• Sonuç bulunamadı

13. BÖLÜM DİNİ HAREKETLER

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "13. BÖLÜM DİNİ HAREKETLER"

Copied!
12
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

DİNİ HAREKETLER

Arif KORKMAZ

Din Sosyolojisi’nin inceleme alanlarından biri de, dini karakterli toplumsal hareketler yani dini hareketlerdir.195 Dolayısıyla bu bölümde öncelikle “toplumsal hareket” kavramı hakkında bilgi verilecek ve ar- dından “dini hareketler” konusu üzerinde durulacaktır.

13.1. TOPLUMSAL HAREKETLER

“Toplumsal hareketler” terimi, dikkate değer sayıdaki insanın, top- lumun başlıca özelliklerinden birini ya da birkaçını değiştirmek (ya da değiştirilmesine karşı direnmek) için harcadığı örgütlü çabayı ifade eder.

Toplumsal hareketler terimini ilk kez 18. yüzyılın başlarında Fran- sa’da Saint Simon kendi ülkesinde ve daha sonra başka yerlerde baş gösteren toplumsal protesto hareketlerini nitelemek için, statükoya karşı çıkan yeni siyasal güçlerin bir özelliği olarak kullanmıştır.

Günümüzde ise bu terim, daha çok siyasal sistemin ana gövdesinin dışında kalan, örneğin “feminist hareketler” veya “çevreci hareketler”

gibi gruplar ve örgütleri ifade etmek için kullanılmaktadır. Artık “Yeni Toplumsal Hareketler” şeklinde bir adı da olan bu hareketler, 20. yüz- yılın son on yıllarında toplumsal ve siyasal değişimin önemli kaynakları arasında yer almaya başlamışlardır.

Yaşayan bir demokrasinin temel ögeleri arasında yer alan toplum- sal hareketler, otoriter toplumlarda demokrasi ve değişimin katalizörü rolü de oynayabilirler.196 Toplumsal hareketler, amaçlanan değişimin nesnesi ve boyutuna göre 4 türe ayrılabilir:

Toplumsal Hareketler Değişimin Nesnesi

Değişimin Boyutu Toplum Birey

Radikal/Tümden 1. Devrimci hareketler 3. Kurtarıcı hareketler Sınırlı/Kısmen 2. Reformcu hareketler 4. Alternatif hareketler

Yrd. Doç. Dr., Necmettin Erbakan Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu İlahiyat Fakültesi, Din Sosyolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi, Konya. E-mail:

akorkmaz@konya.edu.tr.

195 Ünver Günay, Din Sosyolojisi, İnsan Yayınları, İstanbul, 1998, ss.439-463.

196 Gordon Marshall, Sosyoloji Sözlüğü, Çeviren: O. Akınhay, D. Kömürcü, Bi- lim ve Sanat Yayınları, Ankara, 1999, s.746.

(2)

1.Bazı köktendinci hareketler ve binyılcı hareketler toplumu tama- men değiştirmeyi amaçlayan devrimci hareket örnekleridir.

2.Toplumu kısmen değiştirmeyi amaçlayan reformcu hareketlere feminist hareketler ve kürtaj karşıtı gruplar örnek verilebilir.

3.Pek çok dini hareket ve tarikat, bireyi tamamen değiştirmeyi amaçlayan kurtarıcı hareketlerin örnekleri arasındadır.

4.Bireyi kısmen değiştirmeyi amaçlayan alternatif hareketlere ise alkolizm karşıtı gruplar örnek verilebilir.197

İnsan hakları hareketleri, kölelik karşıtı hareketler, kadın hareket- leri, işçi hareketleri, faşist ve ırkçı hareketler, faşizm ve ırkçılık karşıtı hareketler, milliyetçi hareketler, ayrılıkçı hareketler, dayanışma hare- ketleri, hayvan hakları hareketleri, eşcinsel hakları hareketleri, nükleer karşıtı hareketler, küreselleşme karşıtı hareketler ve barış hareketleri de toplumsal hareket örnekleri arasında sayılabilir.

Toplumsal hareketler toplumdaki derin ve köklü değişimlerin so- nucu olarak karşılanması istenilen yeni ihtiyaçların dile getirilmesi ile ortaya çıkmışlardır. Bu nedenledir ki, özellikle 1960’lardan sonra çağ- daş Batı toplumlarında çok yoğun biçimde hemen her yerde rastlanan toplumsal hareketler, toplumsal değişimi sağlayan temel mekanizmalar haline gelmişlerdir.198

13.2. DİNİ HAREKETLER (YENİ DİNİ HAREKETLER / YDH) Toplumsal hareketlerle ilgili yukarıda sunumdan, pek çok dini ha- reket ve tarikatında “toplumsal hareketler” kapsamına giren dini hare- ketler olduğu anlaşılmaktadır.

Bu arada günümüz Din Sosyolojisi literatüründe dini hareketler konusu daha çok “Yeni Dini Hareketler” (YDH) başlığı altında incelen- mektedir; zira YDH genellikle Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslam gibi ge- leneksel büyük dinlerden farklı, “yeni “hatta onlara alternatif dini yapı- lanmalara işaret etmek için kullanılan bir kavramdır.

Nitekim bu alanın en önemli uzmanlarından James Beckford YDH kavramının, bir dindeki değişimleri yansıtan organize olmuş grupları ifade ettiğini belirtmiştir. Bu gibi gelişmeler, doğal olarak YDH ile kar- şıtları arasında gerilim ve çatışmalara yol açmaktadır.

197 Anthony Giddens, Sosyoloji, Çeviren: Işıl Bayar, Ayraç Yayınevi, Ankara, 2000, ss.540, 541; Gordon Marshall, s.747.

198 Filiz Göktuna Yaylacı, “Toplumsal Hareketler ve Kuramsal Yaklaşımlar”, Yeni Toplumsal Hareketler, Editör: Bilhan Kartal, Belkıs Kümbetoğlu, Ana- dolu Üniversitesi Yayınları, Eskişehir, 2012, ss. 32-59.

(3)

Beckford’a göre, YDH’in ortaya çıkışı, 20. yüzyıldaki hızlı sosyal değişimlerle ilişkilendirilebilir. YDH hem değişime bir cevaptır hem de ona katkıda bulunan bir araçtır. Grace Davie de YDH’in ekonomik ve sosyal değişim süreçleriyle bağlantılı olduğunu belirtmektedir.199

Yıllar süren bir alan araştırmasının ürünü olan New Religious Movements (Yeni Dini Hareketler) adlı kitabın yazarı Eileen Barker ise YDH’i, hayatın anlamı veya insanoğlunun evrendeki rolü gibi temel sorulara nihai cevaplar sağlayan gruplar olarak tanımlamıştır.200

Milenyum Tarikatları: Batı’da Yeni Dini Akımlar adlı eserinde Ali Kö- se, Yehova Şahitleri, Yedinci Gün Adventistleri, Peoples Temple (Halkın Mabedi), Branch Davidians (Kral David Tarikatı), Solar Temple (Güneş Tapınağı Tarikatı), Heaven’s Gate (Cennetin Kapısı), Mormonlar (Ahir Zaman Azizleri), Moonculuk, The Family (Children of God), The Church of Scientology ve New Age gibi Hıristiyan kökenli YDH ile Hare Krişna (ISKCON), Sai Baba, Divine Light Mission (Elan Vital), Transandantal Meditasyon, Rajneesh (The Osho Movement), Soka Gakkai (Nichiren Shoshu Budizmi), Ananda Marga, Brahma Kumaris ve Subud gibi Hint ve Uzak Doğu kökenli YDH hakkında bilgiler vermektedir.201

Pek çok din sosyoloğu, çok sayıda Batılının, mevcut kurumsal din şekillerini bırakıp bu YDH’e katılmasının nedeninin sekülerleşme so- nucu oluşan spiritüel/manevi boşluk olduğunu belirtmektedir.202

Batı’da YDH, II. Dünya Savaşı sonrası Hıristiyanlığın etkisindeki belirgin zayıflayış ve buna karşı hızlı bir şekilde yükselen yeni alterna- tifler sürecinde yükselişe geçmiştir. 2000’li yıllardan itibaren Türkiye, Balkanlar ve Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinde de faaliyetlerini hızlan- dıran bu YDH’in birçoğu, bilhassa Uzakdoğu kökenli olanları yoga ve meditasyon gibi uygulamalara başvurmakta, reenkarnasyonu (ruh gö- çü) benimsemektedir.

Geleneksel din formlarından farklı olarak ortaya çıkmış olan YDH:

1. Seküler kişilere göre sekülerleşmeyi tehdit edici bir gelişme ve rasyonalitenin kabullerine meydan okuyan yeni hurafeler olarak yo- rumlanırken;

2. Geleneksel dindarlara göre ana dini akımdan bir kopma ve ona karşı bir alternatif olduğu için kuşku ve kaygıyla karşılanmaktadır.

199 Grace Davie, Modern Avrupa’da Din, Çeviren: Akif Demirci, Küre Yayınları, İstanbul, 2005, s.179.

200 Roberto Cipriani, Din Sosyolojisi: Tarih ve Teoriler, Yayına Hazırlayan: Ali Coşkun, Rağbet Yayınları, İstanbul, 2011, ss.342-346.

201 Ali Köse, Milenyum Tarikatları: Batı’da Yeni Dini Akımlar, Truva Yayınları, İstanbul, 2006, ss.5-17.

202 Ali Akdoğan, Din Sosyolojisi, STS Yayınları, Ankara, 2013, ss.296-300.

(4)

Örneğin, bir tür yeni dini hareket olarak Satanizm, özellikle Hıristiyan- lığa karşı başlatılan reaksiyoner bir protesto hareketi olarak doğmuş- tur.203

3. Klasik sosyologlara göre (aşağıda da izah edileceği üzere), farklı toplumsal tabakalara mensup kimseler, dini ve onun mesajlarını kendi konumları ve deneyimleri ışığında yeniden yorumlamaktadırlar ve YDH’in bazıları bu şekilde ortaya çıkmaktadır.

Ian Thompson, YDH’in 5 genel özelliğinden bahsetmektedir:

(1)gönüllülük, (2)karizmatik otorite, (3)grubun üstünlüğü anlayışı, (4)katı disiplin ve (5)bireyselliğin bastırılması.

Öte yandan, klasik sosyologlar, dini inançların toplumsal tabaka- laşma ile yakından ilişkili olduğunu vurgulamakta ve toplumdaki farklı grupların değişik ilgi alanlarına ve imkânlara sahip olup, dini inançlara farklı biçimde yaklaştıklarını belirtmektedirler.

Dolayısıyla, farklı toplumsal tabakalara mensup kimseler, dini ve onun mesajlarını kendi konumları ve deneyimleri ışığında yeniden yo- rumlamaktadırlar ve YDH’in bazıları bu şekilde ortaya çıkmaktadır.

Peki, YDH hangi toplumsal gruplara daha cazip gelmektedir?

1. Weber’e göre mağdurlara/yoksullara cazip gelmektedir:

Weber, YDH’in büyük oranda, imtiyazsız ve alt toplumsal tabaka- lardan kişiler arasında ortaya çıktığını öne sürmektedir. Bu tür deza- vantajlı gruplar, kendi konumlarının nedenini dini olarak açıklayan bir

“imtiyazsızlık teodisesi” (theodicy of disprivilege) geliştirirler. Fakat bu açıklama daha öteye giderek o hale gelir ki, hareket dışındaki kimselere öbür dünyadaki ayrıcalıklardan yararlanma imkânı tanınmadığı için grup üyeleri kendilerini elit/seçilmiş kişiler olarak görmeye başlarlar.

Ancak, Weber’in görüşlerini yanlış çıkaran örnekler de vardır; zira YDH’in sadece mağdurların ilgisini çekmediği görülmektedir.204

2. Charles Glock’a göre yoksunluk/mahrumiyet hisseden grup- lara cazip gelmektedir:

Bazı bilim insanları, Weber gibi, YDH’e üye olanların marjinal ve yoksun olduklarını düşünürken, bazıları daha farklı nedenlere dikkat çekmektedir. Charles Glock din sosyolojisindeki yoksunluk kuramının en ateşli savunucularından olup insanların YDH’e katılmalarını hayat- larında bir şeylerin eksik olduğu hissine kapılmalarına bağlamaktadır.

203 Abdurrahman Kurt, Din Sosyolojisi, 6. Basım, Sentez Yayıncılık, Ankara, 2014, ss.243-261.

204 Ian Thompson, Odaktaki Sosyoloji: Din Sosyolojisine Giriş, Çeviren: Bekir Zakir Çoban, Birey Yayıncılık, İstanbul, 2004, ss.69-72.

(5)

Eğer bir insan fakirse, yalnızsa veya hayattan çok az beklentisi var- sa YDH bu kişiye ölüm sonrasında ödüller vaat ederek güvenli ve sa- mimi ilişkilerin hâkim olduğu bir topluluk ruhu sunabilmektedir. Bu topluluklarda birey aynı zamanda kendini önemli hisseder.

3. Bryan Wilson’a göre modern, bireyselci ve kısmen seküler gruplara cazip gelmektedir:

Bryan Wilson yoksunluk kuramını eleştirirken sefil hayatlar yaşa- malarına rağmen YDH’e katılmayan insanlar olduğu gibi, YDH’e katıl- mış varlıklı insanların da olabileceğine dikkat çekmektedir. Wilson farklı YDH’in farklı üye tabanları olduğunu savunmaktadır.

Örneğin bireylerin hayatlarını değiştirmeyi amaçlayan YDH mo- dern, bireyselci ve kısmen seküler toplumlarda gelişme eğilimindedir.

Yakın gelecekte dünya çapında radikal değişiklikler öngören devrimci YDH ise modernleşme karşısında zorlu bir değişim geçiren geleneksel toplumlarda yayılmaktadır.

4. James A. Beckford’a göre akrabasından uzak yaşayan genç ve orta sınıfa cazip gelmektedir:

Britanyalı sosyolog James A. Beckford1975’te Britanya’daki Yehova Şahitleri’nin üyeleri üzerine kapsamlı bir deneysel araştırma yapmıştır.

Bazı üyelerin Hıristiyan bir çevrede büyüdüklerini, fakat daha sonra dinden ayrıldıklarını gözlemlemiştir. Bu gibi kimselerin Yehova Şahitle- ri’ne katılmaları eski arzuların canlanması olarak yorumlanabilir.

Beckford’un bazı bulguları ise yoksunluk kuramını destekleyici nitelik- tedir. Araştırmaya göre bazı üyeler bir nebze sosyal yalnızlık içinde ya- şamışlardır. Beckford özellikle akrabalarından oldukça uzakta yaşayan ve çocukları konusunda endişe taşıyan küçük çekirdek ailelere dikkat çekmektedir. Daha yakın tarihli araştırmalar ise YDH’in üyelerinin ge- nellikle genç ve orta sınıftan insanlar olduğunu göstermektedir.205

5. 1960’ların Amerika’sında özellikle etnik azınlıklara cazip gelmektedir:

Bu arada, her ne kadar mahrumiyet kavramı daha çok ekonomik açıdan ele alınsa da, mahrumiyetin diğer biçimleri de bulunmaktadır ki, bunların her biri YDH’in ortaya çıkışında önemli etkilere sahip ola- bilir. Bu çerçevede, mahrumiyet, ekonomik, toplumsal, bedensel, ahla- ki/etik ve ruhsal/psişik olabilir ve bir fert ya da grup bunların sadece birinden veya daha çoğundan şikâyetçi olabilir. Mesela, bedensel mah- rumiyet, insanların engellilik ve genel sağlık sorunları gibi fiziksel fak-

205 Inger Furseth, Pal Repstad, Din Sosyolojisine Giriş: Klasik ve Çağdaş Kuram- lar, Çeviren: İ. Çapcıoğlu, H. Aydınalp, Birleşik Yayınevi, Ankara, 2011, ss.262, 263.

(6)

törlerle ilgilidir. Mahrumiyet teorisi, 1960’ların Amerika’sında, özellikle etnik azınlıklar arasında taraftar bulan bazı YDH’in yoğun bir şekilde artmasını anlamamıza yardımcı olabilir. Örneğin, ekonomik ve toplum- sal mahrumiyetten muzdarip ve siyasi sistemde önemli bir değişme olabileceğine dair herhangi bir gerçekçi umuttan yoksun olan bazı in- sanlar, onlara durumlarını iyileştirmeyi vaat eden Siyah Müslümanlar Hareketi gibi bazı YDH’e yönelmişlerdir.

Mahrumiyet kavramı bağlamında, YDH’in bazılarının toplumsal de- ğişim sürecinde geliştiği ve toplumsal düzeni değiştirme amacında ol- duğu söylenebilir. Ancak, YDH’den bazılarını mahrumiyet ve toplumsal değişimle ilişkilendiren bu açıklamalar makul gözüküyorsa da, bazı sorunlara sahip olduğu da göz ardı edilemez. Örneğin, mahrumiyet ve toplumsal değişim süreçlerine maruz kalan bazı insanlar neden YDH’e katılmamakta ve sorunlarını başka yollarla çözmeye çalışmaktadırlar?

6. Özellikle 1960 ve 1970’lerde yaşanan seküler gelişmelere bağlı olarak bilhassa gençlere ve nispeten zenginlere de cazip gel- mektedir:

Özellikle 1960 ve 1970’lerde yaşanan gelişmelerle ilgili araştırma- lar, YDH konusunda çok sayıda yeni ve ilginç bilgi ortaya çıkarmıştır.

Bu araştırmalarda, geçmişteki benzeri hareketlerin aksine, YDH’in bil- hassa gençlere ve nispeten zenginlere de cazip geldiği görülmüştür.

Bazıları Krişna Bilinci, Moonculuk ve 3HO (Happy–Healthy–Holy Organisation; Mutlu-Sağlıklı-Kutsal Organizasyon) gibi YDH’in ortaya çıkışının toplumdaki çeşitli değişimlerle ve özellikle de sekülerleşme ile ilişkili olduğunu öne sürmüştür. Örneğin, Bryan Wilson gibi yazarlara göre, kilisenin toplumsal destek ve nüfuzunu kaybetmesine neden olan bazı faktörler, toplumun gittikçe sekülerleşmesine bir tepki olarak YDH’in gelişimini teşvik etmiştir. Wilson’a göre tarikatların ortaya çıkı- şı, Tönnies’in gemeinschaft’tan (cemaat’ten) gesellschaft’a (cemiyet’e) geçiş olarak tanımladığı değişim süreci ile bağlantılıdır. Cemaat’ten cemiyet’e doğru olan bu kaçınılmaz geçiş, bir yandan dinde bir düşüşe yol açarken, diğer yandan anonimlikle/belirsizlikle karakterize bu anomik (normsuz/kanunsuz) modern dünyada bir “cemaatler cenneti”

oluşturan YDH’in gelişmesini de tetiklemiştir.206 7. Beyin yıkayan örgütlere cazip gelmektedir:

Bu arada, sosyologların YDH’e katılımı beyin yıkama modelleri ile açıklayan sosyolojik olmayan popüler görüşlere sıcak bakmamaları hiç de şaşırtıcı değildir. Bu modeller üyelerin katılımını etkili propaganda teknikleriyle potansiyel katılımcıların baştan çıkartılması ve böylelikle hayatlarının kontrolünü kaybetmeleri şeklinde açıklarlar. Sosyologlar

206 Ian Thompson, ss.72-75.

(7)

ise bu açıklamaların ortaya çıktıkları ideolojik koşulları da göz önünde bulundurarak söz konusu görüşleri reddetmişlerdir. Örneğin, Ameri- ka’da komünistlerin beyin yıkadığı yönündeki düşünceler, Soğuk Savaş döneminde ortaya çıkmıştır. Ayrıca bazı rakip dini hareketler beyin yıkamadan Şeytan ve benzerleri tarafından ele geçirilmeyi anlamakta- dırlar. Örneğin muhafazakâr Evanjelik Hıristiyan gruplar YDH’i şeytani güçler oldukları gerekçesiyle eleştirirler. Rekabet halindeki hareketler de kendini Şeytan’a kaptıran kişinin kontrolü tekrar ele almasının zor olacağını söyleyerek manevi ve psikolojik açıklamalar sunarlar.207

8. Güç arzusu peşinde olan kişi ve gruplara cazip gelmektedir:

Dini hareketlerin liderleri cinsel ve ekonomik çıkarlarla birlikte ki- şisel güç arzusu gibi her tür onursuz eğilimlerle sıkça itham edilmişler- dir.208

YDH’in sosyal rolü/önemi konusunda da bilim insanları farklı gö- rüşler ortaya koymaktadır. Birçoğu bu hareketlerin:

1. Zayıflık ve etkisizliğini vurgularken;

2. Küçük bir azınlık ise bu hareketleri yeni ve dini bir altın çağın temsil- cisi olarak yorumlamaktadır.

YDH’in ortaya çıkışı: ,

1. Bolluk zamanlarında çağdaş bir deney arzusu;

2. Ekonomik sıkıntıların olduğu dönemlerde ise büyünün (ilkel kültürün ana ögesinin) rönesansı;

3. Sekülerleşme kuramının başarısızlığı;

4. Dinin toplumun sınırlarına itilmesi;

5. Sekülerleşmenin bir göstergesi ve başarısı olarak algılanmaktadır.

YDH’in geleceği: Bu hareketler bazı bilim insanlarınca genişleyip güçlenen bir olgu olarak görülürken, bazıları tarafından ise tam tersine durma noktasına geldikleri gittikçe yok oldukları söylenmiştir.

YDH’in araştırılması: YDH’in araştırılmasında bilimsel açıdan çok fazla tartışma bulunmaktadır. Örneğin, bu alanda yalnızca birkaç vaka incelemesine dayanarak çok genel sonuçlara ulaşma gibi bir eğilim mevcuttur. Elbette tek bir hareketin veya topluluğun vaka incelemeleri yararlı olmaktadır, fakat bu yaklaşımdaki tehlike, incelenen tekil vaka- lara özgü niteliklerin abartılarak genelleştirilmesi ya da önemli ve ilginç olabilecek diğer niteliklerin göz ardı edilmesidir.

1. Katılımcı gözleme dayalı örnek incelemesi:

Bazı bilim insanları pratik olması sebebiyle gözleme dayanan vaka incelemesi analizleri yapmayı tercih etmektedir. Zira tek bir topluluğun

207 Inger Furseth, Pal Repstad, ss.265,266.

208 Inger Furseth, Pal Repstad, ss.265,266.

(8)

araştırılması birkaç topluluğun karşılaştırmalı olarak araştırılmasına göre daha kolay ve ucuzdur.

2. Anket ve mülakata dayalı geniş saha araştırması:

Ancak, bu tür araştırmalarda dini hareketlerin büyük modern top- lumlarda izole ve sınırlı küçük topluluklar oldukları fikrini abartma yönünde bir eğilim vardır. Hâlbuki Bryan Wilson’ın da belirttiği gibi, modern dini hareketler genellikle kendi dini bürokrasisi ve kariyer ba- samakları olan büyük ulusal ve uluslararası ağlarla iç içedir. Dolayısıy- la bazı durumlarda katılımcı gözleme dayalı vaka incelemelerine kıyasla üyelerle anket ve mülakatlar yapılması daha uygun bir araştırma stra- tejisi olabilir.209 Örneğin, Eileen Barker, YDH’in liderleri ve üyeleri ile oldukça kapsamlı anket ve röportajlar yaparak oluşturduğu, yıllar sü- ren bir alan araştırmasının ürünü olan New Religious Movements (Yeni Dini Hareketler) adlı kitabında, pek çok akademisyenin YDH’i çalışır- ken oldukça az zaman ayırdığından yakınmaktadır. Diğer taraftan o, eski üyeleri, hareketi destekleyenleri, harekete düşman olanları ve üye- lerin aileleri ile yüzlerce arkadaşını yani neredeyse bu hareketleri daha iyi ve doğru anlayabilmek için gerekli olan herkesi dinlemiştir.210

Eğer dini inanç ve uygulamalar, birçok sosyoloğun ifade ettiği gibi, toplumsal faktörlerle de bağlantılı ise, toplumsal değişim dalgaları din- lerde de bir değişmeye yol açacaktır. Bu, dinin sadece ekonomik veya siyasi faktörlerce belirlendiği anlamına gelmez; fakat YDH gibi dini ya- pıları daha iyi anlayabilmek için bu faktörleri de hesaba katmamız ge- rektiğini gösterir.

Sonuç: Tarihsel olarak YDH, etnik azınlıklar, kültürel ve toplumsal yönden ezilmiş olanlar gibi farklı grupların ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla ortaya çıkmışlardır. Memnuniyetsizlik ve dışlanma duyguları- nın dünyada her zaman var olacağı düşünülürse, elbette insanların alternatif hayat tarzı arayışları da devam edecek ve en azından bazıları için bu alternatifler YDH’de aranacaktır.211

209 Inger Furseth, Pal Repstad, ss.263,264.

210 Cipriani, ss.342-344.

211 Ian Thompson, ss.79-83. Yeni Dini Hareketler hakkında daha geniş bilgi için bölüm sonunda verilen kaynaklara bakılabilir.

(9)

KAYNAKÇA

Akdoğan, Ali, Din Sosyolojisi, STS Yayınları, Ankara, 2013.

Cipriani, Roberto, Din Sosyolojisi: Tarih ve Teoriler, Yayına Hazırlayan: Ali Coşkun, Rağbet Yayınları, İstanbul, 2011.

Davie, Grace, Modern Avrupa’da Din, Çeviren: Akif Demirci, Küre Yayınları, İstanbul, 2005.

Furseth, Inger, Repstad, Pal, Din Sosyolojisine Giriş: Klasik ve Çağdaş Ku- ramlar, Çeviren: İ. Çapcıoğlu, H. Aydınalp, Birleşik Yayınevi, Ankara, 2011.

Giddens, Anthony, Sosyoloji, Çeviren: Işıl Bayar, Ayraç Yayınevi, Ankara, 2000.

Günay, Ünver, Din Sosyolojisi, İnsan Yayınları, İstanbul, 1998.

Köse, Ali, Milenyum Tarikatları: Batı’da Yeni Dini Akımlar, Truva Yayınları, İstanbul, 2006.

Kurt, Abdurrahman, Din Sosyolojisi, 6. Basım, Sentez Yayıncılık, Ankara, 2014.

Marshall, Gordon, Sosyoloji Sözlüğü, Çeviren: O. Akınhay, D. Kömürcü, Bi- lim ve Sanat Yayınları, Ankara, 1999.

Thompson, Ian, Odaktaki Sosyoloji: Din Sosyolojisine Giriş, Çeviren: Bekir Zakir Çoban, Birey Yayıncılık, İstanbul, 2004.

Yaylacı, Filiz Göktuna, “Toplumsal Hareketler ve Kuramsal Yaklaşımlar”, Yeni Toplumsal Hareketler, Editör: Bilhan Kartal, Belkıs Kümbetoğlu, Anadolu Üniversitesi Yayınları, Eskişehir, 2012, ss.

32-59.

“Yeni Dini Hareketler” hakkında daha geniş bilgi için şu kaynaklara bakılabilir:

Akyüz, Niyazi, İhsan Çapcıoğlu, “Dini Gruplar Sosyolojisi ve Yeni Dini Ha- reketler”, Din Sosyolojisi El Kitabı, Editör: N. Akyüz, İ. Çapcıoğlu, Grafiker Yayınları, Ankara, 2012, ss.507-538.

Arslan, Mustafa, “Değişim Sürecinde Yeni Dindarlık Formları: “Yeni Çağ”

İnanışları Örneği”, Değerler Eğitimi Dergisi, Cilt 4, Sayı 11, Yıl 2006, ss.9-25.

Biçer, Ramazan, “Heretik Bir New Age Tarikatı: Dünya Kardeşlik Birliği Mevlana Yüce Vakfı”, EKEV Akademi Dergisi, Cilt 10, Sayı 29, Yıl 2006, ss.27-50.

Bodur, Hüsnü Ezber, “Moonculuk Hareketi ve Türkiye’de Benzer Bir Ce- maat Yapılanmasının Sosyolojik Analizi”, Kahraman Maraş Sütçü İmam Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı 1, Yıl 2003, ss.13- 39.

Coşkun (Editör), Ali, Mesihi Beklerken: Mesihçi ve Millenarist Hareketler, Rağbet Yayınları, İstanbul, 2003.

(10)

Çapcıoğlu, İhsan ve diğerleri, “Yeni Dini Hareketler Bibliyografyası”, Dinin Örgütsel İklimi: Dini Gruplar, Editör: N. Akyüz, Gündüz Eğitim ve Ya- yıncılık, Ankara, 2007, ss.159-192.

Hervieu-Leger, Daniele, “Sekülerleşme, Gelenek ve Dindarlığın Yeni Şekil- leri: Bazı Teorik Öneriler”, Çeviren: Halil Aydınalp, Din Sosyolojisi:

Klasik ve Çağdaş Yaklaşımlar, Editör: B. Solmaz, İ. Çapcıoğlu, Çizgi Kitabevi, Konya, 2006, ss.137-154.

Kirman, M. Ali, Yeni Dini Hareketler Sosyolojisi, Birleşik Dağıtım Kitabevi, Ankara, 2010.

Özkan, Ali Rafet, “Seküler Dindarlık Biçimleri: Yeni Dini Hareketler”, Sekülerleşme ve Dini Canlanma, Yayına Hazırlayan: Ali İsra Güngör, Türkiye Dinler Tarihi Derneği Yayını, Ankara, 2008, ss.307-322.

Turan, Süleyman, “Yeni Dini Hareketlerle İlgili Türkiye’deki ve Batı’daki Li- teratür”, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, Cilt 6, Sayı 27, yıl 2013, ss.561-596.

Türkdoğan, Orhan, “Türk Toplumunda Yeni Dini Hareketler ve Cemaatlaşma”, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt 39, Sayı 2, Yıl 1999, ss.65-90.

Yitik, Ali İhsan, “Hint Kaynaklı Dinlerin Ülkemizdeki Faaliyetleri”, İslami Araştırmalar, Cilt 20, Sayı 3, Yıl 2007, ss.340-347.

ÇALIŞMA SORULARI

Soru 1: Aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

a) Weber, YDH’in büyük oranda, avantajlı ve üst toplumsal tabakalardan kişiler arasında ortaya çıktığını öne sürmektedir.

b) Sefil hayatlar yaşamalarına rağmen YDH’e katılmayan insanlar olduğu gibi, YDH’e katılmış varlıklı insanlar da olabilmektedir.

c) Son dönemlerde yapılan araştırmalar YDH’in genç ve orta sınıftan insan- lara da çekici gelebildiğini göstermektedir.

d) Mahrumiyet kavramı daha çok ekonomik açıdan ele alınsa da, mahru- miyetin toplumsal, bedensel, ahlaki ve ruhsal biçimleri de bulunmakta- dır.

Cevap: a seçeneğidir.

Soru 2: Toplumsal hareketler, amaçlanan değişimin nesnesi ve boyutuna göre 4 türe ayrılabilir. Aşağıdakilerden hangisi toplumsal hareket türlerin- den biri değildir?

a) Devrimci hareketler b) Reformcu hareketler c) Kurtarıcı hareketler d) Dönüştürücü hareketler Cevap: d seçeneğidir.

Soru 3: Ian Thompson, YDH’in 5 genel özelliğinden bahsetmektedir. Aşağı- dakilerden hangisi bunlardan biri değildir?

a) Gönüllülük b) Karizmatik otorite

c) Katı disiplin d) Bireyselliğin yüceltilmesi Cevap: d seçeneğidir.

(11)

Soru 4: Toplumsal hareketler, amaçlanan değişimin nesnesi ve boyutuna göre 4 türe ayrılabilir. Aşağıdakilerden hangisi toplumsal hareket türlerin- den biri değildir?

a) Devrimci hareketler b) Reformcu hareketler c) Kurtarıcı hareketler d) Dönüştürücü hareketler Cevap: d seçeneğidir.

Soru 5: Ian Thompson, YDH’in 5 genel özelliğinden bahsetmektedir. Aşağı- dakilerden hangisi bunlardan biri değildir?

a) Gönüllülük b) Karizmatik otorite c) Katı disiplin d) Bireyselliğin yüceltilmesi Cevap: d seçeneğidir.

(12)

Referanslar

Benzer Belgeler

Dünya Sosyal Forumu süreci boyunca, Toplumsal Hareketler Asamblesi, farklılıklarımızla birlikte kapitalizme, patriyarkaya, ırkçılığa ve ayrımcılığın her türlüsüne

maddesi, 6831 sayılı Orman Kanunu, 4856 sayılı Çevre ve Orman Bakanlığı Teşkilât ve Görevleri Hakk ında Kanun ve 3234 sayılı Orman Genel Müdürlüğü Teşkilat ve

Taberî her ne kadar ayetin bu bölümünde zikredilen şahitlerden maksadın daha önce geçen bir olaya şahit tutulan kimseler olduğunu dile getirse de, insanların belli

[r]

Hafta: 2008 Sonrası Toplumsal Hareketler Video ve Tartışma: The Square (Meydan) 3.Hafta: Toplumsal Hareket ve Devrim 4.. Hafta: Toplumsal Hareket

Karadeniz Sahillerini Koruma Platformu Sözcüsü Hasan Özkazanç, yola değil kıyı dolgusuna karşı olduklarını belirterek "Yargının ağır işlemesi ve idari

Yeni toplumsal hareketler, dünyada olduğu gibi Türkiye’de de toplumun sistem yıkıp sistem kurucu ideolojilere olan güven ve inancının sarsılması, böylelikle

11 Bununla birlikte Yabgulular meselesi, tam olarak açıklığa kavuşmuş bir mesele olmayıp çağdaş yazarlardan Osman Turan, Ahmed Ateş ve İbrahim Kafesoğlu