• Sonuç bulunamadı

Çocukluk Çağında Sık Görülen Ritm Problemleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Çocukluk Çağında Sık Görülen Ritm Problemleri"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Çocukluk Çağında Sık Görülen Ritm Problemleri

COMMON CARDIAC ARRHYTHMIAS IN CHILDREN

Funda Ö Z T U N Ç *

*Prof.Dr.. İstanbul Ü n i v e r s i t e s i K a r d i y o l o j i Enstitüsü, İ S T A N B U L

Özet

Bu yazıda çocukluk çağında sık görülen ritm bozukluk­

larının nedenleri ve tedavileri tartışılmıştır.

Anahtar Kelimeler: A r i t m i , Ç o c u k T K l i n Pediatri 1999, 8:109-115

Summary

This report was mentioned about common cardiac ar­

rhythmias in children. Their causes and therapies were dis­

cussed.

Key Words: A r r h y t h m i a , C h i l d r e n T K l i n J Pediatr 1999, 8:109-115

Kalbin normal atım düzeni (ritmi) dışındaki bütün düzensizliklere alışılmış bir terimle aritmi veya daha uygun bir deyimle disritmi denir.

Aritmilerin oluşumunda rol oynayan başlıca faktörler otomatisite, iletim ve refrakterlik değişik­

likleridir. Bu faktörler bazen tek başına, bazen bir­

likte etkili olurlar.

Bütün bu mekanizmaların altında yatan patolo­

ji ıskemi, iltihap, gerilme, çekilme gibi etkenlerin yarattığı dokusal dejenerasyonlar veya metabolik ve fonksiyonel bozukluklardır. Bununla birlikte hiçbir yapısal patolojiye bağlı olmayan benign arit­

mi şekillen dc vardır (1).

Aritmileri klinik olarak:

1 -Vagal aritmiler 2- Ekstrasistoller 3- Taşıaritmilcr 4- Bradiari taliler

başlıkları altında toplayabiliriz.

G e l i ş Tarihi: 22.10.1998

Y a z ı ş m a Adresi: Dr.Funda Ö Z T U N Ç

İstanbul Ü n i v e r s i t e s i K a r d i y o l o j i E n s t i t ü s ü Haseki, İ S T A N B U L

Vagal Aritmiler

Vagal tonusun hafif artmasına bağlı olduğu dü­

şünülen aritmiler çocukluk döneminde sık görülür­

ler. Bunlar sinüs aritmisi, "wandering" atriyal pace­

maker (Şekil 1), kavşak ritmi (Şekil 2), gibi ritm problemleridir. Bu aritmilere en sık a d ö l e s a n atletlerde rastlanır. Astım, üst solunum yolu ob- strüksiyonu, intrakraniyal basınç artımı, faringeal stimülasyon, abdominal distansiyon gibi vagal tonusu arttıran hallerde de görülebilir.

Miadında doğan bazı infantlarda hayatın ilk birkaç ayı içinde bradikardik spellere rastlanabilir.

Bu speller apne ile birlikte olabilir ve ufak bir uyarı ile düzelirler. Genellikle bir yaş civarında kay­

bolurlar (2).

Vagal aritmisi olan asemtomatik hastalarda çoğu kez ileri tetkik ve tedaviye gerek yoktur.

Scmptomatik hastalara eksersiz testi, Holtcr monitörizasyon, elektro fizyolojik çalışma (EPS) vc pil imlantasyonu gerekebilir.

Ekstrasistoller (Prematüre Atımlar)

Prematüre atımlar çocukluk yaş grubunda sık görülürler. Atriyal ektopiler infant ve küçük çocuk­

larda, ventriküler ektopiler ise yenidoğan ve geç çocuklukta ("teenager") daha sıktır. İsole prematü-

TKliı, J Pediatr 1999, 8 109

(2)

Kunda ÖZTUNÇ ÇOCUKLUK ÇAĞINDA SİK GÖRÜLEN RİTM PROBLEMLERİ

Şekil 1. "Wandering" atriyal pacemaker. Şekil 2. K a v ş a k ritmi.

Şekil 3 . A t r i y a l p r e m a t ü r e a t ı m ( A P K ) . Şekil 4. S P K ("Junctional" premature atım).

rc atımlar genellikle "benign" olmakla birlikte, alt­

ta yatan patolojinin bulgusu olabilmeleri ve reen­

tran taşikardileri başlatabilmeleri nedeniyle dikkate alınmalıdırlar (3-5).

A t r i y a l p r e m a t ü r e kontraksiyonlar ( A P K ) genellikle tamamen normal kalbi olan çocuklarda görülürler. Yüzey E K G ' d c morfolojisi ve ortalama vektörü, sinüs P dalgasından farklı olan prematüre P dalgaları ile tanınırlar (Şekil 3). Nadiren atriyal büyüme, atriyal cerrahi sonrası, myokardit, hiper- tiroidi, aşırı doz sempatomimetik alınması, hipokalemi, hiperkalsemi, hipoksi ve hipoglisemi ile birlikte görülebilirler. A P K ' n u n tedavisi gerek­

mez; bazı otörler yenidoğan döneminde ve sık ise tedavi önermektedirler. Supraventriküler taşikardi ( S V T ) ile birlikte olursa S V T için tedavi başlan­

malıdır (3-5).

"Junctional" prematüre kontraksiyonlar (JPK), önünde P dalgası olmayan erken gelen normal Q R S formuyla tanınırlar (Şekil 4). Prognostik ve dıag- nostik yaklaşım genellikle A P K gibidir. Genellikle tedavi gerekmez (3).

Ventriküler prematüre kontraksiyonlar ( V P K ) ; sinüs Q R S morfolojisinden farklı morfolojide önünde P dalgası olmayan ve erken gelen Q R S kompleksi ile tanınırlar (Şekil 5,6).Yüzey E K G ' d c aberan iletili J P K ile ayırt etmek m ü m k ü n değildir.

Bu nedenle bu morfolojideki atımları daima V P K olarak kabul etmek gerekir. V P K ' l a r normal kalbi olan çocuklarda görülebildiği gibi mitral valv pro- lapsusu ( M V P ) , hipertrofik kardiyomiyopati, kon- jestif kardiyomiyopati, aritmojenik sağ ventrikül

displazisi, miyokardit, uzun QT sendromu ve pre- operatif ve postoperatif konjenital kalp hastalıkları

110 T Klin Pediatri i 999, 8

(3)

ÇOCUKLUK ÇAĞINDA SİK GÖRÜLÜN R İ T M PROBLEMLERİ

ile birlikte olabilirler. Normal kalbi olan çocuklar­

da tek, uniform V P K ' l a r ı tedaviye gerek yoktur.

Eksersiz ile artıyorsa, kalpte yapısal bozukluk varsa, multiform veya ardışık "couplet" fonn gös­

teriyorsa y a k ı n izlenmelidirler. Semptomlar başlarsa tedavi önerilir. Genellikle kalbi yapısal olarak normal olan ve semptomu olmayan çocuk­

larda V P K T a r tedavi gerektirmezler (4-6).

T a ş i a r i t m i l e r

Taşikardi, kalp hızının hastanın y a ş m a ve taşikardinin köken aldığı dokunun normal sınırları­

na göre yüksek olmasıdır. Çocukluk çağı taşiaritmi- lerinde kalp hızının değerlendirilmesi yanında ateş, anemi, enfeksiyon gibi durumların varlığı; taşiarit- mıye bağlı kalp yetersizliği gelişip gelişmediği gözlenmeli; ilaç öyküsü alınmalı ve anatomik kalp hastalığı araştırılmalıdır. Taşiaritmiye bağlı semp­

tomlar süt çocukluğunda huzursuzluk, beslenme güçlüğü, b ü y ü k ç o c u k t a çarpıntı hissi, göğüs ağrısıdır. Hastanın yaşı küçüldükçe, kalp hızı art­

tıkça, epizodun süresi uzadıkça, anatomik kalp hastalığı ile birlikte ise kalp yetersizliği gelişme ris­

ki artar.

Taşiaritmilerin tanısında 12 lead E K G halen en önemli tanı yöntemidir. E K G kalp hızı, düzenliliği, P aksı ve morfolojisi, PR ve RP intervalleri ve iliş­

kileri, Q R S aksı vc morfolojisi, atriyoventriküler (AV) ilişki taşiaritminin kökeni ve mekanizması hakkında önemli ipuçları verir. Holter monitörizas- yon, eksersiz testi, transtelefonik E K G , transözefa- jiyal monitörizasyon, sinyal ortamah E K G ve elek- trofızyolojik çalışmalar tanıda gerektiğinde kul­

lanılan diğer yöntemlerdir.

Funda ÖZTUNÇ

Çocukluk çağı taşiaritmileri kökenlerine göre üçe ayrılabilir.

1. Sinüs taşikardisi

2. Supraventriküler taşikardi (SVT) 3. Ventriküler taşikardi ( V T )

Sinüs taşikardisi: En sık görülen, nedenine yönelik tedavi dışında tedavi gerektirmeyen taşia- ritmi türüdür. Çocukluk çağında en sık ateş, emos- yonel stres (ağlama), hipovolemi, anemi ve hiper- tiroidide görülür. E K G ' d e her Q R S önünde normal bir P dalgası vardır ve Q R S morfolojisi normaldir.

Kalp hızı nadiren 200/dk yı geçer. PR aralığı hıza bağlı biraz kısalmış olabilir (1,4,5).

Supraventriküler taşikardi: His bımdle bi- furkasyonunun proksimalinden köken alan anormal mekanizmalar sonucu gelişir.Çocukluk çağının en sık görülen semptomatik taşıarıtmisidir. Her 250-

1000 çocuktan biri hayatının bir döneminde S V T atağı geçirmektedir. İlk S V T atağı genellikle ha­

yatın ilk ayı içinde veya süt çocukluğu döneminde görülmektedir. Genellikle yapısal olarak normal kalp ile birlikte görülmekle birlikte Ebstein anoma­

lisi, "corrected" T G A gibi konjenital kalp hastalık­

larında, kalp cerrahisinden sonra S V T gelişebilir.

Romatizmal kalp hastalığı, myokardit ve kardiyo- miyopatiye de eşlik edebilir (4,5,7).

SVT başlıca 3 mekanizma ile oluşabilir:

a. Bypass y o l ile olan reentri b. Bypass yol bulunmadan reentri c. Otomatik ektopik fokus

TKlin J Pediatr 1999, S 111

(4)

(••unda ÖZTUNÇ ÇOCUKLUK ÇAĞINDA SIK GÖRÜLEN RİTM PROBLEMLERİ

Ş e k i l 7. A t r i a l flatter.

Sinüs nod reentran taşikardi, atriyal flatter (Şekil 7) ve fıbrilasyon reentran taşikardiler grubundadır. E K G de düzenli, normal Q R S mor­

folojisi ile birlikte yaşa göre değişmekle birlikte 180-320/dk arasında bir hız gösteren taşikardi vardır (Şekil 8). Q R S süresi 0.12 sn altında ise dar, üstünde ise geniş kompleksli taşikardiden söz edilir. Dar kompleksli taşikardilerde ventrikül nor­

mal yoldan uyarılır, böylece ventrikül taşikardisi ekarte edilmiş olur. Bypass y o l ile birlikte olan reentran taşikardilerde antegrad ileti nedeniyle Q R S morfolojisi sinüs ritmindekinden farklı geniş kompleksli olabilir ve ventriküler taşikardi ile ayırıcı tanısı güçleşebilir. Wolff-Parkinson-White ( W P W ) sendromunda bu tür geniş Q R S T i taşikardiler karşımıza çıkabilir. D a l bloklu S V T ' l e r ya da hıza bağımlı aberasyon gelişen S V T ' l e r de yine geniş kompleksli taşikardi oluşur. Normal sinüs ritmmdeki E K G ayırıcı tanıda o l d u k ç a yardımcıdır. P dalgasının varlığı ve aksı mutlaka araştırılmalıdır. Patolojik P dalgası aksı ektopik taşikardilerde odağın lokalizasyonu hakkında fikir verir. P dalgası bazen b u l u n d u ğ u halde kalp hızının fazla olması nedeniyle S T - T segmenti içinde göz­

den kaçabilir. 50 mm/sn hızla çekilen E K G P dal­

gasının g ö r ü l m e s i n i kolaylaştırabilir. S V T mekanizmasının bilinmesi önemlidir. Çocukluk yaş gruplarına göre mekanizma değişiklik göstere­

bilmekle birlikte genellikle reentran mekanizma söz konusudur. Süt çocukluğu çağında bypass yola bağlı reentry S V T ' l e r i n %90'mdan fazlasından so­

rumludur. Otomatik ektopik taşikardi t ü m çocukluk çağı boyunca görülebilir. Bu mekanizma S V T lerin

% 14-22'sini oluşturmaktadır. Bypass y o l bulunsun

Ş e k i l 8. S u p r a v e n t r i k ü l e r taşikardi.

yada bulunmasın çocukluk çağında en sık reentran taşikardiler görülür. Bu tür S V T ani başlayıp ani s o n l a n m a s ı , vagal manevralar ile sonlandırıla- bilmesi, medikal tedaviye i y i yanıt alınması ile otomatik t a ş i k a r d i d e n farklılık taşır. Otomatik taşikardiler ise yavaş başlar ve sonlanır, vagal manevralara i y i yanıt vermez ve medikal tedaviye dirençlidir (4,5,7).

S V T ' n i n akut tedavisinde ö n c e l i k l e vagal manevralar denenmelidir. En sık uygulanan yüze buz torbası konulmasıdır. Ö ğ ü r m e refleksinin uyarılması, karotis masajı denenebilir. G ö z küre­

sine basılması retina dekolmanı riski taşıması ne­

deniyle g ü n ü m ü z d e artık önerilmemektedir. Yanıt alınamazsa adenozin kullanılır; 50-250 Jig/kg i.v.

bolus şeklinde hızla uygulanır. Ç a b u k etki etmesi, yan etkilerinin az olması, VT ile ayırıcı tanı yapıla­

madığı durumlarda da güvenle kullanılabilmesi yönünden ilk tercih edilen ilaçtır. Bunlarla yanıt alınmaz veya S V T yinelerse, kalp yetersizliği, şok gibi hemodinamik bozukluk varsa direkt akımlı senkronize kardiyoversiyon uygulanır. Önerilen dozu 0.25-2 joules/kg dır. Bununla da etkili oluna­

mazsa özefajiyal veya transvenöz "overdrive pac- ing" denenir. Hemodinamik bozukluk yoksa 1 yaşın üstünde ise, W P W , kalp yetersizliği yoksa, (3 bloker k u l l a n m ı y o r s a i.v. verapamil denenir.

Verapamil süt çocukluğu döneminde ciddi hipotan­

siyon, apne, bradikardi ve hatta kardiyak arreste ne­

den olabilir. 0.1-0.3 mg/kg (mak 10 mg) y a v a ş in- füzyon halinde kullanılır. Digoksinin akut S V T te­

davisinde kullanımında yavaş etki etmesi, bazen etkili olmayışı nedeniyle t e r e d d ü t l e r vardır.

Genellikle ilk 6 saat içinde etkisi g ö r ü l m e k l e bir-

112 TKlin Pediatri 1999. ti

(5)

Ç O C U K L U K Ç A Ğ I N D A SIK G Ö R Ü L E N R İ T M P R O B L E M L E R İ Funda ÖZTUNÇ

Ş e k i l 9. Ventriküler taşikardi.

liktc, 18 saate dek etkinin başlaması gecikebilir.

Atriyal fıbrilasyonu olan W P W li hastalarda ve VT den ayırım yapılamayan geniş Q R S T i taşikardi- lerde kullanılmamalıdır. T ü m bu tedavilere cevap vermeyen hastalarda prokainamid, propafenon, flekainid, sotalol, amiadaron gibi ilaçlar denenebilir.

Kronik tedavide digoksin, propranalol veya bu ikisinin kombinasyonu en çok tercih edilen ilaçlardır. Preeksitasyon d ü ş ü n ü l m ü y o r s a vera- pamil de tercih edilebilir. Grup Ib dışında tüm an- tiaritmıklcr S V T ' n i n uzun süreli tedavisinde kul­

lanılabilir. Hayatın ilk yılında atak geçiren bebek­

lerde atağın tekrarlama riski az olmakla birlikte yinede 1 yaşına dek tedavi verilmesi halen kabul edilen görüştür. M e d i k a l tedaviye dirençli, sık tekrarlayan, semptomatik olan S V T ataklarında elekrofizyolojik çalışma yapılıp kateter ablasyon teknikleri ile tedavi planlanabilir (4,5,7).

V e n t r i k ü l e r t a ş i k a r d i : His bundle bifurkasyo- nun distalinden köken alan 3 veya daha fazla ek- topik atımın 120/dk hız üzerinde ard arda gelme­

sidir. S V T lerin aksine yapısal olarak normal kalpte bulunmaları çok daha nadirdir. Ç o c u k l u k yaş grubunda VT ile karşılaşıldığında kalp tümörleri, myokard hastalıkları, konjenital vc postoperatif bazı kalp hastalıkları, elektrolit dengesizlikleri, an- tiaritmik ilaçların proaritmik etkisi akla gelmeli ve araştırılmalıdır. VT reentrı, otomatisite artışı veya tetiklencn aktivite (triggered) nedeniyle oluşur.

E K G bulgusu geniş Q R S kompleksi ve Q R S ile ters yerleşim gösteren T dalgasıdır (Şekil 9). Küçük

Ş e k i l 10. S i n ü s nodu disfonksiyonu (SSS).

(Sinüs arresti + ventriküler escape atımlar + supraventriküler taşikardi)

çocuklarda görülen V T ' d e Q R S süresi 0.12 sn al­

tında olabilir, ancak morfolojisi daima normalden farklıdır. Birlikte AV dissosiasyon veya füzyon bu­

lunması VT lehine yorumlanır (4-6).

Tedavide hemodinamik bozukluk varsa kardi- yoversiyon ve hemen ardından lidokain infüzyonu ilk seçilmesi gereken tedavi protokolüdür.

Hemodinamik bozukluğu olmayan ve semptom vermeyen hastalarda etyolojinin aydınlatılması vc tedavi p l a n ı n ı n buna göre y a p ı l m a s ı gerekir.

Ekokardiyografi ile kalp tümörleri, ventrikül fonksiyonları değerlendirilir. Miyokardit, aritmo- jenik sağ ventrikül displazisinin saptanması için

kalp kateterizasyonu ve biyopsi gerekebilir. Arit- mojenik odakların saptanması için elektrofızyolojik çalışma gerekebilir. Konulan tanıya göre antiarit- mik ilaç tedavisi veya radyofrekans kateter ablas- yonu, tedaviye yanıt vermeyen hastalarda defıbri- latör implantasyonu uygulanabilir (4-6).

Bradiaritmiler 1. Uyarı olşumundaki bozukluklar

2. Uyarı iletimindeki bozukluklar olmak üzere i k i grupta inceleyebiliriz.

Uyarı Oluşumundaki Bozukluklar

Sinüs bradikardisi, sinüs duraklaması, sinüs nod disfonksiyonu bu grupta yer alır.

Sinüs bradikardisi primer olarak sinoatriyal nodun disfonksiyonu nedeniyle olabileceği gibi sekonder nedenlerle de olabilir. Bunlar: hipotroidi, hipotermi, hipoglisemi, asidoz, hipoksi, malnut-

T Kİ in J Pedia ir 1999, 8 113

(6)

Funda Ö Z T U N Ç

Şekil 11. Sino-atriyal blok.

risyon, sepsis, santral sinir sistemi travması gibi ne­

denler; bazı ilaçlara sekonder (digoksin, p1 bloker, verapamil, sotalol, amiadaron) veya otonomik sis­

teme bağlı olarak (uzun QT, hipervagotoni, breath- holding nöbetleri) oluşabilir. Y ü z e y E K G bulgu­

larına göre sinüs bradikardisi:

infant-3 yaşına dek: <100/dk 3-9 yaş: < 60/dk

9-16 yaş: < 50/dk

16 yaş üstü: <4G7 dk olarak kabul edilir (8).

Genellikle altta yatan patolojinin düzelmesi ile bradikardi düzelir. A c i l durumlarda i.v. atropin ya da isoproterenol kullanılabilir. Nadiren p i l takıl­

ması gerekir.

Sinüs duraklaması sinüs d ü ğ ü m ü n ü n şiddetli bir inhibisyon nedeniyle bir süre uyarı çıkarama- masıdır. Genellikle asemptomatiktir. İki saniyeden uzun sürerse semptomatik olabilir. Normal çocuk­

larda uyku sırasında izlenebilir. Tedavisi sinüs bradikardisinde olduğu gibidir.

Sinoatriyal nodun primer disfonksiyonu çeşitli myopatik ve inilamatuar hastalıklarda, konjenital kalp hastalığı cerrahisini izleyerek veya kompleks heterotaksılcrde sinoatriyal nodun olmayışı hal­

lerinde görülür. Bu hastalarda genellikle bradikardi ve taşikardi birlikte görülür (Şekil 10). Semptoma­

tik bradikardi pil takılmasını gerektirir. Semp­

tomatik taşikardilerde antiaritmik ilaçlar veya anti- taşikardik pil kullanılabilir (4,5,8).

Uyarı İletimindeki Bozukluklar

Sinoatriyal ve atriyoventriküler bloklardır.

ÇOCUKLUK ÇAĞINDA SİK GÖRÜLEN RİTM PROBLEMLERİ

Ş e k i l 12. Wenckebach periodu 2'den tip 1 AV blok.

Sinoatriyal blok: Sinüs d ü ğ ü m ü n ü n doğurduğu impulsun sinoatriyal d ü ğ ü m ile bunu çevreleyen atriyum miyokardı arasında bloke olmasına sinoat­

riyal blok denir. Bu durumda ne atriyal ne de ven- triküler bir aktivasyon oluşamayacağından E K G ' d e ne P dalgası ne de Q R S kompleksi kaydedilir. Bir atım böylece aradan çıkınca bir önceki P ile sonraki arasında normal siklusun iki katı kadar süre geçer (Şekil 11); bu ikinci dereceden sinoatriyal bloktur.

Birinci dereceden sinoatriyal bloğu E K G ' d e tanımak m ü m k ü n değildir. Üçüncü dereceden sinoatriyal blokta ise hiç P dalgası oluşmaz. Atriyal ve nodal kaçak atnnlar oluşur (1,8).

Atriyoventriküler blok: Atriyoventriküler ( A V ) bloklar çocukluk yaş grubunda sık görülen bradia- ritmilerdendir. Konjenital nedenlere bağlı olabile­

ceği gibi kazanılmış nedenlerlede ortaya çıkabi­

lir.

/. derecede AV bloklar: Her atriyal atım ven- triküle iletilir. Y ü z e y E K G ' d e yaşa göre PR inter- vali uzamıştır. Atrial septal defekt ( A S D ) , atrio- ventriküler ( A V ) kanal gibi konjenital kardiyak malformasyonlar, antiaritmik ilaç alımı, miyokar- diyal inflamasyon ya da miyopati, hipotiroidi, cer­

rahi travma veya hipervagotoni hallerinde görülebilir. Genellikle i y i tolere edilir. Tedavi gerektirmez.

//. derece tip I (Wenckebach) AV blok:

Progresif PR uzamasını takiben blok oluşur (Şekil 12). Etyoloji I. derece AV blokta olduğu gibidir.

N o r m a l sağlıklı adölesan ve genç adultlarda uyurken gözlenebilir. İyi tolere edilir; tedavi gerek­

i l - ! TKlin Pediatri 1999, 8

(7)

Ç O C U K L U K Ç A Ğ I N D A S İ K G Ö R Ü L E N R İ T M P R O B L E M L E R İ F u n d a Ö Z T U N Ç

Ş e k i l 13. 2'den tip 2 AV blok (3:1 ileti). Ş e k i l 14. Tam kalp b l o ğ u (Ventriküler uyarılar Hisbundle'mn alt seviye veya ventriküler kasta çıkıyor).

tirmez. Nadiren daha yüksek dereceli bloğa ilerler

ve semptomatik bradikardi olur.

//. derece tip II AV blok: Çocuklarda nadirdir.

Konjenital kalp hastalığı ile birlikte veya kardiyak

cerrahi sonrası görülebilir (Şekil 13). Normal

çocuklarda da izlenebilir. Sıklıkla tam kalp bloğuna

ilerler. Hasta semptomatikse, belirgin eksersiz in-

toleransı varsa ya da blok cerrahi travma sonucu

oluşmuşsa pil implantasyonu önerilir. Asemtomatik

hastalar yakın izlenmelidir.

///. derece AV blok (lam kalp bloğu): Atriyal

impulslar vcntriküle iletilcmez. Atriyum ve ven-

trikül bağımsız olarak çalışırlar (Şekil 14). En

önemli faktör ventrikül hızıdır. Ventrikül hızının

düşük olduğu hastalarda semptomlar gelişir.

Konjenital veya kazanılmış olabilir. Konjenital

olanlar en sık AV kanal defekti, "corrected" büyük

damar transpozisyonu (TGA), sol atriyal isomerism

ile birlikte ya da annedeki konnektif doku hastalığı

nedeniyle gelişir. Edinsel nedenler arasında

kardiyak cerrahi, kalp kateterizasyonu gibi trav-

matik nedenler, inflamatuar , enfeksiyöz, metabolik

ve nöromusküler hastalıklar sayılabilir.

Semptomatik hastalarda ve belirgin eksersiz

intoleransı olanlarda pil takılmalıdır. Yenidoğan-

larda istirahat kalp hızı 55/dk altında, daha büyük

çocukta 50/ dk altında ise, QT intervali uzamış ise,

geniş QRS li "escape" ritm, ventriküler ektopiler

varsa, ventriküler disfonksiyon gelişir ya/ya da

kardiyomegali ilerlerse pil takılması önerilmekte­

dir. Travmatik AV blok gelişen hastaların yaklaşık

1/3'ünde olay geçici olmaktadır. İki hafta içinde

düzelmeyen olgularda ventrikül hızı ne olursa ol­

sun kalıcı pil implantasyonu önerilmektedir

(1,4,5,9,10).

KAYNAKLAR

1. O k t a y S, S ü l e y m a n l a r G. Pratik Elektrokardiyografi.

A n k a r a : Grafik S t ü d y o , 1986.

2. Garson A. Irregular heart beat in the normal c h i l d . In:

Gillette P C , G a r s o n A , eds. Pediatric A r r h y t h m i a s : Electrophysiology and Pacing. Philadelphia: W B Saunders C o , 1990:648-54.

3. Porter C J . Premature atrial contractions and atrial tach­

yarrhythmias. In: Gillette P C , Garson A, eds. Pediatric Arrhythmias: Electrophysiology and Pacing. Philadelphia:

W B Saunders C o , 1990:328-59.

4. Walsh EP, Saul JP. Cardiac arrhythmias. In: Fyler D C , ed.

Nadas Pediatric Cardiology. Philadelphia: Flanley&Belfus Inc, 1992:377-433.

5. Fish F, Benson W. Disorder of cardiac rhythm and conduction.

In: Emmanouilides G C , Riemenschneider T A , A l l e n FID, Gutgesel HP, eds. M o s s and A d a m s Heart Disease in Infants.

Children and Adolescents Including the Fetus and Young Adult. Baltimore: W i l l i a m s and W i l k i n s , 1995:1555-603.

6. Garson A. Ventricular aiThythmias. In: Gillette P C , Garson A, eds. Pediatric A r r h y t h m i a s : Electrophysiology and Pacing. Philadelphia: W B Saunders C o , 1990:427-500.

7 . L u d o m i r s k y A , Garson A , Supraventricular tachycardia. In:

Gillette P C , G a r s o n A , eds. Pediatric A r r h y t h m i a s : Electrophysiology and Pacing. Philadelphia: W B Saunders C o , 1990:380-426.

8. K u g l e r J D . Sinus node dysfunction. In: Gillette P C , Garson A, eds. Pediatric A r r h y t h m i a s : E l e c t r o p h y s i o l o g y and Pacing. Philadelphia: W B Saunders C o , 1990:250-300.

9. Ross B A . First and second degree atrioventricular block. In:

G i l l e t t e P C , G a r s o n A , eds. Pediatric A r r h y t h m i a s : Electrophysiology and Pacing. Philadelphia: W B Saunders C o , 1990:301-5.

1 O.Ross A, Pinsky W W , D r i s c o l l D J . Complete atrioventricu­

lar block. In: Gillette P C , Garson A , eds. Pediatric Arrhythmias: Electrophysiology and Pacing. Philadelphia:

W B Saunders C o , 1990:306-16.

T Klin J Pecliatr ¡999, S 115

Referanslar

Benzer Belgeler

Primer onarımı Palomo ve nüks geliştiği için ikinci ameliyatı Ivanissevich yöntemiyle yapılan bir hastada hidrosel gelişmiş ve takibinde düzelmediği için cerrahi

Kan kültüründe saptanan ve kontaminasyon olduğu belirlenen beş koagülaz-negatif stafilokok analiz dışında bırakıldığında kan kültürü ile pozitiflik oranı 28/94

Hastanın lezyonundan alınan punch biyopsi örneğinin histopatolojik incelemesinde; hiperkeratinizasyon gösteren çok katlı yassı epitelde düzleşme, çok sayıda folliküler

Entelektüel Sermayenin Bir Unsuru Olarak Beşeri Sermayenin Amortismanı Literatürde, “Entelektüel sermayenin bir unsuru olan beşeri sermaye, işletmeler açısından bir varlık

The level of superoxide dismutase (SOD) and glutathione (GSH) in the liver and kidney tissues were significant decreased in Group II than in Group I (p&lt;0.001 for both the

Bu çalışmada Ocak 2003 ile Eylül 2010 tarihleri arasın- da Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı tarafından izlenen brusellozlu 62 olgu

Kaya ve ark.’nın (13) tularemi tanısı koydukları 27 hastayı içeren çalış- malarında, 6 hastada tedavi başarısızlığı, 21 hastada tedaviye tam yanıt gözlemiş

30 obez çocuk ve 30 kontrol grubu ile yapılan bir çalışmada obez grupta sol ventrikül diyastol sonu çapı (LVEDD), diyastol sonu intraventriküler septum