ulaştırır.

Cevap C 2. Karışık olarak verilen sözlerden

anlamlı ve kurallı bir cümle mey- dana getirip bu sözlerden hangisi- nin dördüncü olacağını bulacağız.

Şehirlerdeki altyapı problemleri- nin eksikliğinden söz edilen öncü- lün ilk sırasına III, ikinci sırasına da II, ardından da V numaralı öncül gelir. (Şehirdeki düzensiz yapılaşma ile ortaya çıkan altyapı problemleri su baskını ve heyelan gibi doğal afetlere . . .) Bu durum- da cevap V. cümle olur.

Cevap E 3. Bilinmelidir ki sözcükler gelişigü- zel buluşarak cümleyi meydana getiremez. Cümledeki sözcükler anlam ve dil bağıyla bir araya gelmiştir. Öncülün ilk cümlesinde

Anadolu’da kilim dokuma anın- da oluşan kimi hataların bilinçli olarak düzeltilmediğinden, ikinci cümlede de özlü bir sözden (Bir yanlış, bir nakış) söz ediliyor. Bu iki cümleyi birleştirmek istediği- mizde de “Yapılan bazı yanlışla- rın özgün bir buluş veya nakışın önünü açtığına inanıldığı için Anadolu’da kilim dokurken yapı- lan bazı hatalar kasıtlı olarak dü- zeltilmez.” ortaya çıkar.

Cevap D 4. Bu aralar girilen hemen her dü- zeydeki sınavda iki ayrı cümle veriliyor ve bu cümleleri tek cümle olarak birleştirme sorusu sorulu- yor. Belli ki bu iki cümle arasında anlamca bir bağ var. Öncülde- ki ilk cümlemizde Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun aydınları köyün geri kalmışlığı konusunda suçlu görmesi anlatılırken ikinci cümlede aydınları köyün kalkın- masında kurtarıcı olarak gördüğü belirtiliyor. Bu iki cümlenin doğru birleştirilmiş şekli A seçeneğinde verilmiştir: “Yakup Kadri bir yan- dan köyün geri kalmışlığının asıl nedeni, diğer yandan köyün kal- kınmasının öncüsü olarak aydın- ları görür.”

Cevap A 5. Son yıllarda girilen hemen her

düzeydeki sınavda iki ayrı cümle veriliyor ve bu cümleleri tek cümle olarak birleştirme sorusu sorulu- yor. Belli ki bu iki cümle arasında anlamca bir bağ var. Bu birleşme sırasında yüklemlerden biri fiilim- siye dönüştürülerek yan cümle- cik durumuna gelir. Öncüldeki ilk cümlemizde Davies’in eğitimle ilgili bir değerlendirmesi, ikinci cümlemizde de onun görüşüne destek verenler olduğu ifade edil- miştir. Buna göre bu iki cümle B seçeneğinde istendiği gibi birleşti- rilmiştir: “Toplumsal tabakalaşma temelinde en yetenekli insanların en önemli meslekleri elde etme- si gerektiğini düşünen kişiler;

Davies’in, eğitimin bireyleri kapa- sitelerine bağlı olarak farklı statü- lere yerleştiren bir sistem olduğu düşüncesini desteklemişlerdir.”

Cevap B 6. Öncül olarak “Bugüne (I) kadar

(II) sevmekten (III) vazgeçmedi- ğim, şiirin yüce bir uğraş olduğu- nu (IV) kendisinden öğrendiğim (V) şairlerden biriydi o.” cümlesi

verilmiş ve bu cümlede uygun olan yerlere “asla” sözcüğünü ge- tireceğiz. Bu sözcük durum zarfı olacağına göre II ve III numaralı parantezlere getirilebilir.

Cevap C 7. Karışık olarak verilen öncülde- ki sözlerden anlamlı bir cümle oluşturmamız isteniyor. Önce se- çenekleri okuyacağız. Buna göre cümlemiz “Dünyaya 160 milyon yıldan daha uzun bir süre egemen olduğu düşünülen ve 500’den faz- la türe sahip olağanüstü varlıklar olan dinozorların neslinin tüken- mesine dünyaya çarpan dev bir göktaşının egemen olduğu dü- şünülmektedir.” şeklinde ortaya çıkar.

Cevap D 8. Akıllı teknolojik cihazlardan söz

edilen bir öncül cümle var ve bu cümlede üç sözcüğün yeri boş bırakılmış durumda. Sözcükler gelişigüzel buluşarak cümleyi meydana getiremez. Cümledeki sözcükler anlam ve dil bağıyla bir araya gelmiştir. Bu nedenle cümledeki boşlukları doldururken dil ve anlam bağları öne çıkar.

İlk boşluktan sonra “gösterişli”, ikinci boşluktan sonra “pazarla- ma”, üçüncü boşluktan sonra da

“alanları” sözcükleri gelir.(Tasarım gösterişli, pazarlama stratejileri, çöp alanları)

Cevap A 9. Karışık olarak verilen masal ağır- lıklı sözlerden anlamlı ve kurallı bir cümle ortaya koymamız ge- rekiyor. Bir numaralı öncül altıncı sırada olur. Beş numaralı öncül de ilk sıradadır. Ardından da iki, altı, üç, dört numaralı öncüller ge- lir. (Çocukken masal dinleyen ve okuyan kişilerin . . . bugün artık bilinen bir gerçek . ..)

Cevap B 10. Karışık olarak verilen sözlerden

anlamlı ve kurallı bir cümle ortaya koymamız gerekiyor. Altı numara- lı öncül altıncı sırada olur. Sırala- mamız da II, IV, I, V, III ve VI olur.

(Türk toplumunun son yirmi yılda geçirdiği küreselleşen dünyaya eklemlenme ve hızlı dönüşüm sü- reci, ister istemez aidiyet alanında birtakım sarsıntıları beraberinde getirmiştir.)

Cevap C

(7)

KARA KUTU KİTAPLARI

Bölüm 1

İNFORMAL YAYINLARIKARA KUTU YAYIN İNFORMAL YAYINLARIKARA KUTU YAYIN

11. Sorumuzda karışık olarak verilen sözlerden anlamlı ve kurallı bir cümle ortaya koymamız gere- kiyor. Altı numaralı öncül altıncı sırada olur. Sıralamamız da II, IV, V, I, III ve VI olur. Bu durum- da cevabımız da A seçeneğidir.

(işlevlerinden birinin hâlihazırdaki resmîleşmiş söylemi)

Cevap A 12. Büyük denizci Piri Reis’in çizdiği harita konulu karışık öncüllerden anlamlı ve kurallı bir cümle mey- dana getireceğiz. Buna göre sıra- lamamız IV-I-V-III-II sırasıyla olur.

Baştan dördüncü sıraya da III nu- maralı öncül (en doğru Dünya ha- ritası olarak tarihe geçmiş) gelir.

Cevap C

TEST – 3

ÇÖZÜMLER

1. Bir dönemin simge eserlerinden olan Teksas – Tommiks ile ilgili iki öncül cümle verilmiş ve biz bu iki cümleyi tek cümle olarak birleştir- meye çalışacağız. Zaten son yıl- larda girilen hemen her düzeydeki sınavda iki ayrı cümle veriliyor ve bu cümleleri tek cümle olarak birleştirme sorusu soruluyor. Belli ki bu iki cümle arasında anlamca bir bağ var. Bu birleşme sırasında yüklemlerden biri fiilimsiye dönüş- türülerek yan cümlecik durumuna gelir. Öncüldeki ilk cümlemizde bütün çizgi romanların Teksas – Tommiks adıyla anılmasından söz edilirken ikinci cümlede bu ro- manların 1956 yılında ülkemizde yayımlanmaya başladığını ve her yaştan insanlarca ilgiyle okundu- ğu belirtilmiştir. B seçeneğindeki

“1956 yılında Türkiye’de yayım- lanmaya başlanan Teksas – Tom- miks çizgi romanlarının farklı yaş grupları arasında popüler olması sonucunda bu türdeki tüm yayım- ların Teksas – Tommiks olarak adlandırıldığı bir zaman dilimi ya- şanmıştır.” cevabımız olur.

Cevap B 2. Bir cümle tamamlama sorusu

var. Bu cümlede çok hareketli bir kentten söz ediliyor. İlk boşluğa

“bunun nedeni” sözü gelir. Kentin kimi güzel özellikleri sıralandığına göre ikinci boşluğa da “yanı sıra”

sözü gelir.

Cevap E

3. Sel felaketleri konulu bir cümle tamamlama sorusu var. “Sel fela- ketlerinin başlıca” dendiğine göre ilk boşluğa “nedenleri” sözcüğü gelir. Bozulan yapı da “doğal” olup kentleşme de “plansız” olmuştur.

Cevap A 4. Dünya ekolojisinin bozulmasın- dan söz edilen bir öncül cümle var ve bu cümlede iki sözcüğün yeri boş bırakılmış durumda. Sözcük- ler gelişigüzel buluşarak cümleyi meydana getiremez. Cümledeki sözcükler anlam ve dil bağıyla bir araya gelmiştir. Bu nedenle cümledeki boşlukları doldururken dil ve anlam bağları öne çıkar.

İlk boşluktan sonra ekoloji bozul- duğu için “kaygıların”, ardındaki boşluğa da “ilan edildi” sözcükleri gelir.

Cevap B 5. Babiller ve gökyüzü olaylarından

söz edilen bir öncül cümle var ve bu cümlede iki sözcüğün yeri boş bırakılmış durumda. Sözcük- ler gelişigüzel buluşarak cümleyi meydana getiremez. Cümledeki sözcükler anlam ve dil bağıyla bir araya gelmiştir. Bu nedenle cümledeki boşlukları doldururken dil ve anlam bağları öne çıkar.

İlk boşluktan sonra “kaydetmekle yetinmeyip” sözü gelir. Ne zaman gerçekleşeceği hakkında sözün- den sonra da “tahminler yürütme- ye” sözü gelir.

Cevap B 6. Macera kavramından söz edilen

bir öncül cümle var ve bu cümle- de iki sözcüğün yeri boş bırakıl- mış durumda. Sözcükler gelişigü- zel buluşarak cümleyi meydana getiremez. Cümledeki sözcükler anlam ve dil bağıyla bir araya gel- miştir. Bu nedenle cümledeki boş- lukları doldururken dil ve anlam bağları öne çıkar. İlk boşluktan sonra ”arayışı”, ardındaki boşluğa da “uyandırır” sözcüğü gelir.

Cevap A 7. Zincirleme trafik kazalarından söz

edilen bir öncül cümle var ve bu cümlede boş bırakılmış yer var.

Sözcükler gelişigüzel buluşarak cümleyi meydana getiremez.

Cümledeki sözcükler anlam ve dil bağıyla bir araya gelmiştir. Bu nedenle cümledeki boşlukları dol- dururken dil ve anlam bağları öne çıkar. Boşluktan sonra küreselleş-

me kavramı olduğu için A seçene- ğindeki “ekonomilerin birbirine bu kadar bağlı olduğu” sözü gelir.

Cevap A 8. Kişinin gülünç duruma düşmeden

kendini övmesinden söz edilen bir öncül cümle var ve bu cümlede iki sözcüğün yeri boş bırakılmış du- rumda. Sözcükler gelişigüzel bu- luşarak cümleyi meydana getire- mez. Cümledeki sözcükler anlam ve dil bağıyla bir araya gelmiştir.

Bu nedenle cümledeki boşlukları doldururken dil ve anlam bağla- rı öne çıkar. İlk boşluktan sonra

“talih” sözcüğü gelir. Nasip etti sözünden önce de “rol oynamayı”

sözü gelecektir.

Cevap A 9. Mizah ve toplumumuz söz edilen

bir öncül cümle var ve bu cümlede üç sözcüğün yeri boş bırakılmış durumda. Sözcükler gelişigüzel buluşarak cümleyi meydana ge- tiremez. Cümledeki sözcükler anlam ve dil bağıyla bir araya gel- miştir. Bu nedenle cümledeki boş- lukları doldururken dil ve anlam bağları öne çıkar. İlk boşluktan sonra “anlayışını” sözcüğü gelir (birçok renkliliği ve çeşitliliğiyle), orta oyunu “yansıtan” sözcüğü- nün kanıtıdır. Aksayan yönlere de

“ayna tutmuştur” ifadesi gelir.

Cevap E 10. Dünyanın Çivisi adlı bir yapıttan

öncüldeki cümlede söz ediliyor.

Öncülün ilk boşluğuna ayırt ede- meyeceği sözünden sonra “belir- sizleştiren” sözcüğü, ardından da

“iç içe geçtiği” sözü gelir. Sözcük- ler gelişigüzel buluşarak cümleyi meydana getiremez. Cümledeki sözcükler anlam ve dil bağıyla bir araya gelmiştir.

Cevap B 11. Karışık olarak verilen cümle par- çalarından anlamlı bir cümle oluşturup baştan üçüncü sıraya gelecek parçayı bulacağız. Cüm- lemiz IV-II-V sırasıyla başlar. Bu durumda cevabımız da “önce ya- zıyı yazıp ardından ne hakkında”

sözü olur.

Cevap E 12. Kazandığı ihaleler ve bundan son- ra “şirketin iyice” diye başlayan bir öncül cümle var ve bu cümlede iki sözcüğün yeri boş bırakılmış durumda. Sözcükler rastgele bir CÜMLE TAMAMLAMA VE CÜMLE OLUŞTURMA

(8)

KARA KUTU KİTAPLARI

Bölüm 1

İNFORMAL YAYINLARIKARA KUTU YAYIN İNFORMAL YAYINLARIKARA KUTU YAYIN

araya gelerek cümleyi meydana getiremez. Cümledeki sözcükler anlam ve dil bağıyla bir araya gel- miştir. Bu nedenle cümledeki boş- lukları doldururken dil ve anlam bağları öne çıkar. İlk boşluktan sonra “büyüdüğünü”, ardından da

“rastlantı” sözcüğü gelir. (rastlantı sonucu olmadığını vurguluyordu.)

Cevap D 13. Okunmayan ve takdir edilmeyen

bir şairden söz edilen bir öncül cümle var ve bu cümlede iki söz- cüğün yeri boş bırakılmış durum- da. Sözcükler gelişigüzel buluşa- rak cümleyi meydana getiremez.

Cümledeki sözcükler anlam ve dil bağıyla bir araya gelmiştir. Bu nedenle cümledeki boşlukları dol- dururken dil ve anlam bağları öne çıkar. İlk boşluktan sonra “başarı- larına”, ardından da “bir eli yağda bir eli balda” sözü gelir.

Cevap A 14. Tanzimat Dönemi devlet adamla- rından söz edilen bir öncül cümle var ve bu cümlede iki sözcüğün yeri boş bırakılmış durumda. Söz- cükler tesadüfen bir grup oluştu- rarak cümleyi meydana getire- mez. Cümledeki sözcükler anlam ve dil bağıyla bir araya gelmiştir.

Bu nedenle cümledeki boşlukları doldururken dil ve anlam bağla- rı öne çıkar. İlk boşluktan sonra hakların sözcüğü geldiği için “bi- reysel”, ardından da yönetiminin sözcüğünden önce “sağlam” söz- cüğü gelir.

Cevap B

TEST – 4

ÇÖZÜMLER

1. Sorumuzda karışık olarak verilen sözlerden anlamlı ve kurallı bir cümle ortaya koymamız gereki- yor. Cümlemiz “Mürekkep balığı- nın bir türünün saçtığı ışık, hay- vanı akvaryumda görünür kılıyor ancak denizde, yukarıdan gelen ışığa karışmasını sağlayarak ona görünmezlik perdesi oluşturuyor.”

şeklinde olur.

Cevap D 2. “Malzemelerin hepsini aldım . . .

. kek yapabiliriz.” cümlesinde boş bırakılan yere yapılan işlerden sonra “artık” sözcüğü gelir. Bu tür sorularda boşluktan önceki ve sonraki sözcüklerin anlam ilişkileri

oldukça önemlidir.

Cevap C 3. Kendini başarılı olarak kabul eden

bir şairin başarısında kurtulduğu sözcüklerin önemli olduğundan söz edilen bir öncül var. Bu cüm- lede boş bırakılan yere başarının nedeni olarak A seçeneğindeki

“sahip olduklarıma değil, vazgeç- tiklerime” sözü gelir. Çünkü deva- mında borçlu olma ifadesi vardır.

Cevap A 4. “Yapıtlarında gizemli sorular so- rarak okurunu yarı aydınlık bir or- tamda bırakır yani. . .” şeklindeki cümlemize açıklayıcı bir unsur gelecektir. Yarı aydınlık sözü de bizi C seçeneğine götürür: “yapıt- larını anlaşılır kılmayı okurlarına bırakır.”

Cevap C 5. Einstein ve görelilik kavramıyla

ilgili karışık ve numaralandırıl- mış sözlerden kurallı, anlamlı bir cümle meydana getirmeye çalışa- cağız. Altı numaralı öncül, içinde yüklem (söylüyordu) olduğu için bu cümlenin sonunda bulunur.

Cümlenin başına “neredeyse yüz yıl önce ortaya koyduğu”, ardın- dan “görelilik kuramlarıyla zama- na ve evrene”, ardından da “ba- kışımızı derinden sarsan Albert Einstein” sözleri gelir. Buna göre sıralamamız III-I-IV-V-II-VI şeklin- de olur.

Cevap D 6. İkinci Dünya Savaşı, sinema ko- nulu öncülümüzün son parçası altı numaralı öncül olur: “yer ala- bileceği bilimsel yayınlar ortaya çıkmıştır.” “İkinci Dünya Savaşı sonrasında sinema alanında çağ- daş” I, “kuramların ortaya çıkma- sına zemin hazırlayan Fransa’da”

II, “filmlere akademik açıdan yaklaşılmaya” III, “başlanmasıyla film eleştirisinin dayanabileceği kuramsal” IV, “yaklaşımlar geliş- tirilmiş ve bunların” V, “yer ala- bileceği bilimsel yayınlar ortaya çıkmıştır.” VI numaralı öncül sıra- sıyla cümle ortaya çıkar.

Cevap E 7. Bir cümleyi oluşturan sözcükler,

söz öbekleri şeklinde karıştırılmış ve bunlardan anlamlı ve kurallı bir cümle meydana getirmemiz, son- ra da baştan dördüncüsünün han- gisinin olacağı soruluyor. Cüm-

lemiz: “Yeniçerilerin vücutlarının belirli bölgelerine dövme olarak yaptırdıkları unvanları, bölük nu- maraları ve çeşitli görevlerini be- lirten yani bir tür kafa kâğıdı özelli- ği gösteren işaretler, hayattayken hangi görevleri yaptığını belirtmek için mezar taşlarına da işlenirdi.”

şeklinde olur.

Cevap C 8. Sorumuzda karışık olarak verilen

sözlerden anlamlı ve kurallı bir cümle ortaya koymamız gere- kiyor. Altı numaralı öncül altıncı sırada olur. Sıralamamıza göre cümlemiz de: “Sözcüklerin temel anlamlarının korunması gerektiği- ni ve bir sözcüğün tek bir doğru anlamı olduğunu iddia eden dü- şünce, amacını aşarak imgeye kuşkuyla yaklaşılmasına ve imge- nin sıradanlaşmasına yol açıyor.”

şeklinde olur.

Cevap E 9. Öncül olarak verilen kast ve ka-

bile bağlılıkları” konulu cümlede iki sözcük silinerek yerlerine sıra noktalar konmuş. Bu cümleyi se- çeneklere göre anlamlı şekilde tamamlamamız gerekiyor. Bunu gerçekleştirebilmemiz için boşluk- lardan önceki ve sonraki sözlere dikkat etmemiz, onları doğru an- lamamız zorunludur. Buna göre “ Kast ve kabile bağlılıklarının ge- niş boyutlarda ve çeşitli düzeyler- de görülebildiği Hindistan, ülkenin karmaşık toplumsal ve kültürel yapısındaki bezdirici düzensizliğe çözüm bulabilmek için çok yönlü bir siyasi yapı geliştirmek zorunda kalmıştır.” cümlesi ortaya çıkar.

Devlet yönetimi düzensizliğe çö- züm bulur çünkü.

Cevap A 10. İki ayrı cümleyi bir cümleye dö- nüştürmeye çalışacağız. Zaten son yıllarda girilen hemen her düzeydeki sınavda iki ayrı cümle veriliyor ve bu cümleleri tek cümle olarak birleştirme sorusu sorulu- yor. Belli ki bu iki cümle arasında anlamca bir bağ var. Bu birleşme sırasında yüklemlerden biri fii- limsiye dönüştürülerek yan cüm- lecik durumuna gelir. Öncüldeki ilk cümlemizde bir romandan ve yazarından söz edilirken yazarın kendi çocukluğundan esinlendi- ği ortaya konmuş. İkinci cümle- miz de bu filmin yazarı Stephen King ve anılan eserin sinemaya CÜMLE TAMAMLAMA VE CÜMLE OLUŞTURMA

(9)

KARA KUTU KİTAPLARI

Bölüm 1

İNFORMAL YAYINLARIKARA KUTU YAYIN İNFORMAL YAYINLARIKARA KUTU YAYIN

uyarlanmadan önceki adı belir- tilmiştir. Buna göre cevabımız da D seçeneğinde ortaya çıkar:

“Okurların, korku romanı türüyle tanıdığı Stephen King’in çeşitli yönleriyle öteki eserlerinden fark- lılaşan ve ilhamını kendi çocukluk yıllarından aldığı The Body isim- li romanı, sinemaya Stand By Me adıyla macera-dram türünde uyarlanmıştır.”

Cevap D

TEST – 5

ÇÖZÜMLER

1. Öncüldeki cümlede şiirin sadece olumsuzlukları dile getirmeme- si dile getiriliyor ve bu cümlenin hangi seçenekle devam edeme- yeceği sorulmaktadır. A, B, C, E seçeneklerindeki cümleler öncül parçaya eklenebilir ancak D seçe- neğindeki “Günümüzde insan ya- şamının trajik yönlerini yansıtan eserler ilgi çekmiyor mu?” cümlesi getirilemez.

Cevap D 2. “(I) Bir filmi (II) yalnızca gözleri- mizle değil; (III) bildiklerimizle, öğrendiklerimizle yani (IV) haya- tımızla da seyrederiz (V).” öncül cümlesine “aynı zamanda” sözü- nün giremeyeceği yeri bulacağız ki bu da B seçeneği olur.

Cevap B 3. Bir cümle parçalara ayrılarak nu- maralanmış durumda bize öncül olarak verilmiş. Biz de bu parça- lardan anlamlı ve kurallı bir cümle oluşturmaya çalışacağız. Bu cüm- lelerde ilk ve son bölümleri buldu- ğumuzda cümleyi tamamlamak kolay oluyor. Altıncı öncül (bir sü- rede karar veriyoruz” bu cümlenin son parçası, ikinci öncül de (her- hangi bir ortamda karşılaştığımız) ilk parçası olur. Ardından beşinci (ve önceden tanımadığımız biri- nin) öncül ve ilk öncül (çekici olup olmadığına) gelir. Buna göre cüm- lemiz II-V-I-IV-III-VI sırasına göre meydana gelir.

Cevap A 4. Soruda bir cümle parçalara ay- rılarak numaralanmış durumda bize öncül olarak verilmiş. Biz de bu parçalardan anlamlı ve kurallı bir cümle oluşturmaya ve baştan dördüncü parçayı bulmaya çalı- şacağız. Bu cümlelerde ilk ve son

bölümleri bulduğumuzda cümleyi tamamlamak kolay oluyor. Cüm- lemiz: “Alberto Manguel eserinde anlatısını somut yerler ve zaman- lar üzerine kuruyor yani gizli veya açık göndermeler yapıyor ama ustasından farklı bir yaklaşımla Borges gibi metinler arası bağlar kuruyor.” şeklinde olur.

Cevap A 5. Bir cümle parçalara ayrılarak nu- maralanmış durumda bize öncül olarak verilmiş. Biz de bu parça- lardan anlamlı ve kurallı bir cümle oluşturup baştan dördüncü parça- yı bulmaya çalışacağız. Bu cüm- lelerde ilk ve son bölümleri buldu- ğumuzda cümleyi tamamlamak kolay oluyor. Buna göre cümlemiz V-IV-II-III-I sırasıyla meydana ge- lecektir. (dünyaca tanınmış eğitim kurumlarında)

Cevap C 6. Öncülde “Houston’da bir Çin

mahallesi olduğu . . . . . . . Los Angeles’ten sonra Asyalı nüfusun en çok bulunduğu yer, burasıdır.”

cümlesi verilmiş. Bu cümledeki ilk boşluğa “bilinmez”, ikinci boşluğa da “Hâlbuki” sözcükleri getirilme- lidir.

Cevap B 7. Anne ve babaların çocuk ka- nallarına bakış açılarını anlatan öncüldeki cümledeki ilk boşluğa

“kullandığını”, sonraki boşluğa da

“alışkanlığından” sözcükleri gel- melidir.( bebek bakıcısı gibi, tele- vizyon izleme)

Cevap B 8. Bir yazarın romanından öncülde

söz edilirken yazarın bilindik şey- leri anlatırken bilindikleri “tuhaf”

gelecek şekilde anlatması müm- kündür. Yine hiç rastlamadığımız gariplikteki olayları uzakları yakın- laştırırken anlatması da “sıradan”

olur.

Cevap E 9. Flaubert ve klasik roman konulu

öncülümüzdeki ilk boşluğa “ro- manın yeni bir kimlik” sözünden dolayı “kazanması” sözcüğü gelir.

Sonraki boşluğa da “”çizgisel bir seyirde” sözü olduğu için “ilerle- mekten” sözcüğü gelmelidir.

Cevap A 10. Gıda endüstrisi ile ilgili öncüldeki

boşluklara uygun sözcükleri bu-

lacağız. Öncülümüzde “ hastalık yapıcı ve bozucu mikroorganiz- maların gelişimini . . . ürünün . . . dayanmasını . . . .” olduğuna göre B seçeneğindeki sözcük- ler bu boşluklar için uygundur:

“baskılayarak-her ortamda-engel- ler”

Cevap B 11. Öncülün: “Yüksek maliyetlerle

inşa edilen ve şehir mimarisinde hacimli bir yer kaplayan yapıla- rın,” şeklinde başlayan cümlesin- de hemen boşluk var ve bu boş- luğa E seçeneğindeki “şehirden ve şehrin geleceğinden kopuk bir tasarımla” sözü gelmelidir.

Cevap E 12. Fobisi olan insanlar ve kendilerin- de endişe yaratan durumlardan söz edilen bir öncül cümle var ve bu cümlede iki sözcüğün yeri boş bırakılmış durumda. Sözcük- ler gelişigüzel buluşarak cümleyi meydana getiremez. Cümledeki sözcükler anlam ve dil bağıyla bir araya gelmiştir. Bu nedenle cümledeki boşlukları doldururken dil ve anlam bağları öne çıkar.

İlk boşluktan sonra tepki kavramı olduğu için “verdikleri abartılı”, ar- dından da “mantıksız olduğunu”

ifadeleri gelir.

Cevap A 13. “Kimi yerel yönetimlerin ya da sivil toplum kuruluşlarının . . . geri dö- nüşüm projeleri sayesinde kâğıt, plastik ve cam atıkların . . . geri dönüşüme kazandırıldığı örnekler ülkemizde . . . .” şeklindeki öncül cümlemizdeki boşluklara A seçe- neğindeki “önayak-büyük oran- da-yaygınlaşıyor” sözcüklerinin gelmesi uygundur.

Cevap A 14. Karışık olarak verilen öncülümüz- den anlamlı ve kurallı bir cümle oluşturmak istendiğinde ortaya şu cümle çıkar: “Halkla etkileşimi sağlayan en önemli araçlardan biri de bilim ve teknolojinin temel ilkelerini ve işleyişini çoğunlukla uygulamalı ve etkileşimli bir şe- kilde anlatan bilim merkezleridir.”

Buna göre cevabımız E olur.

Cevap E CÜMLE TAMAMLAMA VE CÜMLE OLUŞTURMA

(10)

KARA KUTU KİTAPLARI

Bölüm 1

İNFORMAL YAYINLARIKARA KUTU YAYIN İNFORMAL YAYINLARIKARA KUTU YAYIN

TEST – 6

ÇÖZÜMLER

1. Sözcükler gelişigüzel buluşarak cümleyi meydana getiremez.

Cümledeki sözcükler anlam ve dil bağıyla bir araya gelmiştir. Bir roman ve bu romanın bir senaris- te teslim edilerek kısa zamanda filme dönüştürülmesi ile başlayan öncüldeki cümlede boş bırakılan yere “görsellik ön plana alınarak”

sözü getirilmelidir. Çünkü sinema- da bu vardır.

Cevap B 2. Beypazarı Gümüşçüler Çarşısı

ve buranın zenginliği öncülde söz konusu. Ustalıklı işçilik, gezmek, görmek de söz konusu olduğuna göre A seçeneğindeki “çeşitliliğiy- le, hatıra” sözcükleri boş bırakılan yerlere gelecektir. Çünkü “edin- meye değer” olan, seçeneklere göre “hatıra” sözcüğüdür.

Cevap A 3. Bir cümle parçalara ayrılarak nu- maralanmış durumda bize öncül olarak verilmiş. Biz de bu parça- lardan anlamlı ve kurallı bir cümle oluşturmaya çalışacağız. Bu cüm- lelerde ilk ve son bölümleri buldu- ğumuzda cümleyi tamamlamak kolay oluyor. Öncüldeki cümlemiz de: “Yürürken göz ucuyla gör- düğümüz bir şey (I) gün ışığının ağaç yaprakları arasından (II) sü- zülerek aydınlattığı patikada (III) aniden yüzümüzde korku ifade- sinin belirmesine (IV) ve korkulu anlar yaşamamıza neden olabili- yor. (V)” şeklinde ortaya çıkar.

Cevap B 4. Bir parça ya da cümlede boş bı- rakılarak bizim seçeneklerden uygun olanını yerleştirmemiz is- tenen sorularda boşluktan önceki ve sonraki sözler oldukça önem- lidir. Çünkü sözcükler gelişigüzel birleşerek cümleyi ya da parçayı meydana getiremez. Psikoterapi, psikolojik . . . . olan kişilere, bun- ların ne olduğunu anlamaları, kö- kenleri hakkında bir fikir . . . . ve bunlara uygun çözüm yolları bul- maları için öneriler . . . . her tür- lü yöntemi kapsar.” öncülündeki boşluklara “sıkıntıları, edinmeleri, getiren” sözcükleri getirilmelidir.

Cevap A

5. Bir cümle parçalara ayrılarak nu- maralanmış durumda bize öncül olarak verilmiş. Biz de bu parça- lardan anlamlı ve kurallı bir cümle oluşturmaya çalışacağız. Bu cüm- lelerde ilk ve son bölümleri buldu- ğumuzda cümleyi tamamlamak kolay oluyor. Öncüldeki cümlemiz de eleştirmenin sorumluluğu ko- nuludur. Bu cümlenin sonuna altı numaralı öncül gelmelidir çünkü içerisinde yüklem vardır. Cümle- mizin sıralanışı da III-I-V-IV-II-VI sırasıyla olur.

Cevap C 6. Evliya çelebi konulu bir cümle

parçalara ayrılarak numaralanmış durumda bize öncül olarak veril- miş. Biz de bu parçalardan an- lamlı ve kurallı bir cümle oluştur- maya çalışacağız. Bu cümlelerde ilk ve son bölümleri bulduğumuz- da cümleyi tamamlamak kolay oluyor. Öncüldeki cümlemiz de IV-I-III-V-II-VI şeklinde sıralanan öncül parçalarla ortaya çıkar. (Ev- liya Çelebi, tarihçilerce her şey- den önce . . . bir anlatı sanatçısı olarak değerlendirilir.)

Cevap B 7. Bir cümle parçalara ayrılarak nu- maralanmış durumda bize öncül olarak verilmiş. Biz de bu parça- lardan anlamlı ve kurallı bir cüm- le oluşturmaya çalışacağız. Bu cümlelerde ilk ve son bölümleri bulduğumuzda cümleyi tamamla- mak kolay oluyor. Öncüldeki cüm- lemiz de “yeni bilgisayarlı tomog- rafi yöntemiyle otuz dokuz hasta”

ile başlar ve “üzerinde yapılan ilk denemelerde kalbin bütün olarak çok hızlı” ile devam eder. Sırala- ma da I-III-II-V-IV olur.

Cevap C 8. Bazen bir cümle parçalara ayrıla- rak numaralanmış durumda bize öncül olarak veriliyor. Biz de bu parçalardan anlamlı ve kurallı bir cümle oluşturmaya çalışıyoruz.

Bu cümlelerde ilk ve son bölümle- ri bulduğumuzda cümleyi tamam- lamak kolay oluyor. Öncüldeki cümlemiz de “Baudelaire’in ede- biyatında kendi efsanesinin ta- savvurlardan, siyasal davalardan, ahlaki ideallerden arınmasını sağ- layan, sanatçının dehasını, kutsal iradesini bilimsel ilerlemelerden ve giderek sanatçının benliğin- den” şeklinde başlayarak III-II-I- IV-VI-V sırasıyla tamamlanır.

Cevap D

9. Bir cümle parçalara ayrılarak nu- maralanmış durumda bize öncül olarak verilmiş. Bu şekilde cümle- leri anlamlı ve kurallı cümle yap- ma sorusu hemen her sınavda soruluyor. Biz de bu parçalardan anlamlı ve kurallı bir cümle oluş- turmaya çalışacağız. Bu cümle- lerde ilk ve son bölümleri buldu- ğumuzda cümleyi tamamlamak kolay oluyor. Öncüldeki cümlemiz de (II) Ormanlık alana düşen yağ- murun dörtte üçü (VI) yüzey suyu veya yağmur suyu hâline gelme- den (IV) atmosfere geri döndüğü için (III) yükselen su buharı orma- nın (V) hemen üstünde bir (I) yağ- mur bulutu oluşturabilir.” şeklinde ortaya çıkar.

Cevap E 10. Televizyon ve cep telefonu tek- nolojisinin ilerlemesi konulu bir cümle var ancak bu cümlede iki sözcük silinmiş ve bu boşluklara düşüncenin akışına göre getire- ceğimiz sözcükleri bulmalıyız.

“Televizyonlarda HD standardını”

ifadesinden hemen önce “ötesine geçen” söz öbeği gelir. Cümlenin sonuna da “beğenmez olduk”

sözü gelir.

Cevap E 11. Bir cümle parçalara ayrılarak nu- maralanmış durumda bize öncül olarak verilmiş. Bu şekilde cümle- leri anlamlı ve kurallı cümle yap- ma sorusu hemen her sınavda soruluyor. Biz de bu parçalardan anlamlı ve kurallı bir cümle oluş- turmaya çalışacağız. Bu cümle- lerde ilk ve son bölümleri buldu- ğumuzda cümleyi tamamlamak kolay oluyor. Öncüldeki cümlemiz de bir kısa yolculuktan söz ediyor.

“Köyden kaza merkezine giden bir minibüsün camından daracık yolun solundaki devasa mezar taşlarını küçük bir köylü çocuğun meraklı gözleriyle izlerken içimde oluşan burukluğu hiçbir zaman unutmadım.” şeklinde cümlemiz ortaya çıkar.

Cevap A 12. Türkçenin klasik cümle yapısın- da yüklem sondadır. Genellikle de özne başta, tümleç ortada olur. Kurallı dediğimiz cümlelerde yüklem sondadır. Sınavlarda bize bir cümlenin sözcüklerinin yerleri değiştirilerek karışık durumda ve- riliyor. Numaralanmış bu parça- lardan kurallı bir cümle oluştura- CÜMLE TAMAMLAMA VE CÜMLE OLUŞTURMA

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu cümledeki kelimelere üstü çift çizili efekti

BİR SIRA TAŞ BİR SIRA AHŞAP OLMAK ÜZERE MÜNAVEBELİ/ALMAŞIK DUVAR TEKNİĞİ İLE İNŞA EDİLEN YAPININ YÜKSEKLİĞİ 18 ZİRAYA ÇIKARILIR.. KUZEY-BATI CEPHE ESKİ

Üyesi

[r]

[r]

1 Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “neden sonuç” ilişkisi vardır?.. A Ayaklarının ucuna basarak

Adres Kırklareli Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Kayalı Kampüsü-Kırklareli/TÜRKİYE e-posta:

İlettikleri duygu ve düşünce bakımından tamamen ters olan cümlelerdir.  Bir eserin değerini belirleyen anlattığı şey değil, onu anlatma şeklidir.  İçerikten