• Sonuç bulunamadı

Üniversite öğrencilerinin mobil uygulamaları kabulünü etkileyen faktörlerin belirlenmesine yönelik bir araştırma : Sakarya Üniversitesi örneği

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Üniversite öğrencilerinin mobil uygulamaları kabulünü etkileyen faktörlerin belirlenmesine yönelik bir araştırma : Sakarya Üniversitesi örneği"

Copied!
294
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN MOBİL UYGULAMALARI

KABULÜNÜ ETKİLEYEN FAKTÖRLERİN BELİRLENMESİNE

YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA:

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Naciye Güliz UĞUR

Enstitü Anabilim Dalı : Yönetim Bilişim Sistemleri

Tez Danışmanı: Doç. Dr. Aykut Hamit TURAN

MAYIS – 2015

(2)

4

(3)
(4)

ÖNSÖZ

4 Temmuz 1952 günü, 34 yaşında bir kadın Pasifik Okyanusuna bir dalış yaptı. Catalina Adasından 21 mil batısında kalan Kaliforniya’ya doğru yüzmeye başladı. Adı Florence Chadwick olan bu yüzücü, Manş Denizini her iki yönde geçen ilk kadındı. O sabah su vücudu uyuşturacak kadar soğuktu. Ve sis o kadar yoğundu ki; beraberindeki tekneleri güçlükle görebiliyordu. Köpek balıklarının ve dondurucu soğuğun etkisini hiçe sayarak 15 saat yüzdü. Yakındaki teknede bulunanlar hedefe çok yaklaştığını ve devam etmesini söyledilerse de o kendisini sudan çıkarmalarını istedi. Azimli yüzücü, Kaliforniya kıyısına yarım mil kala sudan çıkışının nedenini şöyle açıkladı: “Karayı görseydim başarabilirdim.”

Benim bu çalışmayı tamamlayarak karaya ulaşmam, heyecan verici olduğu kadar zahmetli bir çabanın yanında, yaşantımdaki kıymetli isimlerin değerli katkı ve emekleri ile gerçekleşti. Çalışmamın her aşamasında değerli önerileri ve eleştirileriyle bana yol gösteren, bilgi ve tecrübelerini esirgemeyen saygıdeğer danışman hocam Doç. Dr.

Aykut Hamit TURAN’a, akademik hayata adım atmama imkan sağlayan ve bu yolda örnek aldığım kıymetli hocam Prof. Dr. Erman COŞKUN’a ve bugünlerime vesile olan, yaşamım boyunca yanımda olmasını dilediğim değerli büyüğüm Yrd. Doç. Dr. Esin CEVRİOĞLU’na teşekkürlerim sonsuzdur.

Çalışma sürecimde desteklerini esirgemeyen değerli hocam Yrd. Doç. Dr. Samet GÜNER’e, değerli çalışma arkadaşlarım Arş. Gör. H. Serdar GEÇER’e, Arş. Gör. Emre YILDIRIM’a, Arş. Gör. Yusuf ARSLAN’a, Arş. Gör. Volkan GÖKTAŞ’a, Arş. Gör.

Fatma AYPARÇASI’na ve çalışma ortamımı varlıklarıyla güzelleştiren sevgili dostlarım Arş. Gör. Tuğba KOÇ’a ve Arş. Gör. Merve BARUTÇU’ya akademik ve manevi katkılarından dolayı teşekkür ederim.

Hayatın güzelliklerini ve güçlüklerini paylaştığım, desteğiyle bu zorlu süreci benim için kolaylaştıran fedakar hayat arkadaşım Emre UĞUR’a minnettarım.

Gönül borcumun en büyüğü ise beni ben yapan her şeyin mayasındaki canım annem Sema Nursel ÖZEL ve özlemi hiç bitmeyen sevgili anneannem içindir…

Naciye Güliz UĞUR 21.05.2015

(5)

i

İÇİNDEKİLER

KISALTMALAR... iv

TABLO LİSTESİ ... vi

ŞEKİLLER LİSTESİ ... ix

ÖZET ... x

SUMMARY ... xi

GİRİŞ... 1

BÖLÜM 1: MOBİL TEKNOLOJİLER ve YENİ NESİL

TÜKETİCİLER ... 6

1.1. Bilgi ve İletişim Teknolojileri ... 6

1.2. Mobil İletişim Sektörünün Tarihsel Gelişimi ... 9

1.2.1. Küresel Mobil İletişim Sektörü ... 11

1.2.2. Türkiye’de Mobil İletişim Sektörü... 14

1.3. Mobil İletişim Araçları ... 21

1.3.1. Cep Telefonu ... 22

1.3.2. Tablet... 26

1.3.2. Diğer Cihazlar ... 28

1.4. Mobil Uygulamalar ... 29

1.4.1. Küresel Mobil Uygulama Sektörü ... 31

1.4.2. Türkiye’de Mobil Uygulama Sektörü ... 35

1.5. Mobil İletişimde Güncel Kullanım Trendleri ... 38

BÖLÜM 2: YENİLİKLERİN KABULÜNE İLİŞKİN TEORİLER ... 43

2.1. Motivasyon ve Niyet Temelli Modeller ... 43

2.1.1. Taklit Teorisi ... 44

2.1.2. Yayılım Paradigması ... 46

2.1.3. Yeniliklerin Yayılması Teorisi (YYT) ... 48

2.1.4. Motivasyon Modeli (MM) ... 55

2.1.5. Gerekçeli Eylem Teorisi (GET) ... 58

2.1.6. Sosyal Bilişsel Teori (SBT) ... 62

2.1.7. Planlı Davranış Teorisi (PDT) ... 65

(6)

ii

2.2. Teknoloji Kabul Araştırmaları ... 70

2.2.1. Kullanımlar ve Doyumlar Yaklaşımı (KDY) ... 71

2.2.2. Teknoloji Kabul Modeli (TKM) ... 77

2.2.3. PC Kullanım Modeli (PCKM) ... 82

2.2.4. Ayrıştırılmış Planlı Davranış Teorisi (APDT) ... 86

2.2.5. Teknoloji Kabul Modeli – 2 ve 3 ... 88

2.2.6. Teknoloji Kabul ve Kullanım Birleştirilmiş Modeli (TKKBM) ... 90

2.3. Mobil Hizmetlerin Kabulüne Yönelik Çalışmalar ... 92

2.4. Mobil Teknoloji Kabul ve Kullanım Modelleri ... 96

BÖLÜM 3: ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN MOBİL

UYGULAMALARI KABULÜNÜ ETKİLEYEN FAKTÖRLERİN

BELİRLENMESİNE YÖNELİK ARAŞTIRMA DİZAYNI ... 99

3.1. Problem Tanımı ... 99

3.2. Araştırmanın Amacı ... 102

3.3. Araştırmanın Önemi ... 104

3.4. Araştırmanın Varsayımları ... 105

3.5. Araştırmanın Kapsam ve Kısıtları ... 106

3.6. Araştırma Metodolojisi ... 107

3.6.1. Araştırma Modeli ... 109

3.6.2. Model Değişkenleri ... 110

3.6.2.1. Davranışsal Niyet ... 110

3.6.2.2. Kullanıma Yönelik Tutum ... 112

3.6.2.3. Algılanan Fayda ... 114

3.6.2.4. Performans Beklentisi ... 116

3.6.2.5. Öznel Normlar ... 119

3.6.2.6. Gereksinimler ... 123

3.6.3. Araştırma Hipotezleri ... 124

3.6.4. Araştırma Evreni ve Örneklem ... 127

3.6.5. Ölçme Aracının Geliştirilmesi ... 128

3.6.6. Veri Toplama ve Analiz Yöntemi ... 133

BÖLÜM 4: ARAŞTIRMA VERİLERİNİN ANALİZİ ... 136

4.1. Örnekleme İlişkin Genel Veriler ... 136

(7)

iii

4.2. Araştırmada Kullanılan Faktörlere Ait Betimsel İstatistikler ... 138

4.3. Ki-Kare Bağımsızlık Testi ... 141

4.4. Ölçme Aracının Geçerliliği ve Güvenilirliği... 144

4.4.1. Faktör Analizi... 144

4.4.2. Güvenilirlik Analizi ... 150

4.5. Normal Dağılıma Uygunluk Testi ... 153

4.6. Hipotez Testleri ... 154

4.6.1. Bağımsız Örneklem T-Testi ... 154

4.6.2. Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) ... 161

4.6.3. İki Yönlü Varyans Analizi (Two Way ANOVA) ... 186

4.6.4. Korelasyon Analizi ... 191

4.6.5. Regresyon Analizi ... 195

4.7. Hipotezlere İlişkin Sonuçlar ... 197

SONUÇ VE ÖNERİLER ... 203

KAYNAKÇA ... 218

EKLER ... 263

ÖZGEÇMİŞ ... 279

(8)

iv

KISALTMALAR

BT : Bilgi Teknolojileri TKM : Teknoloji Kabul Modeli GET : Gerekçeli Eylem Teorisi YYT : Yeniliklerin Yayılması Teorisi SBT : Sosyal Bilişsel Teori

PDT : Planlı Davranış Teorisi

KDY : Kullanımlar ve Doyumlar Yaklaşımı

TKKBM : Teknoloji Kabul ve Kullanım Birleştirilmiş Modeli PCKM : PC (Kişisel Bilgisayar) Kullanım Modeli

KİA : Kitle İletişim Araçları

BİT : Bilgi ve İletişim Teknolojileri

OECD : Organization for Economic Cooperation and Development (Ekonomik İş Birliği ve Kalkınma Teşkilatı)

ÖİV : Özel İletişim Vergisi KDV : Katma Değer Vergisi TÜİK : Türkiye İstatistik Kurumu TBD : Türkiye Bilişim Derneği

BTK : Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ITU : International Telecommunication Union

(Uluslararası Telekomünikasyon Birliği) ICT : Information and Communication Technology

(Bilgi ve İletişim Teknolojileri) ABI : Allied Business Intelligence IAB : Interactive Advertising Bureau TGI : Target Group Index

Tbyte : Terabayt

SMS : Short Message Service (Kısa Mesaj Servisi)

(9)

v

GfK : Gesellschaft für Konsumforschung (Tüketici Araştırmaları Topluluğu) GB : Gigabayt

Ar-Ge : Araştırma Geliştirme ABD : Amerika Birleşik Devletleri

GSM : Global System for Mobile Communications (Mobil İletişim için Küresel Sistem)

AB : Avrupa Birliği MHz : Mega Hertz

WAP : Wireless Application Protocol (Kablosuz Uygulama Protokolü) ANOVA : Analysis of Variance (Varyans Analizi)

1G : First Generation (Analog Sistemler)

2G : Second Generation (Sayısal Hücre Sistemler)

3G : Third Generation (Genişbant Sayısal Hücre Sistemler)

4G : Fourth Generation (Dördüncü Nesil Kablosuz İletişim Teknolojisi) 5G : Fifth Generation (Beşinci Nesil Kablosuz İletişim Teknolojisi) WiFi : Wireless Fidelity (Kablosuz İnternet Bağlantısı)

MOBİLSİAD : Mobil Servis Sağlayıcı İş Adamları Derneği K-S : Kolmogorov Smirnov

USB : Universal Serial Bus (Evrensel Seri Veri Yolu)

IDC : Internation Data Corporation (Uluslararası Veri Kurumu)

PDA : Personal Digital Assistant (Kişisel Dijital Asistan – El Bilgisayarı) IMEI : International Mobile Equipment Identity

(Uluslararası Mobil Cihaz Kodu) SSD : Solid State Disc (veri depolama aygıtı) KMO : Kaiser-Meyer-Olkin

SPSS : Statistical Packages for Social Sciences

(10)

vi

TABLO LİSTESİ

Tablo 1: TKKBM Değişkenleri ve Yapı Taşları ... 91

Tablo 2: Mobil Teknolojilerin Kabulüne Yönelik Araştırmalar ... 97

Tablo 3: Değişken Tanımları ve Ölçek İfadeleri için Yararlanılan Çalışmalar ... 129

Tablo 4: Katılımcıların Cinsiyet ve Yaşa Göre Dağılımı ... 136

Tablo 5: Katılımcıların Sınıflara Göre Dağılımı ... 137

Tablo 6: Katılımcıların Akıllı Telefon Sahipliği ... 137

Tablo 7: Akıllı Telefon Kullanım Süresinin Cinsiyetlere Göre Dağılımı ... 138

Tablo 8: Faktörlere İlişkin Betimsel İstatistikler ... 138

Tablo 9: Cinsiyetlere Göre Faktör Ortalamaları ... 140

Tablo 10: Akıllı Telefon Sahipliğine Göre Faktör Ortalamaları ... 140

Tablo 11: Cinsiyetlere Göre Akıllı Telefon Sahipliği Ki-Kare Testi ... 141

Tablo 12: Cinsiyetlere Göre Akıllı Telefon Kullanım Süresi Ki-Kare Testi ... 142

Tablo 13: Sınıflara Göre Akıllı Telefon Kullanım Süresi Ki-Kare Testi... 143

Tablo 14: KMO ve Bartlett Küresellik Testi ... 145

Tablo 15: Açıklanan Toplam Varyans ... 147

Tablo 16: Faktör Analizi Sonuçları ... 150

Tablo 17: Faktörlere Yönelik Güvenilirlik Analizi ... 152

Tablo 18: Faktörlere Yönelik Kolmogorov-Smirnov Testi ... 153

Tablo 19: Akıllı Telefon Sahipliğine Göre Faktörler T-Testi ... 154

Tablo 20: Cinsiyet Gruplarına Göre Faktörler T-Testi ... 155

Tablo 21: Cinsiyetlere Göre Gereksinim İfadeleri T-Testi ... 156

Tablo 22: Cinsiyetlere Göre Öznel Norm İfadeleri T-Testi ... 157

Tablo 23: Cinsiyetlere Göre Kullanıma Yönelik Tutum İfadeleri T-Testi ... 158

Tablo 24: Cinsiyetlere Göre Davranışsal Niyet İfadeleri T-Testi ... 159

Tablo 25: Cinsiyetlere Göre Algılanan Fayda İfadeleri T-Testi ... 160

Tablo 26: Cinsiyetlere Göre Performans Beklentisi İfadeleri T-Testi ... 161

Tablo 27: Akıllı Telefon Kullanım Süresine Göre Faktörler ANOVA... 162

Tablo 28: Akıllı Telefon Kullanım Süresine Göre Gereksinimler Faktörü Post Hoc Testi ... 163

Tablo 29: Akıllı Telefon Kullanım Süresine Göre Öznel Norm Faktörü Post Hoc Testi ... 164

(11)

vii

Tablo 30: Akıllı Telefon Kullanım Süresine Göre Kullanıma Yönelik Tutum Faktörü

Post Hoc Testi ... 164

Tablo 31: Akıllı Telefon Kullanım Süresine Göre Performans Beklentisi Faktörü Post Hoc Testi ... 165

Tablo 32: Akıllı Telefon Kullanım Süresine Göre Gereksinim İfadeleri ANOVA ... 166

Tablo 33: Akıllı Telefon Kullanım Süresine Göre Gereksinim İfadeleri Post Hoc Testi ... 167

Tablo 34: Akıllı Telefon Kullanım Süresine Göre Öznel Norm İfadeleri ANOVA ... 167

Tablo 35: Akıllı Telefon Kullanım Süresine Göre Öznel Norm İfadeleri Post Hoc Testi ... 168

Tablo 36: Akıllı Telefon Kullanım Süresine Göre Kullanım Yönelik Tutum İfadeleri ANOVA ... 169

Tablo 37: Akıllı Telefon Kullanım Süresine Göre Kullanıma Yönelik Tutum İfadeleri Post Hoc Testi ... 170

Tablo 38: Akıllı Telefon Kullanım Süresine Göre Davranışsal Niyet İfadeleri ANOVA ... 171

Tablo 39: Akıllı Telefon Kullanım Süresine Göre Davranışsal Niyet İfadeleri Post Hoc Testi ... 171

Tablo 40: Akıllı Telefon Kullanım Süresine Göre Algılanan Fayda İfadeleri ANOVA ... 172

Tablo 41: Akıllı Telefon Kullanım Süresine Göre Algılanan Fayda İfadeleri Post Hoc Testi ... 172

Tablo 42: Akıllı Telefon Kullanım Süresine Göre Performans Beklentisi İfadeleri ANOVA ... 173

Tablo 43: Akıllı Telefon Kullanım Süresine Göre Performans Beklentisi İfadeleri Post Hoc Testi ... 174

Tablo 44: Sınıflara Göre Faktörler ANOVA ... 175

Tablo 45: Sınıflara Göre Gereksinimler Faktörü Post Hoc Testi ... 176

Tablo 46: Sınıflara Göre Öznel Normlar Faktörü Post Hoc Testi ... 177

Tablo 47: Sınıflara Göre Davranışsal Niyet Faktörü Post Hoc Testi ... 177

Tablo 48: Sınıflara Göre Algılanan Fayda Faktörü Post Hoc Testi ... 177

Tablo 49: Sınıflara Göre Performans Beklentisi Faktörü Post Hoc Testi ... 178

(12)

viii

Tablo 50: Sınıflara Göre Gereksinim İfadeleri ANOVA ... 178

Tablo 51: Sınıflara Göre Gereksinim İfadeleri Post Hoc Testi ... 179

Tablo 52: Sınıflara Göre Öznel Norm İfadeleri ANOVA ... 179

Tablo 53: Sınıflara Göre Öznel Norm İfadeleri Post Hoc Testi ... 180

Tablo 54: Sınıflara Göre Kullanıma Yönelik Tutum İfadeleri ANOVA ... 181

Tablo 55: Sınıflara Göre Kullanıma Yönelik Tutum İfadeleri Post Hoc Testi ... 181

Tablo 56: Sınıflara Göre Davranışsal Niyet İfadeleri ANOVA ... 182

Tablo 57: Sınıflara Göre Davranışsal Niyet İfadeleri Post Hoc Testi ... 183

Tablo 58: Sınıflara Göre Algılanan Fayda İfadeleri ANOVA ... 183

Tablo 59: Sınıflara Göre Algılanan Fayda İfadeleri Post Hoc Testi ... 184

Tablo 60: Sınıflara Göre Performans Beklentisi İfadeleri ANOVA ... 184

Tablo 61: Sınıflara Göre Performans Beklentisi İfadeleri Post Hoc Testi ... 185

Tablo 62: Cinsiyet ve Akıllı Telefon Kullanım Süresine Göre Öznel Normlar Faktörü İki Yönlü ANOVA ... 187

Tablo 63: Cinsiyet ve Akıllı Telefon Kullanım Süresine Göre Öznel Normlar Faktörü Post Hoc Testi ... 187

Tablo 64: Cinsiyet ve Akıllı Telefon Kullanım Süresine Göre Davranışsal Niyet Faktörü İki Yönlü ANOVA ... 188

Tablo 65: Cinsiyet ve Akıllı Telefon Kullanım Süresine Göre Davranışsal Niyet Faktörü Post Hoc Testi ... 188

Tablo 66: Cinsiyet ve Akıllı Telefon Kullanım Süresine Göre Algılanan Fayda Faktörü İki Yönlü ANOVA ... 189

Tablo 67: Cinsiyet ve Akıllı Telefon Kullanım Süresine Göre Algılanan Fayda Faktörü Post Hoc Testi ... 189

Tablo 68: Cinsiyet ve Akıllı Telefon Kullanım Süresine Göre Performans Beklentisi Faktörü İki Yönlü ANOVA ... 190

Tablo 69: Cinsiyet ve Akıllı Telefon Kullanım Süresine Göre Performans Beklentisi Faktörü Post Hoc Testi ... 190

Tablo 70: Faktörler Arası Korelasyon Analizi (Pearson) ... 193

Tablo 71: Modele İlişkin Regresyon Analizi ... 195

Tablo 72: Modele İlişkin Parametre Tahminleri ... 196

Tablo 73: Hipotezlere İlişkin Sonuçlar ... 197

(13)

ix

ŞEKİLLER LİSTESİ

Şekil 1: Küresel İletişim Sektörü Abone Sayısı ... 12

Şekil 2: Bölgelere Göre Mobil Genişbant Penetrasyonu ... 13

Şekil 3: OECD Ülkelerinde Sabit - Mobil Genişbant İnternet Penetrasyonu ... 17

Şekil 4: Türkiye'de Mobil Abone Sayısı ve 0-9 Yaş Hariç Nüfusa Göre Penetrasyon ... 17

Şekil 5: Türkiye'de 3G Hizmeti Kullanıcı Verileri ... 18

Şekil 6: 3G Akıllı Telefon Kullanıcı Grupları ... 19

Şekil 7: Kullanıcıların Mobil Uygulamalar ve Mobil Sitelerde Harcadıkları Zaman ... 32

Şekil 8: Kategorilerine Göre Mobil Uygulamalara Harcanan Zaman ... 33

Şekil 9: Mobil Uygulama Kullanımlarının Artış Oranları ... 34

Şekil 10: Ülkelere Göre Mobil Servis Kullanım Oranları ... 36

Şekil 11: Mobil Servis Kullanım Sıklıkları ... 37

Şekil 12: S-Eğrisi ... 46

Şekil 13: Iowa'da Melez Tohum Kullanımının Yayılımı ... 47

Şekil 14: Yenilikçilik Düzeylerine Göre Benimseme Kategorileri ... 51

Şekil 15: Yeniliğin Benimsenme Hızını Etkileyen Faktörler ... 53

Şekil 16: Motivasyon Modeli ... 56

Şekil 17: Gerekçeli Eylem Teorisi ... 59

Şekil 18: Sosyal Bilişsel Teori ... 63

Şekil 19: Planlı Davranış Teorisi ... 67

Şekil 20: Kullanımlar ve Doyumlar Modelinin Öğeleri ... 74

Şekil 21: Rosengren'in Kullanımlar ve Doyumlar Modeli ... 76

Şekil 22: Teknoloji Kabul Modeli ... 80

Şekil 23: Triandis'in Kişilerarası Davranış Modeli ... 83

Şekil 24: PC Kullanım Modeli ... 86

Şekil 25: Ayrıştırılmış Planlı Davranış Kuramı ... 87

Şekil 26: Teknoloji Kabul ve Kullanım Birleştirilmiş Modeli... 91

Şekil 27: Araştırma Sürecinde İzlenen Adımlar ... 108

Şekil 28: Araştırma Modeli ... 109

(14)

x

ÖZET

SAÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tez Özeti Tezin Başlığı: Üniversite Öğrencilerinin Mobil Uygulamaları Kabulünü Etkileyen Faktörlerin Belirlenmesine Yönelik Bir Araştırma: Sakarya Üniversitesi Örneği

Tezin Yazarı: Naciye Güliz UĞUR Danışman: Doç. Dr. Aykut Hamit TURAN

Kabul Tarihi: 21/05/2015 Sayfa Sayısı: xi(ön kısım)+262(tez)+17(ekler) Anabilimdalı: Yönetim Bilişim Sistemleri Bilim Dalı: Yönetim Bilişim Sistemleri

1970’li yıllardan itibaren teknolojinin beraberinde getirdiği gelişim ve değişim toplumsal yapıları etkilemiş, bununla birlikte bilgi ve iletişim teknolojileri, toplumun vazgeçilmezi haline gelmiştir. Toplumun bu araçları benimsemesinin arkasında yatan sosyo-psikolojik faktörler ortaya çıkartıldığında, yaşam biçimlerine yön verecek teknolojik icatların toplum tarafından daha hızlı kabul görecek bir formda geliştirilmesi de mümkün olacaktır. Bu bağlamda bilgi ve iletişim teknolojilerinin topluma hızlı nüfuzunun arkasında yatan sebepler bilim insanları ve uygulamacılar için önemi gün geçtikçe artan bir araştırma konusudur.

21. yüzyılda insan hayatına giren mobilite kavramı, iletişim alışkanlıklarındaki köklü değişikliklerin habercisi olmuştur. İnternetin bilgiye hızlı erişim ve çevrimiçi işlemler yapma imkanları sunuyor olması bu teknolojiyi günlük yaşamın bir parçası haline getirmiş ve bireylerin İnterneti yanlarında taşıma ihtiyacı doğmuştur ve bunun neticesinde akıllı telefonlar popüler hale gelmiştir. Bu cihazları cazip kılan diğer bir faktör ise üzerlerinde çalışan mobil uygulamaların getirdiği özelliklerle akıllı telefonların kullanıcının ihtiyaçlarına uygun özelliklerle donatılması ve kullanıcının hayatını daha da kolaylaştırabilmesidir.

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de gençler, teknolojik yeniliklerin ve ürünlerin en önemli hedef kitlesini oluşturmakta ve aynı zamanda teknolojinin topluma nüfuzunda büyük rol oynamaktadır. Bu nedenle yayılım paradigması teknoloji özelinde incelendiği takdirde, özellikle genç nüfusun benimseme kararını etkileyen faktörlerin aydınlatılması önem taşımaktadır. Buna bağlı olarak bu çalışma yayılım paradigmasını, günümüz toplumlarının yaşam ve iletişim alışkanlıklarının değişiminde büyük paya sahip olan mobil uygulamalar çerçevesinde, 1654 üniversite öğrencisinden elde edilen veriler neticesinde değerlendirmektedir.

Araştırmanın uygulama bölümünde Ki-Kare, T-testi, açıklayıcı faktör analizi, Tek yönlü ve İki Yönlü ANOVA, korelasyon ve regresyon analizi gibi çok değişkenli analiz tekniklerinden faydalanılmıştır. Araştırma modeli oluşturulurken, Kullanımlar ve Doyumlar Yaklaşımı ve Planlı Davranış Teorisinden alınan değişkenlerle Teknoloji Kabul Modeli yeniden düzenlenmiş, sonuç olarak modelin test edilmesinde kullanılabilecek geçerli ve güvenilir bir ölçek geliştirilmiştir. Araştırmanın sonuçlarına göre, modele dahil edilen “gereksinimler”

değişkeninin, mobil uygulamaların benimsenmesinde büyük rol oynadığı kanaatine varılmıştır.

Ayrıca, akıllı telefon kullanıcılarının mobil uygulamaları ilk aşamada öznel normlar ve performans beklentisi faktörleri doğrultusunda benimsedikleri ve benimsemenin akıllı telefon kullanım deneyimi arttıkça pozitif yönde değiştiği görülmüştür.

Anahtar Kelimeler: Teknoloji Kabul Modeli, Mobil Uygulamalar, Üniversite Öğrencileri

(15)

xi

SUMMARY

SAU Institute of Social Sciences Abstract of Master’s Thesis Title of the Thesis: Determining The Factors Affecting College Students’ Acceptance of Mobile Applications: A Case Study of Sakarya University

Author: Naciye Güliz UĞUR Supervisor: Assoc. Prof. Aykut Hamit TURAN Date: 21/05/2015 Nu. of Pages: xi(pre text)+262(main body)+17(App.) Department: Management Inf. Sys. Subfield: Management Information Systems

Since 1970s, the development and changes in technology has influenced social structures, and information and communication technologies have become indispensable to our society. When the socio psychological factors behind the adoption of these tools are emerged, we will be able to develop favorable technological inventions, in a form which will be accepted rapidly by our community. In this context, determining the reasons behind the rapid penetration of information and communication technologies in society are an important research area for scientists as well as practitioners.

In 21st century, the penetration of mobility phenomenon into human life has been the precursor of fundamental changes in our communication habits. The Internet has become a part of daily life, due to its major advantages as offering quick access to information and enabling easy online transactions; so individuals were needed to carry the Internet at hand and smart phones have become popular as a consequence. Another fact that makes these devices conspicuous is mobile applications, which equip them with the appropriate functionality that fits with users’

needs and can even make life easier for users.

In Turkey, as well as all over the world, young people are the most important target group of technological innovations and products, and they also play major roles in the process of technology penetration in our society. Therefore, if the diffusion paradigm examined specific to technology, it is particularly important to clarify the factors influencing the acceptance decision of young population. Hence, this study examines the diffusion paradigm in the case of mobile applications, which have a major share in change of today’s societies’ lives and communication habits, through the research data obtained from 1654 college students.

In the methodology section of the research, multivariate analysis techniques such as Chi-square, T-test, factor analysis, one-way and two-way ANOVA, correlation and regression analysis have been used. In the research model of the study, Technology Acceptance Model is revised with variables from Uses and Gratifications Theory and Theory of Planned Behavior, consequently a reliable and valid scale is developed to test the research model. According to the analysis results, it’s concluded that the “basic needs” variable of the research model plays a major role in the acceptance of mobile applications. In addition, mobile application acceptance of smartphone users is largely influenced by “subjective norms” and “performance expectancy” factors and mobile application acceptance rises as the individuals’ smartphone usage experience enhances.

Keywords: Technology Acceptance Model, Mobile Applications, College Students

(16)

1

GİRİŞ

Genelde teknoloji, daha özelde ise yeni iletişim teknolojileri konusuna yönelik tartışmalar günümüzde yoğun bir şekilde devam etmektedir. Kimileri birçok yönden hayatı kolaylaştırdığı için teknolojiyi kutsanması gereken bir olgu olarak betimlerken, kimileri ise teknolojinin üretimi, transferi ve tüketimi noktalarına dikkat çekerek konuya eleştirel bir tavırla yaklaşmaktadır. Bu noktada yeni bir iletişim teknolojisi olarak değerlendirilen ve akıllı telefonlarla bütünleşmiş bir yapıda olan mobil uygulamalara ilişkin tartışmaların sayısında da son yıllarda ciddi bir artış gözlemlenmektedir. Mobil uygulamaların ilk çıktığı dönemlerde konuya uygulama geliştirme ortamları ve teknolojik altyapı açısından yaklaşan akademik çalışmalar ağırlıktayken, mobil uygulama kullanımının gittikçe yaygınlaşması ve gündelik yaşam pratiklerinde meydana getirdiği değişimler neticesinde araştırmalar kişilerin mobil uygulamalarla etkileşimi eksenine kaymıştır (Bal, 2013).

2017 yılında 70 milyar dolar gelir elde etmesi beklenen küresel mobil uygulama sektörü (Mobilike, 2014), yatırımcıların ve geliştiricilerin uzun zamandır merceği altındadır.

Teknoloji pazarlarının doğası gereği, değişim her geçen gün hızlanmakta ve bu durum günlük yaşama dahil olan teknoloji uygulamalarının çeşitliliğini de arttırmaktadır.

Mobil teknoloji pazarında lider olmanın yolu, pazarlama stratejilerinin bir parçası olarak hedef kitlenin doğru tespit edilmesi ve beklentilerin iyi analiz edilmesinden geçmektedir.

Değişimin hızı, işletmeler açısından zaman yönetimini çok önemli bir hale getirmektedir (Viardot, 2004). Kazanan olmak için işletmelerin pazara daha hızlı nüfus etmeyi başarmaları gerekmektedir. Diğer taraftan, mobil iletişim sektörünün farklı yapısı bu alandaki yeniliklerin kabul sürecini de değiştirmekte, tüketicilerin davranışları geleneksel ürünlere göre oldukça farklılaşmaktadır (Parasuraman ve Colby, 2001).

Teknolojik anlamda yaşanan bu değişimler sadece iletişim teknolojisi pazarlarını ve üretim süreçlerini değil, aynı zamanda tüketim süreçlerini de önemli ölçüde etkilemektedir. Bilgi ve iletişim teknolojilerinin hızla yaygınlaşması, beraberinde bu teknolojiler içine doğmuş yeni nesil bir tüketici grubunu da yaratmış durumdadır.

Algıları, deneyimleri ve etkileşimleri sanal ortamlarda gerçekleşen bugünün gençleri, kendilerini ifade etmek ve benliklerini ortaya koymak için yeni teknolojilerden

(17)

2

yararlanmaktadır (World Youth Report, 2003). Birçok teknolojinin yayılımında ve benimsenmesinde genç nüfus önemli rol oynamaktadır. Bu bağlamda başarılı olmak isteyen mobil uygulama geliştiricileri verimli yatırımlar yapmak adına gençlerin beklentilerinin ve onları yeniliklerin kabulüne yönelten faktörlerin farkında olmalıdır.

Türkiye’de de gençler, dünya gençliği ile benzer bir değişim süreci içindedir.

Teknolojiye karşı ilgi ve bağımlılıkları giderek artmaktadır. Internet ve cep telefonları hayatlarının ayrılmaz bir parçası haline gelmiş durumdadır. Bu süreçte yeni teknolojiler sayesinde bir yandan popüler batı kültüründen taşınan değerlerle karşılaşmakta ama aynı zamanda teknolojiyi ve karşılaştıkları bu yeni değerleri kendi kültürleri içinden değerlendirmeye çalışmaktadırlar. Dolayısıyla, Ito ve diğerlerinin (2008) de değindiği gibi, gelişmekte olan bir ülke olarak Türkiye’de de gençler yeni teknolojiler ile etkileşimleri sonucunda gençlik kültürünü yeniden yaratmaktadır. Bu açıdan bakıldığında, gençlerin teknolojiyle ve teknolojik yeniliklerle olan ilişkileri, teknolojinin kaldıracı durumundaki bugünün gençlerini ve geleceğin tüketicilerini anlamak açısından daha önemli hale gelmektedir.

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de gençler, hem teknolojik yeniliklerin en önemli hedef kitlesini oluşturmakta, hem de teknoloji sektörlerinin kaldıracı konumunda bulunmaktadır. Internet ve sosyal ağ kullanımları ile akıllı telefon sahipliğine bakıldığında bu durum açıkça görülmektedir (TÜİK, 2014b). Bu anlamda, Avrupa’nın en genç nüfusuna sahip olan Türkiye’de, gençlerin teknolojik yenilikleri benimsemelerini etkileyen faktörler gerek yüksek teknoloji firmaları gerekse sektör için önemli bir sorun haline gelmektedir.

Araştırmanın Konusu

Bilgi toplumu olma yolunda ilerleyen Türkiye için de bu anlamda teknolojik yenilikler, gelişmenin yönünü değiştirmek ve yaşam kalitesini iyileştirmek anlamında büyük önem taşımaktadır (Freeman ve Soete, 2003). Mobil uygulama sektörünün gelişimi ve ilerlemesi için ise, bu sektörün birincil hedef kitlesi ve kaldıracı durumundaki gençlerin geliştirilen mobil uygulamaları benimsemesi önemli gerekliliklerden birisidir. Yeni oluşan gençlik kültürü ile birlikte gençlerin mobil uygulamalara nasıl baktıkları ve dolayısıyla da bu yenilikleri benimsemelerinde etkili olan faktörler, araştırılmaya değer bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır.

(18)

3

Gençler açısından bir kimlik, statü ve özgürleşme aracı olarak görülen mobil uygulamalar sosyalleşme, eğlence, haberleşme gibi motivasyonların elde edilmesinde de önemli bir işlev üstlenmektedir. Gençlerin gündelik yaşamlarında bu denli etkili olan mobil uygulamalar, iletişim alanına katkı sağlayan araştırmacılar tarafından da son dönemlerde büyük ilgi görmeye başlamıştır. Bu konuda Türkiye’de yapılan çalışmalar son yıllarda artış göstermesine karşın, alanda gençlerin yüksek teknoloji yeniliklerini nasıl benimsediklerini anlamaya yönelik yeni çalışmalara ihtiyaç olduğu düşünülmektedir. İşte bu sorunsalla ortaya konan bu çalışma, üniversite öğrencilerinin mobil uygulamaları benimseme eğilimlerini teknoloji kabul perspektifi üzerinden kapsamlı olarak araştıran öncü bir çalışma niteliğindedir.

Araştırmanın Amacı

Bu çalışma yeni teknolojinin benimsenmesini, günümüz toplumlarının yaşam ve iletişim alışkanlıklarının değişiminde büyük paya sahip olan mobil uygulamalar çerçevesinde değerlendirmektedir. Araştırmanın teorik ve uygulamaya yönelik olmak üzere iki temel amacı bulunmaktadır. Teorik bağlamda, yenilik yayılım ve benimseme çalışmalarına ilişkin literatürün teknoloji perspektifinin dışına çıkılarak geniş kapsamda incelenmesi ve yayılım paradigmasının oluşum ve gelişim sürecinin ilişkisel bir örüntüde açıklanması hedeflenmektedir. Uygulama alanında ise, akıllı telefonların ve dolayısıyla mobil uygulamaların kullanım trendine yön veren üniversite öğrencilerinin mobil uygulamaları kabulüne etki eden faktörlerin belirlenmesi amaçlanmaktadır.

Araştırmanın Önemi

Araştırmanın hem teorik hem de uygulama açısından önemli katkıları olduğu düşünülmektedir. Çalışma sonuçları, gerek mobil uygulamalar gerekse de gençlerin bu yenilikleri benimsemesi hakkındaki literatüre katkı sağlama potansiyeline sahiptir.

Özellikle Kullanımlar ve Doyumlar Yaklaşımı, Teknolojinin Kabulü ve Planlı Davranış Teorilerine yönelik Türkiye’de sınırlı sayıda çalışmaya (Girgin, 2003; Temizerler ve Yaşin, 2009; Uray, 1992; Uzkurt, 2007; Özata, 2009) ulaşılabilmiştir. Dolayısıyla bu çalışma, Kullanımlar ve Doyumlar Yaklaşımı, Teknolojinin Kabulü ve Planlı Davranış Teorilerini kullanmak isteyen araştırmacılara yol göstermenin yanında, sonuçları açısından mobil uygulamaların benimsenmesi ve gençler ile ilgili yapılan çalışmalar için de teorik bir zemin sağlayacaktır. Üniversite öğrencilerinin mobil uygulamaları

(19)

4

benimsemesinde etkili olabilecek değişkenlerin modele eklenmesi sayesinde çalışma, Teknoloji Kabul Modelini yeniden düzenlemektedir. Gençlere yönelik değişkenlerin daha detaylı olarak ele alınması sayesinde, gençlere özgü özelliklerin daha derinlemesine anlaşılması da mümkün olacaktır.

Literatürde, mobil uygulamalar için kullanım çalışmaları kapsamında uygulanabilecek güvenilir ve geçerli bir ölçek olmadığı görülmektedir. Alanda en çok kullanılan ölçeklerden birisi Davis’e (1986) aittir ancak bu ölçek teknoloji cihazlarını benimseme çalışmaları amacıyla gerçekleştirilmiştir. Çalışma kapsamında, kullanım çalışmaları için kullanılabilecek geçerli ve güvenilir ölçekler de geliştirilmiş olacaktır. Bu ölçekler, farklı mobil uygulamaların benimsenmesi kapsamında yapılacak çalışmalarda doğrudan ya da bazı düzeltmeler ile kullanılabilecektir. Böylelikle, mobil uygulamaların algılanan özelliklerinin ölçümü için duyulan araç ihtiyacı da bir ölçüde karşılanmış olacaktır.

Araştırmanın Yöntemi

Araştırmada verilerin toplanmasında anket yöntemi kullanılmıştır. Araştırmaya 2014- 2015 öğretim yılında Sakarya Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde eğitim gören 1852 lisans öğrencisi katılmış, geçersiz anketlerin elenmesi neticesinde analizler kolayla örnekleme yöntemiyle ulaşılan 1654 örneklem ile gerçekleştirilmiştir. Literatür taraması ve uzman görüşleri doğrultusunda oluşturulan ve pilot uygulama ile güvenilirliği test edilen anket formu, örneklem sayısı kadar çoğaltılmış ve sahada uygulanmaya hazır hale getirilmiştir.

Araştırma kapsamında elde edilen nicel verilerin analizinde tanımlayıcı ve kestirisel istatistiklerden faydalanılmıştır. Bu bağlamda Ki-Kare, T-testi, Tek Yönlü ve İki Yönlü ANOVA, Korelasyon ve Regresyon analizlerinden faydalanılmıştır. Analizlere ilişkin detaylar ve bulgular çalışmanın dördüncü bölümünde yer almaktadır.

Araştırma, kavramsal çerçevenin inşa edildiği teorik bölümler ve uygulama bölümünden oluşmaktadır. Çalışmanın ilk bölümünde, bilgi ve iletişim teknolojilerine ilişkin temel bilgiler ile mobil iletişim ve mobil uygulama sektörlerinin güncel durumuna ve mobil iletişim teknolojilerinin kullanım trendlerine yer verilmiştir. Bölüm kapsamında mobil cihaz ve uygulama pazarlarına yönelik küresel ve Türkiye bazlı istatistikler de yer almaktadır.

(20)

5

İkinci bölümde yeniliklerin kabulüne ilişkin teorilerin tarihsel süreç içerisindeki gelişimi ve değişimine yer verilmiştir. Çalışmanın kuramsal temelini oluşturan yapılar, temel teorilerden yola çıkılarak açıklanmış ve bölümün sonunda teknoloji kabul araştırmalarına odaklanılmıştır.

Çalışmanın üçüncü bölümünde çalışmanın amacı, önemi, yöntemi, modeli, araştırma soruları, hipotezleri, evren ve örneklemi gibi metodolojik bilgiler ile araştırmanın analizlerinde kullanılan testler hakkında ayrıntılı bilgiler verilmektedir.

Son bölümde ise mobil uygulamaların kabulünü etkileyen faktörlerin ortaya konmasına yönelik uygulama istatistiksel veriler ışığında ortaya konmuştur. Araştırma verilerinin analizi kapsamında frekans tabloları, ANOVA, t-test, korelasyon, ki-kare, faktör ve regresyon analizleri aktarılmakta ve araştırmaya yönelik bulgular yorumlanmaktadır.

(21)

6

BÖLÜM 1: MOBİL TEKNOLOJİLER ve YENİ NESİL

TÜKETİCİLER

Bu bölümde bilgi ve iletişim teknolojileri, mobil iletişim ve mobil uygulama kavramlarının açıklanması ve mobil iletişim sektörünün hem dünya çapında hem de Türkiye’de yıllar içerisindeki gelişiminin ve 2015 yılı itibariyle mevcut durumunun sayısal veriler ışığında ortaya konulması amaçlanmıştır.

Bu teknolojilerin geliştirilmesine yönelik uzun soluklu çalışmalarla başlayan tarihsel süreç, özellikle mobil teknolojilerin diğer medya araçlarına göre çok daha kısa sürede dünyaya nüfuzu ile sonuçlanmıştır. Toplumların benimseme hızı incelendiğinde, teknolojilerin sunduğu imkanların adaptasyonu kolaylaştırmasının yanı sıra, genç nüfusun yeniliklerin yayılmasındaki olumlu etkisi de göz ardı edilmemelidir. Bu bağlamda mobil iletişim penetrasyonu ve kullanım trendleri küresel alanda, Türkiye çapında ve genç nüfus özelinde incelenerek, çalışma konusu olan mobil yeniliklerin yayılımında gençlerin etkisi istatiksel verilerle ifade edilmiştir.

1.1. Bilgi ve İletişim Teknolojileri

Teknolojinin hızla gelişiyor olmasının altında yatan en büyük etken bilginin dünyada sınırlar olmaksızın yayılıyor ve hızla paylaşılıyor olmasıdır. Bilginin yaygınlaşması ise, Bilgi ve İletişim Teknolojileri (BİT) ve İnternet olanaklarının gündelik yaşamın rutinleri içinde gün geçtikçe artan bir biçimde yerini alması ile mümkün olmaktadır (Aydoğdu Karaarslan, 2011).

Geçmişten günümüze medyanın tarihi incelendiği zaman teknolojik gelişmelerin kitle iletişiminde sahip olduğu önem daha net bir biçimde ortaya çıkmaktadır. İlkçağlardan bu yana sözden yazıya geçiş sonrasında kâğıt, matbaa, telefon, telgraf, radyo ve televizyondan sonra nihayet İnternet, uydu ve mobil telefon gibi birçok teknolojinin gelişmesiyle beraber dünyanın her tarafıyla iletişim kurmak ve bu iletişimi interaktif bir şekilde gerçekleştirmek mümkün hale gelmiştir (Yakın, 2006).

1970’li yıllardan itibaren tüm dünyada iletişim teknolojilerinde meydana gelen gelişmeler, kitle iletişim araçlarına yönelik tartışmalara yeni boyutlar kazandırmıştır.

Bilgisayar alt yapısıyla eş uyumlu yeni tür iletişim araçlarının gündelik yaşam içinde

(22)

7

kullanılıyor hale gelmesi; enformasyonun toplanması, saklanması ve dolaşıma sokulmasında kitle iletişim araçlarının yarattığı alışkanlıkların değişmeye başladığı yolunda bir söylemi de beraberinde getirmiştir (Aydoğdu Karaarslan, 2011).

“Enformasyon devrimi”, “küreselleşme” ya da “küresel köy” kavramları da bu süreçte oldukça sık kullanılan kavramlar haline gelmiştir. Ayrıca iletişim teknolojilerinde meydana gelen değişimler toplumda elde edilebilen bilgi miktarını genişletmiş ve bununla birlikte toplumun bütününü değişime sokmaya başlamıştır. Bu araçların ortaya çıkması bir teknolojik devrim olarak yorumlanmış ve bu teknolojik devrimin toplumsal bir devrim yarattığı ileri sürülmüştür. Sözü edilen devrimin içeriği ise demokratikleşme, iletişim özgürlüğü, katılım ve ilerleme olarak tanımlanmaktadır (Kesen, 2013).

Gelişim ve değişim toplumsal yapıları etkilemiş, iletişim biçimlerini de köklü bir değişime zorunlu kılmıştır. Bununla birlikte teknolojinin yardımı ile haber, bilgi, görüntü ve ses taşıyan araçlar, toplumun vazgeçilmezi ve kurumların üzerine inşa edildiği bir omurga haline gelmiştir (Ayhan, 2007).

Günümüzdeki iletişim uygulamaları kitle iletişimine ya da "geleneksel" iletişime özgü yanları tümüyle ortadan kaldırabilmiş değildir; geleneksel iletişim araçlarıyla yeni medya iç içe geçmiş bir durumda olduğu için bir arada kullanılmaktadır. Bu bağlamda yeni medya 1970'ler sonrasında özellikle bilgisayar ve bilgi-işlem alanında kaydedilen gelişmelerin iletişim alanına uyarlanmasıyla biçimlenmeye başlamıştır. Bu nedenle yeni medya, “bilgi ve iletişim teknolojileri veya bilişim teknolojileri” olarak da adlandırılmaktadır (Törenli, 2005).

Bilginin elde edilmesinde, oluşturulmasında, toplanmasında, yayılmasında, korunmasında teknolojinin yaygın olarak kullanılmaya başlaması, bilgi ve teknoloji kelimelerinin bir arada kullanılmasına, dolayısıyla bilgi teknolojisi kavramının oluşmasına yol açmıştır.

Bilgi teknolojisi, bir işletmenin amaçlarına ulaşabilmesi ve taşıdığı misyonu yerine getirebilmesi için ihtiyaç duyduğu bilgiyi yönetmekte kullanılan kaynaklarla ilgili bir kavramdır (Grifffin, 1996). Bilgi teknolojisi kavramı, farklı tanımlar ile birçok araştırmacı tarafından tanımlanmıştır. Bilgi teknolojisi; bilginin toplanmasında, işlenmesinde, depolanmasında, ağlar aracılığıyla bir yerden bir yere iletilmesinde ve kullanıcıların hizmetine sunulmasında yararlanılan ve iletişim ve bilgisayar

(23)

8

teknolojilerini de kapsayan bütün teknolojilerdir (Tonta, 1999). Bir başka tanımda, bilgi teknolojisi terimi; elektronik anlamdaki bilgiye erişmede ve bu bilgiyi düzeltme, depolama, organize etme, yönetme ve sunmada kullanılan donanımları ve bilgisayar programlarını tarif etmede kullanılmaktadır. Bu anlamda; kişisel bilgisayarlar, tarayıcılar ve dijital kameralar donanım kategorisi içerisinde yer alırken veri tabanı depolama programları ve çoklu ortam programları ise yazılım kategorisi içerisinde yer almaktadır (UNESCO, 2003).

İletişim teknolojisi ise bilgiye erişebilmede ve bilginin ortaya konulmasında, telefon, faks, modem ve bilgisayar gibi uzaktan iletişim donanımlarını tanımlamada kullanılmaktadır (UNESCO, 2003).

Bilgiye ulaşmada kullanılan teknolojiler aynı zamanda iletişim amaçlı da kullanılabildiği için bilgi teknolojisi ve iletişim teknolojisi birlikte kullanılmaya başlanmış ve bilgi ve iletişim teknolojileri, kısaca BİT kavramı ortaya çıkmıştır (Açıkgül, 2011). Bilgi ve iletişim teknolojileri; bilgiyi iletmek, depolamak, yaratmak, paylaşmak için kullanılan radyo, televizyon, video, DVD, telefon (sabit ve mobil), uydu sistemleri, bilgisayar ve ağ donanımı ve yazılımı, ayrıca, bu teknolojiler tarafından sağlanan video konferans ve e-posta gibi hizmetlerini kapsamaktadır (UNESCO, 2006;

Olakulehin, 2007; Jankowska, 2004)

BİT Sektörü, OECD tarafından “bilgi ve veriyi elektronik olarak gösteren, ileten, saklayan hizmet ve üretim sektörleri bütünü” olarak tanımlanmıştır. BİT, terim olarak ilk kez 1997 yılında kullanılmış olsa da bilgi ve bilginin iletişiminin tarih boyunca toplumların, kültür ve ekonomilerin dönüşümünde büyük bir rolü olmuştur (YASED, 2012). Pek çok yeniliğin ortaya çıkmasını sağlayan, hızla değişen ve gelişen BİT sektörü, günlük hayata ve iş yapış şekillerine doğrudan ve dolaylı etki ederek köklü değişimlere neden olmaktadır.

BİT sektörünün ekonomik gelişim ve sosyal/kültürel kalkınma için oynadığı önemli rol toplumun bütün kesimleri tarafından onaylanmaktadır. Küresel çapta büyümeye devam eden BİT sektörünü, 2014 yılında 4 trilyon ABD Doları seviyesine ulaşmıştır (IDC, 2015). Türkiye BİT ekonomisi ise, 1,2 trilyon ABD Doları büyüklüğündeki Avrupa BİT sektörünün yüzde 2’si, 4,1 trilyon ABD Dolarlık küresel sektörün de yüzde 0.75’i oranında pay almaktadır (TBD, 2014). Ekonomik büyüklük olarak dünyanın 17.

(24)

9

ekonomisi olan Türkiye’nin hem nüfusunun hem de ekonomisinin dünya genelindeki payı yüzde 1’in üzerinde olmasına rağmen, küresel BİT sektöründen aldığı payın yüzde 0,75’te kalıyor olması Türkiye’nin bu sektördeki payını arttırmaya odaklanması gerekliliğini ispatlamaktadır. Bilişim hizmetleri ve yazılım sektörlerinin toplamı Türkiye BT sektörünün dörtte bir oranına bile ulaşamazken, bu iki alt sektör, küresel BT sektöründen yüzde 70’ler düzeyinde pay almaktadır (TBD, 2014).

Gelişen teknoloji ve bu durumun endüstriye yansımaları bakımından en önemli değişimin telekomünikasyon altyapılarında görüldüğünü söylemek mümkündür.

Günümüzde ses, veri, video gibi farklı hizmetler, ortak ve entegre edilmiş şebekeler üzerinden verilebilmektedir. Geniş bant ve mobil teknolojilerdeki gelişme, geleneksel iletişim yöntemlerini ve bireylerin yaşam alışkanlıklarını değişime zorlamaktadır.

Yaşanan bu süreç bir yandan sektörün dikkatli bir biçimde takip edilmesini gerekli kılarken bir yandan da telekomünikasyon sektörünün teknolojinin küresel çaptaki gelişimine odaklanmasını zorunlu hale getirmektedir.

1.2. Mobil İletişim Sektörünün Tarihsel Gelişimi

İletişim teknolojilerindeki gelişmelerle birlikte farklı konumlarda bulunan sistem ve bilgiye anında ulaşabilmek mümkün hale gelmiştir. 21. yüzyılda insan hayatına giren mobilite kavramı, iletişim alışkanlıklarında köklü değişikliklere neden olmuştur. Mobil telefonlarla birlikte iletişim altyapılarının gelişmesi ve yeni nesil kablosuz iletişim teknolojilerinin yaygın kullanılması sonucunda mobil iletişim olanakları da gelişmiş ve yaygınlaşmıştır (Kayabaş, 2013).

Mobilite yeni bir kavram olmamasına, örneğin yıllardır yolda kamyon sürücülerinin veya denizcilerin haberleşmek için mobil iletişim teknolojisi olarak radyo sistemlerini kullanıyor olmalarına rağmen, mobil teknolojilerin bugünkü kapsamda kullanılması yeni sayılmaktadır. Önceden sadece birkaç kategorideki iş alanlarının kullanımında olan mobil teknolojiler bugün insanların günlük yaşamında vazgeçilmez bir yere sahip olmuştur. Daha önceleri belli çevrelerde bulunan mobil teknoloji ve fonksiyonları ofis ve kontrol odalarından, iletişim kurulamayan caddelere, kamusal alanlara çıkmıştır (Başkaya, 2010).

(25)

10

Farklı mekânlarda bulunan kişiler arasında iletişime olanak sağlayan araçlardan biri olarak telefon, teknik olarak bir iletişim ve enformasyon aracı olmasının yanı sıra, aynı zamanda kültür, kimlik, siyaset ve ekonomi alanlarında rolü bulunan bir araçtır. Daha önce bazı denemeler olmuşsa da Graham Bell’in 10 Mart 1876'da telefonu icat etmesiyle birlikte iletişim devriminin önünün açıldığı söylenmektedir. Telefon yaklaşık 100 yıl boyunca gelişimini sürdürmüş ancak kablosu olduğu için her zaman bir yere bağlı olarak kullanılmıştır. Finlandiya ve İsveç gibi coğrafi nedenlerle kablo döşeme sıkıntısı yaşayan ülkelerin alternatif kanallar arama çabasıyla telefon kablosuz hale gelmiştir (Uğurlu, 2013).

Mobil telsiz sistemleri, mobil iletişim teknolojilerinin temelini oluşturur. Bu sistemde iletilmek istenen veri, elektromanyetik dalgalar sayesinde bir frekans üzerinden alıcıya iletilir. İlk olarak 1947 yılında geliştirilen hücresel telefon sistemleri, yalnızca taşıtlarda telefon kullanımını olanaklı hale getirmiştir (Kayabaş, 2013). Buna benzer birçok denemenin ardından Global System for Mobile Communications (mobil iletişim için küresel sistem) veya kısaca GSM olarak adlandırılan teknoloji için ilk adım ise 1982 yılında atılmıştır. Avrupa Birliği (AB) devlet başkanları GSM projesini onaylayarak 900 MHz frekansının mobil iletişim için kullanılması kararını almışlardır. Almanya, Fransa, İngiltere ve İtalya, araştırma ve geliştirme çalışmaları için işbirliği anlaşması imzalamıştır. 1988 yılına gelindiğinde AB tarafından GSM altyapısının özellikleri detaylı olarak belirlenmiş ve aynı yıl 10 GSM operatörü ile anlaşmalar imzalanmıştır.

1990 yılında ise İngiltere'nin önerisi ile 1800 MHz frekansının da GSM şebekelerine adapte edilmesine karar verilmiştir. Artık mobil iletişim için standartlar belirlenmiş ve buna uygun cep telefonları ile baz istasyonlarının geliştirilmesi için hummalı çalışmalar yürütülmüştür (Genç, 2011).

Sözü edilen yıllarda yapılan yoğun çalışmalar sonuç vermiş, 1991 yılında Finlandiya'nın yerel GSM operatörü Radiolinja üzerinden yine Finlandiya'nın iletişim kuruluşu olan Nokia’nın 1011 modeli ile ilk cep telefonu görüşmesi gerçekleştirilmiştir. İlk dolaşım (roaming) anlaşması Telecom Finlandiya ile İngiliz Vodafone firmaları arasında yapılmış ve iki ülke arasında cep telefonu görüşmeleri mümkün olmuştur (Uğurlu, 2013).

(26)

11

İlk kablosuz iletişim sistemi, İskandinav ülkeleriyle İngiltere, Almanya ve Fransa’da kullanılmıştır. 1. Nesil sistemler (1G) adı verilen bu analog haberleşme sistemleri, yetersiz kapsama alanı ve zayıf ses kalitesi ile telsiz iletişim sağlamıştır. Analog sistemlerin ardından kullanılan sayısal sistemlere ikinci nesil sistemler (2G) adı verilmektedir. İkinci nesil iletişim sistemleri, ses aktarımının yanı sıra veri aktarımı, mesaj alışverişi gibi hizmetlere de olanak sağlamasına rağmen artan hızlı haberleşme ihtiyacı ve çoklu ortam uygulamalarının yaygınlaşması, üçüncü nesil (3G) haberleşme sistemlerinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Dördüncü nesil (4G) sistemler 2G ve 3G sistemlerin devamıdır ve hücresel bir ağ sistemi kullanmaktadır (Kayabaş, 2013).

Sıralanan bu sistemlerin günümüzde artık son noktası durumundaki beşinci nesil (5G) sistemler ise önceki nesillerden daha hızlı data transferi sağlayan hücresel ağ sistemleridir (Fortune, 2015).

1990’ların başında insanların hayatına giren cep telefonu, özellikle son yıllarda günlük hayatın vazgeçilmez unsurlarından biri haline gelmiştir. Teknolojik gelişmeler ve sosyal değişimlerin etkisiyle iletişim sektöründe de hızlı değişimler ve gelişmeler yaşanmakta, günümüzde her alanda olduğu gibi mobil iletişim sektöründe de tüketicilerin ihtiyaç ve beklentileri hızla değişmekte, çok çeşitli ve farklı etkenlerle şekillenmektedir. Bununla birlikte mobil iletişim sektörü her geçen yıl büyümektedir.

Sektörün büyüklüğü ve dinamikliği, firmaların başarılı olabilmesi, uzun vadede hayatta kalabilmesi, rekabet üstünlüğü elde etmesi ve pazar payını arttırabilmesi için, kullanıcılarının istek ve ihtiyaçlarını anlayabilme ve değişen beklentilerine uyum sağlamalarını sağlayacak stratejiler geliştirmelerini zorunlu kılmaktadır. Bu amaca ulaşabilmek ise hedef kitledeki tüketiciyi doğru tanımlamakla ve tanımakla mümkün olabilir.

1.2.1. Küresel Mobil İletişim Sektörü

Teknolojik alanda yaşanan gelişmeler ve mobil iletişimde 10 yıl gibi kısa bir sürede dördüncü nesil teknolojiye ulaşılması mobil servislerin gelişmesini hızlandırmıştır.

Teknolojik gelişmelerin bir diğer sonucu ise iletişim aracı veya platform üreticilerinin oluşturduğu yenilikler ve onların da mobil operatörlerin yanı sıra mobil hizmet sunabilir hale gelmeleri ile mobil servisler sektöründe rekabetin artması ve gelişimin hızlanmasıdır (MOBİLSİAD, 2012).

(27)

12

Günümüzün en önemli endüstrilerinden birisi olan mobil iletişim sektörü, bir yandan ekonomik ve sosyal hayatın hızlı bir biçimde değişimine neden olurken diğer yandan da kendi içinde önemli dönüşümler yaşamaktadır. BTK raporuna göre, dünyadaki mobil abone sayısı toplam nüfusa yaklaşarak 7 milyar seviyesine ulaşmış ve mobil genişbant abone sayısı 2,3 milyar (ITU, 2014b) ile sabit genişbant abone sayısının 3 katını geçmiştir (BTK, 2015b). Mobil kullanıcı nüfusunun 2015 yılı itibariyle %51 küresel penetrasyona ulaşmış olması sektör büyüklüğünü ve yayılım hızını kanıtlar niteliktedir.

Hızlı bir büyüme içerisinde olan mobil iletişim sektörünün bu gelişmeyi sürdüreceği düşünülmektedir(TBD, 2014).

Gartner’ın tahmini verilerine göre dünya mobil iletişim trafiğinin 2010-2015 yılları arasında 26 kat artması ve gelirinin ikiye katlanması öngörülmektedir. Ayrıca mobil abone sayısının 7,4 milyara ulaşması ve sektör cirosunun 552 milyar dolar olması beklenmektedir (Gartner, 2011). TBD raporuna göre, 2015 yılına kadar yıllık İnternet trafiğinde yüzde 92’lik artış olacağı tahmin edilmektedir. Mobil veri trafiğindeki bu artışı tetikleyen iki unsur olarak tabletler ve akıllı telefonlar gibi mobil cihazların kullanımı ile mobil video içeriği tüketimindeki artış öne çıkmaktadır (TBD, 2014).

Dünya genelinde mobil kullanıcı sayısı son 6 yıl boyunca istikrarlı artış göstermektedir ve mobil kullanıcı sayısı sabit hat kullanıcı sayısından oldukça fazladır. Ayrıca mobil genişbant kullanıcı sayısı son 4 yılda yıllık %45’in üzerinde bir büyüme göstermiştir.

Şekil 1: Küresel İletişim Sektörü Abone Sayısı Kaynak: (ITU, Key 2005-2014 ICT Data For The World, 2014b)

- 1.000 2.000 3.000 4.000 5.000 6.000 7.000 8.000

2009 2010 2011 2012 2013 2014

Milyon

Mobil genişbant aboneliği Sabit (kablolu) genişbant aboneliği Sabit telefon hattı aboneliği

Mobil abonelik

(28)

13

2014 sonu itibariyle küresel mobil genişbant kullanım penetrasyonu %32’ye ulaşmıştır, bu oran 2011’de ulaşılandan 2 kat, 2009’daki oranın ise 5 kat fazladır. Gelişmiş ülkelerde mobil genişbant penetrasyonu %84’e ulaşarak gelişmekte olan ülkelerin 4 katına yükselmiştir. Mobil genişbant, 2014 yılında da, çift haneli büyüme oranları ile en hızlı büyüyen sektörler arasında yer almaktadır (ITU, 2014a).

2,3 milyarlık mobil genişbant pazarının %55’i gelişmekte olan ülkelerde yer almaktadır.

%64 mobil genişbant penetrasyon düzeyi ile Avrupa, yayılım sıralamasında birinci sırada yer almaktadır. Avrupa’yı, %59 ile ABD, %49 ile Bağımsız Devletler Topluluğu,

%25 ile Arap Emirlikleri, %23 ile Asya Pasifik son olarak %19 ile Afrika takip etmektedir (ITU, 2014a). ITU tarafından Bağımsız Devletler Topluluğu olarak değerlendirilen ülkeler: Ermenistan, Azerbaycan, Beyaz Rusya, Gürcistan, Kazakistan, Kırgızistan, Moldovya, Rusya Federasyonu, Tacikistan, Türkmenistan, Ukrayna ve Özbekistan’dır (ITU, 2012).

Şekil 2: Bölgelere Göre Mobil Genişbant Penetrasyonu Kaynak: (ITU, The World in 2014: ICT Facts and Figures, 2014a, s. 2)

Telekomünikasyon endüstrisinin toplum ve ekonominin geneli açısından artan önemi bugün herkes tarafından kabul görmektedir. Sektör, toplumun tüm katmanlarının birbiri ile iletişim kurmasına olan ihtiyacın karşılanması çerçevesinde, katılımcılık ve ekonomik kalkınma bakımından öne çıkmaktadır. BİT sektörü başta eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması olmak üzere, verimlilik artışı, yenilikçilik, istihdam ve büyümeye olan katkıları göz önüne alındığında gerek işletmelerin ve gerekse tüm ekonominin

Her 100 kişide Gelişmiş Avrupa Amerika BDT Arap Emirlikleri Asya - Pasifik Afrika

Dünya Gelişmekte olan

(29)

14

ulusal ve uluslararası rekabet gücünü doğrudan etkilemektedir. Ayrıca, coğrafi olarak uzak bölgeler ile bazı imkanlardan mahrum kişi veya toplumların gelişimi bakımından sektörün üstlendiği rolün yadsınamaz olduğu görülmektedir (TOBB, 2010). Mobil iletişim alanında yaşanan hızlı gelişmeler bu perspektiften yorumlandığında bu bölümde verilen istatistiklerin küresel kalkınma anlamında umut vadettiği yorumu yapılabilir.

1.2.2. Türkiye’de Mobil İletişim Sektörü

Savaşlar ve ekonomik krizler nedeniyle 19. yüzyılda sanayileşme sürecine giremeyen Türkiye’nin, bilgi toplumuna geçen gelişmiş ülkelerle arasında önemli bir teknolojik açık oluşmuş (Ahıska ve Yenal, 2006; Bali, 2002), Türkiye’de cep telefonu hizmeti sunmak üzere yapılan çalışmalar ancak 1985 yılında başlamıştır. 1986 yılında Ankara ve İstanbul’da hizmete giren analog cep telefonu hizmetinin 1987-1994 yılları arasındaki abone sayısı 5.101’den 93.503’e ulaşmış ve sayısal cep telefonu hizmetinin başladığı 1994 yılından günümüze dek neredeyse sabit kalmıştır. Sayısal teknolojiye dayalı GSM diye bilinen cep telefonları hizmeti ise, PTT ile iki ayrı konsorsiyum arasında imzalanan sözleşme uyarınca 1994 yılında verilmeye başlanmıştır. Buna göre, 1 Temmuz 1993 tarihinde, Telekom Finland, Ericsson Telekomünikasyon, Penta, Çukurova grubu ve Kavala grubunun oluşturduğu Turkcell Konsorsiyumu; 2 Temmuz 1993 tarihinde de Detecon, Alcatel Sel, Siemens, Teletaş ve Simko’nun oluşturduğu Telsim Konsorsiyumu PTT ile sözleşmeler imzalamıştır. Sözleşmelerin imzalanmasının ardından 1994 yılında önce Turkcell, sonra da Telsim konsorsiyumları Türkiye’de cep telefonu hizmeti vermeye ve abone kaydetmeye başlamışlardır (Başaran, 2002).

Bilişim teknolojilerinin ağırlıklı olarak hayatımıza girdiği 1990’lı yıllardan günümüze Türkiye’de cep telefonu pazarı hızla büyümüştür. 2000’li yıllarda, bilgi ve iletişim teknolojilerindeki küreselleşmenin hızlanması ile de birlikte, Türk tüketicisi dünyadaki teknolojik gelişmeleri daha yakından takip edebilir duruma gelmiştir. Cep telefonları, İnternet ve sosyal ağlar önemli bir yayılma sağlamıştır. Bu yayılmanın bir göstergesi olarak, IAB’nin “Türkiye İnternet Ölçümleme Araştırması” 2014 Nisan ayı verilerine göre Türkiye’deki 12 yaş üzeri İnternet penetrasyonunda bir yıl içerisinde gerçekleşen yükseliş dikkat çekmektedir. Nisan 2013’te %44,5 olan penetrasyon, Kasım 2013’te

%45,6’ya, Nisan 2014’te %46,7’ye yükselmiştir. Mobil cihazlardan sağlanan İnternet kullanımının da büyük bir ivmeyle arttığı gözlenmektedir. 6 aylık dönem incelendiğinde

(30)

15

2013’ün Kasım ayına kıyasla 2014’ün Nisan ayında tabletten İnternete bağlananların sayısında %80 oranında artış; akıllı telefondan İnternet bağlananların sayısında ise %14 artış kaydedilmiştir (IAB, 2014). TÜİK verilerine göre, 2014 yılı itibariyle Türkiye genelinde İnternet erişimi olan hane oranı %60,2’ye yükselmiş, bilgisayar ve İnternet kullanım oranları ise sırasıyla %53,5 ve %53,8’e yükselmiştir (TÜİK, 2014a). 2004 yılı ile karşılaştırıldığında bu oranların neredeyse üçe katlandığı görülmektedir. Bu hızlı yayılım Türkiye’nin BİT araçlarına olan ilgisini ve benimseme eğilimini ispatlar niteliktedir.

Gelişen teknolojiyle beraber, son yılların getirdikleri arasında belki de en önemli ve dikkat çekici olanı, cep telefonu sahibi kişi sayısının TV izleyici sayısını geride bırakması olmuştur. TGI (Target Group Index) Araştırması verilerine göre Türkiye’deki 15 yaş üstü bireylerin %84’ü günde en az bir saat TV izlediklerini belirtirken, cep telefonu sahipliği oranı ise önceki yıla kıyasla %4 oranında artarak %85’e ulaşmıştır (TGI, 2013). TV içeriklerinde ise platformlar arası geçişler söz konusu olmuştur; her ne kadar televizyon izleme oranı yıllar içinde düşüş sergilese de, İnternetin ve mobil cihazların yaygınlaşması, çevrimiçi videolara olan talep ve uydu cihaz sahipliğindeki artış, TV’de yayınlanan içeriklerin erişimini halen üst düzeyde tutmaktadır.

Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte TV içeriklerine her ne kadar farklı platformlar aracılığıyla çevrimiçi olarak erişim sağlansa ve TV’ye erişim azalsa da Türkiye’de TV, erişimi hala en yüksek mecra olma özelliğini devam ettirmektedir. TGI Araştırması’na göre 2011 yılında Türkiye’deki 15 yaş üstü bireylerin %87’si bir önceki hafta TV izlediklerini belirtirken, bu oran bu sene %84’e düşmüş durumdadır. İçeriklere İnternet üzerinden erişim sağlanması sadece TV’nin değil, yazılı basın, radyo ve hatta sinemanın da erişimlerinin düşmesine neden olmuştur. Geride bıraktığımız yıllarda kullanımı en çok düşüş gösteren mecra, gazete olarak dikkat çekmektedir. Tüketici açısından çevrimiçi ve çevrimdışı erişimin belki de en çok farklılaştığı mecra olan gazetenin 2011 yılındaki erişimi %55 iken, 2013 yılında bu oranın %48’lere kadar düştüğü gözlenmektedir. Gazetenin çevrimiçi yükselişi ve İnternet üzerinden haber iletişimi sağlamak, fiziksel olarak gazete okumayı düşmektedir. Aynı durum dergi için de geçerlidir; dergi erişimi iki sene içinde %4’lük bir düşüş göstermiştir (TGI, 2013).

(31)

16

TGI araştırması verileri de, İnternet’in Türkiye’de kullanımı artan bir mecra olduğunu desteklemektedir. IAB İnternet Ölçümleme Araştırması sonuçlarına göre 2011 yılında, 12 yaş üstü bireylerde İnternet kullanım oranı %40 iken, bu oran 2013 yılında %45’e çıkmış durumdadır (IAB, 2014). Yıllar içinde akıllı telefon penetrasyonunun da artmasıyla birlikte mobil İnternet kullanımı da aynı doğrultuda artış göstermiştir. 2011 yılında mobil İnternet kullanımı %10 iken, 2013 yılında %19’a ulaşmıştır. Online video izleme oranları ise %12’den %15’e yükselmiştir (TGI, 2013).

TGI Araştırması’na göre Türkiye’deki 15 yaş üstü bireylerin %85’i cep telefonu sahibi olduğunu ifade etmiştir. Akıllı telefon sahiplik oranı ise %30’dur. Akıllı telefonlar, günümüzde en yüksek artışı gösteren cihazların başında gelmektedir. Yükselişteki başka bir mobil cihaz olan tabletler de yıllar içinde artış göstermiş olmasına rağmen sahiplik oranı diğer cihazlara kıyasla hala düşük seviyelerde seyretmektedir. Bilgisayar sahipliğine bakıldığı zaman ise, masaüstü bilgisayarların düşüşü, dizüstü bilgisayarların ise yükselişi görülmektedir. 2011’de %12 olan dizüstü bilgisayar sahipliği, 2013’te

%16’ya yükselmiş durumdadır. TV izleme platformlarında ise hanelerde uydu sahipliğinin arttığı görülmektedir. 2011 yılında hanelerin %71’inde uydu alıcı cihaz bulunmakta iken, 2013 yılında bu oran %86’ya yükselmiş durumdadır. Kablolu TV’de ise küçük de olsa bir düşüş görülmektedir (TGI, 2013).

Mobil iletişim sektörünün hızlı gelişimi ve mobil İnternet kullanımı birçok alanda kendini göstermektedir. TBD raporuna göre, 2011 yılından günümüze Türkiye’de mobil İnternet kullanıcı adedinin önemli seviyede arttığı görülmektedir. 2011'de 1 milyon 862 bin olan kullanıcı adedi 2014'te 26 milyon 444 bin seviyesine ulaşmıştır. Trafik hacmi ise 2014 yılı itibariyle 52 milyon 359 bin seviyesinde seyretmektedir (TBD, 2014).

BTK (2015) verileri ile sabit-mobil genişbant verileri incelendiğinde OECD ülkeleri arasında Türkiye’nin beklenen sıralamada olmadığı ifade edilebilir. Sabit-mobil genişbant yaygınlığı toplamında sadece Meksika’yı geride bırakan Türkiye, mobil genişbant penetrasyonunda Meksika, Yunanistan, Portekiz ve Macaristan’ın önünde yer almıştır. Türkiye’de nüfusa göre sabit genişbant penetrasyon oranı %11,5 iken OECD ülkeleri penetrasyon ortalaması %27,4’dür. Mobil genişbant penetrasyonu Türkiye’de

%41,7, OECD ortalaması ise %78,2’dir. Bu tabloda yer alan OECD ülkeleri verileri Haziran 2014, Türkiye verileri ise Aralık 2014 tarihlidir (BTK, 2015a).

(32)

17

Şekil 3: OECD Ülkelerinde Sabit - Mobil Genişbant İnternet Penetrasyonu Kaynak: (BTK, Türkiye Elektronik Haberleşme Sektörü Üç Aylık Pazar Verileri Raporu 2014 Yılı 4. Çeyrek, 2015a, s. 50)

2014 yılı Aralık ayı sonu itibariyle Türkiye’de %92,5 penetrasyona karşılık gelen yaklaşık 72 milyon mobil abone bulunmaktadır. Temmuz 2009’da sunulmaya başlanan 3G hizmeti 2014 yılı Aralık ayı sonu itibariyle 58 milyon aboneyi aşmıştır (BTK, 2015a). Mobil cihazlara odaklanıldığında, bu cihazların genellikle 9 yaş üstü kişiler tarafından kullanıldığı varsayımından hareketle 0-9 yaş nüfus hariç olmak üzere mobil penetrasyon oranları hesaplandığında, penetrasyonun %112’ye çıktığı görülmektedir (BTK, 2015a).

Şekil 4: Türkiye'de Mobil Abone Sayısı ve 0-9 Yaş Hariç Nüfusa Göre Penetrasyon Kaynak: (BTK, Türkiye Elektronik Haberleşme Sektörü Üç Aylık Pazar Verileri Raporu 2014 Yılı 4. Çeyrek, 2015a, s. 53)

(33)

18

2014 yılı dördüncü çeyreğinde 3G abone sayısı 59 milyona yaklaşırken; 3G hizmetiyle birlikte mobil bilgisayardan ve cepten İnternet hizmeti alan mobil genişbant abone sayısı da 32 milyonu aşmıştır. 2014 yılı dördüncü çeyrekte toplam mobil İnternet kullanım miktarı ise 96.544 TByte olarak gerçekleşmiştir (BTK, 2015a). Bu veriler yorumlanırken 31 Aralık 2013 itibariyle 0-9 yaş nüfus hariç olmak üzere Türkiye nüfusunun 64.190.215 kişi olduğu göz önünde bulundurulmalıdır.

Şekil 5: Türkiye'de 3G Hizmeti Kullanıcı Verileri

Kaynak: (BTK, Türkiye Elektronik Haberleşme Sektörü Üç Aylık Pazar Verileri Raporu 2014 Yılı 4. Çeyrek, 2015a, s. 53)

Türk kullanıcıların mobil genişbant ile yakın ilişkisinin başka bir neticesi de yüksek mobil trafik hacmidir. 2014 yılı dördüncü çeyrekte toplam mobil trafik hacmi 52,73 milyar dakika olarak gerçekleşmiştir. 2014 yılı dördüncü üç aylık dönemi trafik bilgileri bir önceki üç aylık dönemle kıyaslandığında toplam trafiğin %0,71 oranında azaldığı, geçen senenin aynı dönemi ile kıyaslandığında ise %11,79 oranında arttığı görülmektedir (BTK, 2015a)

BTK ve TÜİK tarafından yürütülen ulusal araştırmaların yanı sıra, son yıllarda akıllı telefon kullanıcılarına yönelik Türkiye’de yürütülen en detaylı araştırmalardan birisi Ericsson tarafından yürütülen “ConsumerLab Türkiyede Mobil Genişbant Kullanıcı Araştırması”dır. 2014 yılında beşincisi gerçekleştirilen araştırma, 3G bağlantılı akıllı telefon kullanıcılarının kullanım alışkanlıkları, eğilimleri ve 4G’den beklentilerine ilişkin sonuçlar içermektedir (Hürriyet, 2014). 4G teknolojilerinin temel vizyonu; artan kullanıcı beklentisinin ötesine geçip haberleşme alanında hız ve kapasite devrimi yaparak, her zaman her yerde geniş bant erişimi sağlayacak şekilde benzersiz erişim imkanı sunmak şeklinde tanımlanmaktadır (Urfalıoğlu, 2011).

(34)

19

ConsumerLab araştırması Türkiye genelinde 25 şehirde, ayda en az bir kez akıllı telefon üzerinden mobil İnternet kullanan toplam 1.500 kullanıcı ile yüz yüze görüşmeler yapılarak gerçekleştirilmiştir (Ericsson, 2014). Bu araştırmaya göre (Ericsson, 2014);

 Türkiye’de 3G kullanıcılarının mobil servis kullanımı birçok ülkeye göre daha ileride çıkmıştır.

 Türkiye’deki kullanıcılar teknolojiye meraklı ve yeni cihaz sahibi olma konusunda oldukça isteklidir.

 Kullanıcıların %43’ü, akıllı telefonlarının hayatlarının önemli bir parçası olduğunu ifade ederken, %37’si operatör seçerken maliyetten önce hıza önem verdiklerini belirtmişlerdir.

 Kullanıcıların %40’ı cihaz alırken en son çıkan modelleri tercih ettiklerini ifade etmişlerdir.

Araştırmaya göre, 3G akıllı telefon kullanıcıları performans odaklılar, cihaz odaklılar, ucuz fiyat odaklılar ve ilgi kontrol odaklılar olan gruplanmıştır. Kullanıcı profillerinin yaş gruplarına göre şekillendiği gözlenmektedir.

Şekil 6: 3G Akıllı Telefon Kullanıcı Grupları

Kaynak: (Ericsson, Ericsson ConsumerLab Türkiye Mobil Genişbant Kullanıcı Araştırması, 2014, s. 15)

Türk kullanıcılar arasında İnternet tabanlı iletişim hizmetleri de hızla yayılmaktadır. Bu yayılımın nedeni geleneksel yöntemlerin genellikle daha yüksek maliyetli oluşuna

Referanslar

Benzer Belgeler

Dolayısıyla iş hukukunun ortaya çıkmasının en temel ve basit gerekçesi, ekonomik açıdan güçsüz olan işçilerin piyasa koşulları karşısında korunması, işçilere

Mühendislik fakültelerine kayıt olan ve eğitim süreci sonunda mezun olan mühendis adaylar, üniversite eğitimi hakkında düştükleri yanılgılar nedeniyle çeşitli

Some studies find out that Chemistry teaching in Vocational High School is less directly connected to the aspects in the expertise competence so that the interest, motivation, and

Ayni zamanda portföy seçiminde tercih edilen hisse senet- lerinin ait olduğu firmalarin kuruluş tarihi ile hisse senetlerinin tercih edilme sikliği arasindaki ilişkiyi

Araştırmanın alt problemlerini açıklamak için ulaşılan bulgulardan elde edilen sonuçlar doğrultusunda, öğrencilerin internet bağlantısına sahip olma durumuna

İŞCAN Kamil BOSTAN Kemal KIRIKÇI Mehmet Ali AZMAN Mehmet Cengiz HAN Mehmet ÇABALAR Mehmet ÇALICIOĞLU Mehmet ÇAY Mehmet İRİADAM Metin BAYRAKTAR Mustafa GARİP

Yeni nesil teknolojilerin kullanılmasıyla geliştirilen sayaç okuma mobil uygulaması ve E-Abone uygulamaları sunulmakta, önerilen sistemin mimari yapısı verilmekte ve

Bu bildiride, sayaç okuma işlemlerinde el terminalleri yerine yeni nesil mobil cihazların (akıllı cep telefonu, tablet vb.) kullanıldığı ve abonelerin çeşitli