EVRENİ TANIYALIM
EVRENİN YAPISI VE GEÇMİŞE BAKIŞ
• Günlük hayatta da astronominin uzay, evren ve görünen evren gibi kavramları çok sık
kullanmaktadır. Bu terimleri kısaca tanıyalım:
UZAY
• İçerisinde bütün gök
cisimlerini, her türlü
madde ve enerjiyi
barındıran, yerin
atmosferi dışında
kalan, sınırsız üç
boyutlu sahadır.
EVREN
• Yerküre de dahil
olmak üzere, bütün gök cisimleri ile her türlü madde ve
enerjinin bütünüdür.
GÖRÜNÜR EVREN
• Evrenin görülebilen
kısmıdır. Teknoloji
ilerleyip daha güçlü
teleskoplara sahip
olundukça görünen
evrenin sınırları da
genişlemektedir.
Gök Ada (Galaksi)
• Gökada ya da galaksi, kütleçekim (yerçekimi) kuvvetiyle birbirine bağlı yıldızlardan, yıldızlararası gaz ve tozdan, plazmadan ve şimdilik pek
anlaşılamamış karanlık
maddeden oluşan sistemdir.
• Tipik gökadalar 10 milyon (cüce gökada) ile bir trilyon (dev gökada) arasındaki miktarlarda
yıldız içerirler ve bir gökadanın içerdiği
yıldızların hepsi o gökadanın kütle merkezini (ortak çekim merkezini) eksen alan
yörüngelerde döner. Gökadalar çeşitli çoklu
yıldız sistemlerini,yıldız kümelerini ve çeşitli
nebulaları da içerebilirler.
YILDIZ
• Yıldız yoğun ve ışık saçan bir plazma küresidir. Biraraya toplanan yıldızların
oluşturduğu gökadalar görünür evrenin hâkimidir. Günışığı
dahil olmak üzere Dünya
üzerindeki enerjinin çoğunun kaynağı, bize en yakın yıldız olan Güneş'tir.
GEZEGEN
• Gezegen veya planet, Güneş'in etrafında dolanan gökcismidir.
Dar anlamıyla, Güneş Sistemi içinde, Güneş'in doğrudan uydusu olan ve
Uluslararası Gökbilim Birliği (IAU)
tarafından bu tanıma uygun bulunmuş 8 gök cismini
belirlemede kullanılır.
• Güneş Sistemi'nde, resmi olarak kabul edilen 'sekiz gezegen'den başka, bu cisimlerle boyut, yörünge ve fiziksel özellikler açısından aynı gruba konabilecek yeni gök
cisimlerinin keşfedilmesi, bir yandan da başka yıldızların etrafında da Güneş Sistemi gezegenlerine benzer gök cisimlerinin dolandığının
saptanması, 'gezegen' tanımının sınırlarının bulanıklaşmasına neden olmuştur.
BULUTSU (NEBULA)
• Nebula (bulutsu)
yıldızlarası boşluklarda yer alan bulutu andıran gökcisimleridir.Hidrojen gazı, toz ve plazmadan oluşur.Yapısında
yıldızlar bulundurur ve
bu yıldızların ışığıyla
görünür hale gelirler.
• Bulutsular yıldız dönüşümünün ilk
aşamasıdır.Bulutsu terimi önceden yıldızlar gibi noktasal olmayan tüm bulut benzeri
cisimler için kullanılırdı. Örneğin Andromeda Galaksisi galaksiler keşfedilmeden önce
Andromeda Bulutsusu olarak geçerdi.
Meteorlar ve Gök Taşları :
• Gökyüzünde birden görünüp kaybolan, evrenin oluşumu esnasında ve ya kuyruklu yıldızlardan koparak uzaya saçılan, yapılarında çeşitli
maddelerin bulunduğu kayalara, gök cisimlerine meteor denir.
Goba Göktaşı adıyla bilinen bu dev göktaşı Namibya'da bulunuyor.
• Namibya'nın batısındaki Hoba çiftliğinde yaşayan bir çiftçi, 1920 yılında tarlasını sürerken atın çektiği saban bir cisme
takılıyor.Sabanın takıldığı cismi kazma kürekle ortaya çıkaran çiftçi gördüğü karşısında şaşkına dönüyor.
•
• Çiftçi Yakup Hermanus, hayatı boyunca gördüğü hiçbir taşa benzemeyen bu meteoru kırmak istiyor ama başaramıyor.Bunun üzerine yetkililere haber veriyor.Yapılan incelemede bu taşın 80 bin yıl önce uzaydan düştüğü ve ağırlığı nedeniyle yere gömüldüğü anlaşılıyor.
•
• 60 ton gelen bu dev taş bugün bile dünyada bulunan en büyük meteor olma özelliğini koruyor.Tarladan alınan dev meteor özel bir alana götürüldü.
• Meteorlar atmosfere hızla girdiklerinde atmosferdeki hava moleküllerine sürtünmenin etkisiyle ısınır ve kor haline gelerek ince bir ışık çizgisi bırakır. Atmosferden çıkan meteorlar soğur ve kaybolur.
Bazı meteorların tamamı atmosferde yanmaz ve yeryüzüne düşen parçaları olur. Atmosfere girerek yeryüzüne ulaşabilen bu meteorlara gök taşı (meteorit) denir.
Gök taşları (meteorlar), düştükleri yerlerde hasarlara yol açabilir, çukurlar oluşturabilir. Oluşan çukurlara gök taşı çukuru denir.
Kuyruklu Yıldızlar
Kuyruklu yıldızlar, yıldız değildir, Güneş’ten aldıkları ışığı yansıtırlar. Kuyruklu
yıldızların yapısında donmuş halde buzlar, gazlar ve tozlar bulunur. Bu yüzden kirli
kartopu olarak da adlandırılırlar.
• Kuyruklu yıldızlar, Güneş’in çevresindeki uzun ve geniş elips şeklindeki yörüngelerde dolanır. Güneşe yaklaştıklarında içerdikleri buz bir miktar erir. Buzla karışmış toz ve taş
parçaları serbest kalır. Serbest kalan gaz, su buharı ve ince tozlar güneş rüzgarıyla itilir. Böylece kuyruklu yıldızın kuyruk kısmı oluşur.
Kuyruklu yıldızda, baş bölümü kuyruk bölümüne göre daha
parlaktır. En önemli kuyruklu yıldız Halley Kuyruklu Yıldızıdır ve 76 yılda bir Dünya’nın yakınından geçer, gözlenir.
Astronomik birim
• Astronomik birim (Simgesi: AU; İngilizce:
Astronomical Unit), gökbilimde kullanılan bir uzaklık birimi. Bir astronomik birim Güneş'in merkeziyle Dünya'nın merkezi arasındaki
uzaklık olan 149,6 milyon km. ya da 92,9
milyon mil'dir. Astronomik birim, evrendeki
büyük uzaklıkları belirtmek için kullanılır.
• Uluslararası Astronomi Birliği (International Astronomical Union) 1976 yılında aldığı bir kararla, 1 astronomik birimi, kütlesi sıfır kabul edilen bir taneciğin 1 Gauss yılı
(365,256.898.300 gün) sürede çizdiği düzgün dairesel
yörüngenin yarıçapı olarak kabul ederek kesinleştirmiştir. Buna göre, 1 Astronomik birim 149.597.870.691 ± 30 metre'dir.(
Temel parçacığın belirtilen yörüngede hareketi esnasında sahip olduğu sabit hız belirtilmemiş.) Hız değeri sürat denklemiyle 2•π•r/t= 29.784 691 km/s tır.
Işık yılı
• Işık yılı (sembol: ly), ışığın bir yılda boşlukta aldığı mesafedir. Astronomik birim'e kıyasla büyük bir uzunluk birimidir, bu sebeple
genellikle yıldızlar arası mesafeleri ölçmekte
kullanılır. Uluslararası Astronomi Birliği (IAU),
yıl birimi olarak Julyen yılı'nın kullanılmasını
önermektedir. Buna göre bir yıl 365.25 gün ya
da 31.557.600 saniyedir.
Parsek
• Parsek (Simgesi: pc; İngilizce: Parsec), gökbilimde kullanılan uzaklık ölçü birimidir. Paralaksı 1 olan bir gökcisminin uzaklığına denktir.
1 Parsek, yaklaşık 3,26 ışık yılına eşdeğerdir.
• 1 parsek =
• 360 × 60 × 60/(2π) = 206,264.8062 AU Astronomik birim
• 30.857 × 1012 km
• 3.261630751 ışık yılı
EVRENİN GENİŞLEMESİ
• İçinde yaşadığımız evren genişliyor. Bunu biliyoruz; çünkü gökadaların ve gökada
gruplarının gittikçe birbirlerinden uzaklaştığını görüyoruz. Bu genişleme, evrenin 14 milyar yıl önce oluştuğu, Büyük Patlama olarak
adlandırılan çok sıcak ve yoğun olaydan beri
devam ediyor.
• Bizden yaklaşık 15 milyar ışık yılı uzaklıktaki gök cisimlerinin uzaklık ölçümleri yapılabilmektedir. Uzaklık ölçümündeki bu sınır teknolojinin koyduğu bir sınırdır. Uzak galaksiler gözlendiğinde bizden
uzaklaştıkları görülmektedir. Bu gözlemler ilk kez Hubble ve Lundmark tarafından 1920’lerde yapıldı. Aynı yıllarda Hubble, ABD’de Mount Wilson Gözlemevi’nde yaptığı çalışmalarında birçok galaksinin
uzaklıklarını tayin etti. Aynı galaksilerin uzaklaşma hızlarını da ölçtü.
Ölçümlerini yaptığı 45 kadar galaksinin hızlarını uzaklıklarına karşı bir grafikte noktaladı. Bu grafiğin bir doğru olduğunu gördü ve hız ile uzaklık arasında aşağıdaki bağıntıyı elde etti: V=H-d
• Burada V, galaksinin bizden uzaklaşma hızı, d uzaklığıdır. H ise söz konusu eğimdir ve Hubble sabiti olarak bilinir. H sabitinin yaklaşık değeri 17 km/s/milyon ışık yılıdır. Bu demektir ki uzaklık 1 milyon ışık yılı artınca hız 17 km/s artar. V- d
arasındaki bu bağıntı evrenin genişlediğini gösteren meşhur Hubble Yasasıdır. Bu yasaya göre başka
galaksi kümelerinde bir cisim bizden ne kadar uzakta ise küme ile beraber o kadar büyük hızla bizden uzaklaşmaktadır.